• Sonuç bulunamadı

Beyoğlu'nun Anahit'i

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beyoğlu'nun Anahit'i"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir insan / Bir hayat

ahit'in akılda kalan iki özelliği var.. Akordeonu ve o

müthiş gülümsemesi.. Her akşam Balıkpazarı Sokağı'nda ki

evinden çıkıp akordeon çaldığı meyhaneye yol alan Madam

Anahit bugüne kadar dört kez evlenmiş..

“B e yoğ M d a gezersin AndfNPfljörmeden

edemezsin” diye adına maniler

döktürülen akordeoncu Madam Anahit,

Meyhane Sokağı’nda 45’inci yılını

kutlamaya hazırlanıyor.. Beyoğlu’nun

sembolü sayılan Anahit şimdi “Ah

Beyoğlu, vah Beyoğlu” diye iç

çekiyor...

70’ine merdiven dayayan Anahit,

“Ne yapacaksın ekmek parası”

diye hala çalmaya devam ediyor..

“Eskiden Hayat Bayram Olsa”yı

çalardım, şimdi de “Bütün eller havaya”

şarkısını çalıyorum.. Anahit hayat

öyküsünü ve Beyoğlu’nun 45 yılını

anlatıyor...

erkes onu “Beyoğ­ lu ’nun A k o rd eo n ­ cu K ad ın ı” olarak tanıyor.. Daha doğ­ rusu Ç içek P a s a -

j ı ’ nın M a d a m A n a - hit’i..

45 yıldır Beyoğlu’nda.. Hem çalıp hem söylüyor..

Rumca, Ermenice, Fransız­ ca ve Türkçe şarkılarla her ge­ ce saatlerce kadehler arasında dolaşıyor.

Söylediği şarkıların sözleri­ ni bilen olursa ona katılıyor ve bir anda coşuyor ortalık.. Eğle­

nenler, çaktırmadan “yan cebi­

ne” para koyuyor..

Sonra gecenin bir vakti, par­

makları duruyor ve “b erek et

versin” , deyip evinin yolunu tu­ tuyor..

Ama evine gitmek için fazla yol yürümüyor.. Meyhanelerin karşısın d a bulunan esk i bir apartmanın dördüncü katında yaşıyor M a d a m A n ah it, oğlu

Onni’yle..

“Âhh, ne güzeldi o eski Be­

yoğlu akşam ları” diye maziye olan hayranlığını dile getiriyor..

“Yine kalabalıktı am a her­ kes birbirini tanırdı.. Herkesi ismiyle çağıracak kadar epey insan tanırdım ben de.. Şimdi müşteri de Beyoğlu da çok de­ ğişti..

Am a yine de güzelliğinden birşey kaybetmedi..”

M adam Anahit, artık Çiçek P asajı’nda değil ama yine Be­ yoğlu’nda..

Bir yıl önce P asaj’m hemen

yakınında bulunan M eyhane­

ler Sokağı’ndaki Boncuk Res- toran’a demirledi..

Boncuk’un işletmecisi Tele- m ak Berberyan, 70’ine merdi­ ven dayayan A n ah it’e kol ka­

nat gerdi vç Beyoğlu’nun sem­

b o lle rin d e n b ir i sa yılan bu em ektar akordeoncuya sahip çıktı..

Sesi çok güzel olmasa da, parmakları eskisi kadar hızlı ol­ masa da M ad am A n ah it yine de nostaljik melodileri ve keyif­

li gülümsemesiyle Beyoğlu ge­

celerin e damga vurm aya de­ vam ediyor.. Hala özel olarak

onu dinlemeye gelenler var İs­

tan bu l’un dört bir yanından.. Yurt dışından da tabii..

Eee dile kolay, 45 yıl boyun­ ca Beyoğlu’nda akordeon çalıp şarkı söyleyeceksin de yurt dı­ şında tanınm ayacaksın.. Bu mümkün mü?

Tabii ki mümkün değil.. Yabancı basın ve T V ’çiler

sayesinde AvrupalI da tanıyor

artık Anahit’i..

Beyoğlu belgesellerinin de­ ğişmez karakterlerinden olan

A n a h it, hem ilg in ç m e sleğ i hem de anılarıyla her zaman ya- ► ►►

(2)

► ►►

bancı televizyon ve gazetecilerin ilgi odağı olmuş..

M es lek ta şım C ezm i E r- söz’ün deyim iyle Beyoğlu’nun “ son y ü z le r in d e n ” b iri olan

A n a h it’in gençlik yıllarından başlayıp bugüne uzanan hayat öyküsünü ve 50 y ılın B e y o ğ ­ lu’ sunu dinlemek ister misiniz?

O halde gelin, önce bir Pe-

ra’ya uzanıp Taksim ’deki Esa-

yan Lisesi sokaklarına dalalım..

Evet, M adam Anahit, daha

doğrusu o zamanki adıyla M at­ mazel Anahit, 16 yaşında tanış­

mış akardeonla.. Erm eni Esa-

yan Lisesi’nin ikinci sınıfına gi­ derken okulun korosunda görev almış.. Okuldan arkadaşlarıyla birlikte çıkıp İstiklal Caddesi

boyunca şarkılar söylerlermiş..

“B abam Emek Ecza Depo- su ’nun sah ib iy d i ve old u k ça zengindi.. Fakat bir Fransız kı­ za tutuldu ve annemi terketti.. Ben de annemin yanında k al­ dım.. Ve o günden sonra bir da­ ha da sevmedim onu.. Hatta ce­ nazesine bile gitmedim. Mezarı Paris’te.. Babam ın Fransız ka­ dından bir çocuğu oldu. A n la­ yacağın ız ben im b ir Fran sız k a rd e ş im var.. A m a onu hiç görmüşlüğüm yok..

N eyse, işte b u d a rb e d e n sonra annemle başbaşa kaldık..

Annem çok dirayetli bir ka­ dındı ve kendince biriktirdiği p a ra la rla A d a ’da ev almıştı.. Yaz aylarında Büyükada’ya gi­ derdim.. Bu geliş gidişler sıra­ sında b ir otelde akordeon ça­ lan Yorgo adında bir Rum ço­ cuğu tanıdım..

Çok yak ışık lı b ir çocuktu doğrusu.. Yorgo, akordeonu o kadar güzel çalardı ki, sürekli onu dinlemeye giderdik.. Ve o günlerde anneme ‘bana akorde­ on a l’ diye tutturdum .. B eni kırmadı ve aldı.. Tabii aldığın­ da aleti tutm asını bile b ilm i­ yordum..

B ir gün St. Antoint’a gidip dua ettim ‘Tanrım, bana akor­ deon çalmam konusunda yar­

dımcı ol, beni mahrum etme’ di­

ye.. B u a r a d a m um d ik tim , adak yaptım. Daha sonra Kadı­ köy Halkevi’nde Artepon isimli bir hocadan ders almaya başla­ dım.. Tam iki yıl sürdü dersler am a a rtık akordeon çalıy o r­ dum.. O zamanın birçok şarkı­ sını hem en ö ğren iv erd im ve dost toplantılarında çalm aya başladım..”

Evet, M atm azel Anahit bir yandan okulunu b itirm iş bir yandan da akordeonda işi pişir­ miş ama bir süre sonra karşısına çıkan bir müzisyenle evleniver­

miş.. Samsun ve Ankara gemi­

lerinde piyano çalan ve hep gur­ bete çıkmak zorunda kalan ko­ cası, ilk yıllarda Anahit’in “pro­ fesyonel olarak” akordeon çal­ masına izin vermemiş.. Hatta

kendi deyimiyle “kıskanç her

şeye burnunu sokan, küpe tak­

Anahit’e “izin” çıkmış ve akor­ deonunu alıp nişanlara, düğün­ lere gitmeye başlamış..

Fakat buna rağmen kocası hiç rahat durmamış ve hasta ya­ tağında bile karışıyormuş ona..

“Çok sıkılmıştım doğrusu. B a k tım olm uyor, b o şa d ım m asına ve güzel giyinmesine

bile tahammül edemeyen” si­ nirli ve içkici bir kocaymış.. Bu yüzden evinde oturup çocukla­ rını yetiştirmeye adamış kendi­ sini..

Fakat bir süre sonra kocası

(3)

İşte Madam A nahit’in ünlüler albüm ü...

onu.. B ir k a ç yıl sonra yine m üzis­ yenlik yapan ‘Solak H ü se y in ’le ev le n ­ dim .. İk i y ıl evli kaldım onu da bo­ şadım.. B ir başk a­ sıy la e v le n d im , o d a o lm a d ı ve so­ nunda ilk kocam a döndüm fakat b ir süre sonra öldü ve çocuklarla başbaşa kaldım..” M adam Anahit, nişan ve düğünler­ den sonra biraz da­

ha tanınmış ve “Çi­

çek P a s a j ı ”na

tran sfer olmuş..

1950’li yılla rın en gözde yerlerinden olan P a s a j’ da çal­ m aya başlayın ca dilden dile dolaşır olmuş..

Bazı ünlü artist, şarkıcı ve politikacı­ lar da P a s a j’m sü­ rekli m üdavim leri arasındaym ış ve

A nahit hemen he­ men çoğuyla ahbap­

lık kurmuş.. Ayhan

Işık, Cüneyt Arkın, Zeki M üren ve da­ ha birçok ünlüyle çektirdiği fotoğraf­ lar M a d a m A n a ­

h it ’ in albümünü

süslüyor şim di..

Am a hiç unutama­ dığı ünlülerden biri de Johnny W eis- m ü lle r yan i T a r ­ zan.. “ B ir İs t a n b u l ziyaretinde Çiçek P a s a jı’na uğradı.. Ç o c u k l u ğ u m d a onun filmlerine gi­ derdim ve çok hay­ ra n d ım .. B ir gün bir baktım karşım­ da duruyor.. Heye­ candan akordeonu d ü şü re c e k tim az daha.. A m a sonra toparlandım ve en güzel şarkıları çal­ dım onun için..”

A n a h it’in yerli

sanatçılar içinde en cok hayran olduğu kişi ise Ayhan Işık’mış..

“O k adar efendiydi ki sık sık gelir d in lerd i beni.. Zeki Müren de çok saygılı bir insan­ dı.. Y ıllar var gelmiyor ama o zam anlar ark ad aşlarıyla çok gelirdi. H atta o da bize eşlik ederdi o güzel sesiyle...”

M a d a m A n ah it, bu y ılla r içinde güzellikler olduğu kadar üzüntülü günler de geçirmiş..

6-7 Eylül olayları sırasında birçok azınlık gibi o da hayatını zor kurtarmış, bu arada Çiçek Pasajı’na gelen efendi müşteri­ lerin yanısıra serseri ve tehlikeli adamlar da olmuş.. Ve tabii ki kendi deyimiyle zamparalar..

“Bunlar hiç iflah olmazdı, sana ev açayım diyenler, şarkı söylerken sarkıntılık yapanlar,

,

m

45 yıl boyunca her gece Beyoğlu meyhanelerinde akordeon çalan Anahit

bu sayede birçok ünlüyü tanıdı hatta filmlerde oynadı.. Bir zamanların

Tarzan'ı Johnny VVeismüller'e

de serenad yaptı.. Yanda ise

"Sanat Güneşi"miz Zeki

Müren'le yıllar öncesinde..

"H er ikisini de çok severdim" dediği

Hulusi Kentmen ve Adile Naşit'le...

"Tarık Akan çok efendice içkisini içer,

efendice evine giderdi..."

"Rahmetli Ayhan Işık çok sık gelirdi Çiçek Pasajı'na ve çok

bahşiş bırakırdı..."

silahı dayayıp benimle evlene­ ceksin diye dayatanlar ve içki içip üstüme kusanlar.. Ahh ah, gece hayatında tabii ki bunlar olacak am a gelin b ir de bana sorun.. Mesela bir İhsan Gedik v a rd ı, h a n i sin em ad e kötü adam rollerine çıkar, işte o ba­ na çok m usallat olurdu.. H er d e fa s ın d a zor k u rtu lu rd u m elinden...” * * *

Madam Anahit akordeoncu- luğu boyunca en fazla bahşişi

Turan Güneş’ten almış..

“Rahmetli çok iyi bir insan­ dı içmeyi de şarkı söylemeyi de çok iyi bilird i” diyor Dışişleri eski Bakam için..

Sakıp Sabancı’nm da sık sık

Pasaj’a geldiğini ama bahşiş ko­ nusunda elinin çok dar olduğu­

nu söylüyor..

Anahit’i 45 yıl içinde en çok üzen olay evinin yıkımı olmuş..

“ D a la n ocağım ı yıktı b e ­ nim” diyor ve eski Büyükşehir Belediye Başkanı’na çok kızı­ yor..

“T a r la b a ş ı ’n d a b ir evim vardı.. Biliyorsunuz, iki ay için­ de yerle bir etti T arlabaşı’nı.. Bu arada benim de evim gitti.. Param ı, yıllar sonra m ahke­ meyi kazandım da ondan son­ ra alabildim İşte şu gördüğü­ nüz evi aldım . Am a beş para etmez.. Eski evimin yerini hiç­ biri tutmaz.. O yüzden Dalan kazanmasın diye eşime dostu­

ma söyledim ve kazanmadı za- ten”” ★ ★ ★

M a d a m A n a h it, yü zlerce hayvan biblosunun olduğu evin­ den şimdi hiç mi hiç memnun değil. O yüzden çok az evde otu­ ruyor.. Kendi deyimiyle “çalış­ madan da olmu­

yor.. A rtık y a ş­ la n d ım m e rd ı-ven bile çıkamı-yorum.. Am a ça­ lışmak zorunda-lışmak zorunda­ yım, ne yapacak­ sın ekmek para­ sı..”

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

3 3 4 1 0 0 6 1 5

Referanslar

Benzer Belgeler

Professor Bahadır GÜCÜYETER Atatürk University (Turkey) Professor Gülser ÇETİN Ankara University (Turkey) Prof..

Dede Korkut kitabında Kadın

Diğer garajdan farklı olarak oto- mobillerin katlara çıkış ve inişi, kısa rampalar ve kademeli mütevassıt katlarla tertip edilmiştir.. Mütevassıt katlar arasındaki

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

2 Haziran 2008 tarihinde sizlik Sigortas kapsam nda, 20 i siz için Ayval k Halk E itim Müdürlü ü i birli inde bayanlara yönelik “Gümü Has r Tak Örücülü ü” mesle inde

[r]

lanılan bordür taşları andezit olduğuna ve günüm üze kadar hizm et verebilip, özelliklerinden birşey kaybetm ediğine göre, andezit bordürleri öm rünün yapay

maddesi’ne Türkiye Denetim Standartları (TDS)’na ve diğer düzenleyici Kurul ve Kurumların düzenlemelerine uygunluğun sağlanması hususundaki gözden geçirmelerin