• Sonuç bulunamadı

Barak Müziği ve geleneğinin tespiti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Barak Müziği ve geleneğinin tespiti"

Copied!
166
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ ANA BĠLĠM DALI

MÜZĠK EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BARAK MÜZĠĞĠ VE GELENEĞĠNĠN

TESPĠTĠ

ZÜBEYDE HARTAVĠOĞLU

TEZ DANIġMANI

PROF. ATĠLLA SAĞLAM

(2)
(3)
(4)

Tezin Adı: Barak Müziği ve Geleneğinin Tespiti Hazırlayan: Zübeyde HARTAVĠOĞLU

ÖZET

AraĢtırmanın amacı, Türk Halk Müziği kültüründe önemli bir yere sahip olan Gaziantep Barak yöresinin müzikal özellikleri ve müzik ile birlikte geliĢen geleneğini tüm yönleriyle inceleyerek; türküleri konularına göre sınıflamak, kaybolmaya yüz tutmuĢ türkülerin ses ve görüntü kayıtlarını yapmak ve bu kayıtlardan elde edilen türkülere yönelik bütüncül tespitlerde bulunmaktır.

Bu amaç doğrultusunda “Barak müziği ve geleneğinin günümüzdeki durumu nedir?” soru cümlesi araĢtırma konusu olarak seçilmiĢtir. AraĢtırma kapsamında kullanılan yöntem, niteliksel olup Saha (Alan) araĢtırması deseninde uygulanmıĢtır. Gözlem, görüĢme ve belge inceleme gibi nitel veri toplama yöntemleri kullanılmıĢtır. Bunun için birincil ve ikincil kaynaklardan yararlanılmıĢtır; ancak yöredeki toplumsal değiĢimler ve güncel araç ve gereçlerdeki baĢ döndürücü geliĢmeler ile ulaĢım, zaman ve maddi kısıtlamalar örneklem sayısını sınırlamıĢtır.

Görüntü kaydı ve görüĢme metni incelemesine dayalı olarak nitel ve nicel verilerle elde edilen bulgular, araĢtırma bulguları ve sonuç bölümünde ayrıntılı olarak belirtilmiĢtir. Verilerden elde edilen bulgulara göre Barak müziği ve geleneğinin aktarımı, Barak havaları, Barak oyunları, Barak müzikli sohbetleri, Barak türkülerinin yakılması ve yakan ozanlar, Barak türkülerindeki tarihsel nitelik, Barak odalarında geleneğin günümüzdeki durumu vb. konulara yönelik sonuçlar elde edilmiĢtir.

Anahtar Sözcükler: Barak Geleneği, Barak Müziği, Barak Oda Sohbetleri, Barak H

(5)

Title of The Thesis: The Descriptionof Barak Music And Tradition Prepared by: Zübeyde HARTAVİOĞLU

ABSTRACT

The aim of the research is to examine the musical features and the with the music developing tradition of the Barak area of Gaziantep, which plays an important role in turkish folk music; to classify the folk songs by topics, to record folk songs almost fallen into oblivion in audio and video; and making integrative observations about the folk songs obtained from these records.

For this purpose the interrogative sentence "What is the current status of Barak music and tradition?" is chosen as the subject of the research. The used research method is qualitative and applied as a field study. Qualitative data collection methods such as observation, interviewing and document review were used. Therefore primary and secondary sources were made use of; but the social changes in the region, the dazzling developments of current tools and equipments and the constraints in transportation, time and finances limited the number of samplings.

The findings obtained with qualitative and quantitative data based on the examination of image records and interview texts are stated in detail in the research findings and conclusion sections. Results like the transfer of Barak music and tradition, Barak music style, Barak folk dances, Barak talks with music, the performance of Barak folk songs, singing minstrels, historical quality of Barak folk songs, the current situation in the tradition of Barak Chambers and similar topics were obtained from the findings acquired from the data.

Key Words: Barak Turkmens, Barak Tradition, Barak Music, Barak Chamber Talks,

(6)

ÖN SÖZ

Kökenleri Türkistan‟ a dayanan Oğuz boyları içerisinde bir Türk AĢireti olduğu bilinen ve sözlü kültür bakımından ayrı bir değeri olan Barakların kendilerine has gelenek ve göreneklerinin Türk medeniyetindeki gelenek havuzunda hem törensel, hem yaĢamsal, hem tutum ve davranıĢsal hem de musiki bakımından önemi büyüktür. Orta Asya göçünden sonra Güneydoğu Anadolu'da Nizip, Gaziantep ve Kilis‟in güneyinde, Fırat Nehri boyunca Suriye topraklarına yerleĢme süreçleri boyunca; örf, adet ve geleneklerini değiĢtirmeden gittikleri yere taĢımıĢlardır. Gaziantep ve çevresini kapsayan Oğuzeli, KarkamıĢ ve Nizip üçgenini içine alan Barak ovasında gün geçtikçe etkisi ve devamlılığı kaybolmaya yüz tutmuĢ toplu oturma geleneği içerisinde sazlı sözlü olarak gerçekleĢtirilen Barak Odası Sohbetleri ve Gelenekleri, Türk ekininin önemli bir parçasını oluĢturmaktadır.

Barak odası sohbetlerinde yer alan musiki etkinliklerinin bağlama ve insan sesi üzerinden gerçekleĢtirildiği anlaĢılmakla birlikte Barak düğünlerinin vazgeçilmez çalgıları davul zurna ikilisidir. Bu geleneğin içinde davul zurna ikilisinin varlığına duyulan ihtiyaç gerek Abdal‟ larla olan birlikteliğe ve onlardan etkilenmeye; gerekse davul - zurnanın Türk musiki medeniyetinin yapılandırıldığı temel çalgı ikilisi olmasına bağlanabilir. Baraklardaki haykırıĢ, çığırıĢ üslubunun hem zurnayı taklit etmesi, hem zurna ile atıĢması hem de Abdal musiki geleneğindeki bozlak havalarıyla benzeĢmesinin yanı sıra düğünlerde erkeklerin “Yah çekmeleri”, kadınların “Zılgıt çalmaları” barak odasına yansıyan ya da yansımayan musiki geleneklerinin önemini ortaya koyan yeterli gerekçelerdir.

Bugüne kadar incelenen bilimsel proje ve makalelerde Türk halk müziği kültüründe önemli bir yere sahip olan Gaziantep Barak yöresinin müzik geleneğini, müzikal özelliklerini ve müzik ile birlikte geliĢen geleneğini tüm yönleriyle ve genel özellikleriyle ele alıp inceleme yapan bütünlüklü bir araĢtırmaya rastlanılmamıĢtır. Bu bakımdan bilimsel olarak kayıt altına alınamayan geleneklerin kaybolmaya yüz tutması sorunsalı ortadadır. Bu çalıĢma bir yandan Barak müziği ve geleneğinin

(7)

günümüzdeki durumunu ve uygulamasını ortaya koyarken diğer yandan Barak müziğini, icracılarını ve geleneğin iĢleyiĢini kayıt altına alması bakımından önemli bulunmaktadır. AraĢtırma bu yönüyle hem toplumsal hem eğitimsel hem de bilimsel önem arz etmektedir.

YaklaĢık olarak iki yıl gibi uzun bir süreci kapsayan “Barak Müziği ve Geleneği‟ nin Tespiti” konulu araĢtırmalarım sırasında; öncelikle çok sevdiğim aileme, sonrasında beni doğru, güvenilir ve bilimsel bir araĢtırmacılığa doğru yönlendiren ve çalıĢmamın her aĢamasında yardımlarını ve desteğini hiçbir zaman için esirgemeyen çok değerli hocam Prof. Atilla SAĞLAM‟ a, gerek yazılı gerekse sözlü kaynakları temin ederek bana ulaĢtıran, doğru kaynaklarla çalıĢmamı sağlayan ve araĢtırma bulgularımın doğruluğunu ve güvenilirliğini kontrol ederek desteğini esirgemeyen yöre insanı ve Kültür Bakanlığı T.H.M. Ses Sanatçısı Mehmet DEMĠR‟e, saha çalıĢması yaparken bana köy gezilerinde eĢlik eden ve tüm çalıĢmalarım boyunca beni yalnız bırakmayan arkadaĢlarım AyĢegül PARĠM, Ali Ekber PARĠM ve H. BarıĢ ALTIPARMAK‟ a, alan araĢtırmalarım sırasında köye gidebilmem için her türlü alet ekipman ve yardımcı personel konusunda desteğini esirgemeyen arkadaĢım Hüseyin BAYSÖZ‟ e, araĢtırmalarım sırasında hiçbir zaman önümde engel olmayan ve bana her türlü kolaylığı sağlayan çalıĢtığım iĢyerim GAP TEYAP‟ a ve tüm çalıĢma arkadaĢlarıma ve bu çalıĢmanın oluĢmasında katkısı geçen tüm kaynak kiĢilere sonsuz teĢekkür eder, minnettarlığımı borç bilirim.

(8)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖN SÖZ ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... v 1. GĠRĠġ ... 1

1.1. Türk Musiki Ekininde Geleneksel Müzikli Sohbet Toplantıları ... 1

1.2. Barak Sözcüğü ve Barak Sözcüğünün Geçtiği Tarihsel Belge ve Kaynaklar ... 8

1.3. BarakTürkmenlerinin Tarihsel GeçmiĢi ... 12

1.3.1. Barak Türkmen Obaları ... 12

1.3.2. Barak Türkmenlerinin Anadolu’ya Göçü ... 13

1.4. Barak Toplumunun [Türkmen AĢireti] Coğrafyası ... 16

1.5. Barak Topluluğunun [Türkmen AĢireti] Ġnanç ġekilleri ... 19

1.6. Barak Boyunun [Türkmen AĢireti] Gelenekleri ... 23

1.6.1. Barak Sözlü Anlatı ve Musiki Geleneği ... 23

1.6.2. Düğün ve ġenliklerde Musiki ve Halk Oyunları Geleneği ... 26

1.7. AraĢtırma Ana Sorusu ... 30

1.8. AraĢtırmanın Amacı ve Önemi ... 30

1.9. Sayıltılar, Sınırlılıklar, Süre ve Olanaklar ... 31

1.10. Ġlgili Kaynakların Değerlendirilmesi ... 31

1.10.1. Yöntem bilim Kaynaklarının Değerlendirilmesi ... 31

1.10.2. Ġlgili Alan Kaynaklarının Değerlendirilmesi ... 32

2. YÖNTEM ... 35

2.1. Yöntem ve Desen ... 37

(9)

2.3. Veri toplama ve Çözümleme Araçları ... 39 3. BULGULAR VE AÇIKLANMASI ... 41 3.1. GörüĢme Verilerinden Elde Edilen Bulgular ... 41

3.1.1. 24 Ocak 2013 Tarihli GörüĢme

Bulguları:Gaziantep/KarkamıĢ/Akçaköy Salman ĠNAL Barak Odası ... 41 3.1.1.1. Barak Köy Odasına Yönelik Nitel Bulgular ... 41 3.1.1.2. Barak Oda Geleneğine Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular ... 42 3.1.1.2.1. Salman ĠNAL’ın Barak Oda Geleneğine Yönelik Nitel Bulguları ... 43 3.1.1.2.2. Dede DEMĠR’ in Barak Oda Geleneğine Yönelik Nitel Bulguları ... 45 3.1.1.2.3. AyĢegül Parim ĠNAL’ ın Barak Oda Geleneğine Yönelik Nitel Bulguları ... 47 3.1.1.2.4. Mehmet KORKMAZ’ ın Barak Oda Geleneğine Yönelik Nitel Bulguları ... 48 3.1.1.3. Barak Ekininde Musiki Alt BaĢlığına Ait Nitel ve Nicel Bulgular... 49 3.1.1.3.1. Salman ĠNAL’ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 49 3.1.1.3.2. Dede DEMĠR’ in Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 51 3.1.1.3.3. ġahin ĠNAL’ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 53 3.1.1.3.4. AyĢegül Parim ĠNAL’ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 53 3.1.1.3.5. Mehmet KORKMAZ’ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 54 3.1.1.3.6. Fahri ĠNAL’ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 55

(10)

3.1.1.3.7. Ahmet ĠNAL’ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nitel Bulguları ... 56 3.1.1.4. Barak Odasında Sözlü Musiki Ġcrasına Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular... 57 3.1.1.4.1. Salman ĠNAL’ ın Sözlü Ġcrasına Ait Nitel Bulgular ... 58 3.1.1.4.2. Dede Demir’ in Sözlü Ġcrasına Ait Nitel Bulgular ... 61 3.1.1.5. Barak Odasında Sazlı Musiki Ġcrasına Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular... 62 3.1.1.5.1. Salman Ġnal’ ın Sazlı Ġcrasına Ait Nitel Bulgular ... 63 3.1.1.5.2. Dede Demir’ in Sazlı Ġcrasına Ait Nitel Bulgular ... 64 3.1.1.6. Barak Bozlak ĠliĢkisine Ait Nitel Bulgular ... 65 3.1.1.7. Barak Ekinindeki Göç ve Coğrafya Ġfadelerine Yönelik Nitel Bulgular ... 66 3.1.1.8. Barak Ekinindeki Tarihsel Ġfadelere Yönelik Nitel Bulgular ... 67 3.1.1.9. Barak Ekininde Dil, Soy ve Dinsel Ġfadelere Yönelik Nitel Bulgular ... 68 3.1.2. 30 Mart 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları: ... 69 3.1.2.1. Barak Ekininde Musiki Alt BaĢlığına Ait Nitel ve Nicel Bulgular... 69 3.1.2.2. Barak Ekininde Müzik Ġfadelerine Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular... 70 3.1.2.2.1. Salman Ġnal’ ın Müzik Ġfadelerine Yönelik Nitel Bulguları ... 71 3.1.2.2.2. Dede DEMĠR’ in Müzik Ġfadelerine Yönelik Nitel Bulguları ... 72

(11)

3.1.2.3. Barak Ekininde Müzik Faaliyetlerine Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular ... 74 3.1.2.3.1. Salman Ġnal’ ın Müzik Faaliyetlerine Yönelik Nitel Bulguları ... 74 3.1.2.3.2. Dede DEMĠR’ in Müzik Faaliyetlerine Yönelik Nitel Bulguları ... 75 3.1.2.4. Barak Müziği Sözlü Ġcrasına Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular ... 76 3.1.2.4.1. Salman ĠNAL’ ın Barak Müziği Sözlü Ġcrasına Yönelik Nitel Bulguları ... 77 3.1.2.4.2. Dede DEMĠR’ in Barak Müziği Sözlü Ġcrasına Yönelik Nitel Bulguları ... 78 3.1.2.5. Barak Müziği Sazlı Ġcrasına Yönelik Nitel ve Nicel Bulgular ... 79 3.1.2.5.1. Salman ĠNAL’ ın Barak Müziği Sazlı Ġcrasına Yönelik Nitel Bulguları ... 80 3.1.2.5.2. Dede DEMĠR’ in Barak Müziği Sazlı Ġcrasına Yönelik Nitel Bulguları ... 81 3.1.3. 19 Nisan 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları: ... 83 3.1.3.1. Ömer OĞUZ’ un Barak Köy Odasına Yönelik Nitel Bulguları ... 83 3.1.3.2. Barak Oda Geleneğine Yönelik Nitel Bulgular ... 85 3.1.3.3. Barak Odasında Sazlı Sözlü Musiki Ġcrasına Yönelik Nitel Bulgular ... 86 3.1.3.3.1. Mehmet BOSTANCI’ nın Musiki Ġcrasına Yönelik Nitel Bulguları ... 87 3.1.3.3.2. (Ġbo Dayı) Ġbrahim KILINÇ’ ın Musiki Ġcrasına Yönelik Nitel Bulguları ... 88 3.1.4. 17 Haziran 2013 - 22 Haziran 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları .... 89

(12)

3.1.4.1. GörüĢme Yoluyla Elde Edilen Türkü Sınıflamaları Ġle Ġlgili Bulgular ... 89 3.1.4.2. GörüĢme Yoluyla Tespit Edilen Barak Ozanları ve Türküleri Ġle Ġlgili Bulgular ... 90 3.1.5. 10 Mart 2012 - 25 Nisan 2012 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 93 3.1.5.1. Halaf ĠġBĠLĠR’ in Barak Geleneğine Yönelik Nitel Bulguları ... 93 3.1.5.1.1. Barak Köy Odası ve Oda Sohbetlerine Yönelik Nitel Bulguları ... 93 3.1.5.1.2. Düğün ve Halay Geleneklerine Yönelik Nitel Bulguları ... 94 3.1.5.1.3. Abdal’ lar ve Bozlak’ lar ile Ġlgili Nitel Bulguları ... 98 3.1.6. 04 Mayıs 2012 – 13 Mayıs 2012 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 99 3.1.6.1. DerviĢ Hüseyin’in Barak Geleneğine Yönelik Nitel Bulguları ... 99 3.1.6.1.1. Barak Köy Odası ve Oda Sohbetlerine Yönelik Nitel Bulguları ... 99 3.1.7. 03 Kasım 2012 Tarihli Barak ġenliğinden Elde Edilen Bulgular 101 3.1.7.1. ġenlik Ortamına Yönelik Nitel Bulgular ... 101 3.1.7.2. Gözlem Yoluyla Tespit Edilen Türkülere Yönelik Nitel Bulgular ... 101 3.1.8. 23 Nisan 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 102 3.1.8.1. Bekir OKAN’ ın Barak Türkmenlerinin YerleĢim Yerlerine Yönelik Nitel Bulguları ... 102 3.1.9. 25 Haziran 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 103 3.1.9.1. Mehmet DEMĠR’ in Barak Türkmenlerinin Yöresel Oyunlarına Yönelik Nitel Bulguları ... 103 3.2. ArĢiv Verilerinden Elde Edilen Bulgular ... 106

(13)

3.2.1. Ekim 2012 Tarihli TRT ArĢiv Bulguları: Ben Anadolu’ yum Belgeseli ... 106 3.2.1.1. Barak Odasına Yönelik Nitel Bulgular ... 106 3.2.1.2. Odaya GeliĢ ve YerleĢme Düzeni Ġle Ġlgili Nitel Bulgular ... 106 3.2.1.3. Oda Sohbeti ve Müzikal Ġcra Ġle Ġlgili Nitel Bulgular ... 107 3.2.1.4. Mehmet DEMĠR ile 24.06.2013 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 109 3.2.2. Mayıs 2009 Tarihli Kültür Bakanlığı ArĢiv Bulguları: Göçün Türküsü Belgeseli ... 109 3.2.2.1. Barak Odasına Yönelik Nitel Bulgular ... 109 3.2.2.2. Odaya GeliĢ, YerleĢme Düzeni ve Gelenek Ġle Ġlgili Nitel Bulgular ... 110 3.2.2.3. Belgeselde Söylenen Ve Fon Müzik Olarak Kullanılan Barak Türküleri ve Barak Halayları Ġle Ġlgili Bulgular ... 111 4. SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 114 4.1. 24 OCAK 2013-30 MART 2013 Tarihli GörüĢme Bulgularının Sonuçları ... 114

4.1.1. Barak Oda Geleneğine Yönelik Bulguların Sonuçları ... 114 4.1.2. Barak Oda Geleneğinin Günümüzdeki Durumuna Yönelik Bulguların Sonuçları ... 115 4.1.3. Baraklarda Müziksel Gelenek Aktarımına Yönelik Bulguların Sonuçları ... 116 4.1.4. Barak Ekininde Musikiye Ait Bulguların Sonuçları ... 116 4.1.5. Barak Musikisi Sözlü Ġcrasına Ait Nitel Bulguların Sonuçları .... 117 4.1.5.1. Salman ĠNAL’ ın Sözlü Ġcra Bulgularının Sonuçları ... 117

(14)

4.1.5.2. Dede DEMĠR’ in Sözlü Ġcra Bulgularının Sonuçları ... 118 4.1.6. Barak Bozlak ĠliĢkisine Ait Bulguların Sonuçları ... 119 4.1.7. Barak Ekinindeki Göç ve Coğrafya Ġfadelerine Yönelik Bulguların Sonuçları ... 120 4.1.8. Barak Ekininde Dil, Soy ve Dinsel Ġfadelere Yönelik Bulguların Sonuçları ... 120 4.2. 19 Nisan 2013 Tarihli GörüĢme Bulgularının Sonuçları ... 121 4.2.1. Barak Oda Geleneğine Yönelik Bulguların Sonuçları ... 121 4.2.2. Barak Oda Geleneğinin Günümüzdeki Durumuna Yönelik Bulguların Sonuçları ... 121 4.2.3. Barak Musikisi Sözlü Ġcrasına Ait Nitel Bulguların Sonuçları .... 122 4.2.3.1. Ġbrahim KILINÇ’ ın Sözlü Ġcra Bulgularının Sonuçları ... 122 4.2.3.2. Mehmet BOSTANCI’ nın Sözlü Ġcra Bulgularının Sonuçları ... 123 4.3. 17 Haziran 2013 - 22 Haziran 2013 Tarihli GörüĢme Bulgularının Sonuçları ... 124 4.3.1. GörüĢme Yoluyla Elde Edilen Türkü Sınıflamaları Ġle Ġlgili Bulguların Sonuçları ... 124 4.3.2. GörüĢme Yoluyla Tespit Edilen Barak Ozanları ve Türküleri Ġle Ġlgili Bulguların Sonuçları ... 125 4.4. 10 Mart 2012 - 25 Nisan 2012 Tarihli GörüĢme Bulgularının Sonuçları 128 4.4.1. Halaf ĠġBĠLĠR’ in Barak Geleneğine Yönelik Bulgularının Sonuçları ... 128 4.4.1.1. Barak Köy Odası ve Oda Sohbet Geleneğine Yönelik Bulgularının Sonuçları ... 128 4.4.1.2. Düğün ve Halay Geleneklerine Yönelik Bulgularının Sonuçları ... 129

(15)

4.4.1.3. Abdal’ lar ve Bozlak’ lar ile Ġlgili Bulgularının Sonuçları ... 131 4.5. 04 Mayıs 2012 – 13 Mayıs 2012 Tarihli GörüĢme Bulgularının Sonuçları ... 131

4.5.1. DerviĢ Hüseyin’in Barak Geleneğine Yönelik Bulgularının Sonuçları ... 132 4.5.1.1. Barak Köy Odası ve Oda Sohbetlerine Yönelik Bulgularının Sonuçları ... 132 4.6. 03 Kasım 2012 Tarihli Barak ġenliğinden Elde Edilen Bulguların Sonuçları ... 132 4.7. 23 Nisan 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 133 4.7.1. Bekir OKAN’ ın Barak Türkmenlerinin YerleĢim Yerlerine Yönelik Bulgularının sonuçları ... 133 4.8. 25 Haziran 2013 Tarihli GörüĢme Bulguları ... 133 4.8.1. Mehmet DEMĠR’ in Barak Türkmenlerinin Yöresel Oyunlarına Yönelik Bulguların Sonuçları ... 134 4.9. ArĢiv Verilerinden Elde Edilen Bulguların Sonuçları ... 135 4.9.1. Ekim 2012 Tarihli TRT ArĢiv Bulgularının Sonuçları: Ben Anadolu’ yum Belgeseli ... 135 4.9.1.1. Barak Odasına Yönelik Bulguların Sonuçları .... 135 4.9.1.2. Barak Oda Sohbeti ve Müzikal Ġcra Ġle Ġlgili Bulguların Sonuçları ... 135 4.9.2. Mayıs 2009 Tarihli Kültür Bakanlığı ArĢiv Bulgularının Sonuçları: Göçün Türküsü Belgeseli ... 137 4.9.2.1. Barak Odasına Yönelik Bulguların Sonuçları .... 137 4.9.2.2. Odaya GeliĢ, YerleĢme Düzeni ve Gelenek Ġle Ġlgili Bulguların Sonuçları ... 137 4.9.2.3. Belgeselde Söylenen Ve Fon Müzik Olarak Kullanılan Barak Türküleri ve Barak Halayları Ġle Ġlgili Bulguların Sonuçları ... 138

(16)

4.9.3. Gaziantep Yörük Türkmen Kültür Derneği, Avrupa Birliği Gençlik Projesi ArĢiv Bulgularının Sonuçları: GeçmiĢten Geleceğe Barak Kültürü Belgeseli ... 140 KAYNAKÇA / BĠBLĠYOGRAFYA ... 141 EKLER ... 147

(17)

ÇĠZGE DĠZĠNĠ

Çizge 1. Barak Ekinine Yönelik Nicel Bulgular……… ... 43

Çizge 2. Salman ĠNAL Kia‟ nın Barak Ekinine Yönelik Nicel Bulguları…. ... 45

Çizge 3. Dede DEMĠR‟ in Barak Ekinine Yönelik Nicel Bulguları……….. ... 46

Çizge 4. AyĢegül Parim Ġnal‟ın Barak Ekinine Yönelik Nicel Bulguları…... ... 47

Çizge 5. Mehmet KORKMAZ‟ ın Barak Ekinine Yönelik Nicel Bulguları... 48

Çizge 6. Barak Ekininde Musiki Alt BaĢlığına Ait Nicel Bulgular………... ... 49

Çizge 7. Salman ĠNAL‟ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nicel Bulguları… ... 51

Çizge 8. Dede DEMĠR‟ in Barak Ekininde Musikiye Ait Nicel Bulguları… ... 52

Çizge 9. ġahin ĠNAL‟ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nicel Bulguları…… ... 53

Çizge 10.AyĢegül Parim ĠNAL‟ ın Barak Ekininde MusikiyeAit NicelBulguları. ... 54

Çizge 11.Mehmet KORKMAZ‟ ın Barak Ekininde MusikiyeAit Nicel Bulguları.. . 55

Çizge 12. Fahri ĠNAL‟ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nicel Bulguları………. ... 56

Çizge 13. Ahmet ĠNAL‟ ın Barak Ekininde Musikiye Ait Nicel Bulguları……... .. 57

Çizge 14. Barak Odasında Sözlü Musiki Ġcrasına Yönelik Nicel Bulgular……… ... 58

Çizge 15. Salman Ġnal‟ ın Sözlü Ġcrasına Ait Nicel Bulguları……… ... 61

Çizge 16. Dede Demir‟ in Sözlü Ġcrasına Ait Nicel Bulguları……… .. 62

Çizge 17. Barak Odasında Sazlı Musiki Ġcrasına Yönelik Nicel Bulgular……….. .. 63

Çizge 18. Salman Ġnal‟ ın Sazlı Ġcrasına Ait Nicel Bulgular……….. ... 64

Çizge 19. Dede Demir‟ in Sazlı Ġcrasına Ait Nicel Bulgular……….. ... 65

Çizge 20. Barak Ekininde Musiki Alt BaĢlığına Ait Nicel Bulgular……….. ... 70

Çizge 21. Barak Ekininde Müzik Ġfadelerine Yönelik Nicel Bulgular…………... ... 71

Çizge 22. Salman ĠNAL‟ ın Müzik Ġfadelerine Yönelik Nicel Bulguları……….. ... 72

Çizge 23. Dede DEMĠR‟ in Müzik Ġfadelerine Yönelik Nicel Bulguları………... .. 73

Çizge 24. Barak Ekininde Müzik Faaliyetlerine Yönelik Nicel Bulgular………... .. 74

Çizge 25. Salman ĠNAL‟ ın Müzik Faaliyetlerine Yönelik Nicel Bulguları…….. .. 75

Çizge 26. Dede DEMĠR‟ in Müzik Faaliyetlerine Yönelik Nicel Bulguları……. .. 76

Çizge 27. Barak Müziği Sözlü Ġcrasına Yönelik Nicel Bulgular……… ... 77

Çizge 28. Salman ĠNAL‟ ın Barak Müziği Sözlü ĠcrasınaYönelikNicel Bulguları ... 78

Çizge 29. Dede DEMĠR‟ in Barak Müziği Sözlü ĠcrasınaYönelikNicel Bulguları ... 79

(18)

Çizge 31. Salman ĠNAL‟ ın Barak Müziği Sazlı ĠcrasınaYönelik Nicel Bulguları ... 81 Çizge 32. Dede DEMĠR‟ in Barak Müziği Sazlı Ġcrasına Yönelik Nicel Bulguları .. 82 ÇĠZELGE DĠZĠNĠ

(19)

RESĠM LĠSTESĠ

Resim 1. Salman ĠNAL Barak Köy Odası………. .... 41

Resim 2. Ömer OĞUZ Barak Köy Odası DıĢardan GörünüĢü………... ... 83

Resim 3. Ömer OĞUZ Barak Köy Odası Ġçerden GörünüĢü……….. .. 84

Resim 4. Sazlı, Sözlü ve Ġçkili Barak Oda Sohbeti ... 85

Resim 5. Barak Türkmenlerinde Mangal Oyunu ... 103

Resim 6. Barak Türkmenlerinde Höl Oyununda Kullanılan Höl ... 104

Resim 7. Mehmet DEMĠR‟ in Barak Köy Odası ... 106

Resim 8. Mustafa AĞAOĞLU‟ nun Barak Köy Odası-G.Antep/KarkamıĢ/EĢme . 110 Resim 9. Ġrfan Gören‟ in Barak Köy Odası - Gaziantep/KarkamıĢ/YeĢerti ... 110

(20)

BÖLÜM I

1. GĠRĠġ

Bu bölümde araĢtırmanın ana sorunsalını oluĢturan barak müzik geleneğine yönelik kuramsal çerçeve açıklanmaktadır. Bu çerçeveden olmak üzere araĢtırmanın ana ve alt soruları ile araĢtırmanın amacı ve önemi ortaya konulmuĢtur. Ayrıca araĢtırmanın sayıltıları ve kaynakların değerlendirilmesi alt baĢlıklarına yönelik açıklamalara da yer verilmiĢtir.

1.1. Türk Musiki Ekininde Geleneksel Müzikli Sohbet

Toplantıları

Türk musikisinin halk musikisi kolunu besleyen unsurlardan ozan, baksı, aĢık geleneği yanı sıra, alevi cemleri (DeyiĢler), BektaĢi ayinleri (nefesler), abdal ve Barak geleneğinin de önemi vardır.

Bu araĢtırmanın ana sorunsalını oluĢturan “Barak Müziği ve Geleneğinin Tespiti” konusunu anlamak ve anlamlandırmak bakımından söz konusu geleneklerin bütüncül yönden ele alınarak değerlendirilmesi gerekir. Söz konusu geleneğin halkın kendi maddi ve manevi geleneğine sahip çıkarken ortaya koyduğu ve kendilerine has tavır ve üslup oluĢturduğu müzikli toplantıları da kapsadığı bilinmelidir. Buna göre çeĢitli bölge, yöre veya il sınırlarında uygulama alanı bulan bu tür müzikli gelenek icralarının Türkiye‟nin dört bir yanında yaĢatıldığı anlaĢılmaktadır. Halk geleneğinde yaĢatılan ve halk müziği tabanlı olarak geliĢen bu musikili gece toplantılarındaki icraya tasavvuf ve Türk sanat müziği türlerinin de katıldığı geleneksel icralarla da karĢılaĢılabilmektedir.

1.1.1. Türk Halk Ekininde Bazı Musiki Sohbetleri ve Ait Olduğu Yöreler

Bu kısımda Türk halk ekininde günümüzde hala sürdürülmekte olan müzikli sohbet odaları / geceleri olarak adlandırılabilen ve maddi manevi müzik mirasının

(21)

aktarımını oluĢturan etkinliklere yönelik kısa ancak öz bir kuramsal çerçeve ortaya konulmuĢtur. Bu çerçevenin ana merkezleri olarak Kerkük-Urfa, Kars-Erzurum, Erzincan-Elazığ, Konya, KırĢehir, Bursa-Balıkesir ve nihayet Antep-Kilis hatları belirlenmiĢtir. Gaziantep ve çevresini kapsayan Barak ovasında etkisi ve devamlılığı her geçen gün kaybolmaya yüz tutan Barak odası musikili sohbetleri ve Barak odası geleneği Türk ekininin önemli bir parçasını oluĢturmaktadır. Barak Odası Sohbetleri‟ nin de içinde bulunduğu musikili sohbet gelenekleri kapsamında “Kerkük-ġanlıurfa Sıra Geceleri, Kerkük Kahvehaneleri,Balıkesir Barana Geceleri, Bursa-Afyon Gezek Geceleri, Erzincan Ocak Sohbetleri, Kars-Erzurum AĢık AtıĢmaları, Kütahya Müzikli Sohbetleri, Elazığ KürsübaĢı Sohbetleri, Konya Barana Meclisi, Isparta, AkĢehir, Çankırı ve Simav Yaren Sohbetleri” gibi törensel etkinlikleri saymak mümkündür.

Konuyla ilgili olarak yapılan araĢtırmalarda, Ekim,Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisinde yazdığı bir makalede günümüzdeki sohbet toplantılarını; Eski Türk Toplumu‟nda eğlenceler vasıtasıyla bir araya gelen insanların, belirli kural ve gelenekler çerçevesinde gerçekleĢtirmiĢ oldukları ve adına “toy” ve “şölen”denilen toplantıların devamı olarak nitelendirerek Doğu Türkistan‟dan Makedonya‟ya kadar geçmiĢteki özelliklerinin bir kısmının korunarak farklı adlarla Anadolu‟da da yaĢatıldığı Ģeklinde bir açıklama yapmıĢtır.(s. 97-110).

Bıyıkoğlu(1997), Türk halk ekini içerisinde önemli bir yere sahip olan Afyon Gezeklerinin,Türkistan‟ daki Türk ekininin Anadolu‟ daki uzantısı olduğuna değinerek Anadolu‟ da halkın çok rağbet ettiği ve saygı gösterdiği sosyal, kültürel ve ekonomik bir yardımlaĢma teĢkilatı olan Ahilik‟ ten büyük ölçüde etkilendiğini ifade etmiĢtir. Gezek kelimesinin tek baĢına ve cümle içinde kullanımında “sıra” , “nöbet” ve “sırayla” anlamlarını taĢıdığını belirtmiĢtir. Afyon Gezeklerinin genellikle Eylül ayında baĢlayıp Mayıs ayında sonaerdiğini bazen de yıl boyu sürdüğünü, eğer yemekliyse akĢam namazından sonra, yemeksizse yatsı namazından sonra gidildiğini ve gece yarısında sona erdiğini ifade etmiĢtir. Sazlı sözlüve bazen de içkili olarak yapılan gezeklerde eğlencenin; fasılla baĢlayıp klasik Ģarkılarla devam ettiğini ve

(22)

ardından Afyon Havaları (Türküleri) eĢliğinde Afyon Zeybeği oynandığını ve yörenin oyun havaları türküleriyle gecenin sonlandırıldığını ifade ederek günümüzde (1997 yılında yapılan yüksek lisans tez çalıĢması sırasında) bu gezeklerin artık yapılmadığını belirtmiĢtir.

Ercan ve Düzbakar (2008:10), Kaygı dergisinde yazdıkları “Bursa‟da Gezek Geleneği ve Tarihsel Arka Planı” isimli makalede Gezek‟ i; haftada bir kez Gezek üyelerinin evinde toplanılarak gerçekleĢtirilen bir müzik faaliyeti Ģeklinde tanımlamıĢlardır. Türk Sanat Müziğini diri tutmak, icrasını yapmak, müzik adamları yetiĢtirmek gibi faydaları olan bir kurumolduğunu belirterek Gezek‟ in sadece bir eğlence kültürü olmadığını, paraya ihtiyacı olan kiĢilere, yetim ve öksüzlere yardımlarda bulunulan bir dayanıĢma kurumu olduğunu ifade etmiĢlerdir.

Akman (2006:45), Balıkesir Yöresinde Ahilik‟ ten Kalma Tören ve Uygulamalar adlı araĢtırmasında Barana Sohbetlerinin tanımını Ģu Ģekilde yapmıĢtır:

“Ananeden beriyapılıp gelen, kendi içerisinde yazılı olmayan anayasa kuralları olan; disiplinli, ahlaklı, saygılı olmayı öğreten; birbirini sevmeyi, saymayı öğütleyen; gençlerin terbiyesizliğe, huysuzluğa takılmasını engelleyen; eskiden beri küçük kasabalarda asayiş meselesini sağlayan; bir eğlence, terbiye, kültür ocağı olan; 12 ile 24 kişi arasında değişen üye sayısıyla kış aylarında toplanan, aynı düşünceye uygun arkadaşların bir araya gelerek kurdukları yemekli cemiyetin adı baranadır. Barana topluluğun adı olup yapılan etkinliğin adı sohbettir.”

Ayrıca; Barana sohbetlerinin gerçekleĢeceği evin sahibinin önceden getirmiĢ olduğu dört dümbek, iki zilli maĢa ve bir deften oluĢan çalgı aletlerini alan barana üyelerinin “Sabahtan KavuĢtum Ben Bir Güzele” adlı türküyü söyleyerek eve yaklaĢma geleneklerinden bahsederek; Türkünün her kıtasında yere çöküldüğünü, kıtalar arasında müzikle geçiĢ yapılırken ayağa kalkıp ağır ağır eve yaklaĢıldığını, Türkünün sözleri söylenirken yere çöküĢte Def‟ in ortada yıldızı, diğer üyelerin hilal Ģeklinde durup ayı temsilettiğini, Türkü bitince eve varılmıĢ olduğunu ve böylece de ev sahibinin konu komĢuya karĢı onurlandırıldığını belirtmiĢtir.Odaya girdikten sonra yapılan muhabbetin ardından barana baĢkanının “Hadi Bakalım Kanlar

(23)

KaynaĢtı” veya “Biraz Eğlence Yapalım”demesiyle ev sahibinin közlü mangalı getirdiğini ve bunda dümbeklerin ısıtıldıktan sonra çalgıcıların yerini aldığını söylemiĢtir. Bu türküler ve oyunlar esnasında herkesin diz üstünde oturmak zorunda olduğunu belirterek evin içinde, ilk sıralamada üçüncü türkü olan “Eminem‟ in Çam Dibinde Sesi Var” türküsünün söylendiğini, arkasından da oyun havaları çalınarak oynandığını ve bu Ģekilde gece yarısına kadar eğlencenin devam ettiğini ifade etmiĢtir.

Sazlı sözlü sohbet gelenekleri içerisinde ayrı bir yeri olan Konya Barana Odalarını; Yakıcı (2010:96), Milli Folklor dergisinde yayınladığı makalesinde “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Somut Mekânı” olarak nitelemiĢtir. Konya‟daki barana kültürünün, iĢlevselliği ve icra töreleri bakımından Balıkesir‟deki barana kültüründen çok farklı olmadığını ve sohbetin yanı sıra müzik icrasının ön plânda ve daha belirgin olduğunu ifade etmiĢtir. Ayrıca; toplum baskısından uzakta, daha özgür mekân ve ortamlarda bir müzik icrası gerçekleĢtirildiğini ve Konya Baranası‟ nda, mahalli söyleyiĢle “Kadın Oynatma” ya da müzik diliyle “Oturak Âlemi” olarak bilinen ve diğer sohbet toplantılarında pek görülmeyen bir eğlence icrasının varlığını sürdürdüğünü belirtmiĢtir.Konya Baranası‟ nda, türkülerin kendine özgü bir uygulamayla söylendiğini, ayrıca bu uygulamanın çoğu yerde görüldüğü gibi “eğlenceyi” değil, “sohbeti”, “muhabbeti” ve “arınmayı” amaçladığını belirtmiĢtir.Müzisyenler bir usta-çırak iliĢkisi içerisinde hareket ettiklerini, icra sırasında sazıyla eğlenceyi yönlendiren solistin, bir yönetmen üslubuyla gösterimi/icrayı yönlendirdiğini, icra edilen türkülerde doğaçlamanın etkin olduğunu belirterek Barana toplantılarında doğaçlama yöntemiyle oluĢturulan türkülerin, Konya türkülerinin üslup özelliğini taĢıdığını ve barana kültürünün önemli ürünleriolarak kabul edildiklerini belirtmiĢtir.

Macit (2010:85), Urfa Sıra Geceleri ilgili olarak Milli Folklor Dergisi‟ nde yayınladığı makalesinde;

“Sıra gecesi, harfene/herfene, yaren sohbeti gibi geleneksel halk meclislerinde hikâyelerin anlatıldığı, çeşitli oyunların gösterildiği ve musiki icra edildiği günümüze yansıyan uygulamalardan da anlaşılmaktadır. Divanlardan

(24)

devşirilen gazellerin meşk geleneğiyle kuşaktan kuşağa aktarıldığı Urfa, Harput, Diyarbakır ve tasavvufi çeşnisi belirgin olmakla birlikte Erzurum musiki meclislerinde okunan gazel, divan, tecnisler hem söz hem de nağmeleriyle halk zevkini şehir kültürü ve çalgılarıyla birleştiren mahalli klasiklerdir. Bu terkip ve birikim, katılanların hüzün, keder ve neşelerine sahihlik katabilecekleri yetkinliğe ve kıvama sahiptir” Ģeklinde açıklamıĢtır.

Ayrıca; çeĢitli musiki meclislerinde icra edilen gazellerin iĢlevine dair tespitlerde bulunmak için Urfa sıra geceleri ve musiki meclislerinin dikkate değer veriler sunduğunu ve baĢta sıra geceleri olmak üzere Mevlüt törenlerinde, dağ ve bağ evlerindeki fasıllarda musikinin icra edildiğini, gazellerin okunduğunuifade ederek Urfalı gazelhanlar tarafından okunan gazellerin, meĢk geleneğine bağlı olarak klasik kültürün halka aktarımında önemli iĢlevlere sahip olduğunu belirtmiĢtir.

Akkoyunlu(2013:31), KardaĢlık Dergisinde yayınladığı yazısında Kerkük Musikili Meclisleri ile ilgili olarak Ģu açıklamayı yapmıĢtır:

“Kerkük ve çevresinde düğün, bayram, mevlüt, bağ-bahçe, çarşı-pazar, müzikli eğlence meclisleri, ev ortamları gibi, hayatın her anına nüfuz eden hoyrat çağırma ve okuma geleneği Kerkük‟ lüler için hayatı tanıdıkları, toplumla kaynaştıkları ve millî kimliklerini buldukları büyük ve köklü bir mekteptir. Tarih boyunca bu kültür manzumesinden beslenen Irak Türkleri için hoyrat ve mâniler aynı zamanda bir millî hafızadır. Bugün dahi çok canlı bir şekilde hayatiyetini sürdüren hoyrat geleneği daha uzun yıllar Irak Türklüğünü ayakta tutacak en önemli kültür kaynağı olacaktır.”

Kerkük Ekini içerisinde ayrı bir önemi olan Kerkük Kahvehaneleri ile ilgili olarak ayrı bir açıklama Bayatlı tarafından yazılmıĢtır. Bayatlı (2009), KardaĢlık Dergisi‟ nde yayınladığı yazısında;

“[…]kahvehanenin sahibi veya muayyen bir şahıs tarafından muayyen bir günde mani ve hoyrat sohbetleri düzenlenirdi. Bu sohbetlerde; karşılıklı hoyrat söyleme (çağırma) geleneği icra edilirdi. Bu tür söylemeler çoğu zaman dargınlığa, kavgaya, hatta yaralama ve öldürme olaylarına sebebiyet verirdi. Bu sohbetlerde,

(25)

karşılıklı icra edilen bu söyleme (çağırma) yarışmaları, sadece hoyrat söyleyenleri coşturmakla kalmayıp dinleyenleri de galeyana getirir (Terzibaşı;1975:197). Kerkük‟te bu karşılıklı söylemeye; “qanşar be qanşar” veya “qanşarın vermeğ” denilmektedir. Bu söyleme (çağırma) geleneği çoğu zaman hoyrat düellosu bazen saatlerce devam ederdi.” Ģeklinde açıklama yapmıĢtır.

Türk Halk ekini içinde önemli bir yere sahip olan bir diğer gelenek ise Çankırı, Simav, AkĢehir ve Isparta yörelerinde görülen “Yaran Sohbetleri” dir. Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi‟ nde yayınladığı makalesinde,Çayır (2011), Çankırı Yaran Meclisi ile ilgili olarak; tarımsal faaliyetlerin azaldığı, kıĢ mevsiminde yapılan bu sohbetlerin, “yaran odaları” ya da “yaran evleri” denilen evlerde yapıldığını belirtmiĢtir. Sohbetlerde halk oyunları, halk türküleri, orta oyunları, eğlenceler, yemek yeme, gençleri eğitme gibi etkinliklerin yer aldığını belirterek kurallara uymayanların, özel olarak kurulan yaran mahkemesince cezalandırıldığını açıklamıĢtır.Yaran meclislerinin, insan yetiĢtirme, insanı hayata hazırlama, sosyal yardımlaĢmayı ve sosyal düzeni sağlama, halk musikisi, halk mutfağı, halk tiyatrosu, halk edebiyatı gibi milli ekin ürünleriniyaĢatma ve yeni kuĢaklara aktarma görevlerini yüzyıllardır yerine getirdiği sosyal bir kurum olarak ifade etmiĢtir.(s.79-92).

1.1.2. Türk Medeniyetinde Barak Odası Sohbetlerinin Yeri

ve Önemi

Türk medeniyetinin kapsamı Türkistan‟dan hareket ettiği göç yolları; yerleĢim alanları; yerleĢim ve göç sırasında karĢılaĢılan medeniyetlerin ekinsel varlıkları ve bunların etkileĢim içerisindeki değeri ve yeni ekinin oluĢumuna katkısı vb. değerler çerçevesinde açıklanmaktadır. Bu açıklamaların odağında göç ve yerleĢim ile birlikte Türk boyları ve onların kurdukları büyük devlet ve medeniyet değerleri bulunmaktadır. Türk boyları içerisinde yer aldığı bilinen Barakların kendilerine has gelenek ve göreneklerinin Türk medeniyetindeki gelenek havuzunda hem törensel, hem yaĢamsal, hem tutum ve davranıĢsal hem de musiki bakımından önemi vardır.

(26)

Gaziantep ve çevresini kapsayan Oğuzeli, KarkamıĢ ve Nizip üçgenini içine alan Barak ovasında gün geçtikçe etkisi ve devamlılığı kaybolmaya yüz tutmuĢ toplu oturma geleneği içerisinde sazlı sözlü olarak gerçekleĢtirilen Barak Odası Sohbetleri ve Gelenekleri, Türk ekininin önemli bir parçasını oluĢturmaktadır.

Yıldırım ve Yıldırım (2011:55), Barak‟ ların Barakeli‟ ne diğer Türkmen oymaklarından önce geldiklerini ve yerleĢik hayata geçtikten sonra evler yaptıklarını ve bu evlerden yüksek soylu aĢiret beyinin evine “Şorevi” denildiğini, bununda yerleĢik hayatla birlikte küçük bir kurultay Ģeklini aldığını, aynı zamanda kimsesiz, yoksul kiĢilerin uğrak yeri olduğunu belirterek ġorevi‟ ni odaların temeli olarak ifade etmiĢtir. ġorevi‟ nin 50 yıl öncesine kadar devam ettiğini günümüzde ise olmadığını belirtmiĢtir.

Barak odaları ile ilgili olarak Yıldırım ve Yıldırım (2011:56,58);

“Kültürlerini nesilden nesile aktarmada kullandıkları sözlü edebiyatları da oldukça dikkat çekicidir.[…]Bilhassa iskan döneminde yaşanan olayları tasvir eden iskan türkülerinin zamanımıza ulaşması odalar sayesinde olmuştur.[…]Barak‟ ta toplumsal iletişimin sağlandığı bu odalar gelenek, kültür ve bilgi aktarımının merkezi olmuştur. ”Barak Odasında mı Yetiştin” tabiri bölgede bir atasözü haline gelmiştir. […]Şu hususu da belirtmek yerinde olur ki, Barak odaları yerleşik hayata geçildikten sonra Sünni inancın yerleşmesinde de önemli bir vazife görmüşlerdir. Camilerin olmadığı dönemde ibadetler ve dini sohbetler de bu odalarda yapılmıştır.[…]Barak odaları maalesef değişen dünya ve düşünce yapısından nasiplenmekte gecikmemiş ve işlevselliğini yitirmeye başlamıştır”Ģeklindeki açıklamayı yapmıĢtır.

Barak Odası hakkında bir diğer açıklamayı Aydın‟ dan gelmiĢtir;

“Barak köylerindeki büyük evlerde, köyün erkeklerinin akşamları toplanabildiği ve köye gelen misafirlerin ağırlandığı “Barak Odası” adında bir mekan bulunur. Bu odanın masrafları, eskiden tümüyle aşiret beyine ait olurdu”

(27)

1.2. Barak Sözcüğü ve Barak Sözcüğünün Geçtiği Tarihsel

Belge ve Kaynaklar

Günümüzde bir Türkmen topluluğunun ve yerin adını temsil eden Barak sözcüğünün çevresinde oluĢan kavramların; Oğuz Kağan destanından günümüze kadar olan kaynaklarınincelenmesi ile Türkmenlerin hız, cesaret, akıl, kurnazlık, saldırganlık, dayanıklılık vb. özelliklerine vurgu yaptığı ve evrende karĢılığı verilen nesnelleĢmiĢ hayvan simgelerine iĢaret ettiği anlaĢılmaktadır. Bu yöndeki açıklamalarda it (köpek2

)hayvanının öne çıktığı söylenebilir. Bu durum özellikle “kerkes kuĢu” ve yavrulama dönemini ele alan efsanede açıkça iĢlenmiĢtir.

Barak sözcüğüne yönelik temel açıklamalardan biri Türkçeye iliĢkin tüm çalıĢmaların da temel kaynağı olan Divan-ı Lügât-it-Türk adlı eserin yazarı KaĢgarlı Mahmud‟ a aittir. KaĢgarlı‟ ya göre Barak sözcüğü çok tüylü bir köpek olarak ifade edilmiĢ ve bir efsanenin açıklanması ile ele alınmıĢtır: “Türklerin inandıklarına göre,

kerkez kuşu kocayınca iki yumurta yumurtlarmış, bunların üzerine otururmuş, yumurtaların birisinden barak (tüylü köpek)çıkarmış. Bu, köpeklerin en çok koşanı, en iyi avlayanı olurmuş öbür yumurtadan da bir yavru çıkarmış bu, son yavrusu olurmuş3”.

ÖzbaĢ (1958:VII), Barak sözcüğünü; “Orta Anadolunun bazı yerlerinde

uzun tüylü bir cins köpeğe Barak dendiği gibi (kıl barak) dendiği de olur” Ģeklinde

açıklarken; Moğol Tarihçisi ReĢididdin‟ in Barakları Kılbarak diye adlandırması ile Oğuz‟un Kılbarakların karanlıklar diyarındaki memleketine gittiğini söylemekle Kılbaraklar diyarının kuzey ülkeleri olduğunu belirttiğini ifade etmiĢtir.

Yıldırım ve Yıldırım (2011), Barakların simgesini Bars4

olarak açıklar. Barsın hız ve çeviklik özelliklerinin kurt – at ikilisinde yerini bulmasına rağmen zamanla kurt –at kavramı Barakları ifade eden sözcük kümesi olmaktan çıkartılarak yerine “Kıl Barak” sözcük kümesinin kullanılmaya baĢladığını belirtmektedir.

2

Ögel (1998), Oğuz Kağan destanında it baraklarla ilgili olarak köpek başlı insanlar olduklarının

belirtilmesi Bögü Hanın yaptığı akınlarda elleri ve ayakları hayvanlarınkine benzeyen insan türlerine rastlanması (Ögel 1998, 193), Baraklardaki it simgeselliğin önemine dikkat çekmektedir.

3 KaĢgarlı Mahmut, Divan-ı Lügat-it Türk, Besim Atalay Tercümesi,c.1,S.377,Ankara,1939. 4“… „kurt, kaplan, aslan, at, it‟ gibi farklı türlerin genelini ifade …” etmektedir. (s. V).

(28)

Barakların cesaret akıl ve kurnazlık özelliklerine yönelik olarak tarihin önemli devlet, hükümdar ve olaylarına atıfta bulunulduğu anlaĢılmaktadır. Buna göre Cengiz Han‟ın güçlü ordusuyla Barakların üzerine yürüdüğü ancak Barakların akıl, kurnazlık ve cesaretleri ile Cengiz Han‟a fırsat vermedikleri anlatılmaktadır. Bu yöndeki açıklamalar Ġtalyan gezgin Garpini‟ye dayandırılmaktadır:

“Baraklar vücutlarını ıslattıktan sonra, bölgede bulunan ve ıslandığında deri üzerinde sert bir tabaka oluşmasını sağlayan kumu, vücutlarına sürmüş, kuruyan kum vücutta kurumuş ve bir nevi doğal bir zırh oluşturmuştur. Savaş tekrar başladığında ise, Cengiz Han‟ın ordusunun okları Barakları etkilememiş ve ordu bozguna uğramıştır.”

Aynı durum Moğol Tarihçisi ReĢididdin tarafından da; “bu taifenin çamura

girerek kumda yuvarlandıktan ve bu ameliyeyi üç defa tekrar ettikten sonra meydana gelen kalın tabakayı kurutarak savaşa böyle gitme adetleri olduğu…”Ģeklinde belirtilmiĢtir.

Barak sözcüğünün kökenine iliĢkin açıklamalara Ersoy5

(2003:43), Ahmet Vefik PaĢa6

(Haz. 2000), H. Kasım Kadri7 (1928), Radloff8 (1911), ġemsettin Sami9 (1989) gibi yazar ve bilginler yer vermiĢlerdir. Söz konusu açıklamalarda Barak sözcüğünün kökeninde kıllı bir hayvan ile bağlantı kurma, it, at ve koyun gibi hayvanlara vurgu yapma yazarlarda ortak görüĢ olarak iĢlenmiĢtir.

Yıldırım ve Yıldırım (2011: 50),“Bozbarak sözcüğü: yiğitliğin, mertliğin ve

çabukluğun ifadesi olup, Baraklar aynı zamanda bu adla da tanınmış, anılmışlardır.

5Barak sözünün aslnn eski Türkçede “bar-/var-“ fiilinden türemiş olabileceğini vurgulamaktadır.

(Ruhi Ersoy; Baraklı AĢık Mahgül ve Repertuarı, basılmamıĢ doktora tezi, Ankara, 2003,s.43, Aktaran: Özlem ANDAÇ ġAHĠN).

6“Barak kelimesi Lehçe-i Osmânî‟de „yünlü, kıllı, tüylü çuha‟(Ahmet Vefik PaĢa, Lehce-i Osmani,

Hazırlayan: Recep Toparlı, Ankara, 2000, Aktaran: Mehmet Ali Yıldırım, Kilis 2011)

7Büyük Türk Lügati‟nde „bir nev tüylü av köpeği, berg kebe (çobanların ve köylülerin giydikleri ve

yere serdikleri yünden kaba aba)‟ Hüseyin Kasım Kadri, Büyük Türk Lügati, C.I, Ġstanbul, 1928,

Aktaran: Mehmet Ali Yıldırım, Kilis 2011)

8Türk Dialecte‟de „uzun kuyruklu ve yallı soylu bir at cinsi, sık yünlü koyun, kıvırcık tüylü köpek

cinsi‟(W. Radloff, Wörterbuches Der Türk-Dialecte, C. IV, St. Petersbourg, 1911, Aktaran: Mehmet

Ali Yıldırım, Kilis 2011)

9Kâmûs-ı Türkî‟de ise „uzun kıllı, uzun tüylü‟ (ġemseddin Sami, Kâmûs-ı Türkî, Ġstanbul,

(29)

Savaşlarda çarkacı (önde döğüşen vurucular) söylemlerinin Baraklara yansıtılmasında Boz kavramı, “yiğitlik ve gözü peklik” anlamında kullanılmıştır. Bozuşak, Bozabalı, Bozmuratlı ve Bozbaraklar gibi”.

Barak‟ın sözcük anlamına yönelik yapılan taramadan barak sözcüğünün köpek baĢı anlamında kullanıldığı; köpek baĢına yönelik vurgunun hızlı koĢma özelliğine atıfta bulunulan bir av köpeği yakıĢtırmasıyla ortaya konulduğu; kurt-at ikilisinden kıl barak sözcüğüne geçiĢ yapıldığı ve yabancı tarihçi ve gezgin gözlem ve aktarımlarında köpek-kurt ve at üçlemesinden elde edilen güç ve akıl kullanımı, saldırganlık ve korunma yaklaĢımlarının Cengiz saldırılarında Barakların karĢı koyuĢuna yönelik uygulamaları ve cesareti simgelediği anlaĢılmaktadır.Barak Sözcüğüne ilk kez Oğuz Kağan Destanında rastlandığı belirtilmektedir. Oğuz Kağan Destanında Barak sözcüğü, hem Barak adlandırması hem de Barak kadını ve erkeklerinin görüntüsüne yönelik açıklamaları ortaya koymaktadır:

“… Oğuz Kağan Destanı‟nda; Barakların, İtil Nehri kuzeyinde,Karanlıklar Ülkesi olarak bilinen bölgede yaşayan bir topluluk olduğu anlatılmakta ve“Kıl-Barak-Kara Barak” olarak isimlendirilmektedir. (…) “Moğol tarihçi Reşidüddin de, aynı bölgeyi kastederek. Bölgede yaşayan toplumu “Kılbaraklar”olarak adlandırıyor(…) Ayrıca bazı kaynaklardaki: Barak erkeklerinin çirkin oluşu ifadelerinin altında da, bu çamura belenen ve kurt başlığı takan Barak

Savaşçılarının görüntüsü yatmaktadır. Bayanların güzelliği ise, savaşta yer almamalarından kaynaklıdır10

.”

Barak sözcüğü, geleneği ve coğrafyası bakımından konuyla doğrudan ilgli olan Gaziantep valiliği “Orta Asya‟dan Anadolu‟ya Bir Göçün Türküsü” adlı kitap ile Barak meselesine akademik bir bakıĢ açısı getirmiĢtir. Bu bakıĢ açısından ortaya çıkan bilgiye göre Barak boyları ile diğer Türk boyları arasındaki bağa dikkat çekilmekte ve Barak sözcüğünün yayıldığı geniĢ coğrafyaya vurgu yapılmaktadır:

10

(Tarihi Belgelerde “Baraklar” ve “Barak” Kelimesinin Anlamı (Genel Bakış), 25 Ocak 2011; Saat

20.00). http://www.barakturkmenleri.org/

(30)

“Ebul Gazi Bahadır Han‟necere‟i Terakime‟sinde Barak Han tamlamasında kullanılan Barak ad XIII. Yüzyılda Battal Gazi Destanında Kıl Barak olarak geçer. Barak adının tarih boyunca Orta Asya, İran ve Anadolu‟dan başka Doğu ve Orta Avrupa‟ya yerleşen Türk boyları arasında da yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Arap tarihçi Dımışkî Kıpçak oymakları arasında Barak adlı bir topluluktan söz etmekte Laszlo RAYSON “Tarihte Türklük”isimli eserinde Barak kelimesinin Macaristan‟dan Romanya‟ya kadar uzanan geniş coğrafyada bilinen ve kullanılan bir Türk ismi olduğunu belirtmektedir11”.

Barak sözcüğünün anlamı ve yayıldığı coğrafya dıĢında tarihte Barak adlı önemli hanedanlar olduğu anlaĢılmaktadır. Bu Ģahsiyetlerden Barak Baba‟nın Yesevi DerviĢi Sarı Saltuk‟un halifesi olduğu yönündeki bilgi Baraklar ile Hoca Ahmet Yesevi arasında doğrudan bir inanç bağı olduğu ve dolayısı ile Balkan Aleviliği ve BektaĢiliği içerinde Barak etkisini inceleme ve değerlendirme konusu yapacak düzeyde önemli bulunmuĢtur. Konuya iliĢkin ansiklopedik bilgi aĢağıdaki gibidir:

“Barak kelimesinin devlet siyaset ve sanat alanında pek çok kişiye isim olduğu dagörülmüştür. 1266 yılında, Çağatay imparatorluğu tahtına oturan Barak Han Kirman‟da yeni bir hanedanlık kuran Barak Hacip, Timur‟un torunu Uluğ Bey‟e baş kaldıran Türk Beyi Barak Han ve Yesevi Dervişi SarıSaltuk halifelerinden Barak Baba, Özbek Hanlarından Barak Han bu tanınmış kişilerdendir12

.”

Barakların inanç düzenine iliĢkin ipuçlarını ortaya koyan yukarıdaki açıklamayı destekleyen ifadelere ÖzbaĢ (1958:VII,VIII,IX), yer vermektedir. ÖzbaĢ (1958) Barakların Öztürk oymağı olduğunu belirtmiĢtir. Ayrıca; Kılbarak oymağının adının Battal Gazi‟nin efsanevi romanında geçtiğini belirterek Barak adında dört tane bilinen Türk hakanının adını ifade etmiĢtir. Bu hakanlardan birincisinin Barak Hacip13, ikincisinin Nevruz Ahmet Han14, üçüncüsünün Gıyaseddin15, dördüncüsü

11

Gaziantep Valiliği; Orta Asya’dan Anadolu’ya Bir Göçün Türküsü “Barak Türkmenleri”, Başbakanlık Basımevi, s.10, Gaziantep, 2002.

12

(Türk Ansiklopedisi, Cilt 5 s.239-240)

13 Barak Hacip(Ölümü: 1235): Barak oğulları sülalesindendir. Kirman beyi ve bu ülkede hükümdarlık

eden Karahitay sülalesinin kurucusudur.

14

(31)

nün ise Özbek Hanı Urusun torunu Barak Han16

olduğunu belirtmiĢtir. Ayrıca; Sarı Saltık beyin halifesinin adının da Barak olduğunu ve buna Barak Baba dendiğini belirterek Barak babaya uyanlara “Barakıyon” ve “Baraklılar” dendiğini ifade etmiĢtir. BektaĢi velayetnamelerine göre Barak babanın Hacı BektaĢ Veli‟nin Halifelerinden olduğunu ve alevi dedeleriyle sıkı bir münasebetleri olduğunu belirtmiĢtir.

1.3. Barak Türkmenlerinin Tarihsel GeçmiĢi

Baraklar Türkmenlerden ayrı bir aĢiret olarak nitelendirilmektedir. Türkmenlerin tarihi çok eskiye dayanır. Oğuz Türkleri Müslümanlığı kabul ettikten sonra Türkmen adını almıĢlardır. ÖzbaĢ (1958:VII,VIII,IX), Barak ve Türkmenlerin her ikisinin de Öztürk oymağı olduğunu ve eskiden Baraklara da Türkmen denildiğini belirterek; “Türkmenler iskan edildikleri zaman bunlardan bir kısmı

ziraatle uğraşmışlar ve köyler kurarak toprağa bağlanmışlardır. Diğer bir kısmı ise eskisi gibi göçebelik ve davarcılık yaparak çadır hayatından vaz geçmemişlerdir. Ekinci Türkmenlere Barak denmiş ve göçebe Türkmenlerde adlarını muhafaza etmişlerdir.” Ģeklinde açıklamıĢtır.

Barak Türkmenlerinin; Oğuz boylarından Bayat Boyunun Dulkadirli koluna mensup Cerid obası olduğu belirtilmektedir17

.

1.3.1. Barak Türkmen Obaları

Barak oymağı yedi obaya bölünmüĢtür. Bunlar: Eseli, Karakozan, Adıklı, Kürdülü, Abdürrazaklı, Torun ve Bayındır obaları olup en büyükleri Torun, Abdürrazaklı, Kürdülü18

dür.

15

Gıyaseddin: Çağatay hükümetini olgunlaĢtıran Barak Han, 1270‟ te Buhara‟ya gelerek Müslüman olmuĢ ve Gıyaseddin ünvanını almıĢtır.

16 Barak Han: Cuci sülalesinden Özbek Han‟ ı Urusuntorunu Koyırcak Han‟ ın oğludur. 17 Prof.Dr.Faruk SÜMER: Oğuzlar (Türkmenler), 5. Baskı, S.212.

18

(32)

1.3.2. Barak Türkmenlerinin Anadolu’ya Göçü

“Hazar Denizinin güneydoğusunda Horasan bölgesinde bulunan Barak

Türkmenleri Akkoyunlu devletinin Osmanlı Devletine Otlukbeli savaşında yenilmesi üzerine İran ve Anadolu içlerine göç ederler. Barak Türkmenleri ve Beg-dili Boyu Oymakları Seyit Salhattin‟ in oğullarından Feriz (Firuz) Bey‟i kendilerini reis seçerler. Bu Bey‟in adı ve hayatı zamanla Barak Türkmenleri arasında destansı bir anlam kazanmış, Barak göç ve iskan türkülerinin temelini oluşturmuştur. Barak Türkmenleri 15.yüzyılda Orta Asya‟dan Horasan‟a gelerek bir süre burada yaşamışlardır. Ancak, 16.yüzyılın sonlarında Horasan da gerek kuraklık ve gerekse siyasi karışıklıklar sonucu Barak Türkmenlerinin huzuru bozulur. Bunun üzerine Feriz Bey, oymak beylerini toplayarak Horasan‟dan göç meselesini konuşurlar ve zorda olsa Anadolu‟ya göç kararını alırlar. Asırlardır birlikte yaşanılan yerlerden ayrılıp kopmak kolay kabullenir bir durum değildir. Göç onlar için artık aşılmaz dağları aşmak, dur durak bilmeden gitmek, mezarlarını ve unutulmaz hatıralarını geride bırakmak, bilinmeyene doğru yol almaktı. Böylece anlatılanlara göre seksen dört bin çadırla büyük göç başlar. […]Göç Barak Türkmenlerinin bir kaderidir adeta. Anadolu‟ya giren oymaklar Erzurum üzerinden gruplar halinde Erzincan yolu ile Sivas‟a gelirler19”.

Gaziantep Valiliği yayınından alıntılanan metnin devamı hususunda yapılan tarama ve araĢtırmada Barak musikisi icracısı ve Barak odası gelenekleri gönüllü temsilcisi ve Kültür bakanlığı saz sanatçısı Mehmet DEMĠR‟e ve aĢağıdaki bilgilere ulaĢılmıĢtır:

“Baraklar Erzincan yolu ve Sivas yöresinde bir süre kaldıktan sonra oradan Yozgat,Çiçekdağı, Kırşehir ve Kayseri dolaylarına yerleşmişlerdir. Bu bölgelere yerleşen Barak Türkmenleri, hayatlarını göçebe olarak sürdürürler ve geçimlerini hayvancılıkla sağlarlar. Bu bölgelerde göçebe olarak yaşayan Türkmen oymakları ile yerli halk arasında çeşitli anlaşmazlıklar meydana gelmişve yönetimle bazı Türkmen oymaklarının da arası açılmıştır. Bunun üzerine Osmanlı devleti 1691

19 T.C. Gaziantep Valiliği, Orta Asya‟dan Anadolu‟ya Bir Göçün Türküsü Barak Türkmenleri, Kültür

(33)

yılında bir iskan siyaseti uygulamış, Barak ve Beğdili‟leri Urfa ile Rakka arasına mecburi iskana tabi tutmuştur. Barak Türkmenleri; Feriz Bey‟in önderliğinde 84 bin hane ile göçe başlamıştır ki; bunun dört binini Abdallar (çalgıcılar) oluşturmaktadır. Barak ve Beğ-Dili„ ler Cülap„ ta Akçakale‟den Rakka‟ya kadar Belih Nehrinin iki tarafında Ayn-ı Aruz (Ayneliz) gölünün etrafına yerleşmişlerdir.

Barakların göçlerine ve bu göç ile oluĢan tarihine iliĢkin kaynakların göç ve iskan türküleri olduğu anlaĢılmaktadır. Bu yöndeki bir örneği iskân ozanı Dedemoğlu tarafından dile getirilen aĢağıdaki türkü ile ortaya koymak mümkündür:

Çıktık Horasandan sökün eyledik 20

Düşürdüler bizi tozlu yollara Omuzlarda parlayor uzun şilfeler Aşırdılar bizi karlı dağlara

Bölük bölük oldu yüklendi göçler, Atlandı ihtiyar yayandı gençler Başımıza geldi gördüğüm düşler Düşürdüler bizi gurbet illere

Gehi konduk gehi göçtük yollardan, Bilip bilmediğim garip illerden Kerbelȃ çölünden ıssız dağlardan Bizden sonra bir nam kalsınillere

Oradan geçirdi sürdü Colaba Seksen dört bin evdir gelmez hesaba Deve koyun çok insan kalaba

Susuz hayvan inileşir göllere

20

(34)

Dedemoğlu derki aşkın bağından Aşırdılar bizi Yozgad dağından Anadolu Sivas şehri sağından Bu zamanda destan olsun dillere.

Belirli bir süre burada yaĢayan Barak Türkmenleri bu bölgelerde yaĢanılan birtakım anlaĢmazlıklardan dolayı devlet yönetimince tüm dikkatleri üzerlerine toplamıĢlardır. Halep Valisi Abbas PaĢa; Culap‟ın karĢısına gelerek Fırat Nehrinin kenarına kuvvetlerini kurmuĢ ve Feriz Bey‟den bazı beylerini kendisine teslim etmesini istemiĢtir. Ayrıca; devlete vergi ödemeleri gerektiğini söylemiĢtir. Bunun üzerine Feriz Bey Abbas PaĢa‟dan zaman isteyerek oymağın önde gelenlerini bir araya toplamıĢ ve durumu izah etmiĢ ancak oymak beyleri teslim olmayı kabul etmemiĢtir. Feriz Bey, “Zaten buralarda yaĢanılmaz, artık sözümde dinlenmeyeceğine göre ben Acem‟e geri dönüyorum, isteyen bana katılır, istemeyen kalır.” diyerek göç emri vermiĢ ve rivayete göre kendisine katılan kardeĢi Mukim Bey, Muslu Bey ve bazı oymak beylerini de yanına alarak otuz yedi bin hane ile tekrar Acem‟e göç etmek üzere yola çıkmıĢtır. Gitmemesi için yapılan bütün yalvarmaları reddeder. Oğlu Muhammed Bey, bir suçundan dolayı aĢiret töresine göre Reyhanlı‟ların içinde sürgünde olduğu için göçe katılmamıĢtır. Feriz Bey‟i yolundan çevirmek için oymaklardan bir topluluk son kez atlarla arkasından gider. Bu ısrarlara çok sinirlenen Feriz Bey, dönmeyeceğini ve gitmekte kararlı olduğunu belirtmek için küçük çocuğu Abbas‟ı atının üzengisine çarparak öldürür ve cesedini yolun üzerine atar. Bu durumu gören atlılar artık dönmesi mümkün değil diyerek geri dönerler. Feriz Bey, kendisiyle birlikte otuz yedi bin hane ile Acem‟e giderek Acem ġah‟ı tarafından kendilerine tahsis edilen bir bölgeye yerleĢmiĢlerdir.

Feriz bey ile beraber göçe katılmayan Barak Türkmenleri‟ nden geriye kalankırk yedi bin hane Culap‟ta kalır. Fakat baĢlarında bir beyleri olmadığı için Abbas PaĢa ile düzenli mücadele edemezler. Bunun üzerineKılıçoğlu tarafından, Feriz Bey‟in Reyhanlı‟ da sürgünde olan oğlu Muhammed Bey aĢiretin baĢına reis olarak getirtilir. Abbas PaĢa, daha önce Feriz bey‟ den istediklerini aynı Ģekilde Muhammed Bey ve Kılıçoğlu‟ndan da isteyerek ya Culap‟ın boĢaltılmasını yada

(35)

daha önce sözüedilen vergilerin verilmesi talep eder. Ayrıca; Feriz Bey‟in döneminde sorun çıkaran bazı beylerin de teslim edilmesini ister ancak Baraklaristenen beyleri teslim etmezler. Abbas PaĢa ise Barak aĢiretini Culap‟tan çıkarmak üzere harekete geçerek Culap‟ı topa tutar ve Türkmen oymaklarını dağıtır. Bunun üzerine Türkmenlerin bir kısmı ġark‟a giderek Diyarbakır‟ın yakınlarında bugünkü Karakeçili‟ lerin olduğu Karacadağ‟a,bir kısmı da Amik Ovasına ve Anadolu‟ nun çeĢitli bölgelerine dağılır. Baraklar ise önceden RıĢvanların yaĢadığı, Ģimdiki adıyla Barak Ovası denilen Nizip, KarkamıĢ ve Oğuzeli üçgeninde kalan Suriye sınırına yakın olan bölgeye yerleĢir. Barakların tarih boyunca yaĢadıkları tüm göç olayları ozanlar tarafından günümüze kadar aktarılan iskan türkülerinden de açıkça anlaĢılmaktadır.

1.4. Barak Toplumunun [Türkmen AĢireti] Coğrafyası

Barak Türkmen AĢiretleri, yeryüzünde bulundukları coğrafyada günümüzde en çok “Barakeli” olarak ta tabir edilen Barak Ovasında yaĢamaktadırlar. Barak ovası; Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nde; Gaziantep ilinin Oğuzeli, Nizip ve KarkamıĢ ilçelerini içine alarak güneyde Suriye sınırına kadar uzanan, bir kısmı da Kilis‟ in Elbeyli ilçesinde bulunan bir ovadır. Altay dağlarından Horasan‟ a, buradan da Anadolu‟ ya doğru büyük bir göçle gelen Barakların günümüzde yurdun muhtelif yerlerinde ve hatta yurt dıĢında da yaĢadıkları, gerek kaynak kiĢilerden gerekse yazılı kaynaklardan anlaĢılmaktadır. Türkiye‟ de Meskûn Yerler Kılavuzu‟na göre Barak adını taĢıyan yerleĢim yerleri aĢağıdaki gibidir21

:

AġĠRETĠN ADI VASFI ĠLÇESĠ ĠLĠ

Barakdağı Köy Karaisalı Adana

Baraklı Köy Dinar Afyonkarahisar

Barak Köy Keskin Kırıkkale

Barakobası Köy Keskin Kırıkkale

Barakbil Köy Yusufeli Artvin

Baraklar Köy Gerede Bolu

21 Türkiye‟de Meskun Yerler Kılavuzu, Türkiye Cumhuriyeti Ġç ĠĢleri Bakanlığı Yayınları, Cilt 1,

(36)

Barakfakı Köy Merkez Bursa

Baraklı Köy Merkez Bursa

Barak Köy Ġskilip Çorum

Barağı Köy KeĢan Edirne

Barak Belde Nizip Gaziantep

Barak Muhtarlık Nizip Gaziantep

Barak Ova Nizip Gaziantep

Barak Dağ Nizip Gaziantep

ġıhbarak Köy Tomarza Kayseri

Baraklı Köy Çiçekdağı KırĢehir

AĢağı Barak Köy Avanos NevĢehir

Belbarak Köy Avanos NevĢehir

Barakmuslu Köy Ilgın Konya

AĢağıbaraklı Köy Erbaa Tokat

Yukarıbaraklı Köy Erbaa Tokat

Berağı Köy Emet Kütahya

Baraklı Köy Boğazlıyan Yozgat

Baraklı Köy Merkez Yozgat

2012 yılında, Baraklı kaynak kiĢi Hüseyin Yıldırım (DerviĢ Hüseyin) ile yapılan görüĢmede Barak‟ ların Adana‟ da da var olduğunu ve halen yaĢadığını kanıtlayan bir olay anlatılmıĢtır. GeçmiĢte bir gün Adana‟daki bir camiye, namaz kılmak için giden Yıldırım, hocanın vaaz verirken Ģivesine ve dua okurken makamsal ağız tavrına dikkat etmiĢ ve kendi kendine “Ne kadar çok bizim yöreye benziyor” diye düĢünmüĢ. Namazdan sonra hocaya “Nerelisiniz Hocam?” diye sorduğunda hoca: “Ben Baraklı‟ yım” demiĢ. Bu durum Barak‟ ların Adana‟ da var olduğunu ve yaĢadığını açıkça göstermektedir.

T.C. Gaziantep Valiliği (2002), Barak Türkmenlerinin; günümüzde Nizip, Oğuzeli, KarkamıĢ ilçe sınırları içerisinde geniĢ bir bölgeyi kapsayan Barak Ovasında aynı adla yaĢantılarını sürdürdüklerini belirtmiĢ ve ayrıca Kilis, Kuzey

(37)

Suriye, Reyhanlı ve Amik ovasında, az sayıda da olsa Barak Türkmenlerinin bulunduğunu ifade etmiĢtir.

Yıldırım ve Yıldırım (2011: 19, 20, 28, 29), Horasan‟ dan Anadolu‟ ya olan Barak göçünü; “Anayurtları Asya‟nın kuzeybatısı olan Baraklar, Horasan‟dan

Anadolu‟ya üçüncü büyük göç dalgasında yer alan Beydili‟yle beraber Musul, Telafer ve Bayat Türkmenleriyle aynı dönemde göç etmişlerdir. Barakların göçü, XVI. yüzyılda, İran‟ın Farap, Karacuk yaylasından başlamış ve iskân başı olan Firuz Bey önderliğinde Anadolu‟ya yönelmiştir. Göçün, Anadolu güzergâhı ise Erzurum, Erzincan, Yozgat ve Sivas yolu olmuştur”(… )“Baraklar, bugün Gaziantep civarında Barak Ovası ve Barakeli olarak da bilinen bölgede bulunmaktadırlar. Bu bölge Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kilis‟in güneydoğusundan, Gaziantep‟in Oğuzeli ilçesinin güneyinden ve Nizip ilçesinin kuzeydoğusunda bulunan Belkıs köyünden başlayarak doğuda Fırat nehri kıyısına ve güneyde Suriye sınırına kadar uzanan oldukça geniş bir alanı içine almaktadır.” Ģeklinde açıklamaktadır.

Demirci‟ nin (2012:33-69), Savunma Bilimleri Dergisindeki makalesinde Barak sözcüğü “Anklavlar” baĢlığı altında bir sınıflama basamağı olarak anılmaktadır. Demirci‟ye göre Anklavlar bir ülkeyi tanımlayan büyük nüfusun dıĢında yaĢayan ve ülkenin belli bir kesiminde nüfus egemenliğiyle ülke içinde bir nüfus adası oluĢturan topluluklardır. Bu topluluklar diğer ülke yönetimleri tarafından ülkelerin iç iĢlerine müdahale unsuru olarak kullanılmaktadır. Söz konusu çalıĢmada barak sözcüğü sadece Kırgızistan‟da 700 nüfuslu Kırgız Barakları olarak verilmiĢtir. Burada Barak sözcüğü Anklavlar diye anılan nüfus kütlelerinden birini oluĢturmaktadır.

Demirci‟nin yukarıdaki açıklamalarında yer verilen Barak ile günümüz Türkiye coğrafyasının özellikle Gaziantep, Kilis, ġanlıurfa illerinin oluĢturduğu Barak Ovasındaki yerleĢik Baraklar arasında bağ olup olmadığı önem kazanmaktadır. Bu önem Barak Türkmenlerinin hem yaĢadıkları coğrafyanın anlaĢılması hem de göç yollarının ortaya konulması bakımından ifade edilebilir.

(38)

Barak coğrafyası konusunun Balkanlara kadar geniĢlediği 1. 3. bölümde ele alınmıĢtı. Bununla birlikte Türkistan sahasında iĢ yapmakta olan Barak iĢ adamı Bekir OKAN‟a sorulduğunda Barak coğrafyasını Kazakistan‟a kadar geniĢleten bir bilgiye ulaĢılmıĢtır. Okan‟ın22

(2013) bir deneyiminden aktardığına göre

“… üç dört yıl önce Kazakistan‟ daki iş seyahatleri sırasında kendisini, Rusya ve Çin‟ e sınırı olan Altay Dağlarına geziye çıkardıkları bir gün, orada bulunan bölge yerlisine: “Siz hangi cüz‟23

den siniz?” sorusunu yönelttiğinde, yerli vatandaş: “Ben Barak‟ ım” diyerek cevap vermiş.”

Bu yaĢantıdan ortaya çıkan bilgiye dayanan Okan, Kazakistan‟da Ģu anda bir Barak boyu olduğunu ve bunu günümüzde kimsenin bilmediğini dile getirmiĢtir. Okan‟ın deneyiminden yola çıkıldığında Barak coğrafyası Türkistan‟ da konumu Kazakistan sınır bölgesi olan Rusya(Sibirya), Moğolistan ve Çin‟ e kadar varan sıradağlarda (Altay dağlarında) günümüzde bir Barak Boyunun yaĢadığı gerçeğiyle Kazakistan‟dan Balkanlara kadar uzanmaktadır. Bu bilgiye dayanarak; tarihi Barak göçünün Horasan‟dan baĢlamadığını, göç yolunun ilk olarak Altay dağlarından Horasan‟ a doğru olduğunu, daha sonra Horasan‟ dan Anadolu‟ ya; Anadolu‟da Balkanlara doğru gerçekleĢtiği söylenebilir.

1.5. Barak Topluluğunun [Türkmen AĢireti] Ġnanç ġekilleri

Barakların inanç Ģekilleri ve düzenlerine iliĢkin olarak 1. 2. bölümde Hoca Ahmed Yesevi, Hacı BektaĢ-ı Veli, Sarı Saltuk ve Barak Baba‟ya dayanan bir Alevi-BektaĢi inanç Ģekline değinilmiĢti. Barakların Alevi- Alevi-BektaĢi inanç yaklaĢımlarını benimsemesine yönelik bir kaynakça dahilinde bu inanç yaklaĢımının Barakların inanç düzenindeki son halka olduğu söylenebilir. Buna göre Barakların elbette yaĢadıkları coğrafya, etkileĢim içerisinde oldukları medeniyetlerdeki dinler ve Türklerin inanç düzeninde yer alan dinler Alevi-BektaĢi inanç yaklaĢımının diğer halkalarını oluĢturmaktadır. Bu çıkarımdan Türklerin GökTengri inancı ile bu

22 Bekir Okan ile konu kapsamında yapılan 23.04.2013 tarihli görüĢmeden alınmıĢtır.

23 Cüz: XVI. yy‟ da Kazakistan hanlığı “ulu cüz”, “orta cüz” ve “küçük cüz” olarak üçe bölündü.

Cüzlerin bölünmesi coğrafi bölge ve boylara göre gerçekleĢti. Günümüzde ise Kazakistan; yukarı, orta ve alt cüz kavimler olarak tanımlanmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fırat Tıp Dergisinin 2008 yılı sayılarında hakem olarak görev yapan akademisyenlere teşekkür ederiz.. Many thanks to our referees for their kindly contribution to the journal

Haber, Atatürk’ün isteğiyle, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıtmak amacıyla Avrupa limanlarını dolaşan seyyar sergi gemisi Karadeniz’in, Amsterdam

Kullanılan Bezeme: Eğmeç, kenar barmaklı, barmaklı yelek, çatal, cici(göbü), şak (ağ), yanış, kırkmıklı, koca göbek, bışkılı, bışkı, çıbık, ala boncuk..

Araştırmacılar ayrıca hipokampusun kesin görsel-mekânsal bilgi ile ilgili bağlantıları içeren septal bölgesinin hâlâ hızlı, doğru bir mekân belleği

As a conclusion, PC was performed in 30% of patients with metabolic syndrome consulted with the Gynecology Department and the pathology examination revealed that 50%

Ayrıca son yıllarda tıp ve hemşirelik gibi pozitif bilim alanlarındaki araştırmalarda da kullanmaktadır...  Kantitatif çalışma: x

Bu çalıĢmada Türk Halk Müziği içerisinde Bolu yöresi kırık hava ve halk oyunları müziklerinin tespit edilmesi, bu müziklerin doğru bir Ģekilde notaya