/ T- -ÇSUloO i t / t 2 §H-^Î_IÎݧTÎS22_Pergenb6_^Yarın_U0i _ l 6 ”
Üstad* Jskreme aid
"Bir hatıra"
Meşrutiyetin bilmem kaçıncı sene sredeydi id i, M eclisi meb'usan açılmış nutku hümayunokunmuştu. Şimdi bu nutka b ir ariza&i cevabiye yazılacaktı. M eclisi ayan kendi arasında b ir üstadı edeb bulunduğunu hürr metle hatırlıyarak Recai Zadeyi arızai cevabiye encümenine âza, encümen de kendisini re is intihap etm işti. 0 sene meb’usanda da , âyanda da hü kümete karşı muhik b ir galeyan vardı. Artık saklanmağa luzum görülme yen hamlelerle her fır s a tta kabineye hücüm ediliyordu. Bu umumî in fa a li üstadın yaşlandıkça güzelleşen simasında serî ve samimî ç iz g ile r le oku
mak mümkündü. Beni yanına çağırdı, arkadaşlarının noktayi nazarını b ir kaç cümle i l e te sb it ederek bu esaslara göre bir arizaı cevabiye müs-
vdddgsi hazırlamama emretti. 0 gün üstadı muhteremin bu i l t i f a t ve
itimadından duyduğum zevk , hayatımın nadir hususatında b ir id ir .
Harem Bey, arkadaşlarının infaal ve itir a z la r ın ı, nutku ift it a h i nin zayıf cih e tle rin i b ir tenkidi edebî yaparcasına teşrih ederken se-
sinde öyle sevimli, insanıb bütün başka düşüncelerden ayırarak yalnız bu sesin seyriengamına bağlayan öyle cazip bir ahenk vardı ki ben ayan asa sından ar&zai cevabiye r e is i karşısında vazife telakki eden b ir başkâ tip olduğunu unuttum ve hürmeti daima yüksek tutan b ir samimiyet içinde tıbkı bir musiki dinler gibi üstadın munkatî , ölçülü, sanki yağmurlu b ir günde güneşle aydınlanan bir sema parçası kadar inşirah vnrrfcfen v e r ic i sesine takıldım, üstad bilhhssa infaalierinde çok necip bir insaf i l e çok İnsanî id i. Kimbilir onun nesci tahassüsü n a sıld ı, her halde t e lle r i başka fa n i1erinkinden daha çok rakik, daha çok hassas,
ihtizazatm da teessür ve tesir hassaları daha çok seri id i.
Resmî vazife b i t t i . xkimiz de susmuştuk, pencereden marmaranın
g ö lg e li sathı görünüyordu. - Bek , dedi,
ve ben gösterdiği tarafta görülecek bir şey ararken ilave e t t i:
-Deniz nekadar güzel 1 İnsanlar da böyle olsaydı . . İşte kusur
suz b ir tabiatın kenarında baştan aşağı kusurlu b ir sürü mahluk!
Benim de zihnimden b ir çok şeyler geçiyordu. Ben de derdimi aç mak istiyordum. Fakat üstadın vAkarı insanisi karşısında bir abit gibi
susmaktan başka b ir şey yapamıyordum.
Çıkmak üzere kapıya doğru yürüdüm. Yine o ses, bütün b ir neslie en bariz kusurlarını b ile haykırmadan anlatmış ve bütün b ir devri edebin üstünde za rif b ir kanat gürültüsü i l e uçmuş olan üstad sesi şu sözleri
ilâve e t t i :
— Anladınız a , artık bi'.¿Liginiz gibi yazarsınız, fakat pek rica
ederim nez *h , kibar, t er. iz o İst ’ ou.. ■ çok d. kkat ediniz «
Buggn vefatının dokuzun§S^SİnÎİ?Çiifîİ hatırayı lâyemufcu te b c il edilen üstad Sırem edebiyat dünyasının in kılâpları arasında
belki bir birinden ayrı tela k k ilerle teıkik olu n abilir, hu mümkündür.
Fakat insanlık aleminde onu her n esil ve her devir nezih, kibar, teni bir insan diye daima yüksek tutacaktır ve bu kanaat hiç değişmiyecek t i r .
İsmail küştak