• Sonuç bulunamadı

Romantik ilişkilerde aldatma: Bağlanma boyutları, kişilik özellikleri ve ilişki bağlanımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Romantik ilişkilerde aldatma: Bağlanma boyutları, kişilik özellikleri ve ilişki bağlanımı"

Copied!
121
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ROMANTĠK ĠLĠġKĠLERDE ALDATMA: BAĞLANMA BOYUTLARI, KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ VE ĠLĠġKĠ BAĞLANIMI

SEREN MÜEZZĠNOĞLU

DANIġMAN: PROF DR FERĠDE BACANLI

DOKTORA TEZĠ

REHBERLĠK VE PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK BĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(2)

ii TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 6 (altı) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Seren

Soyadı : Müezzinoğlu

Bölümü : Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Ġmza : Teslim tarihi : TEZĠN Türkçe Adı :

Romantik ĠliĢkilerde Aldatma: Bağlanma Boyutları, KiĢilik Özellikleri ve ĠliĢki Bağlanımı

Ġngilizce Adı:

Infidelity in Romantic Relationships: Attachment Dimensions, Personality Traits and Relationship Commitment

(3)

iii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Seren Müezzinoğlu ………

(4)

iv Jüri onay sayfası

Seren Müezzinoğlu tarafından hazırlanan “Romantik ĠliĢkilerde Aldatma: Bağlanma Boyutları, KiĢilik Özellikleri ve ĠliĢki Bağlanımı” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalı’nda Doktora Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Prof Dr Feride Bacanlı

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ………

BaĢkan: Prof Dr Selim Hovardaoğlu

Psikoloji (Sosyal Psikoloji) Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi ………

Üye: Prof Dr Galip Yüksel

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ………

Üye: Prof Dr Mehmet Güven

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ..………

Üye: Doç Dr Ayda BüyükĢahin

Psikoloji (Sosyal Psikoloji) Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi ………

Tez Savunma Tarihi: 03/06/2014

Bu tezin Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalı’nda Doktora Tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof Dr Servet Karabağ

(5)

v

“Mesele neye inandığımız değil, hiç inanıp inanmadığımızdır.

Mesele kime sadık olduğumuz değil, sadık olup olmadığımızdır.

İnsan sadakati her zaman üstüne alınmamalı.”

TekeĢlilik: Sadakat ve Ġhanet Üzerine Aforizmalar (Adam Phillips)

(6)

vi

TEġEKKÜR

Tez çalıĢmamı yürüttüğüm zorlu süreçte bilgisini, emeğini, zamanını esirgemeyen ve titizliğiyle bana örnek olan değerli hocam, tez danıĢmanım Prof Dr Feride Bacanlı’ya çok teĢekkür ederim. Tez izleme komitesinde yer alan, önemli noktalarda bana yol gösteren, değerli görüĢleriyle yön veren sayın hocam Prof Dr Selim Hovardaoğlu’na ve değerli görüĢleriyle tezime katkılar sağlayan sayın hocam Prof Dr Galip Yüksel’e çok teĢekkür ederim. Tez jürimde bulunan ve tezimi titizlikle değerlendirerek, tezime değerli katkılar sunan sayın hocalarım Prof Dr Mehmet Güven ve Doç Dr Ayda BüyükĢahin’e teĢekkür ederim.

Herkesin unuttuğu zamanlarda tezimin nasıl gittiğini soran canım anneme, lisansüstü tüm çalıĢmalarda beni her zaman güdüleyen canım babama, övgüleriyle beni cesaretlendiren değerli kardeĢlerime ve sabrı, sakinliği ile bana destek olan, sıkıntılı zamanlarda beni keyiflendirmeyi baĢaran sevgili eĢime teĢekkür ederim. Ayrıca sıkıntı ve sevinçlerimi paylaĢan yakın arkadaĢlarıma teĢekkürler.

Veri toplama sürecinde derslerinde bana zaman ayıran Ankara, Gazi, Hacettepe ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve görevlilerine; ayrıca katılımcıları oluĢturan üniversite öğrencilerine ilgileri ve destekleri için teĢekkürler.

(7)

vii

ROMANTĠK ĠLĠġKĠLERDE ALDATMA: BAĞLANMA

BOYUTLARI, KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ VE ĠLĠġKĠ BAĞLANIMI

(Doktora Tezi)

Seren Müezzinoğlu GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Haziran, 2014

ÖZ

Bu araĢtırmanın iki temel amacı vardır. Birincisi romantik iliĢkilerde iliĢki bağlanımının, iliĢki doyumu, iliĢki yatırımı ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme arasındaki iliĢkilerden oluĢtuğunu açıklayan Yatırım Modelinin, Türk üniversite öğrencileri için geçerli olup olmadığını araĢtırmaktır. Ġkincisi romantik iliĢkilerde aldatmanın, kiĢilik özellikleri, bağlanma boyutları ve iliĢki bağlanımı arasındaki iliĢkilerden oluĢan bir modelin açıkladığı yapı olup olmadığını araĢtırmaktır.

AraĢtırmanın katılımcılarını Ankara’daki Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde çeĢitli bölümlerde okuyan, yaĢları 19-39 arasında değiĢen (= 22,4 ve SS=2,4) 425’i kadın, 269’u erkek olmak üzere toplam 694 üniversite öğrencisi oluĢturmuĢtur. Verilerin toplanmasında Aldatma Ölçeği, ĠliĢki Ġstikrarı Ölçeği, Sıfatlara Dayalı KiĢilik Testi ve Yakın ĠliĢkilerde YaĢantılar Envanteri II kullanılmıĢtır. Veriler SPSS ve Lisrel istatistik programları aracılığıyla analiz edilmiĢtir. AraĢtırma hipotezlerini test etmek için Pearson Çarpımı Momentler Korelasyonu, örtük ve gözlenen değiĢkenlerle yol analizi kullanılmıĢtır.

AraĢtırmanın ilk sonuçlarına göre Yatırım Modelinin Türk üniversite öğrencileri üzerinde geçerli olduğu belirlenmiĢtir. AraĢtırmanın diğer sonuçları beĢ faktör kiĢilik özellikleri, bağlanma boyutları (kaygı ve kaçınma) ve iliĢki bağlanımının doğrudan ve dolaylı olarak romantik iliĢkilerde aldatma ile iliĢkili olduğunu ve sınanan modelin bir bütün olarak aldatma ile iliĢkili olduğunu ortaya koymuĢtur. GeliĢtirilen bu aldatma modeline göre bağlanma boyutlarından kaygı aldatma ile doğrudan ve iliĢki bağlanımı üzerinden dolaylı olarak iliĢkilidir. Bağlanma boyutlarından kaçınma, aldatma ile iliĢki bağlanımı üzerinden dolaylı olarak iliĢkilidir. BeĢ faktör kiĢilik özelliklerinden deneyime açıklık aldatma ile doğrudan ve iliĢki bağlanımı üzerinden dolaylı olarak iliĢkilidir. YumuĢak baĢlılık, aldatma ile doğrudan iliĢkilidir. Sorumluluk, aldatma ile

(8)

viii

iliĢki bağlanımı üzerinden dolaylı olarak iliĢkilidir. DıĢadönüklük ve nörotizm ise aldatma ile iliĢkili değildir. Sonuçlar literatür ve kuramlar açısından tartıĢılmıĢ, gelecekte yapılacak araĢtırmalara ve Psikolojik DanıĢma ve Rehberlik alanına yönelik önerilerde bulunulmuĢtur.

Anahtar Kelimeler : Romantik iliĢkilerde aldatma, bağlanma boyutları, beĢ faktör

kiĢilik özellikleri, Yatırım Modeli, iliĢki bağlanımı, üniversite öğrencileri. Sayfa Adedi : 121

(9)

ix

INFIDELITY IN ROMANTIC RELATIONSHIPS: ATTACHMENT

DIMENSIONS, PERSONALITY TRAITS AND RELATIONSHIP

COMMITMENT

(Doctoral Dissertation)

Seren Müezzinoğlu GAZĠ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES JUNE, 2014

ABSTRACT

This study has two main purposes. The first one is to explore whether Investment Model, which explains that relationship commitment in romantic relationships consist of relationship satisfaction, relationship investment and quality of alternatives, is valid for Turkish University students. The second aim is to investigate whether infidelity in romantic relationships is a structure explained by a model that consists of the relations among personality traits, attachment dimensions and relationship commitment.

Participants consist of 425 females and 269 males, totally, 694 university students whose age ranges from 19 to 39 (= 22,4 ve SS=2,4) and who study at different departments at Ankara University, Gazi University, Hacettepe University and Middle East Technical University. In order to collect data, Infidelity Scale, Relationship Stability Scale, Adjective Based Personality Scale and the Experiences in Close Relationships Scale II were used. Data were analyzed using SPSS and Lisrel Statistics Program. Pearson Product-Moment Correlation Coefficient and path analysis with latent variables and observed variables were used to test research hypothesis.

According to the first results of the study, Investment Model is valid for Turkish university students. The other results of the study revealed that five-factor personality traits, attachment dimensions (anxiety and avoidance) and relationship commitment are directly or indirectly related to infidelity in romantic relationships and the tested model is related to infidelity as a whole. According to this infidelity model, anxiety, one of the dimensions of attachment, is directly related to infidelity and it is indirectly, through relationship commitment, related to infidelity. Avoidance, one of the attachment dimensions, is indirectly, through relationship commitment, related to infidelity. Openness to experience, one of the five-factor personality traits, is directly related to infidelity and it is indirectly related through relationship commitment. Agreeableness is

(10)

x

directly related to infidelity. Conscientiousness is indirectly, through relationship commitment, related to infidelity. Extraversion and neuroticism are not related to infidelity. Results were discussed with regard to literature and theories; some suggestions were made regarding future research and Psychological Counselling and Guidance.

Key Words : Infidelity in romantic relationships, attachment dimensions, five-factor

personality traits, investment model, relationship commitment, university students.

Page Number : 121

(11)

xi

ĠÇĠNDEKĠLER

JÜRĠ ONAY SAYFASI………..…iv TEġEKKÜR………vi ÖZ…...vii ABSTRACT...ix ĠÇĠNDEKĠLER………...………xi

TABLOLAR LĠSTESĠ ...xiv

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ...xv

BÖLÜM I

……….………1

GĠRĠġ

………..………...1 1.1. AraĢtırmanın Amacı ………...6 1.2. AraĢtırmanın Hipotezleri ………7 1.3. AraĢtırmanın Önemi ………...8 1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ………..…..10 1.5. Tanımlar ……….…10

BÖLÜM II

………...……….………..11

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ LĠTERATÜR

………...11

2.1. Aldatma Kavramına ĠliĢkin Tanımlar ………..…...11

2.2. Toplumsal Sürecin Bir Parçası Olarak Aldatma ………..…..12

2.3. Aldatmanın Nedenleri ……….…..13

2.4. Aldatmanın YaĢanması ……….14

2.5. Aldatmanın Etkileri ve Sonuçları ……….……15

2.6. Profesyonel Yardım Sürecinde Aldatmanın Ele Alınması ……….……17

2.7. Aldatmanın Türleri ………....19

2.8. Aldatmanın Sıklığı………..21

2.9. Aldatmada Cinsiyet Farklılıkları ……….………....22

(12)

xii

2.10.1. Psikanalitik Kuram ………..….23

2.10.2. Evrim Kuramı ………...25

2.10.3. Rusbult’un Yatırım Modeli ………..…26

2.10.4. Kelley’nin Yakın ĠliĢkilerle Ġlgili GörüĢleri ……..…..31

2.11. Bağlanma ve Aldatma ………...35

2.12. BeĢ Faktör KiĢilik Yapısı ve Aldatma ………....42

2.13. Yatırım Modeli DeğiĢkenleri, Bağlanma Boyutları ve KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢkiler ………..………...…..…….…46

2.14. Aldatmaya ĠliĢkin Türkiye’de Yapılan AraĢtırmalar ………….….…48

BÖLÜM III

……….………...…51

YÖNTEM

………..………...51

3.1. AraĢtırmanın Modeli ………...…51

3.2. Katılımcılar…. ………..……….….51

3.3. Veri Toplama Araçları ...53

3.3.1. Aldatma Ölçeği ………....53

3.3.2. ĠliĢki Ġstikrarı Ölçeği ………...…58

3.3.3. Sıfatlara Dayalı KiĢilik Testi ………....…..58

3.3.4. Yakın ĠliĢkilerde YaĢantılar Envanteri II ……….……60

3.4. Verilerin Toplanması ………...……..……61

3.5. Verilerin Analizi ...………...……...62

BÖLÜM IV

………..…….…..63

BULGULAR

………..……63

4.1. Yatırım Modelinin Türk Üniversite Öğrencileri Üzerinde Geçerliliğine Yönelik Yapısal EĢitlik Modeline ĠliĢkin Bulgular …..……...63

4.1.1. Modelin Belirlenmesi ……….………...…..63

4.1.2. Model Tahmini ………..………….…….65

4.1.3. Doğrudan Etkiler ………....66

4.2. Aldatmanın Açıklanmasına Yönelik Yapısal EĢitlik Modeline ĠliĢkin Bulgular ………...………..67

4.2.1. Modelin Belirlenmesi ……….………….……....67

4.2.2. Model Tahmini ………...……….69

4.2.3. Doğrudan Etkiler ………...71

(13)

xiii

4.2.5. Toplam Etkiler ……….72

BÖLÜM V

………...……73

TARTIġMA VE YORUM

………...………..…73

5.1. Yatırım Modelinin Türk Üniversite Öğrencileri Üzerinde Geçerliliğinin Test Edilmesine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ve Yorumu ……….…73

5.2. Romantik ĠliĢkilerde Aldatmayı Açıklayan Modelin Test Edilmesine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ve Yorumu ………..……..75

5.2.1. Bağlanma Boyutlarının Aldatma ile Doğrudan ve Dolaylı ĠliĢkilerinin TartıĢılması ve Yorumu….………..……….75

5.2.2. BeĢ Faktör KiĢilik Özelliklerinin Aldatma ile Doğrudan ve Dolaylı ĠliĢkilerinin TartıĢılması ve Yorumu………..81

BÖLÜM VI

……….………...86

SONUÇ VE ÖNERĠLER

………..86

6.1. Sonuçlar ………..……86

6.2. Öneriler ……….….….88

6.2.1. Psikolojik DanıĢmanlara Yönelik Öneriler …...…...88

6.2.2. Gelecekte Yapılacak AraĢtırmalara Yönelik Öneriler …...88

KAYNAKÇA ………...…...92

(14)

xiv

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. AraĢtırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Demografik Özellikleri …....52 Tablo 2. Aldatma Ölçeği’nin Uyarlama ÇalıĢmalarında Yer Alan Katılımcıların

Demografik Özellikleri ………...…54 Tablo 3. Uyarlanan Aldatma Ölçeği’nin Faktör Yapısı ……….…55 Tablo 4. Aldatma Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre t-testi Sonuçları ………...57 Tablo 5. Hipotez Model 1’de Yer Alan DeğiĢkenler Arası Korelasyon Katsayıları …..64 Tablo 6. Hipotez Model 1’in Uyum Katsayıları ………...65 Tablo 7. Hipotez Model 2’de Yer Alan DeğiĢkenler Arası Korelasyon Katsayıları …..67 Tablo 8. Nihai Modelin Uyum Katsayıları ……….70

(15)

xv

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1. Hipotez Model 1 (Yatırım Modeli) ……….………6

ġekil 2. Hipotez Model 2 (Aldatma Modeli) ……….………….….7

ġekil 3. Rusbult’un (1980, 1983) Yatırım Modeli ………..29

ġekil 4. Hipotez Model 1……….64

ġekil 5. Hipotez Model 1’e ĠliĢkin StandartlaĢtırılmıĢ Katsayılar ……….66

ġekil 6. Hipotez Model 2……….68

ġekil 7. Nihai Model ………...69

(16)

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Ġnsan çevresiyle etkileĢim kuran sosyal bir varlıktır. Bu etkileĢim sürecinde bireyin sosyal çevre üzerinde etkileri olduğu gibi sosyal çevrenin de birey üzerinde etkileri vardır. Çocuklukta aileden sonra okula baĢlama ile geniĢleyen, içine arkadaĢ ve diğer yetiĢkinleri de alan sosyal çevre ergenlikte gittikçe önem kazanır. Özellikle ergenlikten itibaren sosyal çevre içinde bazı kiĢilerle kurulan iliĢkiler diğerlerine göre daha yakın hale gelir ve daha özel anlamlar taĢır. Birey için özel anlamı nedeniyle “yakın iliĢkiler” konusu psikoloji, psikolojik danıĢma ve rehberlik ve benzeri bilim dallarında giderek artan sayıda araĢtırılmaktadır.

Yakınlık, bir baĢkasıyla biliĢsel, duygusal ve uygun olduğunda fiziksel paylaĢım ve birlikteliktir. Erkek arkadaĢ-kız arkadaĢ, karı-koca, ebeveyn-çocuk, büyükanne ve büyükbaba – torun, aile, arkadaĢlar gibi tüm bu yakın iliĢkiler yaĢama anlam katar, kimlik duygusu kazandırır, iyi olmayı sağlar, güvenlik sağlar ve gerekli olma duygusu verir. Bu iliĢkiler yalnızlığı ve güvensizliği engeller; sevmeyi ve sevilmeyi sağlar. Bir baĢkasıyla yakın iliĢki kuran kiĢi kendini açar ve benliğini paylaĢır.

Bu kendini açma ve paylaĢım, benliği etkiye açık bir hale getirir. Böyle besleyici olan bir iliĢki hoĢlanma, anlaĢılma, değer görme yaĢantısı sağlar. Önemli psikolojik ihtiyaçlar doyurulur ve iyilik hali geliĢir. Bunun yanı sıra yakınlık iliĢkiyi geliĢtirir, iliĢkinin sürekliliğini sağlar ve çatıĢmaların etkilerini azaltır. Yakın iliĢkiler bireylerin genel sağlık ve iyilik haline katkı sağlar. Dolayısıyla yakın olmak genel ruh sağlığı için bir gereklilik olarak görülmektedir (Cox, 2006; Prager, 1995).

Yakın iliĢkiler içinde yer alan ve önemli yeri olan bir iliĢki biçimi de romantik iliĢkidir. Romantik iliĢkiler çoğunlukla aĢk duygusuyla baĢlar. AĢık olma birbirlerine karĢı güçlü bir biçimde çekim yaĢayan bireylerin duygularını derinleĢtirmeleri ve iliĢkiyi sürdürmek istemeleriyle baĢlayan bir süreçtir. Bu süreç sevgili olma ile baĢlayıp evlilikle

(17)

3

sonuçlanabilir. Bireyler mutluluk duygularıyla evlenirler ve evlendikten sonra da bu duygunun hep süreceğini varsayarlar. Fakat gerçekler her zaman böyle değildir. Ölüm, ayrılık ve aldatma gibi olaylar romantik aĢkın doğasına zıtlık getirirler. Bu tür yaĢantılar psikolojik yaralanmalara ve kırılganlıklara yol açar (Buss, 1994; Hendrick, 2009). KuĢkusuz bunlar içinde ölüm romantik iliĢkiler için en güçlü, aldatma ondan sonra gelen travmatik yaĢantılardır. Ancak romantik iliĢkilerde güvenin bozulması anlamına gelen aldatma (Lusterman, 1998) da romantik iliĢkilerde öncelikle aĢk duygusunu ve inancını zedeleyen bir yaĢantıdır. Bunun yanı sıra aldatma romantik iliĢkilerde bazen birtakım sorunların bir sonucu olarak görülen bazen de birtakım sorunların baĢlangıcını oluĢturan önemli bir olgu olarak görülmektedir. Aldatma, yolunda gitmeyen iliĢkilerde görülmesinin yanı sıra yolunda giden iliĢkilerde de görülen, yolunda giden iliĢkiyi de bozan olumsuz bir yaĢantı olarak ortaya çıkmaktadır (Previti ve Amato, 2004).

Aldatma, evli, niĢanlı, sevgili gibi romantik iliĢkiler içinde bulunan herkesin yaĢayabileceği olumsuz bir yaĢantıdır. Tüm dünya toplumlarında çoğunlukla romantik iliĢki yaĢayan çiftler arasındaki iliĢkide eĢlerin sadakatli olmasına güçlü bir destek vardır. Bu durum kolaylıkla algılanabilmektedir. ġöyle ki evlilik isteği, tekeĢlilik standartları, medyadaki sadakatsiz örneklere yapılan olumsuz yorumlar bu konudaki toplumsal yaklaĢımı yansıtmaktadır. Ayrıca bireylerin çoğu sadakatsizliği olumsuz algılar. Ġnsanlar evlendiklerinde sadık kalacaklarına dair söz verirler. Gerçekte bu karĢılıklı güven beklentisi, kiĢilerin birbirlerine bağlanımlarının kurulmasıdır. Bu güvenin temel etmenlerinden biri cinselliğin özel kalmasıdır. Diğeri ise duygusal yakınlığın çiftin arasında kalan bir paylaĢım olmasıdır. Bu sadakat sözünün ardından eĢin sözü bozması yani aldatmanın Ģok yaratması ĢaĢırtıcı değildir. Aldatma, iliĢkideki partnerlerden birinin verilen sadakat sözünün hala devam ettiğine inanırken diğerinin gizlice bu sözü bozması durumu olarak açıklanabilir (Lusterman, 1998).

Aldatma çoğunlukla bireyler ve romantik iliĢki için yıkıcı sonuçları olan bir süreçtir. Aldatılan için aldatma olayı bir travma olarak açıklanmakta ve çoğunlukla aldatılan kiĢide travma sonrası tepkiler görülmektedir (Boekhout, Hendrick ve Hendrick, 2003; Tang, 2009; Hunyady, Josephs ve Jost, 2008).

Aldatma, romantik iliĢkide ve bireylerde ciddi bir yıkıma yol açması nedeniyle araĢtırılması gereken önemli bir konudur. Aldatma olayı ortaya çıktıktan sonra karĢımıza kıskançlık, öfke, kızgınlık, güvensizlik gibi olumsuz ve çoğu zaman travmatik duygular çıkmaktadır. Aldatmanın sonuçları ve aldatma sonrası çiftlerin iliĢkilerinin nasıl devam

(18)

4

ettiği ve bu süreçte hangi duyguların, düĢüncelerin yaĢandığı ile ilgili çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢtır (Beard, 1996; Berman, 1985; Cann ve Baucom, 2004; Hall, ve Fincham, 2006; Klacsmann, 2008).

Aldatmanın ardından aldatılanın ilk aklına gelen söylev “Neden aldatıldım?” olurken, aldatanın ise genellikle “Hayır, aldatmadım.” Ģeklindeki olayı inkar eden söylevi olmaktadır. Aldatan inkar etse de aldatma, romantik iliĢkiyi zedeleyen, çoğunlukla bitiren bir kiĢilerarası iliĢki sorunudur (Cann ve Baucom, 2004; Hall ve Fincham, 2006). Aldatmanın iliĢkili olduğu değiĢkenleri, yordayıcılarını ve nedenlerini belirlemek amacıyla yurtdıĢında çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢtır. Örneğin, Campbell (2009) düĢük düzeyde evlilik doyumu ve cinsel doyumun birlikte aldatma olasılığını artırdığını bulmuĢtur. Dabrowski (2010), eĢler arası cinsel doyum ve iliĢki doyumu düĢtükçe aldatmanın arttığını; uzun süreli, mutlu ve cinsel doyumun yüksek olduğu romantik iliĢkilerde ise aldatmanın azaldığını belirlemiĢtir. Treas ve Giesen (2000), Amerika’da yaĢayan 18-59 yaĢ arası, evli ya da birlikte yaĢayan 2598 kiĢi üzerinde gerçekleĢtirdikleri araĢtırmaları sonucunda aldatmayı arttıran ve azaltan çeĢitli etmenleri ortaya koymuĢlardır. AraĢtırmanın sonuçlarına göre cinselliği çeĢitli zamanlarda düĢünmek, daha önce çok sayıda cinsel partnerin olması, Ģehir merkezinde yaĢamak, uzun süredir çift olmak, çeĢitli aldatma fırsatlarının olduğu iĢ ortamları gibi özellikler aldatmayı arttıran risk faktörleridir. Buna karĢılık partnerle ortak/aynı sosyal çevre içinde bulunmak, cinsel aldatmanın onaylanmaması gibi faktörler de aldatmayı azaltmaktadır.

Türkiye’deki üniversite öğrencileri üzerinde aldatmayı inceleyen Yeniçeri ve Kökdemir (2006) üniversite öğrencilerinin duygusal ve cinsel aldatmayı nasıl algıladıklarını, aldatma hakkındaki düĢüncelerini ve aldatmanın nedenlerini araĢtırmıĢlardır. AraĢtırma sonuçları aldatma nedenlerinin sosyal altyapı, heyecan arama, cinsellik, normalizasyon, meĢruluk ve baĢtan çıkma adları verilen altı faktörde toplandığını göstermiĢtir.

Türkiye’de romantik iliĢkilerde aldatma konusunun son yıllarda araĢtırılmaya baĢlandığı ve bu araĢtırmaların da çok az olduğu söylenebilir. Bu araĢtırmada üniversite öğrencileri üzerinde aldatmayı etkileyen faktörlerin belirlenmesi önemli ve gerekli görülmüĢ ve araĢtırmanın problemini oluĢturmuĢtur.

Romantik iliĢkilerle ilgili literatürde öncü kuramcılar arasında yer alan Rusbult (1980, 1983), romantik iliĢkilerin yapısını anlamak için “Yatırım Modeli”ni geliĢtirmiĢtir. Yatırım Modeline göre romantik iliĢkilerde iliĢki bağlanımını belirleyen faktörler iliĢki doyumu, iliĢki yatırımı ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme olarak belirlenmiĢtir.

(19)

5

Doyum ve yatırım yüksek fakat seçeneklerin niteliğini olumlu değerlendirme düĢük olduğunda iliĢki bağlanımı artmaktadır. Daha sonra Kelley ve diğerleri (1983), Rusbult (1980, 1983) tarafından geliĢtirilen Yatırım Modelini geniĢleterek, kiĢilerarası iliĢki çalıĢmalarına genel bir yaklaĢım sunmuĢlardır. Onlar bu yaklaĢımlarında kiĢilerarası iliĢkiyi etkileyen faktörleri belirken iliĢkisel ve çevresel faktörlerin dıĢında kiĢisel faktörlerin de incelenmesini önermiĢlerdir. Ayrıca bu faktörlerin her birinin birbirleriyle etkileĢim içinde olduğunu belirtmiĢlerdir. Drigotas ve Barta (2001) da romantik iliĢkilerle ilgili araĢtırmalarda bireysel farklılıkların dikkate alınmasının Yatırım Modeli ve evrim kuramının geliĢmesini sağlayacağını belirtmektedirler. Bu tür araĢtırmaların bireyin ilk iliĢkisinden beklentilerini, iliĢki dıĢı birlikteliğinden elde ettiği ödüllere ve risklere iliĢkin değerlendirmelerini ortaya koymada faydalı olabileceğini açıklamaktadırlar.

Aldatma konusunda yapılan çeĢitli araĢtırmalarda kiĢisel faktörler kapsamında kiĢilik, bağlanma, aĢk stilleri, tutum ve benzerilerine yer verilmektedir. ĠliĢkisel faktörler kapsamında Rusbult’un (1980, 1983) Yatırım Modeli değiĢkenlerinden doyum, yatırım ve iliĢki bağlanımına yer verilmektedir. Çevresel faktörler kapsamında ise Rusbult’un (1980, 1983) Yatırım Modeli değiĢkenlerinden seçeneklerin niteliğine yer verilmektedir (Campbell, 2009; Fricker, 2006; Shaye, 2009).

Bu araĢtırmada da romantik iliĢkilerde aldatmayı etkileyen faktörler belirlenirken, Kelley ve diğerlerinin (1983) görüĢlerine dayanılmıĢtır. Buna göre bu araĢtırmada incelenen kiĢisel faktörler: dıĢadönüklük, nörotizm, deneyime açıklık, sorumluluk ve yumuĢak baĢlılık gibi kiĢilik özellikleri ile bağlanma boyutları (kaygı ve kaçınma) dır. ĠliĢkisel faktörler Rusbult’un (1980, 1983) Yatırım Modelinin değiĢkenlerini/ bileĢenlerini oluĢturan iliĢki doyumu, iliĢki yatırımı ve iliĢki bağlanımı adları verilen üç değiĢkenden oluĢmaktadır. Çevresel faktör ise Yatırım Modelinin değiĢkeni/bileĢeni olan seçeneklerin niteliğidir. Ancak burada Ģu açıklamayı yapmaya gereksinim vardır: Aldatmayı etkileyen iliĢkisel faktörler ve çevresel faktör Yatırım Modelini oluĢturan değiĢkenlerdir. Bu nedenle bu araĢtırmada öncelikle iliĢkisel ve çevresel faktörlerin bir arada incelendiği Yatırım Modeli Türk üniversite öğrencileri üzerinde test edilmiĢtir. Daha sonra ise Yatırım Modelinin temel değiĢkeni olan iliĢki bağlanımı, aldatmayı açıklayan modelde kiĢisel faktörler (beĢ faktör kiĢilik özellikleri ve bağlanma boyutları) ile aldatma arasında aracı değiĢken olarak belirlenmiĢtir. Dolayısıyla aldatmayı açıklayan modelde kiĢisel ve iliĢkisel faktörler incelenmiĢtir.

(20)

6

Aldatmaya iliĢkin araĢtırmalar üç kategoriye ayrılabilir: Betimleyici araĢtırmalar (kim ve ne sıklıkta aldatmaktadır), tepki araĢtırmaları (aldatılan partner nasıl tepkiler vermektedir) ve açıklayıcı araĢtırmalar ( aldatmanın nedenleri nelerdir) (Drigotas, Safstrom ve Gentilia, 1999). Bu çalıĢma üçüncü kategoride yer almaktadır.

1.1. AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın iki temel amacı vardır. Birincisi romantik iliĢkilerde iliĢki bağlanımının, iliĢki doyumu, iliĢki yatırımı ve seçeneklerin niteliği arasındaki iliĢkilerden oluĢtuğunu açıklayan Yatırım Modelinin, Türk üniversite öğrencileri için geçerli olup olmadığını araĢtırmaktır. Ġkincisi romantik iliĢkilerde aldatmanın, kiĢilik özellikleri, bağlanma boyutları ve iliĢki bağlanımı arasındaki iliĢkilerden oluĢan bir modelin açıkladığı yapı olup olmadığını araĢtırmaktır.

AraĢtırmanın hipotez modelleri ġekil 1 ve 2’deki gibidir:

(21)

7

ġekil 2. Hipotez model 2 (Aldatma Modeli)

1.2. AraĢtırmanın Hipotezleri

1. Romantik iliĢkilerde iliĢki bağlanımının, iliĢki doyumu, iliĢki yatırımı ve

seçeneklerin niteliği arasındaki iliĢkilerden oluĢtuğunu açıklayan Yatırım Modeli, Türk üniversite öğrencileri için geçerlidir.

1a. ĠliĢki doyumu, iliĢki bağlanımı ile doğrudan iliĢkilidir. 1b. ĠliĢki yatırımı, iliĢki bağlanımı ile doğrudan iliĢkilidir. 1c. Seçeneklerin niteliği, iliĢki bağlanımı ile doğrudan iliĢkilidir.

2. Romantik iliĢkilerde aldatma, kiĢilik özellikleri, bağlanma boyutları ve iliĢki

(22)

8

2a. BeĢ faktör kiĢilik özelliklerinden nörotizm, dıĢadönüklük, deneyime açıklık,

sorumluluk ve yumuĢak baĢlılık, aldatma ile doğrudan ve iliĢki bağlanımı üzerinden dolaylı olarak iliĢkilidir.

2b. Bağlanma boyutlarından kaygı ve kaçınma, aldatma ile doğrudan ve iliĢki

bağlanımı üzerinden dolaylı olarak iliĢkilidir.

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Hızlı teknolojik ve bilimsel geliĢmelere uyum sağlamak önemlidir. Eski zamanların katı sınırlar içindeki romantik iliĢkileri ile günümüzün daha özgür romantik iliĢkileri arasında farklılıklar söz konusudur. KiĢisel özgürlüğün artması ile iliĢkiler de daha iniĢli çıkıĢlı hale gelmiĢtir. Bunun yanı sıra evliliği kötülemek ve seçenekleri savunmak kolay ve popüler bir yol olmuĢtur. Özellikle internet kullanımının yaygınlaĢması bireylerin karĢı cinsten yeni kiĢilerle iletiĢime geçmelerinin daha kolay bir yolu olarak geliĢmiĢtir. Ġnsanlar birbirlerine hem çok yakın hem de çok uzak olabilmektedir. Örneğin bilgisayar baĢındaki bir kiĢi baĢka kıtadan bir kiĢiyle iletiĢim kurarken, hemen yanındaki masada oturan kiĢiyle ise iletiĢim kurmamaktadır. Benzer Ģekilde evli eĢler ya da romantik iliĢkideki sevgililer de birbirlerine zaman zaman çok yakınken zaman zaman da uzak kalmaktadırlar. Mekanda uzaklığın yanı sıra bir ucu aldatmaya kadar varan duygusal uzaklık da görülmektedir. Bu sürecin bir parçası olarak geçmiĢ zamana göre günümüzde aldatma olgusuna daha sıklıkla rastlandığı gözlemlenmektedir. “Aldatmayan erkek/kadın yoktur”, “Ġnsanoğlu tek eĢli değildir”, “Erkeklerin aldatması normaldir” gibi görüĢler daha sık tartıĢılır olmuĢtur. Evlilik ve aile dramatik değiĢiklikler geçirmektedir ve geçirmeye devam edecektir. Bu değiĢikliklerin getirdiği sakıncalar, modern toplumun getirdiği diğer faydalardan ayırt edilmelidir (Cox, 2006). Romantik iliĢkilerde aldatma da bu sakıncalardan biri olarak ele alınıp incelenmelidir. ĠĢte bu araĢtırmanın konusunu oluĢturan aldatma romantik iliĢkiler üzerinde yıkıcı etkileri olan bir yaĢantıdır. Aldatmanın incelenmesi, romantik iliĢkilerdeki dinamiklerin anlaĢılması ve bireylerin sağlıklı kiĢilerarası iliĢkiler kurabilmesi bakımından önemlidir.

BoĢanma nedenlerinin en baĢında görülen nedenlerinden biri olarak görülmektedir (Amato ve Rogers, 1997; Snyder, Baucom ve Gordon; 2008). Çiftlerin terapiye baĢvurmalarında en yaygın sebeplerden biridir (Pesulo ve Spina, 2008; Snyder ve diğerleri 2008). Çift

(23)

9

terapistleriyle yapılan bir araĢtırmaya göre aldatma, terapi sürecinde en güç konulardan biridir ve iliĢki için en fazla yıkıcı sonuçları olan yaĢantıdır (Whisman, Dixon ve Johnson, 1997; Snyder ve diğerleri, 2008). Aldatma ortaya çıktıktan sonra aldatılan kiĢide kıskançlık, öfke, kızgınlık, güvensizlik gibi olumsuz ve çoğu zaman travmatik duygular ortaya çıkmaktadır (Beard, 1996; Berman, 1985; Cann ve Baucom, 2004; Hall, ve Fincham, 2006; Klacsmann, 2008). Aldatma konusunun araĢtırılmasının gerekliliğini önemli kılan sebeplerden biri evlilik dıĢı iliĢkilere dikkat çekilerek aldatmanın evlilik birliğine ve eĢlere verdiği bu tür büyük zararların ortaya koyulmasıdır (Atkins, Baucom ve Jacobson, 2001).

Aldatmanın yukarıda belirtildiği gibi gerek toplumsal gerekse bireysel düzeyde yıkıcı etkileri vardır. Toplumsal düzeyde aile birliğinin bozulması riski ortaya çıkmaktadır; bu da hem ekonomik hem de duygusal anlamda çocukların risk altında olmasına yol açacaktır. Bireysel anlamda ise bireylerin bir travma yaĢantısı geçirmeleri ruh sağlıklarını olumsuz etkileyecek; aynı zamanda bu durum mesleki ve sosyal iliĢkilerini olumsuz etkileyecektir. Bu denli yaygın görülen ve yıkıcı, travmatik sonuçlara yol açan aldatma yaĢantısını etkileyen kiĢisel(beĢ faktör kiĢilik özellikleri, bağlanma boyutları), iliĢkisel(iliĢki doyumu, yatırım ve bağlanım) ve çevresel faktörlerin (seçeneklerin niteliği) Türkiye’de yaĢayan gençler üzerinde belirlenmesi öncelikle onların sağlıklı romantik iliĢkiler kurabilmelerine yönelik önleyici ve geliĢimsel psikolojik danıĢma ve rehberlik hizmetleri açısından gerekli ve önemlidir.

Aldatan bireylere “neden?” aldattıkları sorulduğunda partnerimin ilgisizliğinden, heyecan arayıĢından, cinsel ihtiyaçlarım nedeniyle gibi çok çeĢitli cevaplarla karĢılaĢmak mümkündür. Ancak aldatmayı açıklayan ve bireylerin farkında olmadıkları faktörler de olabilir. Bunlar bireylerin kendisiyle, iliĢkinin gidiĢatıyla ya da çevredeki bazı faktörlerle ilgili olabilir. Genç (18-25 yaĢ arası) yetiĢkinlik dönemindeki bireylerin romantik iliĢkilerindeki aldatma gibi davranıĢ örneklerini incelemek, onların sonraki iliĢkileri ve yetiĢkinlikte evlendikleri zaman olası davranıĢlarını yordayabilmek açısından önemlidir (Fincham ve Cui, 2011).

Türkiye’deki üniversite öğrencileri üzerinde aldatmayı etkileyen faktörleri belirleyen bir model ile bireylerin farkında olmadıkları faktörlerin de ortaya koyulması yoluyla bu araĢtırmanın sonuçlarının evlilik ve çift danıĢmanlığı hizmetleri açısından önemli olduğu düĢünülmektedir. Bu hizmetler sunulurken araĢtırma sonuçlarından yararlanılabileceği beklenmektedir.

(24)

10

1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

1. Bu araĢtırma Ankara’daki Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) okuyan öğrenciler üzerinde yapılmıĢtır. Bu nedenle araĢtırma sonuçları, benzer özelliklere sahip üniversite öğrencilerine genellenebilir.

2. Romantik iliĢkilerde aldatma kavramı literatürde çeĢitli ölçeklerle ölçülmektedir. Bu araĢtırmada incelenen aldatma kavramı ise bu araĢtırmada uyarlanan Aldatma Ölçeği’nin ölçtüğü özellikler ile sınırlıdır.

1.5. Tanımlar

Aldatma: Ġkili iliĢki dıĢındaki diğer insanlarla kabul edilebilir fiziksel ve duygusal

yakınlık düzeylerini belirleyen normların çiğnenmesi (Drigotas ve Barta, 2001).

Bağlanma: Akıllı ve/veya güçlü olduğu düĢünülen, farklı veya tercih edilen kiĢi ile

yakınlaĢma veya yakınlığı muhafaza etme davranıĢı (Bowlby, 1969).

Bağlanım: Psikolojik bağlanma duyguları ve yatırıma göre uzun süreli yönelimleri içeren

iliĢkiyi sürdürme isteği (Rusbult, Martz ve Agnew, 1998).

ĠliĢki doyumu: Partnerin bireyin en önemli ihtiyaçlarını karĢılama oranı/büyüklüğü

(Rusbult ve diğerleri, 1998).

ĠliĢki yatırımı: ĠliĢkiye doğrudan aktarılan kaynaklar (iliĢki sona erdiğinde değeri azalan

ya da kaybedilen kaynaklar) ile bu kaynakların önemi ve büyüklüğü (Rusbult ve diğerleri, 1998).

Seçeneklerin Niteliği: ĠliĢkiye karĢılık en iyi seçeneğin algılanan çekiciliği/arzu edilirliği

(Rusbult ve diğerleri, 1998).

Romantik ĠliĢki: Duygusal bağlılık (sevgi, aĢk), partnerin duygusal ihtiyaçlarıyla

ilgilenme, bu ihtiyaçları tatmin etme (örneğin duyguların paylaĢılması, güvenin kazanılması) ve partnerler arasındaki karĢılıklı dayanıĢma süreci (SolmuĢ, 2011).

(25)

11

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ LĠTERATÜR

Bu bölümde önce bu araĢtırmanın konusunu oluĢturan aldatma kavramına iliĢkin tanımlar, toplumsal süreç olarak aldatma, aldatmanın nedenleri, aldatmanın yaĢanması, aldatmanın etkileri ve sonuçları, profesyonel yardım sürecinde aldatmanın ele alınması, aldatma türleri, aldatmanın sıklığı, aldatmada cinsiyet farklılıkları hakkında bilgi verilmiĢtir. Sonra aldatmayı ele alan çeĢitli kuramların görüĢleri ve özellikle bu araĢtırmanın kuramsal temelini oluĢturan “Yatırım Modeli” (Rusbult, 1980; 1983) ve “Kelley’nin Yakın ĠliĢkilerle Ġlgili GörüĢleri” (Kelley ve diğerleri, 1983) hakkında bilgi verilmiĢtir. Bunların yanı sıra yurt dıĢında ve Türkiye’de aldatma konusunu inceleyen araĢtırmalardan ulaĢılabilenler kısaca özetlenmiĢtir.

2.1.Aldatma Kavramına ĠliĢkin Tanımlar

Türkçe sözlükte (Püsküllüoğlu, 1997) aldatmak kelimesi “yanılmasını sağlamak, yanıltmak, beklenilmeyen bir davranıĢta bulunmak, sözünde durmamak, yalan söylemek, eĢine sadakatsizlik göstermek ” olarak tanımlanmaktadır.

Bu araĢtırmanın konusunu oluĢturan aldatma kavramı ise “romantik iliĢkilerde aldatma”dır. Romantik iliĢkilerde aldatma, partnerler arasındaki anlaĢma ve güvenin, baĢka bir bireyin duygusal, cinsel ya da romantik biçimde iliĢkiye dahil olmasıyla bozulması olarak tanımlanabilir (Hall ve Fincham, 2006).

Drigotas ve Barta’ya (2001) göre ise aldatma ikili iliĢki dıĢındaki diğer insanlarla kabul edilebilir fiziksel ve duygusal yakınlık düzeylerini belirleyen normların çiğnenmesidir.

(26)

12

Romantik iliĢkilerde aldatma aynı zamanda “ihanet, sadakatsizlik, evlilikdıĢı iliĢki, iliĢki dıĢı birliktelik” gibi ifadelerle de adlandırılmaktadır. Aldatma konusunu inceleyen Ġngilizce yabancı literatürde bu kavramın “infidelity, unfaithfullness, extradyadic involvement/relationship, extramarital involvement, betrayal partner, cheating, unloyalty” olarak ifade edildiği; ancak bunların benzer anlamda kullanıldıkları dikkati çekmektedir (Allen ve diğerleri 2005; Barta ve Kiene, 2005; Caldwell, 2008; Chuick, 2009; Kinney, 1999; Klacsmann, 2008; Roscoe, Cavanaugh, & Kennedy, 1988; Wiederman & Hurd, 1999).

2.2.Toplumsal Sürecin Bir Parçası Olarak Aldatma

Brown (2001) aldatmanın toplumsal değiĢimlerin bir parçası olarak ortaya çıktığını ileri sürmektedir. Brown aldatmanın artmasının ardındaki toplumsal nedenleri belirlemiĢtir. Bu nedenleri etik değerlerin bozulması, doğum kontrolünün sağlanmasıyla cinsel özgürlüğün artması, kadınların iĢ dünyasına katılmalarının aldatma fırsatlarını arttırması, insanların geçmiĢte aileleri ve toplumlarıyla daha fazla ilgiliyken artık daha fazla kiĢiselliklerine odaklanmaları Ģeklinde açıklamaktadır. Brown’a göre aldatmanın nedenlerine iliĢkin en olası açıklama çeĢitli faktörlerin bir araya gelmesidir: Örneğin, evlilikte duygusal doyumun amaç olmasıyla duyguların paylaĢımı daha önemli hale gelmiĢtir. Ekonomik değiĢiklikler günlük yaĢamda da değiĢiklikler getirmiĢtir. Bundan birkaç kuĢak önce çiftler yan yana tarlada çalıĢırken, günümüzde zamanlarının çoğunu evden uzakta çalıĢarak geçirmektedirler. Bu süreçte baĢkalarıyla yakınlaĢmaktadırlar. Ayrıca internet de yeni bir partner bulma yolu açmıĢtır. Hatta bu Ģekilde aldatma “siber aldatma” adıyla anılmaktadır (Hackathorn ve Harvey, 2011). Brown’a (2001) göre bu tür Ģeyler aldatmayı baĢlatan sebepler değildir; ancak bireyi aldatmaya hazırlayan hatta yönelten teknolojik uyarıcılardır. Örneğin, bir kiĢi aldatmaya hazır olduğunda, hatta bir baĢkasını aramasa bile internet gibi ulaĢılabilir olanakların kiĢinin elinin altında olması, aldatmanın gerçekleĢmesini olası kılar. Dünya toplumlarında aldatmaya iliĢkin mitlerin olduğu dikkati çekmektedir. Aldatmaya iliĢkin mitleri Ģöyle sıralamak mümkündür:

1. Herkes sadakatsizdir; bu normal, kabul edilebilir bir davranıĢtır. 2. Aldatma iyidir, körelmiĢ evlilik iliĢkisini canlandırır.

(27)

13

3. Ġnsanlar aldatır, çünkü eĢlerine aĢık değildirler. 4. Ġnsanlar aldatır, çünkü seks düĢkünüdürler.

5. Aldatma, eninde sonunda boynuzlanan erkeğin hatasıdır. 6. En iyisi, bilmiyormuĢ numarası yapmaktır.

7. Aldatmadan sonra boĢanma, kaçınılmazdır (Psychology Today, 1993, s.35).

Yukarıda sunulan mitlerde aldatmanın gerçekten de romantik iliĢkide genelde istenmeyen bir yaĢantı olduğu hatta bu mitlerin aldatmanın nedenlerine bile iĢaret ettikleri görülmektedir. Bu mitler toplumsal sürecin bir parçası olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumsal değiĢimlerle birlikte yeni mitler de ortaya çıkmaktadır.

2.3. Aldatmanın Nedenleri

Aldatmanın nedenlerini belirlemeyi amaçlayan çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢtır. Lusterman (1998) aldatmanın nedenlerini Ģu Ģekilde sıralamaktadır: (1) Duygusal iliĢkiyi anlamamak, (2) Duygular ve ihtiyaçları anlatmada yetersizlik, (3) Problemleri birlikte çözmede sözel becerilere sahip olmamak, (4) Bir baĢkasının ihtiyaç ve ilgileriyle uzlaĢmayı baĢaramamak, (5) Evli olunan kiĢiyi gerçekten tanımamak (örneğin bazı cinsel problemlerin farkında olmamak), (6) Kültürel ve etnik farklılıklarla baĢ edememek, (7) Evliliğin doğasına iliĢkin gerçekçi olmayan beklentiler, (8) EĢlerin aynı geliĢim döneminde olmamasının yarattığı hayal kırıklığı, (9) Cinsel merak, (10) Duygusal ihtiyaç (iliĢkide yalnız hissetme ve bir baĢkasını aramak), (12) Cinsel bağımlılık, (13) Can sıkıntısı/bıkkınlık, (14) Çift iken sahip olunan heyecan ve eğlence duygusunun kaybı, (15) Günlük sorumluluklara yetiĢmeye çalıĢırken diğer kiĢiyi göz ardı etmek.

Norment (1998a, 1998b) ise kadın ve erkekler için ayrı ayrı aldatma nedenleri belirlemiĢtir. Norment’e göre erkekler Ģu nedenlerle aldatır: (1) ĠliĢkilerinin hayal ettikleri gibi gitmemesi, (2) Heyecan arama, (3) Egolarını tatmin etme, (4) Spiritüel boĢluk duygusu, (5) Hissedecekleri anlık tatmin duygusuna yenilmeleri, (6) Ġntikam duygusu. Norment’e göre kadınlar ise Ģu nedenlerle aldatır: (1) Özsaygıyı arttırma, (2) Duygusal olarak ihmal edilme, (3) Ġntikam, (4) Heyecan arayıĢı, (5) Romantizm, (6) EĢlerinden ya da partnerlerinden daha zengin ve statü sahibi biriyle beraber olmak arzusu, (7) Cinsel tatminsizlik, (8) Hiç bitmeyen ev iĢlerinin ve sorumluluklardan bunalmaktır.

(28)

14

Drigotas ve diğerleri (1999) iliĢki dıĢı cinselliğin yani fiziksel aldatmanın gerekçelerini ortaya koyan için beĢ kategori belirlemiĢlerdir. Bunlar; cinsellik, duygusal doyum, sosyal bağlam, tutumlar-normlar, intikam-düĢmanlıktır. Cinsellik kategorisinde, cinsel ihtiyaçlar, partnerle cinsel uyumsuzluk genel nedenler olarak ortaya çıkmaktadır. Duygusal doyum kategorisinde, yeni duygusal doyum, egoyu güçlendirme ve düĢük iliĢki doyumu genel nedenler olarak ortaya çıkmaktadır. Sosyal bağlam kategorisinde, fırsatlar, yakınlık ve partnerden fiziksel olarak ayrılık, genel nedenler olarak ortaya çıkmaktadır. Tutumlar kategorisinde, liberal cinsel tutumları olanların daha fazla iliĢki dıĢı birliktelik yaĢadıkları ortaya çıkmaktadır. Ayrıca algılanan normlar da aldatma davranıĢıyla iliĢkilidir. Ġntikam-düĢmanlık kategorisinde, partnerin aldatmasına tepki olarak onu aldatma da, aldatmanın evli çiftler arasındaki nedenlerindendir.

Yukarıda verilen çalıĢmalar incelendiğinde aldatmanın nedenlerini çeĢitli kiĢisel, iliĢkisel ve çevresel değiĢkenlerin oluĢturduğu görülmektedir.

2.4. Aldatmanın YaĢanması

Toplumsal değiĢimlerin yanı sıra evlilik içi bazı süreçler de aldatma olasılığının arttığı dönemler olarak dikkati çekmektedir. Buna göre; (1) evliliğin ilk yıllarında, partnerlerin bağlanım ve yakınlık sorunlarıyla mücadele ettiği dönemde; (2) ilk ya da ikinci çocuk doğduğunda ve annelik eĢin temel odağı olduğunda; (3) çocuklar evden ayrıldığında, aldatma olasılığı artmaktadır (Brown, 2001).Toplumsal değiĢimler ve evlilikle ilgili dönemlerin aldatma üzerindeki etkilerinin yanı sıra her iliĢkiye özel ve o iliĢkiyi aldatmaya götüren süreçler vardır. Aldatmadan önce iliĢki çeĢitli aĢamalardan geçer. Ġlk olarak bir “hazırlayıcı aşama” görülür. Hazırlayıcı aĢamanın bir kısmı çiftin iletiĢim süreci ve karar verme sürecinin örneklerine bağlıdır. EĢler iliĢkilerinde olan biten hakkında dürüstçe iletiĢim kuramadıklarında, verilen farklı kararlar eĢler arasında ayrıĢmayı baĢlatır. Bu kararlar partnerden bilgi almadan ve sıklıkla yanlıĢ varsayımlar ve hatalı yorumlamalar üzerinden alınır. Bu tür süreçler aldatmaya elveriĢli durumlar yaratır. Aldatmaya hazırlık sabit bir durum değildir fakat bıkkınlık, huzursuz hareketlilik, değiĢim için hazır olma duygularıyla iliĢkilidir. Evlilikteki değiĢim ve olaylara iliĢkin algılar eskisinden farklı yorumlanır. Eski kavgaların sonuçları tekrarlandığında bu seferki duygu “Burası ait olduğum yer değil” duygusudur. Klinisyenler karĢı cinsten arkadaĢlarla evlilik problemlerini paylaĢarak sıkıntıya ortak etmenin aldatmaya hazırlık olarak genel bir aĢama

(29)

15

olduğunu belirtmektedirler. ArkadaĢlar arasında eĢe karĢı görüĢ birliği oluĢur ve böylece aldatmayı haklı çıkaracak bir atmosfer meydana gelir. Hazırlayıcı aĢamadan sonraki asıl aldatma altı aĢamada gerçekleĢir. Ġlk aĢama, aldatmanın filizlendiği iklimin oluĢtuğu aĢamadır. Doyumsuzluklar, yaralanmalar, farklılıklar ve tartıĢılmamıĢ, çözülmemiĢ diğer sorunlar bu aĢamada dikkati çeker. EĢler bir tekdüzelik içinde olduklarını hissetmeye baĢlar. Ġkinci aĢamada, aldatma gerçekleĢir. Doyumsuz olan partner aldatma iliĢkisine kayar. Bu aĢama boyunca aldatan partner aldatmayı inkar eder ve aldatılan eĢin de aldatma iĢaretlerini görmezden geldiği gizli bir anlaĢmaya girerler. Üçüncü aĢama, aldatmanın açığa çıkmasıdır. Bu temel bir aĢamadır, çünkü çiftin kendilerine ve evliliklerine dair çizdikleri tablo bir daha asla aynı olmayacaktır. Bu açığa çıkma dördüncü aĢamayı hızlandırır. Dördüncü aĢamada aldatmanın açığa çıkmasından sonra gelen evlilik sorunları yer alır. EĢin aklı aldatmaya takılmıĢtır ve aldatma asıl problemdir. Bu kritik bakıĢ açısından verilen karar, sorunların altını çizebilir ya da sorunları gömebilir. Bunun için çiftin ayrı ya da birlikte sorunları belirlemeyi seçtiği, uzun bir yeniden yapılanma aĢaması gelir. Uzun bir yolculuktan sonra yeni bir yere gelinir ve son aĢamada olası süreç affetmedir (Brown, 2001). Görüldüğü gibi aldatma bir anlık yaĢanan ve kısa süreli sonuçlar ve etkiler yaratan bir yaĢantı olmaktan çok uzun sürede yaĢanan ve uzun süreli sonuçları ve etkileri olan bir yaĢantıdır.

2.5. Aldatmanın Etkileri ve Sonuçları

AraĢtırmacılar aldatmanın açığa çıktığı anda aldatılan partnerin duygu, düĢünce ve davranıĢlarını incelemiĢlerdir. Buna göre aldatmanın öğrenildiği ilk anda (keĢif anı) aldatılan partnerin zihnini Ģu tür düĢünceler doldurur: “Ne zamandır bu durum devam ediyor?” “Bu, iliĢkimin bittiği anlamına mı geliyor?”, “BaĢka kaç insan bunu biliyor?”, “Ona nasıl güvenebildim?”, “Böyle bir Ģeyi bana nasıl yapabildi?”, “Bunu istesem bile, ona tekrar nasıl güvenebilirim?”, “Bu ilk aldatması mı?”, “Onu bu durumla yüzleĢtirmeli miyim?”, “Yoksa görmezden mi gelmeliyim? Belki geçici bir durumdur.” “Bir tuzak kurmalı mıyım?”, “Diğer insanlarla bu konu hakkında konuĢmalı mıyım? Yakınlarda buna benzer bir durum yaĢayan arkadaĢımla bu durum hakkında konuĢmak belki iyi bir fikir olabilir.” Bu düĢüncelere öfke, utanç, acı, kıskançlık, ihanet, korku, Ģüphe duyguları eĢlik eder (Lusterman, 1998).

(30)

16

Lusterman (1998) aldatıldığını öğrendikleri anda bazı danıĢanların Ģiddetli fiziksel tepkiler de gösterdiğini, kimi hastaların ishal ve kusma krizleri olurken kimilerinin de bağırıp seslerinin kısıldığını, eĢyaları kırıp döktüklerini, sadakatsiz eĢe fiziksel saldırıda bulunduklarını belirtir. Ayrıca birçok danıĢanın aldatıldıklarını öğrendiklerinde ilk baskın duygularının umudu yitirmek ve iliĢkinin bittiğine inanmak olduğunu açıklar.

ÇeĢitli araĢtırmalar aldatmanın, aldatıldığını öğrenen partnerde travmatik etkilere yol açtığını göstermektedir. Aldatma çoğunlukla bireyler ve iliĢki için yıkıcı sonuçları olan bir süreçtir. Aldatılan için aldatma olayı bir travma olarak açıklanmakta ve çoğunlukla aldatılan kiĢide travma sonrası tepkiler görülebilmektedir (Boekhout ve diğerleri, 2003; Tang, 2009; Hunyady ve diğerleri, 2008; Gordon, Baucom ve Snyder, 2004).

KiĢilerarası bir travma olan aldatma ortaya çıktığında aldatılan, aldatan partnerine karĢı yoğun hiddet duyguları yaĢar. Bu duygunun yanı sıra utanç, depresyon, güçsüzlüğün verdiği ĢaĢkınlık, mağduriyet, terk etme duyguları arasında bocalar. Tüm bu yaĢananlar biliĢsel, duygusal ve davranıĢsal boyutlarıyla travma sonrası stres bozukluğuna paraleldir. Travmatik tepkiler konusundaki literatüre bakıldığında kiĢiler, en fazla dünyaya ve diğer insanlara dair temel varsayımları bozulduğunda duygusal olarak travmatize olmaktadırlar. Aldatma ortaya çıktığında aldatma ya da yakın iliĢkilere dair bazı önemli olumlu varsayımlar bozulmakta ve yerini olumsuzları almaktadır. Örneğin, “Partnerlere güvenilebilir, iliĢki güvenli bir alandır” gibi olumlu varsayımların yerini “Partnerlere güvenilmez, iliĢki güvenli bir alan değildir” gibi olumsuz varsayımlar alır (Baucom, Gordon, Snyder, Atkins ve Christensen, 2006).

Aldatıldığını keĢfeden birey o anda kendisini alt-üst olmuĢ ve Ģok olmuĢ hissetse de bir süre birçok düĢünce ve duygusunu kendisinden gizler. Bu duruma inkâr denir. Ġnkâr, bilinçsizce yapılan bir eylemdir. Kendiliğinden gerçekleĢir. Ġnkâr, duygusal çatıĢmayı çözmenin, kaygıyı bastırmanın bir yolu olarak tanımlanabilir (Lusterman, 1998).

Travmatik deneyimden önce insanların üç temel varsayımı olduğunu belirtilmektedir: Bunlar; “Dünya iyiliksever bir yerdir”,”Dünya anlamlı bir yerdir” ve “Ben değerlidir” gibi varsayımlardır (Janoff-Bullman’dan aktaran Lusterman, 1998). Travmadan sonra bu üç varsayım sarsıntıya uğrar. Birçok kiĢi dünyasının paramparça olduğunu söyler. Aldatılan kiĢilerde de travma sonrası stres tepkileri görülür. Yukarıda verilen varsayımlar oldukça temel ve derin varsayımlardır. Lusterman’a göre bir iliĢkiye giren çiftlerin sözlü ya da sözsüz olarak tek eĢli bir iliĢki sürecekleri varsayımı da geçerlidir. Dolayısıyla bu varsayımı bozan bir yaĢantı olarak aldatma travmatik bir yaĢantıdır. Aldatma açığa

(31)

17

çıktığında dünyanın yardımsever bir yer olduğu inancının sarsılması pek de ĢaĢırtıcı değildir. Özel iliĢkisine güvenemeyen kiĢi, iĢinin güvende olacağına, arkadaĢlarının ona ihanet etmeyeceğine de güvenemez.

Travma ile ilgili literatürde de temel inançlar/varsayımlar bozulduğunda kiĢi, geleceği tahmin edebildiği duygusunu kaybeder ve kontrolü kaybetme deneyimi yaĢar. Bundan dolayı evlilikdıĢı iliĢki sadece negatif bir olay değildir; aynı zamanda aldatılanın duygusal güvenliği hakkında temel inançlarının da bozulduğu olur. Bu süreçte Ģu tür karmaĢık durumlar yaĢanır: “Seni tanımıyorum, sen tanıdığım kiĢi değilsin ve iliĢkimiz düĢündüğüm gibi değilmiĢ” ya da “Bunun ne anlamı var ki, bunu nasıl yapabildiğini anlayamıyorum, sana güvenebileceğimi düĢünmüĢtüm”. Böylesi bir kopuk ve kestirilemez güven içindeki birey, tipik olarak aldatma bitmiĢ olsa bile iliĢkiyi yürütemez. Aldatılan kiĢi, aldatılmanın neden meydana geldiğine anlam veremediği sürece, partnerinin onu yeniden yaralamayacağına güvenemez. Bu anlamlandırma olmadan aldatan partner, acı veren duygulara (kaygı, karmaĢa, öfke, depresyon, utanç gibi) yol açan kötü niyetli biri gibi görülür (Baucom ve diğerleri, 2006).

2.6. Profesyonel Yardım Sürecinde Aldatmanın Ele Alınması

Bir iliĢkiye zarar veren çeĢitli yaĢantılar içinde partnerden ayrılmak ya da partnerin terk etmesi ve cinsel aldatmanın olması affedilmesi en zor yaĢantı olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu durum da aldatma sonrası terapötik yardım sürecini daha önemli kılmaktadır (Bachman ve Guerrero, 2006).

Allen ve Atkins (2005) aldatmanın terapistler tarafından çok faktörlü olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini açıklamaktadırlar. Onlara göre iki boyutta çeĢitli faktörler birlikte ele alınmalıdır. Bu faktörler aĢağıda sunulmuĢtur:

1. boyut faktörleri:

KiĢisel faktörler: Aldatan kiĢinin aldatmasına yol açan nitelikleri (demografik, sabit ve durumsal nitelikler) içerir.

EĢle Ġlgili faktörler: Aldatılan eĢin özellikleri, aldatan eĢin aldatmasını destekliyor olabilir. Evlilikle ilgili faktörler: Aldatmaya yol açan evlilik stresi, düĢük cinsel doyum ve benzeri özellikleri içerir.

(32)

18

Bağlamsal faktörler: DıĢsal bağlam (asıl iliĢkinin dıĢındaki bağlam). ĠliĢkidıĢı partnerin davranıĢları, iĢ ortamı, akran iliĢkileri ve kültür gibi faktörleri içerir.

2. boyut faktörleri: AĢağıdaki faktörler aldatmanın aĢamaları olarak da tanımlanmaktadır.

Yatkınlık, hazırlayıcı: Potansiyel olarak aldatacak kiĢilerin hazırlayıcı faktörlerle karĢılaĢıp karĢılaĢmamasına göre aldatma olasılığı artar ya da azalır.

TeĢebbüs: Hazırlayıcı faktörlerden sonra çeĢitli durumlar kiĢiyi teĢvik eder ya da etmez. Ġlk Deneme: Aldatmada yollar kesiĢir ve aldatma olur. ÇeĢitli faktörler yolların kesiĢmesine ya da kiĢinin durmasına yol açar.

Sürdürme: Aldatma ilk kez olduktan sonra kısa sürebilir ya da derinleĢerek uzayabilir. Farklı faktörler bunu belirler.

Açığa Çıkma ya da KeĢfetme: Aldatmayı sadece eĢler ortaya çıkarmaz, baĢka faktörler de bu olasılığı belirler.

Tepki: Sonuç olarak çift terapistleri çoklu kiĢisel ve iliĢkisel faktörleri çözümlemek durumundadır. ÇeĢitli faktörler kiĢisel ya da iliĢkisel faktörleri etkiler.

Aldatmaya iliĢkin bu iki boyut birbirinden bağımsızdır. Terapistler aldatmanın ikinci boyut faktörlerini oluĢturan altı aĢamalı sürecin her birinde birinci boyut faktörlerini incelenmelidirler.

Hall ve Fincham (2006) ise biliĢsel bir yaklaĢımla aldatma sürecini incelemiĢler ve yükleme kuramları açısından değerlendirmiĢlerdir. Buna göre aldatılan tarafın davranıĢı, aldatan eĢin davranıĢına nasıl anlam yüklediğine ve ne türlü atıfta bulunduğuna bağlı olarak değiĢir. Aldatılan eĢ, partnerinin davranıĢına, içsel genel ve kalıcı atıflarda bulunursa (eĢim beni aldattı çünkü o güvenilmez biri, hiçbir zaman değiĢmez, vs...) iliĢkiyi sonlandırma, ayrılma gibi olumsuz tepkiler verme ihtimali daha yüksektir. Tam tersi durumda, aldatılan eĢ, partnerinin aldatmasına durumsal ve değiĢebilir atıflar yüklerse (eĢim beni aldattı ama içine düĢürüldüğü durumda baĢka Ģansı yoktu, bir daha asla yapmaz, vs...) iliĢkiye devam etmek ve durumu yapıcı halde ele almak gibi daha olumlu tepkiler verme ihtimali yüksek olacaktır.

Taysi (2010), evlilik iliĢkisinde eĢlerden birinin ihlali (örneğin aldatması) sonrasında bağıĢlamayı incelemiĢtir. AraĢtırmanın sonuçlarına göre bağıĢlamanın en güçlü yordayıcısının sorumluluk yüklemeleri olduğu belirlenmiĢtir. Bu sonuca göre iliĢki sınırlarını ihlal eden kiĢi, ihlalden dolayı ne kadar sorumlu ve suçlu görülürse bu kiĢinin

(33)

19

mağdur tarafından bağıĢlanması güçleĢmektedir. Evli kadınlar için sadece sorumluluk yüklemeleri bağıĢlamanın yordayıcısı iken, evli erkeklerde sorumluluk yüklemeleri ve evlilik uyumunun bağıĢlamanın en güçlü yordayıcısı olduğu ortaya koyulmuĢtur. Evli kadınların evli erkeklere göre ihlalin zararını daha incitici buldukları belirlenmiĢtir. Ayrıca zararın Ģiddeti arttıkça bağıĢlamanın güçleĢtiği açıklanmıĢtır.

2.7. Aldatma Türleri

Bir aldatma sürecinin ne yoğunlukta olumsuz etkilere yol açacağı ne türde bir aldatma olduğuyla da iliĢkilidir. AraĢtırmacılar aldatmanın etkilerini daha iyi ortaya koyabilmek amacıyla aldatma türlerini açıklamıĢlardır.

Lusterman (1998) üç tür aldatma belirlemiĢtir. Her bir aldatma türünün kendine özel problemleri beraberinde getirdiğini ve buna göre terapide farklı bir yardım gerektirdiğini; ancak üçünün de ortak noktası aldatmanın travmatik bir yaĢantı olmasıdır. Bu üç tür aldatma Ģunlardır: (1) Tek gecelik aldatmalar, (2) Flört etmeler, (3) ĠliĢkiler.

Brown (2001) ise aldatmayı beĢ türde tanımlanmıĢtır. Bu sınıflandırma farklı aldatma türlerini anlama ve bunların altında yatan motivasyonları tanımak amacıyla uzmanlar için yapılmıĢtır. Bunlar; çatıĢmadan kaçınma, yakınlıktan kaçınma, cinsel bağımlılık, duygusal boĢluk ve terk edilen iliĢkidir.

ÇatıĢmadan kaçınma. Bu türde partnerlerden biri, diğerinden daha hoĢnutsuz,

memnuniyetsizdir. Mutsuzluğa iliĢkin bastırılan duygular büyümektedir. ÇatıĢmadan kaçınan türdeki partner, problemlerini partneri ile paylaĢmaz. Hatta partneri, problemi sorup belirlemeye çalıĢtığında bile bunu yapmaz. Bu tür aldatmanın altında yatan mesaj “Dikkatini bana ver, beni önemse” dir. Bu tür aldatma çoğunlukla evliliğin baĢlarında ve kısa sürelidir.

Yakınlıktan kaçınma. Bu tür aldatma, partnerler duygusal incinmeden korktuklarında

meydana gelir. Duygusal ve cinsel olarak birbirlerine nasıl yakın olacaklarını bilemezler. Bu tür iliĢkilerde çatıĢma ve kavga görülür; çünkü tartıĢma bireyleri herhangi bir güvensizliğin ortaya çıkmasından korur. Buradaki birincil anlam “Sana çok da ihtiyacım yok (öyleyse bazı ihtiyaçlarımı baĢkalarından da karĢılayabilirim)” Ģeklindedir. Genelde genç çiftlerde görülür.

(34)

20

Cinsel bağımlılık. Bu türde partner, cinsel bağımlığının yarattığı rahatsız edici boĢluk

duygusunu, evlilik dıĢı iliĢki yoluyla gidermeye çalıĢılır. Cinsel bağımlılığı olan kiĢi politikada olduğu gibi güç ve aleni takdir arar ve genelde gösteriĢe önem verir. Cinsellik yoluyla özel yaĢamlarında da güç ararlar. Bu kiĢiler sıklıkla partnerlerinden ayrı yaĢarlar.

Duygusal boĢluk. Bu türde aldatma duygusal boĢluk ihtiyacıyla baĢlar. Çiftler ailenin

huzuru adına kiĢisel ihtiyaç ve isteklerini görmezden gelirler. Daha sonra iliĢkide kaçırılan bu duygusal doyum baĢkasında aranır. Bu türde aldatma uzun süreli ve tutkuludur. Aldatan partner evli olduğu eĢi ile evlilik dıĢı iliĢki yürüttüğü kiĢi arasında bocalar. Bu türde “Ailemi seviyorum ama sevgilime aĢığım” cümlesi uygundur. Çoğunlukla erkeklerde görülür. Bu çiftlere yardım ederken ilerleme kaydetmek zordur.

Terk edilen iliĢki. Bu türde çiftlerden biri iliĢkiyi sonlandırmak ister, önceden oluĢmuĢ

problemleri çözmek istemez, ancak iliĢkiyi sonlandırma sorumluğunu da almak istemez. Genellikle evliliğin ilk 15 yılı içinde görülür. Bu tür aldatmada yardım sürecinde ilerleme zor kaydedilir, çünkü aldatılan eĢ çok incinmiĢtir ve affetmeyi düĢünmez. Aldatılan eĢ, evliliklerini bu hale getirdiği için aldatan eĢi suçlar.

Mattingly, Wilson, Clark, Bequette ve Weidler (2010) üniversite öğrencileri üzerinde geliĢtirdikleri aldatma ölçeğinin yapısına göre üç tür aldatma ölçtüğünü belirlemiĢlerdir. Bunlar belirsiz (ambiguous - bu davranıĢlar birlikte yemek yeme, bir Ģeyler içme, dans etme, sarılma vb.dir), gizli/sahte (deceptive – bu davranıĢlar flört, fantezi, yalan söyleme ya da partnerinden bilgiyi gizleme vb.dir) ve açık (explicit – bu davranıĢlar cinsel davranıĢlardır) aldatma olarak adlandırılmıĢtır. Allen ve Rhoades (2008) araĢtırmalarında duygusal aldatma ile geliĢigüzel aldatma arasında geliĢim, motivasyon ve sonuçlar açısından farklılıklar olduğunu belirtmiĢlerdir. Yapılan diğer araĢtırmalarda da aldatma, fiziksel aldatma (cinsel aldatma), duygusal aldatma ve hem fiziksel hem de duygusal aldatmanın birlikte görüldüğü durumlar olarak ele alınmıĢtır (Glass ve Wright, 1985; Thompson, 1984; Drigotas ve diğerleri, 1999). Duygusal aldatma, cinsel yakınlaĢmanın yer almadığı, aĢk duygusunun hakim olduğu aldatma iken; cinsel aldatma sadece cinsel birlikteliğin yer aldığı, duygusallığın olmadığı aldatma; üçüncü tür olan duygusal-cinsel aldatma da hem duygusallığın, aĢkın hem de cinselliğin yer aldığı aldatma türü olarak açıklanmaktadır (Thompson, 1984).

Romantik iliĢkilerde aldatma zamanla Ģekillenir. Bir duygusal yakınlaĢma içerebilir ve bir cinsel beraberlik içerebilir de içermeyebilir de. Buna karĢılık cinsel beraberlik duygusal bağlanmanın bir parçası olabilir ya da ondan bağımsız olabilir, sadece cinsellik olabilir.

(35)

21

Ġnsanlar cinsellik olmadan da bir iliĢki yaĢayabilir, cinselliğin olduğu ama duygusal bağlanmanın olmadığı bir iliĢki de yaĢayabilir. Tüm bu durumlar birbirinden farklıdır ancak hepsi farklı bir tür aldatmadır. Burada söz verilen iliĢki esastır. Eğer iliĢki dıĢında bir baĢka gizli bir cinsellik ya da romantik bağ varsa, bu bir aldatmadır (Lusterman, 1998).

2.8. Aldatmanın Sıklığı

Romantik iliĢkilerde zor bir süreç olarak karĢımıza çıkan aldatmanın sıklığı merak edilen noktadır. Aldatma sıklığını ortaya koymaya çalıĢan çok sayıda araĢtırma yapılmıĢtır. Bu araĢtırmalardan Brown (2001) evli çiftlerin yaklaĢık % 70’inin evlilikleri süresince bir baĢka iliĢki deneyimi yaĢadıklarını belirtmiĢtir. Glass ve Wright (1992) erkeklerin % 44’ünün, kadınların ise % 25’inin hem duygusal hem de cinsel aldatma yaĢadıklarını bulmuĢlardır. Atwood ve Seifer (1997) evli erkeklerin % 50 den fazlasının ve evli kadınların % 50’ye yakınının, evliliklerinin herhangi bir döneminde evlilik dıĢı iliĢki yaĢadıklarını rapor etmiĢlerdir. Thompson (1984) evli veya iliĢkisi olan bireyler üzerinde yaptığı araĢtırmada katılımcıların % 43’ünün partnerlerini en az bir kez aldattıklarını belirtmektedir. Janus ve Janus (1993) boĢanmıĢ bireylerin yaklaĢık % 40’ının evlilikleri süresince en az bir kez evlilikdıĢı cinsel iliĢki yaĢadıklarını açıklamaktadır. Atkins ve diğerleri (2001) Amerika’da evlilik terapistlerine baĢvuran çiftlerin % 60-65’inin, terapiste baĢvuru nedeninin aldatma olduğunu belirlemiĢlerdir. Wiederman ve Hurd (1999) araĢtırmalarına katılan ciddi bir romantik iliĢki yaĢadıklarını belirten erkeklerin % 75’inin, kadınların ise % 68’inin en az bir kez partnerleri dıĢında biriyle flört ettikleri ya da cinsel aktivite gerçekleĢtirdiklerini açıklamıĢlardır. Mark, Janssen ve Milhausen (2011) de araĢtırmalarına katılan 506 erkek ve 412 kadın üzerinde yaptıkları araĢtırmada erkeklerin yaklaĢık % 23’ünün, kadınların ise yaklaĢık % 19’unun partnerlerini iliĢkileri süresince aldattıklarını belirlemiĢlerdir. Weiderman (1997) ise 884 erkek ve 1288 kadından oluĢan geniĢ bir örneklemden oluĢan araĢtırmasında erkeklerin % 22,7’sinin ve kadınların % 11,6’sının evlilikleri süresince evlilik dıĢı bir iliĢki yaĢadıklarını beyan ettiklerini rapor etmiĢtir. Yukarıda kısaca özetlenen araĢtırma sonuçlarında da görüldüğü üzere aldatmanın oldukça sık yaĢanan karĢılaĢılan, romantik iliĢkiyi sarsan, bazen bozan ve bazen de bitiren travmatik bir yaĢantı olduğu söylenebilir.

(36)

22

2.9. Aldatmada Cinsiyet Farklılıkları

Romantik iliĢkilerde aldatma konusuyla ilgili literatürde katılım, nedenler, tepkiler ve sonuçlar açısından her türde aldatmada kadın ve erkekler arasında farklılıklar görülmektedir. Ancak 1960’lı ve 1970’li yıllardan gelen verilerin günümüz cinsiyet rolü beklentileri bağlamında yeniden test edilmesi gerekmektedir. 1980’li, 1990’lı ve 2000’li yıllarda büyüyen kadınların aldıkları mesajlar önceki jenerasyona göre oldukça farklıdır. Bir erkek ya da kadın için son yıllarda yaĢam, aĢk ve iĢ konularında sosyal değiĢimler yaĢanmaktadır. Aldatma türüne göre kadın ve erkek karĢılaĢtırıldığında, kadınlar erkeklere göre daha çok duygusal aldatmaktadırlar. Erkekler ise daha çok cinsel aldatmaktadırlar. Hem cinsel hem de duygusal aldatmanın olması, sadece birinin olması durumuna göre evliliği daha fazla tehdit etmektedir. Bugüne kadar evli erkeklerin bir baĢka iliĢkiye girmeleri daha olası iken, günümüzde kadın ve erkek için bu oran yakındır. Bununla birlikte genç evli kadınların bir baĢka iliĢkiye girme olasılıkları kocalarından daha fazladır. DeğiĢimin bir kısmı kadınların iĢ dünyasına girmesi ve baĢka iliĢkiye girme fırsatlarının artmasıyla ilgilidir. Bununla birlikte kadınlar bu tür fırsatları değerlendirme konusunda erkeklerden farklıdır. Evliliğinde mutlu kadınlar, bir baĢka iliĢki fırsatı olsa da bunu görmez, farkında olmaz. Ancak erkekler için fırsatların olması ve buna bir de erkeğin bazı haklı nedenlerinin olması aldatmanın gerçekleĢmesine yol açar (Brown, 2001).

Buss (1994) yirmi beĢ toplumda aldatma sonrasında evliliklerin her iki cinsiyetten partner için de boĢanma ile sonuçlandığını; buna karĢılık elli dört toplumda eğer kadın aldattıysa aldatma boĢanmayla sonuçlanırken, sadece iki toplumda eğer erkek aldattıysa boĢanmayla sonuçlandığını belirtmektedir. Buna göre kadın aldattığında daha yıkıcı sonuçlarla karĢılaĢılmaktadır.

EvlilikdıĢı iliĢkilerde cinsiyet farklılıklarının incelendiği 300 kadın ve erkek üzerinde yapılan bir araĢtırmada kadınların evlilikdıĢı iliĢkilerinin daha çok duygusal olduğu; erkeklerin evlilikdıĢı iliĢkilerinin ise daha çok cinsel olduğu görülmüĢtür (Glass ve Wright, 1985). Birçok araĢtırmada erkeklerin fiziksel, kadınların ise duygusal aldatmaya daha fazla tepki gösterdikleri ortaya koyulmuĢtur (Cann, Magnum ve Wells, 2001; Fernandez, Vera-Villarroel, Sierra ve Zubeidat, 2007; Miller ve Manner, 2009; Shackelford, Buss, Bennett, 2002). Buna göre erkekler için fiziksel aldatılma daha yıkıcı olurken, kadınlar için duygusal aldatılma daha yıkıcı olmaktadır.

Şekil

ġekil 1. Hipotez model 1 (Yatırım Modeli)
ġekil 2. Hipotez model 2 (Aldatma Modeli)
Tablo 1. AraĢtırmaya Katılan Üniversite Öğrencilerinin Demografik  Özellikleri  DeğiĢkenler  Kategori  N  %  Cinsiyet  Kadın  425  61  Erkek  269  39  Toplam  694  100  Sınıf Düzeyi  Hazırlık  11  2  1
Tablo 2. Aldatma Ölçeği’nin Uyarlama ÇalıĢmalarında Yer Alan Katılımcıların  Demografik Özellikleri  DeğiĢken   Kategoriler   N   Cinsiyet   Kadın   163   Erkek   81   Toplam   244   Sınıf Düzeyi   1
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kaçınmacı bağlanma stili ile benlik saygısının alt boyutlarından olan kişiler arası ilişkilerde tehdit hissetme boyutu arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla

Bu çalışmadan elde edilen bulguya göre, sosyal medya bağımlılık düzeyi yüksek ve düşük olarak belirlenen bireylerin İÖA saplantılı bağlanma alt boyutu

Öğrencilerin romantik ilişki durumuna göre Romantik İlişki Değerlendirme Ölçeğinden aldıkları puanlar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı

“Organizasyonun yüksek kaliteli mal ve hizmet üretmesinin” işletmeye karşı duygusal bağlılığı ne derece etkilediği sorusuna, ankete katılanların

Bilgi işlemeye dayalı bilişsel öğrenme kuramına göre, öğrenciler öğretim sırasında kendilerine sunulan uyarıcılara edilgen biçimde tepki vermek yerine, etkin

Bu çalışmada, tüm edebiyat tarihleri, tarihçileri ve eleştirmenler tarafından Eski Türk Edebiyatının son zirve şahsiyeti sayılan Şeyh Gālib’in gazellerinden

Özetle, geçmiş araştırmalar farklı bağlanma stil- lerinin bilişsel alanlarda belirgin farklılıklara sahip ol- duğunu göstermesine karşın (örn., Baldwin ve ark., 1996;

Bu çalışma, bir üniversite has- tanesi yetişkin YB ünitelerinde aktif olarak kullanılan monitörlerin alarm değerlerinin alt ve üst sınırlarının ayarlanıp