• Sonuç bulunamadı

Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentileri (Hatay İli Yayladağı İlçesi Örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentileri (Hatay İli Yayladağı İlçesi Örneği)"

Copied!
116
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AİLELERİN OKULDAN VE ÖĞRENCİDEN BEKLENTİLERİ

(Hatay İli Yayladağı İlçesi Örneği)

FERHAT CABAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 3 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı :Ferhat Soyadı :CABAR

Bölümü :Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Ana Bilim Dalı İmza :

Teslim Tarihi :15.11.2016

TEZİN

Türkçe Adı : Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentileri (Hatay İli Yayladağı İlçesi Örneği)

İngilizce Adı : Expectations of Families from School and Student (Example of Yayladağı District, Hatay City)

(3)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Ferhat CABAR İmza:

(4)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Ferhat CABAR tarafından hazırlanan “Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentileri (Hatay İli Yayladağı İlçesi Örneği)” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Doç. Dr. Fatma ARPACI

(Ana Bilim Dalı, Üniversite Adı) Gazi Üniversitesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Başkan: Prof. Dr. Sıdıka Bulduk

(Ana Bilim Dalı, Üniversite Adı) Gazi Üniversitesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Üye: Doç. Dr. Hande Şahin

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü

Tez Savunma Tarihi: 15/11/2016

Bu tezin Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Ülkü ESER ÜNALDI

(5)

iv

TEŞEKKÜR

Bu tezin hazırlanmasında çalışmalarımın başından sonuna kadar desteğini esirgemeyen ve beni en doğru şekilde yönlendiren Tez Danışmanım Sayın Doç. Dr. Fatma ARPACI'ya teşekkürlerimi sunarım.

En sıkıntılı dönemlerimde desteğini eksik etmeyen, önemli katkılarıyla çalışmama yardımcı olan ve varlığından daima güç aldığım fedakâr ve güzel eşim Yağmur CABAR’a sonsuz minnetlerimi sunarım.

(6)

v

AİLELERİN OKULDAN VE ÖĞRENCİDEN BEKLENTİLERİ

(HATAY İLİ YAYLADAĞI İLÇESİ ÖRNEĞİ)

(Yüksek Lisans Tezi)

Ferhat CABAR

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kasım, 2016

ÖZ

Araştırma, ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin incelenmesi amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında Hatay ili Yayladağı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ortaokulların 8. sınıfında eğitim ve öğretime devam eden öğrencilerin aileleri oluşturmaktadır. Evrenin tümüne ulaşılarak 446 8.sınıf öğrenci ve ailesi çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin belirlenmesinde anket tekniği kullanılmıştır. Anket formu öğrenciyi ve aileyi tanıtıcı bilgiler ile ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerini içeren Likert tipi 56 ifadeyi içermektedir. Ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin güvenirliği alpha=931 olarak bulunmuştur. Öğrenciyi ve aileyi tanıtıcı bilgiler ile ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin sayı ve yüzdelik değerlerini gösteren tablolar oluşturulmuştur. Daha sonra ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerini belirten ailelerin okulun fiziksel ortamından beklentileri, ailelerin okulun yönetiminden beklentileri, ailelerin öğretmenlerden beklentileri, ailelerin sınıf ortamından beklentileri ve ailelerin öğrenciden beklentilerinin toplam puanı alınarak öğrencinin cinsiyet durumu, eğitim şekli ve ailenin sosyal güvencesi olma değişkenine göre farklılaşması t testi uygulanmıştır. Aynı zamanda öğrencinin yaşı, öğrencinin annesinin yaşı, öğrencinin annesinin eğitim durumu, öğrencinin babasının yaşı, öğrencinin babasının eğitim durumu, öğrencinin babasının çalışma durumu, ailenin türü ve ailenin aylık ortalama gelir miktarı değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacı ile tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Değişkenler arasındaki anlamlı farklılık 0,05 olarak yorumlanmıştır. ANOVA sonuçlarının anlamlı çıktığı durumlarda, farklılığın belirleneceği grup üçten fazla olması durumunda en küçük anlamlı farkı bulmada kullanılan LSD (Least Significant Difference) testi uygulanmıştır. Araştırma kapsamına

(7)

vi

alınan ortaokul öğrencilerinin %78,7’si 14 yaşında, %37,9’u taşımalı eğitim öğrencisi ve %47,8’i kız öğrencidir. Öğrenci annelerinin %82,3’ünün ilkokul mezunu ve altı eğitim düzeyine sahip olduğu ve %6,3’ünün çalıştığı; öğrenci babalarının %64,4’ünün ilkokul ve altı eğitim düzeyine sahip olduğu %82,3’ünün çalıştığı saptanmıştır. Ailelerin %83,0’ının çekirdek aile, %13,6’sinin geniş aile, %3,4’ünün parçalanmış aile ve ailedeki ortalama birey sayısının 5,86 kişi olduğu belirlenmiştir. Ailelerin %35,6’sının 500 TL ve altında, %39,2’sinin 501-1.000 TL arasında, %25,2’sinin 1.001 TL ve üzerinde aylık ortalama gelir miktarına sahip olduğu ve %51,1’inin sosyal güvensinin olduğu saptanmıştır. Ailelerin %79,6’sının okulun fiziksel ortamından beklentilerden okulun temizliğinin yeterli olmasını; %87,0’sinin okul yönetiminden beklentilerden zararlı alışkanlıklar konusunda tedbir almasını; %80,9’unun öğretmenlerden beklentilerden öğretmenin öğrenciler arasında ayrımcılık yapmamasını; %82,3’ünün sınıf ortamından beklentilerden sınıfta yeterli eğitim-öğretim aracının bulunmasını ve %87,0’sinin öğrenciden beklentilerden çocuklarının ödevlerini zamanında yapmasını beklediği belirlenmiştir. Ailelerin öğretmenlerden beklentilerinin (t=3,234; p=0,001<0,05), sınıf ortamından beklentilerinin (t=2,172; p=0,030<0,05) ve öğrencilerden beklentilerinin (t=4,218; p=0,000>0,05) öğrencinin cinsiyet durumuna göre farklılaştığı, kız öğrenci ailelerinin erkek öğrenci ailelerine göre daha çok beklentiye sahip olduğu belirlenmiştir. Ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinden okul yönetiminden (t=3,976; p=0,000<0,05) ve öğretmenlerden (t=2,588; p=0,010<0,05) beklentilerin eğitim şekline göre farklılaştığı normal eğitim alan öğrenci ailelerinin taşımalı eğitim alan öğrenci ailelerinden daha yüksek beklentiye sahip olduğu saptanmıştır. Ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin öğrencinin yaşı, annenin yaşı, eğitim durumu, babanın yaşı, babanın eğitim durumu, babanın çalışma durumu ve öğrencinin ailesinin türü değişkenlerine göre farklılık göstermediği bulunmuştur (p<0,05). Ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinden okul yönetiminden (F=3,434; p=0,033<0,05) ve öğretmenlerden beklentilerin (F=3,371; p=0,035<0,05) öğrencinin ailesinin aylık ortalama gelir miktarına göre anlamlı farklılık gösterdiği, öğrencinin ailesinin aylık ortalama gelir miktarı yükseldikçe ailenin okul yönetiminden ve öğretmenlerden beklentilerinin yükseldiği saptanmıştır. Sonuç olarak; ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin incelenmesi eğitime ve eğitimin kalitesinin artmasına katkı sağlayacaktır. Aile beklentileri karşılandıkça eğitime olumlu yansıması olacak ve öğrencinin akademik başarısı artacaktır. Ortaokullar stratejik planlarını, vizyon ve misyonlarını oluştururken aile beklentilerini içeren çalışmalar düzenlenmeli ve eğitim amaçlarını bu çerçeve planında oluşturmalıdır.

Bilim Kodu :-

Anahtar Kelimeler : Aile, Okul, Öğrenci, Beklenti, Ortaokul, Eğitim Sayfa Adedi : 102

(8)

vii

EXPECTATIONS OF FAMILIES FROM SCHOOL AND STUDENT

(EXAMPLE OF YAYLADAĞI DISTRICT, HATAY CITY)

(Master Thesis)

Ferhat CABAR

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

November, 2016

ABSTRACT

The study has been planned and conducted for the purpose of investigating the expectations of families from school and student. The universe of the study consists of the secondary schools of the Provincial Management of National Education in Yayladağ District of the city of Hatay in 2014-2015 academic years, and the families of the 8th grade students studying at this school. The whole of the universe was contacted, and 446 students were included in the sampling of the study. The questionnaire technique was used in order to determine the expectations of the families from the student and the school. The questionnaire included Likert-type 56 statements about the expectations of the families from their students and the school. The statements also included information on the students and the families. The reliability of the 56 items in the Expectations of the Families from the School and the Student was found as alpha=931. Tables were formed showing the introductory information about the students and their families. These tables also showed the numbers and percentages of the study data. Then, the expectations of the families from the school and their students, their expectations from the physical environment of the school, from the school management, from the teachers, and from the classroom environment were determined. The total points of the expectations of the families from their students were taken, and were assessed in terms of variations according to the gender, educational status, and the social security of the family by using the t test. In addition, the ANOVA was applied in order to determine whether the data showed variations according to the age of the students, the age of the mothers, the educational status of the mothers, the age of the fathers, the educational status of the fathers, the working status of the fathers of the students, the type of the family, and average monthly income of the family variables. The difference between the variables was assessed as 0.05. In situations where the results

(9)

viii

of ANOVA were significant, in the case of the group, the difference would be determined, is over three, the LSD (Least Significant Difference) test, used for finding out the least significant difference was applied. It has been determined that 78.7% of the students, who were included in the study, were 14 years old, 37.9% were Mobile Teaching students, and 47.8% were female students. It was also determined that 82.3% of the mothers of the students were primary school and below graduates; 6.3% of them worked; 64.4% of the fathers were primary school and below graduates; and 82.3% of them worked. 83.0% of the families were elementary families; 13.7% were extended families; 3.4% were broken families; and the number of the individuals living together with these families was 5.86 in average. It was determined that 35.6% of the families had 500 TL and below monthly income; 39.2% of them had monthly income between 501-1,000 TL; 25.2% of them had 1,001 TL and over monthly income; and 51.1% of them had social securities. In the expectations from the physical environment of the school item, 79.6% of the families expected that the school had to be clean enough; 87.0% expected from the school management that they should take precautions about harmful habits; 80.9% of them expected from the teachers that they did not discriminate among the students; 82.3% of them expected from the classroom environment that there had to be sufficient education-training materials in the classroom; 87.0% of them expected from the students that they did their homework on due time. It was determined that the expectations of the families from the teachers (t=3.234; p=0.001<0.05), and from the classroom environment (t=2.172; p=0.030<0.05), and from the students (t=4.218; p=0.000>0.05) varied according to the gender of the students; and the families who had female students had higher expectations when compared with the families with male students. It was also determined that the expectations of the families from the school and the students, from the school management (t=3.976; p=0,000<0.05) and from the teachers (t=2.588; p=0.010<0.05) varied according to the education type, and that the families whose students received normal education had higher expectations when compared with the expectations of the families whose students received mobile education. It was determined that the expectations of the families from the school and students did not vary according to the age of the students, the age of the mothers, the educational status of the mothers, the age of the fathers, the educational status of the fathers, the working status of the fathers, and the family types (p<0.05). It was detected that the expectations of the families from the school, the students, the school management (F=3.434; p=0.033<0.05), and from the teachers (F=3.371; p=0.035<0.05) showed difference according to the monthly average income levels of the families of the students; and as the monthly income level of the students increased, so did the expectations of the families from the teachers and from the school management. As a conclusion, examining the expectations of the families from the schools and students will contribute to the education and to its quality. As the expectations of the families are covered, this situation will be reflected in educational field as well; and the academic success of the students will increase. Schools must consider the expectations of families when they are organizing their strategic plans, visions and missions; and shape their educational purpose in the light of these expectations.

Science Code:-

Key Words : Family, School, Student, Expectation, Secondary School, Education

Page Number : 102

(10)

ix

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... iv

AİLELERİN OKULDAN VE ÖĞRENCİDEN BEKLENTİLERİ ... v

ÖZ ... v

ABSTRACT ... vii

İÇİNDEKİLER ... ix

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

1.

BÖLÜM ... 1

GİRİŞ ... 1

1.1 Problem Durumu ... 2 1.2 Araştırmanın Amacı ... 2 1.3 Araştırmanın Önemi ... 3 1.4 Varsayımlar ... 4 1.5 Araştırmanın Sınırlılıkları ... 4

2.

BÖLÜM ... 5

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 5

2.1 Eğitimin Tanımı ... 5 2.2 Aile Kavramı... 6

(11)

x

2.3 Aile Türleri ... 7

2.3.1 Otorite ve Hane Halkı Özelliklerine Göre Aile Yapısı ... 8

2.3.1.1 Geleneksel (Geniş) Aile ... 8

2.3.1.2 Çekirdek Aile ... 9

2.3.1.3 Parçalanmış Aile ... 9

2.3.2 Yerleşim Yerlerine Göre Aile Yapısı ... 10

2.3.2.1 Kırsal Aile ... 10

2.3.2.2 Gecekondu Ailesi ... 11

2.3.2.3 Kentsel Aile ... 12

2.4 Aile Beklentisi ... 12

2.4.1 Ailelerin Okuldan ve Fiziksel Ortamdan Beklentileri ... 13

2.4.2 Ailelerin Sınıf Ortamından Beklentileri ... 16

2.4.3 Ailelerin Öğretmenden Beklentileri ... 17

2.4.4 Ailelerin Okul Yönetiminden Beklentileri ... 19

2.4.5 Ailelerin Öğrenciden Beklentileri ... 21

2.4.5.1 Başarının Arttırılmasında Aile Desteğinin Önemi ... 22

2.5 İlgili Araştırmalar ... 24

3.

BÖLÜM ... 29

YÖNTEM ... 29

3.1 Araştırmanın Modeli ... 29

3.2 Evren ve Örneklem ... 29

3.3 Veri Toplama Yöntem ve Araçları ... 30

3.3.1 Anket Formunun Hazırlanması ... 30

3.4 Araştırmanın Ön Uygulanması ... 32

3.5 Araştırmanın Uygulanması ... 32

3.6 Anket Formuna Güvenirlilik Testinin Uygulanması ... 33

3.7 Verilerin Değerlendirilmesi ... 33

4.

BÖLÜM ... 35

BULGULAR ve YORUM ... 35

4.1 Öğrenciyi ve Aileyi Tanıtıcı Bilgiler ... 35

4.1.1 Öğrenciye İlişkin Demografik Özellikler ... 35

(12)

xi

4.2 Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerine İlişkin Bulgular ... 42

5.

BÖLÜM ... 77

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 77

5.1 Sonuçlar ... 77

5.1.1 Öğrenciyi ve Aileyi Tanıtıcı Bilgiler ... 77

5.1.2 Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentileri ... 77

5.2 Öneriler ... 80

5.3 Araştırmacılara Öneriler... 80

KAYNAKLAR ... 83

(13)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Öğrenciye İlişkin Demografik Özellikler ... 36

Tablo 2. Öğrencinin Annesine İlişkin Demografik Özellikler ... 37

Tablo 3. Öğrencinin Babasına İlişkin Demografik Özellikler ... 38

Tablo 4. Öğrencilerin Kardeş Sayısı ve Ailedeki Birey Sayılarına İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları ... 39

Tablo 5. Öğrencinin Ailesinin Türüne İlişkin Dağılım ... 39

Tablo 6. Öğrencinin Ailesinin Aylık Ortalama Gelir Miktarına İlişkin Dağılım ... 40

Tablo 7. Öğrencinin Ailesinin Sosyal Güvencesi Olma Durumuna İlişkin Dağılım ... 41

Tablo 8. Anket Formu Uygulanan Bireye İlişkin Dağılım ... 41

Tablo 9. Ailelerin Okulun Fiziksel Ortamından Beklentilerine İlişkin Dağılım ... 42

Tablo 10. Ailelerin Okul Yönetiminden Beklentilerine İlişkin Dağılım ... 44

Tablo 11. Ailelerin Öğretmenlerden Beklentilerine İlişkin Dağılım ... 47

Tablo 12. Ailelerin Sınıf Ortamından Beklentilerine İlişkin Dağılım ... 49

Tablo 13. Ailelerin Öğrenciden Beklentilerine İlişkin Dağılım ... 51

Tablo 14. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Öğrencinin Cinsiyet Durumuna Göre Farklılaşması ... 53

Tablo 15. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Öğrencinin Yaşına Göre Farklılaşması ... 55

Tablo 16. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Eğitim Şekline Göre Farklılaşması ... 57

(14)

xiii

Tablo 17. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Annenin Yaşına Göre

Farklılaşması ... 59 Tablo 18. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Annenin Eğitim Durumuna

Göre Farklılaşması ... 61 Tablo 19. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Babanın Yaşına Göre

Farklılaşması ... 63 Tablo 20. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Babanın Eğitim Durumuna

Göre Farklılaşması ... 65 Tablo 21. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Babanın Çalışma Durumuna

Göre Farklılaşması ... 67 Tablo 22. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Öğrencinin Ailesinin Türüne

Göre Farklılaşması ... 69 Tablo 23. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Öğrencinin Ailesinin Sosyal

Güvencesi Olma Durumuna Göre Farklılaşması ... 71 Tablo 24. Ailelerin Okuldan ve Öğrenciden Beklentilerinin Öğrencinin Ailesinin Aylık

(15)

1

1. BÖLÜM

GİRİŞ

Eğitim insana yapılan en verimli ve en etkili, uzun vadeli bir yatırımdır; çünkü ekonomik, toplumsal ve politik sistemle ilgili yani kültürel sistemin tüm öğelerini kurup işleten, onaran, bozan, yıkan, yeni yapılar bulan, yaratan, tüm bunları değerlendiren insandır (Sönmez, 2002). Türk eğitim sistemi başarı odaklıdır ve öğrencinin üniversiteye girmesi en önemli hedef haline gelmiştir. Üniversiteye hazırlık süreci ilköğretimin ilk yıllarından başlayarak lise yıllarında devam etmekte; öğrencilerin çoğu, okulunun yanı sıra dershanelere de devam etmekte, bazı öğrenciler öğretmenlerden özel dersler almaktadırlar (Yıldırım, 2006).

Toplumun en küçük birimini oluşturan ailelerin, kendini oluşturan bireyler arasında belli görevleri vardır. Biyolojik yani üremeyi devam ettiren kurum olması, ekonomik görevi, koruyuculuk görevi, psikolojik görevi ve eğitim görevi bu sıralamada temel olarak yer almaktadır (MEB, 2011).

Ailede çocuğa karşı eğitim görevi; anne babanın çocuğunun doğumu ile başlayan bir sorumluluğudur. Çocuğun doğumuyla birlikte ilk karşılaştığı ve sosyal ilişkilerini kurduğu toplumsal kurum ailesidir. Aile çocuğun beslenme, bakım, korunma ve sevilme ihtiyaçlarını karşılamasının yanı sıra, çocuğu gelişimleri ve davranışları açısından da yönlendirerek onun toplumsal bir birey haline gelmesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle yapı olarak ailenin ve aile içi ilişkilerin çocuklar üzerinde çok önemli etkileri bulunmaktadır (Dizman, 2003).

Doğumdan itibaren çocuk, etrafını saran fiziki ve sosyal çevreye uyum mücadelesi verirken en büyük desteği anne ve babasından alır. Bütün okullar formal eğitim gereksinimlerini karşılamakla sorumlu iken, aile etkili ve gerekli bir eğitim aracıdır (Cole, Griffin ve Cox, 2005, s. 130).

Her bebek dünyaya gelmeden önce anne-babanın hayalindeki bir imaj olarak varlığa kavuşur. Anne-baba çocuk sahibi olmaya karar verdiklerinde farkında olarak ya da olmayarak kendi

(16)

2

gelecekleri ve çocuklarının geleceği ile ilgili hayaller kurmaya başlarlar. Çocuk ile ilgili kurulan hayallerin şekillenmesinde rol oynayan birçok etken olabilir.

Bazen anne-babanın kendi çocukluk dönemleri ile ilgili deneyim ve algıları, bazen sosyal ve kültürel değişimlerin etkileri anne-babalık rolünü ve çocuk yetiştirme yöntemlerini şekillendirir. Ancak yıllar içinde hiç değişmeyen bir şey varsa o da anne-babaların çocukları ile ilgili beklentileridir. Farklı dönemlerde çocuk yetiştirme ile ilgili farklı yöntemler ve teknikler ortaya çıksa da, çocuğun sosyal ve kültürel normlara göre aile içinde rolü değişse de, anne-babaların çocuklarının geleceği ile ilgili beklentilere sahip olduğu gerçeği değişmez (Bakanay, 2014).

Bu bağlamda aile beklentisi çocuğun geleceği hakkında ailenin bakış açısıdır. Ailelerin beklentileri; anne-babanın eğitim durumu, ailenin türü ve ailenin aylık ortalama gelir miktarı gibi etkenlere göre değişebilmektedir.

Araştırmanın temelini oluşturan ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentileri 5 başlık altında aşağıda sıralanmıştır:

 Ailelerin okuldan ve fiziksel ortamdan beklentileri  Ailelerin sınıf ortamından beklentileri

 Ailelerin öğretmenden beklentileri  Ailelerin okul yönetiminden beklentileri  Ailelerin öğrenciden beklentileri

1.1 Problem Durumu

Hatay ili Yayladağı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı ortaokullarda eğitim-öğretime devam eden 8. sınıf öğrenci ailelerinin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin incelenmesidir.

1.2 Araştırmanın Amacı

Bu araştırma, ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerini ortaya çıkarmak amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Aynı zamanda ulaşılan sonuçlar doğrultusunda; okul yönetimlerine, öğretmenlere ve öğrencilere aile beklentilerini karşılamaya yönelik önerilerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

(17)

3 1.3 Araştırmanın Önemi

Çocuğun büyüyüp geliştiği ve yaşamının büyük bir bölümünü içinde geçirdiği ortam ailedir. Çocuğun toplumsallaşmaya başladığı ilk kurum olan ailenin çocuğunu yetiştirme biçimi, çocuğun sınıf içi davranışlarında önemli yer tutmaktadır (Celep, 2002).

Öğrenci üzerinde etkili olan pek çok değişken bulunmaktadır. Öğrenme değişkeni olarak da adlandırılan bu değişkenler; fizyolojik, psikolojik, ailesel ve toplumsal koşullarla ilgilidir. Öğrenme değişkenleri bireyin, öğrenme durumunu dolayısıyla da başarı düzeyini olumlu ye da olumsuz olarak etkilemektedirler (Keskin & Sezgin, 1999).

Dengeli ve olumlu ilişkilerin gerçekleştiği, çocuğa sevgi, ilgi, güven, anlayış, disiplin konularında olumlu yaklaşımlarda bulunulan bir aile çevresi, çalışma ve başarıya olumlu katkılarda bulunur. Aile içerisindeki anlaşmazlıklar, hastalıklar, kopuk ilişkiler, ayrılıklar ise başarısızlığa neden olan olumsuz faktörlerdir (Berber, 1990, s. 22). Çocuklarının başarılı olmalarını ve başarı durumlarının olumlu yönde devamını isteyen anne-babalar, onlara rahat çalışabilecekleri özgür bir ortam sağlayarak, yaptıkları faaliyetlerle ilgilenerek ve başarılarından duydukları mutluluğu sözel olduğu kadar beden diline de yansıtarak destekleyici bir yaklaşım içinde olmalıdırlar (Çağdaş, 2002).

Öğrencilerin başarı ya da başarısızlığı; kendisi, ailesi ve içinde yaşadığı toplum bakımından oldukça önem taşımaktadır. Akademik yönden başarılı, nitelikli insan gücü potansiyelinin bir toplumun kalkınmasında en temel güç olduğu kabul edilmektedir. Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan başarısızlıklar, okulu terk etme, yeteneği oranında başarılı olamama gibi sorunlar, beklenen sayı ve nitelikte insan gücü potansiyelinin toplum kalkınmasına zamanında katılmasını engellemektedir (Hoge, Smith ve Crist, 1997; Korkmaz & Kaptan, 2002; Yılmaz, 2000).

Araştırmalar, ailelerin çocuklarının farklı gelişim alanlarının desteklenmesi, kurumların fiziki özellikleri, öğretmenlerin özellikleri ve kendilerinin bilgilendirilmeleri ile ilgili alanlara yönelik beklentilerinin olduğunu göstermektedir (Gülender, 1993; Hinnant, O’Brien, & Ghazarian, 2009; Metin & Arı, 1993; Özışıklı, 2008; Rubie-Davies, Hattie, & Hamilton, 2006; Sevinç, 2006; Seyfullahoğulları, 2012).

Okulun etkililiğini ve öğrenci başarısını oluşturan çok sayıda faktör vardır. Bunlar; okul müdürü ve yardımcıları, öğretmenler, anne-babalar, okul iklimi ve kültürü, eğitim-öğretim programları, çevre, okulun fiziki yapısı ve eğitim teknolojisi gibi faktörlerden oluşmaktadır (Şişman, 1995).

(18)

4

Ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentilerinin incelenmesi eğitime ve eğitimin kalitesinin artmasına katkı sağlayacaktır. Aile beklentileri karşılandıkça eğitime olumlu yansıması olacak ve öğrencinin akademik başarısı artacaktır. Ancak; okulların stratejik planlarını, vizyon ve misyonlarını oluştururken aile beklentilerini içeren çalışmalar düzenlenmediği ve aile beklentilerine gereken önemin vermediği görülmektedir. Bu çalışma, gelecekte yapılacak olan araştırmalara katkıda bulunması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

1.4 Varsayımlar

Bu tez çalışmasında aşağıdaki varsayımlardan hareket edilecektir.

 Araştırmaya alınan örneklemin evrenin tüm özelliklerini taşıdığı ve evreni yeterince temsil ettiği varsayılmaktadır.

 Araştırmada kullanılan anket formunun veri toplamak için uygun ve güvenilir bir araç olduğu varsayılmaktadır.

 Anket formu uygulanan aile bireylerinin soruları doğru algılayıp, doğru cevaplar verdikleri varsayılmaktadır.

 Seçilen araştırma yönteminin, araştırmanın konusuna, amaçlarına ve problemin çözümüne uygun olduğu varsayılmaktadır.

 Araştırmada kullanılan istatistiksel çözümleme yöntemlerinin, verilere ve araştırmanın amaçlarına uygun olduğu varsayılmaktadır.

1.5 Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu tez çalışması için aşağıda belirtilen sınırlılıklar söz konusudur.

 Araştırma Hatay ili Yayladağı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ortaokullarda eğitim ve öğretime devam eden 8. sınıf öğrenci ailelerinin okuldan ve öğrenciden beklentilerini etkileyeceği düşünülen öğrenciyi ve aileyi tanıtıcı bilgiler ve ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentileri anket formu ile sınırlıdır.

 Araştırma Hatay ili Yayladağı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı toplam 12 ortaokulda eğitim ve öğretime devam eden 8. sınıf öğrenci ailelerinin oluşturduğu 446 aile ile sınırlıdır.

(19)

5

2. BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1 Eğitimin Tanımı

“Maarif”, “terbiye”, “tedrisat” gibi kavramları da içine alan “eğitim” sözcüğünün dilimize girişi batı dillerindeki karşılığı “education” ile olmuş ve sonradan türetilmiştir (Bilhan, 1991, s. 50). “Education” kelimesi, Latince çıkışlı bir kelime olup iki kökten oluşmaktadır. Bunlar; “educare”: beslemek, yükseltmek, desteklemek; “educere”: yetiştirmek, dışarı çekmek, bir şeye doğru götürmektir (Bilhan, 1991, s.52; Varış, 1991, s.24).

Eğitim; kişinin zihnî, bedenî, duygusal, toplumsal yeteneklerinin, davranışlarının en uygun şekilde ya da istenilen bir doğrultuda geliştirilmesi, ona birtakım amaçlara dönük yeni yetenekler, davranışlar, bilgiler kazandırılması yolundaki çalışmaların tümüdür. Eğitim, hayat boyu sürer; plânlı ya da tesadüfî olabilir (Akyüz, 2012).

Eğitim insana yapılan en verimli ve en etkili, uzun vadeli bir yatırımdır; çünkü ekonomik, toplumsal ve politik sistemle ilgili yani kültürel sistemin tüm öğelerini kurup işleten, onaran, bozan, yıkan, yeni yapılar bulan, yaratan, tüm bunları değerlendiren insandır (Sönmez, 2002). Ülkemizde eğitim; yaygın ve örgün olmak üzere iki şekilde yürütülmektedir. Yaygın eğitimde daha çok örgün eğitim almamış ya da örgün eğitimden ayrılmış bireylerin ilgi ve gereksinim duyduğu alanlara yönelik yapılan eğitim faaliyetleri yürütülmektedir. Örgün eğitimde ise; Milli Eğitim’in amaçlarına göre hazırlanmış okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim gibi birbirini takip eden kademelerden oluşan ve belli bir yaş grubuna yönelik okullarda planlı ve programlı bir şekilde yürütülen eğitim olarak ifade edilmektedir (Çepni & Çil, 2010).

Eğitim sürecinin temeli öğrenmeye dayanır. Öğrenme süreci çocuğun doğumuyla birlikte ailede başlar, planlı ve programlı bir kurum olan okul ile devam etmektedir (Başar,1999).

(20)

6

Örgün eğitim kademelerinde, 12 yıllık bölüm 4+4+4 şeklinde zorunlu olarak yürütülmektedir. Bu bakımdan örgün eğitim; öğrencilerin geleceğinin belirlenmesinde ve şekillenmesinde önemli bir role sahiptir.

2.2 Aile Kavramı

Aile; biyolojik ilişkiler sonucu insan türünün devamını sağlayan, toplumsallaşma sürecinin ilk ortaya çıktığı, karşılıklı ilişkilerin belirli kurallara bağlandığı, o güne değin toplumda oluşturulmuş maddi ve manevi zenginlikleri kuşaktan kuşağa aktaran, biyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal, hukuksal ve benzeri yönleri bulunan toplumsal bir kurumdur (Doğan, 2000).

Aile, ana-baba çocuklar ve tarafların kan akrabalarından oluşan ekonomik ve toplumsal birliktir. Toplumun en küçük birimidir. Bunun içindir ki toplumlardaki değişim aile yapısını da birebir etkileyecek, toplumun biçimlenmesini sağlayan sosyo-ekonomik ve kültürel koşullara aileyi de biçimlendirecektir.

Ailenin toplumda belli görevleri vardır. Biyolojik yani üremeyi devam ettiren kurum olması, ekonomik görevi, koruyuculuk görevi, psikolojik görevi ve eğitim görevi. Aile, sosyal ilişkilerin en küçük ve en temel birimi olarak hem işlevleri hem ilişki biçimleri, hem ekonomik faaliyetleri hem de aile bireylerinin aile içindeki statüleri yönünden değişime uğramaktadır (MEB, 2011).

Aile, evlilik ve kan bağına, karı-koca, ana-baba, çocuk ve kardeşler gibi ilişkilere dayalı olan, en küçük toplum birimi, kurumu, bir iletişim birimi örneğidir. Aile içinde bulunduğu bölgenin, çevrenin, toplumun özelliklerini taşımaktadır. Yetişen kuşaklara bu özellikleri aktarmakta ve böylece toplumun sürekliliğini sağlamaktadır (Özgüven, 2001, s. 89; Ugürol, 1993, s. 20).

Çocuğun doğumuyla birlikte ilk karşılaştığı ve sosyal ilişkilerini kurduğu toplumsal kurum ailesidir. Aile çocuğun beslenme, bakım, korunma ve sevilme ihtiyaçlarını karşılamasının yanı sıra, çocuğu gelişimleri ve davranışları açısından da yönlendirerek onun toplumsal bir birey haline gelmesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle yapı olarak ailenin ve aile içi ilişkilerin çocuklar üzerinde çok önemli etkileri bulunmaktadır (Dizman, 2003).

Aile kavramı genel geçerliği olan, sosyal grup ile aile fertleri arasındaki ilişkileri içeren, adetleri, örfleri, görenekleri, gelenekleri bulunan sosyal bir kurumdur (Nirun, 1994, s. 17).

(21)

7

Doğumdan itibaren çocuk, etrafını saran fiziki ve sosyal çevreye uyum mücadelesi verirken en büyük desteği anne ve babasından alır. Bütün okullar formal eğitim gereksinimlerini karşılamakla sorumlu iken, aile etkili ve gerekli bir eğitim aracıdır (Cole vd., 2005, s. 130). Çocuk kendini ifade edebilmeyi, kendi kendini yöneten bir birey olabilmeyi ailesinden öğrenir. Özellikle anne-baba çocuğun kişiliğinin oluşumunda temel rolü olan özdeşim modelleridir. Çocuk bu özdeşim modellerini kendine örnek alır ve adeta onların yaşam biçimlerini taklit yoluyla öğrenir (Yavuzer, 1992, s. 111).

Çocuğun kişilik yapısı aile içinde gelişir. Birçok alışkanlık ailede kazanılır ve gelişir. Sosyalleşme olayı da ailede kazanılır. Aile üyelerinin sorumlulukları vardır. Aile, üyelerinden, diğer birliklerde görülmeyen, sürekli ve çok sayıda isteklerde bulunur. Ailenin üyelerinden beklentileri vardır ve bu yaşam boyu sürer. Aile, toplumsal kurallarla çevrilidir. Aile toplumsal yasakların ve yasaların şekillendirdiği bir sosyal düzendir (Özmen, 2007, s. 8).

2.3 Aile Türleri

Sosyo-kültürel normlar, ekonomik yaşam, üretim biçimleri ve inançlar toplum üzerinde olduğu gibi aile yapısı üzerinde de etkisi olan unsurlardır. Dolayısıyla bu unsurlar aile türlerinin oluşmasında da önemli rol oynamaktadır. Aile, tarihsel bir yapıya sahip toplumsal bir kurumdur yani toplumun tarihsel evriminden soyutlanamayacak bir gelişimi gösterir. Bölgelere (coğrafi yapıya), ekonomik yapıya/sınıflara ve toplumdaki alt gruplara göre değişir (Meriç, 1990). Bunların yanı sıra aile, bir sosyal sistem ve kültürel çeşitlilik olarak da düşünülmelidir. Aile türlerinde aileyi meydana getiren grup üyelerinin sosyal ilişki, sosyal statü ve rollerine de dikkat edilmesi gereklidir (Güngör, 2012).

Tarihsel perspektif içerisinde farklı aile türlerine ilişkin sınıflandırmalar yer almaktadır. Aileler;

 Hanede yasayan kişi sayısı,  Yerleşim yerleri,

 Evlenme biçimleri,

(22)

8

2.3.1 Otorite ve Hane Halkı Özelliklerine Göre Aile Yapısı

Otorite ve hane halkı özelliklerine göre aile çeşitleri geleneksel (geniş), çekirdek ve parçalanmış aile olarak üzere üçe ayrılır.

2.3.1.1 Geleneksel (Geniş) Aile

Geniş aile ikiden fazla kuşağın aile içine dâhil olması ile meydana gelir. Başka bir deyişle üç neslin aynı çatı altında birlikte yaşamasından veya aynı aile içerisinde birleştirilmesinden meydana gelen bir aile düzenidir. Bu aile içerisinde evli kardeşler, onların ebeveynleri ve çocukları bulunur. Üretim-tüketim ve ortak mülkiyet anlayışı vardır (Eremrem, 1998, s. 15). Geniş aile genellikle köysel veya geleneksel toplumların bir kurumudur.

Çeşitli kuşakların bir arada yaşadığı, aynı geliri, aynı sofrayı paylaşan kalabalık aile biçimidir. Geniş aile büyük ölçüde baba soyuna dayanır. Ataerkil bir özellik gösterir. Ailede yaşayan üyelerin özelliğine bağlı olarak bu aile tipi; dikey geniş aile ve yatay geniş aile olmak üzere ikiye ayrılır. Dikey geniş aile; baba-oğul-torun gibi üç kuşağın bir arada yaşadığı bir aile modelidir. Yatay geniş aile ise; bütün akrabalık ilişkilerinin yer aldığı ana-baba ve çocukların yanı sıra büyükanne, büyükbaba, hala, teyze, amca, dayı gibi akrabaların bir arada yaşadığı aile tipidir. Farklı kuşakların bir arada oturma ve ortak mülkiyet özelliklerini taşıyan, bu kuşakların yatay, dikey, ya da hem yatay hem de dikey bir şekilde genişlemesi ve birden fazla evli çiftin bulunmasıyla karakterize olan, genellikle kalabalık ailelerdir (Aydoğan, 1992, s. 17; Kongar, 1972, s.12; Topçuoğlu, 2001, s. 32).

Büyük anne, büyük baba otoritesi altında, özellikle erkek çocukların ve eşlerinin, onların çocuklarının, yani üç neslin aynı çatı altında yaşadığı ve örneklerinin giderek azaldığı bu aile şeklinde büyük anne ve babalar torunlarının bakımında önemli bir role sahiptirler (Araz, 2007, s. 52; Wyse, 2004).

Geleneksel aile tiplerinde görülen birtakım ortak özellikler;

 İlişkiler eşitlikçi değildir. Geniş ailenin en önemli özelliği aile içindeki statü farklılığıdır. Yaşlı gençten, ergin çocuktan, erkek kadından daha yüksek konumdadır. Konumu en düşük grup ise gelin gibi aileye yeni katılan kişilerdir.

 Geleneksel ailede iş bölümü cinsiyete göre yapılır. Kadınlar ev içindeki bütün işlerde, erkekler ise tarlada ve işyerlerinde çalışır. Kız çocukları anneye, oğlan çocukları babaya yardım eder.  Geniş ailede eş seçimi ana baba aracı olmaksızın olası değildir. Akraba ve aynı yöreden kişiler ile olan evlilikler çok erken yaşlarda olmaktadır.

 Erkek çocuk tercih edilir. Erkek çocuğun eğitimine daha çok önem verilir.

 Evlenen çocuklar yeni bir ev açma yerine baba evini tercih ederler. Erkek çocuk genelde babanın işini devam ettirir. Toplumsal statüsü, aile ve akrabalık sistemi tarafından belirlenir. Bu aile tipinin çok sık görülmesi yerleşik tarım ve mülkiyet hakkı ile açıklanabilir.

(23)

9

 Karı-koca ilişkileri belli bir mesafe içindedir. İsimle hitap edilmez. Coşkusal ve duygusal davranışta bulunulmaz. Kadın kocasından hem korkar, hem de sayar.

 Baba genel olarak otoritesini korkuya dayandırır ve çocuklar ile karşılıklı ilişkisini en aza indirir (MEB, 2011, s. 9).

2.3.1.2 Çekirdek Aile

Endüstrileşmeyle birlikte tarım toplumundan endüstri toplumuna hızlı bir geçiş yaşanmıştır. Nitelikli elemanlara ihtiyaç duyulmuş, aileler yaşadıkları bölgeleri bırakıp sanayi kuruluşlarının bulunduğu bölgelerde yaşamaya başlamıştır. Böylece yeni bir kentleşme ve kent kültürü oluşum sürecine girmiştir. Kent yaşamında geniş aileyi yaşatmak zor olduğundan aileler yavaş yavaş yapısını ve fonksiyonlarını değiştirerek çekirdek aileye dönüşmüş ve yaygınlaşmıştır (Özgüven, 2001).

Birbirine evlilik sözleşmesi ve kan bağıyla bağlı, bünyesinde sadece iki kuşağı barındıran, sayı olarak dar olan, anne, baba ve çocuklardan oluşan en basit aile türüdür. Eşler kendi anne-babalarıyla yakın ilişkiler içinde bulunmalarına rağmen evleri ayrıdır ve bağımsız gelir-giderleri vardır. Çekirdek ailenin akrabalarla bağları geniş aileye oranla zayıflamış, dış etkilerden önemli ölçüde bağımsızlaşmışlardır. Akrabalık ilişkilerinde, anne ve baba soyu akrabalarının büyük bir ağırlığı yoktur (Bilen, 2004, s. 97; Timur, 1972, s. 7).

Çekirdek ailelerde görülen özellikler;

 Aile bireyleri arasında iş bölümü vardır.

 Kuşaklar arasında özerk ve hoşgörülü ilişki vardır.

 Çeşitli roller belirlenmiş olmasına rağmen aile üyeleri arasında dayanışma vardır.  Aile reisliği genellikle belli bir cinsin tekelinde değildir.

Çocuğun sosyal güvence olarak görülme oranı düşüktür.

 Çocuk sayısı azalmakta, doğum aralığı uzamaktadır (MEB, 2011, s. 10).

2.3.1.3 Parçalanmış Aile

Ailede parçalanma deyince ailenin genel yapısında bir değişme anlaşılır. Bunlar da çocukların aileden ayrılmaları, ölüm, anne veya babanın uzun seyahatleri, karı-kocanın birbirinden ayrı yaşamaları veya boşanmaları gibi durumlarıdır (Bulut, 1990, s. 198).

(24)

10

Parçalanma ölüm, boşanma gibi nedenlerle ailenin toplumsal işlevini yitirmesi durumudur. Parçalanmış aile yalnızca ailenin olmadığı anlamına gelmez, evde sadece baba ya da anneden birisi vardır ve çocuklar hayatlarını bu kişiyle devam ettirirler (Özağı, 2007, s. 5).

Bu tür aileler tek ebeveyn, üvey bir ebeveyn, büyük anne ve babayla veya başka yakınlarından oluşabilir. Parçalanmış ya da eksik aile çocuklarında endişe, depresyon, uyku bozuklukları ve fobiler görülebilir. Her ne kadar çocukların çoğu boşanma sonrası anneleriyle yaşasa da, anne-çocuk ilişkisindeki kalite esasta düşüş göstermektedir (Feldman, 2004, s. 399).

Çocuğun gelişimi ailenin dinamiklerini etkileyen boşanma veya ekonomik durum gibi nedenlerden etkilenir. Çocukların boşanma öncesi ve sonrası gelişimi, davranışları farklı olabilir. Aile içi ilişkiler sürekli farklılık gösterdiği için çocuğun davranışlarında da aynı sonuçları doğurabilir. Bir bakıma gelişimin her aşaması aile içi olaylardan derin bir şekilde etkilenir. Bilişsel gelişim, etik davranışlar, kişilik gelişimi ve duygusal gelişim çoğunlukla aile içi olaylarla şekillenir (Bukatko & Daehler, 2004, s. 497).

2.3.2 Yerleşim Yerlerine Göre Aile Yapısı

Yerleşim yerlerine göre aile çeşitleri genel olarak kırsal aile, gecekondu ailesi ve kentsel aile olmak üzere üç bölümde incelenir.

2.3.2.1 Kırsal Aile

Kırsal aile; ana-baba, evlenmemiş çocuklar, torunların bir çatı altında oturmalarıyla şekillenen kendi kendine yeten küçük toprak işleyen bir ailedir. Genel anlamda tarım ve hayvancılıkla uğraşan köy ailesi, çoğunlukla hem üretim yapan bir aile olma özelliği hem de tüketim yapan bir aile olma özelliği gösterir. Tüketim kalıpları, çoğunlukla kendi ürettikleri ile sınırlı olması bakımından değişkenlik göstermez (Taylan, 2003, s. 22).

Kırsal ailede kadının rolleri ürün bazında ele alınarak açıklanmaktadır. Bu nedenle kırsal alanda kadının emeğinin toplumda özellikle erkekler tarafından dikkate alınmayışı ve gerçekleştirilen faaliyetlerin gözle görülebilir bir gelir getirmeyişi, kadınların işgücü istatistiklerinde “iktisaden faal olmayan-ev kadını” statüsünde değerlendirilmelerine yol açmaktadır (Hablemitoğlu, 1996, s. 6).

(25)

11 2.3.2.2 Gecekondu Ailesi

Hızla değişen ve gelişmekte olan toplumların doğal özelliği olarak, birkaç süreç eş zamanlı olarak yaşanmaktadır. Hızlı sanayileşme ve modernleşmenin yaşandığı toplumlarda ikili bir yapı özelliği göze çarpmaktadır. Toplumun sahip olduğu özelliklerden dolayı, belirli bir kısmı yaşanan sürece uyum sağlarken, uyum sağlama güç ve imkânını elinde bulunduramayan kesim, geleneksel yaşantısına veya eski/mevcut yaşam tarzına devam etmektedir. Böylece, ikili bir yapı göze çarpmaktadır (Şentürk, 2006, s. 21).

Kente göçen insanlar zaman içinde ekonomik ve sosyal bakımdan kentlileşmektedir. Ekonomik bakımdan kentlileşme, kişinin geçimini tamamen kente veya kente özgü işlerle sağlıyor duruma gelmesiyle gerçekleşir. Sosyal bakımdan kentlileşme ise kır kökenli insanın türlü konularda kentlilere özgü tavır ve davranış biçimlerini, sosyal ve tinsel değer yargılarını benimsemesi ile gerçekleşmektedir (Kartal, 1992, s. 50).

Tarım toplumlarında ve sanayi öncesi toplumlarda görülen geniş aileler sanayileşme sürecinde değişime uğrarlar, çekirdek aileye geçiş sürecinde çekirdek aile ve geniş aile arası farklı bir tür görülür. Geçiş dönemi ailesinde evde yaşayan bireyler geniş aileden sayıca daha az, çekirdek aileden ise daha fazladır. Bu tür ailelerde anne, baba ve çocukların yanı sıra evde yaşayan büyükanne, büyükbaba veya evli çiftlerin evlenmemiş kardeşleri olabilir (Bilgin, 1991, s. 44).

Gecekondu ailesinin özellikleri;

 Bozulan bir hiyerarşi söz konusudur. Geniş aile özelliği de taşıdığı için evde söz sahibi aile reisidir. Kadın da çalıştığı ve ekonomik özgürlüğü olduğu için ailede söz sahibi olmaktadır.  Geniş ailede olduğu gibi erkek çocuğa sahip olma isteği fazladır. Çünkü erkek çocuk aile için yaşlılık, işsizlik ve emeklilik durumunda sosyal güvence olarak görülmektedir. Bunun yanında erkek çocuk küçük yaşta çalışmaya başladığı için aileye maddi katkı da sağlamaktadır.

 Kız çocuk, evde anneye yardımcıdır. Anne çalışıyor ise evin bütün işlerinden sorumlu olmaktadır. Ekonomik bir bağımsızlığı söz konusu olmadığı için ailede söz hakkı yoktur.

 Kentli çekirdek aileden farklı olarak aşırı doğurganlık söz konusudur. Aile bağlarını kuvvetlenmesi, devamlılığın sağlanması nedeni ile doğurganlık fazladır.

 Hem dini hem resmi nikâh görülür.

 Ailelerin yaklaşık %85’i sosyolojik anlamda çekirdek ailedir.  Gecekondu ailesi çok genç bir nüfus yapısına sahiptir.  Eğitim düzeyi düşüktür.

 Gecekondu ailesinde işgücüne katılımın genellikle fabrika ve imalathane işçiliği, küçük girişimcilik, hizmet sektörü ve marjinal kesimde yoğunlaştığı görülmektedir.

 Kadının dış piyasaya ilişkisi oldukça sınırlı kalmakla birlikte parça başı iş üretimi ve çalışma hayatına katılma giderek artmaktadır.

 Taksitle alışveriş tüketim sürecinde başvurulan en önemli yoldur.  Çalışma kesiminin üçte ikisinin sosyal güvenliği vardır.

 Kadının statüsünde ve karar verme düzeyinde artış eğitim olanaklarının artmasıyla birlikte yükselmektedir.

(26)

12 2.3.2.3 Kentsel Aile

Kent ailesinin işlevleri köy ve kasaba ailesine oranla daha azdır. Sadece psikolojik doyum, üreme ve çoğalma yoluyla neslin devamını sağlamak ve çocukları sosyalizasyon sürecinde sosyal çevreye hazırlamak işlevleri kalmıştır. Evlenme yaşı köylere oranla daha yüksektir. Ev içi otorite ve karar vermede eşlerin eşitliği söz konusu olsa da bu daha çok ekonomik, sosyal ve eğitim seviyesi yüksek ailelerde daha sık görülür. Boşanma, ayrılma gibi durumlarda ve çocuk yapmada eşlerin kendi aralarında karar vermeleri ön plandadır (Taylan, 2003, s. 24). Kent toplumlarında akrabalık ilişkileri kuvvetli değildir. Bu toplumlarda eğitim ve öğretim çok değişik kurumsal kuruluşlar ve karmaşık toplumsal çevre tarafından yapılmaktadır. Kentteki evlenmelerde akrabaların, ana-babanın etkisi iyice azalmıştır. Böylece mirasın bölünmesi gibi kaygılar ortadan kalkmıştır. Kent ailesi tarımdan tümden kopmuş işçi, bürokrat ya da küçük ve büyük serbest meslek sahiplerinin oluşturduğu bir aile tipidir. Köy toplumunda ailenin ikamet ettiği mekân ile çalıştığı mekân aynı yerlerdir.

Kent ailesinde ise oturulan yer ile çalışılan mekân birbirinden ayrılmıştır. Bu gelişim sonucu olarak aileyi geçindiren iş münasebeti de değişmiş, şehir ailesi saf bir tüketim toplumu haline gelmiştir (Özensel, 1992, s. 13).

2.4 Aile Beklentisi

Beklenti; herhangi bir konuda gerçekleşmesi istenilen veya umulan her türlü olguyu içeren duygudur. "Beklenti" ile "umut" her ne kadar birbirleri ile özdeşleştirilse de; beklenti, umut edilmesi şart olmayan durumlarda da var olabilir. Kısacası bir insan bir beklentide bulunduğunda, onu tam karşılığıyla ummuş olmayabilir. Bir başka deyişle, ummak yerine istenilen tüm değerler, beklenti tanımına dâhildir (Wikipedia, 2014).

Beklenti geleceğe bakıştır. Bu bağlamda aile beklentisi çocuğa yönelik onun geleceği hakkında bakış açısıdır.

Her bebek dünyaya gelmeden önce aslında anne-babanın hayalindeki bir imaj olarak varlığa kavuşur. Anne-baba çocuk sahibi olmaya karar verdiklerinde farkında olarak ya da olmayarak kendi gelecekleri ve çocuklarının geleceği ile ilgili hayaller kurmaya başlarlar. Çocuk ile ilgili kurulan hayallerin şekillenmesinde rol oynayan birçok etken olabilir.

Bazen anne-babanın kendi çocukluk dönemleri ile ilgili deneyim ve algıları, bazen sosyal ve kültürel değişimlerin etkileri anne-babalık rolünü ve çocuk yetiştirme yöntemlerini şekillendirir. Ancak yıllar içinde hiç değişmeyen bir şey varsa o da anne-babaların çocukları ile ilgili beklentileridir. Farklı dönemlerde çocuk yetiştirme ile ilgili farklı yöntemler ve teknikler ortaya çıksa da, çocuğun sosyal ve kültürel normlara göre aile içinde rolü değişse de, anne-babaların çocuklarının geleceği ile ilgili beklentilere sahip olduğu gerçeği değişmez (Bakanay, 2014).

(27)

13

Ailelerin en önemli beklentisi, çocuklarının sorumluluk sahibi bir birey olarak yetiştirilmesidir (Başaran, 1994).

Araştırmalar, ailelerin çocuklarının farklı gelişim alanlarının desteklenmesi, kurumların fiziki özellikleri, öğretmenlerin özellikleri ve kendilerinin bilgilendirilmesi ile ilgili alanlara yönelik beklentilerinin olduğunu göstermektedir (Gülender, 1993; Hinnant vd., 2009; Metin & Arı, 1993; Özışıklı, 2008; Rubie-Davies vd., 2006; Sevinç, 2006; Seyfullahoğulları, 2012).

Ebeveynlerin beklentilerini çeşitli değişkenler açısından inceleyen araştırmalar, özellikle öğrenim durumu ve gelir düzeyinin beklentiler üzerinde etkili olduğunu ortaya koymaktadır (Jacobson & Engelbrecht, 2000; Sevinç, 2006). Öğrenim durumu yüksek olan ebeveynlerin kaliteli bir eğitim, uygun fiziki ortam, yönetici ve öğretmenlerin nitelikli olması gibi birçok boyutta beklentilerinin olduğu saptanmıştır (Sevinç, 2006). Üniversite mezunu olmayan ebeveynlerin öğretmenler ve ailelerle iletişim konusundaki beklentilerinin üniversite mezunu olan ebeveynlerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir (Jacobson & Engelbrecht, 2000). Yapılan bir araştırmanın bulgularına göre; veliler çocuklarının okulunu bir öğretim yılında birkaç kez (2-3) ziyaret etmektedirler. Velilerin okulu ziyaret sıklığı cinsiyete göre farklılık göstermezken, yerleşim yerlerine, gelir düzeylerine ve okul türüne göre farklılık göstermektedir (Demir, 2000).

Yapılan bu çalışma ile ailelerin okuldan ve öğrenciden beklentileri 5 başlık altında incelenerek aşağıda sıralanmıştır:

 Ailelerin okuldan ve fiziksel ortamdan beklentileri  Ailelerin sınıf ortamından beklentileri

 Ailelerin öğretmenden beklentileri  Ailelerin okul yönetiminden beklentileri  Ailelerin öğrenciden beklentileri

2.4.1 Ailelerin Okuldan ve Fiziksel Ortamdan Beklentileri

Okul çeşitli bilgi, beceri ve alışkanlıkların belli amaçlara göre düzenli bir biçimde öğretildiği ve kazandırıldığı eğitim kurumu ya da öğrenci, öğretmen ve yöneticilerden oluşan eğitim topluluğu olarak tanımlanmaktadır (TDK, 1981, s. 107).

Okulların amacı; toplumsal yönü güçlü, özgür ve çok yönlü düşünebilen, ruhen ve bedenen sağlıklı, girişimci, vizyon sahibi, kültürünü özümsemiş bireyler yetiştirmektir. Okul binaları

(28)

14

teknolojik gelişmelere göre yapılmış ve donatılmıştır. Çalışanlar seçimle alınmakta, sözleşmeli olarak, tatmin edici ücretle çalışmaktadırlar (Can, 1998, s. 3).

Bireyin gelecekteki yaşamında kuşkusuz en belirleyici rolü oynayan kurum okuldur. Bu itibarla bir sistemin yer aldığı mekânın özellikleri ile sistemin araç, süreç ve hedeflerinin uyuşum içinde olması gerekir. Mekân, sistemin bir parçası olarak, onun diğer parçalarıyla uyumlu olmak durumundadır (Başar, 1999).

Eğitim tarihi içinde, tarihsel dönemlerin toplumsal ve kültürel bir bileşimi olan okulların, mekânsal/fiziksel çevrelerinin, eğitim yaşantılarına ve amaçlarına uygunluğu tartışması güncel anlamda da devam etmekte ve önem taşımaktadır (Karaküçük, 2007).

Fiziksel ortam, eğitim etkinlikleri için ayrılan mekânın özelliklerini belirtir. Sıra, masa, dolap vb. araçlarla, boş alanlar, mekânın ısı, ışık ve renk düzeni gibi bir dizi etken, ortamın fiziksel değişkenlerini oluşturur. Öğretmen-öğrenci ilişkileri, büyük ölçüde bu fiziksel değişkenler tarafından etkilenir (Aydın, 2013).

Okulların fiziksel boyutları olan okul binası, sınıflar, laboratuvarlar ve eğitim araç gereçlerinin geliştirilmesi eğitim kurumunun başarısında önemli bir işleve sahip olabilir (Göküş, 2007, s. 144).

Okulların fiziksel yapısı; görünüş ve kullanış bakımından çekici, sağlık koşullarına uygun olmalıdır. Temiz, bakımlı iyi okullar, yalnız morali değil davranışı da etkiler. Fiziksel yapı ve düzenlenişin çekiciliği, öğrenciyi zamanını okul içinde kullanmaya yöneltmeli, öğrenci sokağa yönelme gereksinimi duymamalı, bunun için okulun yönetim planı ders dışı zamanları da kapsamalıdır (Rosenholtz & Simpson, 1990).

Çocuğunu okula gönderen her aile onun sıcak bir ortamda eğitim görmesini arzu eder. Okul yönetimlerince yapılacak en önemli eğitim öğretim hazırlıklarından biri kışın yeterli sıcaklığı sağlamak olmalıdır.

Okul ve fiziksel ortam düzeni insanların; sağlıklarını duygusal dünyalarını ve performanslarını olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu durum okul mekânlarında özellikle öğrencileri ve öğretmenleri çok fazla ilgilendirmektedir. Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapıldığı okullarda bu konu üzerinde önemle durulması ve gerekli düzenlemelerin yapılması, eğitimin kalitesini artırmada oldukça etkili olacaktır (Uludağ & Odacı, 2002).

(29)

15

Toplumun eğitim kurumlarından beklediği, nitelikli bireyler yetiştirmektir. Bu gereksinimi karşılayacak eğitim programlarının etkinlikle uygulanabilmesi, yetişmiş insan gücünün yanı sıra programları niteliğine uygun okul binalarını ve ders araç-gereçlerini de gerektirmektedir (Akar & Sadık, 2003).

Yapılan araştırmalar, okul binaları ve öğrenme arasında ilişki bulunduğunu göstermektedir. Burden (1995) okul binası ve dersliklerin fiziksel görünümünün öncelikle öğrencilerin fizyolojik ihtiyaçlarına ve öğretim etkinliklerine uygun olması gerektiğini bildirmektedir. Edwars’dan aktaran Akar ve Sadık, 2003 okul yapısının ve koşullarının gelişmesiyle öğrenci başarı düzeyinin artığını belirtmektedir.

Çocukların evlerinde geçirdikleri zamandan belki de daha fazlasını geçirdikleri mekânlar çocukların doğasına göre düzenlenmemektedir. Bahçesinde yeşillik oyun alanı olmayan bir okulda öğrenciler parmaklıklara bayrak direğine çıkacaktır. Top oynayan bir grup öğrenci çevreye hasar verecektir. Okulda bu gereksinimden daha az şey elde edilince birçoğu yük olarak görmekte ve onu sevmek için çaba sarf etmemektedir (Glasser, 1999).

Okuldaki öğrenci sayısının çoğalması, sorunların da artması anlamına gelebilir. Öğrenci sayısı dört yüzün altında olan okullarda başarı, daha çok olan okullardan yüksek, okul büyüklüğü ile öğrenci başarısı ilişkisi ters ve çizgisel bulunmuştur (Plecki, 1992, s. 1351).

Kalabalık okullarda öğretim daha çok öğretmen merkezli, geleneksel, öğrencileri kritik düşünmeye yönelten yazma ve diğer etkinlik düzeyleri düşük bulunmuştur (Cain, 1992, s. 1331). Küçük okullarda öğrenci ve öğretmenin birbirini tanıması, dikkat çekmesi kolay, öğrenci katılımı ve öğretmenin öğrencilere yardımı fazla, etkileşim güçlü olabilir. Kalabalık okullarda, okulun özel bir çevre olma özelliğini korumak güçleşebilir.

Eğitim-öğretim süreçlerinin içinde yer aldığı ortamlar, öğrenme öğretme etkinliklerinin meydana geldiği, katılımcılarının birbirleriyle ve bilgiyle iletişim/etkileşim kurduğu çevre anlamını ifade eder. Eğitim ortamları, personel, fiziksel mekân, donanım, öğrenme araç-gereçleri, özel düzenlemeler gibi alt öğelerden oluşan dinamik bir yapıdır. Bu yapının bir boyutu olan fiziksel ortamın eğitime ilişkin anlamı, eğitim etkinlikleri için ayrılan mekânın özellikleridir. Fiziksel ortamın/koşulların uygunluğu, bu özelliklerin, programın içeriğiyle ve amaçlarıyla tutarlı olması ve öğrenmeye etki eden tüm öğelerle işbirliği sağlayacak biçimde düzenlenmesi anlamına gelir ve etkili öğrenme/öğretme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır (Aydın, 1994; Uludağ & Odacı, 2002).

(30)

16

Okul binasının yeri, çocukların kolay ulaşabilecekleri yakınlıkta olmalıdır. Her yönü ile sıcak bir yuva, çocuğun ihtiyaçlarına cevap verecek, ilgisini çekecek olumlu uyaranlar içeren bir çevre, iyi bir okulun özelliklerindendir. Genel anlamda okul arsaları, devlet yolu, şehir ve kasabaların ana yolları ile ticari yollara bitişik olmamalı, yakınlarında tehlikeli yer/zemin yapıları, zehirli atıklar üreten tesisler, mezarlıklar olmamalı çevresi açık ve gürültüden uzak olmalıdır. (Okul Arsa ve Arazi İşleri Yasası-Madde 61) Her türdeki okul binasının meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezi gibi umuma açık yerler ile alkollü içki satılan yerlere 100 metre uzaklıkta bulunması koşulunu belirtir. Turizmin yoğun olduğu yerlerde, okul tatil dönemlerinde bu koşul aranmaz (MEB Mevzuat Bankası, 2003). Binalar, çocuk sayısı ve her çocuk için 10 m² davranış alanı düşünülerek, iklim şartlarına uygun olarak yapılmalı, duvar, pencere, kapı, tavan, çatı yapımları, ısıtma ve havalandırma tesisatları bulunmalıdır. Bina, sevimli bir görüntüye sahip olmalı, güneye bakmalı, güneş görmeli, tek katlı ve balkonsuz olarak planlanmalıdır (Kantarcıoğlu, 1983).

Okul yönetimi bir sınıfı şubelere ayrılırken, aile ve çocuklarının özelliklerini dikkate almalıdır. Bazı öğrenciler öğrenme için çalışmaya yönlendirilme gereksinimi duyarken, bazıları düzene sokulma gereksinimi gösterirler (Pauly, 1991, s. 182-189).

Aileler okuldan; fiziksel özellikleri ve insan ilişkileri açılarından açık ve rahat olan, öğrenciler ders saatleri dışında okuldan yararlanabildiği, okulun öğrenci için en çekici yer olmasını beklemektedir. Ayrıca öğrenciler okulda kişisel ilişkilerini geliştirecek yer ve zaman bulabilmeli, öğrencilere çocuk olarak değil, insan olarak da davranılacak ortamlar yaratılmasını beklemektedir (Wood, 1992, s. 118).

2.4.2 Ailelerin Sınıf Ortamından Beklentileri

Öğrencilerin doğrudan öğrenmelerinin sağlandığı sınıf ortamının diğer bir adı eğitim-öğretim ortamıdır.

Eğitim-öğretim ortamı; eğitsel etkinliklerin meydana geldiği, öğretme-öğrenme süreçlerindeki iletişim ve etkileşimin oluştuğu, personel araç-gereç, tesis ve örgütlenme gibi öğelerin oluşturduğu bir alan, bir çevredir. Eğitim-öğretim ortamı aynı zamanda bilgi iletişiminin yer aldığı, öğrencinin etkileşimde bulunduğu ve eğitim-öğretim etkinliklerinin meydana geldiği çevre anlamına da gelmektedir (Başaran, 1982, s. 17).

Bir sistemin yer aldığı mekânın özellikleri ile sistemin araç, süreç ve hedeflerinin uyum içinde olması gerekir. Mekân, sistemin bir parçası olarak, onun diğer parçalarıyla uyumlu olmak durumundadır.

Öğrenme-öğretme ilişkileri, öğretim çevresinin işlevidir (Hiebert & Wearne, 1993, s. 393). Fiziksel ortama ilişkin her değişken, eğitime destek veya engel olur. Yalnızca ortamda var olanlar değil, bunların düzenlenişi, görünüşü (estetiği) de eğitsel açıdan etkileyicidir (Becher, 1993, s. 374). Öğrenci tutum ve davranışının önemli bir etkeninin sınıf düzenlemeleri olduğu,

(31)

17

bunun az da olsa başarı ve sözel etkileşimi etkilediği belirlenmiştir (Doyle, 1986, s. 402). Bu etki, eğitimi etkileyen diğer değişkenler üzerindeki katkılarıyla daha da çoğalır.

Öğrencilerin çokluğu ve farklılığı nedeniyle, bir tek olay bile, öğrencilerin özelliklerine göre değişen çok sonuca yol açar (Doyle, 1986, s. 394).

Sınıf olaylarına öğrencilerin çoğu, bazense hepsi tanık olur. Gizli-saklının yer alamayacağı bir ortam olması, sınıfın açıklık özelliğini oluşturur. Yanlışlar, beceriksizlikler, ortamda oluşan her şey sınıftakiler tarafından görülür.

Sınıftaki öğrencilerin sayısı, duvar ve eşya renkleri, ışık, ısı, temizlik, gürültü düzeyleri, görünüm, sınıftaki fiziksel ortamın öğeleri olarak sayılabilir.

Sınıfta öğretmen ve öğrenci için sağlanan imkânlar, öğretmen ve öğrenci davranışı, ders yılı başladıktan sonra sınıftaki öğrenci değişmeleri, sınıfı etkiler (Pauly, 1991, s. 144). Farklı sınıf yapılarında öğrencilerin davranış değişimine hazır oldukları görülmektedir (Day & Libertini, 1992, s. 109). İyi bir sınıf düzeni öğrenciyi güdülemekte, öğrenmeyi artırmakta, öğrenilenlerin hatırlanmasına yardım etmektedir (Alderman, 1990, s. 30). Geleceğin yüksek teknolojili öğrenme ortamı, fiziksel yapının bu araçlarla desteklenmesini gerektirir (Tracy, 1993, s. 128).

Ailelerin sınıf ile ilgili en önemli beklentilerinden biri; sınıflarda öğrenci sayısının az tutulmasıdır (Finn & Achilles, 1990, s. 574). Sınıf mevcudunun çok olması aileler tarafından çocuğunun daha az ilgi göreceği kanısını oluşturur. Bu sebeple aileler çocuğunu bir sınıfa kaydettirirken veya sınıf değişikliği talep edecekleri zaman ilk olarak sınıf mevcudunu sormaktadır.

Yüksek düzeyli materyal görmeyi arzu eden aileler bunların okullarda bulunması ile çocuğunun daha başarılı olacağına inanmaktadır. Günümüzde projeksiyon, ses sistemi, akıllı tahta vb. materyaller başarılı okulların sınıf ortamında olmazsa olmaz olarak yerini alarak öğrenciler bu materyallerden aktif olarak faydalanmaktadır.

2.4.3 Ailelerin Öğretmenden Beklentileri

Kişiliğin gelişiminde öncelikle aile, okuldaki öğretmenler, öğretmenlerin bağlı olduğu müfredat programından, okul idarecilerinden, diğer öğretmenlerden, öğrenci velilerinin yaklaşımlarından ve öğrencinin içinde yaşadığı sosyo-ekonomik, kültürel yaşantısından kaynaklanan etkiler bulunmaktadır (Özgan & Aydın, 2010).

(32)

18

Öğretmenler, okul değişkeninin önemli bir öğesidir, ideal bir okulda öğretmen, öğrenme çevresinin yöneticisidir. Yeni teknolojik araçlar, uzmanlar, aileler, öğretmenin öğrencilerle ilgilenmesine, okul boyutunda görev üstlenmesine daha çok zaman bırakacaktır. Gelecekte öğrenme etkinlikleri sınıf dışına taşacak, okulda daha çok zaman geçiren, kendini işine adamış öğretmenlere daha çok gereksinim duyulacaktır (Cetron & Gayle, 1991, s. 152). Öğretmen öğrenme aracıdır, sınav yapan, disiplini sağlayan, orta sınıf ahlakının savunucusu ve vekildir. Öğretmen güvenilir kişidir, yedek velidir, öğrenci danışmanı, meslektaş ve toplumsal katılımcıdır. Bunlar öğretmene daha çok mesleği ile ilgili olarak verilen imgelerdir. Öğretmenin değerlendirilmesinde bilgi, kişilik, çevreye uyum, çevre kalkınmasına katılma, halkla ilişkiler gibi ölçütler de kullanılmaktadır. Öğretmenler, eğitim sisteminin en temel öğesidir. Bir ülkenin kalkınmasında, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin sosyalleşmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında, toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında öğretmenlerin başrolü oynamaları beklenmektedir.

Öğretmenlerin amacı, kişilerin yaşadığı toplumun ve toplumun bağlı olduğu çağdaş dünyanın uyumlu bir üyesi haline getirerek onları çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmaktır. Bireylerin, toplum ve dünyadaki değişme ve gelişmelere ayak uydurabilecek ve katkıda bulunabilecek bir biçimde yetiştirilmeleri gerekir. Bu da, iyi bir eğitim sisteminin yanında, nitelikli bir öğretmen kadrosu ile sağlanır (Dilaver, 1996).

Öğretmenin hızla değişen rolünde; öğrenciyle bütünleşerek onların duygularını anlaması, öğretim ortamını düzenlemesi, meslektaşları ve anne-babalar ile sürekli etkileşim kurması gerekmektedir (Calderhead, 1997).

Öğretmenin ailelerle yakın ilişki içerisinde olması gerektiğinin önemi üzerinde duran Biller (1997), “öğretmen aileleri ziyaret etmeli hatta onları derse katılmaya davet etmeli, özel sorunları ile ilgilenmeli ve çocukları daha yakından tanımak için onlardan yardım alınmalıdır” ifadesini kullanmaktadır.

Öğretmen öğrencilerin birikimlerini ve aileden getirdiklerini dikkate alıp önceki bilgileriyle bağlantılar kurmalı, yeni bilgileri bunlar üzerine inşa edilmelidir. Öğretmen, sınıf içinde yapılacak olan etkinliklerden öğrencilerin neler öğrenebileceklerini belirleyip, etkinliklerin ne işe yarayacağını vurgulayarak öğrenmenin doğal bir yanı olarak hataları düzelterek ve öğrencilerin birbirleriyle iş birliği hâlinde çalışmalarını teşvik ederek öğrenme durumlarını daha iyi bir duruma getirebilir (Borophy, 1999, s. 8-9).

(33)

19

Aileler, her şeyden önce çocuklarının okulda her türlü risklerden ve tehditlerden uzak güvenli bir ortamda olmasını ve kaliteli bir eğitim almasını beklemektedirler. Okul kadrosunun görevini yaparken, velilerin çocuklarını sevdiğini ve başarılı olmalarını beklediğini göz önüne alarak çalışması gerekmektedir. Bunun için de okul ve öğretmenlerin, öncelikle velilerle iyi ilişkiler kurması gerekmektedir (Şişman, 2002).

Öğretmenler ailelerden, çocuğu okula zamanında gönderme, veli toplantılarına katılma, ev ödevlerine yardım etme, öğretmenlerin tavsiyelerine uymalarını beklerken; aileler, öğrencilerinin başarıları hakkında daha çok bilgilendirilmek, okulda ve sınıfta güler yüzle karşılanmak ve yıl boyunca çocukların okulda başarılı olabilmesi için onlara nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda bilgilendirilmelerini beklemektedirler (Davies, 1991).

2.4.4 Ailelerin Okul Yönetiminden Beklentileri

Yönetici, bir örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için var olan örgüt yapısını ve prosedürü kullanan kişidir (Aydın, 1994, s. 272). Okuldaki tüm etkinliklerin başarıya ulaşmasında anahtar kişidir (Güçlü, 1997, s. 50). Örgütsel etkinliği sağlamak için insan ve diğer kaynakları amaçları gerçekleştirecek biçimde düzenlemek, yöneticinin görevidir (Çalık, 1997, s. 55). Eğitim yöneticisi; öğretmen, personel, öğrenci, veli, çevre liderleri, yerel yöneticiler ve politikacılar gibi farklı eğitim ve kültür düzeyinde bulunan, farklı beklentileri olan öğelerle ilişki kurmak, onların beklentilerini bağdaştırarak yönetimi sürdürmek durumundadır (Kaya, 1986, s. 94).

Mclntyre ve Kenneth’den aktaran Balcı, 1993 etkili yöneticinin; çalışkan olması, kendini işe adaması, insana dönük olması, öğretmenleri karara katması, onları desteklemesi ve açık iletişime girmesi, öğrencilerle de çoğu zaman informal ilişkilere girmesi ve problem çözebilmesi en temel özellikleridir.

Yöneticilik ve liderlik birbirini destekleyen kavramlardır. Etkili yöneticilerin etkili liderler oldukları, bunun da öğretim liderliği ile gerçekleşebileceği kabul gören bir görüştür. Bazılarına göre yöneticilik gibi liderlik de bir maharettir, dolayısıyla öğrenilebilir bir niteliktir (Casse, 1994, s. 97).

Etkili yöneticilerin etkili öğretim liderleri oldukları yargısını şu işlevler desteklemektedir; etkili yöneticiler, öğretime çok önem verir, öğretime ilişkin amaç ve beklentilerini açıkça belirler ve bu amaç ve beklentilerin öğretmen ve yöneticilere ulaştırılmasını sağlarlar.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tüm öğrencilerimize yönelik olarak uygulanan proje çalışmamızda tüm öğretmenlerimiz yer alıyor, öğretmenlerimize her sınıf seviye sinden eşit oranda öğrenci

她以「Cancer stem cells in the development of hepatocellular carcinoma - CD133 and beyond」為題,從 CD133 與肝癌的關聯、 鑑定、功能分析、體學剖析

Yukarıdaki cümleyle ilgili aşağıdaki yorum- Yukarıdaki cümleyle ilgili aşağıdaki yorum- lardan hangisi yanlıştır.. lardan

Bunun sonucunda, kriptokromla ilgili genleri etkin olan sineklerin manyetik alanı algılayabildiğini keşfettiler.. Ardından, Kral kelebeklerinde de benzer iki genin bulun- duğu

Buradan anlaşılacağı üzere, fatura müşterinin borçlandığı tutarı gösteren bir belgedir, ancak bunun yanında düzenlenmesi zorunlu olan irsaliyenin ayrı ya da irsaliyeli

TÜİK’in (2002) yapmış olduğu eğitim harcamaları araştır- masında ise çocuklarını özel okullara gönderen ailelerin yapmış olduğu EÇBE harcamaları,

Tablo 2’deki bulgulara göre, çocuklu ailelerin restoran seçiminde etkili olan fiziki özelliklere ilişkin faktörler incelendiğinde, restoranda çocukların yara- lanmasına sebep

Nicel alan araştırmasında deneklere üç grup halinde sayılan seçenekler arasından “sizin refahınız için önemli gördüğünüz üç tanesini önem sırasına göre