• Sonuç bulunamadı

22 OCAK 2004 CUMARTESÝ SAYI: 111 ZAMAN LA BÝRLÝKTE SATILIR. Yarýyýl tatili için 12 ÖNERÝ. Tatili birlikte planlayýn

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "22 OCAK 2004 CUMARTESÝ SAYI: 111 ZAMAN LA BÝRLÝKTE SATILIR. Yarýyýl tatili için 12 ÖNERÝ. Tatili birlikte planlayýn"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2 2 O C A K 2 0 0 4 C U M A R T E S Ý S A Y I : 1 1 1 Z A M A N ’ L A B Ý R L Ý K T E S A T I L I R

12 ÖNERÝ

www.zaman.com.tr/ailem

Tatili birlikte planlayýn

Yarýyýl

tatili için

(2)

ailem

EDÝTÖR

ÝÇÝNDEKÝLER

Tefekkür edin ve Kur’an’daki ilmî gerçekleri düþünün

2

Anne-babaya bakmak evladýn vazifesidir

6

BÝR TEKLÝF:

Unutulmayan bir iyilik

10

Kavram

15

Annenizin etkisi altýnda kalarak eþinize düþman olmayýn

16

DOSYA: Yarýyýl tatili için 12 öneri

18

Dr. Can sizlerle

28

Yaþama amacýnýzý ömrünüzün son birkaç senesine sýkýþtýrmayýn

Belediyede þofördü. Emekli ikramiye- siyle bir araba almayý düþünüyordu.

Yýllarca Almanya’da iþçi olarak çalýþtý. Yemedi, içmedi. Memleketi- ne yaptýrdýðý üç katlý evini dayayýp döþeyerek oturmaktý hayali.

Dükkanýn iþlerini oðullarýna bý- rakýp, emekliye ayýracaktý kendini.

Arabasýný almýþtý, sýra artýk ev- deydi. Ay baþýný beklemediði gün- lere artýk az kalmýþtý.

***

Hayatý beklemekle geçenlerden- seniz sizin de hikayeniz onlarýnkine benziyor demektir. Ergün Bey artýk belediye otobüsü yerine kendi oto- mobilini sürmeyi planlýyordu. Yýl- larca bir evim olsun hayaliyle çalýþ- mýþtý. Þimdi arabasý da olacaktý.

Kadir amcanýn yaptýrdýðý ev de kü- çük bir saray yavrusu gibiydi. Kasaba- da onu görmemiþ olsalar bile evin Ala- mancý Kadir amcanýn olduðu bilinirdi.

Son 30 yýlýný fabrikada ya da iþin yor- gunluðunu atmada geçirmiþti.

Zekai Bey ise yýllarca beyaz eþya satan dükkanýný geniþletmek için uðraþmýþtý. Þimdi o, þehrin en bü- yük satýcýsý sayýlýrdý. Dükkaný ço- cuklarýna býrakacaðý gün hayata ye- niden baþlayacaðýný söylüyordu.

Sabah mesaiye, akþam servise geç kalma çabasýyla yýllarýn geçtiðinin farkýna varamadý Murat Bey. Emekli olacak ve artýk mesaiyi unutacaktý.

***

Hayat için kimse istediði süreyi öngöremiyor. Ýnsanýn elinde olan ise sadece yaþanýlan an. Gelecekteki her- hangi bir zaman dilimi bizim yaþam süremizin ötesine geçiyorsa hayaller- de mezara gömülüyor demektir. Bek- lentiler adeta yaþamýn ikinci yarýsýna

depolanýyor. Ev, araba, insan iliþkileri, yardýmlaþma, arkadaþlýk ve ibadet…

Bunlardan bazýlarý. Halbuki yaþamýn nerede noktalanacaðýný hiç kimse bil- miyor. Bilinmeyenler üzerine binalar kuruyor ve gerçek kazancý elde etme- de her þeyi tehir ediyoruz.

“Ýbadet, namaz” hele bir iþleri dü- zeltelim. “Hac”, daha erken. “Gel þu yardým iþinin ucundan tut” emekli olunca zamaným çok olacak, o zaman gelirim. “yalan söylemek hiç doðru deðil”, hele yaþýmýz biraz geçsin o za- man tövbe eder yapmayýz. “Kadýnlar- la muhabbet”, yaþlanýnca býrakýrýz.

***

Her þeyi tehir eden bir hayatýmýz olmasýn. Son yýllarý bir gözden geçi- rin. Yaþam denilen þeyin içinde sade- ce iþ, sadece kadýnlar, sadece eðlence, sadece geçim derdi yok!.. Zekai Bey de, Ergün Bey de, Kadir amca da, Murat Bey de hayatý tehir edenler- dendi. Emekli olacak ve kötü olan þeyleri terk edecek, belki namaza baþlayacak, belki de gençliklerinde umursamadýklarý þeylere kulak vere- ceklerdi. Ama bu süre insanýn kendi- si tarafýndan belirlenmiþ bir imtihan deðildi ki. Zil çalýp “vakit bitti, ruhla- rýn teslim vakti” denildiðinde hayat- tan emeklilik süresi geldiðinde onla- rýn arkasýndan þöyle deniliyordu:

“Emekliliðin tadýný çýkaramadý.

O kadar para harcadý evine, otur- mak nasip olmadý. Aldýðý son model araba çocuklara kaldý. Seneye hacca gidecekti. Genç yaþta öldü zavallý…”

***

Hayatý tehir etmeyin. Yaþama ama- cýnýzý ömrünüzün son birkaç senesine sýkýþtýrmayýn. Ýþinizi de yaþama amacý- nýzýn içine katabileceðinizi unutmayýn.

Serhat Þeftali s.seftali@zaman.com.tr

Çobançeþme Mh. Kalender Sk. No:21. 34530 Yenibosna-Ýstanbul Tel: 0212 639 34 50 (pbx) www.zaman.com.tr

Baský: Feza Gazetecilik AÞ Tesisleri Feza Gazetecilik

A.Þ. Adýna Ýmtiyaz

Sahibi

Genel Yayýn Müdürü Ekrem Dumanlý Yayýn Danýþmaný Hamdullah Öztürk Yayýn Editörleri Serhat Þeftali

Mustafa Aydýn Þemsinur B. Özdemir Katkýda Bulunanlar Ali Demirel

Ali Budak Osman Karyaðdý Tasarým Mehmet Þimþek Kapak fotoðrafý Ýsa Þimþek Sorumlu Müdür Yakup Akalýn Reklam Koordinatörü Yakup Þimþek

aaiilleem m

http://www.zaman.com.tr/ailem

Öneri ve teklifleriniz için: ailem@zaman.com.tr 2 2 O C A K 2 0 0 5 C U M A R T E S Ý S A Y I : 1 1 1

(3)

ailem

KISA KISA

EDÝTÖR: ALÝ BUDAK

Ýdareci olduðunuzda insanlara iyi davranýnýz (ihsan sýrrýyla hareket ediniz). Sahip olup gücünüzün yettiði insanlara karþý da afv u maðfiret ile hareket ediniz.

(Harâitî, el-Müntekâ, No: 174)

Ahsinû izâ velîtüm va’fû ammâ melektüm

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 2

T

Teeffeek kk kü ürr eed diin n ve Kur’an’daki

iillm mîî ggeerrççeek klleerrii d dü üþþü ün nü ün n

Kur'ân birçok ilmî ve teknik bahse ana maksatlar çerçevesinde özlü ve i'cazlý bir biçimde yer vermiþtir. Bu cümleden olarak Kur'ân'ýn, yüce Ya- ratýcý'nýn kudret, azamet ve hikmetlerinin bilinmesi namýna varlýkta ce- reyan eden birçok olaya bazen açýkça bazen de iþaretler ve ipuçlarý ha- linde temasý söz konusudur ki, bunlarýn birkaçýný þöyle sýralayabiliriz:

"Rüzgârlarý aþýlayýcý olarak gönderip gök- ten su indirdik, böylece sizi suladýk. (Yoksa) siz suyu depo edemezdiniz." (Hýcr, 15/22) Bu ayet de, henüz yirminci yüzyýlda anlaþýlan ilmi bir gerçeðin Kur'ân tarafýndan asýrlar ön- ce ifade edildiðinin bir göstergesidir. Rüzgârlar su buharýndan meydana gelen bulutlarý birbi- rine çarpýþtýrýr. Bu çarpýþmada bulutlarda po- zitif-negatif elektron geçiþmesi olur, þimþek meydana gelir. Rüzgârlar bulutlarý sýkýþtýrarak yere yaðmuru aþýlar. Ayný zamanda rüzgârlar, bitkiler üzerinden eserken, erkek tohumlarý di- þi tohumlar üzerine kondurmak suretiyle on- larý aþýlar. Böylece bitkilerde döllenmeye yar- dým eder. Yine bu ayet gökten inen yaðmur sularýnýn yerin dibinde depo edildiðini ve böy- lece oradan çeþmeler ve kuyular açmak sure- tiyle canlýlarýn sulanabileceðini anlatmaktadýr.

1

"Allah kimin hidayetini mu- rad ederse, onun göðsünü Ýslâm'a açar. Kimi de sap- týrmak isterse onun göðsü- nü göðe çýkýyormuþ gibi dar ve týkanýk yapar.."

(En'am, 6/125)

Bu ayetle Kur'ân þu gerçeði dile getirmektedir: Ýnsan yükseðe çýktýkça basýnç dü- þer ve nefes almasý zorlaþýr.

Þöyle ki, her yüz metre yük- seldikçe hava basýncý bir derece düþmektedir. Bu yüksekliðin yirmi bin met- reyi geçmesi durumunda ise, özel cihazlar olmadýkça insan nefes alamaz ve ölür.

2

(4)

ailem

KISA KISA

ailem 3 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

"Her þeyi çift yarattýk" (Zariyat, 51/49); "Her tür eksiklikten uzak olan Allah, yerin bitirdiklerin- den, nefislerinden ve daha bilmedikleri nice þey- lerden bütün çiftleri yaratmýþtýr." (Yasin, 36/36) Ýlim adamlarýnýn kýsa bir zaman önce keþfettiði bir hu- susu Kur'ân asýrlar öncesinden haber vermiþtir. Bugün çok iyi bilinmektedir ki, insanlar nasýl çiftse, diðer can- lýlar da öyle çifttir. Hatta her þeyin asýl maddesi olan atomlar da çifttir. Onlarýn bir kýsmý artý, bir kýsmý eksi yüklüdür. Ayrýca her þeyde cazibe (çekme) ve dafia (it- me) olmak yönüyle de bu ikilik deðiþik bir þekilde ken- dini göstermektedir. Ýkinci ayette ise, o günün insaný- nýn müþahedesine arz edilen tablonun dýþýnda, o dev- re göre bilinmeyen bir kýsým þeylerden de bahsedilerek 'daha sizin bilmediðiniz þeyleri de çift yarattý' deniyor.

3

"Göðü biz çok saðlam bir þekilde bina ettik, onu geniþleten biziz." (Zariyat, 51/47)

Bu ayette, ilim mahfillerinde aðýrlýðýný devam ettiren 'mekân geniþlemesi' bin dört yüz küsur sene evvel Kur'ân'da söz konusu edilmektedir.

4

"Güneþ de kendi ekseni etrafýnda bir vakte kadar hareket eder." (Yasin, 36/38)

Kur'ân asýrlar önce, eski kozmolojiye raðmen, Güneþ'in sabit olmadýðýný ve kendi ekseninde hareket ettiðini bildirmiþtir.

5

"Sen daðlarý görür de onlarý hareketsiz sanýrsýn, oy- saki onlar bulutlar gibi yüzer geçer." (Neml, 27/88) Yine Kur'ân-ý Kerim, dünyaya ait parçalar olan daðlara dikkat çekmek suretiyle arzýn hareket ettiðine iþaret et- miþtir. Görüldüðü gibi, kâinat kitabýnýn bir tercümesi olan Kur'ân'da -en mükerrem bir varlýk olarak kâinata gerçek deðerini kazandýran- insanla alâkalý ilmî mesele- ler ve gerçekler de ihmal edilmeyip, önem ve mahiyet- lerine göre yerini almýþtýr. (Bu konuda daha geniþ bilgi isteyenler, Maurice Bucaille'nin 'Müspet Ýlim Yönün- den Tevrat, Ýncil ve Kur'an' isimli eserine bakabilirler.

6

FOTOÐRAF: REUTERS

(5)

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 4

ailem

KISA KISA

Birini yolculuða uðurlarken okunacak dua:

“Allah takvayý senin yol azýðýn yapsýn, günahlarýný baðýþlasýn ve nereye yönelirsen yönel seni hayýr yola tevcih etsin.”

(Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, 10/131)

Cealellahu’t-takvâ zâdeke ve ðafera zenbeke ve vecceheke lilhayri haysümâ teveccehte

Muâz (ra) diyor ki: “Kul kýyâmet günü dört mes’eleden sorguya çekilmedikçe hesap ye- rinden ayrýlamaz:

1- Vücudunu nerede eskittiðinden, 2- Ömrünü nerede tükettiðinden, 3- Malýný nereden kazanýp ne- relere harcadýðýndan,

4- Ýlmiyle nasýl amel ettiðinden.”

Muâz (ra) þöyle diyordu:

“Dilediðiniz kadar bilgi sahibi olun, amel etmediðiniz sürece

Allah sýrf ilminizden dolayý si- ze ecir vermez.”

Enes (ra) de þöyle diyordu:

“Öðrenmek istediklerinizi istedi- ðiniz kadar öðrenin! Öðrendikle- rinizle amel etmedikçe Allah, sýrf ilminizden ötürü size ecir ver- mez. Gerçek bilginleri, öðrendik- lerini kavrama ve amel etmek il- gilendirir. Beyinsizlerin gayesi de sadece rivâyet (duyduklarýný nak- letmek)tir.” (Camiü beyani’l-Ýlm)

Dört mesele

Abdullah b. Amr b. Âs (ra) anla- týyor: “Allah: “Yer o müthiþ dep- remiyle sarsýldýðý zaman... Ve yer baðrýndaki aðýrlýklarý çýkardýðý zaman... Ýnsan þaþkýn þaþkýn:

“Ne oluyor buna!” dediði za- man... Ýþte o gün yer, üstünde olan biten her þeyi anlatýr. Çün- kü Rabb’in ona bunlarý vahyeder.

Ýþte o gün bölükler halinde in- sanlar, kabirlerinden çýkýp yüce divana dururlar, ta ki yaptýklarý- nýn karþýlýðýný görüp alýrlar. Zer- re aðýrlýðýnca hayýr yapan onu bulur, Zerre aðýrlýðýnca þer yapan

da onu bulur.” meâlindeki Zilzâl Sûresi’ni indirdiðinde Ebû Bekir es-Sýddîk (ra) da Resûlullah’ýn yanýnda oturuyordu. Efendimiz sûreyi okuyunca Ebû Bekir aðla- dý. Allah Resûlü: “Ebu Bekir, ni- çin aðlýyorsun?” diye sordu. “Yâ Resûlallah, beni bu sûre aðlatý- yor.” dedi. Allah Rasulü: “Eðer, Allah’ýn baðýþlayacaðý hata ve gü- nahlarýnýz olmasaydý muhakkak Allah baðýþlamak için hata yapýp günah iþleyen bir ümmet yaratýr- dý!” buyurdu.” (Ýbn Cerîr ve Tefsîri Ýbn Kesîr)

Zilzâl Sûresi indiðinde Ebû Bekir’in aðlamasý

FOTOÐRAF: REUTERS

(6)

Hafif acýlar konuþabilir ama derin

acýlar dilsizdir

L. A. SENECA

(7)

ailem

ANNE-BABA HAKKI

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 6

A

nne ve babamýz, Allah’ýn bize baðýþladýðý nimetlerin en bü- yüklerindendir. Onlar, çocuklarýna karþý fýtrî bir hal, tavýr, sevgi ve mu- habbet beslerler. Zira Rabb’imiz, sö- vüp dövseler, hatta eziyet etseler bi- le kendisinin birer emaneti olan ço- cuklarýný büyütmeleri için anne-ba- ba denilen Hakk kapýsýnýn hizmetçi- lerine, þefkat ve merhameti bir avans olarak veriyor. Þu yaþanmýþ ibretli hikaye bu hakikate güzel bir misal teþkil ediyor: Annesine karþý isyan edip baþkaldýran bir genç, ön- ce annesini dövüp hýrpalayarak in- citir; sonra da hýncýný alamayýp onu keser. Keserken de býçaðý parmaðý- na kaçýrýr ve gayr-i iradî olarak

“Anam!” der. Onun bu feryadý üzeri- ne annesinin ciðeri de, “yavrum!”

diyerek oðlunun parmaðýna sarýlýr.

Evet, ana-baba iþte budur. Ço- cuklarý dövüp söverek, deðiþik ha- karetler savurarak onlarý incitse de onlardan hep ayný ses yükselir, “Yav- rum!” der, inlerler. Onlarýn böylesi- ne þefkat ve merhamet dolu halleri- ne bakýlýnca Rabb’imizin er- Rahmân, er-Rahîm isimlerinin on-

larda tecelli ettiði, onlarýn Rahmânu’r-Rahîm’in canlý ve çok þefkattar birer mümessilleri olduk- larý müþahede edilir. Bu hal, anne ve babanýn tabiatýnýn bir yansýmasýdýr.

Anne-babasýna gösterdiði hürmet þefaatçi oldu

Cenab-ý Hak, anne ve babaya þef- kat ve merhamet avansýný vererek evlatlarýný sevdirmiþ, gerektiðinde onlarýn hamallýðýný yaptýrarak sýrtlarýna yüklemiþ ve taþýttýrmýþ- týr. Bu, bir anne-baba olma haki- kati ve anne-baba fýtratýdýr. Çocu- ðun tavrý ise bir hakikat deðil, bir hak; bir fýtrat deðil bir vazifedir.

Anne-baba, vaktiyle yaptýklarý bin bir türlü iyilik ve hizmetin karþýlý- ðýný alma hakkýna sahip, çocuk ise anne-babasýna karþý onlarýn bu hakkýný ödemekle mükelleftir.

Nitekim Allah Rasulü (sas), “Hiç- bir evlat, babasýnýn hakkýný, babasýný köle olarak bulup satýn almasý ve (daha sonra) onu azat etmesi dýþýnda ödeyemez.” (Müslim, Itk, 25) buyu- rarak bu hakikate iþaret etmektedir.

Anne ve babaya hürmette kusur edilmemeli ve onlarýn ihtiyaçlarý giderilerek kendilerinin hoþnut olacaðý

bir evlat olmak için gayret gösterilmelidir.

ALÝ DEMÝREL

Anne-babaya bakmak

evladýn vazifesidir

(8)

Efendimiz (sas)’in þu hadis-i þeri- fi de anne ve babaya hürmetin ehemmiyetini ifade etmesi açýsýndan çok önemlidir: “Geçmiþ zamanýn bi- rinde üç kiþi yola çýkarlar. Akþam olunca gecelemek için bir maðaraya sýðýnýrlar. Daðdan kayan bir taþ yu- varlanýp, maðaranýn aðzýný üzerleri- ne kapatýr ve maðara içinde hapis kalýrlar. Kendi aralarýnda: “Bizi bu kayadan, ancak salih amellerimizi þefaatçý kýlarak Allah’a yapacaðýmýz dualar kurtarabilir!” derler. Bunun üzerine birinci kiþi þunlarý söyler:

“Benim ihtiyar anne ve babam vardý.

Ben onlarý çok kollar, akþam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarýmdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün aðaç arama iþi beni uzaklara attý. Eve döndüðümde ikisi de uyumuþtu. Onlar için sütle- rini saðdým. Hâlâ uyumakta idiler.

Onlardan önce aileme ve hayvanlarý- ma yiyecek vermeyi uygun bulma- dým, onlarý uyandýrmaya da kýyama- dým. Geciktiðim için çocuklar ayak- larýmýn arasýnda kývranýyorlardý.

Ben ise süt kaplarý elimde, onlarýn uyanmalarýný bekliyordum. Derken þafak söktü: “Ey Allah’ým! Bunu se- nin rýzan için yaptýðýmý biliyorsan, bi- zim yolumuzu kapayan þu taþtan bi-

zi kurtar!” Taþ bir miktar açýlýr. An- cak açýlan aralýk çýkacaklarý kadar deðildir. Ýkinci ve üçüncü þahýs da daha önce baþlarýndan geçen sýrf Al- lah korkusu için uzak durduklarý þeyleri anlatýrlar ve maðara aðzýn- daki taþ açýlarak oradan kurtulur- lar. (Bkz. Buhari, Enbiya 50)

Evet, anne ve babaya hürmet Hak katýnda böylesi bir öneme sa- hiptir. Günümüzde anne ve babala- rýn çocuklarý için gösterdikleri feda- karlýklara bir mukabelede bulun- mak ve onlarýn gönüllerini almak için senenin bir gününe “anneler gü- nü”, bir diðer gününe de “babalar gü- nü” adý verilerek kutlanýlýyor. Esasen bu takdir edilecek bir hizmettir ve anne ve baba haklarýna biraz daha ilgi gösterilmesini saðlamýþtýr. Ancak senenin sadece bir gününe hasredi- len böyle bir kutlama, onlarýn hakla- rýný hakkýyla yâd etme adýna yeterli deðildir. Zira her anne ve baba, sene- nin sadece bir günü deðil, koca bir ömür boyu çocuklarýnýn dertleriyle dertlenmekte ve sevinçleriyle mutlu olmaktadýr. Bu manada anne ve ba- baya hürmette kusur edilmemeli ve onlarýn ihtiyaçlarý giderilerek ken- dilerinin hoþnut olacaðý bir evlat olmak için gayret gösterilmelidir.

ailem 7 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

Senenin bir gü- nünün “anneler günü” ve “baba- lar günü” adý verilerek kutla- nýlmasý takdir edilecek bir hiz- mettir; ama ye- terli deðildir.

FOTOÐRAF: AP

(9)

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 8

Ýslâm hukukunda bir erkeðin be- lirli þartlarla birden fazla kadýnla evlenmesi mümkün kýlýnmýþtýr.

Ancak evli olan erkek eþinin bir yakýn akrabasýný da ayný anda ikinci eþ olarak nikâhlayamaz.

Yani iki kýz kardeþ, teyze ile ye- ðen… gibiler ayný anda ayný er- kekle nikâhlanamaz. Dinen bu yasaktýr. Buna “Ýki Akraba ile Bir- den Evlenme Yasaðý” denir ki bu geçici bir yasak olup nikâhýn bit- mesiyle ortadan kalkar. Yani erke- ðin eþi ölür veya ondan ayrýlýrsa, eski eþinin yakýn akrabasýný ikinci eþ olarak almasý mümkünleþir.

Bir kýzýn veya dul bir kadýnýn vefat eden kýz kardeþinin dul ka- lan kocasýyla (eniþtesiyle) evlen- mesi durumunda kýz kardeþin ru- hu bu evlilikten huzursuz olmaz.

Ölümle evlilik bittiðinden arada bir bað kalmamaktadýr. Ayrýca ge- ride kalan öksüz çocuklarýn baký- mýnýn emin eller tarafýndan tes- lim alýnmasý annenin ruhunu hu- zura kavuþturacaktýr. Yeter ki ev- lenecek çift birbirini beðensin,

her türlü zorluðu birlikte aþmayý gönül razýlýðý ile istesin, boynu bükük çocuklarý sevgiyle baðýrla- rýna basýp onlarý mutlu edebilsin.

Artýk önemli olan da budur.

Burada geçici evlenme en- gellerinden sayýlan diðer üç du- ruma da deðinmek gerekir.

Birinci durum “Baþkasýnýn Eþi Olma”; bir erkekle evli olan veya eþinden boþanmýþ veya kocasý öl- müþ olan kadýnýn iddet müddeti bitmeden baþka bir erkekle evle- nememesidir. Bir baþka deyiþle evli bir kadýnýn kocasýna raðmen ayný anda ikinci erkekle evlen- mesi yasaktýr. Ayrýca kocasý ölen veya evliliði biten bir kadýnýn ye- ni bir evlilik yapmadan önce bek- lemesi gereken süreyi (iddeti) doldurmasý gerekmektedir.

Ýkinci durum “Üç Kere Boþan- ma”; bir erkeðin üç boþama ile bo- þadýðý eþi ile tekrar evlenememesi- dir. Bu husus Kur’ân-ý Kerîm’de þöyle izah edilerek; “Boþanma iki keredir; sonra ya iyilikle tutmak veya güzel bir biçimde býrakmak (gerekir)” (el- Bakara 2/227) buyu- rulmuþtur. Üç kez boþama yapan erkeðin eþi ile geçici bir süre için evlenme yasaðý vardýr. Þöyle ki bo- þanan kadýnýn baþka bir erkekle geçerli bir evlilik yapmasý, ayrýca bu evliliðin hileli olmamasý ve zifaf ile fiilen baþlamasý þarttýr. Daha sonra bu evlilik ölüm veya boþan- ma ile nihayet bulursa o zaman ilk kocanýn eþiyle evlenme yasaðý or- tadan kalkmýþ olduðundan o za- man eþler birbirlerini karþýlýklý ola- rak isterse yeniden evlenebilirler.

Kýz kardeþi ölen kadýn,

dul kalan eniþtesiyle evlenebilir mi?

ÝLMÝHAL

Geçen sene ablam vefat etti. Eniþtem kendisine uygun bir kadýn bulamamýþ. Ailesi annesiz ka- lan yeðenlerime benim herkesten iyi bakacaðý- mý düþünüp bana dul eniþtemle evlenmemi tek- lif ediyorlar. Eniþtem çok hayýrlý bir insan, abla- ma hayatý boyunca çok güzel davrandý, onu hiç incitmedi. Çevrem bu evliliðin dinen bir mahzuru olmadýðýný söylüyor; ama ben ikna ola- mýyorum ve çekiniyorum. Böyle bir evlilik rah- metli ablamýn gücüne gitmez mi? Onun hakkýna girer miyim? Dinim bu sorulara ne cevap veriyor?

Kýz kardeþi ve- fat eden bir hanýmýn dul kalan eniþte- siyle evlenme- sinde bir sa- kýnca yoktur.

FOTOÐRAF: AA

(10)

Üçüncü durum “Din Farký”; Müslü- man bir erkeðin ehl-i kitap sayýlan Ya- hudi ve Hýristiyan olmayan yani Allah inancý bulunmayan bir kadýnla evlen- mesi yasaktýr. Bu konu için Kur’ân-ý Kerîm’de þöyle buyurulmuþtur: “Müþ- rik kadýnlarla iman edinceye kadar ev- lenmeyin…” (el-Bakara 2/221). Al- lah’ýn varlýðýna, birliðine inanmayan, Allah’a ortak koþanlara müþrik denir.

Yahudi ve Hýristiyan kadýnlarla evlen- mek yasak deðildir (el- Mâide 5/5).

Fakat Müslüman bir kadýnýn gayri- müslim bir erkekle evlenmesi Mâide Sûresi’nin 5 ve Mümtehine Sûresi’nin 10. âyetlerine göre mümkün deðildir.

Bu âyetleri Ýslâm hukukçularýnýn gay- rimüslim erkeklerle Müslüman kadýn- larýn evlenmesini yasaklayýcý þekilde yorumlamasýnýn sebebi; Müslüman kadýn ve çocuklarýn dininin gayrimüs- lim babanýn dininden olumsuz olarak etkileneceðidir. Din farký ortadan kalktýðýnda evlenme yasaðý da kalkar.

Yani müþrik kadýn ve gayrimüslim er- keðin Müslüman olmalarý durumunda kendileri ile evlenilmesi mümkün olur.

Dr. Jale Þimþek

(11)

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 10

Elazýð’da Kur’an Kursu öðretmenliði ya- parken eþimin Bursa’da vatani görevini yapmasý ailemin de Bursa’da ikamet et- mesi sebebiyle ben de Bursa’ya tayini- mi istemiþtim. Dört yaþýnda bir kýzýmýz, iki yaþýnda da bir oðlumuz vardý. 1978 Haziran sonunda tayinimin Bursa’ya yapýldýðý haberini aldým. Ailem oturdu- ðu apartmanýn boþ olan dairesini be- nim için kiraladý. Fakat maddi sýkýntý- mýn had safhada olduðu bir dönem ol- duðundan nakliye parasýný denkleþtir- mem mümkün olmuyordu. Nakliye için araç tutma iþini babam ayarlamýþ, ücre-

tini bana bildirmiþti. Fakat babamýn da imkaný olmadýðý için parayý bulmak yi- ne bana kalmýþtý. O sabah ilk iþim, ya- kýn akrabamdan birine gitmek oldu.

Çok umutlu gitmiþtim; ama maalesef eli boþ döndüm. Birkaç arkadaþ ve dos- tumuzdan da, eli boþ dönünce, ne ya- pacaðýmý þaþýrmýþtým. Müthiþ bir çare- sizlik yaþýyordum. Daha önceden eþi- min söylediði sözler aklýma geldi: “Eðer

çok sýkýntýda olursan yeni yaptýrdýðý- mýz dolapla, buzdolabýný satarsýn.”

O gün Kur’an Kursu’nda son gü- nümdü. Bir yýl boyunca beraber oldu- ðum öðrencilerimden, bugün ayrýlacak- tým. Öðrencilerimle vedalaþmadan ön- ce, acilen satmam gereken dolaplardan bahsettim. Bu haberi çevreye duyurma iþini öðrencilerime verdim. Öðrencile- rimle vedalaþtýktan sonra eve gelip beklemeye baþladým. O günkü duygu- larýmý ve çektiðim ýzdýrabý anlatamam.

Üzüntü, çaresizlik, hayal kýrýklýðý hep- sini birden yaþýyordum. Nihayet öðle saatlerinde, öðrencilerimden Asiye çý- kageldi. Asiye çok tatlý bir genç kýzdý.

Birbirimizi çok severdik, ayný zamanda babasý da eþimin görevli olduðu cami cemaatindendi. Ailece de birkaç defa görüþmüþtük. Asiye’nin gözlerinde hem sevinç, hem hüzün vardý. Elinde- ki zarfý elime tutuþtururken, “Para iþi tamam hocam. Dolaplarýnýzý da satma- nýza gerek kalmadý. Durumu babam öðrendiðinde gerçekten çok üzüldü çok selamý var, ‘Sakýn geri ödemek için de hiç acele etmesin. Bu borç süresiz- dir.’ dedi.” Birbirimize sarýlarak daki- kalarca aðlaþtýk. Asiye’nin ailesi de varlýklý deðildi; ama demek ki bazý þey- leri yapmak için varlýklý olmak gerek- miyordu. Sonradan öðrendim ki, Asi- ye’nin babasý Yusuf aðabey, parayý baþ- ka birinden borç alarak bana yollamýþ.

Bu insanlýk örneði unutulur mu?

Unutmadým, unutmayacaðým da. Bu olaydan birkaç yýl sonra duydum ki genç yaþta Yusuf aðabey, yakalandýðý amansýz bir hastalýðýn ardýndan Hak- k’ýn rahmetine kavuþmuþ. Allah sana rahmet etsin Yusuf aðabey. Nur içinde yat. Yaptýðýn o iyilik, sana azýk olsun, yoldaþ olsun, kabrin nur dolsun, Allah senden razý olsun. Saime Bilhan, Bursa

Unutulmayan bir iyilik

ailem

BÝR TEKLÝF

Mektup adresi: Ailem Dergisi (Salih Yusufoðlu) Çobançeþme Mh. Kalender Sk. No: 21 34196 Y.Bosna/ÝST.

Salih Yusufoðlu

s.yusufoðlu@zaman.com.tr

FOTOÐRAF: AP

ÖNEMLÝ NOT:

Sevgili dostlar, yeni hediyeli tek- lifimiz baþlaya- caðýndan dolayý

‘dost ve arka- daþ’la ilgili mek- tup gönderilme- mesini rica edi- yoruz. Önümüz- deki birkaç sayý- da mektuplarý yayýnlamaya de- vam edeceðiz.

(12)

Sene 1998 ve ben lise son sýnýfta okurken babam bu dünyaya veda etti. Gelir seviyemiz pek iyi olmadý- ðýndan maddi sýkýntýlarýmýz oldu.

Bu zamanlardayken üniversite sýna- výna hazýrlýk için dershane kayýtlarý da baþlamýþtý. Bütün arkadaþlarým kayýtlarýný yaptýrmýþken ben maddi sebepten dolayý kaydýmý yaptýramý- yordum. Bazen annemle dertleþi- yor, hatta bazen ölçüyü kaçýrýp mü- nakaþa bile ediyorduk dershaneye kaydolmam konusunda. Çünkü çok zayýf veya çok baþarýlý bir öð- renci olmadýðým için sýnavý düzenli bir eðitim programýyla ancak kaza- nabileceðime inanýyordum. Üniver- site okumak ise en büyük idealimdi

o zaman. Ýþte tam bu zamanlarda sevgili arkadaþým, manevi ablam Özlem, benim dershane için gerek- li olan parayý bir vakýf aracýlýðýy- la temin etmiþ bunun yaný sýra bana sürekli olarak güvendiðini, üniversiteyi mutlaka kazanacaðýma dair motive edici sözler söylüyordu.

Ýstanbul Üniversitesi’nden me- zun olalý iki sene oldu. Þu an iyi bir iþte çalýþýyorum ve o dünyalar güze- li dostum, arkadaþým artýk hayatta deðil; ama amel defteri açýk. Attýðým her adýmda ona duacýyým. O benim hayallerimi gerçekleþtirmem için zemin hazýrladý. Rabbim de cenne- tindeki en güzel zemini ona hazýrla- sýn inþallah. Esra Kanoðlu, Ýstanbul

ailem 11 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

ailem

BÝR TEKLÝF

Beden eðitimi dersini maç yapa- rak geçiriyorduk. Akadaþým Se- mih ile ayný takýmdaydýk. Sahanýn kenarýndan geçen iki küçük çocuk kola içiyordu ve top birinin kolasý- na çarptý, kola döküldü. Kimse al- dýrýþ etmedi ve herkes oyununa devam etti. Sadece Semih o ço- cuklarla bir þeyler konuþtu, her- halde teselli veriyordu. Topu hem

o atmamýþtý ve atanýn da kastý yoktu. Antrenmansýz olduðumdan kesilmiþtim, ayrýca biraz da bizim takýma acýyarak yerime baþka bir arkadaþý oyuna alarak maçtan çýk- tým ve kantine gittim. Kolasý dö- külen çocuk ve arkadaþý geldi ve kantinciye þöyle dedi: “Bizi Semih Y. abi gönderdi, onun hesabýna bir kola yazar mýsýnýz?” Kantinci bu

güvenilir müþterisinin hesabýna selam ile dahi olsa kolayý yazdý.

Bu olay beni çok etkilemiþti. O za- man dostumun deðerini ve saðlam kiþiliðini daha iyi anladým. Üste- lik bu iþi yaparken de gizli tut- muþ, bilen sadece o çocuklar ben ve bir de Allah (cc) olmuþtu. Allah (cc) herkese böyle ince fikirli dost- lar nasip etsin. M. Sobacý, Eskiþehir

Kaldýðým yurttaki görevli benden da- nýþmaya gelmemi istedi. Hayýrdýr in- þallah diye düþünürken, içi papatya- larla dolu pembe bir zarf ve yanýnda en sevdiðim gofretlerden vardý. Bü- yük bir heyecanla odama koþtum. Bir çýrpýda içindeki mektubu alýp hemen kimin gönderdiðine baktým. Mektup

‘Ebedi dostun’ diye bitiyordu. Mek-

tupta dostluðu anlatan Mevlânâ’ya ait harika bir yazý vardý. O anki mut- luluðumu anlatamam. Çünkü o be- nim gerçekten ebedi dostum, Sakar- ya Üniversitesi Türkçe Öðretmenli- ði’ndeki arkadaþým Leyla Kadak’tý.

Cennette de Peygamber Efendimiz (sas)’le güzel bir dostluk kurman dileðiyle... Nazik Nasýrcý, Sakarya

Attýðým her adýmda duacýyým

Zarf içindeki papatyalar ve bir dost...

Ýnce ruhlu sevgili dostum Semih

(13)

Ordu’da beyaz eþya üzerine ticaretle iþtigal ediyorum. Bir gün yanýma çok sevdiðim, saygý duyduðum, uzun sü- re devlet dairelerinde yüksek görev- lerde bulunmuþ, elektrik mühendisi arkadaþým Adnan Kaya geldi. Her zamanki gibi mutad iþlerimize de- vam ediyor, güncel olaylardan sohbet ediyor, bir taraftan da televizyondan haber izliyorduk. Televizyonda milli ve manevi deðerlere ters, olumsuz ta- výr ve davranýþ sergileyen bir grup insan için, ani bir hareketle arkada- þýn aðzýndan ondan beklemediðim olumsuz sözler çýktý. “Aðabey bu söz- ler size yakýþmadý.” dediðimde, hata yapmanýn ezikiðiyle “Haklýsýn, bir da- ha böyle bir þey olmayacak inþaal- lah.” dedi. Biraz sonra ben sigaramý çýkardým ve içmediðini bildiðimden

kendisine ikram etmedim. Tam ya- kacaktým ki “Dur” dedi “ Biraz önce söylediklerimi sen bana yakýþtýrma- mýþtýn, ikaz ettin ve ben de bir daha söylememek üzere söz verdim. Þimdi bu sigara da sana hiç yakýþmýyor, eðer biz dost isek ben de senden rica ediyorum, sigara içme.” dedi. Kendi- sine Ramazan ayýnýn yaklaþtýðýný, Ramazan’da býrakmayý düþündüðü- mü söyledim; ama nafile. Gayet sa- mimi söylüyordu. Bu olayýn üzerin- den bir buçuk yýl geçti ve Allah’a bin þükürler olsun ki ben bugüne kadar bir tane dahi sigara içmedim ve bundan sonra da Allah’ýn izniyle içmeyeceðim. Çok memnunum ve her zaman kendisine duacýyým. Bir dostun bir dosta bundan daha bü- yük iyiliði olur mu? Avni Yýlmaz, Ordu

Sigarayý býraktýran dost

Ýzmir’de üniversite öðrencisiyim.

Lisede beraber okuduðumuz arka- daþým Hayrullah Orhan ise Kon- ya’da üniversiteye devam ediyordu.

Bundan birkaç yýl önce telefon edip bende Ahmet Turan Alkan’ýn hangi kitabýnýn olmadýðýný sordu. Þaþýr- mýþtým. Gerçi o benim A. Turan Al- kan’ýn kitaplarýnýn sýký bir takipçisi

olduðumu biliyordu; ama yine de þaþýrmýþtým. Alkan’ýn bende olma- yan bir kitabýnýn ismini söyledim.

Hayrullah ise sorusunun nedenini söylemiyordu. Bir müddet sonra her þeyi anladým. Meðerse A. Tu- ran Alkan Konya’ya gelmiþ ve Hay- rullah ismini söylediðim kitabý be- nim adýma imzalatmýþ. Bunlarý du-

yunca öyle sevindim ki anlatamam.

O imzalý kitap benim aldýðým en de- ðerli hediye oldu ve þimdi de kü- tüphanemin en müstesna yerinde duruyor. Dost iþte böyle olur, hangi durumda olursa olsun, her þeye dostunun gözüyle bakar. Kadim dostum Hayrullah, Allah binlerce kez razý olsun. Ramazan Atlen, Ýzmir

Hiçbir zaman beni unutmayan dostum...

ailem

BÝR TEKLÝF

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 12

“Sigarayý sa- na yakýþtýra- mýyorum, bý- rak” diyen dostum bana çok güzel bir iyilik yapmýþ oldu.

FOTOÐRAF: REUTERS

(14)

Lisede derslerimin kötü geç- mesi ve can sýkýntýsýyla kendi- mi sýkýntýlý bir yola salmýþtým.

Mutluluðu, internet cafelerde, bilardo salonlarýnda, boþuna vakit geçirerek bulmaya çalýþý- yordum. Bir gün Mikail ismin- de bir abiyle tanýþtým. Kendisi Allah rýzasý için diðer insanla- ra yardým etmek için çýrpýnan biriydi. Kendini adeta genç kuþaklara, Allah ve peygamber sevgisini anlatmaya adamýþtý.

Bir gün beni üniversitede oku- yan, hepsi gerçekten çok hari- ka olan insanlarýn kaldýðý bir eve götürdü. O abilerle çay

içip sohbet etmek gerçekten bana inanýlmaz huzur veriyor- du. Aramýzdaki sevgi baðý gi- derek arttý. Mikail abi bir gün bana “Gençlik Rehberi” adlý bir kitap verdi. Onu okudukça hayatýmda çok þey deðiþti, ar- týk her þeyden haz almaya baþladým ve abilerle diyaloðu asla býrakmadým. Þimdi çok mutluyum. Sana çok teþekkür ediyorum Mikail abi, eðer sen karþýma çýkmasaydýn, belki þu anda yanlýþ yerde ve yanlýþ ki- þilerle olacaktým, vesilenle iki dünyada da mutlu olacaðým inþaallah. Ýsmail Uður, Erzurum

Karakýþta hediye edilen ayakkabý

Ben Adnan Menderes Üniversitesi, Sýnýf Öð- retmenliði Bölümü son sýnýf öðrencisiyim. Sýný- fýmýzda, Yunus isminde çok sevdiðim harika bir arkadaþým var. Ailemin ekonomik durumu pek iyi olmadýðý için fazla para isteyemiyordum.

Kýþlýk bir ayakkabý al- mam gerekiyordu; ama param olmadýðý için de ocak ayýnda yatacak olan Baþbakanlýk bursu- na bekliyordum. Bu ara- da kýþ ve yaðýþlý günler geldi çattý. Ayakkabým su geçiriyordu. Sýkýntý- lýydým; ama sabretmek- ten baþka çarem yoktu.

Bir gün derse girmiþtim (3 Ocak 2005) dersten sonra Yunus bana, “Os- man ben iki aydýr bir þey düþünüyordum, bi- lirsin hediye almak sün- nettir. Sana bir ayakka- bý hediye etmek istiyo- rum. Lütfen hiç itiraz etme.” dedi. Çok duygu- lanmýþtým ve ayakkabýyý birlikte beðenip aldýk.

Allah razý olsun sevgili Yunus. Sen benim sýkýn- týmý giderdin, Allah da senin sýkýntýný gidersin.

Yüce Rabbim bizi hem bu dünyada hem öbür dünyada ayýrmasýn. Os- man Çetin, Aydýn

ailem

BÝR TEKLÝF

Her þey Niyazi Muslu adýndaki abimizin bizim köye yolunun düþmesiyle baþladý. Bizler avam takýmý olarak (kendi adý- ma konþuyorum), cahiliyet dö- nemini yaþýyorduk adeta. Dün- yayýda sadece oyun ve eðlence- den ibaret sanýyorduk. Karam- sarlýk diz boyu ve önüne geçe- mediðimiz ümitsizliklerimiz, yanlýþlar ve birçok þeye defa- larca yeniliþimiz bizi mahvedi- yordu. Ýþte tam bu noktada, her þey bitti, derken abimiz çý- ka geldi. Hayatýmda tanýdýðým en nadide insanlardan biriydi.

Fedakâr, yüzünü ekþitmeden sabrý yudum yudum içen, biz- leri buhran ve bunalýmdan kurtarmaya çabalarken duda- ðýný bile bükmeyen, her zaman diri tutmaya çalýþtýðý ümidiyle bizlere hem babalýk hem abilik hem de arkadaþlýk yaparak dünyamýzý cennet yamaçlarýna

çevirmeyi baþaran ve ahireti- mizi de güzelleþtirmek için çýr- pýnan ve sayamadýðým birçok güzel davranýþý ile harika bir insan. Bu abimizin belki de ai- lesinden çok bizimle ilgilenme- si, bizlerin dünyasýna bir bom- ba tesiriyle girerek silkinip uyanmamýza vesile oldu. Al- çakgönüllüðü sayesinde bizle- rin de birer hizmet eri olma- mýza vesile oldu. Bu abimizin sayesinde bir oda açýp küçük bir de kütüphane kurduk.

Ýmamlarýmýzýn da gayretiyle dinî ve ilmî pek çok konu öð- rendik. Allah bu gibi abilerin sayýsýný artýrsýn ve ulaþýlma- dýk kimse kalmasýn. Yine bu abi sayesinde 2 ay önce Ýstan- bul’a geldim. Þu an bir öðrenci yurdunda çalýþýyorum. Allah senden ve senin gibi insanlar- dan razý ve hoþnut olsun sevgi- li abim... Hamdi Ulutaþ, Ýstanbul

ailem 13 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

Mutluluðu, Mikail aðabey öðretti

Hayatýmýzý deðiþtiren harika insan

(15)
(16)

Ýman-ý taklîdî

Evet, inanmanýn yollarýndan biri de taklittir. Bu þekilde inanmak için in- san çevresini, atalarýný, anne ve ba- basýný gözetler ve onlar gibi davra- nýr. Müslüman bir anne-babanýn ço- cuðu onlarý taklit ederek Müslüman olur. Mecusi bir ailede yetiþen ço- cuk da ailesini taklit eder ve kuvvet- li bir ihtimal ile Mecusi olur. Burada iman taklit etme yoluyla olur. Ýstis- na olan iyi örnekler olsa bile bu þe- kildeki inanç Kur’an’da hep kötüle- nir. Cahiliye Araplarýnýn ve peygam- berlere inanmayan insanlarýn en çok eleþtirildikleri nokta budur: Körü körüne atalarý taklit. Bir araþtýrma yapmadan, kafa ve kalp olarak ken- dini hazýrlamadan aileden ve çevre- den gördüðü þeylerle inan etmesine, iman-ý taklîdî denir. Bir de bunun karþýsýnda olmasý gereken bir iman vardýr. O da iman-ý tahkîkîdir.

Ýman-ý tahkîkî

Baþlangýçta ailesinden ve çevre- sinden görerek inansa bile bir in- san zamanla imanýn esaslarýný delilleriyle öðrenir, ibadetle bun- larý korumaya alýr ve artýk hiçbir güç bu insanýn imanýný sarsmaya yetmez hale gelirse bu imana da iman-ý tahkîkî diyoruz.

kavram

Hazýrlayan: OSMAN KARYAÐDI

Risale-i Nur’dan

Ýmân, yalnýz icmalî bir tasdikten ibaret deðildir. Ýmânýn çok mer- tebeleri vardýr. Taklidî bir imân, hususan bu zamandaki dalâlet, sapkýnlýk fýrtýnalarý karþýsýnda çabuk söner. Tahkikî imân ise sar- sýlmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imâný elde eden bir kimse- nin, imân ve Ýslâmiyeti dehþetli dinsizlik kasýrgalarýna da mâruz kalsa, o kasýrgalar bu imân kuvveti karþýsýnda tesirsiz kalmaya mahkûmdur. Tahkikî imâný kazanan bir kimseyi, en dinsiz filozof- lar dahi bir vesvese veya þüpheye düþürtemez. (Gençlik Rehberi)

Bu asrýn dehþetine karþý taklidî olan itikadýn istinad kaleleri sarsýlmýþ ve uzaklaþmýþ ve perdelenmiþ olduðundan, her mü’min, tek baþýyla dalâletin cemaatle hücumuna mukavemet ettirecek gayet kuvvetli bir iman-ý tahkikî lâzýmdýr ki dayanabilsin. (8. Þua)

Tahkîkî iman

Taklîdî iman

FOTOÐRAF: REUTERS

(17)

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 16

A

nne ve eþ iki önemli varlýk.

Her ikisi de birey için vazgeçil- mez ve vazgeçilmemesi gereken iki önemli insan. Ancak yapýlan en yaygýn hata bu iki insaný kendi ko- numunda deðerlendirmemektir. Ya- ni anneniz, size annelik duygusu ile yaklaþacaktýr ve sizin bu yaklaþým karþýsýnda vazifeniz evlat rolü ile mukabele etmektir, ancak eþinizin sizin karþýnýzdaki rolü eþ olmaktýr ve siz de buna mukabil eþ olma ro- lünüzle karþýlýk vermelisiniz. Her ikisinin de size yaklaþýmý bulun- duklarý konum itibarýyladýr. Mese- la; annelerin genellikle daha duygu- sal olduklarý ve sürekli evlatlarýný koruma içgüdüsüyle hareket ettik- leri görülür. Bu gayet fýtridir. Fakat bu koruma güdüsü her ne kadar doðru olmasa bile zaman zaman ev- ladýný eþinden bile korumak iste- meyle devam eder. Aslýnda bu da gayet fýtridir. Ancak burada bireyin tavrý çok önemlidir. Bu koruma gü- düsü karþýsýnda birey evlat olma rolünü takýnmalýdýr. Fakat eþi- nin yanýna gittiðinde annesi- nin yanýndaki psikolojisine devam ederse bu durum evlilik için sakýnca arz eder. Yani bireylerin annelerinin bu özelli- ðini hesaba katmalarý ve eþlerine müdahale ederken objektif de- ðerlendir melerde bulunmalarý gere- kir. Hem erkeklerin ve hem de bayan- larýn annelerinin

etkisi altýnda kalarak eþlerine kötü muamele edebildikleri görülür.

Genellikle kadýnlar anneleri ile dertleþmek amacýyla ev içindeki he- men her türlü meseleyi anneleri ile paylaþmak isterler. Bir kadýnýn an- nesiyle paylaþým yaþamak istemesi güzeldir, ancak unutulmamalýdýr ki

Evliliðimiz

Annenizin etkisi altýnda kalarak

eþinize düþman olmayýn

(18)

ortada annenin dahil olmadýðý mahremiyeti olan bir aile yaþantýsý vardýr ve bazý noktalar aile sýnýrlarý içinde kalmalýdýr. Paylaþým yaþa- nan mevzular genellikle özel veya eþin rahatsýzlýk duyacaðý mevzular olmamalýdýr. Hiçbir anne çocuðu- nun üzülmesini istemez ve bu se- beple yardým amaçlý duygusallýðýný da iþin içine katarak birtakým öne- riler verebilir ve yorumlarda bulu- nabilir. Fakat anneler bu yaklaþýmý sergilerken ne kadar iyi niyetli olur- larsa olsunlar objektif olamayabilir- ler. Çünkü anneler hadiseleri genel- likle sadece çocuklarýnýn zaviyesin- den deðerlendirirler. Bu sebeple yu- karýda da belirttiðim gibi anneyle

eve ait mahrem mevzular dýþýnda paylaþým yaþanmasý güzeldir. Fakat anneden gelen yorumlar nedeni ile eþe farklý bir tavýr sergilemek evlili- ðinize zarar verebilir. Bunun dýþýn- da annenizden gelen olumlu öne- rileri veya yapýcý olduðunu düþün- düðünüz eleþtirileri kendi süzgeci- nizden de geçirerek deðerlendire- bilir ve istifade edebilirsiniz.

Erkeklerin bu konudaki en bü- yük yanýlgýlarý ise eþlerine deðer veriyor olmanýn bir basitlik göster- gesi olduðu düþünüyor olmalarýdýr.

Evet kimi erkekler eþlerine deðer veriyor olmaktan utanýrlar. Özellik- le annelerinin negatif görüþlerini dikkate almamak onlar için anneye karþý bir nevi vefasýzlýk olarak gö- rülür. Adeta annelerinden gelen söylevleri zihinlerine yerleþtirir ve eþleriyle konuþmadan ve eþlerinin fikirlerini almadan saldýrýya geçe- ler. Unutulmamalýdýr ki, kayýnvali- de–gelin diyaloðu problemli olabilir.

Ve bu sebeple kayýnvalideler gelin- leri ile ilgili olumsuz görüþlerini - her ne kadar doðru olmasa bile- oðullarý ile paylaþmak isteyebilir- ler. Erkeklerin bu durumu bir dert- leþme olarak kabul etmeleri, eþleri- ne karþý yargýsýz infazda bulunma- malarý gerekir. Burada hatalý olan eþin fikirleri alýnmadan ve eþe bek- lentileri aktarmadan annenin etkisi altýnda kalarak düþmanca duygular içinde olmaktýr. Yine erkeklerin de annelerindeki duygusal deðerlen- dirmeleri ve kayýnvalide olma psi- kolojisini hesaba katmalarý gerekir.

Hem kadýnýn ve hem de erkeðin düþünmesi gereken yeni bir yuva- larýnýn olduðu ve ailelerine karþý sorumluluklarýnýn var olduðudur. Bu sebeple

“anne”-“eþ” dengesi kurulabilmelidir.

Yasemin Yalçýn Aktosun

Danýþman Psikolog y.aktosun@zaman.com.tr

ailem 17 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

(19)

Yarýyýl tatili

için 12 ÖNERÝ

Tatilinizi çocuðunuzla birlikte planlayýn!

Hazýrlayan:

Ersin Tokdemir Avcýlar Fatih Koleji

Rehberlik Uzmaný Fotoðraflar:

Ýsa Þimþek

(20)

E

ðitim-öðretim yýlý içerisinde gerek bayram tatilleri gerekse yarýyýl tatili, öðrencilerin ruh dünyasýnda, her zaman coþkulu, sevinçli ve bir o kadar da iç huzuru artýrýcý duygularýn yaþanmasý- ný saðlayan zaman dilimleri olmuþtur. Hepimiz öðrencilik yýllarý- mýzý þöyle bir gözümüzün önünden geçirdiðimizde, ayný duygula- rý bir kez daha yaþadýðýmýzý ve ertesi günün tatil olacaðýnýn mut- luluðunu daha iki gün önceden hissettiðimizi, dün gibi hatýrlama- mýz mümkün olacaktýr. Dolayýsýyla tatillerde öðrencilerin sevin- meleri ve kendilerini mutlu hissetmeleri normal bir davranýþ ve duygusal yoðunlaþma olarak düþünülmeli, yadýrganmamalýdýr.

Yýl içerisindeki bayram tatilleri ve yarýyýl tatili, öðrencilerin ve ve- lilerin dinlenmesine bir vesile olduðu kadar, ayný zamanda da aile bireylerinin her zamankinden daha çok birlikte vakit geçirmelerine ve yoðun yaþanan günlerde fýrsat bulunamayan birtakým aktivitele- rin de gerçekleþtirilmesine imkan saðlamaktadýr. Bu imkaný çocuk- lar, arkadaþlarýyla daha fazla vakit geçirme ve oynama olarak plan- larken, anne-babalar da genellikle, çocuklarýnýn tatillerde rehavete kapýlabilecekleri endiþesiyle ya da tatili, düþük olan notlarýn düzel- tilmesine bir fýrsat sayarak, çocuklarýna ders çalýþmalarý ve kitap okumalarý konusunda sürekli telkinde bulunarak deðerlendirirler.

ailem 19 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

Yarýyýl tatili için öneriler

Ebeveynler, çocuklarýnýn okul derslerine iliþkin beklentilerinde bir düþüklük varsa, genellikle "on- beþ tatilde derslerine çalýþýp dü- þük olan notlarýný yükseltecek- sin!" gibi bir tavýr sergileme eðili- minde olurlar. Görünürde bu dü- þünce ve sarf edilen sözler çocu- ðun iyiliði için söylenmiþtir ve doðrudur. Ancak bu konuyla ilgili olarak çocuðun olumlu bir davra- nýþ geliþtirebilmesi ve tatili bu þe- kilde deðerlendirmesi þu faktörler- den etkilenir: Anne-babanýn yakla- þým tarzý, üslubu, aile ile çocuðun arasýndaki iletiþimin ve samimi- yetin kalitesi ve çocuðun içinde bulunduðu psikolojik durum.

Örneðin; okul döneminde, öð- rencinin ders çalýþma alýþkanlý- ðýna iliþkin sorunlar yaþanmýþ olabilir. Aileler çocuklarýna ýs-

rarla; "ders çalýþmýyorsun!", ço- cuklar da buna mukabil "çalýþý- yorum, daha ne yapayým!" gibi bir tavýr sergilemiþ olabilirler.

Bu tavýrlar ise çocuk nezdinde anne ve babanýn etkinliðini azaltmýþ olabilir. Bu kýsýrdöngü yarýyýl tatiline de yansýyabilir ve

"ders çalýþmayla ilgili sürtüþme- ler" tatilde de devam edebilir.

Yani ebeveynler çocuklarýna ya- rýyýl tatili süresince; "ders duru- munu görüyorsun, ona raðmen hâlâ kitabýný bir kere bile açýp bakmýyorsun!" þeklinde yaklaþacak, çocuklar da "bari tatilde dersten bahsetmeyin, biraz dinlenmek be- nim de hakkým!" diyecektir. Bu tarz diyaloglarýnýzý ve çocuðunuzun üzerindeki olumusuz etkinliðinizi, yarýyýl tatilinde geçireceðiniz nite- likli birlikteliklerle aþabilirsiniz.

Çocuðunuzla ders konusundaki

sürtüþmelerinizi tatile de taþýmayýn!

(21)

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 20

Çocuðunuzun derslerindeki (dö- nem sonu) baþarýsýzlýðý, iþinizde ge- çirdiðiniz stresli ve yorucu günler ya da iletiþim kurmadaki kiþisel problemleriniz gibi sorunlardan dolayý aile içinde yaþadýðýnýz olum- suzluklarý, tatili vesile yaparak farklýlaþtýrmanýz mümkündür. Ço- cuklarýyla iletiþimleri ve diyalogla- rý saðlýklý ve olumlu olan ebeveyn- ler ise yaþanan güzellikleri zengin- leþtirebilir, aile üyeleriyle birlikte farklý etkinlikler planlayabilir, ha- týrlandýðýnda tebessüm ettirecek olaylarý çocuklarýyla yaþayabilirler.

Tatilde yapacaðýnýz birçok aktivi- teyi, çocuðunuzla birlikte planlayabi-

lir ve bunlarý ailece gerçekleþtirebilir- siniz. Böylece dönem içerisinde yaþa- dýðýnýz birtakým sorunlarý çözmüþ ve çocuðunuza bir türlü kazandýramadý- ðýnýzý düþündüðünüz güzel davranýþ- larý da bu vesileyle kazandýrmýþ ola- bilirsiniz. Burada önemli olan, anne ve babanýn kendi çocuklarýyla ayný mekanda bulunmasý deðil, birlikte birtakým aktiviteler, çalýþmalar, eðlen- celer ya da paylaþýmlar yapmalarýdýr.

Amaçlanan nihai hedef ise "aile üye- lerinin birbirlerine olan aidiyet duy- gularýnýn pekiþmesi ve iletiþimde olu- þan kýsýrdöngülerin sona erdirilmesi, aile bireyleri arasýndaki içtenliðin ve samimiyetin artýrýlmasý" olmalýdýr.

D

DO OS SY YA A

Tatili, problemlerinizi çözüme

kavuþturmak için bir fýrsat olarak düþünebilirsiniz!

Çocuklarla aranýzdaki kýsýr döngüyü kýrýn.

Ýliþkilerinizi hem eðlenceli hale getirin, hem de dersler çýkarýn bu fa- aliyetlerden.

(22)

Yarýyýl tatili için öneriler

Çocuðunuzun þahsiyet geliþimine önemli katkýlar yapabilirsiniz!

Ev içerisinde tüm bireylerin katýldýðý bir kahvaltý, uzun zamandan beri gün- deminizdedir; fakat bir türlü fýrsat bu- lamamýþsýnýzdýr. Çocuðunuzun okulu ve dersanesi, sizin iþleriniz, güzel bir sabah kahvaltýsýnda bir araya gelmeni- zi mütemadiyen engellemiþ olabilir.

Belki de üç-beþ gün boyunca evinizde tüm aile üyeleriyle birlikte yapacaðýnýz kahvaltýlar, çocuðunuzdaki agresif dav- ranýþlara son verecektir. Ya da okul dö- nemi içerisinde ders çalýþmama alýþ- kanlýðýndan dolayý defaatle tartýþtýðý- nýz ve söz geçiremediðinizi düþündüðü- nüz çocuðunuzla, herhangi bir tatil gü- nünde evinizin dekorunun deðiþtiril- mesini bahane yapabilirsiniz. Çocuðu- nuzdan yardým isteyip, size ne kadar yardýmcý olduðu hissini ona yaþatma- nýz, belki de olumsuz diyaloglar yaþa- manýza bundan böyle mani olacaktýr.

Bir baba olarak çocuðunuzla birlikte okuyacaðýnýz ortak bir kitap okuma saatinde, her gün vermiþ olduðunuz nasihatlerden farklý olarak, okuduðu- nuz bir kitaptan alýntý yaptýðýnýz güzel bir motivasyon içerikli cümle, ço- cuðunuzun zihninde ders çalýþma- ya iliþkin olumlu tesirler býraka- bilir. Paylaþýmcý bir yaný olma- yan ve karakter eðitiminde yardýmseverlik konusunda herhangi bir geliþme göstermeyen çocuðunuza, ihtiyaç sahibi bir komþu ya da akrabanýza alacaðýnýz küçük bir hediyeyi kendisiyle birlikte tak- dim ederek çocuðunuza yardýmse- verlik duygusunu yaþatabilirsiniz.

Örnekleri çoðaltmamýz mümkün- dür; ancak vurgulanmak istenen asýl düþünce; tüm aile bireyleri için fýrsat olan yarýyýl tatilini, nitelikli ve herkesin

katýldýðý aktivitelerle zenginleþtirmek, saðlam bir aile dinamiði oluþmasýna bu vesile ile katký saðlamaktýr.

Sizlere, yarýyýl tatilinizi deðerlendi- rirken, hem çocuðunuzla ve ailenizle olan iletiþiminizin güçlenmesi hem de çocuðunuzda görmek istediðiniz olum- lu karakter özelliklerinin kazanýmý için birtakým etkinlikler ve aktiviteler öneriyoruz. Bu aktiviteleri sizler kendi hayal dünyanýz ve çocuðunuzdaki ihti- yaçlar nispetinde farklýlaþtýrabilir ve bu aktivitelerle fikirlerinize yeni bir bakýþ açýsý kazandýrabilirisiniz. Unut- mayýn; çocuðunuzla yaþayacaðýnýz kü- çük ama farklý bir paylaþým, ummadý- ðýnýz güzelliklere ka-

pý açabilir.

Tatil günle- rinde beraber kahvaltý yap- mak aile bi- reyleri ve ço- cuklar için eðlenceli ve güzeldir.

ailem 21 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

(23)

Çocuðunuzla birlikte kurban eti daðýtarak ona yardýmse- verlik duygusunu ve Kurban Bayramý kültürünü öðretin.

Kurban Bayramý’nýn son günleri de olsa bu günlerin yardýmlaþmaya ve þükür duygusunun geliþimine olan katkýsýný çocuðunuza hissettire- bileceðini unutmayýn. Kurban etlerini, komþulara ve ihtiyaç sahiplerine, çocu- ðunuzu görevlendirerek da- ðýttýrmanýz, bayramýn ruhu- nu ona hissettirmeye yete- cektir. Hem kurban kültürünün yerleþmesi hem de yardýmseverli- ðin ve paylaþýmýn nasýl bir duygu olduðunu bu vesile ile çocuðunuza yaþatmýþ olacaksýnýz. Ancak çocu- ða böyle bir görevi verirken, önce bunun ne anlama geldiði söylenme- li ve daðýttýktan sonra da ne büyük bir (manevi) mükafat kazandýðý çocuða mutlaka hissettirilmelidir.

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 22

Çocuðunuzun akrabalarýna kar- þý vefa duygularýný güçlendirme- niz için bulunmaz bir etkinlik!

Bayramlar; akraba, eþ, dost ve ar- kadaþlarýn birbirlerini hatýrlamala- rý, hal hatýr sormalarý ve güzel duygularýn paylaþýlmasý için en güzel ve özel zaman- lardýr. Aile içinde çocuklarýn akrabalarýna ve arkadaþlarýna karþý vefa duygularýný etkile- yen en büyük faktör, ebeveynlerin vefa duygusunu yaþantýlarýnda ço-

cuklarýna göstermeleridir. Davra- nýþ kazanýmýnda, görmek ve yaþa- mak en kalýcý özelliktir. Çocuk, ve- fa duygusunu, bu duygunun anla- týlmasýndan çok görerek ve ailesin- de bunu yaþayarak öðrenir. Dola- yýsýyla bayramýn herhangi bir günü anne ve baba ço- cuklarýyla birlikte tüm akraba ve dostlarý arayabilir, gidilecek yerlere gidebilirler. Böylece ço- cuklar vefa hissinin ne olduðunu bizzat yaþayarak öðrenmiþ olurlar.

D

DO OS SY YA A

1

2

Çocuðumla yarýyýl tatilinde

neler yapabilirim?

FOTOÐRAF: AA

(24)

Çocuklarýnýzýn erkek ya da kadýn kimliklerini kazanmaya yönelik bir etkinlik isterseniz, onunla ev iþleri yapabilirsiniz.

Cinsel kimliðin geliþimine ait en büyük etkenlerden biri de cinse uygun iþ ve becerileri kazanabilmektir. Birçok ebe- veyn evlatlarýna "Ben sizden sadece ders çalýþmanýzý ve derslerinizde ba- þarýlý olmanýzý istiyorum, baþka hiçbir þeye gerek yok" diyerek masumane, fakat karakter geli- þimlerine özgü becerilerin kazaný- mýný çok da önemsemeyen bir ta- výr sergilerler. Oysaki erkek ya da kýz çocuðunun aile kültürünü kazanmasý, ev içerisinde cinsel kimlikleriyle ilgili iþ ve sorumluluklarý öðrenmesi çok önem- li bir husustur. Yarýyýl tatilinin bir gü- nünde, anneler kýz çocuklarýna, mutfa- ðýn her türlü daðýlma riskini göze ala- rak yemek piþirmeyi öðretebilirler. Öð- retmekle kalmayýp tüm sorumluluðu kýz çocuklarýna verebilirler. Babalar ise erkek çocuklarýna basit ev iþlerini yap- mayý öðretebilirler. Bu etkinlikleri,

"sempatik yaklaþarak ve çocuðunuza ihtiyacýnýz olduðunu hissettirerek" ya- parsanýz daha iyi sonuç alabilirsiniz.

ailem 23 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

Yarýyýl tatili için öneriler

3

Sizlere önereceðimiz bir diðer aktivite ise tüm ai- lenizle birlikte faydalý olacaðýný düþündüðünüz gü- zel bir filmi seyretmek. Bu konuda küçük bir araþtýrma yaparak, ihtiyacýnýz olan özellik- teki (eðitici ve öðüt verici niteliði olan) bir film CD’sini tedarik edebilir ve bir akþamýnýzý "tüm ailenizle sinema saati" olarak deðerlendirebilirsiniz. Filmi seyrederken hoþunuza giden sahnelerde

vurgulamalar yaparak önemli gördüðünüz noktala- rý üstü kapalý olarak çocuðunuza hissettirebilirsi- niz. Böyle bir aktivite, çocuðunuza boþ zaman et- kinliklerini ailesiyle birlikte deðerlendirebilmenin hazzýný tattýrabilir. Onunla yapacaðýnýz paylaþým- larda sizinle daha çok birlikte olmak isteyebilir.

Bir akþam çocuðunu- zun odasýna misafir ol- maya ne dersiniz?

Evet, çocuðunuza misafir aðýrlama kültürünü ve ken- di mekanýný düzenli tutma alýþkanlýðýný kazandýrabil- mek için bir tatil akþamý tüm aile bireylerinizle bir- likte çocuðunuzun odasýna misafir olabilirsiniz. Önce- den çocuðunuza bunu söyleyebilir ve belki ufak tefek hazýrlýklar için de ona küçük bir miktar harçlýk vere- bilirsiniz. Çocuðunuz, anne ve babasýnýn tüm akþamý kendi odasýnda geçireceðinin telaþýný ve he- yecanýný yaþayabilir. Ye- mek yeme, kitap okuma, çay içme ya da babanýn uzanýp dinlenmesi... Bunla- rýn hepsini çocuðunuzun odasýnda misafir iken ger- çekleþtirebilirsiniz. Çocu- ðunuza küçük bir hediye almayý da ihmal etmeyin...

4

5

Seçmiþ oldu-

ðunuz güzel

bir sinema

filmini tüm ai-

le bireyleriyle

birlikte en

son ne zaman

izlediniz?

(25)

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 24

D

DO OS SY YA A

Evinizin dekorunu deðiþtirir- ken çocuðunuza hiç danýþtýnýz mý? Ya da onunla birlikte evde- ki eþyalarýn yerlerini deðiþtir- diniz mi?

Çocuklar, kendi evlerinde yapýla- cak bir iþ ve düzenlemede, kendi- lerinden yardým istenmesini ve fikirlerinin alýnmasýný çok se- verler. Birçok ebeveyn

"bu çocuktur ne anlar"

düþüncesiyle hareket edi- yor olabilir. Çocuðun doða- sýnda zaten "adam yerine koyulma ve önemsenme" ihtiyacý olduðundan, bu ihtiyacýný anne- siyle ya da babasýyla evin dekoru- nun deðiþtirildiði bir zaman dili- minde, kendisinin büyük bir gay- ret göstererek yardýmcý olmasý ile karþýlayabilir. Dekor deðiþtirme etkinliðini, geniþ çaplý olarak dü- þünmemeliyiz. Çekyatlarýn, TV sehpasýnýn ya da kütüphanenin yeri deðiþtirilirken çocuðunuzu bizzat görevlendirip ondan yar- dým istemelisiniz. Aranýzdaki duygusal etkileþimi bu yolla artý- rabilirsiniz.

Market ya da pazar alýþveri- þi yaparken dikkat ettiðiniz kurallarý çocuðunuz ne ka- dar biliyor?

Birçok ebeveyn, çocuklarýnýn her þeyi istemeleri ve istekle-

rinin hemen yerine gelme- siyle ilgili serzeniþte bulunurlar. Oysaki paranýn tasarruflu kul- lanýlmasýný ve ürün alýrken dikkat ettiði- niz kriterleri çocuðunuza göstermek, alýþveriþi çocuða yaptýrmakla mümkün olabi- lir. Anne ve baba olarak ço-

cuðunuzun yanýnda markete gidin ve alýnacak tüm ürünleri çocuðu- nuza aldýrýn. Hata yaptýðýný fark ettiðinizde "þunu alsan daha he- saplý olabilir" ya da "kýzým þu markayý tercih etmemiz daha hoþ olmaz mý? Çünkü..." gibi yakla- þýmlarla yönlendirme yapýlabilir.

Tüm sorumluluðu çocuða verilen böyle bir alýþveriþ, çocuðunuzun size olan güvenini pekiþtirecek ve kendini her zamankinden daha deðerli hissettirecektir.

6

7

(26)

ailem 25 22 OCAK 2005 CUMARTESÝ

Yarýyýl tatili için öneriler

Ebeveyn olarak çocuðunuzla birlikte arkadaþlarýnýn evleri- ni ziyaret etmeniz, çocuðunu- zu mutlu edeceði gibi onun sosyal geliþimini ve vefa duy-

gusunu da artýracaktýr.

Yapmanýz gereken tek þey, çocuðunuzun arka- daþlarýndan birinin ya da birkaçýnýn evlerini zi- yaret etmek ve küçük de olsa bir hediye götürerek

hediyeleþme kültürünü çocuðunu- za göstermek. Hediyeyi, yönlen- dirmenizle birlikte çocuðunuza al- dýrabilirsiniz. Çocuðunuzun uzun dostluklar ve arkadaþlýklar kur- masýný böylesi bir ev ziyaretiyle perçinlemiþ olursunuz. Anne baba olarak sizler de samimi komþular ve ahbaplar edinebilir, çocuðunu- za da "arkadaþlara karþý vefalý ol- mayý ve bunun bir aile kültürü ol- duðunu" ilk olarak kendiniz yaþa- yarak göstermiþ olursunuz.

Çocuðunuzla birlikte hayal dünyanýzý yansýtacaðýnýz bir manzara resmi çizmeye ne dersiniz!

Manzara resimleri genellikle ar- zu edilen iç huzuru sembolize ederek çizilir. Çocuklarýn ve ye- tiþkinlerin bu konudaki hayal dünyalarý da farklý olabilir. Fa- kat çocuðunuzla çizeceðiniz or- tak bir manzara resmi, duygula- rýnýzý yansýtmanýzý ve paylaþ- manýzý saðlayabilir. Önemli olan nokta, ayný materyal üzerinde resim yapma- nýzdýr. Almýþ olduðunuz beyaz kartonlarý birbirine

ekleyin ve daha büyük bir karton elde edin.

Anne-baba, çocuk ya da ço- cuklar, kartonun önünde yan yana resim çizecek þekilde durmalýdýr. Baba, "Þimdi beraber manzara resmi ya- pacaðýz. Ýstediðiniz figürü çizebilir, boyama yapabilir- siniz." deyip, manzara res- mini baþlatmýþ olur. Her- kes kendi önündeki bölge- yi boyadýktan ve resmini yaptýktan sonra, o resim evin bir duvarýna asýlabilir.

8

9

(27)

D

DO OS SY YA A

Milli ve manevi deðeri olan bir mekaný ailenizle birlikte ziyaret edin ve bu konudaki hassasiye- tinizi çocuðunuza hissettirin.

Tatilinizin herhangi bir gününü bulunduðunuz þehirdeki manevi mekanlarý çocuklarýnýzla birlikte ziyaret ederek geçirebilirsi- niz. Bu tür geziler ve ziya- retler, çocuklarýn zi- hinlerinde ve karak- ter yapýlarýnda olumlu ve yapýcý izler býrakabi- lir. Ziyaretlerde çocuk, ebeveynlerinin tavýr ve davranýþ- larýný çok iyi gözlemler ve onlarý örnek alýr. Yapacak olduðunuz bir dua, çocuðunuza gittiðiniz yer ile ilgili söyleyeceðiniz bir iki cümle, hem sizinle olan diyaloðu- nu güçlendirecek hem de bu tür ziyaretlerin yapýlmasý gerekliliði- ni kendi yaþantýsýna taþýyacaktýr.

Evinizdeki kütüphanenizde ya da kitaplýðýnýzda hangi kitapla- rýn olduðunu bilmiyorsanýz ço- cuðunuz bunlarý listeleyebilir!

Evlerimizin vitrinleri ya da kitap- lýklarý, birçok kitap, ansiklopedi ve dergilerle doludur. Ancak bunla- rýn birçoðu açýlmamýþ ve okunma- mýþ olabilir. Evinizdeki tüm kitap- larýn isimlerini ve yazarlarýný ço- cuðunuza liste yaptýrmanýz, onun kitaplara olan saygý ve hürmetini artýrabilir. Çýkarmýþ olduðu kitap listesini akþam babasýna göster- mek ve babasýyla birlikte liste- deki tüm kitaplarýn ne þe- kilde kullanýlabileceðini müzakere etmek, çocuðu- nuzun kitaplara karþý olan ilgisini artýrabilir. Böyle bir çalýþmayý babalarýn çocuk- larýndan rica etmesi, çocuk için da- ha tesirli ve motive edici olabilir.

10

11

Bulunduðunuz þehrin önemli zi- yaret yerlerini beraber gezin.

Çocuðunuza gez- diðiniz yerlerin bilgilerini anlatýn.

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 26

FOTOÐRAF: HAMÝT ÇÝÐDEM

(28)

Eviniz ile ilgili dikkat oyunlarý oynamaya ne dersiniz?

Günün herhangi bir vaktinde çocuðunuzla birlikte, evinize olan farkýndalýðýnýzý ve evini- zin içindeki tüm eþya ve materyallere karþý olan duyarlýlýðýnýzý artýrmanýz ve aidiyet duy- gunuzu geliþtirmeniz için dikkat oyunu oynayabilirsiniz. Örneðin; birlikte çayýnýzý yudumlarken ya da sohbet ederken, çocuðunuz size "Anne, bil bakalým bizim kaç adet tenceremiz var?" ya da anne çocuða "Peki sen de evin tüm duvarlarýnda asýlý olan eþya ve tablolarýn kaç tane olduðunu söyle bakalým!" gibi sorular yönelterek ne kadar dikkatli olduðunu test edebilir. Evin hanýmý ise eþine herhangi bir odadaki ha- lýnýn renklerini sorabilir. Örnekleri kendi yapýcýlýðýnýzla çoðaltabilirsiniz. Böyle bir dikkat oyunuyla sýcak bir havayý hep birlikte aile ortamýnýzda oluþturmuþ olursunuz.

12

(29)

Bülent

Evlenmek istiyorum; ama insanla- ra hayýrlý hizmetlerde bulunmak da istiyorum. Fakat evlenmeyi düþün- düðüm kiþinin bu iþlerle de dini- mizle de bir ilgisi yok. Ne yapayým?

Sevgili Bülent,

Hayýrlý iþlerle iþtigal, insanlýða iyilik amaçlayan yüce bir duygudur. Hadi evlenelim “hayýrlý iþlerle iþtigal” ede- lim düþüncesi de yanlýþ, hadi evlene- yim hizmet urbasýný çýkararak disko, sinema yeleðini giyip Taksim’e çýka- lým, sonra da yaðmurda üþütüp za- türree olalým da yanlýþ. Eðer “hayýrlý iþlerle iþtigal”i hayatýnýn gayesi yap- týysan evlensen de, bekar kalsan da, sinema ya da Taksim’e yürüyüþe çý- kacaksan da yaparsýn. Birçok arka- daþým maçlarda, diskolarda ya da komünizm adýna duvarlara yazý ya-

zarken hidayetle karþýlaþmýþlardýr.

Tayfun diye bir kardeþim yine Tak- sim’de bir sinema giþesinde (ya da ti- yatro) bilet satarken bir seyirciyle ta- nýþma sonucu ýþýkla kucaklaþtý. Ben- ce münakaþanýzýn ekseninde bir yanlýþlýk var. Eðer bir Alman haným kýzýmýzý sevdin ise hem onunla evle- n, hem Almanca öðreni, hem si- nemaya git. Baþta eþin olmak üzere de tüm insanlýða hizmeti de sürdür.

Kiliseye gidecekse de arabanla onu götür. Bu arada, yakaladýðýna da tev- hid dinini anlat. Netice ve hidayet Allah’tan (cc). Seviyorsanýz, mutlu olacaksýnýz, inançlý iseniz, ortak müþtereklerde bu iþi götüreceksiniz, orta yolu bulabilecekseniz, gelecek- le ilgili güzel planlarýnýz varsa hiç durmayýn. Ýstediðiniz yere gidin, arkadaþ sohbetlerine de. Ama ka- rakola asla. Mutluluklar... Dr. Can.

N. Esrin

Eþimden dertliyim. Ayrýl- mak istiyorum. Avrupa’da- yýz. Bana saygý duyulmu- yor, eþimin birçok yanlýþý var. Ne yapmam gerekiyor?

Sevgili N. Esrin kýzým...

Çok uzun yýllar önce bazý insanýmýz Avrupa’ya gitti.

Bir kýsmý kendisini kaybe- dip Avrupalý olmak adýna çok þeylerini kaybettiler.

Bir kýsmý ise deðerlerimizi kaybetmeyelim derken Türkiye’de bile çoktan terk edilen bazý dinle alakasý ol-

mayan “töre”lerine sýký sý- kýya baðlý kaldýlar. Yani ba- zýlarý Avrupalý olalým der- ken içki-kumar-kadýn ve kural tanýmazlýk adýna Av- rupalýyý bile usandýrýrken diðer bazýlarý deðiþmeyelim diye uçurumlar oluþturdu- lar. Eðer maddi imkanlarý- nýz müsaitse eþinle otur konuþ ve her þeyi bir bir (çekinmeden ama saygý ile anlat). Eðer katiyyen kabul etmiyoruz derlerse demek eve hizmetçi almýþlar. O takdirde bu sefer bu iliþki- yi sorgulayabilirsin. Tabii

ki yýkýcý olmamalýsýn. Ama tüm saygýnla aþama aþama bunlarý uygula. Bu arada çocuk için acele etme. Sab- ret, ayarlayacaðým derse sabret ve zaman zaman ha- týrlat. Yoðun biçimde hiz- met talep etmeye devam ederlerse zaman zaman mesela “Nezleyim, ateþim var, gribim ya da ayaðým aðrýyor.” de bakalým. Dok- tora götürüp þefkat mi gös- terecekler yoksa yatýyor- sun diye azar mý iþitecek- sin. Allah mutlu etsin ve yardýmcý olsun... Dr. Can.

Ýnsanlýða hizmet

ailem

DR. CAN

Çobançeþme Mh. Kalender Sk. No: 21 Y.Bosna/Ýstanbul dr.can@zaman.com.tr

Avrupa’da kaybolanlar

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 28

(30)

ailem

DR. CAN

Ýbrahim.

Hayatla ilgili ikilemler içindeyim. Neye nasýl inanacaðýmý bilemiyorum. Karar- sýz kaldým. Resmi bir kurumdan burs alýyorum, dindar olduðumu bilirlerse bursumu keserler diye korkuyorum.

Sevgili Ýbrahim...

Sanýyorum Allah seni çok sevdiði için çe- þitli vesilelerle yardýmýna koþuyor ve bu arada seni sýnýyor... Þöyle düþün. Dinle il- gisi olmayan bir öðretmen iyi niyetli olarak sana el uzatmýþ. Bakalým sana iyilik etti di- ye sen kendini ve inançlarýný satýp onun gi- bi mi olacaksýn?.. Eðer sen onun gibi olma- san o öðretmen sana yardýmý býrakacak mýydý? Bence hayýr. Onun niyeti sana iyi- lik etmekti ve etti. Sen ister ýþýkta kal ister karanlýkta. Sonra güzel insanlar arasýnda kaldýn. Oradakiler sana akla-mantýða ve inancýna aykýrý bir þey telkin ettiler mi?

Hayýr... Yeter ki sen vatana-millete-inanca yararlý bir insan ol. Þimdi de seni baþarýlý

bulmuþ bir resmi kurumumuz burs baðla- mýþ. Ne büyük þeref. O resmi kurumumu- zun “Sana 2 kuruþ burs veriyoruz. Sen de Allah’a inanmayý býrak!” diyeceðini mi dü- þünüyorsun? Hayýr... Ama biliyorsun dini istismar eden ve kutsal kitabýmýzýn müna- fýk dediði birtakým insanlar yüzünden bazý kurumlarýmýz haklý olarak dikkatli davra- nýyor bu sebeple lütfen sen de umuma açýk yerlerde böyle bir sýfatla anýlmamak için dikkatli ol. Hani yolda gidersin tuvaletin gelir. Bir kahve ya da caminin tuvaletine gidersin. Oradan çýkarken seni görürler ya kumarbaz, ya ayyaþ ya da dinci derler ya öyle bir þey. Ýnsanlar dedikodu için fýrsat arýyorlar. Ýnancýn varsa ibadetini yap. Ama bunu yalnýzca o görsün. O her þeyi gören, bilendir... Unutma “dinsiz”in yardýmýný da, aydýnlýk yüzlü insanlarýn þefkatini de, o resmi kurumun bursunu da sana gönderen her þeyin hazinesi elinde olan Allah’týr (cc). O’na karþý nankörlük, hayatýmýzýn hatasý olur. Baþarýlar güzel Ýbo... Dr. Can.

Ýçiniz güzel olsun

(31)

ailem

YARDIMLAÞMA

22 OCAK 2005 CUMARTESÝ ailem 30

Cenab-ý Hak, yarattýðý tüm canlýlarý birbirinin imdadýna koþmak üzere programlamýþ. Her mahluk

bir diðeri için vazgeçilmez nitelikte.

SEMRA AYDIN

D

ünyada her nereye bakarsak bakalým yardýmlaþma prensi- binin hakim olduðunu görürüz. Ba- kýyoruz ki Güneþ, “Hakîm” isminin yansýmalarýyla hareket etmekte, pervane gibi dönmektedir. Cenâb-ý Hak, onu Hakîm ismine ayna kýlmýþ, âlemin çarkýný onunla çevirmekte- dir. Çünkü o dönüyor, onun dönme- siyle galaksiler, gezegenler hareket ediyor. Bu hareketten gece-gündüz, kýþ-yaz, mevsimler ve yýllar meyda- na geliyor. Güneþ, câmid/donuk, þu- ursuz, akýlsýz ve mantýksýz olduðuna göre, çok açýk olarak anlaþýlýyor ki kendi iradesi ve gücüyle bu görevi yapmýyor. Demek ki o, rahmetiyle her yeri kuþatmýþ bir hikmet sahibi- nin (Hakîm–i Rahim (cc) âyinesidir.

Güneþ hareket ederkenki hâliyle adeta “Ya Hakîm! Ya Rahîm” diyor.

Âlemde kimsenin inkâr edemeyece- ði bir nizam ve sistem olduðu için,

“Ya Hakîm!” demesini anlýyoruz. Pe- ki, “Ya Rahîm” dediðini nasýl anlýyo- ruz? Evet, güneþ dünyaya, bitkilere, aðaçlara, havyanlara, insanlara her þeye ýþýk veriyor. Bütün meyveler, sebzeler onun sayesinde piþirilip bi-

ze takdim ediyor. Yeryüzü mutfa- ðýnda Kudret eliyle piþirilen bütün meyvelerin, bütün nimetlerin ocaðý güneþtir. Onun üstünde piþiriliyor.

Onun için alimlerimiz güneþin Cenâb-ý Hakk’ýn Rahman isminin en yüksek mertebesinde tecellisine mazhar olduðunu belirtiyor. Güneþ

Allah tarafýndan çeþitli yönlerde hiz- metimize koþturuluyor. Hem ýþýðýy- la, hem sýcaklýðýyla bizi kuþattýðý gi- bi, çekim gücüyle de yer küreyi güç- le belli bir yörüngede durduruyor.

Bu arada ay dünyaya yardým ediyor. Güneþten aldýðý ýþýðý tatlý tatlý aksettiriyor. Gündüz güneþ- ten enerjisini depolayan canlýlar, gecenin þefkatli kollarýnda kud- ret eli tarafýndan büyütülüyor.

Tüm canlýlar geliþimlerini ve bü- yümelerini geceleri yaparlar.

Denizden, nehirlerden kay- naklanan buharlaþma gökyüzün- de birikince, rüzgar aracýlýðýyla nerede ihtiyaç varsa gönderilip imdada koþturuluyor.

Her bir yaðmur damlasý düþtüðü yerde adeta “Yâ Hayy” nidalarýyla karþýlanýyor. Çok açýk olarak görül- düðü gibi “Hakîm” ve “Rahîm” is- minden gelen bir tecelli ile âlem bir- birinin imdadýna koþuyor. Sanki göz ve kulaklarý varmýþcasýna bütün canlýlar ve cansýzlar birbirinin yardý- mýna koþuyor, isteklerine cevap ve- riyor. Bu cereyan eden sisteme “yar- dýmlaþma/teavün kanunu” deniyor.

Yardýmlaþma

kâinatýn her zerresinde

Referanslar

Benzer Belgeler

Tatiller bizim içinde olduğu gibi, çocuklarımız için de zihnen ve bedenen dinlenme imkânları sağlarken, sevdikleri ve özlem duydukları etkinlikleri,

Bu istek, veriliþ maksadýna uygun olarak âhiret hayatý için sarf edilmeli ve âhirette zaten kaçýnýlmaz olan ebedî hayatýn levazýmatýný -baþta iman ve namaz olmak üzere-

konu çalýþmasýndan çok pratik yap- maya zaman ayýrmalýsýnýz. ‘Bunu asla anlayamam, bu problemi çözmem imkansýz, baþa- ramayacaðým’ gibi içinizde sürekli tekrarlanan

Ýnsanoðlu çok çeþitli tabaka- lar halinde yaratýlmýþtýr: Kimisi vardýr, mü’min olarak doðar, mü- min olarak yaþar, kâfir olarak ölür.. Kimisi vardýr, kâfir olarak

O ana kadar sürekli Kur`an okuyan, eþinin saðlýðý için dua eden Ayþe Ha- ným, eþinin vefatýndan sonra yaþadýðý acýyý ve hayata yeniden nasýl baðlandý- ðýný

Bizim için önemli olan þudur: Üç ay- larýn ilk cuma gecesi olan bu gece, Allah’a çokça yalvar- mak, yakarmak, dua etmek ve af dilemek için bir vesile- dir ve bir

Eğitsel Etkinlik Çizgi çalışmaları yapar Oyun hamuru üzerinde kesik çizgilerle çizgi çalışması yapma. Dinlenme Eğitsel Etkinlik 1den 20 ye kadar

Beraber hazırladığınız bir plana, beraber hazırlanmış olan kurallara çocuğunuz daha çok saygı duyacaktır.. Hazırladığınız planı haftalık hazırlamaya