• Sonuç bulunamadı

KONU 6 Halkla İlişkiler Modellerine Dayanaklık Eden Kuramlar: Eleştirel Kuramların Halkla İlişkiler Modelleri ve Çalışmaları Üzerindeki Etkisi – Halkla İlişkilerin Akademik Temeli, Farklı Teorisyenler Üzerinden Halkla İlişkileri Tartışmak: FOUCAULT, LUHMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KONU 6 Halkla İlişkiler Modellerine Dayanaklık Eden Kuramlar: Eleştirel Kuramların Halkla İlişkiler Modelleri ve Çalışmaları Üzerindeki Etkisi – Halkla İlişkilerin Akademik Temeli, Farklı Teorisyenler Üzerinden Halkla İlişkileri Tartışmak: FOUCAULT, LUHMA"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KONU 6

Halkla İlişkiler Modellerine Dayanaklık Eden Kuramlar: Eleştirel Kuramların Halkla İlişkiler Modelleri ve Çalışmaları

Üzerindeki Etkisi –

Halkla İlişkilerin Akademik Temeli, Farklı Teorisyenler Üzerinden Halkla

İlişkileri Tartışmak: FOUCAULT,

LUHMANN, GOFFMAN

(2)

FOUCAULT

- «toplumsal söylem ve pratiklerin inşasında ve dönüşümünde halkla ilişkilerin rolünü

kuramsallaştırmak için önemlidir»

- «Foucaultcu söylem perspektifi; anlamın üretiminin, iktidar stratejilerinin ve bilginin propagandasının önemini vurgular.»

- Modernitenin bireyler üzerindeki etkisi - Güç ilişkileri (iktidar/bilgi)

(Becerikli, 2008: 106)

(3)

«Söylem; belli bir kişiye veya topluluğa hitap eden konuşma,

veya iki ve daha çok kişi arasında düşüncelerin belli bir dil yapısı içinde sözcükler aracılığı ile anlatımıdır. Her söylem, seçilen belli bir sözcükler gurubu arasında kurulan sistematik ilişkilerden

yapılandığı için, bir şey anlatırken aynı zamanda sınırlandırmalar yapmış, bazı şeyleri dışarıda bırakmış, bazı şeylere ağırlık vererek ileri sürmüş oluruz. Öyleyse söylemimizde düşüncelerimizi

iletirken aynı zamanda bizi dinleyenleri su veya bu şekilde kaçınılmaz olarak etkilemiş veya niyetimize uygun etkilemek

istemiş oluruz. Yani ötekini yönlendirmek isteriz. Ancak söylem, bir düşünen, bilen, konuşan öznenin ortaya çıkısı ile değil,

aksine öznenin iktidar içindeki dağılımının ve kendisiyle

süreksizliğinin belirlenebileceği bir bütün olarak görülebilir.»

(Becerikli, 2008: 107)

Örn. Delilik, deliliğin tarihi tartışması

(4)

Özne konumlarını tanımlama:

-kim konuşuyor? (belirli söylemi kullanma gücü-Dr) - «verili bir söylemin meşruiyetini ve gücünü aldığı kurumsal mevki (emplacement)» (hastane)

Halkla ilişkiler açısından bu tip bir «sorunsallaştırma halkla ilişkilerin toplumdaki rolünün sorgulanması için bir araçtır.» (Becerikli, 2008: 108)

«Derina Holthausen ve Holthausen ve Voto’nun çalışmaları hegemonik pratiklerin sorgulanmasını içeren Foucaultcu gelenekle uyumludur ve halkla ilişkiler araştırması için postmodern bir gündem sağlar.» (Becerikli, 2008: 109)

(5)

«Söylem araştırması halkla ilişkiler açısından, halkla ilişkilerin ne olduğu ve halkla ilişkilerle ilgili nasıl, bu şekilde düşünmek için bir araya geldiğimiz yönünde bir sorunsallaştırmayı önümüze getirir.»

-Bu durumda halkla ilişkiler bir anlam yaratım süreci olarak kavramsallaştırılır.

-Halkla ilişkilerin fiziksel fonksiyonu (düşünce sistemi)

-Halkla ilişkilerin ilişkisel fonksiyonu (güç ilişkileri)

-Halkla ilişkilerin kimlik fonksiyonu (özne konumları) (Becerikli, 2008: 109)

(6)

LUHMANN (Niklas)

-Sistem teorisi (1964-1998)

«Luhmann’ın sistem teorisi, dilden, yazının icat

edilmesine ve elektronik medyanın gelişimine kadar iletişimin evrimine paralel olarak toplumun

farklılaşmasına dayanmaktadır.» (Becerikli, 2008: 115) -Özellikle halkla ilişkiler üzerine bir teori

geliştirmemiştir. Ancak teorilerine «Almanca konuşulan ülkelerde ve ,İskandinav ülkelerinde kamusal iletişim süreçleriyle ve devlet, toplum ve örgütler arasındaki karşılıklı ilişkilerle ilgili çalışmalarda sıkça

başvurulmaktadır.» (Becerikli, 2008: 116).

(7)

Sosyal sistemler

1. Karşılıklı etkileşim sistemleri (var olanın iletişimi) 2. Örgütlenme sistemleri (üyelerinin iletişimi)

3. Toplum sistemleri (iletişim)

Örgütler, örgüt iktidarının oluşumuyla ortaya çıkar.

 yarar sağlama-kurallar-üyelik

negatif yaptırım (üyeliğin sonlanması)

Örgüt iktidarı-egemen iktidar ilişkileri/zincirleri (Becerikli, 2008: 116-117)

(8)

«Niclas Luhmann’ın sistem teorisini uyarlayan Ronneberger ve Rühl, halkla ilişkileri kendini yaratan, kendini örgütleyen, kendini sürdüren ve kendine referansta bulunan otopoetik bir sistem olarak görürler. Yazarlar halkla ilişkiler içinde gözlemlenebilen ve diğer toplumsal alt sistemlerle karşılıklı ilişki içinde olmaya izin veren üç yapısal boyut tanımlarlar. Makro düzey halkla ilişkiler ve toplumun geneli arasındaki ilişkiler üzerine odaklanır. Mezo

düzey halkla ilişkiler sistemi ve modern dünyanın diğer işlevsel sistemleriyle arasındaki otopoetik ilişkiye odaklanır. Son olarak mikro düzey içinde, örgütsel ilişkiler arasında ya da örgütsel ilişkiler içinde teknolojik olarak ilerlemiş, işlevsel olarak

farklılaşmış toplumun taleplerine göre oluşan çeşitli halkla ilişkiler görevleri üzerine odaklanılır. Bu görevleri yerine

getirebilmesi için halkla ilişkilerin kısmen bir dizi gazetecilik tekniğini uyarlaması ve bu arada kendi spesifik tekniklerini de geliştirmesi gerekir.» (akt. Becerikli, 2008: 117)

(9)

GOFFMAN

-Toplumsal etkileşim teorilerine odaklanır.

-Dilin toplumsal hayatta konumlanışı -İzlenim yönetimi

-Drama metaforu -Çerçeveleme

«Kişilerarası ilişkilerdeki anlamlar ve toplumsal yapı arasındaki ilişkiyi hem ne söylenildiğine ve ne

yapıldığına ilişkin sembolik değerlere hem de toplumsal yasamın daha özet formlarına

yoğunlaşarak analiz eder.» (Becerikli, 2008: 118)

(10)

«Goffman’ın izlenim yönetimi kavramının halkla ilişkilerdeki karşılığı, imaj ya da itibar yönetimidir. İzlenim yönetimi, şimdiye kadar

örgütlerin krizlerle karşılaştığı durumlarda çalışılmıştır. Yazılı ve sözlü söylemleri içeren yapıların analizi yoluyla örgütlerin kamusal

imajının ifadesinde Allen ve Caillouet, kriz döneminde bir örgütün izlenim yönetimi stratejilerinin tipolojisini geliştirmişlerdir.

Çalışmaları hem kişilerarası hem de örgütsel izlenim yönetimi

araştırmalarına dayanmaktadır. Yazarlar kamusal alanda, mesajların oluştuğu mevcut karmaşık ortamın analizinin önemli olduğunun altını çizdiler çünkü bu mesajlar potansiyel olarak kamusal

meşruiyet algısını inşa etme ve biçimlendirme gücüne sahiptiler.

İzlenim yönetimi, örgüt yöneticileri ve çalışanları arasındaki iletişimde de ilgi çekici bir olgu olarak karsımızda durmaktadır.

Örgütsel kimliğin nasıl yaratıldığını anlamak ve değişim çabalarının neden direnişle karşılandığını saptamak için örgütsel iletişim

süreçlerinin ve belirleyici aktörlerin üzerinde çalışmak bu nedenle önemlidir.» (Becerikli, 2008: 120)

(11)

«Halkla ilişkiler uzmanlarının ve yöneticilerinin

bilinçli ya da bilinçsiz olarak yarattıkları izlenimler nelerdir ve farklı örgütsel kurulumlardaki iletişim nasıl bir yapıya sahiptir? Bu izlenimler sahnenin önünde ve arkasında nasıl yönetilmektedir? Farklı kamular tarafından ne tür izlenimler idrak

edilmektedir? soruları izlenim yönetimi ve halkla ilişkiler bağlantısı üzerinden çalışacak

araştırmacıların önüne çıkacak sorular arasında yer almaktadır.» (Becerikli, 2008: 121)

(12)

«Hallahan (1999), Goffman’ın kullandığı çerçeveleme

kavramının, tutarlı bir tanımlamadan yoksun olmasına rağmen, halkla ilişkileri incelemek için faydalı bir paradigma olduğundan söz eder. Çerçeveleme kavramı medya söylemi analizinde ortaya çıkan ve gelistirilen bir kavramdır ve gündem koyma gibi

yaklaşımları etkilemiştir. Hallahan çerçevelemenin halkla

ilişkilerde başvurulan yedi türünü söyle tanımlamıştır; durumlar, nitelikler, seçimler, eylemler, sorunlar, sorumluluklar ve haberler.

Hallahan’a göre; çerçeveleme halkla ilişkilerde yekpare bir rol oynar. Eğer halkla ilişkileri örgüt ve onun çıkarlarının bağlı

olduğu kamuları arasındaki karşılıklı yarara dayalı ilişkileri kurma ve sürdürme süreci olarak tanımlıyorsak karşılıklı ilgi alanlarının doğurduğu çeşitli konular ya da sorunlarla ilgili ortak

çerçevelerin kurulması, kurulan ilişkilerin etkili olabilmesi için zorunlu bir şarttır.» (akt. Becerikli, 2008: 121).

(13)

«Lundy (2006), örgütün içsel çevresine yönelik olarak ürettiği bir mesajın, çalışanlarının bilişsel

süreçleri üzerindeki etkisiyle ilgili olarak çalışmalarda bulunmuştur. Üzerinde araştırma yapılan deneklere kendilerine sunulan mesajları okurlarken ne

düşündükleri sorulmuştur. Yorumlar,

çerçevelemelerin çok çeşitli olabileceğini ortaya

koymuştur. Bu tür araştırmalar iletişimin var olduğu bütün ortamlara genişletilebilir, örneğin insanların yüz yüze iletişim kurduğu toplantılarda da bu tür çalışmalar yapılabilir. Çerçevelemede bağlamın çok önemli olduğu göz ardı edilmemelidir.» (Becerikli, 2008: 121).

(14)

KAYNAKÇA

Becerikli, Sema (2008). ...ve Halkla İlişkiler:

Şeytanın Avukatlığından Arabuluculuğa; Bir Disiplinin Eleştirel Analizi, Karınca Yayınları, Ankara,

Referanslar

Benzer Belgeler

• Halkla ilişkilerin tarihsel gelişim sürecine ve uygulanan iletişim tarzına göre modellere ayırmışlardır... Grunig ve Hunt’ın 4 Halkla

• 19.yy ikinci yarısından itbaren bu basın ajansı faaliyetleri ortaya çıkmıştır. • Dönemi temsil eden Barnum’a göre “kötü

• Günümüzde uygulandığı alanlar: hükümetler, belediyeler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, iş dünyası, dernekler.. Kamuyu

• Kamuyu, organizasyonun çıkış noktası ile uyumlu hale getirmeye ikna etmektir... İki Yönlü

• Araştırmanın Doğası: Kamu ile organizasyon arasında karşılıklı anlayışını değerlendirilmesi. • Tipik

• Yeni model, işletmelerde halkla ilişkiler için karma modelden. hareket edilmesi gerektiğini

konuşmadan önce, nasıl

• Bu teori, bireylerin bilgiyi nasıl işleme tabi tuttukları ve kabul ettiklerini inceler...