YAŞADIĞIM YER
Harita nedir?
Harita yeryüzünün tamamının ya da belirli bir kısmının kuşbaşı görünüşünün bir ölçek dahilinde belirli oranda küçültülüp bir düzleme çizilmiş halidir.
Bir Çizimin Harita Olması için gerekenler
-Kuş bakışı olarak çizilmesi. Haritası çizilecek yerin tam tepeden görünüşü dikkate alınmalıdır.
-Ölçeğe göre küçültülmüş olması. Yeryüzü şekilleri düz alan üzerine belli oranda küçültülerek aktarılır.
-Düzleme aktarılması gerekir. Yapılan çizimler düz bir alana (kağıt,duvar,tahta) aktarılmalı.
Ölçek nedir: Ölçek haritalardaki küçültme oranına denir.
Herhangi bir yerin, kuşbakışı görünüşünün ölçeksiz ve kabataslak olarak bir düzleme aktarılmasına kroki denilmektedir.
Harita ile kroki arasındaki fark, krokinin ölçeksiz, haritanın ise ölçekli olmasıdır.
İdari ve Siyasi Haritalar
Ülkelerin başka ülkelerle olan sınırlarının gösterildiği haritalara siyasi haritalar adı verilirken,
Ülkelerin kendi içerisindeki illeri, bölgeleri gösteren haritalara idari haritalar denilmektedir.
Haritayı inceleyerek yaşadığınız yerin bağlı olduğu ili buluruz.
Fiziki Haritalar
Yeryüzü şekillerinin fiziki yapısını, dağılış ve yükseltilerini gösteren haritalardır.
Bu haritalar yeryüzündeki kabartı ve çukurlukları göstermekte kullanılır.
Fiziki haritalarda yükseltiler koyu yeşilden kahverengiye, Derinlikler ise açık maviden koyu maviye doğru değişen renk tonlarıyla ifade edilir.
Fiziki haritalardaki renklerin kesin olarak hangi değere
karşılık geldiği haritaların sağ alt köşesinde yer alan renk basamaklarına bakılarak bulunabilir.
Ülkemizin coğrafi özelliklerini tanımamızda şiirlerin ve türkülerin yanı sıra efsanelerin de önemli katkıları vardır.
TÜRKİYE'NİN YER ŞEKİLLERİ VE NÜFUS ÖZELLİKLERİ Türkiye’nin Yer şekilleri
Dağ,ova,plato,vadi,göl,akarsu, körfez,ada,yarımada,burun,koy,boğaz vb. gibi oluşumlar yeryüzü şekillerini oluşturmaktadır.
Türkiye, ortalama yükseltisi fazla olan bir ülkedir. (1132 m)
Dağlık ve engebelidir. Yükselti doğudan batıya doğru artar. Bundan dolayı iklim, bitki örtüsü, nüfus, tarım ürünleri gibi özelliklerde farklılık görülür.
Karadeniz ve Akdeniz bölgesinde dağlar kıyıya paralel uzanır. Bu nedenle kıyı ile iç kesim arasında ulaşım zor olduğu için geçitlerle sağlanır.
Ege Bölgesi’nde dağlar kıyıya dik uzandığı için kıyı ile iç kesim arasındaki ulaşım kolaydır.
Deniz etkisi iç kesimlere sokulabilmektedir.
Ortalama yükseltisi en fazla olan bölgemiz Doğu Anadolu en az olan bölgemiz ise Marmara’dır.
Ülkemizde yer şekillerinin engebeli olduğu yerlerde:
► Ulaşım ve tarımda makine kullanımı zordur.
► Tarım alanları dardır.
► Nüfus azdır.
Ülkemizde yer şekillerinin düz olduğu yerlerde:
► Ulaşım kolaydır.
► Tarım alanları geniştir.
► Nüfus ve yerleşme fazladır.
► Tarımda makine kullanımı uygundur.
Türkiye’nin Nüfus Özellikleri
Nüfus; bir bölgede ya da belirli bir alanda yaşayan insanların oluşturduğu toplam kişi sayısına denir.
*Yer şekilleri, iklim, tarım, turizm, ulaşım nüfusun dağılışını etkilemektedir.
*Türkiye’de kadın-erkek sayısı birbirine yakındır.
*Türkiye nüfusu genç ve dinamik bir yapıya sahiptir. Yaşlı nüfus oranı düşüktür.
*Nüfusun büyük bir kısmı şehirlerde yaşamaktadır.
*Okur-yazar oranı fazladır (%82)
*Nüfusu en fazla olan bölge Marmara Bölgesi’dir. (Sanayi geliştiği için)
*Yüz ölçümü en büyük olmasına rağmen en az nüfusa sahip bölgemiz Doğu Anadolu’dur. (Sanayi gelişmediği, ulaşım zor olduğu için)
DOĞAL AFETLERE HAZIR OLALIM
Doğada aniden meydana gelen, can ve mal kaybına yol açan olaylara doğal afet denir.
Doğal afetler engellenemez ancak alınan tedbirlerle etkileri azaltılabilir.
Dünyada doğa olaylarının yol açtığı çeşitli doğal afetler yaşanır.Deprem,fırtına,çığ,heyelan,sel bas kını ve yıldırım düşmesi ile dolu ve don olayları ülkemizde en fazla görülen doğal afetlerdendir.
HEYELAN
Bir toprak parçasının kayarak yer değiştirmesidir.
Zemininde kaya veya kaygan kil tabakası bulunan toprak parçası yağmur sularını emerek ağırlaşır.
Daha sonra da kayganlaşmanın ve eğimin etkisiyle bulunduğu yerde tutunamayıp aşağıya doğru kayar.
Heyelan genellikle yağışlı mevsimlerde görülür.
Bu afet sırasında bazen can ve mal kayıpları yaşanır. Evler ve yollar kullanılamaz hâle gelebilir.
Trabzon’da ve çevresinde en fazla meydana gelen doğal afet heyelandır.
Toprak kaymasını önlemek ve bunun zararlarından korunmak için
Ağaçlandırmaya önem verilmelidir.
Ayrıca kayma tehlikesi olan yerlere evler yapılmamalıdır.
Destek duvarları örülmelidir.ÇIĞ
Eğimli dağ yamaçlarında biriken karın kütleler hâlinde koparak aşağıya doğru düşmesidir.
Hızla yuvarlanan kar kütleleri yuvarlandıkça büyür ve yolu üzerindeki her şeyi kar altında bırakır.
Çığ, bir kez başladıktan sonra durdurulamaz.
Bingöl’de görülen başlıca doğal afet çığ düşmesidir.
Çığın zararlarından korunmak için
Kar yağışının fazla olduğu eğimli araziler ağaçlandırılmalıdır.
Çığ tehlikesi olan yerlerde perdeleme yapılmalıdır.
Buralardan geçerken gürültü çıkarıcı hareketlerden kaçınılmalıdır.
Kayak gibi kış sporları güvenli yerlerde yapılmalıdır.
Yerleşmeler kurulurken çığ alanlarından uzak durulmalıdır.SEL
Ülkemizde görülen önemli doğal afetlerden biri sel baskınıdır.
Rize ve çevresi ülkemizin en fazla yağış alan yeridir.
Yağışlar yıl boyunca devam ettiğinden bölgemiz her mevsimde sel tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Özellikle ilkbahar aylarında karların erimeye başlamasıyla birlikte sel baskınlarında artış görülür.
Sel baskınlarını önlemek için
Özellikle doğal çevreye duyarlı olunmalıdır.
Bu amaçla doğal bitki örtüsü özellikle de ormanlar korunmalı,
Dik yamaçlar teraslanarak eğim azaltılmalı ve akarsu kenarlarına yerleşmeler kurulmamalıdır.
Akarsu yataklarına setler ve barajlar yapılarak suyun akışı kontrol altına alınmalıdır.FIRTINALAR
Farklı sıcaklıktaki hava kütlelerinin çarpışmasıyla oluşan ve saatteki hızı 1001-10 km’yi bulan şiddetli rüzgârlardır.
Bazen bu fırtınalar kuvvetli yağmurları beraberinde getirerek sel baskınlarına yol açabilir.
Fırtınanın etkisiyle ağaçlar, trafik ışıkları, anten sistemleri ve elektrik direkleri devrilir.
Balıkçı ve tur tekneleri alabora olur veya kıyıya sürüklenir.
Ulaşım ve haberleşme faaliyetleri kesintiye uğrar.
Fırtına, çatılardaki güneş enerjisi sistemlerini ve seraların örtülerini sökerek maddi kayıplara yol açarken can güvenliğini de tehlikeye düşürür.
Fırtınanın zararlarından korunmak için
Her şeyden önce yapıların sağlam inşa edilmesi gerekir.
Diğer yandan erken uyarı sistemleri kurularak ve acil durum planları yapılarak yaklaşan kuvvetli fırtınalara karşı önlemler alınmalıdır.
HORTUMLAR
Sıcak ve nemli hava ile soğuk havanın şiddetle yer değiştirmesi sırasında dönen Rüzgarlar oluşur. Bu rüzgarlara hortum adı verilir. Genel olarak şiddetli fırtınalar sırasında meydana gelen hortumlar, ağır cisimleri bile yerden kaldıracak kadar güçlüdür.
Hortum oluştuğu zaman bir felakete dönüşür ve birçok yapıya zarar verebilecek kadar sert eser.
Genellikle hortumlar kara üzerinde oluşurlar fakat bazı durumlarda göl ya da deniz üzerinde de oluşabilmektedirler. Bu durumlarda su hortumları meydana gelir ve bu bölgelere yakın kesimlerde tehlike arz edebilir.
Hortum felaketinin önlenebilmesini oldukça güç bir durum kılar. Yani hortumlar hiç beklenmedik anlarda çok ani felaketlere neden olabilmektedirler.
EROZYON
Toprağın üst kısmının akarsular, uzun süreli yağışlar ve kuvvetli rüzgârlar gibi çeşitli etmenler sonucunda başka bir yere taşınması olayıdır.
Erozyondan korunmak için yapılması gerekenler şunlardır:
► Bitki örtüsü korunmalıdır.
►Boş araziler ağaçlandırılmalıdır.
►Eğimli araziler enine doğru sürülmelidir.
►Hayvan otlatmalarına dikkat edilmelidir.
►Rüzgâr erozyonunun olduğu yerlerde rüzgarı engellemek için setler yapılmalıdır.
Ülkemizde TEMA Vakfı "Türkiye Çöl Olmasın!" sloganıyla erozyonla mücadele eder.
DEPREM
Ülkemizde en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afet depremdir.
Yerkabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi sonucu aniden ortaya çıkan sarsıntılara deprem denir.
Depremin yeri, zamanı ve büyüklüğü önceden bilinememektedir. Bu da depremi önlenemez duruma ve dolayısıyla en tehlikeli doğal afet hâline getirmektedir.
Yurdumuz dünyanın önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde yer alır
Yandaki haritada da gördüğünüz gibi ülkemizin ne- redeyse yarısı birinci idarece deprem bölgesinde - bulunur.
“Deprem öldürmez, bina öldürür. ”diye bir söz vardır. Bu nedenle depremden korunmak için her şeyden önce binalarımızı sağlam zeminlere, depreme dayanıklı biçimde yapmalıyız. Ayrıca deprem eğitimine önem vermeli ve öğrendikleri- mizi uygulamalıyız.
Deprem öncesi yapılması gerekenler şunlardır:
►Binaların yapımında kaliteli malzemeler kullanılmalıdır.
► Sarsıntı anında devrilebilecek eşyalar duvara sabitlenmelidir.
►Evimizin doğal gaz ve su vanaları ile elektrik şalterlerinin yerini ve bunların nasıl kullanıldığını
öğrenmeliyiz.
►Deprem çantası hazırlamalıyız. Deprem çantasının içine konulması gerekenler şunlardır:
● Yiyecek ● İçecek ● Kibrit ● El feneri ● Düdük ● Pilli radyo ● Mum ● Battaniye
► Deprem çantasını evimizde ulaşabileceğimiz bir yerde bulundurmalıyız.
Deprem sırasında bina içindeysek şunları yapmalıyız:
► Paniğe kapılmamalıyız.
►Çök - kapan - tutun tekniğini uygulamalıyız.
► Merdiven ve asansörü kullanmamalıyız.
►Pencerelerden uzak durmalıyız.
Deprem sırasında dışarıdaysak şunları yapmalıyız:
►Binalardan ve enerji hatlarından uzak durmalıyız.
►Açık bir alanda çömelip meydana gelebilecek tehlikelere karşı hazırlıklı olmalıyız.
Deprem sırasında araçtaysak şunları yapmalıyız:
►Köprü, tünel, alt - üst geçit ve enerji hatlarından uzak durmalıyız.
► Sarsıntı geçtikten sonra aracı terk etmeliyiz.
Deprem sonrasında yapılması gerekenler şunlardır:
►Elektrik, doğal gaz, su vanaları kapatıldıktan sonra bina hızlı bir şekilde terk edilmelidir.
►Bina terk edilirken asansör kullanılmamalıdır.
►Bulunduğumuz binayı terk ettikten sonra önceden belirlediğimiz toplanma yerine gitmeliyiz.
►Toplanma yerinde ailemizle buluşarak birbirimizin durumunu öğrenmeliyiz.
► Acil durumlar dışında telefonu kullanmamalıyız.
►Arama kurtarma ve ilk yardım çalışmalarına katılmalıyız.
► Hasar görmüş binalara girmemeliyiz.