• Sonuç bulunamadı

ARKITEKT MİMARLIK, ŞEHİRCİLİK TURİZM DERGİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ARKITEKT MİMARLIK, ŞEHİRCİLİK TURİZM DERGİSİ"

Copied!
50
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

• 7 a * rL t o & u : J ^ r u t r ^ J ^ m

Ao»/- n

A R K I T E K T

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K T U R İ Z M D E R G İ S İ

370

2 — 1978 YIL — XLVIII İ S T A N B U L

Fiyatı: 40 TL.

(2)

aeSaahsams

çatınızı

Izocszn'k kaplatınız

İ Z O C A M T A S A R R U F T U R

Dünyanın en ileri sistemiyle (Saint - Gobain TEL Prosedesi) yurdumuzda üretilen Izocam, konut çatılarından sınaî yapılara kadar kullanıldığı her alanda olağanüstü tasarruf sağlar.

Izocam kullanıldığı takdirde daha küçük satıhlı kalorifer kazanı, daha az sayıda radyatör dilimi, daha küçük boyutlarda pompa v e boru yeterli olur. Bu suretle yapının inşaat masrafı azalır.

Ayrıca Izocam için ödenecek fark 1-2 yılda kendisini öder. îzocamm her türlü çatıda v e

kalorifer tesisatında kullanılmasıyla gittikçe pahalılaşan yakıt sarfiyatı azalır v e bir türlü ısınmayan en üst katlar kolaylıkla ısınır, size de

" S A Ğ O L A S I N İ Z O C A M " dedirtir.

İzacamla korunan yapı sağlıklı, ekonomik v e komşu anlaşmazlıklarına yer bırakmayan bir yapı olur.

Bütün ısı.ve gürültü problemlerinizde bizi hatırlayınız.

A İ Z O C A M

Kesin tecrit,büyük tasarruf, tam konfor.

TEKNİK D A N I Ş M A B Ü R O L A R I M I Z Ü C R E T S İ Z E M R İ N İ Z D E D İ R . İstanbul Ankara İzmir .Bursa Trabzon Adana 4 3 5 0 5 0 2 9 5 7 9 0 1 3 4 8 5 9 12470 23 98 22 980

(5 hat) 29 65 1 7

D a t a — 951/19

(3)

renkli sıhhi tesisat armatürleri

BANYO BATARYASI LAVABO BATARYASI EVİYE BATARYASI

EL DUŞU MUSLUK ÇAMAŞIR MUSLUĞU

•llltm.tR DUASI

(4)

B a n y o , M u t f a k dekorasyonuna uyan,

rengârenk ş a h a n e g ö r ü n ü m l ü P i ı t ı ^ ş a r m a t ü r l e r i m o d e r n teknolojinin inşaat s e k t ö r ü n e armağanıdır.

I

9 • •

1

Batary a renklerimiz

1+2

Musluk renklerimiz Merkez : Kemeraltı Cad. Tophane İşhanı Kat : 5 Karaköy -İstanbul Tel : 43 60 30 - 31-32-33

FİftB/^ş renkli sıhhi tesisat armatürlerinin özellikleri.

• Sıcak sudan ve dondan katiyen etkilenmez.

• Pimaş armatürleri üretildiği maddenin özelliğinden dolayı Klor, Kükürt, Kireç ve diğer kimyasal maddelerden etkilenmez.

Korozyon, elektroliz ve galvanik reaksiyona da uğramadığı için uzun ömürlüdür.

• Özel contası nedeniyle katiyen sızdırmaz.

• Dayanıklıdır, çatlamaz, kırılmaz. Montajı kolaydır. Rahatlık ve zaman tasarrufu sağlar.

• Renkler malzemenin kendi rengi olup, boyama veya kaplama değil- dir. Dolayısıyla boyanın dökülmesi ve kaplamanın kalkması söz ko-- nusu olamaz.

• Malzemenin tabii yağlama özelliği ve sürtünme direncinin azlığı, kullanımda büyük rahatlık sağlar.

• Volan suyun sıcaklığından etkilenmediğinden kullananı rahatsız

• Yüzeyler pürüzsüz ve parlaktır. Kir tutmaz.

Özel Contalar Pimaş bayilerinden temin edilebilir.

(5)

^ - o r f ^ r - urctımon tmaışıanmışnt

Endüstrimizin, yaşantımızıı en önemli bölümlerinde önemi giderek artan, teknolojik alanda öncülüğü ilke bilen, içerde ve dışarda devleşen satış grafiğiyle, ulusal ekonomiye katkıda bulunan güçlü kuruluş...

su ve gaz boruları - sanayi boruları - protil borular - elektrik boruları - paslan maz çelik borular - yassı . çelik ürünler - düz ve olukl

galvanizli saçlar

R e k l â m M o r a n 621/20

•İMARLAR ODASI

(6)

DIŞ CEPHE KMPLÂMA BCmiARINDA DA

GÜÇLÜDÜR

ÇBS Akrolit... İşte ÇBS'nin yapıların daha dayanıklı olmasını sağlamak, onları kışın karından, baharın yağmurundan, yazın sıcağından ve sonbaharın rüzgarından korunmak için üstün güçlerle donattığı ve görevlendirdiği boya...

Eğer bir yapı ÇBS Akrolit'le donanmış ve güçlenmişse artık o yıllarca

en güzel, en sağlam niteliğini gururla taşıyacaktır

yıllarca hep aynı sözü söyleyecektir evine her bakışta. "ÇBS Akrolit" diyecektir

"tam aradığım boya"

her cins boyada (

m

Evini ÇBS Akrolit'le takviye eden

herkes

*

ÇBS BOYA-KİMYA SANAYİİ B TİCARETİ A.Ş.

Karaköy, Kardeşim Sok.

' No. 44/3 îstanbul Telefon : 434955

flfcfolil

sA F AKRİLİK

dlŞ c ephe kaplama boyas,

(ffS

0-KiMYA SANAYİİ VE TİCARETİ fl-5 -İSTANBUL

İlancılık 9946/2

(7)

\A/ertheim asansör ve yürüyen merdivenleri

WERTHEIM ÖZELLİKLERİ

[ WERTHEIM ASANSÖRLERİ VVERTHEİM apartman, otel: hastane ve işhanlarına her kapasitede, her süratte, her yükseklikte insan ve yük I asansörleri tesis edebilecek teknik

İmkânlara sahiptir.

I ÖZELLİKLER s

. VVERTHEİM titreşimsiz motor çalış- ması ile yüksek konfor sağlamış-

• VVERTHEİM düşük voltailı alanlar için bir ve İki kademeli dalgalı akım mekanizması . VVERTHEİM

kademesiz DİNATRON dalgalı akım- lı mekanizması; orta derecede bir süratle büyük bir İnsan sirkülas- yonunu karşılayabilecek kapasitede- dir.

. VVERTHEİM yüksek binalarda, İnsan sirkülasyonunun çok yoğun olduğu ve fazla süratin gerektiği hallerde yüksek konforu; transistor kuman- dalı VVARD • LEONARD düzeni İle temin etmiştir.

. VVERTHEİM ı imkân ve fonksiyonuna uy;

lanmayı rahat ve pratik h ren, mekanik veya otomatik, çeşit- ı II kapı tipleri kullanılmaktadır.

• VVERTHEİM kapı ve kabinleri, bl- kaplama veya fırın boyalı c mektedir.

> VVERTHEİM tesisleri sessiz, yumu- | şak ve emniyetli çalışır.

. VVERTHEİM tesisleri az a ve uzun ömrü dolayısıyla kı nın itimadını kazanmıştır.

(8)

A N A H T A R T E S L İ M İ K O M P L E T E S İ S Y A P M A K Y E T E N E K

V E T E C R Ü B E İ S T E R . Ö R N E Ğ İ N

A L A R K M n f İ R İ

<•> 200'ü Aşkın Yüksek Mühendis Ve Mühendis.

250'yi Aşkın Beyaz Yakalt JJzman ve Personel.

2000'i Aşktn Teknisyen ve İşçi Kadrosu.

<•> 21 Senelik İmalât, Tesis Kurma Tecrübesi.

<•> Cihaz ve Kompakt Ünitelerin Yapıldığı 3 Büyük Fabrika.

(9)

L ' A R C H I T E C T E T H E A R C H I T E C T p e r i o d i q u e d ' a r c h i t e c t u r e

d ' u r b a n i s m e e t d e t o u r i s m e Periodical Publication On Architecture T o w n P l a n n i n g a n d t o u r i s m İ ç i n d e k i l e r :

No.370 - 2 - 1978 Cild • 47

• Önemli 'haberler 42 • Çanakkale Dalyanköy (Alexandria Troas) yöresinde küçüik tatil evleri topluluğu.

Prof. Mimar S. GÜREL 44 O Kadıköy altıyol'da Ibir büro binası, B. AKTAR iç miımar, uygulama A. GÖNCÜ, mimar İJD,'M.M.A. A. TÜMER M-Y.O. 48 O Eski bir ev, H. ONUR öğrenci 50 O 2. Boğaz geçişi tartışıldı 52

• Mimarlık öğretiminde ilginç bir deneme Laval Üniversitesi Türlkiye programı, yazan: Doçent Dr. E. YE NAL 54 • Ruh hastalıkları hastahanesi projesi. Lef koşa-Kıbrıs, Ö. HASAN -mimar İ.T.Ü. S. ALTAN mimar İ.T.Ü. 59 O Paris'te devir açan yeni yapı Beauboung millî san'at ve kültür 'merkezi, derleyen: E. MENTE ŞE miımar D.P.L.G. 62 O Ülkemizde millî parklar, yazan: M. Zekâi BAYER Orman Bak. müşaviri 66 O Mil lî parkların fonksiyonu, yazan A,M. SİMONETTİ, İtalya ve İsviçre millî parlkları 68 Q İkinci Boğaz köprüsü hakkında görüşler Prof. Dr. Semih TEZCAN 71 O BibliOgrafya 76 O Haberler 77.

C o n t e n t s :

O important news 42 • Group of small resort houses at Dalyanköy (Alexandria Troas) area (Çanakkale).

By Prof. Arch. S. GÜREL 44 • An office building at Altıyol - Kadıköy/İstanbul, B. AKTAR İnt. Arch. A.

GÖNCÜ arCh. A. TÜMER, arch. 48 • An historic house, H. ONUR student 50 • Discussion on the second Bosphorus birdge 52 Q An interesting trial in arohitectural educatiorc, about the conference program of Laval University (Ouebec) in Turikey, By Doc. Dr. E. YENAL. arch. 54 Q Project of mental wing - Cyp rus Turkish General hospital. Nicosia/Cyprus. Ö. H A S A N Arch. İ.T.Ü. S. ALTAN Arch. İ.T.Ü. 59 • The evo lution and impact of the Centre Pompidou in Paris, By E. MENTEŞE arch. 62 O Our national parks, by.

M. Zekâi BAYER Ad. of Ministry of forest, 66 • The function of the national parks by. A. M. SİMONETTİ.

The national parks of İtaly and Svvitzerland, 68 • Qpi<nions on the second Bosphorus bridge Prof. Dr. S.

TEZCAN 71 O Biibliograpby 76 O News 77.

S o m m a i r e :

Q Nouvelles importantes 42 Q Groupe des maisonnettes de vacances aux environs de Dalyanköy (Alex andria Troas) â Çanakkale Prof. Arch. S. GÜREL 44 O İmmeulble de bureaux â Kadıkföy/İstanbul, B. AKTAR, A. GÖNCÜ, A. TÜMER, aroh. 48 O Ancienne maison Turc â Daday-Kastamonu, Par H. ONUR Etudiant 50 Q Panel sur le deuxieme pont du Bosphore 52 O Un essai interessant sur I' education architecturale, ile programme conference de L' Üniversite Laval fOuĞbec) en Turquie, par Doc. Dr. E. YENAL arch, 54 Q Le projet'de I' höpital des maladies mentaux â Nioosia/Cypre, Ö. HASAN Arch. S. ALTAN Arch. 59 Q L' evolution d'un nouveau bâtiıment â Paris, Le centre culturel Pompidou, Par E. MENTEŞE Arch. 62 Q Les parcs nationaux en Turquie, par M. Z. BAYER Conseiller au ministere des Förets 66 • La fonction des parcs rvationaux Par AJM. SİMONETTİ, Les parcs nationaux en İtalie et Sui'sse 66 Q Opinions sur le deux ieme pont du iBospIhore, Prof. S. TEZCAN 71 Q Bilbliographie 76 O Nouvelles 77.

No. 370-2 - 1978 Volume - 47

No.370 - 2 - 1978 Volume - 47

Arkiteki'in Satıldığı Kitabevleri: Y a p r a k K i t a b e v i

Atatürk Bulvarı No: 127 Ankara A. B. C. K i t a b e v i Tünel Meydanı No: 1 Beyoğlu

(10)

ARKÎTEfCT

m i m a r l ı k ş e h i r c i l i k v e t u r i z m d e r g i s i

Her üç ayda bir yayınlanır.

Adres: Anadolu Han 33 — İstanbul Tel: 22 13 07 Kuruluşu 1931 : 47 Sayı :

Sahibi ve sorumlu yayın müdürü:

Dr. Z e k i S. S a y â r Mimar D.G.S.A.

Sekreter:

Keti Ç a p a n o ğ l u

A n k a İ d i .

M u h a b i r l e r i :

B. Almanya : Engin A Y D I N - Mimar D.

G.S.A./BDB. - U.S.A. Ahmet V. A L P Mimar İ.T.Ü. - Fransa: Halûk T O G A Y Mimar D.G.S.A. - İsveç: Ali Ş E N E R ; Mimar D.G.SA. isviçre: Seyfi S O N AD Mimar D.G.S.A. - Kıbrıs : Ergün DERVİŞ mimar İ.T.Ü. - İtalya : Dr. Baran Ç A Ğ A - Mimar Yunanistan: Sava Ç İ L E N i S-j Mimar İ.T.Ü./M.M.F.

A b o r 11 a

150.— TL. I 40.— TL.

gönderilir.

Yıllık Şahıs için öğrenci » Yabancı memleketler » ilân tarifemiz istek üzerine Yazı, foto, resim ve abone bedelleri ARKİTEKT'in adresine posta ile gönde- rilmelidir. Basılmayan yazılar İade edilir.

Adreslerini değiştiren abonelerin en geç bir ay içinde bize haber vermeleri lâzım- dır. Aksi takdirde kaybolan dergilerden idaremiz sorumlu değildir.

Subscription rates:

Annual subscription 10.00$

Single copy 2.50$

Ali subscriptions, letters, photos, articles advertisements tec. Should be addressed. j To: A R K İ T E K T

Anadolu Han No. 33 Eminönü/İSTANBUL | TURKEY.

Abonnements pour l'6tranger 1 an 10.00 $ Prix de ce numöro 2.50Ş I Pour ":out payement et demande des ren- seignements, ainsi que pour tout envol

ts, tels que photos, artic- j bibliographie â insörer I s'adresser â la Dlrection A R K İ T E K T . j Anndolu Han No. 33 Eminönü İstanbul —

TUROUİE

t u r i s t l e r e a ç ı l a c a k Q ANKARA (A.A.) — B. Millet Mec- lisi Başkanı Cahit Karakaş, İstanbul'da milli saraylar master-planı hazırlık çalış- malarını yürüten bakanlıklararası teknik kurul toplantısını açarken yaptığı konuş- mada, Osmanlı döneminden kalan milli saraylarımızın kısa zamanda en iyi ve en güzel şekilde yerli ve yabancı turistlerin ziyaretlerine açılacağını söylemiştir.

Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız, Şale, Küçüksu, Ihlamur ve Aynalıkavak sarayla- rının bugüne kadar turizme açılamaması- nın başta gelen sebebinin, onarım ve res- torasyon işlerinin belirli bir plan içinde ele alınamayışından geldiğini kaydeden Karakaş, «'bundan böyle bu sarayların o- narım işlemlerinin bir master-planı içeri- sinde yapılacağını ve en kısa sürede so- nuçlanacağını» bildirmiştir.

|-| T.B.M. Meclisi kampüsunde günü- müz ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bina- ların inşası için yapılan ön çalışmalara ka- tılmak üzere meclis binasının müellifi olan Prof. Dr. Cl. Holzmeister, Ankara'ya davet edilmiş, kendisile gerekli danışmalar yapıl-

Mimarlar Odası T.B.M.Meclisine yapı- lacak ek binalar için Türk mimarları ara- sında bir yarışma açılmasını meclis Baş- kanlığına teklif etmiştir. Bu hususta görüş- meler devam etmektedir.

p a h I a \ U l u s l a p r o j e

k ü t ü p h a i i

r i 2 I i

Cahit Karakaş, milli sarayların Millet Meclisi'nin sorumluluğunda bulunmasına rağmen, turizmle ilgili kuruluşların da yardım ve desteklerine açık bulunduğunu belirtmiştir.

a n d ı .

Bir süre önce İran hükümeti tarafından Tahran'da inşa edilecek (PAHLAVİ) kütüp- hanesi için açılan uluslararası yarışma so- nuçlanmış olup, aşağıdaki projeler dere- ce almışlardır.

1. Ödül (F. Almanya) Meinhard von Gerkan Hans Eggert Bock Montred Stanek 2. ödül (Avusturya)

Engelbert Eder Rudolf VVeber Reinar VVieden 3. ödül (Güney Afrka)

VVilhelm O. Meyer ve ekibi Yarışmada derece alan diğer ülkeler : B.A.D. Japonya, Avusturya, 6.A.D. Avust- ralya, İran, Avustralya, Belçika ve ingil- tere'dir.

(11)

amerikalı yetkililer tarafından heykelin Altemur Kılıca teslim edilişi

1 9 7 6 d a ç a l ı n a n

« E R O S » h e y k e l i ü l k e m i z e i a d e e d i l d i .

[ ] Tarihî Afrodisias Kenti kazıların- da bulunmuş olan eserlerden 8'i iki yıl ön- Afrodisias'ta onaltı yıldan beri New- York Üniversitesinde görevli Prof. Kenan Erim başkanlığında bir heyet kazı yapmak- tadır. Bu heyetin bulduğu tarihî parça ve heykelcikler müzeler idaresine teslim e- dilmektedir. iki yıl önce müze deposun- dan sekiz antik eser çalınmış bunlardan beşi bir süre önce bulunmuştu. Bu defa Amerikada bir antikacı dükkânında ele ge- çirilen, EROS, heykelciği Amerikan hükü- meti tarafından müsadere edilerek Bir- leşmiş Milletlerdeki Türk temsilcisi Al- temur Kılıç'a merasimle teslim edilmişti.

Bir ülkenin Tarihî mirasının başka bir ülkeye herhangi bir suretle (kaçırılması- ni yasaklayan Uluslararası anlaşmayı (con- ventions internationales*) B.A.D. henüz imza etmediği halde, heykelin iadesini te- min etmesi çok iyi bir jest olarak karşı- lanmıştır.

{*) Conventions internationales, anlaş- masını şimdiye kadar 34 ülke kabul ede- rek imzalamıştır.

G i r n e y e y e n i b i r l i m a n y a p ı l a c a k

[ ] GİRNE (Kıbrıs) (ABC) — Bu yıl içinde Girne'ye yeni bir turistik liman in- şa edilmesi konusunda Bayındırlık ve U- laştırma Bakanlığı'nca ön hazırlıkların ta- mamlanmak üzere olduğu bildirilmektedir.

Yeni limanın parasal olanakları hemen sağlanabildiği takdirde, inşaata 1978 yılı içinde başlanabileceği ve bu nedenle, yet- kililerin inşaat için Türkiye'den uzman ta- lep ettikleri öğrenilmiştir.

Daha önce Bayındırlık ve Ulaştırma Bakın Erol Kâzım Andaç'ın hydrofillerle tek motorlu feribotların Girne limanından sefer yapmalarını yasakladığına dikkati çeken ilgililer, yeni limanın kış ayların- da Girne'de demirlemek isteyen gemile- re büyük kolaylık sağlayacağını belirtmek- tedirler. Bugünkü Girne limanının, eskiden yat limanı olarak inşa edildiğini, bu ne- denle genişletilmesinin olanaksızlığa işa- ret eden ilgililer, yaz aylarında hydrofille- rin liman dışında demirleyebilmeleri için inşa edilen iskelenin ise kış aylarında ye- tersiz kaldığını ifade etmişlerdir.

Müteakip sayfalarda bir eserini yayın- ladığımız Prof. mimar Sedad Gürel'in kısa biografisi.

— Lise öğrenimini Galatasaray'da (1945) yüksek öğrenimini İ.D.G.S.A. Y. Mimar- lık Bölümünde (1950) tamamladı.

— 1951-52 yıllarında, Avrupa ülkelerinde, özellikle Fransa'da, savaş sonrası top- lu konut uygulamalarını izledi.

— 1959-60 yıllarında bir süre, New York' da Çin asıllı mimar I.M. Pei'nin yanın- da tasarlayıcı olarak çalıştıktan sonra Kuzey Amerika, Pasiffk, Uzak Doğu ve Güney Asya ülkelerinde incelemeler yaptı. Dönüşünde. anılarını bir dizi konferans ve meslek dergilerinde bir- kaç yazı ile yansıttı.

— 1964-66 yıllarında, Viyana'da Prof. G.

Lippert'in Atölyesinde mimar olarak çalıştı ve bu arada İskandinav ülkele- rinde meslekî gözlemler yaptı.

— 1971 yılında tekrar A. Birleşik Devlet- lerine giden sanatçı, Columbia Üni- versitesi Mimarlık Okulunun master programlarına konuk öğretim üyesi o- larak katıldı.

— 1973 yılında, Kara Afrika ülkelerinden Kenya ve Tanzanya'da meslekî geziler yaptı.

— Sanatçı 1953 yılından günümüze ka- dar, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesinde sür- dürdüğü akademik görevleri, yayınları dışında, katıldığı mimarlık yarışmala- rında yirminin üstünde ödül almış, jü- ri üyesi olarak çalışmış ve özellikle konut konusunda birçok proje ve uy- gulamalar yapmıştır.

(12)

Fotoğraflara Reha GÜNAY

Tatil evleri topluluğu, Truva, Assos gibi çok antik yerleşmelerini hellenistik çağda (M.Ö. 310 kender'in generallerinden Antigonos fından kurulmuş bulunan tarihsel « andria - Troas» kentinin hemen Dalyanköyünün sınırları içinde inşa

Roma İmparatoru Hadrianus nında en parlak çağını yaşamış tarihsel kentin Nekropol, ve Liman kalıntıları bugün bile rünür bir biçimde bulunmaktadır.

Tarihsel kültür birikiminin yoğ kazandığı bu yapay fiziksel çevre, değerler açısından da zengin öğelere hiptir.

(13)

kesit

Bozcaada'nın (Arkaik adı Tenedos) karşı sahilinde, Ege'nin türkuvaz renkli ve saydam denizi kıyılarında bulunan arsa.

aynı zamanda engebeli topografyası, ter- temiz kumu, yüce kayaları, yoğun çam, meşe, zeytin ağaçlan ve vahşi bitkisel örtüsüyle oldukça dramatik ve çarpıcı bir görünüm içindedir.

Tatil Konut Birimleri Topluluğu, biri tasarlayan mimara, biri kızkardeşine biri de anne ve babasına ait olmak üzere, 3 aileye bağlı konut birimlerini içermekte- dir.

Yerleşmenin temel amacı, sosyolo- jik açıdan birbirleriyle belirli ölçülerde bağımlı bulunan bu 3 aileye, doğal ve kül- türel çevreye uyumlu bir mekân organi- zasyonu ve sınırlı bir zaman dilimi içinde dinlendirici bir tatil geçirtmektir.

Plan Lejandı:

A. İki aileye hizmet eden servis birimi (Kiler odaları, bekçi odası, W.C.) B. Uyuma eylemlerini içeren birim

[4 yatak odası, duş, W.C.) C. Yaşama, yemek hazırlama birimi D. Aile büyüklerinin yatak birimi E. Konuk yatak birimi (yatak odası, duş,

W.C.)

F. Yaşama, yemek hazırlama ve yemek yeme birimi

G. Aile uyuma birimi Birimlerin sosyolojik bağıntıları:

A. Ortak Servis Bloku

B, C. Tasarlayıcı mimarın kız kardeşinin konutu

D. Aile büyüklerinin uyuma birimi E, F, G. Mimarın kendi evi

(14)

Konut Birimleri Topluluğu 2 aileye hizmet eden odaklaşmış iki avlu oluştur- makta, içinde oturma, yemek yeme, ye- mek hazırlama, uyuma ve yıkanma eylem- lerinin gerçekleştiği kapalı yapı blokları bu avluları çevrelemektedirler.

Açık havada geçen boş zamanı de- ğerlendirme eylemlerinin çoğunluğu bu avluların içinde gerçekleşmektedir.

İki kardeşin anne ve babalarının ko- nut birimi, belirli bir ölçüde bağımsız o- larak iki aile grubunun arasına ve daha ziyade kız kardeşin aile yaşamıyla ilintili bir düzende yerleştirilmiştir.

Tasarlayıcının temel düşüncesi, tatil geçirme eylemini, kent yaşamından çok farklı olan, sanki doğaç bir biçimde oluş- muş bir köy dokusu düzeni içinde ger- çekleştirmektir.

Doğal ve kültürel değerleri ve tarih- sel patinası çok zengin olan bu yörede, doğayı en az değiştiren ve bozan bir tu- tum içinde uzay organize edilmeğe çalı- şılmıştır.

devamı [52.] sayfada

(15)
(16)

K a d ı k ö y A l t ı y o l ' d a b i r b ü r o b i n a s ı

Mimari proje

ve iç mimarı : Baki AKTAR İ.D.G.S.A Uygulama : Akil GÖNCÜ İ.D.M.M.A Aytaç Tümer M.Y.O Statik : Er-Te

Müteaahit : Mustafa TATLICI

Kadıköyün bu çok değerli kavşağında- ki ibinanın inşaat tabanı sadece 118.00 M- lik bir alanı içermekte ve güneybatı-batı ko- numundadır. Projelendirme de bu nedenler- le, cm'- dahi kaybedilmemeğe çalışılmış ve güneş kontrolü sağlanmıştır. 0.90 cm Aks sistemi kullanılan bina'nın üst katlarında sirkülasyon ve servis hacimleri min. tutul- muş, böylece kullanma alanlarına, net 108.00 M- bırakılmıştır.

Isıtmada radyatör kullanılmasının bu alanı azaltacağı sakıncasıyla binada klima sistemine yer verilmiştir. Dış görüntülerde açık ve kapalı düşey aks'lardan kapalı olan- ları, klima 'kanallarının çıkışını sağlamışlar- dır. Bunun yanı sıra güneş 'kontrolüne de -

yardımcı olan bu kapalı akslar, dışta mer- mer (54 cm.lik mermer elemanlarının, çelik bağlama detayları ile üst üste bindirilerek elde edilmiştir.) içte ise ahşap lambri ile kaplanmışlardır.

Açık akslar ise, parapetleri de içeren çift yüzeyli renkli ısıcam dan faydalanılmış- tır. Isınmadaki ekonomik katkısı yanı sıra, çevredeki yoğun Trafik gürültüsünün ön- lenmesinde ve güneş kontrolünde yardımcı olmuştur.

İç hacimlerde, sirkülasyon ve servis hizmetleri döşemelerinde mermer, büro dö- şemelerinde tüm halı, duvarlarda 0,90 cm.

akslı ahşap lambri kullanılmıştır.

(17)

Işıklandırmayı tavan'a gömülü ve aks sistemi üzerinde yer verilmiştir. Bir büro binası niteliği taşıyan yapı, aslında 3 deği- şik kullanıma olanak sağlamaktadır.

1 — Tüm bina katlı mağaza.

bürolar.

2 — Alt kat banka, üst katlar tek, tek, büroları.

3 — Alt kat mağazalar, üsdeki, her

katta 2-3-veya 4 büro üniteleri.

Her üç fonksiyonda da çatı katı çayha- ne olarak değerlendirilmiştir. Bina dışına, cam veya kapalı elemanların üzerlerine, hiç bir reklama yer verilr.'eyeceği şartı ile elde ettiğimiz temiz ve sade görünüşün, çevre- deki diğer yapılara, bu özelliği ilo örnek olacağı umudundayız.

A.G

GİRİŞKATI PLA

£-70 • 1010 I

Kat planları

SİSTEM DETAYI

(18)

tarihî ev ve çevresi T a r i h i b i l i n e n

E S K İ b i r T Ü R K E V İ Yazı ve fotoğraflar : Halil ONUR İ.D.G.S.A Yüksek mimarlık böl. öğrencisi.

Avrupa'daki Mimari Miras'ın korun- masındaki kolaylıkları şöyle sıralayabiliriz:

a) Gelişmiş ekonomileri b) Sosyal dayanışma, halkın bilinç- lenmiş olması

c) Yapıların çoğunun kagir olması Bizim, koruma konusundaki başlıca zorluklarımız ise;

a) Tarımsal ekonomiye dayanmamız, parasal olanaksızlıklar

b) Avrupa'nın endüstriel gelişmesi karşısında kendi eserlerimizi küçük gör- memiz, halkımızın koruma hakkında yete- rince bilinçli olmaması

c) Yapılarımızın çoğunlukla ahşab ol- Kuzey Batı Anadolu'da Kastamonu ve çevresi, sivil mimari (ahşap) örnekleri açısından Türkiye'nin en zengin ve dola- yısıyla en şanslı yörelerindendir .

Bu yazıda Ekim 1977 de Kastamonu yöresine yaptığım bir gezi sırasında sap- tadığım daha sonra arkadaşım Deniz Ba- laban'la birlikte tesbit ve ölçümlerini yaptığımız, şimdiye kadar mimarlık çev- relerimizce bilinmeyen bir konağı tanıta- cağım.

Kastamonu, Daday kazasının İnciğez köyü alanları içinde yer alan bu konağa, bu günkü sahibinin adından dolayı Hik- met Ağa konağı denilmektedir.

Konağın, günümüze kadar korunabil miş olmasının en önemli nedeni kırstI bölgede bulunuşu ve gözden uzak oluşu- dur. Bunun yanında yörenin iklim özellik-

leri ve yapı sahibinin koruma gereği hak- kında yeterince bilinçli olması da kona- ğın günümüze kadar kalabilmesini sağla- yan etkenlerdendir.

Daday'daki Hikmet Oğuz Balaban Ko- nağı, eldeki verilere göre, bu güne kadar tarihi saptanabilen en eski Türk Sivil Mimarisi - Halk Mimarisi ürünüdür. İçinde- ki yazılardan anlaşıldığına göre bu yapı Rumî 1052 (Milâdi 1636) yılında yani 342 yıl önce yapılmıştır. Büyük Yazlık adı ve- rilen odanın duvarında bulunan 1052 ta- rihi, konağın yapımından sonra yazılmış olacağına göre, gerçek yapım tarihi daha eskilere dayanmaktadır.

Konak, mimarisi açısından olduğu ka- dar iç süslemeleri açısından da geçmiş- ten günümüze uzanan sağlam bir köprü niteliğindedir. Tamamı renkli camlı alçı tepe pencereleri, istanbul konaklarındakl benzerlerinde bile göremiyeceğimiz gü- zelliktedir günümüze kadar sağlam kala- bilmiş ender örneklerdendir. Ayrıca Bü- yük Yazlık adı verilen odadaki duvar ya- zıları, konağın geçmişini yansıtan birer belge niteliğindedir.

Konak, çeşme hamam, ambar gibi ek yapılarıyla birlikte kompleks - (külliye) halindedir. Ancak bu ek yapıların tarih- lerinin, konak kadar eskilere gitmediği sanılmaktadır. Sahibinden aldığım bilgile- re göre bunların herbirinin en az 100 yıl- lık olduğunu söyleyebilirim.

Sahibi Hikmet Oğuz Balaban'ın çaba- larıyla günümüze kadar korunabilmiş olan

•konak. Sayın Hüsrev Tayla'nın da yardım- larıyla, Anıtlar Kurulu tarafından koruma kararı alınmıştır. Konağın gerçekten koru- nabilmesi ve geçmişten günümüze uzanan

bu köprünün, gelecek kuşaklara sağlam olarak devredilmesi görevini yerine geti- rebilmemiz için, Kültür Bakanlığı, Anıt- lar Kurulunun ve İlgili diğer kuruluşların yardımcı olmasını bekliyoruz.

Mimarlık ve Sanat tarihi açısından da önemi ve korunması gereği tartışılamıya- cak olan, en az 342 yaşındaki bu konağın onarımı için gerekli çalışmaların geç kalın- madan yapılması gerekmektedir.

Konağın, yapıldığı tarihlerde malzeme, biçim, yapısal, v.b özelliklerini elimizdeki verilere göre (konak sahibinin anıları, yö- redeki diğer yapıların durumu, o tarihler- de yapılmış -diğer-örneklerin incelenmesi) saptayarak, rölövesini olabildiğince doğru bir şekilde yapabileceğimi, bunu'da konak ve çevresi ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler- le birlikte, Arkitekt dirgisinin ileriki sayı- larında verebileceğimi umuyorum.

(19)
(20)

BAYINDIRLIK Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 26-27 Nisan 1978 tarihlerinde Ankara'da " İ k i n c i B o ğ a z G e ç i ş i tartışmalı Toplan- tısı" düzenlenmiştir. Karayolları Genel Mü- dürlüğü büyük toplantı salonunda yapılan olan toplantının açış konuşmasını Bayın- dırlık Bakanı Şerafettin Elçi ile Karayolla- rı Genel Müdürü Şerafettin Uzuner yap- mışlardır. Toplantı konuları ve konuşma- cılar ise şöyledir:

" İ k i n c i B o ğ a z G e ç i ş i ' - köprü olması halinde İstanbul'un kentleş- me modeline ve arazi kullanımına etki- leri"

İ k i n c i B o ğ a z G e ç i ş i ' - nin köprü olması halinde ülke ekonomisi- ne etkisi ve ulusal ekonomi içindeki ye- ri.

İ k i n c i B o ğ a z g e ç i ş i i ç i n

"Köprü yerine tünel gibi önerilebile- cek başka seçeneklerin tartışılması"

2 . k ö p r ü y e v e t ü b y o l a k a r ş ı t d ü ş ü n c e l e r :

Toplantıya katılan Boğaziçi Üniversite- si öğretim üyelerinden Prof. Dr. Semih Tezcan raporunda ise, 2. Boğaz köprüsü-

ne ve bilhassa tüp yola muhalif kalmakta.

1. Boğaz köprüsünün halen kapasitesinin çok altında çalıştığını (%27 gibi) bu ne- denle tıkanıklığın şehir içi ve dışı trafik düzenlemelerinin ve arazi kullanım ve yerleşiminin bozukluğundan ileri geldiğini savunmaktadır.

İlginç bulduğumuz bu raporu (71-75) sayfalarımızda aynen okuyucularımıza sun- maktayız.

A r k i t e k t

Baştarafı (46.) sahifada Kapalı mekânlar içinde geçmesi zo- runlu eylemler minimum yüzeyli yapı ka- bukları içinde tasarlanmış ve tatil geçir- me eylemleri çoğunluğunun, yalın olarak doğrudan doğruya doğa içinde gerçekle- şeceği ıkabul. edilmiştir.

Konut birimlerinin inşasında ve de- taylandırılmasında, yakın çevrenin gele- neksel ve anonim yapım olanak, alışkan- lık ve uygulamalarından esinlenilmiştir.

Tasarlayıcı mimara göre önemli olan, yakın çevresinde bulunan köy yerleşme dokularıyla yabancılaşmayan, doğanın eş- siz değerlerine saygılı ve onunla organik olarak bütünleşen bir mekân organizas- yonuna ulaşmaktır.

Topluluğun gerçekleştirilmesinde, çev- renin ilkel yapı malzemesi ve el işçiliğin- den yararlanılmış ve elemanlarının kulla- nım ve sentezinde ortak bir inşa grame- ri yaratılmak istenmiştir.

I. Boğaz köprüsü işletmeye açıldıktan sonra iki yaka arasındaki feribot seferleri çok azalmışken, son zamanlarda köprüde meydana gelen tıkanıklık yüzünden ve geçiş ücret- lerinin arttırılmasından sonra feribot seferleri eskisi gibi canlılık kazanmaya başladı.

Eylemlerin gerçekleşmesine bağlı, tüm yardımcı araç, mobilya elemanları- nın tasarlanmasında, bunların yapı strük- türüne entegre olması ve onunla bütün- leşme düşüncesi egemen olmuştur.

(21)

"Tüp yol" projesi ağırlık kazandı ANKARA (Özel) -ikinci Boğaz köprü- sü ile ilgili olarak Ankara'da düzenlenen panelde, ortaya atılan çeşitli görüşler ara- sında, "Tüp yol" görüşünün ağırlık kazan- dığı bildiriliyor.

Boğaz altından bir tünelle demiryolu

geçişi olarak İstanbul'un iki yakasının bir- leştirilmesi projesi kesinlik kazandığı tak- dirde "Tüp yol" Yenikapı çıkışından baş- layarak sahil boyu devam edecek ve Ahır- kapı'da deniz altından Haydarpaşa'ya u- laşacak, burada demiryolu güzergâhı ile birleştirilecek.

Bu konuda verilen bilgiye göre "Tüp

yol" gerçekleştiği takdirde yük ve yolcu- lardan alınacak ücretle 10 yılda bütün masrafları, çıkarılacak. İlgililer tüp yo- lun gerçekleşmesi için inşaat işlerine 1979 yılında başlanabileceğini, 150 mil- yon doları dış kredi olmak üzere 5 mil- yar liraya 1984 yılında tamamlanabilece- ğini belirtiyorlar.

h a b e r l e r :

B i r k o n g r e n i n a r d ı n d a n I n t e r r e l a t i o n s a m o n g t h e o r y r e s e a r c h a n d p r a t i c e

" A r c h ı t e c t u r a l D e s ı g n "

"MİMARİ TASARLAMA", teori; araştırma ve uygulama arasında ilişkiler

İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi adına Mi- mari tasarım Yöntemleri Kürsüsü öğre- tim üye ve yardımcıları tarafından orga- nize edilen bu uluslar arası kongre, De- sign Research Society (İngiltere) ile bir- likte dünya yüzünde duyurulmuş, Türki- ye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, T.C .Turizm Bakanlığı ve çeşitli kuruluş- lar tarafından desteklenmiştir.

15-17 Mayıs tarihleri arasında yapılan kongrede üç gün süresince 38 tebliğ su- nulmuş ve 20 yabancı bilim adamı kong- reye tebliğe ve/veya oturum başkanı ola- rak katılmıştır. Ülkemizden mimarlık eği- timi yapan -üniversite ve akademilerin temsilcileri ile mimarlık öğrencileri kong- reye katılmışlardır.

Kongrenin adının "Mimarî Tasarla- ma" olarak seçilmiş olması, geleneksel olarak genellikle mimarın görevi sayılan mimaride ortaya çıkan aksaklıkların ve

tatminsizliklerin bir sonucudur. Özellikle ülkemizde teori, araştırma ve uygulama arasındaki haberleşme eksikliğini vurgu- lamak ve mümkün olabilecek bir ilişki zincirinin ilkini başlatmak kongreyi orga- nize edenlerin amaçlarının başlıealarını o- luşturmaktadır.

Mimari tasarlama olgusu üzerinde ya- pılan bilimsel araştırmalar giderek çeşit- lenmekte ve bu konularda pratikte duyulan bilimsel ve teorik yaklaşım gereği de hız- la artmaktadır. Toplumsal ekonomik ve teknik gelişmeler, tasarlama eylemi ve tasarlama ürünü üzerindeki kontrolları zo- runlu hale getirmektedir. Gerçi, yeni de- ğer ve yaşam standartlarına cevap veren çok başarılı tasarlama ürünlerine tesadüf etme olanağı bulunmaktadır. Ancak, genel olarak çevre şartları, özellikle gelişmek- te olan ülkelerde, insanları tatmin edecek bir standarda ulaşmaktan çok uzaktadır.

Kongrede ABD'de Desgn Methods Gr- oup ve ingiltere'de Design Research Soc- iety'i oluşturan gruplar ve kişiler tarafın- dan 1960'lardan bu yana süre gelen ve mimari tasarlamaya sistemli ve metodlu yaklaşımların uluslar arası bir süreç için- deki devamı olarak yer almıştır. Mimarlık teorisi, eğitimde teori ve metod uygula- maları, tasarlama olgusunun beşeri so- nuçları, mimari tasarlamada psikoloji, ta- sarlama metod ve teknikleri, tasarlamada

teori ve pratik ilişkileri, teknoloji değer- lendirmesi gibi konular kongrede oturum- ların genel temalarını oluşturmuştur.

Tasarlama teorisyenlerinin, bilgi-sa- yarla tasarlama yapan mimarların, mima- ri tasarlama eğitimcilerinin, pratikte ba- şarılı olmuş mimarların, sosyolog, psiko- log, sistem analizci, inşaat mühendisi ve mimarlık öğrencilerinin tebliğ sunarak ve- ya tartışmacı olarak katıldıkları kongrede özellikle ülkemize yönelik sorunlar üzerin- de tartışmalar yapılmıştır. Çeşitli öğretim kurumlan temsilcileri, resmi kuruluşlar ve uygulayıcı mimarlar arasında bir tartışma ve haberleşme ortamı yaratılmıştır.

Organizasyon Komitesi adına Doç. Dr. Nigân Bayazıt Doç. Dr. Mine İnceoğlu Prof. Dr. Mete Tapan sergiler :

• 1-15 haziran tarihleri arasında İ.D.G.S.

Akademisinde (İzmir ressamları sergisi) açılmış ilgi ile izlenmiştir.

• 6-20 Haziran tarihleri arasında İ.D.G.

S. A. salonlarında İ.Ü. Jeofizik Bölümü fo- to uzmanı Yılmaz Kaini tarafından «Ras- lantılar» konulu bir foto sergisi açılmış ve elementler-insanlar ve mimarî deneme- ler konulu dia gösterisi yapılmıştır.

(22)

ı r t i m a r l ı k ö ğ r e t i m i n d e i l g i n ç b i r d e n e m e l a v a l ü n i v e r s i t e s i — Q u e b e c , K a n a d a — T ü r k i y e p r o g r a m ı . 5 e y l ü l — 7 a r a l ı k 1 9 7 7

Çağdaş Mimarlık öğretiminde, öğre- timin geleceğin Sosyoekonomik koşulla- rına uygun, gerçekçi bir yöntemle yapıl- ması yolundaki en etkin girişimlerden bi- ri de; kuşkusuz Yurtdışı öğretim program- ları... Aslında, kavram olarak bu eğilimin

•kökenleri Orta - ıhattâ Antik çağlara ine- bilen bir «Gezme-Görme-Arama-Öğrenme»

biçimi olarak belirmekte. Mimarlık öğre- timinin örgütleşmediği çağlarda, ,«Usta - çırak» düzeninin, türlü koşulların yanısı- ra «Gezginciliğin» yaygın (hattâ zorunlu olduğu) bir gerçek...

Mimarlık anıtlarının da böylelikle, de- ğişik kültürel etkimelerin ortak bir yoru- mu biçiminde, Estetik ve Teknolojik bo- yutlarla bütünleşerek belirdiği de söyle- nebilir. Mimarlık tarihindeki evrelerde bu etkimelerin gitgide yoğunlaştığı, süreçle- rinin ise gitgide sıklaştığı görülmekte...

Mimarlık eğitiminin örgütleşmesi süre- cinde ise, özellikle «Beaux arts» gelene- ğinde, geçmiş kültürlerin anıtsal yapıla- rının (özellikle yerinde incelenmesi) ve yeniden yorumlanması; bir bakıma Mo- dern mimarlığın da kökeni... Le Corbusi- er'in gençlik yıllarını, kendi kendini eğit- me (Gezme-Görme-Arama-Öğrenme) ile geçirdiği, üstelik yalnızca «Kültürel Mi- marlık.a yönelik değil özellikle «Yöresel Mimarlık - Halk Mimarlığına» yönelişi de kuşkusuz çok anlamlı.

1920 ve 30'larda genç mimarların öğ- renimlerini tamamlar, tamamlamaz birey- sel olarak bir veya iki yıl «üre ile Yurtdı- şı gezilere çıkarak «Dış Dünya»yı tanıma

çabalarının yoğunlaştığı görülmekte... Bu günün, Mimarlık ustalarının çoğunun mes- leklerinin daha başlangıcında böylesine bir arayışa girişmeleri bir bakıma Geliş- me düzeylerinin kökeni.

«Gezme-Görme - Arama» kavramının Mimarlık öğretiminde, Okul sürecinde be- lirgin bir program içeriğinde düzenlenme-

si eğilimi, özellikle II. Dünya savaşını iz- leyen yıllarda yaygınlık kazanmış. Bugün, yalnız Kuzey Amerika'da 35'i aşkın Mi- marlık okulunun, ya Yaz okulu; ya da bir sömestr süreli Yurtdışı programının bulunuşu bu gelişmeyi simgelemekte.

Bu okullar, bu programlarını düzenli bir biçimde her yıl yenilemekteler dün-

— İ.D.G.S.A. da 8 Aralık günü yapılan son eleştiri: Öğrenciler İsabetle Dumas ve Rejean Gagne, Eleştirici kurul: Prof. Sedat Hakkı Eldeın, Prof Feridun Akozan, Proje

Yöneticileri: Doğan Tekeli ve Sami Sisa.

(23)

yanın çeşitli ülkelerinde... Geçen yıla dek, böyle bir program ise Yurdumuzda gerçekleşmemiş, gerçekleştirilememişti.

Daha önceleri: Danimarka-İsviçre-Almanya ve A.B.D.'den bazı okulların çok kısa sü- reli ve kısıtlı programları uygulanmıştı a- ma hiçbirinin programı, Laval Üniversite'- sinin Program İçerik-Amaç-Süreç ve Ni- teliğinde değildi. Bu bakımdan Laval Üni- versitesi, Mimarlık Okulunun programı özellikle anlam ve önem kazanmakta...

Olayın ilginç yanı: Programın hem Laval Üniversitesi'nin ilk Yurtdışı programı olu- şu; hem de böylesine bir programın da, Yurdumuzda ilk kez uygulanışı...

Program, 20 kişiden oluşan bir Öğren- ci grubunun 5 Eylül 1977'de istanbul'a gelmesi ile başladı. Öğrenciler 4 yıllık Öğretim süresi olan bu okulun 2-3 ve 4.

cü sınıflarından idiler ve başlarında Laval Üniversitesi, Mimarlık Okulu Öğretim ü- yesi Prof. Aygen Torüner ('Mimar DGSA) bulunuyordu. Kültür ve Eğitim düzeyimiz açısından, programın en övünç verici yö- nü; kuşkusuz tüm programın yalnızca Türk öğreticilerinin, Türk Bilim ve San'at adamlarının katkıları ile gerçekleşmiş ol- ması. Program süresince: İDGSA'dan on- iki, İTÜ'den üç, İstanbul Üniversitesi'nden iki, Boğaziçi Üniversitesi'nden bir, Orta - Doğu Teknik Üniversitesi'nden Dokuz, An- kara Üniversitesi'nden bir Öğretim üyesi ve TMMOB üyesi Dokuz Mimar, Kent ve Bölge plancısı görev aldılar; Ders-Semi- ner-Konferans-inceleme gezisi-Proje atel- yesi-Eleştiri vbg. eylemlere katıldılar.

Programın Eğitsel yöntemler açısın- dan bir «Deneme» olduğunun da önemle vurgulanması gerek. Bu deneyişte uygu- lanan yöntem: kalıplaşmış öğretim biçim- lerinin dışında. Öğrencinin bireysel nite- liklerini geliştirmek olarak özetlenebilir.

Sınıf-Okul çerçevesi dışındaki dış dünya- nın gerçeklerini: «Görme-Sezme-Yorumla- ma» yeteneğinin özellikle öğrencilerde ge- liştirilmesi amaçlanmıştı. Bu da Kuram- sallıktan öte, değişik süreçlerdeki uygu- lamaların «Araştırılması ile- olanak kaza- nabilirdi.

ilk hafta istanbul'da bir «Geçiş» dö- nemi olarak düzenlenmişti. Daha sonra otobüsle altı gün süren bir Batı Anadolu gezisine çıkıldı. (Gezide: Tekirdağ-Çanak- kale - Troya - Ayvalık - Bergama - Mani- sa - Salihli - Sardis - Kula - Denizli - Pa- mukkale - Selçuk - Ephesos - Priene ve Milas görüldü...) Gezinin amacı: Öğrenci- lerin kendi Fiziksel ve Kültürel çevrelerin- den çok farklı bir ortamı algılamaları, Se- ziş ve görüşlerini değişik Anlatım yön-

temleri ile (çizgi - yazı - ses...) yorum- lamaları idi. Daha sonraki aşamalarda, Öğretimin Kuramsal çerçevesinde yeralan Derslerin deyineceği Ana konular ile böy- lece, «Güdümsüz» olarak bir ilişki kuru- labilmesi olanağı sağlanmıştı öğrencile- Daha sonra on gün süre ile Bodrum yarımadasındaki Turgut Reis - Karatoprak yöresinde dört köyü içeren ıbir Yerel Mi- marlık araştırılmasına girişildi. Öğrenci- ler: Yerleşim biçimleri - Konutsal düze- nin değişimini, insan değerlerini, eylem- leri... Çevreye uyan, çevre ile kaynaşan bir yaşayış içinde araştırdılar. Bunu: Bod- rum-Antalya arası on gün süreli bir «Ma- vi yolculuk» izledi. Programın bu süreci

«Yüzen okul» olarak adlandırılmıştı ve ge- ne öğrencilerin «Görme - Sezme - Algı- lama - Yorumlama» yeteneklerinin geliş- tirilmesi yanısıra mutlu bir özgürlük or- tamında Bilgi iletişimini de amaçlıyor- du...

Antalya-Alanya ve Side'de: Kent - Kasaba ve Köy ölçeğinde Tarihsel Çevre koruma kavram ve yöntemleri üzerinde duruldu. Ankara'da da iki 'hafta süre ile Öğretimin ilk Kuramsal Uygulama aşama- sına geçildi: Türk kentlerinin günümüzde kazandığı devingenlik. Öğretim üyeleri ve Uygulayıcılar tarafından öğrencilere anla- tıldı, sorunlar tartışıldı. Bir ara da, üç gün süre ile Ürgüp-Göreme yöresi gezil di. Yörenin olağanüstü Doğal çevresi ile bütünleşen Yöresel mimarlığı, özellikle bir araştırma konusu idi.

Daha sonra Safranbolu'da da konak- lanarak istartbul'a gelindi. Tüm bu aşama- larda Öğrenciler, başlangıçtaki kişisel ve kültürel çekingenliklerinden uzaklaşmış lar, gerçek bir ilgi, duyarlık ve içten bir yönelimle Öğrenim'in başarısına katkıda bulunmaya başlamışlardı. Bu da bir bakı- ma Eğitsel amaca ulaşılmakta olunduğu- nu simgeliyordu. Benimsenen bir Öğretim yöntemi-Bütünleşen Öğretim -Özdeşleşen Öğretim öğeleri (Öğretim üyeleri ve öğ- renciler)...

Eskiz: Yves Brodeur Eskiz: Yvon Lachance Eskiz: Yves Brodeur

(24)

fTf .. oCS ^ o n „ O

• M M İ S l ^ "

İstanbul'daki Program tümü ile İ.D.G.

S.A.'da gerçekleşti. Kurban Bayramı tatili- nin Bursa ve Edirne'de geçirilişi Törelerin, gelenek ve Göreneklerin önemi ile Tarih- sel çevrenin bütünleşmesini sağlaması a- çısından çok görkemli idi.

İstanbul programının en önemli aşa- masını Mimari Proje oluşturuyordu ve de- ğişik ölçekli Tarihsel çevre koruma kap- samında, Kentsel ve Mimarlık tasarımına yönelik idi. Yöre olarak: Anadoluhisarı ve çevresi (Göksu-Küçüksu) seçilmişti. Pro- je yöneticilerinin ise —diğer öğretim ü- yeleri 'ile birlikte— programın ana ilkesi- ne paralel bir görüşle uygulayıcı mimar- lardan olması (Doğan Tekeli - Sami Sisa) ilkesi benimsenmişti.

Öğrenciler bir iç-örgütleşme düzeni ve gerçek bir davranış özgürlüğü sonucu Ana ıkonu ve Bölge sınırları içinde, Alt konu ve Bölgeleri kendileri saptadılar. İki öğrencinin başkanlığında üçer öğrenciden kurulu altı grup oluşturuldu. Her grup dü- şey bir bütünleşme göstererek: 2-3 ve 4.

cü sınıflardaki öğrencilerden oluşan:

«Karma» bir gruptu. Böylelikle hem bir grup çalışması ölçeğinde dayanışma, hem de İşbölümü - İşbirliği, Bilgi ve görgü de- yişimi, iletişimi sağlanıyordu.

Öğrenciler ilk haftayı, Bölge ve so- runlarını tanımak üzere, yerinde araştır- malar yaparak geçirdiler. Daha sonra ger- çek bir «Atelye» anlayışı içinde (Kuram- sal dersler dışında) tüm zamanlarını Atel- yede proje çalışmalarına adadılar. Hafta- da iki kez. Proje yöneticileri ile «Ortak çalışmalar» yapıldı. Alışılan Mimari pro- je eleştiri biçimi dışında, eleştirilerin

«Güdücü» olmadan çok «Önerici» olması- na özen gösteriliyordu bu çalışmalarda...

Ortak çalışmalar dışında gruplar, ço- ğunlukla kendi başlarına veya beraberce çalışıyor, konuları tartışıyor; çözüm yol- larını araştırıyorlardı, iki kez «Konuk E- leştirmenler» çalışmasına IDGSA Yüksek Mimarlık Bölümü Proje Atelyeleri yöneti- cileri de katıldılar. Böylelikle Eleştiriler Akademik düzeylerde yapılmış, çalışmalar

- Proje konusunun ve bölgesinin alt ko- nu ve alt bölgelere ayrılışı (Grup yö- neticisi: Rejean Gagne).

- Proje bölgesinde sorunların aranışı, belirlenişi.

- Bölgenin tarihsel çevre koruma kapsa- mında -Kentsel ve mimarlık tasarımı ile- düzenlenmesi, toplu öneriler.

(25)

yönlendirilmiş oluyordu...

Atelye çalışması ilerledikçe, grupla- rın Makro ölçekli araştırmalarından; bi- reysel Mikro ölçekli tasarımlara geçildi.

Her öğrenci Alt bölgelerdeki belli bir so- runa, bir konuya kişisel yaklaşımı ile bir çözüm (bir yapı) .önerdi. Dergimizin sahi- felerinde bu çalışmalardan bazı örnekler yer almakta...

8 Aralık 1977 günü IDGSA'da yapı- lan Son eleştiri'ye ise, gerek IDGSA Öğ- retim üyeleri gerekse de Proje yönetici- leri katıldılar. Kurul Öğrencilerin çalışma- larını değerlendirdi (not'landırdı). Bu not- lar-diğer Kuramsal derslerde verilen not- lar ile birlikte- Öğrencilerin 1977 Güz Sö- mestresi için gerekli, Sınıf geçmelerine yönelik not'lardı. Olayın önemli yanı:

Not'ların Türk Öğretim üyelerince verilip, Laval Üniversitesi'nce onanmış olması ve geçerliliklerinin tanınması idi. Kuşkusuz bu da Eğitim ve Öğretim düzeyimizin ni- telikleri açısından çok kıvanç vericidir.

Bu tür programların yaygınlaşabilme- slnin Yurdumuz açısından ne denli önem- li olduğu bellidir. Genç kuşakların gele- ceğe umutla, bilinçle bakabilmelerin sağ- lanışı yanısıra, Ulusal Kültür değerlerimi- zi, dışımızdaki dünyaya tanıtabilirle, ya- yabilme olanağı... Öğrencilerden Yves Brodeur'un şu sözleri bu bakımdan çok anlamlı:

«Bir gün tekrar Türkiye'ye dönebil- ımeyi düşlüyorum. O olağanüstü ülke- ye... Kaldığım sürece beni çok etki- leyen, beni benden öteye biçimleyen o ülkeye... Mutlak döneceğim bir gün. Ne zaman mı? Bu soruyu yanıt- lamak pek öylesine önemli, pek öy- lesine anlamlı değil... Belki, hiç bir zaman ayrılmadım Türkiye'den.»

Prof. A y g e n T Program yöneticisi Program koordinatörü.

- Göksu-Küçüksu < alanın tüm kent ölçeğinde bir «Boş zamanları de- ğerlendirme» işlevine ayrılması düze- ni önerisi. (Öneri: Marie Jose Paquet - Louise Rivard - Jacques Plante).

— Göksu deresinin iki yakasının Ekolojik ve tarihsel çevresinin korunmasına yö- nelik öneri. (Öneri: Glaire Lavoie Johanne Boucher - Michel Johnson).

— Geleneksel Türk kent dokusu - Konut biçimi anlayışı içinde çağdaş bir toplu konut önerisi. (Öneri: Albert Thal-

(26)

- Anadolu Hisarı kale içinin yeniden dü- zenlenişi, restorasyon ve yeniden iş- levlendirme önerisi. (Öneri: Yves Bro-

- İbrahim bey sokağı — Setüstü sokağı ve Otağ sokağının kesiştikleri bir yer- da tarihi çevre - doku düzenlenişi, res- torasyon ve yeniden işlevlendirme ö- nerisi. (Öneri: Lise Grondin).

- Tarihi çevre-doku düzenlenişi, değişik görünüşler (Lise Grondin).

Eskiz : Michel Cote

(27)

LEFKOŞA HASTALIKLARI

HASTANESİ R u h H a s t a l ı k l a r ı

H a s t a n e s i (Lefkoşa) Kıbrıs Mimari Proje: Ö z a y H a s a n Mimar (İ.T.Ü.)

S e v i m A I t a n Mimar (İ.T.Ü.)

KTFD Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Planlama ve İnşaat Dairesi

Lefkoşa Ruh Hastalıkları Hastanesi, Lefkoşa'nın Girne çıkışı yönünde, Lefko- şa Genel Hastanesi yanında uygulanmak üzere planlanmış ve 2 yıl içinde teslim edilmek koşulu ile ihale edilmiştir. Amaç, çok kötü koşullarda bakımlarına çalışılan mevcut ruh ve sinir hastaları ile Rum kesimi hastanelerinde kalan Türk hasta- ların kuzeye getirilmesi ve modern ko- şullara uygun olanakları içeren bir has- taneye kavuşturulmasıdır.

Hastanenin yapımı. Birleşmiş Millet- lere bağlı bir örgütün (UN1CHR) finanse ettiği dış yardımla gerçekleştirilecektir.

Toplam inşaat alanı 5500.00 m2 ve toplam yatak kapasitesi 180 dir.

Ruh Hastalıkları Hastahanesi, Lefkoşa Genel Hastanesi'ne bağlı bir ünite olarak planlanmıştır. Bu nedenle mutfak, çama- şırhane, sağlık ve klinik tesisleri, kanali- zasyon ve arıtma tesisleri vs. projenin kapsamına dahil edilmemiştir.

Binanın biçimlenişini, Lefkoşa Genel Hastanesi ile İlişki kolaylığı ve dış ula- şım, kamulaştırılan arazinin kullanımı, bölümler arası ilişkiler ve fonksiyonların uygun çözümlerle yerleştirilmesi yönlen- dirmiştir.

Yapıda şu bölümler bulunmaktadır.

| Bodrum kat: Isıtma tesisatı mer kezinin yer aldığı 100 m2 alana sahip kı-

Q Merkez bloku: Bu kısımda, esas giriş ve giriş holü-bekleme ve görüşme o- daları, idare bölümü, poliklinik ve teşhis bölümü, 200 kişilik çok maksatlı hol, a- tölyeler, merkezi yemek salonu, kütüpha- ne, kuaför-berber, kantin, jeneratör odası, depolar, kontrollü iç bahçeler, yeterli WC-lavabo hacimleri yer almaktadır.

K a p a l ı H a s t a S e r v i s i B l o k u : Bu kısımda 23 erkek ve 22 kadın hastaya hizmet etmek üzere plan- lanan 8 adet 4 kişilik, 4 adet 2 kişilik 5 adet tek kişilik yatak odaları, çok mak-

satlı salon, hemşire istasyonları, doktor odası, temiz ve kirli çamaşır depoları, el- bise depoları, meşguliyetle tedavi ve grup tedavi, yeterli sayıda duş, banyo, WC-lavabo hacimleri yer almaktadır. Bu servis, teşhisten sonra tedavinin ilk saf- hasının uygulandığı bölümdür.

A ç ı k T e d a v i S e r v i s i B l o k u : Bu kısımda 30 erkek ve 28 kadın hastaya hizmet etmek üzere plan- lanan 16 yatak odası, çok maksatlı salon, 2 hemşire istasyonu, 2 elbise deposu, temiz ve kirli çamaşır depoları meşguli- yet amacına dönük 2 adet ütü ve çama- şır, 2 adet gurup tedavi, yeterli sayıda duş, banyo WC-lavabo hacimleri yer al- maktadır. Bu servis, tedavinin 2. safhası- nın uygulandığı ve iyileşmekte olan has- talara ait olan bölümdür.

D e p o H a s t a l a r ı S e r v i s i B l o k u : Bu kısımda ise 38 kadın ve 38 erkek hastaya hizmet edebilecek ka- pasitede yatak odaları ve diğer bloklarda belirtilen benzeri hacimler planlanmıştır.

Bu servis, iyileşmesi çok uzun vadede söz konusu olan veya hiç iyileşemeyen hasta- ların bakımlarının yapıldığı bölümdür.

Lefkoşa ruh hastalıkları hastanesi, modern tedavi yöntemlerinin uygulanabil- me olanaklarını verecek şekilde, Türkiye' deki ve Birleşmiş Milletler teşkilatının il- gili uzmanlarının görüşleri alınarak plan- lanmıştır. Bu görüşmeler sonucu, sinir ve ruh hastalıkları hastaneleri için 4 kişilik- ten fazla yatak odası yapılmaması, her yatağa birer yerli dolap yerleştirilmesi, kullanılacak camların kırılmaz olması, ısıt- ma aparetlerinin hastaların ulaşamayaca- ğı noktalara yerleştirilmesi (örneğin bura- da tavanda), banyo ve duşlara ait aksam- ların duvar içinde olması ve dıştan hem- şirelerce kontrolü vs. planlamada gerçek- leştirilmiştir. Bunun yanında, hastaların, hemşirelerce kolayca denetim altında bu- lundurulabilmesi, isteğe bağlı olarak top- lu ilişkiler kurabilmesi olanakları gözönün- de bulundurulmuştur. Güneş alan yatak o- dalarında güneş kontrolü sağlayan saçak- lar bulunmaktadır. Hastalar için sakınca taşıyabilmesi açısından yapının çok katlı olarak planlanmasından kaçınılmıştır.

Hastane bahçesinde, kontrollü bir bölüm, asfalt çevre yollar ve otoparklar, 2 spor sahası, teraslar ve gezinme alan- ları yer almaktadır.

GÜNEYBATI (giriş) GÖRÜNÜŞÜ

(28)
(29)

ileri teknoloji, modern tesis uzman teknik kadro ve benzersiz bir kaplama

malzemesi: <

ö n d u l m e

3 0 Y ı l d ı r d e ğ i ş i k iklim koşullarındaki 5 2 ü l k e d e başarıyla kullanılan O n d u l i n e oluklu çatı v e c e p h e k a p l a m a levhaları ş i m d i Türk mimar, m ü h e n d i s

v e y a p ı sahiplerinin h i z m e t i n d e . mmmm

Uzunluk Genişlik Kalınlık Oluk yüksekliği Oluk aralığı

Oluk adedi 10 oluk/levha 4 kg/m1

veya 6.8 kg/levha

1.5 kg/levha 150 kg/cm' 0.105 Kcl/mh °C : kendi ağırlığının % 2 si.

: kesinlikle su geçirmez : + 110C'ye kadar gözle

görülebilen hiç bir değişiklik olmaz. Çatlama, pullanma ve yumuşama meydana gelmez : Çürümez, paslanmaz.küflen- mez. kimyasal ve biyolojik dış tesirlerden zarar görmez : Siyah (Standart)

Kırmızı-Alüminyum-Yeşil Mavi (Yalnız bir yüzü) çalı ve cephe kaplamasında

OnduRne / IH

oluklu levhaları / TSSBKJr SAĞLAM. PRATİK. EKONOMİK. / Her türlü bilgi ve broşür için :

Merkez : Onduline Yapı Malzemeleri A,Ş, Barbaros Bulvarı 76/78 Beşiktaş-İstanbul Tel.: 463094 (4hat) Ankara Bölgesi Müdürlüğü : Onduline, Tunus Cad. 4/19 Bakanlıklar-Ankara Tel. : 17 88 51

(30)

Kültür merkezinin Renard sokağındaki cephesi

derleyen: Ertuğrul Menteşe mimar D.P.L.G.

Dünyamızda yaşama koşulları deği- şince, vaktiyle birer kültür ve festivaller merkezi olan kentler, bugün bir trafik ve yaşam mücadele merkezleri haline dö- nüştüler. Sanayi devri, kent'i yok etmekle kültürün önemini de ortadan kaldırdı. Bu gün çevremizde çok sayıda kültürsüz in- sanlarla karşılaşmamızın nedeni işte bun- Michel Ragon: L'ART. POVROUOİ FAIRE?

(«Sanat mı? Neye yarar») kitabından XX. ci yüzyılın yeni atılımlarının özü- nü Paris'te kurulacak yeni bir yapıtla top- lamak Fransız hükümetinin ve sabık Cum- hurbaşkı «Pompidou»nun gayesi olmuş- tur. Pompidou Milli Sanat ve Kültür Mer- kezinden beklenen: yaratma kabiliyetinde olan kişilere ilham verebilecek nitelikte yeni buluş örneklerini en elverişli türde halka gösterilebilmesi, kamu oyunun il- gisini sürekli olarak ayakta tutabilmek.

Doğal olarak böyle bir merkezin Pa- ris'in çevresinde değil, Paris'in göbeğin- de bulunması şarttı... Pek uzun araştırma ve tartışmalar sonunda seçilmiş olan yer, XVI cı asırdan kalma lüks malikhanelerin ve «LE Marais» olarak adlandıran meskûn

bir mahallenin ortası. Fransız başkentinin en merkezî bir noktasının seçilmesine bil- hassa dikkat edilmiş olup bir yapı ada- sının bir noktasının seçilmesine bilhassa dikkat edilmiş olup bir yapı adasının is- timlâkine kadar gidildi. Altı yıl süren bu ön çalışmalardan sonra sıra, iki asmaaltı bir yarışma programının esasların tesbi- tine geldi. Yarışma uluslararası bir yarış- ma olacaktı. Jüri de uluslararası bir jüri.

Bu programın ön sözü Cumhurreisi Pompidou tarafından ele alınmıştır. Prog- ramın ruhunu, özetini teşkil eden ön sö- zü aşağıda okuyalım:

«11 aralık 1969 yılında, Hal binaları varoşlarında «Beaubourg» düzlüğünde Pa- ris'in ortasında zamanımızın sanat merke- ziyle bütün bilim dallarını içerecek büyük bir kitaplık inşa edilmesine karar veril- miştir. «geleneksel» sanat ile kültür e- saslarının pek çok tartışma konusu ya- pıldığı bu günlerde böyle bir karara var- mış olmamız büyük değer taşır. Fakat gayemiz gerilerden gelerek envantere benzer bir sıralaç, bir toplama yapmak değil, gayemiz yarınlar için iddiada bu- lunmak da değil. İsteğimiz kendi çelişme- leri arasından sıyrılmış olan «yaratıcılığı»

tüm zenginlikleri ve yönü ile gösterebil- mek, açığa kavuşturabilmektir. Ve böyle- ce insan zekâsından meydana çıkan bu- luşların, insanın yaratma hüneri ile or- taya koyduğu ürünlerin sür'atli ve kolay türde topluma aksettirmekle bu dilinin en kolay kavranan dil olduğunu is- patlamış olmaktır.

Esasen kitap, plastik sanat, mimar- lık, müzik, sinema ve sanayiye ait buluş- ların bir çatı altında teşhir edilmek üze- re toplanmış olmaları sanırım bir yenilik olarak kabul edilebilir. Zira bu tür karış- malı sergileme usulü büyük Kitleye şunu telkin edebilir: «Yaratıcılığın insana ver- miş olduğu bir nev'î bağımsızlık, tek ba- şına hareket edebilme duyğusu ile, sa- nat ifadesindeki var olduğu sanılan kıy- met dereceleri bunlar hepsi itibarî şey- lerdir. Aksine, güncel formlarla toplum ürünleri arasındaki ilişkiler köklüdür».

(31)

takriben 8000 m- bir saha teşkil eden kat planı Esasen tasavvur edeceğiniz yapının

gerçekleşmesi sonunda Paris kentsel ve mimarî bir bütün kazanmış olacaktır; ya- pının programa uyğunluğu sağlanabildiği takdirde eseriniz, ekonomik açıdan da dev- rimizin mihenk taşı olacaktır». [G. Pom- pidou].

49 ülkeden gelen 681 teklif arasından bir İngiliz iki İtalyandan ibaret mimarlar, grubunun projesi birinci olmuştur. 9 jüri üyesinden sekizi (8) oylarını bu teklife vermişlerdir. İki aşamalı olan yarışmada ilk teklif 2.ci aşamada aynı prensipler dairesinde tekâmmül ettirilmiş olunca, me- sele hal oldu.

Jüri raporunun son bölümünü okuya- lım seçim nedenlerini öğrenmiş oluruz:

«Beaubourg merkez yapının uluslar- arası yarışma sonuçları bizlere (jüri üye- lerine) şu gerçekleri gösteriyor; son za- manlarda sadece Fransada değil bütün dünya ülkelerinde bir tereddütler ve tec- rübeler devri geçiriyoruz. Bu dönemin be- lirgin yönü, kişisel yaratıcılık yerine ko- lektif yaratıcılığın tercih edilmesidir. Han- gi açıdan bakılırsa bu gerçek, bazen kuş- ku verici, bazen tehlikeli olarak kabul e- dilebilir; veya tam aksine umut dolu bîr tutum olarak kabul edilir. Bundan böyle yukarda sözü edilen geçiş döneminde bi- ribirinden çok farklı değerde teklifler a- rasından ve bazen zıt düşünceli olanlar yanında çok iddialı veya basit projeler a- rasından jürimiz eleme yaparak programa uygun ve yeni yollar aramayı tercih eden az sayıda projeler üzerinde durmayı doğ- ru bulmuştur.»

Jüri çalışmaları bu demet teklifleri üzerinde sürdürülürken tercihler süratle ve tereddütsüz olarak İtalyan - İngiliz gru- bu projesinde toplandı.

Jüri raporunun bu proje hakkında a- çıklaması:

«Yapı, Beaubourg düzlüğün yarısını kaplamıştır; diğer yarısı sokağa nazaran (—3,20) mt. daha alçakda bulunanğ tanzi- mi gereken bir uzun dörtgen biçimi bir meydana bırakılmıştır.

Bu geniş alan [Reynie] alanı ile bir- leşip Batı'da [St. Martin] sokağı kenarında sıralı konut dizisine kadar uzandıktan son- ra, [Renard] sokağı altından devam eder;

Hal binaları yöresinden [Marais] mahallesi ve yeni yapı alanı arasında yaya ulaşım sistemi böylece sağlanmış olur.

Teklif sahipleri yaya ulaşım ağının ta- mamlanması için ayrıca Beaubourg düzlüğü boyunca [St. Martin] sokağında motörlü trafiğin yasak edilmesini öneriyorlar. Pro- jede ayrılmış bulunan «alan» çok canlı, ha- reketli faaliyetlere sahne olacaktır. Ayrıca bu alan yeni yapıtı toptan görebilme im- kânını sağlar.

Kazanan proje irade ve zekâ kuvve- tiyle düzenlenmiştir. Yapı yüksekliği 50 m, uzunluğu 150 m, eni 50 m. şeffaf bir kitledir. Müellifler kitlenin ağır görünme- sini önleyebilmişlerdir. Kitlenin altı boş- tur ve dikey ayaklar üzerine oturtulmuş- tur.

Bu teklifte görülen diğer başarılı noktalar yapı iskeletinin sadeliği, jeomet- rik intizami, cephe görünümlerdekî hafif- lik ve yaratılan şeffaflıktır.»

«Sanat ve Kültür merkezin dış görü- nüşüne gelince; çok canlı ve hareketli ol- ma niteliğini taşır. Zira montsarj, asansör ve «eskalator» gibi araçlar, ziyaretlerin gi- riş çıkışlarını, malzemenin veya teşhir e- dilecek eserlerin taşınmasına yarayacak- ları gibi zaman zaman esas cephenin ha- reketlenmesini de sağlayacaktır. Aynı camlı cephede projeksiyonla yapı içinde ve dışında cereyan edecek gösteri ve

programların reklamları aksettirilecektir.»

«Programa uygun olarak teklif edilen yapıtla ihtiyaçlara göre, istenildiği zaman değişik kullanma imkanları düşünülmüştür.

Netekim orta kısımlarında tek bir direk bulunmayan,. 50 m X 150 m yekpare kat döşemeleri her tür ilâve ve bölmeler ya- pılmasına müsaittirler. İç hacimleri değiş- tirme olanağı vardır. Bundan başka 60. m yükseklikte 2 çelik boru arasına sığdırıl- mış üç buutlu hacimlerin projenin espri- sini zedelemeden değiştirilmeleri de mümkündür.»

«Projenin teknik uygulamasının iyi şartlar dairesinde yapılabileceği de an- laşılmıştır:

— Zemine fazla derine inilmemesi, kofraj işlerinde, kazı işinde kolaylık ve

ucuzluk sağlanmıştır.

— Yapının çelik iskelet sistemi kolayca yerine takılır görünümdedir.

— Taşıyıcı sistemde tübler, içinden geçi- rilen su sayesinde yangına karşı önle- me çaresi olarak iyi bir buluştur...

Sonuç; dış hatları itibariyle başa gelen proje, kuşkusuz büyük bir sadelik ve düz- gün, temiz hatlarla, hatta disayn'in se- bep verdiği bir kurulukla meydana getiril- miştir. Buna rağmen bu yapıtda her şey yaşamı kendine çekmek, yaşamı kamçı- lamak, yaşamı benliğinde devamlı kılmak üzere ele alınmış ve muvaffak olunmuş- tur.

Jüri üyeleri:

Başkan: J. Prouve (Fr.), mimar.

2 ci Başkan: G. Picon (Fr.) Eski san- nat ve edebiyat işleri gen. direktörü E.

Aillaud (Fr.) mimar.

Sir F. Francis (Ing.) British Museum fahri başkanı. P. Johnson (A.B.D.) mimar M. Laclotte (Fr.) Louvre müzesi re- sim bölümü Md.

(32)

bir çelik konstruksiyon detayı Oscar Niemeyer (Bresil) mimar.

W. Sandberg (Hol.) Stedelijk Museum eski Md.

H. Liebaers, (Bel.) Belçika Kralliyet Kitaplığı Md.

H.P. Maillard (Fr.) mimar, yedek üye.

Eiffel kulesinden iki kat ağır bir ya- pıt, fakat hafif 'görünümlü.

1972 ilk baharında temeller kazıldı;

100.000 m- toprak çıktı: Yer altında 700 araç için bir otopark (3 katlı), sanat mer- kezine mahsus atölyeler, teknik odalar, depolar, enformasyon ve öğretimi yararlı (audio-visuel) bölümlerinden başka 650 kişilik değişik gösterilere elverişli bir sahne ve salon vardır.

Esas yapıyı oluşturan kitle 166 mt u- zunluğunda, 60 mt. eninde ve 42 mt. yük- sekliktedir. (evvelce 60 mt olan yüksek- lik çevreye uyum ve müşterilerin rahatı i- çin sonra 42 mt.ye indirildi.

Taşıyıcı sistem karşılıklı dikey a- yaklara asılı 50 mt portesi olan 13 kiriş- ten ibarettir. Döşeme parçaları vinçle kal- dırılıp bu kirişler üzerine oturulduktan sonra, arada hiç bir direk ve bölme gö- rünmeyen tamamen yekpare 7500 m- lik birer köprü döşeme meydana getirilmiş olur. [Bak. Şekil A]. Bu sistemin ufku- yetini temin ve zedelenmesini önleyebil- mek gayesiyle «bergerette» olarak adlan- dırılan ikinci bir emniyet tertibatı da, ya- pının en dış kenarlarında vücut bulmuş- Yapı dahilinde dış ayaklara dayandı- rılan 50 mt. boyunda ve 3 mt yükseklik- teki kocaman kirişler iç iskeletin ana ak- samlarıdır. Bunlar hem yapının enine bağ-

lantısını sağlarlar hem de her katta dö- şemeler arası 7 m. irtifada ferah iç hacim- ler temin ederler. Çatısına kadar birbirine takmak çelik parçalarla yükseltilmiş bu yapı ayakda durunca, karşımıza kocaman bir makine gibi duran 14.000 tonluk bu kitle insanı şaşırtır. Eiffel kulesinin 2 kat ağırlığında olmasına karşın hafif bir gö-

Çelik parçaların işlenmesi Bu ağırlıkta bir madenî iskeletin in- şası çok güç bir iştir; beklenmedik prob- lemler karşınıza çıkar. Bereket versin bu kez parlak çözümler bulunmuştur. Her de- virde madenî parçaların eklenmesi deği- şir; bu çelik iskeletimizde, ne cıvata, ne kaynak...

İki çare vardı; kaynak veya dökme.

Kaynak usulü çelik parçalarının zerafeti- ni, inceliğini temin edemediği nedeniyle müellif mimarlar dökme usulüne baş vur-

Dökme usulde kızğın çelik kum taba- kası ile kaplı ahşap kapların içine dökü- lüp orada çeliğe istenilen şekil verilir. Ve netice mükemmeldir. Fransada bu usul daha henüz uygulanmadığından iş Alman Krupp fabrikalarının bir koluna yaptırıldı.

Bu güne kadar alışılmamış bir mima- Bugüne kadar bir yapıda, insanların katlara ulaşabilmeleri ve her katdan in- dirilecek veya her kat'a götürülmesi gere- ken malzeme, yapının orta yerinde ayrıl- mış merdiven ve asansör boşluğu saye- sinde hal olurdu. Oysa bu kez tam ter- sine «sirkülasyon» bölümleri yapının dış tarafına yerleştirilmiş olması bir yana;

klima tesisat boruları, elektrik teçhizatı ve monşarj gibi aksam, doğu cephede (Renard sokağı) dikine ve boyalı borular halinde adete bir dekaration motofi olarak uygulandı. Tenkitlerin en acısı bu cephe

uslubûna yöneliktir. Dolayısıyla acı ten- kitler bütün yapıya sirayet etmiş oluyor.

Kimi milli sanat merkezini daha ziyade fabrika ve petrol rafinerisini benzetirken bazı eleştiriciler bu koca oyuncak maki- nenin tek kalitesi var, o da üzerine baş- ka bir kılıf takılabilme umudu, der [mim.

Rob Krier (Vienne)]. Barcelona dan mimar Ricardo Bofill: Pombidou müzesi 1960 yı- lı mimarisinin sembolüdür; o devrin top- lumu büyüme çağında olarak tarif edile- bilir; o zaman ortam teknolojiye inanan tüketim esasına dayanan bir ortamdı.

Şimdi 1970'lere geldik, bedbinlik devresi ve yaşamın kaliteli olması arzusu devre- sidir... Mimariyi yine Politika ve Ekonomi yönetiyor fakat, kültürel, tarihî ve gün- lük yaşamı incelemek suretiyle yeşil sa- ha, meydanlar veya sokak vs. planları düzenleniyor. Proje üretme usulü pek de- ğişmedi. Kollektif bir yaratıcılık sistemi- ne henüz erişemedik. Dolayısiyle Pom- pidou merkezi denen bu azametli araca itimadım yok.

Burada bütün lehte ve aleyhte eleş- tirileri sıralayacak değiliz. Ne denirse densin, bu yeni yapıt (Pompidou Sanat ve Kültür Merkezi) mimarîde bir devrim ya- ratmıştır, bu yapıda ileride faydalanabi- lecek çözümler ortaya konmuştur. Uygu- lama o kadar kolay olmadı, çünkü buna benzer yapı daha evvel hiç yapılmamış- dı. Herşeye rağmen güçlüklere çözüm bu- lundu ve müelliflerin fikirleri de pekala uygulanabildi. Mahallen de gördüğüm bu eser hakkında şahsım adına beyanatta bulunmadan diyebilirim ki, genellikle bu bir başarı sayılmalıdır. Çünkü dökme çelik usulü ile yeni yapım tekniğine yol açıl- mıştır. Genç mimarlar bu yeni teknikle de göze hoş görünen kullanışlı fonksiyona uygun eserler vermeye devam edecek- lerdir.

(33)

kalitemizin

® Çelik özlü alüminyum iletkenler <?S|>

® Tam alüminyum iletkenler <fs)>

© Plastik izoleli askı telli alüminyum kablolar-ALPEK

• Plastik izoleli alüminyum iletkenli enerji kabloları -ALVİNAL<fŞ>

e Plastik izoleli telefon kabloları

® Alüminyum profiller

© iletken ve kablolar için ek malzemeleri

T U R K K A B L O A . O .

Merkez:lnönü Caddesi 69/1 Taksim-lstanbul Tel:43 59 0 3 ( 4 h a t ) Teleks: 22266 Fabrika:P.K.53 İzmit Tel: 11476- 11397 TÜRKKABLO MAMÛLLERİ TEVZİİ A Ş.

Kemeraltı Caddesi 34 Karaköy-İstanbul Tel: 43 00 0 6 - 4 3 00 07

Admar - /24

(34)

ü l k e m i z d e m i l l i p a r k l a r Yazan: M. Z e k â i B A Y E R

Orman Bakanlığı Müşaviri

Günümüzde insan yaşamının boyut- ları o kadar genişlemiş ve teknolojik o- lanaklar o kadar artmıştır ki, bu neden- le insanın doğal ve kültürel kaynaklar- dan yararlanması çoğu kez kaynakların a - leyhlne aşırı bir kullanımı ortaya koymuş, giderek doğal ve kültürel mirasımızın eş- siz değerleri hızla silinmeye başlamıştır.

Yurt çapında milli önem kazanmış, dünyanın sayılı doğal değerleri arasına girebilecek kaynaklarımızdan gelecek ku- şaklarımızın yararlandırılması ve onların da bu erişilmez değerleri görüp zevk al- masının sağlanması için o kaynakların bulunduğu yörelerle birlikte korunması gerekmektedir. Bu yaklaşım, Milli Park felsefesinin esasını teşkil eder.

Gün geçtikçe hızlı bir tempo ile yok olan doğal ve kültürel değerlerin bulun- duğu yörelerde etkin kuvvetlerle kaynak- lar arasında denge kurup, kaynakların de- vamlılığının sağlanması, bakır sahalarda doğayı koruma ana fikirlerinden hareketle koruma ve kullanım dengesi ancak, o yö- relerin Milli Park sistemine alınması ile günümüzde sağlanabilmektedir.

Doğadaki sonsuz güzellikleri, varlık- ları, değerleri, (kalıntıları ve hikâyeleri ile büyük çekiciliğe sahip kültürel kaynakla- rımız ve çağımız insanın boş zamanını

zevk verici ve kendini yenlleyicl bir şe- kilde kullanması anlamına gelen rekreas- yon günümüzde gittikçe önem kazanmak- tadır. işte bu tip yörelerde rekrasyon faaliyetlere imkân veren plânların siste- mi doğal ve kültürel değerlerini yörele- rin «Millî Parklar» olarak ayrılmasında ve- ri olarak kabul edilmektedir. Bu veriler- den bir veya bir kaçına sahip çevresi ile bütünlük teşkil eden 'belirli büyüklükte- ki (en az 500 hektar) yöreleri de Milli Park olarak tanımlıyoruz.

Ülkemizde kurulan ve kurulacak Mil- li PaHk sahaları ile doğal ve kültürel kay- nakların devamlılığı sağlanacak ve gele- cek yaşantılar için bu kaynaklardan ya- rarlanma olanağına kavuşmak imkânına bu suretle sahip olunacaktır.

Milli Park çalışmaları ülkemizde, ye- ni bir kaynak kullanım tarzı olarak uzun devrede sosyal, eğitsel, kültürel ve eko-

nomik yaşamımıza büyük katkıda bulun- maktadır.

Amerika ve Avrupa'da Endüstri dev- rimini başarmış ve doğa alanlarında din- lenme ve eğlenmenin önemli bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığı ülkelerde, bir çok bakımlardan nadir güzellik ve özelliklere sinelerinde barındırılan doğa parçalarının mevcut durumları ile muhafaza edilme- leri konusunda yapılmış ve yapılmakta olan çalışmalarla tesis edilen Milli Park- lar ve benzeri yerlerin en fazla yüz yıl- lık bir tarihi bulunmaktadır.

Amerika kıt'asında yüzüncü yılını dol- durmuş olan Milli Park kavramı Avrupa'- da yetmiş yılı aşmış bir dönem içerisin- de Doğa Parkları altında gelişim göster- miştir.

Günümüzde ülkeler, sahip oldukları doğal, kültürel ve rekreasyonel değerle- rini kaybetme konusunda büyük çabalar göstermekte ve uluslararası doğayı ko- ruma anlaşmaları yapmaktadırlar.

Doğanın korunması, doğa varlıkları- nın kullanımlarının denkleştirilmesi ve

Referanslar

Benzer Belgeler

Ribâ illetini semeniyet olarak görmeyen fakihler, altın ve gümüşün tar-tılma özelliğini; diğer dört sınıf malın ise ölçülme, saklanabilme, gıda maddesi olma

Boğaziçi sırtlarında bulunan ve taşı- dığı doğa değerleri açısından iskân dışı bir alan olan bu yerde inşaat yapılabilme- si ancak burası için bir mevzii imar pla-

Eski zamanlarda bütün dünyada «Kent leşme», bugünkü gibi büyük bir problem değilken, yaşlılar köylerinde, evlerinde, zenginler konaklarında aile havası içinde

Bu istatistik birkaç sene evveline ait ol- duğu için bu müddet zarfında yatak adedi- nin nisbeten arttığını nufusumuzun aynı şekilde kaldığını farzetsek bile, yine

Şehir kenarlarına kümelenmiş el emeği rezervelerini kullanmak üzere bir yandan ye- ni endüstri sahaları açmak, iştira kabiliyeti temin eden yeni imkânlar bulmak, bölgeler

POLATOĞLU, 193 Q Concours pour le pare municipal, et les ins- tallations touristiques a Çankaya (Ankara), 197 • Bibliographie, nouvelles, 201 • Liste des prix de materiaux

Yıldırım, &#34;Orada tedbirler alındı, ama sorun İstanbul'un sahilden kuzeye doğru ve doğudan bat ıya doğru yapılaşmasındaki standart dışı uygulamalar&#34;

Köprü, istanbulun gelişmesini kuzeye doğru çekecek, bu ise sakıncalı olacak çün- kü, İstanbul'un ip gibi Marmara sahilleri boyunca doğu-batı doğrultusunda lineer