3__ŞUBAT 1924- 1340 TAZAR - TANİN No 472
,<” ÎSCLS#?. '
'
MU
MIRSADI İBRET:
FAİLELİ BİR YANGIN
Geçen gün bir Gazetada oku d u ® :"Türk beledî inşaat şirketi,Sarıyerin muhterik akşamıyla yanmanış ve&eskun akşamının p l a n l a r ı n ı yaparak emanete ver miş,Bu plana göre "Bariyerin dere boyu ıslah edilecek,iskeleden menba sularının bulunduğu mahalle kadar muntazam yollar açılacak,sahilde bir Park vücude getiri lecek, yanan mahallelerde zarif meskenler yapılacak.?
Bu havadisi veren Gazeta,çok geçmeden Sarıyer Boğaz içinin en dilnişi in ve dilber sayfiyesi olacakdır diyor.Filhakika başlanılan teşebbüs» kırtasiye cilik m a k i n a s m ı n çarkları arasına kendini kapdırmazsa Boğaz içinin bügün bir enkazdan ibaret olan köşesinde hem türlü türlü âfet ve felaketlere karşı kâfi derecede mücehhez,hem de medenî ve zarif bir İslam mamuresi vücuâ bulacağında şübhe yokdur.
İstanbul yangınları Müslüman mahallelerin mimarıdır* derler.Bu tevsif birparça mubalıgalıdır.İstanbul yangınlarının bir meziyeti varsa o da tanzifata* cılığı ve tesviyeciliği dir.Ekseri yangınlar birkaç saat içinde irtifaları indi rir,hâilleri siler süpürür,hududları karışdırarak müstevi bir saha açar; fakat yangının çıkdığı yere nadiren mimar girer.Bu itibar ile de bünyei iktisadiye ve* ictiaıaiyemizi senede birkaç defa sarsarak hayatı umumiye üzerinde tanribkâr te sirler bırakır.
îstanbulda her yangın yeri şuursmz bir ateşle iradesiz bir insan küme sinin mücadelesini gösterirse bir muharebe meydanıdır.Mübarezei hayat,bazen ateş- den dahayakıcı şeylerle boğuşmak demek olduğu halde İstanbul yangınları önünde bilhassa Türk ve Müslüman hey*eti ietimaiyesi hemen daima kaçmışdır.Halbu ki at- şle mücadele etmenin yolunu bilenler,altında yanar dağlar kaynayan toprakların üstünde bile ihtiyacatı medeniye ve asriyeye muvafık bir mesken hayatı tesisine muvaffak inriars olurlar.
Bu kudret ve kabiliyet belki ırkımızda henüz mevcud değildir.İnsanlarda mücadelei hayata elverişli hassalar neşvünüma bulabilmek için birçok avâmile ih
tiyar vardır ki bunlar henüz bizde luzumu kadar rağbet görmüyorlar.Ezcümle hayat h a k k m d a k i telakkilerimiz,ilmimiz,kuvvei iktisadiyemiz henüz başlı başına bir mücadele silahı teşkil edemez.Ancak kendi malı olan bir toprak üstünde insanca yaşamak kiracılık zihniyetini atarak göçebe âlemen medenıâleme geçmek isteyenler
için"üaim" denilen şeyin kiymet ve kudreti istihsaliyesi de kabili inkâr değil
dir. Ayrı ayrı kaldıkları zaman hiçbir mana ifade etmeyen ufacık kuvvetlerin mü-
tesanid bir vahdet halinde müessir bir âmil olacaklarına dair gözümüzün önünde binlerce misal vardır.
Sarıyerde olduğu ğibi bütün h a r â b a z a r l a r ı m ı z m üstüne birer mamure bina edecek şirketler bulmak,bu şirketlerin etrafında hususi menfaatleri umumî menfa atlere feda eden genişçe bir ihata ile toplanmak,ilim ve vukufun,kudret ve ser
mayenin tefevvükunu teslim ederek işi örümceklenmemiş bir dimağ ile düşünmek 0-
kadar güç birşey olmasa gerek.jjai^ iju yola sapdığı gün hükümet makinası da ken diliğinden salah bulur ve şimdi girift çarklarından şikâyet ettiğimiz bu makina ovakit yardımcı halinde işler.
bariyerdeki teşebbüs şayanı takdir ve imtisal bir numunedir.Eğer yazıldı ğı veçhile bir sene sonra Bogaziçinin bu cidden latif köşesinde zarif bir mamure yükselirse geçen sene o mahalleyi kavuran yangına müncî bir ateş deraekde tered- düd etmemeliyiz.
İSMAİL MÜŞTAK .
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi