• Sonuç bulunamadı

F Harlequin Tarama Yelken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "F Harlequin Tarama Yelken"

Copied!
111
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

F Harlequin Tarama Yelken

“ii Lfs Düzenleme Ser reS

USA TODAY in seçtiği en çoh oluman yazar

SARAH MORGAN Skandal Gecesi

a

"

-— a m”

.

“roRlous in, >

o 2

USA TODAY ` in seçtiği en çok vanın yaxı

JENNIE LUCAS

Gelin Hırsızı

r.

ta

(2)

Yelken & Ser reS

JENNIE LUCAS Gelin Hırsızı

Xerxes Novros, Rose'un evliliğinin geçersiz sayılması için konuşmaktan fazlasını yapmaya niyetliydi... Bu gelini kaçırıp Yunanistan'a götürecekti!

Rose, bakire bir gelindi ve Xerxes, ondan çaldığı düğün gecesini telafi etmek istiyordu. Rose çok inatçıydı. Gururu Xerxes'i reddetmesi gerektiğini söylemekteydi. Diğer taraftan, kendisini esir tutan bu esmer adama hayranlık duyduğunu inkâr edemiyordu!

M fi gi P ( v

dies, Lafe

Bandrol Uygulamasına İlişkin Usül 13091753003 ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5”nci maddesi çerçevesinde bu yayının

2. 9,90 TL / Kıbrıs:13,90 TL bandrol taşıması zorunlu değildir.

Avrupa: 5 € HON HL-1 2012/05

men A :

ıl. () HARLEQUIN

(3)

JENNE Lucas

Gelin Hırsızı

o

` ə —

YAR .. aik

pi

” Lafe

V Y

a ARLEQUIN TÜRKİYE Mü e r Cad. Uras Ap. No.83/1

7: İSTANBUL

Tel: (0316) AİB 12 72 (pbx) Faks: (0216) 338 87 12 info equintr.com — www.harleguintr.com 29 .facebook.com/harleguinbeyazdizi

twitter.com/harleguintr

(4)

İngilizce Adı: THE BRIDE THIEF

Türkçe Adı: GELİN HIRSIZI

ISSN 1309 - 7539 ər

201205170

Harlequin High Life-1 b

Copyright © 2070 by Jennie Lucas X 2

SÜRELİ YAYIN VAZ

Yayının Adı: Harlequin High Life İki Roman Birarada

Tüzel Kişiliği: Arlekin Wydawnictwo Harlequin Enterprises sp. 29.0.

Merkezi Polonya Türkiye İstanbul Şubesi İmtiyaz Sahibi ve Uyruğu: Berkant YıldırımT. C.

Sorumlu Müdür ve Uyruğu: H. Rıza Bankoğlu /

ə

İdarehane Adresi: Mühürdar Cad. Uras >

Kadıköy — İstanbul — Türkiye Yayının Süresi: 30 günde bir Kapak : Ümit Kara

Dizgi, Ofset Hazırlık: EKİP A.Ş. © Baskı: Umut Kâğıtçılık San. Tic. Ltd. Şti.

Fatih Cad. Yüksek Sok. Başak Han No: LHN Merter — İstanbul — Türkiye i

Baskı Yeri: TÜRKİYE .

Türkiye Dağıtım Şirketi: YAYSAT yə l Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34377 Esenyurt/Istanbul Tel:0902126222222 S

Bu yayın, Arlekin VVydavvnictvvo Harlequin Enterprises sp. z.o.o. Merkezi Polonya Türkiye İstanKul Şuböşi rafından 2012 yılında yayımlanmıştır.

Dünyada Türkçe im yayın hakları, Arlekin Wydawnictwo Harlequin Enterprises sp. 29.0. Merkezi Pál lonya Türkiye İstanbul Şubesi”ne ait olup, yayımcının izni > çər şekilde kullanılamaz ve çoğaltılamaz.

arl

Arlekin Wydà nict quin Enterprises sp. z.o.o. Merkezi Polonya Türkiye İstan çam ait bir yayının, Türkiye'de ve Kıbrıs'da Yaysat A.Ş. Avrupl: da AxeNŞpfinger VertriBes gmbh dışında herhangi bir kuruluş tarafından herh a 7: adla piyasaya sunulması, satılması ve teşhir edilmesNyasaktr R anuni takibe tabidir.

(5)

N

N Rose Linden

Kose Linden

Romanın kadın kahramanı

ON

Xerxes Novros V

Romanın erkek kahramanı

Lars Vaxborg > /

Rose'un kocası ? b

Albert > ?

Rose'un babası “ Laetitia Van Reyn Y

Lars”ın karısı y

(6)

Gelin Hırsızı 5

~ BİRİNCİ -

X b M. ASAL sonunda gerçek oluyor. /

Daha üç ay öncesinde, Rose Linden uralarını nasıl ödeyeceğini düşünüyordu. Bugünse, artık San Françisco”da iki işte birden çalış- ması gerekmiyordu. Bir saat önce barones olmuştu, manikürlü elle- riyle başka bir dünyayı işaretetm kteydi artık.

Lars Vaxborg, kocası ol uştu.) /

İsveç'in kuzeyindeki bir/ş tohun ihtişamlı balo salonunun diğer ucundaki kocasına baktı/ . >

İnce bedeniyle, bu sari baron, smokini içinde oldukça zarif gö- rünüyordu. Bir yandan şampanyasını yudumlarken etrafındaki genç kadınlarla derin bir muhabbete dalmış gibi görünüyordu.

Şimdi onu karısıydi. Mutluluktan başı dönüyordu. Lars'a ba- karken bir sokan kesildiğini fark etti.

“Çok şık or uen, barones,” diye babası şaka yapıyordu. Ani- den telaşlanmış bir Afadeyle devam etti. “Sen neden bugünlerde bu kadar zayifladi Méng? Hasta mısın yoksa?”

Annesi dirseğiyle kocasını dürttü. “Onun günü bugün,” diye diş- lerininarasi darı fısıldadı. “Rose, mükemmel görünüyor!”

5 ştan aşağı inceledikten sonra ısrar etti : “Kemik yığını

(7)

gibi!”

Annesi kendi yanaklarına vurup, “Seninle evlenmeden örice ben de rejim yapmıştım,” Albert. İçini çekti, “Beş çocuktan önceydi bü tün hepsi. Tanrı aşkına, bırak da Rose inceliğinin keyfim varsın.

Nasıl olsa sonsuza kadar sürmüyor bu hal!” i

Rose, başka zaman olsa ailesinin kendisiyle in T gülerdi, ancak bu defa gülmedi. Ayrıca isteyerek kilo verdiğihi deyşöyleme- mişti onlara. Lars'ın yanındayken de kendisi gibi —” Özel- likle de kendisine her yönüyle ne kadar mükemmel olduğu söyle- dikten sonra...

Düğün günü olduğu için bacaklarının tirrediğini düşünmüştü ön- celeri. Yoksa dünden beri ağzına bir şey koymanlış olması buna se-

bep olmuş olabilir miydi? 2 $ ə

Sindirella gibi hissetmesi gerekirdi. Beyaz dahtel gelinliği ve sa- çma taktığı elmas taçla birlikte masallardaç çıkmış peri kızı gibi görünüyordu aslında... V

Rose, yanından geçen garsonun tepsisine kadehini bıraktı. “Dişa- rı çıkıp temiz hava alsam iyi olacak.”

Annesi ve babası : “Biz de seninle gelelim,” dediler.

“Hayır. Lütfen, biraz yalnız kalmak istiyorum.” dedi ve dönüp balo salonundan çıktı. şatonun boş koyidorlarından geçip kış gecesi- nin serinliğine kendini bıraktı ve büylik giriş kapısına yaslandı. Göz- lerini kapattı.

Evlenmişti...

Başka türlü hisse cşğim düçünmüşrü. >

Yirmi dokuz Yaşin dı, ç li arkadaşları ve kardeşleri, hayatına kimsenin girmemesiyle idil uzun süredir dalga geçmekteydiler. Tek bekâr olan erkek kardeşi iiə “kimi bekliyorsun sen böyle?” diye sorularla nefsşini keserleydi. Evine girer girmez de yalnızlığın kolla- rına teslim, ol, ağ 1. Umudunu kaybetmemişti. Sonsuza kadar kollarına 77 bir acak olsa bile gerçek aşkım bekleyecekti.

Buna kesin kafarlıydı.

ir Yaba çal ştığı yere Lars gelmişti. Bara gelip oturmuştu.

Kahveve Özel kahvaltı tabağı sipariş etmişti.

San ün Rose”un büyüdüğü sahil kasabasıyla karşılaştırıldı-

(8)

Gelin Hırsızı 7

ğmda kozmopolit bir yapıya sahipti. Ancak, burada bile e ir adam aykırı durabiliyordu. Zengin ve yakışıklıydı, aristok? ə bir aile den geliyordu ve Oxford”da okumuştu. İsveç”te ” mabir şatosu vardı. Karşılaştıkları ilk andan itibaren Rose’ zA emk ydı.

Zaten Rose, ilgi göstermese bile, erkekler Rose'dan gö . bl kolay alamazlardı.

Ama Lars”ın romantik ve sürekli iltifat eden ii de un ayaklarını kısa sürede yerden kesmeye yetmişti. Bir haftà önce de evlenme teklif etmişti. “Hemen bugün evlenelim,” diye de yalvarmış- tı. “Senin karım olmanı daha fazla bekleyemeyeseğim.” Teklifi kabul ettikten sonra da güçlükle bir hafta beklemek için ikna debilmişti onu. Ailesinin düğüne katılabilmesini istiyordu s ali e.

düğü kasabada küçük bir düğün planlamıştı N.arsYşe Kuzey İsveç'te bütün ailenin katılacağı bir düğün 7: amışt si, Bü üyükannesi, anne ve babası, beş kardeşi ve onların 5: geleceği,bir düğün.

Her şey masallardaki gibiydi. Bu gece Ñ efa olarak sevişecek-

lerdi. ə

İyi de bu içini kemiren duygun eyin nesiydi, sinirliydi. Belki de bundan dolayı kendini hasta ə Hayatında korkmasını gerektirecek bir şey yoktu, Hiçbir şey.

Verdiği sözün ağırlığı vardı “soyisuza kadar Lars”ın olacaktı — bedeni ürperdi. Buz gibi olmuştu. Rüyalarının erkeğiyle de evlenmiş- ti işte, neden titriyordu? Sorun neydi?

Şatonun ortaçağdan kalnia ihtişamlı kapısını ittirip köprüye doğ- ru yürüdü. Karın $ 77 ÜN aplanmış bahçede yürümeye başladı.

Beyaz tül etekler, 75 arses çıkararak takip ediyordu. Ay ışığı- nın aydınlığında pöri ı gibi görünüyordu.

Hava açıktı. — € bakarken gördüğü yeşil ışık oyunu kar- şısında bir an Kuzey ışıklarıydı. Daha önce bu kadar gü- zel, bu kadar etkileyici/ bir şey görmediğini düşündü. Ruhuna işle- mişti. Gözlerini z “Lütfen,” diye dua etmeye başladı, “mutlu bir evliliğim olsun ./”

Gözlerini açtığında Kuzey ışıkları kaybolmuştu. Gökyüzü karan- lıktı yine. 7

“Demek 7 diyen tok bir ses geldi arkasından, “Gelin sensin.”

(9)

Sesin geldiği yöne dönerken etekleri karın üzerinde eziridi.

Gecenin karanlığında kaybolmuş bir adam duruyordu. e girişinde park etmiş üç aracın hemen önündeydi. Siyah saçları ve uzun siyah paltosuyla gecenin karanlığına 0 li du.

Rose, bir an için hayalet olabileceğini bile düşündü 7 sen?” diye fısıldadı.

Cevap vermeden, adam Rose”a doğru yürümeye başlamıştı.

Adamın bakışlarından gelen bir şey içine işlemekteydi. Bir an

içine korku doldu. N

Şatodan ne kadar uzaklaşmıştı böyl Ve yalnızdy. Balo salonu- nun ne kadar gürültülü olduğunu biliyordu, biryan a/orkestra çalıyor ve diğer yandan yüzlerce davetli elenyofdu Kanan olsa kimse sesini duyamazdı.

Büyük aptallık ediyordu. İsveç Yeydi Dunyada buradan daha gü- venli bir yer olmadığını biliyordu.

İçgüdülerinin yarattığı korkuyu uzàkláştırdıktan sonra, kollarını bedeni üzerinde birleştirip sorus nuu cevabını bekledi.

Adam çok yaklaşmıştı. Adaleliydi ve geniz omuzları vardı. Ken- disinin neredeyse iki mişliydi. Kendi/ boyu adamın omuzlarına kadar bile gelmiyordu.

Siyah “b x üzerinde dolaştırdı. “Burada yalnız mı- sın, ufaklık?”

O ürperti gene ge ib antel, soğuktan korumaya yetmemişti anlaşılan. Ba ını layır ında salladı, “Balo salonunda yüzlerce insan var.”

nl

“Evet, ama sen b rən değilsin. Burada yalnızsın. Anla- şılan, burada,” sesi “çok/ yumuşak çıkıyordu, “Kış gecelerinin ne ka- dar soğuk olduğunu da bilmiyorsun.”

Soğu F bu defa.

imsin

“Bu ka rçik kar beni korkutmaz.”

NN cesare)" Koyu gözleri bedeninde geziniyordu. Bakışları geçtiği yeri ga ip bir şekilde yakıyordu. “Herhalde, benim buraya neden geldiğimi biliyorsun.”

“Tabii,? dedi şaşkınlıkla karışık bir halde.

(10)

Ç

“Ama kaçmıyorsun?”

Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. “Neden kaçayım?”

Bakışları ruhunun derinliklerine işlemiş e v.

ediyorsun o halde?”

Bakışlarında duygudan eser yoktu. Vücudu ise Ps nasını engelleyecek kadar kaslıydı. Bütün bunların yanında, y yasın mak da hiç kolay değildi. Rose, karın soğuğunda 5 ön ak hissediyordu. Geriye kalan kanını da “—— emen bir,vampirle

karşı karşıya gibiydi. v /

Duruşunda korkutan bir şey vardı.

Tehlikeli bir hal. Bir tehdit.

Dik durmaya gayret etti. Herkes şal koğası ve ailesi ora- daydı. Çok yakındılar. Korkmasını g ektirecek hiçbir şey yoktu.

Kendi kendini korkutuyordu!

“Suç derken evliliğimi mi kastediyorsun?) diye sakin bir ifadeyle sordu. “Gerçi biraz abartılı S ancak “suç” olduğunu söyle- mek pek mümkün olamaz, değil mi Ni

Adam gülümsemedi bile.

Rose boğazını 77 ve “Üzgünüm, ” dedi. “Şakanın zamanı değil. Uzun yoldan 5 alısm. Sadece bir saatle nikâh törenini kaçırdın. Bu da haklı he i üzebilir.”

“Üzmek?” diye kiedi

“İçeri girelim de sana —. ikram edeyim,” diye konuşma- sını sürdürdü Rose) Aylar yaş yavaş şatoya yönelmişti bile.

“Lars, seni görnıekten mutluluk duyacaktır.”

Adam beklenmedik Şekilde bir kahkaha attı. “Bu da başka bir şa- ka mı?”

Rose, — aldı. 7Sen onun arkadaşlarından birisi değil mi- sin?”

Ada yizeğa laştı.

“Hayın ” dedi, “Ben arkadaşı değilim.”

Bedenini şimd hissediyordu. Gölgesinde kalmış gibiydi. Bu fi- ziksel yakınlıkıtam bir tehditti işte..

O anda içgüdülerinin aslında doğruyu söylediğini anlamıştı.

Güvenli bir yere gitmesi gerekiyordu, hemen şimdi.

(11)

davetli, yeni evli çiftin ilk dansını yapmasını bekliyor.” N Adam, o anda, Rose'u kollarının altından tutup hareket etmesini engelledi

“Evli?” sesi buz gibiydi. S 2

“Canımı yakıyorsunl” dedi Rose. Elleriyle Rose'un bedemfini da- ha da sıkmış, kendisine doğru çekmişti. Bakışları acım Bi Gelin- liğinden taşan göğüslerine dikmişti bakışlarını.

Sonunda bakışları buluştu. Sesi yavaş çıkmıştı, ancak sanki alev- ler püskürtüyordu. “Yaptıklarınızdan dolayı ikiniz de /cehennemde

yanmayı hak ediyorsunuz.” /

İnanamaz gözlerle adama a

yorsun böyle?” S

Bu duygusuz pislik, kaslı əə da ayamıştı.

“Biliyorsun,” dedi. “Buraya neden dan sen de biliyorsun .”

“Özür dilerim,” demeye çalıştı. “Kocam beni be vi

b Sen "neden bahsedi-

“Bilmiyorum!” diye haykırdı. “Sendel din mi? Bırak beni.”

O anda ayakları yerden kesildi. Bu yabancı adamın gücünü iyice hissediyordu şimdi. Bir an için Kün rüyada zannetti Rose .

Ama bu bir rüya değildi! Ada Yi kolları arasında kıpırdayamı-

yordu bile. V

“Sen bir yalancısın, tahı da tahmin ettiğim gibi,” diye kulağına fısıldadı. Nefesindeki buz gibi bir soğukluk Rose'un içine işlemişti.

“Sadece senin bu hd ar güzel İncağın düşünmemiştim.”

“Sen.. ir ta yapi orsun.

Adam : ayo dèdi sertçe. Omzundan tuttuğu bedeni daha da sıktı. “Sen bh . Te . Şimdi bedelini ödeyeceksin.”

Rose “ s sar ya da delisinl” diyerek tekmelemeye çalı- şıyordu — basi nafile çabalar gibi görünüyordu.

E k d gitmek istiyordu. Düğünleri için gelmiş yüz- lerce İsveşlihin yanıma dönmek istiyordu.

7 cıy kendisini almış götürüyordu. Duvağı arkadan sarkmış erde süfünüyordu.

apíyorsun? Yeter artık!”

(12)

Ç Kimse sesini duymadı. Şatonun içindeki gürültüden d layı kimše

sesini duyamazdı. 4

Girişte duran büyük otomobillerin motorlarının çal iii duydu.

Bu kadar çırpınışı bu adama işlemiyordu. Rose'un gü ü bu adamın gücü karşısında ne olabilirdi ki?

Adam, en arkada duran aracın kapısını açtı ve Rose Yanına girdikten sonra kapıyı kapattı. “Gidelim,” dedi.

Şoför gaza bastı ve kayalık arazinin buz-tutmuş yüzeYine aldırış etmeden ilerlediler. Arkalarından gelen iki araçla birlikte dağlık or- man arazisinin içinde kısa sürede kayboldular.

Yabancı adam, sonunda Rose'un bileğini serbest bıfakmıştı.

Rose, arkasına bakıp gözden kaybolan şatohun ışıklarını hüzün için- de seyretti. Her şeyini arkasında 5 şimdi, her şey elinden uçup gidiyor gibiydi... ... /

Rose, zorlukla yutkunarak yanında gər u yabancı adama bak- içeti soktu.

tı.

“Beni kaçırdın,” diyebildi sonunda. “Düğün gecemde hem de.”

Gözleri ifadesizdi. Çenesi kasılmıştı.

“Benden ne istiyorsun? Neden beni/kaçırdın?”

Adam arkasına yaslamirken, yüzüne bir gülümseme yayılmıştı.

Hoşnutsuzluğunu belli eder b şekilde genç kadına baktı.

Sonra uzandı. Bih an için tekat atacağını düşündüğünden Rose gözlerini kapattı. Tacının ve duvâğının çekildiğini hissetti.

Gözlerini eN ə pencereyi açıp, duvağı tacıyla birlikte dışarıya attığmı gör ü.

“Ne yapıyorsun?””diye sorsa da cevap alamadı.

Adam, Bel esşizce kapattı. Rose dönüp yola baktı. Arka- larında kalan taöın elmaslarının ay ışığında parıldamasma ve duvağın salınışına son,bir aha baktı.

BirVira) daha döndüklerinde onlar da gözden kaybolmuştu.

Rose) öfkeyle dama baktı. “Nasıl cüret edersin buna?”

“Sahteydi,” dedi soğuk bir sesle.

“O pahâybiçilmez bir parçaydı. Nesillerden beri kocamın ailesine aitti.”

“Sahteydi,” diye kestirip attı. Kadına dönüp devam etti; “Evlili-

(13)

ğin gibi.” ”

“Ne?” derken fısıldar gibi çıkmıştı sesi. ?

“Duydun işte.” N

y

“Bilmiyorum!”

“Benim adım Xerxes Novros,” derken H inceliyordu.

“Delirmişsin sen.” i

Buna cevap vermeyeceğinden emindi. Ama beklediği gibi Ee dı. Çenesi kasılmıştı gene. “Evliliğinin sahte olduğunu gayât iyi bili-

yorsun. Benim kim olduğumu da...” 5

“Xerxes Novros.” m

Bu ismi daha önce duymuştu. Lars, defalarcaxasistarına ve gü- venlikçilere İsveç aksanıyla bu ismi haylrmşti Koba mn acımasız düşmanı kendisini kaçırmıştı demek ki. N 5

Xerxes Novros. <

Rose nefes almakta güçlük çekiyordu. Bu 4sim ortada bir hata olmadığını anlatmaya yetiyordu. Bu bir rüya değildi. Kocasının düş-

manı tarafında kaçırılmıştı. N

“Bana ne yapacaksın?” diye na ltıyla sordu.

Xerxes gülümsedi. “Hiçbir şey. Kösinlikle hiçbir şey.”

Duyduklarına inanamadı. Kendisini/de pencereden atmadan önce ondan kurtulması gerekiyordu! d

Kapının koluna uzandı K pı kilitliydi.

Adam, Rose”un 27” parmaklarıyla tutup koltuğa yaslarken üzerine abaıtdı>

“Kaçamazsın.”

“İmdat!” diye h faydasp olmayacağını bile bile bağırdı. “Bana

yardım edin!”

“Sana kimse yardım edemez, Rose Linden.”

Siyah gözleriyle kağinı süzdü. “Sen... Benimsin.”

7

5 əə

(14)

Gelin Hı 7 13

Y

SZ

Bu kadar güzel bir kadınla karşılaŞa 7. hesaba katma-

mıştı sadece.. 5

Araç, tüm heybetiyle ormanlık alanda ilerlerken, Xerxes Novros, kıpırdamadan duran bu minyon sarışına bakıyordu. İnce bilekleri ellerinin içinde titriyordu /

Kaçmaya çalışınca, istem n onu durdurmak için üzerine aban-

~ İKİNCİ Əql)

mıştı. Şimdi arabanın afka koltuğunda bedenleri yapışmış gibiydi.

eninde hissediyordu. Teninde bahar korseyle sıkıştırılmış göğüsleri yük- Xerxes, kadının ılık nefesini

havası vardı. Her nefes alışı í seliyordu kadının:

Bedeni sertleşince b Rose Linden” arz ması neydi 7:

Bir kad atağına atmadan önce Xerxes”in bir tek şartı olurdu, onu arzulamast, ağ da Hepsi bu kadardı. Karakterini öğrenmeye

arını başka yöne çevirdi.

aması gerekirdi. Bu ani şehvetin açıkla-

çabalamazdı, ru u da... Sonuçta bu egzersizin amacı belliydi.

Sabaha onuhla işi/bitmiş olurdu.

Metresleri ve zaten masum bakireler değildi. Kendi başlarının ça- resine bakabilirlerdi. Kendi hesapları vardı onların da. Ya vücudunu,

(15)

ya parasını, ya gücünü ya da hepsini isterlerdi. Herkesin e. alına- bileceğini biliyordu. Herkesin bir fiyatı vardı sonuçta. k

Ancak bu kadını arzuluyor olması, kendisi için de yeni di. Rose Linden sonuçta ahlaksız, çıkarcı, yalancı, acımasız ve eki Bun- ları biliyordu, ancak bir şekilde onun bu kadar güzel o asın ai memişti.

Şimdi biraz olsun Lars Vaxborg”un onu karısı gibi göstermek için tehlikeye attıklarını daha iyi anlayabiliyordu.

Her erkek böyle bir kadına sahip olmayı işterdi.

Bal rengi sarı saçları, tacı çekince dağılmış, zini e ortaya çık- mıştı. Uzun sarı perçemleri kalp şeklindeki yüxünüry etrafındaydı.

Teni duru ve pürüzsüzdü. Yanakları dâ pemb leşmişti. Gözlerinde Ege Denizi”nin turkuvaz mavisi vardı. ipikle siyahtı. Dudakları pembe ve aralık duruyordu. Yüzündeki ifade şehvet ve korku hâ-

kimdi. ” R

Patlamaya hazır bir volkanla sevişmek bi olmalıydı bu kadınla beraber olmak diye düşündü Xerxes.

Onu arzuluyordu. Bunu düşündükçe de kendisine kızıyordu.

Kendisini baştan çıkaran bù kadiha da kızıyordu.

Xerxes, bu sözde d 7 haberini aldığından bu yana, adamları günlerdir Trolishelm Şato unu izliyordu. Xerxes, baronu kaçırmayı planlamıştı. Böylece Laetitla”nın bulunduğu yere, zor kullanarak götürecekti. Lars Vaxborg buyoyuna gelmeyecek kadar kurnazdı.

Şatosundan asla aniz başına, ıkmazdı.

Xerxes”inse daha fazla bekleyecek sabrı kalmamıştı. Bir yıl geç- mişti ve Laetitia n durumundan emin değildi artık. Ölüyor olabilir- di. Umutsuz bir şekilde şâtoyu silahlı adamlarıyla basmayı bile dü- şünmüştü. Sönu ne Olursa olsun bunu göze almıştı.

Sonrasında yeni gelinin şatodan karanlık, ay ışığının hüküm sür- düğü bahçey çıktığı görmüştü. Kuzey ışıklarındaki halini görmüş- tü onun. Bu fn tukaçıramazdı.

Rosg Lin F hakkında her şeyi biliyordu. Laetitia”nın mücevher- lerden, kürklerden ve muhteşem kıyafetlerden oluşan servetine göz dikmiş bir “garson olduğunu öğrenmişti. Define peşinde koşan bir kadındı sonűnda. Dünyanın gözünde zengin bir barones olabilmek

(16)

Gelin Hırsızı 15

için her yalanı söyleyebilirdi.

Xerxes”in bilmesi gerekenler de bunlardan ibaretti Zaten Acımı- yordu. Pişman değildi. Tek hissettiği şey öfkeydi.

Bu tam olarak doğru sayılmazdı. Bir de arzu vardiiçinde.

Rolls-Royce"un arka koltuğunda kadının nefesxa lı ı bedeninde hissettikçe arzusu da çoğalıyordu. Ondan nefret e də ve onu arzuluyordu.

“Bundan kurtulamazsın,” diye mırıldandı Rose.

atamamıştı.

“Sen ne yaptın?”

“Neden bahsettiğimi yei i sertçe.

Rose'un yüzü bembeyaz oldu. Bedeni 77: kalmıştı.

“Ona ne yaptın?”

Az önce her şeyi yapabilirdi o - öldürmek dışında Vaxborg”a her şeyi yapabilecek durumdaydı. erçi onu öldürmek iyi bir tatmin sağlayabilirdi. Ama hücreye tıkıldı sonra Laetitia”ya bir taygas olmazdı.

Beni geri götür; x edi Rose Linden. “Sana söz veriyorum, yaptık-

“Öyle mi?” Gözlerine bakmaya ... a

“Kocam ”

“Senin kocan yok.” SA

“Aman Tanrım,” diyebildi. Fİ ” gi şoku üzerinden

larından kimseye bahsetme yec ğim. Söz veriyorum!”

“Söz mü veriyors di alaycı bir tavırla. “İkimiz de senin sö-

zünün bir değer Yün —

“Bunu nası söylersin?” Gözyaşlarına hâkim olamıyordu. “Beni tanımıyorsun bile S

Gözyaşlan da sakte, diye düşündü Xerxes, rol yaptığından öyle- sine emin iki.

ete kadar bitiyorum,” diye tersledi.

“Şimdi — de aşığının da bedel ödeme zamam.”

h

Genè vahşi /bir hayvan gibi çırpınmaya başlamıştı. Topuklu ayakkabılarına/ aldırış bile etmeden tekmeler atmaya çalışıyordu.

Gelinliğinimgeniş etekleri dalgalanıyordu. Diziyle şoförün koltuğu- nun arkasına vurunca araba savrulur gibi oldu. Topuklarıyla cama

(17)

vurmaya başlayınca camı kırmasına engel olmak için . ayak bileğini yakaladı.

“Yeter!” Sesinde emir vardı. Bedeniyle de aları en ellemiş ti sonunda. Kazanmasına imkân olmadığı bu kadar . ii - maktan vazgeçmemesine Xerxes çok şaşırmıştı.

“Seni pislik! Seni kendini bilmez!” diye asi “ yayldan.

“Kocam seni bulacak. Bundan kaçamayacaksın!” VN a Bu kadar çatışma sadece arzularını arttırmıştı. Altında duran bu kadının gözlerindeki ışık, Xerxes'i şehvetin kucağına çekmekten başka işe yaramamıştı. Peki, ama neden bu kadar savaşıyordu? Ka- zanmasına imkân yoktu — zaten başından itibari kaybetmiş durum- daydı—.

“Sakin ol!” dedi tekrar. S

Rose, tekmelemekten vazgeçti. Sert bağışlar adamı izliyordu.

İçinde şehvetten başka bir duygu dahaffilizlehm) şti. Bundan hiç hoş- nut olmadı.

İçinde büyüyen bir saygı.

Araba yavaşlayınca kadını serbest Biz ktı. Ay ışığının altında, kırsal bir alanda, en büyük jeti çi “li Rüzgâr, yere düşen kar tanelerini havalandırıyordu. f

Rose jeti görünce, yüreğinde . sancı hissetti. Araba durmuştu şimdi. Dönüp adama ba ə n tek bir yaş süzüldü.

“Bunu yapma, diye alvarır gibi fısıldadı. “Lütfen... Lars”la arandaki mesele neysğ, beni i bu çağa bindirme, Lütfen, her kimsen sevdiğim insanların yanıha dönmeme izin ver.”

Sevmek. Bu pa yinin dir sevmek hakkında bir şey bilirmiş gibi konuşuyordu binde. ”

“Bırak beni, kocam gi eyim.” derken gözyaşları akıyordu.

Xerxes” əə 1 kıvrıldı. “Sana söyledim daha önce. Senin bir kocan yok

İçini yal De sò dolu gözlerle bakıyordu.

“San a yal anyo orum,’ ” diye devam etti. Nu gözleri, akmaya ha- zır yaşlak a si: b nmıştı. “Ona zarar verme.”

“Seni bir kd canın olmamasının sebebi,” ısırır gibi çıkmıştı sesi,

“Lars Vaxbörg”un bir karısının olmasıdır,” dedi.

(18)

N X

“7 y

~ ələ)

Rose, neye uğradığını şaşırmıştı. Xer es, kolundan çekip araç- tan çıkarmıştı bu şaşkınlık içindeNKarşı koyamamıştı.

“Ama onun bir karısı olamaz,” dedi sayıklar gibi. Neler olup bit- tiğini anlamaya çalışır gibi görünüyordu. “Lars”ın karısı benim!”

“Nikâh düzmeceydi,” dedi. Sanlli sıradan bir şey söylermiş gi- biydi. “Vaatler, yeminle heb i sahteydi. Nikâh memuru sahteydi.

Hemen her şey, bayar Linden .

Merdivenlere yaklaş ca dür, “ Sen de sahtesin.”

Uçağın merdi lerde /yukarı çekip, kabine doğru içeri soktu.

İki kabin memilru, kaptan > yardımcısı kapıda karşılamışlardı. Ko- rumalar da arkalarından içeri girdi. Sonra bir anda jetin arkasında kayboldular.

Kaptan, Xerxes'i saygıyla selamladı.

7 isterseniz kalkabiliriz,” efendim dedi.

Ku alə ostes Xerxes”in paltosunu aldı. Kızıl saçlı olan diğe- riyse- gülümseyer k elindeki gümüş tepsiyle içki ikram ediyordu.

Rose, kabin kapısının büyük bir gürültüyle kapandığım duyunca

irkildi. |

(19)

“Teşekkür ederim.” Flüt kadehle şampanyayı alıp kabinil önün- deki beyaz deri koltuğa oturdu. Umarsızca Rose”a doğrıNdöndü.

“Şampanya, Bayan Linden? Hayır mı?” İ N Rose şaşkın bir halde bakakalmıştı. Cevap veremedi. N Xerxes kaptana belli belirsiz gülümsedi. “Kalkabilikiz.”

Kaptan ve yardımcısı kabinin ön tarafına geçip hazirlıkl nı ta- mamlamak üzere gözden kayboldular. Hostesler de arka tarafa geç- mişlerdi. Rose'la kabinde baş başa kalmışlardı. Kenes pi kolunu kaldırdı, deri koltuğun baş kısmına doğru uzatıp gerindi.

Rose, o flüt kadehi tutan kocaman ve serbellere bakıyordu. Daha bir saat önce kocasının şatosunda o muhteşem balo salonunda kendi- si de şampanya içiyordu. Lars “.. içi 35 eydin gülüm-

semişti. x

“Bunların hepsi bir yalan olabili miydi?”

Kalbine bir sancı saplandı. Hayır/ Doğru değildi bunlar. Olamaz- dı.

“Lars hakkında yanılıyorsun,” diye konuşmaya başladı Rose.

“Onu suçladığın şeyi o yapmış olamaz. ” j

“Çok eşlilik.” N

“Bunu bir daha söyleme,” diye sinirlendi.

“Haklısın.” dedi Xerxes. 77 içkiyi içip bitirdi. “Gerçi çok eşlilik sayılmaz, çünkü ” olan evliliği baştan sona düzme- ce.”

“Yalan söylüyorğun.”

“Hiç evrak it 7

Rose nefesini tuttu. açıda hiçbir evrak imzalamadığını fark etti.

Evlilik cüzdanı da ə Form doldurmamıştı.

ce X KA .

Kadını izliyord borg yıllardır İsveç'e gelmemişti. Burada- ki arkadaşlarının hiç birisi ilk evliliğini bilmiyor. Nikâhı kıyan papaz da :77( yaşayan işsiz bir aktör.”

“Hayır” Miye karşı çıktı. Sonra papazın garip bir şekilde genç ve yakışıklı olduğu ali

iki taş kilisede yeminini etmek üzere beklerken ne kadar ge- rildiğini irin Hatta papazın artist görünüşüne bakıp İsveç'deki bütün erkeklerin Lars gibi yakışıklı olduğunu düşünmüştü. Xerxes

(20)

Gelin 77 19 Novros'un söylediklerinin doğru olma olasılığı var mıydiyoksa?

“Hayır!” Rose başını kızgınlık dolu bir ifadeyle iki yana saHadı.

“Lars evli olsaydı bana evlenme teklif etmezdi. Hatta ni ancis- co”da kahve servisi yaparken beni fark bile “.

“Öyle mi dersin?”

“Fark etmezdi! Evlilikler, sonsuza kadardır. Dostl eyi tutku, hayatın boyunca devam eder. Sadakat ve aşk da evliliğin è lidir!”

Xerxes alaylı bir ifadeyle bakıyordu. “Bunları nerede öğrendin, prenses?”

“Bir yerden öğrenmeme gerek yok,” diye teřsledi. 0. ba- bam neredeyse kırk yıldır evli. Büyüme er de büyükbabamın ölümüne kadar, altmış yıl boyunca evli kaldılarNBütün kardeşlerim, birisi hariç evlidir. Hepsi evli. Mutlu.NŞonsıfzaxkadar.”

Xerxes, uzunca bir süre kadını süzdü, sonra dâhili haberleşmeye bastı. Hosteslerden birisi içeri girdi. dehi uzattı. “Viski. Buz- lu.”

Yalnız kaldıklarında Rose' . vlilik senin için oldukça anlamlı görünüyor.” Sol elindeki büyük pırlanta yüzüğe baktı. “Par- mağına onu takabilmek için e düzmece yemin etmek de sorun olmadı demek ki.” bə

Bu iri pırlantaya değer "dinini düşünüyordu bu adam?

Ellerini bir ara dad o 7 Rose, mücevhere değer ver- mezdi. Sadece onun 7 ettiği şey değerliydil “Lars”m benimle flört

.

etmesine izin veğr miydim s niyorsun? Evli olduğunu düşünseydim demek istiyoru sla!”

“Bu dünyadaki her er şe satılıktır. Herkesin bir fiyatı vardır. Ve açık ki ” “elindeki p ran yı ve pahalı gelinliği inceledi, “Senin bede- lin de buymuşx”

“Dant öller BY rahibeler tarafından yapılmış, el işi.”

Lars a la .—. Rose”un California”daki kasabasında ya- pacakları sade > nde, annesinin gelinliğini giyme fikrine çok gül- müşt “Ben her/şeyi planlarım. Sen sadece güzel ol ve balayımıza hazırlan”

(21)

Aklına üşüşen anıları uzaklaştırabilmek için silkindi. 2. in bir nefes aldı.

“Yanlış,” dedi. “Ya hata yaptm, veya... veya...” N

Veya yalan söylüyorsun, demek istedi, ancak, cesaret edemedi.

Xerxes ayağa kalkıp önüne geldi. Gözlerinden kara er b rıyordu. Aşağılar ifadeyle bakıyordu genç kadına. Rose, end nden

emin durmaya çalıştı. n

“Vaxborg”un kendine ait parası yok. Parası, karısına kâlân miras- tan geliyor, zengin annesinden kaldı.”

Kolundan inen dantel kıvrıma dokundu. “Üzerine giydiğin her

şey onun parasıyla oldu.” 7

“Sana inanmıyorum.” >

“Kendini bu yalana inandırmaya devâm yt, . es.”

“Bütün bunlar doğruysa, Lars seni söylediği kadar kötüyse, ka-

rısı neden boşamadı onu?” e R

Xerxes bir an için daldı. Yarasına tüg basılmış gibi olmuştu.

“Yapamaz.” N )

“Neden?”

Gözlerini kısmıştı. Başını ka ıdan yana çevirdi. “Bir kaza ge- çirdi. Komada. Gerçi senin umurunda ölduğunu düşünmüyorum.”

Sesinin tonundan kendişin ne“ kadar açgözlü ve hırslı gördüğü açıktı. Hâlbuki okulunâigidebilmek “çin iki işte birden çalışıyordu.

Bir yandan da və: iflas enesinden dolayı ailesine destek olu-

artmaktaydı. 7 se düşeşekti.

“Otur.” dedi.

Boğazında bir yumr tutundu. Çenes al z

“Bana nasıl öluyor/da emir veriyorsun ?”

hissetmekteydi. Kolunu kaldırıp tavana

“Sana o 2 əl

Tane an di eri boşalmış gibi oldu ve deri kanepeye yuvar- landı. Sa ki bedeni bu adamın emirlerine uyuyor gibiydi. Yanına gelip oturdüğunda uçağın hızı daha da artmıştı.

Xerxes pa dizüstü bilgisayarını aldı.

(22)

Gelin yə: 21

Yükseldiklerinde, Rose küçük pencereden dışarıya baktı. ..

karanlığın içinde yol almaktaydılar.

Artık kimse yardım edemezdi. Kendi başınaydı. Birkaç qi Yere de- rin nefes alıp sakinlemeye gayret etti. “Beni nereye götüriyorsun 3”

Cevap vermedi. Bilgisayarın ekranından gözlerini aylxmamıştı.

Gülümseyen hostesin tepside getirdiği viskisinden bir yudum aldı.

Rose konuşmaya başlamadan önce tekrar yalnız kalmalarınbekledi.

“Beni nereye götürüyorsun?” diye daha kö bir sgs tonuyla sordu.

“Çok anlamsız.”

“Nereye götürdüğünü söyle bana.” K

“Bir şey talep edebilecek durumda 0 etmiyorum.”

“Beni kaçırdınl”

“Ne kadar abartılı bu böyle.”

“Başka ne dememi TRU

“Adalet,” dedi sanki sıradan bir şey söylermiş Zə

“Pasaportum yok.”

ödersin olur.”

Elinde tuttuğu ve. hin d ellerini yumruk yaptı.

“Nereye 77 . b ) ” diye sormaya devam etti.

“Yoksa. Yoksa.

Koyu zer. ie 1. “Yoksa ne?”

“Her şey ayarlandı

“Nasıl?”

Xerxes omuzlarmı Se “Her şeyde olduğu gibi. Bedelini

Işı a oluşan su damlalarına baktı, ufak

Erkek kardeşinin beyzbol sopasının elinde olması için neler ver- mezdi e 2 büyükçe bir el çantası bile yeterli olabilir- di!

Kötü görür yi "şiş

“Ya he enin x a söylersin ya da bu özel feti... senin özel ceherinemine £eviririml”

— a bir süre baktı kadına. “Bak şimdi ikna ettin,” de- di. Bilgisayarına son bir iki şey daha yazdıktan sonra başım kaldırdı.

“Yunanistan'd götürüyorum.”

(23)

“Neden?” 2

“Vaxborg”un istediğimi vermesini sağlamak için.”

“O nedir?” N

“Seni düşündüğün gibi seviyorsa,” özellikle üzerme bağa ak söy-

lemişti, “buna razı gelir.” N

“Ne verecek sana?” N

“Onu verecek.” Viskisinden bir yudum daha aldı, df masa-

ya bıraktı. Kadına baktı. ə

“Karısını boşaması için onu zorlayacağım. 77 karısını.”

Rose bakıp kaldı. Yavaşça başını dikleştifd

“Ben gerçek karısıyım,” dedi kendinden i bir gekilde. “Söy- lediklerinle beni aksine ikna ia

Xerxes inanamıyordu. “Bu gerçekten Əə mü ” gözleri ce- vabı arar gibiydi “ Bilmemen mümkün mü

Rose başını salladı. “Bilinecek bir şey yok! Büyük bir hata yap- tın.”

“Seninle neden böyle bir evlilik yaptığını anlamıyorum. Ama sen bir karısı olduğunu bilmiyorduysan

Bakışları yüzünde, göğüsleNind , Vücudunda dolaşıyordu. Başını merakla yana doğru eğdi. “Bir esil ültimatom mu verdin ona? Seni başka türlü yatağında tutamayacak 5

Lars”ın yatağındöxut ttumak mı? Rose bakıp kalmıştı. Daha aynı yatağa girmemişlerdi re kimsenin yatağına girmemişti! Bekâretini düğün gecesine sal şti

Bunu düşü Cbil nes inin kesilmesine sebep olmuştu.

Lars”ın sadece yatağına Almak için böyle bir oyuna başvurmaya- cağını biliyordu,...? 2

“Senin için het yaparım,” demişti Lars geçen hafta. Açık mavi gözlerini dik : “Her şeyi... Sen benim olmalısın...”

Rose) nefe ə up anılardan uzaklaşmaya çalıştı. “Evliliğimiz

NN

ag

ee” k,” dedi. “Başka bir kadın yok.”

Sresi n kalkıp karşısındaki sandalyeye oturdu. Öne eğil- di. -. gelinliğinin eteklerine değiyordu bu şekilde otu-

runca.

(24)

Gelin 5 ızı 23

Rose, yüzüne bakıp kalmıştı. Yüzü duygusuzdu. La İR ince e sarışın görünümünden farklı da olsa oldukça yakışı görüğüyo u.

Xerxes”in yüzü köşeliydi. Kemikli bir burnu ve koyu 77 ib çer- çeveleyen koyu kaşları vardı. Sanki gecenin sonsuzluğu yü üne yan- sımıştı. Saçları kulağım açıkta bırakır şekilde kısa kesilmişti,

Öne doğru eğilince, gözlerine baktı. Kadımn güzel edeninin farkındaydı. İsteği dışında da olsa, nefes alışım da fark ediyordu şimdi. Kokusunu duyuyordu, ği bir pa imle 77 karı-

“Sana gerçeği söylüyorum, Rose,” dedi yavaşça. ə,

şımıydı.

Çok yakındı, fazla yakındı.

Rose nefes alıp, bakışlarını bi

“O halde o kim?” Rose”un sesi yn “Varsayılan ilk karısı kim?”

“Laetitia Van Reyn.”

“Van Reyn?” ©

“Tanıyor musun?”

“San Francisco’ da zengin bir ə bu isimde, gazetelerde sık- ça görüyorum..

“Aynen,” dedi Xerxes;

“Anne ve babası öldü,“ diye hatırladıklarını sıralıyordu Rose.

“Tek çocukları da dàha yeni lišeyi bitirmişti o günlerde. Üniversiteye başlamıştı galiba.” X

“Şimdi komada,” dedi, dyygusuz bir ifadeyle. “Yardıma ihtiyacı olduğunu kimse -: na yardım edebilmek için hastaneye yatırmam lazım.” şlayinı kadına çevirmişti yeniden. “Sen onun zayıf ... Seninle,değiştireceğim. Sana karşılık onu verecek?”

İnana inç ka du bun) ra, başı dönüyordu.

"Bugüh ar 5 en güzel kadınsın. Sadece o hariç...

Gözleri kısıl

7 AT o 2

X

“Üzer diyorum. Çıkar onu.”

“Senn 77:

“Uzerirideki gelinlik hem bana hem ona hakarettir. Çıkar onu.

(25)

“Çıkar onu!” diye homurdandı. “Yoksa ben m

“Giyecek başka şeyim yokl”

Xerxes sırıttı. “Bu benim sorunum değil.” 2 Ayağa kalktı. “Bunu giymeye hakkım var. Ben gelini li bir kadınım. Sen bir yalancısın!”

ə ayağa kalktı. “Bana ne EN tekrarla em pren-

” derken sesi ve tavrı tehditkârdı.

emmesi” diye düzeltti Rose. Saçını eri tti, . ân okur bir tavırla adama baktı. Ne kadar uzun and olduğ . : ice ay çıkmış- tı. Karşılıklı olarak birbirlerine meydan ol >

Sen gelin değilsin.”

“Gelindim , gelinim!” x.

“Ve sen, Xerxes Novros, bir yalar ri

DI wv

VW NY

ANY

(26)

“. sızı 25

Y .

O

~ anai BÖLÜM ~

NS ce SEN, bir yalancısın!” 0.

Genç ve koyu renk saçlı Laetitiâ7 Van Reyn oturduğu koltuğun kollarını sıkıyordu. Ailesine ait Golden Gate Köprüsü'nün muhteşem manzarasını gören mâlikâneşinde öfke içinde Xerxes'e bakıyordu.

Babasının ölümünde dat . a da hassas bir durumda olan annesi- ne destek olmak içindi atılı ökumak yerine, evde kalmaya başlamıştı.

“Hayır!” diye çığlı a Laetitia, Xerxes'in söyledikleri üze- rine. Elleriyle ku ə dpatmaya çalışıyordu. “Sen bir yalancı- sın! Evimden çık Hr aha ha gelme!”

Xerxes gözlerini kr Aynı tepki. Farklı kadınlardan hem de.

Rose kinden Yıarika/görünüyordu. Belki biraz fazla inceydi. Öfkeyle nefes ahrken dahada belirginleşen göğüsleri bu inceliğinin kolaylık- la fark eğilmesiyi engelliyordu. Beli çok inceydi. Elleriyle kavrana- cak kadardı. Bal rengi saçları dalga dalga omuzlarına düşüyordu.

Öfke iz deniz rengi gözleriyle kendisine bakıyordu.

Özel itinin .. kendisine meydan okuyan bu kadına baktı.

(27)

“Sen bir yalancısın,” diye bağırdı Rose. “Söylediklerinin tekbir kelimesine dahi inanmıyorum!”

Yalancı. Xerxes'e, bir adamın sözüne göre değerini içek

adama... Bu hakarete dayanamazdı. .

Omuzlarından tuttu :“Ben bencil bir adamım,” diye söylendi.

“Acımasız. Hatta küstah olabilirim. Ama asla yalanc) değiNim/ Bunu bir daha tekrarlama.”

Rose alt dudağını ısırmaya başlamıştı. Bakışları — takıldı.

Pembe ve ıslak diline, bedeni gerilmişti.

Onu arzuluyordu. Bu gelinlik birbirlerinden ayırmaktaydı.

Gelinlik. 5 Z

Bunu giymeye devam etmesine tahammi edemezdi. Bu hem Xerxes'lerin hem de Vaxborg'ların gelinine hakaret sayılırdı.

Laetitia”nın unutulduğu anlamına gelirdi. Sanki şimdiden ölmüş gibi davranılmasına dayanamazdı. V ?

Elleri yavaş yavaş kollarına doğru indi, Sanki danteller hiç yok- muş gibi okşamaktaydı bir yandan. Dudullunna bir gülümseme yer-

leşmişti. 5

“Sana bu elbiseyi çıkarmam söylemiştim.”

Ellerinin altında titreyen bedenini hissetmek hoşuna gitmişti. Ba- şını kaldırıp turkuvaz gözlerini dikınesi bile bu hoşnutluğu bozama- mıştı.

“Hayır.” >

“O halde ben —.

Rose'un gözleri büyümüştü. “Buna cesaret edemezsin!?”

Sert bir hareketle gelinliğinin omuzlarını kenara çekmesiyle yır- tılmıştı. Beyaz q Kola ayrılmış arkadaki minik düğmeler

Kolla

görünmekteydi 7 rından sarkan parçaları da hızla çekince Rose 5 düşecek”gibi oldu.

Özel tas arım geNn Iği paramparça olmuş bir uçağın içinde yığın- lar haline gelmek üzereydi. Dâhili haberleşme düğmesine basıp hos- lerek bir Ros istedi.

Os Y Ir donup kaldı.

, .

(28)

Rose öylece duruyordu. Gelinliği bir paçavra gibi ayak A di bindeydi. İçine giydikleri, düğün gecesi içindi. Küçük ak bir sut yen, dantelli külot ve dantelli uzun çorapları ll | akılmiş

Gözlerini kadının bu yarı çıplak halinden alamıyordu. Dur) te- ninden ve mükemmel kıvrımlarından da... O alamaya. Dur , dolgun göğüsleri ve kalçalarıyla çok alımlıydı. Kendini w edeyse kadına sahip olacaktı.

Aşağılama veya değil, bu gelinliği çıkartmakla büyük aptallık etmişti. Güzelliği kendisi için çok tehlikeliydi. .

Düğün gecesi için kırık beyaz iç çın giyeceğini tahmin et- meliydi. Bakire rolü oynamak için uyguh bir ti z sadece öyle görünmek için bütün bunları yapıyor olmalıydı. —

Yoksa baronun onu yatağa attığıhdan ja di. Rose”un alımına, sarışm ve yumuşak tenine, tazeliğine karşı koyacak bir erkek tanımı- yordu. San Francisco'daki o restoranda karşılaştıkları ilk andan itiba- ren seviştiklerinden emindi. İl

Vaxborg suçluydu. Ama 77 Laetitia”yı ya gerçekten bilmi- yorduysa?

“Ne fark eder,” diye kendini uyardı. Evliliğini bilsin ya da bil- mesin, sonuçta Rose, o yilan kılıklı/ adamın parasına, unvanına ve cazibesine kapılmamış ydi Herkesin bir fiyatı vardı. Xerxes bunu uzun zaman önce öğrenmişti. Duyguların da bir bedeli olduğunu anlamıştı sonunda. 7 ii

Rose'un yanakları , nefes alış verişi sıklaşmıştı. O ince kollarıyla kendisin örtmey 75: Sonra durdu. Kolları iki yanma düştü. Ellerihi yurüruk yapmıştı. Yavaşça başını kaldırdı, öfkeden gözleri çakmak « Çakmak olmuştu.

“Ne yadı diye “ hayretler içinde düşünüyordu. Her şey Xerxes”in kontr lü ndeyken bir başka kadın korkudan titrerdi, Rose" a kofküdan — yoktu.

“Lafş”a bik gelinlik borçlusun,” dedi sakin bir sesle. “Bir de el- m e bir gelin.”

Rose, vakur bir tavırla eğilip, gelinliğin parçalarını aldı ve üzeri- ni örttü.

(29)

Xerxes, onu neden böyle arzuladığını 2500: Bü siradan kız, bir garson, nasıl oluyor da kendisi üzerinde böyle id etki yarata- biliyordu?

Çenesi kasılmıştı. Kadına yaklaştı. Rose, nefes alıp "izin dik dik baktı. Xerxes, kadının elinden gelinliğin parçalarım alıp/atmak yerine örtünmesine yardım etti. Parmaklarını çıplak kollatında dolaş- tırdı. Teni pürüzsüz ve sıcaktı.

Gördüklerine inanamadığını gösterir bir ifadeyle adama bakmak- taydı. Dudakları aralanmıştı. Dolgun, pembe dudakları, adamın arzu- sunu kamçılıyordu...

O anda, Xerxes yapması gerekeni fark ettiNOnuy masum olup olmadığını ancak böyle öğrenebilirdi. )

Onu öpecekti. b

Düşündüğü gibi gerçek bir definğ avcı ıyâa sadece öpmesine de- Bil daha da ileri gitmesine izin verirdi Böylece taraf değiştirmiş de

olurdu. /

Yoksa... È

Xerxes bunu deneyecekti.. .

Onu öpmekten başka bir şey düşünemiyor olmasının bununla bir ilgisi olmadığına inanıyordu. Bu sadece bilimsel bir deney olacaktı.

Arzu duyuyor olması bu deneyin kama değeri olabilirdi sadece.

Parçalanmış elbiseyi on zlarına doğru çekince, Rose da devam eden şaşkınlığı içinds, bakışları önünde birleştirdi.

“Senden korkacağımı umut etmekten vazgeçsen iyi olur, çünkü bu asla olmayaca i ; >

25FF5. dı. Xerxes dudaklarıyla dudaklarını ka- patmıştı. Artık adamin kollarındaydı.

Dudakları sert v sıçâktı. Rose'un duygularmı alt üst etmekteydi.

Rosex karşx koyməktaydı. Ellerini göğsüne dayamış kendinden uzaklaştırmaya çahşıyordu. Xerxes kadına daha da abandı. Öpüşü derinleri kəmə için dolaşmaktaydı. Dudaklarını açmak için sert- leşn ekley. iliyle Rose'un dudaklarını açtığında, Rose zevkten inlem ya, başlamıştı. Duygularını anlamakta güçlük çekiyordu.

Xerxes Sü daha da kendine doğru çekmişti.

(30)

MƏ a

Adamın tahakkümü karşında hareketsiz kalmıştı. Daha önce kime

seyle öpüşmemişti. Gerçek anlamda... Beyni çalışmıyordu ark Çıplak sırtında gezinen eller, aklını daha da başmda hyorçb İdırla-

rı bacaklarını zorluyordu. 5 »

Güçlü kollarıyla kavradığından yere düşmekteh kot muyordu.

Beyni devre dışı kalmış, dudakları karşılık vermeye b hş Ne yaptığının hiç farkında değildi.

Daha önce tatmadığı zevk, kendisini tutsak almış, kontrolünü eli-

ne geçirmiş gibiydi. N ?

Titremeye başlamıştı. Kollarını adamın. boynuna dölamış sanki kendine yaklaştırmaya çalışıyordu. > Nə ..

Bir anda yaptığının farkına vardı. 7: ç es alıp adamı ittir- di. Dehşet içinde yüzüne bakıyordu. ə esilmişti.

Elini kaldırdığı gibi yüzüne bir tokat attı. Yediği tokadın etkisiyle Xerxes'in yanağı kızarmıştı. A

“Beni öpmeye nasıl cesaret edersin?” diye bağırdı.

“Ben evli bir kadınıml”

Xerxes”in umurunda değildi Bii değilsin,” dedi sakin bir ses tonuyla. Bir kaşını kaldırmıştı. “Bünu tekrarlamaktan yoruldum.

Benim için konu kapanmıştır. Bu öpüşme bana sorumun cevabını

verdi.” /

Hiçbir anlam vetememişti.

Xerxes omuzlarinıxsilksledi. “Vaxborg”un evli olduğunu bilıni- yordun, yoksa beni bağlan ıkartmaya çalışırdın. Beni kazanmaya çalışırdın. O > iksiz öpüşmeyle bir şey bilmediğini ispatlamış oldun.”

“Beceriksiz?” Yüzü bu durumda?

Bu il öpüşinesiydi. Daha ilk gençlik yıllarında ilk görüşte aşık olacağ şod meye karar vermişti. Yirmilerine geldiğinde bu- snd ii garip olduğunu fark etmişti. Yirmi dokuz yaşın- zarmıştı. Kendisini beceriksiz mi bulmuştu

da bâkir& olmak” yeterince kötüydü. Üstüne bir de hiç öpüşmediğini itiraf edemiyordu.

(31)

Bütün bunları Xerxes Novros”a anlatması “ələ

“Senin herhangi bir suçun ortağı olmadığını görüyorüyn,” derke sıradan bir konu konuşuyormuş gibi davranıyordu, “Saflığı dışırıda

suçun yok.” Nİ /

“Saflık.”

Rose donakalmıştı. Belki de haklıydı. Bir de N 3 ley sızlı- yordu. Sorun neydi? Bir an için bile olsa ona nasıl “.. bilmiş- ti?

Bedeni, beyninin kontrolünü nasıl ele . rebilirdi?

“Sakın bana bir daha dokunma.”

“Dokunmam.”

Zorlukla yutkunarak, bakışlarım taş bom S a benzer bir duygu yaşamadığını düşündü. Bu ƏŞ məə olmak ho- şuna gitmemişti.

“Seni uyarıyorum,” sesi kısıktı, gal .. daha öpmeye çalı- şırsan, seni öldürürüm.”

“Beni tehdit mi ediyorsun?” Buna inanmamıştı.

“Evet.” dediğinde kendine 7 Özel fetinde tutsak olduğu acı- masız milyoneri öldürmekle tehdi etmekten daha saçma ne olabilir- di? Öpüşünün etkisiyle kendisine gelememişti daha. Beceriksiz dese de o öpüşme halen, garip duygular İ”İ

Xerxes”in dudakları kıyrıldı. “Anlaşıldı.”

“Anlaşıldı?”

“Seni bir daha öpeyecdğim)

Bunun nasıl Dir anae en anlamaya çalışıyordu. Elbisenin parçalarına sarınara titremeğine engel olmaya çalışıyordu.

“Şimdi ortalik ld luguna göre,” derken dâhili haberleşme düğmesine bastı. H P içeri girdiğini görünce, “Bayan Linden yorgun. Yatak 5 kendisine.”

Rose ö ə “Senin yatak odan! Tahmin etmeliydim.”

“Ben Ön cağım,” diye sözünü kesti. “Korkmana gerek yok. Gidip di gi) irkaç saate kadar inmiş oluruz.”

Uçuş 7 kısmında uçağın arkasındaki minik yatak oda- sındaki koltuğa Oturup camdan karanlığı seyretti. Elbisesinin üzerine battaniyeyi ölmüş, koltukta öylece büzülmüştü.

(32)

N Ailesini düşünmeye çalıştı. Kaybolduğunu fark ettiktèn sonra nè-

ler olmuştu acaba? N

Lars telaşlanmış mıydı? Belki de sahilde cansız bedeni yof- lardı.

OVTOS Polisi aramış olduğunu umut etti.

Gözlerini kapatıp Yunanistan'a indiklerinde bu Xerxes denen adamın kodese gideceğini düşünmek, içini biraz olsin rahatla- tıyordu.

Koltukta iyice büzülüp kendisini kaçıran) u adam iğin cezalar üretmeye çalışırken uyuyup kalmıştı. N

Kendisini sarsan eli omzunda gördü. ò ə

Gözlerini açınca nerede olduğunu hatırlayamadi. Koltuğa oturdu.

Xerxes yatağın hemen ucundaydı. Uçağın indiği i fark etti. Dışarısı halen karanlıktı, denizin üzerindeki bif piste inmişlerdi. Polis arabası yoktu yakınlarında. Polis de... 7

Hayal kırıklığına uğramıştı. a

Gözlerini kısarak nm ii aktı. “Ben uçakta kalıyo-

rum.” s

Xerxes elini uzattı: “Evde çok daha/rahat edersin.”

Korunmak ister gibi lerim bedenine yakınlaştırdı. “Ben bura- da kalacağım, teşekkür ederin.”

“Sevgilinle telefonda konuşmak istemez misin?”

Sevgilin -. sinir olmuştu.

“Kocamdan buyrun herhalde.”

Xerxes homurlandı Òk inatçı bir kadınsın.”

Rose gözlerini ovuşturdu. Endişeyle bekleyen ailesinin sesini du- yunca ne kadar din düşündü.

“Bana arr yermi ceğine söz verir misin?”

Gülünşedi. “Be Fir kadını asla incitmem.”

7 işdan görünmese de aralarında bir akım olduğunun far- kındaydı, >

Pars özlem şti. Ne yapacağını tahmin edebilmekten mutlu ol- muştu o ana kadar. Gerçi zaman zaman kendisini dinlemediğinin farkındaydı. Hep iltifat ediyordu. Biraz huzursuz oluyordu bu iltifat- lardan...

(33)

Hep açlıkla bakıyordu ve ne kadar mükemmel olduğuhü tekrar- layıp duruyordu. Mükemmel olmadığının farkındaydı. Karısı olduk- tan sonra bunu anlayacağı uzun yıllar vardı önlerinde. N

Eğer karısıysa tabii |

Hayır! İçinde büyüyen korkuyu beslemeyecekti Bina izin Vere- mezdi. Xerxes'in anlattıklarının, Lars hakkında tereddü efinesine neden olmasına izin veremezdi. Kendisini kaçıran bu öçımasız ada-

ma güvenemezdi. b

Xerxes yalan söylüyordu. Öyle e

Lars, kendisini kurtaracaktı. Kendisinin Derçek karı 1 olduğunu ispatlayacaktı. Xerxes'in bunun aksine "s çin — gü- venemezdi ; — bir anlığına bile olsa 1 — 4

Yavaşça ayağa kalktı, dll a > sarınmaya çalışı- yordu.

“Bana zarar vermeyeceğine söz bə n.

Uzanıp yanağındaki saçını çekti. Başı 2 -—— fısıldadı.

“Sana zarar vermeyeceğim.” 2 i Geri çekilip kadına baktı. 7 uzattı,

görünüyordu. S ”

Rose da bakıp kalmıştı. Ona dokyfımadan yanından geçti. Sanki tacı halen başmdaymış 5 7 Sürgündeki barones gibiydi.

Güçlü ve kendinden emin

Gelinlik parçaları bedenini oldukça kapatıyordu. Gene de sıkı sı-

kı tutuyordu her bir Barçayı

Dışarıda b abalar q Seher bir de siyah Bentley vardı.

Yaklaşmasıyl şoforarka È apıyı açtı.

“Izin verirsen, diyen Xerxes'in elini sırtında hissetti. Sanki yanmış gibi irkildi.

Siyah araç, kara hk gahil yolunda ilerlemekteydi. Ne garip, diye düşündü, MN T tan ay ışığı Trollshelm Şatosu”nu aydınlatan- la aynısıydı

“Bax, ina ya) ayakın Na Bu derin sessizliği bölmek istemişti.

. 'de bir adadayız.”

“Ne a veri

“Benil .- m.”

Duyduklarına inanamamıştı.

(34)

Gelin 77 33 N

“Senin adan mı?”

Xerxes umursamaz görünüyordu. ? ? Ə

“Bütün ada senin mi?”

“Bunun gibi birkaç tane daha var.” |

Rose'un çenesi sarkmıştı. “Neden senin birkaç dine adan/olsun?

Bir tane bile olmasına ne gerek var?”

“Basına yakalanmak istemeyen arkadaşlarıma veriyo

“Böylece arkadaşların metresleriyle istedikleri gibi eğlenebiliyor-

lar yani...” N

Xerxes dişlerini sıkmıştı. N

Ahlak değeri olmadığından emin olduğu ved dan başka ne

umulurdu zaten? “Kaç tane adan var? Yoksa sâyisını bilmiyor mu-

95

sun?” 7

“Şu anda üç. Dördüncüyü İstanbul'da bir yiye takas yaptım.”

İstanbul'da bir yalı mı?

“Ya,” dedi sanki çok sıradan bir şey könuşurlarmış gibi. “Arka- daşlarının metreslerini a in farklı yerlere ihtiyacı oluyor anlaşılan.”

“Neyse, o adadan kurtulduğuma seviniyorum.”

“Anlıyorum,” dedi Rese alaycı) bir ifadeyle. “Yunan adalarına sahip olmak oldukça — olmalı. Benimkileri de Taponya”da çay evi sahibi olabilmek için satmıştım.”

“Ben o adada b yüdür Büyükbabam balıkçıydı. Büyükbabam öldükten sonra Kulübelerinin yerine bir villa yaptım ve sonrasında oraya gitmeyi hiç iştemedim), ”

Xerxes bir > ar fakir miydi? Bir an için adama yakınlık duymaktan trktü. Sertleşinesi gerekiyordu.

“Seniq a ohnak, çok güç olmalı. Bu kadar özel ada, dün- yayı dolaşmak içinə el bir jet. Evli kadını kaçırmak. Durumun ger- çekten, a siye dışarıya baktı. “Neden buradayız? Istan- bul”daki o sü 7 olmayı tercih ederdim.”

ıx&s de pencereden dışarısını seyrediyordu. “Seni buraya ge- ü burası benim evim.”

Rose duyduklarına inanamıyordu. “Beni evine mi getirdin?

Ama... Ama...” Ne diyeceğini bilemiyordu artık.

(35)

“Lars seni nerede bulacağını biliyordur.” S

Xerxes kadına doğru döndü. “Kesinlikle.” b Ə

“Seni anlamıyorum. Bu nasıl bir kaçırma o halde?”

“Sana anlattım. Bu kaçırma olayı değil. Değiş toku Mi Z.

Araba durunca şoför kapıyı açtı. Xerxes arabadan inince /elini

Rose”a uzattı. r

Flini tutarken dikkatliydi. Arabadan indiğinde adamı yüžüne bir kez daha baktı. Yüzü kızardı.

Xerxes elini çekti. “Haydi, gel,” dedi. Seşi yumuşamış ve gev- şemişti. “Hapishanenizi görmek istersiniz herhakde, barones.”

Ancak tekrar dokunmamaya özen gösterdi.

O öpüşten, bedeninin gücünü hissettikten ve iste i/dışında verdi- ği karşılıktan sonra ona yaklaşmaktan korkuyordu.

Ardı sıra eve doğru yürürken etrafına bakm

Geçmişte Yunanistan'ı görmeyi istediği x olmuştu. Böyle olacağına hiç ihtimal vermemişti ama...

Tepenin üzerindeki bu büyük villa ay fşığının altında çok ihti- şamlıydı. Klasik mimarisi vardı, ancak ruhsuz görünüyordu.

Geniş hole girdiler. Hizmellilər Xerxes”i saygı dolu bir şekilde selamladıktan sonra ortad kaybolmuşflardı. Verandaya çıkan kapı- ları açtığında denizden gelenserin esintiyle Rose ürperdi.

Xerxes dönüp ka ına bakti “Acıktın mı?”

“Hayır,” diye kad “za kapattı, ağlamak istemiyordu.

“Ailemi aramak istiyorum.”

“Ailen mi?” diye wa lef içinde sordu. “Değerli sevgiline ne

oldu?” R

Rose şaşırmıştı. Bian için Lars”ı unuttuğunun farkına vardı. Bu kadar olayın içinde bun n normal olduğuna kendisini ikna etmesi gerekti. Laxs”ı Sadece birkaç aydır tanıyordu, buna karşılık ailesi hayatı a hep yanında olmuştu! Gene de Lars'la konuşmak istemesi gerekmez miydi?

Bu hizursuz 7: kafasından uzaklaştırdıktan sonra ken- dinden emin bir j adeyle adamın yüzüne baktı. “Kocam ailemdir.”

(36)

Gelin 77 35 NN Xerxes telefona uzandı. Numarayı çevirdikten sonra Rose'a doğ-

ru uzattı : “Al bakalım.” Ç N

Rose şaşkınlık içindeydi. Dudakları titriyordu.-"Bu ür oyun

mu?” b

“Çalıyor,” derken telefonu halen uzatıyordu. N

İçini çekerek Rose telefonu alıp kulağına götürdü. Bars” sesini duyduğunda sanki dünyalar kendisinin olmuştu.

-“Larsl”

-“Rose?” derken sesi her zamanki gibi ti2 çıkmıştı. “Neredesin?

Adamlarımdan biri tacmı yolda buldu. Aileh serik çok merak ediyor, Neden gittin?” Bir an için durdu. “Seni ü 7: şəy mi duydun?

“Kaçırıldım,” diye kesti konuşmasının “Yunanistan'dayım.”

Telefonun diğer ucunda uzun bir sessizh ida, Lars yavaş yavaş

konuşmaya başladı. S R,

. “Novros,” dedi. “Seni Novros kaçırdı, değil

Nasıl bilmişti hemen? 3

“Evet,” derken sesi titriyordu, “Ve bana...”

“Sana ne anlattı?” OA >

Telefona fısıldayara konuşurken” gözlerinden süzülen yaşları görmesini istemediğinden arkasını döndü. “Yalan söyleyip duruyor.

Lars... Senin zaten evliold nu, evliliğimizin düzmece olduğunu!

Bu saçmalıklara kim ”nanır?”

Sonra sustu. Larş' ə bir yalan olduğunu söylemesini bekliyordu içindən. Kendisin n gerçek karısı olduğunu ve hemen İnterpol”ü 15 nı.

“Karışık bir Konü, ded zayıf bir ifadeyle.

mame E gibi saplanmıştı bu sözler. “Karışık?”

“Büyükan 7 taçını birkaç sene önce rehin bırakmıştım, ama camdan yap lan, göerçeğine çok yakın,” derken kendini savunmaya çalışıyordu 7 “(Geri almaya çalıştım, ancak yanına yaklaşılacak gibi değildi. Amâynişan yüzüğün gerçektir!”

Nede mücgvherlerden bahsediyordu şimdi? Buna önem veren var mıydı Nefesi kesiliyordu. “Ama diğerleri ”

“Şey, tekhik olarak evli olduğum söylenebilir, ama karım olduğu iddia edilen kadın bir yıldır komada. Bitkisel hayatta. Onu hiç sev-

mi?”

39

(37)

medim, Rose, ama paraya ihtiyacım vardı. Beni anlamı ii: 7 Hayatta kalmam gerekti. Sana yemin ederim,” diye ek meyi il i etmedi. “Laetitia bana bir şey ifade etmiyor.” W

“Evlisin,” derken sesi zor çıkmıştı. Bu bir kâbus x malıydı

sında dolanan Xerxes'in bedenini hissetti. Güçlü bed a s çok yakınında olmalıydı. “Bugünkü evliliğimiz P

“Başka seçeneğim yoktu. Sana dokunmama izin Verm iyyorduni”

dedi Lars. “Papaz yerine bir aktör tuttum. Bu kısmı kolay oldu. Ar- kadaşlarımın hiç birisi Laetitia”yı bilmiyordu. Evlenmek için 5 ğımızın ertesi günü, aptal karım arabayla lehim kulübesine çarptı.”

Rose artık nefes alamıyordu. ` Bu kadarı fazlaydı. Lars”ın sesinin t a değişti“

sensin, aşkım, Laetitia ölür ölmez evleri ".

olmadığını söylüyor,” diye heyecanlâyekle

“Sen...” Boğazı düğümlenmişti 7: n kelimelerin “dikması

için yutkundu. 7

“Onun ölmesini mi istiyorsun sen”

“Tabii ki istiyorum,” dedi Lars, “Sana ihtiyacım var benim güzel kadınım. Lütfen, bana inanmak zoründasm, Rose..

Rose, artık hiç bir şey duymuyordu. Telefon elinden kayıp mer- mer zemine düşmüştü.

Donmuş gibiydi, elinde arlayan pırlanta yüzüğe baktı. Kendisini bu adama mı .. SÖZ vermişti? Masum sözlerini kendisini sa- vunmak için kullan ma, komadaki karısının ölmesini isteye- cek kadar kalpsiz. bir 7:

Rose ona i . — gerçekten evli olduğuna inanmıştı.

Nasıl bu kadar 7:5 bilmişti?

Masal kocaman bir zan demek ki.

yüzü ri ti yrd) armağındaki pırlanta yüzüğü çıkarıp fırlatın- ca, yüzü "ə pe yere düştü. Elleriyle yüzünü kapatıp yere

ri

enim sevdiğim

kapanç dı.

xS es A e düşen telefonu yerden aldı.

vet,” dedy telefona sakin bir ifadeyle. “Değiş tokuşa hazır mı- sın?”

Rose .— yankılanan Lars”ın sesini duydu.

(38)

Gelin 7 37

“Bu son teklifim,” diye devam etti Xerxes, Sn rşey y olün- daymış gibi. “Şato sende kalsın, hatta, onun 57: araba da sende kalsın. Ama onu ve servetini iade edeceksim Bir haft için- de de boşanma işlemleri tamamlanmış olacak. Yoks pişman olur- sun.”

Lars bağırmaya başlamıştı.

“İkimiz de bunu kabul edeceğini biliyoruz, Vaxborg? En kısa sü-

(39)

s o

?

Y

NY

TELEFON konuşması bittiğinde Odaya dı sessizlik hâkim ol- du. Duyulan tek ses Rose'un i ini çekmesiydi.

Kendisini tutsak eden adam başında duruyordu, o da sessizdi.

Gözlerinin üzerinde olduğunu his edebiliyordu. Ağlamasına son vermek istiyordu ama elinde değildi 7

Aklındaki tek tih Xörxeslir Xin haklı olduğuydu. Lars, kendisini al- datmıştı. Oyuna getih 1işt1. Av akate, sevgiye inanan doğasını, kendi-

Z

~ SA

sine karşı kullan mişti

Kendisini sevmiş o ı. Sadece arzulamıştı. Her zaman ev- liydi ve beklediği iz iği..

esi

“Karısının ölm liyor,” diye fısıldadı.

Xerxes”i kolunu uğunu hissetti. “Biliyorum.”

. Koyu gözleri çok sıcak bakıyordu.

,dedin 2) bir tonda. “Zor bir gün geçirdin. Seni yatağına

Dokunuşü, içini ürpertmişti gene. Üzerindeki paçavrayla kendisini

gücü kalmamıştı. Durdu.

holde adamın yüzüne baktı. Lars da olmayan her şey bu z için uzatılan eli reddedecek durumda değildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

flashing ve terleme ile birlikte parsiyel Horner sendromunun birkaç yıl içinde yavaş gelişmesi, Harlequin işareti olarak bilinen bir fenomendir (sıklıkla Harlequin sendromu

Çünkü PDR hizmetlerinin Türkiye’ye girişi eğitim alanında olmuş, sonraki yıllarda lisans ve lisansüstü düzeyde okutulan eğitim programları okul PDR

Sel sularına kapılıp yan yatan bir yolcu otobüsü ile otomobilde bulunan vatandaşlar yaklaşık 3 saat süren bir mücadele sonucu boğulmaktan kurtarıldı.Sel sularına kapılan

Bağışıklık sisteminde önemli bir role sahip olan T hücreleri, gece saatlerinde lenf düğümlerinde yo- ğunlaşır.. Aynı saatlerde T hücrelerini “bilgilendiren”

Özet: Bu makalede 142 takson A9 (Artvin, Şavşat) karesi için yeni kayıt olarak verilmektedir.. Anahtar Kelimeler: Yeni kare kayıtlar, A9 Artvin,

Çalışmada, 2007-2017 yılları arasında Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Kontrol Programları Şubesi’ne bağlı Şark Çıbanı Tanı ve

Asıl ismi Mehmet Ziya olan Gökalp 1876 da doğdu, idadiyi bitirdikten sonra amcası Habib efendiden arapça ve farsça, kendi kendine de fransızca

Tablo 6 ve Tablo 7’de yer alan GSYH ve İthalat serilerine uygulanan ADF testi sonuçlarına göre; seriler düzey değerde durağan değilken, birinci