S i b l i y o r a f i :
Y E N İ R E S İ M H A K K I N D A
Y a z a n : E . G . B E N İ T O
T e r c ü m e e d e n: C e l â l E s a d A R S E V E N
İnsan ruhunun ilk tezahürlerini teşkil eden
A l t a m i r a mağaralarının divarlarındaki
resim-lerden sonra, asırlar boyunca resim san'atmm
ge-lişme (seyrini takip eden ve sanatın en yüksek
te-zahürlerini 16-18 inci yüzyıllardaki büyük
üstad-larm eserlerinde bulan E. G. Benito'nun yeni
resim hakkındaki kitabını değerli Prof. Celâl
Esad Arseven derin bir vukuf, sade ve güzel bir
üslûp ile dilimize çevirmiştir.
Benito eserinde, resim san'atmm kısa bir
ta-rihini yaptıktan sonra, ;bu san'atı yükselten
res-samların çalışma tarzları ile resim yapma
zanaa-tının nasıl kayıp olduğunu, 19 uncu yüzyıl
başla-rından itibaren gerileme ve alçalma devrinin
na-sıl başladığını izah etmekte ve bu günkü resim
san'atından acı bir lisan ile şikâyet etmektedir.
Benito'nun eseri hakkında okuyucularımıza
bir fikir vermek için aşağıdaki kısımları
sütunla-rımıza geçirmeği faideli bulduk. 19 uncu yüzyılın
ikinci yarısında başlayan empresionizmin resimde
zekice bir hareket olduğunuı söyleyen müellif
şöy-le demektedir: «empresionizm, tam olmayan bir
san'attır. Sanat'ın sabit esasları şekildedir. Renk
ise tâlidir. Bu resim tarzında, renk farkları
ara-sındaki mabetlere ehemmiyet verilir. Halbuki bu
farklar zaman ile zail olabileceği için
muvakkat-tir. Tablolarda esas olan renk farklarmdaki
nis-betler, boyaların şimik değişmelere uğramasiyle,
kaybolursa geriye ne kalır?».
Benito, son yüzyıl içinde mutada uymazlık
cereyanının başladığına işaret ederek bir kısım
büyük ressamları muvazenesiz dâhiler olmakla
tavsif etmekte ve «zamanımız delilere, kaçıklara
bayılan bir devirdir. Netekim romantizm devri de
veremlilere meftundu. Mutada uymazlık ve
i-fade hürriyeti bahanesiyle her türlü küstahlık ve
rezaletler utanmadan ortaya serilmektedir.
Ken-dini tanıtmak için mutlaka rezalet lâzımdır. Çok
şükür rezalet yapabilecek insanlar henüz bir
is-tisna teşkil ediyor. Bunlar müstesna fertlerdir.
Fakat kıymet itibarile mi, yoksa rezalet itibarile
mi müstesna? İşte bulunduğumuz hal...» budur,
diyerek zamanımızı tasvir etmektedir. Modern
resmin yenilik kisvesi altında, ekseriya
garabet-ler ve kabiliyetsızlikgarabet-lerle ifade edildiğinde İsrar
eden müellif, bütün bu karışıklık ve geriliklere
karşı durmanın kolay olmadığını, buna cesaret
e-denleri ilerleme kabiliyetinden mahrum ve
anla-yışsız kimseler olmakla itham edildiklerini
anlatı-yor, bu haksız iltihamlara cevap olarak diyorki:
«modern resmin karakteristiği, bilhassa bir eseri
bitirmek kabiliyetinden mahrum olmasıdır...
Fov-lar, Külbistler, (Sürrealistler de dahil olmak üzere
zamanımızın bütün resimlerinin özel vasfı
kabuk-luluk, kirlilik, beceriksizlik gibi nihayet mahiyeti
anlaşılmış şeylerdir. Klâsik resimde Ibir tablo
ya-pılırken, yüksek kıymete bir ihtimam ile
çalışılır-dı. Klâsik resimle bu günkü resmin evsafı
arasın-daki fark yüksel' kıymette eski bir İran halısı ile
çarşıda satılan adi bir halı arasındaki fark
gibi-dir. ..».
Avrupadaki resim san'atı, endüstri
faaliyet-lerinin güzel san* atlar üzerindeki tesiri, tablo
ti-caretinin meydana getirdiği (Vollardienne) resim
tarzı hakkındaki fikirlerini açıklayan Benito,
ki-tabının (Büyü) bahsinde, isyankâr bir lisanla bu
günkü durumu şöyle anlatıyor:
«Bütün dünya bugün Afrikamn tamtamiyle
sarsılmaktadır. Artık ruhu idare eden ne Apollon,
ne de Pan'dır. Bu karanlık âlemde... >snoblar,
a-vallar, bönlar, züppeler, ziziler, zuzular;
swing-ler koşunuz!... her yeni yapılana, hayran
o-lanlar koşunuz. Bu acaip dükkân, akim ıgöç
etme-si dolayıetme-siyle, kapanmadan evvel, onu görmek
için acele ediniz!».
Tertip, şahsiyet ve (ferdiyetçilik, sanat
eşit-liği, sanat berabereşit-liği, mimarlık, şehircilik; Garb
âlemi; tabiata dönüş; bahislerinden sonra, müellif
tenkit kısmında, ısanat münekkitlerini ele alarak
şiddetle tenkit ediyor. Bunların, bir ressamın
kendinden öncekilerden ilham almasını cinayet
saydıklarım, bu yüzden ilerlemeye bir set
çektik-lerini, geriliği teşvik ettikçektik-lerini, orijinallik
baha-nesiyle garabetleri ve saflıkları müdafaa
ettikle-rini, sanatkârları kendi üstatlarını ink'âra
isevket-tiklerini, şahsî menfaat kaygusile vazifelerini
yapmadıklarını acı bir lisanla anlatıyor ve
sözleri-ni şu sert kelimelerle bitiriyor:
E L E K T R İ K İ D A R E S İ N İ N O T O B Ü S G A R A J I M Ü S A B A K A S I
Geçen sayımızda, istanbul Elektrik idaresinin
yaptıracağı g a r a j münakaşasına Y. Mühendis A b
-dülkadir Taşdelen'in iştirak ettirilmediğini yazmış,
Bayındırlık Bakanlığınca bir çok yeterlik belgeleri
b u l u n a n b u zatın, eksiltmeye ne sebeple iştirak
ettiril-mediğini bildirmesini İst. Bayındırlık m ü d ü r ü n d e n
rica etmiştik.
İsmail D e v l e t k u ş u n d a n aldığımız cevabı aşağıda
yayınlamaktayız. Esasen bizi tatmin etmiyen
mek-tupta Devletkuşu, yazımıza cevap veremiyeceğini,
ancak bu işi merciine bildirebileceğini k a y d e t m e k
-tedir. Bu itibarla, bu meseleyi açıklamasını
Bayın-dırlık Bakanlığı Yapı İşleri Başkanlığından
ehem-miyetle rica etmekteyiz.
Kanaatimize göre, Bakanlık t a r a f ı n d a n verilen
yeterlik belgelerinin, b ü y ü k bir kıj'met v e
ehemmi-yeti olması, v e bunları Bayındırlık müdürlüklerinin
b e h e m e h a l nazarı d i k k a t e almaları gereklidir. Bu
meseleye ehemmiyetle nazarı dikkati çekmek
iste-riz.
« A R K İ T E K T » M E C M U A S I N E Ş R İ Y A T M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü N E
Mecmuanızın 9 4 7 yılı ( 5 - 6 ) serisinin 149 uncu
sahifesinde (Elektrik idaresinin otobüs garajı
mü-nakaşası) başlığı altında intişar eden ve Yüksek
Mü-hendis Müteahhit A b d ü l k a d i r T a ş d e l e n ' e adı geçen
inşaattan dolayı yeterlik vesikası verilmemesi
hak-kındaki yazıyı o k u d u m .
1 — Mevzuubahis vesikalar Bayındırlık
Mü-dürlüğü t a r a f ı n d a n değil, Vilâyet Vesika Komsiyonu
t a r a f ı n d a n verilmiştir.
2 — Bu m e v z u şahsî bir mesele değil idarî bir
karar neticesidir. Bunların cevapları yalnız tetkik
mercilerince verilebilir.
3 — İsmail Devletkuşu'nun vazifesi icabı
ver-diği k a r a r l a r d a m a n e v î yük altında kalacak bir
isa-betsizlik b u l u n m a d ı ğ ı n d a n m a l û m a t husulünü
ce-v a b e n arzeylerim.
İ . D e v l e t k u ş u T., Y . M i m a r l a r B i r l i ğ i İ z m i r Ş u b e s i : B i r y ı l d a n b e r i k u r u l m a s ı n a ç a l ı ş ı l a n İ z m i r T . Y . M i m a r -l a r D e r n e ğ i k a n u n e n t e ş k i -l e d i -l m i ş v e ç a -l ı ş m a ğ a b a ş -l a m ı ş t ı r . Y ö n e t i m k u r u l u , . b a ş k a n l ı ğ ı n a N e c m e t t i n E m r e , k â t i p l i ğ e A l p T ü r k s o y , m u h a s i p l i ğ e A k i f , ü y e l i k l e r e K e n a n M e r m e r , U l v i B a ş m a n s e ç i l m i ş l e r d i r , İ z m i r v e ç e v r e s i n i n m i m a r l ı k f a a l i y e t i n d e s e m e r e l i ç a -l ı ş m a -l a r b e k -l e d i ğ i m i z , İ z m i r D e r n e ğ i m i z e b a ş a r ı -l a r d i -l e r i z . İ z m i r ş u b e s i n i n a d r e s i : B ü y ü k K a r d ı ç a l ı h a n N o . 31, 2 n c i K o r d o n d u r . M ü h e n d i s l i k k u r s u : İ s t a n b u l T e k n i k O k u l d a 1 E y l ü l 1947 t a r i h i n d e n i t i b a r e n M ü h e n d i s l i k K u r s u a ç ı l m ı ş t ı r . G a r i p b i r i l â n :Türk Çimentosu ve Kireci ve
Anadolu Çimentoları
T Ü R K ANONİM ŞİRKETLERİ
Sipariş kabulüne devam etmekte olduklarını Sayın Müşterilerine bildirirler. (İ)
n i n p r o j e l e r i n i d e k â f i g ö r m i y e r e k v a a d e d i l e n m ü k â f a t y e r i n e y a l n ı z 650 ş e r l i r a m a n s i y o n v e r m i ş t i r . Ş i m d i k i i d a -r e n i n f e n h e y e t i , m ü s a b a k a ş a -r t l a -r ı n a ö -r n e k o l a -r a k v e -r d i ğ i e v tipini, t a t b i k e t m e k t e d i r . B ü t ü n m i m a r l a r ı n t e t k i k i n d e n g e ç e n b u p r o j e , n e b u -g ü n k ü a m e l e e v i p l â n ı a n l a y ı ş ı n a u y m a k t a , n e d e i k t i s a d î b i r e t ü t t e ş k i l e t m e k t e d i r . M ü s a b a k a : A n k a r a V a l i l i ğ i t a r a f ı n d a n U l u s m e y d a n ı n ı n v e e t r a f ı n d a k i b i n a l a r ı n t a n z i m i T . Y . M i m a r l a r ı v e M ü h e n d i s l e r i a r a -s i n d a m ü -s a b a k a y a k o n u l m u ş t u r . M e y d a n l a m u h t e l i f 12 b i n a n m 1 / 2 0 0 m i k y a s l ı a v a n p r o -j e l e r i n i n t a n z i m i n i i s t i y e n m ü s a b a k a ş a r t l a r ı , m ü k â f a t l a r ı n a z l ı ğ ı v e b i l h a s s a s ü r e n i n k ı s a l ı ğ ı T . Y . M i m a r l a r B i r l i ğ i n i n n a z a r ı d i k k a t i n i ç e k m i ş , v e V a l i l i ğ e m ü r a c a a t e d i l m i ş t i r . Y e r i n d e b i r t e ş e b b ü s : , M ü t e ş e b b i s b i r m i m a r v e m ü h e n d i s g r u b u m e m l e k e t i -m i z d e , y a p ı -m a l z e -m e s i n i b u g ü n k ü d u r u -m d a n k u r t a r -m a k , j ' e r i m e m l e k e t l e r d e o l d u ğ u g i b i ü s t ü n b i r t e k n i k s a ğ l a m a l ı , d o l a y ı s i y l e m e m l e k e t i n y a p ı h a y a t ı n d a i n k i ş a f t e m i n e t m e k m a k s a d i y l e b i r ş i r k e t k u r m a ğ a k a r a r v e r m i ş l e r v e i l k ç a l ı ş m a -l a r a b a ş -l a m ı ş -l a r d ı r . S e r m a y e s i ; b i r m i l y o n d a n y u k a r ı o l a r a k d ü ş ü n ü l e n b u ş i r k e t ; — S t a n d a r d y a p ı e l e m a n l a r ı i m a l e t m e k ; — İ n ş a a t m a l z e m e s i n i n o ı m l a ş t ı r m a k ; — M e s k e n d â v a s ı n d a f i i l î f a a l i y e t y a p m a k g i b i i ş l e r l e u ğ -r a ş a c a k t ı -r . İ l k t o p l a n t ı d a g e ç i c i b i r h e y e t k u r u l m u ş v e B a ş k a n l ı -ğ ı n a d a Y . M i m a r R e b i i G o r b o n s e ç i l m i ş t i r Ş i r k e t i , T . Y . M i m a r l a r v e M ü h e n d i s l e r B i r l i ğ i d e s t e k l e m e k t e d i r . Ş i m d i d e n i ş t i r a k e d e n l e r i n s a y ı s ı m ü h i m b i r y e k û n a v a r m ı ş t ı r .
r
B i r i n c i A y a s o f y a p ı l a n k a z ı : ı ç ı n y a -B i z a n s E s e r l e r i v e A y a s o f y a M ü z e s i M ü d ü r ü M u z a f f e r R a m a z a n o ğ l u t a r a f ı n d a n i d a r e e d i l e n ' B i r i n c i A y a s o f y a -n ı -n t e m e l l e r i o k l u ğ u i d d i a o l u -n a -n y e r d e y a p ı l a -n k a z ı -n ı -n b a z ı t ü n e l l e r i A y a s o f y a n m a n a d u v a r l a r ı a l t m a k a d a r g i r m i ş t i r . B a z ı k i m s e l e r , k a z ı l a r b u ş e k i l d e d e v a m e t t i ğ i t a k d i r d e b i n a -y a z a r a r v e r m e s i i h t i m a l i n d e n b a h s e t m e k t e d i r l e r . M a l z e m e n i n k o n t r o l ü : T . Y . M i m a r l a r B i r l i ğ i İ s t a n b u l Ş u b e s i İ k t i s a t B a k a n l ı ğ ı n a m ü r a c a a t e d e r e k y e r l i f a b r i k a v e i m a l â t h a n e l e r i n y a p t ı k l a r ı i n ş a a t m a l z e m e s i n i n k a l i t e b o z u k l u ğ u n d a n ş i k â y e t e t m i ş , k o n t r o l ü t e m i n i ç i n b ü t ü n i m a l â t a a l â m e t i f a r i k a . k o -n u l m a s ı m e c b u r i y e t i -n i i s t e m i ş t i r .A R K İ T E K T İ N A B O N E Ş A R T L A R I
ÇİFT SAYİSİ ALTI AYLİĞİ YILLIĞI1.75 Lira PRIX D'UN NUMERO 1.5 Oola 5.25 „ „ pour 6 NIOIS 4 „ 10 00 „ „ „ UN AN 8 „
cı seri
A r k i t e k t i n k o l l e k s i y o n l a r ı
1931 19321933 beher ciltli koleksiyonu 20 Lira 1934 1935 2 c i s e r i 3 c ü s e r i 1936 1937 1938 1939 1940 18 15
Bütün yazılar, resimler, reklâm ve a b o n e bedelleri Posta 'le ARKİTEKT'in idare yerine gönderilmelidir, isteyenlere Reklâm tarifesi gönderilir. Adreslerini değiştiren a b o n e l e r suratla bildirmelidirler. Aksi takdirde kaybolan d e r g i l e r d e n
dolayı müdürlüğümüz sorumlu değildir
Pour tout paioment et d e m a n d e d e r e n s e i g n e m e t , ains' q u e pour tout envoi d e d o c u m e n t t e l s q u e p h o t o s , artice a n n o n c e s , bibliographie â inserer s ' a d r e s s e r a la Direction
No, 3 3 Anadolu Han, Eminönü İstanbul
İ N Ö N Ü A R M A Ğ A N L A R I K A N U N U
(Başı 161 inci sayfada)