• Sonuç bulunamadı

Meslek lisesi öğrencilerinin okulların mesleğe hazırlama ve işe yerleştirme performansı algıları: Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Meslek lisesi öğrencilerinin okulların mesleğe hazırlama ve işe yerleştirme performansı algıları: Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi"

Copied!
134
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BÜRO YÖNETİMİ EĞİTİMİ BİLİM DALI

MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN OKULLARIN MESLEĞE HAZIRLAMA VE İŞE YERLEŞTİRME PERFORMANSI ALGILARI

(ÇORLU ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ŞEYMA ARSLANOĞLU

TEZ DANIŞMANI DOÇ.DR. MEHMET ARSLAN

(2)

ii

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

Şeyma ARSLANOĞLU’nun Meslek Lisesi Öğrencilerinin Okulların Mesleğe Hazırlama ve İşe Yerleştirme Performansı Algıları (Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi) başlıklı tezi.../.../... tarihinde, jürimiz tarafından Büro Yönetimi Eğitimi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Doç. Dr. Mehmet ARSLAN ... Üye : Yrd. Doç. Dr. Banu YÜCEL TOY ... Üye : Yrd. Doç. Dr. Hakan KOÇ ...

(3)

iii ÖNSÖZ

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Büro Yönetimi Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır.

Araştırmamın her aşamasında bilgi ve tecrübeleriyle beni yönlendiren ve benden desteğini hiç esirgemeyen değerli danışmanım Doç. Dr. Mehmet ASLAN’ a ve maddi manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen sevgili aileme teşekkürlerimi sunuyorum.

(4)

iv ÖZET

MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN OKULLARIN MESLEĞE HAZIRLAMA VE İŞE YERLEŞTİRME PERFORMANSI ALGILARI

(ÇORLU ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ)

ARSLANOĞLU, Şeyma

Yüksek Lisans Tezi, Büro Yönetimi Eğitimi Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Mehmet ARSLAN

Temmuz-2012

Bu araştırmada, mesleki ortaöğretim kurumlarının mesleğe hazırlama ve işe yerleştirme performanslarının, kavramsal çerçeve ışığında hazırlanan alan araştırması yardımıyla belirlenmesi amaçlanmıştır. Anket sorularına verilen cevaplardan elde edilen veriler uygun istatistiksel yöntemlerle değerlendirilerek tablolaştırılıp yorumlanmıştır.

Araştırma evrenini, Tekirdağ il sınırlarında bulunan sağlık alanında eğitim veren orta öğretim kurumlarının 11. ve 12. sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Araştırma örneklemini, evrenden seçilmiş olan Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’nde öğrenim gören 11. ve 12. sınıf öğrencileri oluşturmuştur.

Yapılan çalışma; öğrencilerin okulda verilen eğitimi, ihtiyaç duyulan alanda ve nitelikte, mesleki özgüven oluşturan, iş alanına uygun nitelikte buldukları saptanmıştır. Mesleki uygulamanın teorik bilgileri uygulama, zayıf alanları görüp giderme, modern araç- gereçleri kullanma fırsatı sunduğu belirlenmiştir. Bu olumlu görüşlere rağmen analiz sonuçlarına göre, okulda derslerin yeteri kadar uygulamaya yönelik olmadığı, ders içeriklerinin mesleğe hazırlamada yeterli olmadığı, mesleki uygulama alanlarında stajyerlere yeterli uygulama fırsatının sunulmadığı saptanmıştır.

Sonuç olarak, sağlık meslek liselerinin işe hazırlama ve yerleştirmede daha etkin olabilmesi, öğrencilerin mesleki eğitim hakkında bilgilendirilmesi, mesleğe ilişkin

(5)

v

yeniliklerin takip edilmesi ve eğitim programının buna uygun olarak geliştirilmesi, mesleki uygulamanın öneminin öğrencilere anlatılması, işletmelerle okul arasında gerekli iletişim sağlanarak öğrencilerin mesleki uygulama alanlarında uygun yerlerde görevlendirilmesi ve uygulama fırsatı sunulması ile gerçekleştirilebilir.

(6)

vi ABSTRACT

PROFESSION PREPARATION AND EMPLOYMENT PERCEPTIONS OF THE VOCATIONAL SCHOOL STUDENTS

(CORLU ANATOLIAN MEDICAL VOCATIONAL SCHOOL)

ARSLANOĞLU, Şeyma

Master, Department of Office Management Education Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Mehmet ARSLAN

July-2012

In this survey, it’s aimed to determine the profession preparation and employment performances by the help of the field study which was prepared in the light of conceptual frame. The datas which was acquired from the answers, were commented by interpreting with appropriate statistical methods and tabulating.

The survey population is composed of 11th and 12th class students of the secondary schools which supply education in health domain within Tekirdag provincial borders. The survey sampling is composed of 11th and 12th class students selected from the survey population studying in Corlu Anatolian Medical Vocational School.

In the study carried out, it was determined that the students regard the education in the school as vocational self-confidence building in the required field and quality and appropriate for the job field. It was determined that the vocational practices present the opportunity for implementing the theorical knowledge, detecting and removing the weak aspects, and usage of modern tools. Despite these positive comments, according to the analysis results, it was determined that lessons in the school are not practice-oriented, the lesson content is not sufficient in profession preparation and the sufficient practice opportunities are not supplied for the interns in the vocational practice fields.

(7)

vii

Furthermore, it is determined that the students have such opinions that the school does not supply required sufficiency for employment and students will have difficulty in finding a job after graduating.

In conclusion, for the medical vocational schools to be more effective in profession preparation and employment, the students should be informed concerning the vocational education, following the innovations regarding the profession and developing the education programs in accordance with these, informing the students about the importance of the vocational educating, assigning the students in their vocational practice areas in appropriate places by providing the required communication between the organizations and the school and presenting practice opportunities for them.

Keywords: vocational education, medical education, profession preparation, employment

(8)

viii

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ... İİ ÖNSÖZ ... İİİ ÖZET... İV ABSTRACT ... Vİ İÇİNDEKİLER ... Vİİİ TABLOLAR LİSTESİ ... Xİ ŞEKİLLER LİSTESİ ... XİV KISALTMALAR LİSTESİ ... XV BÖLÜM I ... 1 1. GİRİŞ ... 1 1. PROBLEM DURUMU ... 1 1.1. Amaç ... 2 1.3. Sınırlılıklar ... 3 1.4. Varsayımlar ... 3 1.5. Tanımlar ... 3 BÖLÜM II ... 4

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 4

2.1. Mesleki Eğitim ... 4

2.1.1. Mesleki Eğitim Tanımları ... 4

2.1.2. Mesleki Eğitimin Amacı ... 6

2.1.3. Mesleki Eğitimin Önemi ... 9

2.1.4. Mesleki Eğitim İçinde Sağlık Eğitiminin Önemi ... 11

2.2. Mesleki Eğitimin Tarihsel Süreci ... 12

2.3. Türkiye’de Mesleki Eğitimin Gelişim Süreci ... 13

(9)

ix

2.3.2. Cumhuriyet Döneminde Mesleki Teknik Eğitim ... 16

2.4. Günümüzdeki Mesleki ve Teknik Eğitim Modelleri ... 18

2.5. Türkiye’de Mesleki Eğitim Kurumları ... 19

2.5.1. Çıraklık Eğitim ... 23

2.5.2. Örgün Eğitim ... 25

2.5.3. Yaygın Eğitim ... 31

2.6. Mesleki Ortaöğretim Kurumları ... 32

2.6.1. Erkek Teknik Öğretim Okulları ... 32

2.6.2. Kız Teknik Öğretim Okulları ... 33

2.6.3. Ticaret ve Turizm Öğretimi Okulları ... 33

2.6.4. Din Öğretimi Okulları ... 34

2.6.5. Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezleri (METEM) ... 34

2.7. Mesleki Eğitimde İşe Hazırlama ve İstihdam İlişkisi ... 35

2.7.1. Ekonomi, Sektörel Gelişmeler ve Yeni Yeterlik İhtiyaçları ... 35

2.7.2. Okul- Sanayi İşbirliğinin Amacı ... 38

2.7.3. Okul- Sanayi İşbirliği Yararları ... 41

2.7.4. Okul Sanayi İşbirliği ve İstihdam Üzerine Etkileri ... 45

2.7.5. Okul-Sanayi İşbirliği ve Müfredat Geliştirme ... 48

2.7.6. Mesleki Eğitimde Mezun İşe Yerleştirme Performansları ... 49

2.8. Mesleki ve Teknik Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları ... 51

2.8.1. 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ... 53

2.8.2. 4702 Sayılı Kanun’da Mesleki ve Teknik Eğitim ... 54

BÖLÜM III ... 57 3. YÖNTEM ... 57 3.1. Araştırmanın Modeli ... 57 3.2. Evren ve Örneklem ... 57 3.3. Verilerin Toplanması ... 58 3.4. Verilerin Analizi ... 58 BÖLÜM IV ... 59 4. BULGULAR VE YORUM ... 59

4.1. Ankete Katılan Öğrencilerin Bölüm ve Sınıf Bazında Dağılımları 59 4.2. Mesleki Eğitime İlişkin Genel Bulgular ... 59

(10)

x

4.3. Birinci Alt Amaca İlişkin Bulgular ... 65

4.4. İkinci Alt Amaca İlişkin Bulgular ... 75

4.5. Üçüncü Alt Amaca İlişkin Bulgular ... 86

BÖLÜM V ... 90 5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 90 5.1. Sonuçlar ... 90 5.2. Öneriler ... 93 KAYNAKÇA ... 96 EKLER ... 105

(11)

xi

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo1. Ankete Katılan Öğrencilerin Bölüm Dağılımları ... 59 Tablo2. Öğrencilerin Mesleki Eğitim Hakkındaki Görüşleri ... 60 Tablo3. Öğrencilerin Mesleki Uygulama Hakkındaki Görüşleri ... 61 Tablo4. Öğrencilerin Mesleki Uygulamanın Mezunları İş Hayatına Hazırlamadaki Etkisine İlişkin Görüşleri ... 62 Tablo 5. Mesleki Uygulamaları Etkin Hale Getirilmesine İlişkin Öğrenci Görüşleri .... 62 Tablo 6. Öğrencilerin Mesleki Uygulama Alanında Öğrencilere Yeterli Bilgi Verilmesi Konusundaki Görüşleri ... 63 Tablo7. Mesleki Uygulama Alanlarında Yeterli Bilgi Verilmemesinin Sebeplerine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 64 Tablo 8. Ders İçeriklerinin İş Alanına Uygun Olarak Belirlenmesine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 65 Tablo 9. Eğitimin Basitten Karmaşığa Doğru Yol İzlemesine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 66 Tablo 10. Eğitimin Ezberden Çok Uygulamaya Yönelik Olmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 67 Tablo 11. Yeterli Teorik Eğitimin Verilmesine İlişkin Öğrenci Görüşleri... 68 Tablo 12. Yeterli Uygulamalı Eğitimin Verilmesine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 69 Tablo 13. Okulda Mesleki Ve İş Disiplini Kazandırılmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri 70 Tablo 14. Atölye Eğitimlerinin Mesleki Gelişime Katkısına İlişkin Öğrenci Görüşleri 71 Tablo 15. Okulda Verilen Eğitimin İş Ortamında Uygulanabilirliğine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 72

(12)

xii

Tablo 16. Mesleğe İlişkin Yeterli Bilgi Ve Becerinin Kazandırılmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 73 Tablo 17. Öğrencilerin Mezun Olduktan Sonra Mesleğe Hazır Olmalarına İlişkin Görüşleri ... 74 Tablo 18. Mesleki Özgüven Sahibi Olmalarına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 75 Tablo 19. Staj Yaptıkları İşletmelerin Eğitim Gördükleri Alana Uygunluğu Konusundaki Öğrenci Görüşleri ... 76 Tablo 20. Okulda Kazandığım Bilgi Ve Becerileri Staj Eğitimi Sırasında Kullanabilmelerine İlişkin Görüşleri ... 77 Tablo 21. Okulun Uygulama/Staj Yapılacak İşletmelerin Seçimine Katkı Sağlaması Konusunda Öğrenci Görüşleri ... 78 Tablo 22. Okulun İşletmelerde Staja Başlamadan Önce Yeterli Bilgilendirme Ve Yönlendirmeyi Yapmalarına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 79 Tablo 23. İşletmelerde Staj Eğitiminin İş Bulmada Etkisi Olacağına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 80 Tablo 24. Öğrencilerin Mesleki Uygulama Yapılan İşletmelerde Her Birimde Görev Almalarının Sağlanmasına İlişkin Görüşleri ... 81 Tablo 25. Mesleki Uygulamanın Teorik Bilgileri Kullanma Becerisi Kazandırmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 82 Tablo 26. Mesleki Uygulamanın Mesleki Ve Etik Sorumlulukları Kavramaya Etkisine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 83 Tablo 27. Mesleki Uygulamanın Teknik Ve Modern Araçları Kullanma Becerisine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 84 Tablo 28. Mesleki Uygulamanın Zayıf Olunan Alanları Görme Ve Bu Konudaki Eksiklikleri Tamamlamaya Etkisine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 85 Tablo 29. Mesleki Uygulama Süresi Yeterliliğine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 86 Tablo 30. İş Bulma Konusunda Sorun Yaşamayacaklarına İlişkin Öğrenci Görüşleri .. 87 Tablo 31. İhtiyaç Duyulan Bir Alanda Mesleki Eğitim Alınmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 88

(13)

xiii

Tablo 32. Mezun Öğrencilerin Çalışıyor Olduğunu Bilmenin İş Kaygısının Ortadan Kalkmasına Etkisine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 89 Tablo 33. Mezun Olunca Hemen İş Bulmaya İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 90 Soru 34. Üniversite Okumanın İş Bulmayı Kolaylaştırmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 91 Tablo 35. Okuldan Mezun Olanların Nerelerde Çalıştığını Bilmenin Önemine İlişin Öğrenci Görüşleri ... 92 Tablo 36. Mezun Olduktan Sonra Özel Sektörde Çalışmaya İlişkin Öğrenci Görüşleri93 Tablo 37. Mezun Olduktan Sonra Kamu Sektöründe Çalışmaya İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 94 Tablo 38. Okulun Öğrencilere İstihdam Edilmeleri İçin Gerekli Yeterliliği Kazandırmasına İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 95 Tablo 39. İşletmelerin İş Başvurularında Okul Mezunlarını Tercih Etmelerine İlişkin Öğrenci Görüşleri ... 96

(14)

xiv

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1: Türkiye’de Mesleki Ve Teknik Eğitim Yapısı ... 20 Şekil 2. Mesleki Örgün Ve Yaygın Eğitimin İl Bazında Örgütlenmesi ... 26

(15)

xv

KISALTMALAR LİSTESİ

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı İŞKUR : Türkiye İş Kurumu

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

METEM : Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi

TESK : Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu TİSK : Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu TÜRKONFED: Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu YOTEM : Yetişkinler Otelcilik Turizm Eğitim Merkezi YÖK : Yükseköğretim Kurulu

(16)

BÖLÜM I

1. GİRİŞ

1. Problem Durumu

Mesleki eğitim, ekonominin mikro ve makro düzeyde gelişmesinde temel olan, insan gücünün yetiştirilmesini ifade etmektedir. Hızla değişen bilim ve teknoloji ile birlikte ihtiyaç duyulan insan gücünde de değişiklikler ortaya çıkmıştır.

İnsan gücünün yetiştirilmesi büyük ölçüde eğitimin görevi sayılmaktadır. Eğitim sistemi, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, doğrudan belirlenen öğrencileri hedef alır. Eğitim sistemi, istendik yönde bilgi ve beceriler kazandırıp, öğrencileri meslekler dünyasına hazırlamaktadır (Korkmaz, 2003).

Sağlık işgücü, kamu ya da özel tüm sağlık kesiminde toplumun ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini üreten personelin tamamını ifade etmektedir. Geçmişten günümüze ihtiyaç duyulan niteliklerde insan gücü yetiştirmeyi hedefleyen mesleki eğitim, değişime uyum sağlayabilecek donanıma sahip bireyler yetiştirme şeklinde değişim göstermiştir. İhtiyaç duyulan insan gücünde zamanla değişiklikler oluşması sağlık eğitiminin değişimini gerekli kılmıştır.

Sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde sunulabilmesi için bu hizmetleri yürütecek insan gücünün, çağdaş sağlık hizmeti ihtiyaçlarını karşılayabilecek bilgi, beceri ve tutumlarla donatılmış olarak sağlık sorunlarını takım anlayışı içinde çalışarak çözebilecek şekilde evrensel niteliklere göre yetiştirilmesi, üretken bir şekilde değerlendirilmesi ve ülke çapında dengeli bir şekilde planlanması ve istihdam edilmesi gerekmektedir.

(17)

Sağlıklı hayatın korunmasında, tedavi hizmetlerinin sunulmasında ve bu hizmetlerden yararlanılmasında, sağlıklı bir çevre oluşturulması için kişilere olumlu davranışlar kazandırmaya yönelik durumlarda sağlık eğitiminin büyük önemi vardır.

Bu araştırmayla ortaöğretim düzeyinde verilen sağlık eğitiminin, ihtiyaç duyulan alanlarda ihtiyaç duyulan niteliklerde bireyler yetiştirme konusundaki başarı düzeyi öğrenci gözünden belirlenmeye, bu konudaki eksik yönler tespit edilerek öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

1.1. Amaç

Bu araştırmanın amacı, sağlık meslek liselerinin öğrencileri mesleğe hazırlama ve işe yerleştirme konusunda performanslarının yeterli olup olmadığını araştırmaktır.

Alt amaçlar;

 Sağlık meslek lisesi öğrencilerine göre, okulda öğrencileri işe hazırlamada yeterli teorik bilgi verilmekte midir?

 Sağlık meslek lisesi öğrencilerine göre, okulda öğrencileri işe hazırlamada yeterli uygulamalı eğitim verilmekte midir?

 Sağlık meslek lisesi öğrencilerine göre, okulların işe yerleştirme performansını yeterli midir?

1.2. Önem

Bireysel, toplumsal, ekonomik gelişmede temel olan, insan faktörünün en iyi şekilde değerlendirilmesidir. Bu çalışma, vasıflı ara insan gücünü yetiştiren mesleki ve teknik eğitim kurumlarından olan ancak insan sağlığıyla birebir ilgilenmesi yönüyle önem arz eden sağlık meslek liselerinin, ihtiyaçlara uygun bireyler yetiştirme konusunda yeterliliğini belirlemeye çalışması bakımından önem taşımaktadır. Çalışma, sağlık meslek lisesi öğrencilerinin okullarının mesleğe hazırlanma ve işe yerleştirme performansına ilişkin görüşlerini içermektedir.

(18)

Bu çalışma, sağlık alanında ara kademe insan gücü yetiştiren mesleki orta öğretim kurumlarının iyileştirmeye açık yönlerini tespit etmeleri açısından önem taşımaktadır. Ayrıca sağlık alanında mesleki eğitimden faydalanan bireyler ve bu alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar için önemlidir.

1.3. Sınırlılıklar

 Araştırma Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 11. ve 12. sınıf öğrencileri ile sınırlıdır.

 Araştırma anket soruları ile sınırlıdır.

 Araştırma Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 11. Ve 12. sınıf öğrencilerinin verdikleri cevaplarla sınırlıdır.

1.4. Varsayımlar

 Araştırmada veri kaynağı olarak kullanılan anket formlarının örneklem olarak alınan Çorlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri tarafından doğru olarak cevaplanacağı varsayılmıştır.

 Örneklem grubun yeterli sayıda evreni temsil edecek nitelikte olduğu varsayılmıştır.

1.5. Tanımlar

İşletme: Mal ve hizmet üreten kamu ve özel kurum, kuruluş ve iş yerleridir. (4702/md.6)

İşletmelerde Meslekî Eğitim: Meslekî ve teknik eğitim okul ve kurumları öğrencilerinin beceri eğitimlerini işletmelerde, teorik eğitimlerini ise meslekî ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletme ve kurumlarca tesis edilen eğitim birimlerinde yaptıkları eğitim uygulamalarını içermektedir. (4702/md.6)

(19)

Eğitim Kurulu: İşletmenin sahibi veya üst düzey yetkililerinin katılımı ile eğitim yöneticisi ve eğitim biriminde görev yapanlardan oluşan kuruldur. (4702/md.6)

Eğitici Personel: Meslekî yeterliğe sahip öğrencilerin iş yerindeki eğitiminden sorumlu, iş pedagojisi eğitimi almış, meslekî eğitim yöntem ve tekniklerini bilen, uygulayan veya meslekî ve teknik eğitim okul ve kurumlarında atölye, lâboratuvar ve meslek dersleri öğretmenliği yapabilme yetkisine sahip kişiyi ifade eder. (4702/md.6)

Eğitim Yöneticisi: Eğitim alanında veya işletmenin faaliyet alanında yükseköğrenim görmüş, işletmenin eğitim birimini yönetmek üzere görevlendirilen kişidir. (4702/md.6)

(20)

BÖLÜM II

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Mesleki Eğitim

Mesleki eğitim; bireylere yetenek ve kabiliyetlerine en uyumlu iş becerileri ve gerekli davranış kalıpları edindirme ve uygulama becerileri kazandırma sürecidir.

Mesleki ve teknik eğitim, birey, meslek ve eğitim süreci unsurlarını içermektedir. Mesleki ve teknik eğitim, bireyin yetenek ve ilgi alanlarına uygun olan meslek dalında eğitim almasıdır. Bireyin kendisine uygun, eğitimini aldığı alanda, yetiştirildiği meslek dalında çalışması kendini iyi hissetmesini, işe alışma sürecinin kısa olmasını ve yaptığı işi tam anlamıyla yerine getirmesini sağlayacaktır.

Mesleki eğitim, bireye eğitimi sonrasında meslek hayatında ihtiyaç duyacağı yetenekleri kazandıran sistematik bir süreç olarak mikro ve makro düzeyde yapılan eğitsel faaliyetleri içermektedir.

2.1.1. Mesleki Eğitim Tanımları

Mesleki ve teknik eğitim için birçok tanım yapılmıştır.

Mesleki ve teknik eğitim insanın binlerce yıllık çalışma ve deneyimlerinin doğal sonucudur. “İş” insanın temel gereksinimlerini karşılamada araç olduğundan “çalışmayı öğrenme” onun doğuşundan beri üzerinde durduğu bir olgudur. Eğitim ve iş ilişkisi ilkel çağlardan beri süregelmekle beraber bu ilişki değişik biçimlere oluşmuş ve çeşitli aşamalardan geçerek sürekli gelişme göstermiştir. Sonuçta mesleki ve teknik eğitim, kuram ve uygulama yönünden geniş ve kapsamlı bir anlam kazanmıştır (Alkan, Sezgin, Doğan, 1998, s.3).

(21)

Mesleki eğitim, bireylere çalışma hayatında gerekli bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazandıran ve bireyin yeteneklerini çeşitli yönleri ile geliştirmeyi amaçlayan eğitim sürecidir. (Hacıoğlu, 1993: s.91)

Mesleki ve teknik eğitim, bilgi, beceri ve tutum kazandırma yoluyla bireyi, mesleğe hazırlayan eğitim türüdür. Mesleki eğitimi, bir toplumda bireyin yaşamını devam ettirmesi için zorunlu olan mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve pratik uygulama yeteneklerini kazandırmak suretiyle bireyin kabiliyetlerini fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ekonomik ve kişisel yönlerden geliştirme sürecidir (Alkan, Sezgin ve Doğan, 1998, s.3).

Bireyin iş hayatındaki bir alanda herhangi bir statü ile yer alabilmesi için gerekli asgari yeterliliğe ve meslek kültürüne sahip olmasını sağlayan eğitim mesleki eğitimdir. Teknik eğitim ise; ileri düzeyde fen ve matematik bilgisi ile uygulama kabiliyetlerini kazanmış mühendislik, ticaret, sağlık gibi alanlarda yer alabilecek birey yetiştiren eğitimdir (Ünsür, 1998: s.23).

Alkan, Doğan ve Sezgin’e göre (1996: s.3), mesleki ve teknik eğitim genel anlamda, bireysel ve toplumsal yaşam için zorunlu olan belirli bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve pratik uygulama yeteneklerini kazandırarak bireyi zihinsel, duygusal, sosyal, ekonomik ve kişisel yönleriyle dengeli biçimde geliştirme sürecidir. Mesleki ve teknik eğitim; birey, meslek ve eğitim boyutlarının dengeli bir biçimde bir araya getirilmesinden oluşmuş bir eğitim sürecidir ve bireyin tüm yönleriyle gelişimini esas almaktadır. Mesleki ve teknik eğitim, Milli Eğitim sisteminin bütünlüğü içinde endüstri, tarım ve hizmet sektörleriyle her türlü mesleki ve teknik eğitim hizmetlerinin planlanması, araştırılması, geliştirilmesi, organizasyonu ve eşgüdümü ile yönetim, denetim ve öğretim etkinliklerinin bütünüdür.

Mesleki eğitim; toplumsal hayatın her alanında ihtiyaç duyulan mesleklerde kalifiye teknik elemanlar yetiştirilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin verildiği eğitimdir (http://www.cozumerman.net/index.php).

Mesleki teknik eğitim, yönelik olduğu amaçlara ve uygulama şekillerine göre temel mesleki eğitim, teknik eğitim, çıraklık eğitim, orta mesleki teknik eğitim, vb. şekillerde kendi içinde farklılaşmaktadır (Alkan, Doğan, Sezgin, 1996: s.6).

(22)

Temel Mesleki Eğitim “bireyin iş hayatında belirli bir meslek ya da meslekler ailesinde işe giriş yapabilmesi için gerekli olan en düşük standartlar düzeyinde bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları ile genel ve mesleki kültür kazandıran eğitim” sürecidir. Teknik Eğitim “ileri düzeyde fen matematik bilgisi ile uygulamalı teknik yetenekleri gerektiren, meslek hiyerarşisinde orta ve yüksek kademeler arası düzey için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazandıran ileri düzeyde bir meslek eğitimidir.” Çıraklık Eğitimi ise “yetkili otoritelerce kabul edilmiş çıraklık standartlarına göre düzenlenmiş çırak ile işveren yetkili temsilcisi tarafından imzalanmış bir çıraklık sözleşmesi esasına göre, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını çırakta ilke olarak iş içerisinde geliştirme sürecidir” (Alkan, Doğan, Sezgin, 1996: s.6).

Mesleki ve teknik eğitimle ilgili olarak yapılan tanımların ortak vurgu noktası; bireye bir mesleğin temel bilgi ve becerilerini kazandırma, meslekle ilgili belirli teknolojilerin kullanımını öğretme, meslek kültürünü bireye kazandırma süreci olmasıdır. Mesleki eğitim ilk yıllarında, üretim yapmak, yaşamı devam ettirebilmek amacıyla gerekli işlerin yapılması için el becerilerinin kazandırılması olarak tanımlanmıştır. Ancak bu tanım zamanla, sosyal ve kültürel gelişmelere, bilim ve teknolojideki değişimlere bağlı olarak biraz daha genişletilmiş, bireyin istediği mesleği daha etkili şekilde devam ettirebilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılması şeklini almıştır. Zaman içerisinde tanımı farklılaşan mesleki ve teknik eğitim temel olarak, bireyin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda seçtiği mesleğe uygun nitelikli bireyler haline getirilmesini sağlayan eğitim olarak tanımlanabilir.

2.1.2. Mesleki Eğitimin Amacı

Mesleki eğitim, işgücünün doğru yönlendirilmesi, bireylerin yetenekleri doğrultusunda eğitim alarak ihtiyaç duyulan alanlarda istihdam edilmesini amaçlamaktadır.

Millî Eğitimin genel amacı bütün bireyleri;

1. Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve

(23)

daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır. (1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu/md.2)

Milli eğitimin genel amaçları; bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır. Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve temel ilkelere uygun olarak tespit edilir. (http://www.meb.gov.tr)

Türk eğitim sistemi, ilköğretim seviyesinde iyi insan iyi vatandaş yetiştirmeyi hedeflerken, ilköğretim üzerinde verilecek ortaöğretim ve yükseköğretimde ise iyi insan, iyi vatandaş olma vasıflarını destekleyen ve kişiyi hayata hazırlamayı, onun hayatını idame ettirmesine ve toplum içinde üretken ve saygın bir birey olarak yaşamasını sağlayacak bir meslek kazandırmayı amaçlamıştır (Devlet Planlama Teşkilatı, 2001: s.54).

Mesleki ve teknik eğitim, teknolojik gelişmelere uygun olarak bireylere iş hayatındaki belirli bir meslekle ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran ve bireylerin yeteneklerini çeşitli yönleri ile geliştiren eğitim sürecidir. Bu tanıma göre, mesleki ve teknik eğitim yoluyla kişilerin yeteneklerinin geliştirilerek belirli bir meslek edinmeleri amaçlanmaktadır (www.meb.gov.tr).

(24)

Mesleki ve teknik eğitimin başlıca amacı, ferde iş piyasasında geçerliliği olan bir işe girebilmesi ve bu işte ilerleyebilmesi için gerekli olan temel davranışları kazandırmaktır (Sezgin, 1994: s.1).

2002 tarihli Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği’ne göre mesleki ve teknik ortaöğretim programlarının amaçları:

1. Öğrencilere ortaöğretim düzeyinde ortak bir genel kültür kazandırmak.

2. Öğrencileri ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda mesleğe, yükseköğretime veya hayata ya da iş alanlarına hazırlamak.

3. Anadolu Mesleki ve Teknik Ortaöğretim programları ile öğrencilerin bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde bir yabancı dili öğrenmelerini sağlamak (3308 Mesleki Teknik Eğitim Yönetmeliği/ md.33) şeklindedir.

Türkiye’de orta öğretim düzeyindeki mesleki ve teknik okullar, ilgili sektörlerde istihdam için vasıflı insan gücünün eğitim ve öğretiminin yapılmasını, öğrencilerin sorumlu yurttaşlar haline getirilmesini amaçlamaktadır.

Mesleki eğitim genel olarak, birey-iş arasında uyum sağlama sürecidir. Mesleki ve teknik eğitimin amacı, bireye bir işe girebilmesi, bu işte başarılı olabilmesi için gerekli olan temel bilgi ve becerilerin okul ortamında öğrenciye kazandırılarak bireyi toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yetiştirmektir. Bu süreçte birey yeteneklerine uygun eğitimi alarak nitelikli iş gücü sınıfına dahil olacaktır. Bu anlamda bakıldığında bireyin işe hazırlanma süreci olan mesleki eğitim, toplumsal ve bireysel hedeflere yönelik, belirli bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve uygulama yeteneklerinin kazandırılarak, bireyi toplumun talepleri doğrultusunda yetiştirmektir (Türkiye işveren Sendikaları Konfederasyonu, 1997).

Mesleki eğitim bir yandan maddi kaynakları, diğer yandan insan kaynaklarını değerlendirme olarak iki yönlü hizmet vermektedir. İnsan gücünden en iyi şekilde yararlanmak, ihtiyaç duyulan alanda bireyin en iyi biçimde yetiştirilmesiyle mümkündür (TİSK, 1997). İnsan emeğini değerlendirmek, bilgi ve beceriyi geliştirmek, yaymak, ulaştırmak suretiyle maddi kaynakları değerlendirir. İnsan gücünü, insan emeğini, moralini ve yeteneğini geliştirmek suretiyle değerlendirir (Bölükbaşı, 2004). İş hayatının talebine uygun sayı ve yapıda bireylerin yetiştirilmesiyle bu amaç

(25)

gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Sanayinin gelişmesiyle mesleki eğitimin amacının da endüstride kullanılan insan gücünün hazırlanması olarak değiştiği görülür (TİSK, 2004).

Mesleki eğitimin amacı, ülkenin gelişebilmesi için elindeki maddi kaynakları ve insan gücünü doğru şekilde değerlendirebilmek, boşa harcanmasını engellemektir. Bireyler ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim alarak kendilerini geliştirir, bu alanda yükseköğrenimlerine devam edebilirler ya da eğitim aldıkları meslek dalında çalışmaya başlayabilirler. Mesleki eğitim ile iş gücü, talepler doğrultusunda eğitim aldığı için değerlendirilmiş boşa harcanmamış olacak böylece hem iş gücü hem de maddi kaynaklar değerlendirilecektir. Mesleki eğitim ile iş gücü talebinin doğru olarak belirlenerek iş gücünün buna uygun olarak eğitilmesi, iş ve birey uyumunun sağlanması amaçlanmaktadır.

2.1.3. Mesleki Eğitimin Önemi

Mesleki eğitim bireysel, toplumsal ve ekonomik anlamda önem taşımaktadır. Mesleki eğitimin bireysel faydası, bireye meslek kazandırmasıdır. Eğitim bireyde sorumluluk, görgü, bilgi, sosyal görüş kazandırmakta, bunu yaparken de kişiye toplum içinde kimlik kazandırmakta ve emeklerinin karşılığında kazanç yani ekonomik katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda iyi bir mesleki eğitimle birey tembellikten kurtulacak uğraşları sonucunda toplumda ilerleyecek ve kendine olan güvenini kazanacaktır (Anapa, 2008: s.5).

Mesleki eğitim, toplumsal gelişmişlik düzeyinde ülkenin kalkınması için de önemlidir. Toplumsal huzur, çalışmaya ve üretkenliğe teşvik edici kaliteli eğitimle, birikime sahip bireyleri yetiştirmeyi amaç edinmesiyle, toplumda demokratikleşme, insan hakları sosyal sorumluluk, uyum gibi değerlerin oluşumunu sağlar. Toplumda uyum içinde yaşanması için mesleki eğitimin yaygınlaştırılmasının gerekliliği mesleki eğitimin toplumsal faydasını vurgular ( Anapa, 2008: s.5).

Mesleki ve teknik eğitim, köyden kente göç edenleri gerekli bilgi ve becerilerle donatmakta, teknik insan gücü gereksinimini karşılamakta, işsizlik sorununu çözümlemeye katkı sağlamakta, doğal kaynakları daha iyi değerlendirmekte, üretimde

(26)

verim düzeyini yükseltmekte, bireylerin üretim kapasitelerini artırmakta, tarımdan sanayiye geçişi kolaylaştırmakta, öğrenimi güçleştiren ekonomik engelleri yenmekte ve eğitimde fırsat eşitliği sağlamaktadır.Bu açıdan bakıldığında mesleki ve teknik eğitimin ekonomik faydaları; işgücü piyasasının gereksinimlerinin karşılanması, üretimde verimlilik ve kalite artışının sağlanması, işsizliğin azaltılması, iç ve dış piyasalarda rekabet gücünü attırması, kaynakların etkinlik, verimlilik ve rasyonellik esasına göre kullanılması, çağdaş teknolojilerin izlenmesi, bu teknolojilerin mal ve hizmet üretimine yansıtılması, hızlı, istikrarlı ve sağlıklı bir iktisadi kalkınmanın desteklenerek gerçekleştirilmesi biçiminde sıralanabilir (Özsoy, 2007 : s.71-72).

Ülke ekonomisinin uluslararası piyasalarda ki konumunun belirlenmesi sunduğu ürün ve hizmetlerin kalitesi ile ilişkilidir. Ürün ve hizmet kalitesi ise, üretimden pazarlamaya kadar tüm süreçlerde çalışanların eğitimli olmaları ile ilgilidir. Bu durum mesleki eğitimin iş piyasası için zorunlu bir faktör haline geldiğini ve önem arz ettiğini göstermektedir. Mesleki ve teknik eğitimin önemi ekonomik gelişme ile birlikte artmaktadır. Ekonomik gelişme daha çok işletme, daha çok iş ve daha çok meslek anlamına gelmektedir. Mesleki ve teknik eğitim bir anlamda ekonomik kalkınmanın hızlandırıcısıdır (Özsoy, 2007: s.71-72).

Günümüzde bilim ve teknolojinin hızla değişmesi ve gelişmesi sonucu Türk sanayisi de çok boyutlu bir yapıya ulaşmıştır. Ülkemizin kalkınma ve rekabet hedeflerinin istenilen yönde ve hızda gelişmesi için, sanayi ve iş çevrelerince ihtiyaç duyulan sayıda ve nitelikte, ara kademede meslek elemanlarının yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan, meslek ve teknik eğitim ülkemizde büyük önem arz etmektedir (Ünlüeser, 2007: s.16).

Mesleki eğitim, bireylere yetenek ve kabiliyetleri ile en uyumlu iş becerileri ve gerekli davranış kalıpları edindirme ve uygulama becerileri kazandırma sürecidir. Bireyin eğitim aldığı alanda çalışması bireyi mutlu etmesiyle birlikte, verimliği ve etkililiği arttırır, insan gücünden maksimum düzeyde faydalanmayı sağlar. Bu açıdan mesleki eğitim bireyin, toplumun ve bir bütün olarak ülke ekonomisinin geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir.

Mesleki eğitim, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle katılımcılara belirli bir mesleğin temel bilgi ve becerilerinin kazandırılmasının yanında iş ile ilgili

(27)

teknolojilerin kullanımının da öğretilmesini kapsamaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak meslek alanlarındaki çeşitliliğin artması ve mevcut mesleklerdeki nitelik ve nicelik değişimine ayak uydurabilme çabası mesleki eğitimin önemini arttırmıştır. Teknolojiyle birlikte bilginin sürekli çoğalması, bilgi edinmek yerine, bilgi üretimini ve işlevsel bilgiyi öğrenmenin önemini arttırmıştır. Bu durumun gerçekleşmesinin mesleki eğitimle mümkün olması mesleki eğitimin önemini göstermektedir.

2.1.4. Mesleki Eğitim İçinde Sağlık Eğitiminin Önemi

Mesleki ortaöğretim, öğrencileri genel ortaöğretimin amaçları ile birlikte iş ve meslek alanlarına yetişmiş insan gücü hazırlama, işgücünün doğru yönlendirilmesi, bireylerin yetenekleri doğrultusunda eğitim alarak ihtiyaç duyulan alanlarda istihdam edilmesini amaçlamaktadır.

Sağlık meslek liseleri öğrencileri, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları, temel ilkeleri ve sağlık meslek liselerinin özel amaçları doğrultusunda sağlık mesleğine yardımcı eleman olarak yetiştirmeyi amaçlar (http://sdb.meb.gov.tr/tasra). Bu amaçlar doğrultusunda sağlık alanında eğitim veren ortaöğretim kurumlarında, radyoloji teknisyenliği, anestezi teknisyenliği, laboratuvar teknisyenliği, ortopedik cihaz ve protez teknisyenliği, diş protez teknisyenliği, ilk yardım ve acil bakım teknisyenliği, çevre sağlığı teknisyenliği, tıbbi sekreterlik ve hemşirelik alanlarında insan gücü yetiştirilmektedir. (http://okulweb.meb.gov.tr/16/09/135648/rehberlik).

Devletin en önemli görevlerinden biri toplumun sağlıklı bir ortam içinde yaşamasını sağlamak, sağlıklı yaşam düzeyini yükseltmek ve bunun için gerekli alt yapıyı oluşturmaktır. Etkili bir sağlık hizmeti sunabilmek için uygun fiziki mekanlara, yeterli araç ve gerece ihtiyaç olmakla birlikte bu hizmetlerin sunumunda temel unsur insandır. Toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi ve sağlıklı bir hayatın devam ettirilmesinde sağlık çalışanlarının büyük önemi vardır. Bu nedenle sağlık alanında çalışan personelin eğitimi önem taşır. Sağlık hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için sağlık personelinin yeterli sayıda ve çağdaş kıstaslara göre yetiştirilmesi sağlanmalıdır (DPT,2010: s,3-4).

(28)

Sağlıklı birey yaşamının korunmasında ve toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesinde sağlık çalışanlarının büyük öneminin olması, sağlık çalışanlarının niteliksel özelliklerinin önemini göstermektedir. Sağlık hizmetlerinin toplumun değişen ihtiyaçlarına göre sürdürülebilmesi için sağlık alanında insan gücünün eğitimi, iş hayatı paralelinde sürekli yenilenmeli, desteklenmeli ve devam ettirilmelidir (http://www.medimagazin.com.tr/ authors/hakki-gokbel).

Sağlık sektörü, sağlıklı bir toplum, doğru ve nitelikli tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri, toplumu sağlık alanında bilinçlendirme yönüyle tüm dünyada her zaman önemli olan ve sürekli nitelikli çalışana ihtiyaç duyan bir alandır. Bu nedenle sağlık alanında eğitim veren ortaöğretim kurumları mezunlarının ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte olması önemlidir.

2.2. Mesleki Eğitimin Tarihsel Süreci

Bu günkü mesleki ve teknik eğitim insanın binlerce yıllık çalışma ve deneyimlerinin doğal sonucudur. Bu nedenle mesleki ve teknik eğitimin tarihsel süreci içerisindeki değişimlerinin anlamlandırılması günümüzdeki uygulamayı daha anlaşılır kılacaktır.

Eğitim ve iş ilişkisi ilkel çağlardan beri süregelmekle beraber bu ilişki değişik biçimlere oluşmuş ve çeşitli aşamalardan geçerek sürekli gelişme göstermiştir. “İş” insanın temel gereksinimlerini karşılamada araç olduğundan “çalışmayı öğrenme” onun doğuşundan beri üzerinde durduğu bir olgudur. (Alkan, Sezgin ve Doğan, 1998). Mesleki eğitimin ilk aşamasının aile içi eğitim olduğunu söyleyebiliriz. Aile ihtiyaçları iş bölümü ile karşılanmış, meslekler, bilgi ve beceriler ailede bireyden bireye iletilerek mesleklerin devamı sağlanmıştır (Binbaşıoğlu, 1982: s.14).

Mesleki eğitimin zamanla daha kapsamlı bir anlam kazanması, önemini de gün geçtikçe arttırmıştır. Önceleri her bireyin bir beceriye sahip olması gerektiği ve bu becerilerin bir gün işe yarayacağı ileri sürülmüştür. Hümanizm ve Rönansla bireyin becerilerinin gelişmesini sağlayacak öğretim yöntemleri benimsenmiştir. Bilimsel buluşlar ve keşifler, eğitim alanına bilimin ve pratik sanatların girmesinde etkili olmuştur (Binbaşıoğlu, 1982: s.62).

(29)

18. yüzyılda mesleki eğitim önem kazanmaya başlamıştır. Bu dönemde meslek ve iş arasında güçlü bir etkileşim olmuş, dünyayı tanıma iş ve meslek sahibi olmaya bağlanmıştır. Okulların meslek eğitimine önem vermesi gerektiği düşüncesi hakim olmaya başlamıştır. Bu dönemde mesleki eğitim üzerinde duran Pestalozzi uygulamaya yönelik çalışmaların öncüsü olmuş, iş eğitimini bireyin bedensel ve zihinsel güçlerini harekete geçiren ve geliştiren etken olarak görmüştür. 20. yüzyılda eğitimciler mesleki eğitim üzerinde durmuş, okullarda mesleki eğitim ilk sıraya yerleştirilmiştir (Binbaşıoğlu, 1982: s. 62). 21. yüzyılda mesleki eğitimin önemi daha çok vurgulanmıştır. Aynı zamanda ekonomik ve teknolojik değişmelerin yaşanması, bilgi üretiminin ön plana çıkması mesleki eğitimin kapsamını da farklılaştırmıştır. Değişimlere ayak uydurabilecek bireyler yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Okullardaki mesleki eğitimin önemi artmıştır ve okullardaki mesleki eğitim işyerindeki mesleki eğitimle bütünleştirilmiştir. Ayrıca artan rekabet ortamı bireylerin, beklentileri karşılayabilmek için okul dışında da kendini yetiştirmesini gerekli kılmıştır (Şen, 2003). Mesleki ve teknik eğitim tarihsel ilerleyişi incelendiğinde kendi ihtiyaçlarını karşılamak için doğayla ilişki kuran yaratıcı, becerilerini kullanan bireylerin yerini sanayileşme ile makineye bağlı bir işçi sınıfı almıştır. Kişinin kendisinden bir şey katmadan verilen işi sadece verilen zamanda söylenen şekilde yapması yeterli olmuştur. Ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak bu süreci araştıran, sorgulayan, yaratıcı bireylerden oluşan iş gücü ile sorgulama ve araştırma gibi yeteneklere sahip olması gerekmeyen sadece teknolojiyi kullanarak verilen işi yapabilen işgücüne birlikte ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Mesleki ve teknik eğitim dünyada yaşanan ekonomik, teknolojik, toplumsal değişmelerden etkilenerek zamanla daha geniş ve kapsamlı bir anlam kazanmıştır.

2.3. Türkiye’de Mesleki Eğitimin Gelişim Süreci

Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin tarihi gelişimini Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet dönemi olarak iki bölümde incelemek mümkündür.

(30)

2.3.1. Cumhuriyet Öncesi Dönem

Ekonomik-toplumsal alanda yaşanan gelişmeler üretim yapısını değiştirmekte, bu durumda işgücünün niteliklerinin ihtiyaca göre farklılaşmasına yol açmaktadır. İşgücünün niteliklerin oluşmasında önemli olan mesleki eğitim de bu süreçten etkilenmekte, dönemin şartlarına göre farklılıklar göstermektedir.

Mesleki ve teknik eğitimin tarihsel süreci aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

İktisadi ve toplumsal hayatta önemli bir yeri olan Ahilik Teşkilatı Abbasi halifesi En-nasır Li Dinilllah rehberliğinde İslam toplumlarında kurulmaya başlandığı görülmektedir. Bu kuruluşun Müslüman Türklere geçişi ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar vasıtası ile olmuştur (Abak, 2009: s.49). Arapça bir terim olan “Ahi” kardeş anlamına gelmektedir (Kılıç, 2007: s.10). Ahilik, Ahi Metin tarafından 13.yy’ da Kırşehir’de kurulmuş ve kısa sürede tüm Anadolu da yaygınlaşmıştır. Ahilik, 13.yüzyıldan 20 yüzyıla kadar Anadolu’daki esnaf ve sanatkarlar birliklerine verilen isimdir.Bu yönüyle Ahiliğin bir mesleğe bağlı ve bir arada yaşayan insanlar arasında sosyal, ekonomik ve kültürel düzeni sağlamak amacıyla kurulmuş bir teşkilat olduğu söylenebilir. Ahilik, bir mesleğe ait küçük esnaf, usta ve çırakları içine alan mesleklerini doğru olarak yapmaları ve eğitilmelerini amaçlayan bir teşkilattır (Abak, 2009: s.50).

Günümüz Mesleki eğitimi ile Ahilik eğitimi arasında temel eğitimin verilmesi, iş ve iş dışı eğitimin yapılması, mesleki eğitimin verilmesi gibi konularda benzerlik vardır (Taşpınar, 1992: s.35).

Ahi’lik, faydalı sosyal ve ekonomik görevler yapmış ve etkinliğini 17.yüzyıla kadar sürdürmüştür. Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde Müslüman olmayan halkın da bulunması sebebiyle çeşitli dinler arasında ortak çalışma zorunluluğu belirmiştir. Bu nedenle eski niteliğinden fazla bir şey kaybetmeden yeniden bir teşkilat oluşturulmuştur. Bu teşkilat GEDİK adını almıştır (Yörük, Dikici ve Uysal, 2002: s.300). “Gedik”, tekel, imtiyaz anlamına gelmektedir. Süreç içinde ise ustalık hakkıyla birlikte alınıp, satılan veya devir edilebilen sanat aletlerine gedik adı verilmiştir. Bu durum kalfaların ustalık dönemleri geldiği halde gediklere sahip olmamasından dolayı kalfalık süresinin uzamasına yol açmış ve bu nedenle usta-kalfa çatışmasına yol açmıştır (Taşpınar, 1992: s.35). Gedik teşkilatının bulunduğu dönemde bir kimse, çıraklık ve

(31)

kalfalıktan yetişip ustalığa geçmeden, başka bir deyimle gedik sahibi (Gedikli) olmadan dükkan açmak suretiyle sanat ve ticaret yapamamaktaydı. 1860 yılına kadar süren bu sistem, Tanzimatın ilanı ve yabancı devletlerle yapılan ticaret anlaşmaları sonunda sanat ve ticaretin gelişmesine engel olabileceği düşüncesiyle kaldırılmıştır. Buna rağmen Ahi’likten gelen; yönetim anlayışı, kurullar ve toplantılar mesleğe başlama, mesleki eğitim, meslekte yükselme ve işyeri açma törenleri uzun yıllar uygulanmış ve sonradan hazırlanan hukuk kurallarına da ışık tutmuştur (Yörük ve diğerleri, 2002: s.301).

Ahilikten loncaya geçilmesindeki sebep Ahiliğin merasimlerinin zor ve çok geniş bir gelenek silsilesine sahip olmasıydı (Abak, 2009: s.50). Mesleki eğitimin gelişiminde en önemli evrelerden biri olan loncalar tüccar ve sanatkâr mensuplarını karşılıklı korumak amacıyla geliştirilen bir organizasyondur. Lonca’ nın iki amacı vardır. Biri ustalar arasında eşitlik sağlamak, diğeri ise toplumda ekonomik bir güç meydana getirmektir. Bu kuruluşların bazıları bu günkü sendikalar durumunda, bazıları ise işveren kuruluşları durumundadır. Ortaçağda çalışanlara tek eğitim olanağı sağlayan bu kuruluşlar üretim yanında dini, ahlaki ve sosyal yardım alanlarında da aktif rol oynamışlardır (Taşpınar, 1992: s.37-38).

İş ahlakının değişmez bir kural olduğu Loncalarda, kanaatkârlık, el isçiliğine değer verme, başarıyı önemseme, geleneklere ve disipline bağlı kalma, meslek sırrını saklama gibi temel kurallar vardı.Lonca teşkilatına 1912 yılında çıkarılan kanunla son verildi (Turan, 1992: s.31-32). Loncaların çökmesi ile mesleki eğitim alanında boşluk oluşmuştur. Bu boşluğun doldurulması için mesleki okullar açılmıştır (Abak, 2009: s.50).

Esnaf zanaatkârlar, sanat öğreniminin esaslarını belirlenmesi ve üyeler arasında disiplinin, karşılıklı dayanışmanın sağlanması amacıyla 18. Yüzyılda Ahi teşkilatları etrafında toplantılar, daha sonrasında loncalık teşkilatına dönen Ahilik meslek ve sanat dalları kurulana kadar sanat öğreten kurumlar olarak varlıklarını göstermişlerdir. Türk toplumunda 19. Yüzyıla kadar mesleki ve teknik eğitim çıraklık sistemiyle loncaların sorumluluğunda gedik usulü ile yürütülmüştür. Osmanlı döneminde ilk sanat okulları ordu bünyesinde açılmıştır. Tanzimat’tan sonra genel eğitimle mesleki eğitim bir arada düşünülmeye başlanmış ve bu konuda okullar açılması önerilmiştir (Yörük ve diğerleri, 2002: s.301).

(32)

1883 Yılında İstanbul’da “Hamidiye Ticaret Mektebi Alisi” adıyla ilk ticaret okulu açılmıştır. Yönetmeliğe göre okul teşkilatı idadi ve fenni adıyla iki kısma ayrılmıştır. İdadi kısmında genel bilgiler verilirken, fenni kısmında meslek dersleri ve yabancı il öğretilmiştir. II. Meşrutiyet döneminde 1908 yılında adı “Ticaret Mektebi Alisi” olarak değişen okullarda öğretim programındaki değişiklikten dolayı İngilizce ve Almanca mecburi ders olmuş ve 3 yıllık orta dereceli kısım, 3 yıllık yüksek dereceli kısım ayrımı yapılmıştır. Orta kısımda genel ticaret bilgileri uygulamalı olarak, yüksek kısımda da teorik dersler verilmiştir (Turan, 1992: s.33).

Belirtilen çerçeve içerisinde Cumhuriyet Öncesi Mesleki-Teknik Eğitim 18. yüzyıla kadar geleneksel usullerle oluşturulan esnaf ve sanatkar teşkilatları tarafından yürütülmüştür. Bu teşkilatlar, Selçuklu da Ahilik, Osmanlı da Lonca ve Gedik adını almıştır. Esnaf ve sanatkarları disipline etmek, iş ve ticaret ahlakını korumak ve yetiştirilenlerin istihdamını sağlamak bu teşkilatlar tarafından sağlanmıştır. Bu teşkilatların çökmesinden sonra mesleki eğitim veren okullar açılmıştır.

2.3.2. Cumhuriyet Döneminde Mesleki Teknik Eğitim

Nitelikli iş gücü ihtiyacı, uluslararası piyasada etkili olabilmek için oldukça önemli bir konudur. İş gücünün nitelik kazanması verimliliğin artmasını sağlamaktadır. Bu durum uluslararası piyasada Türkiye’nin yerinin belirlenmesinde oldukça önemlidir.

İmparatorluk dönemindeki mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesine yönelik çalışmalar Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Yenileştirme çalışmalarıyla bizzat Atatürk kendisi ilgilenmiştir. Cumhuriyetin ilanının hemen ardından bir yıl içinde dünyanın en yetkili mesleki ve teknik eğitim uzmanlarını yurda getirtmiştir. Yurtdışından getirilen uzmanlar yaptıkları incelemeler sonucunda hazırladıkları raporlarla bütçe, örgüt, eğitim programları gibi alanlarda uygulanacak Türk eğitim politikalarının belirlenmesinde etkili olmuşlardır (TİSK, 1997).

J. Dewey, ilkokuldan sonra iş hayatına girecekler için orta dereceli meslek okullarının açılmasını; M.E.B.’nın Mesleki Teknik Eğitimle ilgili görevlerini yapabilmesi için merkez örgütünde düzenlenme yapılmasını önermiş ve okul-endüstri işbirliğinin gerekliliğini belirtmiştir. Kühne, ilköğretim sonuna doğru öğrencilere

(33)

mesleki tanıtıcı bilgi ve becerilerin verilmesini önermiştir. Buyse ise, hem mevcut hem de açılacak okulların, bölgelerin ekonomik kalkınmalıklarına ve endüstriyel yapılarına göre düzenlenmesini ve Mesleki Teknik eğitim yönetmeliğinde yerel sanayi ve ticaret odası temsilcilerinin katılmasını önermiştir (Alkan, Doğan ve Sezgin, 1994: s.364).

1926 yılında John Dewey’in tavsiyelerine uyarak ilk defa mesleki-teknik öğretim işleri ile ilgilenmek üzere mili eğitim bakanlığının ilköğretim dairesini görevlendirilmiştir. 1927 yılında bu görev yükseköğretim dairesine verilmiştir (TİSK, 2007). 1502 Sayılı Yasa ile teknik okulların program, araç- gereç, öğretmen yetiştirme ve istihdam sorumluluğu M.E.B’ e verilmiştir. Meslek okullarında çalışacak öğretmenlerin, yeni eğitimin amaçlarına uygun olarak yetiştirilmesi amacıyla 1927 yılından 1939 yılına kadar çeşitli mesleklerde öğrenim yapmak üzere Avrupa ülkelerine öğrenci gönderilmiştir. Bunlar dönünceye kadar var olan ihtiyacı karşılamak için Avrupa’dan yabancı uzman öğretmen getirilmiş ve mevcut sanat okullarının programları ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmiştir. Okul ve hizmetlerin gelişmesi sonucunda 1931 yılında 1867 sayılı Kanunla iller 9 bölgeye ayrılmış ve her bölgede, mali ihtiyacı ve yönetimi bölgeye dahil illerce karşılanmak üzere birer Sanat Okulları kurulmuştur. Böylece, Sanat Okulları “Bölge Sanat Okulları”’na dönüşmüştür (Kılıç, 2007: s.17.) 1935 yılında itibaren 2765 sayılı Kanun ile okulların masrafları tamamı ile devlet tarafından karşılanmaya başlanmıştır. 1933 yılında mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü; 1941 yılında ise Mesleki ve Teknik Eğitim Müsteşarlığı kurulmuştur (TİSK, 1997).

Yabancı uzman önerileri yanında, eğitimin yeniden düzenlenmesinde Türk bilim adamlarının da önemli etkileri ve katkıları olmuştur. Atatürk, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Ziya Gökalp ve Rüştü Uzel ilk akla gelenlerdendir (Alparslan, 2004).

1977 yılında 2089 yılında Çırak; Kalfa ve Ustalık Kanunu T.B.M.M’ inde kabul edilmiştir. Bu kanunla çıraklık eğitimi hizmetleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğuna verilmiştir. 1978’ de Çıraklık Eğitim Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 1980’den sonra Mesleki ve Teknik Eğitim Müsteşarlığı kaldırılmıştır. En son 1992 tarihinde çıkarılan 3797 sayılı Bakanlık Teşkilatı Kanunu ile mesleki ve teknik eğitim; Erkek Teknik, Kız Teknik, Ticaret Turizm ile Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü olmak üzere dört bölümde toplanmıştır (Abak, 2009: s.55). Ayrıca Sağlık

(34)

Bakanlığı’na bağlı olan, kurumların eleman yetiştirmek üzere açtıkları sağlık meslek liseleri 2006 yılında 5450 Sayılı Kanunla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.

2.4. Günümüzdeki Mesleki ve Teknik Eğitim Modelleri

Üretim sistemleri ve eğitim teorilerindeki değişim günümüzdeki eğitimi etkilemiştir. Günümüzdeki mesleki eğitim sistemine bakıldığında iki mesleki eğitim türüne rastlanmaktadır. Tam zamanlı mesleki eğitim ve çıraklık eğitimi modelleri ortaya çıkmaktadır (TİSK, 1997: s.65).

Tam zamanlı mesleki ve teknik eğitim (Okul Odaklı Mesleki ve Teknik Eğitim) modelinde eğitim okul içinde 8-10 yıllık zorunlu temel eğitime dayalı olarak verilmektedir. Zorunlu eğitimini tamamlamış bireylerden bazıları iş yaşamına yönelirken, bazıları da yükseköğretime yönlendirilmektedir. İş yaşamına yönelen bireylerin okullarda eğitilmesini içeren modelde okul donanımının sürekli yenilenmesini gerektirdiğinden oldukça pahalı bir modeldir (Aykaç, 2002).

Okul odaklı mesleki ve teknik eğitim, kurumlarda verilir. Programların bir parçası olarak da öğrenciler öğrenim zamanlarının bir kısmını bir iş ortamında geçirmek zorundadırlar. Öğrenim zamanlarının büyük bir bölümünü genel eğitim ve mesleğe yönelik teorik dersler oluşturmaktadır. Bu tür eğitim sisteminin asıl amacı, öğrencileri mesleğe hazırlamak kadar, istemeleri durumunda yükseköğrenimine devamını sağlayabilmesinin yolunu açmaktır (DPT, 2001: s.69).

Diğer bir model olan çıraklık sisteminde(Okul-İşyeri Odaklı Mesleki ve Teknik Eğitim) ise devlet ve özel işletmelerin mesleki eğitim hususunda işbirliği yaptığı görülmektedir. 8 yıllık zorunlu temel eğitimini tamamlayan bireyler bu eğitime başlamaktadır. Bu modelde okullarda teorik eğitim verilirken uygulama işyerlerinde yapılmaktadır. Öğrenciler bazı günler işyerine giderek uygulamalı olarak mesleki eğitim alırken bazı günlerde okullarda teorik derslerle eğitim görmeye devam etmektedir (Aykaç, 2002).

Genelde “Dual sistem” olarak bilinen okul- sanayi işbirliği içinde gerçekleştirilen çıraklık eğitim sistemi okulda verilen teorik eğitimle bir işyerinde verilen pratik eğitimi birleştirir. Bu tür bir eğitim alanlar, öğrenci statüsünü genelde

(35)

korurlar. Söz konusu sistemin iki temel hedefi vardır: Birincisi, gence istihdamı için gerekli bilgi ve deneyimi kazandırmak, ikincisi ise gencin iş piyasasına girişini kolaylaştırmaktır (Gündoğan, 2001: s.43). Bu tip bir eğitim sistemi, ülkemizde de 3308 Sayılı “Mesleki Eğitim Kanunu” ile birlikte “işletmede mesleki eğitim” adı altında yaygın bir biçimde uygulanmaktadır (Alkan ve diğerleri, 2001: s.125).

Uygulamaya bakıldığında her iki modelin bir arada kullanılabildiğini görebiliyoruz, fakat ülkeler arasında bu modellerden birine verilen ağırlık farklılaşmayı doğurmaktadır (TİSK, 1997: s.66).

Tam zamanlı mesleki teknik eğitim modeline ağırlık veren ülkeler Belçika, İsveç, Fransa ve İtalya iken; çıraklık eğitimi modeline Türkiye, Almanya, İsviçre, Danimarka ve Avusturya gibi ülkeler ağırlık vermektedir. Türkiye’de işgücünün mesleki eğitiminde mesleki ve teknik okula dayalı bir model benimsenmiştir. Türkiye’nin kalkınması için gerekli becerili ve teknik işgücünün mesleki ve teknik okullarda yetiştirilmesi için pek çok yatırım yapılmış ve anlamlı gelişmeler sağlanmıştır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında mesleki ve teknik okullar becerili ve teknik işgücünü yetiştirme ile birlikte çevreye yeni teknolojileri götürme işlevini de başarıyla gerçekleştirmiştir (TİSK, 1997).

2.5. Türkiye’de Mesleki Eğitim Kurumları

Türkiye’de eğitim sistemi 1973 yılında yürürlüğe giren 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre oluşturulmuştur. Zaman içerisinde bu kanunda bazı değişiklikler yapılmış ancak, sistemin ana hatlarında ciddi bir farklılaşma olmamıştır. 1986 yılında yürürlüğe giren 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, mesleki ve teknik eğitimi bir sistem bütünlüğü içerisinde yeniden düzenlemiştir.

Türkiye’de temel mesleki eğitim; örgün mesleki ve teknik ortaöğretimi, çıraklık eğitimini ve ön lisans programlarını (meslek yüksekokulları) kapsamaktadır. Halen uygulanmakta olan sistemde meslek öğrenmenin üç yolu bulunmaktadır. Bunlar:

- Çıraklık Eğitimi

(36)

Ortaöğretim

Meslek Yüksek Okulları Yüksek Öğretim

- Yaygın Eğitimdir.

Şekil 1: Türkiye’de Mesleki Ve Teknik Eğitim Yapısı

(TİSK, Türkiye’de ve Dünyada Mesleki Eğitim, Türk Özel Sektörünün Karşılaştığı Sorunlar ve

(37)

2002 yılında yürürlüğe giren Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği’ne göre Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin temel ilkeleri tespit edilerek yayımlanmıştır (Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği/md.5).

• Kurumların işlevlerinin, Türk Milli Eğitimi’nin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda evrensel hukuka, demokrasi ve insan haklarına uygun ve bir bütünlük içinde yerine getirilmesi.

• Kalkınma planları, hükümet programları ve Milli Eğitim Şurası kararlarında yer alan hedefler, ilkeler ve politikalara uygun olarak insan gücü, eğitim ve istihdam ilişkilerinin sağlıklı, dengeli ve dinamik bir yapıya kavuşturulması.

• Gençlere ve yetişkinlere ortak bir genel kültür kazandırmak suretiyle onlarda kişi ve toplum sorunlarını tanıma ve çözüm yollarını üretme; ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunma bilincinin kazandırılması.

• MTE alanında, yerel yönetimler, ilgili oda, kamu ve özel kurum ve kuruluşla ile gönüllü kuruluş temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin eğitim yönetimi karar süreçlerine katılım ve katkılarının sağlanması, uygulama ve iş birliğinin kurumsallaştırılması.

• Eğitim binalarının fiziki kapasiteleri ile personel, donatım ve diğer olanaklarının en etkin ve verimli biçimde kullanılması amacıyla MTE okul ve kurumlarının öncelikle MEB tarafından belirlenecek küçük yerleşim birimlerinden başlanmak üzere merkezler olarak yapılandırılması.

• Örgün, çıraklık ve yaygın MTE ile her bireye ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda bilgi, beceri, tutum, davranış ve iş alışkanlıklarının kazandırılması.

• İş ve hizmet alanlarında gereksinim duyulan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi, sürekli eğitimle mesleki bilgi ve becerilerinin güncelleştirilmesi ve uygulanan programlarla girişimcilik bilincinin kazandırılması.

• Öğretim programlarının bütünlüğü ve devamlılığı içinde kurumların bir veya daha fazla meslek yüksekokulu ile ilişkilendirilmiş mesleki ve teknik eğitim

(38)

bölgelerinin oluşturulması, yükseköğretim kurumları ile her alanda iş birliği yapılması ve ortak çalışmaların yürütülmesi.

• Mesleki eğitim almış olanların, kendi alanlarında istihdamlarının sağlanması, • İstihdam edilenlerin, uluslararası standartlara ve performanslarına göre geliştirme ve uyum kurslarıyla eğitim düzeylerinin yükseltilmesi.

• MTE sürecinde teknolojinin etkin bir biçimde kullanılarak eğitimin çağdaş, bilimsel ölçütlerde ve yüksek nitelikte sunulması.

• Eğitim, üretim ve hizmette uluslararası standartlara uyulması ve mesleki eğitimde belgelendirmenin özendirilmesi.

• Eğitimin modüler programlarla yapılması, yaşam boyu öğrenim ve sürekli mesleki eğitimin bireylere benimsetilmesi.

• Her ortamda kazanılan yeterliklerin değerlendirilmesi ve belge bütünlüğünün sağlanması.

• Mesleki rehberliğin etkin olarak sürdürülmesi, teknolojik gelişmelerin sürekli olarak izlenmesi.

• Mesleki ve teknik ortaöğretim programları ile bu programların devamı niteliğindeki meslek yüksekokulları arasında program bütünlüğünün sağlanmasıdır.

Mesleki eğitim ilkeleriyle, iş ve hizmet alanlarında gereksinim duyulan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi için her bireye ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda bilgi, beceri, tutum, davranış kazandırılması, eğitimin her aşamasında değerlendirmenin yapılması, bireyin eğitimini aldığı alanda istihdam edilmesi, ortaöğretimdeki mesleki eğitim programlarıyla yüksekokulların programları arasında bütünlük sağlanmaya çalışılmaktadır.

(39)

2.5.1. Çıraklık Eğitim

Gençleri doğrudan iş yaşamına hazırlayan işletme ağırlıklı bir eğitim türü olarak ifade edilen çıraklık eğitimi ile ayrıca;

1. İş hayatında çalışma disiplinin sağlanması,

2. Çırak öğrencilerin sosyal güvenlik kapsamına alınması, 3. Ülke çapında mesleki standartların sağlanması,

4. İşyeri açmanın belli bir düzene bağlanması,

5. Meslek analizine dayalı olarak günümüzde geçerli mesleklerin belirlenmesi, 6. Yapılan işlerin kalite ve veriminin yükselmesi,

7. Eğitimde fırsat eşitliğinin yaygınlaştırılması gibi amaçların gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir (http://cygm.meb.gov.tr).

Çıraklık eğitimi, çırak adaylığı, çıraklık, kalfalık, ustalık olmak üzere dört aşamadan oluşmaktadır. 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanun’da çırak, kalfa ve usta kavramları tanımlanmıştır:

Çırak; çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştiren kişidir.

On dört yaşın altında zorunlu temel eğitimi tamamlayan gençler çırak adayı statüsünde, zorunlu temel eğitimi tamamlayan on dört yaşını dolduran kişi çırak olarak bir işyeri ile sözleşme yapabilmektedir (3308/md.10). Çırak adaylarının ve çırakların öğrenci statüsüne sahip oldukları belirtilmektedir. 2001 yılında 4702 sayılı Kanunu’nun getirdiği yenilik ile eğitimde aranan yaş sınırı kaldırılmış; ortaöğrenim çağındaki gençlerin eğitimini içeren çıraklık eğitiminin kapsamı genişletilmiş ve lise ve daha üst düzeyde genel eğitim almış kişilere de çıraklık eğitiminin yolu açılmıştır (4702/md.9).

Aday çıraklara, eğitim süresi içerisinde meslekle ilgili ön bilgiler verilmekte ve ayrıca işyeri ortamı tanıtılarak mesleki rehberlikte bulunulmaktadır. Aday çıraklar

(40)

haftada bir gün Mesleki Eğitim Merkezinde teorik eğitim görürler. Ders programları, genel bilgi dersleri ile mesleki bilgi derslerinden oluşmaktadır (Uçum, 2009: s.4).

Kalfa; bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bu mesleklerle ilgili iş ve iş işlemlerini ustanın gözetimi altında, kabul edilebilir standartlarda yapabilen kişidir.

Kalfalık dönemindeki eğitim genel olarak yoğunlaştırılmış kurslar şeklinde uygulanmaktadır. Kalfalık döneminde kişiye bir iş yerini bağımsız olarak yönetebilecek bilgi ve becerilerin kazandırılması hedeflenmektedir (Uçum, 2009: s.5).

Usta; bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bunları mal ve hizmet üretiminde iş hayatınca kabul edilebilir standartlarda uygulayabilen, üretimi planlayabilen, üretim sırasında karşılaşılabilecek problemleri çözümleyebilen, düşüncelerini yazılı, sözlü ve resim ile açıklayabilen, üretim ile ilgili pratik hesapları yapabilen kişidir.

Ustaların eğitimi, sanatını çıraklara öğretmekle görevli ustaların katıldığı eğitimdir. Bu eğitimi görmeyen işyeri sahibi veya ustaların yanlarında veya işyerlerinde çırak çalıştırmaları mümkün değildir. Bu eğitimle çırak yetiştirme sorumluluğunu üstlenen ustaların sanatını başkasına en iyi biçimde öğretme yöntem ve tekniklerini öğrenmeleri hedeflenmektedir (Uçum, 2009: s.5).

Mesleğin özelliğine göre iki ile dört yıl arasında çıraklık eğitimi gören gençlerin, mesleği ile ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarına iş hayatınca kabul edilebilir seviyede sahip olup olmadığının tespit edilmesi için kalfalık sınavına girmeleri ve başarılı olunduğu takdirde “kalfa” unvanını almaları kabul edilmiştir. Eğitimine devam edemeyenlere, eğitim süresinin iki katı kadar çalıştığı belgelendirildiği takdirde kalfalık sınavına girebilme hakkı tanınmıştır. Bir-üç yıl arası kalfa olarak eğitimine devam edenler ile eğitimine devam etmeyenlerden beş yıl mesleğinde çalıştıklarını belgelendirenlere ustalık sınavına girme ve başarılı olanlara “usta” unvanını kazanma hakkı tanınmıştır (3308/ md.28). 2001 yılında 4702 sayılı Kanun ile en az üç yıllık mesleki ve teknik ortaöğretimden mezun olanların doğrudan ustalık sınavına katılabilmeleri sağlayan bir düzenleme getirilmiştir.

(41)

Çıraklık eğitimi sistemi ile hızlı bir sanayileşme süreci içerisinde bulunan ülkemizde, ihtiyaç duyulan vasıflı ara insan gücünün süratli, ekonomik ve etkin bir şekilde karşılanmasına önemli katkı sağlamaktadır. Çıraklık eğitim bireye, işverene ve devlete fayda sağlamaktadır. Çeşitli sebeplerle eğitimini yarıda bırakarak iş hayatına atılmış bireylerin eğitim ihtiyacı karşılanması, ayrıca bireyin mesleki yeterlilikleri belgelendirilmesi çıraklık eğitimin bireye sağladığı faydalardır. Çalışan ve eğitime alınan çırakların sigorta primleri devlet tarafından ödenmesi, eğitim gören bireylerin işyerinde daha faydalı olması yapılan üretimin kalitesini yükselterek iş verimini artması işverene katkı sağlamaktadır. Ayrıca işyeri açmanın belli kurallara bağlanması devlete fayda sağlamaktadır.

2.5.2. Örgün Eğitim

Ortaöğretim

Mesleki ve teknik ortaöğretim; öğrencileri genel ortaöğretimin amaçları ile birlikte onları iş ve meslek alanlarına insan gücü olarak yetiştiren ve yükseköğretime hazırlayan öğretim kurumlarıdır (Alkan ve diğerleri, 1988).

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ikinci kısmında mesleki ve teknik eğitiminin yapısı da olan eğitim sisteminin yapısından bahsedilmektedir. Buna göre, eğitim sistemi örgün ve yaygın olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Örgün eğitim, okul öncesi eğitimi, ilköğretimi, ortaöğretimi ve yükseköğretimi içeren okul çatısı altında yapılan düzenli eğitimdir. En az üç yıllık öğrenim veren genel, mesleki ve teknik kurumlarının tümünü kapsayan ortaöğretim (md.26-33), mesleki ve teknik eğitimin örgün eğitim sistemindeki başlangıç yeridir. Ortaöğretim, asgari ortak bir genel kültür vererek yurdun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunma bilincinin ve gücünün kazandırılmasını; öğrencilerin, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yükseköğretime ya da hem mesleğe hem de yükseköğretime ya da hayata ve iş alanlarına hazırlanmasını ve bunları gerçekleştirirken de öğrencilerin istekleri ve yetenekleri ile toplumun ihtiyaçları arasında denge sağlanmasını hedeflemektedir (TİSK, 2006).

Türkiye’de uygulanan mesleki ve teknik eğitim sistemini aşağıdaki tablo göstermektedir.

Şekil

Tablo 5. Mesleki Uygulamaları Etkin Hale Getirilmesine İlişkin Öğrenci Görüşleri
Tablo 6. Öğrencilerin Mesleki Uygulama Alanında Öğrencilere Yeterli Bilgi  Verilmesi Konusundaki Görüşleri
Tablo 8. Ders İçeriklerinin İş Alanına Uygun Olarak Belirlenmesine İlişkin  Öğrenci Görüşleri
Tablo 9.  Eğitimin Basitten Karmaşığa Doğru Yol İzlemesine İlişkin Öğrenci  Görüşleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

4- Proje ekibi tarafından projede görev alacak öğretmen ( TABLO A ) , öğrenci listeleri ( TABLO B) , veliler, işbirliğine gidilen sivil toplum kuruluşları,

olgunlukta, fiziksel güç ve dayanıklılıkta, ince kas faaliyetlerini gerçekleştirebilmede farklılıklar yaratmaktadır. Kızlar güç gerektirmeyen işleri yapabilecekleri

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye; sektör hakkında gerekli bilgiler, temel sigortacılık terimleri, sigortacılık mesleğinin tarihsel gelişimi, yapısı,

Dersin Amacı : Bu derste öğrenciye; iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak taşıma modelleri işlemlerini yapma ile ilgili bilgi ve

1) Program dört yıl olarak tasarlanmıştır. Haftalık ders çizelgesinde ortak dersler, meslek dersleri, seçmeli dersler, seçmeli meslek dersleri ile akademik

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye; iplik makinelerinin kullanma talimatında belirtilen standartlara, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygun olarak iplik

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye; iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak dış ticarette paket programlar ile ilgili temel bilgi ve becerilerin

 İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak fiziksel ortamı hastaya uygun hâle getirme, hasta ile ilgili nakil işlemleri, biyolojik örnek nakil işlemleri yapma,