• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YER DUYGUSU VE PEYZAJ DEĞERLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN KAMPÜSLER ÜZERİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ Eylem AKGÜL YALÇIN PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YER DUYGUSU VE PEYZAJ DEĞERLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN KAMPÜSLER ÜZERİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ Eylem AKGÜL YALÇIN PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır"

Copied!
151
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DOKTORA TEZİ

YER DUYGUSU VE PEYZAJ DEĞERLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN KAMPÜSLER ÜZERİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

Eylem AKGÜL YALÇIN

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

ANKARA 2012

Her hakkı saklıdır

(2)

ÖZET

Doktora Tezi

YER DUYGUSU VE PEYZAJ DEĞERLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN KAMPÜSLER ÜZERİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

Eylem AKGÜL YALÇIN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. Oğuz YILMAZ

Peyzaj değerleri ve yer duygusu kavramlarını bilimsel olarak çalışmak, yüksek öğretim kurumlarının sürdürülebilir bir gelişim göstermeleri için önemli bir yer teşkil etmektedir. Kampüslerin alan kullanımları ve bunlar hakkında üniversite yöneticilerinin verdiği kararlar, üniversite öğrencilerinin yaşam kalitelerini etkilemeleri bakımından çok önemlidir. Çünkü kampüs alanları öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunmak için tasarımlanır ve yönetilebilirler. Ancak literatürde fiziksel çevre ve peyzaj değerlerinin hakkındaki bilimsel çalışmalar sınırlıdır. Bu yüzden bu çalışma kampüslerde,peyzaj değerleri ve yer duygusu kavramlarının daha iyi anlaşılabilmesi için ele alınmıştır. Bu genel kapsam içerisinde bu çalışmada, (a) üniversite kampüslerinin peyzaj değerlerini psikometrik olarak ölçebilen bir ölçüm aracı geliştirmek, (b) hangi demografik bilgilerin peyzaj değerleri ve yer duygusuna etki ettiğini saptamak, (c) cinsiyet, ikamet edilen yer (kampüs içi ve dışı) ve kampüste ders dışında geçirilen zaman değişkenlerinin farklılıklarını araştırmak, (d) peyzaj değerleri ve yer duygusu ilişkilerini psikometrik olarak belirlemek ve (e) bu farklılıkları AİBÜ ve ODTÜ kampüslerinde karşılaştırmak amaçlanmıştır. Çalışmaya iki ayrı üniversite kampüsünde okuyan toplam 1068 öğrenci katılmıştır. Bu öğrencilerin 590 tanesi kadınlardan ve 478 tanesi erkeklerden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci aşamasında peyzaj değerleri ölçeğini geliştirmek amaçlanmıştır. Bu amaç için başlangıçta geliştirilen peyzaj değerleri maddeleri 10 alt boyutlu faktör çözümlemesi ile sonuçlanmıştır. Bu faktörler, Manevi Değer, Rekreasyonel Değer, Engelsiz ve Erişilebilir Tasarım, Kampüs açık alanları, Trafik Düzeni, Yapısal Çevre, Donatı Elemanları, Ulaşım ve Dolaşım, Doğallık ve Yeşil Alan Değerleri ve Bilgilendirme Değeri şeklinde isimlendirilmişlerdir. Bu faktörler toplam olarak % 61,02 varyansı açıklamaktadırlar. Bu faktörlerin iç tutarlılık tahminleri “α” en düşük 0,52 ve en yüksek 0,73 olarak saptanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, cinsiyet, ikamet edilen yer ve ders dışında kampüste geçirilen zaman alt değişkenleri peyzaj değerleri ve yer duygusu puanlarında hem AİBÜ kampüs örnekleminde hem de ODTÜ kampüs örnekleminde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar yaratmışlardır (p<0,05). Benzer şekilde korelasyon analizleri incelendiğinde, peyzaj değerleri alt boyutlarından manevi değer, yapısal çevre, rekreasyonel değer, donatı elemanları, doğal ve yeşil alan değeri ve bilgilendirme değeri boyutları, yer duygusu alt boyutları arasında (yer kimliği, yer bağlılığı ve yer bağımlılığı) pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Bir başka deyişle, öğrencilerin peyzaj değerleri alt boyutlarına verdikleri değerler artıkça yer duygusuna verdikleri puanlarda artmaktadır. Ancak, trafik düzeni alt boyutunun, yer duygusu alt boyutları ile negatif yönde anlamlı bir ilişkisi olduğu belirlenmiştir. AİBÜ öğrencileri ve ODTÜ öğrencilerinin peyzaj değerleri karşılaştırıldığında, manevi değer, rekreasyonel değer, bilgilendirme değeri, trafik düzeni, donatı elemanları, yapısal çevre ve ulaşım-dolaşım alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur (p<0,05). Aynı şekilde, AİBÜ ve ODTÜ öğrencilerinin yer duygusu, yer kimliği, yer bağlılığı ve yer bağımlılığı ölçeklerine verdikleri puanlar istatistiksel olarak birbirlerinden farklıdır. Bütün bu sonuçlar derinlemesine açıklanmış ve tartışılmıştır. Birçok üniversite açık olarak veya dolaylı bir şekilde öğrencilerine yüksek standartlarda bir akademik yaşam önermektedirler. Öğrenciler bölümler, programlar, dersler hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmektedirler. Fakat eğitim öğretim üzerinde etkili olabilecek fiziksel çevrenin kalitesine çok az vurgu yapmaktadırlar. Çalışmalar göstermiştir ki, kampüs peyzaj planları öğrenim sürecini destekler niteliktedir. Bu yüzden, kampüs peyzaj değerleri ve yer duygusu kavramlarının ilişkisini derinlemesine araştırmak, üniversite öğrencilerinin yaşamlarını anlamamıza yardımcı olacaktır.

Haziran 2012, 139 sayfa

Anahtar Kelimeler: Peyzaj değerleri, yer duygusu, yer kimliği, yer bağlılığı, yer bağımlılığı, ölçek geliştirmek, üniversite kampüs tasarımları

(3)

ii

ABSTRACT

Ph.D. Thesis

INVESTIGATION THE RELATIONSHIP BETWEEN SENSE OF PLACE AND LANDSCAPE VALUES ON CAMPUSES

Eylem AKGÜL YALÇIN Ankara University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Landscape Architecture

Supervisor: Prof.Dr. Oğuz YILMAZ

Landscape values along with creating sense place is an important concept for sustainable development in higher education institutions. Land use and development decisions about campuses are consistently among the most important decisions at the university level because they are perceived to have direct linkages to student quality of life. Campus environment can be designed and managed to enhance and foster students development. Empirical research, however, has neglected the role of the physical environment and landscape values. The present study was an attempt to understand phenomena of landscape values and sense of place. Within this general thrust, the present study (a) developed psychometrically sound scale of landcape values of university campuses, (b) assessed the extent to which differences in selected demographics variables influenced both the landscape values and sense of place, (c) investigated the differences in these variables among subgroups defined by gender, place of residence (in or off campus), time spent in campus, and (d) empirically examined the relationship between landscape values and sense of place, (e) investigated the differences in terms of landscape values and sense of place between AIBU students and ODTU students. The subjects of the study were university students from two different campuses (AIBU and ODTU). A total of 1068 subjects participated in the study. There were 590 female and 478 male university students. The first phase of the study was related to developing scale of landscape values. Initial items of landscape values scale resulted in an empirically supported ten-factor solution; Spiritual and Emotional value, Recreational value, Disability free and accesibility, Open space, Traffic, Identity, Outdoor Furniture, Transportation and Circulation, Natural value and Learning values. These factors cumulatively explained 61,02% of the variance.

The internal consistency estimates “α” of sub-scales ranged from .52 to .73. The results of the study indicated that gender, place of residence and time spent in campuses (AIBU and ODTU) had statistically significant effects on both landscape values (p<.05) and sense of place (p<.05). Also, the correlational analysis revealed that facets of spiritual and emotional value, recreational value, outdoor furniture, built environment value, natural value and learning values positively correlated with sense of place, place attachement, place dependence and place identity. But, only traffic facet of landscape value negatively correlated with all facets of sense of place. It means that students who rated landcape values significantly higher tend to rate sense of place higher or vice versa.

The results further indicated that students from AIBU and ODTU significantly differed in spiritual and emotional, recreational, learning, traffic, transportation and circulation, outdoor furniture, and built environment value (p<.05). Similarly, AIBU and ODTU students significantly differed in all facets of sense of place. These results were further discussed and elabroted. Most of the universities emphatically or implicitly promise academic programs which reflect or imply high standards of excellence. Students are informed they will have good instruction, a wide range of courses and majors, and calendar that will expedite progress. However, they do not place similar emphasis on the quality of the physical environment in which the formal learning process takes place. The landcape of campuses plays an integral role in shaping and supporting the learning process. Therefore, studying the relationship between landscape values and sense place expands the understanding of university students life.

June 2012, 139 pages

Key Words : Landscape values, sense of place, place attachement, place identity, place dependence, scale development, university campus design.

(4)

iii TEŞEKKÜR

Çalışmamın seçiminde, oluşumunda büyük katkısı olan, her aşamada beni dinleyen, yönlendiren, yüreklendiren ve akademik yolda yürümemi sağlayan sayın danışmanım ve hocam Prof. Dr. Oğuz YILMAZ’a (Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı)

Görüşleri, önerileri ve yönlendirici eleştrileriyle yardımlarını esirgemeyen tez izleme komitesindeki değerli hocalarım Prof. Dr. Dicle OĞUZ ve Yrd. Doç. Dr. Güzide Pınar KÖYLÜ’ye,

Anket uygulamasında yardımları olan tüm A.İ.B.Ü öğretim üyelerine ve özellikle ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Settar KOÇAK’a

Savunmam sırasında önerileri ve eleştirileriyle tezimin daha yararlı olmasını sağlayan Prof. Dr. Mehmet TUNÇER ve Doç. Dr. Figen DİLEK İLKE hocalarıma,

Bu tezi bitirmemin sebebi olan eşim H. Birol YALÇIN’a

Sabırları için arkadaşlarıma, bana inanan ve hep yanımda olan sevgili babam Bedrettin AKGÜL ve annem Z. Gül AKGÜL’e, ablama, varlığını her an hissettiğim anneaneme ve ayrıca çalısmalarım sırasında destegini gördügüm herkese saygılarımla birlikte sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(5)

iv İÇİNDEKİLER

ÖZET………...……..i

ABSTRACT……….ii

TEŞEKKÜR……….. ….iii

KISALTMALAR DİZİNİ………..………...……vii

ŞEKİLLER DİZİNİ……….…viii

ÇİZELGELER DİZİNİ……….………….ix

1.GİRİŞ……….…1

2. KURAMSAL TEMELLER………..…..5

2.1 Mekan ve Yer Kavramı……….5

2.2 Yer Duygusu………..….6

2.2.1 Yer kimliği……….………….….7

2.2.2 Yer bağlılığı……….…7

2.2.3 Yer bağımlılığı……….…8

2.3 Yer Duygusu ve Tutum Öğeleri………...…10

2.4 Peyzaj Değerleri………...…12

2.5 Bir Yer Olarak Kampus Peyzajı………16

2.6 Konu ile İlgili Çalışmalar………..……..21

2.6.1 Yer duygusu ve boyutları ile ilgili çalışmalar………21

2.6.2 Yer duygusu ve alt boyutları ölçme yöntem ve modelleri ile ilgili çalışmalar………...33

2.6.3 Kampus çevresinde yapılan çalışmalar……….…….…36

2.6.4 Peyzaj değerleri ile ilgili çalışmalar………..….….…41

3. MATERYAL VE YÖNTEM………..…..……45

3.1 Ölçek Geliştirme Sürecindeki Katılımcılar………...…45

3.2. Peyzaj Değerleri Ölçeği...…45

3.2.1 Kampüs peyzaj değerleri ölçeğinin maddelerinin oluşturulması………...….46

3.2.2 Kampüs peyzaj değerleri ölçeğinin geçerliliği ………..…48

3.3 Yer Duygusu Ölçeği...………..….49

3.4 Pilot Çalışma: Peyzaj Değerleri ve Yer Duygusu Ölçekleri Güvenirlilikleri………..……....52

3.5 Peyzaj Değerleri Ölçeği Alt Boyutları ………..…52

3.5.1 Verilerin Uygunluğu………...……..53

(6)

v

3.5.2 Bileşim Maddelerin Saptanması……….…………...56

3.5.3 Faktörlerin Yorumlanması……….……….…58

3.5.4 Faktörlerin Tanımlanması……….……….………….…………62

3.6 Peyzaj Değerleri Ölçeğinin Güvenirliliği………..……….…64

3.7 Yer Duygusu Ölçeği Güvenirliliği………….………...…64

3.8 Ölçekteki Demografik Bilgiler………..……….………..……...…65

4. ARAŞTIRMA BULGULARI………..…66

4.1 Demografik Bilgiler ile İlgili Bulgular………...…66

4.1.1 A.İ.B.Ü Demografik bilgileri ile ilgili bulgular………..…66

4.1.2 O.D.T.Ü Demografik bilgileri ile ilgili bulgular……….…71

4.2 A.İ.B.Ü Cinsiyet Farklılıkları Açısından Peyzaj Değerleri Bulguları……....…77

4.3 A.İ.B.Ü Cinsiyet Farklılıkları Açısından, Yer Duygusu Ve Alt Boyutları Bulguları………79

4.4 ODTÜ Cinsiyet Farklılıkları Açısından Peyzaj Değerleri Bulguları………..…79

4.5 ODTÜ Cinsiyet Farklılıkları Açısından, Yer Duygusu Ve Alt Boyutları Bulguları………..………..81

4.6 A.İ.B.Ü İkamet Ettikleri Yer Farklılıkları Açısından Peyzaj Değerleri Bulguları………..81

4.7 A.İ.B.Ü İkamet Ettikleri Yer Farklılıkları Açısından Yer Duygusu ve Alt Boyutları Bulguları……….………83

4.8 ODTÜ İkamet Ettikleri Yer Farklılıkları Açısından Peyzaj Değerleri Bulguları………...……….83

4.9 ODTÜ İkamet Ettikleri Yer Farklılıkları Açısından Yer Duygusu ve Alt Boyutları Bulguları……….………..……85

4.10 A.İ.B.Ü Ders Saati Dışında Geçirilen Süre Farklılıkları Açısından Peyzaj Değerleri Bulguları………..………..……85

4.11 A.İ.B.Ü Ders Saati Dışında Geçirilen Süre Farklılıkları Açısından Yer Duygusu ve alt Boyutları Bulguları……….……90

4.12 ODTÜ Ders Saati Dışında Geçirilen Süre Farklılıkları Açısından Peyzaj Değerleri Bulguları………..…92

4.13 ODTÜ Ders Saati Dışında Geçirilen Süre Farklılıkları Açısından Yer duygusu ve Alt Boyutları Bulguları……….…………....…97

4.14 A.İ.B.Ü ve ODTÜ Öğrencilerinin Yer Duygusu ve Peyzaj Değerleri İlişkisi Korelasyon Analizi ………..……….…....…99

(7)

vi

4.15 AİBÜ ve ODTÜ Kampüslerinin Karşılaştırması……….….101

5. TARTIŞMA……….…....104

5.1 Sonuç ve Öneriler ………..……..….104

5.2 Ders Dışında Kampüste Geçirilen Süre Farklılıkları……….107

5.3 İkamet Edilen Yer Farklılıkları……….………..109

5.4 AİBÜ ve ODTÜ Kampüslerinin Peyzaj Değerleri ve Yer Duygusu İlişkisi Korelasyon Analizi………111

5.5 AİBÜ ve ODTÜ Kampüslerinin Karşılaştırması………114

5.6 Sonuç ve Öneriler………..120

KAYNAKLAR………...124

EKLER……….…132

Ek 1 Peyzaj değerleri ve yer duygusu ilişkisi anket çalışması……….133

Ek Abant İzzet Baysal Üniversitesi Merkez Kampüsü………137

Ek 3 Orta Doğu Teknik Üniversitesimerkez Kampüsü……….…..138

ÖZGEÇMİŞ……….139

(8)

vii

KISALTMALAR DİZİNİ

AİBÜ Abant İzzet Baysal Üniversitesi ANOVA Tek yönlü varyans analizi A.O. Aritmetik Ortalama KMO Kaiser Meyer Olkin

MSA Measuring Sampling Adequency N Örneklem Büyüklüğü

P.D. Peyzaj Değerleri

REP Recreation Experience Preference (Rekreasyonel Tecrube Ölçeği) S.S. Standart Sapma

WICHE Western Interstate Commission for Higher Education Y.D. Yer Duygusu

(9)

viii ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 3.1 Araştırmanın Şematiği……….………….…..…...47

Şekil 3.2 Scree Plot……….………...…58

Şekil 4.1 AİBÜ katılımcıların ikamet ettikleri yerlere göre dağılımı………..69

Şekil 4.2 ODTÜ katılımcıların cinsiyetlere göre dağılımı………....…..…72

Şekil 4.3 ODTÜ katılımcıların kampüste yaşadıkları yıllara göre dağılımı…………....73

Şekil 4.4 ODTÜ Katılımcıların ikamet ettikleri yerlere göre dağılımı…………..…...74

Şekil 5.1 ODTÜ Matematik bölümü önündeki başarılı öğrenci heykeli…………...…113

Şekil 5.2 ODTÜde her bölümde farklılaşan o bölümü temsil eden bilim adamlarının heykelleri………...…….…….115

Şekil 5.3 AİBÜ Kurucusu İzzet Baysal heykeli………..…..…115

Şekil 5.4 ODTÜ ana yaya allesi……….…...…116

Şekil 5.5 AİBÜ ana yaya allesi………....….116

Şekil 5.6 AİBÜ yaya yolları……….….…117

Şekil 5.7 AİBÜ tenis kortları………...…..117

Şekil 5.8 ODTÜ tenis kortları……….…...118

Şekil 5.9 ODTÜ kampüsündeki yoğun trafik……….……...…119

Şekil 5.10 ODTÜ kampüsünde ulaşımda sıkıntı yaşayan öğrenciler………..…..119

(10)

ix

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 3.1 Yer duygusu ölçeği………...51

Çizelge 3.2 Peyzaj Değerleri ve Yer Duygusu Ölçekleri Güvenirlilik Katsayıları..…...52

Çizelge 3.3 KMO ve Bartlett's Testi………....54

Çizelge 3.4 Başlangıç Ortak Değerleri………...55

Çizelge 3.5 Eigen Değerleri ve Toplam Açıklanan Değişken……….…....57

Çizelge 3.6 Korelasyon Katsayıları için Kritik Değerler (alpha=01)………..……59

Çizelge 3.7 Faktörler ve Madde Yüklemeleri………....….60

Çizelge 3.8 Peyzaj değerleri ölçeği güvenirlilik katsayısı………..….64

Çizelge 3.9 Yer Duygusu Ölçeği Güvenirlilik Katsayıları……….….64

Çizelge 4.1 AİBÜ katılımcılarının fakültelere göre dağılımı………..67

Çizelge 4.2 AİBÜ Katılımcıların sınıflara göre dağılımları………..………….….67

Çizelge 4.3 AİBÜ katılımcıların kampüste yaşadıkları yıllara göre dağılımı…..……...68

Çizelge 4.4 AİBÜ katılımcıların kampüse gelmeden önce en çok yaşadıkları yere göre dağılımı……….…….…..68

Çizelge 4.5 AİBÜ katılımcıların ders dışında kampüste geçirdikleri zamana göre dağılımı………..………60

Çizelge 4.6. AİBÜ katılımcıların peyzaj değerleri aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları……….……….70

Çizelge 4.7 AİBÜ katılımcıların yer kimliği, yer bağlılığı, yer bağımlılığı ve yer duygusu aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları………71

Çizgelge 4.8 ODTÜ katılımcıların fakültelere göre dağılımı……….…….………72

Çizgelge 4.9 ODTÜ katılımcıların sınıflara göre dağılımları..………...…...……..73

Çizelge 4.10 ODTÜ katılımcıların kampüse gelmeden en çok yaşadıkları yere göre dağılımı……….…….74

Çizelge 4.11 ODTÜ Katılımcıların ders dışında kampüste geçirdikleri zamana göre dağılımları……….………..75

(11)

x

Çizelge 4.12 ODTÜ katılımcıların Peyzaj değerleri aritmetik ortalamaları ve

standart sapmaları………..……….…………76 Çizelge 4.13 ODTÜ katılımcıların yer kimliği, yer bağlılığı, yer bağımlılığı ve

yer duygusu aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları………..…77 Çizelge 4.14 AİBÜ Tablo A Cinsiyet ile PD farklılıkları, aritmetik ortalama ve

standart sapmaları………..….78 Çizelge 4.15 AİBÜ cinsiyet ve yer duygusu alt boyutları Aritmetik ortalama ve

standart sapmaları……….………79 Çizelge 4.16 ODTÜ Cinsiyet PD farklılıkları ve aritmetik ortalama ve

standart sapmaları………...…..80 Çizelge 4.17 ODTÜ cinsiyet ve yer duygusu alt boyutları farklılıkları aritmetik

ortalama ve standart sapmaları………..……..81 Çizelge 4.18 AİBÜ İkamet edilen yere göre peyzaj değerleri aritmetik ortalama

ve standart sapmaları………...…………..82 Çizelge 4.19 AİBÜ İkamet edilen yere göre yer duygusu aritmetik ortalama

ve standard sapmaları………..…..83 Çizelge 4.20 ODTÜ İkamet edilen yere göre PD fark ve AO standard sapma…...…. 84 Çizelge 4.21 ODTÜ İkamet edilen yere göre YD aritmetik ortalama ve

standard sapma……….………..……85 Çizelge 4.22 AİBÜ Kampüste geçirilen zaman peyzaj değerleri tek yönlü

varyans analiz sonuçları………...………87 Çizelge 4.23 AİBÜ Kampüste geçirilen zaman peyzaj değerleri

Tukey Post Hoc analizi………..……….88 Çizelge 4.24 AİBÜ Kampüste geçirilen zaman ile P.D. aritmetik ortalama ve

standart sapmaları………..……….….89 Çizelge 4.25 AİBÜ Kampüste geçirilen zaman ve yer duygusu tek yönlü

varyans analiz sonuçları………...……...……90 Çizelge 4.26 AİBÜ Kampüste geçirilen zaman ve yer duygusu

Tukey Post Hoc analizi………..……….….91 Çizelge 4.27 AİBÜ Kampüste geçirilen zaman ve yer duygusu aritmetik

ortalama ve standart sapmaları………...………92

(12)

xi

Çizelge 4.28 ODTÜ Kampüste geçirilen zaman peyzaj değerleri tek yönlü

varyans analiz sonuçları………...…….94 Çizelge 4.29 ODTÜ Kampüste geçirilen zaman peyzaj değerleri

Tukey Post Hoc analizi………..…95 Çizelge 4.30ODTÜKampüste geçirilen zaman ile Peyzaj Değerleri aritmetik

ortalama ve standart sapmaları………...………..….96 Çizelge 4.31 ODTÜ Kampüste geçirilen zaman ve yer duygusu tek yönlü

varyans analiz sonuçları……….…..…...97 Çizelge 4.32 ODTÜ Kampüste geçirilen zaman ve yer duygusu

Tukey Post Hoc analizi………..…98 Çizelge 4.33 ODTÜ Kampüste geçirilen zaman ve yer duygusu aritmetik

ortalama ve standart sapmaları………...………..…..99 Çizelge 4.34 AİBÜ ve ODTÜ kampüslerinin peyzaj değerleri ve yer duygusu

ilişkisi korelasyon analizi………100 Çizelge 4.35 Üniversite alt değişkeni ile peyzaj değeri farklılıkları ve AO ve

standart sapmaları………..………...…….102 Çizelge 4.36 Üniversite alt değişkeni ile yer duygusu farklılıkları ve AO ve

standart sapma………...………..…….103

(13)

1 1. GİRİŞ

Her anımızda keşfedilmeyi bekleyen, gözümüzün gördüğü ve kulağımızın duyduğundan çok daha fazlası vardır. Hiçbir şey tek başına yaşanmamakta, gelişigüzel bir düzen içinde algılanmamaktadır. İnsan geçmiş deneyimlerinin rehberliğinde, çevresindekilere ve kendine anlam yükleyip muhakeme etmekte, izlenimler oluşturmakta, ve yerle kendi arasında bir bağ kurmaktadır (Lynch, 1960, Arkonaç 2003). Fakat önüne geçilemeyen sanayileşme, modernleşme, makineleşme, insanı dışlama gibi sayılarını çoğaltabileceğimiz farklı değişim süreçleri, kitle iletişim araçlarıyla birlikte

“benzeşme” eğiliminin etkisi, kişisel deneyimlerin ve sosyal ilişkilerin daha fazla iletişim teknolojileriyle olması, kentsel yaşamda mimarlar ve şehir plancıların, insanı, insan varlığının etkisini ihmal ederek, neredeyse tamamıyla yerin fiziksel unsuruna odaklanmış olması gibi sayabileceğimiz birçok örnek, insanla yer arasındaki bağı koparan ve çevremizde tekdüzeliğe yol açan tasarımları ortaya çıkarmaktadır (Göka 2001, Mazumdar 2003, Kayır 2005, Göregenli 2005). Oysaki tarih sahnesinde yer alan bütün uygarlıklar, hayatı anlamak ve anlamlandırmak için bu derin bağı hep gözetmişler, bütün mekân organizasyonlarını insanla yer arasındaki bu bağı yorumlayarak gerçekleştirmişlerdir (Göka 2001). Günümüzde ise insanlar artık yerlerin özgün karakterlerini umursamamaktadırlar. Çünkü tanıyamadıkları ve hakim olamadıklar bir çevre, yer ile kendileri arasındaki bağın oluşumunu engellemekte, ve yer duygusunun gelişmesini önlemektedir. Bu durum insanların günlük yaşamlarında, yerlerin anlamları ve rolleri üzerine de önemli soruların sorulmasına yol açmaktadır.

Ekonomik rantı yüksek kent arazisinin kullanımını ekonomik ve politik kaygıların belirlediği günümüz yerleşimlerinde ise, doğal ve kültürel varlıklardan oluşan canlı ve cansız iletişiminin olduğu, algılanan yerler olarak değerlendirilen peyzajlar da, sahip oldukları birçok değere rağmen ya yaşamamakta, ya da yanlış koruma ve kullanım politikaları içinde sahipsiz kalmaktadır. Bu doğrultuda literatürde farklı bilim dalları ve farklı başlıklar altında anılan, fakat aynı amaca hizmet eden, insan ve yer arasındaki organizasyonu yeniden sağlayacak, kullanılan, yaşanan peyzajların, insanların bizim diyerek sahip çıktığı, kendisini içinde huzurlu, güvenli ve ait hissettiği, duyarlılıkla koruduğu, kendi gelişiminde etkili, sağlıklı yerler yaratmak adına bir yere, bir kişi veya

(14)

2

bir grup tarafından yüklenen anlamla genel olarak tanımlanan “yer duygusu”, kavramların en geneli ve karşımıza sıkça çıkanıdır (Farnum vd. 2005). Yer duygusu belki de insanoğlu ve uzaysal ortamlar arasındaki ilişkileri anlatan diğer kavramları altında barındıran bir şemsiye olarak düşünülebilmektedir (Convery ve Dutson 2006).

Bu noktada en çok sorulan sorulardan biri de, insanların ne tür yerlere karşı bir yer duygusu oluşturduğudur?

Yer duygusu, içinde yer aldığı disipline ve araştırmacıya göre birçok değişik anlamlar içermektedir. Yer duygusu en basit olarak bir yeri diğerlerinden farklı yapan, insanların o yere karşı algıları veya hisleri olarak açıklanan bir olgudur. Bu duygu literatürde birçok farklı sözcüklerle, farklı terimlerle açıklanmış, ve birçok farklı araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Cheng vd. (2003) yer duygusunun bir takım yerlerin birçok farklı insanı bir araya getirmek gibi bir özelliği olduğunu, Jackson (1994) da bir takım yerlerin sahip oldukları özelliklerle insanların tekrar orayı ziyaret etmeleri, tekrar oraya dönmeleri için bazı iyi hisler uyandıran duygu olarak tanımlamaktadır (Anonymus 2005).

Yer duygusu sıklıkla karıştırılan tanımların arasında fiziksel çevre, insan davranışları ve sosyo-psikolojik süreçler olmak üzere üç ana unsuru içermektedir. Fakat bugüne kadar nicel çalışmalar fiziksel çevrenin etkisini görmemezlikten gelerek, yer duygusunu davranışsal ve kültürel bir işlemin ürünü olarak görmekteydiler (Stedman 2003). Son yıllarda yapılan çalışmalarda ise, fiziksel çevrenin de yer duygusunun oluşumuna olan güçlü etkisine yönelik araştırmalar sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Artık kentsel tasarımların, mimarların ve tasarımcıların temel hedefi bir yer duygusu oluşturabilmektir. Bu da hatırlanabilir, insanların duygularını açığa çıkaran, kişilerin orayı deneyimlemesini sağlayan yerler yaratmaya duyulan bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır (Shamsuddin ve Ujang 2008).

Fiziksel çevremizi oluşturan peyzajlar da kendine has yapısı, fonksiyonu ve değişim eğilimi olan değerlerdir. Bu değerler, ekonomik, rekreasyonel değerler gibi somut yararlar sağlayan değerlerden, manevi ve gelecek değerleri gibi düşünce ve algı bazında oluşan değerlere kadar değişebilmektedir. İnsanın çevresini değerlendirmesine etki eden bu değerlerin önemi, etkililik derecesi, o şahsın kendi kimliğine de dayalı olarak

(15)

3

değişmekte ve kişinin o alana olan geliştirdiği duyarlılık derecesinde önemli bir rol oynayabilmektedir.

Bu çalışmanın amacı, gençlerin büyük oranda çevreye karşı tutumlarının, rekreasyon alışkanlıklarının geliştiği, kişisel gelişim ve olgunlaşma sürecinin zirveye çıktığı dönemler olan yüksek öğrenim döneminde, günlük zaman diliminin büyük bir kısmını geçirdikleri kampüs alanlarının doğru kullanılması, yaşaması, korunması, geliştirilmesi, doğru yatırımların yapılması ve bu yatırımların doğru kullanılması adına yer duygusunun gelişmesi gerekliliği ve bu amaca hizmet eden kampüs peyzaj değerlerinin, kampüsu büyük oranda kullanan öğrencilerin kampüs peyzaj değerlerine verdikleri önceliklerin saptanması, ve bu değerlerin yer duygusu ile olan dinamik ilişkisinin ortaya konmasıdır.

Peyzaj değerlerinin etkisiyle artan yer duygusunun, bireylerin çevreye karşı duyarlılıklarına ve benlik gelişimine katkısı olacaktır. Bu doğrultuda yapılacak çalışmalar, doğru yapılandırma, tasarım, kullanım ve koruma politikalarının geliştirilmesine ışık tutacaktır.

Bu genel kapsam içerisinde, bu çalışmada (a) üniversite kampüslerinin peyzaj değerlerini psikometrik olarak ölçebilen bir ölçüm aracı geliştirmek, (b) hangi demografik yapının peyzaj değerleri ve yer duygusuna etkisini saptamak, (c) cinsiyet, ikamet edilen yer (kampüs içi ve dışı) ve ders dışında kampüste geçirilen zaman değişkenlerinin farklılıklarını araştırmak, (d) peyzaj değerleri ve yer duygusu ilişkilerini psikometrik olarak belirlemek ve (e) peyzaj değerleri boyutları ile birlikte yer duygusu boyutlarını AİBÜ ve ODTÜ kampüslerinde karşılaştırmak amaçlanmıştır.

Bu tezin, genel amacını kampüslerin peyzaj değerlerinin önceliğinin belirlenmesi, ve bunların öğrencilerin yer duygusu açısından ilişkisinin incelenmesi oluşturmaktadır.

İlgili literatür incelendiğinde, kampüs peyzaj değerleri ile üniversite öğrencilerinin yer duygusunu araştıran çalışmaların sınırlı olduğu tespit edilmiştir. Gençlerin büyük oranda günlük zaman diliminin büyük bir kısmını geçirdikleri kampüs alanlarının birçoğu, öğrenim dönemi dışındaki zamanlarda ve ders aralarında etkili

(16)

4

kullanılmamakta, yaşamamakta ve öğrenciler tarafından sahiplenilmemektedirler.

Bunun başlıca sebepleri, bu alana karşı yer duygusunun gelişmemesi veya peyzaj değerlerinin düşük olması olarak düşünülebilmektedir. Bu bağlamda, böyle bir çalışmanın, üniversite kampüs peyzaj değerlerinin önceliklerin sıralanmasında, üniversitede öğrencilerinin yer duygusu düzeylerinin belirlenmesinde ve seçilecek olan örneklem alt guruplarında (cinsiyet, kampüs yurtlarında barınan/barınmayan öğrenciler, ders dışında kampüsta geçirilen süre) kampüs değerleri ve yer duygusu açısından farklar olup olmadığı hakkında bilgiler sunacağı tasarlanmıştır. Ayrıca, bu çalışmadan elde edilecek bulgular doğrultusunda kampüs peyzaj tasarımlarına yeni açılımlar getirilebilecektir.

Kampüslerin alan kullanımları ve bunlar hakkında üniversite yöneticilerinin verdiği kararlar, üniversite öğrencilerinin yaşam kalitelerini etkilemeleri bakımından çok önemlidir. Çünkü kampüs alanları öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunmak için tasarımlanır ve yönetilebilirler. Birçok üniversite açık olarak veya dolaylı bir şekilde öğrencilerine yüksek standartlarda bir akademik yaşam önermektedirler. Öğrenciler bölümler, programlar, dersler hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmektedirler.

Fakat eğitim-öğretim üzerinde etkili olabilecek fiziksel çevrenin kalitesine çok az vurgu yapmaktadırlar. Çalışmalar göstermiştir ki, kampüs peyzaj planları öğrenim sürecini destekler niteliktedir. Bu sebeple, bu çalışmada amaçlanan kampüs peyzaj değerleri ve yer duygusu kavramlarının ilişkisini derinlemesine araştırmak, üniversite öğrencilerinin yaşamlarını anlamamıza yardımcı olacaktır.

(17)

5 2. KURAMSAL TEMELLER

2.1 Mekan ve Yer Kavramı (Space and Place)

Coğrafya, farklı mekanlarda, farklı zamanlarda, farklı insanlara farklı şeyler ifade etmektedir. Mekan ve yer benzer deneyimleri ifade eden aşina olduğumuz sözcüklerdir.

Popüler literatürde bu kavramlar sıklıkla bölge (region), alan (area), peyzaj (landscape) gibi sözcüklerle birlikte kullanılmaktadır. Coğrafyacılar için bu ikiz sözcükler zihinsel ve disipline olma ile ilgili girişimlerin temelini oluşturmaktadır. Bu girişimin temeli de yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Bu bağlamda 1970’lerden önce deneysel ve objektif olduğu göz ardı edilen alanın daha sonra insana ait etkinliklerin yer aldığı doğal bir taşıyıcı olduğu öne sürülmüştür. 1970’lerde ise insanların geometrik ilişkiler çatısı altında değil, aksine anlamlar dünyasında yaşadıkları ifade edilmiştir. Ancak yer ve mekanın teorik tanımları günümüzde bile tartışılmaktadır (Hubbard vd. 2004 ).

Tuan (1977), mekan ve yer arasındaki farkı anlatan örneğinde hayvanlar dünyasında davetsiz misafirlere karşı savunulan ve sınırları belirlenmiş bölgelere mekan, bu alan içindeki değerli olan birtakım yeme, içme, uyuma, dinlenme, üreme gibi ihtiyaçların karşılandığı özel yerleri de yer olarak adlandırmıştır. Tuan (1977) yerin hiçbir belirli ölçeği olmadığını, aksine yerin insanların duygusal bağlılıklarından yaratılmış, sağlanmış ve korunmuş önemli bölgeler olduğunu vurgulamıştır. Topopholia nosyonuyla açıkladığı insanların istek ve korkularıyla ilgili olan özel mekanlar, dikkati alanların estetik ve hissel noktalarına yöneltmiştir (Tuan 1977). Bu tür düşünürlerin geliştirdikleri insancıl yaklaşımlar, yerin öznel tanımlarını ön plana çıkarmıştır.

Gerçek bir yer, bir kişi veya bir grup tarafından anlam yüklenmiş alanın belirli bir bölümüdür (Turner, 2006). Yer sözcüğü, fiziksel ölçekteki hissedilen, sembolik olan, bilinen ve deneyimlenene karşılık, bilinmeyen ve deneyimlenmeyen gibi birçok farklı boyutlar arasında geçiş yapmakta ve aynı zamanda kullanıcıların kişisel, sosyal ve kültürel süreçler yoluyla ona verdikleri anlamın etkilerini içermektedir. Kant, yer bilgimizin apriori, öğrenilmeden elde edilmiş öncel bir bilgi olduğunu iddia ederken, Poincare onun algılama becerilerimizle ilgili olduğunu, çocuklarla deneyimler yapan Piaget ise yerin çeşitli tanımlarının insan davranışları ile ortaya çıktığını belirtmektedir

(18)

6

(Erzen 2006). Bu nedenle yer, çok boyutlu fiziksel, psikolojik ve çevresel terimler tarafından tanımlanabilmektedir (Pretty vd. 2003).

Yere literatürde fenomolojik (kişisellik), sosyolojik ve psikolojik olmak üzere üç temel açıdan bakılmıştır. İnsan ve yer ilişkilerinin bu farklı boyutlarını psikolojik açıdan incelemek ve yeri deneyimlemek yer duygusu kavramını birlikte getirmiştir.

2.2 Yer Duygusu (Sense of Place)

İnsan ve uzaysal ortamlar arasındaki ilişkileri anlatan gereğinden fazla kavramlar vardır, fakat en geneli belki de yer duygusudur. Tuan’ın (1979) yer duygusu için yerin insanın duygularını ve ilişkilerini önemseyen bir hizmet alanı ya da bir önem merkezi olarak oluşturduğu tanım en çok kullanılan açıklamadır. Ryden (1979) uzaydaki bir nokta olmaktan daha çok insanların içinde yaşadıkları süreçteki peyzaja yükledikleri anlamları içine alan bir alan tanımını ilave etmiştir. Canter (1991) gibi teoristlere göre ise yerler, insan toplulukları çevresinde organize olan zihnin, duyguların ve eylemlerin bir bütününü temsil etmektedir. Bu doğrultuda yer duygusu tek başına fiziksel tutumla açıklanamaz, çünkü insanın alan yorumlarını da barındırmaktadır (Jorgensen ve Stedman 2001).

Çevresel psikolojide yer duygusu üç yer boyutu arasında incelenmiştir: Yer bağlılığı (Place attachment), Yer bağımlılığı (Place dependence) ve Yer kimliği (Place identity).

Her ne kadar bu kavramlar duygusal bağlılık, yakınlaşma, davranışsal yükümlülük, memnuniyet ve aidiyet gibi konularla çakışsa da, birbirlerinden çok farklı karakterleri de vardır. Örnek olarak, Cuba ve Hummon (1993) bir yerle olan duygusal bağlılık ve yakınlaşmayı kimliğin bir yönü olarak görürken, Altman ve Low (1992) aynı faktörleri bağlılığı tanımlamak için kullanmışlardır (Pretty vd. 2003).

Bu üç kavramın üzerinde çalışılırken, bu kavramları daha iyi anlamak ve sınırlandırmak adına farklı boyutlara gereksinim duyulmuş ve farklı tanımlar yapılmıştır.

(19)

7 2.2.1 Yer kimliği

Kimlik bir yerin fiziksel ve sosyal çevresinden bahseden özelliklerle ilgilidir (Dougherty 2006). İnsan, kimliğin ne demek olduğunu gözlemleyememekte, ancak eylemleriyle alanı düzenleyerek onu yere dönüştürülebilmektedir (Ponti 2005). Tuan’ın kale örneğinde olduğu gibi; gözlemlediğimiz bir kale öncesinde herhangi bir kaleyken, orada bir dönem Hamletin yaşadığı öğrenildiği zaman bakış açımız değişmekte ve artık o kale bizim için bir yer özelliği taşımaktadır (Tuan 1977).

Yer kimliği bireyin kendisini fiziksel çevresiyle açıklamada kullandığı iç içe yapıları içermektedir. Bu yapılar çevreyle ilgili olan bilinçli ya da bilinçsiz fikirler, inançlar, tercihler, değerler, amaçlar, davranışsal eğilimler ve yeteneklerdir (Jorgensen ve Stedman 2001). Yer kimliği insanın kendi sisteminin bir parçasıdır ve bu parçada çevresine göre kendisini nasıl gördüğüdür. Proshansky, yer kimliğini kişisel kimliğin bir altyapısı olarak kurgulamıştır. Bunu da anıların potborisi, konseptler, yorumlar, düşünceler ve diğer ortamlarda olduğu gibi özel bir ortamla ilişkili hisler olarak anlatmaktadır. Aidiyetlik ve bağlılık ise yer kimliğine dayanmaktadır (Ponti 2005). Yer kimliği, insanların yerlerle ilişki süreci içinde kendilerini oraya ait hissettiklerini ifade etmeleridir (Hernandez vd. 2007). Başka bir deyişle, yer kimliği, özel bir alana ait doğal etkileşimlerin elementlerine bağlı olarak gelişen kişisel kimliğin içeriğidir. Göregenli (2005)’de yer kimliğinin günlük yaşamımızda var olan deneyimler yoluyla ve insan deneyiminin ve aktivitesinin meydana geldiği konut ve konut dışı mekanlarda oluştuğunu ifade etmekte ve yer kimliği ve bağlılığı biyolojik evrenselliğin oluşturduğu mantıksal bir aşama olarak görmektedir (Göregenli 2005).

2.2.2 Yer bağlılığı

Yer bağlılığı yer duygusu çalışmaları alanında en çok kullanılan terimdir. Williams ve Vaske’ye göre geniş olarak düşünüldüğü zaman çevreci psikologların yer bağlılığı ve coğrafyacıların ise yer duygusu eş kavramlardır (Farnum vd. 2005). Bu yüzden çoğu zaman yer bağlılığı, yerle ilgili olguları içeren memnuniyet, derin bağlılık, yer kimliği, yer bağımlılığı gibi kavramlarla geniş bir yelpazede kullanılabilmektedir.

(20)

8

Yer bağlılığı, genel olarak insan ve özel yerler arasındaki duygusal bir bağ olarak ifade edilmektedir (Hidalgo ve Hernandez 2001). Shumaker ve Taylor (1983) bu duygusal bağa olumlu yaklaşmaktadır. Hummon (1992) yer bağlılığını duygusal bir bağ, Low da bireyin yerle bilişsel veya duygusal iletişimleri olarak tanımlamaktadır (Hidalgo ve Hernandez 2001). Bu tanımlar belki belli yerlere olan özel duyguları ifade etmekte, fakat oldukça belirsiz olmaları nedeniyle bağlılığı diğer yakın kavramlardan ayırmamıza yardımcı olamamaktadır. Örneğin, yerleşim memnuniyeti de, insanların yaşadıkları yere ait olumlu veya olumsuz duyguları olarak tanımlanabilmektedir. Bu yüzden bu kavramı kesinlikle sınırlandırmamız gerekmektedir. Bu amaçla kavramın temel özelliklerini düşündüğümüzde bağlılık, bir nesneye karşı yakınlığı koruma isteği olarak açıklanmaktadır. Önceki yer bağlılığı tanımıyla bu tanımı birleştirdiğimizde ise tanım;

özel bir yer ve kişi arasında olan olumlu duygusal bağın, kişinin bu tip yerlere yakınlığını koruma eğiliminde olma özelliğidir (Hidalgo ve Hernandez 2001). Diğer kavramlar düşünüldüğünde bağlılık, bir yerle ilgili duyguların, bilgi ve inançların, davranış ve eylemlerin karşılıklı etkileşimlerini içermektedir (Jorgensen ve Stedman 2001).

2.2.3 Yer bağımlılığı

Yer bağımlılığı Stokols ve Shumaker tarafından kullanıcıların özel yerlerle aralarında hissettikleri güçlü ilişki olarak açıklanmıştır. Bu kuvvetli ilişki her zaman pozitif yönde olmak zorunda değildir. Bir başka deyişle birey çevresindeki yerlerin hepsini negatif olarak algılayabilir. Ancak bu negatif yerler arasında seçtiği bir yere bağımlılık geliştirebilir. Bu işlem kısacası hepsi kötü olan opsiyonlardan kötünün iyisini seçmek şeklinde açıklanabilir. Böylece yer bağımlılığı verilen alternatifler arasında amaca ne kadar iyi hizmet ettiği şeklinde yorumlanabilir (Jorgensen ve Stedman 2001).

Yer bağımlılığı (fonksiyonel bir bağlılık) özel amaç veya istenen aktiviteleri destekleyen özellikleri ve durumları sağlamada yerin önemini yansıtmaktadır. Bu fonksiyonel bağlılık iki şekilde olmaktadır; fiziksel karakteristikler ve yerin yakınlığı.

1. Yerin fiziksel karakteristikleri (örn. Ulaşımı kolay kaya tırmanışı rotaları, orman ürünleri veya nehir akışı)

(21)

9

2. Sık ziyaretlere olanak sağlayan yerin yeterince yakın olması (Vaske ve Williams 2003). Bu özelliğin etkisini ortaya koymak için ise bir kanocunun akıntı seviyesi optimal olmayan bir nehirde yaptığı çalışmalar gösterilebilir. Buradaki vurgu, kano yapan sporcunun çalışma yaptığı nehrin en iyi antrenman alanı olmasa bile kanocu yerin yakınlığı dolayısıyla bu yere yer bağımlılığı geliştirir. Çünkü burası sık ziyaret edilebilmektedir. Yerel doğal güzelliklerin olduğu mekânlara, bölgeler veya yerel ortak kullanım alanlarına yakınlıklarından dolayı yer bağımlılığını geliştirmek için en uygun yerlerdir. Çünkü bu tür yerlere olan bağımlılık yüksek değerdeki paylaşımların olduğu alanlardır(Jorgensen ve Stedman 2001).

Bu doğrultuda Stokols ve Schumaker, (1981); Pretty, Chipuer ve Bramston, (2003)’da yer bağımlılığının iki bileşeninden bahsetmektedir; (1) amaca hizmet eden davranışlara hizmet eden sosyal ve fiziksel kaynakları içermesi ve (2) bu özelliğin diğer alternatif yerlerle karşılaştırılması (Chen vd. 2012).

Brown’da (1987) çeşitli amaçlara ulaşmaktan doğan yer bağlılıklarını, yer bağımlılığı olarak ifade etmiştir (Gibbons ve Ruddell 1995).

Backlund ve Williams (2003), yer bağımlılığı yer kimliğinden, kişiler ve yer arasındaki uyumun derecesini yansıtması ve bir kısım yapıyla devam eden ilişki açısından farklılaşmaktadır (Chen vd. 2012).

Yer bağımlılığı yer bağlılığından iki noktada ayrışmaktadır.

1. Yer bağımlılığı negatif olabilir ve bu negatiflik bireyin değer verdiği sonuca ulaşmasına engel teşkil etmektedir

2. Bireyin bağımlılığının sosyal aktörlere olan kuvvetli ilişkisinin temeli genel etkilerden çok özel davranışsal amaçlara bağlıdır (Jorgensen ve Stedman 2001).

Jorgensen ve Stedman (2001) bu kavramların, uzaysal ortamlara yönelik bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkiler olarak atfedilen genel bir tutum yapısı altında organize edilebilirliğini savunmaktadır. Bu bakış açısıyla yer kimliği, yer bağlılığı, yer

(22)

10

bağımlılığı gibi yer duygusu yazınındaki kavramlar sırasıyla bilişsel, duygusal, davranışsal değişkenler olarak görülebilmekte ve bu şekilde daha iyi anlamlandırılmaktadır.

2.3 Yer Duygusu ve Tutum Öğeleri

Yerin subjektif deneyimi, bütünleşmiş çok boyutlu bir olgudur. Aynı yerle ilgili kavramların tanımlamalarındaki birtakım farklılıklar gibi birçok benzer yer değişkenlerinden söz edilmektedir. Bu yer değişkenleri arasındaki çeşitlilik yer araştırmalarında fark edilmiştir. Giuliani ve Feldman yere aitlik tanımlamasının çeşitliliğini bu alanda daha çok ilerlemek için önemli bir çaba olarak tanımlamaktadır.

Onların bakış açısına göre insanın sosyofiziksel çevresiyle ilişkisinin bilişsel, davranışsal ve duygusal anlamda daha kapsamlı olarak ele alınması, yer duygusunu daha anlaşılır ve anlamlı hale getirecektir. Bu doğrultuda tutum teorisi yer duygusunu insanın çevresiyle davranışsal, duygusal ve bilişsel ilişkileri olarak kavramak için bir temel sağlamaktadır, ve bu temel yer duygusunun çok boyutluluğunu desteklemektedir.

Yer duygusunun tutum teorisi ile olan karşılaştırmalı yapısı;

1. Birey ve yer arasındaki ilişki hakkında inançlar 2. Yer hakkındaki duygular

3. Yerin diğer alternatifleri ile ilişkisinin davranışsal özelliği olarak tanımlanmaktadır (Jorgensen ve Stedman 2005).

Bu terimler üzerinde düşündüğümüzde yer duygusu, uzaysal bir ortamla ilgili iç içe psikososyal yapının kendine ait inançlar, duygular ve davranışlarla ortaklaştığı bir bütün olarak görülmektedir. Böylece yer duygusu tutum teorisi içinde düşünebilmektedir.

Bilişsel (örn: inançlar ve algılar), duygusal (örn: duygular ve hisler) ve davranışsal (davranışsal eğilimler ve sorumluluklar) tanım kümesi, mekân araştırmacılarının birtakım davranışlarla yer bağlılığı arasındaki bağlantıyı kurma istekleriyle dikkat çekmiştir (Jorgensen ve Stedman 2005).

(23)

11

“Katz’a göre tutum, “bireyin çevresindeki bir simgeyi, bir nesneyi ya da bir olayı olumlu ya da olumsuz bir şekilde değerlendirme eğilimidir” (İnceoğlu 2010).

“Alport‘a göre ise tutum, “bireyin bütün nesnelere karşı göstereceği tepkiler ve durumlar üzerinde yönlendirici veya etkin bir güç oluşturan ve denem bilgilerde organize olan, ussal ve sinirsel bir davranışta bulunmaya hazır olma halidir”. Burada tutum, bireyin tepkisini yönlendirici bir unsur olarak onun davranış biçimini belirlemektedir” (İnceoğlu 2010).

Bazı objeler üzerindeki tutumlar daha çok zihinsel olabildiği gibi bazıları ise daha çok duygusal odaklı olabilirler. Bu farklılıklar davranış ve tutum ilişkileri ve tutum formasyonu için önem teşkil etmektedir. Duygusal ve bilişsel tepki sistemleri karmaşık yollar içinde birbirini etkileyen ayırıcı sistemler sayılmaktadırlar. Duygusal ve bilişsel esaslar, ilginin diğer değişkenleri ile plancıların bireyin yer duygusunu anlamak için kullandığı farklı örnek bağlar içermektedir. Örneğin yere bağlılık o yere duyulan pozitif duygularla tanımlanabilir oysaki yere bağımlılık diğer başka yerlere göre o yer hakkında duyduğu davranışsal avantajlarla ilgilidir. Yer kimliği de bireyin çevresine karşı tanımladığı inançları temsil etmektedir (Jorgensen ve Stedman 2005).

Araştırmacılar teorik yaklaşımlarına göre çok farklı şekillerde tutum terimini kavramsallaştırmışlardır. Fakat bugün genel olarak kabul edilen tarife göre tutum; bir kişiye atfedilen ve onun psikolojik obje ile ilgili biliş, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir. Tutum bir kişiye atfedilen bir eğilimdir, yani tutum doğrudan gözlenebilen bir özellik değildir. Ancak kişinin gözlenebilen davranışlarından dolaylı olarak çıkartılan varsayımlardır. Tutum davranış değil davranışa hazırlayıcı bir eğilimdir (Arkonaç 2003)

Tutum genelde birbiri ile uyum içinde bulunan üç öğeden meydana gelmektedir.

Kognitif (bilişsel) öğe, o tutum nesnesiyle (doğum kontrolü, kadınların çalışması, nükleer enerjinin kullanılması ile) ilgili olarak kişinin sahip olduğu bilgileri fikirleri ve düşünceleri kapsar. Duygusal öğe, o tutum nesnesine gösterilen olumlu, olumsuz duygusal tepkileri kapsar. Bu iki öğenin sonunda o tutum nesnesinde yapılan bütün

(24)

12

davranışlar üçüncü ve son öğeyi gösterir. Yerleşmiş en güçlü tutumlarda bu üç öğe de tam olarak bulunurken zayıf tutumlarda ise özellikle davranışsal öğe çok zayıf olabilmektedir (Arkonaç 2003).

Bunu bir örnekle anlatacak olursak, “dedenizin mezuniyet gününde size verdiği kalemi çok seviyorsunuz ve bu kalemi uzun süredir sadece çok önemli yazışmalarda kullanıyorsunuz. Kaybolmasından da çok korkuyorsunuz”. Aslında kalemin kendisinin maddi olarak diğer kalemlerden farkı yok. Şimdi burada tutum nesnesi olan kalemin size dedeniz tarafından hediye edilmiş olması bu kaleme olan tutumunuzun bilişsel tepkilerini oluştururken, kaleme olan bağlılığınız ve değer verişiniz, kaybolmasından endişe duymanız duygusal tepkilerini oluşturur. Önemli yazışmalarınızda her zaman onu kullanmanız ve kullanmaya da devam edecek olmanız davranışsal tepkidir (Arkonaç 2001).

2.4 Peyzaj Değerleri

Değer çalışmaları literatürde birçok farklı disiplinin (sosyoloji, psikoloji, antropoloji, ekonomi, eğitim, felsefe, politika) uzun yıllar ilgisini çekmiştir. Bütün bu disiplinler değer kavramına farklı perspektiflerden yaklaşmışlardır. Bu yüzden de farklı değer tanımlarına sıkça rastlanmaktadır. Ancak, literatürde yer alan değer tanımları incelendiğinde, hepsinin birtakım ortak noktalarda buluştuğu görülmektedir. Bunlar bireylerin sahip oldukları kalıcı yargılardır (Brown 1984).

Değerler, insanların bir nesneye ya da objeye algılarından kaynaklanan verdikleri önem şeklinde tanımlanabilir. Değer çalışmalarının öncülerinden kabul edilen Brown (1984), farklı disiplinlerdeki değerleri ayrıştırarak daha anlaşılır hale gelmesine yardımcı olmuştur. Brown (1984)’a göre değer, bir nesneye verilen kalıplaşmış “iyi” kavramıdır.

Brown (1984)’a göre değer sınıflandırmasında değerlerin, istenilen, tercih edilen kavramlar (cesaret, dürüstlük gibi) olabildiği gibi insanların varlıkları sebebi ile de olabildiğini (eşitlik, özgürlük) ve diğer bir değer sınıfının da özellik kavramı (güzellik ve enderlik) olabileceğini belirtmiştir. Brown (1984) yukarıda görüldüğü gibi değerleri üç ana başlık altında toplamasına rağmen farklı değer sınıflamalarının da yapılabileceğini savunmaktadır. Bu bağlamda Brown vd. (2005), Rolston ve Coufal

(25)

13

(1991) geliştirdiği on peyzaj değerini temel alarak bu değerleri coğrafya ve yer duygusundan kaynaklandığını belirtmişlerdir.

Rolston ve Coufal’ın (1991) orman ekosistemi üzerinde belirlediği bu değerler;

• Yaşamsal destek değeri: Ormanlar, gün ışığı, rüzgar, yağmur, nehirler, toprak, mevsim dönüşleri, flora ve fauna gibi doğal olarak verilen her şeyi destekleyen ekonomik değerleri vurgulamaktadır. Yerle birleştirilmeyen hiçbir topluluk sağlıklı olamamaktadır.

• Ekonomik Değer; Uluslar, ahşap, fiber ve selüloza ihtiyaç duyarlar ve bu mallar da ormanlardan elde edilmektedir.

• Bilimsel Değer: Özellikle ekosistem seviyesinde ormanlar hakkında bilmemiz gerekenlerin en az yarısı bile keşfedilmemiştir. Biyolojik organizasyonun en az anlaşılan seviyesi bölgesel peyzaj ekolojisidir.

• Rekreasyonel Değer: Rolston ve Coufal (1991) ormanlardaki rekreasyonu kişinin yaratıcılığına bağlamıştır. İnsanların üretilmiş kültürel çevreyi doğal alanlar bulmak için ziyaret ettiğini ve bu alanlarda patikada yürüyüş, dağda tırmanmak gibi rekreasyonel aktivitelerde bulunduklarından bahsetmiştir. Ayrıca aynı zamanda kuşların göçü, doğal çiçekleri seyretmek gibi doğanın gösterdikleri ile kazanç sahibi olabileceklerdir.

Ormanlar jimnazyumlar gibi rekreasyonel bir tiyatro olarak da nitelendirmiştir.

• Estetik Değeri: Ormanların pozitif estetik özelliklerinin olduğunu hiçbir şekilde çirkin olmadığını ya güzel ya da daha az güzel olarak nitelendirilebileceğini bildirmektedir.

• Vahşi yaşam değeri: İnsanlar doğal yaşama, içerisinde barındırdığı özellikler dolayısıyla değer verirler. Vahşi yaşam kelime anlamı ile bir olumsuzluk ifade etse de hayatın devam edebilmesi için bu yaşamın korunması gerekmektedir.

• Biyolojik çeşitlilik değeri: Ormanların kendi doğal türlerinin yok olması için bir ortam hazırlamadığını ve doğal flora ve faunasının değerlerinin korunacağı en iyi ortam olduğunu belirtmektedir.

• Doğal tarih değeri: ormanlar bizim zamanı algılamamızda uygarlıkların tarihinde kimlikleri yerleştirmemizde başvurduğumuz en önemli etmenlerden birisidir.

(26)

14

• Ruhani değeri: Vahşi ormanlar kutsal yerlerdir. Ancak insanlar ormanları kutsal olarak değerlendirmekte isteksiz ve tutarsızdılar. Çünkü vahşi ormanlar yaşamın ilk şekillendiği yerlerdir.

• Manevi değeri: Değerin insanın algısıyla, popülariteyle, tercih ve çıkar ile var olması. (Rolston ve Coufal 1991).

Bu çalışmanın ışığında Brown ve Raymond (2007) yaptığı bir araştırmada bu değerleri kullanarak yer bağlılığı ile peyzaj değerleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Peyzaj değerlerinin ve bu değerlerin, kullanıcılar için önemini aşağıdaki cümleler ile belirlemiş ve tanımlamışlardır;

• Estetik/görsel değer: Bu yere çekici görüntüsü, manzarası, kokusu ve sesi için değer veriyorum.

• Ekonomik Değer: Bu yere tarımsal, turizm ve ticari aktiviteler gibi sağladığı ekonomik faydalardan dolayı değer veriyorum

• Rekreasyon değeri: Bu yere sağladığı açık alan rekreasyon aktivite seçenekleri için değer veriyorum.

• Bilgi değeri: Bu yer sayesinde çevre hakkında bir şeyler öğrenebildiğim için değer veriyorum.

• Biyolojik çeşitlilik değeri: Bu yere sağladığı doğal yaşam ve bitki çeşitliliğinden dolayı değer veriyorum.

• Ruhani değeri: Bu yere manevi bir değeri olduğu için değer veriyorum

• Manevi Değer: Bu yere benim veya başkalarının onları nasıl düşündüğünden ve bizim nasıl kullandığımızdan çok sadece var olduğu için değer veriyorum.

• Tarihsel/miras değer: Bu yere içerdiği doğal ve insanlık tarihinden dolayı değer veriyorum.

• Gelecek değeri: Bu yere şimdi olduğu gibi gelecek nesillere de kendisini yaşama, deneyimleme ve bilmeyi sağlayacağı için değer veriyorum.

(27)

15

• Terapi değeri: Bu yere insanları fiziksel ve zihinsel olarak daha iyi hissettirdiği için değer veriyorum.

• Doğallık değeri: Bu yere doğal olduğu için değer veriyorum

• Özel değeri olan yerler: Yerin kendileri için değerli olan alanlarının işaretlenmesi ve nedeni

• Gelişmiş ve gelişmemiş yerler (Brown ve Raymond 2007).

Ayrıca araştırma yönteminde o yerdeki peyzaj değerlerini puanlandırmanın yanı sıra haritada katılımcılara onlar için özel olan altı farklı yeri işaretletmiş ve açıklamalarını istemişlerdir.

Peyzaj değerlerinin saptanması ve önceliklerinin belirlenmesi de yer duygusunu arttırmak için gereklidir. Literatürde farklı peyzaj değerleri sınıflandırılması öne sürülmüştür (Kellert 1985, Rolston 1988, Manning 1989, Rolston ve Coufal 1991). Bu literatür temel alındığında onbir tane potansiyel değer önemli olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu değerler; Rekreasyonel, Estetik, Eğitim, Etik ve Ahlaki, Ekonomik, Ekolojik, Terapatik, Tarihsel ve Kültürel, Bilimsel, Zihinsel, Ruhani değerlerdir (Manning ve More 2002).

Bir peyzaj araştırma klasiği olan, peyzajın formunun, mekansal tanımlanması, ışık, uzaklık, gözlemcinin yeri ve alanın kompozisyonel tipi gibi gözlenebilir özelliklerinin envanterlenmesi ve daha sonra bu karakterler arasında en çok ilişkisi olması arzu edilen estetik ilkeler doğrultusunda peyzaj değerleri açıklanmaktadır. Bu yaklaşımlara göre peyzaj değerleri gözlemci ve uzman kararları ile oluşturulabilmektedir. İlk yaklaşımlar değer yargılarının peyzaj envanterleri üzerine yönlendirmesini ele alırken, daha sonra gelişen yaklaşımlar insanların tercihlerinin ortaya çıkarılmasını ele almaktadır. İkinci yaklaşımın temeli, insanların tercihlerinin farklılaşmasının kültürel, sosyo-ekonomik statü, yaş ve tecrübe gibi faktörler sonucuna dayandırmaktadır. Bir başka deyişle uzman görüşleri insanların tercihlerini sorgulamadan bu tercihleri ne bilebilirler ne de anlayabilirler (Andrews 1979).

(28)

16

Bu doğrultuda değerler bireysel oldukları kadar toplumsal olarak da benimsenebilirler.

Dolayısıyla ülkemizde de bireysel ve toplumsal açıdan kampüs peyzaj değerlerinin saptanması oldukça önem arz etmektedir.

Bu noktada peyzaj değerlerinin kesin çizgilerle belirlenmesi oldukça problemli ve karmaşıktır. Çünkü kullanılan peyzaj kullanımları, insanlar ve örgütler tarafından farklı şekillerde algılanmakta ve kullanılmaktadır. Örnek olarak peyzaj denildiğinde manzara, alanın görsel görüntüsü, biyofiziksel çevre, kültürel peyzaj, insan-alan etkileşim sistemleri, belirli bir çevre deneyimi ve çevrenin ifade ettiği anlam gibi kavramlarla paralel olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda değer kavramının tanımlanması önemli olduğu kadar peyzajın da tanımlanması oldukça fazla önem arz etmektedir. Peyzaj kavramı bilimsel ölçüm içermekle beraber kültürel ve psikolojik yorumlamaya da açıktır. Buna paralel olarak toplumsal algılama da bireysel algılama kadar peyzaj konusunda net değildir. Toplum, sosyologlar tarafından bir yerde bulunan, birlikte yaşayan ya da birlikte çalışan insan grupları şeklinde tanımlanmıştır. Bu insanlar birlikte birtakım ortak ilgiler ve çabaları taşımaktadırlar. Dolayısıyla toplumların ortak değerleri ve davranışları vardır (Swaffield ve Foster 2000).

Kampüs kavramı toplumsal bir grup olarak ele alındığında burada yaşayan bireylerin ortak değer yargıları üretmeleri ve çevreye ya da mekâna karşı duyarlı olmaları kaçınılmazdır. Bu duyarlılığı sağlamak açısından o yerde yaşayan bireylerin o yere karşı değer yargıları geliştirmesinde peyzajın da önemi oldukça fazladır.

2.5 Bir Yer Olarak Kampüs Peyzajı

Üniversite kampüsleri bilgilendirici aktivitelerin belirli düzendeki fiziksel bir yapı içerisinde gerçekleştiği bütünsel çevrelerdir. Kent içi veya dışında yeşil bir alan içine kurulmuş derslik, öğrenci yurdu gibi her türlü yapı ve etkinlik alanlarının toplu bir biçimde bulunduğu alan olarak tanımladığımız bu yerlerin vermeyi amaç ettiği eğitime ulaşmasında çok açık ve ince bir rol vardır. Kampüs, formal bir öğretim için derslikler, laboratuarlar sağlamaktadır. Fakat öyle mekânlar vardır ki öğretim açısından en az onun kadar önemlidir (Sturner 2009). Kişinin mesleki eğitimi dışında temel kültür eğitimiyle bir bütün halinde gelişmesini sağlayan bu yerler tarihin ve geleceğin de birer

(29)

17

ürünüdürler. Temel kültür eğitimi veya genel eğitim kişinin mesleki öğretiminden ayrı olarak, bir bütün halinde gelişmesi anlamına gelmektedir. Üniversiteler kişisel gelişimde yegâne ve ölçülemeyen bir etkiye sahiptir. Bir kişinin kişisel gelişimi ve olgunlaşmasını şekillendiren kültürel gelişim süreci ile saygı gören fikirlerin oluşumunun zirveye çıktığı, kişinin evinden uzakta olduğu lisans öğrencilik dönemidir.

Yanni (2006) üniversite kampüslerindeki çalışanları ve öğrencileri teşvik eden, birleştiren, gelişimlerine katkıda bulunan bu mekânların önemli olduğunu aksi takdirde akademik hayatın sınıftan sınıfa, yurtların içinde hapsedilen anlamsız bir konferanstan başka bir şey olmayacağını belirtmiştir. Bu mekânlar öğrencinin bir banka oturup arkadaşını beklediği bir alan, bir kütüphane binasının ön merdivenleri veya öğretmenin öğrencilerine açık havada ders verdiği doğal bir alan da olabilir.

Günümüz kampüslerinin çoğunluğu, bina ve çevre ilişkisi, ulaşım sistemiyle kampüsü deneyimlemeyi engelleyen, arabadan, dolmuştan sınıfa kadar olan bir bölgedir. Bu öğrencilerin, yeni ve var olan insanların buluştuğu üniversitenin kalbi olan ilginç yerleri es geçip bir takım sağlam ve eklektik deneyimlerden mahrum kalmasına sebep olmaktadır. Kampüse geliş gidişleri sırasında öğrenciler gülmek, sosyal etkileşim vb.

birtakım deneyimleri özlemektedirler. Halbuki öğrenciler kampüsün farklı mekanlarında farklı insanlarla karşılaşıp sosyalleşmek için imkan bulmakta ve kampüs mekanlarında geçirilen deneyimler, kişi ile mekan arasında bir bağ oluşmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple Kampüs binalar dizisinden oluşan bir yer olmamalıdır. Öğrencilerde anılar bırakan anlamlar yaratan kendilerini oraya ait hissettikleri yerler olmalıdır. Bu doğrultuda anlamlı yerleri oluşturan binaların arasında, binalar ile ilişki içinde olan doku kampüs peyzajıdır (Broussard 2009).

Kampüs peyzajı çok çeşitli öğrenci yaşam stiline uyum sağlamalıdır. Kampüs peyzaj tasarımı öğrencilerin gelişimini ve ilerlemesini sağlayacak, kampüs çevresi ve öğrenci arasında bir bağ yaratmak için bir atılımdır. Bu atılım öğrencinin problemlerini, öğrenciyi iyileştirerek değil öğrenci davranışlarını şekillendiren çevreyi iyileştirerek azaltmaktadır (WICHE 1973).

(30)

18

Kampüs çevresi ile öğrenciler arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Öğrenciler kampüs çevresini şekillendirmekte, kampüs çevresi de öğrencileri şekillendirmektedir (WICHE 1973).

Fiziksel çevremiz öğrencilerin hareket ettiği binalar ve mekanlardan ibarettir. Bu çevre non-verbal mesajlar vermektedir. Rapaport (1982) bu mesajların, fiziksel çevrenin ilişki içinde olduğu davranışsal tercihler ve seçilmiş duygular, yorumlar ve hareketlerle ilişki içinde olduğunu vurgulamaktadır (Banning ve Conard’ın 1986).

Örnek olarak bir kampüs girişi, tasarımına bağlı olarak sıcak bir hoş geldin veya tam tersi bir mesaj olarak bize dönebilir. Bununla birlikte bir gezinme alanı, yemek yeme alanı içindeki oturma birimleri, sosyal iletişimi destekleyebilir veya engelleyebilir. Keza bu mesajlar öğrencilerin üniversite stresleriyle başa çıkmasını sağlamaktadır. Bu tür mesajlar, ait olma duygusu, karşılanma hissi, önem ve değer duygusu gibi birçok formda olabilmektedir (Banning ve Conard 1986).

Sturner (2009) çalışmasında üniversitelerin birçoğunun, mükemmelliğin yüksek standartlarına ulaşmak için yalnızca en iyi eğitmenlerin, farklı ve geniş alanlara hitap eden bilimsel programların ve öğrencilerin başarısını arttırmak için geliştirilmiş akademik takvime sahip olduklarını ifade ettiklerini ve bu üniversitelerin formal eğitimi uyguladıkları fiziksel çevrenin kalitesine vurgu yapmadıklarını belirtmiştir. Bir başka deyişle öğrenme sürecinin şekillenmesinde ve desteklenmesinde önemli rolleri olan fiziksel çevrenin mimarisinden, topoğrafyasından ve peyzaj uygulamalarından bahsetmektedirler. Dolayısıyla çevresel mükemmelliğin katkısı ne fark edilmekte ne de uygulamaya konmaktadır. İşte bu yüzden fiziksel çevre ile öğrenme süreci ilişkisi net olarak ortaya konmalıdır. Sturner’a (2009) göre bu ilişki altı ana başlıkta toplanabilir

1. Üniversiteler bilgilendirici aktivitelerin belirli düzen/formlarının fiziksel bir yapı içerisinde gerçekleştiği bütünsel çevrelerdir. Üniversitelerin hiçbir unsuru (müfredat, öğrenci karakteristikleri, akademik personel, kurallar, düzenlemeler, mimari, peyzaj ve topoğrafya v.b.) tek başına eğitim kurumunu temsil edemez. Buradaki perspektif eğitimin bir bütüncül alan içerisinde çeşitli, farklı fakat birbirleriyle ilintili aktiviteler bütünü olmasıdır. Bu aktiviteler bütünü eğitimsel çevreyi öğrencilerle,

(31)

19

akademisyenlerle ve idari personelle etkileşerek oluşturmasıdır. Bu oluşumda birbirini anlamayı kimlik duygusunu ve toplumsal katılımı içermelidir (Sturner 2009).

2. Formal öğrenimin parçalarına sahip bir fiziksel çevre, eğitim kurumunun değerlerini, uygulamalarını ve tepkilerini hem yansıtır hem de şekillendirir (Sturner 2009).

Öğrenim çevresinin tasarımı, yapısı, renkleri, doğallığı ve insan yapısı düzenlemeleri eğitimsel prensiplerin bir uzantısı olarak kampüsleri ve burada çalışan ve yaşayan insanların duygularını yansıtmalıdır. Başka bir deyişle, kampüs içerisinde bulunan veya bulunmayan semboller, stiller, dekorasyon, trafik akışı ve diğer karakteristikler eğitim kurumunun dolayısıyla orada yaşayanların değer yargılarını içermelidir. Bu nedenledir ki, bu unsurlar öğrenim sürecinin modunu, perspektifini, davranışlarını ve duygularını şekillendirir. Aslında kampüs içerisindeki binaların yerleşimleri, stilleri, yürüme yolları ve peyzaj uygulamaları çevrede neler olduğunu belirlemese de, bütün bunlar kampüs aktivitelerinin nasıl uygulandığı ve nasıl etkileştiği üzerinde etki yaparlar (Sturner 2009).

3. Üniversitelerin fiziksel niteliklerinin yapılandırılması ve tasarımı üniversitelerin misyonlarıyla paralel olmalı ve onları öğrencileri öğrenme fırsatlarını etkili kullanmaları konusunda harekete geçirerek kuvvetlendirmelidir (Sturner 2009).

Örnekle açıklamak gerekirse üniversiteler hastaneler ile aynı fonksiyona sahip değillerdir. Bu yüzden fiziksel çevrelerinin çok katı bir organizasyona, otoriter bir yapıya, antiseptik olmasına ve sessizliğe gereksinimi yoktur. Bu bağlamda, üniversitelerin fiziksel çevreleri, bir fabrika gibi amaç merkezli ve katı kurallı olmamalıdır. Tam tersine üniversitelerin fiziksel çevreleri öğrencilerin analiz/sentez yeteneklerini geliştiren, yorumlamaya sevk eden ve araştırma duygusunu destekleyen şekilde tasarlanmalıdır. Kısaca üniversite kampüslerinin mimarisi, topoğrafyası ve peyzaj eğitim fonksiyonunu destekleyerek yer duygusunu ve yer bağlılığını toplumsal katılımla birlikte kazandırmalıdır (Sturner 2009).

4. Üniversite kampüslerinin fiziksel çevreleri doğal yaşam alanı ile kaynaşarak yer duygusu yaratmalıdır (Sturner 2009).

Referanslar

Benzer Belgeler

Dual F -Baer mod¨ ul olarak adlandırılan bu mod¨ uller bir dual Baer mod¨ ul ve F tam de˘ gi¸smez altmod¨ ul¨ u yardımıyla bir par¸calanmaya sahiptir.. Son b¨ ol¨ umde

GİRİŞ ... Planlama Süreci ve Uygulama Planı ... Bölüm Tanıtımı ... Bölümün Amacı ... Bölümün Hedefi ... Kazanılan Derece ... Öğrencilerin Bölüm Seçerken Sahip

Mekansal planlama ve peyzaj planlama ile arazi kullanım çalışmalarında oluşan sorunlara çözüm bulabilen abiyotik, biyotik ve kültürel kaynak değerlerine dayanan

Daha önce yapılan bir çalıĢmada özellikle inelastik nötron saçılmasından sonra ortaya çıkan gama ıĢınlarının bu performansı olumsuz yönde etkilediği

“Antalya Kent Merkezi, kentin kuruluşundan bu yana, merkez işlevlerini etkin olarak barındıran, kentin kimliğini tanımlayan ve günümüzde de kentsel etkinliklerin ve yaşamın

Test edilen sistem çok büyük olasılıkla böyle bir görüntüleme amacıyla kullanılacak olmamasına karşın, optik sistemin kaçak ışın performansının

Yılmaz (1987), Yalova-Termal kaplıcalar yöresinde yöreyi sosyo-ekonomik yönden güçlendirmeye, kırdan kente göçü engellemeye ve ülke ölçeğinde turistik

Çalışma kapsamında Göksu Parkı’nın bir kent parkı olarak hangi kullanım özelliklerini içermekte olduğu, yeni planlanan bir alan olarak park kullanıcıların beklentilerini