Kuramı Kuramı
Dr. Gökçe Karaman Benli Dr. Gökçe Karaman Benli
Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Okul Temel Eğitim Bölümü Okul
Bağlanma Kuramı
Sosyal Gelişim Kavramı
Sadece belli bir toplumsal kültürün değer ve
dizgelerine göre değil, aynı zamanda evrensel değer ve ilkelere uygun davranış örüntülerinin edinilmesini de tanımlayan sosyal gelişim, geniş ölçüde bilişsel ve ahlaki gelişim öğeleriyle paralellik gösterir.
Yaşamın en erken dönemlerinden itibaren, bebek ile kendisine birinci derecede bakım veren kişi arasında kurulan özel bir ilişkiyle başlayan ve gelecekte kurulacak tüm
ilişkilerde belirleyici bir unsur olan, bağlanma ilişkisi belli bir kişiye karşı
beslenen uzun süreli, anlamlı, duygusal bağ olarak tanımlanmaktadır.
John Bowlby (1973), tüm bebeklerin bağlanma ilişkisi kurmak üzere genetik olarak programlanmış bir şekilde
dünyaya geldiklerini belirtmiştir.
Tüm bebekler, eğer çevrelerinde kendileriyle sürekli etkileşim içinde bulunan birileri varsa, bu kişilere
bağlanmaktadırlar.
Bebekler bu kişiyi nasıl seçerler?
Bebekler için kesinlikle önemli olan sıkıntı veya zorlanmışlık işaretlerine olumlu tepki veren
kişidir. Ayrıca bu tepkinin kalitesi de önemlidir.
Bunlar bağlanma
kişisinin seçimini etkiler.
Fiziksel Yakınlığın Sürdürülmesi
Yakın durma ve
ayrılığa karşı direnç gösterme
Güvenli Üs
Keşfetme gibi bağlanma dışındaki
davranışları gerçekleştirmek için bir anneyi güvenli bir üs
olarak görme.
Güvenli Sığınak Rahatlatılmak,
destek almak ve
güvende hissetmek için anneyi güvenli bir sığınak olarak görme.
Bağlanma
Bağlanma kuramı iki yönlü bir bakış açısı ortaya koymaktadır.
Bağlanma davranışı yaşam boyu etkili bir özelliğe sahiptir
Çocuklukta kurulan ebeveyn-çocuk ilişkileri yaşamın gelecek dönemlerindeki yetişkin-yetişkin ilişkilerinin niteliğini de
şekillendirme özelliğine sahiptir.
Ainsworth (1978), laboratuar
ortamında gerçekleştirdiği kontrollü
gözlemler yoluyla bebek (12-18 aylık) ve anne arasındaki ilişkinin niteliğini
tanımlamayı amaçlamıştır. Bu
gözlemler, araştırmacılar tarafından
“Yabancı Oda Durumu (Strange
Situation)” adı verilen suni bir durum yaratılarak yapılmıştır.
Güvenli Bağlanma Örüntüsü: Güvenli bağlanma ilişkisi kuran bebeklerin, annesiyle sık sık göz teması
kurdukları, oyuncaklarını paylaştıkları, ayrılık durumunda daha az ağlayıp,
daha az tedirgin oldukları, ve yabancı birinin kendisini avutmasına ve
yaklaşmasına izin vererek ilişki kurdukları gözlenmiştir.
Güvenli bağlanma davranışı
sergileyen bebeklerin annelerinin bebeğe nasıl davrandıklarını
düşünüyorsunuz?
Güvensiz Bağlanma Örüntüsü:
2. a. Kaygılı/Kaçınan Bağlanma Örüntüsü:
Bu tip bağlanma örüntüsüne sahip
bebeklerin, stres yaratan bir durumla karşı karşıya kaldıklarında bile annelerinden uzak durma eğilimi içinde oldukları ve ayrılık
durumunda anneleriyle duygusal bir
yakınlık kurma ihtiyacı içinde olmadıkları gözlenmiştir.
Kaygılı / Kaçınan bağlanma davranışı sergileyen bebeklerin annelerinin
bebeğe nasıl davrandıklarını düşünüyorsunuz?
2. b. Kaygılı/Kararsız Bağlanma Örüntüsü:
Bu bağlanma örüntüsünde bebekler, annelerine karşı bir direnç ve kızgınlık
sergilemelerine rağmen, ayrılık durumunda daha fazla tepkide bulunmuşlar ve daha çok ağlamışlardır. Hem yakınlık kurma hem de bu yakınlığa karşı direnme davranışı
sergilemişlerdir.
Kaygılı/ kararsız bağlanma davranışı sergileyen bebeklerin annelerinin
bebeğe nasıl davrandıklarını düşünüyorsunuz?
Main ve Solomon (1990) yeni bir bağlanma örüntüsü daha tanımlamışlardır;
Dezorganize Bağlanma Örüntüsü:
Bu bağlanma örüntüsüne göre bebeklerin, diğer bağlanma örüntülerinde olduğu gibi, bir stres ya da ayrılık durumu ile karşı karşıya kaldıklarında belirli ve tutarlı stratejiler
kullanmadıkları ya da bu tip stratejileri
kullanmada yetersiz kaldıkları gözlenmiştir.
Birincil bağlanma ilişkisi:
Bebeğin birincil bağlanma ilişkisini kurduğu kişi, her ihtiyaç duyduğunda
yanında olan ve kendisine birinci derecede bakım veren kişi, yani sıklıkla annedir. Bu kişi her zaman biyolojik anne olmak
zorunda değildir; “anne” kavramı birinci derecede bakım veren kişi yerine
kullanılmaktadır.
İçsel Çalışma Modelleri
Çocuğun kendisine ilişkin algılamalarını ve başkalarıyla kurduğu ilişkileri algılama ve bu ilişkiler içinde tepki verme
biçimlerini belirler.
Bowlby’e göre birey, dünyaya ve
kendisine ilişkin içsel çalışma modellerini kişiler arası etkileşimler yoluyla
kazanmaktadır.
Ben ve Başkaları Modeli
Bebek “ben” ve “başkaları”
modellerini nasıl oluşturur?
Bebeklik ve çocukluk dönemindeki bağlanma konusunda yapılan araştırmalar, 12 aylık
çocukların bağlanma figürlerine ilişkin doğrudan gözlenebilir beklentilere sahip olduklarını göstermektedir.
Benlik ve başkalarına ilişkin zihinsel modeller oluştuktan sonra katılaşırlar ve değişime direnç gösterirler. Özellikle bağlanma figürü ile kurulan ilişkiler genel olarak olumsuz ise zihinsel
modeller esnekliklerini göreceli olarak
kaybederler ve değişime yüksek düzeyde direnç gösterirler.
İkincil bağlanma ilişkisi:
Çocuğun yaşamında önemli yer tutan ikincil bağlanma
ilişkilerine olan ilgi de giderek artmaktadır. Özellikle okulöncesi dönemden başlayarak
çocukluğun erken dönemlerinde kurulan çocuk-öğretmen
ilişkilerinin niteliğinin ileriki
dönemlerde farklı öğretmenlerle kurulan ilişkilerde belirleyici
olduğu ve akademik başarıya önemli ölçüde katkıda
bulunduğu ifade edilmektedir.
Anne babalar bebekleri ile etkileşimde bireysel farklar gösterirler:
Eğer bir anne bebeğine
uyum sağlamayı reddeder ve bebeğinin ona
uymasını isterse sürtüşme çıkabilir. Karşılıklı uyum daha sağlıklıdır..
Çocuklarının birinin
doğumunda bulunan ve bebeği tutmasına izin verilen babalar, bu
bebeğe doğumuna tanık olmadıkları bebekten
daha güçlü bir bağlanım göstermişlerdir.
Lewis ve Feiring (1989), daha üç aylık
bebeklerde çocuğun sosyallik derecesi (bir obje ya da insana tepkisi ile belirlenir) ve bağlanmanın niteliği arasında bir ilişki
olduğunu ifade etmişlerdir.
Güvenli bağlanma geliştiren bebekler ile 3,5 yaşında iken yöneltilen
toplumsal çekici
meraklı liderliğe eğilimli
çevresindekilerle etkin biçimde ilgili
Güvenli bağlılıkları olmayan
çocukların bu tür bağlılıkları olan çocuklara kıyasla yetişkinler ile ilişkilerinde daha ısrarlı ancak daha az seçici oldukları
bulunmuştur.
Güvenli bağlılık ilişkisini yaşamının ilk yıllarında kuramayan çocuklar, böyle bir ilişkiyi daha sonra da kurabilirler. Güvenli bağlılık ilişkisi kurmak için zamanın çok geç olması söz konusu değildir.