Kitap şeklinde neşrolunan eserlerin kapak resimleri bugün ofort, monotipi, litografi, kak- ma usullerile çalışılmış resimlerle satışa çıkıyor.
Kitap resimleri kitapların satışını daha faz- ialaştırdığı gibi bedii zevkleri de şüphesiz daha ziyade okşar.
Avrupa maarif idareleri nazarlarını mektep kitaplarına verdikleri kıymetten daha fazlasını eser şeklinde neşrolan kitaplara atfederler ve bunların resimlerile mecmuunun halk üzerinde- ki seviyesinin yükseltici olmasına riayet olundu- ğunu görmek isterler.
Ofort, Litografi, Monotipi ve ağaç üzerine kakma teknik usullerine grafik denir ve Tlirk- çeye (siyah beyaz san'atı) diye tahvil olunabilir.
Memleketimizde şüphesiz çok kıymetli ka- lemlerin eserleri çıkıyor, bunları görüyor ve oku- yoruz. Fakat bu eserlerin kapak resimleri olsun veya methal illüstrasyonları - şayet varsa - ve kâğıtları ve sahife taksimat ve harfleri biribir- lerile yarış edercesine tezat teşkil ediyor, bu- nunla memleketimizde kitap san'atınm - eski- den vardı - hiç ehemmiyet verilmediğini görü- yoruz.
Kitapçı: «Adam sende çıkaracağım kitap nekadar ucuz olursa okadar iyi, bana iki renkli ve göze çarpacak bir kitap kabı lâzım. Üstünde de bir adam resmi olsun, nemelâzım san'at raa- nat, kültür mültür!» diyor.
Mevcut her eseri lâyık olduğu gibi güzel bir tarzda neşretmek hiç şüphesiz her kitapçının ve eser sahibinin emelidir, esasen memleketimizin harsı da bunu icap ettirir.
Almanyada maarif idaresinin bir de kitap- ları murakabe eden ve Kampf gegen Schund und Schmutz tesmiye ettiği bir şubesi vardır.
Bu şubenin refuse ettiği kitaplara Hintertrep- penromane derler. Memleketimizde çıkan kitap kapakları, illüstrasyonları hattâ mektep kitabı resimleri birer merkantil gibi uyuşturucu ve yo-
S i y a h b e y a z s a n ' a t ı
F i k r e t M u a l l â
ı ucudur, bunların yüzde doksan dokuzu refuse edilmek hakkını haizdirler.
İllüstrasyonların tersimi için ressama tevdi edilen kitap ressam tarafından evvelâ baştan aşağıya kadar mütalea edilir, sonra mevzua gö- re resimlerin ağaç üzerine kakma mı ofort mu yoksa litografi mi olacak, ona göre ressam gra- fisen bir karar verir; bilâhare ikinci bir müta- leada her sahife için resim krokileri çizilir. Bu ikinci mütaleanm hitamında ressamın elinde kalan bir sürü krokilerden kitap için en elzem- lerini ayırır resmeder ve meydana getirir; re- simlerin hitamında matbaacı, kitapçı, muharrir ve ressam bir arada bu çıkacak eserin sahife taksimatını, kâğıdını, harflerini, resimlerin ko- nacağı yerleri kararlaştırırlar ve kitabın kabı görüşülür. Nihayet bu tarzda matbaadan çıkan ve kitapçı camekânlarına konan bir kitabın estetik zevkleri tatmin edici artistik bir eser clarak kabulü veya ademi kabulü mevzuu bahs olabilir.
İyi bir eser, iyi bir kalem sahibinin roman..
âdi ve banal olmaksızın hayatın en çirkin saf- hasını tahlil edip yazabilir. Çünkü gayesi iyi bir doktor gibi bulunduğu cemiyeti olduğu gibi gös- termek, teşrih etmek, yaralarını ona göre iyi etmektir. Buna extreme misal olarak Zola'nm (Nana) ismindeki romanını ele alabiliriz. (Na- na) da realisme'e kaçan bir impressionisme var- dır ve insnı ihtirasların yükseklikleri ve düşük- lükleri vardır, servet ve sefalet sahifelerde biri- birini takip eder ve yazılar impressionist tarzda tersim edilmiş bir tablo gibi rengârenktir. Hat- tâ başka bir kalemden çıksaydı müstehcen ola- bilecek safhaları da vardır. Fakat Zola büyük bir insandı ve ayni zamanda kuvvetli bir san'at- kârdı. Buradaki resim Nana'ya ait bir illüstras- yondur; muharririn yaşatmak istediği muhite zamane insanlarının tiplerine, kostümlerine ve dekorlarına tamamile riayet edilmiştir.
Teknik itibarile kısmen litografi ve kısmen de Monotipidir.