• Sonuç bulunamadı

Kamusal Sanat Ve Kent İlişkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kamusal Sanat Ve Kent İlişkisi"

Copied!
141
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Pınar ÇAĞLIN

Anabilim Dalı : Disiplinler Arası Programı : Kentsel Tasarım

HAZĠRAN 2010

(2)
(3)
(4)
(5)

HAZĠRAN 2010

ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Pınar ÇAĞLIN

(519071018)

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 07 Mayıs 2010 Tezin Savunulduğu Tarih : 07 Haziran 2010

Tez DanıĢmanı : Diğer Jüri Üyeleri :

Prof. Dr. Mehmet OCAKÇI (ĠTÜ) Prof. Dr. Orhan HACIHASANOĞLU (ĠTÜ)

Yrd. Doç. Dr. Z. Ġren BOYNUDELĠK (YTÜ)

(6)
(7)
(8)
(9)

Sanat bizi esinlendirir, sakinleştirir, kışkırtır, içine çeker ve birleştirir.

(The arts inspire us, soothe us, provoke us, involve us, and connect us.) Robert LYNCH, Arts for Americans, 2002

(10)
(11)

ÖNSÖZ

Tez çalıĢmam süresince tecrübe ve bilgisini benimle paylaĢan tez danıĢmanım Prof. Dr. Mehmet Ocakçı‟ya teĢekkürlerimi borç bilirim.

Ġhtiyacım olduğunda beni yalnız bırakmayan, her zaman sevgi ve desteğini hissettiğim Emrah Engindeniz‟e, dostlarıma ve aileme tüm kalbimle teĢekkür ederim.

Mayıs 2010 Pınar Çağlın

(12)
(13)

ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖNSÖZ ... v ĠÇĠNDEKĠLER ... vii ÇĠZELGE LĠSTESĠ ... ix ġEKĠL LĠSTESĠ ... xi ÖZET ... xiii SUMMARY ... xv 1. GĠRĠġ ... 1 1.1 Tezin Amacı ... 2 1.2 Tezin Yöntemi ... 2 1.3 Tezin Kapsamı ... 3

2. KAMUSAL SANATIN KAVRAMSAL DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ... 5

2.1 Kamusal Alan, Mekân ve Sanat ĠliĢkisi ... 5

2.1.1 Kamusal Alan ve Kamusal Mekân ... 5

2.1.2 Sanat ve Kamusal Mekân ... 7

2.2 Kamusal Sanat ... 8

2.3 Kamusal Sanatın Tarihsel GeliĢimi ... 12

2.4 Türkiye‟de Kamusal Sanat ... 16

3. KAMUSAL SANAT UYGULAMA ALANLARI VE ÇEġĠTLERĠ ... 21

3.1 Kamusal Sanatın Uygulama Alanları ... 21

3.1.1 Kentsel Tasarım ÇalıĢmalarında Kamusal Sanat ... 21

3.1.2 Kentsel DönüĢüm Projelerinde Kamusal Sanat ... 27

3.1.3 Aktivist Eylemlerde Kamusa Sanat ... 36

3.1.4 Eğlence Kültüründe Kamusal Sanat ... 43

3.1.5 Ekonomik GeliĢmede Kamusal Sanat ... 48

3.2 Kamusal Sanat ÇeĢitleri ... 54

3.2.1 YerleĢtirme ... 55

3.2.2 Yüzey Boyama ... 57

3.2.3 Açık Alan Sergileri ... 60

3.2.4 Kent Mobilyaları Tasarımı ... 62

3.2.5 Performans Sanatları ... 66

3.2.6 Oyun ... 71

4. KAMUSAL SANATIN KENT ÜZERĠNDEKĠ ETKĠLERĠ ... 75

4.1 Kamusal Sanatın Mekânsal Etkileri ... 75

4.1.1 Estetik Değer OluĢturmak ... 75

4.1.2 Odak Noktası OluĢturmak ... 76

4.1.3 Kentsel Ġmaj OluĢturmak ... 76

4.1.4 Kentsel Kimlik OluĢturmak ... 77

4.1.5 Mekân Hissini Güçlendirmek ... 78

(14)

4.2.1 Mutluluk Hissi Vermek ... 79

4.2.2 KiĢisel GeliĢim Sağlamak ... 79

4.2.3 Aidiyet ve Topluluk Hissi GeliĢtirmek ... 80

4.2.4 Toplumsal Kimlik GeliĢtirmek... 81

4.2.5 Toplumun Ġhtiyaçlarını ve Beklentilerini Tanımlamak ... 82

4.2.6 Sosyal Tabakaları BütünleĢtirmek ... 82

4.2.7 Sosyal DönüĢümü Tetiklemek ... 83

4.3 Kamusal Sanatın Ekonomik Etkileri ... 84

4.3.1 Kültürel Turizmi Canlandırmak ... 85

4.3.2 Ġstihdam Yaratmak ... 85

4.3.3 Yatırım Cazibesini ve Arazi Değerlerini Arttırmak ... 86

4.3.4 Yerel Ekonomiyi Canlandırmak... 87

4.3.5 Tasarruf Sağlamak... 87

4.4 Etki Değerlendirmesi ... 88

4.4.1 Ġncelenen Örneklerin Kamusal Sanatın Etkilerine Göre Dağılımı ... 88

4.4.2 Kamusal Sanat ÇeĢitleri ve Etkileri Arasındaki ĠliĢkiler ... 89

4.4.3 Kamusal Sanat ÇeĢitleri ve Kullanıldığı Alanlar Arasındaki ĠliĢkiler ... 93

5. SONUÇ ... 97

KAYNAKLAR ... 103

(15)

ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Sayfa

Çizelge 4.1 : Ġncelenen örneklerin kamusal sanatın etkilerine göre dağılımı. ... 89

Çizelge 4.2 : Etki değerlendirme ölçeği. ... 90

Çizelge 4.3 : Etki değerlendirme gösterimi ve puanlaması. ... 90

Çizelge 4.4 : Kamusal sanat çeĢitlerine göre etki değerlendirmesi. ... 91

Çizelge 4.5 : Kamusal sanat çeĢitlerine göre toplam etki değerlendirmesi. ... 93

Çizelge 4.6 : Kamusal sanat çeĢitlerinin kullanıldığı alanlara göre dağılımı. ... 94

(16)
(17)

ġEKĠL LĠSTESĠ

Sayfa

ġekil 1.1 : Dolaylı nedensel etkileĢim zinciri ... 3

ġekil 2.1 : Kamusal sanatın özellikleri ... 12

ġekil 2.2 : Tilted Arc, Richard Serra, 1981, New York City. ... 14

ġekil 2.3 : Vietnam Veteran Memorial, Maya Lin, 1982, Washington DC. ... 15

ġekil 2.4 : Açık Alanlara Üç Boyutlu ÇağdaĢ Sanat Yapıtları YerleĢtirme Etkinliği, Sevgi Ve BarıĢ Anıtı, Prof. H. Karayiğitoğlu ve G. Karayiğitoğlu, 1993, Ġstanbul. ... 17

ġekil 2.5 : NiĢantaĢı Yaya Sergileri, Penguen Adası: Fuat and Murat ġahinler, PVC Balonlar: L.Cecchini, 2002, Ġstanbul. ... 18

ġekil 2.6 : Oda Projesi, Ġstanbul. ... 19

ġekil 2.7 : Pist, Ġstanbul. ... 19

ġekil 3.1 : Bir araç olarak kamusal sanat ve kullanıldıgı alanlar... 21

ġekil 3.2 : Luzboa04, Family Idea, Fete, Ron Haselden, 2004, Lizbon. ... 24

ġekil 3.3 : The Whittle Arch, MacCormac Jamieson Prichard, 1997, Coventry. ... 25

ġekil 3.4 : I-land, LOVE, Tokyo Brushstroke I-II, Robert Indiana, 1993, Tokyo. ... 26

ġekil 3.5 : Angel of the North, Antony Gormley, 1998, Gateshead. ... 29

ġekil 3.6 : SOMOHO, 2002, Soweto. ... 30

ġekil 3.7 : Path to Human Rights, Françoise Schein, 1994, Rio de Janeiro. ... 31

ġekil 3.8 : Five Spaces, 1999, Glasgow. ... 32

ġekil 3.9 : 40 Gün 40 Gece, Çocuklarla Fanzin Atölyesi, Altay Öktem; Konser, 2007, Ġstanbul. ... 33

ġekil 3.10 : The District Six Museum, District Six Memory Plaque, Cape Town. ... 34

ġekil 3.11 : Campo Boario, Stalker, Roma. ... 35

ġekil 3.12 : Poster, Guerrilla Girls, 2004, New York City. ... 37

ġekil 3.13 : Guantanamo Eylemi, Amnesty International, Atina. ... 38

ġekil 3.14 : Raaa! Action in London, Space Hijackers, Londra. ... 38

ġekil 3.15 : P2P: Power to the People, Gorbet Design, 2002, Kanada, ABD. ... 39

ġekil 3.16 : Ravioli, Temporary Services, Chicago... 40

ġekil 3.17 : Free Shop, Social Puding, Foreigners, Superflex. ... 40

ġekil 3.18 : Guerilla Gardening, Richard Reynolds, 2003, Toronto. ... 41

ġekil 3.19 : Park(ing), Rebar, 2005, San Francisco. ... 42

ġekil 3.20 : Art Attack, Balloon Debate, Unwelcome Intervention, Global Warming, Banksy, West Bank, Londra. ... 43

ġekil 3.21 : La Scala di Pianoforte, 2009, Milano. ... 44

ġekil 3.22 : Dispatchwork, Jan Vormann, Berlin. ... 44

ġekil 3.23 : Knit the City, Yarn Corps, 2009, London. ... 45

(18)

ġekil 3.25 : Römerkastell & Marktplatz, Dietrich Brennenstuhl & Nimbus Design,

2003, Stuttgart. ... 46

ġekil 3.26 : Play and Rewind, Clio Straat, 2001, Siena. ... 47

ġekil 3.27 : Slacklines, Clio Straat, 2005, Udine. ... 47

ġekil 3.28 : Jumping Field, Tommi Grönlund & Petteri Nisunen, 2000, Helsinki. ... 48

ġekil 3.29 : Chicago Picasso, Picasso, 1967, Chicago. ... 49

ġekil 3.30 : Fete des Lumieres, Marie-Jeanne Gauthé - Fabrice Chouiller, Place des Terreaux, 2009, Lyon. ... 51

ġekil 3.31 : La Notte Bianca, 2007, Roma ... 51

ġekil 3.32 : Heyleller, 2002, Singapur. ... 53

ġekil 3.33 : The Canticles, Streetwise Opera, 2002, Londra. ... 54

ġekil 3.34 : Orchestra di Piazza Vittorio, Roma. ... 54

ġekil 3.35 : Güven Anıtı, Ankara. Zafer Anıtı, Ġstanbul. ... 56

ġekil 3.36 : Cloud Gate, Anish Kapoor, 2004, Chicago. ... 56

ġekil 3.37 : Heykel, Madrid. ... 57

ġekil 3.38 : Carnival Center, Jose Bedia, Gary Moore, Miami. ... 58

ġekil 3.39 : Grafiti, Banksy, Bristol. ... 59

ġekil 3.40 : Grafiti, Matthias Wermke, 2009, Ġstanbul. ... 60

ġekil 3.41 : Sergi, Ljubljana. ... 61

ġekil 3.42 : Mumdan Heykeller, Yelena & Viktor Vorobyeva, 1999, Ġstanbul. ... 61

ġekil 3.43 : Cow Parade, Shoe Art, Greeny SarmaĢıkları, Lale Sergisi, Istanbul. .... 62

ġekil 3.44 : Otobüs Durağı, Frank O. Gehry, Alessandro Mendini, Hannover. ... 63

ġekil 3.45 : Railings, Greyworld, 1997, Paris. ... 64

ġekil 3.46 : Bridge, Greyworld, 2000, Dublin. ... 64

ġekil 3.47 : Bins and Benches, Greyworld, 2005, Cambridge. ... 65

ġekil 3.48 : Beautiful Bins, 2007, Great Barrington. ... 65

ġekil 3.49 : Canvas Collection, 2007, Yorkers. ... 66

ġekil 3.50 : Sokak Performansları, Paris, Madrid, Roma. ... 67

ġekil 3.51 : Canlı Heykeller, Sokak Sanatları Atölyesi, 2010, Ġzmir. ... 67

ġekil 3.52 : Sokakta ġenlik 3, Hangar Sanat Derneği, 2009, Ġstanbul... 68

ġekil 3.53 : Borgo Festival, Comune di Fiano Romano, 2009, Roma. ... 69

ġekil 3.54 : Pillow Fight, 2006, New York. ... 70

ġekil 3.55 : London Roof, Office of Subversive Architecture, 2002, Londra. ... 70

ġekil 3.56 : News.Box.Walk, Christina Ray, 2004, New York. ... 71

ġekil 3.57 : Inbetween, Erect Architecture, 2005, Londra. ... 72

ġekil 3.58 : Treasure Hunt around King‟s Cross, Richard Ventworth, 2002,Londra 73 ġekil 4.1 : Kamusal sanatin kullanildiği alanlar ve çeĢitleri ... 94

ġekil 5.1 : Kamusal sanat yaklaĢımı ... 100

(19)

KAMUSAL SANAT VE KENT ĠLĠġKĠSĠ ÖZET

1990‟lı yıllardan itibaren içerik ve sürecin sonuç ürünün önüne geçtiği bir estetik anlayıĢı ile Ģekillenen kamusal sanat, 2000‟li yıllarla birlikte etkilerini Türkiye ve özellikle Ġstanbul‟da da göstermeye baĢlamıĢtır. Kullanıcıları da dâhil olmak üzere mekânın tüm bileĢenleriyle iliĢkiye giren bir pratik olan kamusal sanat bugün gelinen noktada kent planlama ve tasarımının bir parçası olarak görülmektedir.

Kamusal sanatın insan, mekân ve daha genel anlamda kent ile iliĢkisini ortaya koyan bu çalıĢmada, öncelikle kamusal mekân ve sanat iliĢkisi tartıĢılarak, kamusal sanat kavramı ele alınmıĢ, bu kavramın dünya çapında ve Türkiye‟deki geliĢimi üzerinde durulmuĢtur. Kamusal sanat kavramının ifade ettiği anlamlara dayanarak araç olarak kullanıldığı uygulama alanları sınıflandırılarak incelenmiĢtir. Bahsedilen uygulama alanları içerisinde ise kamusal sanatın uygulama çeĢitleri örnekler üzerinden tartıĢılmıĢ ve kategorize edilmiĢtir.

Kamusal sanatın uygulama alanlarının ve çeĢitlerinin ortaya koyulmasıyla birlikte kent üzerine yaptığı etkiler mekânsal, sosyo-kültürel ve ekonomik yönleriyle ele alınarak araĢtırılmıĢtır. Kamusal sanatın uygulama alanları, çeĢitleri ve ortaya çıkarttığı etkileri arasındaki iliĢkiler sorgulanarak, tez kapsamında incelenen örnekler üzerinden kalitatif bir değerlendirme yapılmıĢtır.

Kamusal mekânlarda uygulanan sanat çalıĢmalarını inceleyerek kuramsal bir çerçeve çizen çalıĢmada açıklayıcı (explanatory) bir yöntem benimsenmiĢ, kamusal sanat ve kent üzerinde bırakılan etkileri arasında dolaylı bir nedensel etkileĢim (indirect causal relationship) tanımlanmıĢtır. Kamusal sanatın ifade ettiği anlamlar, bu anlamlara bağlı olarak kullanım nedenleri, bu nedenlerden dolayı kullanıldığı alanlar, bu alanlardaki uygulanma çeĢitleri ve bu çeĢitlerin ortaya çıkardığı etkileri ve her bir bileĢenin bir diğeriyle iliĢkisi açıklanmıĢtır.

Tez çalıĢması sonucunda ortaya çıkan iliĢkiler Ģeması kamusal sanatın incelenmesi ve tartıĢılmasına dair bir yaklaĢım sunmakta ve kamusal sanatın kent ile iliĢkisini ortaya koymaktadır.

(20)
(21)

RELATIONS BETWEEN PUBLIC ART AND THE CITY SUMMARY

After the 1990s, public art started to form by an aesthetic approach in which the content and the process were considered rather important than the final product.By the year 2000, the influences of the public art has started to show up also in Turkey, particularly in Istanbul. The public art interacts with all components of the public spaces including its users and becomes a practice which is today considered to be a part of urban design and planning.

This research traces the relations between public art, people, public spaces and more generally looks at the relations between the public art and the city. The research primarily discusses relations between the public space and the art, subsequently adressses the concept of public art and its development in the world and in Turkey. Based on the concept and the meaning associated with the public art, the research intends to identify areas where the public art has been largely used as a tool. Within this, types of public art have been classified and categorized based on examples. In addition, the research attempts to reveal spatial, socio-cultural and economic impacts of the public art projects, on the city. Furthermore it uses a qualitative evaluation method to identfy relations between the public art implementation areas, types of public arts and their impact on the city, based on the examples studied throughout this research.

The research draws a theoretical framework through examining the art works in public spaces by adopting an explanatory method to define an indirect causal relationship between the public art and its impacts on the city. Doing this, the meanings that the public art stands for, the reasons of utilization according to the meanings, the implementation areas due to the reasons, the types in the implementation areas, the impacts of the types, and relationship of one component to another have been explained.

The relationship scheme, which was also a result of the research, presents an approach for further discussion and research on the public art, and explains the relations between public art and the city.

(22)
(23)

1. BÖLÜM: GĠRĠġ

Kamuya ait kentsel alanlarda sanat üretme ve sergileme düĢüncesi antik çağlardan günümüze kadar uzanarak varlığını sürdürmeyi baĢarmıĢ bir düĢüncedir. Tarih süreci içerisinde anlamı ve iĢlevi evrilmiĢ, fakat her koĢulda kendine uygulama alanı yaratabilmiĢtir. Günümüzde bu uygulamalar kamusal sanat baĢlığı altında tartıĢılmakta olup, özellikle çeĢitli Avrupa ülkeleri ve Amerika BirleĢik Devletleri„nde (ABD) gerek sanat alanında, gerekse kent mekânını inceleyen bilimsel çalıĢmalarda ve yayınlarda yerini almıĢtır.

90‟lı yıllardan itibaren ise dünyada yapılan kamusal sanat çalıĢmaları ve uygulamaları Türkiye‟de de yansımalarını göstermiĢ, çeĢitli kuruluĢların ilgi odağı haline gelmiĢtir. 2006 yılında Avrupa Birliği Konseyi tarafından Ġstanbul‟un 2010 yılı için Avrupa Kültür BaĢkenti olarak ilan edilmesiyle birlikte özellikle kamusal alanda yapılan sanat projeleri hız kazanmıĢ ve hem yerel yönetimlerin, hem sanatçıların, hem de kentte yaĢayanların konuya olan farkındalığı artmıĢtır.

Günümüzde kentsel tasarım hem fiziksel yenileme, hem sosyal dönüĢüm hem de ekonomik canlanma boyutlarıyla ele alınan bir çalıĢma alanıdır. Kamusal sanatın bu üç alanda da etkilerine rastlanması dolayısıyla kentsel tasarım disiplinin ilgi odağı olmaya baĢlaması kaçınılmazdır. Türkiye‟de ise yakın zamana kadar fiziksel bir düzenlemeyle eĢ görülen kentsel tasarım çalıĢmalarının kapsamı geniĢlemeye ve kentlinin değiĢen fiziksel mekânla kurduğu iliĢki sorgulanmaya baĢlamıĢtır. Bu bağlamda farklı disiplinlerle iĢbirliği içerisinde olmaya yönelen kentsel tasarım disiplini için kamusal sanat gerek fiziksel, gerek ekonomik, gerekse sosyo-kültürel dönüĢümü tetikleyici öncelikli bir araç haline gelmektedir.

Kentlerdeki, hızlı kentleĢme, aĢırı büyüme ve plansız yapılaĢma sonucu ortaya çıkan kimlik kaybı ve fiziksel çöküntü alanları; modernizm süreciyle birlikte değiĢen sosyal hayatın getirisi olarak topluma yabancılaĢma ve bireyselleĢme; küreselleĢme sonucu ise kentlerdeki rekabet ortamı ve ekonomik köhneme kent bilimlerinin güncel problemlerinin arasındadır. Bahsedilen problemlere çözüm ararken kamusal sanat

(24)

tartıĢılan pek çok olumlu etkisiyle sorunların çözümüne katkı sağlayıcı bir etken olarak görülebilmektedir.

1.1 Tezin Amacı

Tez çalıĢmasının amacı, son yıllarda Türkiye ve özellikle Ġstanbul‟da sıkça gündeme gelen kamusal sanat uygulamalarını ve kent üzerinde bıraktığı etkileri inceleyerek, kentsel tasarım çalıĢmalarına sunabileceği katkıları ortaya koymaktır. Bu doğrultuda, kamusal sanatın kent içerisindeki kamusal mekânların fiziksel, sosyal ve ekonomik problemlerine nasıl çözüm olabileceğinin araĢtırılması ve ortaya koyulması hedeflenmiĢtir. Kamusal mekânda sanatın uygulama alanları, uygulama çeĢitleri ve ortaya çıkan etkileri arasındaki iliĢkiler ortaya çıkarılarak, kamusal sanatın bir araç olarak kullanımı araĢtırılmak istenmiĢtir.

1.2 Tezin Yöntemi

ÇalıĢmada, kamusal mekânlarda uygulanan sanat çalıĢmaları incelenerek kuramsal bir çerçeve çizilmiĢ ve dünyada uygulanan örneklere bakılarak kamusal sanat uygulamalarının kent içerisindeki problemlere nasıl çözüm oldukları ya da olabilecekleri incelenmiĢtir. Bu nedenle, kamusal sanatın kent ile iliĢkisini ortaya koyan çalıĢmada açıklayıcı (explanatory) bir yöntem benimsenmiĢtir. Bu yöntem çerçevesinde kamusal sanat ve kent üzerinde bırakılan etkileri arasında dolaylı bir nedensel etkileĢim (indirect causal relationship) tanımlanmıĢtır. ġekil 1.1‟de gösterildiği gibi kamusal sanatın ifade ettiği anlamlar, bu anlamlara bağlı olarak kullanım nedenleri, bu nedenlerden dolayı kullanıldığı alanlar, bu alanlardaki uygulanma çeĢitleri ve bu çeĢitlerin ortaya çıkardığı etkileri ve her bir bileĢenin bir diğeriyle iliĢkisi açıklanmıĢtır.

(25)

ġekil 1.1 : Dolaylı nedensel etkileĢim zinciri.

Belirtilen yöntem çerçevesinde yapılan kuramsal araĢtırma yurt içi ve yurt dıĢından çeĢitli uygulama örnekleriyle beslenmiĢtir. Tez kapsamında farklı konu baĢlıklarında irdelenen 63 kamusal sanat çalıĢması örneği incelenerek kalitatif bir değerlendirmeye tabi tutulmuĢtur. Ġncelenen örnekler üzerinden gerçekleĢtirilen bu değerlendirmenin sonucunda kamusal sanatın insanlar ve mekân üzerindeki etkileri ve bu etkilerin uygulama alanları ve çeĢitleriyle aralarındaki iliĢkiler ortaya çıkarılmaya çalıĢılmıĢtır. Kamusal sanatın etkilerinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi 4.4 Etki Değerlendirmesi bölümünde detaylı olarak anlatılmıĢtır.

1.3 Tezin Kapsamı

Tez çalıĢması problem alanının tanımlanması, konunun kapsamının belirlenmesi, kamusal sanatın etkilerinin saptanarak örnekler üzerinden değerlendirilmesi ve sonuç olmak üzere dört aĢamada gerçekleĢmiĢtir.

Tez çalıĢmasının ilk bölümünde kamusal sanat kavramı farklı yönleriyle incelenmek üzere mercek altına alınmıĢ ve problem alanı tanımlanmaya çalıĢılmıĢtır. Geleneksel kamusal sanattan yeni tip kamusal sanata kadar geniĢ bir çerçevede ele alınan kamusal sanat kavramı ile kent arasındaki iliĢki sorgulanmıĢ ve kamusal alan, mekân ve sanat arasındaki köprüler ortaya çıkarılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu üçlünün ana eksenine oturan kamusal sanatın tarihsel süreç içerisindeki evrimi ve modern kent iliĢkileri içerisinde edindiği anlamlarla yeniden tanımlanıĢı tasvir edilmiĢtir. Bu sürecin Türkiye‟deki yansımaları ayrıca incelenmiĢ ve problem noktaları tartıĢılmıĢtır.

KENT ÜZERĠNE ETKĠLERĠ UYGULAMA ÇEġĠTLERĠ KULLANILDIĞI ALANLAR

(26)

Ġkinci Bölüm'de ise tez konusunu için kapsamlaĢtırma çalıĢması yapılmıĢtır. Bunun için kamusal sanatın uygulanması konusu, uygulama alanları ve uygulama çeĢitleri olarak iki ayrı sınıflandırmaya tabi tutulmuĢtur. Öncelikle kamusal sanatın ifade ettiği anlamların sonucu olarak birbirinden farklılaĢan amaçlar için kullanılabilirliği göz önüne serilmiĢ, kentsel tasarım, kentsel dönüĢüm, aktivizm, eğlence ve ekonomik geliĢme alanlarındaki kullanımları araĢtırılmıĢtır. Bu alanlar içerisinde ise kamusal sanatın hangi sanat biçiminde uygulandığı örnekler üzerinden yapılan incelemelerle yerleĢtirme, yüzey boyama, açık alan sergileri, kent mobilyaları tasarımı, performans sanatları ve oyun olmak üzere sınıflandırılmıĢtır.

Üçüncü Bölüm'de tez genelinde anlatılan örnekler ve bilimsel araĢtırmalarda tartıĢılmakta olan etkiler bir araya getirilerek kamusal sanatın kent üzerine olası etkileri öngörülmüĢtür. Bu etkiler mekânsal, sosyo-kültürel ve ekonomik olmak üzere üç esas baĢlıkta incelenmiĢtir. Etkilerin belirlenmesiyle birlikte bir önceki bölümde sınıflandırılmıĢ olan kamusal sanat çeĢitleriyle iliĢkileri sorgulanarak bir etki değerlendirmesinden geçirilmiĢtir. Yapılan değerlendirme ile birlikte hem kamusal sanat çeĢitleri ve uygulandığı alanlar arasındaki iliĢki gözlemlenmiĢ hem de hangi kamusal sanat çeĢitlerinin hangi etkileri doğurduğuna dair ipuçları elde edilmeye çalıĢılmıĢtır.

Tezin sonuç bölümünde ise tez kapsamında tartıĢılan kamusal sanatın bir araç olarak kullanıldığı alanlar, çeĢitleri ve etkileri arasındaki iliĢkiler yorumlanmıĢ, bu süreçte geliĢtirilen kamusal sanatın incelenmesi ve araĢtırılmasına dair yaklaĢım ortaya koyularak açıklanmıĢtır.

(27)

2. BÖLÜM: KAMUSAL SANATIN KAVRAMSAL DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

2.1 Kamusal Alan, Mekân ve Sanat ĠliĢkisi

Kamusal sanatı diğer sanatlardan ayıran en belirgin özellik sanatın kamusal mekânda gerçekleĢmesidir. Dolayısıyla kamusal sanat kavramı incelenirken öncelikle kamusal mekân ve sanat kavramlarının ayrı ayrı ele alınmalı ve aralarındaki iliĢki incelenmelidir. Bunun için öncelikle kamusal alan ve bu alanın fiziksel izdüĢümü olan kamusal mekân kavramlarının tartıĢılması, sonrasında ise sanatın kamusal mekânla kurduğu iliĢki incelenerek kamusal sanat kavramının ortaya çıkıĢının tartıĢılması gerekmektedir.

2.1.1 Kamusal Alan ve Kamusal Mekân

Güncel kamusal alan kavramının çıkıĢ noktası olarak kabul edilen “Kamusal Alanın Yapısal DönüĢümü” adlı kitabında (1962) Habermas kamusal alanın tanımını “özel Ģahısların, kendilerini ilgilendiren ortak bir mesele etrafında akıl yürüttükleri, tartıĢtıkları ve kamuoyu oluĢturdukları araç, süreç ve mekânların tanımladığı hayat alanı” Ģeklinde yapar. “Kamusal alan, toplumun ortak yararını belirlemeye ve gerçekleĢtirmeye yönelik düĢünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliĢtirildiği ortak toplumsal etkinlik alanıdır” diyen Habermas‟ın tanımından anlaĢıldığı gibi, kamusal alan fiziksel sınırları olan bir kavram değil, iĢlevsel bir kavramdır. Kamusallık yalnızca mekânla ilintili değil, günlük yaĢamda paylaĢılan her türlü deneyimi kapsar (Oktay, 2003).

KamusallaĢmak ise Richard Sennet‟e göre (1992) Batı Avrupa kentlerinde insanların belirli mekânlarda yoğun toplumsal iliĢkiler kurma olanaklarına sahip olmalarıdır. Günümüzde biliĢim teknolojilerine bağlı olarak geliĢen iletiĢim araçlarıyla birlikte, yeni iletiĢim olanakları ve dolayısıyla alanları doğmuĢtur. Ġnternet kullanımının toplum arasında hızla yayılmasıyla farklı bir kamusal alan oluĢmuĢ ve kavramının sınırları geniĢlemiĢtir.

Farklı boyutlarıyla incelenebilecek kamusal alan kavramı kentsel sosyoloji açısından bakınca demokrasinin merkezi ve bireysel geliĢimin esas öğesi olarak kabul edilir.

(28)

Bununla beraber demokratik tartıĢma ve uzlaĢmanın mekân ve koĢulları, iktidar sistemleriyle bozulmaktadır. Kamusal alan, medya, yeni denetim teknolojileri ve kentsel mekân düzenlemeleriyle sömürgeleĢtirilmektedir (Aksoy, 2007). Böylece tanımlanan ideal tip kamusal alanlar bozulmakta ya da toplumun her kesiminin temsiliyeti sağlanamamaktadır.

Kamusal mekân ise bir ayrım gözetmeden herkes tarafından ulaĢılabilen, kamusal alanın zeminini oluĢturan fiziksel mekânlardır. Bir diğer söyleyiĢle, kamusal hayatın içinde geçtiği, insanların hem birbirleriyle hem de yapılı çevreyle iliĢkiye geçtikleri yerlerdir.

Kamusal mekân kavramı kentlerin kurulmasıyla ortaya çıkmıĢ bir kavramdır. Fakat ne yazık ki toplumun tüm bireylerine açık ortak kullanım alanı olan kamusal mekânlar da, günümüzde -kamusal alanın bozulmasına paralel olarak- eski biraraya getiriciliğini kaybetmektedir. Sanayi Devrimi sonrası kentlerdeki büyüme, banliyölerin oluĢması ve Ģehir merkezlerinin iĢ alanlarına terk edilmesi sonucu kamusal yaĢam yok olma tehlikesiyle karĢılaĢmakta; bu da kamusal mekânın yapısının değiĢmesine yol açmaktadır (Sennet, 1994).

Kamusal mekân kavramı özel olmayan tüm mekânları kapsayan bir kavramdır. Özel ve kamusal mekânların kullanım oranı toplumların özel yaĢam ve kamusal yaĢama verdiği değere göre değiĢiklik gösterir. Bunun nedeni farklı inanıĢlar, ekonomik yapılar ya da politik güçler olabilmektedir. Günümüzde kültürel değiĢim, teknolojik ilerlemeler ve değiĢen politik ve ekonomik sistemlerin etkisiyle kamusal-özel yaĢam dengesi değiĢme eğilimi göstermektedir (Carr ve diğ., 1992). BaĢka bir deyiĢle, aynı toplum içerisinde de farklı zaman dilimlerinde kamusal alan, yaĢam ve dolayısıyla mekân farklı değerlere sahip olabilmektedir.

Mimarlık ve ġehircilik bilimlerinin daha çok üzerinde durduğu kavram ise açık kamusal mekânlardır. Açık kamusal mekânlar konut gibi özel mekânların dıĢında kalan meydanlar, sokaklar, parklar gibi insanların toplanabileceği, bir araya gelebileceği her yer olarak kabul edilir. “Kamusal alan” sisteminde mekân, yapılarla sınırlanan, kentlinin algılayabildiği ve kamusal yaĢamın geçtiği bir bütündür (BaĢtürk, 2000).

BaĢtürk‟e (2000) göre kamusal mekânlar, içinde bulunduğu tarihsel dönemi ve kültürü yansıtarak kamusal yaĢama ayna tutar. Diğer yandan ise, yapılı çevrenin

(29)

insan psikolojisine ve yaĢamına etkisi göz önünde tutulduğunda kamusal mekânlar, içinde geçen toplum yaĢamını Ģekillendirici etkiye de sahiptirler. Bu noktada kamusal mekânın tasarımı konusu toplum yaĢamını etkileyeceği oranda önem kazanmaktadır.

2.1.2 Sanat ve Kamusal Mekân

Sanat insan duyularına ve hislerine hitap etmek üzere yapılan bir ürün ya da süreçtir. BaĢka bir deyiĢle sanat kendini ifade etme ve dolayısıyla iletiĢme biçimidir. Bu yönüyle iletiĢimin esas olduğu kamusal alanla ve bu alanın zemini olan kamusal mekânla doğrudan iliĢki içerisindedir.

20.yüzyılın baĢında avangart hareketler kamusal alan ve güncel sanal arasındaki iliĢki konusunda tartıĢma baĢlatmıĢlardır. Bu tartıĢmanın devamında geleneksel anlamdaki estetikten öte arkasındaki fikrin veya kavramın çok daha önemli olduğu kavramsal sanat ortaya çıkmıĢtır. Estetik kavramı bu avangart akımlarla birlikte pek çok sanatçı ya da oluĢumun değiĢik yaklaĢımlar sunduğu bir kavram olmuĢ, hatta içerik ve süreç estetiğin önüne geçmiĢtir (Boynudelik ve Eğrikavuk, 2006).

Kavramsal sanatın öncüleri olarak kabul edilen Dadaistler salon sergilerine tepki olarak farklı kamusal sanat etkinlikleri gerçekleĢtirmiĢlerdir. Dadaistlerin yaptığı Cabaret Voltaire‟deki gösteriler, bu etkinliklerin ilk örnekleri olarak kabul edilir. 1960‟lı yıllarda ise Robert Simitsons, Dan Graham ve Gordon Matta-Clark gibi radikal sanatçılar, artık müze ve galerinin kamusal alanı yeterince temsil etmediği ve sanatın artık “beyaz kutu”nun (white box) dıĢına taĢınması gerektiğini savunmuĢlardır (Tan, Boynik, 2007).

Bazılarına göre geleneksel sanat galerileri, ilgilenenlerin ziyaretine açık olmaları itibarı ile kamusal mekân özelliğine sahiptirler. Öte yandan, bazılarına göre ise, kamusal alanın özelleĢtirilmesinin anlamı buralarda yapılan sanat iĢlerinin herkes için olması gerekmediğidir. (Sharp ve diğ.,2003)

Ortaya çıkan tartıĢmalar ve sanattaki değiĢimler sanatın kamusal alan ve mekânla kurduğu iliĢkiyi farklı bir boyuta taĢımıĢtır. Kamusal sanat hem kent meydanından internete, kamu alanında gerçekleĢen, hem de kamu ile iletiĢim pratiğinin ayrılmaz bir parçası olan sanat olmuĢtur; böylece artık sanatın rolü sanat yapıtıyla kamu arasında diyalog kurulması için bir alan sağlamaktır (Aksoy ve Ertürk, 2008). Sanat,

(30)

kamusal alanın içinde alternatif bir alan üretmeye çalıĢır; yani sanat kamusal alanın farklı imkânlara da açık olduğunu ima etmektedir (Tan, Boynik, 2007).

Kamusal mekânda yapılan sanat, asıl amacı kentsel mekânda estetik bir Ģekilde objeleri ve olayları harekete geçirmek suretiyle bir anlam yaratmak olan sosyal bir pratiktir (Remesar, 2001). Dolayısıyla kamusal sanat, kullanıcıları da dâhil olmak üzere mekânın tüm bileĢenleriyle iliĢkiye giren sanattır. Kamusal mekânda sanat olgusu, kamusal yaĢamdan ayrı olarak düĢünülemez (Mitchell, 1992) “Son otuz yılın baĢlıca eğilimlerinden biri, en mahrem kiĢisel alandan tutun da en genel siyasal alana kadar bütün bir hayatla sanatı yeniden bütünleĢtirmeye çalıĢmaktır” (Shiner, 2004). Sanat ve kamusal mekân arasındaki iliĢkiye sanat açısından bakıldığında kamusal mekân sanat için farklı iletiĢim olanakları sağladığı gibi, sanat da kamusal mekâna pek çok yönden olumlu katkılar sağlamaktadır. Bunlar mekân hissini güçlendirmek, tasarım kalitesini yükseltmek, imaj ve kimlik oluĢumuna katkı sağlamak olabilir. Böylece sanat ve kamusal mekân arasında karĢılıklı ya da çift yönlü bir iliĢki kurulmaktadır.

2.2 Kamusal Sanat

Yaygın ve yüzeysel bir anlayıĢla kamusal sanat, müze, galeri ya da evler gibi özel mekânların aksine, özgürce ulaĢılabilen mekânlarda yapılan sanat çalıĢmasıdır. Bunlar caddeler, parklar, meydanlar, bina cepheleri, kamusal yapıların ortak kullanım alanları gibi mekânlar olabilirler. Öte yandan kamusal sanat, sanat alanında yaĢanan değiĢimlere bağlı olarak, bugün geçmiĢe göre daha farklı anlamlar yüklenmektedir. Özellikle 21. yüzyılın ikinci yarısından itibaren pek çok farklı açıdan tanımlanan ve yorumlanan bir konu olmuĢtur.

Günümüzde sanat yapıtları artık dıĢ mekânların hiç sorgulanmayan öğeleri değildirler (Oktay, 2003). Buna bağlı olarak, bir sanat yapıtının basitçe kamusal mekâna yerleĢtirilmesinden öte, sorgulanan, sorgulayan, kamusal yaĢamla birlikte düĢünülen bir sanat kavramı ortaya çıkmıĢtır. Günümüzde kullanılan kamusal sanat kavramı da kamusal yaĢamın içinde düĢünülen bu sanat faaliyetlerine denk gelmektedir.

Kamusal sanat seyirci ile bütünleĢme ve bir mekân yaratma amacı ve isteği olan bir sanattır. Bu mekân -görsel ya da kurgusal- içinde insanların, toplumsal yapı üzerinde,

(31)

kamusal mekânların kullanımı üzerinde veya kendi davranıĢları üzerinde yenilenmiĢ bir yansıma yaratarak kendilerini ifade edebileceği alanlardır (Sharp ve diğ.,2003). Dolayısıyla, kamusal sanat sadece görsel olmak zorunda değildir. Duyusal anlamda, internet ya da televizyon gibi sanal mekânlarda da yapılaĢmıĢ alanlarda olduğu kadar ifade edilebilinir (Sharp ve diğ.,2003).

Kamusal sanatı özel alanlarda sergilenen sanattan ayıran belki de en önemli özellik eriĢilebilirliktir. Özel alanlarda sergilenen sanatın kendine özgü izleyici kitlesinin aksine, kamusal alanda sanat toplumun her kesiminden insanın katılımına açıktır. Dolayısıyla kamusal sanat kavramı aslında sanatın fiziksel bir kısıtlamadan çok, ulaĢılabilirliği ile ilgilidir (Rosa, 2002). Diğer bir deyiĢle, stüdyo sanatı özel bir sanat izleyicisi kesimi için, kamusal sanat ise daha geniĢ bir izleyici kitlesi için olarak görülebilir (Lacy, 1995)

Geleneksel kamusal sanatta, sanat objesiyle olduğu kadar sanatçı ile izleyici arasındaki diyalog da minimum düzeydedir (Blair ve diğ., 1998). Günümüzde ise kamusal sanat, klasik anlamdaki sanatçı – izleyici iliĢkisini sorgular ve arasındaki keskin sınırları ortadan kaldırır. Ġzleyici pasif bir öğe olmaktan çıkarak, sanatın ortaya çıkma sürecine dâhil olur. Hatta kimi zaman sanat, ancak izleyicinin katılımıyla ortaya çıkar. Kısaca, kamusal sanat izleyicisi ile birlikte bir anlam oluĢturur (Oktay, 2003). Böylece özel mekânlarda gerçekleĢtirilen sanat yapıtlarıyla izleyici arasındaki mesafe ortadan kalkar. Sanat yapıtı izleyicinin kendi kamusal mekânına taĢınarak, günlük yaĢamının bir parçası haline gelir (Jacob, 1995).

Geleneksel kamusal sanatta genellikle sanat objesi, mekân boyutu göz ardı edilerek yapılırken, günümüzde tartıĢılmakta olan kamusal sanat çoğunlukla yapıldığı mekâna özgüdür. Bu durum sanatın mekânla kurduğu iliĢkinin göstergesi sayılabilir. Yani bir diğer diyiĢle, kamusal sanat çevre ile olan aktif birlikteliktir.

Günümüz sanatının ön plana çıkan özelliği; geçmiĢ dönemlere kıyasla, bilim, felsefe, siyaset, psikoloji, sosyoloji gibi alanlardan daha çok beslenmesi, hatta bu alanlarla iç içe giren bir yapıda olmasıdır. Mekân, izleyici - sanatçı iliĢkisi, süreç ve sonuç gibi sanat problemlerini doğru okumanın ilk koĢulu da bu disiplinler arası yapıdan beslenmektir (Aksoy, 2007). Kamusal sanat da bu dönüĢüm sürecinden etkilenmekle birlikte, genellikle farklı sanat disiplinlerini içinde barındıran formlarda ortaya

(32)

çıkmaktadır. Bu durum, hem birbirinden farklı sanat ürünlerinin oluĢmasına hem de farklı etkileĢim biçimlerinin kullanılmasına olanak tanımaktadır.

Tüm bu sayılan özellikleri bir arada ya da kısmen barındırmasıyla kamusal sanat pek çok sanat akımıyla iliĢkide olan bir alandır. Bu akımlar kavramsal sanat (conceptual art), toplumsal sanat (community art), katılımcı sanat (participatory art), güncel sanat (contemporary art), yere özgü sanat (site-specific art), arazi sanatı (land art), çevre sanatı (environmental art), kent sanatı (urban art), sokak sanatı (street art), grafiti, duvar boyama (mural), karĢı sanat (anti-art), olay sanatı (happening) gibi sıralanabilmektedirler.

Bu sanat akımların bir ucunda öznel kararlarla gerçekleĢtirilen geleneksel kamusal sanat dururken, karĢı ucunda ise aktivist bir sanat olan yeni tip kamusal sanat (new genre public art) durmaktadır. Yeni tip kamusal sanat ilk olarak 1995‟te Lacy tarafından “farklı izleyicilerle, yaĢamlarını direk olarak ilgilendiren konularda, çeĢitli yollarla etkileĢime ve iletiĢime geçen ve temeli biraraya gelmeye dayanan sanat” olarak tanımlanmıĢtır.

Kamusal sanat, tanım gereği değiĢebilir ve birden fazla anlamı olması ile birlikte, sosyal ve endüstriyel alanlarda çalıĢan sanatçıların iĢlerini, 1960‟ların sonlarında baĢlayan toplumsal sanat projelerini ve mahallelerdeki duvar boyamaları gibi iĢleri içerir. Bu iĢler iĢçilerin, kadın hakları savunucularının, Orta Amerika‟daki ulusal özgürlük yanlılarından Kuzey Ġrlanda örneğine kendi seslerini televizyonlardan duyurmaktan yoksun kitlelerin kendilerini ifade etmek için kullandıkları eylemlerdir. Lacy‟nın (1995) tanımladığı “yeni tip kamusal sanat”ın kökeni bu eylemlere dayanır (Miles, 1997). AIDS, çevre kirliliği, sağlık sorunları gibi dönemin en tartıĢmalı konularını ele alan bu yeni kamusal sanat bu yönüyle aktivist bir sanattır (Blair ve diğ., 1998).

Yeni tip kamusal sanat Miles‟ın değimiyle (1997), sanatın enstitüler ve pazar tarafından metalaĢmasına karĢı bir tepkidir, modernizmin içindeki bireysel estetik anlayıĢını reddetmedir ve Marksizm, feminizm ve ekolojiden türeyen bir eleĢtirel gerçekçiliği yansıtır ki bunun anlamı, sanatçıların diğerleri için ve diğerleriyle birlikte, gelecekleri için sorumluluk üstlenerek hareket etmeleridir.

Yeni tip kamusal sanat için diğer çok önemli bir özellik ise sürekliliktir (Boynudelik ve Eğrikavuk, 2006). Burada süreklilikten kasıt yapılan iĢin sürekli ya da tekrar

(33)

tekrar yapılması değil, iĢin bir süreç içerisinde geliĢmesi ya da baĢlatıldıktan sonra katılımcıların iĢbirliği doğrultusunda iĢin devam etmesidir. Dolayısıyla ortaya çıkan nihaiyi üründen çok, sürecin -ki bu süreç yeni tip kamusal sanatta katılım kavramıyla özdeĢleĢmiĢtir- önem kazandığı bir sanattır (Sharp, 2007). Lacy‟e (1995) göre, kamu ve sanat kelimeleri arasında var olan Ģey, sanatçı ve izleyici arasındaki ne olduğu bilinmeyen iliĢkidir ki bu iliĢkinin kendisi bir sanat iĢi olabilir. Fakat bir yandan yeni tip kamusal sanatta sanatsal üretimin sosyal iliĢkisi vurgulanırken, diğer yandan sonuç ürün olarak sanat objesinin maddeselliği de reddedilemezdir (Sharp, 2007). Katılım kavramı yeni tip kamusal sanata bir izleyici olarak katılımın ötesinde, karar alma sürecine katılımdır. Bu anlamdaki bir katılım düĢünüldüğünde diyalog kavramı önem kazanmaktadır. Toplumsal yapı ile iliĢkide olan yeni tip kamusal sanat pratikleri görsel ve kültürel yapılar oluĢturmak için çok çeĢitli ve önemli fırsatlar sunar. Eğer süreç sonunda toplumsal yapı ile iletiĢmek için bir dialog bulursa, yaratılan sanat yapıtı toplumu tanımlayan veya toplumun kendini tanımladığı onun bir parçası haline gelir (Pollock ve Sharp, 2007).

Yeni tip kamusal sanatta farkındalık yaratmak sanatçının ve sanatın temel iĢlevlerinden biridir (Boynudelik ve Eğrikavuk, 2006). Sanatçının görevi izleyicinin çevresinde olup biten fakat üstü çeĢitli nedenlerle örtülmüĢ pek çok durumu fark etmesini sağlamaktır. Bunu yaparken de, bu var olan durumları seyircinin gözüne sokmak yerine, seyircinin durumu keĢfetmesini sağlayacak araçlar sunmayı tercih eder (Boynudelik ve Eğrikavuk, 2006). BaĢka bir deyiĢle yeni tip kamusal sanatın iĢlevi ima etmektir (Pollock ve Sharp, 2007). Yeni tip kamusal sanatta, diğer insanların yaratıcılığının ortaya çıkması için katalizör görevi üstlenen sanatçının politik hayal gücü belki de bir çizim yeteneği kadar değerlidir (Miles,1997).

Diğer önemli bir tartıĢma konusu ise sanatın hitap ettiği kesimdir. Çok kültürlü toplumlarda sanat iĢlerinin estetik beğeni düzeyi, toplumun farklı kesimlerine göre farklılıklar göstermektedir. Yeni tip kamusal sanat toplumun farklı kesimlerine ulaĢabilme özelliği ile aynı anda farklı kesimlere hitap edebilmektedir (Lacy, 1995). Bunun için, yeni tip kamusal sanat sınıfsal bir ayrım gözetmeden her kesimin sorunlarına ilgi duyabilmelidir. Fakat ekonomik ve sosyal bakımdan daha az geliĢmiĢ kesimlerde daha çeĢitli konu bulması ve daha kolay iletiĢime geçebildiği bir gerçektir (Boynudelik ve Eğrikavuk, 2006).

(34)

Bir uçta geleneksel kamusal sanatı, diğer uçta ise yeni tip kamusal sanatı içinde barındıran kamusal sanatın yukarıda sıralanan ve tanımını oluĢturan tüm özellikleri ġekil 2.1‟de özetlenmektedir. Tez kapsamında incelenen kamusal sanat belirtilen tüm bu özellikleriyle birlikte geniĢ bir yelpazeye yayılan sanat çeĢididir.

ġekil 2.1 : Kamusal sanatın özellikleri. 2.3 Kamusal Sanatın Tarihsel GeliĢimi

II. Dünya SavaĢı‟ndan itibaren Avrupa ve Amerika‟da Ģehirlerin yeniden yapılanması ve güzelleĢtirilmesi konusu önem kazanmıĢtır. Bu süreçte kamusal sanat sadece estetik açıdan değil, kentsel yenilemeye katkısı açısından da savunulmaya baĢlanmıĢtır (Hall, Robertson, 2001). Buna bağlı olarak kimi ülkelerde daha yerel yönetim ölçeğinde, kimilerinde ise merkezi hükümetlerce sanat konseyleri oluĢturulmuĢtur. Sanat konseyleri yerel sanatçıları desteklemek, sanat ödülleri dağıtmak, yurt içinde ve yurt dıĢında sanatsal gösterilerin yapılması ve desteklenmesi gibi görevleri üstlenmiĢlerdir. Bu konseyler herhangi bir politik görüĢten bağımsız, kar amacı gütmeyen organizasyonlar olarak çalıĢmaktadırlar.

Sanat konseylerinin de içinde bulunduğu, kamusal sanatı destekleyen organizasyonlara genel olarak bakıldığında merkezi yapılanmadan çok yerel yapılanmanın olduğu gözlemlenmektedir. Özellikle Ġngiltere ve Amerika‟da sıkça rastlanan yerel organizasyonların ortak hedefleri kentsel kamusal mekânları sanat aracılığıyla kuvvetlendirmek, ulusal boyutta kentlerin tanınmasını sağlayarak ziyaretçi çekmek ve kentin ekonomik anlamda kalkınmasını sağlamaktır (Bayram, 2007). Dolayısıyla bu organizasyonlar danıĢmanlık, küratörlük, proje üretimi, sanatçı

KAMUSAL SANAT ELEġTĠREL ERĠġĠLEBĠLĠR KATILIMCI SÜREKLĠ KATALĠZÖR FARKINDALIK YARATAN ÇOK KÜLTÜRLÜ YERE ÖZGÜ DĠSĠPLĠNLER ARASI

(35)

desteği, konsept çalıĢması, koruma ve bakım, eğitim programları, yarıĢma organizasyonlari ve finansman desteği gibi konularda hizmet vermektedirler (Bayram, 2007).

Sanat organizasyonlarına ek olarak, özellikle ikinci dünya savaĢından sonra Avrupa‟daki pek çok ülke ve ardından ABD, Avustralya ve Kanada „Sanat için Pay‟ (Percent for Art) stratejisini benimsemeye baĢlamıĢtır (Hamilton ve diğ., 2001). Bu politikaya göre yeni geliĢme alanlarının bütçelerinden belli bir pay kamusal sanatı desteklemek için ayrılmıĢtır.

„Sanat için Pay‟ fikri Fransa‟da 1936 yılında doğmasına rağmen, yasalaĢması 1951 yılında gerçekleĢmiĢtir. Eski Batı Almanya‟da ise „Yapılarda Sanat‟ (Art in Buildings) adı altında benzer bir program uygulanmıĢtır. Ġlerleyen zamanda „Sanat için Pay‟ uygulaması Avrupa‟da hızla yaygınlaĢmıĢ ve Belçika, Fransa, Hollanda, Norveç ve Ġsveç tüm kamu projelerinin bütçelerinden % 1 pay ayırırken, Ġtalya ve Almanya bu payı % 2‟ye kadar yükseltmiĢtir (Hamilton ve diğ., 2001). ABD‟de ise 80‟in üzerinde Ģehir ya da devlet otoritesi „Sanat için Pay‟ giriĢimlerini zorunlu tutarken 20‟si ise isteğe bağlı bırakmıĢtır. ABD Ģehirlerinde bütçelerden ayrılan paylar % 0.2‟den baĢlayarak % 2‟ye kadar çıkmaktadır (Hamilton ve diğ., 2001). Britanya‟da ise ilk olarak 1988‟de Ġngiltere, Ġskoçya ve Welsh Sanat Konseyleri tarafından „Sanat için Pay‟ politikası kabul edilmiĢtir (Hall ve Robertson, 2001). Bu politikalar sonucu olarak kamusal sanat projelerinde ve kamusal sanat projeleri yapan yerel yönetimlerde ciddi artıĢ gözlemlenmiĢtir. Üstelik pek çoğu bünyesinde kamusal sanat uzmanları ya da farklı ajanslar çalıĢtırmıĢtır (Hall, Robertson, 2001). Buna bağlı olarak konseyler ve sanatçılar arasında rol oynayan pek çok bağımsız ajans kurulmuĢtur. Bu politikaların sonucu olarak Avrupa ve ABD‟deki çoğu kamusal sanat çalıĢması kamu kurumları tarafından maddi olarak desteklenmektedir (Miles, 1997).

„Sanat için Pay‟ uygulamasının çeĢitli Avrupa ülkelerinde olumlu yankıları olmuĢtur. Örneğin 1991‟de Britanya Sanat Konseyi uygulamanın sonuçlarını Ģu Ģekilde açıklamıĢtır (Hamilton ve diğ., 2001):

Daha zengin bir görsel çevrenin yaratılması,

Daha iyi bir fiziksel çevrenin sosyal ve ekonomik çevrenin geliĢmesine yardım etmesi,

(36)

Güncel sanat ve zanaata daha geniĢ bir çevrenin ulaĢabilmesi, Sanata olan desteğin ve sanatçıların iĢ olanaklarının artması.

Buna karĢın „Sanat için Pay‟ politikasına çeĢitli ülkelerde ciddi eleĢtiriler de doğmuĢtur. Eğitim, sağlık ya da sosyal projeler dururken sanat için kaynak ayrılması pek çok kiĢinin ve kurumun tepkisini çekmiĢtir. Diğer taraftan yerel yönetimlerin kamusal sanatı, sosyal, kültürel veya ekolojik hayata zarar veren kentsel yenileme veya geliĢme çalıĢmalarında uygulanması da çeĢitli eleĢtirileri beraberinde getirmiĢtir (Hall, Robertson, 2001).

Kamusal sanat tartıĢmalarında tarihsel bir değeri olan ve belki de bu tartıĢmaların dönüm noktası sayılabilecek proje Richard Serra‟nın 1981‟de New York Federal Plaza için tasarladığı “Tilted Arc” çalıĢmasıdır. ÇalıĢma ve karĢı tepkiler o kadar tartıĢılmıĢtır ki, sonraki sanat çalıĢmaları kimi zaman “post - Tilted Arc” olarak anılmıĢtır (Sharp, 2007). ÇalıĢmada Richard Serra, Federal Plaza‟nın ortasına yaklaĢık 36 metre uzunluğunda ve 3,5 metre yüksekliğinde paslanmıĢ çelik bir levha yerleĢtirip, hem yatayda hem de dikeyde yükselerek alanı iki parçaya ayırmıĢtır. Böylece iki hükümet binasının kesiĢmesinden oluĢan arıtılmıĢ ve yabancılaĢmıĢ meydana, yani modernist Ģehir mekânının burjuva bürokrasisine meydan okumak istemiĢtir (Sharp, 2007).

ġekil 2.2 : Tilted Arc, Richard Serra, 1981, New York City.

(37)

YerleĢtirme kamuoyunda çok ses getirmiĢ ve çeĢitli tartıĢmalara neden olmuĢtur. Mekânın kullanıcıları tarafından çok kasvetli ve zevksiz bulunmuĢ, üstelik alanı kullanıĢsız hale getirdiği düĢünülmüĢtür (Sharp, 2007). TartıĢmalar sonucu çalıĢma 1989 yılında mahkeme kararıyla kaldırılmıĢtır ve bu tarih, geç dönem modernist sanatın çöküĢü olarak simgeleĢmiĢtir (Miles, 1997). Bu süreçte pek çok uygulaması görülen, sanat yapıtının çevresiyle etkileĢimde bulunmadan kamusal alana „paraĢütle indirilmesi‟ konusu ve bunun zıttı olarak sanat üretim sürecine katılım kavramları tartıĢılmıĢtır. “Tilted Arc” tartıĢmalarından çıkarılacak sonuç, tamamen özgür bir düĢünceyle ĢekillenmiĢ sanatın, diğer insanlarla ya da bir toplulukla iliĢkide olmaksızın kamusal alana yerleĢtirilmesi de, kendi çıkarı haricinde baĢka herhangi bir Ģeyle ilgilenmesi de kamu yararını destekleyebileceğidir (Gablik, 1995).

Maya Lin‟in çalıĢması “Vietnam Veteran Memorial” ise belirli sosyal ya da etnik grupların yaĢadığı adaletsizliğe dikkat çekmesiyle kamusal sanata olan ilginin artmasında tarihsel öneme sahip baĢka bir örnektir (Blair ve diğ., 1998). 1982‟de Washington, DC‟ye yerleĢtirilmiĢ olan anıtın üzerinde 1959-1975 yılları arasında Vietnam SavaĢı‟nda ölen 58.000 Amerikalı askerin ismi yazılıdır. Anıtın varlığı, savaĢın bıraktığı birtakım yaraları sarmak, hafızalardaki travmaları iyileĢtirmek ya da toplumsal bir katarsis yaĢatmak olarak yorumlanabilmektedir. Fakat ne olursa olsun anıtın her daim kendisini ziyaret eden bir kitle yaratabildiği gözden kaçırılmamalıdır (Miles, 1997).

ġekil 2.3 : Vietnam Veteran Memorial, Maya Lin, 1982, Washington DC. (http://thewall-usa.com/gallery.asp)

Bugün gelinen noktada kamusal sanat kent planlama ve tasarımının bir parçası olarak görülmektedir. Yapısal çevrenin kalitesini arttırmaya, görsel sanatlara olan farkındalığı arttırmaya ve kamunun eriĢimini sağlamaya, ekonomik yenilemeyi

(38)

tetiklemeye, özellikli alanlarda pozitif bir kimlik yaratmaya ve yaĢanılan yerden duyulan gururu arttırmaya katkılarından dolayı kamusal sanat kentsel tasarım alanında yoğunlukla savunulan bir eylem alanı olmuĢtur (Hall, Robertson, 2001). Miles‟ın da belirttiği gibi, kentsel tasarım ve sanat alanları birbirlerini tanımlayan ve aynı zamanda sorgulayan dinamik bir yapı oluĢturmaya baĢlamaktadırlar (Miles, 1997).

2.4 Türkiye’de Kamusal Sanat

Türkiye coğrafyası geleneksel kültüre bağlı nedenlerden dolayı (özellikle dinsel) kamusal sanat ürünlerinden çağlar boyunca neredeyse tümüyle soyutlanmıĢtır (Kurt, 2007). Ancak klasik anlamda kamusal sanat denilince ilk akla gelen çeĢit olarak heykel sanatı zaman zaman kamusal mekânlarda kendini göstermiĢtir. Osmanlı döneminde Batılı biçimlerde heykel örnekleri Tanzimat‟tan sonra görülmeye baĢlamıĢ, fakat kalıcı sonuçlar elde edilememiĢtir.

Cumhuriyet‟in ilanı ile birlikte ulus-devlet yaratma süreci baĢlamıĢ, kamusal alanlar bu ideolojiye hizmet edecek Ģekilde planlanmıĢtır. Bu süreçte heykel sanatı diğer sanatlardan daha ön plana çıkmıĢtır. Sanat kavramının devrim ideolojisinin bir aracı haline gelmesi ile heykel sanatı anıtla, özellikle de Atatürk anıtlarıyla özdeĢleĢtirilmiĢtir. Bunun sonucu olarak kamusal alanda sanat estetik kaygılardan arındırılmıĢ ve anıt düzeyinde kalırken, serbest sanatlar ise müzelerde ve galerilerde kapalı kalmıĢtır (Kurt, 2007).

Kamusal sanat konusunda çağdaĢ estetiğe geçiĢte önemli bir geliĢme 1973‟de Cumhuriyet'in 50. yılını kutlama etkinlikleri kapsamında Ġstanbul'a 20 adet heykelin yerleĢtirilmesi ile olmuĢtur (Pelvanoğlu, www.sanalmuze.org). Fakat bu heykellerin büyük bir çoğunluğu tahrip edilmiĢ veya kaldırılmıĢ, günümüzü çok azı kalmıĢtır. Ġkinci önemli adım, 1992–93 yılında, Nurettin Sözen'in belediye baĢkanlığı döneminde Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi tarafından "Açık Alanlara Üç Boyutlu ÇağdaĢ Sanat Yapıtları YerleĢtirme Etkinliği"dir. Amaç Ġstanbul'u çağdaĢ bir kent yaĢamı anlayıĢı içinde ve kültürel geliĢimine koĢut düzeyde sanat ürünleri ile donatmaktır (GöktaĢ, 1998). Teslim edilen 55 projeden 10'u seçilmiĢ ve uygulanmıĢtır. Üçüncü adım ise, 1994 yılında gerçekleĢtirilen "Ulusal KurtuluĢ SavaĢımızdan Günümüze Laiklik ve Demokrasi ġehitleri Anıt Parkı Yontuları" etkinliğidir.

(39)

ġekil 2.4 : Açık Alanlara Üç Boyutlu ÇağdaĢ Sanat Yapıtları YerleĢtirme Etkinliği, Sevgi Ve Barış Anıtı, Prof. H. Karayiğitoğlu ve G. Karayiğitoğlu, 1993, Ġstanbul.

(http://www.dostyakasi.com/forum/heykeltraslar/4071-turk-heykeltraslar.html) Bu üç etkinliğin ortak noktaları onların, Türkiye‟de kamusal alanda çağdaĢ sanata geçiĢte milat olarak kabul edilmesine yol açmıĢtır. Her üç etkinlik de devlet tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir, yani iĢin içinde bürokrasi bulunmaktadır. Fakat ortaya konan yapıtlar, anıtlarda olduğu gibi propaganda amacını gütmemektedir ve yine anıtların büyük çoğunluğunda olmayan bir Ģeye sahiptir: "Estetik" (Pelvanoğlu, www.sanalmuze.org).

Kamusal sanat adına yapılmıĢ bu etkinlikler birer öncü niteliği gösterseler de kamusal alanda sanat algısının değiĢtirmeye yetmemiĢlerdir. Dahası kamusal alanda sanat kavramı heykel sanatı ile sınırlı kalmıĢtır. Bir yandan EskiĢehir belediye baĢkanı Yılmaz BüyükerĢen‟ın kiĢisel ilgisinden dolayı kenti heykellerle donattığı görülürken, diğer yandan Kars belediye baĢkanı Nevzat BozkuĢ kiĢisel politik görüĢlerinden dolayı Karsın tarihi çeĢmelerindeki çıplak kadın heykellerini kaldırttığı bilinmektedir (www.milliyet.com.tr, 15.06.2009). Bu durum Türkiye‟de heykel sanatıyla sınırlı kalan kamusal sanat anlayıĢının da kiĢisel tercihlerden öteye gidemediğinin göstergesidir. Ancak 90‟lı yılların sonundan itibaren estetik anlayıĢının değiĢmesine bağlı olarak Türkiye‟de de, ıĢık yerleĢtirmeleri, panolar, ıĢıklı yazılar, performanslar heykel anlayıĢının yerine yerleĢmiĢlerdir. Bu heykel anlayıĢının bittiğini veya aĢıldığını göstermez, ancak kamusal mekân diye adlandırılan alanlardaki iĢlerin estetik rejimlerinin değiĢmiĢ olduğunu gösterir (Akay, 2007).

(40)

2002 yılında ġiĢli Belediyesi‟nin katkılarıyla gerçekleĢtirilen NiĢantaĢı Yaya Sergileri etkinliği kamusal sanat olarak Türkiye‟de görülen ilk büyük proje sayılmaktadır. Fulya Erdemci‟nin küratörlüğünü yaptığı, 38 mimar, sanatçı ve tasarımcının katıldığı ve 46 projenin sergilendiği etkinlik, kent sokaklarında, bina cephelerinde, kaldırımlarda, kafelerde, dükkân vitrinlerinde kentin bir parçası olarak, günlük yaĢamın içinde izleyici karĢısına çıkmıĢtır (www.yayasergileri.org). Etkinliğin yoğun ilgi görmesi sonucu NiĢantaĢı semti takip eden yıllarda benzer etkinliklere ev sahipliği yapmıĢtır.

ġekil 2.5 : NiĢantaĢı Yaya Sergileri, Penguen Adası: Fuat and Murat ġahinler, PVC Balonlar: L.Cecchini, 2002, Ġstanbul.

(http://www.arkitera.com/eventfile.php?action=displayEventFile&ID=85&year=&aI D=1882#)

Sergi etkinliklerinin yanı sıra sokak tiyatroları, dans gösterileri, grafiti çalıĢmaları ve müzik atölyeleri ve çeĢitli alternatif sanat etkinlikleri de Türkiye‟nin büyük

kentlerinde, özellikle de Ġstanbul‟da görülmeye baĢlanmıĢtır. Yeni tip kamusal sanat olarak tanımlanan ve Türkiye‟deki ilklerden biri olan önemli bir diğer proje ise Özge Açıkkol, GüneĢ ġavaĢ ve Seçil Yörsel‟in 2000 yılından itibaren yürüttükleri Oda Projesi‟dir. Galata‟da bir dairenin odasını çeĢitli sanatçılara ve mahalleliye açan grup kendi deyimleriyle “mahallede yaĢayanlarla uzun soluklu bir iliĢki içinde sanat üretimlerinde” bulunmuĢlardır (www.odaprojesi.org). Oda Projesi Sanatçıların o mahalleye davet edilmesi fikrinden yola çıkan proje 2005 yılından itibaren mekânsız olarak devam etmektedir.

(41)

ġekil 2.6 : Oda Projesi, Ġstanbul. (http://www.odaprojesi.org/)

Kendilerine Pangaltı‟da bir mekân seçen benzer bir örnek ise Pist adlı oluĢumdur. Didem Özbek ve Osman Bozkurt adlı sanatçılar Pangaltı‟da mahalle sakinleriyle etkileĢime geçen projeler yapmakta, pek çok uluslararsı sanatçıyla iĢbirliği yapmakta, disiplinler arası proje mekânı olarak adlandırdıkları yerlerinde deneysel sanatçılara mekân sağlamakta ve sanatın kamusal alana yayılmasını desteklemektedirler (www.pist.org.tr).

ġekil 2.7 : Pist, Ġstanbul.

(http://www.arkitera.com/s41-didem-ozbek-ve-osman-bozkurt.html)

Kamusal sanatın önemli bir noktası olan sivil alanlarda çeĢitli toplumsal gruplarla sanat projeleri gerçekleĢtirmek ise, yoğunluklu olarak yeterli olmasa da yine 1990‟lı yılların sonlarında Türkiye‟de ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır (Tan, Boynik, 2007). Zeytinburnu ve Sulukule‟de çocuklarla sokak tiyatroları gerçekleĢtirmek, TarlabaĢı‟nda kadınlarla resim atölyesi ve çocuklarla fotoğraf atölyesi yapmak bunlardan bazılarıdır. Bu sosyal projelerdeki amaç toplumun ayrımcılığa uğramıĢ, ötekileĢtirilmiĢ ya da marjinalleĢmiĢ kesimlerinin sanat yoluyla kendilerini ifade edebilmelerini sağlamaktır.

(42)

Ne yazık ki, izleyicisiyle ve de içinde bulunduğu ya da kendisini konumlandırdığı ortam ve mekânla iliĢkisini sorgulayan sanat uygulamalarının Türkiye‟deki karĢılığı yeterli derecede görülmemektedir (Tan, Boynik, 2007). Bunun baĢlıca nedenlerinden biri bu tür sanat projeleri için gerekli maddi imkânların olmamasıdır. GeliĢmiĢ ülkelerdeki kamusal sanat projelerini destekleyen kurumsal bir altyapı ya da geliĢmiĢ bir sanat piyasasının bulunmayıĢı maddi imkânları sınırlamaktadır. Diğer önemli bir neden ise genel bir toplumsal sorun olan sivil giriĢimin ve sivil talebin güçlü olmamasıdır (Tan, Boynik, 2007). Dolayısıyla, kendi-inisiyatifli (self-initiation) projeler yeterli derecede üretilememekte ve kamusal alanda sanatsal üretim geliĢememektedir.

(43)

3. BÖLÜM: KAMUSAL SANAT UYGULAMA ALANLARI VE ÇEġĠTLERĠ

3.1 Kamusal Sanatın Uygulama Alanları

Yapılan araĢtırmalara bakıldığında kamusal sanatın bir araç olarak kullanılması konusu sıklıkla vurgulanmaktadır. Ne aracı olduğu ya da ne için kullanıldığı konusu düĢünüldüğünde ise ortaya çıkan nedenler beĢ ana baĢlıkta sınıflandırılabilmektedir. Bunlar mekânsal tasarım, toplumsal müdahale, politika, sanat ve kültür endüstrisidir. Kamusal sanat mekânsal tasarım aracı olmasıyla kentsel tasarım çalıĢmaları, toplumsal müdahale aracı olmasıyla kentsel dönüĢüm projeleri, politika aracı olmasıyla aktivist eylemler, sanat aracı olmasıyla eğlence kültürü ve bir endüstri aracı olmasıyla ekonomik geliĢme alanlarında kullanılmaktadır (ġekil 3.1).

ġekil 3.1 : Bir araç olarak kamusal sanat ve kullanıldıgı alanlar. 3.1.1 Kentsel Tasarım ÇalıĢmalarında Kamusal Sanat

Kentsel tasarım projeleri arkasındaki en önemli itici güçlerden biri kamusal mekânların ortaya çıkarılmasıdır (Carr ve diğ., 1992). Dolayısıyla kamusal mekânı ilgilendiren her konu ve her disiplin kentsel tasarımın da ilgi alanı haline gelmiĢtir. Günümüzde kentsel tasarım ve planlama konuları sadece fiziksel mekâna yapılan basit bir müdahale olarak görülmemektedir. Fiziksel mekâna yapılan her türlü müdahalenin arkasında sosyal kimliğe yapılan bir müdahale olduğu gerçeği kabul edilmektedir. Eğer Ģehir bütün sosyal gruplarla birlikte yaĢanan bir yer ise, kamusal mekân da sosyal etkileĢimin geliĢtiği, Ģehir kimliğinin ön plana çıktığı, aidiyet ve

ARAÇ ALAN  TASARIM  MÜDAHALE  POLĠTĠKA  SANAT  ENDÜSTRĠ  KENTSEL TASARIM  KENTSEL DÖNÜġÜM  AKTĠVĠST EYLEMLER  EĞLENCE KÜLTÜRÜ  EKONOMĠK GELĠġME 

(44)

sosyal birliktelik hissini geliĢtiren kamusallaĢma sürecinin gerçekleĢtiği sahnedir (Remesar ve diğ., 2002). Dolayısıyla kentsel ölçekteki çalıĢmaların içine dâhil olan sanat aktiviteleri fiziksel, görsel katkılar kadar, toplumsal yaĢama yaptığı katkılar dolayısıyla da üzerinde durulan bir konu olmuĢtur.

Hem kentsel tasarımın hem de kamusal sanatın ortak amacı mekân için bir anlam üretmektir (Remesar ve diğ., 2002). Dolayısıyla her ikisi de kamusal mekânlarla ilgilenmektedirler. Farklı ölçekteki kamusal mekânların problemlerini tanımlamak ve çözüm yolu geliĢtirmek ortak konularıdır. Bu süreçte kentsel tasarım ve kamusal sanat birbirlerinden beslenerek var olurlar. Kentsel tasarım çalıĢmalarında kullanılan kamusal sanat artistik ve kentsel değerin korunması, geliĢtirilmesi ve kentsel mekânda kiĢiler arası iletiĢimin ve insan çevre etkileĢiminin olumlu hale getirilmesinde kullanılan bir araçtır. Kamusal sanat ise çoğunlukla çeĢitli aktiviteleri oluĢturmak için bir katalizör olarak planlama aĢamasında tasarım stratejisine dâhil edildiği sürece etkili olabilmektedir (public art and amenities: art in public spaces, www.pps.org). Her iki pratiğin sonucu ise hem kamusal mekâna hem de kamusal alana yapılan müdahale olarak ortaya çıkmaktadır.

Yirmi yılı aĢkın süredir devam eden kamusal mekân tartıĢmalarının ana merkezi kamusal mekânların göz ardı edilmesi ve özelleĢtirilmesi olmuĢtur (Townshend, Madanipour, 2008). Son yıllarda kentlerdeki yatırımların geniĢ arazileri ve kaynakları tüketen büyük ölçekli projelere kaymasıyla konut bölgelerindeki küçük ölçekli kamusal alanlara olan ilgi azalmaktadır (Alves, 2007). Yönetim eksikliği ve bakımsızlıktan dolayı kent içerisindeki bu alanlar terk edilme ve kullanılmama sürecine girmiĢlerdir. Bu durum kent parçalarının kimlik kaybını hızlandıran bir etmen olarak görülmektedir. Oysaki kentsel kamusal mekânlar Ģehirlerin geliĢmesinde ve bütünleĢmesinde büyük önem taĢımaktadırlar. Genel olarak kültür ve özelleĢmiĢ olarak sanat, kentsel kamusal mekânların kalitelerinin arttırılmasında ve değiĢimini tetiklemede önemli rol oynarlar (Alves, 2007).

Kamusal sanat kentsel tasarım çalıĢmalarının içerisinde dâhil edildiğinde, mekân tasarımının bir parçası haline geldiği için çoğunlukla yere özgü (site-specific) ve kalıcı ürünler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tür uygulamalarda, sanatın yere kimlik kazandırdığı kadar, yer de sanata anlam katmaktadır (Chang, 2008). Ayrıca bu ürünler, çoğunlukla kentsel tasarımcı ve sanatçının birlikte çalıĢmasının ürünüdür.

(45)

Kamusal mekânların tasarımına ve kalitesini arttırmaya yönelik olarak hazırlanan kentsel tasarım rehberleri de kamusal sanat konusuna ağırlık vermektedirler. Bu rehberlerde kamusal sanat ürünleri Ģehrin mimarisinin bir parçası olarak ele alınmıĢ ve desteklenmiĢtir. Kentin karakterini yansıtan, yönlendirmeyi güçlendiren, kamusal mekânları vurgulayan, Ģehrin görsel kalitesini arttıran sanat ürünleri için yol gösterici önerileriler geliĢtirilmiĢtir. Sanatçının tasarım ve planlama süreçlerine dâhil edilmesi, böylece farklı disiplinlerin birlikte çalıĢmaları mekân kalitesini arttırmanın etkili bir yolu olarak vurgulanmıĢtır. Kamusal sanatı yeni geliĢme alanlarında ve yatırımlarda göz önünde bulundurmak, Ģehir mobilyalarını bu gözle değerlendirmek ve hatta köprü, otopark gibi altyapı projelerinde kamusal sanat ürünlerine yer vermek tavsiye edilmiĢtir.

Sanat projeleri için belirli bir fon oluĢturan yerel yönetimlerin bulunduğu ülkelerdeki ve özellikle Amerika‟daki kentlerde, planlı bir geliĢtirme amacıyla kamusal sanat mastır planları hazırlanmaktadır. Bu planlarda kentin sanat konusundaki vizyonu belirlenerek, kısa, orta ve uzun vadede yapılması planlanan kamusal sanat etkinliklerine yer verilmektedir. Toplumsal farkındalığı arttırmaya ve katılım sağlamaya yönelik stratejiler geliĢtirilmesinin yanında, planlanan projeler için aktörler ve sorumluluk alanları belirlenmektedir. Buna ek olarak uygulanacak kamusal sanat projelerinin çeĢitleri, pozitif etkileri, maliyetleri, maddi kaynakları, bakımları, uygulanabilecekleri alanlar ve süreçteki olası hatalar belirtilmektedir. Ayrıca planların pek çoğunda kamusal sanat programları geliĢtirilerek, ürünlerin yerleĢtirileceği alan ve sanatçı seçimi süreçleri ve yöntemleri tanımlanmıĢtır. Kimi planlarda ise kentte yapılmıĢ olan çalıĢmalar değerlendirilmeye tabi tutulmuĢ ve geleceğe yönelik tavsiyeler verilmiĢtir (Public Art Master Plan for the City of Ashland, 2007, Edmonton Public Art Master Plan, 2008, Norman Y. Mineta San José International Airport, Public Art Master Plan, 2004, Middleton Public Art and Design Master Plan, 2009, The University of Texas at Austin Public Art Master Plan, 2008, A Public Art Plan for Downtown Klamath Falls, 2002).

Kamusal sanatın kent tasarımına dâhil edilmesi, kentsel tasarımın çok çeĢitli uygulama alanları ile gerçekleĢtirilebilmektedir. 2004 yılında Lizbon‟da kentsel aydınlatma üzerine yapılan Luzboa04 etkinliğinde, kentsel tasarımın bir parçası olan aydınlatma konusu ele alınmıĢ ve çeĢitli tasarımcı ve sanatçıların katılımıyla bir kamusal sanat festivali gerçekleĢtirilmiĢtir. Alves‟e göre (2007) kamusal alanları

(46)

güçlendiren sanat objesi olarak ıĢık, hem kentsel alanların dönüĢümünde hem de kamusal alanların yeniden canlandırılmasında bir araç olarak kullanılarak önemli bir rol üstlenebilmektedir. Dolayısıyla Luzboa04 etkinliğinin hazırlanma sürecinde kentsel aydınlatma tasarımı konusunda atölyeler düzenlenmiĢ ve Ģehri sembolik ve çevresel olarak yenileyecek, yaĢam kalitesini arttırmaya yönelik kentsel tasarım örnekleri geliĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu tasarımlardan biri olan Alfama bölgesindeki tarihi arkların güvenlilik hissinin arttıracak bir Ģekilde aydınlatılması projesi ise uygulanmıĢtır (Alves, 2007).

ġekil 3.2 : Luzboa04, Family Idea, Fete, Ron Haselden, 2004, Lizbon. (http://www.luzboa.com/2004/2004.html)

Kent tarihinin kamusal sanat çalıĢmalarıyla bir kentsel tasarım sürecine dâhil olmasını gösteren bir uygulama ise Ġngiltere‟nin Coventry Ģehrinde gerçekleĢmiĢtir. II. Dünya SavaĢı sırasında tarihi merkezi büyük ölçüde zarar görmüĢ olan Ģehrin belediyesi 1997 yılında üç katedral ve bir müzeyi birbirine bağlayacak bir kentsel tasarım yarıĢması açmıĢtır. YarıĢmayı MacCormac Jamieson Prichard yaya alanlarının sürekliliğini sağlayan ve içinde sekiz tane kamusal sanat yerleĢtirmesi barındıran bir projeyle kazanmıĢtır. Tasarımın amacı kentin bin yıllık tarihiyle yeni tasarlanan kamusal mekânları birbirine bağlamaktır. Bir yandan arkeologlarla birlikte kazı çalıĢmaları yapılıp çıkan eserler sergilenmiĢ, bir yandan ise kentin tarihi kamusal alanlarda anlatılmıĢtır. BaĢka bir alanda ise Coventry‟de oturanların anıları kaydedilip, ses yerleĢtirmeleri yapılarak yayınlanmıĢtır. Bir tarafta Coventry‟de doğmuĢ olan uçak motorunun mucidine adanan Whittle Arc yerleĢtirmesi görülebilirken, diğer tarafta katılımcıların isimlerinin yazılı olduğu kırmızı plakalarla

(47)

süslenmiĢ yaklaĢık 44 metre uzunluğunda buluĢmaları karĢılaĢmaları anımsatan bir bank görülebilmektedir (Ryan, 2006).

ġekil 3.3 : The Whittle Arch, MacCormac Jamieson Prichard, 1997, Coventry. (http://www.betterpublicbuilding.org.uk/finalists/2004/glassbridge/)

Bir kentsel geliĢme projesinin parçası olarak uygulanmıĢ bir çalıĢma ise Japonya‟da gerçekleĢmiĢtir. Tokyo`nun doğu Shinjuku bölgesinde 1995 yılında I-Land adında çoğunluğu ofis ve çarĢı kullanımı olan prestijli bir kentsel geliĢme projesi tamamlanmıĢtır. Japonya‟da birçok belediye, özel giriĢimcilerin kentsel tasarım projelerinde kamusal sanat için alan ve bütçe ayrılması yönünde kararlar almasına rağmen, uygulama tavsiye niteliğinden öteye gitmemiĢ ya da yerel yöneticiler çoğunlukla bu uygulamayı göz ardı etmiĢlerdir. I-Land projesiyle birlikte ilk defa Fumio Nanjo küratörlüğünde çok sayıda uluslararası sanatçının katılımı ile çeĢitli sanat objeleri projenin belirli yerlerine yerleĢtirilmiĢtir. Daha önceleri çoğunlukla açık alan aktiviteleri olarak görülen ve komiteler tarafından yapılan bronz heykel yerleĢtirmeleri olarak algılanan kamusal sanat objeleri ilk defa geniĢ ölçekli bir kentsel tasarım projesinde kullanılmıĢtır. Bunlar içinde en dikkat çeken Robert Indiana‟nın LOVE heykeli ve Roy Lichtenstein‟ın WAVE adlı çalıĢmasıdır (www.shinjuku-i-land.com).

Referanslar

Benzer Belgeler

Kamusal alan, kamusal mekan, kent, kentsel mekan kavramları üzerine genel tartışma?.

1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi'nce yürütülen “Güneydoğu Anadolu Tarihöhcesi Araştırmaları Projesi” yüzey araştırmaları sırasında

Bir yerden bir yere geçiş için çatılardan geçilmekte eve girişler yine çatılardan sağlanmaktadır.Evlerin arasında meydan görevi gören boş

URUK: Kral Gılgamış’ın adıyla anılan ve ilk yazılı destan olarak bilinen Gılgamış Destanı’nın geçtiği kenttir.. Ayrıca Nuh Tufanı’nın geçtiği 4 kentten

800’e kadar olan dönem Miken Uygarlığının etkisinde olduğu dönem hakkında pek fazla bilgi yok, bu nedenle karanlık dönem olarak adlandırılıyor..

 Vergi öderler ve savaş sırasında orduda görev alırlar.  Toprak veya ev mülkiyetine

Kentlerdeki devasa yapılar aslında politik imgelerdir: Anıtlar, kamu binaları…ihtişamlı imgeler...

 Kentler, ağırlıklı olarak liman, büyük yol kavşakları, akarsu, manastır, kilise ve kale etrafında, yani ticarete imkan