• Sonuç bulunamadı

Belediye hizmetlerinin özelleştirilmesi ve özelleştirme uygulamaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Belediye hizmetlerinin özelleştirilmesi ve özelleştirme uygulamaları"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ VE

ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

YRD. DOÇ. ERDAL BAYRAKÇI

HAZIRLAYAN

GÜLNUR ÇETİN

(2)

İÇİNDEKİLER

ÖZELLEŞTİRME KAVRAMI

1.1. ÖZELLEŞTİRME KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIŞI...1

1.2. ÖZELLEŞTİRME TANIMLARI ...2

1.2.1. Dar Anlamda Özelleştirme ...3

1.2.2. Geniş Anlamda Özelleştirme ...3

1.3. ÖZELLEŞTİRME GEREKSİNİMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI ...5

1.4. ÖZELLEŞTİRMENİN AMAÇLARI ...7

1.4.1. Özelleştirmenin Ekonomik Amaçları...9

1.4.1.1. Piyasa Ekonomisin Güçlendirmek ...9

1.4.1.2 Verimliliği Arttırmak ve Enflasyonu Önlemek...9

1.4.1.3. Sermaye Piyasasını Geliştirmek...10

1.4.1.4. Döviz Gelirlerini Arttırmak...10

1.4.1.5. Kamu Tekellerini Kaldırarak Rekabete Olanak Vermek ...10

1.4.1.6. Kamu Sektöründe Dış Finansman İhtiyacını Azaltmak ...10

1.4.1.7. Gelir Dağılımını Düzenlemek ...11

1.4.2 Mali Amaçlar ...11

1.4.2.1. Devlete Gelir Sağlamak ...11

1.4.2.2. Kamu İktisadi Teşebbüslerini Borç Yükünden Kurtarmak ...11

1.4.2.3. Vergileme Yapısını Değiştirmek...11

1.4.2.4. Enflasyonla Mücadele...12

1.4.3. Sosyal ve Siyasal Amaçları...12

1.5.ÖZELLEŞTİRME YANLILARI VE ÖZELLEŞTİRME KARŞITLARINI GÖRÜŞLERİ ...13

1.5.1. Özelleştirme Yanlılarının Görüşleri...13

1.5.2. Özelleştirmeye Karşıt Görüşler...14

1.5.2.1 Mülkiyet Sorunu ...15

1.5.2.2. Devletin Fonksiyonları Sorunu ...15

1.5.2.3 Ücret ve Yoksullaşma ...16

1.6. ÖZELLEŞTİRME VE DEMOKRASİ...17

İKİNCİ BÖLÜM BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ... 19

2.1. BELEDİYE HİZMETLERİ ...19

2.1.1. Belediyelerin Hakları, Yetkileri ve İmtiyazları...19

2.1.2. Belediyelerin Görevleri...20

2.2.BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ ...21

2.2.1. Belediye Hizmetlerinin Özelleştirilmesinden Ne Anlıyoruz?...21

2.2.2.Belediye Hizmetlerinin Sunulmasında Sorumluluk ve Özelleştirme...23

2.2.3.Belediye Hizmetlerinin Özelleştirilmesinin Nedenleri ...23

2.2.4. Belediye Hizmetlerinin Özelleştirilmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar...25

2.2.4.1. Hizmetin Maliyeti ...25

(3)

2.2.4.3. Hizmetin Kesintiye Uğrama İhtimali ...26

2.2.4.4. Yerel Halka Düşen Finansman Maliyeti ...26

2.2.4.5. Yerel Halka Seçim Serbestisi Tanınması ...26

2.2.5. Belediye Hizmetlerinin Özelleştirilmesinden Doğan Sorunlar ...27

2.3.BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRME YÖNTEMLERİ...28

2.3.1. İHALE YÖNTEMİ ...28

2.3.1.1. Genel Olarak ...28

2.3.1.2. İhale Yönteminin Aleyhine Görüşler ...31

2.3.1.3. İhale Yönteminin Lehine Görüşler...31

2.3.1.4 Belediye Hizmetlerinin Yürütülmesinde İhale Yönteminin Önemi ...32

2.3.1.5. İhale Yönteminde Yaygın Olarak Kullanılan Başlıca Sözleşme Biçimleri...33

2.3.1.6. İhale Yönteminin Yararları ve Sakıncaları...34

2.3.2. İMTİYAZ YÖNTEMİ ...35

2.3.2.1. Genel Olarak ...35

2.3.2.2. İmtiyaz Sisteminin Özellikleri ...37

2.3.2.3. İmtiyaz Yönteminin İhale Yönetiminden Farkları ...38

2.3.3. YAP- İŞLET-DEVRET YÖNTEMİ...38

2.3.3.1. Genel Olarak ...38

2.3.3.2. Yap-İşlet-Devret-Yönteminin Yararları ...43

2.3.3.3. Yap-İşlet-Devret Yönteminin Sakıncaları...43

2.3.3.4. Yap-İşlet-Devret Yönteminin İmtiyaz Yönteminden Farkları ...44

2.3.3.5. Yap-İşlet-Devret Yöntemi İle Belediyelerde Gerçekleştirilen Yatırım ve Hizmetler ...45

2.3.4. ŞİRKETLEŞME YÖNTEMİ ...47

2.3.4.1. Genel Olarak ...47

2.3.4.2. Belediyelerin Şirketleşmeye Yönelmelerinin Nedenleri ...48

2.3.5.KİRALAMA YÖNTEMİ...49

2.3.5.1. Genel Olarak ...49

2.3.5.2. Kiralama Yönteminin, İmtiyaz Yönteminden Farkları...50

2.3.6.SATIŞ YÖNTEMİ...51

2.3.6.1.Genel Olarak ...51

2.3.6.2. Hisselerin Satışında Kullanılan Yöntemler ...51

2.3.6.GÖNÜLLÜ KATILIM VE KENDİ KENDİNE YARDIM YÖNTEMİ...52

2.3.6.1. Yapılan Araştırmalar Göre Türkiye’de Halkın Yerel Hizmetlere Gönüllü Katılım Eğilimi ...53

2.3.7. DİĞER YÖNTEMLER...59

2.3.7.1. Yasal ve Kurumsal Serbestleşme ...59

2.3.7.2. Fiyatlandırma Yöntemi ...60

2.3.7.3. Kupon Yöntemi...60

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BAZI ÜLKELERDE BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ DENEYİMLERİ ... 61

3.1. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ DENEYİMİ ...61

3.2.İNGİLTERE DENEYİMİ...65

3.3.ALMANYA DENEYİMİ...68

3.4.FRANSA DENEYİMİ ...69

(4)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ

UYGULAMALAR ... 74

4.1.ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ...74

4.2.İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ...75

4.3.İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ...77

4.4.ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ...80

4.5. TRABZON BELEDİYESİ ...83

4.6. DİĞER BELEDİYELER ...84

SONUÇ: ... 86

(5)

GİRİŞ

Devletin küçültülmesi, görevlerinin yeniden tanımlaması tartışmalarının ve uygulamalarının, 1970 ‘li yıllardan başlayarak geçen zamanla birlikte yaygınlaştığı gözlenmektedir. Son yirmi yıldan bu yana kapitalist ekonomilerde hızlı bir yeniden yapılanma sürecinin yaşanmakta olduğu, bu değişimin ekonomik temelli olmakla birlikte sonuçlarının yönetsel ve politik nitelikler taşıdığı ileri sürülmektedir. 1980’li yılların başında ABD ve Avrupa’da “yeni sağ” politikalarının iktidara gelmesi ile söz konusu hedeflerin hükümetlerin resmi politikası haline geldiği ve söz konusu sürecin hızlanarak yaygınlaştığı görülmektedir. “Verimli –etkili-hızlı” kamu yönetimi anlaşışının bir parçası olarak ortaya çıkan ve bu rolünün günümüzün sosyo-ekonomik koşullarına göre yeniden tanımlanması, kamu kesiminin etkin hale getirilmesi politikalarını amaç edinen bu sürecin en önemli araçları, özelleştirme uygulamaları, hukuksal düzenlemelerin azaltılması, özel sektörün işletmecilik anlayışının benimsenmesi gibi bir kısım. Düzenlenmelerdir.

Özelleştirme politikası, hemen tüm dünya ülkelerinde, uzun zamandır üzerinde durulan ve yıllardır da planlı bir şekilde uygulamaya konulan bir politikadır. Ancak tüm bu ülkelerdeki özelleştirme uygulamaları amacına ulaşmış değildir. Ayrıca her ülkenin kendi ekonomik, sosyal ve siyasal şartlarına göre uygulamada farlılıklar görülmektedir.

Türkiye’de özelleştirmeyle ilgili ilk ciddi çalışma 24 Ocak 1980 istikrar tedbirlerinin yürürlüğe girmesinden bir süre sonra başlamıştır. 29.02.1984 tarih ve 2983 sayılı Tasarrufların Teşvik ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkındaki Kanunda özelleştirmeye ilişkin önemli hükümler yer almıştır. Bu tarihten itibaren özelleştirme, ülkemizde bir iktisat politikası hedefi olarak, bütün hükümetler tarafından kabul edilmiştir.

Ülkemizde tüm olumsuzluklarının etkileri ile yaşanan kentleşme süreci, yerel hizmetlere yönelik talep de büyük bir artış ve çeşitlenmeyi beraberinde getirmiştir. Buna karşılık yerel yönetimlerimizin, kendilerine yönelen bu taleplerin karşılamak için gerekli yeterli mali kaynaklara gelişmiş teknik donanıma ve uzman kadrolara sahip bulunmamaktadır. Bu nedenle yerel yönetimlerimizin ellerindeki sınırlı olanaklara, yerel hizmetleri daha etkin bir biçimde yürütebilmek için , özelleştirme yöntemleri gibi daha rasyonel ve esnek yöntemlere başvurmaları gerekmektedir.

(6)

Özelleştirme öncelikle merkezi devletin, serbest rekabet koşulları altında, piyasada sağlanması mümkün sayılmayan, ekonomik içerikli faaliyet ve hizmetlerin özel sektöre devredilmesini hedef alarak uygulamaya konulmuş ve fakat özelleştirmenin kapsamı gerek merkezi ve gerekse yerel yönetimler düzeyinde sosyal refah hizmetlerini de içerecek şekilde genişlemiştir. Ancak yerel yönetimlerde özelleştirme, bir faaliyet ve hizmetin sağlanmasında kamusal etkinliğin tamamıyla sona ermesi anlamına gelmeyip, kentsel hizmetlerin sağlanmasında özel sektör alternatiflerinden yararlanılmasıdır. Öte yandan ülkemizde ve birçok ülkede özelleştirme uygulamalarına merkezi ve yerel yönetimler eş zamanlı başlamışlardır.

(7)

BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ VE ÖZELLEŞTİRME

UYGULAMALARI

GÜLNUR ÇETİN

ÖZET

Günümüzde şehirler hızla büyümekte ve şehirlerde karşılaşılan problemler insanların sayısı ile birlikte artmaktadır. Hızlı şehirleşme, belediyelerin sunduğu kamu hizmetlerine olan talebi arttırmaktadır. Bu durum, kamu hizmetlerinin sunulmasında yeni ve dinamik yaklaşımları kaçınılmaz kılmaktadır. Kaynak yetersizliği, bürokrasiden kaçmak, teknik personel eksikliği, vesayet denetimi dışına çıkmak gibi arayışlar,yerel yönetimleri alternatif hizmet sunma yöntemlerini kullanmaya teşvik etmektedir.

Özelleştirmenin çeşitli sosyal ve siyasal amaçları olmakla birlikte asıl amacı sınırlı kaynakları kullanarak performansı arttırmak olmalıdır. Yapılan bir çok bilimsel araştırmada özel sektörün kamu sektörüne göre daha etkin ve etkili hizmet sunduğunu göstermektedir. Belediye hizmetlerinin sunulmasında ihale, kiralama, imtiyaz, yap-işlet-devret gibi birçok yöntem vardır.

PRIVAZİTİON OF MUNICIPAL SERVICES AND PRIVAZITIO

APPLICATION

ABSTRACT

In the comtemporary world cities are getting larger and necessities of the living population in the cities are increasing with their problem. Rapit urbanization has increasad the demand for lots of municapal services. This stiation necesstates new and dynamic approach of in the suppl of public services. The reasons such as insufficient reseurces, refraining from bureaucracy, lack of technical personnel, avoiding from central control encourage local goverments to use alternative service provision methods.

Although privatization has socialcand political objektives, the main objektive of privatixation should be increase performance b using limited resources. From the perspective of statistical analysis and scientific research, prvate sector can serve more efficiently than public sector. There arelots of ethods for privatization of municipal services;such as, contracting-out, franchising, leasig and build-operate-trasfer.

(8)

BİRİNCİ BÖLÜM

ÖZELLEŞTİRME KAVRAMI

1.1. ÖZELLEŞTİRME KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIŞI

Özelleştirme kavramı popüler hale gelmesine rağmen tanımı ve kapsamı konusunda, teoride ve uygulamada tam bir görüş birliğine varılamamıştır. Bu durumun nedeni özelleştirme kavramının disiplinler arası bir kavram olması ve birçok disiplinin doğrudan ilgi alanına girmesidir. Doğal olarak da tanımlarda farlılıklar bulunmaktadır. Özelleştirme kavramının tanımlamasında teoride ve uygulamada kabul gören iki yaklaşım vardır. Bunlar geniş ve dar anlamlarda özelleştirme tanımlarıdır.

(1) Özelleştirme uygulamaları da ülkeden ülkeye hukuki, ekonomik ve politik etkenlerin farklılıkları

nedeniyle ayrı uygulamalarla gerçekleşmekte olduğundan farklı tanımlar ortaya çıkmaktadır.(2)

Özelleştirme sözcüğü ilk defa 1983 yılında Webserls New Collegiate Dictionary’nın 9. baskısında yer almış ve “ özel hak getirmek, sanayi veya ticari hayattaki denetim ve mülkiyeti kamu kısmından, özel kesime aktarmak.” Olarak tanımlanmıştır. Sözcüğün ilk kullanılışı ile Peter F. Drucker’in 1969 yılında basılan” The Ağe of Discountinuity “isimli eserinde“ repriyatization” şeklinde olmuş, 1976 yılında ise Robert W. Pooe bu terimi “pirivazation” olarak kısaltmış ve “Reason Foundation” isimli çalışmasında kullanmıştır.(3) Özelleştirme ilk defa 1979 yılında İngiltere ‘de Muhafazakâr Parti seçim bildirisinde yer almış, ilk özelleştirme uygulamalarında ( Şili hariç ) yine İngiltere’de Muhafazakâr Parti döneminde gerçekleştirilmiştir. Daha sonra Kasım 1980’ de Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçiminin Ronald Reagan, tarafından kazanılması ile uygulama dünya ya ihraç edilir hale gelmiştir. Bu bağlamda teorik dayanağını Chicago ekolünün belirlediği “özelleştirme” olgusu ilk uygulayanlar İngiltere’de Margeret Teachear, ABD’de Ronald Reagan, Türkiye’de ise Turgut Özal’dır. Özelleştirme kavramı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı motiflere dayanmaktadır. Genellikle bütçe açığını kapatmak dış borçları finanse etmek, kötü yönetim ve rüşvetle mücadele etmek, özelleştirme nedenleri olarak sayılabilir. Buna karşın gelişmiş ülkeler de ise piyasa

(1)

Zengin, Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme, Mimoza Basım Yayın, Konya, 1999, s.25

(2) Ünal, Firdevs Feyza, Özelleştirmenin, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Üzerine Etkisi, Nobel Yayınları, Ankara, 2000, s.43

(9)

ekonomisinin daha iyi işleyebilmesi için uygun rekabet koşulları yaratmak amacıyla özelleştirmeyi, bir tür yeniden yapılanma aracı olarak kullanma eğilimindedirler. (4)

Özelleştirme konusu ilk olarak, millileştirilmiş işletmelerde uygulanan kamu hukuku kurallarının sistemi etkisiz kılması, kamu işletmelerine tahsisi edilen malvarlığının yönetiminde, finansman kaynaklarının ve yöneticilerin seçiminde gerekli esnekliğin bulunmaması sonucu, bu işletmelerde yeniden etkinliği sağlamak amacıyla gündeme gelmiştir.(5)

Özelleştirme kavramının ilk ortaya çıkışı ile ilgili bu açıklamalardan sonra özelleştirme tanımlarına geçebiliriz.

1.2. ÖZELLEŞTİRME TANIMLARI

Özelleştirmenin birçok tanımı yapılmıştır. Daha öncede belirttiğimiz gibi özelleştirmeyi dar ve geniş anlamda tanımlayabiliriz. Ancak bu tanımlara geçmeden önce özelleştirmenin ekonomi bilimi ve hukuk bilimi açısından taşıdığı anlamları açıklanmalıdır.

Ekonomi bilimi açısından özelleştirme; devletin iktisadi faaliyetlerinin azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Diğer bir değişle devletin iktisadi faaliyetlerini gerçekleştiren kamu iktisadi girişimlerinin mülkiyetinin, özel kesimine devredilmesidir.

Hukuk bilimi açısından özelleştirme, yöntemi biçim ve usullerinin değiştirilmesi yani kamu girişimleri yönetiminin özel kesime devredilmesi demektir. Dolayısıyla hukuk bilimi açısından yönetimin özelleştirilmesi, ekonomi bilimi açısından ise mülkiyetin özelleştirilmesi, önem arz etmektedir. (6) Birçok ülkede gerçekleştirilen özelleştirmeler, çoğu kez kamu işletmelerinin mal varlığının ve kontrolünün özel sektöre devri şeklinde gerçekleşmekte, bir kısım ülkede ise yönlendirme ve denetim devletin elinde kalmakla birlikte, kamu işletmelerinin yönetim kurallarının özel hukuka adapte edilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. (7) Bu bağlamda aşağıdaki tanımları yapabiliriz:

— Kamu sektörü tarafından üretilen mal ve hizmetlerin finansmanın özelleştirilmesi: Bu tür özelleştirmede, kamusal mal ve hizmetlerin devlet tarafından üretimine devam edilmekle birlikte finansmanını vergiler yerine harçlarda ya da fiyat karşılığı satış gelirleriyle karşılanmaktadır. Kamusal mal ve hizmetlerin bir bedel karşılığı sunulması, üretimin özelleştirilmesini cesaretlendirmektedir.

(4) Ünal, F, a.g.e,s.45-46 (5)

Atasoy,V., Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Özelleştirme Sorunu, Nurol Yayınları, Ankara, 1993,s.181 (6) Aydın, Ramazan, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 1996, s.3

(10)

— Mal ve hizmet üretimindeki kamusal tekellerin kaldırılması: Bir kısım üretim alanlarındaki kamu tekellerinin tamamen veya kısmen kaldırılarak rekabete açılması da özelleştirmeyi ifade etmektedir.

— Kamu girişimlerinin mülkiyetinin ve yönetiminin kısmen veya tamamen özel kesime devredilmesi. Mülkiyetin tamamen özelleştirilmesi halinde, yönetim de tamamen özelleştirilmiş olacaktır. Mülkiyetin %51 veya daha fazlasının özelleştirilmesi halinde ise, yönetimde özel kesim hakim olacak, fakat bir kısım yönetim fonksiyonları kısmen bölüşülmüş olacaktır.

Bu farklı tanımlamalar özelleştirmenin sadece kamu mülkiyetinin özel mülkiyete devrini değil, bazı politika ve uygulamaları da içerdiğini göstermektedir.

1.2.1. Dar Anlamda Özelleştirme

Kamuya ait teşebbüslerin mülkiyetinin yarıdan fazlasının özel sektöre devredilmesi ya da ilgili işletmenin yönetim hakkının özel sektöre devredilmesidir. (8) Özelleştirmenin bu tanımı katı tanımlama olarak nitelendirilmektedir. Böyle bir tanımlamayla özelleştirme faaliyetleri kamu iktisadi teşebbüsleriyle sınırlı tutulmaktadır. (9)

Dar anlamda özelleştirme tanımının üzerinde durduğu olgunun mülkiyetin devredilmesi olduğu ortaya çıkmaktadır. Mülkiyetin devredilmesi, özelleştirmenin ekonomik sosyal, siyasal ve yönetsel yönlerini kapsamaktan uzak olup, sadece hukuksal bir anlam ifade etmektedir. Burada özelleştirmenin, anlamının daralmasına yol açan olay; amaçları açısından özelleştirmeyi sağlayacak mülkiyetin devri dışında başka yollarında var oldu düşüncesidir.(10)

1.2.2. Geniş Anlamda Özelleştirme

Dar anlamda özelleştirmeyi de içine alan daha kapsamlı bir kavramdır. Özelleştirmeyi sadece Kamu iktisadi Teşebbüslerinin özel sektöre devri olarak düşünmek hem yanlış hem de eksiktir. Geniş anlamda özelleştirme; ulusal ekonomi içinde kamunun rolünü asgariye indirilmesi veya tamamen kaldırılmasıdır. (11) Milli ekonomide serbest piyasa ekonomisini güçlendirecek ve devletin iktisadi

(8)

Aydın, R, a.g.t., s.4 (9) Atasoy,V, a.g.e.,s.182 (10) Atasoy, V.a.g.e, s.183

(11)

etkinliğini azaltacak uygulamaları kapsayan özelleştirme en geniş manada devletin ekonomik faaliyetlerini azaltılması veya tümüyle ortan kaldırılmasını ifade etmektedir. (12)

Özelleştirmeyi, devleti asli fonksiyonlarına geri döndürmenin ve bu fonksiyonlarda etkili olmasının gerektiğini düşünenler devletin geçmişte ekonomiye müdahale etmesini gerektiren gerekçelerini ötesinde genişlemiş olduğunu, bu genişleme ile devlet, eğitim, sağlık, savunma ve altyapının tesisi gibi asli fonksiyonlarının gerekli düzey ve etkinlikte yerine getiremediğini belirtmişlerdir.(13)

Geniş anlamda özelleştirme şu ilkeleri kapsamaktadır:

— Kamu sektörünün ürettiği sosyal ve ekonomik nitelikli mal ve hizmetlerin fiyatlandırılması — Kamuya yönelik mal ve hizmet üretiminde özel sektörü sınırlayan kuralların kaldırılması — Kamu sektörüne ait işletmelerin yönetim ve mülkiyetinin tamamının ya da yarısından fazlasının özel sektöre devredilmesi

Geniş anlamda özelleştirme kamunun ürettiği mal ve hizmetlerin kısmen ya da tamamen özel sektöre devri, devlet tekellerinin kaldırılarak, tüketicilerin tercihlerini tatmin edecek nitelikte bir piyasa sisteminin geliştirilmesi olgusudur. (14)

Özelleştirmeyle sadece mülkiyet değil, kamuya ait diğer arazi, bina ve para ile ölçülebilen kaynakların tamamıda özelleştirme konusu olmaktadır. Yani sahiplik el değiştirirken diğer şeylerde el değiştiriyor (15)

Özetleyerek olursak; değişik boyutlarıyla özelleştirme kamusal bazı hizmetlerin; kullanma paralele olarak bedellendirilmesi ya da, kamuya ait iktisadi mal ve hizmet üretim birimlerinin mülkiyetinin ve yönetiminin özel sektöre devri, yahut kamunun elinde bulunan iktisadi faaliyet alanlarının herhangi bir yönetim ve mülkiyet devri söz konusu olmaksızın özel sektöre açılması, ya da bireyin veya gönüllü teşekküllerin kamusal hizmetlerin yürütülmesinde yer alması olarak tanımlanabilir.(16)

(12)

Ünal, Ö,F, “Belediye Hizmetlerinin Özelleştirilmesinde Alternatif Yöntemler” , www.gafgaz. edu.az /journal/belediye

%20 Hizmet.pdf.s.5

(13) Yayman, Hüseyin,1980 Sonrası, Türkiye’de Özelleştirme Uygulamalarının Gelişimi ve Kamu Yönetimi Üzerine Etkileri,”www.dergi.iibf.gazi.edu.tr.05.02.2005.

(14)

“Özelleştirme”www.ydk.gov.tr./eğitim-notlar/ özelleştirme htm. 05.02.2005 (15) Zengin, Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme, s.30

(16) Savaş, E.S., Daha iyi Devlet Yönetiminin Anahtarı :Özelleştirme,(Çev.Ergun Yener) Milli prodüktivite Merkezi Yayınları, Ankara, 1994,s.396

(12)

1.3. ÖZELLEŞTİRME GEREKSİNİMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI

Kamu yönetimi akademisyenleri son 20–30 yıllık dönemde genel olarak kamu sektörünün ve özel olarak da kamu yönetiminin geçirmiş olduğu değişimin bu döneme kadar geçen yıllarda etkili bir dizi olayın ve koşulların zorlamasıyla ya da katalizörlüğünde ortaya çıktığı konusunda uzlaşma halindedir. Bu konuda anahtar konumda olan tarihlerden biri 1929 ekonomik buhranı sonucunda Keynezyen ekonomik yaklaşım ve refah devleti anlayışı, 1954 yılında yaşanan II. Dünya Savaşı ve 1973 – 1974 yıllarında Arap-İsrail savaşı ile ortaya çıkan petrol krizidir. (17)

Kamu kesimi ekonomi içinde ağırlığının artması ve buna bağlı olarak kamu maliyesinin de ayrı bir disiplin olarak gelişmesi, 1929 yılındaki büyük kriz sonrası yıllara denk gelmektedir. 1929 Büyük Ekonomik Kriz döneminde krizi atlatmak ve ekonomiyi yeniden canlandırmak için o güne kadar yaygın anlayış olan klasik iktisat sorgulanmış ve keynezyen yaklaşım mali politika olarak kullanılmaya başlamış, bu politikalar doğrultusunda devletin iktisadi yaşamdaki rolü ve ağırlığı artmıştır.(18) Keynezyen yaklaşım dört temel hedefi gerçekleştirmek amacına yöneliktir. Tam istihdamın sağlanması, fiyatlarda istikrar, ödemeler dengesinin sağlanması ve ekonomik büyümedir. Bu hedefler, hükümetin aktif bir şekilde ekonomiye ve dolayısıyla politik kararlara karışmasını gerekli kılıyordu. Ayrıca gelişmiş pek çok batılı ülkede ve Türkiye’de devletin ekonomik etkinlikleri genel ekonomi içinde çok büyük yer tutuyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını takip eden yıllarda girişimci işlevler üstlenmesini gerekli kılıyordu.(19) Devletin bu dönemde artan biçimde iktisadi yaşama girmesi yaşanan iki büyük dünya savaşının da etkisi olmuştur. Savaş dönemlerinde genişleyen devletin barış dönemlerinde kabuğuna çekilmesi kısa sürede mümkün olmakta hiçbir zamanda savaş öncesi dönemdeki boyutlara gerilememektedir.(20)

II. Dünya savaşı yıllarında hissedilen toplumsal, ekonomik politik yıkım gelişimi, batılı devletleri ekonomiye müdahale etmek zorunda bırakmıştır. Kısaca devlet sosyal, kaygılarla hareket etmiş “ yetimlerin babası, dulların kocası olmak rolünü yüklenmek, işsizlere iş, aşsızlara aş bulma durumunda kalmıştır.“ Bununla da kalmayıp bir dizi “ devletleştirme” işlerine girişmiştir. 1945–1950 ‘li yıllar elektrik, su, gaz, madenler, limanlar ve ağır endüstriyel kuruluşların devlet mülkiyetine geçtiği yıllardır. Fiyat istikrarının sağlanması ve tam istihdamın gerçekleşmesi için devlet piyasa koşullarına

(17) Çam, Sürhan, Kurumsal Açıdan Özelleştirme, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt: 19,Sayı: 184, s.30 (18) www.ydk.gov.tr. s.5

(19)

Zengin, Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme Kavramı ve Türkiye de Özelleştirme Faaliyetleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2000,s.13

(20) Hadaloğlu, Ramazan, Özelleştirme Kavramı ve Türkiye’de Özelleştirme Faaliyetleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2000,s.13

(13)

müdahale etti ve en büyük işveren oldu.(21) Böylece devlet hem yapısal hem de fonksiyonel olarak aşırı derecede büyümüş, yeni sorumluluklar edinmişti.(22)

1970’li yıllardan itibaren ortaya çıkan kriz gelişmiş ülkelerde kâr oranlarında ve milli gelirin büyüme hızında düşüşle birlikte artan enflasyon ve işsizlik oranlarıyla kendini göstermiştir. 1970’li yıllarda Keynezyen politikaları, kamu müdahaleciliği ve kamu girişimciliği ciddi bir biçimde sorgulanmaya başlanmıştır. Petrol kriziyle enerji fiyatlarındaki anormal artış, fiyat istikrarını da bozdu. Enerjinin astronomik rakamlara ulaşması, devletin ağır sanayi kuruluşlarının büyük miktarını elinde tutmasını ve özel girişimcilerin zarar etmelerinden dolayı vergi vermemeleri neticesinde devlet büyük bir gelir kaybına uğradı. Öte yandan refah devleti pahalı bir tercihi yansıtıyordu.(23) Maliyetlerin artması, devletin borç faizlerini ödemesi ve vergilerin azalması, enflasyon sarmalının artan oranda büyümesi sonucunu doğurdu. Bu ağır kriz şartlarında özel sektöre bakıldığında onun genel olarak bu şartlara uyum sağlamada kamu sektöründen daha iyi durumda olduğu akademisyenler ve bürokratlar kadar politikacılarında gözünden kaçmıyordu. Bu tartışmalardan en önemlilerinden biri verimlilik konusuydu. Yani aynı miktarda girdi ile kamu sektöründe çıktı elde ediliyor, özel sektörde ne kadar çıktı elde ediliyor? Sorusu önem kazanıyordu. Sonuçta kamu sektörünün üretim verimliliğinin düşük olduğu görüşüne varıldı.(24)

Neo liberal ideolojiye inanmış kadroların işbaşına gelmesi reformların daha hızlı ve güçlü bir şekilde etkilerini göstermesine de neden oldu. Refah devletinin anlayışının sürdürülmesinin imkânsızlığı ve yeni bir anlayışa yani küçük devlet anlayışına geçilmesini savunuyordu. Ayrıca kamu sektörünün kriz şarlarında başarısız olması ve vergiler yoluyla elindeki kaynakları çarçur ettiği yolundaki kamuoyundaki yaygın kanaat vatandaşlar üzerinde devlete karşı negatif bir bakış açısını getirdi. (25) Bu reformlarla hükümetle bürokrasinin hantal eli, özellikle kamu bürokrasinin kötü performansı, bıktırıcı sınırlamaları ağır aksak işleyişi, memnuniyet verici olmayan kamu çalışanları kötü servisler ve bozulma eğilimi ile mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Reformdan beklentiler daha fazla etkinlik, küçülme ve daha az maliyetli yönetim beklentileridir.(26)

(21) Zengin, Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme,……….. s.30 (22) Zengin, Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme, ………..s.30 (23)

Hadoloğlu, Ramazan, a.g.t.,s.13

(24) Zengin Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme ………..s.31 (25) Zengin, Eyüp, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme,……… s.31 (26) www.ydk.gov.tr,s.6

(14)

Devletin, neyi, kaça üretsem almak zorundasın “ mantığı pazar ekonomisinin mantığına ters düşmektedir. Tekelci yapı devlet işletmesini iflas tehlikesi ile cezalandırmadığı ve kâr ile ödüllendirmediği için halkın daha iyiyi, daha ucuza seçme özgürlüğü aleyhine kötüye kullanmaktır. Sonuçta bütün bu yaşananlar ekonomiye yoğun müdahaleler, özel kesimin girişiminin engellenmesi, rekabeti olumsuz yönde etkilemesi, maliyetlerin hızla artması gibi nedenlerle özelleştirmenin gereksinimi, gerekliliğini ortaya koymuştur.(27)

1.4. ÖZELLEŞTİRMENİN AMAÇLARI

Özelleştirme, serbest piyasa ekonomisindeki bireysel ekonomik (rasyonel) davranışı varsayımına, piyasa mekanizmasının sağlıklı işleyişi ve kaynakların rasyonel kullanımı gerekçelerine dayandırılmaktadır. Buna göre piyasa mekanizmasından bağımsız çalışan KİT’ler, tekelci konumları ve uyguladıkları fiyat, yatırım v.b. politikalarla piyasa mekanizmasının en uygun işleyişini engellemektedir. Katılım ve verimlilik kriterlerinden uzak anlayışla çalışan KİT’ler, bütçe üzerinde de baskı oluşturmakta, KİT açıklarının mal piyasalarında Hazine aracılığıyla karşılanması ise kaynakların en uygun dağılımını engellemektedir. Diğer taraftan KİT’ler yetersiz performansı özel sektörün gelişimini de engellemekte, mal ve emek piyasalarında KİT’lerin neden olduğu çarpık fiyat ve ücret oluşumları özel firmaların yurtiçi ve uluslararası rekabet yeteneklerini kısıtlamaktadır.(28)

Dünya’da ve Türkiye’de özelleştirmenin amaçları birbirinden çok farklı değildir. Her ülkede sonuçta aynı amaca yönelik özelleştirme çalışmaları yapılmaktadır. Belki değişen bu amaçlar arasındaki öncelikler olmaktadır. (29)

Özelleştirme verimliliği arttırmak, fiyatları düşürmek, kıt kaynakları toplumda etkin bir biçimde bölüştürmek, açık veren kamusal faaliyetler konusunda devlet bütçesinin küçültmek, gelir sağlamak, kamuda çalışan sayısını azaltmak, aşırı tekelci konumdaki kamu kesimi sendikalarının gücünü azaltmak gibi bir takım somut amaçlara yönelmektedir.(30) Özelleştirme geniş kapsamlı iyileştirme sağlar. Özelleştirilmiş düzenlemeler, devlet düzenlemelerinden daha iyi olmasının teorik dayanağı akla yatkındır. Dahası yaşanan tecrübeler ve sözü geçen araştırmalar bu yargıyı doğrulamaktadır. Gerçekten

(27)

Ünal, Firdevs. F. a.g.e., s.61-62 (28) Ünal, Firdevs.F.,age s.58

(29) Zengin, E, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme,……… s.32

(15)

özelleştirme oluşturduğu rekabet baskısı sayesinde devlet kurumlarının özel yönetim tekniklerini benimsemesini sağlayan stratejik bir yaklaşımdır. (31)

Ülkemizde özelleştirme uygulamaları 1980 sonrası dönemde önem kazanmış, bu bağlamda dönemin hükümeti 11.12.1985 tarihinde Morgan Quaranty Trust Company fo New York firması ile anlaşma imzalayarak özelleştirme master planı hazırlıklarına başlanmıştır. Bu firma Türkiye’de uygulanacak olan özelleştirme programının ana amaçlarını üst düzey kamu görevlileri ( bakan, müsteşar, genel müdür v.b.) arasında bir anket yaparak önem sırasına göre sıralanmıştır. Bu amaçlar;

1. Pazar güçlerinin ekonomiyi harekete geçirmesine imkân sağlamak, 2. Verimliliğin ve randımanın arttırılması

3. Malların ve hizmetlerini kalite miktar ve çeşitliliğin artması 4. Halka açık şirketlerin teşvik edilmesi,

5. Sermaye piyasalarının geliştirilmesinin hızlandırılması,

6. Hazinenin KİT’lere sağladığı mali desteğin asgariye indirilmesi

7. KİT’ler tarafından uygulanacak tekelci fiyatlandırma ve dolaylı vergilendirmenin azaltılması, 8. Kamu görevlilerinin politika ve yönetmelik konularında çalışmalarına izin verilmesi,

9. Modern yönetim ve teknoloji tekniklerinin cezbedilmesi

10. Çalışanlara hisse senedi vermek suretiyle iş verimliliğinin arttırılması 11. Devlete gelir sağlanması

Gerek tanım ve gerekse amaçları gereği özelleştirme kavramının iddia edildiği gibi yalnızca sosyal devleti ortadan kaldırmayı hedef edinen ve sadece ekonomik gerekçelerle öne sürülen bir amaçlar topluluğu olmayıp önemli siyasal ve sosyal sonuçları da olan bir süreçtir. (32)

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda özelleştirmenin amaçlarını, ekonomik, mali, sosyal, siyasi ve idari amaçlar olarak 4 grupta inceleyebiliriz.

(31) Savaş, E.S., a.g.e., s. 396 (32) Yayman, Hüseyin, a.g.m. S.5–6

(16)

1.4.1. Özelleştirmenin Ekonomik Amaçları

Ekonomik amaçlar mikro düzeyde, şirket verimliliğini sağlamak, kârlılığı arttırmak, makro düzeyde ise serbest piyasa ekonomisini tüm kurum ve kurallarıyla işler hale getirmek, sermayeyi tabana yaymak, kıt kaynakların optimal dağılımını sağlamak şeklinde sınıflandırılabilir. Aşağıda bunlar ayrıntılarıyla açıklanmıştır.

1.4.1.1. Piyasa Ekonomisin Güçlendirmek

Piyasa ekonomisine egemen olan temel hedef kârın maksimize edilmesidir. Bunun yolu ise rakip firmalara göre daha kaliteli, daha ucuz mal ve hizmet üretmekten geçmektedir. Özelleştirmenin gerçekleştirilmesi halinde, özelleştirilen KİT’ler serbest piyasa koşullarında faaliyet göstermek zorunda kalacaklar dolayısıyla piyasa güçlenecektir. Buda, rekabet ortamının gelişmesini sağlayarak, kaynakların daha rasyonel kullanılmasın olanaklı kılacak ve sonuçta ekonomide verimlilik artacaktır.

(33) İngiltere ve Fransa gibi gelişmiş ülkeler, özelleştirme uygulamalarıyla paralele olarak, piyasada

rekabeti sağlayacak, tekel oluşumunu engelleyecek düzenleyici kurumların oluşumu için özen göstermişlerdir(34)

1.4.1.2 Verimliliği Arttırmak ve Enflasyonu Önlemek

Özelleştirmenin savunusunda, özel sektörün, kamu sektöründen daha verimli olduğu görüşü bir dayanak noktasıdır. Kamu işletmelerinin, özel işletmelerden daha az verimli olmasının birçok sebebi vardır. Devlet işletmelerinin pek çoğunun verimli bir Pazar politikası izleyemediğini savunan Yeni Sağ’ın bu konudaki gerekçelerini şöyle sıralamak mümkündür:(35)

—Yatay bir talep kombinasyonu ve kâr maksimizasyonu yokluğu.

_ Malların optimal üretimi ile kıyaslandığında çok düşük bir üretimin gerçekleştirilmesi. — Üretimi arttırmak için yeni bir firmanın sanayide girmedeki doğal ya da tekelin kendi pozisyonunu korumak için yarattığı toplumsal engellerden kaynaklanan başarısızlığı.

Özel sektörün tek amacı kâr olmakla birlikte, kamu sektörü salt kâr ve toplumsal-sosyal fayda, kamu hizmeti daha fazla önem arz etmektedir.(36) Bu durumda kamu sektörü, özel sektöre kıyasla ortalama verim oranı daha düşüktür

(33)

Ünal, Firdevs, a.g.e,s.49

(34) Zengin, E, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme,……….. s.35 (35) Ünal, Firdevs, a.g.e. s,53

(17)

1.4.1.3. Sermaye Piyasasını Geliştirmek

.Türkiye’de olduğu gibi, çok sayıda gelişme yolundaki ülkede, sermaye piyasasının eksikliğini duyduğu en önemli şey yeterli menkul değer arzıdır. Gelişme yolundaki ülkelerde kamusal değerlerin sermaye piyasasına aktarılması ile hem özelleştirmenin ilk adımları atılır, hem de sermaye piyasası arz ve talep dengesinin geliştirilmesi sağlanır.(38) Ülkemizde halen devlet tahvilleri, hazine bonoları ve gelir ortaklığı senetleri ile bu eksiklik doldurmaya çalışıyor.(39)

1.4.1.4. Döviz Gelirlerini Arttırmak

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin en büyük problemlerinden biride ödemeler dengenin sürekli olacak açık vermesi ve buna bağlı olarak döviz gider-gelir dengesinin aleyhte sonuçlanmasıdır. Özelleştirme, yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişini teşvik ederek ve arttırarak bu soruna çözüm olabilir.(40)

1.4.1.5. Kamu Tekellerini Kaldırarak Rekabete Olanak Vermek

KİT’lerin bir kısmı ekonomide tekelci ya da tekel eğilimli yapıları nedeniyle piyasanın denetimini ellerinde bulundurmakta ve tam rekabeti engellemektedir. İflas tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaları ve zararlarının genel bütçeden karşılanması, bu kuruluşların tekelci güçlerini korumalarına yardımcı olmaktadır.(41) Bazı yasal düzenlemelerle, tekel statüsündeki KİT’lerin faaliyet alanlarının yeni firmalara açılması, böylece sektörde rekabet ortamının yaratılması ve özellikle önemli sektörlerde rekabetin işleyişini sağlayacak bir düzenleyici kuruluşun oluşturulması gerekmektedir.(42)

1.4.1.6. Kamu Sektöründe Dış Finansman İhtiyacını Azaltmak

Bu amaç, yıllardır yüksek enflasyonla yaşamış Türkiye ekonomisi açısından, oldukça önemli bir amaçtır. KİT’lerin dış finansman ihtiyacı, hazine yardımları, görev zararları, borçlanmalar v.s. gibi yöntemlerle karşılanmakta bunlarda para arzının artışını bu yolla enflasyonun yükselişini hızlandırmaktadır. (43)

(38) Ünal, Firdevs, a,g.e, s.59 (39) Ünal, Firdevs, a.g.e, s.60 (40)

Zengin, E, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme,……….. s.41 (41) Tan, Turgut, a.g.m, s.47

(42) Zengin, E, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme,…………. s.45 (43) Tan, Turgut, a.g.m, s.48

(18)

1.4.1.7. Gelir Dağılımını Düzenlemek

KİT’lerin hisse senetlerinin çalışanlarına, yöneticilere ve küçük tasarruf sahiplerine satılması, bu kesimlere gelir transfer edilmesini sağlayacak, böylece gelir dağılımı iyileşecektir.(44)

1.4.2 Mali Amaçlar

Özelleştirmede asıl amaç ekonomik olmakla birlikte, doğrudan doğruya mali sonuçlar elde edebilmek içinde özelleştirme yoluna gidebilir. Özelleştirme yoluyla gerçekleştirilmek istenen mali amaçları 4 başlık altında toplamak mümkündür. Bunları başlıklar halinde inceleyecek olursak;(45)

1.4.2.1. Devlete Gelir Sağlamak

Özelleştirme giderek artan iç ve dış borçların kapatılmasında bir araç olarak kullanılmaktadır. Özelleştirmenin bu amaçla kullanılması, özeleştirme taraftarlarınca eleştirmektedir. Bu yaklaşıma göre, kamu kesimi açığı, cari gider ve gelir farkından oluşan dinamik bir olgudur. Bu denkliği sağlayacak yapısal önlemler alınmadıkça, satış geliriyle ancak 1–2 yıllık açık kapatılabilir. Diğer taraftan kamu açığını gidermek için temel mal ve hizmetlerin özelleştirilmesi, gelir dağılımı bozukluğuna yol açar, fırsat eşliğini kaldırır. Özelleştirme gelirinin, yeni yatırım olanaklarında ve toplam üretim kapasitesini artırılmaya yönelik kullanılması halinde rasyonel olacağı savunulmaktadır. (46)

1.4.2.2. Kamu İktisadi Teşebbüslerini Borç Yükünden Kurtarmak

Bu da eleştirilen bir amaç olup, kamu kesimini rasyonalize etmek ve israftan kaçınmak yerine, bu kuruluşları satarak kolay yolu seçmenin sağlam bir gerekçe olmadığını ileri sürmektedir. (47)

1.4.2.3. Vergileme Yapısını Değiştirmek

Hükümetler, KİT fiyatlarının vergilendirme amacı olarak da kullanılmaktadırlar. Dolaylı vergiler ise her gelir grubuna aynı tutarda yansıdığı için adaletsiz bir vergilendirme biçimi olarak görülmektedir. Özelleştirme ile KİT fiyatlandırma mekanizması kullanılarak dolaylı vergi alma politikası yerine özelleşen kuruluşlar kar elde ettiği sürece, bunlardan alınacak gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilere bırakacaktır. (48)

(44) Ünal Firdevs, a.g.e, s.61

(45)

Zengin, E, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme ...s.50 (46) Ünal Firdevs, a.g.e, s.61

(47) Zengin, E, Yerel Yönetimlerde Özelleştirme, s.50 (48) Atasoy, V, a.g.e, s 192

(19)

1.4.2.4. Enflasyonla Mücadele

Özelleştirmeyle, kamu kesimi açıkları giderilerek enflasyonun düşürülmesinde önemli bir politika karşımıza çıkmaktadır. Yani piyasaya, rakip firmaların girmesi ve KİT”lerin hazine üzerindeki baskısının azaltılması ile devamlı fiyat artışını önlenmesi amaçlanmaktadır. (49)

1.4.3. Sosyal ve Siyasal Amaçları

Gelişmekte olan ülkelerde gelir dağılımı dengesizdir. Bu durum ise gerek bu ülkelerde, gerekse tüm dünyada sosyal kargaşa ve çalkantıların temel nedenini oluşturmaktadır. Burada özelleştirme sosyal amaçlı bir araç olarak değerlendirilebilir. İşletmelerin sermayesine çalışanların katılmasını sağlamak başta İngiltere olmak üzere birçok ülkede özelleştirme politikasının önemli araçları arasında yer almıştır. Bu amaçla gerçekleştirilen özelleştirmeler ‘‘sosyal özelleştirme’’olarak nitelendirilmektedir. Özelleştirme ile serbest rekabet düzeni içinde, kıt kaynakların optimal dağılımı gerçekleşecek, buda toplumsal refahın optimizasyonunu sağlayacaktır. Özelleştirmenin, gelir dağılımını düzeltici etkisi üzerinde durulurken, işletmenin hisse senetlerine sahip olan çalışanların, ücret dışı gelirden istifade etme imkânından söz edilmiş olmakla, ekonomik işletmelerden kazanç ve pay elde etme işinin bir kesimle sınırlı kalarak tabana yayılmasından bahsedilmekte böylece dengeli bir toplum yaratma hedefine ulaşılacağı beklenilmektedir.

Özelleştirmenin siyasal amacına gelirse, liberal felsefe devletin ekonomiye karışmasını bireylerini ekonomik özgürlüğünün kısıtlanacağı görüşünü savunmaktadır. Neo-klasik ekonomistler özelleştirmenin de sosyal refahın optimizasyonu için gerekli olduğu savunulmaktadır. Devletin ekonomik ve siyasi hayattaki yerini yeniden tanımlayacak, onu, klasik fonksiyonlarına döndürmek isteyen akımlar için özelleştirme, devletin iktisadi yaşamdaki yerini daraltmanın, onu savunma güvenlik, eğitim sağlık gibi asli fonksiyonlarına döndürmenin bir aracı olarak görülmektedir. Özelleştirmeyle ilgili diğer bir beklentide demokratikleşmeyle alakalıdır. (51)

(49) Aydın, Ramazan, a.g.t, s,11

(20)

1.5.ÖZELLEŞTİRME YANLILARI VE ÖZELLEŞTİRME KARŞITLARINI GÖRÜŞLERİ 1.5.1. Özelleştirme Yanlılarının Görüşleri

Özelleştirmeyi savunan tüm araştırmacı ya da bilim adamlarının özelleştirmenin gerekçesi ne olursa olsun, sonuçta bir ideoloji ve siyasal tercih olduğunu kabul ettikleri belirlenmektedir.(52) Özelleştirme yanlıların görüşlerini belli başlı olarak aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

- Özelleştirmenin amaçlarında belirtildiği gibi, özelleştirmenin enflasyonu önlediği, özelleştirme taraftarlarının en önemli iddiasıdır(53)

- Devlet örgütünün aşırı büyümesi ve müdahaleciliğe bağlı olarak rüşvet, irtikap, zimmet, ihtilas adam kayırmacılık, patronaj, hizmet kayırmacılığı, , oy satın alma, lobicilik, rant kollama, kamu sırlarını sızdırma, siyasal kirlenme, iktidarın içselleşmesi gibi bir kısım olumsuzlukları da beraberinde taşıdığı bu durum kamu kaynaklarının israf edilmesine ve kamu yönetiminin yozlaşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla kamu yönetiminde ussallık arayışlarının en önemli araçlarından biri özelleştirme uygulamalarıdır.(54)

- Siyasal güç ile ekonomik kaynakların kontrolü arasındaki ilişkinin ortadan kalkmasını ya da en azından zayıflamasını sağlayacak olan özelleştirme, aynı zamanda siyasal düzeyde demokratikleşme içinde kaçınılmazdır.(55)

- Sermaye tabana yayılacak, gelir getirmeyen yatırımlar ekonomiye kanalize edilerek aktif yatırımlara dönüştürülecek.(56)

- Özelleştirme ile geçilecek olan piyasa ekonomisinin rekabet ortamı devlet iktidarını ekonomide sahip olduğu ağırlığın asgariye indirilmesiyle birleşerek rekabetçi siyaset ortamını (liberal demokrasinin ) temelini oluşturacaktır. (57)

- Ülkeye çağdaş teknoloji transferi hızlanacak, dış rekabet gücü ve buna bağlı olarak dış satım artacak. (58)

(52)

Yüksel, Erkan, “Basın ve Siyaset Gündeminde Özelleştirme” Özelleştirme Konusu Üzerine Bir Gündem Belirleme

Araştırması, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Yayın No: 41, Eskişehir, 2000. s.51

(53)

Yüksel, Erkan, a.g.e., s.51

(54) Yayman, Hüseyin, “1980 Sonrası, Türkiye’de Özelleştirme Uygulamalarının Gelişimi ve Kamu Yönetimi Üzerine Etkileri”www. Dergi. iibf.gazi edu.tr. 12.04.2005

(55)

Yüksel, E, a.g.e, s.52

(56) Özelleştirme mi Tekelleştirme mi? ,……….s.77 (57) Yüksel, E, a.g.e. s.52

(21)

Özelleştirme taraftarlarının, özelleştirme uygulamaları karşısında gördükleri bir takım sorunlara getirdikleri eleştiriler de ayrıca şu şekilde sıralanacaktır.(59)

Türkiye’de özelleştirmenin amaç ve hedefleri açık ve iyi bir şekilde tespit edilememiştir. Özelleştirmenin alt yapısını oluşturan yasal kurumsal düzenlemeler zamanında yapılamamıştır. Türkiye’de kamuoyuna özelleştirmenin ekonomik zorunluluk olduğunun istenilen ölçüde anlatılamaması nedeniyle ilgili çevreler ve siyasi partilerden tepkiler gelmiştir.

- Özelleştirmenin başarısı için toplumun geniş kesimlerinin bu işe ortak edilmesi ve kamu desteğinin sağlanması bir zorunluluktur.

- Kar edemeyen işletmelerin, rehabilitasyon çalışmalarıyla mali yapılarının düzeltilmesi ve yönetimlerinin tamamen profesyonel yöneticilerden oluşması özelleştirme sürecinin hızlandırılması ve başarısı için önemlidir.

- Kamu çalışanlarının, sosyal güvenlik ve istihdam imkânlarının sağlanması konusunda düzenlemenin bulunmaması gecikmelere ve tepkilere yok açmaktadır.

- Kamu tekellerinin, özel tekellere dönüşmemesi için tedbirler alınmalıdır.

- Özelleştirmede uzlaşmaya yeterince önem verilmemiştir. Özelleştirme, hükümetin ve özelleştirmeden sorumlu karar organlarının aldığı kararlar çerçevesinde yürütülmüş ve işçi-işveren- üniversite ve benzeri toplumsal kesimlerin görüşlerinden yeterince yararlanılamamıştır. Özelleştirme konusunda kamuoyunu değerlendiren bir raporda, hemen herkesin özelleştirmeden yana olduğu belirtilmişse de, kafalarının karışık olduğu saptanmıştır.

1.5.2. Özelleştirmeye Karşıt Görüşler

Özeleştirme karşıtı görüşler ise genellikle muhalefet partisi mensupları, işçi sendika ve örgütlenmeleri ve bazı akademisyenlerle ‘özelleştirme karşıtı mücadele’’ çerçevesinde 1994’de ‘’Merkez’’ olarak faaliyete başlayan ve 25 Şubat 1996’ da ‘’Vakıf’’haline gelen, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) tarafından savunulmaktadır. Bunlara göre özetleştirme, ekonomik kurumların işleyişinde rekabete dayanan serbest piyasa ekonomisinin kurallarını daha fazla hâkim kılmak isteyen gelişmekte olan ülkelerin liberalleşme yönündeki ekonomi politikalarının sonucu

(59) Aktan, Coşkun Can. “ Özelleştirme ve Türkiye Deneyimi” Özelleştirme ve İş Hukuku Alanında Ortaya Çıkan

(22)

şeklinde gündeme gelmiş ve temel ekonomik problemleri çözmek için adeta “sihirli bir değnek’’gibi gösterilmiştir. (60)

Özelleştirme söylendiği gibi yalnızca ekonomik bir araç değil, tersine siyasal bir hedef için ekonomik bir araçtır. Bu açıdan “küreselleşme, devletsizleştirme ve sendikasızlaşma” ile bir bütündür ve “ yeni bir dünya düzeni” nin araçlarından birisidir. (61) Buna göre özelleştirme hiçbir zaman gerçekleştirilemeyecek olan piyasa ekonomisinin efsanesine dayanılarak halkı, malı olan KİT’lerin haraç mezat, yerli ve yabancı özel çıkarlara devri anlamına gelmektedir. Yukarıdaki açıklamalardan sonra özelleşmeye karşıt teorileri üç başlık altında inceleyebiliriz.

1.5.2.1 Mülkiyet Sorunu

Özelleştirmeye karşı çıkan sosyal bilimciler, birçok alanda kamu işletmelerinin, gerek gelişmiş ülkelerde, gerekse gelişmekte olan ülkelerde, özellikle savaş sonrası dönemde özel sektörden daha başarılı olduğu dikkat çekmektedir. Özellikle gelişmekte olan bir ülkedeki, bir işletmenin kamu mülkiyetinde olmasının onu daha girişken hale getirdiği savunulur.(62)

İngiltere, Fransa, Şili ve Türkiye gibi pek çok ülkede özelleştirmeyle, mülkiyetin paylaşımının genişlemesi amaçlanmaktadır. Ülkeler bu paylaşımın genişlemesini ekonomik, politik ve ideolojik açılardan göz önünde bulundurulmalıdır. (63) Zira özelleştirme karşıtları, özel mülkiyetin insanları özgürlükten uzaklaştırdığını savunmaktadırlar.(64)

1.5.2.2. Devletin Fonksiyonları Sorunu

16. Yüzyılda Merkantilistler ekonomiye devlet müdahalesinin zorunluluğunu kabul ediyorlardı. 17. yüzyılda Fizyokratlar liberal ekonomi anlayışını, ortaya atmış, devletin ekonomiye müdahale etmemesi gerektiğini savunmuşlardır. Ünlü klasik iktisatçı Adam Smith ekonomide Liberalizmin en önemli savunucularının başında gelir. Smith devletin ekonomiye hiç müdahale etmemesini sadece iç ve dış güvenlik gibi geleneksel faaliyetlerde bulunmasını istiyordu. (65) 1980’li yıllarda ise dünya ekonomisindeki gelişmelerin etkisiyle ekonomide kamu ve özel kesim faaliyetlerinin yeniden belirlenmesi ve gözden geçirilmesi eğilimi ağırlık kazanmıştır. Özel kesim eliyle yürütülebilecek ekonomik faaliyet alanlarından devletin çekilmesi veya bu alanlardaki faaliyetlerinin sınırlandırılması

(60) Yüksel, E, a.g.e, s.54

(61) KİT’lerde Özelleştirme: İddialar ve Gerçekler, Türk-İş Araştırma Merkezi Yayını, Ankara, Tarih Belirtilmemiş, s3-5 (62)

Çam, Sürhan, “Kurumsal Açıdan Özelleştirme” Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt: 19, Sayı184. s.32 (63) Kök, Recep, Ekonomi-Politik-Popülizm, Özelleştirme ve Kit’ler, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1995, s.115 (64) Çam, Sürhan, “Kurumsal Açıdan Özelleştirme” s.34

(23)

tercihi benimsenmeye başlanmıştır. Devletin ekonomik ve sosyal altyapı faaliyetlerinde yoğunlaşması, çevre ve güvenliğe yönelik hizmetlerin geliştirilmesi benimsenirken sanayi ve ticaret alanlarındaki faaliyetlerden çekilerek bu alanlarda özel kesimin gelişmesini sağlayıcı makro politikalara öncelik vermesi görüşü ağırlık kazanmıştır. (66) Ancak özelleştirme karşıtları, devletin sermaye sisteminin ayakta kalması için bir takım olmazsa olmaz türden fonksiyonları gerçekleştirmek durumda olduğu savunulur. Ücretlerin ve çalışma koşullarının denetlenmesi, tekelleşmenin önlenmesi, ulusal çıkarların gerektiğinde sermayenin belli fonksiyonlarına karşı korunması bu fonksiyonlardan sadece birkaçıdır.

(67)

Özelleştirme ile devletin çekildiği ekonomik bir alanda tek başına kalan ya da en büyük payı elinde bulunduran özel şirket, bu avantajı kötüye kullanabilecektir. Tekel durumuna bir takım sınırlamalar getirilmemesi durumunda, özelleştirme sonucu tüketici kitlelerin refah ve yaşam standartlarında düşüşle karşılaşılabilecektir. (68) Kamu hizmetlerinin, özel kesim tekelinde toplanacağı, elektrik, gaz, içme suyu, raylı taşıma gibi kamunun tekelinde olması gereken hizmetlerin, özel ortaklara satılmasının bu kez yeni özel tekeller yaratacağı, tüketicinin sömürülmesine ve aşırı kazanca yol açacaktır.(69)

1.5.2.3 Ücret ve Yoksullaşma

Özelleştirme işsizliğe yol açar, ücret düzeyini düşürür. İşte bunlar özelleştirme karşıtlarının iki önemli karşı çıkışlardır. (70) Özelleştirmeden sonra zenginler daha zengin fakirlerde daha fakir olduğu söylenir.(71)

Özelleştirme beraberinde sendikasızlaşmayı çalışma koşullarında gerilemeyi, sosyal güvenlikte zayıflamayı, ücretlerde düşmeyi, istihdamda azalmayı, beraberinde getirdiği öne sürülerek, bu sonuçların yalnız söz konusu kurum ve sektörü değil tüm ülkeyi ilgilendiren önemli sonuçlar, özelleştirme uygulamalarının sonucunda, işten çıkarılma, yaygın taşeronlaşma ve bölgesel tekelleri oluştuğu dikkat çekmektedir. Bu konuda özellikle belediyeler temizlik ve altyapı gibi çeşitli hizmetlerin gerçekleştirilmesi işini geçici sürelerle taşeron firmalara devrederek, çalışanlara yönelik

(66)

Özelleştirme, İktisadi Araştırma Vakfı , Emlak Bankası Ortak Yayını, Seminer, Tebliğler, İstanbul, 1993 S.74 (67) Çam, Sürhan, “Kurumsal Açıdan Özelleştirme.”……. s. 34

(68) Özelleştirme mi, Tekelleşme mi…..s.78 (69)

Geray, Cevat, “Kentleşme Sorunu Çözümü Açısından Küreselleşme, Özelleştirme, Yerelleşme ve Yerel Yönetimler

Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt: 10, sayı,4, Ekim2001

(70) Geray, Cevat, a.g.m. s.17

(24)

harcamalarda, tasarruf etmeye yönelmektedir. (73) Kamu hizmetleri özelleştirilirken, kamu fiyatlarının üstünde fiyatlar belirleyen özel kuruluşların tüketiciyi ezmesi durumu söz konusu olabilir.

Özetlersek, özelleştirme karşıtları, özelleştirme nedeniyle mal ve hizmetlerin fiyatları artacağından, ekonomik durumu iyi olmayan geliri düşük kişiler ve sabit gelirliler bu durumda olumsuz etkilenecek, onlara göre özelleştirme sonucunda, istihdam azalacak, işsizlik artacak, yeni iş imkânları yaratılmamış bir ülkede bu durum yeni ve tehlikeli sosyo ekonomik sorunlar yaratacaktır.(74)

1.6. ÖZELLEŞTİRME VE DEMOKRASİ

Özelleştirmeyle ilgili diğer bir beklentide demokratikleşmeyle ilgilidir. Neo-liberal akım, mülkiyetin tabana yaygınlaştırılmasının, demokratikleşme anlamına geleceğini, fertlerin politik anlamdaki özgürlüklerinin, ancak özel mülkiyet sahipliğine bağlı olarak gerçekleşebileceğini savunmaktadır.(75)

Özelleştirmenin siyasi boyutları da, en az ekonomik boyutları kadar, belki daha da fazla önemlidir. Yerli ve yabancı birçok yazarın belirttiği, Türk kamuoyunun da gitgide açıkça görmeye başladığı gibi, zaten güçlü bir merkezi devlet geleneğine sahip olan, sivil toplum kurumlarının ve katılmacı davranışlarının yeterince güçlenmemiş olduğu ülkemizde, devletin birde ekonomik kaynakların dağılımını büyük ölçüde denetim altında tutması, hatta kamu ekonomik teşebbüsleri yoluyla bu kaynakların önemli bir bölümünü bizzat kullanması, demokrasinin pekişmesi ve sağlıklı işlemesi önündeki en büyük engellerden biridir. Siyasal iktidara ek olarak ekonomik iktidarında büyük ölçüde devletin elinde toplanması, siyasal iktidara sahip olanların bu ekonomik kaynaklarında, denetimini ele geçirmesi, iktidar mücadelesine bir “ya hep, ya hiç” kavgası niteliğini vererek siyasal hayatı zehirlemektedir. Böylece demokrasinin özünden ve temel değerlerinden giderek uzaklaşılmakta, bu çıkarı paylaşımı ile ilgili olmadan sıradan vatandaşlarda demokratik süreçlere ve kurumlara güven duygusu kaybolmaktadır. Demokratik süreç, özelleştirmenin bir siyasal tercih olarak uygulanması için siyasal iktidarın özellikle örgüt tabanlarının rant beklentilerini karşılamak için devlet imkanlarını kullanmak zorunda bulunduğundan, özelleştirme yönünde ciddi girişimlerde bulunmamakta veya bulunamamaktadır. (76)

(73)

Çam, Sürhan, “Özelleştirme ve İstihdam Stratejileri” Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt:22, Sayı:206–209,s.66 (74) Yosmaoğlu, Nevzat, “Özelleştirmenin Düşündürdükleri” Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt:21 sayı:201, s.34 (75) “Özelleştirme”,www.ydk.gov.tr./eğitim/notları özelleştirme. 05.02.2005

(25)

Özelleştirme karşıtları ise, özelleştirme yanlılarının özelleştirmeye haklılık kazandırmak için özelleştirme ile demokrasi arasında yapay bir bağlılık kurularak özelleştirmeyi sevimlileştirmek çabasına girdikleri belirtiyorlar.(77) Özelleştirme karşıtları demokratikleşmeyle özelleştirme arasında paralellik kurmanın imkânsız olduğunu, bunun için mezarlara varıncaya kadar her şeyin özelleştiği Şili’de ne kadar demokrasi olduğunu bilmenin yeterli olacağını söylemişlerdir. (78)Özelleştirme yanlıları ise, temiz siyaset, temiz devlet ve temiz toplum ve demokratikleşme için devletin ticaretten ve ekonomiden elinin çekilmesi gerektiğini savunurlar.(79)

(77)

Işıklı Alpaslan , ‘’Özelleştirme’’, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt:18, Sayı:157, Temmuz 1993s.4

(78) Işıklı Alpaslan,’’ Özelleştirme ve Demokratikleşme’’, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Haziran 1998,Sayı.96 s.7 (79)

(26)

İKİNCİ BÖLÜM

BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

2.1. BELEDİYE HİZMETLERİ

Belediyeler kamu tüzel kişiliğine sahip olan kuruluşlar olarak kendilerine yüklenen görevleri yerine getirebilmek için bir takım haklara, yetkilere ve imtiyazlara sahip olmak zorundadırlar.

2.1.1. Belediyelerin Hakları, Yetkileri ve İmtiyazları

Belediyelerin hakları, yetkileri ve imtiyazlarını 5393 sayılı belediye yasasında aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.(80)

Belediyenin yetkileri ve imtiyazları

MADDE 15.- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:

a. Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak.

b. Kanunların belediyeye verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, emir vermek, belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek.

c. Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak kanunlarda belirtilen izin veya ruhsatı vermek.

d. Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğalgaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak veya yaptırmak.

e. Müktesep haklar saklı kalmak üzere; içme, kullanma ve endüstri suyu sağlamak; atık su ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamak; bunlar için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek; kaynak sularını işletmek veya işlettirmek.

f. Toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek.

g. Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak.

h. Mahallî müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde taşınmaz malları almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek.

i. Borç almak, bağış kabul etmek.

j. Toptancı ve perakendeci halleri, otobüs terminali, fuar alanı, yat limanı ve mezbaha kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek veya bu yerlerin gerçek ve tüzel kişilerce açılmasına izin vermek.

k. Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı yirmibeşmilyar Türk Lirasına kadar olan dava konusu uyuşmazlıkların, anlaşmayla tasfiyesine karar vermek.

(27)

l. Gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek.

m. Beldede ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi ve kayıt altına alınması amacıyla izinsiz satış yapan seyyar satıcıları faaliyetten men etmek, izinsiz satış yapan seyyar satıcıların faaliyetten men edilmesi sonucu, cezası ödenmeyerek iki gün içinde geri alınmayan gıda maddelerini gıda bankalarına, cezası ödenmeyerek otuz gün içinde geri alınmayan gıda dışı malları yoksullara vermek.

n. Reklâm panoları ve tanıtıcı tabelalar konusunda standartlar getirmek.

o. Hafriyat toprağı ve moloz döküm alanlarını; sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) depolama sahalarını; inşaat malzemeleri, odun, kömür ve hurda depolama alanları ve satış yerlerini belirlemek; bu alan ve yerler ile taşımalarda çevre kirliliği oluşmaması için gereken tedbirleri almak.

(l) bendinde belirtilen gayri sıhhî müesseselerden birinci sınıf olanların ruhsatlandırılması ve denetlenmesi, büyük şehir ve il merkez belediyeleri dışındaki yerlerde il özel idaresi tarafından yapılır.

Belediye, (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri Danıştayın görüşü ve İçişleri Bakanlığının kararıyla süresi kırk dokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebilir; toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle yerine getirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme veya 67’nci maddedeki esaslara göre hizmet satın alma yoluyla yerine getirebilir.

İl sınırları içinde büyük şehir belediyeleri, belediye ve mücavir alan sınırları içinde il belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyeler, meclis kararıyla; turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarının ve eğitim kurumlarının su, termal su, kanalizasyon, doğalgaz, yol ve aydınlatma gibi alt yapı çalışmalarını faiz almaksızın on yıla kadar geri ödemeli veya ücretsiz olarak yapabilir veya yaptırabilir, bunun karşılığında yapılan tesislere ortak olabilir; sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve turizmi geliştirecek projelere İçişleri Bakanlığının onayı ile ücretsiz veya düşük bir bedelle amacı dışında kullanılmamak kaydıyla arsa tahsis edebilir.

Belediye, belde sakinlerinin belediye hizmetleriyle ilgili görüş ve düşüncelerini tespit etmek amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması yapabilir.

Belediye mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş sayılır.

Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez.

2.1.2. Belediyelerin Görevleri

Anayasanın tanımlamasıyla yerel yönetimlerin varlık nedeni “mahallif müşterek ihtiyaçların karşılanması”dır. Yerel yönetimler yerel halkın, yerel ortak ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuştur.(81)

Belediyelerinin görevleri, 5393 sayılı Belediye Yasasının 14. ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Yasasını 7. maddesinde belirtilmiştir. Bunların en önemlileri aşağıda sayılanlardır (82)

1) Büyükşehir yatırım plan ve programlarını yapmak.

2) Büyükşehir nazım imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak, ilçe belediyelerinin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları tatbikat imar planlarını onaylamak ve uygulamasını denetlemek.

(81) Karahanoğulları, Onur, “Kamu Hizmetlerinin Kurulmasında Yerel Yönetimlerin Yetkisi, “Çağdaş Yerel Yönetimler

Dergisi Cilt: 10, Sayı: 4, Ekim 2001, s.29

(28)

3) Büyükşehir dâhilinde meydan, , bulvar, cadde ve anayolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımını sağlamak ve kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek. 4) Yolcu ve yük terminalleri, katlı otoparklar yapmak, yaptırmak işletmek veya işlettirmek.

5) Çevre sağlığının ve korunmasının sağlanması,

6) Yeşil sahalar, parklar ve bahçeler yapmak, sosyal ve kültürel hizmetleri yerine getirmek, spor, dinlenme, eğlence ve türel hizmetleri yerine getirmek, spor, dinlenme, eğlence ve benzeri yerleri yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek

7) Büyükşehir dâhilindeki su, kanalizasyon, her nevi gaz, merkezi ısıtma ve toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek

8) Yiyecek ve içecek maddelerinin taklitlerinin yapmak üzere laboratuarlar kurmak ve işletmek. 9) Mezarlık alanlarını tespit ve tesis etmek, işlettirmek,

10) Çöplerin sanayi atıklarının toplama yerlerini belirlemek değerlendirmesi ve imhası için gerekli tesisleri kurmak kurdurmak işletmek işlettirmek

11) Meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak isim ve numaralarını ile bunların üzerindeki binalara numara verilmesi işlerini gerçekleştirmek;

12) Toptancı halleri ve mezbahaları yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek

13) İtfaiye hizmetlerini yürütmek, patlayıcı ve yanıcı maddeleri üreten ve depolayan yerleri tespit etmek fabrikalar ve sanayinin kuruluşlarının bulundurmaları zorunlu olan yangın söndürme ve çevre sağlığına ilişkin araç, gereç ve tesisleri tespit etmek ve bu kuruluşları denetlemek

14) İlçe belediyeleri arasında ihtilaflarda, zabıta ve diğer belediye hizmetlerinin gerçekleştirmesinin sağlamak

15) Büyükşehir çapında ortak finansman ve yatırım gerektiren hizmetlerin gerçekleştirilmesini sağlamak

16) Büyükşehir belediyesince işletilen alanlarda zabıta hizmeti ile diğer belediye hizmeti ve ruhsat verme işlemelerini yürütmek

2.2.BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Belediye hizmetleri, ‘’Belediyenin gönüllü teşebbüslerin ve özel sektör kuruluşlarının, bir beldedeki yerel ortak ihtiyaçları karşılamak ve kamu yararına sağlamak için sundukları ve ilgili belediyelerin gözetimi ve denetimi altında bulunan, sürekli ve düzenli faaliyetler’’ olarak genel bir biçimde tanımlanabilir.

2.2.1. Belediye Hizmetlerinin Özelleştirilmesinden Ne Anlıyoruz?

Özelleştirme kavramı, belediyeler açısından iki ayrı işlemi ifade etmektedir. Birincisi, kendi meclisleri eliyle veya kanunlar yoluyla kurulan iktisadi teşebbüslerin veya diğer hizmet birimlerinin özelleştirilmesidir. İkincisi ise, belediyelerin yasal olarak yerine getirmek zorunda oldukları çöp toplama, mezbaha, mezarlık ve itfaiye gibi hizmetleri diğer kurum ve kuruluşlara yaptırabilmeleridir.

(83)

(83) Yereli, Ahmet Burçin, İzmir’deki BİT’lerin Özelleştirilmesine Yönelik Stratejiler, ve Yöntemler, İzmir Ticaret Odası Yayını, İzmir 1995, s.19

(29)

Belediye hizmetlerinin bir kısmı doğası gereği doğrudan belediyelerce yürütülmesi gereken hizmetler olup, ilke olarak özel kesime veya gönüllü girişimlere devredilmemektedir. Bu tür hizmetler, hemşerilerin hak ve özgürlüklerine düzenlemeler getiren, beldenin güvenliği, kamu düzeni ve kamu sağlığı ile ilgili olan, kamu gücünün kullanılmasını gerektiren hizmetlerdir. Bu hizmetler her hangi bir kurum veya kişiye devredilmemektedir. Böyle hizmetler dışında kalanlar konusunda ise, özelleştirmeden alternatif bir hizmet sunum biçimi olarak sıkça yararlanıldığı görülmektedir.Nitekim 5292 sayılı belediye yasasının 15., 18., 19. maddelerinde ve 5393 sayılı 3.7.2005 kabul tarihli belediye kanununun 14., 15., ve 18., maddelerinde yasa koyucu hizmetlerin ne biçimde yürütüleceği hemen hemen bütünüyle belediyelerin inisiyatifine bırakılmıştır.Bu maddelerde ‘’ yapmak- yaptırmak’’, ‘’etmek- ettirmek’’ , ‘’yaptırıp işletmek”, “temin eylemek’’ , “kaldırtmak” ve “imtiyaz vermek” gibi deyimler kullanıldığı görülmektedir. Böylece yasa koyucu yerel hizmetlerin yürütülmesinde belediyelerin sorumlu tutmuş, ancak söz konusu hizmetlerin doğrudan belediyeler eliyle yürütülebileceği gibi başka kurum, kuruluş ya da girişimlerce yürütülmesine olanak tanımıştır.(84)

Ülkemizde belediye hizmetlerinin görülmesinde özel sektörden yararlanılması, Cumhuriyetten önceki dönemde, İstanbul’un aydınlatma, su, toplu ulaşım ve alt yapı hizmetleri yabancı şirketler tarafından sağlanmıştır. Yine ülkemizde 1580 sayılı belediye kanunu belediyelere özelleştirme yöntemlerinden, imtiyaz kiralama ve ihale yönteminin uygulanmasına imkân vermiştir.(85) Belediyelerde özelleştirme daha çok şirketleşme, ihale / sözleşme yöntemine ağırlık verme, belediye tekellerinin kaldırılması, işletmelerin kiraya verilmesi ya da yönetimlerin özel kesime devredilmesi gibi biçimlerde yürütülmektedir.(86)

Özellikle temizlik hizmetlerini özelleştirilmesi ya da bugünkü biçimiyle taşeronlaştırılması, 1990’lı yıllarda belirmiş ve hızlı sayılacak bir biçimde yaygınlaşmıştır. 1999 yılında resmi gazetede yayımlanan belediye ihale alanları üzerinde yapılan çalışma, belediye ihalelerinin %52 ‘sinin arsa ve bina satışlarına ait olduğunu göstermektedir. Hizmet alanında ihale yöntemi Büyükşehir belediyelerine

(84) Bozlağan, Recep ‘Belediye İktisadi Teşebbüsleri ve Özelleştirme” , Yerel Yönetimler Sempozyumu, TODAİE, Yayını, 2000, s.452

(85)

Ersöz, Halis Yunus, “Yerel Yönetimlerde Özelleştirme Uygulamaları ve Yaygınlık Derecesi” Çağdaş Yerel Yönetimler

Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 2 Nisan 2001, S. 44

(86) Eryılmaz, Bilal, “Belediye Hizmetlerinin Yürütülmesinde Alternatif Kurumsal Yöntemler “Türk İdare Dergisi, Yıl: 65, Sayı:382, Mart 1989, s.32

Referanslar

Benzer Belgeler

• Peptit kütle parmakizi (peptide mass fingerprinting, PMF) yaklaşımı: İki boyutlu poliakrilamit jel elektroforezi (2D-PAGE: Two Dimensional

Bu durum “Yerlere çöp atma” istenmeyen öğrenci davranışının sınıf ortamını olumsuz etkilediği, öğretmenlerin bu davranışla “bazen” ve “çok az”

ıhkemece de bu bapta Hakemlere izahat verilmemiş ve Hakem Hey’ e t i de bu hususda bizden malumat istememiştir. Binaenaleyh Takdiri kiyrnit zamanında mevcut olmayan

The Eothen Press, 1993 y~ l~ ndan beri münhas~ ran K~br~s Sorunu üzerine yapt~~~~ yay~ nlarla, bir yan- dan bilimsel ve belgesel olarak K~ br~s davam~za destek verirken, bir yandan

GENÇLER IÇIN ILK DERNEK VE GAZETELER 303 Gençlik dergisinin 17 Ekim, 1920 tarihli birinci say~s~ nda gençlerin okuma zevkini art~rmak, ara~t~rma ihtiyaclarm~~ kar~~lamak

a) Kamu sektörünün ve özel sektörün ürettiği aynı ya da benzer mal ve hizmetlere ilişkin üretim giderleri karşılaştırıldığında, özel sektördeki üretim giderlerinin

Sendikaların kamu kesimindeki güçlü örgütlenmelerinin sonucu olarak siyasal iradeye olan etkilerinin azaltılması için KİT'ler özelleştirilmelidir (İngiltere örneğinde

Yukarıda ifade edilen Belediye Yasasının 67.maddesinde belediye yetki ve imtiyazındaki asli belediye hizmetleri olan temel su hizmetleri, katı atık toplanması işlemleri bu