• Sonuç bulunamadı

Haftanın Ortası. Güncel konularla her Çarşamba. 22 Şubat Rakka Operasyonu, anayasa referandumunu iptal ettirir mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Haftanın Ortası. Güncel konularla her Çarşamba. 22 Şubat Rakka Operasyonu, anayasa referandumunu iptal ettirir mi?"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güncel konularla her Çarşamba

İç politikada yarattığı dalga bir yana, Trump’ın henüz bir omurgaya oturmamış açıklamaları yüzünden ABD’nin dış politikada tercihlerinin ne şekilde değiştiği konusu hala belirsizliğini koruyor. Kesin olan bir konu varsa; o da Trump’ın, Rakka’yı ikinci başkenti yapan IŞİD’i tam olarak hedefe oturttuğu. Türkiye

açısından sorun ise, bu hedefi vurmaya çalışırken ABD’nin bölgedeki hangi güçlerle yan yana gelerek operasyona girişeceği.

Obama ile Suriye konusunda anlaşma sağlayamayan Türkiye, Trump’ın yeniden biçimlendirmesini beklediği ABD’nin Suriye politikasını etkileme isteğinde. ABD ile daha sıkı bir işbirliği içine girerken, ABD’nin YPG’ye olan desteğini de çektirme hevesinde. ABD ile Suriye’de ortaklık yapmayı arzu ederken de Rusya ile hem El Bab operasyonunda, hem Barış Görüşmelerinde sağladığı yakın ilişkileri de zedelememeye çalışarak.

Nisan’ın ilk yarısında başlaması beklenen, uzun soluklu ve kanlı geçeceği belli olan Rakka Operasyonu’nun 16 Nisan’da yapılacak ve Türkiye için yaşamsal önemdeki anayasa referandumu ile neredeyse çakışacak oluşu bu iki önemli gelişmeyi de beraber

değerlendirmeyi gerektiriyor.

22 Şubat 2017 Rakka Operasyonu, anayasa referandumunu iptal ettirir mi?

Olaylar çok hızlı gelişiyor. ABD Başkanı Trump’ın göreve

geldiğinden bu yana yalpalayan görüntüsü henüz bir düzen içine girmedi. İç politikada yarattığı dalga bir yana, Trump’ın henüz bir omurgaya oturmamış açıklamaları yüzünden ABD’nin dış politikada tercihlerinin ne şekilde değiştiği konusu da hala belirsizliğini koruyor.

Kesin olan bir konu varsa; o da Trump’ın, Rakka’yı ikinci başkenti yapan IŞİD’i tam olarak hedefe oturttuğu. Türkiye açısından sorun ise, bu hedefi vurmaya çalışırken ABD’nin bölgedeki hangi güçlerle yan yana gelerek operasyona

girişeceği. Obama ile Suriye konusunda anlaşma sağlayamayan Türkiye, Trump’ın yeniden biçimlendirmesini beklediği ABD’nin Suriye politikasını etkileme isteğinde. ABD ile daha sıkı bir işbirliği içine girerken, ABD’nin YPG’ye olan desteğini de çektirme hevesinde. ABD ile Suriye’de ortaklık yapmayı arzu ederken de Rusya ile hem El Bab operasyonunda, hem Barış Görüşmelerinde sağladığı yakın ilişkileri de zedelememeye çalışarak.

Haftanın Ortası

(2)

IŞİD’in bir diğer başkenti olarak gördüğü Musul tarafında, Şii ağırlıklı Irak Ordusu ve Kürt Peşmergeler, 17 Ekim’den bu yana IŞİD hendeklerini aşarak Musul’u ele geçirebilmiş değiller.

Musul’da çatışmalar tüm şiddetiyle devam ederken, Rakka operasyonu için ise geri sayım başlamış durumda.

Taze Başkan Trump, görevlendirdiği ABD Savunma Bakanlığı’nın IŞİD ile askeri mücadele

Kaynak: AlJezeera , Egeli & Co.

Şekil 1: Suriye’de Güç Dağılımı

(3)

raporunu 28 Şubat’ta masasında bekliyor. Bu nedenle Trump ve Erdoğan’ın ilk telefon

görüşmelerinin ardından geçtiğimiz hafta boyunca ABD’den Türkiye’ye gelen yüksek profilli askeri temsilciler Türkiye ile Rakka Operasyonu pazarlığına girişmiş görünüyorlar. 10 Mart’ta ABD’nin Rakka’daki müttefiklerinin kim olacağının netleşmesi ve Nisan ayında da uzun süreceği bugünden bilinen Rakka Operasyonun resmen başlaması bekleniyor.

Nisan’ın ilk yarısında başlaması beklenen Rakka Operasyonu’nun 16 Nisan’da yapılacak ve Türkiye için yaşamsal önemdeki anayasa referandumu ile neredeyse çakışacak oluşu bu iki önemli gelişmeyi de beraber değerlendirmeyi gerektiriyor.

Dinamik “HAYIR” tarafına mı dönüyor?

Sadece Türkiye’de değil, Brexit örneğinde de ABD başkanlık seçimlerinde de gözlemlenen, seçim öncesi anket sonuçları ile seçimlerde çıkan sonuçların çok farklı olabildiği. Böylesi bir yanılmanın anketlerde izlenen metottan çok, anketlere yanıt veren seçmen kitlesinin çok çeşitli nedenlerle oyunun gerçek rengini söylememesinden kaynaklandığı anlaşılıyor. Düzene olan tepki nedeniyle beklenenin dışına yönelen oyları konusunda oy sahipleri, çok açık olmaktan yana değiller.

16 Nisan referandumu ise tepki ile iktidar değiştirmenin çok ötesinde sistem değişikliği üzerine olduğundan anketlerin gerçekle yüksek korelasyona sahip olması akla yatkın görünüyor. 15 Temmuz, OHAL1, OHAL2 derken başkanlık apar topar gündemin

tepesine yerleşti geride bıraktığımız yılda bilindiği üzere. Anketler de ancak anayasa paketinin Meclis’ten kavga dövüş geçmesinden sonra yayınlanmaya başladı.

Şimdiye dek yayınlanan 10 ankette dört tanesi “EVET” sonucunu gösterirken, altı tanesi “HAYIR”

ın zaferine işaret ediyor. Daha da önemlisi, özellikle Şubat ayında sonucu alınan anketlerin ısrarlı bir şekilde “HAYIR” sonucunu yansıtması.

AKP’nin masasındaki ankete göre halkın anayasa değişikliğine desteği %55’te. Partisel dağılımda ise AKP’li seçmenin %96’sı, MHP seçmeninin %46'sı, CHP seçmeninin %10'u, HDP

(4)

seçmeninin de %4,5'i referandumda “EVET” diyecek.

CHP'li Özel’e göre ise % 41 kesinlikle “HAYIR”; %32-34 kesinlikle “EVET” derken, referandumda belirleyici olan %16’lık kararsızlar grubunun ne diyeceği.

7 Haziran seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlara inerek oy istemesinin anketlere olumu yansımadığı çok yazılıp çizilen bir konu olmuştu. Zaten, 1 Kasım seçimi öncesinde başka türlü bir profil izlemiştik Cumhurbaşkanından. Şimdi ise, Sayın Cumhurbaşkanı yeniden meydanlarda referandum için açıkça oy istemekte.

Şekil 2: 16 Nisan Referandum Anketleri

Kaynak: Çeşitli, Egeli & Co.

(5)

İktidara yakın diye kabul edilen gazeteci Abdülkadir Selvi son yazılarında, AKP ve

Cumhurbaşkanı’nın referandum söyleminin, özellikle HAYIRcıların terörist olmakla eşitlenmesinin seçmen nezdinde tepki doğurduğunu vurguluyor. İktidar partisi ve Cumhurbaşkanı’nı da yeni bir söyleme davet ediyor.

İşte bu açıdan da Rakka Operasyonu Türkiye için hem bölgede hem iç politik gündem dinamikleri açısından kritik önemde öne çıkıyor.

Rakka’da ne var?

IŞİD tarafından tamamıyla 2014 başında ele geçirilen Rakka, Musul ile birlikte vahşi örgütün iki başşehrinden biri. Nüfusunun çoğu Sünni Arap. Şehrin enerji hatlarındaki merkezi rolü, bölgenin en önemli petrol yataklarına sahip oluşu stratejik önemini de artırıyor. IŞİD, örgütsel

faaliyetlerinde planlama ve koordinasyonu Rakka’dan yürütüyor. Rakka'nın 140 kilometre Şekil 3: Rakka’da Ne Var?

Kaynak: Yeni Şafak, Egeli & Co.

(6)

güneydoğusundaki Deyr Zor ile Rakka ve ötesindeki petrol ve gazın ana güzergahı üzerindeki Rakka, IŞİD’in en önemli finans kaynağı. Fırat nehri üzerine kurulu olduğundan, örgütün beslenme ihtiyacı açısından da önemli sayılacak verimli bir alana hükmediyor. Suriye'deki petrol yataklarının büyük bir kısmına sahip olan Deyr Zor, ham petrolü Rakka'da bulunan mobil rafinerilere

yönlendiriyor ve böylece IŞİD’e büyük gelir sağlamış oluyor. Yeni Şafak’ın verdiği bilgiye göre, Rakka’daki çok sayıda geçici depolama tesisine Musul ve Deyr Zor'dan taşınan petrol, daha sonra farklı bölgelere ulaştırılıyor.

İşte bu nedenle, IŞİD’in örgüt olarak belinin kırılması ve yok oluş sürecine girmesi için, Rakka’nın IŞİD’den temizlenmesi son önemli askeri hedef haline geliyor.

Türkiye’nin Rakka tercihi

El Bab operasyonu daha tam olarak tamamlanmasa da, Rusya’nın desteği ile El Bab’a kadar çok rahat inen Türkiye’nin desteklediği ÖSO’nun kontrolü alması artık zaman meselesi. Bu da

tamamlandıktan sonra askerin geri çekilmesi de beklenmiyor artık çünkü IŞİD’den temizlenen yerlerde yeni bir yapının kurulma aşamasına geçilmiş oluyor. Fakat tabi El Bab sonrası için tamam mı devam mı derken, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un aksine Cumhurbaşkanı nihai hedefin artık Rakka ve IŞİD’in tamamen temizlenmesi olduğunu açıklayıverince durum çok farklı bir hale büründü. Çünkü hedef Rakka olduğu zaman bekleyen süreç El Bab’dan çok daha karmaşık.

Bab’dan Rakka’ya ilerlemede seçilen yol kadar, bu yolda lojistik zorluklar nedeniyle kimle nasıl ilerleneceği kritik konuların başında. Türk askeri ve ÖSO açısından Rakka yolunda hem Esad’ın Suriye Ordusu var hem de PYD/YPG ile desteklenen Kürt bölgeleri var.

Basına yansıdığı kadarıyla, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dunford ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ geçen hafta İncirlik Üssü’nde yaptıkları toplantıda Rakka’ya giden iki yol üzerinde durdular:

1) Rakka’ya gitmek ve IŞİD’le kısa sürmeyeceği Musul’a bakınca iyice netleşen bir savaşa girmek için, ya El Bab’dan çıkıp 150 km’lik bir yoldan geçerek Cerablus-Menbic üzerinden Rakka’ya ulaşılacak;

(7)

2) Ya da Tel Ebyad’dan Suriye’ye kestirmeden girip 54 km’lik yol üzerinden Rakka’ya inilecek.

Yine Selvi’nin kaleminden çıkana göre, ABD Rakka’yı kesinlikle istiyor ve bu hedefini

gerçekleştirmek için de Türkiye’nin YPG ağırlıklı SDG (Suriye Demokratik Güçleri) ile beraber çalışmasından yana. Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasında kısa bir süre için YPG ile koordineli çalışabilmiş olan Türkiye’nin ise YPG ile uzun soluklu bir harekâta girmesi pek mümkün

görünmüyor. Hele hele referandum öncesi. Ve basından anlaşılan Türkiye bu seçeneği şiddetle reddetmiş durumda.

Erdoğan ve Genel Kurmay’ın istediği kestirme yoldan Tel Abyad üzerinden Rakka’ya varmak. El Bab'daki 200 civarı Türk Özel Kuvvetleri, 2.200 civarında Türk kara birliği yanında 3.000 civarı ÖSO sayısını aşarak, Rakka'nın büyüklüğüne uygun 10.000 civarında askerle karadan ABD’nin hava desteğiyle ilerlemek. Söz konusu 10.000 kişiyi de ÖSO birlikleri ile SDG içindeki Kürt YPG’den geriye kalan çok daha az sayıdaki yerel Arap’lardan oluşturmak. Bu tür bir orduyu

Şekil 4: Türkiye’nin Rakka’ya Potansiyel Giriş Planı

Kaynak: BMI, Egeli & Co.

(8)

kurmanın, bir arada tutmanın ise pek kolay bir iş olmadığı da tabi malum. Fakat oluşturulduğunu varsayarsak, Türkiye’nin hedefi bu kara gücünün sevk ve idaresini ABD özel kuvvetlerine

yaptırmak ya da beraber yapmak. Böylece hem Rakka hedefine ulaşmak hem de Kuzey Suriye’de blok halindeki Kürt Kantonunu da bölerek kontrol altına alabilmek.

Bu tabi Suriyeli Kürtler tarafından şiddetle reddediliyor. Hatta YPGliler kanadından gelen

açıklamalar, ABD’nin Rakka Operasyonu’nu SDG ile beraber tamamlayacağı ve Türklerin de bu işe katılmayacağı yönünde net. Olası bir anlaşmazlık durumunda hem Menbic hem de Tel Abyad’da Türk askeri istemediklerini ve çatışmadan da çekinmeyeceklerini söylüyorlar.

Diğer yandan, Traump’ın gelişine rağmen, ABD'nin Suriye’de uzun süredir desteklediği ve beraber operasyonlar yaptığı Suriyeli Kürtlerden, YPG’den desteğini çekmesi; işbirliklerini bir yana

bırakarak Türkiye’nin isteklerini tamamen karşılaması da gerçekçi değil. Zaten, bu nedenle Tel Abyad teklifi de henüz kabul görmüş değil. Fakat ABD aynı zamanda bu işi tek başına SDG ile yapamayacağını da düşünüyor ve Türk unsurları da gücün içine katmaya çalışıyor.

Konunun uzmanı Metin Gürcan’a göre ABD hem askeri nedenlerle, hem demografik nedenlerle Rakka konusunda Türkiye ile bir şekilde işbirliği yapmak istiyor. Rakka Operasyonu’nun en az Musul kadar çetin geçeceğinin bilinmesi ABD’nin Türk askerine, tankına, zırhlısına ihtiyaç duymasını gerektiriyor. Şu durumda Gürcan dört seçenek ortaya sürüyor:

Türkiye Rakka için sahada ABD askerine hiç destek vermeyecek ancak İncirlik’ten lojistik desteğe devam edecek. Bu seçenek Rusya ile ilişkileri iyice yakınlaştırırken, IŞİD sonrası Rakka’nın ve dolayısı ile Suriye kuzeyinin yeniden inşasından Türkiye’nın dışlanması anlamına gelir.

Türkiye’nin Rakka operasyonuna 250-300 civarında bir Özel Kuvvet unsuru “düşük profil”

katılması bir diğer seçenek. Ancak YPG ile yan yana çalışması yine söz konusu olmaz. Bu Rusya ile ilişkiyi zedelemezken, Türkiye-ABD arasını da nispeten sıcak tutmayı başarır.

Türkiye’nin Rakka operasyonuna “yüksek profil” katılabilir. Özel Kuvvetler yanında zırhlı,

mekanize piyade tugayı, topçu taburları ile 3.000-4.000 asker ile katılabilir. Gürcan’ın notlarında bu seçenek ABD’nin istediği seçenek. Fakat, anlamı da Türkiye’nin YPG ile işbirliğine, beraber koordineli çalışmaya razı gelmesi. Bunun seçilmesi halinde El Bab’da bir süreliğine kalıcı görünen

(9)

Türk Ordusu’nun benzer

şekilde Rakka ele geçirildikten sonra da orada kalması

anlamına gelir. Ve haliyle Suriye’nin yeniden inşasında önemli söz sahibi olacağı da.

Son seçenek ise Türkiye’nin Rakka operasyonuna toplamda 7-8 bin askerle “çok yüksek profil” ile katılması. Başka bir ifadeyle Rakka operasyonunu ABDliler ile birlikte tamamen üstlenmesi. Gürcan’a göre bunun anlamı da YPG’nin operasyondan tamamen dışlanması; yerine piyade açığının SDG içindeki Arap; Arap-Türkmen, ÖSO ile

tamamlanarak en büyük katkının da Tür Ordusu tarafından yapılması. Bu da ABD açısından “B Planı” anlamına geliyor yine notlarında yazarın. Böylesi bir seçeneğin Ordu açısından yıllara uzayan çok uzun soluklu, çok zorlayıcı, can kaybı yüksek bir süreç olacağı da kesin gibi.

Suriye haritasına (şekil 1) bakınca aslında Suriye’de bölgelerin belirlendiği son derece net bir şekilde görünüyor. Suriye Rejiminin sıkıştığı bölge, Rusya’nın desteklediği daha çok Fırat nehrinin batısındaki alan, ABD’nin desteklediği Kürtler ve İsrail sınırları son derece belirgin. Ve Türkiye’nin Kuzey Suriye’de oluşan Kürt bloğuna itirazı devam ediyor. El Bab yolunda Rusya ile ortak

çalışması; Rakka yolunda ABD ile çalışmaya hevesli oluşu da yakın bir zamanda iki taraftan hangisine yakın duracağı konusunda bir karar vermesini gerektirecek gibi görünüyor. Kürtler söz konusu olunca hem ABD hem de Rusya’nın ister stratejik güç gösterisi gereği ister bölgede varlıklarını devamını garantilemek açısından Kürtler üzerinden neredeyse bir rekabet içinde oldukları da; Rusya’nın daha Moskova’da yeni düzenlediği Kürt Konferansı ile iyice belirginleşmiş durumda.

Özetle, Rakka operasyonu sadece IŞİD’a karşı yapılan zorlayıcı olması beklenen bir askeri Şekil 5: Rakka’ya nereden gidilecek? Ve tabi Kimle

Kaynak: Hrry , Egeli & Co.

(10)

operasyondan çok daha fazlası. Rakka operasyonu başladığı zaman; hem ABD’nin Suriye

politikası netleşmiş olacak; hem Suriye içindeki ABD-Rusya arasında denge ortaya çıkmış olacak;

hem de Türkiye’nin belki de gelecek yıllarını etkileyecek şekilde ABD ve Rusya ilişkilerinde hangi tarafa daha yakın olmayı seçtiği bir nebze belirlenmiş olacak. Ve tutulan yolda manevralara da en azından Türkiye açısından pek de kolay olmayacak.

İşte Türkiye 16 Nisan’da çok önemli bir sistem değişikliği hakkında referanduma giderken, bir yandan da Rakka operasyonu gibi büyük bir savaşa girme hazırlığı içinde bulunuyor. 10 Mart’ta ABD’nin Rakka-Suriye planının netleşmesi ile birlikte, Rakka operasyonuna da Nisan başlarında start verileceği çokça yazılanlar arasında.

Referandum anketlerinde dinamiklerin ne yöne doğru şekilleneceği bu noktadan sonra çok kritik.

Böylesi büyük bir sistem değişikliği ardından Türkiye içinde huzurun korunması için %50’nin oldukça üzerinde bir destek AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işlerini çok kolaylaştıracaktır.

Fakat mevcut anket sonuçları böylesi bir güçlü desteğe işaret etmiyor. “EVET” sonucu veren anketlerde en yüksek destek %60’ın altında kalıyor. Son anketlerin üst üste “HAYIR” tarafında görünmesi ise açıkçası iktidar açısından büyük bir risk anlamına geliyor.

Kararsız seçmenin referandumda yapacağı tercih öncesinde, sistem değişikliği için rivayete göre

%50-80 arası “HAYIR” tarafında duruna MHP tabanı esas hedef iken başlayacak kapsamlı bir Rakka operasyonu iç politikada da iktidar açısından kaldıraç haline gelebilir. Böylesi bir amaçla Rakka’ya girilmeyecek olsa da, bir savaş hali seferberlik duygusu üzerinden referandum sonucu

“EVET” tarafına potansiyel olarak görünen %60’ın civarı ve üzerine taşıyabilir. Böylesi bir sonuç için tabi Türk Ordusu’nun Rakka’ya girme şekli elbette çok önemli. YPG ile ortak hareket tam tersi bir etki yaratabilir.

Diğer yandan aynanın diğer yüzünde son günlerde az da olsa yazılan çizilen şekilde bambaşka bir olasılık yer almakta. O da, referandum anketlerinin istikrarlı şekilde “HAYIR” göstermeye devam etmesi halinde, Rakka’da savaşa girildiği bahanesiyle 16 Nisan referandumunun ertelenmesi. Bu kadar büyük politik gerginliklerin ardından böylesi bir erteleme en iyi seçenek olmasa da; “HAYIR”

çıkma halinin iktidar kanadında oluşturacağı maliyete katlanmamak adına gündeme gelmesi son

(11)

İletişim:

Güldem Atabay Şanlı

Direktör, Araştırma ve Strateji +90 532 347 82 06

guldem.atabaysanli@egelico.com

derece mümkün görünüyor. Savaş hali nedeniyle referandumun iptali çok büyük olasılıkla savaş nedeniyle OHAL’in uzatılması anlamına gelebilir bir yandan da. Bu gibi seçeneklerin masada olduğunu, referandum iptali ve savaş halinde erken seçim beklemenin de tartışmalar arasına girebileceğini de düşünmek gerekli.

Referandumla birleştiğinde iç politikaya etkileri açısından Rakka operasyonunun Türkiye’nın katılımı açısından boyutu önümüzdeki haftaları kritik hale getiriyor. Referandum anketlerinin gidişatını, Erdoğan-AKP kanadının referandum söylemlerinin değişip değişmediğini ve Rakka operasyonu ile ilgili gelişmeleri aynı potada değerlendirmeye çalışmak önemli şu durumda. 2014 sonlarından bu yana içinden çıkamadığımız politik girdabın yeni bir devresine evriliyor olabiliriz nihayetinde.

Bu doküman Egeli & Co. Aile Ofisi Yönetim Danışmanlık ve Destek Hizmetleri A.Ş.

(“Egeli & Co. Aile Ofisi“ Mersis No: 0325054296800015 ) tarafından hazırlanmıştır.

Egeli & Co. Aile Ofisi ailelere, varlıklarının sürdürülebilirliği için aile üyeleri ile koordineli oluşturduğu yatırım felsefesi ve hedefler doğrultusunda farklı alanlardaki uzmanların koordinasyonunu sağlayan; objektif ve profesyonel yaklaşımla tek bir merkezden servet yönetimi, ilişki yönetimi ve varlık optimizasyonu hizmetleri veren ve aile içindeki tüm nesiller ve paydaşlar için yol gösterici olan bağımsız ve butik bir danışmanlık şirketidir.

YASAL UYARI:

Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi

niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. İşbu araştırma raporu, ticari iletişim ve ticari elektronik ileti olmayıp sadece ekonomik konjonktür ile ilgili bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.

Referanslar

Benzer Belgeler

yaygınlaşması” nedenleriyle Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, MGK’nın da görüşünü aldıktan sonra süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir

Önümüzdeki yıl için konuşursak sadece, varil Brent fiyatının 2016 sonunda 50 dolar, 2017 sonunda da 55 dolar olacağı varsayımı altında 2017’de çekirdek enflasyonun

Türkiye özelinde, TL’nin hızlı ve ani değer kaybı ile petrol fiyatlarında artışın genel enflasyonist etkileri, ÖTV zamları gibi faktörler bir de sorunlu gıda fiyatları

Fed’in kısa vadede dinlenmeye çektiği dolar, artarda düzenli faiz artışlarıyla şahlandırılmadan, belirsizlik korunarak yapılan yönlendirmelerle en az iki yıl daha

Karlov suikastının FETÖ değil de, Suriye’de dolaylı desteklenen bir grup tarafından yapılması hali Rusya tarafından inandırıcı bulunursa, Rusya ile ilişkilerini

Fakat net olan, bugünkü askeri harekâtın asıl ABD destekli Suriye Kürtlerinin sahada IŞİD’e karşı ilerleyip Fırat’ın batısına geçerek Menbiç’i IŞİD’in

ABD gibi hukukun üstünlüğünün çok önemsendiği, demokrasiye doğrudan askeri veya sivil müdahalenin yaşanmadığı bir ülkede Trump’ın başa gelmesiyle demokrasi ile

Bu hafta Cuma açıklanacak istihdam rakamlarına şöyle bir göz atılacak olsa da, Fed Başkanı Yellen’ın geçen hafta Şikago’da sözlü olarak ilan ettiği üzere 15