• Sonuç bulunamadı

1498 numaralı Rize Şer`iyye sicil defteri`nin transkripsiyon ve değerlendirmesi (101-200 arası sayfalar)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1498 numaralı Rize Şer`iyye sicil defteri`nin transkripsiyon ve değerlendirmesi (101-200 arası sayfalar)"

Copied!
213
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

1498 NUMARALI RİZE ŞER‘İYYE SİCİL DEFTERİ’NİN TRANSKRİPSİYON VE

DEĞERLENDİRMESİ (101-200 ARASI SAYFALAR)

Yüksek Lisans Tezi

Hazırlayan SEHER BAŞARAN

2012-NİĞDE

(2)

T.C.

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

1498 NUMARALI RİZE ŞER‘İYYE SİCİL DEFTERİ’NİN TRANSKRİPSİYON VE

DEĞERLENDİRMESİ (101-200 ARASI SAYFALAR)

Yüksek Lisans Tezi

Hazırlayan SEHER BAŞARAN

Danışman

Prof. Dr. Musa ŞAŞMAZ

2012-NİĞDE

(3)
(4)

iii ÖZET

1498 Numaralı Rize Şer‘iyye Sicili’nin bir bölümünün çalışıldığı bu tezde, amacımız, kayıtların günümüz Türkçesine çevrilmesi ve Rize’nin sosyal- ekonomik hayatına dair bir değerlendirme yapmaktır.

Çalışmaya konu olan bölüm sicilin 101-200 arası sayfalarıdır. Giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, kısaca Osmanlı Devleti’nin hukuk sisteminden, Şer‘iyye mahkemelerinden, Şer‘iyye sicillerinden ve Rize’nin XIX.

yüzyıldaki idari yapısından bahsedilmiştir. Birinci bölümde, kayıtlardan yola çıkarak Rize’nin sosyal ve ekonomik hayatına dair bir değerlendirme yapılmıştır. Ayrıca kayıtlarda geçen sülâle ve yer isimleri çıkarılmıştır. İkinci bölümde, belgelerin özeti çıkarılmıştır. Üçüncü bölümde tezimize konu olan kayıtların transkripsiyonu yapılmıştır. Çalışması yapılan kayıtların önemli bir kısmını tereke paylaşımları, vasî tayinleri ve alacak davaları oluşturmaktadır. Bunun yanında boşanma, naib ataması ve nafaka talebi gibi farklı konulu kayıtlarda bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Rize Şer‘iyye Sicilleri, Rize Sülâle İsimleri, Rize Yer İsimleri, Sosyal ve Ekonomik Hayat

(5)

iv SUMMARY

The aim of this dissertation, in which a part of the Rize court registers numbered 1498 is studied, is to translate the registers into today’s Turkish language and make evaluations about Rize’s socio-economic life.

The subject of the part studied are between the pages of 101-200. It consists of an introduction and three chapters. In the Introduction, the judicial system in the Ottoman State, courts and their registers and the administrative structure of Rize in the nineteenth century are briefly explained. In the first chapter, an evaluation is made about Rize’s social and economic life based upon the registers. In addition, the names of the families and the places are removed. In the second chapter, the registers are summarized. In the third chapter, the registers which are subject to the thesis are transcribed. A considerable part of the registers studied are composed of inheritance share, appointments of guardianship and action of debt. Furthermore, there are different registers like divorce, establishing proxy and alimony claim.

Key words: Rize, Court Registers, Name of Family, Name of Places, Social and Economic Life

(6)

v ÖNSÖZ

Şüphesiz, Osmanlı Devleti üzerine yapılacak araştırmalarda kullanılacak birincil kaynaklardan birisi de, ait olduğu dönemin sosyal, ekonomik, idari vs. yapısı hakkında ciddi bilgiler içeren şer‘iyye sicilleridir. Bu yüzden ben de Rize’nin sosyal, ekonomik vs. hayatına dair bilgilere ulaşmak için 1293-1296 (Milâdi 1876-1879) tarihleri arasındaki kayıtları ihtiva eden 1498 numaralı şer‘iyye sicil defterinin bir bölümü üzerinde çalıştım.

Yapmış olduğum bu çalışma ortaya yeni bir şey koymamakla birlikte daha çok bu dönem üzerinde yapılan araştırmalarda edinilen bilgileri desteklemektedir.

Tezimin, Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyılının son çeyreğine yada aynı dönem Rize veya Karadeniz bölgesi üzerine yapılacak çalışmalarda, araştırmacılara bir nebzede olsa ışık tutmasını temenni ediyorum.

Bu çalışmada benden yardım ve desteklerini esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Musa ŞAŞMAZ’a ve tezin başından sonuna her aşamasında yanımda olan eşim Sinan BAŞARAN’a teşekkür ederim.

Seher BAŞARAN Niğde – 2012

(7)

vi

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... iii

SUMMARY ... iv

ÖNSÖZ ... v

İÇİNDEKİLER ... vi

TABLO LİSTESİ ... viii

KISALTMALAR ... ix

GİRİŞ ... 10

1. 1498 NUMARALI RİZE ŞER‘İYYE SİCİLİNDE İNCELENEN KAYITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ ... 15

1.1. Sicilin Tanıtımı ... 15

1.2. Sicilde İncelenen Kayıtların Genel Olarak Sınıflandırılması ... 16

1.2.1. Kayıtların Çeşitlerine Göre Sınıflandırılması ... 16

1.2.2. Kayıtların Yıllara ve Aylara Göre Dağılımı ... 16

1.3. Sicilde İncelenen Kayıtların Değerlendirilmesi ... 18

1.3.1. Rize’de Sosyal Hayat ... 18

1.3.2. Rize’de Ekonomik Hayat ... 28

1.3.3. Kayıtlarda Geçen Görevliler ... 30

1.3.4. Kayıtların Konularına Göre Dağılımı ... 33

1.3.5. Sülâle İsimleri ... 34

1.3.6. Yer İsimleri ... 39

2. 1498 NUMARALI RİZE ŞER'İYYE SİCİLİ’NİN İNCELENEN KAYITLARININ ÖZETLERİ ... 43

3. 1498 NUMARALI RİZE ŞER'İYYE SİCİLİ’NİN 101-200 ARASI SAYFALARINDA YER ALAN KAYITLARIN TRANSKRİPSİYONU ... 72

3.1. Sicilin Transkripsiyonu Sırasında Takip Edilen Usûl ... 72

(8)

vii

3.2. 1498 Numaralı Rize Şer'iyye Sicili’nin 101 – 200 Arası Sayfalarda Yer

Alan Kayıtların Transkripsiyonu ... 73

SONUÇ ... 208

KAYNAKÇA ... 210

ÖZGEÇMİŞ ... 212

(9)

viii

TABLO LİSTESİ

Tablo 1 : Kayıtların, Kayıt Çeşitlerine Göre Dağılımı ... 16

Tablo 2 : Kayıtların Aylara Göre Dağılımı ... 17

Tablo 3 : Kayıtlarda Geçen Mehr Miktarları ... 21

Tablo 4 : Kayıtlarda Geçen Tereke Paylaşımı Öncesi Masrafların Oransal Dağılımı22 Tablo 5 : Kayıtlara Geçen Ailelerdeki Eş ve Çocuk Sayısı ... 24

Tablo 6 : Kayıtlarda Geçen Ailelerin Sahip Olduğu Çocuk Sayılarının Yüzdelik Olarak Dağılımı ... 25

Tablo 7 : Ölen Kişilerin Geride Bıraktıkları Servetlerinin Oransal Dağılımı ... 29

Tablo 8 : Kayıtlarda Geçen İmamlar ve Görev Yaptıkları Yerler ... 31

Tablo 9 : Kayıtlarda Geçen Muhtarlar ve Görev Yaptıkları Yerler ... 32

Tablo 10 : Konulara Göre Dağılımı Gösteren Tablo ... 34

Tablo 11: Kayıtlarda Geçen Sülâle İsimleri ... 39

Tablo 12 : Kayıtlarda Geçen Mahalle İsimleri ... 40

Tablo 13 : Kayıtlarda Geçen Karye (Köy) İsimleri ... 41

(10)

ix

KISALTMALAR A.e. Aynı eser

a.g.e. Adı geçen eser

c. Cilt

H. Hicrî

M. Milâdî

MEB Millî Eğitim Basımevi R.Ş.S. Rize Şer‘iyye Sicili

s. Sayfa

Sy. Sayı

TDAV Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı TDV Türkiye Diyanet Vakfı

TTK Türk Tarih Kurumu vb. Ve benzeri/ve benzerleri

vs. Vesaire

y.y. Yüzyıl

(11)

10 GİRİŞ

Osmanlı hukuku, örfî ve şer’i hukuk olmak üzere iki kısımdan oluşur. Şer‘i hukuk, kaynağı kur‘an, sünnet, icma, kıyas ve fıkıh kitaplarında bulunan normlar manzumesidir. Örfî hukuk ise padişahın iradesine dayanarak ferman ve kanunnamelerle ortaya çıkan hukuktur. Örfî hukuk kuralları zaman içerisinde doğan ihtiyaca binaen konulan kanun hükümlerinden oluşur. Ancak örfî hukuk hiçbir zaman şer’i hukukla çakışmamalıdır. Zirâ Osmanlı Devleti’nde esas olan İslâmi hukuk kurallarıdır. Bu nedenle şer’i hukuk, örfî hukuktan önce gelir.1

Osmanlı hukukunu uygulayan mahkemelerden biri Şer‘iyye Mahkemeleri’dir.

Bu mahkemeler için, Mehâkim-i Şer‘iyye, Meclis-i Şer, Meclis-i Şer’i Enver veya Nebevî gibi tabirlerde kullanılırdı.2 Şer‘iyye mahkemelerinde tek hakim görev yapardı. Bu hakime kadı denilirdi. Kadı olabilmenin belli başlı şartları, medresenin yüksek kısmından mezun olmak, akıllı, ergenliğe ulaşmış ve özgür olmaktır. Deliler ve köleler kadılık yapamaz. Kadının Müslüman olması da gerekirdi. Ayrıca uzuvları işlevsel olmalı ve zinâ suçundan da ceza almamış olmalıdır. 3

Kadılar padişah tarafından tayin edilmektedir. Atandıkları yerlerde yöre halkıyla yakın ilişkiler kurmamaları için kısa süreli görevlerde bulunmuşlardır. Bu nedenle de yerleri sürekli değiştirilmiştir. Bu tayinler Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri vasıtasıyla gerçekleştirilirmiştir.

Kadıların görev yerleri geniş olunca her yere yetişememişler, bundan dolayı görev alanlarındaki bazı bölgelere vekil tayin etmişlerdir. Tayin ettikleri bu vekillere naib denilmiştir.

Mahkemelerde kadı ve naibler dışında da görevliler vardır. Bunların en önemlileri, subaşı, asesbaşı, muhzır, müşavir, mübaşir, kassam ve kâtiplerdir.

1 Murat Şen, “Osmanlı Hukuku’nun Yapısı”, Osmanlı, c. VI., 1999 : 334-335.

2 Ahmet Akgündüz, Şer‘iyye Sicilleri, c. I, İstanbul, TTAV Yayınları, 1988 : 76.

3 Abdullah Demir, Medeni Yargılama Hukuku Osmanlı Mahkemesi, İzmir, Yitik Hazine Yayınları, 2010 : 39-41.

(12)

11

Mahkemelerde yer alan bir başka görevlide şühûdu’l-hâl’dir. Bu görevliler yukarıda saydığımız mahkeme görevlilerinden farklıdır. Genelde 5-6 kişiden oluşan bu grup, o bölgenin ileri gelenlerinden seçilirdi. Bunların yargı kararlarında bağlayıcı hükümleri yoktu. Sadece kadıya ya da naibe fikir beyan ederlerdi.

Şer‘iyye Mahkemeleri’nde görülen davaların başında evlilik, boşanma, miras paylaşımı, vakıf, cinayet, borç-alacak meseleleri, vasi ve kayyum tayini gelir. Bunun dışında bu mahkemeler noterlik görevini de yürütmüşler; imam, naib ve mütevelli atamalarına da bakmışlardır. Görev alanlarındaki bu genişlik tanzimata kadar sürmüştür.

Tanzimatın ilânından sonra birçok alanda olduğu gibi Şer‘iyye Mahkemeleri’nin yapısıyla ilgili de önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Ticaret Meclisleri’nin kurulmasıyla ve Taşra Meclisleri’nde ta’zir türünden suç ve cezalara bakılmasıyla Şer‘iyye Mahkemeleri’nin görev alanlarında önemli daralmalar meydana gelmiştir.4 Daha sonra 1870 tarihli nizamnameyle Nizamiye Mahkemeleri kurulmaya başlanmış ve Şer‘iyye Mahkemeleri’nin bazı yetkileri de bu mahkemelere aktarılmıştır. Böylece tanzimat sonrası Şer‘iyye Mahkemeleri’nde görülen davaların çeşidi azaldığı için, Şer‘iyye sicillerinin ihtiva ettiği bilgilerde de paralel olarak bir azalma görülmüştür. Tanzimat sonrası yapılan değişikliklerle zaman içerisinde yetkileri azalan Şer‘iyye Mahkemeleri, 8 Nisan 1924 tarihli “Mehâkim-i Şer‘iyye’nin Ilgasına ve Mehâkimin Teşkilâtına Aid Ahkâmı Muadil Kanun” ile kaldırılmıştır.5

Şer‘iyye Mahkemeler’inde görülen tüm davaların kayıtlarını içeren deftere şeriyye sicilleri denilirdi. Bu defterler, mahkeme defteri, sicil-i mahfuz, zabt-ı vakâyi, sicillât defteri ve kadı defteri olarak da adlandırılır.

Bir mahkemeye tayin olan kadı, kendi adına yeni bir sicil başlatır, onun ayrılmasından sonra o güne kadar tutulan yapraklar bir araya getirilerek defter meydana getirilirdi. Bazı kadılar ise kendilerinden önceki kâdının bıraktığı yere adını ve tâyiniyle ilgili beratın örneğini yazdıktan sonra defteri devam ettirirdi.6

4 Ekrem Buğra Ekinci, Tanzimat ve Sonrası Osmanlı Mahkemesi, İstanbul, Arı Sanat Yay., 2004 : 267.

5 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, 3.bs., Ankara, TTK, 1984 : 78.

6 http://rehber.ihya.org/yenirehber/ser-iye-sicilleri.html, (02.05.2012).

(13)

12

Bilinen en eski sicil, 1455 tarihli 1 numaralı Bursa Şer‘iyye Sicili’dir. Bu siciller XX. asrın ilk çeyreğine kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. Siciller XVI.

yüzyılın sonlarına kadar Arapça ve Türçke olarak iki dilde yazılırken bu tarihten itibaren yalnız Türkçe kullanılmaya başlanılmıştır.7

Şer‘iyye sicilleri, toplumun siyasi, ekonomik, sosyal hayatına dair önemli bilgiler içermesi açısından, temel kaynaklardan birisidir. Özellikle XV. yy. ile XX.

yy. arasını kapsayan çalışmalarda, şer‘iyye sicilleri başvurulması gereken önemli kaynaklardandır.

Şer‘iyye sicillerinin tamamı bugün Türkiye’de bulunmamaktadır. Bir zamanlar Osmanlı ülkesinin bir parçasını oluşturmuş ve şimdi artık bağımsız olmuş devletlerin hudutları içinde de önemli arşiv malzemesi vardır. Bu ülkelerin başında Bulgaristan, Mısır, eski Yugoslavya ülkeleri gelir.8

XVI. ve XVII. yy.’da yoğun olarak tutulan şer‘iyye sicilleri üzerinde son dönemlerde doktora ve yükseklisans düzeyinde yapılan çalışmalarda bir artış vardır.

Bu çalışmalar oldukça olumlu sonuçlar doğurmakla birlikte maalesef araştırmacılar büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Konu kataloglarının olmayışı iğne ile kuyu kazar gibi yüzlerce binlerce defteri tek tek okuyarak bunlar içinden kendileri ile ilgili belgeyi bulmaya çalışmaktadırlar. 9 Mevcut sicillerle ilgili katalog çalışmaları yapılmış ise de henüz toplu bir katalog yapılmadığı için, Türkiye’deki bütün siciller hakkında da kesin bir rakam verilmemektedir.10

Önemli bir arşiv malzemesi olan şer‘iyye sicillerinin tamamı günümüze kadar ulaşamamıştır. Bunun nedenleri arasında yangın, tabii afet, düşman işgalleri, iyi koşullarda muhafaza edilememeleri başta gelenleridir. Yine ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi bir kısım sicilde bugünkü sınırlarımız dışında kalan eski Osmanlı topraklarında kalmıştır.

Bizde kalan şer‘iyye sicilleri Adalet Bakanlığı tarafından 1941’de Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Devredilen şer‘iyye sicilleri Ankara'daki Milli

7 A.e.

8 www.osmanli.org.tr/yazi-4-274.html, (02.05.2012).

9 www.os-ar.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=229, (02.05.2012).

10 Arzu Pehlevan, “1495 Numaralı Şer‘iyye Sicili Defterine Göre Rize’nin Ekonomik Ve Sosyal Hayatı”, Yükseklisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2008 : 20.

(14)

13

Kütüphanede muhafaza edilmektedir. Bunların Şer'iyye Sicilleri adıyla katalogları yayınlanmıştır. Ankara'daki şer'iyye sicillerinden başka İstanbul Müftülüğü Şer'iyye Sicilleri Arşivinde de bir kısım şer'iyye sicilleri muhafaza edilmektedir.11

Millî Kütüphanede bulunan şer'iyye sicilleri, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğüne devredilmiş ve İstanbul'da Osmanlı Arşivinde araştırmacıların hizmetine görüntüleriyle birlikte açılmıştır.12

Üzerinde çalıştığımız sicilin ait olduğu Rize’nin tarihi geçmişine bakacak olursak, 1461’de Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon Rum İmparatorluğu’na son vermesi ile Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. Bölgenin idari yapılanmasında Rize, eski statüsünü koruyarak “kaza” olmaya devam etmiştir. Fetihten sonra Rize’nin de içerisinde yer aldığı bu bölgedeki halkın önemli bir kısmı Rumeli’ye ve Kırım’a sürgün edilmiştir. Sonrasında ise, Osmanlı’nın iskân politikası kapsamında Anadolu’dan özellikle Amasya, Çorum, Elbistan, Karaman, Konya, Maraş, Samsun, Sivas ve Tokat’tan, bunun yanında Arnavutluk, Kalkandelen, Kosova, Siroz ve Yenişehir gibi Balkan yörelerinden, bölgeye Türkmen aileler yerleştirilmiştir.

Bunlara ek olarak çoğu Rize bölgesine olmak üzere Bayburt, Diyarbakır ve Urfa yörelerindeki Akkoyunlu Türkmen ailelerinin de, bölgede iskân edilen ailelerden olduğu bilinmektedir.13

Osmanlı Devleti’nde 1863-1864 yıllarında yapılan taşra teşkilâtındaki bazı düzenlemelerle Trabzon Vilâyeti dört sancaktan oluşturulmuştur. O tarihlerde Rize, Trabzon Merkez Sancağı’na bağlı bir kazaydı. Tek nahiyesi Kura-yı Seb’a (İkizdere) idi. Ancak 1870 tarihinde idari yapıdaki değişikliğin ardından Karadere (Kalkandere) ve Mapavri (Çayeli) nahiyelerinin de kurulmasıyla Rize’nin nahiye sayısı üçe çıkmıştır. 1877-78 yıllarında Rize’deki yerleşim birimlerine baktığımızda merkeze bağlı 34 mahalle ve 92 köyü bulunmaktadır. Rize’ye bağlı nahiyelerden Karadere’nin 21 köyü, Kura-yı Seb’a’nın 26 köyü ve Mapavri’nin de 16 köyü mevcuttur.14

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında Trabzon Vilâyeti’nin dört sancağından Lazistan Sancağı’nın merkezi olan Batum Ruslara bırakılmak zorunda

11 http://tr.wikipedia.org/wiki/Ar%C5%9Fiv#T.C3.BCrkiye.27, (04.05.2012).

12 A.e.

13 Ali Taşpınar, Rize Tarihi, İstanbul, Rize Ticaret Borsası, 2004 : 912-95.

14 A.e. 154-155.

(15)

14

kalınınca, sancağın merkezi Rize’ye taşınmıştır. 1881’den sonra da geçici olan bu durum sürekli hale getirilerek Rize sancak statüsüne kavuşmuştur. Rize Sancağı, 1924 tarihine kadar devam etmiş, 20 Nisan 1924 tarihli kanunla sancaklar yerine vilâyetlerin kurulmasıyla Rize Vilâyeti adını almıştır. İlk zamanlar tek ilçesi Pazar iken, bugün Ardeşen, Çamlıhemşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere ve Kalkandere olmak üzere toplam 11 ilçesi vardır.

Rize Kazası’na ait 23 tane şer‘iyye sicil defteri bulunmaktadır. Bu defterler üzerinde yüksek lisans düzeyinde çalışmalar yapılmaktadır. Şuan bitmiş olan bu yüksek lisans çalışmalarından Arzu Pehlevan Yıldız’ın çalıştığı 1495 No’lu Şer‘iyye Sicil Defteri ile Ümit Erkan’ın çalıştığı 1509 No’lu Şer‘iyye Sicil Defteri Dergâh Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Bir diğer yüksek lisans tezi de, Sinan Başaran tarafından çalışılan 1498 No’lu Şer‘iyye Sicil Defteri’nin ilk 100 sayfasıdır. Aynı defterin 101-200 arası sayfaları da yüksek lisans tezi olarak bu çalışmayla tarafımdan yapılmıştır.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM DEĞERLENDİRME

1. 1498 NUMARALI RİZE ŞER‘İYYE SİCİLİNDE İNCELENEN KAYITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

1.1. Sicilin Tanıtımı

Üzerinde çalıştığımız defter, Ankara Milli Kütüphane Mikro Film Dairesi Başkanlığı’nda 8215 numara ile kayıtlıdır ve 1999 yılında da mikrofilme alınmıştır.

Defter, 5 Zilkade sene 1293 (22 Kasım 1876) tarihli zabıtla başlamakta 7 Rebîulâhir sene 1296 (29 Mayıs 1879) tarihli kayıtla bitmektedir.

Kayıtlar arasında H.1292 (M. 1875) tarihli belgelerde bulunabilmektedir.15 Defter 364 sayfadan oluşmakta ve 460 belge içermektedir. Yazı türü “rika”dır ve defter farklı kâtipler tarafından yazılmıştır. Defterdeki varak numaraları Latincedir yani sonradan eklenmiştir. Numaralandırmada tek bir sıra takip edilmemiştir. Numaralandırma 1’den 115’e kadar gelmekte, sonrasında 71’den başlayıp 294’e kadar gitmektedir. Defterde 6 sayfa boştur. Boş olan sayfaların 4’üne numara verilmiştir.

Teze konu olan bölüm, 1498 No’lu Rize Şer‘iyye Sicili’nin 51-100 arası varaklarıdır. Toplam belge sayısı 126’dır. Bunun sadece 105’i kendinden numaralıdır. Numaralı bu belgelerden iki tanesi de boştur.

Çalışmamıza konu olan kayıt numaraları 94’den başlayıp 115’e geldiğinde 71’den tekrar başlayıp 153’e kadar giden numaralardır.

15 Sinan Başaran, “1498 Numaralı Rize Şer‘iyye Sicili’nin Transkripsiyon ve Değerlendirmesi”, Yükseklisans Tezi, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2011 : 21.

(17)

16

1.2. Sicilde İncelenen Kayıtların Genel Olarak Sınıflandırılması

1.2.1. Kayıtların Çeşitlerine Göre Sınıflandırılması

İncelediğimiz kayıtların çeşitlerine göre dağılımı şu şekildedir:

Kayıt Çeşitleri Kayıt Numaraları

Hüccetler

94.0, 94a.0, 95.0, 95a.0, 96.0, 96a.0, 97.0, 98.0, 98a.0, 99.0, 102.0, 103.0, 103a.0, 104a.0, 106.0, 106a.0, 106b.0, 107.0, 108.0, 109.0, 111.0, 112.0, 113.0, 114.0, 115.0, 71a, 72, 73, 73a, 74, 75, 76, 76a, 77a, 78, 83, 84-1, 86, 86a, 87, 88, 89, 90, 91a, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 101a, 103, 104, 105, 106, 108, 109, 110, 111, 112, 114, 115, 116, 117, 117a, 118, 119, 120, 121, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 135a, 136, 138, 139, 140, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 148a, 149, 150, 151, 152, 153,

İlâmlar

71, 77, 79, 80, 81, 82, 84-2, 84-2a, 85, 92, 99a, 100.0, 102, 104.0, 107, 110.0, 113, 122, 123, 137, 141

Mürâseleler 91

Tablo 1 : Kayıtların, Kayıt Çeşitlerine Göre Dağılımı

1.2.2. Kayıtların Yıllara ve Aylara Göre Dağılımı

Çalışması yapılan kayıtlardan sadece bir tanesi H. 1295 (M. 1878) tarihli,16 122 tanesi de H. 1294 (M.1877-1878) tarihlidir. Bu kayıtlardan beş tanesi M. 1878

16 1498 No’lu Rize Şer‘iyye Sicili, 149.

(18)

17

yılına aittir.17 Sadece bir kaydın tarihi okunamamıştır.18 Ancak kaydın H. 1294 (M.

1877) tarihine ait olduğu kuvvetle muhtemeldir. Diğer iki kayıt ise boştur.19 Kayıtların aylara göre olan dağılımı da aşağıdaki gibidir.

Aylar 1294/1295 Senesi

Denk Geldikleri Milâdi Aylar

Kayıtlar Hicri

1. Ay Muharrem Ocak 149

2. Ay Safer Mart 71

3. Ay Rebîulevvel Mart/Nisan

94.0, 94a.0, 95.0, 95a.0, 96.0, 96a.0, 97.0, 98.0, 98a.0, 111.0, 112.0, 113.0, 114.0, 115.0, 84-1

4. Ay Rebîulâhir Nisan/Mayıs 99.0, 102.0, 103.0, 103a.0, 104.0, 104a.0, 106.0, 106a.0, 106b.0, 110.0.

5. Ay Cemâziyelevvel Mayıs/Haziran 107.0, 108.0, 109.0, 71a, 72, 73, 73a, 74, 75, 76, 76a, 77, 77a, 78, 117.

6. Ay Cemâziyelâhir Haziran/Temmuz 100.0, 80, 81, 82, 83, 84-2, 85, 86, 86a, 87, 88, 89, 90, 135, 135a.

7. Ay Receb Temmuz/Ağustos 91, 91a, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 99a, 102, 107.

8. Ay Şaban Ağustos/Eylül 100, 101, 101a, 103, 104, 105, 106, 117a.

9. Ay Ramazan Eylül/Ekim -

10. Ay Şevval Ekim/Kasım 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 118, 119, 120, 121.

11. Ay Zilkade Kasım/Aralık 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 136, 137, 138.

12. Ay Zilhicce Aralık/Ocak 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 148a, 150, 151, 152, 153.

Tablo 2 : Kayıtların Aylara Göre Dağılımı

17 R.Ş.S.; 149, 150, 151, 152, 153.

18 R.Ş.S.; 79.

19 R.Ş.S.; 101.0, 105.0.

(19)

18

İncelediğimiz ilk kayıt 15 Rebîulevvel 1294 tarihli, son kayıt ise 28 Zilhicce 1294 tarihlidir. Genel olarak tarihsel bir sıra takip edilmiş ise de, bazı kayıtlar tarih sırasına göre defterde sıralanmamıştır. En çok kaydın Mart-Nisan döneminde olduğunu görmekteyiz. Ramazan ayının denk geldiği Eylül/Ekim dönemine ait hiç kayıt yokken, en az kaydında Ağustos/Eylül döneminde olduğu görülmektedir. Muharrem ve Safer aylarına ait birer kaydın olmasının nedeni ise, üzerinde çalıştığımız kayıtların tarih aralığının bu aylara denk gelmemesindendir.

1.3. Sicilde İncelenen Kayıtların Değerlendirilmesi

1.3.1. Rize’de Sosyal Hayat

Rize’deki sosyal hayata sadece incelediğimiz kayıtlar çerçevesinde değineceğiz.

İlk olarak toplumun en önemli öğelerinden biri olan aile hayatına bakalım.

Buna dair karşımıza çıkan kayıtlar; boşanma20 ve eşin itaat etmemesine21 dairdir.

Boşanma hususunda karşımıza çıkan en önemli iki kavram, talâk ve muhâla‘adır.

Talâk, erkeğin karısını boşamasıdır. Muhâla‘a da, kadının erkeği boşamasıdır.

Ancak talâkda erkek, kadını boşamak için sebep göstermesi gerekmezken22, muhâla‘a da kadının belirli bir bedel ödemesinin yanında kocasını da boşanmaya iknâ etmesi gerekir. Yani muhâla‘a, karşılıkla anlaşmayla gerçekleştirilir. 23 Görüldüğü üzere boşanma konusunda her halükarda erkek buna rıza göstermelidir.

Boşanmaya neden olabilecek pek çok konu vardır. Kayıtlarda karşımıza çıkan bu konulardan bir tanesi küçük yaşta evlendirilen kızın büluğa erdikten sonra ayrılmak istemesi dair olanıdır.24 Büluğa ermemiş kızların evlendirilmesi velileri tarafından olmaktadır. Evlenen kız da büluğa erdikten sonra eşini boşama hakkına sahip olabilmektedir. Kızın bu hakkına büluğ muhayyerliği (hıyar-ı bülûğ) denilir.

Nitekim, H. 1294 (1877) tarihinde Emineddin Mahallesi’nden el-Hâc Eşref kızı

20 R.Ş.S.; 110.0, 77, 99a, 113.

21 R.Ş.S.; 84-2.

22 Coşkun Üçok, “Talâk”, İslâm Ansiklopedisi, c.XI, 1971 : 683.

23 Fahrettin Atar, “Muhâle‘a”, İslâm Ansiklopedisi, c.XXX, 2005:399

24 R.Ş.S.; 110.0

(20)

19

Akite hıyar-ı bülûğ hakkını kullanarak Emirahmedoğlu Mehmed’den ayrılmak istemiş ve mahkemede bu talebi kabul etmiştir.

Elimizdeki diğer kayıtlarda boşanma muhâla‘a yani kadının talep etmesi ile olmuştur.25 Muhâla‘a da kadının erkeğe bir miktar ödeme yapması gerekmektedir.

Bu parayı da daha çok, erkeğin ödemesi gereken mehr-i müeccel bedele kısmen yada tamamen saymaktadırlar. Yada kadın, boşanma talebinde bulunurken erkekten mehr- i müeccel bedel dışında başka bir şey talep etmemektedir. Bu da boşanmada erkeğin belirli yükümlülüklerden kurtulmasını sağlamaktadır. Boşanmalarda muhâla‘aya başvurulmasının bir nedeni de budur. Buna dair elimizdeki kayıtlardan bir tanesini örnek verecek olursak, H. 1294 (1877) tarihinde Hanzi Karyesi’nden Tahir Reis kızı Ayşe, anlaşamadıkları için eşi İsmail Çavuş’tan mehr-i müeccel bedeli olan 300 guruş talep etmiş, nafaka-i iddet istememiştir. Yine H. 1294 (1877) tarihinde Haldoz Mahallesi’nden Mahmud kızı Ayşe aynı nedenden dolayı boşanmak istemiştir. O da, mehr-i müeccel bedeli olan 2000 guruşun 1000 guruşunu talep etmiş ve nafaka-i iddetten vazgeçmişir. Mahkemede bu talepleri yerinde bulmuş ve evlilik akdlerini sonlandırmıştır.

Kadının kocasından ayrılmak için başvurduğu yollardan bir tanesi de kocasına itaat etmemesidir. Böyle bir yol başvurmalarının nedenlerinden biri muhâla‘anın yükümlülüğünü yerine getirmek istememeleridir. Bir diğer neden ise eşlerini boşanmaya ikna edememeleridir. Nitekim, H. 1294 (1877) tarihinde Mapavri nâhiyesi kurâsından Kavalyoz mea‘ Galata karyesi ahalisinden Karaahmedoğlu Mehmed eşi Rukiye’nin, nefsini kendisine teslim etmemesinden dolayı mahkemeye başvurmuş ve mahkemede Rukiye’ye yaptığından vazgeçmesini tenbihlemiştir.

Kayıtlara baktığımızda karşımıza çıkan bir başka konu, nafaka talebidir.

Nafaka lügat anlamı ile, birinin kanunen geçindirmek mecburiyetinde bulunduğu kimselere mahkeme kararıyla bağlanan aylık demektir.26

Zevce kocasına nefsini teslim ettiği zaman nafakası, giyeceği ve meskeni kocasına vâcip olur. Kadının zengin yada fakir olması kocasından nafaka almasına engel teşkil etmemektedir.27

25 R.Ş.S.; 77, 99a, 113.

26 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, 14. bs. Ankara , Aydın Kitabevi Yay., 1997 : 795.

(21)

20

Nafaka talebiyle mahkemeye yapılan başvuruları kendi aralarında da gerekçelerine göre ayırabiliriz. Meselâ, H. 1294 (1877) tarihinde Kalohraf Karyesi’nden Hasan kızı Tahire, boşandığı eşinden bir buçuk yaşındaki oğlu için nafaka talep etmiştir. Bir başka nafaka talebi gerekçesi ise küçük çocuklara atanan vasîlerin, bu çocukların masraflarını karşılamak için talep ettikleri nafakadır.28

Bu konuda dikkat çeken bir başka durum ise, terk edilen çocukların bir aileye verilmesi ve masraflarının devlet tarafından karşılanmasıdır.29 H. 1294 (1877) tarihinde Orta Cami avlusunda bulunan ve Süleyman kızı Hamide’ye teslim edilen çocuğun nafakası için, Beytü’l-mal’dan para talep edildiğini görmekteyiz.

Bir başka nafaka talebi ise, il dışına çıkıp da henüz dönmeyen erkeklerin, geride bıraktıkları eşlerinin ihtiyaçları nedeniyle yapılan başvurulardır.30

İncelediğimiz kayıtlarda geçen bir başka önemli husus, tereke paylaşımıdır.

Kelime anlamı ile, ölen kimsenin bıraktığı şey demektir.31 Günümüzde miras olarak adlandırılır. Tereke, ölenin varisleri arasında paylaşılırdı. Çalışmamıza konu olan kayıtlarda 55 tereke kaydı geçmektedir.32

Tereke paylaşımına geçmeden önce yapılan öncelikli iş, masrafların düşülmesidir. Bu masrafların başında mehr-i müeccel bedeli gelir. Evlilikte erkeğin kadına ödemesi gereken mehr, peşin ödenirse buna muaccel denir. Evlilik sırasında ya da kişinin vefatından sonra mirasından ödenirse müeccel olarak adlandırılır.

27 Kâzım Kaya Başaran, “İslâm Hukukunda Nafaka”, Lisans Tezi, 1981 : 10.

28 R.Ş.S.; 99.0, 103a.0, 104a.0, 115.0, 77a, 101a, 135, 135a, 148a.

29 R.Ş.S.; 96, 148.

30 R.Ş.S.; 121.

31 Devellioğlu, a.g.e. : 1084.

32 R.Ş.S.; 97.0, 98a.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 112.0, 72, 74, 78, 83, 84-1, 88, 90, 93, 97, 98, 100, 103, 105, 106, 108, 109, 110, 111, 114, 115, 116, 117a, 118, 119, 120, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 136, 139, 140, 142, 143, 145, 146, 149, 150, 151, 152, 153.

(22)

21

Kayıtlarımızda geçen mehr miktarlarını şu şekilde gösterebiliriz.

Tutar Aralığı (Kuruş)

Kişi Sayısı

Ortalaması

%

100-199 18 32,14

200-299 20 35,72

300-399 7 12,5

400-499 4 7,14

500-599 4 7,14

1000 ve üzeri 3 5,36

Toplam 56 100

Tablo 3 : Kayıtlarda Geçen Mehr Miktarları

Tabloda görülen mehr bedellerinin 54 tanesi mehr-i müecceldir.33 Sadece 2 tanesi mehr-i muacceldir.34

Mehr bedeli erkeğin servetine göre değişlik göstermektedir. Kayıtlarda geçen en düşük mehr-i müeccel miktarı 100 kuruş35, en yükseği ise 2000 kuruştur.36 Bedel olarak genelde 100-300 kuruş arası bir tutar ödendiği görülmektedir.

Genelde evliliklerde mehir tutarının müeccel şeklinde ödendiğini görmekteyiz. Mehrin peşin ödenmesi demek olan muaccelin pek tercih edilmediği anlaşılmaktadır.

Tereke paylaşımı öncesi düşülen diğer masraflar resm-i kısmet, kaydiyye-i defter ve varaka baha diye adlandırılan bir takım resmî kesintilerdir. Masraflar arasında yer alan bir diğer kesinti ise, techiz ve tekfin yani ölenin yıkanıp kefenlenmesine kadar ki yapılan tüm işler için harcanan paradır.

33 R.Ş.S.; 98a.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 112.0, 72, 74, 77, 78, 82, 83, 84-1, 88, 90, 93, 97, 99a, 100, 103, 105, 106, 108, 109, 110, 111, 113, 114, 115, 116, 119, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 136, 139, 140, 142, 143, 145, 146, 149, 150, 151, 152, 153.

34 R.Ş.S.; 84-2, 110.0.

35 R.Ş.S.; 131, 133, 146, 153.

36 R.Ş.S.; 113.

(23)

22

Kayıtlarımızda geçen tereke paylaşımlarındaki masraf miktarlarını ve oranlarını şu şekilde gösterebiliriz.

Masraf Miktarı (Kuruş)

Kişi Sayısı

Oran

%

0-250 3 5,56

251-500 27 50

501-750 16 29,63

751 -1000 2 3,70

1001 ve üzeri 6 11,11

TOPLAM 54 100

Tablo 4 : Kayıtlarda Geçen Tereke Paylaşımı Öncesi Masrafların Oransal Dağılımı

Tüm bu masraflar düştükten sonra geride kalan miras, varisler arasında paylaşılırdı. Bu paylaşımda kız çocuklara, erkek çocuğa verilen mirasın yarısı verilirdi. Anlaşılacağı üzere, mal paylaşımlarında kız çocuklarının hakkı mahkeme tarafından gözetilmiştir.

Tereke kayıtlarının sosyal hayata dair bize verdiği bir başka bilgi de, o dönemin aile fertlerinin sayısıdır. Ölen kişinin varislerinden yola çıkarak ailenin sahip olduğu fert sayısına dair bilgiler alabiliyoruz.

Bunu bir tabloda şu şekilde gösterebiliriz.

Sıra No Belge No Yer Adı Tek Eşli

Çift Eşli

Çocuk Sayısı Erkek Kız

Toplam Çocuk Sayısı

1 97.0 Malpet 3 4 7

2 98a.0 Hurtoz (Hortoz) * 1 1

3 102.0 Romanoz * 1 3 4

(24)

23

4 107.0 Aron * 3 3

5 111.0 Bindoz * 5 9 14

6 112.0 Akrotir * 3 1 4

7 72 Malpet * 2 2 4

8 74 Hurtoz (Hortoz) * 1 2 3

9 75 Malpet * 2 2 4

10 78 Atyanoz * 3 3 6

11 83 Samri * 4 4

12 84-1 Akrotir * 3 1 4

13 86 Canbolat * 1 2 3

14 88 Miğze(?) * 2 7 9

15 90 Malpet * 2 3 5

16 93 Salarha Ruspa * 5 4 9

17 97 Arğaloz * 1 6 7

18 100 Mirokaloz * 2 1 3

19 103 Varankoz * 3 3 6

20 105 Kaluklar * 2 2 4

21 106 Kaluklar * 5 3 8

22 108 Ğoloz * 3 2 5

23 109 Ğoloz * 3 3

24 110 (………..) * 1 3 4

25 111 Kofin * 5 4 9

26 114 Salarha Sengöz * 6 2 8

27 115 Aron * 3 3 6

28 116 Aron Mağaloz * 3 2 5

29 118 Haçanoz * 1 2 3

30 119 Hamrik * 4 5 9

31 124 Ğodri * 1 2 3

(25)

24

32 125 Ruspa * 3 2 5

33 126 Leroz(?) Ağyoz(?) * 2 2

34 127 Hos * 1 1 2

35 128 Petroz * 2 3 5

36 129 Petroz * 1 1

37 130 Sikrik * 2 3 5

38 131 Petroz * 3 2 5

39 132 Liparit * 4 4

40 133 Liparit * 4 1 5

41 134 Rados * 3 2 5

42 136 Hos * 4 3 7

43 139 Aron * 3 2 5

44 140 Sengöz * 2 2 4

45 142 Hamrik Romanoz * 1 2 3

46 143 Hamrik Romanoz * 2 2

47 145 Raşot * 1 2 3

48 146 Sikrik * 4 4

49 147 Kozandinoz * 1 3 4

50 149 Mişona * 1 4 5

51 150 Ğoloz * 1 4 5

52 151 Mişona(?) * 2 2

53 152 Polihoz * 5 4 9

54 153 Polihoz * 2 3 5

48 5 128 136 264

Tablo 5 : Kayıtlara Geçen Ailelerdeki Eş ve Çocuk Sayısı

Tabloda da görüldüğü gibi ölenlerin hepsi evlidir. Sadece eş durumunu bilemediğimiz 97.0 nolu kayıtta geçen Malpet Karyesi’nden Mollanınoğlu Hacı Ali’dir. Bunun nedeni eşinden boşanmış yada eşinin kendisinden önce ölmüş olması olabilir.

(26)

25

Evlilikler de genelde tek eşlidir. Tabloda yer alan 54 kayıttan sadece 5 kişinin çift eşi vardır. Çocuk durumuna bakacak olursak ailelerin sahip olduğu kız-erkek çocuk dağılımı da eşit düzeyde diyebiliriz. Ailedeki en az çocuk sayısı 1 iken, en çok 14’tür.

Ailelerin genelde sahip olduğu çocuk sayısına yönelik şöyle bir tablo da oluşturabiliriz.

Çocuk Sayısı

Sahip Olan Aile Sayısı

Ortalama

%

1 2 3,70

2 4 7,41

3 9 16,67

4 12 22,22

5 13 24,07

6 3 5,56

7 3 5,56

8 2 3,70

9 5 9,26

14 1 1,85

Tablo 6 : Kayıtlarda Geçen Ailelerin Sahip Olduğu Çocuk Sayılarının Yüzdelik Olarak Dağılımı

Görüldüğü gibi ailelerin sahip olduğu ortalama çocuk sayısı 4-5 arasıdır.

Genelde çok çocuğa sahip olmaya yönelik bir eğilim göze çarpmaktadır. Bazı ailelerin az çocuğa sahip olması, eşlerden birinin vefat etmesinden dolayı da olabilir.

Miras paylaşımlarında karşımıza çıkan bir başka durum ise yaşı küçük olan varislere yönelik olan uygulamadır. Sağir yada sağire diye belirtilen büluğa ermemiş bu varislerin mallarının saklaması için mahkeme vasî yada kayyum tayin ederdi.

(27)

26

Vasî, lügattaki anlamı ile, bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye memur edilen kimseye denir.37 Ayrıca bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse de vasî olarak adlandırılır. Üç tür vasîlik vardır.

Bunlar, vasî-yi muhtar, vasî-yi mansub ve vasî-yi guremâdır. Vasî-yi muhtar, ölen kişinin, hayatta iken ölümünün ardından vasiyetini yerine getirmekle görevlendirdiği kimseye denir. Vasî-yi mansub, bir kimseye küçük, akılca zayıf yada buna benzer bir nedenden dolayı kadı tarafından tayin edilen vasîye denir. Vasî-yi guremâ da, vefât eden kişinin borçları, geride bıraktığı mirasından fazla olması durumunda kadı tarafından tayin edilen vasiye denir.38 Bu vasî türlerinden kayıtlarımızdan geçen sadece vasî-yi mansub olanıdır.

Tereke paylaşım kayıtlardan sonra elimizdeki en çok kayıt vasî tayinine yönelik olanlardır.39 Özellikle miras paylaşımının ardından vasî tayinine yönelikte mahkemenin karar aldığı görülmektedir. Yaşı küçük olan çocuklar için atanan bu vasîler genelde anneleri ve büyük kardeşleridir. Mahkeme, reşit oluncaya kadar bu tür kişilerin mallarını atadığı vasîlere emanet ederdi.

Tereke paylaşımı sırasında görülen bir başka durum, paylaşım sırasında bazı vârislerin il dışında bulunmalarıdır. Bu durum kayıtlarda gâib-i ani’l-beled olarak adlandırılmaktadır. Gâib durumda olan bu kişiler içinde mahkeme kayyum tayin etmiştir.40

Kayyum, belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse demektir. Kayıtlarımızdaki kayyum ataması, miras paylaşımı sırasında orada bulunmayan kişilerin mallarının idaresi için yapılmıştır. İl dışında bulunan vâris gelinceye kadar ona düşen mal, mahkemenin atadığı kayyumun idaresine bırakılırdı. Buna dair elimizde bulunan her iki kayıtta da babaları ölen il dışındaki yetişkin iki erkek çocuğa düşen miras için annelerinin kayyum olarak atandığı görülmektedir.

37 Devellioğlu, a.g.e. : 1138.

38 Devellioğlu, a.g.e. : 1138.

39 R.Ş.S.; 94.0, 94a.0, 95.0, 95a.0, 98.0, 103.0, 106.0, 106a.0, 106b.0, 114.0, 73a, 76, 76a, 89, 91a, 94, 95, 99, 101, 104, 112, 144.

40 R.Ş.S.; 109.0, 71a.

(28)

27

Tereke paylaşımlarına dair karşımıza çıkan bir başka durum ise, kişinin il dışındayken vefat etmesidir. Genelde çalışmak yada askerlik görevi için41 il dışına çıkıldığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. İl dışında vefat eden bu tür kişilerin oradaki mallarının varislere intikali için, varisler orada bulunan bir kişiye vekâlet veriyorlardı

42 yada içlerinden bir kişiye vekâlet vererek oraya gönderiyorlardı.43 Bazen de vefat eden kişinin il dışındaki bazı kişilerden alacağı bulunuyordu. Bunu tahsil etmek içinde varislerin bir kişiye vekâlet verdikleri görülmektedir. Nitekim, H. 1294 (1877) tarihinde Canbolat Karyesi’nden Cağal (Çakal)oğlu İbrahim’in vefatıyla, varisleri vefat eden İbrahim’in, İstanbul’da ikâmet eden Paşaali-zâde Ömer Efendi ile Lazoğlu el-Hâc Mustafa’dan olan bin sekiz yüz on dört guruşluk alacağını tahsil etmek için, yine İstanbul’da bulunan Kulu(Kolo)oğlu el-Hâc Mehmed’e vekâlet verdikleri görülmektedir. 44

Tereke işlemleri dışında da, insanların bazı işlerini görmek için vekâlet verdiklerini görmekteyiz. H. 1294 (1877) tarihinde Mirokaloz Karyesi’nden Tafiloğlu Memiş, tarlasını satması için Ahmet Usta’ya vekâlet vermiştir. 45

Yine bir başka vekâlet, H. 1294 (1877) tarihinde Pendoz Mahallesi’nden Süleyman kızı Zeynep tarafından eski kocasından nikah ve nafaka karşılığı olarak hakkı olan 1300 kuruşu almak için verilmiştir.46

Vekâlet işlemlerine dair gördüğümüz bu kayıtlar, mahkemenin noterlik işlemlerini de yaptığını bize göstermektedir.

Yine dikkatimizi çeken bir başka husus, kişilerin kendilerini mahkemede temsil etmesi için vekil atamalarıdır.47 Özellikle alacak davalarında vekillerin mahkemede bulunduğunu görmekteyiz.

41 R.Ş.S.; 113.0, 86a.

42 R.Ş.S.; 113.0, 75, 86a, 138, 147.

43 R.Ş.S.; 87.

44 R.Ş.S.; 86.

45 R.Ş.S.; 96.0.

46 R.Ş.S.; 104.0.

47 R.Ş.S.; 77, 79, 81, 82, 92, 117, 122, 123.

(29)

28 1.3.2. Rize’de Ekonomik Hayat

İncelediğimiz kayıtlardan Rize’nin ekonomik hayatında tarım ve hayvancılığın ön plânda olduğu aşikârdır. Hayvancılıkta küçükbaş hayvancılığın pek tercih edilmediğini görmekteyiz.48 Ama büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin hemen hemen her ailede yapıldığını söyleyebiliriz.49 Ancak beslenen hayvanların sayılarının azlığından, hayvancılığın sadece ailenin kendi ihtiyacını gidermeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Ağırlıklı olarak da inek besiciliği yapılmaktadır. Arıcılığın50 ve balıkçılığın 51 ise büyükbaş hayvan bakıcılığına göre daha zayıf olduğu görülmektedir.

Tarım faaliyetlerine bakacak olursak, yine bize bu konudaki bilgiyi tereke kayıtları vermektedir. Bu kayıtlardan hareketle üretilen tarım ürünlerinin başında lazut (mısır) gelmektedir.52 Lazuttan sonra gelen diğer önemli tarım ürünleri, fasülye53 ve kendirdir.54

Tarımın halk arasında yaygın olduğunu, tarım aletleri olan tahra,55 balta56 ve kazmanın57 pek çok tereke kaydında geçmesinden anlamaktayız.

Ticari hayatın nedenli etkili olduğuna dair ciddi veriler elde edilememekle birlikte, İstanbul başta olmak üzere farklı illerde çalışan yada ticaret yapan kişilerin olduğunu görmekteyiz. 58 Çarşı esnafından tespit edebildiğimiz dükkânlar ise, berber, 59 bezzaz 60 (manifaturacı) ve kazgancı 61 (kazancı) dükkânlarıdır. Bazı

48 R.Ş.S.; 118, 142.

49 R.Ş.S.; 97.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 72, 74, 78, 88, 90, 93, 100, 103, 105, 108, 109, 110, 114, 115, 118, 124, 126, 127, 128, 132, 133, 136, 139, 140, 143, 142, 145, 151, 152.

50 R.Ş.S.; 93, 110, 139.

51 R.Ş.S.; 97, 119, 124.

52 R.Ş.S.; 97.0, 102.0, 108, 109, 110, 111, 114, 115, 116, 124, 125, 126, 127, 128, 130, 131, 132, 134, 136, 139, 140, 142, 143, 145, 146, 149, 150, 151, 152.

53 R.Ş.S.; 115, 130, 136, 139, 140, 143.

54 R.Ş.S.; 108, 109, 136, 139, 140, 151.

55 R.Ş.S.; 97.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 72, 74, 78, 88, 90, 97, 100, 103, 106, 108, 109, 110, 116, 125, 127, 128, 130, 131, 134, 136, 139, 149, 150, 152, 153.

56 R.Ş.S.; 97.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 72, 74, 78, 88, 90, 97, 100, 103, 106, 108, 109, 110, 116, 125, 127, 128, 130, 131, 134, 136, 139, 149, 150, 152, 153.

57 97.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 88, 90, 97, 100, 103, 106, 108, 109, 110, 116, 125, 127, 128, 130, 131, 134, 136, 139, 149, 150, 152, 153.

58 R.Ş.S.; 75, 86, 87, 147.

59 R.Ş.S.; 84-1.

60 R.Ş.S.; 118.

61 R.Ş.S.; 108.0.

(30)

29

dükkân62 ve mağaza63 isimleri geçmekle birlikte sattığı ürünlerin ne olduğuna dair bilgi verilmemiştir.

Rize’de yaşayan insanların ekonomik durumuna bakacak olursak, kayıtlarımızda yer alan el-Hâc unvanlı kişilerin çokluğu maddi durumu iyi olan - en azından hacca gidebilecek kadar - insanların da çokluğunu bize göstermektedir. El- Hâc unvanı bilindiği gibi, hac vazifesini tamamlayan insanların kullandığı bir unvandır. Yine bunun yanında ekonomik durumunun iyi olabileceğini gösterdiğine düşündüğümüz başta efendi olmak üzere, ağa ve azda olsa molla unvanlı insanları da görmekteyiz.

Rize’de ki insanların ekonomik durumuna dair bir başka önemli detay ise ölenlerin bıraktıkları mal varlıklarıdır. Bu mal varlıklarının parasal değerine bakarak kişilerin servet durumlarını şöyle bir tabloda gösterebiliriz.

Servet Aralığı (Kuruş)

Kişi Sayısı

Oran

%

500-1000 1 1,82

1001-1500 11 20,00

1501-2000 8 14,55

2001-2500 12 21,82

2501-3000 4 7,27

3001-3500 4 7,27

3501-4000 4 7,27

4001-5000 3 5,45

5001-10000 5 9,10

10000 ve üzeri 3 5,45

Toplam 55 100,00

Tablo 7 : Ölen Kişilerin Geride Bıraktıkları Servetlerinin Oransal Dağılımı

62 R.Ş.S.; 100.0, 111.0, 118, 138.

63 R.Ş.S.; 97, 106.

(31)

30

Tablodan da anlaşılacağı üzere, halkın ortalama gelir düzeyi 1000-2500 kuruş aralığındadır.

Ekonomik hayata dair dikkatimizi çeken bir başka durum borç-alacak ilişkisinin canlı olmasıdır.64 Buna dair elimizdeki tüm kayıtlar, alacağını tahsil edemeyen kişilerin mahkemeye başvurması şeklinde olanıdır.

Grup Borç

Veren

Borç Alan

Müslüman Erkek 7 10

Müslüman Kadın 7 1

Borç verenler arasında kadınların sayısının fazlalığı dikkat çekmektedir. Borç verilen miktara bakacak olursak genelde 0-500 kuruş aralığındadır. En düşük borç miktarı 10 kuruşken,65 en yükseği ise 8260 kuruştur.66

Borç-alacak ilişkisine dair elimizdeki 10 kaydın dördünde borçlu, Küçükislâmoğlu Cafer oğlu Yunus adında bir kişidir.67 1 kayıtta da borçlu olan kişi de Yunus’un babası Cafer’dir.68

Ayrıca Cafer’in (H.1293-H.1294) arasında 5 tane daha borç kaydına rastlanılmıştır.69

1.3.3. Kayıtlarda Geçen Görevliler

Kayıtlarda geçen görevlilerden birisi nâibtir. Nâib, kadıya vekillik yapan kişiye denir. Büyük merkezlerdeki kadılar, işlerin çokluğundan dolayı, belirli işlere bakmak üzere nahiyelere nâib tayin ederlerdi.70

64 R.Ş.S.; 71, 79, 81, 82, 84-2a, 85, 92, 122, 123, 137.

65 R.Ş.S.; 81, 85, 92, 122.

66 R.Ş.S.; 84-2a.

67 R.Ş.S.; 85, 92, 122, 123.

68 R.Ş.S.; 81.

69 Sinan Başaran; a.g.e. 45.

70 Halil İnalcık, “Mahkeme”, İslâm Ansiklopedisi, c.VII, 1971:150.

(32)

31

Nâib tayinine dair kaydımız tekdir.71 Bu kayıtta da, 1 Zilkade 1293 (18 Kasım M.1876) ve 1 Rebîulevvel 1294 (16 Mart 1877) tarihlerinde olmak üzere iki kez Karadere Nâhiyeliği’ne tayin edilen Mevlâna Hasan Efendi72, 1 Receb 1294 (12 Temmuz 1877) tarihinde görevden alınmış ve yerine Mevlâna Memiş Efendi Karadere Nahiyesi nâibliğine atanmıştır.

Yine kayıtlarda geçen bir başka görevli ise mütevellidir. Mütevelli, vakfın işlerini idare eden kişiye denir. Mütevelliler vakfın başına iki şekilde gelir. Birincisi, malı vakfeden kişi tarafından atanan mütevellidir. Genelde kendisi olur ve kendisinden sonra da yerine çocuklarının ve torunlarının gelmesini ister. İkincisi, malı vakfeden tarafından mütevelli atanmazsa o zaman mütevelli kadı yada onun atadığı bir kişi olur. Nitekim H. 1294 (M.1877) tarihinde Mahanca Karyesi ileri gelenleri köyün vakfının mütevellisi olmadığından kadıya başvurmuşlar; kadı da, Sandıkçıoğlu Hasan oğlu Molla İsmail’i vakfa mütevelli olarak atamıştır.73

Kayıtlarımızda geçen bir diğer görevliler ise imamlardır. Bu imamlar ve görev yaptıkları yerler de şunlardır.

Mahalle/Köy İmam Adı Kayıt No

Mahanca Dursun bin Hasan 73

Kandeva Hacıoğlu Ahmed Efendi ibn-i Hüseyin 81

Sağtos(?) Abdioğlu Ali bin Osman 122

Tablo 8 : Kayıtlarda Geçen İmamlar ve Görev Yaptıkları Yerler

71 R.Ş.S.; 91.

72 Sinan Başaran; a.g.e. 50.

73 R.Ş.S.; 73.

(33)

32

Kayıtlarda geçen yine bir başka görevli olan muhtarlar ve görev yaptıkları yerlerde aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Mahalle/Köy Muhtar Adı Kayıt

No

Roşi Hüseyin Efendi ibn-i el-Hâc Kâmil 110.0

Emineddin Mustafa bin Ali 110.0

Mahanca Mîzelioğlu Osman bin Mustafa 73

Palodya Bekiroğlu Osman bin Bekir 79

Kandeva (Muhtar Vekili) Molla Yakub ibn-i Ömer 81

Kuriloz Mehmed bin Osman 85

Leroz(?)

Marvâfî(?) Hacıoğlu Ali bin Ahmed 92

Yeniköy Nevruzoğlu Hüseyin bin Ali Ağa 102

Babik Hacıibrahimefendi-zâde İbrahim Efendi ibn-i el-Hâc Abdülkerim

Efendi 117

Sağtos(?) Sarıahmedoğlu Mustafa bin Osman 122

Yeniköy Eyüboğlu Yahya bin Hacı Musa 137

Peripol Yahya bin Mahmud 137

Tablo 9 : Kayıtlarda Geçen Muhtarlar ve Görev Yaptıkları Yerler

İncelediğimiz kayıtlarda geçen diğer görevliler ise şunlardır:

Asâkir-i Bahriyye-i Şâhâne Çavuşu,74 Beytü’l-mal Müdürü,75 De‘âvî Kâtibi,76 Dea‘vî Mümeyyizi,77 Delâliye-i Eytam Müdürü,78 ),79 İdare Meclisi Mümeyyizi,80

74 R.Ş.S.; 113.0.

75 R.Ş.S.; 96, 148.

76 R.Ş.S.; 110.0, 114.0, 115.0, 81, 85, 96, 112, 113, 135, 135a, 138, 141, 148, 148a.

77 R.Ş.S.; 115.0, 79, 85, 92, 96, 112, 117, 135, 135a, 137, 138, 141, 148, 148a.

78 R.Ş.S.; 118.

79 R.Ş.S.; 114.0.

80 R.Ş.S.; 100.0

(34)

33

İstanbul Hidmet-i Şahâne Musikisi Görevlisi,81 Muhzır,82 Sandık Emini (Hükümet Veznedarlığı Mukayyid-i Deâvi83,

1.3.4. Kayıtların Konularına Göre Dağılımı

Üzerinde çalıştığımız kayıtların konularına göre dağılımını şöyle bir tabloda gösterebiliriz.

Kayıt Konusu Kayıt

Adedi Kayıt No

Alacak davası 10 71, 79, 81, 82, 84-2a, 85, 92, 122, 123, 137.

Boşanma davası 4 110.0, 77, 99a, 113.

Eşin İtaat Etmemesi 1 84-2 Kayyum tayini 2 109.0, 71a.

Malda Anlaşmazlık 2 80, 102

Mütevelli tayini 1 73

Nafaka talebi 13 96a.0, 99.0, 103a.0, 104a.0, 115.0, 77a, 96, 101a, 121, 135, 135a, 148, 148a.

Naib tayini 1 91

Sulh 2 100.0, 141.

Tereke paylaşımı 55

97.0, 98a.0, 102.0, 107.0, 108.0, 111.0, 112.0, 72, 74, 78, 83, 84-1, 88, 90, 93, 97, 98, 100, 103, 105, 106, 108, 109, 110, 111, 114, 115, 116, 117a, 118, 119, 120, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 136, 139, 140, 142, 143, 145, 146, 149, 150, 151, 152, 153.

Vakıf 1 107

Vasi tayini 22 94.0, 94a.0, 95.0, 95a.0, 98.0, 103.0, 106.0,

81 R.Ş.S.; 113.0.

82 R.Ş.S.; 114.0, 115.0, 81, 85, 92, 94, 99a, 112, 138, 141, 144, 148, 148a.

83 R.Ş.S.; 94, 96, 135, 141.

(35)

34

106a.0, 106b.0, 114.0, 73a, 76, 76a, 89, 91a, 94, 95, 99, 101, 104, 112, 144.

Vasiyet 1 117

Vekâlet Verme 8 104.0, 113.0, 75, 86, 86a, 87, 138, 147.

Vekil tayini 1 96.0

Boş Kayıt 2 101.0, 105.0.

Toplam 126

Tablo 10 : Konulara Göre Dağılımı Gösteren Tablo

1.3.5. Sülâle İsimleri

İncelediğimiz kayıtlarda geçen sülâle isimleri ve geçtikleri kayıt numaralarını şu şekilde gösterebiliriz.

Sülâle Adı Kayıt No Sülâle Adı Kayıt No

Abdioğlu 122 Kaşmiroğlu 114

Abdurrahmanoğlu 117a Kavaloğlu 84-2a

Alicanoğlu 109 Kavaloğlu 137

Alioğlu 81 Kavrakoğlu 137

Altıkulaçzâde 118 Kaytazoğlu 81

Araboğlu 104a.0 Kazdaloğlu 93, 94

Ayvazoğlu 117 Kazgancıoğlu 73

Babaalioğlu 80 Keşci(?)oğlu 95

Basdıranoğlu 79 Keşîşoğlu 100.0

Başalioğlu 122 Koçaloğlu 123

(36)

35

Batanzâde 137 Koğuk(?)osmanoğlu 98

Batur(?)oğlu 105 Kolevaoğlu 123

Bayrakdaroğlu 122 Kondömeroğlu 101, 101a

Bekiroğlu 79 Konoömeroğlu 91a

Benek(?)oğlu 152 Kotiloğlu 112.0, 114.0, 124

Bergamalı(?) 118 Kovaroğlu 95

Beşikçizâde 106a.0, 106b.0, 107, 117,

118, 120, 135, 135a Köroğlu 131

Beyoğlu 85 Köseoğlu 91a

Bıyıkoğlu 110 Kulu(Kolo)oğlu 86

Bostanoğlu 92 Kurunoğlu 78

Burnazoğlu 122 Küçükislâmoğlu 81, 85, 92, 122, 123

Bünyaminoğlu 71 Kürdoğlu 121, 147

Caferoğlu 81 Kürthasanoğlu 83

Cağal (Çakal)oğlu 86 Lazoğlu 86

Cerrahoğlu 106.0 Macin(Macıyan)zâde 137

Cezâirlioğlu 106a.0 Mataracızâde

100.0, 106a.0, 106b.0, 107, 117, 118, 120, 135, 135a

Cezayirli(?)oğlu 147 Meto(?)zâde 138

Cezâyirlizâde 106b.0, 134, 135a Mevranbey(?)oğlu 132

Ceziroğlu 96.0 Mızmızoğlu 98a.0

Civelekoğlu 106.0 Mîzelioğlu 73

Civelekoğlu 142 Mollaahmedoğlu 122

(37)

36

Çavuşoğlu 92 Mollaahmedoğlu 147

Çavuşoğlu 126 Mollahasanoğlu 100

Çenber(?)oğlu 99.0 Mollanınoğlu 97.0

Çenbercioğlu 117a Mollaosmanoğlu 128

Çepnioğlu 79 Mollaömerzâde 100.0

Çolakoğlu 146 Mollasadıkoğlu 85

Deliahmedoğlu 97 Muras(?)oğlu 139

Dervişoğlu 111.0 Musaoğlu 87

Durmuşoğlu 92 Mustafapaşaoğlu 153

Dursunoğlu 92 Müftizâde 104.0

Ecel(?)oğlu 122 Nalbantoğlu 103a.0

Emirahmedoğlu 110.0 Nevruzoğlu 102

Erbnuroğlu 150 Odabaşoğlu 123

Eyüboğlu 137 Ömerdar(?)oğlu 148a

Eyübzâde 102 Paşaalizâde 86

Fek(?)oğlu 149 Paşasarıoğlu 118

Gedikoğlu 100.0 Pilaçoğlu 121

Gençalioğlu 87 Piralioğlu 148

Güderli(?)oğlu 111 Rakıcızâde 99a

Güvelizâde 117a Raşdanlıoğlu 138

Ğazval(?)oğlu 140 Receboğlu 122

(38)

37

Hacıabdullahoğlu 123 Safoğlu 77a

Hacıabdullahoğlu 123 Safoğlu 115

Hacıalioğlu 106, 107, 113 Sandıkçıoğlu 73

Hacıalioğlu 107 Sarıahmedoğlu 122, 125

Hacıalizâde 113 Sarıhasanoğlu 92, 123

Hacıhüseyinoğlu 113 Sarıoğlu 98.0, 108.0

Hacıibrahimefendizâde 117 Sarıömeroğlu 96.0

Hacıibrahimoğlu 99 Savuroğlu 71a, 72

Hacıismailzâde 149 Savuroğlu 75

Hacımehmedoğlu 87 Seferoğlu 73

Hacıoğlu 81, 86a, 91a, 92, 123 Selimoğlu 113.0

Hacıosmanefendizâde 79 Sermemiş(?)oğlu 151

Hacıömeroğlu 87 Sofuoğlu 75

Hacıömeroğlu 95 Sükasoğlu 118

Hacısefaoğlu 127 Süleymanoğlu 82

Hacıselimoğlu 99a Süleymanoğlu 88, 89

Hacışakiroğlu 144 Şabanoğlu 107

Hanioğlu 123 Şadoğlu 118

Harunoğlu 148a Şerifoğlu 118

Hasanbaşoğlu 95 Tafiloğlu 96.0, 86a

Hatem(?)oğlu 102.0, 103.0 Tanpuzoğlu 103a.0

(39)

38

Havacıoğlu 130 Terziosmanoğlu 90

Havyalıoğlu 71 Timurcioğlu 94.0, 143

Hayacari(?)oğlu 80 Timuroğlu 123

Hıdırağaoğlu 136 Topaloğlu 118

Hotannoğlu 147 Tosyatlı(?)oğlu 73a, 74

Huta(?)oğlu 85 Turnaoğlu 103

Hüseyinoğlu 84-1 Turnaoğlu 105

İksiloğlu 76, 76a Tuzcuzâde 100.0, 117

İstafiloğlu 108 Tüfenkcioğlu 123

Kabiloğlu 77 Türidoğlu 133

Kahveci(?)oğlu 79 Userli(?)oğlu 112

Kakşioğlu 84-2a Uzunsakaloğlu 147

Kalamoşoğlu 145 Vanlıoğlu 104

Kalinderoğlu 84-1, 112.0 Vazalcı(?)zâde 144

Kanburoğlu 118 Veligünoğlu 102

Kanburzâde 85 Yakuboğlu 147

Kandiloğlu 79 Yanayan(?)zâde 118

Kaputcu(?)oğlu 81 Yanıkoğlu 119

Karaahmedoğlu 84-2 Yelkencioğlu 134

Karaahmedoğlu 116 Yezoğlu 129

Karahasanoğlu 96.0 Yusufoğlu 87

(40)

39

Karahasanoğlu 122 Zavace(?)oğlu 94a.0, 95

Karamustafaoğlu 107.0, 109.0 Zirhzâde 118

Karasüleymanoğlu 95a.0

Tablo 11: Kayıtlarda Geçen Sülâle İsimleri

1.3.6. Yer İsimleri

Osmanlı Devleti, XIX. yüzyıldan itibaren topraklarında yayılan milliyetçilik akımlarının olumsuz etkilerinden kurtulmak için bazı çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalardan biri de, Türklükle ilgisi bulunmayan bazı yer isimlerinin değiştirilmesi olmuştur.84

Bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde, Rize’nin de aralarında yer aldığı isim değişikliği listesi 3 Kanun-i evvel 1329 (16 Aralık 1913) tarihinde yayınlanmıştır.

Bu belgeye ve Rize yöresine yönelik yapılan diğer çalışmalardan edindiğimiz bilgilere göre incelediğimiz kayıtlarda geçen -bulabildiğimiz- mahalle isimlerinin yeni karşılıkları aşağıda verilmiştir.

Eski Adı Yeni Adı Kayıt No Eski Adı Yeni Adı Kayıt No Akrotir Limanköy 112.0, 114.0,

115.0, 84-1 Kalohten Paşakuyusu 137 Babik Tophane 100.0, 110.0,

117 Kavaroz Gülbahar

Sultan 82

Beseyan(?) - 100 Miğze(?) 88, 89

Bindoz Değirmendere 111 Müftü Müftü 121

Çarihoz Dağsu 96, 148 Paşayan Çarşı 117

Diğer

Haldoz Portakallık 99, 107 Pendoz Değirmendere 104

Emineddin Emineddin 110 Peripol Pehlivanköy 137

84 Ümit Erkan, Rize Şer‘iyye Sicilleri 1509 No’lu Sicil Metin ve Tahlil, İstanbul, Dergâh Yayınları, 2011 : 30

(41)

40 Haçanoz Çamlıbel

106a.0,106b.0, 107,117, 117a, 118, 120, 135, 135a

Romanoz 102.0, 103.0,

84-2, 141

Haldoz Bağdadlı 121 Roşi Reşadiye 110.0, 123

Hamrik İslâmpaşa 82, 119 Samri* 83

Hortoz Fenerköy 98a.0, 99.0,

73a, 74, 79 Yeniköy Yeniköy 96a.0, 102, 137

İksenit Diktaş 76, 76a

Tablo 12 : Kayıtlarda Geçen Mahalle İsimleri

Aynı şekilde incelediğimiz kayıtlarda geçen yeni karşılıklarını bulabildiğimiz karye (köy) isimlerinin yeni karşılıkları da aşağıda verilmiştir.

Eski Adı Yeni Adı Kayıt No Eski Adı Yeni Adı Kayıt No

Arğaloz Yanıktaş 97 Liparit Yalıköy 132, 133

Aron Sütlüce 107.0,109.0,

115,139,148a Mağlavoz Tersane 123 Aron

Mağaloz - 116 Mağoloz Camidağı 104a.0, 77a

Aspet Fethiye 138 Mahanca Tuğlacıköy 73

Atyanoz - 78 Malpet Eriklimanı

97.0, 71a, 72, 75,90,91a, 98, 101,101a, 104

Palodya Beyazsu 79 Mirokalos Hamidiye 85

Birkala(?) 80 Mirokaloz Hamidiye 96.0, 71, 100

Romanoz kelimesinin içinde yer aldığı üç ayrı yer vardır. Bunlar, Romanoz-i İslâm (yeni adı Hayrat), Romanoz-i Rum (yeni adı Manastırköy) ve Hamrik Romanoz (yeni adı Hamzabey)’dur.

Kayıtta sadece Romanoz yazıldığı için hangisinin kastedildiği anlaşılamamıştır.

* Romanoz’da ki aynı durum burada vardır. Samri kelimesinin de içinde yer aldığı iki yer vardır.

Büyük Samri (yeni adı Kaplıca) ve Küçük Samri (Küçükköy). Kayıtta sadece Samri denildiği için hangisinin kastedildiği anlaşılamamıştır.

(42)

41

Canbolat Pehlivantaşı 86 Mişona Pazarköy 149, 151

Çoncik Taşpınar 94a.0, 95.0 Petroz Fıçıtaş 128, 129, 131

Gürgan Gürgen 113 Polihoz Dumankaya 152, 153

Ğodri Dağınıksu 124 Rados Uzunköy 134

Ğoloz Kendirli 103a.0, 108,

109, 150 Raşot Karaağaç 145

Hama Bahaddin

Paşa 72 Ruspa Uzunkaya 79, 125

Hanzi Sandıktaş 99 Sağtos(?) - 122

Hos Fenerköy 127, 136 Salarha 77, 144

Kalohraf Yaylacılar 96a.0 Salarha

Kapnes Güneşli 95a.0

Kaluklar Çanak

Çeşme 105, 106 Salarha

Ruspa Muradiye 93, 94

Kandeva Kırklartepesi 81 Salarha

Sengöz Kömürcüler 87, 95, 114 Kavalyoz

mea Galata

Çataklı

Hoca 84-2 Sengöz - 140

Kofin Beştepe 111, 112 Sikrik Azaklıhoca 130, 146

Kozandinoz Taşlık 147 Umma Ortapazar 94.0, 98.0

Kuriloz Adacami 85, 86a Varankoz Fıçıcılar 103

Leroz(?)

Ağyoz(?) - 126 Vila

(Veyla) Veliköy 71

Leroz(?)

Marvâfî(?) - 92 Yapraklar - 106

Tablo 13 : Kayıtlarda Geçen Karye (Köy) İsimleri

Burada belirttiğimiz köy ve mahallelerden başka, Rize’ye ait kayıtlarda geçen bir başka yerleşim birimi de nahiyelerdir.

Rize Kazası’nın 3 nahiyesi bulunmaktadır. Bunlar, Karadere, Kurâ-yı Seb‘a ve Mapavri nahiyeleridir.

(43)

42

Kayıtlarda Karadere Nahiyesi85 ile Mapavri Nahiyesi’ne bağlı Palodya ve Kavalyoz mea Galata karyeleri geçmektedir.86

85 R.Ş.S.; 91.

86 R.Ş.S.; 79, 84-2.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ma‘ruz-u dâi‘leridir ki: Gürün kasabasında Abdulfettah ağa mahallesi ahâlîsinden Kocabey oğlu işbu rafi‘ü’l-i‘lam Molla Ahmed bin Mustafa kasaba-i mezbûrenin

Budur ki Yenice Mahalle sâkinelerinden Tayyibe bint-i nâm hâtûn tarafından hîbe ve âtü’l-beyânı ikrâra vekil olub El-Hâc Musa İbn-i Yunus ve El-Hâc Mustafa bin

Vilâyet-i Anadolu‟da kasaba-i Mihalic mahallâtından Garipçe mahallesinde sâkine Emine binti Mehmed nâm hâtun zevci tarafından husûs-ı âtiyü‟z-zikre vekîl-i

Mapavri Nahiyesine Bağlı Köylerin Defterdeki İlk Kayıt Esnasındaki Nüfusu İle Son Kayıt Esnasındaki Nüfusu .... Karadere Nahiyesine Bağlı Köylerin Defterdeki İlk

Medîne-i Kayseri ve kurâsında sâkin erbâb-ı harâsetden zikr-i âtî husûsa mezrûʽâtları olan işbû râfiʽü’l-kitâb fahrü’s-sâdâtü’l-kirâm es-Seyyid Osman Ağa ibn-i

Hacı Mikdad Mahallesi sâkinlerinden Çolak Kadızâde Mahmud Efendi ibn-i Hâfız Ahmed Efendi meclis-i şer’îde Pamukzâde Hüseyin Efendi ibn-i Mehmed Ağa

itmekçi Hâcî Hasan Oğlu bayrâğının Ağâ ve Alemdârına verilen guruĢ 155 kuyûddan iki guruĢden ziyâde gümrük alınmamak içun ilâm harcı guruĢ 60 devletlü Hüsrev

Atina Kazâsı’nın Hemşin Nahiyesi’ne tabi Tezina Karyesi ahâlîsinden Hacıosmanoğlu Ömer Ağa ibn-i Hacı Osman (م) Tevfik Efendi mahzarında ikrâr-ı tam ve takrîr-i kelâm