Eğitim Bilimine Giriş Eğitim Bilimine Giriş
Yard. Doç. Dr. Deniz Özcan Yard. Doç. Dr. Deniz Özcan
deniz.ozcan@neu.edu.tr deniz.ozcan@neu.edu.tr
Eğitim biliminde temel Eğitim biliminde temel
kavramlar kavramlar
Öncelikle eğitim kavramıyla yakından ilişkisi olan;
kültür,
kültürleme,
kültürlenme
kültürleşme kavramları
açıklanacaktır.
Kültür – eğitim ilişkisi Kültür – eğitim ilişkisi
Kültür Eğitim
Kültürleşme
Kültürleme
Kültürlenme
Kültür Kültür
Kültür: doğanın dışında insanın yarattığı her şeydir.
Kültür; insanın öğrendiği, bilgi, sanat, gelenek, görenek ve
benzeri yetenek, beceri ve
alışkanlıkları içine alan karmaşık
bir bütündür.
Kültür Kültür
Kültür, doğumdan sonra kazanılır ve öğrenilir.
Öğrendiği bilgileri ve kazandığı alışkanlıkları kendisinden gelen bireylere aktarır.
Öğretmenler ise toplumdaki en
çok kültür aktarıcı kişilerdir.
Kültürleme Kültürleme
Kültürel değerlerin bireye kazandırılması sürecine kültürleme denir.
Kültürleme, bireyin doğumdan ölüme kadar toplumun istek ve beklentilerine uyacak şekilde
etkilenmesi ve değiştirilmesi söz
konusudur.
Kültürleme Kültürleme
Kültürleme ile;
bilinçli,
bilinç dışı,
yaygın
kendiliğinden
rastlantısal
bireysel öğrenmeler
ile şartlanmalar söz konusudur.
Kültürleme Kültürleme
Ör: çocuğa anadilini öğretmek bir
kültürlemedir.
Kültürlenme Kültürlenme
Belli bir toplumun alt
kültürlerinden ya da farklı
toplumlardan kopup gelen insan ve grupların buluşması ve bir
etkileşim süreci sonunda asıl kültür ve alt kültürlerde
bulunmayan yepyeni bir senteze varılmasına
kültürlenme denir.
Kültürleşme Kültürleşme
Başka kültürden insan ve
grupların belli bir kültüre girmesi ve karşılıklı etkileşim sonucu her ikisinin de değişmesi
kültürleşmedir.
Ör: Almanya’ya işçi olarak giden
insanlardaki kültürel değişim.
Eğitim Eğitim
Eğitim yoluyla insanların;
Amaçları,
Bilgileri,
Davranışları,
Tutumları,
Ahlaki değerlerinin değişmesi söz
konusudur.
Eğitim Eğitim
Eğitimin genel ve kapsamlı çeşitli tanımları yapılmıştır.
Bu tanımların bazıları şunlardır:
Eğitim Eğitim
Eğitim genel anlamda bireyde davranış değiştirme sürecidir.
Eğitim, geniş anlamda bireyin
toplum standartlarını, inançlarını
ve yaşam yollarını kazanmasında
etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.
Eğitim Eğitim
Eğitim, kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği
süreçlerin tümüdür.
Eğitim, bireyin yaşadığı toplumda
uygulama değeri olan yetenek yöneliş ve diğer davranış örüntülerini
kazandığı süreçler toplamıdır.
Eğitim Eğitim
Eğitim bireyde kendi yaşantıları yoluyla davranış değişikliği
meydana getirme sürecidir.
Eğitim Eğitim
Eğitim bir süreçtir.
Eğitim sonunda bireyde davranış değişikliği meydana gelir.
Davranış değişikliği bireyin
yaşantıları sonucu meydana gelir.
Eğitim öğeleri Eğitim öğeleri
Eğitimi oluşturan temel öğeler:
Birey
Yaşantı
Süreç
Davranış
İnsan (birey) İnsan (birey)
İnsanı, biyo-kültürel ve sosyal bir varlık olarak tanımlayabiliriz.
İnsan;
Biyolojik
Kültürel
Sosyal
boyutlardan oluşur.
İnsan İnsan
Bilişsel
Duyuşsal
Psikomotor
Davranışlara sahiptir. Ve eğitimde
bireye bu davranışlar kazandırılır.
Yaşantı Yaşantı
Yaşantı, bireyin çevresiyle
kurduğu etkileşim sonucu bireyde kalan izler olarak tanımlanabilir.
Her bireyin çevresiyle kurduğu etkileşim farklı olduğu için
geçirdikleri yaşantılar ve
kazandıkları davranışlar da
birbirinden farklıdır.
Yaşantı Yaşantı
Yaşantı, insanın diğer insanlarla ve çevresiyle etkileşiminin
bireyde bıraktığı izdir.
Yaşantı, eğitsel yönden kazanılmış yaşantı ve
yaşanılmış yaşantı olmak üzere
ikiye ayrılır.
Kazanılmış yaşantı Kazanılmış yaşantı
Kazanılmış yaşantı, belirli bir
etkileşim durumunda yer alan etkinliklerin tümünü
içermektedir.
Yaşanılmış yaşantı Yaşanılmış yaşantı
Yaşanılmış yaşantı, söz konusu etkileşim durumunda yer alan etkinliklerden yalnızca bireyde kalıcı iz bırakan ve bireyin
davranışında değişim
oluşturan etkinliklerdir.
Süreç Süreç
Eğitim kavramının tanımında yer alan bir diğer öğe süreçtir.
Bir ürünün oluşumunda yer alan
etkinlikler bütünü ya da belirli bir
hedefe yönelik işlemler dizisidir.
Davranış Davranış
Davranış genel anlamda organizmanın her hareketi davranış olarak kabul edilir.
Organizmanın etkiye karşı
gösterdiği tepki ve tepkiye karşı
gösterdiği etkiye davranış denir.
Davranış Davranış
Eğitim açısından davranış,
Gözlenebilir,
Ölçülebilir,
İstenilir
Olması gerekir.
Davranış Davranış
İnsan davranışları;
Doğuştan gelen davranışlar
Geçici davranışlar
Sonradan kazanılan davranışlar Olmak üzere başlıca üç grupta
toplanır.
Doğuştan gelen Doğuştan gelen
davranışlar davranışlar
Öğrenmeyle değiştirilemeyen davranışlardır.
Ör: insanın gözbebeğinin aşırı ışıkta küçülmesi, az ışıkta
büyümesi doğuştan gelen
davranışlardır.
Geçici davranışlar Geçici davranışlar
Alkol, ilaç, uyuşturucu madde,
hastalık gibi etkilerle ortaya çıkan ve bu etki ortadan kalktıktan
sonra kaybolan davranışlardır.
Ör: bir kişinin yüksek ateş, alkol
gibi nedenlerden dolayı yaptıkları
konuşmalar.
Sonradan kazanılmış Sonradan kazanılmış
davranışlar davranışlar
Doğuştan getirilmeyen, öğrenme ürünü olan davranışlardır.
Ör: öğrenmenin tanımını söyleme, çevreyi temiz tutma, bir müzik
aleti çalma.
Bu davranışların istenilir olması
beklenir.
Öğrenme Öğrenme
Öğrenme bireyin çevresi ile etkileşim yoluyla oluşur.
Bireyin davranışlarında değişiklik meydana getirir.
Doğduğu andan itibaren öğrenme
sürecinin içerisinde yer alır.
Öğrenme Öğrenme
Öğrenmenin sürekli olması ve
öğrenilenlerin unutulmaması
için tekrar ve pekiştireçler
önemlidir.
Öğrenme Öğrenme
Gerçek bir öğrenmenin olabilmesi için öğrenenin;
Öğrenmeyi istemesi,
Öğrenmek için çaba harcaması,
Öğreneceği konuyla ilgili
hazırbulunuşluğa sahip olması
gerekir.
Öğrenme Öğrenme
Öğrenme kişide oluşan kalıcı değişmeler olarak
tanımlanabilir.
Öğretme Öğretme
Öğretme en geniş anlamda öğrenmeyi sağlama
etkinliğidir.
Öğretme bilinçli ve amaçlı bir
etkinliktir.
Öğretim Öğretim
Öğretim;
önceden belirlenen amaçlar çerçevesinde;
bir eğitim kurumu veya bir okulda
planlı, programlı etkinlikler yoluyla,
öğretmenlerin rehberliğinde
gerekli ölçme değerlendirmeler
yapılarak gerçekleşir.
Öğretim Öğretim
Öğretimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için;
Öğrenci ve öğretmen iletişiminin,
Okulun sahip olduğu olanaklar,
donanım,
Yönetim,
Sınıf düzeni,
Öğretim Öğretim
Öğretmenin sınıf yönetimi becerileri
Sınıfın psikolojik atmosferi
Öğretimin gerçekleşmesinde son
derece önem taşımaktadır.
Okul Okul
Okul, eğitimin planlı ve programlı
öğretim şeklinde gerçekleştirildiği özel bir mekan, bir sosyal kurumdur.
İnsanoğlunun bilgileri artıp
karmaşıklaştıkça, bu bilgileri genç kuşaklara aktaracak kişilere ihtiyaç duyulmuştur ve böylece okullar
oluşmuştur.
Okul Okul
Okul, uygun iç ve dış fiziki
mekana, mesleğinde uzman ve insan ilişkilerinde başarılı
öğretmenlere sahip, toplumla iyi ilişkileri olan ve öğrenme-
öğretmeyi içinde bulunduğu
toplumun sağladığı tüm fırsatları
kullanarak aile ile işbirliğini en
yüksek düzeyde gerçekleştiren bir
kurumdur.
Okul eğitiminin öğeleri Okul eğitiminin öğeleri
Eğitim programı
Öğrenciler
Öğretmenler
Yönetici
Bina, araç ve gereçler
Çevre
Eğitim türleri Eğitim türleri
EĞİTİM
İNFORMAL EĞİTİM FORMAL EĞİTİM
ÖRGÜN EĞİTİM YAYGIN EĞİTİM
İnformal eğitim İnformal eğitim
İnformal eğitim yaşam içinde kendiliğinden oluşan bir
süreçtir.
Belli bir plan ve program
uygulanmadan, yaşam içinde
kendiliğinden gerçekleşmektedir.
İnformal eğitim İnformal eğitim
Amaçlı ve planlı değildir.
Gelişigüzeldir.
Bu eğitime bu sebeple “doğal eğitim” de denir.
Birey çevresiyle etkileşimde
olduğu süreçte farkında olmadan
yeni şeyler öğrenir.
İnformal eğitim İnformal eğitim
İnformal eğitimdeki öğrenmeler;
Ailede,
Sokakta,
İşyerinde,
Televizyondan,
Yaşam içinde kendiliğinden
oluşur.
İnformal eğitim İnformal eğitim
İnformal eğitimde iki önemli öğrenme yolu vardır.
Gözlem
Taklit
İnformal eğitim sürecinde bireyler istenmeyen ve zararlı
alışkanlıkları da edinmektedirler.
İnformal eğitim İnformal eğitim
Ör: sigara içmek, alkol almak, kopya çekmek vb. istenmeyen ve zararlı
alışkanlıklar da bu süreçte öğrenilmektedir.
Toplumlar büyüyüp geliştikçe informal eğitim süreci insanların yetişmesinde yeterli olmamış ve formal eğitim
uygulanmaya başlamıştır.
Formal eğitim Formal eğitim
Okullarda ya da kurumlarda bir plan ya da program uygulanarak
gerçekleştirilen eğitime formal eğitim denir.
Amaçlıdır.
Önceden hazırlanmış bir program
çerçevesinde planlı olarak yapılır.
Formal eğitim Formal eğitim
Eğitim süreci öğretmen
tarafından planlanır, uygulanır ve izlenir.
Sürecin belli aşamalarında ve
sonunda değerlendirme işlemi
yer alır.
Formal eğitim Formal eğitim
İnformal eğitim kendiliğinden
Formal eğitim Belli bir plan yapılarak
Formal eğitim Formal eğitim
Okul dışında yapılan öğretim
etkinlikler, kurslar da birer formal eğitim sayılmaktadır.
Planlı, amaçlı ve programlıdırlar.
Formal eğitim Formal eğitim
Formal eğitim;,
Örgün eğitim
Yaygın eğitim
Olmak üzere ikiye ayrılır.
Örgün eğitim Örgün eğitim
Örgün eğitim, kişilerin yaşama atılmadan, meslek kollarında
çalışmaya başlamadan önce okul ya da okul niteliği taşıyan
yerlerde genel ve özel bilgiler bakımından yetişmelerini
sağlamak amacıyla belli
yasalara göre düzenlenen
eğitimdir.
Örgün eğitim Örgün eğitim
Örgün eğitim, okul öncesi
eğitimden başlayıp üniversitenin sonuna kadar yapılan eğitim
süresini kapsamaktadır.
Bu eğitim, belirli yıllara
ayrılmakta ve bu dönemleri başarıyla bitiren öğrencilere
diploma ya da akademik derece
verilmektedir.
Örgün eğitim Örgün eğitim
Örgün eğitim kurumları;
Okulöncesi
İlköğretim,
Ortaöğretim
Yükseköğretim
Kurumlarından oluşmaktadır.
Yaygın eğitim Yaygın eğitim
Yaygın eğitim;
örgün eğitim olanaklarından hiç yararlanmamış durumda olanlara,
Örgün eğitim okumakta olanlara,
Meslek dallarında daha yeterli duruma gelmek isteyenlere
uygulanan eğitimdir.
Yaygın eğitim Yaygın eğitim
Yaygın eğitim, örgün eğitim kurumlarının dışında eğitim
görenler için uygulanan kısa ve uzun dönemli eğitimdir.
Ör:halk eğitimi, hizmet içi eğitim
semineri vb.
Halk eğitimi Halk eğitimi
Genellikle 15 ya da daha ileri yaşta olup normal okul ve
üniversite sisteminin dışında bulunan kimselerin yararına
sunulan ve gereksinimlere
göre düzenlenen eğitimdir.
Halk eğitimi Halk eğitimi
Halk eğitiminin en önemli özelliği;
okul çağının dışında bulunan,
Okulla ilişkisi bulunmayan,
Gönüllü öğrencilere verilmesidir.
Hizmet içi eğitim Hizmet içi eğitim
Özel kişilere ait iş yerlerinde, belirli bir maaş ya da ücret
karşılığında işe alınmış ve çalışmakta olan bireylere
görevleri ile ilgili bilgi, beceri ve
tutum kazanmalarını sağlamak
üzere yapılan eğitimdir.
Eğitim programı Eğitim programı
Örgün ve yaygın eğitim bir program uygulanarak
gerçekleştirilir.
Bu program eğitim programı
olarak adlandırılır.
Eğitim programı Eğitim programı
Öğrenene okulda ya da okul dışında planlanmış etkinlikler yoluyla sağlanan öğrenme
yaşantıları düzeneğidir.
Eğitim programı Eğitim programı
Eğitim programını dört temel öğe oluşturmaktadır. Bunlar:
Hedef
İçerik
Öğretme-öğrenme süreci
Değerlendirmedir.
Hedef Hedef
Hedef; eğitim sürecine giren kişinin davranışlarında oluşması istenen
farklılaşmaları belirler.
Amaç anlamında kullanılır.
Eğitilecek kişinin kazanması gerekli davranış ölçütlerini ortaya koyar.
Niçin sorusuna yanıt aranır.
İçerik İçerik
Programda yer alan üniteler ve konulardır.
Hedefin yani amacın
kazandırılmasına yönelik
hedeflerle tutarlı konular seçilir.
Ne sorusuna yanıt aranır.
Öğrenme öğretme süreci Öğrenme öğretme süreci
Öğrenmelerin öğretme yoluyla oluşturulduğu süreçtir.
Nasıl sorusuna yanıt aranır.
Değerlendirme Değerlendirme
Programın bu boyutunda kalite kontrolü yapılır.
Süreç ve ürün değerlendirilir.
Değerlendirme ön test, ara test
ve son test olmak üzere 3 boyutlu
bir süreçtir.
Eğitimin dayandığı Eğitimin dayandığı
temeller temeller
Eğitimin tarihsel temelleri
Eğitimin felsefi temelleri
Eğitimin psikolojik temelleri
Eğitimin toplumsal temelleri
Eğitimin ekonomik temelleri
Eğitimin hukuksal temelleri
Eğitimin Tarihi Temelleri Eğitimin Tarihi Temelleri
Eğitim;insanların yaşamaya
başlamasıyla insanlar tarafından yaratılmış toplumsal bir olgudur.
Eğitim tarihi ile ilgili çalışmalar sonucu eğitimin 18. yüzyılda
Avrupa’da başladığı kabul edilir.
Eğitimin Tarihi Temelleri Eğitimin Tarihi Temelleri
Eğitimin tarihsel gelişimine antik çağdan başlayarak günümüze
değin eğitim bilimlerinin hangi aşamadan geçerek geliştiği
üzerinde durulacaktır.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Eğitimle ilgili düşünceler insanlık tarihiyle yaşıttır.
Yazının bulunmasından önceki dönemde insanların eğitim ihtiyacı bütünüyle hayatta kalma
mücadelesiyle bağlantılıdır.
Bu dönemde çocuklar yakınlarından
yaşamak ve kendilerini korumak için
gerekenleri öğrenmekteydiler.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Tamamıyla informal yollarla
gerçekleşmekte ve belli bir plana dayanmamaktaydı.
Yazının icadından sonra ise özellikle Mısır, Çin, Mezopotamya ve Küçük Asya’da planlı ve programlı eğitim
anlayışına yönelik çabalar gelişerek
eğitimin kurumsallaşması yönünde
çalışmalar başlamıştır.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
İnsanoğlunun toprağı işlemeye başlaması zamanla üretimin
gelişerek, işbölümünün artmasına ve insan topluluklarının
üretmenin, işbölümünün ve bir
arada yaşamanın gerektirdiklerini
belirleyerek, yerleşik bir düzene
geçmesine neden olmuştur.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Yerleşik düzene geçişle oluşan toplumlarda öncelikle ekonomik ilişkilere dayalı sınıflar oluşmaya başlanmıştır.
Bu dönemdeki eğitim
yönelimlerini farklı sınıflardan insanların farklı ihtiyaçları
biçimlendirmiştir.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Ör: din adamları, askerler ve yöneticilerden oluşan
aristokratlar/asiller ile köylü
ve köleler farklı türde eğitim
görmekteydi.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Aristokratların eğitiminde, savaş
becerilerinin gelişmesine odaklanılır ve kahramanlık idealine uygun savaşçılar yetiştirilirdi.
Köylülere yönelik ise formal bir eğitim verilmez, sadece erkek
çocuklar babalarından toprağı işleme ve aileyi çeşitli tehlikelerden korumayı, kız çocukları ise annelerinden evi
ilgilendiren işleri öğrenirlerdi.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
İ.Ö. 5. yy’da ise Yunan şehir
devletleri kültürel üstünlük kazanmış ve eğitimin temelleri bu bölgede ve bu yıllarda atılmıştır.
Yunan şehir devletlerinde
demokratik bir yönetim anlayışı
benimsenmiştir. Ancak bu demokrasi
köleler, köylüler ve kadınlar için değil,
aristokrat erkekler için geçerli bir
anlayışı simgelemekteydi.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Bu dönemde eğitimin temel amacı şehir devletlerinin yöneticisi
durumunda olan aristokrat erkekleri pratik becerilere sahip kılacak
şekilde eğitmekti.
Isparta ve Atina şehir devletleri eğitim tarihi açısından en
önemlileridir.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Isparta şehir devleti; o zamanın Arap toplumlarına benzer bir şekilde askeri bir niteliğe sahipti. Eğitimde askerlik becerileri, fiziksel güç, dayanıklılık ve askeri erdem kavramları
vurgulanırdı.
Bu devlet çocukları doğumundan
itibaren iyi bir asker olarak yetiştirmeye
çalışırdı. Ayrıca kız çocuklarıda eğitirdi.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
Atina şehir devletinde ise eğitimin askeri niteliği
giderek azalmaya başlamıştır.
Ahlaki, fiziksel ve estetik eğitim arasında bir denge
kurulmaya başlanmıştır.
Antik Çağda Eğitim Antik Çağda Eğitim
İ.Ö. 5. yy sonunda Atina’da formal eğitim sistemi
kurulmuştur. Ancak soyluların
eğitimi söz konusuydu.
Ortaçağda eğitim Ortaçağda eğitim
Geçmişte gerçeklikten,
bilimsellikten ve halkçılıktan uzak bir eğitim söz konusuydu.
Bu eğitime günümüzde ortaçağ eğitimi denilmektedir.
Ortaçağ’da eğitim nasıldı?
Ortaçağda eğitim Ortaçağda eğitim
Ortaçağ’da eğitim yaygınlaşamamış ve sadece din kurumlarının dar
çerçevesi içinde kalmış ve ölüm sonrası için insanları hazırlayan bir temel olarak kabul edilmiştir.
Eğitimin asıl yayıcısı ve uygulayıcısı Batı’da kiliseler, Doğu’da ise
Müslüman ülkelerde dinsel kurum
sayılan medreseler olmuştur.
Ortaçağda eğitim Ortaçağda eğitim
Ortaçağ boyunca eğitimin ana
hatlarını Batı dünyasına ait Hristiyanlık felsefesi şekillendirmiştir.
Ortaçağ kültürüne, toplumdaki en etkin kurum olan kiliseler ve din adamları damga vurmuştur.
Bu sebeple eğitimde daha çok dini
motifler hakimdi.
Ortaçağda eğitim Ortaçağda eğitim
Bu dönemde (ortaçağda)
eğitimin temel amacı dindar bireyler yetiştirmek ve
eğitimle ilgili konuların
merkezinde de Tanrı vardı.
Manastırlar birer eğitim
kurumuna dönüşmüştür.
Ortaçağda eğitim Ortaçağda eğitim
Bu dönemde okuma-yazma ve basit hesaplamalar
öğretilmekteydi.
Mesleki eğitim ise formal bir yapı taşımamaktaydı.
Bireylerin bir ustanın yanında çıraklık yaparak meslek
öğrenmesi söz konusuydu.
Ortaçağda eğitim Ortaçağda eğitim
Ortaçağ Avrupa’sının eğitim tarihine en büyük katkısı ise
eğitimin merkezine Tanrı’yı alarak tüm insanları Tanrı önünde eşit birer kul sayması ve eğitimin
kitleselleştirilmesidir.
Bu sebeple eğitim sadece
seçkinlerin değil bütün halk
kesiminin yararlanabileceği bir
eğitim haline dönüşmüştür.
Avrupa’da Eğitim Avrupa’da Eğitim
Ortaçağda eğitim sarayların dışına çıkamamıştır.
Sadece soyluların eğitimine önem verilmiştir.
Okuma-yazma soyluların tekelinde kalmış daha çok
bunlara yönelik eserler verilmiştir.
Avrupa’da Eğitim Avrupa’da Eğitim
Saraylarda verilen eğitimin
uygulayıcısı olan öğretmenler yetişmiş ve bu öğretmenler
soyluları küçük yaşlardan başlayarak teker teker
eğitmişlerdir.
Avrupa’da Eğitim Avrupa’da Eğitim
Ortaçağda Batı’da gelişmiş
üniversiteler olmasına karşın bunlara sadece soylular ve zenginler devam edebilmiştir.
Bu üniversitelerde din bilgileri birinci planda tutulmuştur.
Bazı ülkelerde ise orta sınıfın
çocuklarına yönelik paralı özel okullar
açılmış bu okullarda okuma,yazma ve
aritmetik öğretilmiştir.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Batı’da hümanizmin doğuşu ile birlikte eğitim konularında büyük değişmeler görülmüştür.
Eğitim durmadan gelişen bir sanat ve bilim olmuştur.
İnsanlığın eğitim ve kültür değişiminde
Rönesansın da önemli etkileri vardır.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Rönesans 1350 yılı ile 16. yüzyılın başlangıcı arasındaki dönemi
kapsamaktadır.
Çağdaş anlamda insanın eğitilmesi ilk kez Rönesans hareketi ile ortaya
çıkmıştır.
Eğitim için bazı hedefler ve amaçlar saptanmıştır. İnsanların toplu halde
eğitilmesi sorununa çözüm getirilmeye
çalışılmıştır.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Rönesans, yeni tipte bir insanı yaratma, güzel ve gerçek olanı bulma çabası ile dolu hümanist tutumu ile eskinin yeni bir
biçimde ele alınıp olumlu bir
eğitim anlamını içermektedir.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Rönesans çağında Avrupa’da yeni devletlerin ortaya çıkması, bunların yönetiminin ve savunmasının, bilgili memurlar ve subaylar gerektirmesi,
ortaçağ okul sistemini derinden sarsmış ve gerçekçi istekleri yerine getiren
“yeni tip okul” yaratılması zorunlu olmuştur.
Eğitimde ve kültürde bu yeni döneme
aydınlanma denilmiştir.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Rönesan döneminde eğitimde ne
tür değişmeler olmuştur?
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Eğitim için bazı hedefler ve amaçlar saptandı.
İnsanların toplu halde eğitilmesi yoluna gidildi.
ortaçağ okul sistemi yerine yeni okul tipleri geliştirildi.
Ortaçağda medreseler ve kiliseler
eğitim veren kurumlardı ve daha çok din eğitimi vermekteydiler. Bu da
rönesans ile değişime gitmiştir.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Fransız devrimiyle birlikte yatılı okullar açılmıştır. Bu okullara çok az sayıda öğrenci, seçkin
öğretmenler tarafından
yetiştirilmeye çalışılmıştır.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
1779 yılında Almanya’da ilk
pedagoji enstitüsü kurulmuştur.
Pedagojinin ise kurucusu sayılan
“herbart” “didaktik” denilen
öğretim yönteminin incelenmesi için ilk pedagoji seminerini
başlatmıştır.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
19. yüzyılın başlangıcına kadar öğretmenlik mesleği küçük
görülmüş ve öğretmenlerin
yetiştirilmesine önem verilmemiştir.
19.yüzyıl boyunca bu alanda gelişmeler hız kazanmış ve
öğretmenlerin yetiştirilmesi ve
eğitimi için yüksek okullar bile
açılmıştır.
Ortaçağdaki eğitimin temel Ortaçağdaki eğitimin temel
özellikleri özellikleri
Bu süre içinde ilköğretim çok
gelişmiş, yeni bilgi alanları olan
çevre, doğa, sanat, beden eğitimi gibi dersler verilmeye başlanmış ve öğretim yöntemleri durmadan gelişmiştir.
1800 yılından sonra psikoloji
eğitim tarihini çok etkilemiş ve
gelişmiştir.
Endüstri çağı Endüstri çağı
Endüstri çağı, 15 ve 18. yy’lar arasında kilisenin insanlar
üzerindeki baskısı azalmış ve bilimsel buluşlar ürünlere
dönüşmesi sonucu ortaya çıkan yeni bir dönemdir.
önceki çağlardan farklı olarak bu çağda ilim endüstriye
yakınlaşmıştır.
Endüstri çağı Endüstri çağı
Bu dönemde bireysel gelişmeyi
pek dikkate almayan fabrika tipi
okullar yaratılmıştır.
Endüstri çağı Endüstri çağı
19. yy’da İngiltere’de başlayan
Sanayi Devrimi sonucunda İngiliz ve Amerikan eğitim sistemlerinde yaşanan değişiklikler, 20.yy’da
eğitimin bilimsel dayanıklı bir
uğraş alanı olarak ele alınmasını
sağlamıştır.
Endüstri çağı Endüstri çağı
Siyasi ve sosyal olayların çağlar boyunca etkilemiş olduğu eğitim düşüncesi 20. ve 21. yy’larda da değişmeye devam etmiştir.
Yeni kuram ve teorilerle gelişen eğitim düşüncesi, ilkçağ eğitim
anlayışından çok farklı bir duruma
gelmiştir.
Teknolojik gelişmeler ve insanın düşünce ufkunun genişlemesi bu gün eğitimde farklı yeni
eğilimlerin ortaya çıkmasına
neden olmuştur.
İlkçağ’da insanın sosyalleştirilmesini amaçlayan eğitim düşünceleri,
ortaçağ’da iki büyük dinin öğretileriyle şekillenerek daha farklı bir anlayışa
bürünmüştür.
Ortaçağ’daki bu anlayış, iansanlık
tarihini ve Batı toplumlarını etkisi altına alan Rönesans, reform, matbaanın
kullanılması gibi olaylarla değişmeye
başlamıştır.
Endüstri çağında ise eğitim
düşüncesi sanayi toplumlarına yönelik bireyler yetiştirmeyi
amaçlamış ve eğitimin amaçları bu yönde yapılanmaya
başlamıştır.
Türk eğitim sisteminin Türk eğitim sisteminin
tarihsel temelleri tarihsel temelleri
İslamiyet’e Girmeden Önce Türklerde Eğitim,
İslami Dönemde Türk Eğitimi,
Batı Etkisinde Türk Eğitimi
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Türkler İslamiyete girmeye
başlamadan önce (X. yy’dan
önce) Avrasya’da pek çok devlet kurmuşlardı. En önemlileri;
Hun,
Göktürk,
Uygur devletleridir.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Bu devletler (hun, göktürk ve uygur)in eğitim görüş ve
uygulamaları şöyle özetlenebilir:
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Bu devletler Avrasya
bozkırlarında kurulmuştur. Burada yaşayan Türkler Uygurlar hariç genellikle konargöçer bir yaşam sürmekteydi.
Konargöçer kültürü örgün eğitimin gelişmesini
zorlaştırmıştır.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Konargöçer Türklerin çocuklarının sosyalleşmesi için güçlü bir töre eğitimi uygulamışlardır.
Bu eğitim ruhani bir önder olan Şamanlar tarafından
verilmekteydi.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Töre eğitiminin amacı ise cesur, mert, adil ve bilge kişiler yetiştirmekti.
Ayrıca yaşamlarını sürdürebilmek için sürekli olarak savaşmak ve avlanmak zorunda olan Türkler, çocuk yaştan
itibaren at binme, ok, mızrak, kılıç
kullanma gibi askeri eğitimler alarak
hayata hazırlanıyordu.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Bozkır kültüründe dericilik,
dokumacılık ve demircilik gibi
bazı meslekler de çok gelişmişti.
Bu meslekler usta-çırak ilişkisiyle
yaparak yaşayarak öğretiliyordu.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
552 yılında Bumin Kağan’ın
önderliğinde devletlerini kuran
Göktürkler ise Göktürk Alfabesi denilen ilk Türk milli alfabesini
geliştirdi.
Göktürklerin Türk eğitim ve kültür
tarihindeki bir diğer özellikleri ise ilk Türkçe yazılı belgeler olarak kabul
edilen Orhun Anıtlarını dikmeleriydi.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
İslamiyet’e girmeden önce
günümüzdeki gibi örgün eğitim kurumları açan ilk Türkler
Uygurlardı.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Yerleşik hayata geçen ve tarihi İpek Yolu üzerinde ticaret
yapıp başka kültürlerle
etkileşimde olan Uygurlar
arasında okur yazar oranı bir
hayli artmıştır.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
Uygur devleti’nde üst düzey
görevlere gelmenin yolu iyi bir
öğrenim görmekten geçmekteydi.
Uygur alfabesi adı verilen ikinci Türk alfabesini geliştiren
Uygurlar, matbaacılığı da
biliyordu.
İslamiyet’e Girmeden Önce İslamiyet’e Girmeden Önce
Türklerde Eğitim Türklerde Eğitim
İslamiyet’ten önceki Türk eğitim kültürü, sonradan içinde yer
alacakları İslam toplumlarınınkine göre daha basitti.
Bu sebeple İslami örgün eğitim kurumları Türkler arasında hızla
yayıldı ve İslam öncesi kurumların
yerini aldı.
İslami Dönemde Türk İslami Dönemde Türk
Eğitimi Eğitimi
Türklerin X. yy’ da topluca İslamiyet’e girmeye
başlamalarından sonra Türk
devletlerinde gelişen eğitimin
özellikleri şöyledir:
İslami Dönemde Türk İslami Dönemde Türk
Eğitimi Eğitimi
Türk toplumlarında ilk kez medrese adı verilen örgün eğitim kurumu ortaya
çıkmıştır.
Sıbyan mektebi adı verilen ana sınıf ve ilkokul düzeyindeki okulların üzerine
kurulan farklı kademelerdeki medreseler, ilköğretimin ikinci kademesi, ortaöğretim ve
yükseköğretim düzeylerinde eğitim ve
öğretim verilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Osmanlı imparatorluğunda 19.
yy’ın ortalarına kadar eğitim, dini kurumların etkisi altındaydı.
Bu dönemde;
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Sıbyan okulları (mahalle mektepleri)
Medreseler
Olmak üzere iki çeşit okul vardı.
Eğitim faaliyetleri bu dönemde dini bir görev olarak kabul
görmekteydi.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Çoğunlukla camilerin yanında yer alan okullarda eğitim parasızdı.
Okulların her türlü masrafları bağlı oldukları vakıf tarafından
karşılanırdı.
Bunların denetlenmesi ise yetkili
dini makamlar tarafından yapılırdı.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Sıbyan okulları Osmanlı
İmparatorluğundaki ilköğretim kurumlarıydı.
Mahalle mektebi olarak da adlandırılan bu okullar dört
yaşından itibaren çocukları kabul
ederdi.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Genellikle bir odalı küçük yapılar olan bu okullarda sıra, yazı
tahtası ve masa gibi araçlar bulunmamaktaydı.
Çocuklar okula ait hasır, kilim ya da evlerinden getirdikleri yastık
üzerine diz çökerek oturur, Kur’an
ve dua kitaplarını okurlardı.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Sıbyan okullarında okuma,
yazma, Kur’an-ı Kerim ve hesap gibi konularda temel bilgiler
öğretilirdi.
Ancak programın önemli bir kısmını temel din bilgileri
oluştururdu.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Bu okullarda sınıf sistemi yoktu.
Öğrenciler kendi bireysel hızlarına göre öğrenirlerdi.
Kur’anı ezberleyen öğrenciler okuldan mezun olurdu.
Günümüz okullarında da ezbercilikten hala vazgeçilmemesinin nedeni Osmanlı
dönemindeki bu yapıya bağlanabilir.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Medreseler ise öğrencileri bir yandan yüksek öğretime
hazırlayan bir yandan da yüksek öğretim veren okullardı.
Kendi içlerinde ilk, orta ve yüksek kademelere ayrılmıştı. Yüksek
kademede belirli bilim dallarına
göre ihtisaslaşma söz konusuydu.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Medreselerde ileri din bilgisinin yanı sıra mantık, metafizik,
geometri, matematik dersleri de verilirdi.
Osmanlı imparatorluğunda sıbyan ve Medreselerin yanı sıra bir de
Enderun mektepleri (Saray
okulları) da vardı.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
1455 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan bu okulun amacı ise yönetici ve devlet adamı
yetiştirmekti.
Sıbyan okulları ve medreseler yalnız Müslüman çocuklar kabul edilirdi.
Enderun okullarına ise devşirme
kanunu gereğince Hıristiyan çocukları
alınırdı.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Geleneksel Eğitim Geleneksel Eğitim
Enderun okullarına öğrenciler büyük bir titizlikle seçilir ve seçim sırasında modern zeka testlerine benzeyen testler kullanılırdı.
Bu okullarda, medreselerde okutulan
konuların yanı sıra beden eğitimi, Türk örf ve adetleri, nezaket kuralları, askeri sporlar gibi konulara da önem verilirdi.
Enderun okulları 18. yy’dan itibaren
özelliklerini yitirmiş ve 1908 yılında
kapatılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Eğitimde Reform Dönemi Eğitimde Reform Dönemi
18. yy’da Avrupa ülkelerinde meydana gelen ekonomik ve politik değişim Osmanlı
İmparatorluğu’nu büyük ölçüde
etkilemiştir.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Eğitimde Reform Dönemi Eğitimde Reform Dönemi
Bu dönemde batıda endüstri ve teknoloji hızla gelişmiş, kapitalist düzen kurulmuştur.
Bu gelişmeye ayak uyduramayan Osmanlı İmparatorluğu ise giderek
ekonomik ve askeri gücünü yitirmeye başlamış, batı ile rekabet edemez
duruma gelmiştir.
Böylece eski gücüne ulaşmak için bir
çok reform hareketine girmiştir.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Eğitimde Reform Dönemi Eğitimde Reform Dönemi
Modernleşme olarak da
adlandırılan bu hareketler ilk kez orduda başlatılmıştır.
Sonra dış ve iç güçlerin etkisiyle Tanzimat ve Meşrutiyet ilan
edilerek siyasal yapıda da
değişikliğe gidilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğunda Osmanlı İmparatorluğunda
Eğitimde Reform Dönemi Eğitimde Reform Dönemi
Böylece toplumun ihtiyacı olan insan gücünün niteliği de
değişmiştir.
Okullarda ise ihtiyaca uygun insan yetiştirmek mümkün
olmadığı için yeni ve modern okullar açılmaya başlanmıştır.
Eğitim sistemindeki bu ikilik
Cumhuriyet dönemine kadar
sürmüştür.
Orduda Yenileşme Orduda Yenileşme
Hareketleri ve Eğitim Hareketleri ve Eğitim
Osmanlı ordusunda başlatılan
yenileşme hareketleri sırasında Batı
ülkeleri, özellikle Fransa model alınmış ve ordunun yeniden düzenlenmesi için batıdan uzmanlar davet edilmiştir.
Ordunun batının teknolojisine
kapılarını açması sonucu, teknolojik
bilgilerle donanık ordu personeline
ihtiyaç duyuldu.
Orduda Yenileşme Orduda Yenileşme
Hareketleri ve Eğitim Hareketleri ve Eğitim
Bu ihtiyacın karşılanması amacıyla Batıdaki örneklerine uygun eğitim veren yeni asker okullar açılmıştır.
İlk kez yazı tahtası, sıra, harita gibi öğretim araçları bu okullarda kullanılmaya
başlanmıştır.
Ezbere dayalı eğitim anlayışından
uzaklaşılarak, uygulamaya ve işe dayalı
eğitim anlayışı benimsenmiştir.
Orduda Yenileşme Orduda Yenileşme
Hareketleri ve Eğitim Hareketleri ve Eğitim
Ardından sivil okullar açılmıştır. Bu okullardan en önemlisi ise Rüşdiye mektepleridir.
Rüşdiye mektepleri sıbyan
mekteplerinden sonra, öğrencileri
askeri okullara hazırlayan bir ara okul olarak kurulmuştur.
Bu okullar daha sonra dönemin
ortaokullarına dönüşmütür.
Tanzimat ve Eğitim Tanzimat ve Eğitim
1839 yılında Abdülmecit
tarafından imzalanan Tanzimat Fermanı ile Osmanlı
İmparatorluğunda yeni bir dönem başlamıştır.
Bu dönem Abdülmecit’ten sonra
Abdülaziz’in padişah olmasıyla
sona erer.
Tanzimat ve Eğitim Tanzimat ve Eğitim
Bu dönemde açılan sivil okulların çoğu parasız yatılıydı.
bu okulların tüm masrafları halktan alınan vergilerle karşılanıyordu.
Fransız eğitim sisteminin egemen
olduğu yeni okullar zamanla batı
hayranı, halktan kopuk aydınlar
yetiştiren kurumlar durumuna
gelmiştir.
Mutlakiyet Dönemi Mutlakiyet Dönemi
II. Abdülhamit’in tahta çıkışından sonra, Osmanlı-Rus savaşının
kaybedilmesi sonucu Parlemento kapatılmış ve mutlakiyet dönemi başlamıştır.
Bu dönemde eğitimde önemli
gelişmeler olmuş birçok sanat ve
meslek okulu açılmıştır.
Mutlakiyet Dönemi Mutlakiyet Dönemi
Baskı ve sansürün yoğun olduğu dönemde yeni düşünceler ve
bilimsel gelişmeler engellenmeye çalışılmış ve okullarda gelişme
sağlanamamıştır.
Programa yeni konan hayata dönük dersler programlardan
çıkarılmış din ve ahlak derslerinin
saatleri arttırılmıştır.
Meşrutiyet Dönemi Meşrutiyet Dönemi
1908 yılında II. Meşrutiyet ilanı, eğitim alanında yeni fikir ve
görüşlerin oluşması ve
Cumhuriyet dönemi eğitimcilerin yetişmesi açısından önem
taşımaktadır.
Meşrutiyet Dönemi Meşrutiyet Dönemi
Bu dönemde eğitim sisteminin millileştirilmesi,
geleneksel ve modern okulların basitleştirilmesi,
ilk öğretim kurumlarının ülke çapında yaygınlaştırılarak zorunlu ve parasız olması,
Latin harflerinin kabulü için bir çok
çalışma yapılmıştır ancak bir sonuç
alınamamıştır.
Meşrutiyet Dönemi Meşrutiyet Dönemi
Bu dönemde laik ilköğretim kurumu olan idadiler açılmış,
Öğretmen yetiştirme konusunda yenilikler yapılmış,
Ders programlarına sosyal ve
politik içerikli ve hayata yönelik
bazı dersler eklenmiştir.
Cumhuriyet Kuruluş Cumhuriyet Kuruluş
Yıllarında Eğitim Yıllarında Eğitim
19. yy’dan itibaren gerilemeye başlayan Osmanlı İmparatorluğu Balkan savaşlarından ve 1914
yılında başlayan I. Dünya
Savaşı’ndan tüm gücünü yitirerek çıkmıştır.
Savaş sonunda imparatorluk
büyük toprak kaybına uğramış ve
çökmüştür.
Cumhuriyet Kuruluş Cumhuriyet Kuruluş
Yıllarında Eğitim Yıllarında Eğitim
1919 yılında ise Kurtuluş Savaşı kazanılmış, 1923 yılında yeni
Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Bu dönemde eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması ve
modernleştirilmesi devletin
önemle üzerinde durduğu bir
konu olmuştur.
Cumhuriyet Kuruluş Cumhuriyet Kuruluş
Yıllarında Eğitim Yıllarında Eğitim
Bu dönemde eğitim kurumlarında gerçekleştirilen ilk önemli
değişiklik 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen Tevhid-i Tedrisat
Kanunu ile dine dayalı eğitim
veren kurumlar ile laik eğitim
kurumları MEB’e devredilmiştir.
Cumhuriyet Kuruluş Cumhuriyet Kuruluş
Yıllarında Eğitim Yıllarında Eğitim
Eğitim kurumları ile din kurumları birbirinden ayrılmıştır.
Meb sorumluluğunda laik bir eğitim sistemi kurulmuştur.
1928 yılında Latin alfabesi kabul edilmiştir.
1929 yılında millet mektepleri açılmış 15-45 yaş arasındaki yurttaşlara bu okullara gitme zorunluluğu
getirilmiştir.
Türk Milli Eğitiminin Türk Milli Eğitiminin
Amaçları Amaçları
Atatürk milliyetçiliğine bağlı bireyler yetiştirmek,
Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş kişiliğe sahip,
yapıcı ve yaratıcı bireyler yetiştirmek,
Meslek sahibi olmalarını sağlamak
Vb. amaçları bulunmakatadır.
Türk Milli Eğitiminin Temel Türk Milli Eğitiminin Temel
İlkeleri İlkeleri
Eşitlik
Ferdin ve toplumun ihtiyaçları
Eğitim hakkı
Fırsat ve imkan eşitliği
Süreklilik
Atatürk inkılap ve ilkeleri
Demokrasi eğitimi
Laiklik
Bilimsellik
Her yerde eğitim
Vb. ilkelere sahiptir.
Eğitimin Felsefi Temelleri Eğitimin Felsefi Temelleri
Bu bölümde;
Felsefenin anlamı,
Felsefenin ilgi alanları,
Eğitim felsefe ilişkisi,
Felsefi akımlar,
Eğitim felsefeleri
Üzerinde durulacaktır.
Felsefenin anlamı Felsefenin anlamı
Bu sözcüğün kökü Yunanca olup philosophia teriminden
gelmektedir.
Bu terim ilkçağ Yunan
düşüncesinden alınmıştır.
“Philla” sevgi, seven, “sophia” ise hikmet, bilgi, bilgelik
anlamındadır.
Felsefenin anlamı Felsefenin anlamı
Felsefe; genel anlamda gerçeği tümüyle ele alıp inceleyen ve bunun sonucunda ulaşılan
bilgileri yorumlayan ve
sistemleştiren bir uğraş alanıdır.
Felsefenin anlamı Felsefenin anlamı
Felsefe olayların temeline, varlığın özüne inmeyi amaçlar.
Felsefe bilgisi en derin ifadelerini metafizikte bulmaktadır.
Metafizik terimi Yunanca’dan gelmektedir.
Fizikten sonra gelen, fizikötesi
anlamına gelmektedir.
Metafizik Metafizik
Metafizik, “hayatın değişen
yanları bir kenara bırakıldığında değişmeden kalan gerçek nedir?”
sorusuna yanıt arar.
Gerçeğin doğasını araştırır.
Felsefenin anlamı Felsefenin anlamı
Rönesanstan sonra bilim alanlarında ortaya çıkan uzmanlaşma felsefeyi de
etkilemiş her bilim alanının bir felsefesi oluşmuştur.
Ayrıca bilimlerin konusu, yöntemi, ulaştığı sonuçlar da felsefenin
konuları içine girmektedir.
Felsefenin anlamı Felsefenin anlamı
Felsefe bir düşünme biçimi, yaşam biçimi, geleceğe bakış açısıdır.
Bilim ile felsefe sürekli olarak
birbirlerini etkilemektedir. Birbirleri arasında sıkı bir ilişki vardır.
Her bilimsel gelişme felsefeyi etkiler
ve yeni felsefelerin doğmasına neden
olur.
Bilim ile felsefe Bilim ile felsefe
Bilimde gerçeklikler birbirinden ayrı olarak incelenir (psikoloji, tarih, ekonomi, sosyoloji),
felsefede tüm gerçeklikler hangi alana ait olduğu düşünülmeden, bir arada ele alınır ve
sistemleştirilmeye çalışılır.
Bilim ile felsefe Bilim ile felsefe
Bilim ve felsefenin bilgiyi elde etme süreçleri de birbirinden farklıdır.
Bilimde deney, gözlem ve araştırma gibi yöntemlerden yararlanılarak herkes tarafından kanıtlanabilir sonuçlara
ulaşılmaya çalışılır.
Felsefede ise tümdengelim, tümevarım
gibi akıl yürütme yolları işe koşulur.
Bilim ile felsefe Bilim ile felsefe
Felsefi görüşlerin bilimde olduğu gibi kanıtlanabilir ve objektif olma
zorunluluğu yoktur.
Bir bireyin felsefesi aynı zamanda
onun dünyaya bakış açısı, yorumlayışı, değerlendirişi, gösterdiği inanç ve
tutumlarını biçimlendirdiğinden,
tamamen subjektif de olabilir.
Bilim ile felsefe Bilim ile felsefe
Bilim gerçeği parçalara ayırarak inceler.
Ör: eğitim biliminde---eğitim
yönetimi, eğitim sosyolojisi, eğitim psikolojisi ayrı ayrı ele alınarak
incelenir.
Felsefe ise gerçeği bir bütün olarak
inceler.parçalar tek başına bir anlam
taşımayabilir.
Bilim ile felsefe Bilim ile felsefe
Bilimsel önermeler kanıtlanma yoluna gidilir.
Deney, gözlem ve araştırma yoluyla kanıtlanılır.
Felsefi önermeler kanıtlanacak nitelikte değildir.
bütün bilimlerle felsefe arasındaki ortak nokta ise bilgidir.
Bilginin ne olduğunun ve kapsamının
incelenmesi ise felsefenin işidir.
Felsefenin alanları Felsefenin alanları
Günümüzde felsefe tüm bilim dalları ile ilgilenmektedir.
Her bilim dalının bir felsefesi vardır.
Her felsefi akımın farklı ilgi alanlarında yoğunlaştığı
görülmektedir.
Felsefenin alanları Felsefenin alanları
Çağdaş filozoflar, felsefenin
konusunun dil ve dilin aydınlatılması çabası olduğunu savunurken,
Aristo felsefenin ilgi alanlarını ruh,
doğa, metafizik, töre, politika, mantık olarak ele alıp incelemiştir.