Düşün, düşün…
Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 5/15, 30 Ocak 2015)
Geçen hafta neler oldu?
*** Yaklaşık 5 aydır IŞİD kuşatması altında çatışmaların sürdüğü Suriye’nin Kobani bölgesinde YPG güçlerinin tamamen hakimiyet sağladığı açıklandı. Diyarbakır ve Hakkari başta olmak üzere bazı illerde kutlamalar düzenlendi.
*** Suriye'nin kuzeyindeki Kürt bölgesinde yaşananlara ilişkin rahatsızlığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir bölgesel oluşumu kabul etmemiz mümkün değil” dedi. Başkanlık sistemini çok açık ifadelerle savunan Erdoğan yüzde 10 seçim barajının ülke istikrarı için çok önemli olduğunu söyledi, HDP’nin yüzde 10 barajını geçememesi ve Meclis’e girememesi durumunda çözüm süreci masasında yer alamayacağını belirtti.
*** Başbakan Davutoğlu, Diyarbakır AKP il kongresinde yaptığı konuşmada; “Çözüm süreci her ne olursa olsun başarıya ulaşacak. Yeni bir Ortadoğu hedefliyoruz” dedi.
Kobani’yi selamlayan Davutoğlu, Kürtçe öğrenmek istediğini açıkladı.
*** TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu üyesi AKP İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, kadınların fiziki gücü yetse erkeklere şiddet uygulayacağını savundu, “Kadın-‐erkek ayrımından kurtulmamız lazım. Kadına yönelik şiddete karşı panik butonu yerine örnek aile ve insanlardan ‘mahallenin namusu’ diye bir şey geliştirebiliriz”
dedi.
*** Gölbaşı Sulh Ceza Nöbetçi Hakimliği, Cumhuriyet Savcısı Harun Ceylan’ın açtığı soruşturma kapsamında, peygambere hakaret içerdiği iddia edilen Facebook paylaşımlarının yer aldığı sayfalara erişimin engellenmesine, karar uygulanmazsa sosyal paylaşım sitesinin tamamen kapatılmasına karar verdi. Facebook karara uydu.
*** Türkiye’de Uluslararası Holokost Anma Günü kapsamında ilk kez resmi tören düzenlendi. 2. Dünya Savaşı'nda katledilen Yahudileri anma programına TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de katıldı.
*** 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının görevden alınan savcısı Celal Kara soruşturmadaki 1 numaralı şüphelinin dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirtti, "Bu dosya kapanmadı, kapanamaz. Eninde sonunda bu yargılama olacaktır" dedi.
*** Cizre’de 14 Ocak’ta başına gelen kurşunla hayatını kaybeden 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüyle ilgili bir polis tutuklandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu,
Kazanhan’ın ölümünden bir gün sonra yaptığı açıklamada, olayda emniyet görevlilerinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını iddia etmişti.
*** İç güvenlik reformu olarak bilinen yasa tasarısı Meclis İçişleri Komisyonu’nda kabul edildi. TİHV, tasarıyla hükümetin “hiçbir hukuksal sınırlama ve yargısal denetim olmaksızın gözaltına alma/hapsetme yetkisi istediğini” belirtti. Kerem Altıparmak’ın bu konudaki çok güzel yorumunu okumanızı tavsiye ederiz:
http://bianet.org/bianet/insan-‐haklari/161898-‐icinden-‐ic-‐guvenlik-‐paketi-‐gecen-‐
kabus-‐senaryosu?bia_source=newsletter
*** Bağımsız İletişim Ağı (BİA), Ekim-‐Kasım-‐Aralık 2014 Medya Gözlem Raporu’nu açıkladı. Raporun tam metnine erişim için;
http://www.bianet.org/bianet/ifade-‐ozgurlugu/161781-‐bia-‐medya-‐gozlem-‐raporu-‐
tam-‐metin
-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐-‐
Freedom House ve HRW’dan 2015 raporları
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Freedom House hazırladıkları 2015 raporlarını açıkladı.
Freedom House, hazırladığı “Dünyada Özgürlük 2015” raporunda, insan hakları, demokrasi ve şeffaflık konusunda “kısmen özgür” ülkeler arasında sınıflandırdığı Türkiye’nin “demokratik normlardan çok uzağa sürüklendiğini” belirtti.
Raporda Türkiye, siyasi hakların kullanımda geçen yıla oranla 2 puan, sivil haklarının kullanımında ise 3 puan kaybetti ve 55 puan aldı. Örgüt, bu düşüşün nedeni olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumunu gösterdi, basın özgürlüğüne, yargı bağımsızlığına ve yolsuzlukla mücadele mekanizmalarına karşı siyasal erkin müdahalelerine dikkat çekti.
HRW ise, 90 ülkenin incelendiği 2015 Dünya Raporu’nun Türkiye bölümünde, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularındaki ihlallere, yargının siyasallaşmasına ve kamu görevlilerinin işlediği suçların cezasız kalmasına dikkat çekti.
Yolsuzluk iddialarının da yer aldığı raporun Türkiye bölümü “İfade, Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü”, “Yargı Bağımsızlığı”, “Cezasızlıkla Mücadele”, “Mülteciler”, “Önemli Uluslararası Aktörler”, “Dış Politika” şeklindeki altı başlıktan oluşuyor.
Raporların tam metinlerine erişim için;
https://www.freedomhouse.org/report/freedom-‐world/freedom-‐world-‐
2015#.VMorbGSsWHA
http://www.hrw.org/sites/default/files/wr2015_web.pdf
“Türkiye AİHM’deki iki dosyada daha mahkum oldu”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gözaltında kaybedilen Mustafa Sayğı ve cezaevlerine yapılan operasyonda kolunu kaybeden Vefa Serdar ile ilgili başvurularda Türkiye’yi suçlu buldu.
Urfa’da 21 yıl önce gözaltında kaybedilen Sayğı ile ilgili başvuruda AİHM, Türkiye’yi
“etkin soruşturma yürütmemek” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını düzenleyen maddelerini ihlal etmekten 20 bin Euro manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Ayrıca AİHM, 19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerine yapılan “Hayata Dönüş Operasyonu”
sırasında yaralanarak kolunu kaybeden Serdar’ın başvurusunda da AİHS’in 2. Maddesi uyarınca etkin soruşturma yapılmadığına hükmetti. Türkiye Serdar’a 8 bin Euro manevi, 7 bin 500 Euro maddi tazminat ödeyecek.
Diğer yandan AİHM’in açıkladığı rakamlara göre; sonuçlanan 24 başvuru ile Türkiye 2014 yılında ifade özgürlüğü ihlali nedeniyle en fazla mahkûm olan ülke oldu.
BM Evrensel Periyodik İzleme toplantısı Cenevre’de yapıldı.
İnsan Hakları konulu Birleşmiş Milletler (BM) Evrensel Periyodik İnceleme Toplantılarının 21’incisi kapsamında Cenevre’de 27 Ocak tarihinde yapılan oturumda BM üyesi ülkeler Türkiye’nin insan haklarına dair durumunu değerlendirdi.
Toplantıda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın başkanlık ettiği bir heyetle yer alan Türkiye, polis şiddetinin cezasızlığı, yargı bağımsızlığı, çocuk hakları ihlalleri, cinsiyet eşitliğine yönelik saldırılar ve kadına yönelik şiddet, basına ve gazetecilere uygulanan baskı, internet ve ifade özgürlüğü yasakları konularında yoğun eleştiriler aldı.
Bu oturum Türkiye’de ilgili sivil toplum temsilcilerinden oluşan yaklaşık 60 kişi tarafından da izlendi. Siyahbant, P24, Freemuse ve İHOP tarafından düzenlenen ve Cezayir restoranında yapılan toplantıda katılımcılar, Bülent Arınç’ın BM’e verdiği yanıltıcı bilgileri genellikle sinirli kahkahalarla izlediler ve tepkilerini anında sosyal medyada paylaştılar. 3 saatlik oturumun bitiminde ayrıca aralarında da çalışan STÖ’ler, tepkilerini içeren bir de rapor hazırlıyorlar.
Perinçek-‐İsviçre Davası AİHM Büyük Daire’de görüldü
Ermeni Soykırımı’na ilişkin “Perinçek-‐İsviçre” davasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’deki ilk duruşması 28 Ocak tarihinde görüldü.
İşçi Partisi (İP) lideri Doğu Perinçek, 2007 yılında Lozan’da Ermeni Soykırımı'nı
düzenleyen İsviçre Ceza Yasası'nın 261. maddesi uyarınca ceza almış, AİHM’e taşınan dosyada mahkeme 2013 yılında İsviçre'nin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermişti. Temyiz duruşmasında tarafları dinleyen Büyük Daire kararını ileri bir tarihte açıklayacak.
YORUM: BU İŞ TEK YÖNLÜ DEĞİL
Fransa’da böyle bir yasa Parlamento’ya getirilirken, girişimimiz de şöyle bir hazırlık yapmıştı.
10 kadar tanınmış kişi, hep birlikte Strasburg’a gidelim. Önce Yeşilköy’de bir basın toplantısı yapıp ‘1915te Soykırım yapılmıştır’ diyelim, yani Türkiye’de bu sözü yasaklayan yasa ve uygulamalara göre suç işlemiş olalım. 3 saat sonra Strasburg’da Avrupa Konseyi ve AİHM binalarının tam ortasında – Fransız aydınlarının da katılımıyla-‐ bir basın toplantısı daha yapalım ve bu kez ‘Hayır 1915’te Soykırım olmamıştır’ diyelim, bu kez Fransız yasalarına göre suç işleyelim.
‘Siz deli misiniz, daha 3 saat önce tam tersini söylediniz’ diye soranlara da ‘Hayır, biz ne yaptığımızı biliyoruz. Asıl bu yasaları çıkaranlar ne yaptıklarını bilmiyor’ deriz.
Fransa’da bu yasanın Parlamentodan geçmemesi üzerine yapılmayan bu etkinliğe sevgili Hrant Dink ve Prof. Baskın Oran olmak üzere 10 aydın katılacağını bildirmişti.
Perinçek’in yaptığı yanlış değil, ama ‘Tek yönlü’ olduğu için eksik ve yaralı.
Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim
“Eren Keskin’in sözlerini tekrarlıyoruz”
İnsan hakları savunucuları, Eren Keskin’in 12 yaşında öldürülen Uğur Kaymaz ile ilgili sözleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinden ceza almasına tepki gösterdi.
27 Ocak tarihinde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde yapılan basın açıklamasında İHD İstanbul Şube Başkanı Abdülbaki Boğa, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği adına Ümit Efe ve İHD üyesi Ahmet Demirsoy 10 ay hapisle cezalandırılan konuşmadaki ifadeleri kullanarak, Keskin’in “suçuna” iştirak etti.
Yapılan açıklamayı okuyan Demirsoy, “Devlet görevlilerinin suçlarının aydınlatılması, suç işleyen kamu görevlilerinin cezalandırılması söz konusu olsa kimse ‘Katil devlet’ ifadesini kullanmazdı” dedi; 301. maddenin kaldırılmasını talep etti.
Gazetecinin Facebook paylaşımlarına dava
Gazeteci Mine Bekiroğlu hakkında, Facebook hesabından yaptığı paylaşımlarında o dönem başbakanlık görevinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan'a “hakaret” ettiği iddiasıyla 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Adana 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak Bekiroğlu, mesajlarının içeriğinde hakaret bulunmadığını, yorum ve eleştiri içerdiğini belirtti; “Gezi Parkı eylemlerine katılmıştım. Eylem sırasında eyleme karşı olanlar arabamızın camını kırdılar. Ben de bu duruma dayanarak paylaşımlarda bulunmuştum" dedi.
Sendikalara 1 Mayıs gösterileri nedeniyle dava açıldı
1 Mayıs 2014 tarihinde Taksim’de yapılan gösteriler nedeniyle DİSK, KESK, TTB ve TMMOB yöneticilerine “Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma”
suçlamasıyla dava açıldı.
Sendika ve meslek odaları yöneticilerinin 26 Ocak’ta düzenlediği basın toplantısında konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 1 Mayıs gösterileriyle ilgili engellemeler nedeniyle Türkiye'yi mahkum ettiğini hatırlatarak, “1 Mayıs’ta Taksim’e çağırmak değil bunu engellemek suçtur” dedi.
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması 6 Şubat 2015’te görülecek.
Savcılık, darbe protestosuna hapis istedi
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Eylül'ün yıldönümünde yapılan protesto gösterisi nedeniyle dava açtı.
Şüpheliler hakkındaki iddianameyi hazırlayan Savcı Aydın Tekin, 12 Eylül 2013'de yapılan gösterinin barışçıl amaçlı olmadığı savundu, 35 sanık hakkında "kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenlemek" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istedi.
Savcı Tekin, yüzünü maskeyle kapatan ve polise taş attıkları iddia edilen 10 şüpheli hakkında ise ayrıca 6 yıla kadar hapis cezası verilmesini talep etti.
Roboski ile ilgili Tweet'e dava açıldı
Roboski Katliamı’nda ölenlerin yakınlarından Veli Encü hakkında, Gülyazı Alay Komutanlığı’nda Albay olarak görev yapan Abdullah Baysal’a “hakaret” ettiği suçlamasıyla dava açıldı.
Encü; 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Roboski ve Bujeh köylerinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 kişinin öldürülmesinin ardından, “Bir komutan bozuntusunun tehditleri karşısında asla yılmayacaktır Roboski halkı” şeklinde bir paylaşımda bulunmuştu.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianame Uludere Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, Encü; “Roboski Katliamı’nın failleri yargılanana kadar ifade vermeye gitmeyeceğim. Roboski katliamında bir arpa boyu yol almayan yargı, söz konusu aileler olunca jet hızıyla harekete geçiyor” dedi.
Polis şiddetine cezasızlık, röportaja soruşturma
Aralarında polislerinde olduğu kişilerce dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz cinayetine ilişkin tazminat davasında İçişleri Bakanlığı savunma yaptı.
Bakanlık, Korkmaz’ı güvenlik güçlerine taş atmakla ve polise mukavemet göstermekle suçladı, ölümünün "kendi eyleminin sonucu kişisel kusurundan" kaynaklandığını savundu.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı ise, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin kullandığı gaz kapsülüyle yaralanarak hayatını kaybeden Berkin Elvan ile ilgili dönemin İstanbul Valisi ve İl Emniyet Müdürü hakkında, “adil soruşturmayı engellemeye teşebbüs ve görevi ihmal”
iddiasıyla yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verdi.
Takipsizlik kararını veren savcı Selamettin Celep, “olayın faillerinin tespiti için titizlikle soruşturma yürütüldüğünü” belirtti. Ancak Elvan’ın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada “kurumla ilişiği kesildi” denilerek soruşturmayı yürüten savcılığa kimlik bilgileri verilmeyen polisler hakkında Emniyet’in yalan beyanda bulunduğu ortaya çıktı.
7 Nisan 2014’te soruşturma dosyasına giren görüntülerdeki polislerin kimlikleri Emniyet Müdürlüğü savcılığın yazılarına cevap vermediğinden halen belirlenemedi.
Diğer yandan İnsan Hakları Derneği Adana Şube Yöneticisi Osman Kara hakkında verdiği bir röportaj nedeniyle soruşturma açıldı.
Kara, 2012 yılında polisin attığı gaz fişeğiyle yaralanarak hayatını kaybeden Mazlum Akay adlı çocuk hakkında Nuçe TV ve The Guardian gazetesi muhabirlerine verdiği röportaj ile “Türkiye’yi dünya genelinde küçük düşürmeye çalışarak PKK/KCK terör örgütünün ideolojisi doğrultusunda hareket etmekle” ile suçlanıyor.
DÜŞÜNCE SUÇLARI MÜZESİNDE BU HAFTA
*** Düşünce Suçları Müzesi’nde bu hafta “Je suis Charlie” pankartını ve TBMM Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun dört bakan hakkında araştırmaya gerek görmeyen ve yolsuzluk kanıtı olan ‘tape’leri yok etmeyi öngören kararını eleştiren
“Halının altına süpürme” animasyonu öne çıkıyor. Ayrıca 2. kattaki GIRGIR/JOKE ekranının arkasında sizi “Şarlo” bekliyor. Kim yapmışsa çok ustaca yapmış, mutlaka öneririz.
Ayrıntılar için; http://dusuncesuclarimuzesi.net
DÜŞÜNCE SUÇU DURUŞMALARI
• Gezi Parkı eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ü vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz’a hakaret ettikleri iddiasıyla Sarısülük Ailesi hakkında açılan davaya 27 Ocak 2015’te devam edildi.
Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın bir sonraki duruşması 7 Mayıs 2015 tarihinde görülecek.
• Bursa’da 2 Haziran 2013’te düzenlenen Gezi Parkı protestolarına destek eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 30 kişi hakkındaki dava 27 Ocak 2015’te beraatle sonuçlandı.
• İstanbul’da 12 Eylül 2014’te, polis şiddetini protesto etmek amacıyla düzenlenen eyleme katıldıkları gerekçesiyle biri ABD vatandaşı 16 kişi hakkında açılan dava “toplantı ve gösteri yürüyüşü için önceden izin alınma zorunluluğu bulunmadığı” gerekçesiyle beraatle sonuçlandı.
• Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 işçinin ölümüne neden olan maden kazasının ardından Ankara’da 15 Mayıs 2014’te düzenlenen eylemde gözaltına alınan 42 kişi hakkında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet ettikleri” ve “kamu görevlisine direndikleri”
suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 28 Ocak 2015’te Ankara 39 Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma 31 Mayıs 2015’e erteledi.
• Cumhuriyet Gazetesi yazarı Can Dündar'ın 17 ve 25 Aralık operasyonları ile ilgili kaleme aldığı iki yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a “hakaret ettiği”
iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 29 Ocak tarihinde İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme Dündar'ın bir sonraki duruşmaya “zorla getirilmesine”
hükmederek duruşmayı erteledi.
• 30 Nisan 2014 tarihinde yazdığı “Adliye hikayeleri” başlıklı yazısında, kendisini protesto eden bir yurttaşa “gavat” diyen dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’a “hakaret” suçlamasıyla yargılanan Yurt gazetesi yazarı Hakan Gülseven 29 Ocak tarihindeki duruşmada beraat etti.
• Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın’nın da aralarında bulunduğu 13 sanıklı 'Oda TV Davası özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 30 Ocak tarihinde yeniden görülmeye başlandı. Dava 12 Haziran 2015 tarihine ertelendi.
GELECEK HAFTANIN DURUŞMALARI
• Hatay’daki Gezi Parkı gösterileri sırasında polisin attığı gaz bombası fişeğinin isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Abdullah Cömert ile ilgili davaya 3 Şubat günü Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Dava öncesi, reddi hakim talebini reddeden mahkeme heyeti ayrıca duruşma salonuna dinleyici girişini, aile yakınlarından beşer kişiyle sınırladı.
• Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Alaca köyü ve Muş’a bağlı Kayalısü köyü civarında, 8 Ekim -‐25 Ekim 1993 tarihleri arasında General Yavuz Ertürk komutasında yürütülen askeri operasyonda köy ve mezralarından toplanarak gözaltına alınan 11 kişiye ilişkin davanın duruşması 3 Şubat 2015 tarihinde Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
İfade özgürlüğü ile ilgili olaylara ilişkin haberleri ( http://www.antenna-‐
tr.org/sites.aspx?SiteID=21&mod=cat&ID=705 ) takip edebilir ve haftalık bültene ulaşabilirsiniz.
●