• Sonuç bulunamadı

Türk Hukukunda koşullu salıverme ve bazı İslam ülkelerindeki uygulaması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Hukukunda koşullu salıverme ve bazı İslam ülkelerindeki uygulaması"

Copied!
124
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI

KAMU HUKUKU BİLİM DALI

TÜRK HUKUKUNDA KOŞULLU SALIVERME VE BAZI İSLAM

ÜLKELERİNDEKİ UYGULAMASI

Yüksek Lisans Tezi

Danşman

Yrd.Doç.Dr Murat AKSAN

Hazırlayan

Amir Akram İsmael ALGHARBLGI

(2)
(3)
(4)
(5)
(6)

Araştırmanın Önemi

Günümüzde koşullu salıverilme cezanın infazını tamamlayan önemli bir kurumdur. Dolayısıyla bu kurumun hukuki niteliğinin ve işleyişinin doğru öğrenilmesi ve uygulanması büyük önem arzetmektedir. Tezde koşullu salıverilmenin, Türk, Irak ve Umman Hukuku’ndaki yeri ve işleyişi incelenmiştir. Bu bağlamda tezin, koşullu salıverilmenin daha iyi anlaşılması ve daha doğru uygulanması konusundaki çalışmalara bir katkı sunması beklenmektedir. Ayrıca koşullu salıverilmenin bazı İslam ülkelerinde uygulamasına yer verildiğinden, gelecek araştırmalar için önemli bir kaynak özelliği taşımaktadır.

Araştırmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı, Türk Hukuku ve bazı İslam ülke mevzuatlarında yer alan koşullu salıverilme konusuna bir bakış açısı oluşturmaktır. Çünkü koşullu salıverilme gerekli koşullar sağlandığında mahkûmun dış dünyadan kopmadan cezasını tamamlamasına yardımcı olan bir kurumdur.

Koşullu salıverilme Türk Hukuku’nda yer almaya başladığı günden beri birçok değişikliğe uğramıştır. Yapılan bu çalışmada, koşullu salıverilme hakkında yapılan yeni düzenlemelere yer vererek konunun daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir.

(7)

I İÇİNDEKİLER

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK KOŞULLU SALIVERİLME VE ŞARTLARI I. Koşullu Salıverilmenin Kavramı ...3

II. Koşullu Salıverilmenin Hukuki Niteliği ...3

III. Koşullu Salıverilmenin Amacı ...5

IV. Koşullu Salıverilme Kurumunun Ayırıcı Özellikleri ...6

V. Türk Hukukunda Koşullu Salıvermenin Tarihi...7

VI. Kurumun Gerekliliğini Savunan ve Eleştiren Düşünceler ... 12

A. Kurumu eleştiren görüşler ... 12

B. Kurumun gerekliliğini savunan görüşler ... 13

VII. Koşullu Salıverilme Kurumuyla Benzer Müesseseler ... 15

A. Af ... 15

B. Erteleme ... 17

C. Denetimli serbestlik sistemi ... 20

D. Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezanın İnfazı ... 22

VIII. Koşullu Salıverilmenin Şartları ... 25

A. Suça ve cezaya ilişkin şartlar ... 25

1. Koşullu salıverilme süresinin hesaplanması ... 29

a) Genel suçlara ilişkin hapis cezalarında koşullu salıverilme süreleri... 29

b) Örgütsel suçlara ilişkin hapis cezalarında koşullu salıverilme süreleri ... 30

c) Mükerrirlere ilişkin hapis cezalarında koşullu salıverilme süreleri ... 31

B. Hükümlüye ilişkin şartlar ... 33

C. Şahsi hakların tazminine ilişkin şartlar ... 34

D. Koşullu salıverilmenin uygulanamayacağı durumlar ... 36

(8)

II İKİNCİ BÖLÜM

KOŞULLU SALIVERİLME KARARI ve SONUÇLARI

I. Koşullu Salıverilme Kararının Verilmesi ... 41

A. Talep şartı ... 41

B. Karar verecek merci ... 42

C. Tatbik olunacak usul ve yasayolu ... 44

II. Koşullu Salıverilme Dönemi ... 47

A. Koşullu salıverilmede uygulanacak rejim ... 47

B. Koşullu salıverilen mahkûmun dışarıdaki durumu ... 49

C. Deneme süresinin tespiti ... 49

III. Koşullu Salıverilmenin Sonuçları... 51

IV. Koşullu Salıverilme Kararının Geri Alınması ... 53

A. Geri almaya karar verecek merci ... 57

B. Geri almanın sonuçları ... 58

V. Koşullu Salıverilmeyle İlgili Yargı Kararları ... 59

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BAZI İSLAM ÜLKELERİNDE KOŞULLU SALIVERİLME I. Koşullu Salıverilmenin Şer-İ Hükmü ... 67

A. Birinci görüş ... 67

B. İkinci görüş... 68

1. Belirli süreyle hapsetme ... 70

2. Süresiz hapsetme ... 71

II. Umman Sultanlığı’nda Koşullu Salıverilme ... 72

A. Koşullu salıverilme doğası ... 72

B. Koşullu salıverilmenin önemi... 72

C. Koşullu salıverilme kurumunun özellikleri ... 77

D. Koşullu salıverilmenin yasal düzenlemesi ... 78

E. Koşullu salıverilmenin şartları ... 78

1. Konu yönünden şartlar ... 79

a) Hükümlüyle ilgili şartlar ... 79

(9)

III

c) Hükümlünün mahkûm olduğu cezayla ilgili şartlar ... 81

d) Hapishanede infaz edilen süreyle ilgili şartlar ... 82

2. Şekilsel şartlar ... 83

F. Koşullu salıverilmenin etkileri ... 84

G. Koşullu salıverilmenin sona ermesi ... 85

1. Ceza süresinin bitmesi ... 85

2. Koşullu salıverilmenin iptali ... 86

III. Irak Yasası’nda Koşullu Salıverilme ... 88

A. Koşullu salıverilme kavramı ... 88

B. Koşullu salıverilmenin şartları ... 88

1. Suçla ilgili şartlar... 89

2. Hükümlünün cezaevinde geçirdiği süreyle ilgili şartlar ... 90

3. Hükümlünün kişiliğine ilişkin şartlar ... 91

C. Koşullu salıverilmeden önce hükümlülerin ıslah edilmeleri ve eğitilmeleri ... 93

1. Karşılama, kontrol ve sınıflandırma ... 94

2. Eğitim ... 95

3. Tamamlayıcı bakım (destek) ... 97

D. Koşullu salıverilme kararını çıkartmaya yetkili makam ... 99

E. Koşullu salıverilmenin etkileri ... 101

F. Koşullu salıverilmenin iptali ... 102

SONUÇ ... 105

(10)

V KISALTMALAR

AY : Anayasa

a.g.e. : Adı geçen eser

b. : Bent

Bkz. : Bakınız

CD. : Ceza Dairesi

CİK : Ceza İnfaz Kanunu

CK : Ceza Kanunu

CMK : Ceza Muhakemesi Kanunu

CMUK : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu

CvGTİHK : Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun

DSHK : Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu

DGM : Devlet Güvenlik Tedbirleri

f. : Fıkra

İKK : İcra ve İflas Kanunu

k. : Kanun

m. : Madde

müt. : Mütalaa

No. : Numaralı

PKK : Kürdistan İşçi Partisi

RA : Radıyallahu Anh

RG : Resmi Gazete

sa. : Sayılı

s. : Sayfa

SAV : Sallallahu Aleyhi ve Sellem

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TCK : Türk Ceza Kanunu

(11)

1 GİRİŞ

Modern ceza hukuklarının hepsinde işlenen suça karşı daha önceden belirlenmiş bir ceza bulunmaktadır. Bu cezaların uygulanması, hatta kanunlarda yer alması bile suça eğilimli birçok kişinin gözünü korkutarak, bu suçları işlemelerini önleyebilmektedir. Bu durumda toplumun barış ve güvenliğinin sağlanması için, suça meyilli bireylerin bir bakıma önüne geçilmiş olup, suçun işlenmesine engel olunarak bu kişilere mesaj verilmektedir.

Özgürlüğü kısıtlayan cezaların amacı, sadece işlenen suçun kefareti ya da bireylerin gözünü korkutup onları vazgeçirmek değildir. Bu cezaların amacı kişiyi eğitmek, işlemiş olduğu suçtan dolayı pişmanlık duymasını sağlamak ve yeniden topluma kazandırmaktır. Ancak kişi işlediği suçun cezasını bir infaz kurumunda çekmelidir. Fakat bazı durumlarda kişi, ceza süresi dolmadan iyi hallilik1 gösterebilir. Cezanın uygulamasındaki amaca ulaşılmış ise, hükümlüyü cezaevinde tutmak, onun için çok büyük bir eziyet olur. İşte bu noktada koşullu salıverilme, iyi hallilik gösteren hükümlüyü cezaevinde tutmanın faydasız olacağı düşüncesiyle ortaya çıkmış bir kurum olup, kişinin ceza süresini tamamen doldurmadan belli bir gözetim altında özgür hayatına kavuşmasını sağlar. Koşullu salıverilme, yargı sisteminde ilk defa 19. yüzyılın başlarında İngiltere’de uygulanmıştır. Türkiye’ye ise 1926 yılında Türk Ceza Yasası ile gelmiştir.2

Koşullu salıverilme, hükümlüyü iki yönden3 kontrol altında tutabilir. Birincisi, koşullu salıverilmeyle özgürlüğüne kavuşmayı arzulayan hükümlü; kurallara uyarak iyi halli davranışlarda bulunmak için çabalayıp, beladan uzak durur. İkincisi ise, koşullu

1

İyi hallilik, ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara içtenlikle uyarak, haklarını iyi niyetle kullanarak, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirerek geçirmiş ve uygulanan iyileştirme programlarına göre de toplumla bütünleşmeye hazır olduğunun disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanmış olması durumudur (CvGTİHK m. 89).

2

Akbulut, İlhan, “Şartla Tahliye”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt: 55, Sayı: 1-2, 1996, s. 173.

3

(12)

2

salıverildikten sonra özgürlüğünün sınırlandırılmasının zorluğunu yaşayan hükümlü,

cezaevine dönmemek için kanunlara uyarak hayatını devam ettirir.4

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır:

Birinci bölümde, koşullu salıverilme kavramı, bu kurumun ayırıcı özellikleri ve Türk hukukundaki gelişiminden bahsedilmiştir. Daha sonra koşullu salıverilmenin toplum ve suç işleyen için önemi üzerinde durulmuştur. Ayrıca koşullu salıverilmenin şartlarından bahsedilmiş; uygulanamayacağı durumlar açıklanmış ve terör suçu durumunda bu sistemin nasıl uygulanacağına değinilmiştir.

İkinci bölümde, koşullu salıverilme kararının verilmesinde etkili olan; talep şartı, karar verecek merci, tatbik olunacak usul ve yasayolu hakkında bilgi verilmiştir. Sonra koşullu salıverilme dönemi ele alınmış olup; denetim süresinin nasıl hesaplanacağı ve hükümlünün bu süreyi nasıl tamamlayacağı konusunda açıklama yapılmıştır. Ayrıca bu bölümde denetimli serbestlik sistemine kısaca değinilmiştir. Daha sonra ise, koşullu salıverilen hükümlünün deneme süresi içindeki durumu ve koşullu salıverilmenin sonuçları gibi konuların kanunda yasal düzenlemesi incelenmiştir. Son olarak koşullu salıverilmenin hangi durumlarda geri alınacağı ve geri almanın sonuçları anlatılmış; ayrıca Türk hukukunda alınan koşullu salıverilme kararlarına da yer verilmiştir.

Üçüncü bölümde ise, İslam hukukunda koşullu salıverilme kavramı ve özelliklerinden bahsedilmiştir. Sonra Umman Krallığı’nda koşullu salıverilmenin anlamı ve özellikleri üzerine durulmuştur. Umman yasalarına göre, koşullu salıverilmenin konu ve şekilsel yönden şartları incelenmiş; etkileri ve geri alma durumlarından bahsedilmiştir. Daha sonra koşullu salıverilmenin Irak Yasası’nda kavram ve özellikleri incelenmiştir. Irak Yasası’nda, koşullu salıverilmenin; şartlarına ve uygulandığı suçlara değinilmiştir. Daha sonra koşullu salıverilmenin etkileri üzerinde durulmuş ve kararın geri alınması durumundan bahsedilmiştir.

Çalışma konuyla ilgili bilgilerin değerlendirildiği ve özetlendiği sonuç bölümü ile sona ermektedir.

4

(13)

3

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL OLARAK KOŞULLU SALIVERİLME VE ŞARTLARI

I. Koşullu Salıverilmenin Kavramı

Salıverilme yakalanan, tutuklanan kişiler için kullanıldığı gibi hükümlü kişiler için de kullanılmaktadır. Yakalama bazı kanunda aranan şartlara uyduğu takdirde yargıç

kararı ile cezaevinden dışarı çıkarılması anlamına gelen salıverme5 terimi, 1929 yılında

yürürlüğe giren 1412 sayılı Ceza Yargılanmaları Usulü Yasası’nda yer almıştır.6

Salıvermek ise, serbest bırakmak, koyuvermek anlamlarına gelmektedir.7 Bu terim

salıverilmeyi gerçekleştiren kamu otoritesini, salıverilmekte tutuklu kişinin tarafını

ifade etmektedir.8 Ceza infaz kurumunda bulunan bir hükümlünün, cezasının bitmesiyle

ceza veya tutukevinden bırakılması manasında da kullanılan salıverme, özgürlüğü kısıtlayan cezaya mahkûm edilen hükümlünün cezasının belirli bir kısmını çektikten

sonra serbest bırakılması anlamına da gelmektedir.9

II. Koşullu Salıverilmenin Hukuki Niteliği

Ceza süresi dolmayan bir hükümlünün salıverilmesinde rol oynayan yetkili otoriteler, bu kişinin cezaevindeki olumlu davranışlarını dikkate alarak karar verirler. Bu durumda, cezanın infazını tamamlayan bir kurum olan koşullu salıverilme karşımıza

5 Türk Dil Kurumu, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.559a4ffb87f3a6.021676 36 (13.11.2014). 6

Önder, Ali Rıza, “Salıverme”, Ankara Barosu Dergisi, Sayı: 2, 1980, s. 249.

7

Yenidünya, Ahmet Caner, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, İstanbul: Legal Yayıncılık, 2002, s. 17.

8

Önder, Salıverme, 1980, s.249.

9

(14)

4

çıkmaktadır. Koşullu salıverilme, infaz sisteminin gerekli bir tamamlayıcısı olmaktadır.

Hatta infazdan sonraki dönemin bir bölümünü de şekillendirmektedir.10

Koşullu salıverilme; cezaevinde bulunan hükümlü, kanun tarafından belirlenmiş ceza süresinin belirli bir kısmını iyi halli olarak geçirmesi halinde; konulan şartlara uyulmadığı takdirde salıverme kararının geri alınması koşuluyla, geri kalan süresini cezaevi dışında geçirebileceği ve bu sürenin sonunda cezanın tamamlanmış sayılacağı

sonuçlarını doğuran bir kurum olarak tanımlanabilir.11 Koşullu salıverilmedeki

hükümler, aksine bir düzenleme olmadığı sürece tüm suçlar ve hükümlüler için geçerli

olmaktadır. Bu durum, koşullu salıverilmeyi genel bir kurum haline getirmektedir.12

Hükümlünün cezasını tamamlamadan salıverilmesi düşüncesi çok eskilere dayanmaktadır. Eski Yunan’da cezanın hükümlüyü uslandırması ve hükümlünün iyi hallerde tekrar topluma salınması düşüncesine rastlanmıştır. Koşullu salıverilmenin ilk izlerine 1850’de Fransa’da küçük suçlarda; yetişkinler açısından ise 1861 yılından itibaren Portekiz’de rastlanılmıştır. Bu tarihten sonra diğer birçok ülkenin de kanunlarında koşullu salıverilmeyle karşılaşılmıştır. Özellikle o zamanlarda koşullu salıverilme, günümüzdeki anlamıyla kullanılmamış olup, dolan cezaevlerinin kapasitesini azaltmak ve sömürge ülkelere iş gücü sağlamak amacıyla hukuk dışı

konularda uygulanmıştır.13 Modern ceza hukukunda özgürlüğü kısıtlayıcı cezaların

amacı; sadece mağduru tatmin etmek veya yapılan haksızlığı ödettirmek için acı ve ızdırap çekmesini sağlamak değildir. Yani bu cezaların uygulanmasıyla, mahkûmu

uslandırma ve topluma kazandırma amaçlanır.14 Bu durumda uslanan ve topluma

karışmasında bir sorun gözükmeyen hükümlünün cezaevinde tutulması anlamsız ve cezanın hedefine ters düşmektedir.

Koşullu salıverilme, bir ödül ya da tümüyle karar mercilerinin isteğine bağlı bir kurum olmayıp; cezanın tamamlanması sırasında kişiselleştirilmesini sağlayan bir ceza infaz kurumudur. Ayrıca bir hükümlü de koşullu salıverilme talebinde bulunabilir ve

10

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s.174.

11

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s. 174.

12

Toroslu, Nevzat, Ceza Hukuku: Genel Kısım, Ankara: Savaş Yayınevi, 2012, s. 429.

13

Demirbaş, Timur, Ceza Hukuku: Genel Hükümler, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2011, s. 661.

14

(15)

5

koşullu salıverilmeye ilişkin alınan karara itirazda bulunabilir. Bu durumda koşullu

salıverilme, hükümlü için bir hak olmaktadır.15

Koşullu salıverilme bir tür erteleme biçimidir.16 Ancak ertelemeden farklı

olarak, hükümlü cezasının belirli bir süresini cezaevinde geçirmek zorundadır. Erteleme, sadece kısa süreli hapis cezaları için geçerliyken; koşullu salıverilme

hükümleri her tür hapis cezası için mümkün olabilmektedir.17 Koşullu salıverilmeye

ilişkin düzenleme, Türk ceza adalet sistemini değiştiren üç temel yasadan biri olan18 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’da yer

almaktadır.19 Ayrıca 20 Temmuz 2005 tarihinde 5402 sayılı Denetimli Serbestlik

Hizmetleri Kanunu yürürlüğe girerek koşullu salıverilme anlayışını tamamlamıştır.20

Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde bahsi geçen kanunlar ayrıntısıyla anlatılacaktır.

III. Koşullu Salıverilmenin Amacı

Daha önce de ifade edildiği gibi ilk kez İngiltere’de ortaya çıkan koşullu salıverilme, dolu olan cezaevlerini boşaltmak ve sömürge ülkelere iş gücü sağlamak

amacıyla ortaya çıkmıştır.21 Ayrıca koşullu salıverilen birçok mahkûmun Avustralya’ya

iş gücü elde etmek için gönderildiğine dair olaylar duyulmuştur.22 Bu dönemde koşullu

salıverilme günümüzdeki amacının dışında kullanılmış ve suçlulardan kurtulmanın en

ucuz ve kolay yolu olarak görülmüştür.23

Koşullu salıverilme kurumu bugünkü anlamıyla ilk olarak 18. yüzyılda cezaevlerinde disiplinin sağlanması ve mahkûmun uslandırılması düşüncesinin ön plana

15

Özbek, Veli Özer, İnfaz Hukuku, Ankara: Orient Yayıncılık, 2007, s. 247.

16

Yüce, Turhan Tufan, Ceza Hukukunun Temel Kavramları, Ankara: Turhan Kitapevi, 1985, s. 175.

17

Özbek, İnfaz Hukuku, 2007, s. 247.

18

Sağıroğlu, Mustafa, “Koşullu Salıverilme, Mükerrirlik, Özel İnfaz Usülleri Ve Denetimli Serbestlik Sistemi İle İlişkileri”, Adalet Dergisi, Sayı: 24, 2006, s. 23.

19

Öztürk, Bahri / Erdem, Mustafa Ruhan, Ceza Hukuku: Genel Hükümler ve Özel Hükümler, Ankara: Turhan Kitapevi, 2007, s. 271.

20

Sağıroğlu, Koşullu Salıverilme, Mükerrirlik, Özel İnfaz Usülleri Ve Denetimli Serbestlik Sistemi İle

İlişkileri, 2006, s. 23.

21

Akkaş, Ahmet Hulusi, “Koşullu Salıverilme”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 12, Yıl: 2008, Sayı: 1-2, s. 307-308; Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 79.

22

Önder, Ayhan, Ceza Hukuku: Genel Hükümler, Cilt: 3, İstanbul: Beta Yayım, 1989, s. 217.

23

(16)

6

çıkmasıyla, Amerika’da kabul edilmiştir.24 Günümüzde koşullu salıverilme; iyi hal

gösteren hükümlüleri, cezaevinin olumsuz psikolojisinden kurtarılmasını ve bu kişilerin

sosyal olarak iyileştirilmesini sağlayan bir kurum olarak görülmektedir.25

Bir suçlunun yargılanması sırasında, yargıç suçluyu yeterince tanımadığı için o kişinin uslandırılmasına yetecek olan ceza süresinden daha fazla verebilmektedir. Ancak cezaevine giren mahkûm iyi hal gösterir ve cezasının bir kısmını infaz ederse, bu mahkûmun cezaevinde kalmaya devam etmesi cezanın verilmesi amacına ters düşmektedir. Bu noktada koşullu salıverilme ortaya çıkmaktadır. Koşullu salıverilme sayesinde infaz süresinden daha erken özgürlüğüne kavuşmak isteyen her mahkûm konulan kurallara uymak için elinden geleni yapar. Bu sebeple koşullu salıverilme

mahkûmları iyi halli olmaya teşvik eder ve onları bu konuda cesaretlendirir.26

Koşullu salıverilme kurumu sayesinde, hükümlünün uslandırılarak daha kısa zamanda topluma karışması sağlanır. Bu sayede mahkûm tüketici konumundan üretici hale gelerek topluma faydalı olur. Ayrıca kendi yeteneklerine uygun bir işte çalışarak devletine vergi öder ve bir şekilde ülke ekonomisine katkı sağlayarak devletini destekler.27

Özgür kalmak isteyen mahkûm cezaevi içindeki kurallara uyar ve koşullu salıverildikten sonra da geri dönmemek için kanunlara aykırı davranmaktan kaçınır.28 Bunlara dayanarak koşullu salıverilmenin, doğru uygulanması sonucunda mahkûm ve toplum için birçok faydasının olduğu görülmektedir.

IV. Koşullu Salıverilme Kurumunun Ayırıcı Özellikleri

Koşullu salıverilme kurumunun bazı ayırt edici özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

24

Önder, Ceza Hukuku: Genel Hükümler, 1989, s. 217.

25

Soyaslan, Doğan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara: Yetkin Dağıtım, 3. Baskı, 2005, s. 550.

26

Özgenç, İzzet, Türk Ceza Hukuku: Genel Hükümler, 3. Bası, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2008, s. 626.

27

Donay, Süheyl, “Şartla Salıverilmeye İlişkin Bir İçtihadı Birleştirme Kararı”, İÜHFM, Cilt: 40, Sayı: 1-4, 1974, s. 760; Akkaş, Koşullu Salıverilme, 2008, s. 308.

28

(17)

7

 Koşullu salıverilme, hükümlünün toplam ceza süresinin tamamını infaz etmeden cezaevinden salıverilmesi şeklinde gerçekleştiğinden, sadece hapis cezaları

bakımında söz konusu olmaktadır. 29

 Bir hükümlünün koşullu salıverilmesi için toplam ceza süresinin belirli bir kısmını cezaevinde infaz etmesi gerekmektedir. Bu süre, özgürlüğü kısıtlayıcı cezanın özelliğine (ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya süreli hapis cezası

vb.) ve mahkûmun geçmişine bağlı olarak değişmektedir.30

 Adli makamlar tarafından alınan koşullu salıverilme kararlarında hükümlünün, konulan cezaevi kurallarına uyarak, iyi hal göstermesi ve bunu açığa vurması çok önemlidir. 31

 Koşullu salıverilen hükümlü, bu deneme süresi boyunca konulan şartlara uymaz veya tekrar kanuna aykırı davranışlarda bulunursa salıverilme kararı yetkili birimlerce geri alınarak; kalan cezanın infazı için tekrar cezaevine gönderilir. Ancak hükümlü konulan şartlara riayet ederek ve bir suç işlemeden bu süreyi geçirirse, cezanın infazı tamamlanmış sayılacak ve hükümlü ile devlet arasındaki ceza ilişkisi son bulacaktır.32

V. Türk Hukukunda Koşullu Salıvermenin Tarihi

Osmanlı İmparatorluğu döneminde koşullu salıverilme, 1858 tarihli Ceza

Kanunu yasasında yer almamaktaydı.33 Koşullu salıverilme kurumu Cumhuriyet

dönemiyle birlikte 1926 yılında Türk Ceza Yasası ile hukukumuza girmiştir.34 1926

tarihli Türk Ceza Kanunu’nun çeşitli tarihlerde değişikliğe uğrayan 16. maddesinin ilk şekline göre; 3 seneden fazla süreyle ağır hapis veya hapis cezasına mahkûm olanların

29

İçel, Kayıhan / Akıncı, Füsun Sokullu / Özgenç, İzzet / Sözüer, Adem / Mahmutoğlu, Fatih S. /

Ünver, Yener, İçel Yaptırım Teorisi, 3. Kitap, 2. Bası, İstanbul: Beta Basım, 2002, s. 405.

30

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 20.

31

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 20

32

Demirbaş, Ceza Hukuku: Genel Hükümler,2011, s. 662; Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk

Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 21.

33

Gayretli, Mehmet, 1858 Osmanlı Ceza Kanununun Kaynağı Üzerindeki Tartışmalar ve Bu Kanuna Ait Bir Taslak Metninin Bir Kısmıyla İlgili Değerlendirmeler, http://www.e-akademi.org/makaleler/mgayretli-2.pdf [12.12.2014], s. 4-7; Jescheck, Hans-Heinrich, “Türk Ceza Kanununun Ön Tasarısında Yer Alan Kusur İlkesinin Mukayeseli Hukuk Açısından İncelenmesi”, İÜHFM, Cilt: 54, Sayı: 1-4, 1991-1994, s. 15-16.

34

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s. 175; Centel, Nur, “Şartla Salıverme”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları, Cilt:7, 1992-1993, s. 42.

(18)

8

ağır hapiste 3 seneden eksik olmamak üzere, cezanın 4’te 3’ünü ve kalan ceza süresi 3 seneden fazla olmamak suretiyle iyi hal gösteren tutuklu veya hükümlünün talepleri üzerine koşullu salıverilebilirlerdi. Ayrıca bu madde, müebbet hapis cezası verilen hükümlünün de 20 yılını iyi halli olarak cezaevinde geçirdikten sonra koşullu salıverilme hakkından faydalanabileceğini vurgulamıştı. Aynı zamanda, idamdan çevrilme ağır hapis cezasına sahip olanlar ve ikinci kez 5 yıldan fazla cezaevine kapatılan mahkûmlar koşullu salıverilme kurumundan faydalanamazdı. Yasanın 17. maddesinde de koşullu salıverilme kararının geri alınmasına ilişkin esaslar yer almıştı. Buna göre, iyi hallilik gösterip salıverilen hükümlü, dışarıda tekrar bir suç işlerse veya konulan şartlara uymadığı takdirde koşullu salıverilme kararı fes edilir; dışarıda geçirilen süre toplam ceza süresinden düşmediği gibi, tekrardan koşullu salıverilme

hakkından yararlanamazdı35.

1936 tarihinde TCK’nın 13. maddesini değiştiren 3038 sayılı kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, cezaların infazında dört devreyi içeren kademeli serbestlik (tedrici serbesti) sistemini getirmiştir. Bu sistem, 1937 yılında yürürlüğe giren 3112 sayılı kanunla geliştirilmiştir.36 Bu devreler şöyledir:

Birinci devrede; mahkûm gece ve gündüz olmak üzere cezasının 20’de 1’ini yalnız başına bir hücrede geçirirdi. Ancak bu süre 1-6 ay arasında olmak zorundaydı.

İkinci devrede ise; mahkûm sadece gecelerini ayrı bir hücrede geçirir ve bu süre; mahkûm belirli bir zaman tutuklu kalmış ise, bu zaman ile birinci devrede hücrede kaldığı zamanı çıkardıktan sonra geri kalan cezanın 6’da 1’i kadardı.

Üçüncü devrede; mahkûmun cezaevinde geçirdiği her 3 gün 4 günlük ceza süresine denk gelmekteydi. Ayrıca bu devrede mahkûm gece veya gündüz yalnız başına bir hücrede bulunmak zorunda değildi. Üçüncü devre süresi de, tutukluluk süresinden birinci ve ikinci devrelerde geçirilen zaman çıkarıldıktan sonra geri kalan sürenin üçte biri kadardı.

35

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 64-65.

36

(19)

9

Dördüncü devrede ise; geriye kalan ceza süresi infaz olunur ve her gün iki mahkûmiyet gününe karşılık gelirdi. Bir devreden ötekine geçebilmek için mahkûmun iyi hallilik göstermesi gerekirdi.37

Yapılan bu kanunlar, öldürme ve suç olaylarının artmasına engel olamamıştı. Bu sebeple ceza infaz sisteminin değiştirilmesi ve şiddetlendirilmesini gerektirmişti. 1953 yılında 6123 sayılı kanun yürürlüğe girerek, hürriyeti bağlayıcı cezaların infazında üç kademeli sistemi getirmişti. Bu sistem hücre süresini cezanın 10’da 1’ine çıkarmış ve bu sürenin 2 ay ile 1 sene arasında olacağını vurgulamıştı. TCK’da yapılan değişikliklerle ceza sürelerinin arttırılması yanında, yaş ve hafifletici sebeplerden dolayı yapılan indirimlerin azaltılması da suçların artmasının önüne geçememiştir. Güvenliğin ve istikrarın tekrar sağlanması için bu sistemin de değiştirilmesi gerektiği gündeme gelmişti.38

1965 yılında TCK’nın 16. maddesini yürürlükten kaldırmış olan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile koşullu salıverilme kurumu yeniden düzenlenmiştir. Bu kanunun 19. maddesine göre, tüm hükümlüler koşullu salıverilmeden faydalanabilecekti. Bu düzenlemeye göre, hükümlülük süresinin 3’te 1’ini, ayrıca müebbet hapis cezası olan mahkûmların ise 24 yılını iyi halli geçirmeleri şartıyla koşullu salıverilmeden yararlanabilirlerdi.39

17.03.1982 tarihli 2638 sayılı kanun ile Ceza İnfaz Kanunu’nun 19. maddesi değiştirilmiş ve yeni bir fıkra eklenmişti. Bu maddeye göre; tutuklu veya hükümlü iken iki defa firar veya firara teşebbüs etmiş veya Türk Ceza Kanununun 304. maddesine göre iki defa cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçundan mahkûm edilmiş olanlar, açık veya yarı açık cezaevlerinden disiplin cezası verilerek iki defa kapalı infaz kurumlarına iade edilmiş olanlar ile kapalı infaz kurumlarında olup da hükümlülük süresi içinde hücre hapsi veya dört defa disiplin cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış

olsa bile, koşullu salıverilmeden yararlanamayacakları hükmüne bağlanmıştı.40

11.03.1986 tarihli 3267 sayılı CİK’in 19. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları değiştirilmiştir. Buna göre, TBMM kararıyla ölüm cezası geri alınan hükümlü de

37

RG. 11. 11. 1937, Sayı: 3531.

38

Dönmezer, Sulhi, “Ağır Hapis Cezasında Hücre Devresi ve Tenfiz Sistemimiz Üzerine Tekliflerimiz”,

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt: 27, Sayı: 1-4, İstanbul, 1962, s. 9.

39

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 70-72.

40

(20)

10

cezasının 30 yılını iyi halli olarak infaz ettikten sonra koşullu salıverilmeden faydalanabilecekti. Ayrıca müebbet hapis cezası olan hükümlülerin de koşullu salıverilme süreleri kısaltılmıştır. Müebbet hapis cezasına sahip olan hükümlüler, cezalarının 20 yılını; diğer özgürlüğü kısıtlayıcı cezaya mahkûm olanlar ise hükümlülük süresinin 2’de 1’ini cezaevinde iyi halli geçirdikleri sürece, talep etmemiş olsalar dahi koşullu salıverilmeden faydalanabileceklerdi. Ancak tutuklu veya hükümlü iken firar veya firara yeltenmiş olanların koşullu salıverilmeden faydalanabilmeleri için; ölüm cezası geri alınmış hükümlülerin 36 yılını, müebbet hapse mahkûm olanların 26 yılını ve diğer özgürlüğü kısıtlayıcı cezalar için ise 4’te 3’ünü iyi halli olarak cezaevinde

tamamlamış olmaları gerekmekteydi.41

03.10.2001 tarihinde kabul edilen 4079 sayılı kanunun 15. maddesi ile ölüm cezası bazı istisnalar42 dışında kaldırılmıştır. Bu kanundan sonra 2002 yılında kabul edilen 4771 sayılı kanununun 1. maddesi;

“A) Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 7.1.1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununda yer alan idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmüştür.

Şu kadar ki,

a) Türk Ceza Kanununun 47, 50, 51, 55, 58, 59, 61, 62, 64, 65, 66, 102, 112, 451, 452, 462 ve 463 üncü maddeleri ile 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin idam cezasına ilişkin hükümleri,

b) Türk Ceza Kanununun 17 nci maddesi ile 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19 ve Ek 2 nci maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilmemesine karar verilenlere ilişkin hükümleri, Saklıdır.

41

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 74-75.

42

(21)

11

B) Bu Kanun hükümlerine göre idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülenler hakkında Türk Ceza Kanununun 70, 73 ve 82 nci maddelerinde öngörülen süreler iki kat, terör suçluları hakkında üç kat olarak uygulanır.

Bu Kanun hükümlerine göre idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları hakkında Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun şartla salıverilmeye ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bunlar hakkında müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder.” şeklindedir. Bu kanunla ölüm cezaları müebbet hapis cezalarına çevrilmiştir.

4771 sayılı kanunu yürürlükten kaldıran 21.07.2004 tarihli 5218 sayılı kanun ile Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’da değişiklikler yapılmıştır. Bu maddeye göre, müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları ile ölüm cezaları ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen veya ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olan terör suçluları hakkında, bu Kanun ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun şartla salıvermeye ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bunlar hakkında

ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder.43

13.12.2004 tarihinde kabul edilen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun, ceza ve tedbirlerin infazına yönelik tüm düzenlemeleri içinde toplayarak karmaşa ve düzensizliğin önüne geçmiştir. Bu kanuna göre mahkûmların; ağırlaştırılmış müebbet hapiste 30 yılı, müebbet hapiste 24 yılı ve süreli hapiste ise

cezaların 2/3’ünü iyi halli olarak cezaevinde geçirmeleri gerekmektedir.44

29.06.2006 tarihli Terörle Mücadele Kanunu 5532 sayılı kanun ile değişik 17. maddeye göre, örgüt mensubu kişi olmasa bile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren bir suçtan dolayı;

 Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası için; 36 yılı,  Müebbet hapis cezası için; 30 yılı,

 Süreli hapis cezasına mahkûm olanlar ise cezalarının ¾’ünü cezaevinde çektikten sonra koşullu salıverilmeden faydalanabilirler.

43

Daha fazla bilgi için 5218 sayılı kanuna bakınız.

44

RG. 13.12.2004, Sayı: 25685; Ayrıca bkz. Sağıroğlu, Koşullu Salıverilme, Mükerrirlik, Özel İnfaz

(22)

12

Ayrıca Terörle Mücadele Kanununda iyi halliliğin tespitiyle ilgili özel bir hükme

yer verilmiştir.45 Buna göre, “tutuklu veya hükümlü iken firar veya ayaklanma suçundan

mahkûm edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç kere hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile koşullu salıverilmeden yararlanamazlar.” (m. 17, f. 2)

VI. Kurumun Gerekliliğini Savunan ve Eleştiren Düşünceler

A. Kurumu eleştiren görüşler

Koşullu salıverilme kurumunu savunan ve eleştiren görüşler, bu kurumun ortaya çıktığı günden beri tartışılmaktadır. Koşullu salıverilme kurumunun karşısında olanlar bu kurumun özelliğinden çok uygulamada görülen aksaklıklara dair fikirler öne sürmüşlerdir. Buna göre, koşullu salıverilmenin dikkatsiz ve konulan şartlara uygun olmayarak uygulanması; cezaevinde belirli bir süre geçiren mahkûmların alışagelmiş bir şekilde salıverilmesi kurumu amacından saptıracaktır. Ayrıca cezaevi kapasitelerinin dolu olduğu bir dönemde koşullu salıverilme olaylarının daha fazla uygulanması doğru olmayıp, topluma fayda yerine zarar getirecektir. Bu aksaklıklara bazı öneriler getirilmeye çalışılmıştır. Bu önerilerin başında, mahkûmların ne zaman koşullu

salıverileceği dikkatle belirlenmeli46 ve koşullu salıverilmeye hak kazanan

hükümlülerin seçiminde bilimsel kriterlere uygun davranılmalıdır.47 Ayrıca koşullu

salıverildikten sonra hükümlünün, yeterli gözetim ve denetim altında olması

gerekmektedir.48

Bahsedilen bu hususların gerçekleştirilebilmesi için; fiziki koşulların yeterli olması, eğitimli cezaevi personellerinin yetiştirilmesi ve uygun iyileştirme

programlarını yürütebilecek teşkilatların kurulmuş olması gerekmektedir.49

45

Özgenç, Türk Ceza Hukuku: Genel Hükümler, 2008, s. 643-644.

46

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s. 174.

47

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 107.

48

Artuk, Mehmet Emin / Gökçen, Ahmet / Yenidünya, Caner, Ceza Hukuku: Genel Hükümler 2

(Yaptırım Hukuku), 1. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2003, s. 315.

49

Dönmezer, Sulhi / Erman, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Cilt:3, 10. Bası, İstanbul: İstanbul Matbaası, 1985, s. 84-86.

(23)

13

Koşullu salıverilmenin hükümlü üzerindeki etkisi de unutulmamalıdır. Salıverilen mahkûma yeteneklerine ve kişisel özelliklerine uygun bir meslek

öğretilmeli50 ve mahkûm, toplum içinde yalnız bırakılmamalı; karşılaştığı problemlerde

yardımcı olunarak desteklenmelidir.

B. Kurumun gerekliliğini savunan görüşler

18. ve 19. yüzyıllarda özgürlüğü bağlayıcı cezanın uygulanmasıyla, kişi özgürlüğünden mahrum edilerek cezalandırılması ve diğer yandan da uslandırılması amaçlanmaktaydı. Ancak mahkûmlar suçtan uzak durmak yerine cezaevlerinde çeteleşip yeni suçlar öğrenmekteydiler. Bunun önlenmesi için hücre hapsi çare olarak düşünülmüş; fakat bunun uygulanması birçok ruh ve beden hastalıklarını beraberinde getirmiştir. Aynı zamanda akıl hastalarının ve evsizlerinde bu dönemde cezaevlerinde kaldıkları görülmekteydi. Kalabalıklaşan cezaevlerinde hükümlülerin bakımı ve beslenmesi devletin kısıtlı bütçesi sebebiyle bir hayli zor olmaktaydı. Bütün bu sorunlara bir çözüm olarak koşullu salıverilme kurumu ortaya çıkmıştır. Koşullu salıverilme zamanla cezanın özel önleme yetkisine sahip ve uslandırma amacına hizmet eden bir infaz şekli olarak kabul edilmiştir.51

Koşullu salıverilmenin olumlu yanlarını savunan görüşleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.

 Koşullu salıverilme, cezaevine giren mahkûmun ceza süresini iyi halli olarak geçirmesi için onu cesaretlendirir.52 Bu kurum, suçluya toplam ceza süresini infaz etmeden önce cezaevinden çıkabileceğini hatırlatan bir uyarıcıdır.53

 Cezaevine dönme korkusu olan mahkûmu, iyi halde devama zorlayan koşullu salıverilme kurumu ile cezaevinin anahtarının mahkûmun eline verilmiş olduğunu söyleyenler de vardır. Aynı zamanda bu kurum, hem

50

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 108.

51

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 103-104.

52

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s. 174.

53

(24)

14

uslandırıcı hem de suçluyu özgürlüğüne kavuşturarak; sosyal hayata

uyumunu kolaylaştıran olumlu bir araç olarak varlığını sürdürmektedir.54

 Koşullu salıverilmenin ileride gerçekleşme ihtimali, mahkûmun diğer mahkûmlarla gayri meşru ilişkiler içine girmesini önlediği gibi cezaevinde düzen ve disiplininde sağlanmasına yardımcı olur.55 İyi hal gösterdiğinde koşullu salıverileceğini bilen kişi cezaevindeki hal ve hareketlerine dikkat eder.56

 Uzun süre cezaevinde kalan mahkûmun normal hayata uyumu güçtür. Bu bakımdan koşullu salıverilme, mahkûmun cezaevinde geçireceği süreyi kısaltarak kurumsallaşmayı önleyeceğinden önemli bir kurum haline gelmektedir.57

 Koşullu salıverilme, hükümlünün cezaevinde kalacağı süreyi kısaltacağı için; devletin ekonomik açıdan tasarruf etmesine yardımcı olacaktır. 58 Cezaevindeyken masrafları devlet tarafından karşılanan mahkûm, koşullu salıverildikten sonra dışarıda çalışarak vergi öder ve bu şekilde devletini desteklemiş olur.59

 Hükümlü cezaevindeyken psikolojik terapi, destek grupları, finansal yardım, dini programlar vb. gibi sosyal servislerden yararlanamazken;

koşullu salıverilme sayesinde bu servislerden faydalanma imkanı artar.60

 Kendisine verilen ceza süresi dolmadan iyi hal gösterip uslanan mahkûmu cezaevinde tutmak, cezanın verilme amacına ters düşmektedir. Bu durumdaki mahkûm, biran önce serbest bırakılmalı ve cezaevinin olumsuz psikolojisinden kurtarılmalıdır. Koşullu salıverilen hükümlü dışarıda daha verimli çalışarak hem kendisine hem de topluma fayda sağlamış olurlar.61

Aleyhindeki fikirlere rağmen birçok ülkenin mevzuatında bulunan koşullu salıverilme, modern uluslararası hukukun infaz kısmı için büyük bir öneme sahip olan faydalı bir

54

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s. 174-175.

55

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s.104.

56

Akbulut, Şartla Tahliye, 1996, s.175.

57

Schmallager, Frank, Criminal Justice Today, N.J. Pearson/Prentice Hall, 2005, s. 378.

58

Dönmezer / Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 1985, s.82-84.

59

Schmallager, Criminal Justice Today, 2005, s. 378.

60

Artuk vd., Ceza Hukuku: Genel Hükümler 2, 2003, s. 314-315.

61

(25)

15

kurumdur. Ayrıca kurumu eleştiren görüşler, kurumun özelliğinden çok uygulamadaki eksikliklerden kaynaklanmaktadır.

VII. Koşullu Salıverilme Kurumuyla Benzer Müesseseler

Koşullu salıverilme, iyi hal gösteren mahkûmun cezasının bir kısmını infaz ettikten sonra serbest bırakılması ve belirlenen bir süre boyunca konulan şartlara uyulup uyulmadığını kontrol eden kurumla, ceza hukukunun bazı müesseseleri benzerlik taşımaktadır. Aşağıda koşullu salıverilme kurumunun af, erteleme (tecil) ve denetimli serbestlik kurumundan farkları üzerinde durulacaktır.

A. Af

Af, suç teşkil eden fiiller için kesinleşmiş cezaları ortadan kaldıran, hafifleten veya değiştiren; verilmiş olan cezaların bir kısmının veya tamamının infazını önleyen,

yasama veya yürütme organlarınca gerçekleştirilen bir kamu işlemidir.62 Affın,

yetkililerce yapılmış bir hukuki tasarruf olduğunu düşünenler de vardır.63

Affı çıkarmaya yetkili mercileri ve af çıkarma yetkisinin kullanılmasına ilişkin

hükümler 1982 Anayasası’nda düzenlenmiştir.64 Buna göre, Türkiye Büyük Millet

Meclisi genel af çıkarmaya yetkili olan tek makamdır (AY. m.87). Özel af çıkarmaya ise, yetkili iki organ bulunmaktadır. Anayasanın 87. maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye sayısının 5’te 3 çoğunluğunun kararı ile özel af kararı alma yetkisi verilmiştir. Özel af yetkisine sahip olan bir diğer yetkili makam ise, Anayasanın 104. Maddesine göre cumhurbaşkanına verilmiştir. Yine Anayasanın 169. Maddesinde orman suçları ile ilgili genel veya özel af ilan edilemeyeceğini belirtilmiştir.65

Bu bilgiler ışığında iki tür aftan söz edilebilir; bunlar genel ve özel aftır. Bu iki af çeşidinin temel özellikleri ve farkları aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.

62

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 23; Özek, Çetin, “Umumi Af”, İÜHFM, Cilt: 24, Sayı: 1-2, 1959, s. 119.

63

Özek, Umumi Af, 1959, s. 119.

64

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 24.

65

(26)

16

I. Genel af, hükmolunan cezaların tamamının ortadan kalkacağını ifade ettiğinden

(TCK. m.97) geçmişteki suçun unutulacağı anlamına gelir. Özel af genel aftan farklı olarak hükmolunan cezayı kaldırır, değiştirir veya hafifletir.66

II. Genel af hükümden önce veya sonra olabilir. Hükümden önce gerçekleşen genel

af kamu davasının düşmesine ya da açılmamasına yol açarken kesin hükümden sonra gerçekleşen genel af ise suçun infazına son verecek geçmiş sabıka kaydı silinir. Özel af ise, kesin hükümden sonra çıkarılır ve cezaya etki eder.

III. Her iki af çeşidinin de gerçekleşmesi için bazı şartların yerine getirilmesi

istenebilir. Suçlu bu şartları yerine getirmediği sürece aftan yararlanamaz. Bu şartlar geciktirici veya bozucu olarak iki şekilde gerçekleşebilir. Geciktirici şarta, Cumhuriyetin 10. Yıldönümü dolayısıyla 2330 sayılı Af Kanunu örnek olarak verilebilir. Bu kanunun 14. maddesine göre, firar halinde olanların bir an önce hükümete teslim olmaları gerektiği, aksi takdirde yararlanamayacakları vurgulanmıştır. Bozucu şarta örnek ise; İkinci Meşrutiyet’in ilanı sebebiyle çıkarılan 1325 tarihli Umumi Af kanununa göre, 1924 tarihinden itibaren 6 yıl

boyunca kanuna aykırı davranmamaları şartı konulmuştur.67

Bir affın genel af mı yoksa özel af mı olduğu, suça ya da affa uğrayan kişilerin sayısına bakılarak belirlenmeyip; affın doğurduğu sonuca göre belirlenir. Yani genel af kişinin cezasını ortadan kaldırdığı gibi, daha öncesine ait ceza sabıka kaydını da siler. Ancak özel afta ise yalnızca cezayı ortadan kaldırır, hafifletir veya cezasını adli para

cezasına dönüştürür; sabıka kaydı baki kalır.68

Koşullu salıverilmenin af kurumunda farklılıklar taşıdığı görülmektedir. Her ikisinde de salıverilme gerçekleşse bile şartları farklıdır. Bir hükümlünün koşullu salıverilmesi için iyi hal göstermesi gerekmektedir. Oysa afta hiç cezaevine girmemiş veya yeni girmiş olanlar da bu kurumdan faydalanabilir ve ayrıca iyi hal aranmaz. Koşullu salıverilme olayından sonra deneme süresinde bulunan mahkûm konulan şartlara riayet etmediği takdirde koşullu salıverilme kararı geri alınarak, cezasının tamamlanması için cezaevine geri gönderilir. Genel af kurumunda ise mahkûmiyet

66

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 25.

67

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 26-27.

68

(27)

17

tamamen ortadan kaldırılır. Ayrıca koşullu salıverilme kararı mahkeme tarafından

verilirken; af yetkisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi ya da devlet başkanınca kullanılır.69

Türk hukukuna, koşullu salıverilme ya da dava ve cezaların ertelenmesi adı altında çıkarılan birtakım yasaların koşullu af niteliği taşıdığını belirtmek gerekir. Örneğin, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun geçici 1. Maddesindeki:

”8.4.1991 tarihine kadar işlenen suçlar sebebiyle:

a) verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanların 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun 19. Maddesi hükmüne göre çekmeleri gereken cezalarının 10 yılını,

b) müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanlar çekmeleri gereken cezaların 8 yılını,

c) diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilmiş olanlar hükümlülük süresinin beşte birini, çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın koşullu salıverilirler.” şeklindeki düzenleme, toplu özel af niteliği taşımaktadır.70

B. Erteleme

Erteleme, kişiyi kısmen veya tamamen işlediği suçun hukuki sonuçlarından kurtarmak ve belirli bir süre içinde yeniden suç işlenmemesi ve öngörülen diğer şartlara uyduğu takdirde, cezanın infaz edilmemesini sağlayan bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Suçlu eğer belirli bir zaman içinde iyi hal gösterir ve kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirirse, cezanın infazından tamamen kurtulabilir. Kişi ertelemeyi talep etmemiş olsa dahi mahkeme veya hâkim cezanın ertelenmesi kararını

69

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 29.

70

RG.23.05.2002, Sayı: 24763; Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 29.

(28)

18

alabilir.71 Ayrıca erteleme bölünemez. Yani ya cezanın tümü ertelenir ya da ceza

ertelenmez.

5237 sayılı Ceza Kanunu’na göre erteleme 2 yıla kadar hapis cezaları için geçerli olmaktadır. Ancak bu süre, 18 yaşında küçükler ve 65 yaşından büyükler için 3 yıla çıkarılmıştır. Erteleme kararı alınırken suçlar birbirinden bağımsız olarak değerlendirilir. Birden fazla suç işleyen suçlu için erteleme kararı alınırken, her bir suç için ayrı ayrı karar alınır. Cezası ertelenen suçluya hâkim, 1 ila 3 yıl arasında deneme süresi belirler. Belirlenen bu süre ceza süresinden az olamaz. Örneğin; 1 yıl hapis cezası alan suçlu için en az 1 yıl deneme süresi olacaktır. 72

Erteleme 4 farklı şekilde gerçekleşebilmektedir. Bunlar; kamu davasının açılmasının ertelenmesi, duruşmanın ertelenmesi, hükmün ertelenmesi ve cezanın ertelenmesidir.73

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, failin belli bir süre iyi hal göstermesi ve konulan şartlara uyması halinde kamu davasının açılmasından vazgeçilmesidir. Bazı ülkelerin mevzuatında kamu davasının açılmasından ertelenmesi sanığın işlediği iddia edilen suçu itiraf etmesine de bağlı olmaktadır. Suçsuz olduğunu ispatlamak ve masumiyetini göstermek isteyen fail, belirli bir süre için konulan şartlara riayet etmiş olması gerekmektedir. Fakat koşullu salıverilmede, mahkûmun cezasının belirli bir kısmını cezaevinde infaz etmiş olması gerekirken, kamu davasının ertelenmesinde ise,

bir dava açılımı söz konusu olmadığından, cezanın infazı söz konusu değildir.74

Duruşmanın ertelenmesi, açılan kamu davasının mahkeme tarafından alınan karara göre belirli bir deneme süresinin sonuna kadar bırakılması söz konusudur. Bu süreyi, failin iyi hal ile geçirmesi ve konulan şartlara uyarak tamamlaması halinde ceza kovuşturması sona erecektir. Bu kurum sanığın gözetim altında tutulması sebebiyle koşullu salıverilmeyle benzerlik göstermektedir. Ancak duruşmanın ertelenmesi, sanığın

iyileşme çabalarının tespitine yönelik olup, cezanın infazı söz konusu olmamaktadır. 75

71

Erdem, Mustafa Ruhen, “Ceza Hukukunda Cezaların Ertelenmesine İlişkin Düzenlemelere Anayasal Bakış”, Anayasa Yargısı, Sayı: 18, Anayasa Mahkemesi’nin 39. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda sunulan Bildiriler (25-26 Nisan 2001), Ankara, 2001, s. 17.

72

Keskinsoy, Ömer, “ Hapis Cezalarının Ertelenmesi”, Ankara Barosu Dergisi, 2006-2, s. 45-46.

73

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s.35.

74

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s. 35-37.

75

(29)

19

Hükmün ertelenmesi, sanığın belirli bir süre içerisinde iyi hal göstermesi, kendisi hakkında verilecek kararın ertelenmesine yardımcı olmaktadır. Fail, öngörülen bu deneme süresinde, hâkimin kendisine yüklediği sorumlulukları da yerine getirmek

zorundadır. Aksi halde hükmün verilmesiyle cezanın infazı aşamasına

geçilebilmektedir. Hükmün ertelenmesi kurumuyla koşullu salıverilmenin farklılık taşıdığı görülmektedir. Hükmün ertelenmesinde, suçlu cezaevinde değil toplum içinde serbest olarak uslandırılmaya çalışılırken; koşullu salıverilmede uslandırma cezaevinde yapılmaktadır. Ayrıca hükmün ertelenmesinde, deneme süresince iyi hal göstermeyen suçluya hüküm verilmesiyle cezanın infazı için cezaevine gönderilirken; koşullu salıverilmede ise, cezasının bir kısmını infaz etmiş olan mahkûmun serbest hayata

geçebilmesi için bir deneme süresi bulunmaktadır.76

Cezanın ertelenmesi, deneme süresini iyi hal ile geçiren failin mahkûmiyeti henüz gerçekleşmediğinden, cezanın kişiselleştirilmesi amacıyla, devletin ceza vermek

ve cezayı infaz ettirmek hakkından vazgeçmiş olmasıdır.77 Cezanın ertelenmesi sistemi

ilk kez 1888 tarihli yasa ile Belçika’da kabul edilmiş ve ardından 1891 tarihli kanun ile de Fransa’da benimsenmiştir. Bu kuruma göre, sabıka kaydı temiz olan sanık hakkında mahkûmiyet kararı veren hâkim, verdiği cezanın yasada belirtilen sınırlar içinde bulunduğunu tespit ettiğinde, cezayı erteler. Deneme süresi sonunda konulan şartlara uyan sanık için, ceza artık infaz edilemez ve fail hiç ceza evine girmemiş olur. Türk hukukunda, cezanı ertelenmesi dışındaki erteleme türleri mevzuatımızda yer

almamaktadır. Koşullu salıverilme deneme süresiyle cezanın ertelenmesine

benzemektedir. Ancak ertelemede, hükmedilen cezanın bütününün çektirilmemesine ilişkinken; koşullu salıverilmede ise bir kısmının çektirilmesi söz konusudur. Erteleme kararının geri alınmasıyla sanık için hükmolunan cezasının tamamı infaz ettirilirken; koşullu salıverilmede ise cezanın infazına kalındığı yerden devam edilir. Ayrıca erteleme kararı, mahkûmiyet kararıyla aynı uygulama süreci içinde alınırken, koşullu

salıverilmede cezanın infazı aşamasında yeni bir mahkeme kararıyla gerçekleşir.78

76

Yenidünya, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Şartla Salıverme, 2002, s.38-45.

77

Erdem, Ceza Hukukunda Cezaların Ertelenmesine İlişkin Düzenlemelere Anayasal Bakış, 2001, s. 17.

78

(30)

20 C. Denetimli serbestlik sistemi

Denetimli serbestlik, şüpheli veya hükümlünün gözetiminin düzenlenmesi ve uygulanması, verilen görevler ve getirilen kısıtlamalar dâhil hapis cezası ile ilişkili olmayan cezaların infazının denetlenmesi, tecil edilen hapis cezasının denetim süresi boyunca hükümlünün davranışlarının denetlenmesi ve suçlulara, daha doğru bir yaşam sürmeleri, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından getirilen koşulları yerine getirmeleri ve böylelikle bozulmuş olan hukukî ve toplumsal ilişkilerin düzeltilmesi amacıyla bireysel yardım sağlanması ve ikna edilmeleri anlamını kapsayan bir sistemdir

(Çek Cumhuriyeti Probasyon Kanunu m. 2).79

Dönmezer-Erman’a göre denetimli serbestlik kurumu, özel şekilde seçilmiş suçlular hakkında kamu davasının açılmasının veya duruşma yapılmasının ya da cezanın hükmedilmesinin şartlı olarak geri bırakılmasını ve serbest bırakılan suçlu hakkında onun kişiliğini hedef tutan bir kontrol, yöneltme ve idare sisteminin

uygulanmasını belirleyen bir tedbirdir.80

Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ise; cezaları ertelenen, salıverilen veya haklarında hapis cezası dışında herhangi bir tedbire hükmedilen hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, iyileştirilmesi, psiko-sosyal problemlerinin çözülmesi, salıverme sonrası korunması ve yargılanan kişiler hakkında sosyal araştırma raporlarının düzenlenmesi ve mağdurun korunması gibi görevleri yerine getirmek üzere kurulur (CvGTİHK m. 104/1).

Denetimli serbestlik tedbiri aşağıdaki durumlarda uygulanır:

1. Mükerrir hakkında denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanması yasa tarafından zorunlu hale getirilmiştir. Bu durum TCK’nın 58. maddesinin 6. fıkrasında; “…mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca hâkim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler; ancak bu süre 5 yılı geçmemelidir (CvGTİHK m. 108).

79

Sağıroğlu, Koşullu Salıverilme, Mükerrirlik, Özel İnfaz Usülleri Ve Denetimli Serbestlik Sistemi İle

İlişkileri, 2006, s. 24.

80

(31)

21

2. Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir (TCK m. 51/3). Deneme süresi içinde hâkim, hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasını isteyebilir. 3. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş

yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığa denetimli serbestlik tedbirleri uygulanır (CMK m. 237/8).

4. Hâkim, koşullu salıverilen hükümlünün kişiliğini ve topluma uyumdaki başarısını göz önünde bulundurarak; denetim süresinin, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadan veya herhangi bir yükümlülük belirlemeden geçirilmesine karar verebileceği gibi, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasını veya belirlenen yükümlülükleri denetim süresi içinde kaldırabilir (CvGTİHK m. 107/10).

Hâkim, belirlenen denetim süresi içinde, hükümlüye rehberlik edecek uzman kişiyi görevlendirebilir. Denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanması için, denetimli serbestlik ve yardım merkezleri kurulur. Bu kuruluşun çalışma şekli ve esasları, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yasası’nda düzenlenmektedir. Ayrıca rehberlik edecek uzman, denetimli serbestlik ve yardım merkezlerinde çalışan kişilerden seçilmektedir. Bu uzman kişiler; öğretmen, sosyolog, büroda çalışan kadrolu veya sözleşmeli görev yapan, şef, sosyal çalışmacı

olabilmektedir.81 Bu uzmanların görevi TCK madde 51/5 ve CvGTİHK madde 107/9’

da açıklanmıştır. Bu madde:

“Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi,

1. Kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur;

2. Eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur;

81

Centel, Nur / Zafer, Hamide / Çakmut, Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giriş, İstanbul: Beta Basım, Sekizinci Bası, 2014, s.691-692.

(32)

22

3. Hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.” şeklindedir.

D. Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezanın İnfazı

Denetimli serbestlik ceza infaz usulü, 6291 sayılı82 Ceza ve Güvenlik

Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la Türk hukukuna girmiştir. Bu infaz usulü, Türk hukuku açısından yeni olmasına rağmen uygulamada

oldukça fazla karşımıza çıkmaktadır.83

CvGTİHK’e eklenen 105/A maddesiyle birlikte denetimli serbestlik sistemi

kendi başına bir ceza infaz usulü olarak uygulanabilmektedir.84 Konunun daha iyi

anlaşılması açısından eklenen 105/A. maddeye aşağıda yer verilmiştir.

“(1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

(2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda,

82

RG. 11.04.2015, Sayı: 28261.

83

Turhan, Faruk ve Altıkat, Abdurrahim, “Yeni Bir Ceza İnfaz Usulü Olarak Denetimli Serbestlik ve Bu Usulden Yararlanma Şartları”, Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:2, Sayı:2, 2012, s. 3-4.

84

Turhan ve Altıkat, Yeni Bir Ceza İnfaz Usulü Olarak Denetimli Serbestlik ve Bu Usulden Yararlanma Şartları, 2012, s. 17.

(33)

23

diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

(3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden;

a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, sakatlık veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.

(4) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır.

(5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması, c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,

d) Belirlenen programlara katılması, yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.

(6) Hükümlünün;

a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,

(34)

24

b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi, c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi, hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hâkimi tarafından karar verilir. (7) Hükümlü hakkında;

a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi,

b) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi,

c) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması, hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir. Hükümlü hakkında soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.

(8) Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.

(9) Yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranan hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, 107 nci ve 108 inci maddeler uyarınca işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

(35)

25

(10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.”

VIII. Koşullu Salıverilmenin Şartları

Bir mahkûmun koşullu salıverilebilmesi için bazı şartların bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde, bir mahkûmun hiçbir koşul olmadan salıverilmesi cezanın verilmesinin amacına hizmet etmeyip sadece cezaevindeki kişi sayısını azaltmak demektir. Bu durumun ne toplum ne de mahkûm için bir faydası olmadığı gibi, infazın devamı olan koşullu salıverilmenin hukuki niteliğine de ters düşecektir. 5275 sayılı CvGTİHK da göre koşullu salıverilme kurumuyla ilgili:

Madde 107/1’de, “koşullu salıverilmeden yararlanmak için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi halli olarak geçirmesi gerekir.”,

Madde 107/2’de “Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmi dört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm olanlar cezalarının 2/3’ünü infaz kurumunda çektikleri takdirde koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.”,

Madde 107/13-b’de “Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde…” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bu düzenlemelere göre koşullu salıverilme şartlarını üç başlık altında incelemek doğru olacaktır.85 Bunlar:

I. Suça ve cezaya ilişkin şartlar

II. Hükümlüye ilişkin şartlar

III. Şahsi hakların tazminatına ilişkin şartlar.

A. Suça ve cezaya ilişkin şartlar

Koşullu salıverilme kurumu sadece hapis cezası söz konusu olduğunda geçerli olmaktadır. Yani mahkûm belirli bir süre cezasını cezaevinde infaz ettikten sonra koşullu salıverilmeden faydalanmaktadır. Yani infaz kanununda cezaevinde çekilmesi

85

Referanslar

Benzer Belgeler

(4) Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis

kurumlara ayrılmaya hak kazandığı halde, nakledileceği kurumun kapasitesi ve/veya hükümlünün yaşı ve sağlığı gibi nedenlerle açık kurumlara gidemeyenler

Bir baĢka görüĢe göre ise, zincirleme suçun söz konusu olduğu durumlarda, değiĢik zamanlarda birden fazla suçun aynı kasıtla iĢlenmesi söz konusu olduğundan

Bu anketten elde edilen veriler; internetten yapılan alışverişlerde sanal alışveriş mağazalarının müşteri şikayetlerine yaklaşımlarının, müşterilerin marka

Sonuç: VCİ çapı özellikle travma hastalarındaki akut kan kaybının tespitinde,nabız, kan basıncı ve şok indeksi gibi klasik metotların güvenilmez olduğu

Bu desteklere nasıl ulaştıkları, dolayısıyla bağlantılar ile ilgili dağılıma bakıldığında; en büyük oranla (%65, 128 kişi) kendileri kaynaklara doğrudan

Bu bölümde Türkiye’ de para arzı, faiz oranları ve hisse senedi fiyatları arasındaki dinamik ilişkileri belirlemek amacıyla tahmin edilen bir Standart VAR modelinin

This thesis provides an empirical evidence of how investors in the Turkish Stock Market perceive accounting information, denoted in earnings, book value and