• Sonuç bulunamadı

Ben de yazdım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ben de yazdım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

■ «MİLLİYET» bugün okurlarına tanınmış romancı Kemal Tahiı’in bir

yazısını sunmaktadır. Osmanlı İm paratorluğu ve Cumhuriyet boyunca

karşılaştığımız sosyal, siyasal olaylara değişik bir görüş acısından

bakan yazarın, Bayar’ın «Ben de Yazdım»ı hakkındaki yazısını, yakın

tarihimizi aydınlatacak tartışmalara yol açar umuduyla yayınlıyoruz.

j j T )

1

a

Ben de yazdım „

mızın

S

AYIN Celâl B a y a r ’m , 6 cilt olacağı söylenen «BEN DE YAZDIM» a d l ı

kitabının ikinci cil­ di de çıktı.

6 cildin kavraya­ cağı ta rih dönem i, önsözde, şöyle açık lânıyor:

«BEN DE YAZ­ DIM kitabı, Müta­ rekeden bu yana, Millî Mücadeleyi, Büyük Millet Mec­

lisini ve H üküm etini, C um huri­ yetin ilk devirlerini, A tatürk’ü ve devrim lerini bütün yönleriy­ le içine alacaktır.

Ayrıca genç neslim iz için fay­ dalı olacağı düşüncesiyle bütün bunların, özellikle inkılâplarım ı­ zın m eydana gelm esini zarurî kılan ta rih î sebepler ve âm ille­ rin üzerinde d u rdum . (....)

O kuyucularım a sunduğum bu birinci cilt, beş buçuk yıl önce, A nkara’da m atbaaya verilm işti. Bu defa b ir değişiklik yapm a­ dan İstan b u l’da bastırdım .»

Bu önsözün ta rih i 26 Ağustos 1%5 d ir. İkinci ciltse 1966 yılı­ nın ilk yarısında yayınlandı.

Bu çok önem li kitabın sadece 1. cildi için d ik k at çekici b ir tek yazıya rastlad ım ; o da yorum , eleştirm e değil, parça yayınlam a biçim indeydi (M eydan D ergisi). İlgili d ostlarım a sordum , onlar da başka b ir yazı görm em işler. (Belki 6. cildin çıkm ası bekleni- y ordur).

Oysa k itap d aha birinci cildin­ de, yalnız 27 Mayıs ve sonrası olaylarını aydınlatm akla kalm ı­ yor, gelecek günlerin olaylarına da ışık tutabileceğini ispatlıyor.

«Sayın Bayanın kitabı daha birinci cildinde,

yalnız 27 M ayıs ve sonrası olaylarını aydınlat­

makla kalmıyor, gelecek günlerin olaylarına da

ışık tutuyor. Bâzı bölümler 1960 ve sön-

rası olaylarına dolayısıyla değiniyor gibi yo­

rumlanabilirse de, suç yazarda değil,

tarihi-

tekerrürden

kurtulamamasındadır...»

DİN VE LAİSİZM

B irkaç yıldan beri sosyal - si­ yasal olayların içinde, yeni b ir güçle karşım ıza çıkan, «Din», «Lâislzm», hele «Yobazlık» m e­ selelerine Sayın Celâl B ayar’ın nasıl baktığını m erak ediyor­ dum . K itabı bu açıdan okum a­ ğa başladım . Aradığım konu, daha 17. sayfada k arşım a çıktı.

M ütarekeyi im zalayan M üşür İzzet Paşa K abinesi, 1918 yılının 19 E kim C um artesi günü, Mebu- san Meclisinde beyannam esini okum uş, m üzakere sırasında m ebuslardan «biri» şöyle dem iş: «Reylerine m ü racaat 'ed ilerek A raplara dahilî m u h tariy et ver­ m ekle T ü rk ve Arap m illetleri arasında k a t’l b ir ayrılık husule gelm iyecektir. Çünkü Arap ve T ü rk m illetlerini b irleştiren di­ n î esaslardır» — Meclisi Mebu- san zabıt ceridesi, I I I . devrei in- tibabiye. 19 Ekim 1918. E rtuğrul (B ilecik) Mebusu Şem settin Bey. (Ş em settin G ünaltay). — «Ben De Yazdım» S. 25.—

Sayın Celâl B ayar, «Bu konu üstünde d u rm ak isterim » diyor ve şunları söylüyor: «İslâm dini, aslındaki safiyet ve

hususiyetle-KEMAL TAHİ R

riyle b ir m ezhepten olan müslü- m an fe rtle r arasın d a manevî bir ra b ıta tesis etm iş, m üslüm an m em leketleri, sulh zam anında araların d a görüşüp işlerini m ü­ zakere edebilm eleri için sem pa­ tik b ir vasıta olm uştur. Bunda şüphe yok.

Siyasi sah ad a ise, um um î ola­ rak m illetler, sadece hususî m enfaatlarm ı gözetm işlerdir. Si­ yasî ih tiras, kavim ve kabile n ü ­ fuzu, m illî istiklâl ve hâkim iyet nam ına Islâm T arihinin kaydet­ tiği kanlı vak’ala r sayılam ıyacak k a d a r çoktur. Bizde de, dinin politikaya karıştırıldığı b ir dev­ re rastlayan 1914 — 1918 Cihan H arbinin başlangıcında Şeyhis- lâm fetvalarıyla «Halife-i Müsli- min» tarafından ilân edilen «Cihad-ı Mukaddes» e rağm en hem en h e r m illetten b ir çok m ü slü m an lan n düşm an bayrağı altında, vatanım ıza, biz m üslü­ m an T ürklere hücum ederek k u rşu n a ttık la rı görülm üştür.» Ben de yazdım. C. 1. s. 25-26.

B undan sonra Sayın Celâl Ba­ yar «Sir Ronald S to rrs ve Arap- lar» başlıklı b ir bölüm de (S. 26- 34) Mekke E m iri Ş erif (Peygam ­ b er soyundan gelenlerin lâkabı) H üseyinin 1914 yılı N isan ayın­ da, — Yani O sm anlı İm p a ra to r­ luğunun h arbe girm esinden altı ay önce — İngilizlerle hangi esas lard a anlaşm a aradığını, bu İn ­ giliz ajanının kitabından aldığı parçalarla gösteriyor.

AYAKLANAN İRTİCA

İttih a t ve T erakkinin karşılaş­ tığı zorluklara değinen yazar, «Sırası geldikçe daha geniş öl­ çüde ele alacağımız bu olaylar ve zorluklar arasında, b ir de irti ca hareketi ve yeni rejim i ha­ zım sızlık m eselesi vardı» diye­ rek 141. sayfada «31 M art nasıl başladı?» bölüm ünü açıyor, ki­ tab ın d a yayınladığı orijinal bel­ gelere dayanarak içlerinde fetva em ininin de bulunduğu bir ule­ m a heyetinin, başkaldırm ış silâh h erlerle M ebusan Meclisine na­ sıl geldiğini, bu heyette bulunan, isyan bastırıld ık tan sonra harb divanınca ölene kadar küreğe m ahkûm edilen Beyazıt cam ii, vaizlerinden hoca Kasim efendi­ nin (m ebus olm adığı halde) na­ sıl kürsüye çıkarıldığını, salonu dolduran âsî askerleri göstererek «Bunlar diyor ki» diye nasıl n u tk a başladığını anlatıyor, nu­ tu k tan şu p arçaları veriyor:

«İslâm şeriatının iki çeşit hükm ü vardır. B iri şahıslara, d i­ ğeri içtim ai heyete a ittir. F ertler kendilerine a it olan şeri vazife­ yi h er yerde, h er vakit, kendi kendilerine ifâ edebilirler. N a­ maz, oruç, hac vesaire gibi dinî farzların ifâ edilm ekte olm ası ile içtim ai hüküm ler yerine geti­ riliyor denemez. Fıkıhm «Uku- bat» (Cezalar • punitions) kısm ı ve «Haddi şeri» (H ırsızlık, zina, şarap içm ek, başka içkiyle ser- hoş olm ak, zina iftirası, yol kes­ m ek • altı suç ve bun lara verilen cezalar) tatb ik olunm adıkça sair hüküm leri — M uam elât kısm ı, (H ukuk m uam eleleri — Les actes ju rid iq u es) tanınm adıkça, k anun­ la r fıkıh kitaplarından alınm adık­ ça bu ask erler sükûnet bulm az­ lar» dedikten sonra, kız liseleri­ nin de şeri şerife aykırı olduğunu ileri sürüp, te k ra r «Asker nam ı­ na söylüyorum» diyerek dâvası­ nın esasına geliyor, «Millet m ec­ lisine itirazları yok; Meclisi m e­ busan ve kabine d in d ar ad am lar­ dan teşkil edilm elidir» diyor, de­ diklerinin hepsini «İstediğiniz bunlar değil mi?» diye âsi ask er­ lere tasdik ettiriyor.

DERVİŞ VAHDETİ

Sayın Celâl Bayar, kitabının 141-172. sayfalarında, tüzüğünün 1. m addesi: «Cemiyetin reisi Haz- ret-i M uhanuned M ustafa (S.M.) dır» olan İttih ad ı M uham medi ce­ m iyetinin kurucusu Derviş Vah- d ettin ’in kim liğini, kişiliğindeki çelişm eleri, dejenere yönleri ay­ dınlatıyor, sokaklardan tekbir getirerek ve «Ey şeriat-i mutahha- ra-i M uham m edinin zevalini iste- m lyen m üm inler, allahu zül celal

aşkina, peygam beri zişam m ız M uham - m ed M ustafa aşk ı­ na, bu kâğıdı im za­ layın» diye bağı­ rarak gelip geçeni cem iyete sahtecilik­ le nasıl üye yazdık­ larını kaydediyor.

K itabın «Bir Ko­ lera M ikrobu H ikâ­ yesi» parçasında (S. 177), önceleri İ tti­ hatçıları tuttuğu için «H ürriyet H o­ ca» lâkabını alm ış birinin sonra m uhalefete geçerek kolera salgını sırasında «Mikrop yoktur. K olera hastalığına karşı ted b ir alm alı dem ekle, dinsizler Allah’ın kaderine k arşı koyuyor­ lar. G etirsinler yiyeceğim» diye halkın aşılanm asını, sıhhî ted b ir alınm asını nasıl önlediği, karşılık verm iye kalkan birini kendisine inananlara, Ulu cam ide nasıl hırpalattığı, valinin bile «Mesele . çıkar» diye işe k arışm ak tan na­ sıl çekindiği hikâye ediliyor. (F e­ lâketi önlem ek için, yobazla an­ laşm aktan başka çare görülem e­ m iş, ağzı aranm ış, «Elbette söy­ lerim . R am azanın sonuna yaklaş­ tık. Bu sene Zekâtla fitren in ne olacağını hâlâ bilm iyoruz. Fıka- ra la rı K orum a Derneği diye b ir şey k u rm u şlar, bildiri yayınlayıp fitreyle zekâtın bu derneğe veril­ m esini istiyeceklerm iş. H akkım ı­ za tecavüz ediyorlar. Ben b ir ay çalışırım , kazanırım . On b ir ay yerim. K ısm etim i kim seye k ap ­ tırm am » dem iş. B ildiriden vaz­ geçm işler, b ir başka heyet kurup cam i vaizlerine yardım toplamı- ya balşam ışlar. «K olera m ikrobu Ti yoktur» kam panyası hem en kesil­ m iş). (S. 479-480).

«BAZI PRENSİPLER»

İkinci cildi, Gazi Ahmet Muh­ ta r Paşa K abinesinin —Büyük Ka­ binenin— kurulm asına (22 Tem ­ m uz P azartesi, 1912’ye) kadar ge­ lebilen «Ben de yazdım» h er iki cildinin dikkatle hazırlanm ış ge­ niş bibliyografyaları, endeksleri, 52 önem li belgesiyle yakın ta rih i İyi öğrenm ek, hele bu ta rih dö­ nemi üstüne eser yazm ak iste­ yenler için çok değerli b ir çalış­

m a... V

Sayın B ayar, kitabının ilk iki cildiyle, bâzı p rensiplere bağlı kalan devlet adam larının «Günlük politikada kazanm ak için, bütün araçları kullanm akta hiç b ir ayıp yoktur» yanlışından k u rtu lm ası­ nın m üm kün olduğunu isp atla­ m ıştır. Bâzı bölüm ler, 1960 ve sonrası olaylarına dolayısıyla de­ ğiniyor gibi yorum lanabilirse de, suç yazarda değil, tarihim izin te ­ k errü rd en k urtulam am asındadır.

İNÖNÜ VE... MENDERES

Çok yakın geçm işin bâzı olay­ ları ve sözleri, «Ben de yazdım» kitabının ışığı altın d a, yeni an­ lam lar kazanabilecek gibi görü­ nüyor. Sözgelimi:

K i Sayın İsm et İn ö n ü ’nün «Ar- k adaşlarım ız hapisteyken biz ra h a t edemeyiz» anlam ına gelen sözünün K em alist kadro anlayışı açısından önem i, sayın B ayar’ın bu söz içindeki yeri?

C 1 Sayın İn ö n ü ’nün inatla DEV- 1 3 L ET’i değil, HÜKÜMET’! m eşrûluktan çıkm ış saym ası, 1960’dan sonrasını kesinlikle İK İN C İ CUMHURİYET kabul et- m em esi.

H Sayın B ayar’ın, 27 Mayıs ön­ cesinde, yakın ark ad aşların a, «İsm et İnönü h içb ir askerî b aş­ kaldırm anın içinde olamaz» sözü­ nün dayandığı gerçek ve bu ger­ çeğin verdiği yanılm az güven? P j D em okrat P arti içinde B ayar

— M enderes çekişm esiyle Y assıada’da gözle görülür haldeki küskünlükte, gündelik politikada­ ki lâisizm anlayışının etkisi?

m

«Suyu geçerken a t değişti­ rilm ez» sözünün, partinin yönetilişinde, özellikle «Vatan Cepheleri» işinde M enderes’in inatla yüklendiği kişisel so ru m ­ luluk ve bize m ahsus devlet a n ­ layışıyla düştüğü çelişkinin iliş­ kisi?

P jl D em okrat P arti kapandık­ tan sonra, m eydana gelen yeni k uruluşları, onun hiç ay- rıntısız devamı saym a eğilim i­ ne karşı, Sayın B a y a rla b ir kı­ sım yakın ark ad aşların ın , Dev­ let anlayışı özelliğimize uygun, layisizm ilkesinde yüzde yüz K em alist olm aları çelişkisi?

Biz bunları aklım ıza geldiği kadar, geldiği gibi sıraladık.

T arihçiler, sosyologlar, politi­ kacılar yakın ta rih in olaylarını bu olaylara karışm ış kişilerle fi­ kirleri, b ir de bu kitabın açısın­ dan İncelemeli, b ir daha değer­ lendirm elidirler.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Katetmek, menetmek, defetmek gibi fiillerin neden bitişik yazıldığının sebebi; biçimce aynı olan olumsuzluk eki -ma (-me) ile fiilden ad yapan -ma (-me) ekinin birbirinden

Mimar Davudun güzel san'atlar serisinden ikinci eseri 1594 (1002) tarihinde yapılmfş olan (Cerrah- paşa camii) dir.. Cerrahpaşa camiinin plânı; münfe- rid sütun ve ayaklarla

Beton gibi demirle teçhiz edilebilirse de bu çakıl diğer çakıldan hafif olduğu için daha az mukavemetli olur.. 4 — Celotex — Bu madde 11 milimetre ka- lınlığında,

Thus, the hard energy spectrum, the high level of timing noise, and the evidence for the presence of a compact jet are all consistent with the source being in the hard state during

Hava limanı lokantasının kontrol kulesinden ayrılmış olarak inşa edildiği yerlerde yolcu veya kabul binası, bazı inşaî tedbirler alınmak suretile, ileri doğru

Mimar, binada eski Türk mimarisinde olduğu gibi - suya hususî bir ehemmiyet vermiştir, havuzlar, havuz taşları, sebil- ler ve bunların geceleri projektörlerle ziya

[r]

Annem anlatırdı, babam 20 yıl sonra baba olduğu için mutluluk- tan havalara uçmuş o gün adeta.. Hemen dört koç bulup kurban