KOD SAYFA
12 B O 001 1-17
12 B O 002 18-31
12 B O 003 32-45
12 B O 004 46-57
12 B O 005 58-67
12 B O 006 68-81
12 B O 007 82-86
12 B O 008 87-112
12 B O 009 113-133
12 B O 010 134-153
12 B O 011 154-180
12 B O 01 181-186
12 B O 013 187-193
12 B O 014 194-208
12 B O 015 209-221
12 B O 016 222-229
SINIF
KONU
B YOLOJ 1. DERS K TABI
Bilimsel Bilginin Do as
Canllarn Ortak Özellikleri
Canllarn Yapsndaki norganik Bile ikler
Canllarn Yapsndaki Organik Bile ikler 1 , Karbonhidratlar Canllarn Yapsndaki Organik Bile ikler 2 , Ya lar
Canllarn Yapsndaki Organik Bile ikler 3 , Proteinler Canllarn Yapsndaki Organik Bile ikler 4 , Vitaminler Canllarn Yapsndaki Organik Bile ikler 5 , Enzimler Nükleik Asitler
Enerji Ta yan Nükleotit ATP , Metabolizma
Hücre Yaps 2 , Çekirdek
Hücre Yaps 1 , Hücre Zar ve Madde Al veri i , Pasif Ta ma Hücre Yaps 1 , Hücre Zar ve Madde Al veri i , Aktif Ta ma
Hücre Yaps 1 , Hücre Zar ve Madde Al veri i , Endositoz , Ekzositoz Sitoplazma ve Organeller , (Ribozom, Er, Golgi, Lizozom, Koful)
Sitoplazma ve Organeller , (Mitokondri, Plastitler, Sentrozom, Peroksizom)
12. SINIF (TM)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 12 BİO 0011
12 BİO 0012 12 BİO 0021 12 BİO 0022 12 BİO 0031 12 BİO 0032 12 BİO 0041 12 BİO 0042 12 BİO 0051 12 BİO 0052 12 BİO 0061 12 BİO 0062 12 BİO 0071 12 BİO 0072 12 BİO 0081 12 BİO 0082 12 BİO 0091 12 BİO 0092 12 BİO 0101 12 BİO 0102 12 BİO 0111 12 BİO 0112 12 BİO 0121 12 BİO 0122 12 BİO 0131 12 BİO 0132 12 BİO 0141 12 BİO 0142 12 BİO 0151 12 BİO 0152 12 BİO 0161 12 BİO 0162
İLK ÇÖZÜMDE YANLIŞ YAPTIĞIM VEYA BOŞ BIRAKTIĞIM SORU NUMARALARI
BİYOLOJİ 1. DERS KİTABI
ÖDEV TAKİP TABLOSU
1
BİYOLOJİ BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 001
Bilim:
Tarafsız gözlem ve deneylerle elde edilen dü- zenli bilgiler topluluğudur.
Gerçekleri bulma, yeni gerçekler toplama, bunlarla ilgili bilgileri düzenleme, teoriler ortaya çıkarma ça basıdır.
Kısacası organize olmuş bilgiler topluluğudur.
Bilim İnsanının Sahip Olması Gereken Özellikleri:
Meraklıdır.
Sabırlı ve çalışkandır.
Ön yargıdan uzak ve tarafsızdır.
Yeniliklere açık ve aydın bir kişiliğe sahiptir.
Akılcı ve gerçekçidir.
İnsancıldır. Bilimin temel gayesi insanın yaşamını güzelleştirmektir.
Bilim ve teknoloji aynı anlama gelmez.
Bilim: Doğal dünyada gerçekleşen olayları açıkla- yabilmek için yapılan çalışmalardır.
Teknoloji; Tasarım sürecidir.
Bilimin ortaya koyduğu sadece bilgilerdir.
Teknoloji ise bu bilgiler doğrultusunda ürün ortaya koyar. Ortaya konan ürünün ne amaç doğrultusun- da kullanıldığı bilimin kontrolünde değildir.
Aristo (MÖ 383 – 322) Çalışmaları:
İlk kez canlıları sınıflandırmıştır.
El Burini (973 – 1052) Çalışmaları:
Tıbbi botaniği bulmuştur.
İbni Sina (1030) Çalışmaları:
İlk tıp kitabını yazmıştır. (El – Kanun Fi't Tıb)
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 001
2 Robert Hooke
(1665) Çalışmaları:
Hücre kavramını bulmuştur.
Caroku Linneaus (1735) Çalışmaları:
Türün değişmezliğini savunmuştur.
Louis Pasteur (1860) Çalışmaları:
Havada mikroorganizmaların olduğunu savunmuştur.
Charles Darwin (1871) Çalışmaları:
Evrim teorisini ortaya atmıştır.
Davson – Danielles (1935)
Çalışmaları:
Birim zar modelini ortaya koymuştur.
J. Watson – F. Crick (1953) Çalışmaları:
DNA modelini geliştirmişlerdir.
Wilmut (1996) Çalışmaları:
Koyun kopyalamıştır.
3 Bilimde hayal gücünün, yenilikçi ve özgün dü- şünmenin önemli bir yeri vardır:
Bilimsel çalışmalarda mantığın yanında hayal gücü, yenilikçi ve özgün düşünmeyi de kullan- mak gereklidir.
Bilimin ortaya koyduğu DNA modeli ve atom teorisi hayal gücü ve özgün düşünmenin eserle- ridir.
Bilim öznel ve insani bir akıl yürütme sürecidir.
Bilimsel çalışmada yapılan gözlemler veri top- lama, topladığımız verileri yorumlama ise çıka- rım sürecidir.
Aynı gözlemleri yapan, aynı verileri inceleyen bilim insanları birbirinden farklı çıkarımlarda bu lunabilmektedir. Bunun nedeni çıkarımı yapan bi- lim insanlarının çalıştıkları alanlarının, geçmişte yaşadıkları tecrübelerinin, beklentilerinin ön bilgi- lerinin ve eğitim düzeylerinin farklı olmasıdır.
Bilim nesnelliği hedefler:
Bilim insanlarının çıkarımları arasında farklılıklar olsa bile bilim nesnelliği (objektif ve tarafsızlı ğı) amaçlar.
Bilimde öznelliği en aza indirecek mekanizmalar mevcuttur.
Yapılan bilimsel çalışmalar, çeşitli bilimsel dergi ve benzeri yayın organlarında yayınlanmadan önce bir seçme sürecine tabidir Ancak kabul edi- lebilir yöntem ve delilleri içeren, öznelliği en aza indirmeyi başarmış olan çalışmalar yayımlanır.
Bilimde süreç özneldir, hedef nesneldir.
Bilimin ortaya koyduğu bilgiler güvenilir olduğu gibi her zaman değişime açıktır.
Bilimsel bilgiler teknoloji ve bilgi düzeyindeki ilerleme, yeni bulguların ortaya çıkması, eski bulguların yeniden yorumlanması veya sosyo- kültürel faktörlerin etkisiyle değişebilir.
Örneğin; 1980 lere kadar mantarlar bitkiler ale- minde sınıflandırılırken günümüzde elde ettiği- miz bilgiler ve değişen anlayışımızla bu iki tür canlı grubu farklı alemlerde yer almaktadır.
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 001
4 SORU 1:
I. Bilim teknolojiye hammadde verir.
II. Teknoloji bilime ürün verir.
III. Bilim teknolojiyi destekler.
IV. Teknoloji bilimi destekler.
Yukarıda verilenlerden hangileri bilim ve teknoloji arasındaki ilişkiler için söylenebilir?
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I, II ve III E) I, II, III ve IV
SORU 2:
I. Bilimsel bilgi kanıtlarla desteklenir ve sınanabilir.
II. Bilimde ortaya konulan çalışma diğer bilim insanla- rının kontrolüne açıktır.
III. Bilim nesnelliği, objektifliği ve tarafsızlığı amaçlar.
Bilim ile ilgili yukarıdaki açıklamalardan hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
1.E 2.E
5 BİLİMSEL ÇALIŞMA SÜREÇLERİ
a. Gözlemlerin yapılması
Gözlem: Bir olayın niteliklerinin anlaşılabilmesi ama- cıyla dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesidir.
Gözlem, bilimsel çalışmanın her aşamasında kullanı- labilir.
Nitel Gözlem:
Ölçmeye dayanmaz.
Sayısal sonuç vermez.
Duyu organları ile yapılır.
Örneğin; bakteriler hızlı çoğalır.
Nicel gözlem:
Ölçmeye dayanır.
Sayısal sonuçlar verir.
Araç-gereç kullanılarak yapılır.
Kişiden kişiye değişmez, daha objektif çalış- madır.
Örneğin: Bakteri hücresi 30 dakikada bir bölünür.
b) Verilerin Toplanması
Bilim insanlarının deney ve gözlemler yaparak araştırdıkları konu ile ilgili topladıkları bilgilere veri denir.
Veri kayıt altına alınmış gözlemlerdir. Bilimsel sorguya dayanır.
b. Problemin Tanımlanması
Herhangi bir olayın nasıl ve neden gerçekleşti- ğini mevcut bilgilerimizle açıklayamıyorsak bu olay bizim için bir problemdir. Bilimsel çalışma- nın yapılabilmesi için problemin net bir şekilde ortaya konulması önemlidir.
Bilim insanları problemi net bir şekilde ortaya koyabilmek için bu aşamada;
gözlemler yapar.
konu ile ilgili alanda daha önceden yapılmış çalışmalardan yararlanırlar.
Bilim insanları ortaya koydukları problemle ilgili neden, niçin, nasıl gibi sorulara cevap arar. Bilim- sel soruyu cevaplamak amacıyla ön yargıdan uzak gerçekçi ve özenli gözlemler yapar ve bunları kayıt altına alır.
c. Hipotezin Kurulması
Problemle ilgili veriler toplanıp düzenlendikten sonra probleme geçici bir çözüm anlamına ge- len hipotez oluşturulabilir.
Hipotez problem için önerilen geçici çözüm yolu- dur. Öncül gözlemler ve tecrübelere dayanır. Mev- cut bilgi birikimi ışığında hazırlanır. Test edilebilir.
İyi bir hipotez;
Eldeki verilere uygun olmalı,
Test edilebilir olmalı.
Yeni tahminler yapılabilmesine ve yeni ger- çeklere ulaşılabilmesine olanak sağlamalı
d. Hipoteze Dayalı Tahminlerde Bulunma
Hipotez kurduktan sonra bilim insanı hipotezini sınamak için hipotezine dayalı tahminlerde bu- lunabilir.
Tahmin bir hipotezden mantık yoluyla çıkarılan sonuçtur.
e. Kontrollü Deneyler Yapma
Hipotezden yola çıkarak yapılan tahminleri test et- mek için genellikle kontrollü deneyler yapılır.
Kontrollü Deney:
Kontrollü şartlar altında ortaya konulan, hipotezi test etmek, doğruluğunu kanıtlamak için oluşturulmuş dü- zeneklerdir.
Deneyler genelde iki grup içerir.
Kontrol grubu ve Deney grubu.
Kontrol grubu, deney grubunda yapılan uygu- lamanın etkilerinin karşılaştırılması amacıyla kullanılır. Bu grupta tüm şartlar sabit tutulur.
Deney grubu, ise araştırılan faktöre göre değiş- ken şartlarda tutulur.
Kontrollü deneylerde değişkenlerden sadece bir tanesi değiştirilir. Diğerleri sabit tutulur.
Deneyde değişken olan ve etkisi araştırılan değiş- kene bağımsız değişken, bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkene ise bağımlı de- ğişken denir.
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 001
6 Örnek 1:
Sıcaklığın çimlenmeye etkisini araştırmak için aynı büyüklükte 6 saksı alınır.
İçine aynı miktarda toprak, su ile aynı ağırlıkta ve sayıda tohum konulur. Bu saksılardan kontrol grubu normal sıcaklıkta tutulurken diğer saksılar sırasıyla 10, 20, 30, 40 ve 50 C lik yerlere yerleştirilir. Hangi sak-o sıda çimlenmenin hızlı olduğu kontrol grubu ile karşı- laştırma yapılarak anlaşılır.
Bu örnekle farklı sıcaklıklar bağımsız değişken, sı- caklığa bağlı olarak büyümede meydana gelen deği- şim ise sonuç yani bağımlı değişkendir.
Örnek 2:
Işık renginin fotosentez hızına etkisini araştırmak için tüm şartlar sabit tutulur, sadece ışık rengi değiştirilir.
Kullanılan ışık rengi bağımsız değişkendir.
Kullanılan ışık rengine göre fotosentez hızında meydana gelen değişim ise bağımlı değişkendir.
UYARI:
Gözlem; belirli bir amaca yönelik planlı incelemedir.
Kontrollü deney; hipotezin doğruluğunu kanıtlamak için oluşturulmuş düzeneklerdir.
f. Sonuçların Değerlendirilmesi (Verilerin Analizi)
Bu aşamada bilim insanları kontrollü deneylerle elde edilen verilerin hipotezlerini destekleme du- rumlarını değerlendirir.
Eğer deney sonuçları hipotez ile çelişirse hipotez tekrar gözden geçirilir, gerekirse hipotez değiştirilir.
Yeni hipotez kurulur.
Deney sonuçları hipotezi desteklerse deney tekrar- lanır ve elde edilen sonuçlar bilim insanları ile pay- laşılır.
Deneylerle kanıtlanmış bilimsel doğrulara gerçek denir. Gerçekler herkes tarafından doğruluğu ka- bul edilen, aynı şartlarda, aynı sonuçlara ulaşılan gözlemlerdir.
Bilim insanları elde ettikleri bilimsel bilgileri bilim dünyasına tanıtmak amacıyla raporlayarak (maka- le haline getirerek) çeşitli bilimsel dergilerde yayın- larlar konferanslarda sunarlar.
Böylece yapılan çalışmalar diğer bilim insanlarınca bilinmiş olup tekrar test edilir. Bilime katkı sağlanır.
Hipotezin tekrar gözden geçirilmesi ve yeni hipotez kurulması
Veriler hipotezi desteklemiyorsa Gözlemlerin yapılması ve verilerin toplanması
Problemin tanımlanması
Hipotez kurulması
Tahminlerde bulunulması
Kontrollü deneylerin
kurulması ve kontrolü Sonuçların değerlendirilmesi, (verilerin analizi, çıkarım yapma)
Veriler hipotezi destekliyorsa
Deneylerin tekrarlanması, sonuçların başka araştırmacılar tarafından
doğrulanması
Teori Hipotezin gerçeklik
kazanması
Sonuç olayın nedenini açıklıyorsa.
Kanun
Sonuç olayın nasıl olduğunu açıklıyorsa
Kırmızı ışık
100 ml su
25o
Tüm mineraller Kontrol grubu
Mor ışık
100 ml su
25o
Tüm mineraller
Yeşil ışık
100 ml su
25o
Tüm mineraller
Sarı ışık
100 ml su
25o
Tüm mineraller
7 SORU 3:
I. Problemin tespit edilmesi II. Kontrollü deneylerin yapılması III. Sonuç çıkarma
Yukarıdakilerden hangileri bilimsel bir çalışmada hipotez kurulmadan önce yapılmalıdır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C)Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
Warren ve Marshall'ın bilimsel bir çalışmada İzle- diği süreç;
Warren, hastalardan elde edilen mide preparatlarında H.pylori'ye rastlamış, bu bakterinin gastrit ve ülserle ilişkisini bulmaya çalışmıştır. Böylece gastrit, bakteri ilişkisini problem olarak ele almıştır. Bu aşamadan sonra sorulacak soru, bakteriyi o bölgeye gastrit en- feksiyonunun mu davet ettiği yoksa enfeksiyonun biz- zat bakteri tarafından mı ortaya çıkarıldığı idi. Daha sonraki çalışmalar ikinci şıkkın doğru olduğunu gös- termiştir.
Warren, problemle ilgili başka çalışmaların olup olma- dığını araştırmış ve çeşitli gözlemler sonucu gastritli insanlarda bakterinin varlığını tespit etmiştir. özellikle H.pylori'nin üretiminin güç olmasını önceki çalışmalar- dan öğrenmesi sonuca gitmesinde etkili olmuştur.
Hipotez;
İnsanda, gastrit ve ülsere H.pylori bakterisi neden olur.
Tahmin;
Eğer H.pylori ülser ve gastrite neden oluyorsa gastrit ve ülserli insanların tamamında bu bakteri bulunmalı- dır.
Kontrollü Deney;
Midelerinde H.pylori olduğu belirlenen gastritli ve ül- serli hasta gruplarından bir kısmına herhangi bir uygu- lamada bulunulmayıp (kontrol grubu) diğerinde H.pylori bakterilerini yok eden antibiyotik kullanır. Bu- na göre, kontrol grubunda hastalığın sürdüğü halde deney grubunda sona erdiği gözlemlenir.
Verilerin Analizi; (Çıkarım ve Genelleme)
Warren ve Marshall'ın yaptığı çalışmalar, çok sayıda bilim insanı tarafından desteklendiği için hipotezleri güçlenmiştir. Sonuçta bu bakteriye karşı antibiyotik içeren reçeteler yazılmaktadır.
KANUN VE TEORİ Bilim dilinde;
Kanun; gözlem ve deneylerle elde edilmiş, aynı şart- larda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenmiş durumdur. Kanunlar matematiksel prensiplerdir.
Teori (Kuram); ise geçerliliği ve güvenilirliliği bilimsel yöntemlerle tespit edilmiş, iç tutarlılığı bulunan bilgiler ve açıklamalar bütünüdür ya da bir olgunun deney ve gözlemlerle yapılan açıklamasıdır.
Kanunlar ve teoriler birbirinden farklıdır.
Bilimsel kanunlar örneğin Mendel’in kalıtım ya- saları kalıtsal özelliklerin oğul döllere nasıl akta- rıldığını anlatır. Gerçekleşen olayların hangi kural- lara göre gerçekleştiğini ifade eder. "Neden böyle oldu?" sorusuna cevap vermez.
Mendel’in kalıtım yasalarının neden böyle oldu- ğunu ancak bir teori izah edebilir.
Nasıl? Kanun (yasa) Örnek; Yerçekimi Kanunu
Neden? Teori(kuram) Örnek; Kromozom Teorisi
Teoriler asla kanunlara dönüşmez, aralarında hiyerarşik bir ilişki yoktur.
Yasalar (kanunlar) birkaç cümle ile ifade edilebilir- ken teoriler için kitaplar dolusu bilgiler verilebilir.
SORU 4:
Kanun ve teorilerle ilgili olarak:
I. Kanunlar doğada gerçekleşen bilimsel olayların nasıl gerçekleştiğini açıklar.
II. Teoriler ile kanunlar arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur.
III. Teoriler bilimsel olayların neden gerçekleştiğini izah eder.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C)Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
3.A 4.E
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 001
8 SORU 5:
Bir öğrenci aşağıdaki düzenekleri kurarak tohumun çimlenmesini etkileyen faktörlerle ilgili bir araştırma yapmak istiyor.
Bu öğrenciye deney süresince;
I. Sıcaklığın etkisini gözlemek için I ve III.düzeneği birlikte değerlendirmiş
II. Suyun etkisini gözlemlemek için II.düzenekteki bezelye tohumları yerine fasulye tohumu kullanıl- mış, sıcaklığı 30°C ye çıkarmış ve III.düzenekte hiçbir değişiklik yapmamış
III. Gübrenin etkisini gözlemlemek için I.düzenekte sıcaklığı 30° ye çıkarmış ve gübresiz toprak kul- lanmış, III.düzenekte hiçbir değişiklik yapmamış uygulamalarından hangilerini yaparsa doğru so- nuca ulaşılır?
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
SORU 6:
I. Hipotezin ortaya konulması II. Problemin belirlenmesi III. Tahminlerin yapılması IV. Sonuçların değerlendirilmesi
Yukarıda bilimsel bir problemin çözüm aşamalarının bazıları verilmiştir.
Bu aşamaların oluş sırasına göre dizilişi aşağıda- kilerden hangisidir?
A) I-II-III-IV B) II-I-III-IV C) III-IV-I-II D) IV-III-II-I E) II-I-IV-III
BİYOLOJİ VE BİZ
Artan dünya nüfusu sonucunda doğal kaynakların hızla tükenmesi, beraberinde ortaya çıkan besin kıtlığı ve çevre sorunları biyoloji biliminin önemini her geçen gün artırmaktadır.
Özellikle biyolojinin son yıllarda biyoteknoloji ve sağlık alanına yaptığı katkılar biyolojiye altın çağını yaşat- maktadır.
Biyoloji tarih boyunca birçok soruna çözüm üretmiş, günümüzde ise ürettiği çözümlerle önemi daha da artmıştır.
a) Çevre Sorunları ve Biyoloji:
Hızla artan nüfus çevreyi olumsuz etkilemekte- dir.
Artan çevre sorunlarının çözümünde biyolojinin sunduğu bilgiler gün geçtikçe önem kazanmak- tadır. Günlük hayatta yoğurt ve peynir yapı- mı, sağlık alanında antibiyotik üretimi için kul- lanılan mikroorganizmalar çevre sorunlarının çözümünde de kullanılmaktadır. Bu kullanım alanlarına örnek olarak; biyoremediasyon ve- rilebilir.
Biyoremediasyon
Su, hava ve topraktaki kirleticilerin mikro organizmalar yoluyla zararsız veya az za- rarlı bileşiklere dönüştürülmesidir.
Su mercimeği bitkisinin kullanılarak sular- daki ağır metallerin temizlenmesi
Çenobil nükleer santrali felaketinden sonra uranyum ile kirlenmiş topraklarda ayçiçeği bitkisi yetiştirilerek topraktaki uranyumun temizlenmeye çalışılması
Pet şişelerin bakteriler tarafından parça- lanması
Petrol kirlenmesinin olduğu bölgelerde toprak bakterilerinin petrolü parçalayarak bölgeyi temizlemesi
biyoremediasyona örnek verilebilir.
5.E 6.B Fasulye
tohumu + Nemli ve gübreli toprak
+ 20°C
I
Bezelye tohumu
+ Kuru ve gübreli toprak
+ 25°C
II
Fasulye tohumu
+ Nemli ve gübreli toprak
+ 30°C
III
VETERİNERLİK
ÇEVRE
ZİRAAT SU ÜRÜNLERİ
HAYVANCILIK ECZACILIK
MÜHENDİSLİK TIP
Biyolojinin Çalışma
Alanları
9 b) Sağlık ve Biyoloji:
Biyolojinin insan sağlığına sunduğu katkılar;
İnterferon, aşı, hormon, enzim, antibiyotik (ilaç) üretimi
Kişiye özel ilaç geliştirme
Kök hücre tedavisi
Gen terapisi şeklinde sıralanabilir.
Bugün biyoteknoloji sayesinde insandan alınan genlerin bakterilere aktarılması sonucu insülin hormonu, büyüme hormonu, kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinler gibi laboratuar koşullarında üretilemeyen veya maliyeti büyük yükler getiren ürünler düşük maliyetler ile üretilip toplum sağlığı- nın hizmetine sunulmuştur.
c) Biyoyakıtlar:
Teknolojik araçların kullanımının yaygınlaşması insanların enerji gereksinimini artırmaktadır. Biyo- loji alanında, artan enerji ihtiyacına çözüm olabile- cek, ekonomik ve çevreye duyarlı alternatif enerji kaynağı biyoyakıtlar öne çıkmaktadır. Biyoyakıt, biyolojik (bitkisel ya da hayvansal) kaynaklardan elde edilen yakıtlardır. Biyoyakıtlar son yıllarda otomobil motorlarında yakıt ham maddesi olarak kullanılmakta ve petrol karşısındaki ekonomik özelliği ile birçok ülke tarafından tercih edilmekte- dir.
Biyoyakıtların petrol ve kömür gibi doğal yakıtlar- dan ya da nükleer yakıtlardan farkı, yenilenebilir olmasıdır.
Özellikle biyoyakıt amaçlı yetiştirilen şeker kamışı, aspir gibi bitkiler kendi biyokütlelerini oluştururken atmosferdeki CO2 yi tükettiğinden yakıt olarak kul- lanıldığında da atmosfere fazladan CO2 salınımına sebep olmaz. Böylelikle artan fosil yakıt ihtiyacına karşılık biyoyakıt kullanılması ile çevre zararı mi- nimuma iner.
d) Tarım ve Biyoloji:
Günümüz biyoloji bilimi gen teknolojisini kullanarak kısa sürede çok sayıda ürün veren tarım ürünleri yetiştirmeyi sağlayarak artan besin talebini karşı lamaya yönelik çözümler üretmektedir.
Ayrıca gen teknolojisi ile;
Yüksek protein ve vitamin içeren besin değeri arttırılmış
Hastalıklara dayanıklı
Olumsuz çevre koşullarına dayanıklı tarım ürünleri yetiştirilmektedir.
Normal olarak A vitamini üretemeyen pirinç bitkisi- ne nergis bitkisinden alınan ve A vitamini üreten betakaroten geni bir bakteri aracılığıyla aktarılmış- tır. Böylece, pirinç bitkisinin beta karoten üretmesi sağlanmıştır. Bu yolla, özellikle pirinci fazla tüketen toplumlarda A vitamini eksikliğine bağlı hastalıkla- rın önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
e) Adli Uygulamalar:
Biyolojinin sağladığı bilgi ve yöntemler suçlunun yakalanmasında ya da olayın aydınlatılmasında çoğu zaman etkili olarak kullanılmaktadır.
Tek yumurta ikizleri hariç her bireyin DNA dizisi kişiye özgü (DNA parmak izi) olduğu için suçlu bi- rey moleküler biyoloji teknikleri ile kolaylıkla belir lenebilir.
Sadece bir damla kan, idrar, tükürük, bir doku parçası, bir adet kıl veya saç teli gibi DNA bulun- duran biyolojik bir örnek kişinin genetik kimliğini belirlemek için yeterlidir.
DNA analizi
Suçluları bulma
Babalık ve annelik testleri gibi çocuğun ebe- veynlerini belirlemede kullanılır.
SORU 7:
Aşağıda verilenlerden hangisi, biyolojinin nüfus artışına bağlı olarak ortaya çıkan problemlere yö- nelik çözümlerden değildir?
A) Besin kıtlığının azaltılması B) Canlı çeşitliliğinin azaltılması
C) Adli olaylardaki artışa bağlı olarak suçluların tespit edilmesine yönelik yöntemler geliştirilmesi
D) Kirlenen çevrenin rehabilite edilmesi E) Artan enerji gereksinimine çözüm getirilmesi
7.B
10
BİYOLOJİ BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 0011
1. Bilimsel bir problemin çözümünde bilim insanı, bilimsel çalışmanın aşağıdaki basamaklarından hangisini üçüncü sırada kullanır?
A) Veri toplama
B) Kontrollü deney yapma C) Raporlama
D) Hipotez kurma E) Tahmin ileri sürme
2. Bir bilimsel problemin çözümünde izlenen yolda, aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
A) Problemin tespit edilmesi
B) Kontrollü deneylerde sadece etkisi araştırılan etkeni sabit tutma diğer etkenleri değiştirme C) Nitel ve nicel gözlemler yapma
D) Verilerin analizi E) Raporlama
3. Biyolojik çalışmalar son yüzyıllarda insan sağlığının korunması ve iyileştirilmesi konusunda önemli katkılar sağlamıştır.
Buna göre;
I. Aşı üretimi
II. Antibiyotiklerin keşfi
III. İnsan genom haritasının çıkarılması
gibi çalışmalardan hangileri bu amaca yönelik bir çalışmadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
4. Herhangi bilimsel bir deneyde etkisi araştırılan faktör (X) etkisi araştırılan faktöre göre değişen faktör (Y) dir.
Yukarıdaki X ve Y yerine aşağıdakilerden hangisi yazılabilir?
X Y
A) Bağımsız değişken Bağımlı değişken
B) Hipotez Kanun
C) Teori Kanun
D) Bağımsız değişken Teori
E) Bağımlı değişken Kanun
5. Bilimsel süreçle ilgili,
I. Teorilerin geçerliliği hipotezlerden fazladır.
II. Bilimsel çalışmaların hipotezin doğruluğunun araş- tırılması basamağı raporlama basamağından önce yapılır.
III. Teoriler hiçbir zaman kanunlara dönüşmez.
IV. Kontrollü deneylerde ortam şartlarından en az iki tanesi değiştirilir.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) II ve IV E) I, II ve III
6. Herhangi bir hastalığın tedavisi için uzun yıllar A anti- biyotiği kullanılmış, ancak son yıllarda yapılan çalış- malar sonucu bu hastalığı A antibiyotiği kullanılmadan da aynı sürede iyileştiği gözlemlenmiştir.
Buna göre;
I. A antibiyotiğinin kullanımı için yapılan bilimsel çalışmalar yetersizdir.
II. Bilimsel çalışmalar sonuçlandırılmadan A antibiyo- tiği tedaviye yönelik kullanılmıştır.
III. Bilim; zaman içinde gelişebilir ve değişebilir.
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
1.E 2.B 3.E 4.A 5.E 6.E
11 7. Osteoporoz: Kemiklerin kırılganlaşması.
Hipotez: Osteoporoz mikrobial bir hastalıktır.
Deneysel bulgu: Osteoporoz D vitamini ve bazı mi- nerallerin eksikliğinde oluşur.
Yukarıda bir bilim insanın yaptığı bilimsel çalışma özetlenmiştir.
Buna göre hipotez ve deneysel bulguyu değerlen- dirdiğinde bilim insanının yapması gereke ilk iş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hipoteze bağlı tahminlerde bulunma B) Teori oluşturma
C) Yeni bir hipotez kurma D) Kontrollü deneyler yapma E) Raporlama
8. Dünyada gözlenen;
I. Küresel ısınma II. Gıda sıkıntısı III. Çevre kirliliği
gibi sorulardan hangilerinin çözümünde biyoloji biliminin katkısı vardır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
9. Bilimsel bir problemle ilgili veri toplayan bir bilim adamının bundan sonraki ilk adımı aşağıdakiler- den hangisi olacaktır?
A) Çıkarımda bulunma B) Kontrollü deneyler yapma C) Rapor hazırlama
D) Teori kurma
E) Probleme geçici çözüm önerme
10. I. Bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesinde C vitamini etkilidir.
II. Aynı yaş, cinsiyet, kiloda olan ve aynı ortam şartla- rında bulunan insanların günlük C vitamini alımları değiştirilerek bağışıklık sistemi gözlenebilir.
III. Eğer C vitamini bağışıklık sistemi üzerinde etkiliy- se C vitamini içeren besinleri düzenli tüketen kişi- ler daha az grip olmalıdır.
Yukarıdaki açıklaması yapılan kavramların bilimsel çalışma basamakları ile eşleştirilmesi aşağıdaki- lerden hangisinde doğru verilmiştir?
I II III
A) Tahmin Teori Hipotez
B) Hipotez Teori Veri
C) Gözlem Kontrollü deney Tahmin
D) Tahmin Gözlem Veri
E) Hipotez Kontrollü deney Tahmin
11. Bitkilerde mineral miktarının gelişme üzerine etki- sini inceleyen bir öğrenci, yaptığı çalışmalarda;
I. Bitkilerin bulunduğu ortamın sıcaklığını farklı tut- malı,
II. Genetik yapıları aynı olan özdeş bitkiler kullanmalı, III. Bitkilerin ışık alma sürelerini farklı tutmalı,
IV. Ortam koşullarının tümünü aynı tutmalı sadece mineral miktarlarını değiştirmeli,
durumlarından hangilerini sağlamalıdır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) I, III ve IV E) II, III ve IV
7.C 8.E 9.E 10.E 11.C
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 0011
12 12. Ağzı açık 3 kaba özdeş tohum ve gübreler konularak
aşağıdaki deney düzenekleri hazırlanıyor.
Buna göre, çimlenme üzerine sıcaklığın ve suyun etkisini incelemek isteyen bilim adamı hangi dü- zenekleri kullanmalıdır?
Sıcaklığın etkisi Suyun etkisi
A) I – II II – III
B) II – III I – II
C) II – III I – III
D) I – III II – III
E) I – II I – III
13. Aşağıda bir problemin çözümü sırasında kullanılan bilimsel yöntemin basamakları verilmiştir.
I. Problemi tespit etmek II. Hipotez kurmak
III. Kontrollü deneyler yapmak IV. Teori kurmak
Buna göre, verilen basamaklarla ilgili aşağıdaki yorumlardan hangisi yanlıştır?
A) I numaralı basamakta tespit edilen problem net ve açık olmalıdır.
B) II numaralı basamak gözlem ve veriler sonucu oluşturulur.
C) III numaralı basamakta yapılan deneyler her za- man hipotezi doğrulamayabilir.
D) Bilim adamı, problemi tespit ettikten sonra prob- lemle ilgili gerçeklere ulaşmaya çalışır.
E) IV numaralı basamakta kurulan teori bir olayın belli şartlar altında nasıl gerçekleştiğini açıklar.
14. A hastalığı ve X bakterisi ile ilgili,
I. A hastası olan her bireyde X bakterisinin bulunma- sı
II. A hastası olan bireylerin sadece bazılarının antibi- yotikle tedavi edilmesi
III. X bakterisinin antibiyotik bulunan ortamda yaşa- yamaması
verilenlerden hangilerine bakarak "A hastalığının nedeni X bakterisidir" hipotezi kurulabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
15. Sıtma hastalığının nedenlerini araştıran bir araştırma- cı aşağıdaki çalışmaları sıra ile yapmıştır.
– Bataklık bölgelerinde sıtma yaygın bir biçimde görülmektedir.
– Sıtma hastalığının nedeni kirli bataklık suyudur.
– Sıtma hastalığının nedeni bataklıktaki kirli sular ise bu suyu içen tüm bireyler sıtmaya yakalanmalıdır.
Araştırmacı yaptığı çalışmalarla bilimsel çalışma- nın;
I. Hipotez kurma II. Veri toplama III. Tahmin yapma
aşamalarından hangilerini sıra ile geçmiştir?
A) I – II – III B) I – III – II C) II – I – III D) II – III – I E) III – II – I
12.C 13.E 14.A 15.C
I II III
Gübre Kuru tohum
Gübre Kuru tohum
Gübre Kuru tohum
Kuru pamuk 30 Co
Islak pamuk 0 Co
Islak pamuk 30 Co
13 1. Azot (N) tuzunun değişik konsantrasyonlarını içeren
çözeltilerde, eş büyüklükteki yulaf fideleri yetiştiriliyor.
Üç gün sonra fidelerin görünümleri şekildeki gibi olu- yor.
Buna göre;
I. IV numara kontrol grubudur.
II. Azot tuzunun büyüme üzerindeki etkileri araştırıl- mıştır.
III. Azot tuzunun yoğunluğu arttıkça büyüme azalmış- tır.
sonuçlarından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız II B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
2. Bir araştırmacı güneş ışığının bitkilerde besin ya- pımına etkisini gözlemek istiyor. Bunun için eşit mik- tarlarda su verip, aynı tür toprağa ektiği özdeş saksı bitkilerini farklı ortamlara koyarak aşağıdaki gibi bir deney düzeneği hazırlıyor.
Buna göre araştırmacı aşağıdakilerden hangisini yaparsa deneyden sonuç alır?
A) I. saksının bulunduğu ortamın sıcaklığını 5°C art- tırmalı
B) II. saksıyı 20°C'lık ışıklı ortama koymalı C) I. saksıyı 25°C'lık karanlık ortama almalı
D) Sıcaklıkları değiştirmeden II. saksıya suni ışık vermeli
E) Sıcaklıkları eşitleyip her iki saksı ortamını güneş ışığı ile aydınlatmalı
3. Biyologlar sadece su ve bakteri kullanarak bir enerji kaynağı olarak kullanılabilen hidrojen gazı üretmeyi başardılar. Hidrojen oksijenle yanması sonucu açığa sadece su buharı çıkarır, ayrıca hidrojen üreten bakte- riler, sudaki kirletici bazı maddeleri besin olarak kul- landıklarından suyu da temizler.
Yukarıda bahsedilen bilimsel gelişme sayesinde gerçekleşen küresel sorunlar ile ilgili verilen bilgi- lerden hangisi doğru değildir?
A) Küresel ısınma azalır.
B) Sağlık sorunları artar.
C) Biyolojik çeşitlilik artar.
D) Çevre kirliliği azalır.
E) Gıda sıkıntısı azalır.
1.E 2.A 3B
Güneş ışığı alan ortam
20 Co
Karanlık ortam
25 Co
I II
%2 %1 %0,5 Toprak
çözeltisi Azot tuzu çözeltisi
I II III IV
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 0012
14 4. Aşağıda bazı gözlemler verilmiştir.
I. Deniz seviyesinden yükseklere çıkıldıkça, memeli- lerin alyuvar sayısı artar.
II. Kutuplara gidildikçe memeli hayvanların vücut büyüklüğü artar.
III. Bukalemun yeşil yapraklar üzerinde yeşil renk alır.
IV. Sağlıklı bir insanın kan pH'ı 7,4'tür.
Bu gözlemler hangi seçenekte nitel ve nicel göz- lem olarak doğru eşleştirilmiştir?
Nitel Gözlem Nicel Gözlem A) II ve III I ve IV B) Yalnız III I, II ve IV C) III ve IV I ve II D) I, II ve III Yalnız IV E) I, II ve IV Yalnız III
5. Bir öğrenci dört saksı bitkisi hazırlayarak bazı etkenle- rin bitki gelişimi üzerindeki etkilerini araştırmak için aşağıdaki deney düzeneklerini hazırlıyor.
Bu öğrenci hangi iki düzeneği karşılaştırarak sı- caklığın bitki büyümesine etkisi ile ilgili bir sonuca varabilir?
A) I ve II B) I ve III C) I ve IV D) III ve IV E) II ve III
6. Suda çözünen bir vitamin grubu olan B grubu vitamin- leri genellikle et, süt, yumurta, karaciğer, kuruyemiş ve kepekli tahıllarda bol miktarda bulunur.
B grubu vitaminleri vücutta depolanamayan vitaminler olduklarından her gün düzenli olarak alınmalıdırlar.
Bu vitaminler metabolizmada enzimlerin yardımcı kısmı koenzim olarak görev yaptıklarından eksiklikle- rinde bir takım sağlık problemleri gözlenir.
Beriberi hastalığının B grubu vitamini eksikliğin- den kaynaklandığını düşünen bir bilim insanı, aşağıdaki deney düzeneklerinden hangisini hazır- layarak çalışmasına devam etmelidir?
Denekler
Kontrol grubu besinleri
Deney grubu besinleri
A) Farklı yaş, aynı cinsiyet
Bol kepekli tahıllar
Yumurta ve et
B) Aynı yaş, farklı cinsiyet
Süt ve karaciğer
Kuruyemiş
C) Çift yumurta ikizleri
Havuç Portakal
D) Aynı yaş ve cinsiyet
B vitamini tableti
Karaciğer
E) Tek yumurta ikizleri
Zengin B vitamini
içeren besinler
B vitaminsiz besinler
4.D 5.B 6.E
Normal su Aydınlık ortam Aynı miktar gübre
25oC
I
Normal su Karanlık ortam Aynı miktar gübre
25oC
II
Normal su Aydınlık ortam Aynı miktar gübre
30oC
III
Normal su Aydınlık ortam
Gübre yok 25oC
IV
15 7. Avrupa kerkenez kuşlarının yavruları azaltılmış, (3, 4
yavru veren), normal (5, 6 yavru veren) ve artırılmış (7, 8 yavru veren) yuvalara transfer edildiğinde, kuluç- ka büyüklüğü artırılmış ergin kuşların, takip eden kış boyunca hayatta kalma başarılarının oranı aşağıdaki grafikte verilmiştir.
Buna göre:
I. Her üç kuluçka büyüklüğünde de dişilerin hayatta kalma oranı, erkeklerin hayatta kalma oranından büyüktür.
II. Kuluçkanın büyüklüğü arttıkça yavruların hayatta kalma şansı da artmıştır.
III. Hayatta kalan dişilerin yaş ortalaması, hayatta kalan erkeklerden daha fazladır.
yorumlarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
8. Olumsuz yaşam koşulları karşısında, gruplar halinde yaşayan canlılar, tek tek bireyler halinde yaşayanlara göre daha fazla hayatta kalma gücüne ve şansına sa- hiptir.
Buna göre;
I. Sürü içindeki ceylanların aslanlar tarafından yaka- lanmasının, tek bulunan ceylana göre daha zor olması.
II. Tundralarda yaşayan misk öküzlerinin yırtıcı hay- van saldırılarına karşı yan yana gelerek savunma yapmaları.
III. Fil popülasyonlarının sayısının artmasına bağlı olarak bazı bireylerin çevre direncinden dolayı öl- mesi.
örneklerinden hangileri yukarıdaki hipotezi destek- lemez?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
9. "Bitkilerde nişastanın yıkımını sağlayan enzimler var- dır."
Hipotezini doğrulamak için düzenlenen deneyde, bitki özütünün, aşağıdaki karışımlardan hangisinin bulunduğu tüpe konulması gerekir?
A) Nişasta Nişasta yıkan enzim
B) Nişasta yıkan enzim Monosakkarit ayracı C) Nişasta Monosakkarit ayracı
D) Monosakkarit Nişasta yıkan enzim E) Monosakakrit Monosakkarit ayracı
10.
Bir öğrenci bir bitki fidesini içinde besleyici su bulunan bir cam kavanoza şekildeki gibi dik duracak biçimde yerleştiriyor. Kavanozu bir yönden sürekli olarak aynı şiddette ışık alan bir yere koyuyor. Bitkide meydana gelen değişmeleri aralıklı olarak gözleyip kaydediyor.
Bu öğrenci neyi incelemektedir?
A) Sudaki madensel tuzların ne kadarının emildiğini B) Işık şiddeti ile büyüme arasındaki ilişkiyi
C) Su miktarının bitki büyümesindeki rolünü D) Işığın bitkinin değişik kısımlarını nasıl etkilediğini E) Fotosentez için hangi maddelerin gerekli olduğunu
7.A 8.C 9.C 10.D
Hayatta kalma oranı
Kuluçka büyüklüğü Erkek
Dişi
Azaltılmış Normal Arttırılmış
Işık
Mantar
BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI 12 BİO 0012
16 11. Bir grup öğrenci proje çalışması kapsamında "Işığın
patates bitkisinin filizlenmesi üzerinde olumlu etkisi vardır." görüşünü ileri sürerek araştırmaya başlıyor.
Öğrencilerin bu amaçla yaptığı çalışmaların aşamaları aşağıda verilmiştir.
I. 10 adet patates alınarak her biri uzunlamasına ikiye kesilmiştir.
II. Her bir patates parçasının üzerindeki göz bölgeleri sayılıp kaydedilmiştir.
III. Her bir patates parçasının alt kısmı, ıslatılmış kağıt havlulara sarılmış ve kesik kısımları üste gelecek şekilde şeffaf naylon torbalara yerleştirilmiştir.
IV. Naylon torbaların ağızları kapatılarak üzerine toplu iğne ile eşit sayıda delik açılmıştır.
V. Bu şekilde hazırlanan patateslerin yarısı ışık alan yarısıda karanlık ortama konulup diğer koşullar özdeş tutulmamıştır.
VI. Öğrenciler bir hafta sonra naylon torbaların ağızla- rını açarak her bir patates parçasının üzerindeki fi- lizleri sayarak kaydetmişlerdir. Bu çalışmayı üç kez tekrarlamışlardır.
VII. Bulgulara göre; Işığın filizlenmeyi olumlu yönde etkilediğini kaydetmişlerdir.
Öğrenciler bu proje çalışmasında hangi aşamada çıkarımda bulunmuşlardır?
A) III B) IV C) V D) VI E) VII
12. I. Protein II. Protein ayracı III. Protein yıkan enzim IV. Amino asit
V. Amino asit ayracı
"Amino asitler, proteinlerin yapı taşlarıdır."
Hipotezini kanıtlamak için düzenlenen bir deney- de, yukarıdakilerden hangilerinin birlikte kullanıl- ması gerekir?
A) I ve II B) I ve III C) III ve IV D) III ve V E) I, III ve V
13.
Yukarıdaki şekilde gösterildiği gibi iki deney grubun- dan İkincisine embriyosu çıkarılmış, diğerine embriyo- su çıkarılmamış buğday tohumları, nişastalı besi or- tamlarına yerleştirilip üzerlerine ıslak pamuk konularak 30°C'lik ortamlara yerleştirilmiştir. Bir süre sonra I.
düzenekteki besi ortamında nişastanın azaldığı, II.
düzenekteki besi ortamında ise nişasta miktarının sa- bit kaldığı tespit edilmiştir.
Buna göre deneyin amacı,
I. Embriyoda, nişastayı parçalayan enzimlerin bu- lunduğunu kanıtlamak
II. Nişastada, embriyonun gelişmesini hızlandırıcı maddelerin varlığını kanıtlamak
III. Sıcaklığın, tohumun çimlenmesi üzerine etkisini araştırmak
ifadelerinden hangileri olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
11.E 12.E 13.A
Islak pamuk
Nişastalı besi ortamı
I II
30oC 30oC
Embriyolu buğday
Embriyosuz buğday
17 14. Bir araştırmacının tatlı sularda yaşayan tek hücreli
canlılarla ilgili çalışmaları sonucu elde ettiği veriler, aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Buna göre,
I. Ortamdaki besinden en fazla yararlanan canlı türü, L dir.
II. K canlı türü, ortamdaki nişastayı kullanmaz.
III. M türü, her sıcaklıkta en fazla gelişim gösterir.
IV. Üç canlı türünün de bulunduğu ortamda sıcaklık optimum olduğu için, gelişimleri en fazladır.
ifadelerinden hangileri doğru olabilir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve IV D) I, II ve III E) II, III ve IV
15. Denizlerimizde balıkların azalmasına neden olan etkenleri araştıran bir bilim insanı,
I. Sanayi kuruluşlarına yakın yerlerde ve evsel atık- ların çok olduğu yerlerde daha az balık görüldüğü- nü kaydetmiştir.
II. Atık maddelerin denizlerimizde balıkların azalma- sına neden olduğunu ileri sürmüştür.
III. İki grup balık alarak birinci grubu sanayi atıkları içeren diğer grubu ise atık içermeyen temiz sulara koymuştur.
Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Bilim insanı II. aşamada probleme geçici çözüm yolu sunmuştur.
B) Bilim insanı I. aşamada veri toplamaktadır.
C) III. aşama sırasında elde edilen bilgiler II. aşama- da kurulan hipotezi destekler veya çürütür.
D) III. aşamada kullanılan birinci grup kontrol grubu, ikinci grup deney grubudur.
E) Bu bilim insanının araştırmasına göre evsel ve sanayi atıkları balık gelişimini olumsuz etkiler.
14.B 15.D
18
BİYOLOJİ CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 12 BİO 002
CANLI ÖZELLİKLERİ
Bazı istinai durumlar dışında incelenen varlığın canlı olup olmadığını aşağıdaki özelliklerden ayırt edebiliriz.
1. HÜCRESEL YAPI
Bütün canlıların yapısal ve işlevsel en küçük birimi hücredir. Bu yapılar bazen tek başına bakteriler gibi bir hücreli canlıları oluşturur. Bir hücreli canlı ların tüm yaşamsal faaliyetleri kendilerini oluşturan hücresel kısımlarda olur. Örneğin: sil, kamçı gibi yapılarıyla hareket edebilir, boşaltım kofullarıyla boşaltım yapabilirler.
Bazen de birçok hücre bir araya gelerek balık, kelebek gibi çok hücreli canlıları oluşturur. Bazı mantarlar, bitki ve hayvanların tümü çok hücrelidir.
Hücreler yapılarına göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere ikiye ayrılır.
Prokaryot Hücre:
Bakteriler ve arkeler alemindeki canlılar prokaryot hücrelidir.
Çekirdek ve zarla çevrili organelleri bulunmaz.
DNA ve RNA’ya sahiptirler.
DNA'ları sitoplazmada dağınıktır. Halkasal DNA'ya sahiptirler.
Ribozomları vardır.
Genellikle hücre çeperleri vardır.
Hücre çeperleri bakterilerin peptidoglikan yapılı, arkelerin ise yalancı peptidoglikan yapılıdır.
Ökaryot Hücre:
Çekirdek ve zarla çevrili organelleri bulunur.
DNA ve RNA’ya sahiptirler.
DNA'ları çekirdek içinde bulunur.
Ribozomları vardır.
Mitokondri, golgi, endoplazmik retikulum gibi zarla çevrili organelleri vardır.
Hayvanlar, bitkiler, mantarlar, protistalar ökaryot hücrelidir.
Hayvanlar aleminin tamamı ve protistaların bazıla- rında hücre çeperi yoktur. Alg, bitki ve mantarlarda hücre çeperi vardır.
Hücre çeperi mantarlarda kitin yapılıdır. Alglerde ve bitkilerde seliloz yapılıdır.
UYARI:
Bakteri ve arkeler dışındaki tüm canlılar ökaryot hücre yapısındadır.
Tanecikli endoplazmik retikulum Küçük koful- lar
Ribozomlar Düz endoplazmik retikulum Golgi kofulları Golgi aygıtı İpliksi hücre iskeleti
Çekirdek Çekirdek gözeneği Çekirdek zarı Çekirdekçik Sitoplazma
Peroksizom Mitokondri
Koful Tonoplast Plazmodesmata
Hücre zarı Hücre duvarı
Kloroplast Tilakoid zar Nişasta taneciği
Flagellum Sitoplazma
Ribozomlar Hücre duvarı
Kapsül DNA (nükleoid)
Plazma zarı
Mezozom
19 İstisnai durumlar dışında tüm canlı hücrelerde ortak olan özellikleri şunlardır;
Hücre zarı, sitoplazma bulundurma
Nükleik asit (DNA-RNA) bulundurma
Ribozom bulundurma
Protein sentezleme
Enzim sentezleme
Enzim kullanılarak metabolik olayları gerçekleştir- me
ATP sentezleme
Kendine özgü temel yapı maddelerini sentezleme
Dehidrasyon ve hidroliz yapma.
Basit organik molekülleri solunum ile parçalayarak ATP üretme.
İnorganik molekülleri dışarıdan hazır alma
SORU 1:
Prokaryot hücrelerde görülen, I. ATP üretme ve tüketme II. Ribozom bulundurma
III. Basit organik molekülleri kompleks organik mole- küle çevirme
IV. Halkasal DNA'ya sahip olma
V. Peptidoglikan yapılı hücre duvarı bulundurma özelliklerden hangileri ökaryotlarda da görülebilir?
A) Yalnız I B) I ve II C) I, II ve III D) I, IV ve V E) I, II, III ve IV
SORU 2:
Ökaryot hücreler prokaryot hücrelerden farklı olarak,
I. DNA'larının çekirdekte bulunması
II. Kendine özgü temel yapı maddelerini sentezleme III. Basit organik molekülleri inorganik maddelere
parçalama
özelliklerinden hangisine sahiptir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
2. BESLENME
Canlılar ototrof ve heterotrof olmak üzere iki şekil- de beslenirler.
a) Ototrof Canlılar:
İnorganik maddeleri (CO ,H O mineraller) kulla2 2 narak organik madde (glikoz...) sentezlerler.
Ototrof canlılar besin sentezlerken kullandıkları enerji kaynağına göre ikiye ayrılırlar.
Fotosentetik Ototrof Canlılar:
Güneş ışığını kullanarak ihtiyaç duydukları organik besinleri, inorganik maddelerden sentezlerler.
Klorofilleri vardır.
Fotosentez yaparlar.
Yeşil bitkilerin tümü, öglena, algler bazı bakteri ve arkeler fotosentez yapar.
Bitkiler, siyano bakteriler, öglena, algler ;
CO2 + H2O C6H12O6 + O2
Mor sülfür bakterileri ;
CO2 + H2S C6H12O6 + S
Hidrojen bakterileri ;
CO2 + H2 C6H12O6
Fotoototrofların tümünde CO tüketimi, ışık enerji-2 si kullanımı ve glikoz sentezi ortaktır.
Ancak kullandıkları hidrojen (elektron) kaynakları farklı olabilir. Buna bağlı olarak da yan ürünler (O2
veya S) farklı olabilir.
Prokaryotlardan klorofilli bakteriler, siyanobakteri - ler ve bazı arkelerde fotosentez görülür.
Ökaryot canlılardan öglena, algler ve bitkilerde fotosentez görülür.
1.C 2.A Basit
organik moleküller
Dehidrasyon Hidrasyon
Kompleks organik moleküller
Işık enerjisi Klorofil
Işık enerjisi Klorofil
Işık enerjisi Klorofil
CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 12 BİO 002
20 SORU 3:
Fotosentez yapan ototrof canlılarda, I. Işık enerjisini kullanarak ATP sentezleme
II. İnorganik maddelerden organik besin sentezi yapma
III. C kaynağı olarak CO kullanma 2 olaylarından hangileri ortaktır?
A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II D) I ve III E) I, II ve III
Kemosentetik Ototrof Canlılar:
Işık enerjisi kullanmazlar.
Klorofil yoktur.
İnorganik maddelerin (NH ,HNO ,Fe,H S ) oksit-3 2 2 lenmesiyle kazandıkları kimyasal enerjiyi kullana- rak inorganik maddelerden organik madde sentez- lerler.
Kemosentez yaparlar.
Kemosentez; sadece prokaryot canlılar olan bakte- riler ve arkelerde görülür. Nitrit ve nitrat bakterileri kemoototroftur. Bu canlılar bir yandan kendi besin- lerini yaparlarken bir yandan da azot (N) döngü- sünde rol oynarlar.
İnorganik maddelerin oksitlenmesi ile kazanılan kimyasal enerji
2 2 6 12 6 2
ATP
6CO 6H O C H O 6O
Açığa çıkan O2 atmosfere verilmez, canlı inorganik maddeleri oksitlemek için kullanır.
UYARI:
Fotosentez gündüz ışıkta olur.
Kemosentez gece-gündüz gerçekleşir.
UYARI:
Tüm ototroflarda;
CO kullanımı 2
İnorganik maddelerden organik madde sentezi ortaktır.
b) Heterotrof Canlılar
İnorganik maddelerden organik madde sentezle- yemezler. Kendi besinlerini üretemezler.
Gereksinim duydukları organik besinleri diğer canlılardan hazır alırlar.
Hayvanlar ile mantarların tümü protistler ve bakte- riler ve arkelerin bazıları heterotrof beslenirler.
Holozoik Beslenme (Katı parçalarla):
Bu canlılar besinlerini katı parçalar halinde alıp gelişmiş sindirim sistemlerinde parçalarlar.
Kullandıkları besinin niteliğine göre,
Otçullar (herbivorlar)
Etçiller (Karnivorlar)
Hem etçil hem otçullar (Omnivorlar) olarak adlandırılır.
Hayvanların (bazı parazitler hariç) tamamı holozoik olarak beslenir.
Saprofit (Çürükçül=Ayrıştırıcı) Beslenme:
Hücre dışına salgıladıkları sindirim enzimleri saye- sinde besini hücre dışında sindirip hücre içine monomer besin olarak alırlar.
Bakteriler ve mantarların bir bölümü saprofit bes- lenir.
Saprofiitlerin besini atıklar olduğu için bu canlılar madde döngüsünde önemli rol oynarlar.
Ölmüş canlıları, çöpe atılmış yiyecekleri inorganik madde olarak toprağa katıp yeniden döngüye so- karlar.
UNUTMA !
Saprofit beslenme hem prokaryot hem de ökaryot canlılarda görülür.
Mantarlar ökaryot
Bakteriler prokaryottur.
Parazit Beslenme;
Sindirim enzimleri az gelişmiş ya da hiç gelişme- miştir.
Basit organik molekül bulunan ortamlarda (amino asit, glikoz, yağ asiti, vitamin) yaşarlar.
Tenya, bağırsak solucanı…. parazit beslenir.
c) Hem Ototrof Hem Heterotrof Canlılar
Hem inorganik maddelerden organik besin sentez- leyen, hem de hazır organik besin alan canlılardır.
Öglena ile böcekçil bitkiler bu grupta yer alır.
3.E
K.B.E
21 3. SOLUNUM
Her canlı yaşamak için gereksinim duyduğu enerji- yi organik besinlerden karşılar.
Işık enerjisi fotosentezle kimyasal enerjiye dönüş- türülerek besinlerin yapısında depolanır.
Canlılar solunum olayı ile besinlerde depolanmış olan enerjiyi hücrelerin kullanabileceği ATP enerji- sine dönüştürürler.
Organik besin monomerleri hücre içinde enzimlerle parçalanarak ATP enerjisi elde edilmesi olayına hücresel solunum denir.
Solunum hücre düzeyinde gerçekleşen bir yıkım olayıdır.
Solunum ile elde edilen enerji yeni hücrelerin ya pımı, madde sentezi, hareket etme, zararlı atık maddelerin uzaklaştırması gibi pek çok olayda kul- lanılır.
UYARI:
Solunum tüm canlı hücrelerde kesintisiz ger- çekleşen bir olaydır.
Tüm canlı hücreler ATP üretirler ve ATP tüke- tirler.
4. METABOLİZMA
Canlıların hücrelerinde meydana gelen sindirim solunum ve boşaltım gibi yaşamsal reaksiyonların tümüne metabolizma denir.
Her canlının metabolizması kendi DNA'sındaki bilgiye uygun olarak gerçekleştirilir.
Metabolizma Yapım Yıkım
Bu reaksiyonlardan bazıları yeni bir ürün oluştur- mak için yapılırken (Anabolizma) diğer bir kısmı ise büyük molekülleri daha küçük moleküllere yık mak için gerçekleşir. (Katabolizma)
a. Anabolizma (Asimilasyon=Özümleme)
Hücredeki yapım tepkimeleridir.
Basit organik moleküllerinden daha karmaşık or ganik moleküllerin sentezlenmesidir.
Bu olaylar sırasında ATP harcanır. Endergonik tepkimelerdir.
Fotosentez, kemosentez ve dehidrasyon tepkime- leri (protein sentezi, nükleik asit sentezi,glikojen sentezi) anabolik tepkimelerdir.
Örnekler:
Fotosentez
Işık enerjisi yardımı ile inorganik maddelerden organik maddelerin üretilmesidir.
2 2 2
CO H OGlikozO Dehidrasyon Olayları
Monomer yapıdaki organik moleküllerden kompleks organik moleküllerin sentezlenmesidir.
n(Amino asit) Protein (n 1)H O 2 n(Glikoz) Nişasta (n 1) H O 2
b. Katabolizma (Disimilasyon=Yadımlama)
Hücredeki yıkım tepkimeleridir.
Kompleks organik moleküllerin monomer yapıdaki basit organik moleküllere parçalanmasıdır.
Hücre içi sindirim, fermantasyon, oksijenli solu- num, oksijensiz solunum katabolik tepkimelerdir.
Örnekler:
Oksijenli solunum
Monomer yapıdaki organik moleküllerin oksijenli or- tamda parçalanmasıdır.
2 2 2
GlikozO CO H O Enerji
CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 12 BİO 002
22 Fermantasyon:
GlikozEtil alkol CO 2Enerji GlikozLaktik asit Enerji
Hidrasyon Olayları (Hücre içi sindirim)
Kompleks organik moleküllerin monomerlerine yıkıl- masıdır.
Protein
n 1 H O
2
n A min o asit Nişasta
n 1 H O
2
n GlikozDİKKAT !!
Anabolizma
2Katabolizma
n glikoz Glikojen n 1 H O
Anabolizma
2Katabolizma
n a min oasit Pr otein n 1 H O
5. BOŞALTIM
Canlı hücrelerde metabolizma sonucu oluşan zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılmasına "bo- şaltım" denir.
Boşaltım homeostasiyi (iç denge) sağlar.
Bir hücreli canlılarda boşaltım:CO , amonyak 2 gibi metabolik atıklar hücre zarından dışarı atılır.
Tatlı sularda yaşayan bir hücreli canlılar amip, öglena, paramesyumda fazla su kontraktil kofulla dışarı atılır.
Bitkilerde boşaltım
Terleme ile su buhar halinde atılır.
Damlama ile su ve tuz (mineraller) atılır.
Yaprak dökümü de bitkilerde bir boşaltım olayıdır.
Hayvanlarda boşaltım
Terleme, soluk verme ve idrar atımı şeklinde olur.
Böbrek, deri ve akciğer boşaltımı sağlar.
6. HOMEOSTASİ
Canlı vücudunda gerçekleşen metabolizma reaksiyon- ları ile hücre dışındaki çevresel faktörlerin değişimi sonucu hücre içindeki sıcaklık, madde yoğunluğu, pH gibi birçok değer değişir. Hücrelerde meydana gelen bu değişimler hücrenin yaşamsal faaliyetlerine zarar verir. Çünkü yaşamın devamı için hücre ve vücut içi ortamın belirli bir dengede olması gerekir. Bu iç denge durumuna homeostasi denir.
Koşmaya başlayan bir insanda artan enerji gerek- sinimini karşılamak için soluk alıp verme hızlanır.
Vücut ısısı artan bir insanda vücut ısısını düşür- mek için terleme başlar.
Yediğimiz besinlerle dışarıdan aldığımız şeker kandaki şeker miktarını yükseltir. Bu durumda ka- raciğer ve kas hücrelerimiz şeker depo ederek kandaki şeker miktarını ayarlar.
Bütün bu durumlar homeostasiye birer örnektir.
7. BÜYÜME - GELİŞME Bir Hücreli Canlılarda Büyüme
Bir hücreli canlılar hücrelerinin hacimce ve kütlece artışı ile büyürler.
Örnek hacmi artan amipte büyüme gerçekleşir.
Bir hücreli canlılarda embriyonik gelişme yoktur.
Çok hücreli canlılarda büyüme
Hücrelerinin bölünmesi ile hücre sayısının artışı ve hücre hacminin artışı büyümeyi sağlar.
Hayvanlarda büyüme sınırlı, bitkilerde büyüme sınırsızdır.
Gelişme ise yaşam sürecinin belli dönemlerinde belirli bir sırayla meydana gelen düzenli değişiklik- ler zinciridir.
Çok hücreli canlılarda embriyonik gelişme vardır.
Bir hücreli canlılarda embriyonik gelişme yok.
Gelişme sonucunda türe özgü özellikleri taşıyan ergin bireyler meydana gelir.
23 8. HAREKET
Canlılar beslenme, korunma, savunma, üreme, oksijen gereksinimini karşılama gibi amaçlarla ha- reket edebilirler.
Paramesyum ve öglena gibi bir hücreli canlılar yaşadıkları sulu ortamlarda sil veya kamçıları yar- dımıyla hareket edebilirler. (Aktif hareket)
Kamçısı ile hareket eden bir hücreli canlılardan öglena
Sil, kamçı, yalancı ayak gibi yapıları bulunmayan bir hücreli canlılar su, rüzgar ve hayvan gibi et- menlerle yer değiştirirler. (Pasif hareket)
Bitkiler aktif olarak hareket edemezler. Durum değiştirme hareketi yaparlar.
Bitkilerde durum değiştirme hareketi nasti (ırga- nım) ve tropizm (yönelim) olmak üzere iki çeşittir.
Ayçiçekleri güneşe doğru yönelirler.(fototropizm)
Sinekkapan bitkisi, üzerine konan böceklerin dokunması sonucu kapanır ve onları avlar. (nasti)
Böcek kapan bitki
Hayvanlarda hareket bacak, kanat, yüzgeç gibi organlar ve güçlü kaslarla gerçekleştirilir.
9. ÜREME
Canlıların kendine benzer yeni canlılar oluşturma- sına üreme denir.
Üreme bireysel hayatın devamı için gerekli değil- dir. Canlılar nesillerini devam ettirmek için ürerler.
Canlılarda eşeysiz ve eşeyli üreme olmak üzere iki çeşit üreme görülür.
a. Eşeysiz Üreme
Bir canlının kendi vücudundan kendine benzer bireyler oluşturmasıdır.
Temeli mitoz bölünmeye dayalı gerçekleşir.
Tek bir ata canlıdan yeni bireyler oluşur. Oluşan bireyler ata canlının ve birbirinin aynısıdır.
Tek hücrelilerden bakteri, amip, öglena bölünerek çoğalır.
Çok hücrelilerden bazı bitkilerde, süngerlerde, solucanlarda eşeysiz üreme görülür.
Kalıtsal farklılıklar olmaz. Kalıtsal farklılıklar sade- ce mutasyonla oluşur.
Evrime katkısı yoktur.
Üreme hızı eşeyli üremeye göre yüksektir.
b. Eşeyli üreme
Erkek ve dişi olmak üzere iki bireyin eşey hücrele- rinin birleşmesi ile oluşan zigottan yeni bireylerin oluşmasıdır.
Kalıtsal çeşitlilik meydana gelir.
Çevreye daha dayanıklı bireyler oluşur.
Doğurarak, tohumla, yumurtayla üreme eşeyli üreme çeşitleridir.
Temeli mayoz bölünmeye dayanır.
Döllenme olayı görülür.
Evrime katkısı vardır.
Üreme hızı eşeysiz üremeye göre yavaştır.
Yumurta
Sperm Zigot
Döllenme
Embriyo