• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI (EĞİTİM TEKNOLOJİSİ PROGRAMI) İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SANAL ZORBA VE SANAL KURBAN OLMA DURUMLARININ İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI (EĞİTİM TEKNOLOJİSİ PROGRAMI) İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SANAL ZORBA VE SANAL KURBAN OLMA DURUMLARININ İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ"

Copied!
233
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

(EĞİTİM TEKNOLOJİSİ PROGRAMI)

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SANAL ZORBA VE SANAL KURBAN OLMA DURUMLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Melike KAVUK

Ankara Ocak, 2011

(2)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

(EĞİTİM TEKNOLOJİSİ PROGRAMI)

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SANAL ZORBA VE SANAL KURBAN OLMA DURUMLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Melike KAVUK

Danışman: Prof. Dr. Hafize KESER

Ankara Ocak, 2011

(3)

i Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne,

Bu çalışma jürimiz tarafından Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı (Eğitim Teknolojisi Programı)’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇALISMASI RAPORU olarak kabul edilmiştir.

Başkan ……….

Prof. Dr. Hafize KESER (Danışman)

Üye…..……….

Prof. Dr. Halil İbrahim YALIN

Üye…..……….

Doç. Dr. S. Sadi SEFEROĞLU

Onay

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…/…/2011

Prof Dr. Nejla KURUL Enstitü Müdürü

(4)

ii

TEŞEKKÜR SAYFASI

Lisans ve yüksek lisans eğitimim süresince emeği geçen, araştırma başından sonuna kadarki süreçte her türlü desteğini ve yardımlarını esirgemeyen, her konudaki bilgi ve tecrübesine rahatlıkla başvurabildiğim, bana önemli katkılar sağlayan ve birlikte çalışmaktan onur duyduğum saygı değer tez danışmanım Prof. Dr. Hafize KESER’e,

Değerli fikirleri ve yönlendirmeleriyle araştırmaya önemli katkılar sağlayan ve tanımaktan onur duyduğum saygı değer hocalarım Prof. Dr. Halil İbrahim YALIN ve Doç. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU’na,

Lisans dönemimden itibaren beni her zaman yüreklendirici tavrıyla destekleyen, her konudaki bilgi ve düşüncelerini benimle paylaşan, araştırmamın her aşamasında yardımlarına sıkça başvurduğum, bana önemli katkılar sağlayan ve tanımaktan onur duyduğum değerli hocam Yrd. Doç. Dr.

Şafak BAYIR’a,

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, üzerimde emeği bulunan bütün öğretmenlerime,

Bana inanan, güvenen, sevgi ve desteklerini her zaman hissettiğim ve canımdan çok sevdiğim aileme ve arkadaşlarıma,

Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, yardımlarını esirgemeyen ve adlarını saymakla bitiremeyeceğim, Bolu ilindeki ilköğretim okullarının yöneticilerine, öğretmenlerine, araştırmaya katkı sağlayan bütün öğrencilere ve desteğinden ötürü TUBİTAK’a sonsuz teşekkürler.

Melike KAVUK Ankara 2011

(5)

iii ÖNSÖZ

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki hızlı değişme ve gelişmeler, okullarda görülen zorbalık davranışlarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Sanal zorbalık, internet, e-posta, cep telefonu, anlık mesajlaşma, kişisel web siteleri gibi elektronik iletişim araçlarının, başkalarına zarar vermek için kullanılmasıdır. Sanal zorbalık, elektronik zorbalık veya çevrimiçi zorbalık olarak adlandırılan bu zorbalık faaliyetleri, gün geçtikçe yaygınlaşan ve önlem alınması gereken bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle bu konu, son zamanlarda yapılan araştırmalarda sıklıkla yerini almaya başlamıştır.

Özellikle son yıllarda sanal zorbalık, Türkiye’de yapılan çalışmalara da konu olmuştur. Ancak, ilköğretim öğrencilerine yönelik olarak yapılan çalışmalar oldukça az sayıdadır. İlköğretim okullarındaki sanal zorbalık olaylarının durumunun ve yaygınlığının belirlenebilmesi ve sanal zorbalık olaylarının sonlandırılabilmesi için gerekli önlemlerin alınabilmesi gibi nedenlerle, bu konularda yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Araştırmanın genel amacı; ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin, kişisel özellikleri ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma durumlarını belirlemek; öğrencilerin sanal zorba ve sanal kurban olma durumlarını ortaya koymaktır.

Araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, araştırma kapsamındaki problem, amaç, alt amaçlar, önem, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlara ilişkin bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde, kavramsal çerçeveye yer verilmiş; sanal zorbalıkla ilgili ulusal ve uluslararası araştırmalar incelenmiştir. Üçüncü bölümde araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veri toplama araç ve teknikleri ile verilerin toplanması ve verilerin analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Dördüncü bölümde, araştırma grubunun kişisel özelliklerine yönelik bulgu ve yorumlara ve sanal zorba/kurban ölçeğinden elde edilen puanlar ile öğrencilerin kişisel özellikleri arasındaki ilişkiye yönelik bulgu ve yorumlara yer verilmiştir. Beşinci bölümde araştırma kapsamında elde edilen sonuçlara ve sonuçlar göz önünde bulundurularak yapılan önerilere yer verilmiştir.

Melike KAVUK

(6)

iv ÖZET

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SANAL ZORBA VE SANAL KURBAN OLMA DURUMLARININ İNCELENMESİ

KAVUK, Melike

Yüksek Lisans, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hafize KESER

Ocak 2011, xiii + 218 sayfa

Bu araştırmanın genel amacı; ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin, kişisel özellikleri ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma durumlarını belirlemek; öğrencilerin sanal zorba ve sanal kurban olma durumlarını ortaya koymaktır.

Araştırma tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Bu tanımlayıcı araştırmanın katılımcıları, Türkiye’de (Bolu), 2009-2010 eğitim-öğretim yılında, ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıfa devam eden 2082 öğrenciden oluşmuştur.

Öğrencilerin kişisel özellikleri ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma durumlarını belirlemek amacıyla, araştırmacı tarafından geliştirilen anket;

sanal zorbalık yapma ve sanal zorbalığa maruz kalma durumlarını belirlemek amacıyla, Ayas ve Horzum (2010) tarafından geliştirilen “Sanal Zorba ve Kurban Ölçeği” kullanılmıştır. Analizlerde ortalama (X), standart sapma (SS), frekans (N), yüzde (%), bağımsız gruplar için t-testi ve tek yönlü ANOVA kullanılmıştır.

Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, cinsiyet, aile gelir durumu, internet kullanım süresi ve internet kullanım amacı ile sanal zorba ve sanal kurban olma arasında pozitif yönlü ilişki bulunmuştur. Erkekler kızlara göre, aile gelir düzeyi yüksek olanlar düşük olanlara göre, internet kullanma süresi fazla olanlar az olanlara göre daha fazla sanal zorba ve sanal kurban olmaktadır.

Anahtar Kelimeler: İlköğretim II. Kademe, Zorba, Zorbalık, Sanal Zorbalık, Sanal Kurban

(7)

v ABSTRACT

THE CASES OF BEING A CYBER BULLY AND A CYBER VICTIM AMONG THE PRIMARY SCHOOL STUDENTS

KAVUK, Melike

Master of Arts, Computer Education and Instructional Technologies Department

Thesis Supervisor: Prof. Dr. Hafize KESER January 2011, xiii + 218 pages

The general aim of this research was to determine the primary education second stage (grades 6, 7 and 8) students’ personal information and their usage level of information and communication tools, their cases of being a cyber bully and a cyber victim.

The model of this research is “Survey Model”. The participants of this descriptive research consist of 6, 7 and 8th grade students (n=2082) who attend primary education schools in Turkey (Bolu) during the 2009-2010 academic year. A survey, which was developed by researcher of this study, was utilised in determining the the students’ personal characteristics, and

“Cyber-Bully and Victim Scale” developed by Ayas and Horzum (2010) was utilised in determining the students’ cyber-bullying attempts and exposure to cyber-bullying. Mean (X), standard deviation (SS), frequency (f), percentage (%), t-test and one-way ANOVA for independent samples were utilized in the analyses of data.

According to the findings of the research, the gender, income level of family, the duration of internet usage and the aim of internet usage were found to be positively correlated to being a cyber bully and being a cyber victim. The following results were obtained in favour of the variables respectively: Boys, students' whose family incomes are high and students who use internet much more.

Keywords: Primary Education II. Stage, Bully, Bullying, Cyber- Bullying, Cyber-Victim.

(8)

vi

İÇİNDEKİLER Sayfa

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……….. i

TEŞEKKÜR SAYFASI………. ii

ÖNSÖZ………... iii

ÖZET (TÜRKÇE) ……… iv

ÖZET (İNGİLİZCE)……… ……. v

BÖLÜM I GİRİŞ……….. 1

1.1. Problem ………. 1

1.2. Amaç ……….. 7

1.3. Önem……….. 8

1.4. Varsayımlar ……….. 8

1.5. Sınırlılıklar ………. 9

1.6. Tanımlar ……… 9

BÖLÜM 2 KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR……… 11

2.1. Geleneksel Zorbalığın Tanımı ve Boyutları………. 11

2.2. Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Kullanımı……… 15

2.3. Sanal Zorbalığın Tanımı ve Özellikleri………..……… 17

2.4. Sanal Zorbalıkla İlgili Ulusal Araştırmalar………..………….. 23

2.5. Sanal Zorbalıkla İlgili Uluslararası Araştırmalar………..…. 31

(9)

vii BÖLÜM 3

YÖNTEM……….. 44

3.1. Araştırma Modeli……….. 44

3.2. Evren ve Örneklem……….. 44

3.3. Veri Toplama Aracı……….. 45

3.4. Verilerin Toplanması……… 47

3.5. Verilerin Analizi……….... 47

BÖLÜM 4 BULGULAR VE YORUMLAR……….. 49

4.1. Tanımlayıcı Bulgular ve Yorumlar……… 49

4.1.1. Cinsiyet………. 49

4.1.2. Okul Türü………... 50

4.1.3. Sınıf Düzeyi………... 51

4.1.4. Anne/Baba Eğitim Durumu………. 52

4.1.5. Kardeş Sayısı……… 53

4.1.6. Aile Gelir Durumu………. 54

4.1.7. Bilgi ve İletişim Teknolojilerine Sahip Olma Durumu……... 55

4.1.8. Bilgisayar Kullanım Yılı……… 55

4.1.9. Bilgisayar Bilgilerini Öğrenme Kaynakları………... 56

4.1.10. İnternete Bağlanma Yeri………... 57

4.1.11. İnterneti Kullanma Sıklığı……….. 58

4.1.12. İnternet Kullanma Süresi………... 59

4.1.13. İnterneti Kullanım Amacı……… 60

4.2. Hipotezlere Yönelik Bulgular ve Yorumlar………... 61

4.2.1. Kişisel Özelliklere Göre Sanal Zorba/Kurban Olma Durumunun İncelenmesi………. 62

4.2.2. Bilgi ve İletişim Teknolojilerine Sahip Olma Durumlarına Göre Sanal Zorba/Kurban Olma Durumları……….. 90

(10)

viii

4.2.3. Bilgisayar Kullanım Yılına Göre Sanal Zorba/Kurban

Olma Durumları………. 98 4.2.4. Bilgisayar Kullanımını Öğrendiği Yere Göre Sanal

Zorba/Kurban Olma Durumları………... 103 4.2.5. İnternete Bağlandığı Yere Göre Sanal Zorba/Kurban

Olma Durumları………. 118 4.2.6. İnterneti Kullanma Süresine Göre Sanal Zorba/Kurban

Olma Durumları………. 128 4.2.7. İnterneti Kullanma Amacına Göre Sanal Zorba/Kurban

Olma Durumları………. 138

BÖLÜM 5

SONUÇLAR VE ÖNERİLER………. 176

5.1. Sonuçlar………. 176 5.1.1. Kişisel Özellikler ile Sanal Zorba/Kurban Olma

Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar……….. 176 5.1.2. Bilgi ve İletişim Teknolojilerine Sahip Olma ile Sanal

Zorba/ Kurban Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar………. 180 5.1.3. Bilgisayar Kullanım Yılı ile Sanal Zorba/ Kurban

Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar………... 182 5.1.4. Bilgisayar Kullanımının Öğrenildiği Yer ile Sanal

Zorba/ Kurban Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar………. 183 5.1.5. İnternete Bağlanılan Yer ile Sanal Zorba/ Kurban Olma

Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar……….. 186 5.1.6. İnterneti Kullanma Süresi ile Sanal Zorba/ Kurban Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar……….. 188 5.1.7. İnterneti Kullanma Amacı ile Sanal Zorba/ Kurban Olma Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar……….. 189

5.2. Öneriler………..……… 196

(11)

ix

KAYNAKLAR………..………..………….. 198

EKLER……….. 207

EK 1. ÇALIŞMA EVRENİNDEKİ TOPLAM OKUL VE

ÖĞRENCİ SAYILARI………..……… 208 EK 2. ÖRNEKLEME DÂHİL EDİLEN OKULLAR VE ÖĞRENCİ

SAYILARI………..……… 211 EK 3. VERİ TOPLAMA ARACI………..……… 212 EK 4. SANAL ZORBA/KURBAN ANKETİ KULLANIM İZNİ………….. 216 EK 5. EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DİLEKÇESİ………. 217 EK 6. BOLU İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA İZNİ…… 218

(12)

x TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Araştırma Grubunun Cinsiyete Göre Dağılımı……… 50 Tablo 2. Araştırma Grubunun Okul Türüne Göre Dağılımı………….. 50 Tablo 3. Araştırma Grubunun Sınıf Düzeylerine Göre Dağılımı…….. 51 Tablo 4. Araştırma Grubunun Anne/Baba Eğitim Durumuna Göre

Dağılımı………. 52 Tablo 5. Araştırma Grubunun Kardeş Sayısına Göre Dağılımı…….... 53 Tablo 6. Araştırma Grubunun Aile Gelir Durumuna Göre Dağılımı…. 54 Tablo 7. Araştırma Grubunun Sahip Oldukları Teknolojilere Göre

Dağılımı………. 55 Tablo 8. Araştırma Grubunun Bilgisayar Kullanım Yılına Göre

Dağılımı………..……….. 56 Tablo 9. Araştırma Grubunun Bilgisayar Bilgilerini Öğrenme

Kaynaklarına Göre Dağılımı……….. 57 Tablo 10. Araştırma Grubunun İnternete Bağlandığı Yere Göre

Dağılımı………..……… 58 Tablo 11. Araştırma Grubunun İnternet Kullanma Sıklığına Göre

Dağılımı………..……… 58 Tablo 12. Araştırma Grubunun İnterneti Kullanma Süresine Göre

Dağılımı………..……… 59 Tablo 13. Araştırma Grubunun İnterneti Kullanım Amacına Göre

Dağılımı………..……… 60 Tablo 14. Anketin Alt Faktörleri ve Faktörlere Dâhil Olan Sorular….. 61 Tablo 15. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Cinsiyete Göre

Karşılaştırılması………..……….. 63 Tablo 16. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Anne Eğitim

Durumlarına Göre Karşılaştırılması………... 66 Tablo 17. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Anne Eğitim

Durumlarına Göre Karşılaştırılması (ANOVA) …………... 67 Tablo 18. Sanal Zorbalık Durumlarının Anne Eğitim Düzeyine Göre

Çoklu Karşılaştırılması………..………... 68

(13)

xi

Tablo 19. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Baba Eğitim

Durumlarına Göre Karşılaştırılması………... 71 Tablo 20. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Baba Eğitim

Durumlarına Göre Karşılaştırılması (ANOVA) …………... 72 Tablo 21. Sanal Zorba Olma Durumlarının Baba Eğitim Düzeyine

Göre Çoklu Karşılaştırılması………..………. 73 Tablo 22. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Kardeş Sayılarına

Göre Karşılaştırılması………..……… 76 Tablo 23. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Kardeş Sayılarına

Göre Karşılaştırılması (ANOVA) …………..……… 77 Tablo 24. Alt Faktörlere Göre Sanal Zorba Olma Durumlarının

Kardeş Sayısına Göre Çoklu Karşılaştırılması………. 78 Tablo 25. Sanal Kurban Olma Durumlarının Kardeş Sayısına Göre

Çoklu Karşılaştırılması………..………... 80 Tablo 26. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Aile Gelir

Düzeyine Göre Karşılaştırılması………. 82 Tablo 27. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Aile Gelir

Düzeyine Göre Karşılaştırılması (ANOVA) ………. 83 Tablo 28. Sanal Zorba Olma Durumlarının Ailenin Gelir Düzeyine

Göre Çoklu Karşılaştırılması………..………. 84 Tablo 29. Sanal Kurban Olma Durumlarının Ailenin Gelir Düzeyine

Göre Çoklu Karşılaştırılması………... 88 Tablo 30. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Bilgisayara

Sahip Olma Durumuna Göre Karşılaştırılması………….... 91 Tablo 31. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının İnternet Bağlantısına Sahip Olma Durumuna Göre Karşılaştırılması……… 93 Tablo 32. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Cep Telefonuna

Sahip Olma Durumuna Göre Karşılaştırılması……... 96 Tablo 33. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Bilgisayar

Kullanım Yılına Göre Karşılaştırılması………... 99 Tablo 34. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının Bilgisayar

Kullanım Yılına Göre Karşılaştırılması (ANOVA)... 100

(14)

xii

Tablo 35. Sanal Zorba Olma Durumlarının Bilgisayar Kullanım

Yılına Göre Çoklu Karşılaştırılması………... 101 Tablo 36. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, Bilgisayarı Kendi

Kendine Öğrenme Durumuna Göre Karşılaştırılması….... 104 Tablo 37. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, Bilgisayarı Okuldan

Öğrenme Durumuna Göre Karşılaştırılması……….... 107 Tablo 38. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, Bilgisayarı

Arkadaşlardan Öğrenme Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 110 Tablo 39. Sanal Kurban Olma Durumlarının, Bilgisayarı Kurslardan

Öğrenme Durumuna Göre Karşılaştırılması………. 112 Tablo 40. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, Bilgisayarı

Kitaplardan Öğrenme Durumuna Göre Karşılaştırılması… 114 Tablo 41 Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, Bilgisayarı Diğer

Yerlerden Öğrenme Durumuna Göre Karşılaştırılması….. 116 Tablo 42. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnternete Evden

Bağlanma Durumuna Göre Karşılaştırılması……… 119 Tablo 43. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnternete Okuldan

Bağlanma Durumuna Göre Karşılaştırılması………... 122 Tablo 44. Sanal Zorba Olma Durumlarının, İnternete İnternet Kafeden

Bağlanma Durumuna Göre Karşılaştırılması……… 125 Tablo 45. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının İnternet Kullanım

Süresine Göre Karşılaştırılması………... 129 Tablo 46. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının İnternet Kullanım

Süresine Göre Karşılaştırılması (ANOVA) …………... 130 Tablo 47. Sanal Zorba Olma Durumlarının İnternet Kullanım Süresine

Göre Çoklu Karşılaştırılması………... 131 Tablo 48. Sanal Kurban Olma Durumlarının İnternet Kullanım Süresine

Göre Çoklu Karşılaştırılması………... 135 Tablo 49. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Bilgi

Edinme Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 139

(15)

xiii

Tablo 50. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Eğitim/Ders/ Araştırma Amacıyla Kullanma Durumuna

Göre Karşılaştırılması………... 141 Tablo 51. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Dosya/

Program İndirme Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 145 Tablo 52. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Haber

Okuma Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 149 Tablo 53. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Oyun

Oynama Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 152 Tablo 54. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Müzik

Dinleme Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 155 Tablo 55. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Film

İzleme Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması……….... 158 Tablo 56. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti Yeni

İnsanlarla Tanışma Amacıyla Kullanma Durumuna

Göre Karşılaştırılması………... 162 Tablo 57. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti

Haberleşme Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 166 Tablo 58. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti

Sohbet Etme Amacıyla Kullanma Durumuna Göre

Karşılaştırılması………... 169 Tablo 59. Sanal Zorba/Kurban Olma Durumlarının, İnterneti

Vatandaşlık Hizmetlerinden Yararlanma Amacıyla

Kullanma Durumuna Göre Karşılaştırılması……….... 172

(16)

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Bu bölümde, araştırma kapsamındaki problem, amaç, alt amaçlar, önem, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlara ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

1.1. Problem

Şiddet olayları her kültürde, her zaman ve her yaştaki bireyler arasında kendini gösteren problemler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Okullarımızda son zamanlarda artan şiddet ve zorbalık olayları önemli toplumsal sorunlar olarak görülmektedir (Olweus,1993). Olweus’a (1999) göre şiddet, bireyin fiziksel olarak ya da bir nesne kullanarak diğer bir insanı göreceli olarak ciddi sayılabilecek biçimde yaralaması ya da zarar vermesidir.

Şiddet ve zorbalık, fiziksel olarak ortaya çıktıklarında birbirine benzemekle birlikte aslında saldırganlığın iki ayrı alt boyutunu oluşturmaktadır (Totan, 2007). Okullarda meydana gelen saldırganlık olaylarının bir türü olan okul zorbalığı (school bullying), yaşça daha büyük ya da fiziksel olarak daha güçlü olan öğrencilerin kendilerinden daha güçsüz olan çocukları sürekli olarak hırpalaması, eziyet etmesi ve rahatsız etmesidir (Pişkin, 2002).

Olweus’a (1999) göre, bir saldırganca davranışın zorbalık sayılabilmesi için, kasıtlı ve zarar verme amacı gütmesi, devamlı olarak ortaya çıkması ve ortada bir güç dengesizliğinin olması gerekmektedir. Akran zorbalığı, araştırmacılar tarafından, Olweus’un (1993) sınıflandırması temel alınarak doğrudan ve dolaylı zorbalık olarak sınıflandırılmaktadır. Fiziksel ve sözel saldırı doğrudan zorbalık olarak ele alınırken, dolaylı zorbalık,

(17)

sosyal/ilişkisel saldırı davranışlarını içermektedir. Doğrudan uygulanan akran zorbalığı, kurbana yönelik yapılan açık saldırıyı; dolaylı zorbalık ise, kurbanı sosyal olarak yalnız bırakma, gruptan dışlama, dedikodu yayma, gibi davranışları içerir (Ayas, 2008).

Yapılan araştırmalara göre öğrenciler akranları tarafından sıkça zorbalık olaylarına maruz kalmaktadır. Besag’a (1995) göre, dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan araştırmalardan çıkarılacak sonuç, öğrencilerin en az

%10’unun okul yaşamının belli bir döneminde zorba ya da kurban olarak, zorbalık olayına karıştığıdır (Akt. Ayas, 2008). Hoover ve Olsen’e (2001) göre, Amerikan okullarındaki öğrencilerin %15’inden fazlası sıklıkla akranları tarafından zorbalığa uğramaktadır (Akt. Li, 2007). Rigby’ye (1997) göre Avustralya’da yedi öğrenciden biri haftada en az bir kez zorbalıkla karşılaşmaktadır (Akt. Kartal ve Bilgin, 2007). Maynard ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada, gençlerin %60’ı okulda zorbalığa uğradıklarını belirtmişlerdir (Akt. Campbell, 2005).

Bilgi ve iletişim teknolojileri, özellikle internet, insanların her geçen gün artan bilgiye ulaşma, bilgiyi saklama ve paylaşma gereksinimine yanıt vermesi özelliği ile yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmuştur (Erdur- Baker ve Kavşut, 2007). Yapılan araştırmalar da bunu doğrular biçimdedir. Bir araştırmada 2003 yılında Amerika’daki gençlerin üçte birinin, Avrupa’daki gençlerin yaklaşık yarısının kendi cep telefonlarına sahip olduğu belirlenmiştir (Beran ve Li, 2005). Amerika’daki başka bir araştırmada öğrencilerin yaklaşık %50’sinin kendi cep telefonuna, %97’sinin internet erişimine sahip olduğu tespit edilmiştir (Kowalski ve Limber, 2007). Kanada’da yapılan bir araştırmaya göre, öğrencilerin %23’ünün kendi cep telefonuna sahip olduğu ve bu telefonların %44’ünün internet erişimi sağladığı, %56’sının mesajlaşmaya müsait olduğu, %17’sinin kameralı telefon olduğu belirlenmiştir (Belsey, 2006). Cassidy, Jackson ve Brown (2009)’un çalışmasında öğrencilerin %23’ünün evinde 1 tane bilgisayar, %35’inin evinde 2 tane bilgisayar ve %40’ının evinde 3 ve daha fazla bilgisayar olduğu ortaya çıkmıştır. Türkiye genelinde 2007 yılında yapılan “İnternet Kullanımı ve Aile Araştırması” nda, ailelerin %79’unun evinde bilgisayar bulunduğu,

(18)

katılımcıların yarısından fazlasının, interneti en az günde bir kez kullandığı belirlenmiştir.

Ergenler arasında en sık kullanılan elektronik iletişim araçları arasında cep telefonları, elektronik posta (e-posta), anlık mesajlaşma (IM) ve blog kullanımı, sohbet odaları, web sayfaları, çevrimiçi duyuru panoları sayılabilir (Campbell, 2005). Eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması, tüm konuların öğrenilmesinde olumlu etkiler sağlamaktadır (Li, 2007). Her ne kadar sınıfta bilgisayar kullanımının öğrenme üzerinde olumlu etkileri olsa ve cep telefonları öğrenci etkileşimini arttırsa da bu teknolojilerin okul ve toplum için yeni sorunlar getirmesi kaçınılmazdır (Yu, 2002; Akt. Beran ve Li, 2005).

Teknolojik araçların kötüye kullanılması ile okullarda görülen akran zorbalığı biçim değiştirerek, yeni bir zorbalık türü olarak ortaya çıkmaya başlamıştır.

Siber zorbalık ya da sanal zorbalık, birey ya da bir grubun, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak, başkalarına zarar vermek amacıyla yaptığı kasti, tekrarlayan ve düşmanca davranışları kapsamaktadır (Belsey, 2006).

Beran ve Li’ye (2005) göre sanal zorbalık, özellikle cep telefonları, çağrı cihazları, e-posta, anlık ileti gibi çeşitli teknoloji formlarının, birey ya da grup tarafından kasıtlı olarak başkalarını taciz etmek için kullanılmasıdır.

Sanal zorbalık farklı biçimlerde yapılabilir. Belsey’in (2006) ifade ettiği gibi sanal zorbalık, cep telefonu ile SMS ve MMS göndererek, IM, blog, kişisel web siteleri ile çevrimiçi oy kullanma siteleri kullanarak meydana gelebilir. İnternet üzerinden dedikodu yapmak, bir başkası ile alay etmek, gurur kırıcı söz söylemek, bilerek virüslü e-posta göndermek, bir başkasının resmini rızası olmadan elektronik ortamda yayınlamak sanal zorbalığa örnek olarak verilebilir (Aydoğan, Dilmaç ve Deniz, 2009). Bunların yanı sıra, başka kişiliğe bürünme, dolandırıcılık, spam, kınama mektubu (hate mail) ve diğer suç faaliyetleri gibi birçok çevrimiçi zorbalık çeşidi tanımlamışlardır (Akt.

Beran ve Li, 2005). Sanal zorbalık, zorbalık olaylarının alçakça bir biçimidir.

Cep telefonu ile veya internet aracılığı ile kurulan iletişim, kimliğin gizlenebilmesi avantajı nedeniyle, zorbaları harekete geçirmekte ve sanal zorbalık olaylarını tetiklemektedir. Sanal zorbalar kolaylıkla farklı bir kimliğin

(19)

arkasına gizlenebildiklerinden ve eylemlerini doğrulamak zorunda olmadıklarından, eylemlerinden ötürü cezalandırılmaktan korkmazlar (Belsey, 2006).

Gençler sanal zorbalığa farklı şekillerde dâhil olabilirler. Sanal zorbalığı yaparak sanal zorba, zorbalığa maruz kalarak sanal kurban, hem sanal zorba hem sanal kurban veya sanal zorbalığa seyirci olabilirler.

Zorbalık olayına seyirci olan kişiler bir sonraki kurban olmaktan çekindikleri için genelde olaya müdahale etmezler (Campbell, 2005).

Beran ve Li’nin (2005) yaptıkları araştırmada öğrencilerin, e-posta, internet, mesajlaşma gibi sanal zorbalık için kullanılan birçok teknolojiden haberdar oldukları görülmüştür. Bir öğrenci, okul müdürüne e-posta yoluyla hakaret edildiğini duyduğunu belirtmiştir. Başka bir öğrenci, bir arkadaşının e- posta yoluyla ölüm tehditleri aldığını söylemiştir. Öğrencilerin neredeyse dörtte biri son zamanlarda sanal zorbalık deneyimi yaşamıştır. %35’i bu tür olayları bir ya da iki kere yaşadığını, %42’si hiç yaşamadığını belirtmiştir.

Sanal zorbalık olayı duymuş olmaları veya kurban olmalarının yanı sıra bazı öğrenciler, elektronik iletişimi, akranlarını taciz etmek için kullandıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin, %22’si bir ya da iki kez yaptığını, %4’ü her zaman yaptığını, %74’ü ise hiçbir zaman yapmadığını söylemiştir.

Avustralya’da 8 yaşındaki 120 çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada, çocukların dörtte birinden fazlası, telefon ile taciz edilen birilerini bildiklerini söylemişlerdir (Campbell, 2005). Ybarra ve Mitchell’in (2004) ABD’de yaptıkları bir çalışmada, çalışmaya katılan öğrencilerin %15’i kendilerini internet zorbası olarak tanımlamışlar, %7’si ise internet ortamında kurban olarak hedeflendiklerini belirtmişlerdir (Akt. Campbell, 2005).

Hinduja ve Patchin’in (2005) 1500 internet kullanıcısı genç üzerinde yaptığı çalışmanın sonucuna göre, katılımcıların %34.4’ü sanal zorbalığa uğramıştır. Bunların %12.6’sı tehdit edildiklerini, neredeyse %5’i güvenliklerinden endişe ettiklerini belirtmişlerdir. Çalışma sonucunda, sanal zorbalık olaylarının en fazla sohbet (chat) odalarında görüldüğü tespit

(20)

edilmiştir (%55.6). Bu oranı bilgisayar mesajları (%48.9), e-posta (%28), cep telefonu metin mesajları (%9.2) takip etmektedir.

Sanal zorbalar, kurbanları üzerinde güç kurmayı, onları kontrol altına almayı ve onlara tehlikeli bir şeyler olduğunu hissettirmeyi isterler (Belsey, 2006). Kurbanlar ise kendilerini güçsüz hissederlerse, korku duyarlarsa veya belki de bu olayı yardım olarak görürlerse, sanal süreçte kendilerini boyun eğen konumda bulurlar (Beran ve Li, 2005). Geleneksel zorbalıkta kurbanlar, genelde zorbalığa uğradıklarını başkalarına anlatmaktan çekinirler. Çünkü zorbalık olayının daha kötü bir hal almasından korkarlar. Sanal zorbalık olayına maruz kalan kurbanlar yine bu olayı yetişkinlere anlatmaktan korkarlar. Bunun nedeni, tepki görmekten, bilgisayar, internet veya cep telefonlarının kendilerinden alınmasından korkmalarıdır (Belsey, 2006).

Hinduja ve Patchin’in (2005) araştırmasına göre, sanal kurbanların %40’tan fazlası kimseye bu olaydan söz etmemiş, %14.3’ü ailelerine, öğretmenlerine ve diğer yetişkinlere maruz kaldığı sanal zorbalık olayını anlatmıştır.

Çoğu zaman sanal zorbalar, kurbanlarını tanırlar; fakat kurbanlar zorbaları tanımayabilir. Sanal zorba kurbanını, fiziksel, sözel, duygusal, psikolojik yönden taciz edebilir (Belsey, 2006). Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, sanal zorbalık olayları, kurbanlar üzerinde birçok olumsuz etki bırakmaktadır. Beran ve Li’ye (2005) göre, birçok sanal kurban, akademik başarılarını, dikkat ve yeteneklerini bozabilen üzüntü, öfke, kaygı ve korku hissettiklerini belirtmişlerdir. Hinduja ve Patchin’in (2005) araştırmasına göre, sanal kurbanların %34’ünün hüsrana uğradığı, %30.6’sının kızgınlık,

%21.8’inin üzüntü duyduğu belirtilmiştir.

Alandaki birçok çalışma geleneksel zorbalıkta kız ve erkeklerin yakın oranda kurban seçildiklerini göstermektedir (Campbell, 2005). Bazı araştırmalarda, erkek öğrencilerin kızlara göre daha fazla sanal zorba veya sanal kurban olduğu araştırmalara rastlanmışsa da (Li, 2006; Kowalski ve Limber, 2007; Erdur-Baker ve Kavşut, 2007; Arıcak ve diğerleri, 2008; Topçu, 2008; Wang, Iannotti, ve Nansel 2009; Burnukara, 2009; Dilmaç, 2009;

Erdur-Baker, 2010; Yalın, Bayır ve Numanoğlu, 2010; Deryakulu ve

(21)

Büyüköztürk, 2010; Erdur-Baker ve Tanrıkulu, 2010), kızların daha fazla sanal zorba veya sanal kurban olduğu araştırmalar da vardır (Li, 2007;

Kowalski ve Limber, 2007; Wang ve diğerleri, 2009; Hoff ve Mitchell, 2009).

Bunun yanı sıra bazı araştırmacılar ise cinsiyet ile sanal zorbalığa maruz kalma arasında ilişki olmadığını ifade etmektedirler (Hinduja ve Patchin, 2005; Beran ve Li, 2005; Li, 2006; Smith ve diğerleri, 2008; Burnukara, 2009;

Varjas, Henrich, ve Meyers, 2009; Rivers ve Noret, 2009; Yalın ve diğerleri, 2010; Erdur-Baker ve Tanrıkulu, 2010).

Literatürde sanal zorbalığın sınıf düzeyine göre değişmediği yönünde araştırmalara rastlanmıştır (Beran ve Li, 2005; Erdur-Baker ve Kavşut, 2007;

Slonje ve Smith, 2008; Wang ve diğerleri, 2009; Varjas ve diğerleri, 2009;

Burnukara, 2009; Yalın ve diğerleri, 2010 )

Gençlerin teknoloji kullanımı günden güne artmaktadır. Bazı araştırmalar bilgi ve iletişim teknolojileri ile sanal zorbalık arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğundan söz etmektedir (Campbell, 2005; Keith ve Martin, 2005; Gillespie, 2006; Li, 2007; Erdur-Baker ve Kavşut, 2007; Hummell, 2007; Topçu, 2008, Topçu, Erdur-Baker ve Çapa-Aydın, 2008; Arıcak ve diğerleri, 2008; Wang ve diğerleri, 2009; Burnukara, 2009; Vandebosch ve Van Cleemput, 2009; Erdur-Baker, 2010; Yalın ve diğerleri, 2010; Deryakulu ve Büyüköztürk, 2010).

Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır. İlköğretim kademesindeki öğrencilerin “Bilişim Teknolojileri” dersi kapsamındaki etkinliklerle orta düzeyde bilgisayar okuryazarı olmaları hedeflenmektedir. Öğrencilere, bilgi ve iletişim teknolojilerini etik kurallara uygun biçimde kullanma alışkanlığının kazandırılması büyük önem taşımaktadır. Sanal zorbalığın önlenmesinin öncelikli koşullarından birisi de öğrencilere bu alışkanlığın ve farkındalığın kazandırılmasıdır. İlgili literatür incelendiğinde, Türkiye’de sanal zorbalığı konu edinen araştırmaların ve çalışmaların sayısının yok denecek kadar az olduğu görülmektedir. Bu nedenle ilköğretim okullarında karşılaşılan sanal

(22)

zorbalık olayları, sıklığı ve boyutlarının hangi düzeyde olduğunu belirlemeye yönelik araştırmalara gereksinim vardır.

1.2. Amaç

Araştırmanın genel amacı; ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin, kişisel özellikleri ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma durumlarını belirlemek; öğrencilerin sanal zorba ve sanal kurban olma durumlarını ortaya koymaktır. Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranacaktır:

1- İlköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin kişisel özellikleri ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma durumları nedir?

2- Öğrencilerin sanal zorba ve sanal kurban olma durumları;

2.1. Kişisel özelliklere (cinsiyet, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, kardeş sayısı, aile gelir düzeyi) göre,

2.2. Bilgi ve iletişim teknolojilerine (bilgisayar, internet bağlantısı, cep telefonu) sahip olma durumuna göre,

2.3. Bilgisayar kullanım yılına göre,

2.4. Bilgisayar bilgilerini öğrenme kaynaklarına (kendi kendine, okul, arkadaşlar, kurslar, kitaplar, diğer yerler) göre,

2.5. İnternete bağlanma yerine (ev, okul, internet kafe) göre, 2.6. İnterneti kullanma süresine göre,

2.7. İnterneti kullanım amacına (bilgi edinme, eğitim/ders/araştırma, dosya/program indirme, haber okuma, oyun oynama, müzik dinleme, film izleme, yeni insanlarla tanışma, haberleşme, sohbet etme, vatandaşlık hizmetlerinden yararlanma) göre

anlamlı fark göstermekte midir?

(23)

1.3. Önem

Okul zorbalığı ile ilgili çalışmalar Olweus’dan (1970) beri yapılıyor olmasına karşın, sanal zorbalık ile ilgili az sayıda çalışma vardır. Çoğu öğretmen ve yönetici okul zorbalığı probleminin farkında olmasına rağmen, çok azı elektronik iletişim yoluyla ortaya çıkan sanal zorbalığın farkındadır (Beran ve Li, 2005). Sayısı ve ciddiyeti giderek artan sanal zorbalık olayları eğitimcileri, araştırmacıları, yönetici ve bilirkişileri harekete geçirmelidir (Li, 2007). Okullarda teknolojinin doğru kullanımını sağlamak için, öğretmen ve yöneticilerin sanal zorbalık, çeşitleri ve boyutları ile ilgili bilgilendirilmesi ve sonucunda öğrencilere, bu doğru kullanımın nasıl olması gerektiğinin öğretilmesi gerekmektedir (Beran ve Li, 2005).

Sanal zorbalık konusu Avustralya, Yeni Zelanda, ABD, Kanada, Japonya, İngiltere ve daha birçok ülkede büyüyen bir problem olmasına rağmen gerektiği kadar ilgi görmemekte ve araştırma literatüründe yeterince yer almamaktadır (Campbell, 2005). Türkiye’de henüz adı konulmasa da sanal zorbalık ve internetin öğrenciler üzerindeki olumsuz etkileri görsel ve yazılı basında sıklıkla yer almaktadır (Erdur-Baker ve Kavşut, 2007). Buna rağmen Türkiye’de bu konu ile ilgili geniş kapsamda bir araştırma yapılmadığı görülmektedir.

Şu ana kadar bu konuyla ilgili ayrıntılı bir araştırma yapılmamış olması açısından da bu araştırma önem taşımaktadır. Bu konuda duyulan eksiklik araştırmacıyı bu konuda çalışma yapmaya yönlendirmiştir. Bu çalışma bundan sonra yapılabilecek olan araştırmalara kaynak olacaktır ve bu araştırmaların geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.

1.4. Varsayımlar

Veri toplama aracına verilen cevapların, var olan durumu ortaya koymayı sağlayacak kapsamda olduğu varsayılmıştır.

(24)

Bolu ili merkez ve ilçelerindeki ilköğretim okullarından seçilen öğrencilerle oluşturulan örneklem grubunun, evreni temsil edecek nitelik ve niceliğe sahip olduğu varsayılmıştır.

6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin, soruları içtenlikle cevapladıkları varsayılmıştır.

1.5. Sınırlılıklar

Araştırmanın evrenini Bolu ili merkez ve ilçelerindeki özel ve resmi okullarında öğrenim gören 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Ancak, böyle bir çalışmanın ekip çalışması gerektirmesi ve çok uzun zaman alacak olması nedeniyle daha sınırlı bir grupla çalışma yapılması uygun görülmüştür. Araştırma, Bolu ili merkez ve ilçelerinden tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenen 24 tane ilköğretim okulunun 6, 7 ve 8. sınıflarında eğitim-öğretim gören öğrencilerle sınırlıdır.

Bu araştırma, 2009-2010 eğitim-öğretim yılında Bolu ili merkez ve ilçelerinden seçilen ilköğretim okullarında eğitim-öğretim gören 6, 7 ve 8.

sınıflardan oluşan örneklem grubundan elde edilen veriler üzerinde yapılmıştır.

Bu araştırma, problemin ortaya konmasında literatür taraması, görüşlerin alınmasında ise kullanılacak veri toplama araçları ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Zorbalık: Bir kişinin diğerine sataşması, rahatsızlık vermesi, başına bela olması anlamında kullanılmaktadır (Olweus, 1993).

(25)

Sanal Zorbalık: Birey ya da bir grubun, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak, başkalarına zarar vermek amacıyla yaptığı kasti, tekrarlayan ve düşmanca davranışları kapsamaktadır (Belsey, 2006).

Elektronik posta: Kısaca e-posta (İngilizce e-mail) ya da ileti, internet üzerinden gönderilen dijital mektuptur (http://tr.wikipedia.org).

Instant Messaging (IM): Anında mesajlaşma, bir bilgisayar programı sayesinde, üye olarak, listenize eklediğiniz kişilerle gerçek zamanlı görüşme imkânıdır. Program özelliğine bağlı olarak görüntülü ve sesli görüşme imkânı da olabilir. En bilinen anında mesajlaşma programları, ICQ, MSN Messenger (Windows Live Messenger), Yahoo Messenger ve AOL Messenger'dır (http://www.babylon.com).

SMS: Kısa mesaj anlamına gelir. 160 karakter ile cep telefonundan yazılı olarak gönderilen metinlerdir (http://tr.wikipedia.org).

MMS: Mobil Çoklu Ortam Mesajlaşma Hizmeti anlamına gelir. Cep telefonu ile fotoğraflı, sesli, animasyonlu ve videolu mesajların yollanmasına olanak tanır (http://tr.wikipedia.org).

Forum: Elektronik ortamda yaratılmış bir tartışma platformu ve paylaşım sistemidir. Yeni bir konu başlığı yaratılır. Yaratılan konu başlığına diğer kullanıcılar yorumlarını (cevaplarını) yazarak fikirlerini beyan ederler.

Ya da hali hazırda bulunan bir konu başlığı veya tartışma konusu üzerinde fikirlerini sunabilirler (http://tr.wikipedia.org).

Blog (Web günlüğü): Genellikle güncelden eskiye doğru sıralanmış yazı ve yorumların yayınlandığı, web tabanlı bir yayını belirtir (http://tr.wikipedia.org).

(26)

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde, geleneksel zorbalık, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı ve sanal zorbalık ile ilgili bilgilere yer verilmiş; sanal zorbalıkla ilgili ulusal ve uluslararası araştırmalar ele alınmıştır.

2.1. Geleneksel Zorbalığın Tanımı ve Boyutları

Okulda şiddet olayları birçok ülkede ciddi bir toplumsal problem durumundadır (Li, 2007). Batıda 1970’lerde Skandinavya ile başlayan çözüm arayışları, 1980- 1990’larda Japonya, İngiltere, Hollanda, Kanada, ABD ve Avusturalya gibi ülkelerde halkın ve bazı araştırmacıların ilgisini çekmiştir (Olweus,1993). Önceleri okullarda şiddet ve zorbalık, dikkat edilmesi gereken bir problem değil, çocukluğun temel ve doğal bir parçası olarak değerlendirilmiştir (Limber ve Small, 2003). Son yıllarda bu görüş değişmiştir.

Yapılan araştırmalar okullardaki şiddet olaylarının temeli olarak çocukluk dönemindeki şiddet davranışlarını irdelemekte, şiddetin büyümenin doğal bir parçası olmadığını vurgulamaktadır (Güvenir, 2005).

Araştırmalarda zorbalık genellikle şiddet veya saldırganlıkla karıştırılmaktadır (Rigby, 2002; Akt. Totan, 2007). Aslında şiddet ve zorbalık, saldırganlığın iki ayrı alt boyutunu oluşturmaktadır (Akt. Totan, 2007).

Zorbalıkla şiddet, fiziksel olarak ortaya çıktıklarında birbirine benzemekle birlikte zorbalık, kurbanla zorba arasındaki güç dengesizliğini

(27)

gerektirmesi ve tekrarlı olması gibi ayırt edeci özellikleri açısından şiddet ile birbirlerinden tamamen ayrılmaktadır (Olweus, 1999).

Olweus (1999), bir eylemin zorbalık olarak tanımlanabilmesi için şu üç temel ölçütün olması gerektiğini vurgulamaktadır:

1. Kasıtlı olarak zarar verme amacı güden saldırgan davranışlar olması,

2. Süreklilik özelliği taşıması, bir başka deyişle zorbanın bu tür eylemleri bir kez değil, devamlı bir biçimde yapması,

3. Taraflar arasında eşit olmayan güç dengesinin olması.

Olweus’a (1993) göre zorbalık, akranlar arasındaki kasıtlı ve tekrarlayan saldırganlık olarak tanımlanmaktadır (Akt. Erdur-Baker, 2010).

Roland’a (1989) göre zorbalık, bir birey veya grup tarafından, kendisini koruyamayacak durumda olan kişiye karşı yapılan, fiziksel veya psikolojik sonuçları olan ve süreklilik arz eden bir şiddet türüdür (Akt. Alper, 2008).

Besag’a (1989) göre zorbalık, gücü elinde bulunduran bireylerin, kendi kazanç ve çıkarları için, karşı koyacak gücü olmayanlara karşı fiziksel, psikolojik, sosyal veya sözel düzlemde cereyan eden mağdura stres ve acı veren ve tekrarlanma özelliği gösteren saldırılardır (Akt. Pişkin, 2002).

Schuster (1999) zorbalığı, bireyin kendini savunamadığı, zaman içinde uzun periyotlarda süregelen bir veya birden çok bireyin doğrudan veya dolaylı olarak meydana getirdiği, kasıt içeren tüm saldırgan davranışlar olarak betimlemektedir (Akt. Totan, 2008).

Bosworth ve Espelage (1999) zorbalığı, bir ya da daha fazla öğrencinin, kendilerinden güçsüz ve kendisini koruyamayacak durumdaki öğrenci ya da öğrenci grubunu kasıtlı ve sürekli bir biçimde rahatsız etmeleri sonucunda; karşıdaki öğrenci ya da öğrenci grubunda fiziksel, psikolojik ve

(28)

sosyal zararlara neden olabilecek davranışlardan oluşan bir saldırganlık türü olarak tanımlamıştır (Akt. Koç, 2006).

Okul zorbalığı, hem kurban hem de zorba konumundaki bireylerin, okul başarılarını, olumlu soysal becerilerini, psikolojik durumlarını etkileyen, ergenler arasındaki problematik davranışlar olarak da tanımlanmaktadır (Wang ve diğerleri, 2009).

Başka bir tanımda ise saldırganlığın alt boyutu olarak zorbalık fiziksel ve psikolojik zarar vermeye neden olan genellikle saldırganca ve tekrarlı olan davranışlar olarak tanımlanmaktadır (Thompson, 1991; Akt. Totan, 2008).

Okullarda meydana gelen saldırganlık olaylarının bir türü olan okul zorbalığı (school bullying), yaşça daha büyük ya da fiziksel olarak daha güçlü olan öğrencilerin, kendilerinden daha güçsüz olan çocukları sürekli olarak hırpalaması, eziyet etmesi ve rahatsız etmesidir (Pişkin, 2002).

Güvenir (2005) ise, zorbalıktan “akran istismarı” olarak bahsetmektedir.

Bazı araştırmacılar diğer bireylere kasıtlı olarak yapılan tüm saldırganca davranışları zorbalık olarak tanımlarken, bazı araştırmacılar ise doğrudan, tekrarlı olarak meydana gelen ve içinde kasıt olan saldırgan davranışları zorbalık olarak tanımlamaktadır (Totan, 2008).

Yapılan araştırmalara göre öğrenciler, akranları tarafından sıkça zorbalık olaylarına maruz kalmaktadır. Rigby’e (1997) göre Avustralya’da yedi öğrenciden biri haftada en az bir kez zorbalıkla karşılaşmaktadır (Akt.

Kartal ve Bilgin, 2007). Maynard ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada, gençlerin %60’ı okulda zorbalığa uğradıklarını belirtmişlerdir (Akt. Campbell, 2005). Karaman-Kepenekçi ve Çınkır (2006), 2000-2001 öğretim yılı içerisinde Ankara’da 5 genel liseye devam eden 693 öğrenci üzerinde yaptıkları araştırmalarında örneklemin tümünün öğretim yılı içerisinde bir veya birden çok kez zorbalığa maruz kaldığını rapor etmişlerdir. Totan’ın

(29)

(2008) Türkiye’de, lise öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada, 595 ergenin

%11.26’sı zorba, %12.77’si kurban, %8.07’si zorba/kurban, %67.90’ı zorbalık olaylarına katılmayan ergen olarak belirlenmiştir. Toplamda katılımcıların

%32.10’unun zorbalığa farklı statülerde katıldığı hesaplanmıştır. Alper’in (2008) Türkiye’de, ilköğretim öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmasında, haftada bir defadan az fiziksel zorbalığa maruz kalanlar, grubun %17.6’sını;

haftada bir defa fiziksel zorbalığa maruz kalanlar, grubun %17.6’sını; haftada 2-4 defa arası fiziksel zorbalığa maruz kalanlar, grubun %9.6’sını; haftada 5 defadan fazla fiziksel zorbalığa maruz kalanlar ise grubun %7.6’sını oluşturmaktadır.

Türkiye’de yapılan araştırmalarda öncelik sırasına göre en çok sözel, fiziksel, duygusal ve cinsel içerikli zorbalık türlerinin gözlendiği bulgulanmıştır (Karaman-Kepenekçi ve Çınkır, 2006). Pişkin ve Ayas (2005) tarafından lise öğrencileriyle yaptıkları çalışmada, kurbanların altı ayda en az bir kez maruz kaldıkları zorbalık türleri sırasıyla sözel (%16.9), fiziksel (%15.3), iftira, dedikodu ve söylenti (%10.9), gruptan dışlama (%9.1) ve eşyalara zarar verme (%8.8) olarak bulunmuştur. Zorbaların yaptıkları zorbalık türleri incelendiğinde ise sırasıyla sözel (%21.2), fiziksel (%20.2), gruptan dışlama (%8.6), eşyalara zarar verme (%6.7) ve iftira, dedikodu ve söylenti (%6) olarak bulunmuştur.

Birçok araştırmada Olweus’un (1993) yaptığı sınıflama temel alınarak zorbalığın, doğrudan zorbalık (direct bullying) ve dolaylı zorbalık (indirect bullying) olarak iki boyuta ayrıldığından söz edilmektedir. Doğrudan zorbalık, fiziksel (vurma, itme, tekmeleme, tükürme) ve sözel saldırı (isim takma, küfürlü dil kullanma, alay etme, onurunu zedeleme, küçük düşürme, iğneleme, hakaret etme) davranışlarını içerirken, dolaylı zorbalık, sosyal/ilişkisel saldırı (sosyal dışlama, söylenti yayma) davranışlarını içermektedir (Pişkin, 2002; Beran ve Li, 2005; Li, 2007; Kowalski ve Limber, 2007; Totan, 2008; Smith ve diğerleri, 2008; Wang ve diğerleri, 2009; Varjas ve diğerleri, 2009; Vandebosch ve Van Cleemput, 2009; Rivers ve Noret, 2010; Yalın ve diğerleri, 2010).

(30)

Cinsiyet değişkenin kullanıldığı araştırmalarda erkeklerin kızlardan daha fazla zorbalık yaptıkları ve zorbalığa daha fazla maruz kaldıkları, erkek çocukların daha çok fiziksel zorbalık, kız çocukların daha çok dolaylı zorbalık uygulamaya eğilimli oldukları; ayrıca erkeklerin çeşitli sınıflardan hem kız hem erkek öğrencilere zorbaca davranışlarda bulunurken kız öğrencilerin daha çok kendi sınıfındaki veya aynı yaştaki kız öğrencilere zorbaca davranışlarda bulundukları tespit edilmiştir (Akt. Ayas, 2008).

Pateraki ve Houndoumadi’ye (2001) göre özellikle vurma, dövme, tekme atma biçimindeki doğrudan yapılan zorbalıklara daha çok küçük yaştaki öğrencilerin; buna karşın isim takılma, alay edilme, dalga geçilme türü zorbalıklara ise daha çok büyük sınıflardaki öğrencilerin uğradığı görülmüştür (Akt. Pişkin, 2002). Türkiye’de yapılan çalışmaların da literatürle tutarlı olduğu, yaşın artmasıyla birlikte zorbalık olaylarının azaldığı görülmektedir (Ayas, 2008).

2.2. Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Kullanımı

Ergenler arasında en sık kullanılan elektronik iletişim araçları arasında cep telefonları, elektronik posta (e-posta), anlık ileti (IM) ve blog kullanımı, sohbet odaları, web sayfaları ile çevrimiçi duyuru panoları sayılabilir (Campbell, 2005).

Bilgi ve iletişim teknolojileri, özellikle internet, insanların her geçen gün artan bilgiye ulaşma, bilgiyi saklama ve paylaşma gereksinimine yanıt vermesi özelliği ile yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmuştur (Erdur- Baker ve Kavşut, 2007). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ilkokuldan üniversiteye kadar neredeyse bütün öğrenciler tarafından kullanıldığı bir gerçektir (Yalın ve diğerleri, 2010).

Bir araştırmada, 2003 yılında Amerika’daki gençlerin üçte birinin, Avrupa’daki gençlerin yaklaşık yarısının kendi cep telefonlarına sahip olduğu

(31)

belirlenmiştir (Beran ve Li, 2005). Kanada İstatistikleri’ne (2004) göre, Kanada’daki ilkokulların %98’i ve ortaokulların %99’u internet erişimli bilgisayara sahiptir. Öğretmen ve öğrencilere tahsis edilen yaklaşık 1 milyon bilgisayarın %90’ında internet erişimi mevcuttur. Neredeyse her öğrenci elektronik iletişimin bir biçimi olan bilgisayar teknolojisini kullanabilmektedir (Akt. Beran ve Li, 2005).

Belsey’in (2006) Kanada’da yaptığı araştırmaya katılan 4. sınıf öğrencilerinin %20’si, kendi bilgisayarlarından internete bağlandıklarını belirtmişlerdir. Bu oran 11. sınıflarda %51’e çıkmaktadır. Aynı araştırmaya katılan öğrencilerin %23’ünün kendi cep telefonuna sahip olduğu ve bu telefonların %44’ünün internet erişimi sağladığı, %56’sının mesajlaşmaya müsait olduğu, %17’sinin kameralı telefon olduğu belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin %22’si kendi web kameralarına sahip olduklarını belirtmişlerdir.

Kowalski ve Limber (2007), Amerika’da 6, 7 ve 8. sınıfa devam eden öğrenciler üzerinde yaptıkları çalışmada, öğrencilerin yaklaşık %50’sinin kendi cep telefonuna, %97’sinin internet erişimine sahip olduğunu ve bu teknolojilerin çoğu öğrenci tarafından her gün kullanıldığını ifade etmişlerdir.

İngiltere’de yapılan bir araştırmada (The Mobile Life Report, 2008), 10 yaşındaki bireylerin %51’inin, 12 yaşındaki bireylerin %98’inin kendi cep telefonlarına sahip oldukları bulunmuştur (Akt. Smith ve diğerleri, 2008).

Cassidy ve diğerlerinin (2009) 6, 7, 8 ve 9. sınıf öğrencileri üzerinde yaptıkları çalışmalarında, 363 öğrencinin neredeyse tamamı (355) evlerinden internete girebildiklerini belirtmişlerdir. Bu öğrencilerden yalnızca bir tanesinin evinde bilgisayar olmadığı; geri kalan öğrencilerin %23’ünün evinde 1 tane bilgisayar, %35’inin evinde 2 tane bilgisayar ve %40’ının evinde 3 ve daha fazla bilgisayar olduğu belirlenmiştir. Aynı çalışmada, öğrencilerin yarısından fazlası (%58) kendi cep telefonlarına sahip olduklarını ifade etmişlerdir.

(32)

Tokunga (2010) çalışmasında, 4-9. sınıflara devam eden öğrencilerin

%66’sından fazlasının, yatak odalarından kolaylıkla internete girebildiklerini belirtmiştir.

Erdur-Baker ve Kavşut (2007)’un Türkiye’deki çalışmalarında, İnterneti

“hiç kullanmam” diyenlerin sayısı hayli düşük iken (%8), cep telefonu yoluyla hemen her gün mesajlaşan öğrenciler, katılımcıların yaklaşık %51’ini oluşturmaktadır.

Türkiye genelinde 2007 yılında yapılan “İnternet Kullanımı ve Aile Araştırması”nda, incelenen ailelerin %79’unun evinde bilgisayar bulunduğu, evinde iki veya daha fazla bilgisayar bulunduran ailelerin ise grubun yaklaşık

%11’ini oluşturduğu belirlenmiştir. Aynı araştırmada, ailelerde internet kullananlar, katılımcıların %76.7’sini oluştururken, çocuklar internete en fazla bağlanan grup olarak belirlenmiştir. Bu araştırmaya katılanların yarısından fazlasının (%51.13), interneti günde en az bir kez kullandığı görülmüştür.

2.3. Sanal Zorbalığın Tanımı ve Özellikleri

Eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması, öğrencilerin sosyal etkileşimini arttırmakta ve işbirlikçi öğrenme deneyimlerini çoğaltmaktadır.

Sınıftaki bilgisayarlar tüm konuların öğrenilmesinde olumlu etkiler sağlamaktadır (Li, 2007). Her ne kadar sınıfta bilgisayar kullanımının öğrenme üzerinde olumlu etkileri olsa ve cep telefonları öğrenci etkileşimini arttırsa da bu teknolojilerin okul ve toplum için yeni sorunlar getirmesi kaçınılmazdır (Yu, 2002; Akt. Beran ve Li, 2005).

Son zamanlarda teknoloji alanındaki gelişmeler ve teknolojinin gençler tarafından daha yaygın kullanılmaya başlanması, okullarda öğrencilerin göstermiş olduğu zorbalık davranışlarını teknolojiyi kullanarak gerçekleştirmelerine olanak sağlamıştır (Ayas ve Horzum, 2010). Özellikle

(33)

sosyal ilişkilerini dijital teknolojik araçları kullanarak sürdürmeye çalışan ergenler, yeni bir zorbalık türü olan, sanal zorbalıkla (cyber-bullying) karşı karşıya kalmaktadırlar (Aydoğan ve diğerleri, 2009). Yukarıda sıralanan zorbalık türlerine ek olarak teknolojik araçların kötüye kullanılması ile ortaya çıkan sanal zorbalık da son zamanlarda yaygın bir zorbalık türü olarak ele alınmaktadır (Totan, 2008). Artık yerli ve yabancı literatürde sanal zorbalık (siber zorbalık, elektronik zorbalık veya çevrimiçi zorbalık) sıklıkla yerini almaya başlamıştır (Beran ve Li, 2005; Campbell, 2005; Li, 2006; Li, 2007;

Kowalski ve Limber, 2007; Belsey, 2006; Topçu ve Erdur-Baker, 2007; Erdur- Baker ve Kavşut, 2007; Smith ve diğerleri, 2008; Topçu, 2008; Hinduja ve Patchin, 2009; Vandebosch ve Van Cleemput, 2009; Varjas ve diğerleri, 2009; Wang ve diğerleri, 2009; Dilmaç, 2009; Rivers ve Noret, 2010;

Tokunga, 2010; Ayas ve Horzum, 2010; Yalın ve diğerleri, 2010).

Mevcut literatür incelendiğinde, sanal zorbalıkla ilgili değişmez bir tanımlamanın olmadığını, araştırmacıların sanal zorbalığı farklı şekillerde tanımladığını görmekteyiz.

Ybarra ve Mitchell (2004) sanal zorbalığı, başka bir kişiye karşı çevrimiçi olarak yapılan, açık ve kasıtlı saldırganlık hareketi olarak ifade etmiştir.

Beran ve Li’ye (2005) göre sanal zorbalık, özellikle cep telefonları, çağrı cihazları, e-posta, anlık ileti gibi çeşitli teknoloji formlarının, birey ya da grup tarafından kasıtlı olarak başkalarını taciz etmek için kullanılmasıdır.

Belsey’e (2006) göre sanal zorbalık, bir birey ya da bir grubun, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak, başkalarına zarar vermek amacıyla yaptığı kasti, tekrarlayan ve düşmanca davranışları kapsamaktadır.

Patchin ve Hinduja (2006) sanal zorbalık için, “Elektronik araçlar aracılığıyla kasıtlı ve tekrarlayan şekilde zarar verme” demişlerdir.

(34)

Slonje ve Smith (2007), cep telefonları ve internet gibi modern teknolojik araçlar yoluyla ortaya çıkan saldırıları sanal zorbalık olarak ifade etmişlerdir.

Willard (2007) sanal zorbalığın, internet veya başka dijital iletişim araçlarını kullanarak zararlı veya incitici metin ya da görüntüleri göndermek olduğunu belirtmiştir.

Kowalski ve Limber (2007), bir sohbet (chat) odasında veya bir web sayfasında, e-posta, anlık ileti, dijital mesaj yoluyla veya cep telefonuna resimler gönderme şeklinde gerçekleştirilen zorbalığa sanal zorbalık demişlerdir.

Erdur-Baker ve Kavşut (2007) sanal zorbalık ile ilgili görüşlerini, “Sanal zorbalık fiziksel ortamda gerçekleştirilen zorbalık türlerine benzemektedir.

Temel fark internet veya cep telefonu gibi sanal iletişimin gerçekleşebildiği bilgi ve iletişim teknolojilerinin aracı olarak kullanılmasıdır.” şeklinde belirtmiştir.

Juvonen ve Gross (2008), çalışmalarında sanal zorbalığı, “İnternet veya diğer dijital iletişim araçlarının, başkalarına hakaret etmek ya da başkalarını tehdit etmek amacıyla kullanılması” şeklinde tanımlamışlardır.

Li (2007), e-posta, cep telefonu, elektronik ajanda (Personal Digital Assistant- PDA), anlık mesajlaşma (IM) veya internet ağı (www) gibi elektronik iletişim araçları aracılığı ile yapılan zorbalıkları sanal zorbalık olarak tanımlamıştır.

Smith ve diğerleri (2008), sanal zorbalığı tanımlarken, “Elektronik iletişim araçlarını kullanarak, bir kişi veya grup tarafından kendini kolayca koruyamayan bir kurbana karşı, zaman içinde veya ard arda gerçekleştirilen kasıtlı ve saldırgan hareketler” ifadesini kullanmışlardır.

(35)

Wang ve diğerlerinin (2009) tanımlamasında sanal zorbalık, kişisel bilgisayarlar (örneğin e-posta, anlık mesajlaşma ile) ve cep telefonları (örneğin metin mesajları ile) aracılığıyla ortaya çıkan bir saldırganlık biçimidir.

Rivers ve Noret (2009) sanal zorbalık için, “Cep telefonları, e-posta, ve internet (sosyal ağ siteleri, web sayfaları ve bloglar) gibi iletişim araçları ve medya aracılığıyla ortaya çıkan zorbalık türü” demişlerdir.

Tokunga’ya (2010) göre sanal zorbalık, kişi veya gruplar tarafından, elektronik veya dijital medya aracılığıyla, başkalarına zarar veya rahatsızlık vermek amacıyla yapılan, sürekli, düşmanca veya saldırgan mesaj iletimi şeklindeki davranışlardır.

Araştırmacılar tarafından yapılan sanal zorbalık tanımları incelendiğinde, bazı ortak noktalar göze çarpmaktadır. Buna göre sanal zorbalığın;

1. Bir zorba tarafından gerçekleştirildiği,

2. Belirsiz bir elektronik araç aracılığıyla yapıldığı,

3. Kasıtlı, tekrarlayan, saldırgan ve karşıdakini rahatsız edici veya zarar verici davranışları içerdiği

söylenebilir.

İnternet üzerinden dedikodu yapmak, bir başkası ile alay etmek, gurur kırıcı söz söylemek, bilerek virüslü e-posta göndermek, bir başkasının resmini izni olmadan elektronik ortamda yayınlamak sanal zorbalığa örnek olarak verilebilir (Aydoğan ve diğerleri 2009). Sanal zorbalık farklı biçimlerde yapılabilir. Belsey’in (2006) ifade ettiği gibi sanal zorbalık, cep telefonu ile SMS ve MMS göndererek, anlık ileti (IM), blog, kişisel web siteleri veya çevrimiçi oy kullanma siteleri kullanarak meydana gelebilir. Teich ve arkadaşları (1999), başka kişiliğe bürünme, dolandırıcılık, spam, kınama mektubu (hate mail) ve diğer suç faaliyetleri gibi birçok çevirimiçi zorbalık çeşidi tanımlamışlardır (Akt: Beran ve Li, 2005). Beran ve Li’nin (2005)

(36)

araştırmasına katılan öğrenciler çevrelerinden duydukları sanal zorbalık davranışlarını şöyle belirtmişlerdir: “okul müdürüne e-posta yoluyla hakaret etme, çıplak fotoğraf çekip onu e-posta ile başkalarına yollama, ölüm tehditleri alma.”

Belsey (2006) sanal zorbalıkla ile ilgili görüşlerini “Sanal zorbalık, zorbalık olaylarının alçakça bir biçimidir. Sanal zorbalar kolaylıkla farklı bir kimliğin arkasına gizlenebilir ve internet bunu kolaylıkla sağlayabilir. Sanal zorbalar eylemlerini doğrulamak zorunda değillerdir ki bu zorbaları belirlemek çok güçtür. Bu nedenle eylemlerinden ötürü cezalandırılmaktan korkmazlar.”

şeklinde belirtmiştir. Cep telefonu ile veya internet aracılığı ile kurulan iletişim, kimliğin gizlenebilmesi avantajı nedeniyle, kolay kurban seçimine olanak sağlamakta, küfür, hakaret, tehdit içeren kırıcı mesajların hızla yayılmasını kolaylaştırmaktadır (Strom ve Strom, 2004). Deryakulu ve Büyüköztürk (2010), kimliği gizleyebilme özelliğinin sanal zorbalığı tetiklediğini belirtmişlerdir.

Olweus (2005) bir öğrencinin, bir veya birden çok öğrenci tarafından sürekli olarak olumsuz eylemlere maruz kalıyor olması durumunda kurban (victim), olumsuz eylemi yapan öğrenci olması durumunda ise de zorba (bully) olduğunu belirtmektedir (Akt. Totan, 2008). Campbell (2005), “Sanal zorbalık, biri zorba diğeri kurban olmak üzere en az iki kişi ile ortaya çıkar.

Bununla birlikte dolaylı yoldan pek çok insan bu olaylara dâhil olabilir.

Zorbalık olayına seyirci olan kişiler bir sonraki kurban olmaktan çekindikleri için genelde olaya müdahale etmezler.” demiştir. Başlarda araştırmalarda zorba ve kurban olarak iki kategoriye ayrılan zorbalık, günümüzde zorba, kurban, zorba/kurban ve zorbalığa seyirci kalan/katılmayan olarak dört kategoriye ayrılabilir (Solberg ve Olweus, 2003; Akt. Totan, 2008).

Geleneksel zorbalığa dâhil olma biçimleri olarak belirtilen zorba, kurban, zorba/kurban ve zorbalığa katılmayan gibi ifadeler sanal zorbalık olaylarında sanal zorba, sanal kurban, sanal zorba/kurban ve sanal zorbalığa katılmayan şeklinde kullanılmaktadır.

(37)

Çoğu zaman sanal zorbalar, kurbanlarını tanırlar; fakat kurbanlar zorbaları tanımayabilir (Belsey, 2006). Sanal zorbalar, kurbanları üzerinde güç kurmayı, onları kontrol altına almayı ve onlara tehlikeli bir şeyler olduğunu hissettirmeyi isterler (Belsey, 2006). Kurbanlar ise kendilerini güçsüz hissederlerse, korku duyarlarsa veya belki de bu olayı yardım olarak görürlerse, sanal süreçte kendilerini boyun eğen konumda bulurlar (Beran ve Li, 2005).

Sanal zorbalıkla ilgili yapılan bazı araştırmalarda, sanal zorbalık ile bilgisayar, internet, cep telefonu gibi bilgi ve iletişim teknolojilerini sık kullanmanın ilişkili olduğu belirtilmiştir (Campbell, 2005; Keith ve Martin, 2005; Gillespie, 2006; Li, 2007; Erdur-Baker ve Kavşut, 2007; Hummell, 2007; Topçu, 2008, Topçu ve diğerleri, 2008; Arıcak ve diğerleri, 2008;

Wang ve diğerleri, 2009; Burnukara, 2009; Vandebosch ve Van Cleemput, 2009; Erdur-Baker, 2010; Yalın ve diğerleri, 2010; Deryakulu ve Büyüköztürk, 2010). Campbell (2005) bu konudaki görüşlerini, “Gençlerin teknoloji kullanımı günden güne artmaktadır. Örneğin internet erişimi sağlayan cep telefonuna sahip gençlerin sayısı 2005’te 745 000’den 1 milyona artmıştır.

Bununla beraber sanal zorbalık olaylarının da arttığı tahmin edilmektedir.”

şeklinde belirtmiştir.

Bunun yanı sıra bazı araştırmacılar da çalışmalarında, sanal zorbalığın geleneksel zorbalıkla ilişkisini konu almıştır (Li, 2006; Li, 2007;

Mason, 2008; Topçu, 2008; Varjas ve diğerleri, 2009; Wang ve diğerleri, 2009; Vandebosch ve Van Cleemput, 2009; Burnukara, 2009; Erdur-Baker, 2010; Deryakulu ve Büyüköztürk, 2010).

Belsey’e (2006) göre, “Geleneksel zorbalıkta kurbanlar, genelde zorbalığa uğradıklarını başkalarına anlatmaktan çekinirler. Çünkü zorbalık olayının daha kötü bir hal almasından korkarlar. Sanal zorbalık olayına maruz kalan kurbanlar yine bu olayı yetişkinlere anlatmaktan korkarlar. Bunun nedeni, tepki görmekten, bilgisayar, internet veya cep telefonlarının kendilerinden alınmasından korkmalarıdır.” Hinduja ve Patchin’in (2005)

(38)

araştırmasına göre, sanal kurbanların %40’tan fazlası kimseye bu olaydan söz etmemiş, %14.3’ü ailelerine, öğretmenlerine ve diğer yetişkinlere maruz kaldığı sanal zorbalık olayını anlatmıştır. Sanal kurbanların, yaşadıkları sanal zorbalık olaylarını başkalarına anlatıp anlatmadıklarını ele alan araştırmalar ulusal ve uluslararası literatürde yerini almıştır (Strom ve Strom, 2004;

Hinduja ve Patchin, 2005; Li, 2006; Juvonen ve Gross, 2008; Slonje ve Smith, 2008; Arıcak ve diğerleri, 2008; Hoff ve Mitchell, 2009; Cassidy ve diğerleri, 2009; Burnukara, 2009; Deryakulu ve Büyüköztürk, 2010)

Sanal zorba kurbanını, fiziksel, sözel, duygusal, psikolojik yönden taciz edebilir (Belsey, 2006). Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, sanal zorbalık olayları, kurbanlar üzerinde öfke, üzüntü, acı gibi birçok olumsuz etki bırakmaktadır (Beran ve Li, 2005; Hinduja ve Patchin, 2005; Wolak, Mitchell ve Finkelhor, 2007; Mason, 2008; Topçu ve diğerleri, 2008; Hoff ve Mitchell, 2009; Vandebosch ve Van Cleemput, 2009; Dilmaç, 2009; Deryakulu ve Büyüköztürk, 2010; Erdur-Baker ve Tanrıkulu, 2010).

Literatürde sanal zorbalık ile baş etme yollarını konu edinen araştırmalara da rastlanmıştır (Strom ve Strom, 2004; Keith ve Martin, 2005;

Mason, 2008; Bhat, 2008; Hoff ve Mitchell, 2009).

2.4. Sanal Zorbalıkla İlgili Ulusal Araştırmalar

Aşağıda sanal zorbalık ile ilgili ulusal araştırmalara yer verilmiştir.

Sanal zorbalıkla ilgili ulusal literatür incelendiğinde sınırlı sayıda çalışma olduğu görülmektedir. Bu bölümde ilköğretimden üniversite düzeyine kadar yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu ele alınmış, ilgili çalışmalar tarih sırasına göre incelenmeye çalışılmış ve araştırmalar ile ilgili kısa bilgilere yer verilmiştir.

Erdur-Baker ve Kavşut (2007), lise öğrencilerinin sanal zorbalık deneyimlerini, internet ve cep telefonu kullanma sıklıklarını incelemek

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu uygulamanın amacı, genlik kaydırmalı anahtarlama ile genlik modülasyonu devresini oluşturmak ve çıkış sinyal şekillerini incelemektir.. Devre şeması Şekil

AraĢtırmada ele alınan sorular çerçevesinde ikinci bölümde ilk olarak, sanal zorbalığın tanımı, ebeveyn internet stilleri ve beĢ faktör kiĢilik

zorbalık ile sanal zorbalık arasındaki farklılıkları üç farklı nitelikle açıklamışlardır. Gerçekleştirilme yolları ile farklılıklar göstermektedir.

Üniversite öğrencilerinin teknoloji bağımlılığı, sanal zorba ve sanal mağdur olma durumları arasında anlamlı ilişki olduğu, teknoloji bağımlısı, sanal

Süper obez hastaların güvenli ameliyatı için masa eklerle genişletilir veya daha yüksek ağırlığa dayanıklı ameliyat masaları kullanılır.. 400 kg’a kadar

Foto: 3 Köyde alışveriş yapan çerçi, Manisa- Selendi- Satılmış Köyü(1987)Kültür ve Turizm Bakanlığı, Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi S1987.0209. Foto: 4 Yozgat,

ك ذإف بق نم ىرلمجا اذه ىريج أدبلما نا با لصتي هنأ ل ءايشلأ اذهو ةكرلحا في يه لوقلا نم قلاطلإا ىلع ةعيبطلاو ةسوسلمحا لا نمف اهصيح يذلا رملأا وه

In a typical PIFA, the planar patch area is above the antenna ground plane (top surface), ground plane (bottom surface), short-circuiting pin or plate, microstrip line feeding