• Sonuç bulunamadı

Geleneksel Türk Hoşgörüsü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geleneksel Türk Hoşgörüsü"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GELENEKSEL TÜRK HOŞGÖRÜSÜ

M EH M ET SAĞLAM *

Bu m akalenin amacı, tarihî gelişim içinde, Türk toplum unun geleneksel diyebileceğim iz hoşgörüsünü özellikle inanç sistem i açısından ortaya koym aya çalışm aktır. Bunu yaparken temel hareket noktam ız, bireysel hoşgörünün, içinde yaşanılan evrensel ve m illî kültürün etkisinde oluşup- geliştiği, evrensel ve m illî kültürün en önemli öğelerinden birisinin de değer yargıları ile inanç sistem leri olduğu varsayım larıdır.

İnsanların, hangi dine m ensup olurlarsa olsunlar farklı m illetlerden ve kültürlerden gelm eleleri, değişik düşünce ve görüşe sahip olm aları onların inançlarını da etkilem iş sonuçta din ve ibadette şekil yönünden farklılıklar ortaya çıkm ıştır. Aynı dine m ensup insanlar arasındaki farklı düşünce ve anlayış da m ezheplerin ortaya çıkm asına neden olm uştur.

H ristiyanlıkta asırlarca süren Hz. İsa'nın kişiliği ile ilgili tartışm alardan Katolik, O rtodoks, Protestan vs. gibi m ezhepler ortaya çıktığı gibi M üslü­ m anlıkta da Şiî ve Sünnî m ezhepler oluşmuştur. Çeşitli dinlerle tanışm ış olan Türkler X. yüzyılda İslâm iyeti kabul ettiler. O rta Asya'dan A vrupa orta­ larına kadar geniş bir coğrafyada hüküm süren Türkler, birçok kültür ve inançlarla karşılaşarak syncretist (bağdaştırıcı) ve hoşgörülü bir yapıya sahip oldular. A nadolu'yu fethe gelişte geleneksel Türk toplum yapısı, İran uygarlığının etkileri ve A rap-İslâm kültürü aynı potada harm anlanm ıştı. Bu potadan hoşgörülü ve farklı bir din ve devlet anlayışı çıktı.

(2)

MEHMET SAĞLAM

A nadolu’ya Türk akınları devam ederken 1055 yılında B ağdat’a giren Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey, devrin halifesinden devlet işlerine karışm am asını ve dinî lider olarak kalm asını istem iştir.1 Bu istek laiklik kavram ının dahi m evcut olm adığı bir dönem de Türk devlet anlayışını yansıtan çarpıcı bir örnektir. Tarihin her dönem inde Şiîlerle Sünnîler arasında olduğu gibi Sünnî m ezhep salikleri arasında da inanç ve ibadet açısından ayrılıklar ve ihtilaflar olm uştur. Türk devlet yönetim i ve anlayışı her zaman kavgaların üstesinden gelm eyi başarm ış ve gerekli önlem leri almıştır. XI. yüzyıl sonlarında Eş'arîler ve H am beliler arasında yaşanan gerginliğe N izam iye M edreseleri' (İslâm âlem inde ilk üniversiteler) nin kum cusu Selçuklu Veziri Nizamiil M ülk m üdahale ederek Sultan'm ve kendisinin herhangi bir m ezhebi him aye ve m ezhepler arası tefrik siyaseti gütm ediklerini, m edreselerin (üniversitelerin) sadece bilim in korunm ası ve yükselm esi am acıyla açıldığını hatırlatm ış, divandan (hüküm etten) vaazlarda ve derslerde usul ve m ezhep kavgasına girilmem esi kararını çıkartm ıştır.2

Türk devlet yönetim i inanış açısından M üslüm anlara olduğu kadar Gayri M üslim lere de hoşgörü ile yaklaşmıştır. A nadolu'nun fethinden önce Doğu A nadolu'da yaşayan ve Gregoryan m ezhebine m ensup E rm eniler ile Süryanîler, Bizanslı R um lar tarafından O rtodoks m ezhebine geçm eye zorlanm ışlar, kabul etm eyenlerin toprakları ellerinden alınarak O rta A nadolu'ya tehcir edilm işlerdi. Anadolu'yu fetheden Türkler, E rm eniler başta olm ak üzere çeşitli m illetlere ve dinlere m ensup unsurları da him ayele­ rine alarak ülkeyi şefkat ve adaletle yönettiler.3 Zaten İslâm dininin buyruk­ ları da bu yönde idi. "Senin dinin sana, benim dinim bana", "zorlaştırm ayı­ nız kolaylaştırınız", "dinde zorlam a yoktur" denm iyor mu idi?4

O rta A sya'da hakim iyetlerindeki Şam anî, Budist, M aniheist, H ristiyan, M ûsevî ve M üslüm an cem aatleri bir arada yaşatan Türkler yeni fethettikleri A nadolu'da da çeşitli din ve m ezhep m ensuplarını aynı hoşgörü ile idare

1 Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk Islâm M edeniyeti, Ankara 1965, s. 87. Osman Turan, a.g.e., s. 223-224.

Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1971, s. 18,24. 4 Abdurrahman Küçük, İslâm ve Günümüz M eseleleri, Ankara 1991, s. 98.

(3)

G ELENEKSEL TÜRK HOŞGÖRÜSÜ 361 etm işlerdir. A nadolu'nun fethini m üteakip H ristiyanlıkça kutsal sayılan İznik, A ntakya ve Kudüs gibi şehirleri M üslüm anların elinden alm ak üzere tertip edilen haçlı seferlerinin üçü Anadolu'dan geçmişti. Sefer sırasında bozguna uğrayan, esir düşen, yolunu kaybeden aç ve susuz kalan H açlılara dahi Türklerin şefkat ve m erham et elini uzattığını tarihçilerim iz bizzat Haçlı kaynaklarından naklederler.

Erm eni, Süryanî ve Rum kaynakları BizanslIların dinî ve m alî baskılardan ve Selçukluların da dinî hoşgörü ve iyi idarelerinden söz ederler. Selçuklu hüküm darının (II. Gıyasettin K eyhüsrev) evlendiği Gürcü prense­ sin K onya sarayına kendisine m ensup papaz ve m ukaddes eşya ile gelm esi, hatta M üslüm an oluncaya kadar kendisine sarayda bir ibadethane (Chapelle) ayrılm ası, Selçuklu Türkiyesi'ndeki din özgürlüğü ve hoşgörünün en güzel örneklerinden biridir.5 Tarihlerim iz o dönem de (XIII. yy) dahi Selçuklu sultanlarının huzurlarında çeşitli dinlere m ensup bilim adam ları arasında dinî ve fikrî tartışm aların yapılm adığını kaydetm ektedir. "Putperest isen de gel, kırk kere tövbeni bozsan da gel" diye çağıran M evlânâ Celâleddin Rûmî, "yaratılanı hoşgör yaratandan ötürü" diyen Yunus Em re ve nihayet "gelin canlar bir olalım, iri olalım diri olalım" diye birliğe çağıran Hacı Bektaş Veli gibi büyük m utasavvıfların geniş bir din anlayışı ve insanlık görüşü ile m eydana çıkm aları, din ve mezhep m ensuplarının onların etrafında toplanm aları ve yücelm eleri Türk hoşgörüsüne m ahsus sosyal ve kültürel çevrenin tabiî bir neticesi idi.

G ünüm üze kadar intikal eden arşiv belgelerinin zenginliği ile daha iyi aydınlanan ,Osm anlı dönem inde ise çeşitli din ve m ezheplere m ensup m illet­ leri ve etnik grupları bünyesinde yaşatan devletin, İm paratorluk halini alm asında m uhakkak ki hoşgörünün payı büyük olm uştur. Fatih'ten itibaren kökleşm eye başlayan Osm anlı kanunları şer'î hukukun örfî hukukla yum uşatılarak kaynaştırılm asından m eydana gelm iştir. Hem en bütün Osm anlı kanunnam elerinde rastlanan "elin ve başın kesm ezlerse cerim e

(4)

362

alına" hükm ü 6 yargıya takdir hakkı bırakarak şer'i hukukun katı kurallarına hoşgörüyü getirm iştir. İslâm hukukunun zim m et altına aldığı ve bundan dolayı zim m î tabir edilen Gayri M üslim ler de Osm anlı adalet ve hoşgörüsü­ nün him ayesinde idiler. İstanbul kuşatm ası sırasında Rum ların, "Katolik şapkası görm ektense Türk sarığı görmeyi" tercih etm eleri m uhakkakki O sm anlı yönetim inin hoşgörüsünden kaynaklanıyordu.7 N itekim İstanbul'u fetheden Fatih, bir taraftan Rum patrikliğini ibka ederken diğer taraftan da Erm eni patrikliğini ihdas etmişti. O ysa o dönem de devlet sınırları içinde yaşayan Erm enilerin sayısı (nüfusu) bir patriklik ihdasına m üsait değildi. Koca Fatih'e karşı evini istim lak ettirm em ek için direnen kadın da cesaretini hoşgörüden almıştır.

Osm anlı Devleti, sınırları içinde yaşayan çeşitli din ve ırktan m illetlerin ve etnik grupların hiçbir zaman dilini ve dinini değiştirm eye teşebbüs etm e­ miştir. O rta A vrupa'ya kadar Balkanlarda, O rta Doğu ve K afkaslarda Osm anlı D evletinden koparak ayrılm ış 30 kadar m illet ve bunları teşkil eden etnik gruplar Osm anlı him ayesi ve hoşgörüsü sayesinde altı asır varlıklarını devam ettirm işlerdir.

Bilindiği gibi zaman zaman A vrupa'da Y ahudilere karşı soykırım a girişildi. Fatih'ten sonra tahta geçen oğlu Bayezid dönem inde 1492 yılında İspanya ve Portekiz'deki Y ahudiler ülkelerini terkederek O sm anlı D evletinin atıfetine sığındılar. Zira devrin padişahı Bayezid "benim ülkem in sınırları dünyanın neresinde ızdırap çeken insan varsa onlara açıktır" diyordu.8 G erçekten de İspanya'dan sonra Fransa, Alm anya, Polonya ve R usya'da soykırım a uğrayan Y ahudiler de Osm anlı D evletine sığındılar. Türk adalet ve hoşgörüsüne m ünferit ve toplu halde sığınanlar m üteakip asırlarda da olm uştur. A vusturya H absburg hanedanının baskısına direnen ve m ücadeleyi kaybedince 1699'da Osm anlı D evletine sığınan M acar m illiyetçilerinin lideri

Ömer Lütfi Barkan, Kanunlar (Osınanlı İmparatorluğunda Ziraî Ekonominin H ukukî

ve M alî Esasları), İstanbul 1943.

7 İ. H. Danişmend, İzahlı Osınanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul 1971, C. I., s. 263. K H. Tanyu, Tarih Boyunca Yahudiler ve Tiirkler, İstanbul 1979.

(5)

GELENEKSEL TÜRK HOŞGÖRÜSÜ 363 Thököly İmre, yine A vusturya'ya karşı bağım sızlık m ücadelesinde başa­ rısızlığa uğrayan ve 1718'de Osmanlı D evletine iltica ederek m aiyeti ile T ekirdağ'da ikam eti sağlanan Erdel Beyi M acar asıllı R akoczi Ferenc, 1709'da 2000 kişi ile iltica eden İsveç kralı D em irbaş Şarl, 1841'de Polonya'dan kaçarak İstanbul'da Polonezköy'ü kuran prens A dan C zartorsky ve Polonyalı m aiyeti,9 uzun yıllar R uslara karşı m ücadele veren Kafkas M üslüm anlarının lideri Şeyh Şamil'in 1862'de esir düşm esinden sonra Rus zulm ünden kaçarak A nadolu'ya yerleşen Çerkeş, Çeçen ve Abazalar, nihayet sayıları yüzbinleri bulan M üslüm an B oşnaklar ve Arnavut asıllılar. M uhakkakki bunların bir kısm ı siyasî ilticalardı. A ncak m ültecilerin kabulünde de insancıl duyguların payı vardı.

M illiyetleri farklı insanların yaşadığı ülkem izde, çeşitli din ve m ezhep­ lere m ensup insanlar asırlarca huzur ve refah içinde bir arada yaşam ışlardır. G ünüm üzde sık sık konu edilen ve kasıtlı olarak A levî-Sünnî çekişm esine bağlanan Y avuz Selim ve Şah İsmail kavgası aslında b ir Sünnî-A levî çatış­ m asından ziyade Osm anlı Devleti ile Safevi D evleti arasında süren bir nüfuz ve iktidar m ücadelesinden başka bir şey değildi. Zira İran'da kurulan Safevi Devleti dayanağını Şiîlikten alıyordu. N itekim bu devleti kuranların büyük çoğunluğunu yine Anadolu'dan giden Şiî-A levî Türkler teşkil etm iştir.10

Gayri m üslim lere dahi hoşgörülü davranan bir devletin aynı dinden, fakat farklı m ezheplerden olan tebaasına karşı tepki gösterm esi beklenem ez­ di. Zira o dönem de O sm anlılar bilim de zirveye, düşüncede ise en olgun düzeye ulaşm ıştı. Kanunî Sultan Süleym an zam anında Hz. İsa'nın Hz. M uham m ed'den H ristiyanlığın M üslüm anlıktan üstün olduğunu savunacak kadar ileri giden (haddini aşan) İran asıllı M olla Kaabız cesaretini hoşgörü ortam ından alm ış olm alı.11

Hem en işaret edelim ki tarih sadece övgü değildir, yergiye de yer verir. Birçok nedenlerin yanında Osm anlı D evletinin çöküş nedenlerinden biri de

9 Refet Yinanç ve Diğerleri, Iraklı Sığınmacılar ve Türkiye, Ankara 1992, s. 12-13. 10 Faruk Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşunda Anadolu Türklerinin Rolü, Ankara. 11 İ. H. Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. II, s. 125-126.

(6)

364

hoşgörüyü kaybedip taassuba bürünm esidir. İngiliz tarihçisi B em ard Lew is'in isabetle ifade ettiği gibi "Batı dünyası XVI. yüzyıla kadar İslâm dünyasını takip etti ve ondan çok şey aldı. Türklerin başında bulunduğu İslâm dünyası, Hristiyan dünyasından alacak bir şeyim yok diye gurura kapılıp Batı'nın bilim ve teknolojisini takip etm edi. Topu B atı'dan aldı, fakat dom uz kılından yapıldığı için topun fırçasına tepki gösterdi."12

Referanslar

Benzer Belgeler

o KUYRUK SISTEMLERİNDE GEÇİŞ DEVRESİ VE KARARLI DURUM 2.Hafta o SAYMA SÜRECİ. 3.Hafta o

3. Kasabadan şehre giden bir öğrenci servisi 60 km/sa hızla giderse, verilen süreden 15 dakika geç varıyor. Bir traktör A dan B ye doğru 16 km/saat hızla yola çıkıp 1,5

Kimya Mühendisleri Odas Sürek- li Eğitim Merkezi Yönetmeliğinin hayata geçirilmesi yönünde çalş- malar hzlandrarak bütün Şube- lerimizde, Bölge

4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 1.maddesinde, bu kanunun amacının; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde

lan askerin de şehi.d olarak iTan edilmesini .istemişdi. Fakat mali sebeblerden dolayı küskün olan kilisa bu teşebbüsü reddetdi. · Bu faaliyet kabararak

I. X noktasına, odak uzaklığı f olan çukur ayna yerleştiri- lirse A noktasındaki aydınlanma 5E olur. X noktasına, odak uzaklığı 0,5f olan çukur ayna yer- leştirilirse

Akkuş Gayrimenkul , kalitesiyle adından söz ettiren Alya Residence, Alya Trio, Alya Penta ve Alya Grandis projelerini hayata geçirmiştir. 1993 yılında kurulan Lübnan’lı

Zarar görmüfl güç kablosu yang›na veya elektrik flokuna sebep olabilir.. • Güç kablosunu ›slak ellerinizle tutmay›n›z