• Sonuç bulunamadı

Afyonkarahisar arkeoloji müzesinde bulunan Türk işi ve hesap işi işlemeli ürünler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Afyonkarahisar arkeoloji müzesinde bulunan Türk işi ve hesap işi işlemeli ürünler"

Copied!
265
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK

LİSANS AFYONKARAHİSAR ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN

TEZİ TÜRK İŞİ VE HESAP İŞİ İŞLEMELİ ÜRÜNLER

ESRA ÖZSARI

NAKIŞ EĞİTİMİ BİLİM DALI

(2)
(3)

AFYONKARAHİSAR ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN TÜRK İŞİ VE HESAP İŞİ İŞLEMELİ ÜRÜNLER

ESRA ÖZSARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EL SANATLARI ANA BİLİM DALI NAKIŞ EĞİTİMİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(4)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 3 yıl ( 36 ) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Esra Soyadı : Özsarı Bölümü : Nakış Eğitimi İmza : Teslim tarihi : TEZİN

Türkçe Adı : Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi Ve Hesap İşi İşlemeli Ürünler

İngilizce Adı : The Summary The Turkish And Account Decorated Products Located İn Afyonkarahisar Archaeological Museum.

(5)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı : Esra Özsarı

(6)

iv

TEŞEKKÜR

Bu tezin planlanması ve yürütülmesinde beni destekleyen, önerileri ile beni yönlendiren saygıdeğer danışmanım Sayın Yrd. Doç.Dr. Hülya ( KÖKLÜ ) KASAPLI (Gazi Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi )’ ya, tez çalışmam süresince yardımlarını esirgemeyen Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi; müdür ve müdür yardımcıları başta olmak üzere, tüm müze görevlilerine, ayrıca tez çalışmamın her aşamasında beni destekleyen değerli aileme ve bu süreçte benimle birlikte ilerleyen sevgili eşim Uygar Yavuz’a teşekkürlerimi sunarım.

(7)

v

AFYONKARAHİSAR ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN

TÜRK İŞİ ve HESAP İŞİ İŞLEMELİ ÜRÜNLER

Yüksek Lisans

Esra ÖZSARI GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Aralık, 2014

ÖZ

El sanatları bütün halk sanatları gibi bir ulusun kültürel kişiliğinin en canlı ve en anlamlı belgeleridir.

Bu çalışmada, İç Anadolu Bölgesinde yer alan Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde teşhir edilen ya da depoda koruma altına alınan Türk işi ve Hesap işi ile işlenmiş özgün niteliklere sahip 60 adet ürün araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmada betimsel araştırma modeli kullanılmıştır.

Bu araştırma 5 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde giriş ana başlığı altında araştırmanın problemi, amacı ve önemi hakkında bilgiler sunulmuştur. İkinci bölümde yöre hakkında bilgi ve konu ile ilgili araştırmalara yer verilmiş; üçüncü bölümde yöntem; dördüncü bölümde araştırma bulguları ve yorumlar, fotoğraflar, çizimler ve de bilgi formlarından elde edilen bilgiler yer almaktadır. Beşinci bölümde ise sonuç ve öneriler yer almaktadır.

(8)

vi

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : İç Anadolu, İşleme, Müze, Nakış Sayfa Adedi : 2

(9)

vii

THE SUMMARY THE TURKİSH AND ACCOUNT DECORATED

PRODUCTS LOCATED İN AFYONKARAHİSAR

ARCHAEOLOGİCAL MUSEUM.

Master

Esra ÖZSARI GAZİ UNİVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES December, 2014

ABSTRACT

Handcrafts are the most lively and meaningful documents of a nation's cultural personality as all public art.

In this work, 60 unique products, performed in Turkish style which have been displayed or protected in the warehouse in the Archaeological Museum of Afyonkarahisar located in the Region of Central Anatolia, have been included within the research. Descriptive research style was used during the research.

This research is formed in 5 sections. In section one, information regarding the problem, aim and importance of the research has been introduced under the main introduction title. In section two, information regarding the region and investigations about the subject is put forward. In section three, method; in section four findings of the investigation, comments, photographs, drawings and information achieved from information forms take place. In section five, conclusion and suggestions take place.

(10)

viii Science Code :

Keywords : Thecentral Anatolia, Theprocess, The Museum, The Fresco Page Number : 2

(11)

ix

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU...i

ETİK VE İLKELERE UYGUNLUK BEYANI...ii

JÜRİ ONAY SAYFASI...iii TEŞEKKÜR...iv ÖZET...v ABSTRACT...vi İÇİNDEKİLER...vii BİLGİ FORMLARI LİSTESİ...xii ÇİZELGELER LİSTESİ...xv FOTOĞRAFLAR LİSTESİ...xvi ÇİZİMLER LİSTESİ...xix SİMGELER ve KISALTMALAR...xxii

BÖLÜM I

...1 GİRİŞ...1 Problem Durumu...1 Araştırmanın Amacı...3 Araştırmanın Önemi...4 Araştırmanın Sınırlılıkları...5 Varsayımlar...5

(12)

x

BÖLÜM II

...6

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR...9

Afyonkarahisar Hakkında Genel Bilgi...6

Afyonkarahisar’ın Tarihi Gelişimi...6

Afyonkarahisar’ın Coğrafi Yapısı...7

Müzecilik...8

Türkiye’de Müzeciliğin Tarihsel Gelişimi...8

Türkiye’de Müze Çeşitleri...10

Müzelerin Görevleri...11

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi...12

İşleme Sanatı...13

İşlemenin Tarihsel Gelişimi...13

Türklerde İşlemenin Tarihçesi...14

Hunlarda İşleme Sanatı...14

Göktürklerde İşleme Sanatı...15

Uygurlarda İşleme Sanatı...15

Anadolu Selçuklularında İşleme Sanatı...16

Beylikler Döneminde İşleme Sanatı...16

Osmanlılar Döneminde İşleme Sanatı...16

Cumhuriyet Döneminde İşleme Sanatı...18

Terimler ve Tanımlar...19

Türk İşi ve Hesap İşi...21

Türk İşi...21

Hesap İşi...21

Türk İşi ve Hesap İşi Tekniklerinin Ortak ve Farklı Özellikleri...24

(13)

xi

Türk İşi ve Hesap İşi Tekniklerinin Uygulama Alanları...26

Türk İşi ve Hesap İşi Tekniklerinde Kullanılan Araç ve Gereçler...27

İşleme Hazırlığında Kullanılan Araç ve Gereçler...27

İşleme Sırasında Kullanılan Araç ve Gereçler...27

Ütüleme Sırasında Kullanılan Araç ve Gereçler...28

Türk İşi ve Hesap İşi Tekniklerinde Kullanılan Desen Geçirme Teknikleri...28

Hesap İşi ve Türk İşi Tekniklerinde Kullanılan Kenar Temizleme Teknikleri...28

Hesap İşi ve Türk İşi Teknikleri Yapılırken Dikkat Edilecek Teknik Esaslar...29

Hesap İşi ve Türk İşi Tekniklerinin Meslek Analizleri...29

Hesap İşi Antikası...29

Düz Hesap İğnesi...29

Verev Hesap İğnesi...29

Ciğerdeldi...30 Sarma...30 Balıksırtı...30 Civankaşı...30 Hasır İğne...30 Susma...31 Muşabak...31 Mürver...31 Kesme Ajur...31 Gözeme...31 Düz Pesent...31

(14)

xii Verev Pesent...32 Gölgeli Pesent...32 Tahrirli Pesent...32 Dönerek Pesent...32 İlgili Araştırmalar...32

BÖLÜM III

...34 YÖNTEM...34 Araştırmanın Modeli...34 Evren ve Örneklem...34 Verilerin Toplanması...34 Verilerin Çözümlenmesi...35

BÖLÜM IV

...36

ARAŞTIRMA BULGULARI ve YORUMLAR...36

Bilgi Formları...36

Bilgi Formlarından Elde Edilen Bilgiler...217

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerin Tarihlendirilmesi...217

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerin Kullanım Türleri...217

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerin Kullanım Durumu...218

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Gereçler...219 Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap

(15)

xiii

İşi İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Renkler...221

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Teknikler...224

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Motif Özellikleri...225

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Kompozisyon Özellikleri...227

BÖLÜM V

...229

SONUÇ ve ÖNERİLER...229

Sonuç...229

Öneriler...231

(16)

xiv BİLGİ FORMLARI LİSTESİ Bilgi Formu 1...37 Bilgi Formu 2…...40 Bilgi Formu 3...43 Bilgi Formu 4...46 Bilgi Formu 5...49 Bilgi Formu 6...52 Bilgi Formu 7...55 Bilgi Formu 8...58 Bilgi Formu 9...61 Bilgi Formu 10...64 Bilgi Formu 11...67 Bilgi Formu 12...70 Bilgi Formu 13...73 Bilgi Formu 14...76 Bilgi Formu 15...79 Bilgi Formu 16...82 Bilgi Formu 17...85 Bilgi Formu 18...88

(17)

xv Bilgi Formu 19...91 Bilgi Formu 20...94 Bilgi Formu 21...97 Bilgi Formu 22...100 Bilgi Formu 23...103 Bilgi Formu 24...106 Bilgi Formu 25...109 Bilgi Formu 26...112 Bilgi Formu 27...115 Bilgi Formu 28...118 Bilgi Formu 29...121 Bilgi Formu 30...124 Bilgi Formu 31...127 Bilgi Formu 32...130 Bilgi Formu 33...133 Bilgi Formu 34...136 Bilgi Formu 35...139 Bilgi Formu 36...142 Bilgi Formu 37...145 Bilgi Formu 38...148 Bilgi Formu 39...151 Bilgi Formu 40...154 Bilgi Formu 41...157 Bilgi Formu 42...160

(18)

xvi Bilgi Formu 43...163 Bilgi Formu 44...166 Bilgi Formu 45...169 Bilgi Formu 46...172 Bilgi Formu 47...175 Bilgi Formu 48...178 Bilgi Formu 49...181 Bilgi Formu 50...184 Bilgi Formu 51...187 Bilgi Formu 52...190 Bilgi Formu 53...193 Bilgi Formu 54...196 Bilgi Formu 55...199 Bilgi Formu 56...202 Bilgi Formu 57...205 Bilgi Formu 58...208 Bilgi Formu 59...211 Bilgi Formu 60...214

(19)

xvii

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge 1. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap

İşi İşlemeli Ürünlerin Yapılış Tarihlerine Göre Dağılımları...217 Çizelge 2. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerin Kullanım Türlerine Göre Dağılımları...218 Çizelge 3. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerin Durumlarına Göre Dağılımları...219 Çizelge 4. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Gereçlerin Dağılımları...220 Çizelge 5. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Renklerin Dağılımları...221 Çizelge 6. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Tekniklerin Dağılımları...224 Çizelge 7. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Motif Özelliklerinin Dağılımları...226 Çizelge 8. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde Bulunan Türk İşi ve Hesap İşi

İşlemeli Ürünlerde Kullanılan Kompozisyon Özelliklerinin

(20)

xviii

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ

Fotoğraf 1. Afyonkarahisar Haritası...8

Fotoğraf 2. Hun Döneminden Kalan Bir Örtü…...15

Fotoğraf 3. Türk işi ile işlenmiş bir peşkirden detay...21

Fotoğraf 4. Hesap işi ile işlenmiş bir peşkirden detay...22

Fotoğraf 5. Göynek Parçası...37

Fotoğraf 6. Göynek Parçasının Detay Görünümü...38

Fotoğraf 7. Göynek Parçası...40

Fotoğraf 8. Göynek Parçasının Detay Görünümü...41

Fotoğraf 9. Göynek Parçası...43

Fotoğraf 10. Göynek Parçasının Detay Görünümü...44

Fotoğraf 11. Göynek Parçası...46

Fotoğraf 12. Göynek Parçasının Detay Görünümü...47

Fotoğraf 13. Göynek Parçası...49

Fotoğraf 14. Göynek Parçasının Detay Görünümü...50

Fotoğraf 15. Göynek Parçası...52

Fotoğraf 16. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...53

Fotoğraf 17. Göynek Parçası...55

(21)

xix

Fotoğraf 19. Uçkur...58

Fotoğraf 20. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...59

Fotoğraf 21. Uçkur...61

Fotoğraf 22. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...62

Fotoğraf 23. Uçkur...64

Fotoğraf 24. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...65

Fotoğraf 25. Uçkur...67

Fotoğraf 26. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...68

Fotoğraf 27. Uçkur...70

Fotoğraf 28. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...71

Fotoğraf 29. Uçkur...73

Fotoğraf 30. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...74

Fotoğraf 31. Uçkur...76

Fotoğraf 32. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...77

Fotoğraf 33. Uçkur...79

Fotoğraf 34. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...80

Fotoğraf 35. Uçkur...82

Fotoğraf 36. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...83

Fotoğraf 37. Uçkur...85

Fotoğraf 38. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...86

Fotoğraf 39. Peşkir...88

Fotoğraf 40. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...89

Fotoğraf 41. Peşkir...91

(22)

xx

Fotoğraf 43. Peşkir...94 Fotoğraf 44. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...95 Fotoğraf 45. Çevre...97 Fotoğraf 46. Çevre Parçasının Detay Görünümü...98 Fotoğraf 47. Uçkur...100 Fotoğraf 48. Uçkur Parçasının Detay Görünümü ...101 Fotoğraf 49. Uçkur...103 Fotoğraf 50. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...104 Fotoğraf 51. Uçkur...106 Fotoğraf 52. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...107 Fotoğraf 53. Uçkur...109 Fotoğraf 54. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...110 Fotoğraf 55. Uçkur...112 Fotoğraf 56. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...113 Fotoğraf 57. Uçkur...115 Fotoğraf 58. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...116 Fotoğraf 59. Uçkur...118 Fotoğraf 60. Uçkur Parçasının Detay Görünümü... 119 Fotoğraf 61. Uçkur...121 Fotoğraf 62. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...122 Fotoğraf 63. Uçkur...124 Fotoğraf 64. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...125 Fotoğraf 65. Uçkur...127 Fotoğraf 66. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...128

(23)

xxi

Fotoğraf 67. Uçkur...130 Fotoğraf 68. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...131 Fotoğraf 69. Uçkur ...133 Fotoğraf 70. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...134 Fotoğraf 71. Uçkur...136 Fotoğraf 72. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...137 Fotoğraf 73. Uçkur...139 Fotoğraf 74. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...140 Fotoğraf 75. Peşkir...142 Fotoğraf 76. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...143 Fotoğraf 77. Peşkir...145 Fotoğraf 78. Göynek Parçasının Detay Görünümü...146 Fotoğraf 79. Peşkir...148 Fotoğraf 80. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...149 Fotoğraf 81. Peşkir...151 Fotoğraf 82. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...152 Fotoğraf 83. Peşkir...154 Fotoğraf 84. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...155 Fotoğraf 85. Peşkir...157 Fotoğraf 86. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...158 Fotoğraf 87. Peşkir...160 Fotoğraf 88. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...161 Fotoğraf 89. Çevre...163 Fotoğraf 90. Çevre Parçasının Detay Görünümü...164

(24)

xxii

Fotoğraf 91. Çevre...166 Fotoğraf 92. Çevre Parçasının Detay Görünümü...167 Fotoğraf 93. Uçkur...169 Fotoğraf 94. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...170 Fotoğraf 95. Çevre...172 Fotoğraf 96. Çevre Parçasının Detay Görünümü...173 Fotoğraf 97. Uçkur...175 Fotoğraf 98. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...176 Fotoğraf 99. Uçkur...178 Fotoğraf 100. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...179 Fotoğraf 101. Peşkir...181 Fotoğraf 102. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...182 Fotoğraf 103. Uçkur...184 Fotoğraf 104. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...185 Fotoğraf 105. Uçkur...187 Fotoğraf 106. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...188 Fotoğraf 107. Çevre...190 Fotoğraf 108. Çevre Parçasının Detay Görünümü...191 Fotoğraf 109. Uçkur...193 Fotoğraf 110. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...194 Fotoğraf 111. Uçkur...196 Fotoğraf 112. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...197 Fotoğraf 113. Uçkur...199 Fotoğraf 114. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...200

(25)

xxiii

Fotoğraf 115. Peşkir...202 Fotoğraf 116. Peşkir Parçasının Detay Görünümü...203 Fotoğraf 117. Uçkur...205 Fotoğraf 118. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...206 Fotoğraf 119. Uçkur...208 Fotoğraf 120. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...209 Fotoğraf 121. Uçkur...211 Fotoğraf 122. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...212 Fotoğraf 123. Uçkur...214 Fotoğraf 124. Uçkur Parçasının Detay Görünümü...215

(26)

xxiv

ÇİZİMLER LİSTESİ

Çizim 1. Türk İşi Göynek Parçası...39 Çizim 2. Hesap İşi Göynek Parçası...42 Çizim 3. Hesap İşi Göynek Parçası...45 Çizim 4. Hesap İşi Göynek Parçası...48 Çizim 5. Hesap İşi Göynek Parçası...51 Çizim 6. Hesap İşi Göynek Parçası...54 Çizim 7. Hesap İşi Göynek Parçası...57 Çizim 8. Türk İşi Göynek Parçası...60 Çizim 9. Hesap İşi Göynek Parçası...63 Çizim 10. Hesap İşi Göynek Parçası...66 Çizim 11. Hesap İşi Göynek Parçası...69 Çizim 12. Hesap İşi Göynek Parçası...72 Çizim 13. Hesap İşi Göynek Parçası...75 Çizim 14. Hesap İşi Uçkur...78 Çizim 15. Türk İşi Göynek Parçası...81 Çizim 16. Türk İşi Göynek Parçası...84 Çizim 17. Türk İşi Uçkur...87 Çizim 18. Türk İşi Uçkur...90 Çizim 19. Hesap İşi Uçkur...93

(27)

xxv

Çizim 20. Hesap İşi Uçkur...96 Çizim 21. Hesap İşi Uçkur...99 Çizim 22. Hesap İşi Uçkur...102 Çizim 23. Hesap İşi Uçkur...105 Çizim 24. Türk İşi Uçkur...108 Çizim 25. Türk İşi Uçkur...111 Çizim 26. Türk İşi Uçkur...114 Çizim 27. Türk İşi Uçkur...117 Çizim 28. Hesap İşi Uçkur...120 Çizim 29. Hesap İşi Uçkur...122 Çizim 30. Hesap İşi Uçkur...125 Çizim 31. Hesap İşi Uçkur...128 Çizim 32. Hesap İşi Uçkur...131 Çizim 33. Türk İşi Uçkur...134 Çizim 34. Türk İşi Uçkur...137 Çizim 35. Hesap İşi Uçkur...140 Çizim 36. Türk İşi Peşkir...143 Çizim 37. Türk İşi Peşkir...146 Çizim 38. Türk İşi Peşkir...149 Çizim 39. Türk İşi Peşkir...152 Çizim 40. Türk İşi Peşkir...155 Çizim 41. Hesap İşi Uçkur...158 Çizim 42. Türk İşi Uçkur...161 Çizim 43. Hesap İşi Çevre...164

(28)

xxvi

Çizim 44. Hesap İşi Çevre...167 Çizim 45. Hesap İşi Uçkur...170 Çizim 46. Hesap İşi Çevre...173 Çizim 47. Hesap İşi Uçkur...176 Çizim 48. Hesap İşi Uçkur...179 Çizim 49. Hesap İşi Peşkir...182 Çizim 50. Hesap İşi Uçkur...185 Çizim 51. Hesap İşi Uçkur...188 Çizim 52. Hesap İşi Çevre...191 Çizim 53. Hesap İşi Uçkur...194 Çizim 54. Hesap İşi Uçkur...197 Çizim 55. Hesap İşi Uçkur...200 Çizim 56. Türk İşi Peşkir...203 Çizim 57. Hesap İşi Uçkur...206 Çizim 58. Türk İşi Uçkur...209 Çizim 59. Hesap İşi Uçkur...212 Çizim 60. Hesap İşi Uçkur...215

(29)

xxvii

SİMGELER VE KISALTMALAR

TDK Türk Dil Kurumu

(30)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın; problemi, amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları yer almaktadır.

Problem Durumu

Sanat; insanoğlunun güzele ve güzelliklere olan ilgisinden ortaya çıkmış ve insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. İnsanlığın bugüne kadar geçirmiş olduğu evreleri öğrenmede önemli bir yere sahip olan sanat; belirli bir çevredeki, belirli bir çağdaki, belirli bir topluluğun kendine has biçim ile kendini anlatma tarzı, o topluluğun kendini temsil etme değeri olarak tanımlanabilir (Aytaç, 1981, s.2).

‘‘El sanatları; insanların gereksinimlerini karşılayacak uğraşlar şeklinde ortaya çıkmış, yaşayış özellikleri ve iklim koşullarına uygun gelişmeler göstererek, belirli kültürlerin özelliklerini yansıtır hale gelmiştir. El sanatlarında üretim, insanın hatta toplum duygu ve düşüncelerini teknik ve madde ile beraber yoğrulmasıyla oluşmaktadır’’ (Aytaç, 1997, s.1). Bir toplumun gelenek-göreneklerini, örf ve adetlerini kısacası; yaşama biçimini yansıtan, Türk El Sanatları köklü bir geçmişe sahiptir. El sanatları yüzyıllardır Türk kültürüne tanıklık etmiş ve nesilden nesil’e bu kültürün aktarıcısı olmuştur.

Yüzyıllar boyu toplumuzun yaşam zevkini, duygularını, düşüncelerini ve buna bağlı olarak da sanat anlayışını bünyesinde toplayan, aksettiren, el sanatlarımız çok zengin ve muhteşem bir geçmişe sahiptir (Önlü, 1994, s.331).

Her toplumun kendine özgü kültür birikimi, gelenek-görenekleri, dili, karakteri, rengi olduğu gibi, halk topluluklarını içinden doğarak gelişen halk sanatları bulunmaktadır. (Alpaslan, 2003, s.11).

(31)

‘‘İşleme, pamuk ya da ipekten yapılmış, beyaz ya da renkli, kalın ve ince kumaşlar bazen de keçe ve deri üzerine; ipek, yün, keten, pamuk, metal vb gibi iplikler kullanılarak elde veya makinede iğne ya da tığ ile düz ve kabarık değişik iğne teknikleri yardımı ile yapılan süslemelere denilmektedir’’ (Köklü, 2002, s.1).

İşlemenin ilk olarak, ne zaman ve nerede ortaya çıktığını söylemek olanaksızdır. Çok zengin ürünlerden oluşan Anadolu öncesi Türk İşleme sanatının ilk örnekleri, M.Ö. 3. yüzyılda Hun devletinden günümüze ulaşan parçalardır (Barışta, 1995, s.6).

Geleneksel olarak yapılan Türk işlemelerinin içerisinde yer alan ve günümüzde de sevilerek uygulanmakta olan Hesap İşi ve Türk İşi teknikleri, Türk kadınının duygularını, zevkini ve yaratıcılığını yansıtmaları bakımından büyük önem taşımaktadır (Köklü, 2002, s.79).

‘‘Türk kelimesini resmen ilk defa, topluluk ve devlet adı olarak kullanan Göktürk devrinde de, işleme sanatının süregeldiğini yazılı kaynaklar belirtmektedir’’ (Barışta, 1995, s.8). ‘‘Müzeler el sanatlarıyla ilgili geniş konu yelpazesine, zengin desen ve motif özelliğine sahip, kullanılan malzemenin ayrıcalığı ve kullanım alanının zenginliği ile ilgili bilgiler sunması açısından göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir’’ (Akçin, 2006, s.25).

Etnografya milletin yaşama şekillerinin tasvir edilmesi ve onları tanıma ilmidir. İnsan topluluklarının meydana getirdiği maddi kültürleri tasvir eder. Giyim, süs eşyası, ev aletleri, bir yayık veya beşiğin yapılışı etnografyanın konusu içine girer.

Etnografya müzeleri bize el sanatlarının geçmişi hakkında bilgiler veren köklü kurumlardır. Bir toplumun duygu ve düşüncelerini ifade etme şeklini, zamanını değerlendirme, belki de geçimini sağlamada kullandığı el sanatları çeşitlerini kuşaktan kuşağa aktarmada yardımcı kurumlardır.

Türk halkı yaşamın her döneminde işlemeli eşyalara büyük önem vermiş, ona sosyolojik ve psikolojik bir takım anlamlar yüklemiştir. Bu nedenledir ki, günümüz müzelerinde ve özel koleksiyonlarda yer alan etnoğrafik eşyaların büyük bir bölümünü işlemeli tekstiller oluşturmaktadır (Sipahioğlu, 1997, s.2).

Araştırmalar sonucunda Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde yapılmış araştırmalar incelendiğinde Türk İşi ve Hesap İşi işlemeler ile ilgili yayınların sınırlı olduğu anlaşılmıştır.

(32)

Bu nedenle Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesindeki İşlemeler arasında bulunan Türk İşi ve Hesap İşi ürünlerin, çeşit, gereç, renk, teknik, motif, kompozisyon, özelliklerinin incelenmesi, bu eserlerin desenlerinin çizilerek belgelenmesi ve faydalanmak isteyenler için kaynak oluşturması açısından bu araştırmanın yapılması planlanmıştır.

Araştırmanın Amacı

Araştırmanın genel amacı; Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesindeki Etnoğrafik Eserler Bölümünde yer alan geleneksel işlemeli ürünlerden Türk İşi ve Hesap İşi tekniği ile işlenmiş ürünlerin tespit edilmesi, ürünlerin çeşit, gereç, renk, teknik, motif ve kompozisyon özelliklerinin incelenerek belirlenmesi ve belgelenerek gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

Bu genel amaç çerçevesinde aşağıdaki alt amaçlara cevap aranmıştır. 1- Afyonkarahisar İlinin genel özellikleri nelerdir?

2- Müzelerin özellikleri nelerdir?

3- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerin işleme dönemleri nelerdir?

4- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerin kullanım türleri nelerdir?

5- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerin durumları nelerdir?

6- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerde kullanılan gereçler nelerdir?

7- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerde kullanılan renkler nelerdir?

8- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerde kullanılan teknikler nelerdir?

9- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerde kullanılan motif özellikleri nelerdir?

10- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Türk işi ve Hesap işi ürünlerde kullanılan kompozisyon özellikleri nelerdir?

(33)

Araştırmanın Önemi

Toplumların yaşama alanı ile ilgili bilgilerde el sanatları en değerleri ve en canlı örnekleridir. El sanatlarındaki bilinçli çalışmalar gelecek kuşaklara zengin bir kaynak oluşturacak niteliktedir. Milli sanat beğenisine dayalı yeni ürünlerin yapılmasına ışık tutacak bu belgeler çağdaş sanatın kavranmasına da katkıda bulunacaktır. Türk toplumunun kendi öz değerlerini yansıtan el sanatları ürünlerinin iç ve dış pazarda yer alması yolu ile geleneksel Türk el sanatlarını yaşatmak, geliştirmek ve tanıtmak adına büyük önem taşımaktadır.

‘‘Türkler yüzyıllar boyu Anadolu’da geliştirdikleri el sanatlarını kültürel, sosyal ve ekonomik koşullarla birleştirerek; bu konuda dünyadaki eserlerin en güzellerini oluşturmuşlardır’’ (Okyay, 2008, s.3).

Müzeler, geçmiş toplumların kültürlerinin gelecek toplumlara taşınması açısından çok önemli mekânlardır. Müzeler, geçmişe tanıklık eden bir toplumun tarihini, ait olduğu zamanın tüm izlerini üzerinde barındıran nesneleri koruyup bugüne taşıyarak bize yansıtmaktadır. Müzeler, geçmiş-bugün ve gelecek arasında bağ kuran çok önemli bir programı üzerinde barındırmaktadır (Karakaşlı, 2006, s.3).

‘‘Müzeler eğitim-öğretim sürecinde etkin hale getirilmesi, öğrencilerde zaman ve tarih bilincinin oluşturulmasına yardımcı olmaktadır’’(Yavuz ve Yalçın, 2005).

Araştırma Afyonkarahisar Arkeoloji müzesinde bulunan özgün Türk İşi ve Hesap İşi ürünlerin tespit edilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, hazırlanan gözlem fişleri doğrultusunda ürünleri; çeşit, gereç, renk, teknik, motif ve kompozisyon özelliklerinin belirlenmesi böylece, el sanatlarımıza sahip çıkarak, kuşaktan kuşağa aktarılması, müzede bulunan Türk İşi ve Hesap İşi işlemeli ürünlerin tanıtılması, unutulmaya yüz tutmuş ürünlerin değerlendirilmesi, geleneksel kültür değerlerimizi tekrar hatırlatarak gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemlidir.

Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma, Afyonkarahisar ili Arkeoloji Müzesi Etnoğrafik Eserler Bölümünde bulunan özgün Türk İşi ve Hesap İşi işlemeli ürünler ile sınırlıdır.

Araştırma yazılı kaynaklarla sınırlıdır. Araştırma tez süresi ile sınırlıdır.

(34)

Veri toplama aracı olarak bilgi formu ile sınırlıdır.

Varsayımlar

Bu araştırmanın temelinde aşağıdaki varsayımlar yer almaktadır.

- Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan ve araştırma kapsamına alınan Türk İşi ve Hesap İşi işlemeli ürünler evreni temsil edecek niteliktedir. - Araştırma için hazırlanan bilgi formu yeterli ve güvenilirdir.

(35)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde araştırma yöresi ve konu ile ilgili bilgiler verilmiştir.

Afyonkarahisar Hakkında Genel Bilgi

Afyonkarahisar’ın Tarihi Gelişimi

Afyonkarahisar ilk önce Hitit İmparatorluğu'nun daha sonra Frig ve Lidyalılara daha sonra ise M.Ö. 6. y.y’da ise tüm Anadolu ile birlikte Pers egemenliğinde bulunmuştur. Bundan sonra Afyonkarahisar topraklarında Selevkos ve Bergama Krallığı hüküm sürmüş, Roma İmparatoru I.Kanstantin zamanında ise yöre Roma'ya bağlanmış ve halkı Hıristiyanlaştırılmaya çalışılmıştır. Roma'nın ikiye ayrılmasından sonraki dönemde ise bölge Bizans'ın egemenliğine geçmiştir.

1071 zaferinden sonra Anadolu Türklere açılmış, Kutalmış oğlu Süleyman Şah emrindeki Türkler, tüm Batı Anadolu'yla birlikte Afyonkarahisar yöresini de fethetmişlerdir. 13. yüzyılın sonlarına doğru Afyonkarahisar, Türk beylikleri arasında güçlü bir durumda bulunan Germiyanoğlularının buyruğuna girmiştir. Yıldırım Beyazıt'ın 1390 yılında Osmanlı topraklarına kattığı Afyonkarahisar, O'nun 1402'de Timur'a yenilmesinden sonra yeniden Germiyanoğullarına verilmiştir. Germiyanoğlu 2. Yakup'un ölümünden sonra da, bu beyliğin tüm topraklarıyla birlikte Afyonkarahisar da Osmanlılara katılmıştır.

Tanzimat’tan sonra Hüdavendigar Valiliği kurulunca beş sancakla birlikte Afyonkarahisar'da bu merkeze bağlanmıştır. Bursa'ya bağlı mutasarrıflık olan Afyonkarahisar, 1971 yılından sonra, bağımsız mutasarrıflığa dönüştürülmüştür.

(36)

XVII. yüzyılda Celali isyanları, 1833 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa istilasıyla kara günler yaşayan Afyonkarahisar, en karanlık günleri 1921'deki I. Dünya Savaşı sonuyla, Kurtuluş Savaşı sonu arasında yaşamıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında bütün Batı Anadolu kentleri gibi Afyonkarahisar da Yunanistan tarafından istila edilmiştir. 28 Mart 1921'de kente giren Yunan birlikleri bilinemeyen bir nedenle 10 gün sonra çıkıp gitmişlerdir. 13 Temmuz 1921'de yeniden girdikleri kentte 1 yıl 1 ay 25 gün kalmışlardır. Afyonkarahisar, Büyük taarruzun ikinci günü 27 Ağustos 1922'de düşman işgalinden kurtulmuştur. İşgal sırasında harabeye çevrilen kent, bozguna uğramış düşman ordular tarafından iyice yakılıp, yıkılmıştır. Büyük Taarruzun en büyük savaşları Afyonkarahisar ve Kütahya illerinin sınırlarında yapılmıştır. Mustafa Kemal'in yönettiği, Kocatepe Savaşı olarak bilinen ve Türk ordularına zaferi müjdeleyen, ünlü savaş da Afyonkarahisar ili sınırları içinde gerçekleştirilmiştir. Türklerin 1. ordusuyla 2. ordusu arasında sıkıştırılan düşman birlikleri burada yok edilmiştir. Bu nedenle Afyonkarahisar, Kurtuluş Savaşımızın simgesi olmuş kentlerimizden biridir ( Turizm Bakanlığı, 2012 ).

Afyonkarahisar’ın Coğrafi Yapısı

Yüzölçümü 14570 km² olan Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Ege Bölgesinin iç batısı olarak adlandırılan kesiminde bulunur. İlin doğusunda kalan topraklar İç Anadolu Bölgesinin özelliklerini gösterir. Güneybatıda kalan çok küçük bir parça da Akdeniz karakteristiğini görmek mümkündür. Afyonkarahisar ili, kuzeyden güneye doğru uzanarak, Batı Anadolu ile İç Anadolu Bölgelerini birleştiren yüksek alanın güney parçasını oluşturmaktadır. Bu doğal konumu ile Kuzeybatıyı Anadolu’ya bağlayan önemli bir merkezdir. Merkez ilçesi Afyonkarahisar ile birlikte, 16 ilçe, 19 Merkeze bağlı belde, 78’i ilçelere bağlı olmak üzere beldeleriyle 490 köylük bir il merkezidir. Afyonkarahisar, Çobanlar ve İscehisar bucaklarıyla 62 köyün bağlı olduğu

merkez ilçeyi oluşturur (Turizm Bakanlığı, 2012 ).

Afyonkarahisar, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri üzerinde yayılan bir ildir. Büyük kısmı Ege bölgesinin İç batı Anadolu bölümünde bulunur. Güneyde bulunan Başmakçı, Dazkırı, Dinar ve Evciler ilçelerinin bazı toprakları Akdeniz Bölgesi sınırları içine girer. İlin doğu ve kuzeydoğu kısımlarındaki bazı topraklar da İç Anadolu Bölgesine taşar. Önemli merkezleri birbirine bağlayan kara ve demiryolları Afyonkarahisar'dan geçer. Bu

(37)

özellikleri sebebiyle Afyonkarahisar, yolların kesiştiği, bölgelerin birbirine bağlandığı bir merkez konumundadır ( Afyon Belediyesi, 2011 ).

Fotoğraf 1. Afyonkarahisar Haritası ( Afyon Harita Resmi, 2011 )

Müzecilik

Türkiye’de Müzeciliğin Tarihsel Gelişimi

Türkiye’de müzecilik çalışmaları Cumhuriyet’ten sonra büyük bir gelişme göstermiştir. Bunun temelinde Atatürk'ün, kültür varlıklarının araştırılıp ortaya çıkarılmasına ve müzelerin ülke çapında yaygınlaştırılmasına verdiği önem yatmaktadır ( Türkçe Bilgiler, 2011 ).

Türk müzelerinin büyük bir kısmı, müze yapılmamış binalarda, eski camii, medrese ve imaretlerde kurulmuştur. Eski bir tarihe malik olan bu binalar, içlerinde ancak bir müzenin yerleşmesi sayesinde harap olmaktan, hatta belki de tamamen yıkılmaktan kurtulabilmişlerdir (Eyice, 1956, s.267).

Türkler ’de müze kavramının temeli olan koruma ve sergileme düşüncesini 13. y.y.’da Anadolu Selçukluları ile başladığını söylemek mümkündür. Selçuklu Saraylarında armağanların saklandığı ve bunlar için özel odalar tahsis edildiği, özel sandıklar yaptırıldığı bilinmektedir (Altun, 2003, s.6).

(38)

Anadolu toprakları daima bir medeniyet kaynağı ve kültür yatağı olmuştur. En eski zamanları yâd ile bu geçmiş zamanların şimdiki benzerliklerini göstererek insanı şaşırtan tarih, M.Ö Bergama’da Antakya’da birçok yerlerde ve sonraları da Bizans’ta müzeler mevcut olduğunu gösteriyor.

İlk özel olmayan Türk Müzesi 1846’da Fethi Ahmet Paşa tarafından eski silah vb. askeri malzeme ile geçmiş dönemlere ait işlenmiş parçaların, Topkapı Sarayı, Hagia Eirene Kilisesinde toplanmasıyla kurulmuştur. Bu müzeler Mecmua-i Esliha-i Antika (Eski Silahlar Koleksiyonu) ve Mecmua-i Asar-ı Antika (Eski Eserler Koleksiyonu) adıyla Arkeolojik Eserler Müzesinin temelleri atılmıştır (Hisar, 1956, s.261).

Burada toplanmış olan eserlerden dolayı müze adı ilk defa Ali Paşa’nın sadrazamlığı ve Saffet Paşa’nın Milli Eğitim Bakanlığı sırasında verilmiştir. Koleksiyon Müze-i Hümayun adını almış ve başına 8 Temmuz 1869’da Edward Goold atanmıştır. (Eyice, 1956, s.1598). Bu dönemde Antikçağ eserlerini kapsayan koleksiyon Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) adını almıştır. Bu dönemde pek çok eser İstanbul’a getirilmiş ve eserlerin resimli Fransızca katalogu yayınlanmıştır. Ali Paşa’nın vefatı ile Müze-i Hümayun kaldırılmıştır. 1872 yılında Ahmet Vefik Efendi Müze-i Hümayun yeniden kurmuş ve müdürlüğüne Dr. Philip Anton Dethier’i getirmiştir. Dethier zamanında 36 maddelik ilk Asar-ı Atika Nizamnamesi (Eski Eserler Tüzüğü) çıkarılmıştır. Böylece serbest bir şekilde yurt dışına çıkarılan eserlerin çıkışları önlenmiş, vilayetlere gönderilen genelgeler ile eski eserlerin toplanması ve korunması istenmiştir. Dethier’in ölümünden sonra ilk Türk müzecisi olan Osman Hamdi Bey müze müdürü olarak atanmıştır. Osman Hamdi Bey ile Türk müzeciliği yeni bir döneme girmiştir. İlk bilimsel Türk kazısını yapan ve sarayda bulduğu değerli eserlerle, diğer bölgelerde bulunan eserlerle birlikte müzeyi bir imparatorluk müzesi haline getirmiştir (Gerçek, 1999, s.197).

Osman Hamdi Bey, müze için yeni bir binanın yapımı işine başlamıştır. Bu müzenin ilk bölümü 1891’de, ikinci bölümü ise 1908’de bitirilerek şimdiki biçimini almıştır (Cezar, 1971, s.71).

Osman Hamdi Bey, aynı zamanda sanayi-i Nefise’nin de kurucusu ve müdürü olmuştur. Bu okulun binasını da kendisi yaptırmıştır (15 Mart 1883). 1910 yılında vefat eden Osman Hamdi Bey’in yerine kardeşi Halit Ethem Bey geçmiş ve 1930 yılına kadar görev yapmıştır. Ethem Bey özellikle Anadolu müzelerinin gelişmesinde önemli katkıları olmuş, anıtların, eski eserlerin korunması içinde çalışmalarda bulunmuştur (Eyice, 1956, s.1604).

(39)

1924’te Topkapı Sarayı’nın onarılarak mevcut eşyası ile birlikte ziyarete açılması kararlaştırılmıştır. Süleymaniye’deki Evkaf-ı İslamiye Müzesi, vakıflardan alınarak Müzeler Müdürlüğüne bağlanmış ve 1927 yılında Türk İslam Eserleri adıyla yeniden düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Ayasofya, 1934’te Bakanlar Kurulu kararıyla müze olmuştur. Bu arada Ankara Etnografya Müzesi binası tamamlanarak 1928’de hizmete girmiştir. Türk Tarih Kurumu ve Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin açılışı ile birlikte müzelere uzman personel yerleştirilerek Türk müzeciliğine daha bilimsel bir yön verilmiştir (Önder, 1992, s.11).

Savaşlarda elde edilen değerli ve az bulunur nesneler, hediyeler ve kutsal emanetler Osmanlı Devleti’nin başkenti; İstanbul’da, Topkapı Sarayı’nda korunmuştur. Bu değerli eşyalar devlet malı olarak sarayın demirbaşına işlenmiştir (Ergeç, 1995).

Cumhuriyet Dönemine geldiğimizde Türk müzeciliği heyecanlı ve yapıcı bir kimlik kazanmıştır. T.B.M.M.’nin eski eserler ve müzeler ile yakından ilgilenmesi ve Hars dairesine bağlı olarak Asar-ı Atika ve Müze, Güzel Sanatlar ve Kütüphaneler müdürlüklerinin kurulması büyük önem taşımaktadır (Ergeç, 1995, s.18).

Türkiye’de Müze Çeşitleri

Bütün toplumların kendine ait kültür birikimi vardır. Bu kültür birikimini gelecek nesillere ulaştırmak için müzeler ortaya çıkmıştır. Bugün, her alanın kendine ait müzelerinin olması müze fikrini daha da canlı tutmuştur.

Müzeler gruplara ayrılırken koleksiyonların içerikleri, nitelikleri veya bağlı oldukları birimler dikkate alınmıştır. Ülkemizdeki müzeler genellikle koleksiyonlara göre çeşitlilik göstermektedir. Ancak özel müzeler olarak tanımlanan müzeler uzmanlaşmış ve farklı koleksiyonları ile Türkiye’de gerçek anlamda bir çeşitlenmeye zemin hazırlamıştır (Mapran, 1994, s.15).

Arkeoloji Müzeleri: Türk arkeolojisi zenginliklerini içine alan, kazı buluntularını

değerlendiren, Anadolu'nun Prehistorik devirlerinden Bizans'ın sonlarına kadar binlerce yıllık bir tarihin maddi kültür belgelerini sergileyen müzelerdir. Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Antalya, Adana, Bursa arkeoloji müzeleri gibi, çoğu il müzeleri, arkeoloji ve etnografya bölümlerini tek müzede toplamıştır (Selek, 2008, s.17).

(40)

Tarih, Sanat Tarihi ve Etnografya Müzeleri : Daha çok, Anadolu Selçukluları, Beylikler

ve Osmanlı devri maddi kültür ve sanat eserlerini içine alan müzelerdir. İstanbul'daki Topkapı Sarayı, İstanbul Türk ve İslam Eserleri, Vakıflar, Konya Mevlana, Ankara Etnografya Müzeleri gibi (Selek, 2008, s.17).

Askeri Müzeler: Askeri müzeler daha çok devletin ordusunun giyim, kuşam, silahlar,

savaşta kullanılan araçlar vb. eserlerin gelişimini sergileyen müzelerdir (Akçin, 2006, s.40).

Açık Hava Müzeleri : Açık hava müzelerinde bir aracın geçmişten günümüze kültür

birikiminin sergilendiği müzelerdir. Bununla birlikte eski toplumlara ait yapıların kazı sonucunda elde edilen halinin sergilendiği müzelerdir (Akçin, 2006, s.40).

Tabiat, Tarih ve Jeoloji Müzeleri : Tarih içinde doğa ve fizik bilimlerinin araştırılıp

uygulandığı müzelerdir. Bu müzeler aynı zamanda jeolojik araştırmaları da kapsamaktadır. Türkiye’de maden Tetkik Arama Tabiat Tarihi Müzesi bu müzelere örnek gösterilebilir (Akçin, 2006, s.40).

Müze Anıtlar : Mimari tarihi yönünden değerli bulunan kimi anıtlar müze olarak ziyarete

açılmışlardır. İstanbul'da Ayasofya ve Kariye Cami gibi… Ankara’da Anıtkabir, Çanakkale'de Şehitler Anıtı aynı zamanda birer müze anıttır (Selek, 2008, s.17).

Atatürk ve Türk Büyükleri Müzeleri : Türk Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve İnkılaplarla

ilgili müzelerle Türk büyüklerinin anlam taşıyan müzelerdir. Atatürk müzeleri, Ankara'da Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet müzeleri, Mudanya Mütareke Müzesi, Diyarbakır’da Gökalp Müzesi, İstanbul’da Tevfik Fikret Aşiyanı gibi ( Önder, 1995).

Müzelerin Görevleri

Eskiden müzecilerin görevi yeni eserler elde etmek, koleksiyonların korunmasını sağlamak, bazı araştırmalar yapmak ve sergiler düzenlemek olduğu halde, günümüz müzecilerinin görevi artık daha da çoğalmıştır. En önemli görevi de insanoğlunun yeryüzündeki tarihini canlandırmak, devam ettirdiği yaşamın çevresini ve geçmişini, nesiller boyunca bin bir emek ve çabayla oluşturulmuş kültürünün ve uygarlığının nasıl ve ne şekilde geliştiğini bize göstermek, halka sergiledikleri eserlerin anlam ve değerlerini öğretmektir (Selek, 2008, s.18).

(41)

Kültürü gelecek kuşaklara aktarmak adına müzeler en önemli mekânlardır. Çocukların ve gençlerin tarihi anlamaları, geçmişi ile yaşadığı gün arasında sağlıklı ilişki kurabilmeleri müzelerdeki etkin eğitimle sağlanabilir.

Müzelerin topluma katkısı ise şöyle özetlenebilir; - Müzeler, geçmiş değerleri korur ve sunar.

- Müzeler, sistematik biçimde belli eserleri sunduklarından, günümüze gelmiş değerlerini gösterirler.

- Müzeler geçmişi sunar, yaratıcılığı uyarır.

- Müzeler geleceği yönlendirecek değerleri yerleştirir. - Yeni toplumsal değerler oluşturur.

- İnsancıl değerleri geliştirir. İnsanlığın yalnızlığını giderir, eğlendirir. - Toplumun bilimsel ve sanatsal gelişimine katkıda bulunur.

- İnsanın kendi toplumlarını tanımasını ve toplumların birbirlerini tanımasını sağlar.

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi

Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan tarih araştırmaları ışığında, önce Asar-ı Atika Muhipleri Cemiyeti, daha sonra Halkevi çalışmaları bünyesinde bir müze oluşturma ve il tarihi yazma girişimleri olarak 1928 yılında çalışmalar başlamıştır. Süleyman Hilmi (Gönçer) ve Oğuz (Günel) Beylerin öncülüğünde başlatılan bu çalışmalar sonucunda, boş olan Taş Medresede çeşitli yerlerden bulunan eserler, depolanmaya başlamıştır. Eserler çoğaldıkça müzeye dönüştürme düşüncesi ortaya çıkmış, bunun sonucunda 1931 yılında kurulan Müze Memurluğu, 1933 yılında Müdürlüğe dönüştürülmüştür. Süleyman Hilmi Bey’in üstlendiği bu görevler sonucu Müze, bölge müzesi konumuna yükselmiştir ( Kültür Bakanlığı, 2012 ).

Türkiye arkeolojisinin ilk kazı yerlerinden biri olan Sandıklı Kusura höyük kazısı ve buluntuları ile, 1935 yılında dünyaya adını ilk duyuran müzelerden biridir. Zaman içinde toplanan eserlerin çokluğu, büyük boyutlarda olması, tek veya grup eser bulundurması bakımından bu önemini daha da artırmıştır. 1964 yılında çağdaş ve bilimsel bir arkeoloji ve

(42)

müzeloji çalışmaları başlatılmıştır. Bunun sonucunda arkeoloji ağırlıklı yeni müzeye gerek duyulmuş ve 1971 yılında bugünkü müze, Bölge Müzesi, Frigya Müzesi konumunda açılmıştır ( Kültür Bakanlığı, 2012 ).

Daha sonraki yıllarda çevre illerde de müzeler açılmaya başlayınca bu konumu, il düzeyinde kalmıştır. Müze, il düzeyinde kalmış olmasına rağmen, Türkiye’nin büyük müzeleri arasında bilinmekte ve uluslararası ilgi görmeye devam etmektedir. Çünkü Eski Tunç çağından günümüze kadar geçen 5000 yıllık bir süre içinde kesintisiz kültür ve inanç gelişimini sunabilmektedir. Bulundurduğu kazı buluntuları, pişmiş toprak sanatının tarihi; mermer sanatının tarihi; dokuma, para, giyim, halı, kilim sanatının tarihi ile ölü gömme gelenekleri; tanrı ve tanrıça heykelcikleri; mimari parçalar; kap kacaklar; kesici ve öldürücü araçlar gibi koleksiyonlar müzenin önemini artırmaktadır.

Yeni müze binası tek katlıdır. Müzede birbirine bağlı 9 sergi salonundan ayrı, büro kesiminde 5 oda, bir kitaplık, bir konferans salonu, alt katlarda 5 depo, bir fotoğraf atölyesi ile laboratuar yer almaktadır. Müzede kapalı sergi salonlarında Afyon ve çevresinden bulunmuş olan arkeolojik eserler, kronolojik bir sıra esas alınarak sergilenmektedir. Bu salonlarda sergilenen eserlerle, Eski Tunç, Hitit, Frig, Lidya, Roma ve Bizans dönemlerine ait oldukça zengin bir koleksiyona sahip olunduğu görülmektedir. Müzenin bahçesinde açık sergilemede ise genellikle Roma ve Bizans dönemi mezar stilleri, lahitler, küpler, heykeller vb bulunmaktadır.

İşleme Sanatı

İşlemenin Tarihsel Gelişimi

Dikiş dikmek kadar eski bir iş olan işlemeciliğin ilk örneklerine Orta Asya Türklerinde rastlanır. Renkli iplik ve ipek çok eski çağlarda doğuda bulunduğundan işlemecilik de doğuda başlamış, gelişmiş ve batıya yayılmıştır (Züber, 1972, s.63).

Kurganların içine dolan kar suları hemen donarak yüzyıllar boyunca erimeden kalmış ve halıların, keçelerin, kumaşların, işlemelerin ağaç eserlerin hatta cesetlerin çürümeden ve bozulmadan muhafazaları mümkün olmuştur. Bu nedenlerden ötürü, erken dönem “Türk sanatı yapıtları” çağımıza kadar gelebilmiştir (Ünsal ve Diyarbekirli, 1969, s.143).

(43)

Önemli kurganların duvarlarında asılan ve üzerinde geometrik, bitkisel bezemelerin yanında hayvan figürleri, düş ürünü sembolik yaratıklar ve insan figürleri olan renkli kumaş ve keçe örtülere rastlanmaktadır (Köklü, 2002, s.2).

Türklerin bozkırda ata binmeye elverişli en karakteristik ayakkabı olan, uçları havaya kıvrılmış çizmeler giydikleri ve bu çizmelerin renkli ipliklerle işlendiği, son derece süslü olduğu görülmektedir. Bu çizmelerin bilhassa Hunlarda, Uygur’larda, Kırgız’larda ve bugünkü Kazak’larda kullanıldığı anlaşılmaktadır (Köklü, 2002, s.3).

Türk sanatının öz kaynağı Orta Asya’dır. Türk boylarının sanatında, göçebe hayatının özellikleri vardır. Türkler günlük yaşamlarında kullandıkları taşınabilir eşyalarını hayvan figürleri ile süslemişlerdir (Barışta, 1995, s.10)

Türklerde İşlemenin Tarihçesi

Türk sanatının esas kaynağı Orta Asya’dır. Orta Asya’dan göç eden Türk boyları beraberlerinde kültür ve sanatlarını da götürmüşler ve gittikleri yerlerin kültür ve sanatlarıyla etkileşim içine girmişlerdir. Türklerin Orta Asya’dan beri altın teller ve ibrişimlere sarılmış tellerle işlemeler yaptıkları bilinmektedir (Ögel, 1991, s.63).

Hunlarda İşleme Sanatı

Göçebe yaşam tarzı olan Türklerin kalıntılardan elde edilen buluntularında, eşyalarını hayvan motifleriyle bezemiş oldukları görülmektedir. İlk buluntular; M.Ö. 1-2. yüzyıla ait Altay dağlarında yaşayan Hun prenslerin mezarlarındadır. Altay çevresinde Katanda buluntuları arasında yer alan altın kakmalı düğmeleri ve altın süsleri bulunan elbiseler Pazırık’ta bulunan altın süslerle bezenmiş gömlek, M.Ö. 1-2 yüzyıllardaki giyim biçimi yanı sıra metal plaka aplikenin varlığını belgelemektedir (Barışta, 1995, s.6).

(44)

Fotoğraf 2. Hun Döneminden Kalan Bir Örtü ( Barışta, 1995 )

Göktürklerde İşleme Sanatı

Göktürkler devrinde de Türklerin işleme yaptıkları yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Öte yandan yapılan kazılarda Katanda kurganında bulunan ipekli ve kürklü elbiseler, elbiselerin dikiş yerlerinde kaytanlarla yapılan kabartmalar, Kültiğin’in barkı ve çevresinde bulunan süs plakaları bu dönemde kordon tutturma ve metal plaka aplikenin uygulandığını ortaya koymaktadır (Barışta, 1995, s.9).

Uygurlarda İşleme Sanatı

Uygur kültüründe yerleşik hayata geçmeye başlayan Türklerin kültür ve sanat eserlerinde büyük gelişmeleri belirgin olarak gösteren kaynak duvar resimleridir. Bu resimlerde Uygur soylularının elbiselerinde işlemelerin zenginleştiği ve çeşitlendiği görülmektedir (Sürür, 1976, s.12).

Uygurlar döneminden kalan Murtuk ve Bezeklik’teki mabet duvar resimleri arasında görülen örneklerde yer alan figürlerin giysileri hem Türklerin giyinişlerinin oldukça değiştiğini göstermekte hem de İslam dininden önceki giyim ve giyimi süsleyen örnekler hakkında bilgi vermektedir (Barışta, 1999, s.9).

(45)

Anadolu Selçuklularında İşleme Sanatı

İşleme sanatının Türk sanatında çeşitli dönem ve bölgeleri kapsayan zengin bir repertuarı vardır. Türk işlemeleri Selçuklu, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi gibi büyük dönemlere ve yüzyıllara ayrılarak incelenir.

Bu güne kadar yapılan araştırma ve incelemelerde Selçuklular döneminden işleme parçasının gün ışığına çıkmamasına rağmen 1072 yılında yayınlanan bütün Türk boylarının kullandığı kelimelerden oluşan “Divan-ı Lügat it Türk” bu konuda kapsamlı bilgiler içermektedir (Barışta, 1995, s.11 ).

Beylikler Döneminde İşleme Sanatı

Anadolu Selçukluları 1307’de Keykubat’ın ölümünden sonra eski güçlerini yitirmiş ve eyaletlere bölünmüşlerdir.1308-1453 yılları arasında Anadolu ve çevresinde yaşayan Beylikler döneminde Türklerin işleme yaptıkları bilinmektedir. İbn-i Batuta’nın anı kitabı, Aşık Paşaoğlu Tarihi gibi yazılı kaynaklarda bu bilgilere yer verilmiştir (Barışta, 1999, s.8).

Batuta günlüğünde Sultan Mehmet Özbeg Han’ın sarayındaki kadınların mücevherlerle işlenmiş elbiseler giydiklerini, uluğ ve küçük hatunların başlarına kenarları inci ve sırmalarla işlenmiş başlıklar taktıklarını, üstlerine mücevherlerle işlenmiş elbise giydiklerini, hizmetkârların da altın ve mücevher işlemeli ipek elbiseleri olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Hatun’unun huzuruna çıktığı zaman 20 kadar gergef işleyen cariye gördüğünden bahsederek bu dönemdeki işlemeler hakkında bizleri bilgilendirmektedir (Barışta, 1999, s.10).

Aşık Paşaoğlu Tarihi adlı eserde ise Sultan Alaattin’in Osman Gazi’ye hisarı aldıktan sonra sancak, çadır vb. hediyeler gönderdiğinden bahsedilmektedir (Barışta, 1999, s.11).

Osmanlılar Döneminde İşleme Sanatı

Osmanlı imparatorluğu döneminde doğum evlenme, ölüm gibi yaşamın üç ana döneminde yoğunlaşan adetler, gelenekler ve moda gibi kaynaklarla beslenen işleme sanatı önemli bir yer tutmuştur (Barışta, 1995, s.17).

(46)

İşlemeler bu dönemde saray içi ve saray dışı (ev, çarşı, ordu, tekke, okul) olmak üzere iki çevrede üretilmiştir. İşlemecilik evlerde, konaklarda, çarşılarda, sarayda ve buradan da ordu mensuplarına varıncaya kadar halkın geniş bir tabanında yapılmaktaydı. İşleme sanatı belli bir zümrenin değil herkesin yarar sağladığı, estetik haz duyduğu bir sanat dalı olarak uygulandığı incelemelerden anlaşılmaktadır (Barışta, 1999, s.18).

Saray dışındaki işlemeler ise evlerde ve çarşılarda üretilmiştir. Osmanlıda ustaya ve sanatkara geniş imkanlar verildiğinden evlerde aile bütçesine katkı olarak yapılan işlemeler yaygın eğitim biçiminde kuşaktan kuşağa aktarılarak gençlere öğretiliyordu. “Aşina kadınlar” adı verilen bu hanımlara batılılarda ilgi gösteriyordu (Barışta, 1999, s.20).

Osmanlı imparatorluğunun 16.yüzyıl döneminden kalmış, kaşbastı, mendil, uçkur, don, bohça, kavuk örtüsü, perde, yastık ve kalkanlarla bu dönemin giyim kuşamı ve ev süsleme türleri hakkında bilgiler vermektedir (Barışta, 1995, s.21).

Bu ürünlerin zemininde ince keten, ipek atlas, düz ince ipek, ipek havlı keten atkılı kadife gibi kumaşlar; işlemesinde doğal boyalı ipek iplikler, çok ince çekilmiş altın gümüş metal iplikler, metal plakalar üzerine kakılmış zümrüt ve yakut inci gibi değerli gereçler kullanılmıştır. Yüzeysel pesent, pesent, hesap iğnesi, slav iğnesi gibi iğnelerin yoğunluğu, sarma gibi yuvarlak hatlı iğnelerin azlığı dikkati çekmektedir. Renkler tek renkli yada çok renkli bir düzen içinde renklendirilmiştir. Beyaz ve sarı gümüş ve altın ipliklerle sarı ve beyaz seraser parçalarıyla yapılan aplikeler bulunmaktadır (Barışta, 1999, s.21).

17 yüzyılda diğer yüzyılda kullanılan kumaşların yanı sıra deri ile yapılan işlemelerin çeşitliliğini sürdürdüğü ve çok kaliteli keten dokumalarla birlikte ipek atlasın çoğaldığı ve metal bükümlü ipek ipliklerin giderek arttığı görülmektedir. Buhara atması, Maraş işi, balıksırtı, civankaşı iğnelerinin giderek yaygınlaştığı gözlenmektedir. Çiçekler, meyveler, rumi motiflerle karma kompozisyonlar düzenlenmiştir. Bu yüzyılda mercan rengi, domates kırmızısı, yakut rengi, pembe, açık mercan rengi, kırmızı, güvez, mavi, boncuk mavisi, yeşil, sarı, yavruağzı, altın sarısı, gümüş beyazı, krem, kahverengi, taba ve siyah renklerinin kullanıldığı gözlenmiştir (Barışta, 1995, s.43).

18. yüzyılda saray dışında da gözlenebilen işlemeli ürünler, bohça kavuk örtüsü, makrama, uçkur, kare kuşak, çocuk kaftanı, tıraş önlüğü takımları, havlu, seccade, puşi de levhası, nihale, yatak örtüsü, yastık, beşikörtüsü, ayna örtüsü, hayvan koşumları, ok yay torbaları ve çadırlar olarak görülür. Kumaşlarda yollu, dökmeli türleriyle pamuklu dokumalar, atlas ve kadife türlerinin pamuk bileşimleriyle kullanıldığı bu dönemde çuhanın kullanıldığı

(47)

görülmektedir. Diğer yüzyıllarda uygulanan iğnelerin yanı sıra kordon tutturma, çin iğnesi, gölgeli pesent, sarma çeşitlemeleri ve muşabakın beğeni kazandığı görülmektedir. Tek renkli işlemeler genellikle dival işi ve kordon tutturma ile işlenmiş ürünlerde kullanıldığı dikkati çekmektedir (Barışta, 1999, s.87).

19. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu başlayan savaşlar, ekonomik bunalımlarla gerileme devri yaşasa da işleme ve bazı süsleme sanatlarında gerileme görülmemiş ve zirveye ulaşmıştır. Hümayın, havlu ve pamuklu dokumalar ve pamukla karıştırılmış ipek keten kumaşlar dikkati çekmektedir. Yollu dokumalar, pamuklu atlas, kadife, mermerşahi gibi kumaşlar çok yaygındır. Bu yüzyılda tohum işi, anavata, ciğerdeldi, pul işi, geçme işi, goblen iğnesi, Antep ajurları görülmeye başlanmıştır. Zincir işi yapan makinenin bulunmasıyla makine işlemeciliğine geçilmiştir. Mithat Paşa’nın 1864 yılında açtığı Kız Sanat Okulları ile işlemecilik örgün eğitime girmeye başlamıştır (Barışta, 1995, s.67). Osmanlı imparatorluğunun son dönemi olan 20. yüzyılın ilk çeyreğinde makinenin de bu alana girmesi, savaşlar ve yıkım nedeniyle işleme alanında bir duraklama devri başlamıştır. İşlemeler yaygın olarak üniforma, sancak, mehter bandosu gibi alanlarda ise artmaya başlamıştır. Gereçlerde amerikan, humayın, patiska, mermerşahi, etamin, pamuklu atlas gibi pamuklu dokumaların yanısıra altın ve gümüş değeri düşürülmüş tel, metal ipliklerin arttığı gözlenmiştir. İstanbul’da açılan Kız Sanat Okuluna Fransa’dan getirtilen teknikerler aracılığıyla Fransız düğümü, rokoko, anavata gibi iğnelerin ve makineyle yapılan zincir işi ile işlenmiş parçaların arttığı dikkati çekmektedir. Bu yüzyılda canlı renklerin arttığı görülmektedir. Mor, turuncu, yaprak yeşili, çingene pembesi, kırmızı, sarı gibi renkler kullanılmıştır.

Cumhuriyet Döneminde İşleme Sanatı

20. yüzyılda iç savaşlar ve dış savaşlar nedeniyle Osmanlı imparatorluğu yıkılmış yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında 24 Ağustos 1925 Kıyafet İnkılâbından sonra değişen bir kültüre göre giysi türlerinde görülen işlemeler azalmıştır. Evlenme (kına gecesi-düğün) ve çeyiz hazırlama geleneklerinin yanı sıra işlemelerin bu alanda canlılığını korumasını sağlamıştır.

‘‘Kaşbastı, başörtüsü, yazma, uçkur, önlük, mendil, peşkir, havlu, hamam bohçası, güvey bohçası, raf örtüsü, ayna örtüsü, ocak yaşmağı, minder örtüsü, çarşaf, yorgan çarşafı gibi ürün türleri günlük yaşamda kullanılır olmuştur.

(48)

İşlemelerde kullanılan kumaş türleri; Ereğli keteni, şal kuşağı, feretiko, dirilti, çözme, tril, onbeşlik, küflü, soğukbez, fittili, hasse, çit, çevrelik, dastar gibi pamuklu dokumalar, taçlı bürük, cüz ipek, tire bezi gibi ipekli dokumalar kullanılmıştır. İplik olarak bursa ipek ipliği, pamuklu iplikler, metal tel ve metal bükümlü iplik (sim) görülmektedir. Uygulanan tekniklerde ise yaygınlaşan iğne olarak kanaviçe görülmektedir. Yanı sıra sarma, yüzeysel pesent, kum iğnesi, muşabak, mürver, kırmatel, delik işi, sıçan dişi, hristo teyeli el işlemelerinde uygulanmıştır (Barışta, 1984, s.17).

Günümüzde Türk işlemeleri, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Kız Meslek Liseleri, Olgunlaşma Enstitüleri, Pratik Kız Sanat Okulları, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı Halk Eğitim Merkezleri, Gazi Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültelerinde, El Sanatları Tasarımı ve Üretimi Programlarında yer almakta ve eğitim öğretim yapılmaktadır. Bazı özel kurum ve kuruluşlarda bu alanlarda çeşitli kurslar düzenlemektedir.

Terim Ve Tanımlar

İşleme; ipek, yün, keten, pamuk, metal, v.b. iplikler kullanılarak çeşitli iğneler ve

uygulama biçimleri aracılığıyla; keçe, deri, dokuma v.b. üzerine yapılan bezemelere denir (Barışta, 1995, s.1).

Türk işi; desen özelliğine göre sayılarak veya çizilerek yapılan bir işleme tekniğidir

(Korkusuz, 1992, s.304).

Hesap İşi; ipliği sayılabilen kumaşlar üzerine, sayılarak yapılan bir işleme tekniğidir

(Korkusuz, 1992, s.303).

Müze, kültür varlıklarını tespit eden, bilimsel metotlarla açığa çıkaran, inceleyen,

değerlendiren, koruyan, tanıtan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, halkın eğitimini ve estetik zevkini yükselten, dünya görüşünü geliştirmede daimi etkin olan kuruluşlardır (Gerçek, 1999, s.11).

Arkeoloji; insanlığa, kaynaklarından bu yana tanıklık eden ve eski uygarlıkları

kullandıkları her tür eşyaya ve bıraktıkları sanat eserlerine dayanarak inceleyen bilim dalı (Genç Larousse, 1993, s.326).

(49)

Koleksiyon; öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve

özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü (TDK Sözlük, 2005, s.1200).

Envanter; bir ticaret kuruluşunun para, mal ve diğer varlıklarıyla genel olarak borçlu ve

alacaklı durumlarını, nicelikleri ve değerleriyle ayrıntılı olarak gösterme. Bu durumu gösteren çizelge (TDK Sözlük, 2005, s.640).

Kompozisyon; parçaların amaca uygun olarak, çevresi ve kendi içinde uyumlu, dengeli,

göze hoş gelecek, estetik bir şekilde planlanması ve uygulanmasıdır (Alpaslan, 2003).

Bezeme; bir madde veya yüzeye estetik bir değer kazandırmak amacı ile oluşturulan

motifleri yerleştirme sanatıdır (Alpaslan, 2003, s.4).

Desen; işlemede desen, bir nesnenin veya bir figürün yalnızca ana hatlarının bir yüzey

üzerinde serbest elle cetvel, pergel gibi yardımcı araçlar kullanılmadan çizgilerle ifade edilmesidir (Yılmazkurt, 2002, s.33).

Göynek; belin altına kadar inen bir çeşit gömlektir.

Çevre; mermerşahi veya tire kumaşlarından yapılan bir tür başörtüsüdür (Çavuş, 2009,

s.23).

Peşkir; elleri ve yüzü yıkadıktan sonra kurulamak için hazırlanmış, iki dar ucu bordürle

bezenmiş ya keten ya da pamuklu dokumadan yapılmış dikdörtgen örtü (Barışta, 1999, s.222).

Uçkur; eskiden iç donları belde tutmak için kullanılan bağ. Lastik kullanılmadığı

zamanlarda şalvar ve iç donlar için özel olarak yapılırdı. Uç kısımları süslü ve işlemeli iki metre kadar boyunda olurdu. Görünecek uçları gergefte işlenir, uçkur bağlandıktan sonra bu kısım dışarıya sarkıtılırdı (Barışta, 1999, s.222).

Betimsel Araştırma; problemlere güvenilir çözümler aramak amacıyla planlı ve sistemli

olarak, verilerin toplanması, çözümlenmesi (analiz), yorumlanarak değerlendirilmesi ve raporlaştırılması sürecidir.

(50)

Türk İşi ve Hesap İşi Türk İşi

Türk işinin anlatıldığı kaynaklarda çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlar tekniğin yapılışı hakkında da bilgi vermektedir.

Bu tanımlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir:

Türk işi, dokumanın iplikleri sayılarak veya çizilerek yapılan işlemelerdir. Türk işi temel teknikleri, düz ve verev pesent, sarma, balıksırtı, ciğerdeldi, susma, hasır iğne, civankaşı, muşabak, mürver, gözeme, gölgeli, tahrili ve dönerek pesent iğneleridir ( Barışta, 1999, s.222).

Türk işi, pamuklu, ipekli gibi kumaşlar üzerine, yuvarlak ve kıvrımlı desenler çizilerek, renkli iplik ve sim kullanarak hesap işi teknikleri ile bezenen bir işleme çeşididir (Alan, 1999, s.29).

Türk İşi; kumaşa desen çizilerek geçirilen, mürver tekniği dışında tersi ile yüzü aynı görüntüde olan, bazı tekniklerinin sayılarak da yapılabildiği bir işleme tekniğidir (Köklü, 2002, s.79).

Fotoğraf 3. Türk işi ile işlenmiş bir göynek parçası detay ( Afyonkarahisar Müzesi )

Hesap İşi

Hesap işinin anlatıldığı kaynaklarda çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlar tekniğin yapılışı hakkında da bilgi vermektedir.

(51)

Bu tanımlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir:

İki yüzü aynı olan işlemelerin genel adı “Hesap iğneleridir. Hesap işleri kumaşın atkı ve çözgü ipliklerinin sayılması yoluyla yapıldığından işlenecek kumaşın genellikle seyrek dokunmuş olması gerekir ki bunlar “Bez ayağı” örgüsü ile yapılmış kumaşlardır (Sürür, 1976, s.36).

Hesap işi, işlem olarak çok basit görünmekte ancak bir küçük şekil oluşturmak için, iplikler defalarca sayılarak; sağa, sola, yukarıya ve aşağıya doğru işlemek oldukça uzun zaman ve dikkat gerektirmektedir (Özcan, 1994, s.87).

Hesap İğnesi; Türk işlemelerinde yalnız başına kullanıldığı gibi pesent ya da başka iğne teknikleriyle birliktede uygulanan bu iğne 17. yüzyıldan bu yana izlenmektedir. Halk arasında “sıçratma” ismiyle bazı bölgelerde yaygın kullanılan hesap iğnesinin düz ve verev iplikler üzerinde uygulanan iki türü vardır. Bu iğne teknik okullarımızda “düz hesap” ve “verev hesap” işi isimleriyle uygulanır (Barışta, 1995, s.73).

Hesap işinde desen kumaşa sayarak geçirilir. Bu nedenle en ve boy iplik kalınlıkları eşit ve iplikleri sayılabilen keten, ödemiş ipeği, yün tela, Rize keteni ve yerel dokumalar tercih edilir (Yılmazkurt, 2002, s.152).

Hesap işi; Kumaşın iplikleri sayılarak yapılan tersi ile yüzü aynı görüntüde olan bir işlemedir (Köklü, 2002, s.81).

Fotoğraf 4. Hesap işi ile işlenmiş bir peşkirden detay ( Afyonkarahisar Müzesi )

(52)

Hesap işi iğne tekniklerinin büyük bir kısmı Türk işinde de kullanılabilmektedir.

Hesap işi ve Türk işi iğne tekniklerini şu şekilde sıralamak mümkündür: 1. Hesap işi antikası

a- Düz hesap işi antikası b- Gözenmiş hesap işi antikası c- Karşılaşmış hesap işi antikası 2. Düz hesap iğnesi

a- Gözenmiş düz hesap iğnesi 3. Verev hesap iğnesi

a- Karşılaşmış verev hesap iğnesi b- Gözenmiş verev hesap iğnesi 4. Ciğerdeldi 5. Sarma 6. Balıksırtı 7. Susma a- Civan kaşı b- Hasır iğne c- Üçgen susma d- Dörtgen susma e- Şekilli susmalar 8. Muşabak (muşabak) 9. Mürver 10. Pesent a- Düz pesent b- Verev pesent

(53)

c- Tahrilli pesent d- Dönerek pesent

11. Gözeme (Köklü, 2002, s.82-83).

Hesap işi ve Türk işinde kullanılan iğne teknikleri; antika, sarma, balıksırtı, civankaşı, hasır iğne, dörtgen susma, kare susma, muşabak, mürver, düz ve verev pesenttir. Sadece Türk işinde kullanılan iğne teknikleri; şekle göre sarma, şekle göre balıksırtı, tahrilli pesent ve dönerek pesenttir.

Sadece Hesap işinde kullanılan iğne teknikleri; düz hesap iğnesi, verev hesap iğnesi, ciğerdeldi, üçgen susma, dörtgen susma ve şekilli susmalardır (Köklü, 2002, s.83).

Hesap İşi ve Türk İşinin Ortak Ve Farklı Özellikleri 1. Ortak Özellikleri:

- Geleneksel Türk İşlemeleridir. - Teknikler sayılarak yapılır. - Tersi ile yüzü aynıdır.

( Hesap antikası ve mürver dışında). - İğne teknikleri hemen hemen aynıdır.

Hesap işi ve Türk işi Geleneksel Türk işleme sanatında yer alan tekniklerdir. Geçmişten günümüze kadar uygulanarak gelmiş ve hala sevilerek uygulanan bu teknikler, milli işimiz olması ve Türk kadınının duygularını, zevkini ve yaratıcılığını yansıtması bakımından çok önemlidir (Köklü, 2002, s.84).

Her iki teknikte de sayılarak uygulanan iğne teknikleri bulunmaktadır. Hesap işinde sayılarak yapılmaya uygun desenler kullanılırken, Türk işinde sayılmaya uygun olmayan desenler kullanılmaktadır.

Türk işi ve Hesap işinde kullanılan iğne teknikleri, tahrirli pesent, dönerek pesent ve altı doldurularak yapılan sarma iğne tekniği dışında aynıdır.

Hesap antikası ve mürver dışında bütün iğne tekniklerinin tersi ile yüzü aynı görünümü vermektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

The return rate of survey was 69% (55) and only 45 of them were analyzed because of missing data. One definite limitation to this study involves the fact that only four classes, out

In this sense, this study was designed to define that to which extent weak position and low status of women created by social equalities affects utilization of health

Kızıl ve İpek (2004), bazı kişniş (Coriandrum sativum L.) hatlarında farklı sıra arası mesafelerinin verim, verim özellikleri ve uçucu yağ oranı üzerine etkileri

Son olarak raporda, Fethi Bey’in kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın sebep olduğu bazı olumsuz durumlar nedeniyle, Türk siyasi hayatında yeni bir partinin

Bioglue grubunda anastomoz patlama basıncı ve anastomoz hattı hidroksiprolin seviyelerindeki artma kontrol ve PRP grubuna oranla istatistiksel olarak anlamlı değildi.. PRP

Baz› cerrahi giriflim yanl›lar› an- tireflü cerrahisinin kanser riskini azaltt›¤›n› ileri sür- seler de genifl bir ‹sveç kohort çal›flmas›nda, Barrett durumu

We, therefore included all recorded species in our present list with which we listed 212 species belonging to 129 genera and 64 families inside the boundaries of

Kolit grubunda interlökin-1 ve interlökin-10 düzeylerinin belirgin olarak arttığı, kolit oluĢturulup sirolimus verilen grupta ise kolit grubuna göre interlökin-1 ve