• Sonuç bulunamadı

K I M YA M Ü H E N D I S L I ĞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "K I M YA M Ü H E N D I S L I ĞI"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CİLT : 5 SAYİ: 56 ARALIK 1972

K I M Y A

M Ü H E N D I S L I Ğ I

(2)

Transformatörlerde, elektrik motorlarında,

balastlarda, telefon santrallarının rölelerinde,

radyo ve elektronik cihazlarda, büyük bir çoğunluk tercihan

İ

KAVEL emaye bobin tellerini kullanmaktadır.

KAVEL emaye bobin tellerinin kalitesi, Türk Standartları Enstitiisü'nün Kalite Belgesi ile

tescil edilmiştir.

I s c s H l l l

KABLO VE ELEKTRİK MALZEMESİ A.Ş. İSTİNYE - İSTANBUL TEL: 63 3 4 0 0 K A V E L

(3)

KIMYEVI MADDELERDE

HİZMETİNİZDEYİZ

• ASİTLER

• SINÂf TUZLAR

• „ BAZLAR

• „ GAZLAR

• DETERJAN HAM MADDELERİ

• MİNERAL TOZLARI

• SOLVENTLER

"KİMYEVİ MADDELER"

Merkez Büro : Unkapanı, Gümüşpala Caddesi No. 2 İSTANBUL

Telefon : 2243 35 (4 hat). Telgraf : NURTEKNİK- İSTANBUL

(4)

KİMYA M Ü H E N D İ S L İ Ğ İ M E C M U A S I

E N D Ü S T R İ Y E L — E K O N O M İ K — T E '{ N i K I T U R K I S H C H E M I C A L E N G I N E E R İ N G REVIEW T M M O B . KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANI I INDUSTRIAL, ECONOMICAL AND TECHNICAL TOPICS

KİMYA MÜHENDİSLİĞİ

M E C M U A S I

T.M.MO.B.

KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Müdür

Hicri YALÇINSOY

Kimya Mühendisliği Mecmuası Yayın Kurulu Prof. Dr. Tarık 0 . SOMER

Y. Prof. Fahrettin CAN Suncutay ŞKRAFETTİNOÛLU

Nuri ÖZDEN

İdare Merkezi : Ziya Gökalp Cad. No. 23/9

Yenişehir • Ankara Tel. : 12 79 28

Dizilip Basıldığı Yer : T. Odalar Birllfl Matbaan

Klişeler : Klişecilik K.

Abone Bedeli :

Sayısı 7.50 TL.

Yıllık (S sayı hesabile) 45,— TL.

ilân Tarifeni

Dn kapak U m sahlfe (Renkli) 1000 Du kapak yarım sahlfe (Renkli) 600 tc kapak ve sahlfeler tam sahlfe

tek renk 700

İC kapak ve sahlfeler yarım (ahit*

tek renk

400

* Yayınlanan bütün yazılara telif tercüme bedeli ödenir.

ve

iki ayda bir çıkar.

Yazılardaki dOıünca, kanaatler ve bunlardan doğacak sorumluluk yazar.

iarına aittir.

Derglmizdekl yazılar izinsiz ve kaynak gösterilmeden aktarılamaz.

KlMYA MÜHENDİSLİĞİ MECMUAMIZ'.

da çıkan Hânlardan yazı İsleri ve sorumlu müdür mesul değildir

İ Ç İ N D E K İ L E R

Türkiye Kimya Mühendisliği IV. Teknik Kongresi Tebliğleri (I)

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI HAK- KINDA GÖRÜŞLER, KÎMYA SANAYİt'NİN YENÎ VE BU BRANŞA TANINAN TEŞVİK TED-

BÎRLERİ VE EKSİKLİKLERİ 3 Alber BİLEN

Türkiye Kimya Mühendisliği IV. Teknik Kongresi Tebliğleri (II)

TÜRKİYE İLAÇ HAMMADDESİ SANAYİ VE

GELİŞİMİNE ETKİLİ FAKTÖRLER 9 Nadir SARIŞEKER

Türkiye Kimya Mühendisliği IV. Teknik Kongresi Tebliğleri ('III)

TÜRK KlMYA SANAYİİNİN SU VE ARTIK

PROBLEMİ 21 Şener ARAL

METAL ORGANİK BİLEŞİMLER 27 Dr. Ender ERDİK

YENİ ÇİNKO TESİSİ 31 Suphi YAVAŞÇA

KİMYASAL MADDE FlATLARI 34

YIL : 11 CİLT : 9 SAYI : 86 ARALIK 1912

(5)

TÜRKİYE KlMYA MÜHENDİSLİĞİ IV. TEKNİK KONGRESİ

TEBLİĞLERİ: (I)

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLÂNI HAKKINDA GÖRÜŞLER KlMYA SANAYİİ'NİN YERİ VE BU BRANŞA

TANINAN TEŞVİK TEDBİRLERİ VE EKSİKLERİ

Alber BÎLEN

Kimya Y. Mühendisi îst. Sanayi Odası Azası

Sayın Davetliler, Sayın Kongre Üyeleri,

istanbul Sanayi Odası beni, III. Beş Yıl- lık Plânda Kimya Sanayiine ayrılan yer hak- kında görüşler, bu branşa tanınan teşvik ted- birleri ve eksikleri hakkında eleştirileri ihtiva eden bir tebliği hazırlamakla vazifelendirdi.

Kimya Mühendisliği, IV. Teknik Kongresini • organize eden Kimya Oda^ı bunu kabullenmek- le bana büyük bir şeref bahşetti

Mevzu çok geniş, eksiklerimi bunun için mazur görmenizi rica ederim.

Ben evvelâ Kimya Sanayiinin daha evvelki plân dönemlerindeki durumuna kısaca değin- mek istiyorum. 25 yıl evvel meslek hayatına atıldığım vakitler Kimya Sanayii, Kimya ile il- gisi az, reaksiyona müs'enit olmayan basit ka- rıştırmalara istinad etmekteydi. Memleketimiz- de plân dönemi öncesinde kimya tesisleri an- anevi sabun sanayii, çimento, şeker ve Tekel'- in elinde olan kibrit, alkol ve bira sanayiine ait işletmelerden ibaretti. Plân dönemine giril- diği seneler Kimya Sanayiinde 766 müesseseden

% 82'si 10 kişiden az kişi, % 18'i ise 10 kişiden fazla işçi çalıştırmaktaydı.

Kimya Sektörünün 1960 yılında tükettiği enerji 52 milyon kw/saa'ken 1967 yılında tüke- tilen enerji 277 milyon kvv/saate yükselmekle Kimya Sanayii I. Plân döneminde dahi azım- sanmıyacak bir aşama kaydetmiştir.

Ancak Kimya Sanayii dış ödemeler denge- sinin sebep olduğu döviz sıkıntısı ile pazardaki mal darlıkları ve keza o zamanın dış ticaret re- jimlerinin daha ziyade içe dönük karakterlerin-

den dolayı Kimya Sanayii müesseseleri I. Plân döneminde tüketim malları imâline yönelmiş- ler hattâ bu imalâtın büyük bir kısmı basit karıştırma ameliyelerinden ileriye gitmemiştir.

Her türlü himayeden is'ifade imkânları ol duğundan kurulan tesislerin maliyet vc kalite mefhumlarının üzerinde fazla durmak lüzumu hissedilmiyordu.

Bununla beraber I. Dönemin son yıllarında önemli projelerin hazırlık çalışmalarına baş- landığı göze çarpmaktadır.

II. Beş Yıllık Plân ise memnuniyet verici 3 hususu belirtmiştir:

1. ilâç Sanayiinde ve genellikle özel Sek- töre ait Kimya Sanayiinde küçük ve güçsüz kuruluşların uzun vadede yaşama çaresi o'arak birleşmeleri ve daha güçlü kurtuluşlara yönel- meleri esas alınacaktır.

2. Kimya Sanayii gelişmelerini sağlam tek- nik ve iktisadî temellere dayandırmak İçin Dev- let, teknolojik araştırmaları büyük ölçüde des- tekleyecek ve en yeni teknolojilerin uygulama- sını sağlayacaktır.

3. Kimya Sanayiinde gelişmenin en büyük dayanağı olan insan faktörü ön plâna alınacak Kimya Yüksek Mühendisi, kimyager, araştı- rıcı ve teknisyen yetiştirilmesi kalite vc sayıca gerekli düzeye getirilecektir.

Görülüyor ki II. Beş Yıtllık Plân gittikçe artan iç talepler karşısında daha teşkilâtlı bir kimya sanayiinin lüzumunu ön görmektedir.

Dış ödemeler dengesinin normalleşmesi ile ha- liyle farklı bir sanayi düzenine girilmiştir. Bu dönemde gerek Kamu, gerekse özel Sek örde

(6)

Kimya Sanayii yatırımlarında büyük gelişme- lere şahit olmaktayız. Nitekim I. dönemde ye- kûn imalât sanayii yatırımının Kimya Sanayi payı % 6.5 iken II. Plân döneminde bu rakkam

% 19,5'a çıkmaktadır. 1969 senesi yatırımların- da 1968 senesine nazaran % 32,2 bir artış gö- rünmektedir. Aynı devrede Kimya Sektöründe ithalât % 5,2 kadar bir azalma göstermekte- dir. önemli olan husus üretimin çeşidinin art- masıdır.

Bu arada Kamu Sektöründe Petrokimya tesisleri faaliyete girmiş, öel Sektör ise basit kimya imalâtından çıkıp ara malları imâline başlamıştır. Nitekim klâsik sud kostik ve bo- raks imalâtından başka sodyum silikat, dibu- tilftalat, dioktilftalat, mensucat ve deri yar- dımcı maddeleri, polivinil ase at, polimerizas- yon ürünlerinin imalâtı gelişmiş, hattâ ufak da olsa ihracata girişilmiştir. Başka deyimle Kim- ya Sanayiinin geleneksel ihraç ürünlerimiz olan valeks ve gül yağı gibi kalemlerin dışına çıkıla- bilmiştir.

II. Plân döneminin sonunda Türkiye Ortak Pazar üyeleri ile geçiş devresine geçmiş bulun- makta, bu itibarla bu dönemin sonlarında ge- nel olarak imalât sanayii kalite ve maliyet un- surları üzerine fazlasıyla eğilmek mecburiyetini hissetmeğe başlamıştır.

III. Kalkınma Plânı uzun dönem stratejisi olarak Türlkiye'yi bir sanayi memleketi hali- ne ge .irmek ve imalât sanayiinde tüketim mal- larından ziyade ara ve yatırım malları sana- yiine önem vermeyi tavsiye etmektedir. Plânın arzuladığı sanayi yapı: Memleketimizin Ortak Pazar'a gireceği 1995 yılını nazarı itibare alarak içe dönük ve himayeye müstenit bir sanayi de- ğildir. Bu itibarla doğal kaynakları dcğerlen- dirden ve ürünleri diğer sanayiler tarafından girdi olarak ku'lanılan ara mallan sanayileri üretiminin artırılmasını ön görüyor ve Türki- ye'nin yabancı kaynaklara bağlılığını hafifle- ten sanayi kollannı tercih ediyor. Sanayileşme ile gelişen bir memleket Kimya Sanayiini de geliştirmeğe mecburdur. Zira Kimya Sanayi kimyanın dışında kalan en önemli sanayi kolla- rının da kuvvetli desteğidir. Nitekim Türkiye'- de geliştirilmiş ve daha da geliştirilecek olan sentetik elyaf, mensucat, metal, gıda, meşru- bat .zirai mücadele gibi sanayi kollan Kimya Sanayiinin birçok maddelerine muhtaçtır.

Binaenaleyh memleketin yabancı kaynak- lara bağlılığını azaltmak yönünden uygun ma- liyetlerle üretim yapabilecek olan bir Kimya Sanayiinin esaslı şekilde geliştirilmesi lüzu- mu aşikârdır. Bu görüşün doğruluğu Kimya Sanayiinin sanayileşmekte olan Türkiye'de en hızlı gelişen sektörlerden biri olmasıyla teyid edilmektedir. Gene aynı sebepten dolayı I. dö-

nemdeki tüketime dönük özel Sektör Kimya Sanayii aramaları üretimi yapan ve hızla ge- lişen müesseseler haline gelmiştir. Bugün dış ticaret rejiminin dışa dönük bir karakter almasıyla Kimya Sanayiinin Türkiye'de de ma- hiyet değiştireceği ve ham ve ara mallarına doğru daha da kayacağı bir gerçektir.

1995 senesinde tam bir üye olarak Ortak Pazar'a katılacak olan memleketimizin Kimya Sanayiinin yapmağa mecbur olduğu aşamaları göstermek bakımından Or ak Pazar Kimya Sa- nayiine bir göz atmak yerinde olacaktır. Av- rupa Ekonomik Topluluğu memleketlerinde

1961 i le 1963 seneleri arasında iş hacmi 200 milyar dolardır. Kimya Sanayii iş hacmi ise 16,5 milyar dolar kadardır. 1977 senesinde ima- lât sanayi üretimi ortalama % 5 artış kabul edilirse 400 milyara baliğ olabilecek ve bunda Kimya Sanayii payı 33 milyar dolardır.

Netice itibariyle Kimya Sanayii üretimi bu memleketlerde genel üretimin % 8'ini teşkil etmektedir.

Aynı senelerin nüfusuna göre imalât sana- yiin iş hacminin memleket nüfusuna oranı Al- manya için 1550 $ Fransa'da 1170 Hollanda'- da 920 $, Italyada ise 670 J'dır. Kimya Sanayiin- de aynı oranlar Almanya'da 142, Fransa'da 104, italya'da ise 47 J'dır. Vasati olarak bu mem- leketlerde nüfus başına isabet eden değerler 1963'te imalât sanayii için 1130 S ve Kimya Sa- nayi için 93 dolardır.

1977'de ise imalât sanayii için 1820 $ ve Kimya Sanayii için 150 dolara tekabül eder.

Türkiye'de 1967 senesinde üretim bütün zorluklara rağmen 1963'ün iki katına çıkmış ve müteakip senelerde bu artış devam etmiştir.

1977'de aynı gelişmeyle imalât sanayiinin iş hacmi 23 milyar dolar ve Kimya Sanayiinki ise 560 milyon dolar değerine erişebilir. Bu iş hac- mi nüfus başına imalât Sanayii için 550 S ve Kimya Sanayii için 16 ( değerlerini verir.

Bu rakkam'ar şüphesiz Ortak Pazar'a na- zaran düşük olmakla beraber, italya'nın Ortak Pazar klurulduğu zamanki durumu hatırlana- cak olursa ümit verici olarak nitelendirilebilir.

Kaldı ki toplam imalât Sanayi Türkiye'de hız- lı bir gelişim hızına sahiptir.

Yukarıda zikrettiğimiz ufak mukayeseler memleket sanayiinin ve bu arada Kimya Sana- yiinin hızla gelişme lüzumunu ortaya koymak- tadır. Sanayileşen bir memleket dahilde bir Kimya dalını da geliştirmek mecburiyetinde olduğundan bu hızlı gelişmeğe müsait ortamı yaratmalıdır. Bugüne kadar Kimya Sanayi muğ- lâk bir branş olarak kendini göstermektedir.

Muğlâk! zira bu branşın dallan kesinlikle ka-

11

(7)

rarnamelerde ve hattâ Kalkınma Plânlarında tefrik edilmemektedir.

Zaman zaman ilâç veya «Diğerleri» gibi iba- relerle mütalâa edilmektedir. Bugün kadar ke- sinlikle anorganik kimyevi maddeler, organik kimyevi maddeler, mensucat ve deri kimyevi yardımcı maddeler gibi tefrikler yapılmamış- tır. Sade son zikredilen dalda memlekette 4800 tonluk yıllık üretim yapılmaktadır ve talep

% 95'e kadar karşılanmaktadır. Dolayısıyla III. Beş Yıllık Kalkınma Plânında «Diğerleri»

ibaresi ile zikredilen Kimya müesseseleri hu- susunda sarahat getirmemektedir. Bununla be- raber Kimya Sanayii gelişmesi için or am ta- mamen değişmiştir, bundan sonraki gelişme köklü ve süratli kararlara bağlıdır.

Sayın Başbakan III. Beş YJlık Plânın ve yeni stratejinin sunuşundaki «açıklık, güven- lik, sürat ve kararlılık getiren bir sistem için- de yatırımları teşvik edeceğiz» cümlesi özel- likle Kimya Sanayii mensupları için mutluluk ve ferahlık getiren bir cümledir.

III. Beş Yıllık Kalkınma Plânı Kimya Sa- nayii için gelişme hedeflerini şu şekilde vaz etmiştir:

1. Doğal kaynakların geliştirilmesi ve de- ğerlendirilmesi,

2. Ara malı üreten vo pekçok sektöre ürün veren sanayi dalı olması,

3. Teknolojinin gelişmesinde etkili olma- sı,

4. Sanayileşme i'e olan sıkı ilişki nedeniyle Kimya Snayi:

öncelikle geliştirilecek sek'örler arasın- dadır.

Bu son husus üzerinde durulacak bir gö- rüştür. Zira bugüne dek tatbikat bu şekilde olmamıştır. Yani Kimya Sanayiine hiçbir ön- celik tanınmamış yalnız petrokimya vc gübre sanayii hariç bu sanayi dalı teşvik tedbirlerin- den de zaman zaman yoksun kalmıştır. Oysa ki bu derece önemli bir sanayiinin gelişmesi bu tedbirlerden istifade ettirilmesine bağlı- dır.

1973 senesinin 3. ayında çıkarılan teşvik ve uygulama tedbirlerinden is'ifade edecek sa- nayi kolları arasında aramalları üretim Kimya Sanayii kollan mevcut değildi. Bilâhare çıkarı- lan 6/12585 sayılı kararnamede Kimya Sanayii alt yapı tesisleri için bir hak tanınmış olduğu halde tatbikattaki tereddütler Kimya Sanayii- nin alt yapı tesislerini dahi bu detbirlerden is- tifade etmemek olanağı ile karşı karşıya bırak- mış'ır

İstanbul Sanayi Odası olarak biz dışa dö- nük bir sanayi ortamında Kimya Sanayiine ya- ratılacak normal şartlar içinde bu dalın ciddi

ötnemli gelişmeltr kaydedebileceğine inanıyo- ruz. Şüphesiz burada Ortak Pazar'daki rakip- lerinin aynı şartlarıyla çalışmayı ön şart ola- rak vazediyor ve fakat bu şartlar içinde ürün- lerini kalite ve fiat yününden Ortak Pazar ra- kip mamûlleriyle rekabet edebilecek kimya fab- rikalarını kastediyoruz. Yoksa gümrük kapla- rının kapalı ka'masından kuvvet alarak Türk sanayiine maliyeti yüksek ürünleri veren mües- seselerin des'eklenmesinin aleyhindeyiz. Yuka- rıdaki şartın temini hakiki Kimya Sanayiinin doğal kaynaklardan istifade edebilmesi için yerli ham maddelerinde fiat istikrarının, ka- lite istikrannın ve keza normal şartlar içinde sanayiciye malî külfetler yüklemeden ham mad- de üretim ve satışının yapılmsına bağlıdır.

Türkiye'de ham madde üreten müe seseler ço- ğunlukla Kamu Sektörü müesseseleridir. Maa- lesef yukarıda zikrettiğimiz fiat, kali e ve te- diye şartları henüz temin edilmiş olmadığın- dan birçok ürünlerin Kimya Sanayii tarafından dışarıdan ithal edilmek mecburiyeti hasıl ol- muştur. Keza Türkiye'de Kimya Sanayiinin Or- tak Pazar şartlarında bir imalât sağlaması için birçok ham maddelerde ödediği anormal güm- rük vergilerinden kurtulması da önemli b;r so- rundur. Nitekim memleketimizde imâl edilme- yecek birçok ham maddelerin gümrük vergileri esasen 12 ile 22 sene arasında Ortak Pazar or- taklık şartlan muvacehesinde düşürecektir. Bu durumda Kimya Sanayiinin plân ilkelerinden olan dışa dönük hale gelmesinin temini için bu ham maddelerdeki gümrük resimlerinin şimdiden düşürülmesinde maliyetler yönünden fayda mütalââ ederiz. Bu husus bilhassa ara mallan imâl eden kimyevi sanayi mamûlleri- nin hitap ettikleri sanayi kollarının mamul ma- liyetlerine de müspet tesir edecektir. Avnı za- manda Kimya Sanayiinin dahilde rekabet gü cünün kuvvetlendirilmesine yardımcı oluna- caktır. Tüketim mallan imâl eden Kimya Sa- nayiine bu indirimler piyasada ucuzluk yarata- caktır.

Kimya Sanayii bir ihraca' potansiyeline sahiptir. Ancak ithal ham maddelere ödemiş olduğu yüksek gümrük vergileri ihracat kabi- liyetine menfi tesir etmektedir. Plânın ön gör- düğü üretim gelişmelerine erişmek için ihraca- tın önemli bir faktör olduğunu gözden uzak tut- mamak lâzımdır.

Şimdi III. Kalkınma Plânının verdiği yatı- nın ve üretim rakkamlannı kısaca gözden ge- çirelim. III. Kalkınma P'ânı Kimva Sanayiinin genel yatınm içindeki hissesi <H) 4,39'dur. Yatı- rım tahminlerinde ara mallan sanayiinde son derece isabetli bir görüşle Demir - Çelik Sa- nayii % 17,55 ile birinciliği, petrol ürünleri % 7,70 ile onu takip etmekte, bilâhare Petrokimya

°/o 5,30 i le gelmektedir.

11

(8)

Plânın ön gördüğü ortam teşekkül ettiği takdirde Kimya Sanayiinin daha büyk bir hızla gelişeceğini beklememek için bir sebep yoktur.

Yeter ki ara malları imâl eden Kimya Sana- yii öncelikle ele alınan bir sanayi kolu olsun.

Keza geçen plân döneminde % 16,5 yıllık artış- la gelişen üretimin bu plân döneminde yıllık artışın % 13,3'e inmesi için bir sebep göremi- yoruz.

Plân en büyük gelişme payını sentetik el- yaf ve ipliğine ayırmaktadır. Kimya Sanayii ya- pısı tablosunda ilâçlar % 25,8 «Diğerleri» iba- resi altında da bir grup yapının % 12,3'ünü tutmaktadır. Bizoe bu «Diğerleri» ibaresinde bir sarahat mevcut değildir. Yukarıda da te- mas etmiş olduğumuz gibi «Kimya Sanayiini ara malı üreten ve pekçok sektöre ürün veren sanayi dalı olarak» gören III. Kalkınma Plânı- nın önem verdiği bu müesseseler maalesef ge- ne de «Diğerleri» ibaresinde bulunmaktadır.

Gerek Başbakanlık Devlet Plânlama Teşkilâtı, gerekse Sanayi Bakanlığının Sanayi anket föy- lerinde ara mallan sanayi branşlan as'a zikr edilmemektedir. Halbuki bu anketler üretim rakkamlarının çıkanlmasında temel bilgileri teşkil eder. Zaman zaman ilâç, boya ve tekstil boyalan (ki bunlar da anilin boya veya kumaş boyası olarak tefrik edilmelidir) ara malları 'mâl eden sanayi kolları ile ista'istikî anket föylerindc kanşmaktadır. Bu kollarda plâstik sanayii için plâstifiyanlar, PVA emülsiyonları, mensucat ve deri yardımcı maddeleri, keza me- tal, gıda ve zirai mücadele ilâçları için ara kimyevi maddeler ve birçok anorganik kimye- vi m a d d e l e r imâl e d e n tesisler m e v c u t t u r . H e r ne kadar plân ilk defa olarak petrokimya ve gübre sanayi'erini ayn mütalâa etmekte ise de Türkiye'de artık Kimya Sanayiinin sadece bo- raks, soda, sud kos'ik ve sentetik elyaf ile çer- çewlerrmesinin doğru olmayacağı kanısındayız.

Plânda Kimya Sanyiinin uzun dönemdeki yapısı tablosu 1977 senesinde % 50,1'ini boya ve vernik, sabun ve deterjan, uçan yağlar ve koz- metikler ile ilâçlar gibi tüketim mallannı % 12,3'ünü gene diğerlerine ayırmaktadır. Diğer- lerinin III. Plân dönemindeki yurt içi yıUık ta- lep artışı <H> 23,8, ihracat artışı ise % 22,3'tür.

Üretim artışı ise % 13 olarak zikr edilmek- tedir.

Ara malları imâl eden sanayi kolu bilhassa

«Diğerleri» kapsamına girdiğinden plânın bu ko'un hitap c'tiği birçok çeşitli sanayi branşla- rındaki artışı nazan itibare alırsak geçen dö- nemde % 8,5 bir üretim artışına karşı bu ko- lun yaratılacak müsait şartlar içinde daha hız- lı bir üretim sağlıyacağı düşünülebilir. Ancak bunun için yukarıda bahsedilen sartlann ta- hakkuku zaruridir. III. Plân hedefleri arasında

«rekabet edebilir optimum tesisler» mevzu ba-

histir. Bu hususta gider vergisinin de yeniden tanzimi gerekir. Türkiye'de ilkel maddelere (nen kimyevi imalâtın korunması artık plânın öngördüğü bir husus ur. Bir zaman'ar Sanayi Odasındaki kapasiteler döviz tahsislerine esas teşkil ederdi. Ancak Kimya Sanayii gittikçe hakiki imalâta yönelmiş olduğundan imalâta yani kimyevi reaksiyonlara öncelik tanıyan il- mî bir tahsis tevzi sistemi istanbul Sanayi Oda- sında ihdas edilmiştir. Keza gider vergisine tabi olan gümrük pazisyonlar kimyevi ilkel maddeleri kapsar. Buna göre Türkiye'de ham madde imalâtı münhasıran gider vergisine tabi oluyor demektir. Bu husus ilkel madde- lerin yerli imalini teşvik eder mahiyet e de- ğildir.

Kimya Sanayii üretimini engelleyen iki önemli faktöre kısaca değinmek iş iyoruz. Bun- lar Türkiye'de Kimya Sanayiindeki müşterek kararlara olan ihtiyaca bir örnektir.

Kimyevi maddeler hususi ambalaja ihtiyaç gösterirler, ihracata dönük olmak için sağlam ve normlara uygun ambalaj şarttır. Bugüne ka- dar bu husus esaslı şekilde ele alınmış değil- dir.

Keza kimyevi imalât umumiyetle büyük Ko- rezyondan dolayı çabuk eskiyen tesislerdir. Bu itibarla tesis yenileme ve keza yedek parça it- hali için süra'li sistemlerin ihdas edilmesi za- ruridir. Türkiye'de kimya sahasında çok koordi- ne bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Bunun için 1970 senesi plân uygulamasında Milli Kimya Komi- tesinin teşekkülü ön görülüyordu.

Bu teşebbüsün isabetli taraflarını görmeme- ğe imkân yoktur. Ancak bunun tatbik mevkiine konması muhtelif sebeplerden dolayı gecikmiş ve bunun patronajını yapacak bir merci bulu- namamıştır. Toplantılara büyük bir şevkle baş- lanmış olmakla beraber nihaî bir rapor çıka- rılmasına imkân bulunamadığı cihetle komi- tenin müessir olması ihtimalleri ortadan kalk- mış oldu. Kanımca Kimya Sanayiinin koordi- nasyonunu temin edecek bu tür bir tcşekkü'e şiddetle ihtiyaç vardır. Zira Kimya gibi yeni bir endüstri dalının hedeflerini, ihtiyaçlarının tesbiti ve bu arada çıkacak engellerin öncelikle halli zaruridir. Zaman zaman gelişme devre- sinde çıkan problemler özel Sektörün yalnız başına halledebileceği problemler değildir. Bu durumda Sanayi Bakanlığının patronajı altında bulunacak memleket çapında bir Kimya Komi- tesi bu problemleri il'gili Devlet teşekkülleri ile daha kolay halledebilecektir. Bu suretle bugün sanayi gelişmenin önemli şartı olan Devlet ve özel Sek'ör müşterekliği Kimya sahasında te- essüs etmiş olacaktır, örneğin Kimya Sanayii- nin dış rekabetle boy ölçüşebilecek dallanmn önceden tesbiti ile kendiliğinden bir ihracat potansiyeli teessüs edecektir. Esasen plânın ar-

11

(9)

zuladığı dışa dönük sanayi düzeni Kimya Sa- nayiinde de ancak bu suretle meydana gelebi- lir.

Türkiye'nin tarımdan sanayi düzenine kay- ması bir zaruret olarak kabul edilmiştir. Bu itibarla kurulacak sanayinin de her kolda dış pazarlarla rekabet edebilecek bir ölçüde ge- lişmelidir. Muhtelif memleketlerin Kimya Sa- nayiine bakılacak olursa birçoklarının bazı dal- larda bazı ana ham maddelerini ithal etmele- rine rağmun dış pazarlarda kali e ve uygun fi- atlarla rekabet eder durumda olduklarım ve önemli mevkiler işgal ettiklerini müşahede et- mekteyiz. örneğin İsviçre, İsrail gibi. Türki- ye'de plânın öngördüğü modern teknoloji kul- lanan ve dış rekabete karşı iç pazarda kendile- rini koruyabilecek tesislere öncelik tanımak ve onları gerekli teşvik tedbirlerinden ve onları uygun orta vadeli kredilerden ve keza kuruluş- ta amortisman yüklerini hafifletecek gümrük indirimlerinden istifade ettirmek lâzım gelir.

Kimya Sanayiinin ihraç e'tiği mamullere bir göz attığımız zaman daha zimdiden mahdut bitkisel ürünlerle sınırlı olan ihracat yerine bu- gün çeşitli sınai kimyevi maddelerin ihraç edile- bildiğini müşahede etmekteyiz.

Netice olarak büyük bir koordinasyonla modern teknolojiye yönelmiş Kimya Sanayiinin muhtaç olduğu tedbirleri almaya zaruret var- dır. Bu arada Kimya eğitimini teknisyen, iyi idareci ve Kimya makineleri teknolojisi eğitimi- ni kurmakla reforme etmek lâzımdır.

Mevcut ham madde sanayiini geliş irmek ve mevcut tabiî ham maddeleri standardlaştır- mak gereklidir.

Kimyevi imalât kuvvetli araştırma ile elele gider. Üniversitelerimiz bu araştırma şevkini gençlere aşılamalıdır. Devletin patronajı altın- da Kamu ve özel Sektör arasında kuvvetli ko- ordinasyon kuracak millî kimya teşekküllerine ihtiyaç günden güne kuvvetlenmektedir.

Bu arada teşvik tedbirleri meyanında Dev-

let Plânlama Teşkilâtınca hazırlanan teşvik tedbirleri tasarısı hakkında görüşümüzü belirt- mek istiyoruz. Bu tasanda kimya sektörü belir- li ve dar çerçeve içinde mütalâa edilmektedir.

Nitekim tasarıda Kimya imalâtı ikinci vc üçün- cü derece kapsamının içine alınmaktadır, ikin- ci ve üçüncü derece kapsamında kimyasal güb- re, tabiî gaz, petrokimya kompleksleri, soda, sud kostik gibi klasik imalât yer almaktadır.

Halbuki Kimya Sanayiinde plân ham vc ara maddeleri mâl eden tesislere hu usi bir yer ayırdığına göre teşvik tasarısının daha geniş tutulması ve meselâ yüksek gelişim ve ihracat hızı beklenen mensucat sentetik elyaf, metal sanayiine anorganik ve organik maddeler imâl eden ko'lann da ikinci ve üçüncü derecc kap- samına alınması gerekir.

Teşvik tablosunun tetkikinden temel kimya- sal madde üretimi her ne kadar ikinci ve üçün- cü derecede görünüyorsa da 0 ile 50 milyon arasındaki Kimya Sanayii yatırımları için tab- loya ekli makinelere ai' listede kimyasal üre- tim vasıtalarından hiçbir makine veya makine grubunun yer almadığı dikkati çekmektedir. Bu hale göre yatınm ecasen 0 ile 50 milyon ara- sında olan özel Sektör, Kimya Sanayii teşvik tablosundaki (a) sütununda yazılı muafiyetten faydalanamıyacaktır. Bizce Kimya Sanayiine öncelik tanıyan III. Beş Yıllık Kalkınma Plânı ilkeleri muvacehesinde teşvik tasansında ileri teknoloji uygulayan tesislerin tüm olarak bu tedbirlerden faydalandınlması ve bunların bi- rinci derece kapsamına alınması zaruri bir key- fiye'tir.

B u k o n u ş m a m l a T ü r k i y e ' d e K i m y a Sanayii- nin karşı'aştığı zorluklara bilhassa temas etmek istedim. Bu zorluklar çok genç olan bir sanayi kolu için tabiî karşılanmalıdır. Sanayileşme ha- reketinin başlamasından bu yana büyük adım- lar atılmıştır. Zaman Kimya Sanayi dalını da- ha da kuvvetlendirecek ve mevcut müesse eleri memleketteki diğer kuvvetli sanayi kollan gibi müşterek hareket etmeğe teşvik edecektir.

SAYIN MESLEKDAŞLARIMIZIN VE OKUR- LARIMIZIN YENİ YILINI İÇTENLİKLE KUT-

Yeni Yıl Tebriki

^l r'r?z a G l i k' m u t l u l u k v e b a ş a r i l a r KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI

11

(10)

TUBORG BİR

DAHA

AÇALIM

(11)

TÜRKİYE KlMYA MÜHENDİSLİĞİ IV. TEKNİK KONGRESİ

TEBLİĞLERİ: (II)

TÜRKİYE İLÂÇ HAMMADDESİ SANAYİİ GELİŞİMİNE ETKİLİ FAKTÖRLER VE

A) Giriş :

tlâç kavramının, insan yaşantısında, en il- kel topluluklardan başlayarak bugüne gelen bü- yük bir hayatî önem taşıdığı şüphesizdir. Keza bu önemin gelecekte de —artarak— devam ede- ceği tabiîdir, insanın organizmal yapısının olu- şan bu önem öylesine belirli, öylesine tabiî ve en önemlisi bütün canlılar içinde öylesine insa- na özgedir ki, bu açıdan yapılacak bir tanımla- mayla «insan, ilâç kullanan bir hayvandır.» de- nilebilir.

Yapıları ve gelişimleri yönünden milletlerin de organizmal yapıda oldukları gerçektir. Bu sebeple, bireysel insan hayatında o'duğu gibi ilâç, ve ilâç endüstrisini, milletlerin gelişim çizgilerinde daima en başta gelen unsurlardan biri ve hattâ çok kere, bu gelişimin ölçümü yönünden indikatör olarak görmedeyiz. En- düstrileri gelişmiş ve iktisaden güçlenmiş mem- leketlerin daima gelişmiş bir ilâç endüstrisine sahip oldukları gerçektir. Gelişmiş ülkelerin kültürel ve teknik birikimleri ilâç endüstrisinin gelişimini kolaylaştırmaktadır vc keza ilâç sa- nayiinin gelişimleriyle ekonomiye katkıları dai- ma küçümsenmeyecek değerlerde ve ekonomile- rin temel unsurlarındandır.

Gerek endüstriyel gelişim, gerekse iktisadi bağımsızlık yönünden milletlerin gelişimiyle ilâç ve ilâç endüstrisi arasındaki paralellik memleketimizde, açık şekilde görülmüştür. Ke- za bu parale'lik, bahsimizde yeri geldikçe te- mas edileceği gibi, günümüzün ve geleceğimi- zin de konusudur, çok hayatîdir. Geleceğin gü- venliği yönünden tedbirlerin çok iyi alınmasını gerektirmektedir.

Nadir SARIŞEKER Kimya Y. Müh.

işletmecilik Uzmanı ANSA imalât Md.

B) İlâç Endüstrisin n Yapısı vc Safhaları : ilâcın yapımı, dolayısıyle ilâç endüstrisi, ardarda iki etabın gerçekleştirilmesiyle teşek- kül eder :

1° — İlâç hammaddesi (ilâç aktif madde- leri) yapımı,

2° — Müstahzar ilâç yapımı.

1972 yılının Türkiye'sinde yerleşmiş ve ge- lişmiş bir müstahsar ilâç sanayii vardır. Ken- dine has bazı problemleri olmakla beraber ilâç sanayii, müstahzar ilâcın Türkiye'mizde yapılı- şı çağdaş memleketler ölçüsüne ulaşmıştır.

Memleketimiz ilâç sanayii bugün ilâç ham maddesi yapımına başlangıç safhasındadır, eta- bın gerçekleştirilmesinde doğum sancıları dev- resini yaşamaktadır.

tlâç sanayiimizde günümüzün bu en önem- li devresini incelerken, faktörlerinin benzerliği sebebiyle müstahzar ilâç sanayiinin teşekkülü ve gelişimini kısaca gözden geçirmek faydalı olacaktır.

İlk çağrlardan beri süregelen, (yaygın de- yimiyle kocakarı ilâçları yapımı kapsamına gi- ren) ilkel uğraşılan saymazsak, memleketimiz- de ilk ilâç laboratuvan ve müstahzar ilâç ya- pımının 1890 yıllannda Süreyya ve Ethcm Per- tev Beylerle başladığı görülür. Bu başlangıç- tan Cumhuriyete kadarki dönemde, bazı yerli solüsyon'ar, kremler ve bazı kodeks ampulleri yapılabilmesi mümkün olmuşsa da bunlar t o p lam kullanış hacmi içinde çok küçük bir yeT tutabilmiş, Cumhuriyete kadar ki devrede kul lanılan ilâçlann hemen hepai dışandan, bir

11

(12)

kontrol mekanizmasına bile bağlı olmaksızın ge- tirtilip kullanılmıştır.

10 Nisan 1924 de Dr. Refik Saydam'ın Sağ- lık Vekilliği zamanında çıkar ilan, ilâçların kontrole ve ruhsata bağlı olmasını öngören ka- rarname ve 1928 de çıkartılan 12162 sayılı «İs- pençiyari ve tıbbî Müstahzarlar Kanunu» ile yerli kuruluşlarımızın, Müstahzar ilâç sanayii- nin çekirdeğini teşkil edecek tarzda faaliyete geçebilmelerine imkân hazırlanmıştır.

ikinci Dünya Harbine kadarki devrede, ilk gelişmeler gerçekleşmekle beraber, gerek —o devrede bilhassa Almanya'dan getirtilen— hazır ilâç ithalâtındaki kolaylıklar, gerekse aktif maddeler ve şişe ampul gibi sanayiin teşekkül etmeyişi sebebiyle, memleket ihtiyaç hacmi yö- nünden is'enen hedefe yaklaşılamamıştır.

1939- 1945 arasındaki harp yıllarında, Al- manya'dan hazır ilâç gelemeyişine rağmen bil- hassa sıtma, frengi, trahom gibi salgın hasta- lıklara karşı ilâç kullanma zaruretiyle, ingilte- re ve Amerika'dan temin edilen aktif maddeler kullanılarak Türkiye ihtiyacının karşılanmasına çalışılmıştır. Zor şartlarda çalışma gerektir- mesine rağmen bu devre müstahzar ilâç sana- yiimizin kapasite yönünden gelişimine müsbet yönden katkılı olmiştur.

Bu gelişimin harp sonrası yıllarında, önce- leri harp sebebiyle yıpranmış Avrupa memle- ketlerinden kolayca i'âç temin edilemeyişi vc 1953'den sonra döviz darlığı sebebiyle i'halâtm tahdide tabi oluşu, dahildeki fabrikalara aza- mi s a t ı ş dolayısıylc k a p a s i t e a r t t ı r m a i m k â n ı yaratmıştır. Aynı devrede Sınai Kalkınma Ban- kasının uzun vâdeli kredileri modern, ve pro- düktif çalışmayı mümkün kılabilecek kapasite- de büyümelerle gelişmelerine yardımcı olmuş- tur. 1957 yıllarında memleketimizde müstahzar ilâçların % 60 kadarının dahilen karşılandığını görüyoruz, öteyandan 1954 yılında 6224 sayılı

«Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu» nun çıka- rılmasından sonra yabancı firmaların sürat'e çoğalarak müs'ahzar imalâtı ile faaliyete geç- tikleri görülür. (Yabancı sermayenin durumu, ilâç hammaddesi sanayii ile ilgili yönünden bi- lâhare incelenecektir.)

Müstahzar i'âç sanayiimiz 1960'laıdan son- raki dönemde artık memleket ihtiyacını kar- şılayacak düzeye ulaşmıştır. Nitekim 2. Beş Yılık Plân metninde «Birinci Beş Yıllık Plân döneminin ilk yıllarında hazır ilâçların, çok az bir kısmı hariç, tamamen yurt içinde imali ger- çekleşmiştir.» ifadesi kullanılmaktadır. (Kalkın- ma Plânı 1968 - 1972 Sahife 429) Memleketimiz müstahzar ilâç üretim değerlerinin farmakolo- jik gruplar itibariyle dağılımı Tablo: 1 de top- lanmıştır. Tablodan kolayca görülmek'edir ki:

a) Memleketimizde kullanılan ilâç hacmi vc bu hacmin paraca karşılığı önemli meblağ'ara ulaşmaktadır.

b) Çeşitli ilâç gruplarının toplam içindeki nisbetleri yıldan yıla değişimler göstermekle beraber toplam ilâç üretim hacmi sürekli artış gösteren bir trend takipetmek'edr.

Türkiye'nin gelecekteki birkaç yıl için ilâç üretim projeksiyonu ve % 7 ka'kınma hızı ka- bulüyle gayri safi Milli Hasıla değerleri ile ilâç talebinin gayri safi milli hasıladaki % payı Tablo: 2 de özetlenmiştir:

Açıkça görülmektedir ki memeleketimiz ilâç talep vc üretim hacminin hızla artışı ya- nında bu hacmin miHi hasıla içindeki payı da gittikçe artmaktadır. Sözkonusu artışın mahi- yetini ve memleketimiz için önemini inceleye- bilmek için, ilâç sanayiinde üretim giderlerinin toplam içindeki hisselerine bakmak faydalı olacaktır. 1970 yılı fiili rakamlarına göre müs- tahzar ilâç sanayiinde bu nisbetler aşağıdaki gibidir:

Hammadde % 47,66 Yardımcı Madde % 5,29 İşçilik % 19,22 Enerji % 1,27 Anbalâj Malzemesi % 26,56 Bu nisbetler içinde gözlc'eri ve dikkatleri hemen üzerine çekebilecek büyüklük'e biri var.

% 47,6 ile Hammadde. Yani ilâç yapımında kul- lanılan aktif maddeler. Şimdi sözkonusu bü- yük nisbeti yaratan ve paraca değeri astrono- mik rakamlara ulaşan bu Önemli fonun nasıl kanalize olduğunu inceleyebiliriz.

—3. Beş Yıllık Plâna esas çalışmalara yar- dımcı olma gayesiyle— ilâç sanayii işverenleri sendikasınca yapılan bir anketten aldığımız bil- gilere göre, memleketimizin son birkaç yıllık ilâç hammaddesi ithalâtı, fabrika maliyetleri itibarıyla 1968 de 512 milyon (TL) 1969 da 583 milyon (TL), 1970 de 674,5 milyon (TL) değer- lerindedir. (Topla müretim içinde takriben % 44-46 nisbetlerinde)

O halde açıkça görülmektedir ki, memleke- timizin ilâç ihtiyacının karşılanması için sür- dürülen müstahzar ilâç yapımı çalışmaları yıl- lar yılı, yüzmilyonlarca lira'ık döviz kaybıyla, ilâç aktif maddelerinin, —bir başka deyimle—

ilâcın bünyesindeki esas maddelerin-i hali su- retiyle yapılagelmiştir.

C) İlâç Hammaddesi Sanayiinin Kuruluş ve Çalışmalarına Tesir Eden önemli Hususlar :

Hammade sanayiimiz kuruluş ve gelişimi yönünden gerekli birçok faktörlere yeterince

11

(13)

sahip olunamayışı yüzünden, bu güne kadar arzu edilen düzeye ulaşılamamıştır. Bu faktör- leri şöylece sıralayabiliriz.

a) Sermaye birikimi :

Memleketimizde ilâç hammadde sanayiinin kuruluşunun gecikmesindcki başta gelen fak- törlerden biri şüphesiz, gerekli sermaye biri- kimlerinin teminindeki zorluklardır. —Rantabi- lite yönünden elverişli olmamakla beraber— kü- çük yatırımlarla müstahzar yapılabildiği ha>- de, aynı durum hammadde sanayii için müm- kün değildir.

Zira ilâç hammaddesi sanayii çeşitleri 1a- mamen kesif birer Kimya sanayii örnekleridir.

Çoğunlukla organik türevlerin yapımı şeklin- de tezahür eden ilâç hammadde imalâtlarının gerçekleştirileceği tesislerin aşağıdaki sebep- lerle büyük sermaye birikimleri gerektirmekte- dir.

1 — Hammadde sanayii türlerinin gerçek- leştirildiği cihazlar genellikle pahalıdır. Bu tür imalâtın henüz yaygınlaşmaması cebebiyle ço- ğunlukla ithal edilen pahalı cihazların kullanıl- ması gerekmektedir. (lnox reaksiyon kazanları, cam astarlı cihazlar, herbiri milyonları bulan seperatörler, filtreler vs.)

2 — İlâç hammaddelerinin yapıldığı kim- ya tesis'eri kuruluşlarında, mon.'ajlarını uzun sürede gerçekleştirebilmektedirler. Bu durum, cihazlar için yatırılmış paranın montaj boyun- ca uzun süreler tekrar paraya dönüştürüleme- den bekletilmesi, bir başka ifadeyle bekletilme süresince tesise bağlanan para için sözkonusu finansman maliyeti kadar, yatırım masrafının büyümesi, demektir.

3 — Müstahzar ilâç sanayiinin aksine

—Hammadde sanayii montajından sonra uzun- ca bir deneme ve intibak devresini takiben ka- pasitesine ulaşabilmektedir. Bu devre genellik- le tam kapasite harcamaları gerektirdiği hal- de, kısa devrede nakit girişi yaratmaması se- bebiyle yatırım için büyük işletme sermayeleri tesbit edilmesini gerektirmektedir.

4 — Müstahzar ilâç sanayii cihazları piyasa dalgalanmalarına bağlı olarak, çeşitli gayelere hizmet edebilecek üniversal mahiyette olduğu halde hammadde tesisleri genellikle belirli tür imalât çeşit'eri içindir. (Meselâ bir draje maki- nesinde bir yıl içinde çok çeşitli ilâçların dra- jelenmesi mümkün olduğu halde daha çok kış aylarında kullanılan antibiotiklerin hammadde- sinin yapılışı, yLİlık toplam kapasitenin karşıla- nabilmesi için, yaz aylarında da aynen devam etmektedir.)

Bu durum büyük mamul, yarımamul ve hammadde stokları tutulmasını, dolayısıyle bü- yük işletme sermayesi temini gerektirmektedir.

b) Teknolojik Bilgi Temini :

Gelişmiş Batı Memleketlerinde uzun yılla- rın ve araştırmalar için harcanmış astronomik paraların karşı'ığı edinilmiş teknolojik ve tek- nik bilgi potansiyeline memleketimizin sahip olamadığı acı fakat açık gerçektir.

Rekabet endişesi patent müessesesi sebe- biyle eskimiş harcıalem prosesler dışında bilgi- lere literatürde ya hiç rastlanamamakta ya da tesis kurmağa ve prosesi yürütmeğe yetmeye- cek kadar kısa bilgiler ve özet şemalarla rast- lanabilmektedir.

O halde teknik bilginin, aşağıdaki yollardan biriyle temini gerekmektedir :

1° — Tesisi yabancı müşavir - müteahhit firmalara proje - montaj vs. dahil olmak üzere komple yaptırmak,

2° — Seçilen gayeye matuf bir teskin pro- jelendirilmesi ve uygulanacak prosesin seçimi ve intibakı işlerini deruhte ve garanti edebi'e- cek bir müşavir firma ile anlaşarak tesis kuru- luşunu ve yürütücülüğü müştereken yapmak (Know-how temini yolu)

3° — Bir müşavir firma ile işbirliği yap- makla beraber, yürütücü kilit personelin, ben- zer prosesin uygulandığı bir tesiste yetiştirilme- si.

4— Akla gelebilecek bir diğer şekil olarak, Türkiye'de faaliyette bu'unan enternasyonal bir firma tarafından tesis kurulması ve çalıştırıl- ması.

Bu son şekil ilk b a k ı ş t a u y g u l a n m a s ı en kolay olarak görülmekteyse de, bu hususta bes- lenen ümitler memleketimiz için olumlu netice- ler vermemiş, aksine bu ümitlerle verilen ta- vizler, memleketimize fayda yerine sadece za- rara ve kayıplara malolmuştur. (İlâç hammad- desi yapımında yabancı sermayenin durumu, ayrıca işlenecektir.

c) Eleman Temini ve Yetiştirilmesi : Üst kademe teknik elemanların seçilen pro- sesin temel bilgileriyle teçhiz edilmesi yanında, ara teknik elemanların (formen, ustabaşı vs.) ve nihayet işçilerin —benzer bir sanayi dalında yetişmiş birkaçıy'a takviye imkânı olmaksızın—

yetiştirilmesi ve prosese faydalanılır hale geti- rilmesi emek, zaman ve bu yolda harcanacak paralar karşılığı mümkündür. (Bu problem, bilhassa öncü müesseseler için sözkonusudur.)

d) Yan Sanayii Faktörü vc Hammadde Temini :

Hammadde sanayii tesisleri, mamulleri iti- bariyle müstahzar ilâç sanayiine hizmet et- mekle beraber, yapısı vc çalışma şekliy'c, dola- yısiylc imalât esnasında kullanılan hammadde-

(14)

leri itibariyle salt kimya sanayii üniteleridirler.

O halde temel kimya sanayii kurulup gelişme- den, ilâç hammadde ünitelerin çalıştırılmaları, birçok hammaddenin ithâl yoluyla temini sure- tiyle mümkündür. Hammaddelerinin büyük kıs- mının ithali mecburiyeti, tabiîdir ki gümrük vergileri, kaynağa uzaklığı sebebiyle taşıma, sigorta masrafları ve istenildiğinde hemen te- min edilemeyişi sebebiyle, yüklü stokların do- ğurduğu finansman masrafları gerektirmekte- dir.

D) Hammadde Sanayiinin Kuruluşu İçiıı Günümüze Kadarkl Birikimler ve Bu Birikimlerin İlâç Sanayiimiz İçindeki Yeri :

Konumuzun başından itibaren belirtme- ğe çalıştığımız gibi, ilâç sanayiinde müstah- zar ve hammadde üretimlerinin yakın ilgisi se- bebiyle, hammadde yapımı fikri ve ilk çabaları, öncelikle ilâç fabrikalannın bünyesinde filiz- lenmiştir.

Nitekim imkânlarının darlığına rağmen, yerli fabrikalarımızda karaciğer extraktının ya- pılabilmesi geçmiş yıllarda, bu yolda atılan ilk olumlu adımlardandır. Bu örneği, aşı-serum ya- pımı gibi örneklerle kısmen çoğaltmak müm- künse de, bilhassa memleketimizin yakın sene- lere kadar ki geçmişinde, konumuzun (C) bölü- münde işlenen faktörlerin menfi yönden ağır- lığı, endüstriyel kuruluşların yeterince kuru- lup işletilmesine engel olmuştur.

a) Türkly.'ki yabancı sermayeli İlâç fabrika-

l a r ı i l e h a m m a d d e s a n a y i ; U ' ş k l l e r l :

Memleketimizde müstahzar ilâç yapımı faa- liyetlerini sürdüren Yabancı Sermayeli İlâç fabrikaların genellikle enternasyonal ve kendi memleketlerinde hammadde ünitelerine sahip müesseseler hüviyetinde olmaları sebebiyle, Türkiye'de hammadde yapmak üzere faaliye'e geçecek fabrikalann ilkin bu kuruluşlarca meydana getirileceği ümit edilmiştir.

Bu ümitledir ki (henüz Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu dahi kabul edilmeden) 1950 yı- lında 5583 sayılı kanun hükümlerine istinaden bir yabancı ilâç fabrikasına faaliyet müsaadesi verilmiş, 1954 yılında 6224 sayılı Yabancı Sa- nayii Teşvik Kanununun kabulünden sonra ise, memleketimizde faaliyete geçen yabancı ser- mayeli ilâç fabrikası sayısının son derece hızla arttığı görülmektedir. 1960 yılında İstanbul'da faaliyet gösteren bütün sektörlere ait Yabancı Sermaye Hacminin % 3,5 olmasına mukabil ilâç sanayiinde Yabancı Sermaye nisbeti % 19'a ulaş- mıştır. 1965 yılı is'atistiklerine göre ise yabancı sermayenin yatırımlardaki payının % 65, üre- timdeki hissesinin ise % 47'ye ulaştığı görül- mektedir.

Yabancı sermaye hissesinin bu derece hız- lı çoğalmasında, sayılanmn artması yanında, bu kuruluşların hızla kâr ederek büyümeleri de etkili olmuştur. Yabancı müesseselerin en- ternasyonal isme sahip müstahzarları üretme- leri satış imkânlarını artırırken, bu kuruluşla- rın, yerli müesseselerin çoğuna nisbetle büyük ve modern makinelerle dona'ılmış oluşları pro- düktivitelerini yükseltmiş, keza yabancı ser- mayeyi teşvik gayesiyle fia'larının yüksek kâr marjlanyla tesbit edilmiş oluşu büyük otofi- nansman olanakları yaratmıştır.

İlâç sanayiinde yabancı sermayeye gösteri- len kolaylıklar şüphesiz sebepsiz değildir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu kanaldan memle- ketimizde hammadde ünitelerinin kumlabilme ümidi ve hammadde yanında, bu fakrikalarda yapılacak enternasyonal isimli müstahzarların bu kanaldan Doğu Devletlerine ihracının müm- kün olabilmesi idealleri bu desteklemeleri ya- ratan başlıca sebeplerdir.

Ümit edilenlerle karşılaştırıldığında uygu- lamalar ve sonuçları ümit kırıcı olmıuş'ur. Zi- ra yabancı ilâç sanayii kuruluşlarının, faaliyet- leri ve gelişimleri denebilir ki, sadece Türkiye piyasasını hedef alan bir müstahzar ilâç sana- yii çerçevesinde kalmıştır ve bu gelişimler yer- li ilâç fabrikalannın faaliyetlerine ve üretim hacımlarına olumsuz yönde etkili olmuştur.

1965 Yılında D.P.T. İlâç Sanayii özel Ko- misyonunca hammadde üretimleri hususunda yapılan anketi yabancı fakrikalardan sadece üçü müsbet cevaplandırabilmiş, hammadde yaptıklarını bildiren bu fabrikaların hammad- de üretimleri ise 1963 - 1965 yıllarında kendi üretim değerlerinin sadece % 3'ünden ibaret kaldığı görülmüştür.

Bu durum, yabancı sermaye için beslenen ümitler yönünden hayal kinci olmakla beraber eşyanın tabiatına uygun düşmektedir. Açıktır ki kendi ülkelerinde ürettikleri mamulleri sat- mak ihtiyacında olan bu müesseseler memleke- timize kolayca satış imkânı bulabildikleri süre- ce aynı mamulleri burada yapma ihtiyacını his- setmektedirler. Nitekim ülkemizde tesis kurma çabalanna, yerli müesseselerin müstahzar sa- nayiinde gelişip thalâtın azaldığı yıllarda iti- baren başlamışlardır. Bu durumla yabancı sermayenin girişinde yarattığı görünüm bir

«Truva Atı» misalini hatırla'maktadır.

Plânlı döneme geçişle birlikte yabancı ser- mayenin bu durumuna karşı tedbir a'ınması prensip edinilmiştir. Nitekim 1. Beş Yıllık Plân metninde, «İlâç sanayiinde yabancı sermayeye, hiç olmazsa ilâca giren aktif bir maddenin sen- tezini yurdumuzda yapmak şartıyla izin verile- cektir.» ifadesi kullanılmaktadır. (Kalkınma Plânı 1963 - 1967 S: 282)

11

(15)

Yabancı sermayeye ilâç aktif maddeleri yapmaları hususundaki telkinler üzerine karşı tedbir o'arak yabancı fabrikalar (dışarıda ya- pıp memleketimize satmak istedikleri) ham- maddeyi; sondan bir önceki reaksiyon kademe- lerinden yurda sokarak tipik montaj sanayi hü- viyetiyle ve bu şekliyle bile, kendi ihtiyaçlarına yetebilecek kadarlık hacımlarda türev yapımı çalışmalarıyla faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

Kaldı ki bu durum hammaddeyi dışarıdaki ken- di fabrikalarından ve yüksek fiatlarla ithal etmek yönünden kolaylık sağlaması sebebiyle bazı yabancı müesseselerce, ekonomimize fay- da yerine zarar verecek tarzda uygulanmasına da yol açabilmiştir.

1966 yılında isimleri aşağıda sıralanmış tü- revlerin yapılabildiği tesbit edilmiştir: Ergota- min tartarot, oksitetrasiklin, tetrasiklin, d-panthenol, klorobcnzodiazepin fenil butazen gibi birkaç kalemin son reaksiyon kademeleri.

Bunların tamamı yıllık ilâç hammaddesi itha- lât miktarını % 2 azaltabilmektedir. (D.P.T.

ilâç Sanayii özel ihtisas Komisyonu Raporu, 1966 S. 29 - 35)

2. Beş Yıllık Plân metninde konuyla i'gili olarak «Türkiye'de imalât yapan dünyaca ta- nınmış ilâç fabrikalarının, ilâç aktif maddeleri imalindeki teşebbüsleri, genellikle birkaç basit kimyasal metodun uygulanmasından ibaret kal- mış'ır. Birinci Beş Yıllık Plânda, sözkonusu fir- maların hazır ilâç imalinde genişlemelerini sı- nırlayan tedbir zaman zaman yetersiz ve etki- siz kalmıştır.» ifadesi kullanılmaktadır. (Kal- kınma Plânı 1968 - 1972 S. 429)

2. Beş Yıllık Plân, metninde yerli kuruluş- ların son yıllarda ilâç aktif maddeleri imalinde yönelmeleri ve çabalarını birleştirmeleri teşeb- büslerinden kısaca bahsetmekte, adetâ müjdele- mektedir.

b) Yerli ilâç fabrikalarının müşterek teşebbüsü i ANSA

Nihayet, memleketimizde ilâç hammaddesi tesisi kurulmasına dair filizlenmeğe başlayan fikirlerin ilk meyvasına ulaşıldığını görüyoruz.

1967 yılında, önce 8 yerli ilâç fabrikasıyla baş- layan, sonradan sayısı 12'ye ulaşan hepsi yerli ilâç fabrikalarının güç birliğiyle oluşan ilk Türk ilâç hammaddesi fabrikası kuruldu ve 1970 Kasım'ında faaliyete geçti: ANSA Antibio- tik ve ilâç Hammaddeleri Sanayii. Bu olay, ilâç sanayiimizde dönüm noktası, hammade devrinin açılışıdır.

ANSA'nın en önemli özelliklerinden biri, prosese en ilkel çalışmalardan başlayarak (mon- taj sanayii tipinden tamamen uzak şekilde) so- nuna kadar götüren bir tesis olarak kurulma- lıdır.

ANSA'nın faaliyet sahası ve hedefi : Adından da anlaşılacağı gibi bu tesisin ça- lışma sahası antibiotik imalâtıdır. Tablo: l'den hemen görüleceği gibi, müstahzar ilâç cinsleri üretim değerlerine göre bir sınıflandırma yapı- lırsa, memleketimizde kullanılan ilâçlar içinde

% 20 - 25 arasındaki hisscsiyle baş sırayı an- tibio'iklcr işgal etmektedir. Keza; ithal edilen antibiotik hammaddeleri değerinin toplam ilâç hammaddeleri ithal değerleri içindeki nisbeti

% 30 - 35 mertebesindedir.

ANSA'nın keza antibiotik'er içinde seçtiği ilk faaliyet sahası Tetrasiklin imalâtıdır ki, tetrasiklinler gerek miktar gerek toplam değer itibariyle kullanılan antibio'ikler içinde yine ilk sırayı işgal etmektedirler.

ANSA tesisleriyle ilâç hammadde sanayiin- de atılan bu ilk adımı incelerken, bu tesisin önemi yönünden aşağıdaki hususları gözden geçirmek faydalı olacaktır:

1 — Tesis sahip olduğu cihazların büyük kısmı itibariyle üniversal mahiyettedir. Başka antibiotiklere de geçecek tarzda gelişimlere el- verişlidir. Keza tetrasiklin baz ve tetrasiklin hidroklorür yapımıyla başlayan ilk çalışmala- rı takiben daha ilk yılını doldurmadan tetra- siklin fosfat kompleksi yapımı gerçekleştirilmiş, ikinci faaliyet yılının başlarında ise oksitetra- siklin imalâtına başlanılmıştır.

2 — Kuruluş, yukarıdaki faaliyet sahaların- da, Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılamaktadır.

(Memleketimizde kullanılan tetrasiklin ve tü- revleri yılda 30 - 33 ton ve oksitetrasiklin 10-11 ton kadardır. Dahilden karşılanan bu ihtiyacın döviz tasarrufu değeri yılda bir milyon doları aşmaktadır.)

3 — Proseste kullanılan hammadde ve yar- dımcı maddelerin büyük kısmı yerli piyasadan karşılanmakta, —Nişasta, dekstrin gibi bazı imalât yapan fabrikalar için bu suretle yeni iş sahaları açılmış, keza bu tesiste kullanılan ba- zı yardımcı hammadde çeşitleri, —ithal edil- mek yerine— yerli kuruluşlarla temasa geçilip, teknik yardım ve teşvik yollarıyla dahilden te- min edilerek yerli müesseselere yeni iş sahala- rının açılması yolu tercih edilmiştir, (ithal edi- len hammaddeler, sadece Türkiye'de tesisi he- nüz kurulmamış temel kimyasal maddelerdir.

(Bütanol, Aseton, quaderner amonyum tuzları vs.)

4 — Kuruluş, devamlı artan kapasitesiyle, artık Türkiye ihtiyacının üzerinde üretim gücü- ne sahip'ir ve çok yakında ihracata geçerek, yabancı memleketlere Türk Malı ilâç aktif maddesi satma hazırlıkları içindedir.

5 — Türkiye'de sahasındaki ilk teşekkül oluşu ve prosesinin özelliği sebebiyle bu kuru-

(16)

luş, artık memleketimizin araştırma yapılan önemli müesseselerinden biri hüviyetindedir.

6 — Esas imalât türleri yanında, prosesten yan ürün olarak, formentasyon artığı miselyum elde edilmektedirki proteince ve yağlarla mi- nerallerce zengin bir madde, yem sanayii için değerli bir dolgu maddesi niteliğindedir.

Hammadde yapmak üzere kurulacak tesis- lerin Türkiye ekonomisine —Bu sahadaki ilk te- sis olması sebebiyle ANSA misaliyle yukarıda özetlenen katkıları, şüphesiz her tesisin kendi öz bünyesine göre değişmekle beraber, diğer türler için de sözkonusu olduğu tabiidir; ve gelecekteki gelişimlere ilk tesislerin büyüyerek katılmaları (teşekkül etmiş başlangıç potansi- yelleri sebebiyle) kuvvetle muhtemeldir. Şüp- hesiz bu gelişimler gerek kurulan gerekse kuru- lacaklar yönünden ilk tesislerin kârlılığı (bir başka deyimle otofinansman imkânları) en önemli hususu teşkil etmektedir. Bu konuda, işletmeler yönünden de resmî müesseseler yö- nünden de gerekli tedbirlerin alınması zorun- ludur. Alınan ve alınması gereken tedbirlere ko- numuzun devamında temas edilecektir.

c) tlâç sanayiîmlzde diğer çalışmalar : Müstahzar ilâç fabrikalarının birkaçında (türeo mahiyetinde olmakla beraber) bazı aktif maddeler yapüdığı bilinmektedir. (Bu madde- lerin bazılarına 1966'daki durum incelenirken temas edilmiştir.) Artma eğilimi gösteren bu çabalar, şüphesiz bazı yenilerinin ilâvesiyle de- vam etmektedir. Genellikle ilâç fabrikalarında kendi ihtiyaç kapasitelerine yetecek miktarlar- da yapılan bu maddelerden tesbit edilen ba- zıları ve yapıldığı işletmeler aşağıda sıralan- mıştır :

1 — Phenacetin : Atabay ilâç Fabrikası ve VVyeth Laboratuvarı tarafından,

2 — Trimetoprin : Atabay ilâç Fabrikasın- da.

3 — Oxazcpan: vvyeth Lâboratuvannda.

4 — D.A.N.K. : îlsan ilâç Fabrikasında.

5 — Trihydroetilyl Rutin : îlsan İlâç Fab- rikasında,

6 — Diabinez : Pfizer îlâç Fabrikasında.

7 — Acıd asethlylsalisyligue paracetamel orgatamin tartarat Butuzoliden

8 — Fako ilâç Fb.

Yukarıdakiler ilâveten, başlıca sentetik pe- nisilinler imalâtına uygun bir tesis için Fako ilâç Fabrikası tarafından teşebbüse geçildiği, (Tesis müsaadesi alınıp, sınaî kalkınma ban- kasından kredi de temin edilerek) ilk proje ça- lışmalarının tamamlandığı, takriben 8 ton/yıl kapasi'.e ile sentetik penisilin yapılabilecek bu

tesisin, üniversal hüviyetiyle çok yönlü sentez- lere elverişli ve ihracata dönük bir işletme ola- rak, kuruluş çalışmalarını yürüttüğü öğrenil- miştir.

E) İlâç hammadde yapımında belllbaşlı yollar ve memelekitimizde uygulama imkânları :

Kimyasal bünyeleri ve kullanış yerleri yö- nünden ilâç aktif maddeleri pekçok gruplara ayrılmakla beraber, yapılışlarında üç temel yol olduğu görülür.

1 — Çeşitli bltkiler ve hayvan! artıklar kullanılarak ilâç aktif madde yapımı:

Bir tarım memleketi olan Türkiye'nin bu konuda geniş bir potansiyele sahip olduğu açık- tır. îlâç endüs'risi için yetiştirilebilecek bir- çok bitkiler yanında esasen üretilen (hattâ ba- zısı tabiî olarak yetişen yabanî türden) çeşitli bitkiler ekstraksyon ve pürifikasyon kademele- ri uygulanarak bu gaye için rahatça kullanılma- ğa elverişlidir. Birkaç misal, aşağıda sıralan- mıştır.

— Çay artıklarının ekstraksyonuyla kafein elde edilmesi mümkündür. (Bu yolun özellikle Hollanda'da uygulandığı öğrenilmiştir)

— Kaçakçılığa meydan vermiyecek sıkı kontrol altında (meselâ devlet çifiliklerinde) afyon üretilerek, kurulabilecek kimya tesisle- riyle ilâç aktif maddesi olarak değerlendirile- bilmesi —ve çok kolayca ihracı— mümkündür.

— Buğday başaklarında parazit olarak üre- yen çavdar mahmuzunun özellikle yetiştirilip ekstraksyona tabi tutulmasıyla ergotin ve eı^

gotamin glikozitler kazanılabilir.

— Belladan ve juskiyam'dan başlanarak At- ropin ve türev alkoleiler, dijital kullanılarak dijital alkaloitler, piretrum kullanılarak en- sektisitlerin elde edilebileceği ve bu bitkilerin memleketimizde bol miktarda olduğu bilin- mektedir. (D.P.T. îlâç özel İhtisas Komisyonu Raporu 1966.)

Keza hayvan ürünleri kullanılarak birçok hammadde yapımı için memleketimizde uygun bir potansiyel mevcuttur. Tedarik ve kullanış imkânları yönünden uygun birkaç örnek aşağı- da sıralanmıştır.

— Karaciğer kullanılarak, karaciğer eks- traksyonu yapılabilmektedir.

— Pankreas'lan hareketle ensülin yapılabi- lir.

— Akciğer kullanılarak Hepazin elde edile- bilir.

— Safra kullanılarak safra esidi ve tuzlan kazanılabilir.

11

(17)

2 — Fermentasyondan başlanarak İlâç ham- maddeleri yapımı :

Gayeye elverişli mikroorganizmaların üre-

• ilmesinden hareketle fermcntasyonla başlayan, ekstraksiyon ve çeşitli kimyasal işlemlerle de- vam eden, işlemler serisinin gerçekleş'irilmesiy- le pür aktif maddeye gidilerek çok çeşitli ilâç hammaddesi yapılabilmektedir.

Fermentasyon başlangıçlı birkaç proses ör- neği aşağıda sıralanmıştır.

— Fermcntasyonla başlayan antibiotik pro- sesleri.

«

Daha önce sözünü ettiğimiz ANSA tesisleri bu konuda memleketimizde gerçekleşmiş canlı bir örnektir. Bu yolla tetrasiklin, oksitetrasiklin, oksitetrasiklin, klorletrasiklin, demetilklortet- rasiklin, streptomisin, eritromisin, penisilin vs.

yapımı mümkündür.

— Fermentasyon yoluyla Steroidler yapı- labilir. Keza bu proseslerde de fermentasyonu takip eden ardarda birkaç kimyasal reaksiyon pür aktif maddeye ulaşılabilmektedir.

— Strik asit imalâtı da keza (melas kulla- nılarak) fermentasyonla başlayan bir proses- tir. (Memleketimizde sitrik asit yapımı için gi- rişilmiş bir tesisin inşaat ve montaj çalışma- ları yürütülmekte ve 6-7 ay sonra faaliyete geç- mesi beklenmektedir.

Fermentasyondan başlıyan proseslerin elve- rişli bir yönü —kısmen— üniversal hüviyette olmaları, aynı fermenatör kullanılarak, farklı hedeflere giden çalışmalara imkân vermeleri- dir.

Fcrmentasyonda kullanılan temel gıda mad- delerinin genellikle yerli kaynaklardan temin edilebilmesi, aktif maddeler yapımı için mem- leketimizde bu yolun seçimine imkân yaratan önemli bir özelliktir.

3 — Sentez yolu ile aktif madde yapımı : Tamamen anorganik ve organik kimyasal maddeler kullanılarak gerçekleştirilen proseler- le ak'if maddeler yapımı şeklinde tamamlaya- bileceğimiz bu yol, kömür katranı ve petrol ürün'erine dayalı temel kimya sanayiinin henüz yeterince gelişmediği bu günün Türkiye'sinde, kullanılması gereken esas hammaddeler itiba- riyle ithalâta daha çok yer verilmesini gerek- tirmektedir. Bununla beraber çok yönlü geli- şim çabaları içindeki memleketimizde uygula- ma imkânlarının gittikçe artıp uygulamalara elverişli ortamlar yaratması beklenebilir.

İmalâtlarında, esterleşme, alkılleme, me- tilheme, hidrojenasyon, oksidasyon, holojenle- me, sulfonasyon, kompleksleş'irme vs. reaksi- yonların tatbiki için kullanılacak cihazlarla ve

hemen herbiri için gerekli, kristalleştirme, filtrasyon, destilâsyon, kurutma üniteleriyle, bu tür proseslerin de birkaç aktif maddenin ya- pımına elverişli üniversal kuruluşlar olarak kullanılmaları mümkündür.

Keza başlangıcı fermentasyona dayalı ba- zı aktif maddeler kullanılarak yeni ilâç aktif maddelerin yapılmaları da günümüzde sık sık görülmektedir. Oksitctrasiklinden hareketle metasiklin ve doksisiklin kazanılması vc peni- silinden hareke le sentetik penisilinlere (ampi- silin vs.) gidilebilmesi gibi... (Sentetik penisilin yapmak üzere kuruluş faaliyetlerini yürüttü- ğünü daha önce belirttiğimiz tesis, bu yolda olumlu bir örnek teşkil edecektir.)

F) Kurulacak ilâç hammaddesi tesisleri için dikkate alılııacak faktörler ve gerekil teş- vik tedbirleri :

Konumuzun başından itibaren işlemeğe ça- lıştığımız gibi, Türkiye'de ilâç hammadde sana- yiinin yeni kurulacak tesislerle gelişmesi, kök- leşmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Şüphesiz iktisadî bağımsızlığımızın ilâç sanayi bünyesin- deki tamamlanması da ancak böylece mümkün olabilecektir.

Tabiîdir ki bu tamamlama gayeye yönelir- ken, konuya iyi bir plânlamayla girişmek, ye- terli hesaplamalarla seçilmiş uygun hedefleri seçmek; gerçekleştirmek ve yaşaması için mem- leket şartlarına göre gerekli tedbirleri almak, teşvik etmek, desteklemekle mümkündür.

a — Hedeflerin seliminde ve uygulanma- sında d.kkat; alınacak faktörler : I — Yapılacak hammaddelerin cinsi ı 1 — Gözönünc alınacak ilk unsurlardan bi- ri, şüphesiz o maddenin memleketimizde tüke- tim miktarıdır. Tüketim miktarı büyük harca- malı hammadde yapımlarının ilk etapta seçil- mesi, kaybı önlenecek döviz yönünden olduğu gibi, büyük kapasitenin rantabiliteye faydaları yönünden de olumludur. (Kapasite konusuna ayrıca değinilecektir.)

2 — Seçilecek aktif maddenin tababetteki hayatî önemi dikkatel alınmalıdır. Ciltteki kı- rışıklıkları giderecek bir müstahzarın aktil maddesinin yapımı faydalıdır. Ama onun yanın- da, ateşli hastalıklarda ve gereğinde salgınlar- da kullanılacak antibiotiklere öncelik tanınma- sı elzemdir, şarttır. (Keza konu, bu yönüyle, savunma stratejisi bakımından da önemlidir.)

3 — Yatırımın rantabilitesine elverişli, op- timum kapasiteler iyi seçilmelidir. Birim ma- liyete binen yükleri kapasite yönünden asgari- ye indirebilecek kapasite temini için seçime aday alternatifler, esaslı etüdlere tâbi tutulup

(18)

yeterli fizibilite etütlerinden sonra karara va- rılmalıdır. (Sıfır kâr noktası analizeleri yatı- rım hasıla nisbetleri vs. gibi).

4 — Birçok ilâçların belli sürelerden son- ra önemlerini kaybettikleri (veya bu önemin azalabileceği) bilinen bir gerçektir. O halde, rizikosu az imalât cinsleri tercih edilmelidir.

Hattâ bazan, son tıbbi ve teknik gelişmelerle piyasa değişimleri takip edilerek, kurulmasına girişilmiş bir tesiste, çeşitli nedenlerle inşaat, montaj vs. çalışmalarında meydana gelebilecek gecikmelerle bile, yapılacak aktif maddenin, öneminin ve satışının azaldıktan sonra piyasa- ya çıkarılmasına yol açabilir.

O halde seçimlerde riziko meselesi en baş- ta dikkate alınması gereken unsurlardan biri- dir.

5 — Kurulacak tesisler, birkaç mamûl ya- pımına imkân verecek tarzda (Üniversal tip- te) yapılmalıdır. Veya başka bir deyişle, üniver- sal çalışmalara imkân verebilecek prosesler için tesis kurulması tercih edilmelidir. Bu su- retle yukarıda konu edilen faktörlerden riziko tehlikesi azal'ılabileceği gibi, işlenecek mamûl- lerin münferit satış imkânları az olsa bile, top- lam optimum kapasiteye ulaşılması kolaylaşabi- lecektir.

6 — İlâç hammadde sanayiimizin gelişme- si gerektiği hükmüne varırken, en önemli da- yanaklarımızdan biri döviz kaybının önlenme- siydi. O halde tabiîdir ki, girişilecek ilâç aktif madde yapımlarında, azamî nisbette yerli ham- madde kullanılarak gerçekleşecek prosesler tercih edilmelidir. Bu suretle gelişebilecek vc doğabilecek yan ve yardımcı endüstriler, gele- ceğin ilâç aktif maddesi tesislerine yeni potan- siyeller ve kolaylıklar temin edebilecek'ir. (Da- ha önce bahsi geçen ANSA'nın imalâtında kul- landığı yerli hammaddeler arasında bu yön- den çok olumlu örnekler bulmak mümkündür.)

II — İlâç hammaddesi sanayiinde araştır- manın önemi :

Her endüstri için araştırmanın faydalı ol- duğu bir gerçektir. Bu gerçek ilâç aktif mad- deleri sanayiinde bilhassa önem kazanmakta, vazgeçilmez bir ihtiyaç hüviyetine bürünmek- tedir.

Şüphesiz araştırmaya imalâta geçişten çok önce girişilmeli, ilk etap'a pilot üniteler kuru- larak deneme çalışmalan yapılmalıdır.

Hammaddelerini çoğunlukla yerli kaynak- lardan temin etmeyi hedef alan kuruluşlar için, konu bilhassa önem kazanmaktadır. Zira her tesis için kuruluş sonrası, tesisin işletmeye başlangıcından gerekli —eksik kapasiteli— in- tibak devresi yanında, sözkonusu endüstriler-

de, hammaddelerle prosesin gerek cins gerekse miktar yönünden uyuşması için denemelerle geçecek bir süre kaçınılmaz olmaktadır. Bu süreyi, önceden kurulmuş pilot ünitelerdeki ça- lışmalarla —imalât devresi lehine— kazanmak mümkündür, gereklidir.

Keza imalâta paralel çalışan araştırma lâ- boratuarlan ve pilot üniteler değişebilen fak- törlere karşı Ko'ayca ve kayıpları asgariye İn- direbilecek tedbirlerin alınabilmesine imkân yaratabilmesi yönünden, denebilir ki, vazgeçil- mez bir unsurdur.

Ayrıca yeni gelişmelere ayak uydurabilmek bir başka ifadeyle teknoloji yönünden statik kalmamak yönünden) devamlı çalışan deneme ve araştırma ünitelerinin varlığı sözkonusu te- sisler için ayrıca faydalıdır.

III — Teknik bilgilerin temini :

İlâç hammaddesi endüstrilerinin memleke- timizde yeniliği sebebiyle, ilk teknik ve tekno- lojik bilgilerin dışarıdan temin edinileceği ta- biîdir.

Eskimemiş prosesler dışındaki teknik bilgi- lere literatürde —maalesef— ya hiç raslanılma- makta, ya da uygulanmasına yetersiz kapalı ve özet bilgilerle, genel akım şemalarıyla yeti- nilmektedir. O halde bu yol —gerekli olmak- la beraber— yeterli değildir.

Patent hakkı satın alınması, Royalty, Knovv how gibi bilgi satın alış usullerinin herhangi biri - kaynağın iyi seçilmesi ve garanti konu- sunda esaslı ve uygulanabilir müeyyideler ihti- va eden anlaşmalarla, faydalanılmağa müsait- tir.

Seçilen yol hangisi olursa olsun, dışarıdan bilgi satınalınması konusunda .azamî titizliğin gösterilmesi kaçınılmaz zorunluluktur. Knovv hovv alınan firmanın, gerek proje mühendisliği, gerekse prosesteki her cins çalışma için, ye- tenekli komple bir kadroya sahip olması ya- nında, benzer tesislerin kurulmasında daha ön- ceki örneklerinin (ve bu örneklerin randıman- larının) peşinen titizlikle tetkiki gereklidir. Ak- si takdirde büyük fedakârlıklarla ve ümitlerle tedarik edilen yatırım fonlarıyla girişilen te- şebbüslerin, gerek'iği kadar tecrübeden yoksun ve komple kadrolara sahip olmayan müşavir firmaların —denemelerine ve gelecekteki başka çalışmaları için tecrübe edinmelerine yarama makla beraber— çok pahalıya malolmalan teh- likesi mümkündür.

Hepsinden önemlisi, tesiste çalıştırılacak eleman'ardan bir kısmına, kuruluş öncesi, dı- şarıdaki benzerlerini yeterince tetkik ve bura- larda işi fiilen yapabilecek tecrübeyi kazandır- ma imkânları mutl&ka temin edilmelidir.

11

(19)

IV — Kalite konusu :

Konumuzdaki hammeddeler, ilâçlara doğ- rudan kullanılan aktif maddelerdir. O halde, yapılan malın Pharmacopea standartlarına uy- ması kaçınılmaz zarurettir. Bir başka deyiş- le, yapılan mal s andartlara uyduğu takdirde mamuldür, birkaç çeşit kalite ile satılması mümkün değildir. Standartlara uygun mal imâ- li ise uygulamadaki dikkat ve titizlik yanında proseste uygulanan metottan, kullanılan cihaz- ların özelliklerine ve imalâtta kullanılan ham- maddelerin kalitesine kadar pekçok faktöre bağlıdır. O halde, aynı zamanda bir prodük- tüvite ve dolayısıyle rantabili e konusu o'an kalite kavramı, diğer faktörlerle beraber ele alınması vc üzerinde titizlikle durulması gere-

ken bir husustur.

V — Endüstriyel tesislerin bir çoğunda olduğu gibi ilâç hammaddesi ünitelerinin bazı yan ürünleri ve artıkları da geri kazanılarak veya yan endüstrilerde kullanılarak değerlendi- rilebilir. Bu değerlendirmeler için, teknik ted- birler ve piyasa araştırmalarıyla azamî isti- fade vc bu yolla rantabilitenin artırılması yol- ları aranmalı ve uygulanmalıdır.

b) Teşvik tedbirleri ;

Alınan ve alınması gereken teşvik tedbir- leriyle uygulamalarına geçmeden önce teşvik edilme gereğini yaratan faktörlerin kısaca göz- den geçirilmesi faydalı olacaktır.

I — Yeril hammadde sanayiinin dış ben- zerlerine göre imkânları :

1 — Tesis kuruluş maliyeti :

Bilindiği gibi kimya sektörü kuruluşların- da, tesis masraflarının en büyük kısmı, prose- sin uygulanacağı cihazlara aittir. (Genellikle in- şaat masraflarının 8-10 katı.) Bu cihazların memleketimizde henüz yapılamayan büyük ço- ğunluğunun ithali gerekmektedir.

î hal edilen cihazlar, başta gümrük ver- gileri olmak üzere taşıma, sigorta gibi bazı masrafların da ilâvesiyle gelişmiş ülkelerde kurulacak benzer bir fabrikaya nazaran şüp- hesiz daha pahalıya malolmaktadır.

Yerli imalâ'hanelcrce imâl edilen cihaz- lar da, bu sanayilerin henüz yeterince gelişme- miş oluşundan, kullandıkları malemelerin (inox, saç, vanalar vs.) çoğunlukla ithal yoluy- la temin edilmiş olmasına kadar birçok se- beplerle dış ülkelerdeki benzerlerinden daha pahalıdır.

O halde açıkça görülmektedir ki mevcut şartlarla memleketimizde kurulan söz konusu fabrikaların tesis masrafları gelişmiş ülkelerde-

ki benzerlerine nazaran belirli şekilde daha pa- halıdır.

2 — Proseste kullanılacak hammadde fiatlan :

O halde açıkça görülmektedir ki mevcut şartlarla memleketimizde kurulan sözkonusu fabrikaların tesis masrafları gelişmiş ülkeler- deki benzerlerine nazaran belirli şekilde daha pahalıdır.

Yukarıda izah edilen gerçek, keza ham- maddeler için de sözkonusudur.

İthal yoluyla temin edilen hammaddeler, (direk ithal yoluyla da, ithalâtla meşgul bir ti- carî firma kanalıyla da temin edilse, gümrük vergisi, taşrma ve memleketimize has ithalât formalitelerine bağlı bekleyişlerle yüklenilen sermaye maliyetlerine bağlı artışlarla, gelişmiş ülkelerdeki benzer müesseselere nazaran da- ha yüksek fiatlarla satın alınabilmektedir.

(Tablo 3 de hammaddelerin bazılarına ait iç ve dış fiatlar mukayese gayesiyle sıralanmış- tır.)

Keza yerli hammadde fiatlan da genellik- le dış ülkelere nazaran pahalıdır.

3— — İşçilik masrafları :

Mcmleke'imizdc işgücü masrafı, halen Av- rupa ve Amerika'ya nazaran daha düşük sevi- yededir. Fakat son yıllardaki toplu sözleşme zamlarıyla, bu seviyenin hızla yükseldiği bili- nen bir gerçektir. Kaldı ki sözkonusu kimya tesislerinde esasen işlemler «az işçilik, çok ma- k i n e giicU ve cihaz kullanılışı» e s a s ı n a dayan- dığı için, bu konudaki lehte durum fazla et- kili olmaktan uzaktır.

4 — E n e r j i m a s r a f l a r ı ;

Yukanda temas edildiği gibi, ilâç hammad- de yapılabilecek kimya tesislerinde büyük çap- ta enerji tüketilmektedir. Memleketimizde en- düstri elektriği fiatlan, gelişmiş dış ülkelerle mukaye3e edilemeyecek kadar pahalıdır.

Yukarıda kısaca izah edildiği gibi, Türki- ye'de yapılan ve yapılacak ilâç hammaddele- rinin imaline ka'ılan unsurların (Hammadde, enerji vs.) pahalılığı sebebiyle, mamûllerin di- rek maliyetlerinin, dışarıdaki benzerlerine nis- betle yüksek olacağı muhakkaktır.

Bunun yanında, aşağıdaki endirek unsurla- rın maliyetlere tesirlerini de dikkate almak ge- rekecektir:

5 — Sermaye piyasası ve faiz hadleri : Memleketimizde sermaye piyasası yeterin- ce gelişmemiştir. Müteşebbislerin mahdut öz sermayelerinin üzerindeki fonlar, genellikle

11

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Bu istek birlik tarafından

Duyarlı Olmayan (Analitik Olmayan) Ortalamalar Medyan (Ortanca)   Mod Kantiller Düzeltilmiş Ortalama Kırpılmış

Seride önceden belirlenen bir yüzde kadar veri atılmasıyla elde edilen yeni veriye aritmatik.

aksam ve girdiler bu tekellerden elde edilmektedir. Yatınm malları sanayiinin % 38,4 gibi büyük bir kesimini teşkil eden taşıt sanayiinin nasıl dışa ba- ğımb olduğunu da

% 36.9, fosfatlı gübreler için % 51.7 sl olacak- tı. Ancak bu sonucun tam olarak gerçekleşip gerçekleşmediğine gene DPT rakamlarından yararlanarak biz göz atalım.

Köşkköy (Hüyük-Konya) Kaplıcasının Jeolojik ve Hidrojeolojik İncelenmesi, O... Köşkköy (Hüyük-Konya) Kaplıcasının Jeolojik ve Hidrojeolojik

Söz yahut musiki bir büyük holdeki samilere ya doğrudan doğruya veya radyo veya telefon sisteminde olduğu gibi, elektrik usulile naklolu- nursa odada mevcut diğer seslerden