• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet’in 100. Y›l›na Do¤ruTürkiye’de Bilim:Günümüz ve Yar›n›m›z Dünya D›fl› Yaflam ayd›nlanma yolundakonferanslar›

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cumhuriyet’in 100. Y›l›na Do¤ruTürkiye’de Bilim:Günümüz ve Yar›n›m›z Dünya D›fl› Yaflam ayd›nlanma yolundakonferanslar›"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

18 fiubat 2003 B‹L‹MveTEKN‹K

a y d › n l a n m a y o l u n d a

k o n f e r a n s l a r ›

Halk›m›z›n bilimin de¤iflik konular›n› uzmanlar›ndan dinleyerek bilimsel düflünme, sorgulama ve tart›flma olana¤›na kavuflmas› için dergimiz, Eylül 2002’de “Ayd›nlanma Yolunda Bilim ve Teknik Konferanslar” dizisini bafllatt›. Bu bilim hizmetinden, isteyen herkes ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Bilim ve Teknik Dergisi’nin, okurlar›yla daha kat›l›mc› iliflkiler içinde olma, bilginin birlikte oluflturulmas› ve paylafl›lmas›

hedefi çerçevesinde düzenlenen bu konferansa kat›lanlar, sunumdan sonra, ayd›nmanmak istedikleri konular› sunumcuya do¤rudan sorabiliyorlar. Konferans saatleri dinleyicilerin ço¤unun iste¤i do¤rultusunda cuma günleri saat 18:00 olarak belirlendi.

Amac›m›z, olabildi¤ince genifl kitlelerin bu bilim hizmetinden yararlanmas›n› sa¤lamak.

Ayd›nlanma Konferanslar›yla ilgili görüfl ve sorular›n›z için: Tel: (312) 427 06 25 e-posta: bteknik@tubitak.gov.tr

21 fiubat 2003

18:00

Dünya D›fl› Yaflam

Çok say›da yeni gezegenin keflfi uzayda yaln›z m›y›z

sorusunu yeniden gündeme getiriyor.

Prof. Dr. Mehmet

Emin Özel

Abant ‹zzet Baysal Üniversitesi

TÜB‹TAK Mustafa ‹nan Konferans Salonu, Tunus Cad. No: 80 Kavakl›dere- Ankara

TÜB‹TAK

21 Mart 2003

18:00

Cumhuriyet’in

100. Y›l›na Do¤ru

Türkiye’de Bilim:

Günümüz ve Yar›n›m›z

Miras›n› devrald›¤›m›z

Osmanl›

‹mparatorlu¤u,

Bat›’da, hatta

ço¤u kez bizde de san›ld›¤›

gibi,

bilimlerin yeflermedi¤i

bir

entellektüel çöl müydü?

Prof. Dr. ‹lber Ortayl›

Galatasaray Üniversitesi

Hukuk Fakültesi

TÜB‹TAK

Mustafa ‹nan Konferans Salonu, Tunus Cad. No: 80

Kavakl›dere- Ankara

7 Mart 2003

18:00

Osmanl›’da

Bilim

Osmanl›’da

Bilim

Cumhuriyet’imizin bu çok önemli

dönüm noktas› ve muhasebe dura¤›na

yaklafl›rken, ça¤dafl teknolojik

uygarl›¤› yakalama hedefimizin

neresindeyiz? Neler yapt›k, neler

yapmam›z gerekiyor?

Prof. Dr. Nam›k Kemal Pak

TÜB‹TAK Baflkan›

TÜB‹TAK Feza Gürsey Konferans Salonu

Tunus Cad. No: 80 Kavakl›dere- Ankara

(2)

Alt› milyar nüfusuyla dünyam›z›n 2000 y›-l› itibariyle enerji tüketim h›z›, y›lda 400 EJ’u (Exa Joule=1018J), yani 8.6 milyar ton petrol

eflde¤eri düzeyini aflm›fl durumda. Bu tüketi-min %75’i fosil yak›tlardan sa¤lan›yor ve y›l-da yaklafl›k olarak; 3.,1 milyar ton petrol, 2,4 trilyon metreküp do¤al gaz ve 5,1 milyar ton kömür tüketiliyor. Bu üç fosil yak›t›n birincil enerji üretimindeki paylar› s›ras›yla %39,4, %23,0 ve %22,4. Hidro, nükleer ve 'di¤er' kaynaklardan üretilen elektrik, %7,1, %6,6 ve %0,7’lik paylarla arkadan geliyor.

Ola¤an varsay›mlarla, dünya enerji talebi-nin 2023 y›l›na kadar %54 kadar artarak, 650 EJ'a ulaflmas› bekleniyor. Bu art›fl›n en büyük k›sm› (%60’tan fazlas›), geçmifl 150 y›l-dakinden farkl› olarak, Asya, Afrika ve Güney Amerika'n›n geliflmekte olan ülkelerinde yer alacak. Dünya nüfusunun %80'ini oluflturan ve enerji arz›n›n üçte birini tüketen bu ülkelerin ço¤u, sanayileflmelerini t›pk› Kuzey ülkelerinin daha önce yapt›¤› gibi, fosil yak›tlara dayand›r-may› planl›yor. Fosil yak›tlar 2023 y›-l›na kadarki art›fl›n %95’ini karfl›laya-cak ve o zamanki talebin üçte ikisini sa¤l›yor olacak.

Buna karfl›n ‘kaynaklar tükeniyor’ endiflesi azalm›fl durumda. Dünyan›n ‘ekonomik rezerv’ olarak, flimdiki tü-ketim h›zlar›yla yaklafl›k 200 y›l yete-cek kadar 1 trilyon ton kömürünün, 80 y›l yetecek kadar 250-350 milyar ton (2-3 trilyon varil) petrolünün, 70-80 y›l yetecek kadar 150 trilyon met-reküp do¤al gaz›n›n oldu¤u tahmin ediliyor. Dolay›s›yla, hiç de¤ilse bu yüzy›l için rezerv sorunu yok. Fakat, enerji fiyatlar›n›n ekonomikli¤i ve te-min güvenli¤i aç›lar›ndan, arz ve talep denge-leri çok parametreli dinamik süreçler izliyor.

Tüketilen birincil enerjinin %25 kadar›, petrolünse yar›dan fazlas› ticarete konu. Üç fosil yak›t halen dünya enerji ticaretinin %90’›n› sa¤l›yor. Kömürün arz› esnek; bekle-nen talep art›fl›n› rahatl›kla karfl›layabilir. Fa-kat petrolde durum s›k›nt›l›. Çünkü herhangi bir kayna¤›n üretimi, rezervlerinin yar›s› tüke-nene kadar art›p, ondan sonra azal›yor. Petrol için üretim platosu (üretimin sabit seyir izledi-¤i uzunca bir süre) 2020’lerde bafll›yor ve arz esnekli¤ini kaybediyor. Talepse kat›. Dünya petrol rezervlerinin üçte ikisi Orta Do¤u'da bulunuyor ve ihracata konu olabilecek üretim fazlas› esas olarak hâlâ, OPEC’in Orta Do¤ulu üyelerinin elinde. Siyasi bak›mdan istikrars›z Körfez ülkeleri, halen dünya petrol ihracat›n›n yar›s›n› sa¤l›yor ve 2023 y›l› yak›nlar›nda bu oran›n, %75'e ç›kmas› bekleniyor. Dolay›s›yla bu bölge, jeopolitik ilgi ve dengeler aç›s›ndan

hassasiyetini koruyacak. Kafkaslar ve Orta As-ya'daki petrolün dünya piyasalar›na bir an ön-ce ba¤lanmas›, olas› gerginlikleri hafifletebil-mek aç›s›ndan önem tafl›yor. Do¤al gaz, pet-rol üzerindeki bask›lar› hafifletiyor. Talep tah-minleri 2020’ye kadar her y›l %3.2 artarak 4.6 trilyon metreküpe, dünya enerji talebinde %25'lik bir paya ulaflacak ve bu art›fl›n %60’›ndan do¤al gaza dayal› güç santrallar› sorumlu olacak. Yoldaki kapsaml› üretim pro-jeleri e¤er zaman›nda gerçeklefltirilebilirlerse, bu talebe yan›t verebilecekler.

Hidro ve di¤er yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik üretiminin, 2020’lere ka-dar her y›l %2 artmas›, buna karfl›n bu kay-naklar›n toplam enerji tüketimi içindeki pay›-n›n flimdiki %9’dan %8’e inmesi bekleniyor. Bu e¤ilim ancak, kamu müdahalesi ve sübvan-siyonlar arac›l›¤›yla de¤ifltirilebilir nitelikte.

K›sacas›, yüzy›l›n ilk yar›s› için dünya ener-ji arz›nda yetersizlikler beklenmemekle birlik-te birlik-temin güvenli¤i ve fiyatlar›n ekonomikli¤i aç›lar›ndan ciddi belirsizlikler var. Yüksek enerji fiyatlar›n›n zarar›ysa, geliflmifl ülkeler-den çok, geliflmekte olanlar üzerinde yo¤unla-fl›yor. Çünkü bu ülkeler, gelirlerinin daha bü-yük bir k›sm›n› enerjiye harc›yorlar ve artan enerji faturas›n› karfl›lamak ya da enerji ve-rimlili¤ini art›racak yat›r›mlar aç›s›ndan kapa-siteleri s›n›rl›. Hem de, ekonomik durgunluk-tan daha a¤›r etkileniyorlar.

Dünyam›z›n bir de, fosil yak›t ba¤›ml›l›¤›-n›n yol açt›¤› yerel, bölgesel ve küresel çevre sorunlar› var. 2000 y›l›nda atmosfere, enerji kaynakl› olarak 6,2 milyar ton karbon eflde¤e-ri, yani 22,5 milyar ton karbondioksit sal›n-m›fl durumda. Petrol, kömür ve do¤al gaz›n paylar› %44, 35 ve 21. Ülke baz›nda ABD, Çin, Rusya, Japonya ve Hindistan bu alanda ilk befli oluflturuyor ve toplam emisyon

hacmi-nin %51’inden sorumlular. Arkadan gelen beflli, toplam %12 payla; Almanya, ‹ngiltere, Kanada, ‹talya ve Fransa. Bu emisyonlar, e¤er hakim beklentiler gerçekleflecek olursa; 2010 y›l›nda 7,8, 2020 y›l›nda da 9,8 milyar ton karbon eflde¤erine ç›kacak. Geliflmekte olan ülkelerin pay›, ilk on y›ldaki art›flta %81, ikinci on y›ldakinde %76. Atmosferdeki kar-bondioksit birikiminin sonuçlar› aras›nda ku-tuplardaki buzullar›n k›smen erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi, afl›r› s›cak ve afl›r› so¤uk gün say›lar›n›n artmas›, ya¤›fl düzenle-rinde de¤iflimler var. Baz› co¤rafyalardaki ta-r›msal verim artarken, tropik ve ›l›man bölge-lerdeki verim düflüyor. Su kaynaklar›n›n azal-mas›, bal›kç›l›k ve orman ürünlerinde miktar kayb›, hastal›k kal›plar›nda kötüleflme, deniz-lerin yükselmesiyle birlikte arazi kay›plar›, so-rumluluk ve kabahat tart›flmalar›, ayr›ca bun-lara paralel di¤er olas› olumsuz so-nuçlar... Bütün bunlar, nüfus hare-ketleri ve uluslaras› istikrars›zl›k an-lam›na geliyor.

Atmosfere, iflletme s›ras›nda net olarak kirletici salmayan enerji tür-leri; hidro, rüzgar, günefl, jeoter-mal, biyokütle ve nükleer. OECD ül-kelerinin hidropotansiyelleri büyük oranda kullan›ma girmifl durumda. Öte yandan, büyük hidroelektrik santrallar›n yap›m›na karfl› sosyal ve çevresel itirazlar var. Dolay›s›yla bu alanda fazla bir geniflleme imkan› yok. Di¤er yenilenebilir kaynaklar, maliyet aç›s›ndan ve nitelikleri itiba-riyle, alternatifleriyle rekabette zor-lan›yor. Bu kaynaklardan orta vade-de geliflme potansiyeli tafl›yanlar; rüzgar enerjisiyle, baflta fotovoltaik-ler ve yak›t hücrefotovoltaik-leri olmak üzere çeflitli formlar›yla günefl enerjisi.

Bu arada Türkiye, 2001 y›l› itibariyle; dünya nüfusunda %1,10, ekonomisinde %0,68, enerji tüketiminde %0,86 paya sahip. Y›lda 78 milyon ton petrol eflde¤eri, dolay›-s›yla kifli bafl›na az enerji tüketiyor. Kifli bafl›-na y›lda 1850 kWs elektrik enerjisi tüketimi de keza, OECD ülkeleri aras›nda sonuncu ge-liyor. Dolay›s›yla ülkemizin ekonomisini büyü-türken, enerji ve elektrik tüketimini art›rmas› gerekiyor. Öte yandan Türkiye, kulland›¤› enerjiyi halen verimli ya da temiz kullanam›-yor. Tüketti¤i enerji ve çevreye sald›¤› karbon miktarlar›, toplam olarak ya da kifli bafl›na düflük olmakla beraber, birim GSMH bafl›na yüksek. Ancak, enerjiyi temiz ve verimli üre-tip tüketebilmenin yolu da keza, kifli bafl›na gelirin, ekonomik büyümeyle art›r›lmas›ndan geçiyor. Çünkü bu ifli ancak geliflmifl, zengin ülkeler yapabiliyor.

19

fiubat 2003 B‹L‹MveTEKN‹K

Türkiye Çok, Verimli, Temiz Enerji Kullanmal›

Referanslar

Benzer Belgeler

Haftalar› ve gün bafl›na nöbetçi hemfli- re say›s›n› gösteren de¤iflkenlerimiz ba¤›ms›z de¤iflkenler olup; toplam mevcut hemflire say›s›, e¤itim programlar›na

4- Bu tip operasyonlarda, keşif yapanların, bizzat operasyonu yapanlarla GENELLİKLE doğrudan temas kurmadıkları, dolaylı irtibatlarla bu işi yaptıkları nazara alınarak, bu

Ancak, A¤ustos ay› içinde toplanan Uluslararas› Astronomi Birli¤i, tart›flmal› bir toplant›n›n ard›ndan, Günefl Sistemi’nin buz ve kayadan oluflan

Halen Günefl, gökada düzleminin 50 ›fl›ky›l› kuzeyinde bulunuyor ve saniye- de 6,5 km h›zla yol al›yor; Samanyo- lu’nun yatay eksenini 2 milyon y›l kadar önce

Dolay›s›yla Türkiye bir kenar devlet gibi görünse de di¤er özellikleriyle k›taiçi devlet konu- mundad›r ve bu yönüyle de tehditler alt›ndad›r.. Türkiye

‘Prebiyotik’ çorbadan, örne¤in 100 amino asit- lik ‘ifle yarar’ bir ‘polipeptid zinciri’nin oluflmas› için; çorbadaki amino asitlerden L-aktif olan

Bu nedenle, s›v› halde su tutamayan aylar ve gezegenler üzerinde yaflam›n ortaya ç›km›fl olmas›, çok özel koflullar gerektirmekte.. Ancak, 1976’da Mars yüzeyi-

Projenin en önemli katk›y› sa¤lad›¤› t›ptaysa, yak›n gelecekte bireylerin baz› hastal›klara yatk›nl›¤› çok önceden sapta- nabilecek, hastalar gen