• Sonuç bulunamadı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ II 12 BİO 0022

I, II ve III dönüşümlerinden hangileri tüm canlılar için ortak değildir?

 

şeklindedir.

I, II ve III dönüşümlerinden hangileri tüm canlılar için ortak değildir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III

12.C 13.D

32

BİYOLOJİ CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ – İNORGANİK BİLEŞİKLER 12 BİO 003

 Tüm canlı hücreler elementlerden oluşur. Bu ele-mentlerin hücrede bulunma oranı canlıdan canlıya ve aynı canlıda hücreden hücreye değişiklik göste-rir.

 Periyodik cetveldeki 114 elementin sadece 26 tanesi canlıların yapısında bulunur.

 26 elementten 6 tanesi canlı kütlesinin ana kayna-ğını oluşturur ve yaşam elementleri adını alır. Bu elementler C (Karbon), H (Hidrojen), O (Oksi-jen), N (Azot), P (Fosfor) ve S (Kükürt) dir.

 Canlıların yapısındaki organizasyonun temelini bu 26 element oluşturmaktadır.

 Organizasyonun elementlerden sonraki basamağı inorganik ve organik bileşiklerdir.

 İnorganik ve organik bileşiklerden organeller ve hücrenin diğer kısımları oluşur. Hücre meydana gelir. Hücreler önce dokuları,sonrasında ise or-gan ve sistemleri oluşturur. Bu oror-ganizasyonun ürünü ise canlı organizmadır.

İNORGANİK BİLEŞİKLER

 Genellikle karbon ve hidrojen elementlerini birlikte bulundurmayan moleküllerdir.

Örneğin; CO , 2 H O , Fe , Mg , Ca gibi maddeler 2 inorganiktir.

 Canlı vücudunda sentezlenmezler.

 Doğadan hazır olarak alınırlar.

 Küçük moleküllerdir. Hücre zarından geçebilirler.

 Sindirime uğramazlar.

 Enerji üretmek amacıyla solunumda hammadde olarak kullanılmazlar.

 Yapıcı ve düzenleyici olarak görev yaparlar.

UNUTMA !!

 Genel olarak bir besinin yapısında C, H ve O atomları bulunursa organiktir. Bunlardan en az biri bulunmaz ise inorganiktir. (Hidrokarbonlar hariç) Bunlar C içermedikleri halde organiktir.

Örneğin, metan (CH4)

Görevleri:

 Ototrof canlılarda organik besinlerin sentezinde kullanılabilirler. C ve O kaynağı CO , H kaynağı 2

H O dır. 2

 Canlı hücrelerin yapısına katılırlar ve doku onarı-mında görevlidirler. Omurgalı hayvanlarda kemiğin yapısında kalsiyum ve fosfor bulunur.

 Metabolik faaliyetlerde düzenleyici olarak görev alırlar. Enzimlerin çalışması çinko, bakır, manga-nez gibi inorganik bileşiklerin varlığına bağlıdır.

SU ASİTLER VE BAZLAR TUZLAR MİNERALLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN

TEMEL BİLEŞİKLER

ORGANİK BİLEŞİKLER

KARBONHİDRATLAR YAĞLAR

PROTEİNLER VİTAMİNLER

NÜKLEİK ASİTLER ENZİMLER HORMONLAR ATP

İNORGANİK BİLEŞİKLER

33 A) SU VE YAŞAM

Suyun Önemi

 Su canlılar için vazgeçilmez en temel inorganik maddedir.

 Canlılardaki su miktarı, canlı türüne göre değişiklik gösterebildiği gibi aynı türün farklı bireylerinde, hatta aynı canlının farklı dokularında da farklılık gösterebilir.

 Suyu özel kılan yaşamın tümüyle suya bağımlı olmasıdır.

 Canlılığın devamı için gerekli kimyasal olayların tümü enzimler aracılığıyla gerçekleşir. Enzimler su oranı %15 in altında olan ortamlarda çalışamaz.

Enzimler çalışamazsa yaşam olmaz.

Örneğin; Fasulye, mercimek gibi kuru tohumlar su olmayan kuru ortamda çimlenemez. Bunun nedeni kuru tohumlarda su oranının %15 altında olması ve buna bağlı olarak metabolizma hızının oldukça yavaşlamasıdır.

 Bitkiler fotosentez yaparak besin üretirken karbon dioksit ve su kullanır. Tüketicilerin hepsi yaşamak için bitkilerin ürettiği besinlere bağımlıdır.

 Birçok otsu bitkide su hücre içinde belirli bir ba-sınç oluşturarak bitkinin dik durmasını sağlar.

 Toprak solucanı gibi bazı hayvanlarda bir çeşit iskelet işlevi görür. Böylece hayvanın belirli bir şekli olmasını ve hareket etmesini sağlar.

Suyun Özellikleri

Suyun dört özelliği yeryüzünü canlıların yaşaması için uygun bir ortam haline getirir.

Bu özellikler;

1- Su moleküllerinin birbirini çekmesi (Kohezyon ve yüzey gerilimi)

2- Sıcaklığı kararlı tutabilme yeteneği 3- Donduğu zaman genleşmesi 4- İyi bir çözücü olması

1. Su Moleküllerinin Birbirini Çekmesi (Kohezyon ve Yüzey Gerilimi)

 Aynı cins moleküller arasındaki çekim kuvvetine kohezyon, farklı cins moleküller arasındaki çekim kuvvetine adhezyon kuvveti denir.

 Su molekülleri hidrojen bağları ile birbirine bağla-narak bir arada kalırlar. Su moleküllerini bir arada tutan kohezyon kuvvetidir.

 Suyun, bitkilerin su ve mineralleri kökten yaprakla-ra taşıyan odun borularının duvarlarına tutunması ise adhezyondur.

 Bitkilerde topraktan alınan suyun kökten yaprakla-ra taşınmasında kohezyon ve adhezyon kuvvetle-ri rol oynar.

Kohezyon Adhezyon

Bitkilerde suyun taşınmasında kohezyon ve adhezyon kuvvetleri rol oynar.

Suyun taşıma yö

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ – İNORGANİK BİLEŞİKLER 12 BİO 003

34

 Kan dokusunun büyük çoğunluğu sudan oluşur.

Su kandaki hücrelerin ve maddelerin taşınmasında görev alır.

SORU 1

Bitkilerde suyun taşınmasında, I. adhezyon,

II. kohezyon,

II. suyun özısısının yüksek olması

kuvvetlerinden hangileri işlev görmektedir?

A) Yalnız l B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III

Yüzey Gerilimi

 Kohezyona bağlı olarak ortaya çıkar.

 Suyun üst yüzeyindeki moleküller birbirleriyle ve alt kısımdaki moleküllerle bağ yaptıklarından dü-zenli bir durumdadırlar. Bu durum suyun yüzeyin-de görünmez bir film tabakası varmış gibi davran-masına neden olur.

 Yüzey gerilimi sayesinde suyun yüzeyi elastik bir tabaka gibi davranır.

Yüzey gerilimi sayesinde

 Göl üstünde taş kaydırabiliriz.

 Bazı böcekler su üzerinde durabilir ve yürüyebilir.

 Bazı semenderler su üzerinde koşabilirler.

2. Donduğu Zaman Genleşmesi:

 Birçok madde sıvı halden katı hale geçerken hac-mi küçüldüğünden yoğunluğu artar. Ancak su buz- haline geçerken hacmi artar, yoğunluğu azalır. Buz su üzerinde yüzer. Bu durum dünya üzerindeki ya-şamın devamlılığı açısından oldukça önemlidir.

 Eğer buzun yoğunluğu sudan büyük olsaydı, buz suyun dibine çöker. Bütün denizler, göller, okya-nuslar donarak katı hale gelirdi. Oysa su dondu-ğunda buz kütleleri suyun yüzeyinde kalarak alt kı-sımların donmasını önler ve donan su yüzeyinin altında canlıların yaşamasını mümkün kılar.

1.D

Hidrojen bağı

Polar kovalent bağlar

35 3. Sıcaklığı Kararlı Tutabilme Yeteneği (Suyun

öz ısısının yüksek olması)

 Su sıcak havalarda ortamdaki ısıyı soğurur. So-ğuk havada ise içinde depolanmış ısıyı ortama ve-rir.

 Büyük miktarlarda ısıyı soğurabilmesi ya da ser-best bırakabilmesiyle su ısı bankası gibi davranır.

Bu ısı alışverişleri suyun sıcaklığını çok az değişti-rir.

 Suyun çok fazla enerji almasına rağmen sıcaklığı nın çok az artması özgül ısısının yüksek olma-sından kaynaklanır. Benzer şekilde çevresine rağmen suyun sıcaklığının çok az düşmesi, özısısının yüksek olması ile ilgilidir.

Öz Isı; bir birleşiğin sıcaklığını 1 C arttırmak için o gerekli ısı enerjisi miktarıdır.

 Büyük buz kütleleri yaz mevsiminde güneşten büyük miktarda ısı soğurmasına rağmen sıcaklık-ları sadece birkaç derece artar. Çünkü soğuru-lan enerjinin büyük bir kısmı su molekülleri arasın-daki hidrojen bağlarının kırılması için harcanır.

 Kış mevsiminde sıcaklık düşüşü sırasındaki daha çok miktarda yeni hidrojen bağı kurulduğundan enerji ısı şeklinde ortama verilir.

 Suyun yavaş soğuması ortamı ısıtır. Bu durum kıyı bölgelerinin ılıman olmasını,deniz, göl ve okyanus-larda canlıların yaşaması için ortam sıcaklığının dengede kalmasını ve korunmasını sağlar.

 Maddeler sıvı halden gaz haline geçerken (buhar-laşırken) dış ortamdan ısı alır. Maddelerin bir gra-mının buharlaşması için gereken ısı enerjisi mikta-rına "buharlaşma ısısı" denir. Suyun bir diğer özel-liği de "buharlaşma ısısının yüksek olması" dır.

Su molekülünün faz ve ısı değişimi

 Yüksek buharlaşma ısısıyla su etrafındaki ısıyı alarak buharlaşırken komşu moleküllerinde soğu-masına neden olur. Bu nedenle terleme vücuttan su ile beraber bir miktar ısıyı da uzaklaştırır. Böy-lece vücut ısınının yükselmesi engellenir. Birçok canlı suyun bu özelliğinden faydalanarak vücut sı-caklıklarını düzenler.

 Bitki yapraklarındaki suyun buharlaşması yaprak dokularının gün ışığında aşırı ısınmasını önler.

 Sıcak havalarda ya da spor yaparken terlememizin nedeni de vücut yüzeyimizden suyun buharlaşma-sını ve vücut sıcaklığımızın düşmesini sağlamak-tadır.

4. İyi Bir Çözücü Olması

 Polar yapısı nedeniyle su iyi bir çözücü olup birçok molekülü çözebilir. kırılır ve yeniden kurulur.

Hidrojen bağı

Isı Enerjisi Tutulması Isı Enerjisi Bırakılması

Buzı Su Su Buharı

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ – İNORGANİK BİLEŞİKLER 12 BİO 003

36 Suyun Çözücü Özelliğine Bağlı İşlevleri

 Kan dokunun büyük bir bölümünü oluşturarak maddelerin taşınmasında rol oynar.

 Kimyasal tepkimelerin gerçekleşebileceği uygun ortamlar sağlar.

 Metabolik zehirli atıkların seyreltilerek vücut dışına atılmasında görev yapar.

 Uygun bir ortam sağlayarak besinlerin sindirimine yardımcı olur.

 Topraktaki maddelerin çözünmesini sağladığından bitkilerin kökleriyle ihtiyaç duydukları maddeleri almalarını ve yapraklara taşınmasını sağlar.

SORU 2:

Aşağıdakilerden hangisi suyun iyi bir çözücü ol-masına bağlı olarak ortaya çıkan işlevlerinden biri değildir?

A) Zehirli metabolik atıkların seyreltilmesi

B) Kan ile maddelerin bir yerden başka bir yere, ta-şınması

C) Uygun bir ortam sağlayarak besinlerin sindirilmesi D) Topraktaki maddelerin çözünmesi ve bitkiler

tara-fından alınması

E) Gerçekleşmesi istenmeyen kimyasal tepkimelerin engellenmesi

SORU 3:

Su moleküllerini bir arada tutan kuvvet kohezyon ola-rak adlandırılmaktadır.

Kohezyon kuvveti canlı sistemlerde,

I. Bitkilerde topraktan alınan suyun kökten yaprakla-ra taşınması

II. Bazı böceklerin su üzerinde hareket edebilmesi, III. İnsanlarda kan ile besin maddelerinin hücrelere

taşınması

olaylarından hangilerinin gerçekleşmesinde rol oynar?

A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III

SORU 4:

Aşağıdaki ifadelerden hangisi suyun düzenleyici rolü olduğuna kanıt olarak gösterilemez?

A) Su, terleme ile buhar şeklinde atılırken vücudumuz ısı kaybetmiş olur.

B) Su içinde çözünenlerle beraber osmotik basıncı ayarlar.

C) Hücrelerimizin %10'dan fazlası sudur.

D) Su, asit ve baz gibi maddelerin pH dengesini sağ-lamak için seyreltmede kullanılır.

E.) Su, enzimlerin çalışmasını düzenler, enzimler susuz ortamda çalışamaz.

2.E 3.E 4.C

37 D) MİNERALLER

 Tüm canlılar gereksinim duydukları mineralleri dışarıdan hazır almak zorundadır.

 Sulu çözeltilerle vücuda alınan elementlere "mine-raller" denir.

 Minerallerin vücuttaki temel görevleri

 Metabolik olaylarda düzenleyici rol üstlenirler.

 Enzimlerin yapısına kofaktör olarak katılabilir ler. Enzimlerin aktifleşmesini sağlarlar.

 Hücrede organik maddelerin yapısında buluna-bilirler.

Örnek;

P  DNA, RNA, ATP, Fosfolipit S  Protein

Fe  Hemoglobin, Miyoglobin

 Canlı vücudunda tuz halindede bulunabilirler.

 Vücut sıvılarının osmotik basıncını dengeler.

 Sinirlerde uyartı iletiminde görev alırlar.

Örnek; Na, K, Ca iyonları

 Kasların kasılmasında görev alırlar.

Örnek; Ca

 Kemiklerin yapısına katılıp dayanıklılık sağlar-lar.

 İdrar, dışkı, ter ile dışarı atılırlar. Bu nedenle vücuda yeterli miktarda alınmalıdırlar.

 Minerallerin eksik ya da fazla olması durumunda bazı hastalıklar ortaya çıkar.

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ – İNORGANİK BİLEŞİKLER 12 BİO 003

38

Mineral Vücuttaki temel fonksiyonlar Eksikliğinde ortaya çıkabilecek belirtilen

Kalsiyum

Ca

– Kemik ve dişlerin yapısına katılma – Bazı enzimlerin çalışması

– Kas kasılması

– Sinir hücrelerinde impuls iletimi – Kanın pıhtılaşması

– Kas kasılması

–Sinirsel iletimde aksama – Kemik erimesi, raşitizm – Kanın pıhtılaşmasında gecikme

Klor

 

CI

– Vücudun su dengesi – Asit baz dengesi – Mide sıvısının oluşumu – Sinirlerde impuls iletimi

– Kas krampları – İdrarla Kkaybı

– Vücut sıvılarında bazikleşme Magnezyum

Mg

– Kemik ve dişlerin yapısına katılma – Bazı enzimlerin çalışması

– Klorofil yapısına katılma

– Sinir sistemi bozuklukları – Kas krampları

Fosfor

 

P

– Kemik ve diş oluşumu – Asit – Baz dengesi

– DNA, RNA ve ATP yapısına katılma

– Hücre zarını oluşturan fosfolipit yapısına katılma

– Kemik ve dişlerde yapısal olarak zayıflama

Potasyum

 

K

– Vücudun su ve tuz dengesi – Asit – baz dengesi

– Sinir sisteminin çalışması – Protein sentezi

–Hücre içindeki temel pozitif iyondur

– Kaslarda kramplar – Halsizlik

– Kalp ritim bozukluğu

Sodyum

Na

– Sinir ve kasların çalışması – Vücudun su dengesi – Asit – baz dengesi

– Hücre dışındaki temel pozitif iyondur

– Tansiyonda düşme, halsizlik – Kas krampları

Kükürt

 

S – Protein ve bazı koenzimlerin yapısına katılma – Protein eksikliği belirtileri

İyot

 

I – Tiroksin hormonunun yapısına katılma

– Basit Guatr, çocuklarda keretenizm

Demir

Fe

– Hemoglobin ve miyoglobinin yapısına katılma – Oksijenli solunumla ilgili bazı enzimlerin yapısına katılma

– Anemi (kansızlık) – Yorgunluk

– Kaslarda zayıflama

Çinko

Zn

– Bağışıklık sistemini güçlendirme – Bazı enzimlerin çalışmasını sağlama

– Büyüme geriliği

– Deri pullanması ve şişmesi – Bağışıklıkta zayıflama

Flor

 

F – Diş sağlığı – Dişlerde zayıflama, çürüme

Aşağıdaki tabloda bazı mineraller ve görevleri verilmiştir.

39 SORU 5:

Aşağıdakilerden hangisi kalsiyumun işlevlerinden biri değildir?

A) Kas ve sinirlerin çalışmasında rol oynama B) Kanın oksijen taşımasını sağlama C) Kemik ve dişlerin yapısına katılma D) Bazı enzimlerin çalışmasını sağlama E) Kanın pıhtılaşmasında görev alma

5.B

40