Miras Hukuku
Mirasın Kazanılması
Gaiplik Halinde Mirasın Geçmesi
Gaiplik kararı verilmesi MK m. 32’de şu şekilde düzenlenmiştir:
III. Gaiplik kararı 1. Genel olarak Madde 32- Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin
ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de hiç
yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
Gaiplik Halinde Mirasın Geçmesi
Gaiplik halinde mirasın geçmesinin özellik arz ettiği üç ayrı durum söz konusu olmaktadır. Bunlar:
Mirasbırakanın gaipliği
Mirasçılardan birisinin gaipliği
Gaibin hem mirasbırakan hem de mirasçı olması
Mirasbırakanın Gaipliği Halinde Mirasın Geçmesi
Mirasçılar, gaiplik kararı anındaki duruma göre tespit edilir.
TMK m. 584’e göre teminat gösterilmesi gerekir: Madde 584- Hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimsenin mirasçıları veya mirasında hak sahibi olan kişiler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden önce bu malları ileride ortaya çıkabilecek üstün hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilişkin güvence göstermek zorundadırlar. Bu güvence, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumunda onbeş yıl ve her hâlde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar geçecek süre için gösterilir. Beş yıl, tereke
mallarının tesliminden; onbeş yıl, son haber tarihinden başlayarak hesaplanır.
Mirasbırakanın Gaipliği Halinde Mirasın Geçmesi
Teminat gösterilmesi ile amaçlanan husus, gaip olan mirasbırakanın çıkıp gelmesi halinde, mağdur duruma düşmemesidir.
Mirasbırakan lehine getirilmiş tek koruma bu değildir. Ayrıca mirasçıların iade yükümlülüğü de doğmaktadır. Bu iade yükümlülüğü, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarına göre değişecektir. İyi niyet ve kötü niyet, bu noktada, terekeden pay almış olan mirasçının, mirasbırakan hakkındaki gaiplik kararına rağmen onun gaip olmadığını bilip
bilmemesine göre tespit edilecektir.
Mirasçılardan Birinin Gaip Olması
Bu ihtimal TMK’da şu şekilde düzenlenmiştir: II. Gaibe düşen miras Madde 586- Ortada bulunmayan ve mirasın açıldığı anda sağ olup olmadığı ispat edilemeyen mirasçının miras payı resmen yönetilir.
Mirasın açıldığı anda ortada bulunmayanın sağ olmaması hâlinde onun miras payı kendilerine kalacak olanlar, gaipliğe ilişkin sürelere ve usule uyarak o kimsenin gaipliğine karar verilmesini ve miras payının
kendilerine teslimini isteyebilirler. Miras payının teslimi, gaipliğine karar verilen kimsenin mirasının mirasçılara teslimine ilişkin kurallara tâbidir.
Mirasçılardan Birinin Gaip Olması
Resmen yönetilmenin ne kadar süreceğine ilişkin düzenleme TMK m.
588’de yer almaktadır: Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse,
Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir. Gaiplik kararı verilebilmesi için gerekli ilân süresinde hiçbir hak sahibi ortaya
çıkmazsa, aksine hüküm bulunmadıkça, gaibin mirası Devlete geçer.
Devlet, gaibe veya üstün hak sahiplerine karşı, aynen gaibin mirasını teslim alanlar gibi geri vermekle yükümlüdür
Hem Mirasçının Hem de
Mirasbırakanın Gaip Olması
Bu ihtimal ise TMK 587’de düzenlenmiştir: m. III. Gaibin hem
mirasbırakan, hem mirasçı olması Madde 587- Gaibin mirasçıları tereke mallarını teslim aldıktan sonra gaibe bir miras düşerse, ona düşen miras payı gaiplik sebebiyle kendilerine kalacak olanlar, ayrıca bir gaiplik
kararı almak zorunda kalmaksızın bu miras payının teslimini
isteyebilirler. Gaibe düşen miras payını teslim alanların elde ettikleri gaiplik kararına aynı şekilde gaibin mirasçıları da dayanabilirler.
Mirasın Kazanılması
Yasal veya atanmış mirasçılar, herhangi bir irade beyanı gerekmeksizin, mirası kendiliklerinden kazanırlar. Mirasbırakandan, miras yolu ile intikale elverişli olan bütün hakları ve borçları, doğrudan doğruya, herhangi bir işlem gerekmeksizin, ölüm ile kazanırlar. Buna ırsi yoldan (ırsen) kazanma denilir. Bu noktaada yasal mirasçıların, zilyetlik hükümlerine göre atanmış mirasçılara malları teslim etme yükümlülüğü vardır.
Bir de vasiyet alacaklıları vardır, bunlar mirasçı değillerdir, cüzi
haleflerdir. Sadece kişisel hakkının sahibidir. Dolayısıyla, onun vasiyeti ifa yükümlüsü kimse ona başvurarak alacağını talep etmesi gerekiyor. Eğer böyle birisi belirlenmemişse, yasal/atanmış mirasçılara karşı bu hakkını ileri sürebilir. Bu alacak, aksi kararlaştırılmadıkça, vasiyet yükümlüsünün mirasçılık sıfatını elde etmiş olması anında muaccel olur.
Mirasın Kazanılması
Bazı özel durumlarda (intifa/irat vasiyeti gibi) vasiyet alacaklısının talep hakkı, aksi öngörülmedikçe, eşya-borçlar hukukuna göre değerlendirilir.
Sigorta vasiyetinde ise sigortalının yerine bir düzenleme getirilmiş, doğrudan sigortacıya karşı ileri sürülebilir vasiyet alacağı. Sigorta alacağı 10 yıllık zamanaşımına tabidir, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenme anından/muacceliyet anından itibaren muaccel olur.
Mirasın Kazanılması
TMK m. 603: Mirasbırakanın alacaklılarının hakları, vasiyet alacaklılarının haklarından, vasiyet alacaklılarının hakları da mirasçıların alacaklılarının haklarından önce gelir. Mirası kayıtsız şartsız kabul eden mirasçıların alacaklıları ile mirasbırakanın alacaklıları aynı haklara sahiptirler.
TMK m. 604: Mirasçılar, vasiyet yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra mirasbırakanın daha önce bilmedikleri borçlarını öderlerse, vasiyet
alacaklısından vasiyetin tenkisini isteyebilecekleri oranda verileni geri isteme hakkına sahiptirler. Vasiyet alacaklısı, ancak geri isteme
zamanında var olan zenginleşmesi ölçüsünde sorumlu tutulabilir.