• Sonuç bulunamadı

GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİANTEP

9. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BERAAT

DOSYA NO : 2018/27 Esas

KARAR NO : 2018/331

C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2018/2221

GEREKÇELİ KARAR T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN : Adnan YILMAZ 122240 ÜYE : Osman AY 149601 ÜYE : Yusuf TEK 212244 C. SAVCISI : HASAN CEYHUN 170400

KATİP : Abdurrahman ASLAN 186528

DAVACI : K.H.

SANIK :...

MÜDAFİ : Av. MURAT CENGİZ, Çukur Mah. Dr.Mecit Barlas Cad. Suburcu İş Merkezi K:4 D:16 27700 Şahinbey/GAZİANTEP

GÖZALTI TARİHİ : 14/02/2017

SUÇ : Terör Örgütüne Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme SUÇ TARİHİ / SAATİ : 27/01/2014 ve sonrası.

SUÇ YERİ : GAZİANTEP

KARAR TARİHİ : 28/11/2018

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Gaziantep C. Başsavcılığının 31/01/2018 tarih ve 2017/3137 soruşturma, 2018/2342 Esas sayılı iddianamesi ile; " Şüphelinin lehindeki ve aleyhindeki delillerin, İddia, Şüpheli savunması, Nurdağı Sulh Ceza Hakimliği'nin2017/156 D. İş sayılı arama ve el koyma kararları, arama ve el koymaya ilişkin tutanaklar,yapılan arama sonucu el konulup GaziantepSiber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderilen digital veri depolamaya yaralayan cep telefonları vemateryaller, Milli Eğitim Müdürlüğü yazısı, Bank Asya'nın cevabi yazısı ile buna göre hazırlanan bilirkişi raporu, Gaziantep KOM Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne ait raporlar, Digitürk cevabi yazıları, kollukça tutulan tutanaklar, araştırma yazıları, adli sicil kaydı ve nüfus kayıt örnekleri ile tüm soruşturma evrakı kapsamı değerlendirilmesi neticesinde şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etmeksuçunu işlediğinden bahisle Türk Ceza Kanunu'nun314/3 delaletiyle 220/7 atfı ile 314/2,53, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açılmıtır.

C

UMHURİYET SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA: "Sanık hakkında örgütün finansman kaynağı olan Bankasya da hesap açtığı ve hesabına 17/25 Aralık 2013 tarihinden sonra para yatırdığı gerekçesi ile Silahlı Terör Örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda elde edilen tüm deliller ve sanığın savunması bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın örgütün finansman kaynığı olan Bankasya daki hesabını 2006 yılında açtığı, bu nedenle sanığın örgüt elebaşısının talimatı ile hesabını açmadığı, hesabına 27/01/2014 tarihinde 5.400,00 TL para yatırdığı, bu paranın büyük bir kısmını 2014 Ağustos ayına kadar kullandığı, hesabına 12/09/2014 tarihinde 14.332,00 TL kocası...

adına havale geldiği, bu paranın bu hesaba havale edilmesinin sanıkla bir ilgisinin bulunmadığı, bu paranın da daha sonra katılım hesabına aktarıldığı ve 12/02/2015 tarihinde hesaptan çekildiği, bu paraların örgüt elebaşısının talimatı ile yatırıldığına ve çekildiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, sanığın yatırdığı iddia edilen paraları

(2)

da bu bankanın TMSF'ye devrinden önceki bir tarihte hesabından çektiği, eğer örgüt elebaşısının talimatı ile hareket edecek olsa idi bu paraları bankanın TMSF'ye devrine kadar hesabında tutup bu tarihten sonra çekmesi gerekeceği, ayrıca sanığın savunmasında hesabının kocası tarafından kullanıldığını ve bu hesapta kendisinin çok fazla bir müdahalesinin bulunmadığını beyan ettiği, sanığın savunmasında aksini ispat eden bir delil dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli derecede kesin, somut, inandırıcı her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden CMK 223/2-e bendi uyarınca beraatına karar verilmesi kamu adına mütalaa olunur. " şeklinde mütalaada bulunmuştur.

SANIK SAVUNMASINDA; "2006 yılında ben Hatmar da reyon görevlisi olarak çalışmaya başladım.

Bankasya ile çalıştıkları için maaşımı alabilmek içinbu bankada hesap açtırdım. Çünkü şirket bu banka ile çalışıyordu. Ben daha sonra üniversiteyi bitirdim. Eşimin görevinden dolayı Siirte gittik. Eşim emniyet mensubuydu. Kendisi şu an ihraç edilmiştir. Ben atamam yapılmadığı için Siirtte ilkhayat özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde öğretmen olarak çalışmaya başladım. Bu kurumda bankasya ile çalışıyordu. Maaşımı bankasya aracılığı ile alıyordum. Sıkıntılı hamilelik süreci geçirdim. Kızım dünyaya gelmeden bu işyerinden ayrıldım. Kızımın doğumdan sonra sağlık sorunları oldu. Kızım 1 yaşına geldiğinde gelişim geriliği süreci başladı.

Bunlar 2014 yılında gerçekleşti. Kızım 27/01/2013 doğumludur. Kızımın doğumundan 1 yıl sonra doğum gününde gelen paraları, takılan altınları kızımızın doğum günü hediyesi anlamında , kızıma harcayabilmek ve sağlık sorunlarında kullanabilmek amacıyla bankasyaya yatırdım. Amacım üzerine her ay belli bir miktar eklemekti.

Ancak kızımın sağlık sorunları devam edince yavaş yavaş bu paraları çekmeye başladım. Raporlu ilaçlarını karşılayabilmek için paraları çektik. Hesap hareketleri ile ilgili bildiklerim bu kadardır. Bu hesabı genelde eşim kullanıyordu. Hesap kitap işini eşim yapıyordu. Bençalışırken yatan maaşımı da eşim yönetiyordu. Bu hususta eşimle herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Ben hesabıma yatan 12/09/2014 tarihli para ile ilgili olarak herhangi bir bilgiye sahip değilim. Ben böyle bir para yatırmadım. Hesap dökümlerini incelediğimde böyle bir para yatırmadığımı gördüm. Savcılığada bu hususla ilgili dilekçe verdim. Daha sonra yaptığım araştırmada yine bu paranın havale şeklinde geldiği ve eşimin hesabıma havale yapmış olduğunu gördüm. Benim eşimin ismi ... dır.

Bu bankasya hesabımı kendim kullanmadım. 2015 yılı şubat ayından beri maaşımı Ziraat bankasından almaktayım.

O tarihten itibaren halen hesaplarımı eşim kullanmaktadır. Fetö yapılanması ile ilgili hiç bir ilişkim yoktur, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Benim bu örgütle herhangi bir bağlantım hayatımın hiç bir döneminde olmamıştır." şeklinde savunma yapmıştır.

Sanık hazır olmadığından son sözü sorulamıştır.

DELLİLER: Banka kayıtları, bilirkişi raporu, açık kaynak araştırma raporu, SGK Hizmet Kaydı, Tv Platform kayıtları, sendika yazısı, araştırma yazıları ile diğer bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :

Sanık... hakkındasilahlı terör örgütüne üye olmak suçundan Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame tanzim edilerek mahkememizde işbu kamu davası açılmakla sanık üzerine atılı iddia olunan eylemlerin ve delillerin takdiri ve değerlendirilmesi için somutlaştırma yapılmadan önce terör, terör örgütü, örgüte yardım etme ibarelerinin tanımının ve sanığın üyesi olduğu iddia olunan FETÖ/PDY'nin ceza mevzuatımızdaki hukuki mahiyetinin ve yerinin tespit ve tayininin yapılmasında fayda olduğu açıktır.

A- SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ VEÜYELİĞİ SUÇU

Terör Örgütü: 3713 sayılı TMK 1 ve 7/1ve TCK 314 ve 220 nci maddelerinde yer alan düzenlemeler kapsamında; terör örgütü;cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemleri yapmayı amaç edinen, kendi içerisinde hiyerarşik bir yapısı olan bir suç örgütüdür.

Terör Örgütü Üyeliği: Ayrıntıları Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 24.04.2017 gün, 2015/3 Esas ve 2017/3 sayılı kararında ve dairece de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere; terör örgütü üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi, örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak

(3)

örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Terör örgütüne üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak; Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 26.10.2017 gün, 2017/1809 Esas ve 2017/5155 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. Örgüte üye olmak fiili bir katılma olup örgüte üye olmak için yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur, tek taraflı irade ile bile örgüte katılmak mümkündür. Bu nedenle örgüt üyeliğinin oluşumunda temel ölçü, kişinin rızasıyla örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmasıdır. Örgütle organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağdır.

Bu açıklamalar kapsamında; terör örgütü üyesi, örgütün amacını bilerek ve bu amacı benimseyerek örgüte giren,bu örgüt ile organik bağ içerisinde olan, örgütün hiyerarşik yapısındayer alan ve bu suretle örgüt tarafından verilecek emir ve talimatları yerine getirmeye koşulsuz olarak hazır olan kişidir.

Silahlı TerörÖrgütüne Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme: 5237 sayılı TCK 220/7’ye göre;Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir. Maddede örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin, örgüt üyesi kabul edilerek cezalandırılması öngörülmüştür. TCK’nin 220/7’nci maddesinde “...örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, …cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemesi ile örgüte yardım etmek fiillerden birisini işleyen herhangi bir “kimsenin suçun faili olabileceğini” belirtmiştir. Suçun faili Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabileceği gibi yabancı ülke vatandaşı da olabilir. Madde herhangi bir ayırım yapmamıştır. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek bu suçun maddi unsurunu oluşturur. Yardım; evinde yemek yedirme, yol gösterme, bilgi vermeden barınma yeri sağlama şeklinde olabilir. Kişi silah sağlayarak örgüte yardım ediyorsa artık TCK’nın 220/7’nci maddesi gereğince değil, TCK’nın 315. maddesine göre cezalandırılacaktır. Bu suçun meydana gelebilmesinin ön koşulu yardımın örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmadan yapılmasıdır.

Örgütle organik bir bağ içinde hiyerarşik yapıya dâhil olarak yardım fiili gerçekleştiriliyorsa suç, örgüte yardım suçu değil, örgüt üyeliği suçudur. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, kişinin yasa dışı örgüte kesintisiz, sürekli, uzun zaman devam eden, çeşitlilik gösteren bir yardımı olmuş ve bu eylemleri belli bir yoğunluğa ulaşmışsa bu husus o kişinin örgütle organik bağ içerinde olduğuna karine kabul edilir ve örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüte bir kere dahi bilerek yardım edilmesiyle yardım suçu oluşur. Yardımın örgüte yapılması gerekir. Kişi yakınını örgütten kurtarmak için kırsala çıkıp örgütün bilgisi ve inisiyatifi dışında alıp getiriyor ve saklıyorsa örgütün amacını gerçekleştirebilmesine yönelik bir yardımdan söz edilemeyeceğinden örgüte yardım suçu yoktur. TCK’nın diğer düzenlemelerindeki bir maddeyi ihlal varsa ancak o düşünülebilir. Örgüte yardım suçunun oluşabilmesi için örgüt çağrısı gerekmemektedir. Genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenilen bir suçtur. Fail, örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlama kastıyla hareket etmelidir.

Silahlıterörörgütlerineyardımsuçundayardımfiili,örgütünbizzat kendisi veya mensupları lehine gerçekleştirilebilir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.10.2012 tarih ve 2012/1234 Esas, 2012/1825 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yardımın mutlaka örgüte ulaşması, sonuç vermesi gerekmez ve her bir fail, örgütçe verilen veya kendiliğinden üstlenilen görev kapsamında kendi fiilinin gerçekleştirilmesinden sorumlu olacaktır.

B- FETÖ / PDY SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ

Terör ve terör örgütünün ceza mevzuatımızdaki yeri özet olarak izah edildikten sonra FETÖ/PDY'nin hukuki konumu incelendiğinde; Yargıtay 16. Ceza Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu 24.04.2017 gün, 2015/3 Esas ve 2017/3 sayılı kararıyla FETÖ/PDY'yi; küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzerine kurulan bir maşa olarak; Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletini ve varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzeninin bozmak amacıyla kurulmuş, 3713sayılı

(4)

Kanunun 1. Maddesinde tanımlanan, amaca ulaşmak için silah başta olmak üzere her türlü cebir ve şiddeti araç olarak kullanan, 5237 sayılı TCK'nın 314/-2 maddesi kapsamında silahlı bir terör örgütü olarak tanımlanmıştır.

Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.09.2017 tarihli 2017/16.MD-956Esas, 2017/370 sayılı kararıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı haline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensuplarını motive eden; "Altın Nesil" adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonrahasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk faaliyetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütü olarak tanımlamıştır.

Bu açıklamalar doğrultusunda; FETÖ/PDY'nin nihai amacı, devletin anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olan, bu amaca ulaşmak için her yolu mübah gören, sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen gösteren, toplumun dini duygularını istismar ederek ‘Himmet’ adı altında topladığı finans kaynaklarından beslenen, istişare kurulu, ülke, bölge, il, ilçe, semt, ev imamları gibi hiyerarşik bir yapı içeren, insan gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanıp devletin kurumlarına(yasama, yürütme, yargı erklerini) sızarak ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek ve siyasi/sosyal konularda kendi düşünce ekseni etrafında bir kamuoyu oluşturmak, tüm toplumu hedef alıp kendi anlayışınca terbiye etmek, karar alıcı ve politikacıları etkilemek, ulusal ve uluslararası politikalara yön vermeyi amaçlayan, cemaat, camia, hizmet hareketi, mahrem yerler, mahrem hizmet, imam, tedbir, ışık evi, çalışma evi, hususi (özel) evler, hücre tipi yapılanma, himmet, kutsal hoca payı, istişare, tart, şefkat tokadı, abi, ablalık, sadakat testi, kafalama, parlatma, mahrem toplantı, fetih, fethetme, fetih okutma, altın nesil, mütevelli toplantısı gibi kendine münhasır terminolojisi olan silahlı bir terör örgütü olduğu anlaşılmıştır.

C- SANIĞIN DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Sanık hakkında düzenlenen iddianamede;

-Sanığın örgütün finans kaynaklarından olan Bank Asya'da 2006 tarihinde açılan hesabının bulunduğu, 27/01/2014tarihinde hesabına vadeli olarak 5400 TL yatırdığı, 12/09/2014 tarihinde hesabına 14332 TL para yatırdığı, artış miktarlarının tarihleri itibariyle örgüt elebaşısının talimatı üzerine para yatırdığı iddiasına yer verilmiştir.

Bu iddialnın değerlendirilmesinde;

- Örgütün finans kaynaklarından olan Bank Asya'da hesabının bulunduğu ve hesabına örgüt liderinin talimatlarından sonra para yatırdığı iddiası ile ilgili olarak;

Fetullahçı Terör Örgütü'nün gelir kaynakları ana hatları ile 7 kısma ayrılır. Bu kaynaklar; kamu kaynaklarından elde edilen gelirler, işadamlarından sağlanan gelirler,gönüllülük esaslı sağlanan gelirler (Himmet, Kurban), örgüte ait şirket, holding, banka(Bankasya), vakıf ve dernek faaliyetlerinden elde edilen gelirler, eğitim faaliyetleri gelirleri (dershaneler, özel okullar, öğrenci yurtları, yardımcı sınav kitapları), örgüte ait basın ve yayın organlarına verilen reklam ve aboneliklerden elde edilen gelirler ve STK’lardan sağlanan gelirlerdir.Bu kaynaklardan biri de yukarıda belirtildiği üzere, 29.05.2015 tarihi itibarıyla 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 71’inci maddesinin 1. fıkrasının b bendi hükmü gereğince Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)’nca TMSF’ye devredilen Bankasya'dır. 17-25 Aralık operasyonlarından sonra terör örgütü elebaşısı Fethullah Gülen'in, örgütün finans kaynağı olduğu bilinen Bank Asya’nın ( Asya Katılım Bankası A.Ş.) bozulan mali durumunu düzeltmek ve hareketlilik kazandırmak adına örgüt üyelerine talimatlar verdiği,terör örgütü elebaşısı Fethullah Gülen’den aldıkları emirleri yerine getiren örgüt mensuplarının kendileri ve yakınları adına açtıkları hesaplara banka batmasın diye yüklü miktarlarda para yatırdığı, bazı örgüt üyelerinin terör örgütü ele başından gelen talimatı yerine getirebilmek ve Bank Asyaya mevduat girişi sağlayabilmek adına evini ve arabasını internetveya gazete ilanı üzerinden satılığa çıkardığı, satılık ilanlarında satış amacının özellikle Bank Asyaya destek olduğu vurgulanarak örgüte yönelik haksız mağduriyet yaratıldığı algısının oluşturulmaya çalışıldığı ve toplumun diğer kesimlerinden destek istendiği, bu durumun gazete haberlerine dahi yansıdığı, örgüt üyelerinin banka önünde

(5)

önceden örgütlenmiş biçimde eylemler yaparak devlet eliyle mağduriyet yaratıldığına yönelik algı operasyonu yaratmaya çalıştıkları, bu eylemlerin örgütün medya ayağı olan samanyolu tv gibi yayın organlarında yayınlandığı, Banka Asya'nın örgütün finans kaynağı ve bu bağlamda örgütün bir kurumu olduğuna dair Türkiye genelinde yürütülen soruşturma ve açılan davalar kapsamında alınan ifadelerin de bu durumu ortaya koyduğu,bu kapsamda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde hazırlanan ve Bursa 8.Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Bank Asya'ya destek çağrısından sonra banka çalışanlarına talimatlarverildiği, toplantılarla destek istendiği hususlarının yer aldığı, "Orhan" isimligizli tanığın "Toplantılarda Bank Asya çalışanlarına 'Dik duracağız, eğilmeyeceğiz,bizim kaçak göçek işimiz yok, bankamıza sahip çıkacağız, gerekirse evimizi,arabamızı, her şeyimizi satacağız hatta ceketimizi satıp parasını bankayayatıracağız.' şeklinde sözler sarf ettiler. Öğretmenlerle, kamu çalışanlarıylabölge bölge toplantılar yaptılar.

'Başka bankalardan kredi çekip Bank Asyaşubesine yatıracaksınız. Diğer bankalardan Bank Asya şubelerine virmanyapacaksınız.' şeklinde talimatlar verildi." yönündeki beyanlarının da bu durumu ortaya koyduğu, talimatın örgüt lideri tarafından ilk olarak 29.12.2013 tarihinde verildiği, 29.12.2013-30.06.2014 tarihleri arası birçok hesaba yüklü miktarda para yatırma işleminin gerçekleştiğinin tespit edildiği, özellikle; 6-11 Ocak 2014 tarihleri arasında yoğun bir şekilde bu işlemlerin yapıldığı, belirtilen ilk talimat tarihinden itibaren TMSF'ye devrine kadar Bankasya hesabına para yatırmavarsa ve kişi bu işlemi talimat üzerine gerçekleştirmediğini, başkaca saiklerle bu işlemi yaptığını makul, inandırıcı bilgi, belge ve gerekçelerleaçıklayamadığıtakdirde kişinin örgüt talimatı ile bu eylemini gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiğinin ve bu eyleminin, kişi hakkında üzerine atılı suçla ilgili olarak ciddi bir delil olacağının açık olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca; Yargıtay 16. Ceza Dairesinin20.12.2017 tarih ve 2017/1862 Esas -2017/5796 Karar sayılı içtihadında özetle;para yatırma faaliyetlerinin silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığının, konusu suç oluşturmayan ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda amaca hizmet eden faaliyetlerin yardım suçunu oluşturacağının belirtildiği anlaşılmıştır.

Bu açıklamalar kapsamında somut olayda sanığın durumuna gelince; Bankasya hesap bilgileri ile hesap hareketleri, 04/01/2016 tarihli bilirkişi raporu, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;sanığın Bankasya'da 977656 müşteri numaralı 6 farklı hesabın bulunduğu, bu hesapların TL hesapları olduğu, Bankasya TL hesabının ilk olarak 29/12/2006 tarihinde açıldığı ve başkaca ortak hesabının bulunmadığı, hesap bakiyesinin 2013 Aralık ayı sonu itibariyle 0 TL,2014 Ocak ayısonu itibariyle 5400,00 TL, 2014 Şubat ayısonu itibariyle 3921,75 TL, 2014 Mart ayısonu itibariyle 3938,42 TL, 2014 Nisan ayısonu itibariyle 3938,42 TL, 2014 Mayıs ayısonu itibariyle 3955,96 TL, 2014 Haziran ayısonu itibariyle 3973,55 TL, 2014 Temmuz ayısonu itibariyle 3504,73 TL, 2014 Ağustos ayısonu itibariyle 1055,1 TL, 2014 Eylül ayısonu itibariyle 15392,06 TL, 2014 Ekim ayısonu itibariyle 15472,12 TL, 2014 Kasım ayısonu itibariyle 15544,89 TL, 2014 Aralık ayısonu itibariyle 9010,26 TL, 2015 Mart ayısonu itibariyle 977,18 TL, 2015 Haziran ayısonu itibariyle 464,12 TL, 2015 Eylül ayısonu itibariyle 134,77 TL , 2016 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 140,08 TL olduğu tespit edilmiştir.

Sanık savunmasında özetle, 2006 yılında reyon görevlisi olarak çalışmaya başladığını, Bankasya ile çalıştıkları için maaşını alabilmek içinbu bankada hesap açtırdığını, daha sonra üniversiteyi bitirdiğini, eşinin görevinden dolayı Siirte gittiklerini, eşim emniyet mensubu olduğunu, eşinin ihraç edildiğini, ataması yapılmadığı için Siirtte ilkhayat özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde öğretmen olarak çalışmaya başladığını, bu kurumun da bankasya ile çalışıtığını, maaşımı bankasya aracılığı ile alıdığını, 2013 doğumnlu kızının olduğunu, kızının sağlık sorunları yaşadığını, kızının doğumundan 1 yıl sonra doğum gününde gelen paraları, takılan altınları kızının doğum günü hediyesi anlamında , kızına harcayabilmek ve sağlık sorunlarında kullanabilmek amacıyla bankasyaya yatırdığını, hesabını genellikle eşinin kullandığını, çalışırken de yatan maaşlarını eşinin yönettiğini, 2015 yılı şubat ayından beri maaşını Ziraat bankasından aldığını, halen hesaplarını eşinin kullandığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.

Sanığın hesap hareketleri incelendiğinde, sanığın hesap aktifinde daha önceden bankasyada hesabının bulunduğu, bu hesabının2006 yılında ilk olarak açıldığı, Sanığın örgüt liderinin talimatından önce de 2006 yılından beri hesabını aktif olarak kullandığı, 2013 yılından önce de hesabında para yatırma ve çekme, kredi kartı ödeme, alışveriş yapma gibi işlemlerin yapıldığı, örgüt üyeleri tarafından örgütün finans kaynağı olan Bankasya'ya örgüt liderinin ilk talimat tarihi olan 29/12/2013 tarihinden sonra Haziran 2014 e kadar yoğunlukla para yatırıldığının bilindiği, sanığın hesabına para yatırma tarihleri örgüt liderinin 29/12/2013 tarihindeBankasyaya ilkpara yatırma talimatından sonra olsa da sanığın hesabına 27/01/2014 tarihinde yatırmış olduğu 5400 TL'nin büyük bir kısmını 2014 yılı Ağustos ayına kadar kullandığı, parasını kullandığı ve harcadığı tarihlerin örgüt liderinin para yatırma

(6)

talimat tarihleri arasına denk geldiği, örgüt talimatıyla hareket edecek olsa idi talimat tarihlerinde bakiyesini hesabında muhafaza etmesi gerektiği, örgüt liderinin kamuoyuna dayansıyan ikinci para yatırma talimatından sonra12/09/2014 tarihinde 14332 TL para yatırma işlemi ile ilgili olarak bu paranın hesabına havale olarak geldiği, gelen havale açıklamasında sanığın eşi ... isminin geçtiği, paranın hesaba havale edilmesinin sanıkla ilgisi bulunmadığının anlaşıldığı, yatırıldığı iddia edilen paraların Bankasyanın TMSF'ye devrinden önceki tarihte hesaptan çekildiği, Bankasyanın TMSF ye devrinden sonra dahesabını kapatmayıp cüzi miktarlar da olsa hesabında bakiyesinin bulunmaya devam ettiği, sanığın hesabına yapılan havale açıklaması ile sanığın hesaplarının kocası tarafından yönetildiğine ilişkin beyanı birlikte değerlendirildiğinde sanığın savunmasının tutarlı olduğu, sanığın beyanlarına yönelik olarak dosya içerisinde aksine bir tanık anlatımı veya başkaca delil de bulunmadığı, sanığın savunmasına itibar edilmesi gerektiği anlaşılmakla sanığın Bankasya'da hesabının bulunması ve bu hesaba ilişkin para yatırma hareketleri sanık aleyhine delil olarak değerlendirilmemiştir.

Tüm bu açıklamalar kapsamında dosya muhteviyatındaki tüm bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediğinden bahisle hakkında iddianame düzenlenmiş ve mahkememizde kamu davası açılmış ise de; sanığın örgütün gizli haberleşme programı olan bylocku kullanmadığı, dosyada aleyhine tanık beyanı, etkin pişmanlık beyanı ve benzeri delillerin bulunmadığı, digitürk aboneliğinin bulunmadığı, SGK İl Müdürlüğü yazısında,FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olması nedeniyle KHK ile kapatılan kurumlarda kaydının bulunmadığı, FETÖ/PDY ile irtibatı veya iltisakı nedeniyle KHK ile kapatılan dernek veya vakıflarda üyelik kaydının bulunmadığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün cevabi yazısı ile FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle kapatılan yurt veya özel okullarda sanığın veya çocuklarının kaydının bulunmadığının anlaşıldığı, sanığın Bankasyada hesabının bulunması ve çeşitli tarihlerde hesabına para yatırma şeklindeki eylemi her ne kadar örgüt liderinin Bankasya'ya para yatırılmasına ilişkin talimat tarihinden sonra olsa da yukarıda açıklanan nedenlerle sanığın üzerine atılı suçu işlediği hususunun şüpheli kaldığı, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle sanığın müsnet suçtan CMK nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE karar vermek gerekmiş, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Her ne kadar sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmesuçundan cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı bulunan suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından sanığın müsnet suçtan CMK nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,

2-Sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4360 TL makdu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa ödenmesine,

3-Karar kesinleştiğinde 5320 sayılı kanunun 16. Maddesi gereğince soruşturma aşamasında görev almış olan kolluk birimine karar suretinin gönderilmesine,

4-Gaziantep C. Başsavcılığı Emanet Memurluğu'nun; 2017/138 sırasında kayıtlı 1 adet 6 adet 9 mm mke ibareli dolu fişek ve Emine Öz'e ait tr-y no:041454 ibareli pasaport'un sanığa İADESİNE, Gaziantep C.

Başsavcılığı Emanet Memurluğu'nun; 2017/131 sırasında kayıtlı 1 Adet delil poşeti içerisinde olduğu belirtilen 3 adet VHS kaset ve bu kasetlerin içerisinde görüntü kayıtlarının olduğu (6) adet DVD-R dosyada delil olarak SAKLANMASINA,

5-Yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,

Dair; sanık ve müdafisinin yokluğunda 5271 sayılı CMK nın 273 maddesi gereğince tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde mahkememize yazılı dilekçe vermek veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, bu sürede yasal yollara başvurmadığı takdirde kararın kesinleşeceği ihtarıyla C. Savcısı Hasan CEYHUN'un mütalasına uygun olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/11/2018

Başkan 122240 e-imzalıdır.

Üye 149601 e-imzalıdır.

Üye 212244 e-imzalıdır.

Katip 186528 e-imzalıdır.

(7)

Referanslar

Benzer Belgeler

Zeki üayâr - Neşriyat müdürü

Sanık hakkında taktir olunan 3 yıl 4 ay hapis cezasının suçun basit taksirle işlenmiş olması da dikkate alınarak 5237 Sayılı TCK'nın 50/4 Maddesi

Öğrencilerimiz yaşadıkları aile ve akraba çevresinden yapacakları araştırma sonucunda öğrenecekleri Şarkışla ilçesine özgü yemeklerle ilgili çalışmaları okul

Nefret söylem son üç yıllık dönemde kamu yetk l ler tarafından doğrudan üret ld ğ nden, toplum ve kamu görevl ler tarafından LGBTİ+’lara yönel k şlenen nefret suçları

Yusuf’un kursu vardı ve Nil eve yalnız gitti eve vardığında çok şaşırdı çünkü pati onu görür görmez yanına geldi ama şaşırdığı şey bu değildi,

Şahap Sıtkı, Ahmet Hamdi Tanpmarla konuştum, Varlık; nr./139, 2 Şubat, .1947, s. Ôztürkmcn, 'Profesörlerimiz konuŞuyiır :- Tanzimat edebiyatı profesörü şair

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet