• Sonuç bulunamadı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı na

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı na"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na

Suç Duyurusunda

Bulunan : (Avukat) Serdar ÖZTÜRK TCKN :18689107606 5 No’lu L Tipi C. İ.K. C Blok No:9 SİLİVRİ/ İSTANBUL Şüpheli :ŞADAN SAKINAN, Ankara Cumhuriyet Savcısı,

Ankara Adliyesi- Sıhhiye /ANKARA

Suç :Suç Örgütüne Bilerek Ve İsteyerek Yardım Etmek, 5237 sayılı TCK Madde 220/7

Suç Tarihi : 5 HAZİRAN 2009 den bu yana L. Konusu : Kamu davası açılmasından ibarettir.

Açıklamalar : Ankara’da avukatlık yapmakta iken ve İstanbul C. Başsavcılığı Özel Yetkili Bölümü tarafından yürütülen “Ergenekon” soruşturması kapsamında 12.01.2009 da tutuklanan Av. M. Levent GÖKTAŞ’ ın da müdafiliğini yürüttüğüm süreçte, Av. GÖKTAŞ’ ın tutuklanmasına neden olan 51 numaralı DVD. nin, polis tarafından oluşturulduğu ve konulduğu yönünde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ na suç duyurusun da bulundum. Bu soruşturma Ankara Cumhuriyet savcılarından sayın ŞADAN SAKINAN’ a tevdi edildi ve 2009/8745 numarasına kayıtlı olarak halen yürütülmektedir.

Devam eden süreçte, ben defalarca C. Savcısı Şadan SAKINAN ‘a “51 numaralı DVD. yi isteyin orijinalini isteyin, DVD. deki MAC numarasından emniyette hangi DVD WRİTER da yüklendiğini, WORD belgelerinin çapraz sorgulamasından elde edilecek Microsoft numarasından da kim tarafından bilgisayarda oluşturulup DVD.ye yüklendiğini bulmak mümkün, ben İTÜ ile görüştüm” diye defalarca rica ettim. Ancak sayın savcı, her seferinde

“Serdar bey ürkütmeyelim, biraz zaman geçsin ondan sonra isteriz” diyerek sürekli beni oyaladı. Daha sonra tutuklanmadan kısa bir süre önce de, Levent Alb. ın ofisine DVD.yi bırakan polisin kim olduğunu tespit ettik. Ancak kimliğini bilemediğimiz için değişik aramalarda verdiği görüntülerden elde ettiğimiz resmini sayın savcıya vererek, ayrıca DVD.nin ofise bırakıldığını, arama esnasında ki şüpheli hareketlerinden bildiği anlaşılan KAMERAMAN’ ın kim olduğunu da özellikle tespit etmesini ve bu şahsı özel olarak sorgulamasını rica ettim. Ancak ben tutuklanana kadar sayın savcı tarafından polislerin ifadesi

(2)

dahi alınmadı.

Daha sonra emniyetin basına sızdırdığı anlaşılan 51 no’ lu CD-DVD inceleme tutanağını elde ettik. Buradan çok değerli verilere ulaştık ve DVD.yi oluşturanların kimler olduğunun GİZLİ KAMERA ÇEKİMLERİNİN YAPILDIĞI GÜN VE SAATLERE ilişkin ÇEKİMİN YAPILDIĞI MAHALLERDEKİ SİNYAL BİLGİLERİNDEN rahatlıkla tespit edilebileceğini belirledik. Buna ilişkin 6 sayfalık bir dilekçeyi ben tutuklanmadan çok kısa bir süre önce sayın savcıya sundum.

Ancak ben tutuklanana kadar sayın savcı ne Levent Alb.ın ofisini arayan polislerin ifadelerini aldı, ne benim taleplerimle ilgili bir girişimde bulundu, ne de 51 nolu DVD.yi inceletmek üzere istedi. Şu anda üzerinde o kadar patırtı kopartılan bu DVD.nin İstanbul özel yetkili savcılığının adli emanetindeyken kırıldığı ve incelenemeyeceği bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. Polislerin ifadeleri de ben tutuklandıktan 3 ay sonra, Levent GÖKTAŞ tutuklandıktan ise 9 ay sonra lütfen sayın savcı tarafından alınabildi. 51 numaralı DVD ise hiç incelenemedi.

Benim sayın savcıya dilekçe ekinde verdiğim CD-DVD inceleme tutanağın da VAN’ a THY ile giden ve başsavcı vekili sayın B.S. ve erkek kardeşi tarafından karşılanan hanımın adı açıkça yazıyor olmasına, benim dilekçe de bu konuda ki tespitlerin hangi usule yapılabileceğini çok detaylı bir şekilde yazmış olmama karşın, sayın savcı tarafından Av. Demet REÇBER hanıma

“Serdar bey bana Van’a giden hanımın adını bildirecekti. O’nu bildirmedi. O yüzden Van havaalanının kamera kayıtlarını istemedim hala” şeklinde gerçek dışı beyanlarda bulunulduğunu üzülerek öğrendim. Oysa ki hanımın adı açıkça inceleme tutanağında yazıyordu ve ben bunu sayın savcıya izah etmiştim.

Ben tutuklandıktan sonra ofisime mermi koyan şahıslar, mermi kutusunu unutmuşlar. Parmak izi incelemesi bu kutu derhal benimle ilgili soruşturmanın da tevdi edildiği sayın ŞADAN SAKINAN

‘a ulaştırılmış ise de, savcı beyin bakanlığa çağrıldığı, ertesi günde kalem personeli tarafından avukatıma savcı beyin “BİR AY KAFA İZNİNE” (bu aynen kalem personelinin kullandığı tabirdir) çıktığı iletilmiştir.

Öte yandan, ben ofisime konulan gizli belgeler ile, mermilerin polis tarafından yerleştirildiğini adım gibi bildiğim için polisler hakkında suç duyurusunda bulundum ve kesinlikle parmak izlerimi polise vermediğim gibi, gözaltındayken bana verdikleri pet şişeden parmak izlerimi kopyalayıp sağa sola, delillere yapıştırmasınlar diye silmek zorunda kaldım.

Sayın savcı bir ay sonra izinden dönmesini müteakip parmak izi incelemesi için mermi kutusunu Jandarma kriminale göndermiş ve burada kutunun üzerinde bazı parmak izleri tespit edilmiştir.

Mukayese için parmak izlerim, ben cezaevindeyken SİLİVRİ C. Başsavcılığı aracılığı ile Adalet

(3)

Bakanlığı personeli tarafından alındı. Mukayesenin biz yine jandarma kriminalde yapılmasını beklerken bulunan izler ile benim parmak izlerim mukayese için JANDARMA KRİMİNAL’ İN MUKAYESE İŞLEMİNİ YAPAMADIĞI gibi gerçek dışı bir İDDİA İLE, yazılı talebimin aksine son derece şaibeli bir kurum haline gelmiş olan, İstanbul ATK. na gönderildiğini öğrendim ve çok şaşırdım. Derhal işlem yapılmaksızın parmak izlerimin İstanbul ATK.dan geri istenilmesini, savcı Şadan SAKINAN’ ın bu son derece şüpheli işlemleri nedeni ile, konu Ankara Cumhuriyet Başsavcısı sayın BOYRAZOĞLU ’na aktarılarak, şikayet edilen C. Savcısı ŞADAN SAKINAN’ ın derhal soruşturmadan alınmasını talep etmiş isem de, halen soruşturma hakkında suç duyurusunda bulunduğum Savcı tarafından yürütülmektedir.

Soruşturma sürecinin ilerleyen aşamalarında savcının değiştirilmemesi nedeni ile mecburen talep dilekçelerini kendisine ve takibinin sağlanması maksadıyla Ankara C. Başsavcısına göndermek zorunda kaldık.

Ancak, gelinen aşamada, ofisime giren şebekenin emniyet mensupları ve Adnan hocacıların organizasyonu ile bir örgüt çerçevesinde hareket ederek eylemi gerçekleştirdiklerinin KESİN OLARAK ortaya çıkmış olması karşısında, 25.01.2010 tarihinde, bu organizasyonu tüm yönleri ile ortaya çıkartacak talepleri;

“Bütün delillerin, emniyet içinde etkin bir şebeke tarafından karartıldığı gözetilerek, araştırmaların ve aramaların (şehir içindeki aramalar dahil. Buna yasal imkan bulunmaktadır.- bulunmasa jandarma bölgesinde olan evimin polis tarafından aranması mümkün olmazdı) JANDARMA birimleri tarafından yapılmasının sağlanmasını,

1- Önceki taleplerim doğrultusunda, ofisimde keşif yaptıkları deşifre olan, Ayşegül HÜMA BABUNA ve Aylin ATMACA adlı hanımlar hakkında İVEDİLİKLE Arama-El Koyma-inceleme ve yakalama kararı çıkartılarak, evlerinde işyerlerinde ve üyesi oldukları BAV vakfında JANDARMA MARİFETİ İLE arama yapılmasını, elde edilecek tüm masa üstü ve diz üstü bilgisayar kayıtları ile dijital veri depolama aygıtlarına kasetlere kamera kayıtlarına, cep telefonlarına ve sim kartlarına EL KONULMASINI, bu hanımlara derhal YURT DIŞINA ÇIKIŞ yasağı konulmasına, YAKALANARAK İFADELERİNİN TESPİTİNE, delillerin karartılmaması maksadıyla TUTUKLAMAYA SEVK EDİLMELERİNE,

2- ANKARA TEM şube sağ terör büro amirliği ve İSTANBUL TEM şube sağ terör (2) büro amirliği (kendileri Ergenekon masası diyorlar) 2-8 HAZİRAN 2009 günleri arasında görevli olan AMİR KONUMUNDAKİ (emniyet müdürü, emniyet amiri, başkomiser komiser vs) tüm personelin kullandığı şahsi ve görev için verilmiş olan cep telefonlarının tespit edilerek HTS ve sinyal

(4)

kayıtlarının 2 HAZİRAN 2009 - 8 HAZİRAN 2009 arasını kapsayacak şekilde getirilmesine,

3- 03.06.2009 gecesine ait (3.6.2009 akşam 20.00 dan, ertesi gün 4.6.2009 sabah 06.00 a kadar) ANKARA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TEM KANALINA AİT TÜM TELSİZ KONUŞMALARININ KAYITLARININ GETİRTİLMESİNE. (Bu kayıtlar Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü tarafından saklanmaktadır)

4- Bu tip operasyonlarda, keşif yapanların, bizzat operasyonu yapanlarla GENELLİKLE doğrudan temas kurmadıkları, dolaylı irtibatlarla bu işi yaptıkları nazara alınarak, bu dolaylı irtibatların ortaya çıkarılması ile, 3.6.2009 gecesi ofisime girenlerin tespit edilebileceği gözetilip, ofisimde keşif yapan, AYŞEGÜL HÜMA BABUNA ve AYLİN ATMACA adlı kadınların, 2 MAYIS 2009 dan, 8 HAZİRAN 2009 a kadar görüştüğü irtibat kurduğu tüm kişiler ile, onların telefon irtibatı kurduğu 2nci kademedeki tüm kişilerin, cep telefonu HTS ve sinyal kayıtlarının getirtilerek, bu numaralardan, 3.6.2009 gecesi Bestekar sokakta bulunan BAZ istasyonlarından özellikle saat 23.32- 05.00 arası sinyal veren numara bulunup bulunmadığının ve varsa kimlere ait olduğunun belirlenerek, bu kişilerin ifadelerinin ve mukayese için parmak izlerinin tespitini,

5- ANKARA TEM şubenin 3.6.2009 gecesine ait (3.6.2009 gecesi 20.00 dan - ertesi gün sabah 06.00 a kadar) tüm iç ve dış kamera kayıtlarına el konularak incelenmesine,

5- ANKARA TEM görevlisi MEHMET YAYLA’ nın, İBRAHİM KARABULUT’ un ve ofisimdeki aramaya katılan diğer bütün TEM görevlilerinin kullandığı tüm cep telefonlarının (görev için verilen ve şahsi cep telefonları) 3.6.2009- 4.6.2009 günlerine ait HTS kayıtlarının ayrıca getirtilmesine,

6- HAZİRAN 2009 da “İrtica İle Mücadele Eylem Planı” adlı belgenin size aslını vereceğim diyerek avukatlarımla iki defa yüz yüze görüşen, ancak bunun polisin kendilerini tutuklatmak için kurduğu bir tuzak olduğunu uyarımla fark ettiklerinden tuzağa düşmeyen avukatlarımı, o dönemde tuzağa düşürmeye çalışan kişinin “ ofise gizli belgeleri yerleştirme işlinin ALİ FUAT YILMAZER tarafından kendisine teklif edildiği, emekli özel harekatçı polis ve dosyada gizli tanık olduğu yönündeki ifadeleri doğrultusunda, İstanbul Özel yetkili C. Başsavcılığının 2008/1756 sayılı soruşturması ile aynı soruşturma kapsamında olup ta davası açılan ve halen İstanbul 13ncü ACM.de devam eden dosyalarda GİZLİ TANIK KONUMUNDA OLAN TÜM EMEKLİ POLİSLERİN, gerçek kimlikleri deşifre olmayacak şekilde, KOD İSMİ İLE PARMAK İZLERİNİN MUKAYESE İÇİN İST. C. BAŞSAVCILIĞINDAN İSTENİLMESİNE,

(5)

7- Şahsın ifadelerinde geçen, Ali Fuat YILMAZER’ in 1 ŞUBAT 2009- 3 HAZİRAN 2009 tarihleri arasında ki, ev, cep ve işyerinden yaptığı tüm telefon dökümlerinin çıkarılarak görüştüğü emekli polislerin belirlenmesine,

8- Önceki taleplerim doğrultusunda, ANKARA TEM şube görevlileri, MEHMET YAYLA, METİN ERTEMUR, İBRAHİM KARABULUT, AHMET ÇEVİK ve HASAN ERTEMUR‘ un MUKAYESE İÇİN parmak izlerinin alınmasına,

9- Önceki taleplerim doğrultusunda Gözaltında bulunduğum 05.06.2009 ile 07.06.2009 tarihleri arasında benimle ilgili İST. TEM şube müdürlüğü tarafından İst. Özel Yetkili savcılığına gönderilen tüm yazıların İEM.lüğünden istenilmesini,

10- Önceki taleplerim doğrultusunda İst. C. Başsavcılığı Özel Yetkili Bölümü tarafından benimle ilgili olarak Nöbetçi 11nci ACM.ne gönderilen Tutuklamaya sevk yazısının onaylı örneğinin istenilmesini,

9- Önceki taleplerim doğrultusunda Ofisimde bulunan ve Genelkurmay Başkanlığından çalındığı anlaşılan “çok gizli- gizli” gizlilik dereceli belgeler ile fotokopi olarak ofisimden elde edildiği iddia olunan irtica ile mücadele eylem planı adlı kağıdın ve mermi kutularının İstanbul özel yetkili başsavcılığından istenilerek, özel yetkili savcılığın yaptırdığı incelemelerden bağımsız olarak üzerinde PARMAK İZİ dahil her türlü kriminal incelemenin Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı laboratuarlarında yaptırılmasını”

şeklinde soruşturmayı yürüten C. Savcısına iletmemize rağmen, savcı ŞADAN SAKINAN’ ın, polisler ve Adnan hocacılar hakkında herhangi bir işlem yapmayacağını öğrendim

Öte yandan 15.02.2010 ve 25.02.210 tarihli iki ayrı dilekçe ile, Soruşturmayı yürüten C. Savcısı hakkında, ofisime 3.6.2009 gecesi giren suç örgütünü ortaya çıkartacak delilleri kasten toplamamak sureti ile “SUÇ ÖRGÜTÜNE BİLEREK YARDIM ETMEK” eyleminden ötürü hakkında HSYK.ya suç duyurusunda bulunulacağını belirterek, talep olunan lehe delillerden hangilerinin kabul edilmediği ve toplanmadığı hususunun yazılı olarak tarafıma bildirilmesini talep ettim. Bu talebime de savcılık tarafından cevap verilmedi ancak dosya üzerinde gizlilik kararı alındı. Fakat dosya muhtevasından elde ettiğimiz müzekkerelerden, taleplerimizden sadece birisinin yerine getirildiğini, bu bağlamda TEMMUZ 2009 da avukatımı, “ıslak imzalı belgenin aslı bende. Buluşalım size vereceğim” diyerek tuzağa düşürmeye ve tutuklatmaya çalışan ve İstanbul’ da özel yetkili savcılık tarafından yürütülen 2008/1756 sayılı dosyada “gizli tanık” olduğunu ifade eden emekli bir emniyet mensubunun telefon kayıtlarının istenildiğini, ancak örgütü ortaya çıkartacak olan diğer taleplerin karşılanmadığını öğrendik.

(6)

Bu soruşturma kapsamında şikayet edilen Cumhuriyet Savcısı bize alenen iki defa yalan söylemiştir (Van havaalanı kayıtları için başsavcı vekilinin havaalanında erkek kardeşi ile birlikte karşıladığı hanımın adının verilmediği ve Jandarma Kriminalin mukayese işlemi yapmadığından parmak izlerinin ATK.na gönderildiği). Konu dönemin Ankara C. Başsavcısına aktarıldığında ise, şikayete konu savcı gerçeği saptırma yoluna başvurmayı tercih etmiştir. Bir Cumhuriyet Savcısının, ülkeyi sarsan bir konuda soruşturma yürütmekte iken, kendisinden beklenen kutsal adalete hizmet etmek yerine, böyle yalan söylemek gibi kabul edilemez bir yola başvurması olağan değildir.

Bu itibarla, 2009/77688 sayılı soruşturmayı yürüten Ankara C. Savcısı ŞADAN SAKINAN’ ın tüm eylemleri birlikte değerlendirildiğinde, SORUŞTURMA ESNASINDA SUÇ ÖRGÜTÜNÜ ORTAYA ÇIKARTACAK DELİLLERİ KASTEN TOPLAMAMAK SURETİ İLE, “SUÇ ÖRGÜTÜNE BİLEREK VE İSTEYEREK YARDIM ETTİĞİ” anlaşıldığından, hakkında genel hükümler çerçevesinde gerekli soruşturmanın yapılarak, eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nun 220/7 nci maddesi gereğince, kamu davası açılması için, iş bu suç duyurusunun yapılması zorunluluğu doğmuştur.

Sonuç Ve İstem : Açıklanan Nedenlerle;

1- Şikayet edilen Ankara Cumhuriyet Savcısı ŞADAN SAKINAN hakkında, genel hükümlere göre gerekli soruşturmanın yapılarak, eylemine uyan TCK’ nun 220/7nci maddesi gereğince cezalandırılmasının temini için YETKİLİ VE GÖREVLİ CEZA MAHKEMESİNDE KAMU DAVASI AÇILMASINA,

2- Hakkında yürütülen soruşturma tamamlanana kadar, C. Savcısı olarak yürüttüğü TÜM SORUŞTURMALARDAN EL ÇEKTİRİLMESİNE,

Karar verilmesini sayın Başsavcılığınızdan saygı ile talep ederim.. 24.03.2010

(Avukat) Serdar ÖZTÜRK

Halen Silivri 5 numaralı L Tipi C.İ.K. da TUTUKLU

Referanslar

Benzer Belgeler

S200 tipi termik manyetik devre kesiciler (MCB’ler) ile birleştirilecek DDA 200 serisi kaçak akım blokları Kaçak akım blokları (RCD blokları), karşılık gelen veya daha

Müteakiben, bahse konu kararın gerekçesinde herhangi bir gün ve süre kısıtlaması olmamasına, bilgisayar dershanesinin kurulmasına dayanak olan mahkeme kararında da herhangi

Al Kahtani, Abdullah Tivnikli, Ghassan Hasbani, Rami Aslan ve Mehmet Habip Soluk AVEA yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri, diğer şüpheliler Efkan Ala, Aydın Gülan ve Lütfi Aydın

Gold sertifikalı mesken olarak kullanılan yeşil binalar için sağlanan toplumsal faydanın 25 yıllık değeri (enerji, su, sağlık ve emisyon tasarrufu) toplam 390,87 TL/m

(3) Under age-based sequential evacuation scenario which set interval at 20 seconds and set 1st priority on children, followed by the elderly and adults, it was

8.hafta maternal etki genleri, vücut segmentasyonunda etkili genler (gap genleri, çift kural genleri, segment polarite

70 Elektrik Mühendisliği 190.. yukarı/aşağı lntegratör çeviricisinin örneksel kısmı Şekil 4*teki modülatörün genişletilmigi- dir. Şekil 5'teki giriş dirençleri

(olumsuz ipuçlarına duyarlılık, strese verilen duygusal tepkiselliği düzenlemede güçlük, kaçınmayı daha fazla kullanma gibi), nörotizm, davranışsal inhibisyon