• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ANABİLİM DALI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ANABİLİM DALI"

Copied!
131
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ BÖLÜMÜ

ANABİLİM DALI

TÜRKİYE'DE BİLGİNİN TOPLUMSALLAŞMASINDA ELEKTRONİK YAYINLARIN ROLÜ

Tezli Yüksek Lisans Tezi

HALİL KIPÇAK

ANKARA-2018

(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ BÖLÜMÜ

ANABİLİM DALI

TÜRKİYE'DE BİLGİNİN TOPLUMSALLAŞMASINDA ELEKTRONİK YAYINLARIN ROLÜ

Tezli Yüksek Lisans Tezi HALİL KIPÇAK

TEZ DANIŞMANI:

Prof. Dr. HAKAN ANAMERİÇ

ANKARA-2018

(3)

TURKIYE CUMHUR~YETI ANKARA UNIVERSITESI SOSYAL BILIMLER ENSTITUSU BILGI VE BELGE YONETIMI BOLUMU

ANABILIM DALI HALIL KIPCAK

TURKIYE'DE BILGININ TOPLUMSALLASMASINDA ELEKTRONIK YAYINLARIN ROLU

TEZ DANISMANI:

Prof.

Dr.

HAKAN ANAMERIC

T E Z J U R ~ S ~ U Y E L E R ~

Tez Savunmasi Tarihi

11.03. ' h i 2

(4)

T.C.

ANKARA UN~VERSITESI

Sosyal Bilimler Enstitusii Mudurlu~une,

Prof. Dr. Hakan ANAMERIC d a n ~ ~ m a n l i g ~ n d a hazirladigin~ "Tiirkiye'de Bilginin Toplumsalla~masinda Elektronik Yayinlarin Rolii (Ankara, 2018)" ad11 yiiksek lisans tezimdeki biitiin bilgilerin akademik kurallara ve etik davraniy ilkelerine uygun olarak toplanip sunuldugunu, b a ~ k a kaynaklardan aldiglm bilgileri metinde ve kaynakqada eksiksiz olarak gosterdigimi, g a l i ~ n ~ a siirecinde bilimsel ara~tlrma ve etik kurallarina uygun olarak davrandlgim~ ve aksinin ortaya qikmasi durumunda her tiir yasal sonucu kabul edecegimi beyan ederim.

Halil KIPCAK

2 3 , 0 ? ~ 2 0 @

(5)

i

ÖN SÖZ

Teknoloji ve iletişim araçlarının yaygın olarak kullanılması ile hayatın her alanında bilgisayar ve internet kullanımı yaygınlaşmaktadır. 1990’dan sonra www (World Wide Web)’nun kullanılmasıyla elektronik yayıncılık olarak adlandırılan yeni bir yayıncılık türü ortaya çıkmıştır. Günümüzde elektronik gazeteler basılı gazetelerden daha fazla tercih edilmektedir. İletişim teknolojilerinde meydana gelen köklü değişimler insanların bilgiye ulaşmasında davranış ve tercihlerini de değiştirmiştir. 1995’ten itibaren elektronik yayıncılık ile basın ve yayın önemli bir aşamaya geçmiştir. Elektronik yayıncılık eğitimde, ticarette ve bilgi merkezlerinde yeni düzenlemeler getirmiştir. Türkiye’de birçok kurum ve bilgi merkezi elektronik kaynak kullanımına öncelik vererek elektronik kaynakların avantajlarından yararlanmaktadır. Gazete, kitap, dergi ve ansiklopediler elektronik olarak yayınlanmaktadır. Toplumun bilgiye ulaşmak için birinci derecede başvurduğu elektronik kaynaklar, insanlığın vazgeçilmez bilgi kaynağı olmuştur. Elektronik yayınlar toplumun gelişmesinde ve bireylerin ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir bilgi kaynağıdır. Günümüzde elektronik kaynaklar zaman ve mekân sınırlamasından kurtulup iletişim araçları sayesinde toplumun her kesimine ulaşmaktadır. İnternet, dünyanın herhangi bir yerinde yazılan makaleye, basılan kitaba ve yayımlanan bir gazeteye insanların anında erişebilmesini kolaylaştırmaktadır.

Bu çalışmada Türkiye’de bilginin toplumsallaşmasında elektronik kaynakların rolü değerlendirilmiştir. Elektronik yayıncılığın Türkiye’deki gelişimi ele alınmış, avantajları ve dezavantajları karşılaştırılmıştır. Elektronik yayıncılığın imkânları sonucu kendini gösteren gelişmelerin kütüphanelere, topluma ve kullanıcı davranışlarına etkileri değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın hazırlanmasında bana yol gösteren değerli hocam Prof. Dr. Hakan ANAMERİÇ’e teşekkür ederim.

(6)

ii

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ………..… İ İÇİNDEKİLER………..………....İİ KISALTMALAR……….………...V TABLOLAR……….VII GRAFİKLER……….VIII

I. BÖLÜM: GİRİŞ

I.1. Problem……….….1

I.2. Araştırmanın Amacı………...2

I.3. Araştırmanın Hipotezi………2

I.4. Araştırmanın Önemi………..3

I.5. Kapsam………..4

I.6. Araştırma Yöntem ve Teknikleri………...………5

I.6.1. Araştırma Yöntemleri……….5

I.6.1.1. Tarihi Yöntem………..5

I.6.1.2. Betimleme Yöntemi………...5

I.6.1.3. İstatistiksel Yöntem………..6

I.6.2. Veri Toplama Teknikleri……….…6

I.7. Araştırmanın Düzeni………..7

I.8. Terminoloji……….7

I.9. Kaynaklar………..……….8

(7)

iii

II. BÖLÜM: BİLGİNİN TOPLUMSALLAŞMA SÜRECİ

II.1. Bilgi ve Toplum………...10

II.2. Bilginin Toplumsallaşmasını Etkileyen Unsurlar………...……….14

II.2.1. Din ve Eğitim………...….…………15

II.2.2. Matbaa ve Edebiyat………...17

II.2.3. Bilim ve Teknoloji……….…………...21

II.2.4. İletişim Araçları………...…….24

II.2.5. Bilgi Merkezleri………..………..…...26

II.3. Türkiye’de Bilginin Toplumsallaşma Süreci……….…..34

III. BÖLÜM: TÜRKİYE’DE ELEKTRONİK YAYINCILIK III.1. Türkiye’de Elektronik Gazeteciliğin Gelişimi………...46

III.1.1. Elektronik Gazeteciliğin Avantajları………...52

III.1.2. Elektronik Gazeteciliğin Dezavantajları………..56

III.1.3. Elektronik Gazetelerin Toplum İçin Önemi………57

III.2. Elektronik Kitaplar………...57

III.2.1.Türkiye’de Elektronik Kitapların Gelişimi………...61

III.2.2. Elektronik Kitapların Avantaj ve Dezavantajları……….………...71

III.2.3. Elektronik Kitaplar ve Toplum………74

III.2.3.1. Üniversitelerde Elektronik Kitap………..76

III.2.3.2. FATİH Projesi………...79

(8)

iv

III.2.3.3. Türk Telekom Telefon Kütüphanesi………..………81

III.2.3.4. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sesli Kütüphanesi………82

III.2.3.5. Z-Kütüphaneler……….…….82

III.2.3.6. Elektronik Yayıncılıkta Yasal Düzenlemeler……….…84

III.3. Elektronik Dergiler….………..……….……..87

III.3.1. Türkiye’de Elektronik Dergilerin Gelişimi………...88

III.3.2. Elektronik Dergilerin Avantaj ve Dezavantajları………..……92

III.3.3. Elektronik Dergilerin Yayınevlerine Etkileri………...95

III.3.4. Elektronik Dergilerin Üniversite ve Topluma Etkileri………...97

IV. BÖLÜM: SONUÇ ve ÖNERİLER………..………...99

KAYNAKÇA……….…...109

ÖZET ………...118

SUMMARY………..119

(9)

v KISALTMALAR

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

ANKOS : Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu BM : Birleşmiş Milletler

Bkz. : Bakınız

CD-ROM : Compact Disc Read-Only Memory DOAJ : Directory of Open Access Journals DOI :Digital Object Identifier

EBA : Eğitim Bilişim Ağı

EKUAL : Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik lisans EPUB :Electronic Publication

FATİH : Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi GETEM : Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı HTML : Hypertext Markup Language

İBB : İstanbul Büyükşehir Belediyesi ISBN : International Standart Book Number ISSN : International Standart Serial Number KKTC : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti MARC :Machine Readeble Cataloging MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

MÖ : Milattan Önce

MS : Milattan Sonra

ODTÜ : Orta Doğu Teknik Üniversitesi OPAC : Online Public Access Catalogue

(10)

vi PDF :Portable Document Format RSS : Rich Site Summary

RTF : Rich Text Format TARAL : Türkiye Araştırma Alanı

TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Merkezi TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

ULAKBİM : Ulusal Akademik Bilgi Merkezi VPN : Virtual Private Network

YÖK : Yüksek Öğretim Kurulu

(11)

vii TABLOLAR

Tablo-1 2016 TUİK verilerine göre Türkiye’de kültür istatistikleri………..49 Tablo-2 Türkiye’de en çok okunan ilk 20 gazetenin tirajının, facebook sayfası takipçi sayısı ile karşılaştırılması...50 Tablo-3 ODTÜ Kütüphane Kataloğuna yıllara göre eklenen basılı ve elektronik kitap sayısı………...79 Tablo-4 TÜİK Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) İstatistikleri,2016.64 Tablo-5 2015 TÜİK verilerine göre Türkiye’de e-kitap sayısı………...67 Tablo-6 2016 TÜİK verilerine göre Türkiye’de e-kitap sayısı………...68

(12)

viii GRAFİKLER

Grafik-1 Dünyada elektronik yayıncılıktan elde edilen gelir………..24

Grafik-2 Dünyada elektronik yayınların kullanıcı sayısı………....24

Grafik-3 Dünyada internet kullanıcı sayısı……….31

Grafik-4 Türkiye’de yıllara göre internet kullanıcı sayısı………...41

Grafik-5 Avrupa ülkelerinde elektronik gazete-haber sitesi okuma oranları …...51

Grafik-6 ABD’de elektronik ve basılı kitap gelirlerinin karşılaştırılması………..60

Grafik-7 Dünyada 2013 ve 2018 yılları arasında üretilen toplam kitap içinde elektronik kitap oranı………....61

Grafik-8 Türkiye’de elektronik yayıncılıktan elde edilen gelir………..66

Grafik-9 Türkiye’de elektronik yayınların aktif kullanıcı sayısı………68

Grafik-10 Almanya’da elektronik yayınların aktif kullanıcı sayısı………69

Grafik-11 Türkiye’de elektronik yayınlar için kullanıcı başına birim maliyet…...70

Grafik-12 Yıllara göre Türkiye’deki gazete ve dergi sayısı 2011-2016………….88

Grafik-13 Yıllara göre ODTÜ’de elektronik kitap sayısı………...78

Grafik-14 Yıllara göre ODTÜ’de elektronik kitap kullanımı……….78

Grafik-15 Hiperkitap veri tabanında kitapların konulara göre dağılımı………….63

Grafik-16 Yıllara göre ODTÜ’de elektronik dergi kullanımı……….92

(13)

1 I. BÖLÜM: GİRİŞ

I.1. Problem

Matbaanın Osmanlı Devleti’nde kullanımının yaygınlaşmasındaki gecikme, matbu eserlerin belli konularda/alanlarda olması ve fiyatlarının yüksekliği gibi nedenlerle bilgi kaynakları topluma yeteri kadar ulaşamamıştır. Basılan eserlerin büyük bölümü toplumdaki nüfuslu kişilere (padişah, sadrazam, vezir, kadı, vb.) sunulmuş, geniş halk kitleleri arasında yukarıda bahsedilen başlıca sorunlar nedeniyle yaygınlaşamamıştır. Bu durum, bilginin belirli bir zümre içerisinde kullanılmasına neden olmuştur. Halkın kolay erişebileceği kütüphanelerde uzun bir süre geleneksel yazma eserlere göre üretim süresi ve maliyet açısından daha ekonomik olan yeter sayı ve içerikte matbu kitap/yayın yer bulamamıştır. Baskı teknolojisinin yeterli olamaması ve bilgi kaynaklarının pahalı olması gibi nedenlerle bilgi kaynakları yeterli rağbeti görememiştir. Yeterli rağbetin görülmemesi de bilginin toplumsallaşmasına engel olmuştur. 19. yüzyıl ortalarındaki okullaşma oranı, yükseköğretim kurumlarındaki gelişme, ulaşım ve baskı teknolojisindeki ilerleme; Cumhuriyet döneminde Harf İnkılâbı sonrası okuma yazma seferberliğine gidilmesiyle bazı çalışmalar yapılmış, yeni eğitim kurumları kurulmuş, Batı’daki bilimsel, kültürel ve sanatsal gelişmeler takip edilmiştir. Yayın kongreleri, Milli Eğitim Şuraları, bilimsel kongreler, kitap fuar ve sergileri ile halkı aydınlatmak mevcut olumsuz durumların üstesinde gelebilmek için devlet desteğine gidilmiştir. Neticede bir dizi kültürel, akademik ve sanatsal faaliyetin gerçekleştirilmesi gerekliliği görülmüştür.

20. yüzyılın sonlarında ABD ve İngiltere’de başlayıp dünyanın her tarafına yayılan elektronik yayın çalışmaları, Türkiye’ye gecikmeli olarak ulaşmıştır.

Türkiye’de internet ilk defa Nisan 1993’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Laboratuvarları’nda kullanılmaya başlanmıştır. 2 Aralık 1995’te Zaman Gazetesi’nin elektronik yayınlanması ile yayıncılıkta yeni bir dönem başlamış, takip eden yıllarda elektronik kitap, dergi gazete, sözlük, ansiklopedi ve haber bloklarındaki bilgiler zaman ve mekân kavramından kurtulup topluma sunulmuştur. Gelişmiş ülkelerdeki çalışmalara göre Türkiye’de yapılan çalışmalarda hala yetersizlikler gözlenmektedir.

(14)

2

Gelişmiş ülkelere göre Türkiye’de elektronik yayıncılığa ayrılan bütçe ve üretilen elektronik kaynak oldukça azdır.

Bu bağlamda çalışmanın temel problemi; Türkiye’de elektronik yayıncılığın ve yayınların bilginin toplumsallaşmasındaki yerinin belirlenmesi ve bilginin toplumsallaşmasına yaptığı katkının ne yönde ve nasıl gerçekleştiğinin ortaya çıkarılmasıdır.

I.2. Araştırmanın Amacı

Elektronik yayınların Türkiye’de üretilmesi ve kullanılması ile bilginin toplumsallaşmasında elektronik yayınların önemini, etkilerini, toplumda ve kütüphanelerde yansımasını ortaya koymak çalışmanın asıl amacını oluşturmaktadır.

Aynı zamanda, ülke gerçeklerini, gelişen teknolojiyi göz önüne alarak elektronik yayıncılık ile ilgili genel bir değerlendirme yaparak elektronik yayıncılığın gelişmesi için çözüm yollarını üretmek de diğer amaçlar arasında yer almaktadır.

Bu amaç doğrultusunda cevaplandırılacak sorular şunlardır:

1. Elektronik yayınların ortaya çıkmasından önce Türkiye’de bilginin toplumsallaşması için hangi araç ve yöntemler kullanılmıştır?

2. Elektronik yayınların Türkiye’de kullanılmaya başlamasından günümüze kadar bilginin toplumsallaşması ve bilgi merkezlerine etkisi nasıl olmuştur?

3. Elektronik kaynakların kullanımının toplumsal etkileri nelerdir?

4. Elektronik yayınlar, kütüphane hizmetlerindeki hızlı değişimde; telif hakları ve yasal düzenlemelerde nasıl yer almıştır?

I.3. Araştırmanın Hipotezi

Günümüzde bilginin toplumun her kesimine ulaşmasında elektronik kaynaklar ön plana çıkmıştır. Gelişen teknoloji ile toplumun gereksinim duyduğu bilgileri elde

(15)

3

etmek için elektronik kaynak kullanımına yönelişi sürekli artmakta ve buna bağlı olarak elektronik kaynaklar basılı kaynaklardan daha fazla kullanılmaktadır. Zaman ve mekândan bağımsız olarak erişilen elektronik kaynaklar kolay okunabilme, depolanabilme ve paylaşılabilme avantajları ile kullanıcıların bilgiye erişim davranışlarını da değiştirmiştir. Bu nedenlerle de bilgi merkezleri elektronik kaynak koleksiyonunu sürekli geliştirmek zorunda kalmış, , bunun etkileri olarak birtakım yeni imkânlara sahip olma gereği duymuşlardır.

Bu çalışmanın alt hipotezleri şunlardır:

1. Bilginin toplumsallaşmasında elektronik yayınlar basılı yayınlara göre daha etkilidir. Elektronik yayınlar, kullanıcılarının bilgiye erişme davranışlarının değişmesine yol açmıştır.

2. Bilgi merkezlerinin dermelerinin büyük bir bölümü, elektronik kaynaklardan oluşmaktadır. Kullanıcıların elektronik kaynakları tercih etme nedenlerinin başında bunların güncellik ve kullanım kolaylığı gelmektedir.

3. Bilginin toplumsallaşmasında etkili olan elektronik yayınlarla ilgili mevcut yasal düzenlemeler yayıncı ve yazar haklarını korumaktadır.

I.4. Araştırmanın Önemi

15. ve 16. yüzyılda Avrupa’da bilim ve teknolojinin gelişmesi sanat, edebiyat, tarih, din, iktisat vb. alanlarda köklü değişiklikler getirmiştir. Özellikle matbaanın kullanılması ile bilgi kaynakları, daha kısa sürede ve standart bir biçimde toplumlara sunulmaya başlamıştır. Bu gelişmeler sonucunda toplumların bilgi birikimi artmış;

edebiyat, sanat, bilim alanında yapılan çalışmalarda da önemli ölçüde artış meydana gelmiştir. Sözlü kültür, yazının kullanımı ile derinden etkilenmiş, iletişim teknolojilerindeki gelişmeler bilgiye ulaşım yollarını değiştirmiştir. 21. yüzyılda elektronik yayıncılığın internet aracılığı ile etkinlik alanı kazanması bunların basılı

(16)

4

yayınlara göre daha fazla tercih edilmesini de sağlamıştır. Elektronik yayınlar;

bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi, akıllı telefonların kullanılması, tabletlerin ortaya çıkması ile güncel bilgilere en hızlı şekilde ulaşmak için önemli bilgi kaynakları olmuştur. “Bilgi Çağı” olarak adlandırılan bu dönemde toplumu meydana getiren birey ve sınıflar ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşmak için elektronik kaynaklara yönelmektedir.

Bilginin daha geniş kitlelere ulaşmasına aracılık eden elektronik yayınlar, bilginin insan yaşamı içine girmesinde, sosyal bir olgu ve davranış olarak hayatımızda yer bulmasında önemli işlevler kazanmıştır.

Bu çalışma için yapılan literatür çalışmasında elektronik yayınların bilginin toplumsallaşmasında rolü irdelenmeye çalışılmıştır. Bilginin topluma iletilmesinde elektronik yayınların ne gibi işlevler yüklendiği ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Bu çalışmanın sonunda elde edilen verilerle:

 Elektronik yayınların Türkiye’de bilginin toplumsallaşmasında yayıncılara, bilgi merkezlerine birey ve sınıflara etkisi ortaya konulacaktır.

Elektronik yayıncılığın aksayan yönleri belirlenip elektronik yayıncılığın gelişmesini olumlu yönde etkileyecek çözüm yolları belirtilecektir.

 Türkiye’de elektronik yayınlar için ayrılan bütçe değerlendirilecektir.

Elektronik ve basılı yayın kullanımının karşılaştırılması yapılıp, basılı ve elektronik olarak üretilen yayınların karşılaştırılması yapılacaktır.

 Elde edilen verilerin ilerleyen yıllarda, bilginin toplumsallaşmasında elektronik kaynakların rolü üzerine yapılacak çalışmalara yardımcı olması umulmaktadır.

I.5. Kapsam

Çalışmanın tarih kapsamı, Türkiye’de internetin ilk kullanıldığı tarih olan 1993’ten günümüze kadar olan süredir. Bu bağlamda çalışmanın tarihi kapsamıyla bağlantılı olarak bu süre sayısal veriler ve oranlamalarla değerlendirilecektir.

(17)

5

Türkiye’de bilginin toplumsallaşmasında birer araç olarak kullanılan basılı ve elektronik kaynaklar karşılaştırılarak, değerlendirilmesi yapılacaktır.

I.6. Araştırma Yöntem ve Teknikleri I.6.1. Araştırma Yöntemleri

Bu çalışmada elektronik yayınların bilginin toplumsallaşmasındaki tarihsel gelişimini incelemek için “tarihi yöntem” kullanılmıştır. Bilginin sosyal bir içerik kazanarak toplumda yerini almasında elektronik yayınların önemi, kütüphanelere ve topluma etkisi değerlendirilirken “betimleme yöntemi”, rakamsal verilerin planlı şekilde toplanması, gruplandırılması, işlenmesi, yorumlanması ve açıklanması amacıyla “istatistiksel yöntem” kullanılmıştır.

I.6.1.1. Tarihi Yöntem

Tarihi yöntem, toplumsal olayların geçmişte durumunu incelemeye yönelik araştırmalarda kullanılan bir yöntemdir. Çalışma yazılı belgeler ve kalıntılar üzerinde yürütülür. Araştırmacı geçmişe ait incelemesini sürdürürken yasal belgeler, raporlar, resmi yayınlar toplantı tutanakları vb. gözden geçirir. “Amaç bakımında bugünkü zaman araştırmalarıyla geçmişe dönük zaman araştırmaları arasında önemli bir fark yoktur” (Seyidoğlu, 2003, s. 30). Bu çalışmada Türkiye’de elektronik kaynakların gelişimi kronolojik olarak açıklanmıştır.

I.6.1.2. Betimleme Yöntemi

Betimleme yöntemi, “olayların, olguların, nesnelerin, kurumların veya çeşitli durumların ne olduklarını veya belli özelliklerinin neler olduğunu ortaya çıkarma işlemidir” (Cebeci, 2002, s. 7). Araştırmacı betimleme yönteminde kim, ne, neden gibi sorular sorup bu sorulara cevap arar. Araştırmacı burada olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi aramaz. Araştırmada olaylara ve durumlara hiçbir şekilde müdahale edilmez, olaylar doğal haliyle incelenip betimlenir. Betimleyici yöntemde olaylar tamamen doğal ortamında incelenir (Kaptan, 1998, s. 59). Bu çalışmada Türkiye’de elektronik yayınların bilginin toplumsallaşmadı etkisi betimleme yöntemiyle incelenmiş, mevcut durumun değerlendirilmesi yapılmıştır.

(18)

6 I.6.1.3. İstatistiksel yöntem

İstatistiksel yöntem, genellikle rakamsal verilerin planlı şekilde toplanması, gruplandırılması, işlenmesi, yorumlanması ve tahmini konusundaki tekniklerle ilgilenir” (Seyidoğlu, 2003, s. 31). Bu teknik sayesinde bütünün tamamı incelenmeden bütünden alınan parçalarla bütün hakkında bilgi edinme olanağı sağlanır. Bu çalışmada TÜİK’in güncel istatistikleri kullanılmıştır. Statista veri tabanında yer alan bu çalışma ile ilgili bütün istatistiklere yer verilmiştir.

I.6.2. Veri Toplama Teknikleri

Çalışmanın oluşturulmasında araştırma yöntemi olarak tarihi yöntem, istatistik yöntemi ve betimleme yöntemleri kullanılmıştır. Bu yöntemlerin uygulanması için de literatür taraması, görüşme ve gözlem teknikleri ile veri toplanmıştır.

Literatür taraması ile çalışmanın konusuna giren birincil ve ikincil kaynaklar taranıp konuya yakın veriler toplanmıştır. Literatür taramasında bilgi kaynakları olan kitap, dergi, danışma kaynağı, kütüphane katalogları, rapor, yönetmelikler, kanun, kütüphane ve müze tanıtım broşürleri, gazete ve dergilerdeki haber kupürleri, çeşitli mesleki toplantı sonuç bildirileri ve web sayfaları incelenmiştir.

5-8 Nisan 2017’de Antalya Maritim Pine Beach Resort Hotel’de gerçekleştirilen ANKOS toplantısında elektronik kaynakların kullanımı ve veri tabanlarında yenilikler hakkında bilgi edinmek için EaZy Solutions, ProQuest, EBSCO, Wiley, Oxford, Hiperkitap, Ankaref, İnformascope, Gemini, Elsevier, Emerald vb. firma/yayınevi temsilcileri ile görüşmeler yapılıp çeşitli sunumlardan yararlanılmıştır.

2017’de Mart ayı içerisinde ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi vb. üniversitelerde öğrenci ve personelin bilgiye erişim yolları gözlemlenmiştir. 2017 yılı Mayıs ayı içerisinde Kültür Bakanlığı, MEB, TÜİK, ULAKBİM, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünde yetkili kişilerle Türkiye’de elektronik yayınlar hakkında çeşitli görüşmeler yapılıp elektronik kaynak kullanım istatistikleri alınmıştır.

(19)

7 I.7. Araştırmanın Düzeni

Çalışmanın I. Bölümü’nde çalışmanın kapsamı, amacı, önemi, düzeni, araştırma yöntem ve teknikleri ve kaynaklar hakkında bilgi verilmiştir.

Çalışmanın II. Bölümü’nde bilginin toplumsallaşmasını etkileyen ana unsurlar üzerinde durulmuştur. Osmanlı Devleti’nde matbaanın kullanılması ile başlayan basın ve yayın sektörünün Osmanlı toplumu üzerinde etkisi ve Cumhuriyet Dönemi’nden başlayan eğitim ve kültürel gelişmelerin topluma aktarılması amacı ile yapılan çalışmalar, bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle elektronik yayınların toplumsal yaşamdaki ve kütüphanelerdeki değişimdeki rolü ele alınarak değerlendirilmiştir.

Çalışmanın III. Bölümü’nde elektronik yayıncılığın Türkiye’de gelişimi ve bu gelişimin bilginin toplumsallaşması üzerindeki etkileri istatistiklerle ortaya konulup elektronik yayınların avantajları vurgulanmıştır.

Çalışmanın IV. Bölümü sonuç ve değerlendirmeye ayrılmıştır.

I.8. Terminoloji

Açık Erişim: Bir eserin dağıtımının, kopyalanmasının internet üzerinde kullanıcılara bedelsiz olarak sahibi tarafında açık hale getirilmesidir.

Ağ: Kaynakları paylaşmak üzere bir araya getirilmiş bilgisayar ve bilgisayar donanım grubudur.

Çevrimdışı Yayınlar: Bir sunucuya bağlı bulunmadan kullanıcının, alabileceği yayınlardır.

Çevrimiçi Yayınlar: Bir sunucuya bağlı bulunan kullanıcının, alabileceği yayınlardır.

Elektronik Arşiv: Elektronik formattaki kaynakların depolandığı, saklandığı ve erişimin yapıldığı veri tabanıdır.

Elektronik Kaynaklar: Bir bilgisayar ağı aracılığı ile kullanılabilen materyaller (elektronik kitap, dergi, bibliyografik veri tabanı, web sitesi) (Clark, 2013, s. 97).

(20)

8

Elektronik Kitap: Elektronik ortamda okunabilen dijital formattaki kitap (e- book, n. : oxford english dictionary, 2010).

Elektronik Kütüphane: Belgelerin bir bilgisayar ağı vasıtasıyla kullanılabildiği kütüphane (Stevenson, 2006, s. 65).

Elektronik Yayıncılık: Kitapların, süreli yayınların ve danışma kaynaklarının kullanıcılara abonelik ya da açık erişim yoluyla internet aracılığı ile dijital formatta yayımı.

Online Erişim: Ürünlere sunucu vasıtasıyla erişime verilen ad.

Veri Tabanı: Kolay ve hızlı şekilde alınabilen bilgisayar ortamına depolanmış veri topluluğu (database, n. : Oxford English Dictionary, Stevenson, 2006, s. 51).

Yayımcı: Belgeleri üreten ve düzenleyen kamuya sunan kurum ve kişilerdir.

I.9. Kaynaklar

Araştırmanın konusu ile Türkçe ve İngilizce kaynaklara erişmek için literatür taraması yapılmıştır. Bunun için aşağıdaki kaynaklar kullanılmıştır.

Açık Anahtar

Ankara Üniversitesi Çevrimiçi Kataloğu Bilgi Dünyası

DOAJ EbscoHost Emerald JSTOR

Milli Kütüphane Çevrimiçi Kataloğu ODTÜ Çevrimiçi Kataloğu

ScienceDirect Statista

(21)

9 T.C Başbakanlık TUİK Bilgi Sistemi Türk Kütüphaneciliği

YÖK Tez Veri tabanı

(22)

10

II. BÖLÜM: BİLGİNİN TOPLUMSALLAŞMA SÜRECİ II.1. Bilgi ve Toplum

Toplumların gelişmişlik seviyesi ne olursa olsun her toplum sürekli değişim içindedir. İnsanoğlu doğayla, çevre şartlarıyla mücadele edebilmek ve hayatta kalmak için çözüm yolları üretmiştir. Avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını sağlayan toplumlar yerleşik hayata geçince toplumsal yaşamda farklılaşma olmuştur. Tarihte Sümerler ilk defa yazıyı sosyal, ekonomik ve dini gelişmeleri kayıt altına almak için kullanmıştır (Uhlig, 2006, s. 71). Yazının kullanılması ile edebi metinlerin yer aldığı en eski kütüphaneler oluşmuştur. Nippur’daki kazılarda ortaya çıkan buluntularda MÖ 3500’de yazının kullanıldığı görülmüştür. Assurbanipal’in Saray Kitaplığı’nda MÖ 2000 yılına kadar olan çağlara ait orijinal belgeler ve çeviriler bulunmuştur. Burada bulunan en önemli kaynaklardan birisi Gılgamış Destanı’dır (Lissner, 2011, s. 9).

Yazının kullanılması sonucunda İskenderiye Kütüphanesi 400.000 rulodan oluşan koleksiyon ile bölgenin en büyük kültür ve bilim merkezi olmuştur (Macleod, 2014, s.

88). Mısır’da bulunan İskenderiye Kütüphanesi bünyesinde devasa bilgi kaynağı ile bilginin topluma sunulması, saklanması ve gelecek nesillere aktarılması için araştırma ve bilim merkezi olmuştur. Böylece elde edilen bilgiler babadan oğula toplumdan topluma sözlü/yazılı olarak aktarılıp günümüzün bilgi birikimine katkı sağlamıştır.

Orta Çağda Avrupa “karanlık çağını” yaşarken doğuda: Çin, Hindistan, İran, Irak, Anadolu ve Mısır bilimde “aydınlık çağını” yaşamaktaydı. Dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Bağdat’taki Nizamiye Medresesi kendisinden sonra kurulan eğitim kurumlarına modellik yapmıştır. İslam dünyasında medreselerde verilen eğitime kütüphaneler önemli destek sağlamıştır. 13. yüzyılda, Kordoba’da 70 kütüphane vardır. Her birinde 400.000-500.000 arasında eser bulunmaktadır. Bağdat, Şam ve Mısır’da bulunan kütüphanelerin koleksiyonları oldukça zengindir. 10. yüzyılın en önemli doktoru İbn-i Sina Buhara’daki Saray Kütüphanesi ile ilgili şunu söylemektedir (Mcclellan ve Dorn, 2006, s. 130):

“Orada, sıra sıra raflar halinde düzenlenmiş kitaplarla dolu birçok oda gördüm. Odalardan biri Arap filolojisi ve şiiriyle ilgili çalışmalara, bir başkası hukukla ilgili çalışmalara ayrılmıştı. Her bilimle ilgili kitaplara ait odalar vardı. Eski Yunan yazarlarının

(23)

11

kataloğunu inceledim. Bana gereken kitaplara baktım. Bu koleksiyonda belki çok az insanın adlarını duyduğu ve benim de daha önce ya da o zamana kadar görmediğim kitaplar gördüm.”

14. yüzyılda Paris Üniversitesi Kütüphanesi’nde 2000, Vatikan Kitaplığı’nda 2500 kitap varken Doğu’da bulunan kütüphanelerde yüz binlerce kitabın olması yöneticilerin eğitim ve bilime verdiği destekten kaynaklanmaktadır (Ata, 2015, s.

145). Elbette burada matbaanın basılı eserlerin yaygınlaşmasındaki rolü de unutulmamalıdır.

Bilginin toplumsallaşması sürecinde en önemli gelişmelerden birisi matbaadır.

Esneklik ve hızı birleştirip birçok kişinin okuyabileceği kitaba sahip olma olanağı sağlayan matbaa, Johann Gutenberg’in insanlığa en büyük mirasıdır. Lerner’e göre (2007, s. 14) “1500 yılına gelindiğinde Avrupa’da matbaanın bulunduğu 260 yer vardı ve on milyon kitap yayımlanmıştı.” Matbaa dünyanın birçok yerine taşınıp bilginin yayılmasında önemli bir araç olarak kullanılmıştır. Avrupa’da ortaya çıkan Reform ve Rönesans ile Avrupa’da sanat ve bilim alanında gelişmeler olmuştur. Bu oluşumların ortaya çıkardığı bilgi birikimi sonunda “Sanayi Devrimi” ortaya çıkmıştır. Bilim ve teknoloji sayesinde Avrupa dünya üzerinde söz sahibi olmuştur. Böylece Batılı devletler teknolojiye daha fazla yatırım yapıp sanayi çağının sonuçlarından yararlanmaya başlamışlardır. Sanayi çağı toplumun her alanını etkilemiştir. 1850’de buhar makineli imalat, insanların hayatını değiştirmiş, dokuma endüstrisinde, demir- çelik sanayisinde, ulaştırmada, kimyada, elektrik endüstrisinde, nakliyede teknik ve bilimsel gelişmeler sonucu biriken bilgi, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişi sağlamıştır (Ünal, 2009, s. 131). Bilgi toplumuna ilk geçen ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmuştur. 1956 yılında ABD’de teknik ve yönetim alanında çalışan sınıflar oluşmuştur. Yönetim alanında çalışanlar sanayide çalışanlardan fazlalaşmış, bu da toplumsal yapıda farklılaşma getirmiştir. 1957 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin Sputnik Uydusu’nu uzaya yollaması ile bilgi evrensel bir nitelik kazanmıştır. Bilgi çağının getirdiği bilgi birikimi, ileri sanayi toplumlarını bile gölgede bırakmıştır. Bilgi çağı olarak adlandırılan bu dönemde teknoloji, bilgisayar ve iletişim araçlarının kullanılması sonucu bilgi toplumu ortaya

(24)

12

çıkmıştır. Bilgi toplumunun özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Rukancı ve Anameriç, 2004, s. 333; Ünal, 2009, s. 135):

 Bilgi toplumunda bilgi en önemli güçtür.

 Bilgi toplumunda sermaye bilgi ve insandır.

 Bilgi toplumunda mal ve hizmet üretiminde bilgisayarlar en önemli araçlardır.

 Bilgi toplumunda en önemli güç beyin gücüdür.

 Bilgi toplumunda yükseköğretim görmüş insan sermayesinin üretime katılımı esastır.

 Sanayi toplumundaki fabrikaların yerini bilgi toplumunda bilgi kullanımını içeren bilgi ağları ve veri tabanları almıştır.

 Bilgi toplumunda bilgi ve teknolojinin üretimi gerçekleşmekte olup bilgi sektörünün ürünleri bilgisayar, akıllı telefonlar, robotlar ve elektronik haberleşmedir.

 Sanayi toplumunda en önemli üretim faktörü emek, sermaye ve girişimci iken bilgi toplumunda ise bilgi sektörü öne çıkmaktadır.

 Bilgi toplumunda bilginin hızlı artışı, gelişmenin temel göstergesidir.

Son yıllarda bilgisayar, uydu haberleşme, iletişim ve bilgi ağları alanlarında meydana gelen gelişmeler, bilgi çağının önemli bazı gelişmelerindendir. “Bilgi toplumu, bilginin sermaye, hammadde, enerji ve insan gücü gibi üretim unsurlarından biri haline dönüştüğü, ekonomide hammadde ve ürün olarak kullanıldığı, herkes tarafından paylaşıldığı, toplum içerisinde kültürel bir değer olarak kabul edildiği ve bilgi-iletişim teknolojisinin her alanda kullanılmaya başlandığı toplum yapısı olarak tanımlanabilir” (Rukancı ve Anameriç, 2004, s. 333). Bilgi toplumunda toplum, hızlı bir değişim içindedir. Bilgi teknolojileri iletişim ağlarının hızlı şekilde gelişmesi ile toplumsal yapı, tarım ve sanayi toplumundan daha farklı bir yapıya ulaşmıştır. Bilgi toplumunda bilginin ekonomik kalkınmada, eğitimde ve toplumun gelişmesinde taşıdığı önem sürekli artmıştır. Hızlı bir şeklide gelişen süreç önemli bilimsel gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Bugün küreselleşme, dünya çapındaki sosyal değişimleri hızlandırmakta, bilimsel gelişmelere ivme kazandırıp toplumsal yapının değişmesini teşvik etmektedir.

(25)

13

Bilgisayar teknolojisinin ortaya çıkması ile bilginin yayılmasında yeni bir dönem ortaya çıkmıştır. 1960’larda daha gelişmiş ikinci nesil bilgisayarlar kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde bilgisayarlara yazıcılar, disk birimleri, işletim sistemleri ve hafızalar ilave edilmiştir. İnternetin gelişiminde de diğer birçok teknolojide olduğu gibi askeri amaçların etkisi büyüktür. İnternetin ilk olarak ABD’de 1969 yılında ARPANET’in (Advanced Projects Agency Network) oluşturulması ile başladığı kabul edilmektedir. Amerikan Savunma Bakanlığı’nın herhangi bir nükleer savaş durumunda haberleşmenin sağlanması için tasarladığı bu ağ, kitlesel iletişimde yeni bir iletişim ortamı oluşturmuştur (Demirkol, 2001, s. 2). Bugünkü tanımı ile internet bilgisayar ağlarının oluşturduğu dev bir ağ olarak tanımlanmaktadır. Bu ağa bağlı olan bilgisayar kullanıcıları birçok hizmetten yaralanabilmektedir. 1981’de okulda, evde, iş yerinde kullanılacak olan kişisel bilgisayarların PC (Personel Computer) ortaya çıkması ile PC’ler bilginin topluma iletilmesinde önemli araç olmuştur. Bilgi üreten kurumlar internetten yararlanıp topluma internet üzerinden bilgi sunmaya başlamıştır. İnternet’in gelişmesindeki son aşama ise “World Wide Web’in (www) geliştirilmesidir. World Wide Web, Internet kullanımı ve kullanıcı sayısının artmasında önemli rol oynamıştır”(Altınbaşak, 2009, s. 466). Önceliği olan bu sistem daha yaygın olup içinde gezmesi daha kolay olmuştur. 2000’li yıllarda bilgisayarların gelişmiş grafik ara yüzleri, dünyanın her yerinde bilgiye erişme ve iletişim imkânı vermiştir. Günümüzde bilginin toplumlara ulaşmasında en önemli kaynak internet olmuştur. Bu gelişme sonucunda kitaplar, gazeteler, dergiler ve danışma kaynakları internette yayınlanmaya başlamıştır. İnterneti kullanan herkes elektronik yayınlardan doğrudan veya dolaylı olarak yararlanmakta olup bilginin toplumsallaşmasında elektronik yayınlar vazgeçilmez bilgi kaynakları olarak önemini korumaktadır.

Wikipedia içeriği istenildiği zaman değiştirilebiliyor olsa da dünyada en çok kullanılan elektronik ansiklopedi olarak toplumun en önemli bilgi kaynaklarından birisi olmuştur (Burke, 2013, s. 309). Dünyaca ünlü gazeteler, dergiler, ansiklopediler, kitaplar basılı ve elektronik olarak yayınlanıp topluma sunulmaktadır. Türkiye’de 2 Aralık 1995’te Zaman Gazetesi’nin elektronik olarak yayınlanması ile elektronik yayıncılık başlamış, takip eden yıllarda birçok gazete, dergi ve yayınevi elektronik eserler yayınlayıp dünyadaki gelişmelere bağlı olarak yayıncılığa ayak uydurmaya çalışmıştır (Toruk, 2008, s. 294).

(26)

14

II.2. Bilginin Toplumsallaşmasını Etkileyen Unsurlar

Tarih boyunca bilgi, toplumların gelişmesinin en önemli kaynağı olmuştur.

Nitelikli bilgiye sahip olan ve bu bilgiyi etkin kullanabilen toplumlar diğer toplumların önüne geçerek daha kaliteli bir hayata ve refah seviyesine ulaşmıştır. 20. yüzyılın ortalarında özellikle elektronik alanda görülen gelişmeler bilginin elde edilmesi, saklanması, işlenmesi ve topluma sunulması açısından yeni bir dönem açmış ve bilgi toplumuna dönüşüm sürecine önemli bir ivme katmıştır. 21. yüzyılda bilgi ve iletişim teknolojileri sosyal hayatın ve ekonominin neredeyse tüm alanlarında kullanılan genel amaçlı bir teknoloji haline gelmiştir. Böylece iletişim ve bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler ile bilgi değeri yüksek bir sektör olmuş, bu sektör bilginin kullanılmasına, yeni bilgilerin üretilmesine ve yeni uzmanlık anlarının oluşmasına katkı sağlamıştır.

Bu gelişmeler bireylerin yaşamını her alanda etkilemiştir. Günümüzde dijital dönüşüm, bireyleri, girişimcileri, kamu kurumlarını ve sosyal kurumları yeni düzenin ruhuna uygun niteliklere sahip olma baskısıyla karşı karşıya bırakmaktadır. “Bu açıdan, bilgi üretme motivasyonu yüksek, günlük hayatında ve karar alma süreçlerinde bilgiyi doğru şekilde yorumlayıp işleyebilen, sistematik düşünme yeteneği gelişmiş, kendisini ve yaşadığı çevreyi sorgulayan ve sürekli/hayat boyu öğrenen bireylerin ve kurumların ağırlıkta olduğu bir toplum yapısı ön plana çıkmaktadır”

(T.C Kalkınma Bakanlığı, 2015, s. 2). Özellikle 20. yüzyılda oluşan sosyal değişimler toplumun yapısını değiştirmiştir. Teknolojinin gelişmesi ve çeşitli buluşların ortaya çıkması ile özellikle sosyokültürel değişmeleri meydana getirmiştir. Bu değişmeler şu şeklide sıralanabilir:

 Nüfus artış hızındaki değişmeler

 Toplumsal rollerin değişmesi

 Üretim şeklinin değişmesi

 Ekonomik yapıların değişmesi

 Eğitim kurumlarının değişmesi

 Teknolojik değişmeler

 Kitle iletişim araçlarının değişmesi

(27)

15

 Dildeki değişmeler

 Sanattaki değişmeler

 Gelenek göreneklerin değişmesi

 Aile ve akrabalık ilişkilerinin değişmesi

Yukarıda belirtilen değişmeler özellikle 21. yüzyılda artarak şekillenmiş, bireylerin bilgiye ulaşım yollarını değiştirmiştir. Böylelikle teknoloji ürünleri bilgiye ulaşma ve bilginin topluma yayılmasında birinci sırada yer almıştır. Bilginin toplumu meydana getiren birey ve sınıflara aktarılması olan bilginin toplumsallaşması bazen toplumun isteği ile bazen de toplumun talebi olmadan topluma aktarılmıştır. “Bilginin toplumsallaşmasını etkileyen başlıca araç ve/veya yöntemler aşağıdaki gibi sıralanabilir” (Anameriç, 2008, s. 16):

 Din ve Eğitim

 Matbaa ve Edebiyat

 Bilim ve Teknoloji

 İletişim Araçları

 Bilgi Merkezleri

II.2.1. Din ve Eğitim

Din kısaca çeşitli değer ve inançlar bütünüdür. Din, insanlık tarihi kadar köklü bir geçmişe sahiptir. Tarih boyunca görülen dinlerde farklı inanç ve düşünce yapıları oluşup gelişmiştir. Dinler bilgi üretilmesi ve aktarılmasında önemli görevler üstlenmiştir. Din ve toplum arasındaki ilişki toplumun doğası için asli önem taşır. “Her toplum sahip olduğu yüksek kolektif arzu ve emelleriyle, yani dinin öngörü ve amaçlarıyla diğer toplumlardan seçilip ayrıt edilir” (Coşkun, 2013, s. 23). Bütün dinlerin bir kültür birikimi olmasından dolayı din, mensuplarını bilmeye, öğrenmeye ve araştırmaya zorlayan kurallar içerir.

Orta Çağ eğitim sistemindeki ilkeler, amaçlar ve yöntemler bakımında Doğu’da İslamiyet’in Batı’da Hıristiyanlığın büyük etkisi görülür. Orta Çağ boyunca Batı’da hâkim olan skolâstik düşünce, din ve dini eğitimin merkezini oluşturmuş, din bilimin

(28)

16

ve eğitimin çerçevesini belirlemiş, gelişmenin önünde engel olmuştur. Skolâstik düşünceye uymayan düşünceleri ileri sürenler Engizisyon Mahkemeleri’nde yargılanmış, aforoz edilmiş veya ağır cezalara çarptırılmıştır. Orta Çağ’da Batı bilim ve eğitimde karanlık çağını yaşarken Doğu Aydınlanma Çağı’nı yaşamıştır. Doğu’da bulunan eğitim kurumlarında kimya, matematik, astronomi, cebir vb. alanlarda eserler meydana getirilmiştir. Bu çalışmaların bir kısmı seyyahlar tarafından ve Haçlı Seferleri’ne katılan araştırmacılar aracılığıyla Batı’ya taşınmıştır. Batı dünyasının dini alanlardaki düşüncelerini değiştiren önemli gelişmeler Reform ve Rönesans’tır. 16.

yüzyılda Batı dünyasında siyasi, dini, bilimsel, kültürel yapıda önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Reform hakaretleri Katolik kilisesinin baskılarına ve uygulamalarına karşı yeniden yapılanma hareketleri olarak değerlendirilebilir. Martin Luther (1483- 1546) kilisenin fikirlerine karşı çıkmış, İncil’i Almancaya tercüme ederek halkın aracısız anlamasına yardımcı olmuştur. Akılcılık, deney ve gözlem ön plana çıkmaya başlamıştır. Avrupa’da dini eğitim ve din adamları uzun süre eğitim ve öğretim kurumlarında önemli bir yer teşkil etmeye devam etmiştir. Almanya’da 1830’da üniversite okuyanların % 30’unda fazlası ilahiyat okumaktaydı. “Erken Yeni Çağ’da Avrupa’daki çoğu üniversite hocaları din adamıydı” (Burke, 2013, s. 283).

Orta Çağ’da Doğu’da din ve eğitim uyumlu bir şekilde Aydınlanma Çağı’nı yaşamıştır. İslamiyet bilime önem vermiş, insanları bilime ve öğrenmeye teşvik etmiştir. “Kur’an-ı Kerim’de 750 kadar ayet insanlara doğayı incelmelerini öğütlemekte; aklın iyi bir şekilde kullanımını ve toplumsal yaşamın bütüncül yapısı bilimsel yatırıma dönüştürülmek üzere desteklemektedir” (Ata, 2015, s. 137).

Anadolu’da camiler ve medreseler önemli eğitim kurumları olmuştur. Selçuklular büyük çapta kütüphaneler kurmuştur. Bağdat, Halep, Şam vb. şehirlerdeki medreselerin bünyesinde binlerce eserin bulunduğu kütüphaneler oluşturulmuştur. Bu kütüphaneleri hem dini hem de laik bilimlerde bilgi sahibi olan edebiyatçılar yönetiyordu. Bu medreselerde tarih, sosyoloji, tıp matematik, kimya, gramer, astroloji ve fizik alanlarında bilimsel çalışmalar yapılmış, alanında uzman Farabi, Harezmî, Cabir ibn-i Hayyan, Ömer Hayyam ve İbn-i Sina gibi dünyaca ünlü aydınlar çeşitli eserler vermiş ve bu araştırmacılar devlet adamları ve vakıflarca desteklenmiştir.

Hiçbir araştırmacı araştırmalarından dolayı cezalandırılmamıştır. Doğu ve Batı’da eğitim dünyasında bilginin toplumsallaşmasında 19. yüzyıla kadar din eğitimi önemli

(29)

17

görevler üstlenmiştir. 19. yüzyıldan sonra bilim ve teknoloji alanlarında meydana gelen gelişmeler eğitim sistemlerinde köklü değişiklikler getirmiştir.

II.2.2. Matbaa ve Edebiyat

Matbaanın icadından önce edebi eserler genelde dinlerin yorumlanması, dini öğretilerin açıklanması ve Yunan–Roma eserlerinden oluşmaktaydı. Bu eserler genelde manastır, kilise ve medrese gibi kurumlarda oluşturulup din adamları tarafından elle kopyalanarak meydana getirilen zahmetli çalışmalardı. Okuma yazma bilenlerin oranının da çok az olması nedeniyle edebiyat, clerisy diye adlandırılan bir grubun tekelindeydi. Bu gurubun içinde çoğu hukukçu ya da hekim olan, bilgili din dışı kişiler topluluğu vardı (Burke, 2001, s. 21). Batıdaki eserlerin çoğu Latince yazılmıştır. Doğuda ise medreselerde Arapça ve Farsça eserler yazılıp medrese öğrencileri tarafından elle çoğaltılmaktaydı.

Rönesans Dönemi’nde dini ve bilimsel eserlerin yanında roman, şiir, gezi yazıları ve diğer edebi eserlerin sayısı artmaya başlamıştır. 15 ve 16. yüzyılda ortaya çıkan Rönesans’ın düşünceleri ve matbaanın ortaya çıkması; yaşam ve düşünce yapısında meydana gelen değişiklilerin ve yeniliklerin yayılmasına hız kazandırmıştır.

Dünya tarihinde bilginin toplumlara aktarılmasında matbaa ve edebiyatın rolü önemli olmuştur. Matbaanın kullanılmaya başlaması ile edebi eserler geniş halk kitlelerine ulaşıp halkın ihtiyaç duyduğu siyasi, dini, sanatsal, hukuki ve bilimsel bilgiye erişmesi aşamasında önemli bir araç olmuştur.

Matbaanın tarihsel gelişimi ile ilgili farklı görüşler ortaya atılmıştır. Baskıcılığın 8. yüzyılda Asya’da yapıldığı ile ilgili bilgiler mevcuttur. 11. yüzyılın ortalarında dizgi sırasında yer değiştirebilen “müteharrik1” harfler kullanılmıştır. Çinliler balçık, tahta, taş, kalaydan harfler yapıp basım için kullanmıştır. Bir başka görüşe göre de 11.

yüzyılda Uygur Türkleri matbaayı kullanarak kitaplar basmıştır. Takip eden dönemlerde çeşitli ülkelerde dizgi harfleri ile baskı uygulaması yapılmıştır. Mısır’da kapsamlı araştırmalar yapan Howard Carter 1300’lü yıllarda Memlük Devleti’nde Kur’an’ın basıldığını iddia etmiştir.

1 Yer değiştirebilen, devingen, hareketli

(30)

18

“Johann Gutenberg (1394-1469) matbaayı geliştirip daha kullanılışlı hale getirmiş, Johann Gutenberg’den sonra matbaa Avrupa’da farklı ülkelerde kullanılmaya başlanmıştır. Matbaacılığın Almanya’da yayılması hızlı olmuştur” (Kabacalı, 2000, s. 4).

“1461’de Bamberg’de1470’te Köln, Augsburg, Nuremberg’de ardından Ulm, Lübeck ve Leipzig’de basımevleri açılmıştır. Kitaba kapak geçirme ve buna kitap adı, yazar adı, basımevi adı ve baskı tarihi koyma uygulaması da Köln’de başlamıştır.” (Kabacalı, 2000, s. 3).

“İtalya’da ilk matbaa 1465’te Subiaco Manastırı’nda kuruldu.

Bu matbaayı 1467’de Roma’da, 1469’da Venedik’te, 1471’de Napoli’de açılanlar izledi. Kısa sürede kurulan 72 matbaa ile İtalya matbaacılıkta en gelişmiş ülke oldu. 1470’te Fransa’da Paris Sorbonne’da ilk matbaayı Almanya açtı. Birkaç yıl içinde Fransa’da 34 kentte matbaa kuruldu. İngiltere’de ilk basımevi 1474’te ikincisi de 1777’de kurulmuştur. Amerika’da ilk basımevi 1639’da Harvard Koleji’nde, ikincisi 1693’te New York’ta kurulmuştur” (Kabacalı, 2000, s. 4).

“Türkiye’de ilk basımevi Museviler tarafından 1493’te İstanbul’da kurulmuş, Tevrat ve tefsiri, basılan ilk eser olmuştur” (Ersoy, 1959, s. 18). Takip eden yıllarda özellikle Musevilerin bir numaralı matbuat merkezi olarak Selanik öne çıkmıştır.

(Gerçek, 1939, s. 28; Lewis, 2008, s. 71). Osmanlı matbaasında ilk Türkçe eser 1729’da basılan Vankulu Lügatı’dır. İbrahim Müteferrika, ilk devlet matbaasını kurup yaşamı boyunca 17 kitap basabilmiştir (17 kitabın 11’i tarih, 3’ü dil ve sözlük, biri coğrafya, biri de pusula, jeomanyetizma ve jeofizik konulu Fuyuzat-ı Mıknatisiyye adlı eserdir. Biri de toplumsal eleştiri konuludur). Johann Gutenberg’den sonra matbaacılık kıta Avrupa’sında hızlı şekilde yayılmıştır. “1500 yılına kadar Avrupa’da 250’den fazla yerde kurulan matbaalarda yapılan 27 bin baskı sonucunda yaklaşık 13 milyon kitap basılmıştır. Bu tarihte Avrupa’nın nüfusu ise yaklaşık 100 milyondur”

(İskender, 2014, s. 553). Avrupa’da hızla yayılan basımevleri üniversite öğrenimindeki tekelin kaldırılmasında ve sıradan kişilerden yeni entelektüeller grubunun yaratılmasında etkili olmuştur. İlk basımevleri yeni bilgilerin üretilmesinde

(31)

19

yayımcı, yazar ve işçilerin daha öncelerden görülmemiş biçimde ilişki kurdukları entelektüel merkezler haline gelmiştir.

Matbaa, toplumun kültürel ve edebi gelişiminde önemli etkilere sahip olmuştur.

Matbaanın edebiyat üzerindeki etkileri (Ong, 2015, ss. 154-156; Çakın, 2004, s,154):

 Toplumlarda hâkim olan sözlü kültür, matbaada basılan eserler sayesinde yazılı kültüre geçişi hızlandırmıştır. Basılan eserler kültür dönüşümünü sağlamıştır. Elle çoğaltma tekniğinden seri baskıya geçiş, bilgiyi duyumla edinme yerine görsel edinme sürecini başlatmıştır. Okuyarak bilgi edinme bilgiyi algılamada kalıcılığı sağlamıştır. Matbaa bilgiye aracısız ulaşmayı sağlamıştır.

 Matbaa sonrası modern insan kavrayışı gelişmeye başlamıştır. Modern insanlar bilgiye kendileri ulaşmaya başlamıştır. Bilgiyi değerlendirip bilgi hakkında yorumlar yapabilmiş, böylece birey kimlikleri ön plana çıkmıştır. Matbaanın toplumlara yerleştirdiği kitap okuma kültürü sayesinde gelişen kültürle laik eğitimin temelleri atılmıştır.

 Matbaanın yardımıyla geniş kapsamlı ve ayrıntılı sözlükler basılmaya başlanınca dilin düzgün kullanılması özendirilmiştir. Matbaa dilin özünde metin olduğuna dair duyguyu güçlendirilmiştir (Ong, 2015, s. 154).

 Matbaa kelimeler üzerinde yeni özel bir mülkiyet anlayışını da yaratmıştır.

Birincil sözlü kültürlerde de insanlar bir şiir üzerinde mülkiyet hakkı iddia edebilirlerdi. Fakat şiirin kaynakları kalıplar ortak olduğu için bu duygu yaygın değildi. Matbaanın kullanılmaya başlanması ile yazı hırsızlığına karşı eserler koruma altına alınmıştır (Ong, 2015, s. 155).

 Matbaa sayesinde bilgi kaynaklarına ulaşma kolaylaşmış, bilginin taşınması ucuzlaşmış ve hızlanmıştır. El yazması eserler pahalı eserler olduğu için satın alma gücü yüksek kişiler tarafından alınabiliyordu. Matbaa ile üretilen eserler el yazması kadar pahalı değildi. Böylece herkes kitap alıp okuyup bilgiye ulaşabilmiştir. Böylece kitaplar geniş insan topluluklarına ulaşıp bilginin toplumsallaşmasına hizmet etmiştir.

(32)

20

 Orta Çağ’da Avrupa’da dini kurumların hâkim düşünce yapısında önemli etkisi vardı. Matbaa ile kitabın ucuzlaması sonucu dini kurumların bilgi üzerinde tekeli kırılmıştır. Gelişen Avrupa’da toplumların ekonomik yapısı değişmeye başlayınca matbaa sayesinde yeni fikirler ortaya çıkıp yayılmaya başlamıştır.

Bu da edebi eserler sayesinde topluluklara ulaşmıştır.

 Matbaa modern toplumların vazgeçilmez temel haklarından olan özel hayat anlayışının gelişmesini sağlamıştır. Matbaanın ortaya çıkması ile el yazmalarından daha ufak ve taşınabilir eserlerin basılmaya başlaması ile okuyucunun kitapla baş başa kalabileceği sessiz okuma ortamının oluşmasına zemin hazırlamıştır. El yazmalarının yaygınlık kazandığı toplumlarda, topluluklara sesli okumalarla bilgilendirmenin, bilinçlendirmenin yapıldığı yaşama biçimi hâkimdi.

 Matbaa, toplumun isteklerini dile getirmek için gazete ve dergi gibi materyallerin ucuz ve seri şekilde üretimini sağlayarak çok daha etkili ve kullanışlı bir araç olmuştur.

Matbaanın yaygın bir şekilde kullanılması ile kitap; ekonomiye, kültüre ve eğitime yön vermiştir. Kitabın düşük maliyette üretilmesi sayesinde okuryazar oranı artmıştır. Ucuzlayan, çoğalan ve boyutu küçülen kitapların sayısı kütüphanelerde artıp kütüphane dermesinin zenginleşmesini sağlamıştır. Kitap sayılarının artması, kolay şekilde elde edilmesi ve özgür düşüncenin gelişmesi ile kitap toplumda herkesin ulaşabileceği bilgi kaynakları olmuş, bilginin toplumsallaşmasına öncülük etmiştir.

Kitap sayısında yoğun artışın ardından okuyucuların bilgi kaynaklarına rahatlıkla erişebilmesini sağlamak için sınıflandırma, kataloglama, dizinleme ve konu başlıklarının oluşturulması gibi bilgi kaynaklarının düzenlenmesi amacıyla çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Matbaanın imkânlarından faydalanan milletler süratle gelişmiş ve her alanda ilerlemiştir. Matbaa sayesinde eşitlik, bağımsızlık, hürriyet ve çağdaşlık fikirleri hızla yayılmıştır. Avrupalılar matbaa teknolojisini daha da geliştirip ürettikleri bilgileri, fikirleri kıta üzerinden diğer toplumlara iletti. Böylece yeni fikirler, düşünceler yayılma olanağı ve şekli kazandı.

(33)

21

Türkiye’de 1970’lerde tipodan ofset matbaaya geçişle birlikte basımda teknolojik değişim başlamıştır. Bu değişim 1980’lerde daha belirginleşmeye başlamıştır. Bilgisayara geçişle birlikte personel sayısı ve giderler açısından büyük tasarruflar sağlanmıştır. İnternetle birlikte bilgi kaynakları geniş kitlelere ulaşma fırsatı bulmuştur.

II.2.3. Bilim ve Teknoloji

“Bütün sosyal değişim kuramlarında teknoloji bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır” (Atalay, 1983, s. 26). Bilim doğa kanunlarının araştırılması, teknoloji ise doğa kanunlarının maddi hayata uygulanması olarak tanımlanabilir. Bilim ve teknoloji kavramları 19. yüzyıldan bir araya gelmiştir. İnsanoğlu doğada yaşamak ve varlığını sürdürmek için teknolojiyi üretmiştir. Üretilen teknoloji insanların birbirleri arasındaki ilişkilerini belirlemiştir.

Rönesans, 15. ve 16. yüzyıllarda İtalya’da ortaya çıkıp zamanla diğer Avrupa ülkelerine yayılan kültürel harekâta verilen addır. Özellikle edebiyat alanında başlayan bu gelişme zamanla diğer alanlara da yayılmış ve yeni bir çağın başlangıcı olmuştur.

Bilimde Kopernik ile başlayan değişim Aristo’nun temsil ettiği Antik Çağ bilim anlayışını kökten değiştirmiştir. Rönesans, başlarda kültürel alanlarda yeni hareketleri ortaya çıkarmayı amaçlarken birçok alanda yeniliklerin ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Kültür ve bilim alanında diğer bir önemli gelişme 1450 yılında Johann Gutenberg’in matbaayı icat etmesidir. Matbaa sayesinde bilgi daha geniş kitlelere ulaşmıştır. 1453 yılında İstanbul’un fethedilmesinden sonra Yunanca bilen bilim adamlarının Avrupa’ya gitmesi, bilimsel çalışmalara yön vermiştir. 16. yüzyılda bilim hızlı bir şekilde gelişmiştir. Fizik ve evren hakkında bilimsel araştırmalar yapılıp, çeşitli aletler geliştirildi. Deneysel bilim yaygınlaşıp bir hipotez sunmak ve bilimsel çalışmayı kanıtlamak için kullanılmaya başlandı. 18. yüzyıl “Aydınlanma Çağı” olarak adlandırıldı. Aydınlanma, bilimsel çalışmaların hızlanmasını sağlamıştır. Bu dönemde aydınlanmanın temsilciliğini yapmak için ansiklopediler de önemli görevler üstlenmiştir. “Denis Diderot ve Jean le Rond d’Alembert’in editörlüğünü yaptığı 1751- 1772 yılları arasında yayınlanan “Bilimlerin, Sanatın ve Ticaretin Rasyonel Sözlüğü”

daha bilinen adıyla Encyclopedia isimli eser, bilim ve felsefe çalışmalarını popüler hale getirmeye çalışmıştır” (Ata, 2015, s. 210). Son iki yüzyıl içerisinde bilimin

(34)

22

gelişmesinde rol alan ana çalışmalar 18. yüzyılda başlayıp 19. yüzyılda ilerleyen insanlığa ürünler sunan Endüstri Devrimi’nin merkezindeki teknolojide gelişmeleri ve değişmeleri kapsamaktadır. 1750’den sonra başlayan Sanayi Devrimi Avrupa’da hızlı bir değişim sürecini başlatmıştır. Endüstrileşme teknolojik yenilikler ve ekonomik gelişmelerin yanında toplumsal değişimi de getirmiştir. Şehirlere göçün artması ile okullar, üniversitelerin ve kütüphanelerin sayısı artmıştır. Kitap dergi ve gazeteye olan talep de artmıştır. Farklı alanlarda birçok bilim adamının farklı bilim dallarında yaptıkları araştırma, icat ve katkıları bireysel anlamda insanların dünyaya bakış açılarını değiştirmiştir. Fikirlerdeki değişimler toplumsal alanlarda büyük değişimi getirmiş ve bu da insanlık tarihine yeni bir boyut kazandırmıştır. Son beş yüz yıl içinde Coğrafi Keşifler, Reform, Rönesans, Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi gibi olaylar sonunda sanayileşme Avrupa Kıtası’nı önemli bir konuma getirmiştir.

1.ve 2. Dünya Savaşları bilim ve teknoloji alanlarında önemli gelişmeleri beraberinde getirdi. Bu savaşların sonunda Avrupa devletleri büyük kayıplar verip bilim ve teknolojide sahip oldukları önemli rollerini yitirdiler. 2. Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın yenilmesi ile alanında uzman bilim adamlarının ABD ve Sovyet Rusya’ya gidip orda V-1 ve V-2 füzelerini geliştirip uydu teknolojisinin temellerini attılar. 2. Dünya Savaşı sonrasında teknoloji gelişmeye başlamıştır. Ardında görülen gelişimin kilometre taşları şu şekilde listelenebilir (Burke, 2013, s. 296):

1951 - UNIVAC bilgisayar 1956 - U-2 casus uçakları 1957 - Sputnik

1958 - Fotokopi makinesi

1959 - İlk hava uydusu, Vanguard II 1961 - Tamburalı slâyt projektörü 1961 - Mikro fiş

1969 - ARPANET

(35)

23

1970 - Amerika Savunma Destek Programı Uyduları 1970 - Mikroişlemci

1977 - Voyager 1 ve 2

1981 - Kişisel bilgisayar (PC) 1984 - Compactdisc

1987 - Powerpoint 1989 - World Wide Web 1991 - Cep telefonu

Apple ve Microsoft gibi şirketlerin gelişmesi ülkeleri sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmeye zorlamıştır. Dizüstü bilgisayarların ve internetin gelişmesiyle taşra ile büyük şehirlerin bilgiye ulaşma farklılıkları ortadan kalkmıştır. İnternet

“ağların ağı” olarak tarif edilebilir. İnternet dünya çapından milyonlarca bilgisayarı birbirine bağlayan bir sistem olarak da tanımlanabilir. İnternet terimi “International”

ve “network” kelimelerin birleşmesi ile oluşmuştur (Karaduman, 2005, s. 10). İnternet ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler elektronik, basılı kitap ve dergilerin bir arada var olmalarını sağlayıp elektronik kaynaklara yönelmeyi hızlandırmıştır. Veri tabanları ve veri bankaları araştırmaları hızlandırmıştır. 2001’de kurulan Wikipedia, herhangi bir alanda herhangi birine sayfanın editörlüğünü yapma hakkı verip bilginin toplumsallaşmasında yararlı olmuştur. Dünya genelinde 1995 yılından sonra 24 saat yayın yapan TV kanallarının yayın hayatına başlaması ile basılı gazeteler önceliğini yitirmiştir. Basılı gazeteler 1995’ten sonra önemini tekrar kazanmak için 24 saat haber yapıp en güncel haberi takip etmek amacı ile elektronik gazetecilik uygulamasına geçmiş, daha fazla kullanıcıya en güncel bilgiyi sunmada başarılı olmuştur. Dünya genelinde genel ve yerel gazeteler web sayfaları aracılığı ile ücretsiz olarak yayın yapmaya başlamışlardır. Günümüzde dünyada elektronik gazete elektronik kitap ve elektronik dergi yayıncılıkta kendini kanıtlamıştır. 2016 Statista veri tabanı verilerine göre elektronik kaynak yayıncılığında dünya genelinde 15.274 miyar $ gelir elde edilmiş ve aynı veri tabanına göre dünya çapında 519,6 milyon insan elektronik

(36)

24

kaynak kullanmıştır. Bu sayının 2021’de 650 milyona ulaşması beklenmektedir (ePublishing - worldwide Statista Market Forecast, 2016).

Grafik-1 Dünyada elektronik yayıncılıktan elde edilen gelir

Grafik-2 Dünyada elektronik yayınların kullanıcı sayısı II.2.4. İletişim Araçları

“İletişim sözcüğü Latince kökenli olup “communication” sözcüğünün karşılığıdır” (Özçağlayan, 1998, s. 33). İletişim sosyal bir varlık olarak insanın toplum içerisindeki fonksiyonunu yerine getirmesini sağlar. İletişim insan toplumunun ağı gibidir. İletişim akışı dinamik bir toplumsal gelişmenin yönünü ve hızını belirler.

(37)

25

Böylelikle toplumsal süreçleri iletişimin alt yapısına, içeriğine ve akışına bağlı olarak değerlendirmek mümkündür.

Günümüzde, gelişen iletişim teknolojileri sayesinde iletişim kurmak daha kolaylaşmış ve iletişimin önemi daha da artmıştır. 1950’lerde televizyon kitle iletişim aracı olarak kullanılmaya başlanmış; bunlar zamanla daha ufak taşınabilir hale gelmesi ile her eve girmeye başlamıştır. İlerleyen teknoloji ile LCD televizyonlar yaygınlaşmış, teletext ve video televizyonları daha cazip hale gelmiştir. Televizyon, günümüz dünyasında haberleşmenin vazgeçilmez araçları arasındadır. Aynı zamanda insanların bilgi ihtiyaçlarının önemli bir kısmını televizyonlar aracılığı ile sağlaması televizyonu önemli bir güç haline getirmiştir. Graham Bell tarafından 1860’da icat edilen telefon, günümüze kadar büyük evrim geçirmiştir. 1980’li yıllarda kullanılan araç telefonları daha da geliştirilmiş; 1990’lı yıllarda cep telefonu olarak adlandırılan GSM telefonlar kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde cep telefonları, hayatın vazgeçilmezlerinden olup günlük iletişimin en önemli ürünü olmuştur. Gelişen teknolojileri sayesinde cep telefonları ses iletimi dışında aynı zamanda bir bilgisayar özelliğine sahip olarak interneti de içerisinde kullanabilen daha karmaşık bir teknolojiye dönüşmüştür. İnternetin cep telefonlarında kullanılması ile cep telefonları insan hayatını kolaylaştıran önemli teknolojik buluşlar arasında yerini almıştır.

Bundan başka bilgisayarlar birçok alanda insan hayatını kolaylaştırmaktadır.

Bilgisayar ağları sayesinde hızlı iletişim sağlanabilmektedir. Böylece bilgisayar birçok alanda insan yaşamının vazgeçilmezi olmuştur. Bilgisayar sayesinde bilgi ve bilginin işlenmesi ön plana çıkarak sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sağlanmıştır.

İnternetin gelişmesi sayesinde dünyanın en ücra yerindeki bir gelişme bile anında öğrenilip, hızlı bir şeklide yayılarak bilginin toplumsallaşmasına büyük katkı sağlamıştır. Gelişen uzay teknolojileri ve uzaya yollanan uydular çeşitli amaçlara hizmet etmekle beraber haberleşme amaçlı da kullanılmaya başlanmıştır. Uydu teknolojileri, radyo, TV, fax ve internet yayıncılığı alanında özel haberleşme ve acil servisler gibi alanlarda büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

İletişimin sağlanması için icat edilen televizyon, bilgisayar, internet, cep telefonları ve uydular; bireyler ve toplumlar arasında güçlü bir iletişim ağı kurup bilgi akışını hızlandırmıştır. Batı’da yaşanan bir olay kısa sürede Uzak Doğu’da

(38)

26

duyulabilmekte, bilimsel çalışmalar dünyanın diğer ucunda olsa bile iletişim teknolojileri sayesinde hızlı transfer edilip başka insanlar tarafından kullanılabilmektedir. Bilgisayar ağlarının internet adı altında birleşmesi sonucu iletişim küreselleşmiştir. İnternet ortamı aynı zamanda elektronik gazete, kitap ve dergilerin ortaya çıkmasına ortam sağlamıştır.

Türkiye’de özellikle 2000 yılından sonra modern iletişim araçlarının kullanımının arttığı görülmüştür. Geleneksel iletişim aracı olan sabit telefonların abone sayısı 2000 yılında 18.395.171 iken internet içeren bilgisayar ve akıllı telefonların yaygınlaşması sonucu sabit telefon hatları, toplumun bilgiye ulaşım ihtiyaçlarını karşılayamadığı için 2016 yılında 11.248.495’e düşmüştür. Aynı yıllarda modern iletişim araçları olan cep telefonları ve internet kullanıcıları sürekli artmıştır.

1994 yılında 81.276 cep telefonu abonesi varken 2016 yılında abone sayısı 73.650.996 olmuştur. Günümüzün en hızlı iletişim aracı olan internet abone sayısı 1998 yılında 229.885 iken 2016 yılında 55.205.345 olmuştur (Türkiye İstatistik Kurumu Web sayfası, 2017). Kısa sürede görülen büyük değişim toplumun bilgiye ulaşım yollarını genel olarak değiştirmiş, internet en büyük bilgi kaynağı olmuştur.

II.2.5. Bilgi Merkezleri

MÖ 3000-2500 yıllarında Mezopotamya’da çivi, Mısır’da hiyeroglif ve piktografik yazının gelişip biçimlenmesi ile yazılı belgeler artmıştır. “Yazılı belgeler artan ekonomik ve kültürel ilişkilerin sonucu çoğalınca onların korunup saklanmasını gerektiren arşiv ve kütüphanelerin ortaya çıkması zorunlu olmuştur” (Yıldız, 1985, s.

8). Mezopotamya’da yazının icadından sonra tapınaklar ekonomik, dini, edebi metinleri/kayıtları depolarda tutmaya başlamıştır. Başlangıçta bu kayıtlar başvurulmak için değil korunmak amacıyla oluşturulmuştur. Böylece dini, hukuki ve siyasi kayıtları içeren kil tabletlerden oluşan ilk kütüphaneler, Mezopotamya’da Sümerler ve Babiller tarafından tapınaklarda ve saraylarda oluşturulmuştur. Ninova’da Asurbanipal’in Kütüphanesi olarak kabul edilen “Tablet Evi” birçok yönüyle arşivden çok kütüphane özelliği taşımaktadır. 1500 kadar tabletin bulunduğu kütüphane genel olarak tıp, astronomi, mitoloji ve büyücülük konularındaki tabletlerden oluşmaktaydı. Mısır’da Mezopotamya kütüphanelerine benzer kütüphaneler MÖ 2000-2500 yılları arasında kurulmuştur. Eski Mısır’ın teokratik yapısına bağlı olarak eski Mısır kütüphaneleri

Referanslar

Benzer Belgeler

(2017) Toplumsal Araştırmalarda Nicel ve Nitel Yöntemlere Giriş. Ankara:

• Evrak yönetiminin elektronik ortamda basitleştirilmesi ve arşivlenmesi gibi konularda «DYS Doküman Yönetim Sistemi, DAYS Doküman Arşiv Yönetim Sistemleri, EBYS Elektronik

• Tıp veri tabanlarını, kanıta dayalı bilgi kaynaklarını, tıp sınıflama sistemini (NLM) ve tıp konu başlıkları (MeSH) öğretilir..

EbscoHost bilgi sağlayıcısının fen bilimleri, teknoloji, tıp ve sağlık bilimleri, sosyal bilimler konularında tam metin veren dergileri içeren birçok veri tabanı

Dışişleri Bakanlığı, Yeniden Asya Girişimi kapsamında, Asya coğrafyasının jeo-stratejik ve jeo- ekonomik açıdan artan önemi ışığında, genç kuşaklarda bu

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda, Karadeniz Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde, bölgemizdeki yedi üniversitenin paydaşlığında “Doğu Karadeniz

ACIBADEM MEHMET ALİ AYDINLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE.. AFYON

İletişim ve bilgi teknolojisine dayalı olarak Üniversitede ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora ve sürekli eğitim dahil tüm eğitim programları kapsamında