• Sonuç bulunamadı

BEDENSEL ENGELLİLERİN TURİZM SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BEDENSEL ENGELLİLERİN TURİZM SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA"

Copied!
127
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BEDENSEL ENGELLİLERİN TURİZM SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Hazırlayan Semih ARICI

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BEDENSEL ENGELLİLERİN TURİZM SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Hazırlayan Semih ARICI Danışman Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK Ankara-2010

(3)

JÜRİ ÜYELERİ ONAY SAYFASI

Semih ARICI‟ın “Bedensel Engellilerin Turizm Sektöründen Beklentilerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma” başlıklı tezi 18.05.2010 tarihinde, jürimiz tarafından Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK ………

Üye: Prof. Dr. İzzet GÜMÜŞ ...

Üye : Doç. Dr. Mehmet YEŞİLTAŞ ...

Üye : ... ... Üye : ... ...

(4)

ÖZET

BEDENSEL ENGELLİLERİN TURİZM SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİNİN TESPİT EDİLMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Arıcı, Semih

Yüksek Lisans, Turizm İşletmeciliği Eğitimi Ana Bilim Dalı Tez Danışma: Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK

Haziran, 2010

Engelli, uzun vadeli olarak fiziksel, zihinsel veya sağlık sorunları nedeniyle aktivitesinin çeşidi veya miktarı ile ilgili sınırları bulunan kişidir. Dünyanın en büyük azınlığı olarak adlandırılan engelli nüfusu 600 milyonu aşmaktadır. Ülkemizde ise 8,5 milyondan fazla engelli bulunduğu bilinmektedir. Avrupa‟daki engellilerin turizm harcamalarının 80 milyar avro olduğu, ABD‟deki engellilerin alım gücünün 175 milyar dolara ulaştığı düşünüldüğünde günümüzde turizm endüstrisinde engelliler pazarının ne denli önemli bir konuma geldiği anlaşılmaktadır.

Bu çalışmada bedensel engellilerin turizme sektörüne dair algılarını ve beklentilerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bunun için toplam 415 bedensel engelliye internet üzerinden ve anketör aracılığıyla anket uygulanmıştır. Çalışmada, kullanılan ölçeklerin, genel geçerlik ve güvenirliğine ilişkin gereken analizler gerçekleştirilmiş olup, 7 Şubat - 25 Şubat 2010 tarihleri arasında örneklem gruba uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, “yüzde”, “frekans”, ilişkili ölçümler için “t-testi”, “tek faktörlü varyans (Anova) analizi” ve çoklu karşılaştırmalar için “Tukey”, analizleri kullanılmıştır.

Araştırmaya ilişkin geliştirilen hipotezlerin testine yönelik gerçekleştirilen analizler sonucunda, bedensel engellilerin turizm hareketlerine katılım sıklıklarıyla konaklama işletmeleri tarafından sunulan hizmetlere ilişkin algıları arasında anlamlı bir farklılık olduğu ortaya konulmuştur. Araştırma bulgularının sonucunda, bedensel engellilerin turizm hareketlerine katılımının sağlanabilmesi için, seyahat acentaları, konaklama işletmeleri ve turistik bölgelerde engellilere yönelik sunulan hizmetlere ilişkin öneriler getirilmiştir.

(5)

Anahtar Kelimeler: Turizm sektörü, engelli turizmi, bedensel engelli, seyahat acentaları, konaklama işletmeleri,

ABSTRACT

A SURVEY TO ESTABLISH THE EXPECTS OF DISABLED PEOPLE FOR TOURISM INDUSTRY

Arıcı, Semih

Ms, Tourism Management Program Advisor: Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK

June, 2010

Disability can be defined as, a physical or mental impairment which has a substantial and long term adverse effecet on your ability to carry out normal day to day activities. Disabled people population is more than 600 million in the world. In Turkey, the disabled population is approximately 8.5 million. Due to growth of disabled people tourism expenditure in Europe as 80 billion euro and America as 175 billion dollar, people with disabilities become an important developing market in the world tourism industry.

In this study, the aim is to explore the perception and expection of disabled people for tourism industry. To serve this purpose, a online questionnaire survey and assessors were conducted for 415 disabled people in Turkey. The validity and reliability studies of the scale were implemented; following this the questionnaire was applied between February 7 and February 25 to the sample population. Data obtained were analyzed through “frequency”, percentage”, “t-test for correlation measurements”, “one-factor variance (ANOVA) analysis” and Tukey test” analyses.

The results of the analyses of the hypotheses of the study suggest that there have a significant effect on frequency of travelling and services provided by hotel establishments. As a result of the findings of the study, given a number of recommendations related to travel agencies, hotel establishments and tourism destinations about how to improve the conditions in the Turkish tourism industry for physically disabled market.

Keywords: Tourism industry, disabled tourism, disabled peeople, travel agencies, hotel establishments and destinations.

(6)

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI...i

ÖZET...ii ABSTRACT...iii İÇİNDEKİLER...iv TABLOLAR LİSTESİ...viii I. BÖLÜM ... 1 1. GİRİŞ ... 1 1.1. Araştırmanın Problemi ... 2

1.2 Araştırmanın Amacı ve Hipotezleri ... 6

1.3. Araştırmanın Önemi ... 9

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 11

1.5. Araştırmanın Varsayımları ... 11

1.6. Terimlerin ve Kısaltmaların Tanımlanması ... 12

II. BÖLÜM ... 13

KURAMSAL VE KAVRAMSAL LİTERATÜR ... 13

2.1. Engelliliğe İlişkin Tanımlamalar ve Engelliliğin Sınıflandırılması ... 13

2.1.1. Engelliliğin Tanımı ... 14

2.1.2. Engelliliğin Sınıflandırılması ... 16

2.1.2.1. Ortopedik Engelliler ... 16

2.2. Engelli Turizmi ... 17

2.2.1. Türkiye‟de Engelli Turizminin Genel Durum ve Özellikleri ... 19

2.2.2. Türkiye‟de Engellilerin Ekonomik Durumu ... 20

2.2.3. Dünyada, Engellilerin Ekonomik Durumu İle İlgili Genel Görünüm ... 24

2.2.4. Türkiye‟de Engellilerin Sosyo-Ekonomik Durumu İle İlgili Genel Görünüm ... 25

2.3. Turizm İşletmelerinin Engelli Pazarına Yönelmesi ... 30

2.3.1. Seyahat Acentalarının Engelli Pazarına Yönelmesi ... 32

2.3.1.1. Türkiye‟deki Seyahat Acentalarının Engellilere Yönelik Hizmetlerinin Değerlendirilmesi ... 34

2.3.2. Konaklama İşletmeleri Engelli Pazarına Yönelmesi ... 35

2.3.2.1. Türkiye‟deki Konaklama İşletmelerinin Engellilere Yönelik Hizmetlerinin Değerlendirilmesi ... 36

(7)

2.3.3.1. Tesislerin Girişleri ... 38

2.3.3.2. Resepsiyon Alanları ... 39

2.3.3.3. Genel Alanlar ... 40

2.3.3.4. Bedensel Engelli Konuklar İçin Düzenlemeler ... 43

2.3.4. Ulaşım Sektörünün Engellilere Yönelik Faaliyetleri ... 44

2.3.4.1. Ulaşım Sektöründe Engellilere Yönelik Düzenlemeler ... 46

2.3.5. Turistik Bölgelerde Engellilere Yönelik Hizmetlerinin Değerlendirilmesi ... 46

III. BÖLÜM ... 48

YÖNTEM ... 48

3.1. Araştırma Modeli ... 48

3.2.Evren ve Örneklem ... 49

3.3.Verileri Toplama Teknikleri ... 53

3.4.Verilerin Analizi ... 54

4. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUMLAR ... 57

4.1. Araştırmaya Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular .. 57

4.2. Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılımı ile Bir Turizm İşletmesinden Hizmet Almalarına İlişkin Bulgular ... 59

4.3. Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılma Amaçlarına İlişkin Bulgular ... 60

4.4.Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin, Seyahat Acenteleri Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Yapmış Oldukları Saptamalar ... 61

4.5. Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin, Konaklama İşletmeleri Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Yapmış Oldukları Saptamalar ... 63

4.6. Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin, Turistik Bölgelerde Sunulan Hizmetlere Yönelik Algıları ... 67

4.7. Bedensel Engellilerin, Turizm Sektörüne Yönelik Önerilere İlişkin değerlendirmeleri ... 68

4.8. Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Seyahat Acentalarının Sunduğu Hizmetlere Yönelik Saptamaları ... 70

4.9. Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin, Konaklama İşletmelerinin Sunduğu Hizmetlere Yönelik Saptamaları ... 72

4.10. Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin, Turistik Bölgelere Yönelik Saptamaları ... 74

4.11. Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Turizm Hareketlerine Katılımları Arasındaki İlişki ... 76

4.12. Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Seyahat Acentelerinde Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular . 77 4.13. Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Konaklama İşletmelerinde Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular 79 4.14. Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Turistik bölgelerde Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular ... 81

(8)

4.15. Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Seyahat Acentalarında Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular 82

4.16. Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Konaklama İşletmeleri Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarının

Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular ... 84

4.17. Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Turistik Bölgeler Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular ... 86

4.18. Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılım Sıklıkları İle Seyahat Acentaları Tarafından Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular ... 88

4.19. Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılım Sıklıkları İle Konaklama İşletmeleri Tarafından Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular ... 89

4.20. Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılım Sıklıkları İle Turistik Bölgelerde Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular ... 90

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 92

KAYNAKÇA ... 105

(9)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Engellilerin Coğrafi Bölgelere Göre Oransal Dağılımı……….………...….50 Tablo 2: Araştırmada Kullanılan Ölçekte Yer Alan Bölümlerin Güvenilirliğine İlişkin

İstatistiki Sonuçlar………...55 Tablo 3: Araştırmaya Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımı………..………....…..58 Tablo 4: Bedensel Engellilerin Son Beş Yıl İçerisinde Turizm Hareketlerine Katılımı ve Katılım Sıklıkları İle Herhangi Bir Seyahat ve Konaklama İşletmesinden Hizmet Alıp

Almadıklarına Frekans ve Yüzde Değerleri………..…59 Tablo 5: Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılma Amaçlarına İlişkin Frekans ve Yüzde Değerleri………..………..60 Tablo 6: Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin, Seyahat Acenteleri Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarına İlişkin Bulgular……….………62 Tablo 7: Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin, Konaklama İşletmeleri

Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarına İlişkin Bulgular ……….……….66 Tablo 8: Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin, Turistik Bölgeler Tarafından Sunulan Hizmetlere Yönelik Algılarına İlişkin Bulgular……….…67 Tablo 9: Bedensel Engellilerin, Turizm Sektörüne Yönelik Önerilere İlişkin

Değerlendirmeleri………...……..69 Tablo 10: Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Seyahat Acentalarının Sunduğu Hizmetlere Yönelik Saptamaları……...……….…..71 Tablo 11: Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin, Konaklama İşletmelerinin Sunduğu Hizmetlere Yönelik Saptamaları……….…………...…..………..73 Tablo 12: Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin, Turistik Bölgelere

Yönelik Saptamaları………..……75 Tablo 13: Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Turizm Hareketlerine Katılımları Arasındaki Karşılaştırmaya İlişkin Anova Test Sonuçları………..………..77 Tablo 14: Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Seyahat Acentalarında Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları………..……….78 Tablo 15: Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Konaklama İşletmelerinde Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları………..……….80

(10)

Tablo 16: Turizm Hareketlerine Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Turistik Bölgelerde Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları………..…82 Tablo 17: Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Seyahat Acentalarında Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları……….……84 Tablo 18: Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Konaklama İşletmelerinde Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları……….………86 Tablo 19: Turizm Hareketlerine Katılmayan Bedensel Engellilerin Demografik Özellikleri İle Turistik Bölgelerde Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları……….…87 Tablo 20: Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılım Sıklıkları ile Seyahat

Acentaları Tarafından Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları………..………...………..88 Tablo 21: Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılım Sıklıkları ile Konaklama İşletmeleri Tarafından Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları………..…….…89 Tablo 22: Bedensel Engellilerin Turizm Hareketlerine Katılım Sıklıkları ile Turistik

Bölgelerde Sunulan Hizmetlere İlişkin Algılarının Karşılaştırılmasına Yönelik Anova Testi Sonuçları………..…………..……...……91

(11)

I. BÖLÜM GİRİŞ

1. GİRİŞ

Günümüzde turizm endüstrisi için engelliler önemli bir niş pazar konumunda olmasına rağmen, bu güne kadar üzerine fazla değinilmemiştir (Israeli, 2002: 101). Engellilerin toplam nüfus içindeki konumları ve sorunları büyük önem taşımaktadır. Özürlülüğün nedenlerinin araştırılması kadar, var olan özürlü insanlarımızın yaşam, gelişme, yetişme, korunma ve katılım haklarının geliştirilmesi de önemli bir gereksinim olarak gözlenmektedir. Yau vd.,, (2004: 948)‟e göre engelliler de diğer insanlarla aynı istek ve ihtiyaçlara sahiptirler. Bu bağlamda, turizm faaliyetlerine katılmaları en doğal hakları olmasına rağmen, turizm faaliyetlerinin sanki fiziksel engelleri olmayan kişiler için tasarlanmış şekilde olduğu görülmektedir

Engellilerle yaşam bir çok aktiviteye katılımın önünde engel teşkil etmektedir. Engellilerle turizm faaliyetlerine katılmak isteyenlerde bir orkestra gibi işbirliği içinde olan fiziksel, ruhsal ve sosyal birçok problemin üstesinden gelmek zorundadırlar. Kabul edilen görüşe göre, turizm faaliyetlerine katılmak engeli olan ve olmayan tüm insanlar için gerekli bir aktivitedir (Yau vd., 2004: 948).

Dünyada 600 milyonun üzerinde engelli yaşamaktadır. Bu da yaklaşık olarak toplam dünya nüfusunun %10‟u kadardır (Fujiura ve Rutkowskikmitta, 2001:75; Mercer ve MacDonald 2007:548). Ülkemizde ise bu oran %12‟dir ve 8.5 milyonun üzerinde engelli yaşamaktadır (TÜBİTAK, 2006, DİE, 2002). Engelli aileleri de bu rakamlara dahil edildiğinde 20 milyon gibi bir rakama ulaşılmaktadır (Mengüç, 2002:29). Avrupa‟da 46 milyonun üzerinde engelli nüfusun olduğu bilinmektedir. Avrupa‟daki engellilerin %70‟i seyahat etmektedir. (Artar ve Karabacakoğlu, 2003:22) Yapılan araştırmalar Avrupa‟daki engellilerin en az bir refakatçi ile turizm faaliyetlerine katıldığını göstermektedir. Böylelikle Avrupa‟da turizm faaliyetlerine katılan engelli sayısı 130 milyonu aşmakta ve yaptıkları turizm harcamalarının 80 milyar avro civarında olduğu belirtilmektedir (TURSAB, 2008).

(12)

ABD‟de ise Engelliler İçin Seyahat ve Turizm Derneği (SATH)‟ın 1999 yılında Florida‟da düzenlediği Dünya Engelliler Seyahati Konferansı, her 5 kişiden birinin engelli olduğunu ve engelli nüfusunun 50 milyona ulaştığını ve bu kesimin alım gücünün 175 milyar dolar civarında olduğunu belirtmiştir. Amerika‟da 50 milyona ulaşan ve giderek artmakta olan engelli nüfusu turizm sektörü için, ilginin giderek arttığı bir pazar haline gelmektedir (Burnett ve Baker, 2001:4). Ayrıca bu nüfusun da 2030 yılına kadar ikiye katlanacağı beklenmektedir (Lach, 1999:21-22). Bunlara ek olarak farklı ülkelerden de örnek vermek gerekirse, The Australian Bureau of Statistics (ABS), 2004, araştırmaları Avusturalya‟da engelli nüfusunun 1988‟den 2003‟e kadar %15‟den %20‟lere çıktığını göstermektedir (Darcy vd., 2008:7).

Bu rakamlara bakılarak dünyanın en büyük azınlığının engelliler olduğu rahatlıkla söylenebilmektedir. Bu azınlığın turizm sektörüne kazandırılabilmesi için uzun süredir ihmal edilmiş olan etkili yasal düzenlemelerin birçok ülkede (özellikle gelişmiş ülkelerde) hayata geçirilmesi ve bu yasal düzenlemelerin yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamasıyla eskisine oranla çok daha mobil hale gelmiş, çeşitli ekonomik ve sosyal imkânlara kavuşmuş olan engelliler, daha fazla seyahat etmeye başlamışlardır (TÜRSAB, 2008). Bu nedenle engellerin turizm sektöründen beklentilerinin tespit edilerek, sektörün eksikliklerinin tamamlanması ve engellerin turizm faaliyetlerine kazandırılması önem arz etmektedir.

1.1. Araştırmanın Problemi

Yapısal özelliği itibariyle dinamik bir sektör olan turizm hızla gelişirken, sayıları azımsanmayacak kadar çok olan engelliler için aynı durum söz konusu değildir. Sektör kendini sürekli yenilemekte fakat engelliler için yapılan düzenlemeler sadece yasal yaptırımlardan ibaret kalmaktadır. Geçmiş yirmi yıl ile kıyaslama yapılırsa engellilerin seyahatlerindeki bütün olum suzluklara rağmen, günümüzde artık yavaş yavaş onlar için oluşturulan turizm faaliyetlerinde özellikle ulaşım, konaklama ve çekicilik unsurlarında, bazı olumlu değişmeler göze çarpmaktadır (Öztürk ve Yaylı, 2006:26-27). Bu bağlamda, belirli bir oran olmamakla birlikte engelli kesimin bir kısmı tam olarak turizm faaliyetlerine katılım sağlayabilmektedir (Darcy, 1998:7). Bu olumlu değişimde ABD ve İngiltere başta olmak üzere oluşturulan lobi faaliyetleri ve hukuki düzenlemelerin büyük biri payı vardır (Yau vd., 2004:948). ABD‟de 1990 yılında çıkan Engelli Amerikalılar Yasası (ADA) ve İngiltere‟de 1995 yılında kabul edilen Engelliler Ayrımcılık Yasası (DDA)‟nın olumlu etkileri özellikli

(13)

turizmde hızla ortaya çıkmıştır. Ülkemiz de ise uzun yıllar taslak halinde bekleyen ve 01.07.2005 tarihinde kabul edilen, 07.07.2005 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 5378 sayılı kanunla, özürlülüğün önlenmesi, engellilerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmaktır(Madde 1).

8,5 milyon engellinin yaşadığı ülkemizde, Kültür ve Turizm Bakanlığı‟ndan işletme belgeli 1176 adet engellilerin kullanımına özel oda bulunmaktadır. Bu odaların 605 tanesinin en çok engelli oda kapasitesine sahip olan Antalya‟da, 159 tanesinin Muğla‟da ve 147 tanesinin İstanbul‟da olduğu belirtilmektedir. Bununla beraber engelli derneklerindeki uzmanlarca bu envanterin tümünün engellilerin kullanımına uygun standartlarda olmadığını, engelliler için yapılmış olduğu iddia edilen bu odaların ve diğer alanların engelliler tarafından kullanımının oldukça güç olduğu belirtilmektedir (TÜRSAB, 2008). Buradan yola çıkarak 8,5 milyon engellinin yaşadığı ülkemizde, engellilere özel yatak kapasitesinin, 600 milyonluk engelli turizm pazarına hitap etmesinin oldukça olanaksız olduğu söylenebilir.

İlgili yasal düzenlememelerin çıkarılmış ve yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, yeterli sayıda tesisin bulunmadığı, var olan tesislerin de engellilere uygun bir şekilde dizayn edilmediği ülkemizde, turizm faaliyetlerine katılan engelliler, engellerine hapsolmuş şekilde tatillerini geçirmek zorunda kalmaktadırlar. Zira yapılan araştırmalar (Öztürk ve Yaylı, 2006:12) göstermektedir ki, birçok otel ve acenta yöneticisi tarafından bedensel engelliler pazarının geliştirilmesinde devletin sosyal olma özelliği vurgulanarak büyük adımların devlet tarafından atılması gerektiği ifade edilmiş olmasına rağmen, özel sektörün bu pazardan elde edeceği getiriyi artırmak için kendi üzerine düşeni yapması gerekmektedir.

Engelli olmak farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bunlar; duyma, görme, fiziksel, zeka noksanlığı gibi unsurlardan oluşmaktadır. Engellilerin özür derecesi de değişmektedir. Kişilerin fiziksel engelleri: hareket edememeden başlayıp, bir hareketi yeterli zamanda yapamamaya kadar derecelenmektedir. Öte yandan, fiziksel engelliler için ikinci bir gruplama yapmak gerekirse, diyabetik kişileri ve duyma problemleri olanları da ele almak gerekir. Söylenmesi gereken şey, fiziksel engellilik birçok nedene dayanabilir (Daniels vd., 2004:921). Dünyada 600 milyonun üzerinde engelli yaşamaktadır ve bu da yaklaşık olarak toplam nüfusun %10‟u kadardır (Fujiura ve Rutkowskikmitta, 2001:75; Mercer ve MacDonald

(14)

2007:548). Bunlardan bir kısmı turizm faaliyetlerine katılım gösterirken, birçoğunun turizm faaliyetlerinden faydalanamadıkları gözlenmektedir. Çünkü engellilerin turizm faaliyetlerine katılımlarının önünde birçok pratik ve sosyal engel bulunmaktadır. Bunlar bir bilet satın almak, rezervasyon yaptırmak ve tatil paketi satın almak gibi basit unsurlar olarak da karşılarına çıkabilmektedir. Dolayısı ile engellilerin tatil öncesi ve tatil esnasında karşılaşabileceği birçok problemi göz önünde bulundurması gerekmektedir (Yau vd., 2004:949).

Fiziksel engellilerin seyahatlerine engel teşkil eden faktörlerin en başında ekonomik problemler gelmektedir. Bunun dışında en önemli engel kişilerin fiziksel olarak hareket edememeleri, uygun konaklama işletmeleri bulamamaları, gidecekleri yere ulaşmadaki karşılaştıkları problemler gelmektedir. Tüm bu problemler seyahatin daha iyi geçmesine engel olmaktadır (Darcy, 1998). TÜRSAB Engelsiz Turizm Komitesince Türkiye‟de tespit edilen bazı problemler şöyle sıralanabilir;

Engellilerin kullanabileceği yeterli toplu ulaşım araçlarının olmaması,

Kentin veya beldenin görülmeye değer yerlerinin, müze ve ören yerlerinin engellilere uygun şekilde dizayn edilmemesi (engellilerin kullanabileceği WC‟lerin olmaması, rampaların uygun şekilde yapılmaması gibi), aldırımların engellilerin kullanabileceği biçimde yapılmaması,

Engellilere yönelik serbest park etme imkanları, uygun işaretlendirmelerin bulunmayışı, Engellilerin kullanımına uygun telefon kulübelerinin olmaması,

Kendi arabasıyla ülkemize giriş yapan konuklarımızın sınır kapılarında işlemlerini kolayca yaptırabilecekleri mekansal düzenlemelerin bulunmayışı nedeniyle sıkıntı yaşamaları. Örneğin pasaport kontrollerinin yapıldığı binalara girişte birkaç basamaklı merdivenin bulunması gibi.

Turistlere de hizmet veren hastane, sağlık ocağı, karakol gibi kamu binalarında engellilerin bu hizmetlerden faydalanmasına dönük donanımların yetersizliği, hatta ilk bina girişlerinde bile sorun yaşanıyor olması (bu arada düzenlemeler yapılırken engellilerin yalnızca yürüme değil, görme ve işitme gibi sorunlar yaşıyor olabilecekleri de unutulmamalıdır),

Sorun yaşayan engellinin başvurabileceği özel merci ve mekânların bulunmaması gibi. Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik‟te 80 oda ve üzerinde olan oteller ile tatil köylerinde toplam oda kapasitesinin ancak % 1‟i oranında

(15)

engelli odası bulundurulması yükümlülüğü olduğundan, işletmeler bunu minimum düzeyde tutmakta, bu nedenle 300 odası olan konaklama merkezlerinde bile engelli odası 3‟ü geçmemektedir. Bu nedenle mevcut olan engelli odası sayısı, grup halinde gelmek isteyen engelli ziyaretçileri ağırlamaya yetmediğinden, gerek yurtdışından, gerekse yurtiçinden gelen bu tip taleplere olumsuz yanıt verilmek zorunda kalınmaktadır.

Halihazırda mevcut olan engelli odalarının bir bölümünün ise engellilerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bulunmadığı tespit edilmiştir.

Bahsi geçen yönetmelikte odalar yanında, tesislerin girişi, genel tuvaletler, yeme-içme ünitesi, mola noktası, temalı parklar ile eğlence merkezlerinde de bedensel engellilerin kullanımına uygun düzenlemeler yapılması gerektiği belirtilmişse de, işletmelerde ya bunlara hiç uyulmamakta, ya da yeterli düzeyde düzenleme yapılmamış bulunmaktadır (TÜRSAB, 2008).

Bunların yanı sıra Öztürk ve Yaylı, (2006:42)‟nın yaptığı araştırmaya göre;

Turizm hizmet personelinin bedensel engelliye yönelik hizmet sunmada eğitim seviyesi oldukça yetersizdir.

Kongre organizasyonu, incentive seyahatler gibi belli alanlarda uzmanlaşmış acentalar gibi engelli pazarı için de uzman seyahat acentaları yetersizdir gibi eksikler ve problemler de tespit edilmiştir.

Dünyanın en büyük seyahat pazar dilimini oluşturan engellilerin de dinlenmek, eğlenmek ve gezip-görmek amacıyla seyahate katılmaları diğer insanlar gibi en doğal haklarıdır. Engellilerin bu haklarına tam olarak sahip olabilmeleri için yukarıda sayılan ve bunun gibi birçok engelin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu sorunları ortadan kaldırmaya yönelik yapılan çalışmalar, tasarlanan yapılar, faaliyetler ve organizasyonlar planlanırken engellilerin düşünceleri alınmalıdır. Brown vd., (1999:218)‟un yaptığı araştırma da bu düşünceyi desteklemektedir. Araştırmaya göre; engellilerin turizm faaliyetlerinden yeterli ölçüde faydalanabilmelerinin başında, bu alanda ihtiyaç duyulan bilgilerin elde edilmesi ile mümkün olacağı ifade edilmiştir. Bu bilgiler aynı zamanda hükümetlerin turizm plan ve politikalarının belirlenmesinde, engellilere yönelik kurulmuş sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinde ve turizm endüstrisinin ilgisini engelli pazarına yöneltmede ve yapacakları yatırımlara ya da ilgili düzenlemelere yönelik kaynak olarak kullanılmalıdır.

(16)

Bu noktadan hareketle; Türkiye‟de yaşayan bedensel engellilerin, seyahat acentalarına, konaklama işletmelerine ve turistik bölgelere ilişkin algılarının ve beklentilerinin tespiti, araştırmanın problemi olarak belirlenmiştir.

1.2 . Araştırmanın Amacı ve Hipotezleri

Engelli “hayati aktivitelerinden birinde veya daha fazlasında büyük oranda kısıtlı olmasından dolayı fiziksel ve zihinsel engeli bulunan kimsedir” (ADA, 1990). Farklı bir şekilde tanımlanacak olursa engelli, “uzun vadeli olarak, fiziksel, zihinsel veya sağlık sorunları nedeniyle aktivitesinin çeşidi veya miktarı ile ilgili sınırları bulunan kişidir” (Öztürk ve Yaylı, 2006:23). Dünyanın en büyük azınlığı olarak adlandırılan engelli nüfusu 600 milyonu aşmaktadır (Fujiura ve Rutkowskikmitta, 2001:75; Mercer ve MacDonald 2007:548). Ülkemizde ise 8,5 milyondan fazla engelli bulunduğu bilinmektedir (TÜBİTAK, 2006; DİE, 2002). Avrupa‟daki engellilerin turizm harcamalarının 80 milyar avro olduğu (TURSAB, 2008), ABD‟deki engellilerin alım gücünün 175 milyar dolara ulaştığı (Artar ve Karabacakoğlu, 2003:8; TURSAB, 2008) düşünüldüğünde günümüzde turizm endüstrisinde engelliler pazarının ne denli önemli bir konuma geldiği anlaşılmaktadır. Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok devlet, ilgili kitlelerin turizme katılmaları için yoğun çaba sarf etmektedir (Öztürk ve Yaylı, 2006:23).

Engelli kişilerin yaşama katılabilmeleri çağdaş bir toplum olabilmenin önemli bir göstergesidir. Engelli kişilerin de diğer insanlar gibi, çalışmak, seyahat etmek, tatil, alışveriş ve rekreasyon gereksinimleri vardır. Çağdaş toplumlarda engelliler turizmden en uygun koşullarda yararlanırlar. Bunun için gereken düzenlemeler, devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından birlikte yapılır. Engelli kişilerin, turizm sektöründe oldukça önemli bir pazar payına sahip olmalarına karşın, alt yapının yeterli olmaması nedeniyle gelişememiştir (Yürik ve Avcı, 2006:). Daha önce de belirtildiği üzere Türkiye‟deki konaklama tesislerinde fiziksel engellilere yönelik yeterli sayıda oda bulunmadığı, hatta ve hatta var olan odalarında engellilerin erişimine ve kullanımına uygun olmadığı yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra günümüzde turistlerin, otellerin ve tatil köylerinin sınırları içerisinde tatillerini geçirmek istememeleri, giderek artan bir ilgiyle bölgenin kültürel, sosyal, doğal ve yapısal çevresine yönelik turizm faaliyetlerine yönelmeleri, bölgenin veya ülkenin sunduğu her hizmete erişebilmek istemeleri (Vignuda, 2001:5) turizm sektöründe, seyahat acentalarını, ulaşım sektörünü, konaklama işletmelerini, yiyecek – içecek işletmelerini, rekreasyon

(17)

merkezlerini ve tarihi ve kültürel değerlerimizin sergilendiği alanları kapsayan iyileştirmeye yönelik düzenlemelerin yapılmasını gerektirmektedir. Öyle ki, birçok otel, ulaşım faaliyetleri ve seyahat acentaları fiziksel engellilerin kullanımına uygun değildir (Vignuda, 2001:5; McKercher vd., 2003:470).

Engellilere yardımcı olma isteğinin gerekli ama yeterli olmadığını gösteren Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin çalışmaları yeni girişimlere ihtiyaç olduğunu işaret etmektedir. Engellilerin problemlerine tatmin edici çözümler getirilebilmesi için öncelikle sağlam bir teorik temel oluşturulması gerekmektedir. Ancak bundan sonra teorilere dayanan uygulamalara geçilebilir (TÜRSAB; 2008). Engellilerin, seyahat faaliyetlerine katılmak ve boş zamanlarını en iyi şeklide değerlendirmek istemeleri en doğal haklarıdır. Turizm, engelliler gibi toplumdan ayrılmaları sebebiyle katılım istekleri azalan sosyal gruplar için ufku genişleten ve yeni arkadaşlıklar geliştiren bir unsur olarak anlamlandırılabilir. Ayrıca, birçok insan, doğuştan veya sonradan edindikleri engelleriyle yaşamaktadır. Engellilerinde diğer insanlar gibi turizm faaliyetlerine tam katılımı sağlanmalıdır. Ancak hala engellilerin seyahat deneyimleri, ulaşım sorunları, erişilebilir olmayan konaklama işletmeleri ve seyahat acentaları, eğitimsiz personel sorunları ile şekillenmektedir (Vignuda, 2001:4). Bugüne kadar engellilerin seyahatleri üzerine yapılan araştırmalar da (Smith, 1987; Driedge, 1987; Murray ve Sproats, 1990; Muloin, 1992; Cavinato ve Cuckovich, 1992; Gleeson, 1997; Darcy, 1998; Burnett ve Bender, 2001; Vignuda, 2001; Darcy, 2002; Ray ve Ryder, 2003; Aitehison, 2003; McKercher vd, 2003; Shaw ve Coles, 2003; Yau vd, 2004; Packer vd, 2007; Yaylı ve Öztürk, 2006 ; Öztürk ve Yaylı, 2006; Öztürk vd.,2008), göstermektedir ki, turizm sektörünü oluşturan, seyahat acentaları, konaklama işletmeleri, ulaşım sektörü, toplumsal kullanım alanları ve buralarda sunulan hizmetler ve yapılan düzenlemelerdeki eksikler engellilerin turizm faaliyetlerine tam katılımının önündeki engeller olarak karşılarına çıkmaktadır. Bu engellerin ortadan kaldırılması yönünde yapılan çalışmalarda engellilerin görüş ve beklentileri oldukça önemlidir.

Turizm profesyonelleri turistlerin istek ve beklentilerini araştırmak ve öğrenmek zorundadırlar ve turistlerin neden seyahat ettiklerini ve seçimleri nasıl yaptıklarını anlamalıdırlar (Gladwell ve Bedini, 2004:687) düşüncesinden de yola çıkarak;

Turizm endüstrisi için önemi yüksek olan dünya engelli pazarının, Türkiye turizmine ve ülke ekonomisine kazandırılmasına,

(18)

Engellilere yönelik kurulmuş olan sivil toplum örgütlerinin yapacakları çalışmalara, Özel sektörün, bünyesinde engellilere yönelik olarak yapacağı çalışmalara ve düzenlemelere katkı sağlamak amacıyla engellilerin turizm endüstrisinden beklentilerinin tespiti ve bu tespitten yola çıkarak engellilerin sorunlarına ve isteklerine yönelik çözüm önerileri sunmak amaçlanmıştır. Bu bağlamda bedensel engellilerin turizme sektörüne dair algılamalarını tespit etme ana amacını taşıyan bu çalışma üç temel araştırma hipotezi üzerine inşa edilmiştir.

Hipotez, araştırmacının yapmış olduğu çalışmadaki değişkenler arasında ne tür bir ilişkinin olduğuna dair beklentilerini ve yargılarını ifade etmektedir (Altunışık vd.,, 2005:20). Öngel (1983), herhangi bir hipoteze dayandırılmayan araştırmanın, bilimsel tasarımdan yoksun olacağı hususunun altını özellikle çizmektedir. Öte yandan Karasar (1999), araştırma hipotezinin; genellikle değişkenler arasında ilişki olduğunu savunan bir ifade olarak, daha çok araştırmanın amaçları bölümünde yer alarak, araştırmaya ilişkin verilerin toplanmasını, sınanmasını ve yorumunu şekillendirdiğini dile getirmektedir (Karasar, 1999: 70). Bu doğrultuda, yürütülen bilimsel nitelikteki bir çalışmaya ilişkin olarak, toplanan tüm birincil ve ikincil veriler, araştırmada yer alacak olan hipoteze dayanak olacak şekilde, bilimsel bir tasarıma uygun olarak sunulmalıdır. Araştırmaya ilişkin toplanan tüm bu birincil ve ikincil veriler, aynı zamanda, araştırmacının geliştirdiği hipotez-hipotezlerinin, konu açısından gerekliliğini ve önemini kapsayacak şekilde, çalışmanın ilgili yerlerinde sıklıkla, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde aktarıldığı bir içeriğe sahip olmalıdır. Nihayetinde, gerçekleştirilen bir araştırmaya ilişkin, toplanan tüm birincil ve ikincil verilerin, araştırmada yer alan hipoteze dayanak (kanıt) olmasından başka da bir işlevi yoktur. Bundan dolayı, bir araştırma mutlak suretle hipoteze dayandırılmalıdır (Pelit, 2008: 13). Bu kapsamda, araştırmaya ilişkin geliştirilen üç temel araştırma hipotezi aşağıda verilmiştir:

H1: Bedensel egelilerin turizm hareketlerine katılım sıklıkları ile seyahat acentalarının sunduğu hizmetlere ilişkin algıları arasında anlamlı bir farklılık vardır.

H2: Bedensel engellilerin turizm hareketlerine katılım sıklıkları ile konaklama işletmelerinin sunduğu hizmetlere ilişkin algıları arasında anlamlı bir farklılık vardır.

H3: Bedensel engellilerin turizm hareketlerine katılım sıklıkları ile turistik bölgelerde bedensel engellilere yönelik sunulan hizmetlere ilişkin algıları arasında anlamlı bir farklılık vardır.

(19)

Yukarıda verilen araştırma hipotezlerin yanı sıra şu alt amaçlara da ulaşmak hedeflenmiştir;

Bedensel engellilerin demografik özellikleri ile turizm hareketlerine katılıp katılmamaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

Bedensel engellilerin demografik özellikleri ile seyahat acentalarının sunduğu hizmetlere ilişkin saptamalar arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

Bedensel engellilerin demografik özellikleri ile konaklama işletmelerinde sunulan hizmetlere ilişkin saptamalar arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

Bedensel engellilerin demografik özellikleri ile turistik bölgelerde engellilere yönelik fiziksel düzenlemelere ilişkin saptamalar arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

Bedensel engellilerin seyahat acentalarının sunduğu hizmetlere ilişkin beklentileri nelerdir?

Bedensel engellilerin konaklama işletmelerinin sunduğu hizmetlere ilişkin beklentileri nelerdir?

Bedensel engellilerin turistik bölgelere ilişkin beklentileri nelerdir?

Bedensel engellilerin turizm hareketlerine katılımlarının önündeki engeller nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Fiziksel engellilerin turizm faaliyetlerine katılımları, fiziksel ve ruhsal problemlere göğüs germeleri ile mümkün olmaktadır. Turizm faaliyetlerine katılmak fiziksel engeli olan ve olmayan tüm insanlar için gerekli bir aktivitedir. Bununla birlikte fiziksel engellilerin, turizm faaliyetlerine katılmak ve mutlu olmak noktasında sosyal ve pratik olarak değişik türde güçlüklerin üstesinden gelmeleri gerekmektedir. Buna rağmen bugüne kadar engellilerin seyahatleri üzerine yapılan araştırmaların oldukça sınırlı olduğu ilgili literatürden anlaşılmaktadır (Smith, 1987; Driedger 1987; Murray ve Sproats 1990; Muloin 1992; Cavinato ve Cuckovich 1992; Gleeson 1997; Darcy, 1998; Burnett ve Bender 2001; Vignuda, 2001; Darcy 2002; Ray ve Ryder 2003; Aitehison 2003; McKercher vd., 2003; Shaw ve Coles, 2003; Yau vd., 2004; Packer vd., 2007; Yaylı ve Öztürk, 2006; Öztürk ve Yaylı, 2006; Öztürk vd., 2008).

Engellilerin seyahat faaliyetlerini engelleyen faktörleri içsel ve dışsal olmak üzere iki gurupta toplamak mümkündür. İçsel faktörler de kendi içinde iki şekilde ele alınabilir. İlk

(20)

sırada, kişilerin özürlerinden kaynaklanan esas nedenler; yeterli bilgiye sahip olmama, sosyal beceriden yoksun olma, sağlığa bağlı nedenler, fiziksel ve psikolojik nedenlere bağlı faktörler, seyahatin bir hak olarak görülmemesi gibi faktörlerdir. İkincil nedenler ise, daha çok ekonomik nedenlere dayanmaktadır; seyahati karşılayabilme gücü, gelir farklılıkları, engellilerin seyahatlerinde birbirlerine ihtiyaç duymaları gibi. Engellilerin seyahatlerini engelleyen ikinci önemli faktör ise dışsal nedenlere dayanmaktadır. Özellikle tarihi mekanlara, konaklama işletmelerine ulaşımda karşılaştıkları problemler gibi faktörlerdir. Bunlara çarpık mimari yapılaşma, olumsuz doğal koşullar, ekolojik çevreden kaynaklanan problemleri de eklemek mümkündür. Birbirini etkiyen etmenlere bakıldığında ise; bazı engellilerin konuşma yeteneğinin, aktivitelere katılma cesaretlerinin olmaması, seyahat ve konaklama işletmelerinde çalışan personelin davranışları dışsal faktörlere ilave olarak sayılabilir (Öztürk ve Yaylı, 2006:26).

Turizm sektörünü oluşturan unsurlar, fiziksel engellilerin turizm faaliyetlerine katılmasının önündeki dışsal faktörlerle birebir uyuşmaktadır. Bu sebeple araştırmada, engellilerin bu konudaki eğilimleri ve turizm sektöründen beklentilerinin tespiti yoluna gidilmiştir.

Engellilerin seyahatleri üzerine yapılan araştırmaların 1980‟lerin sonundan beri otuz yıla yakın süredir sınırlı olması ve Türkiye‟de bu alanda yapılan araştırmalarda (Öztürk ve Yaylı, 2006:43), “yapılacak araştırmalarda, bedensel engellilerin bu konudaki eğilimlerinin de dikkate alınması gerekir” görüşünün yer alması engellilerin turizm sektöründen beklentilerinin tespiti üzerine yapılan bu araştırmanın önemini artırmaktadır.

Mansuroğlu (2006)‟na göre, dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan insanların turizm konusundaki yaklaşımları ve etkileşimleri farklı olacağından, yerel halkın turizm konusundaki yaklaşımları üzerinde yapılan çalışmaların, turizm faaliyetlerinin bulunduğu ya da planlandığı her alan için ayrı ayrı yapılması ve değerlendirilmesi gereklidir. Engelli turizminde de engelli toplumun görüşleri alınmaksızın turizmin geliştirilmesi mümkün olmayacağından engellilerin turizmden beklentilerinin tespitine yönelik yapılan bu araştırmanın önemini artırmaktadır.

(21)

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bedensel engellilerin turizm sektörüne ilişkin algılarının tespit edilmeye çalışıldığı bu araştırma, zaman ve maliyet unsurları göz önüne alınarak, konuya yönelik, sınırlı sayıda bedensel engelliden bilgi toplama yoluyla gerçekleştirilmiştir. Zaman ve maliyet unsurları ile bedensel engellilere ulaşmada karşılaşılan zorluklar göz önünde bulundurularak yapılan bu çalışma aşağıda yer alan varsayım ve sınırlılıklarla şekillenmiştir.

- Araştırma, engellilerin adres tespitinde karşılaşılacak problemlerin önüne geçmek amacıyla, örneklem grubunda yer alan illerde örgütlenmiş olan sivil toplum kuruluşları ve vakıflara üye olan engelliler üzerinde yapılacaktır.

- Yapılan istatistiklerde bedensel engelli grubunun, diğer engelli gruplarına oranla, sayısının daha fazla olmasından dolayı çalışma bedensel engelli grubuyla sınırlandırılmıştır.

- Araştırmanın bütün engelli grupları üzerinde yapılmasının daha uzun zaman ve maliyet gerektirmesinden dolayı çalışma, engelliler grubundan fiziksel engelli grubuyla sınırlı kalacaktır.

- Engelli bireylerin anketlere yanıt vermedeki isteksizliği araştırmanın sınırlılıklarından birisini oluşturmaktadır. Araştırmanın yapılmasına ilgi ve istek göstermeyen katılımcıların tutumlarının çalışmayı olumsuz etkileyeceği göz önünde bulundurularak ısrarcı davranış sergilenmeden, araştırmaya ilgi gösteren ve destek veren katılımcılar seçilecektir.

1.5. Araştırmanın Varsayımları

Bedensel engellilerin turizm sektörüne ilişkin algılarının ve beklentilerinin tespit edilmeye çalışma aşağıdaki varsayımlar doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.

- Veri toplama aracı olarak kullanılan anket, Marmara, İç Anadolu, Ege ve Karadeniz Bölgelerinde yaşayan bedensel engelliler üzerinde uygulanmış olup bu bölgelerden toplanan verilerin Türkiye‟de yaşayan tüm bedensel engellilerin algılarını temsil edeceği varsayılmıştır. - Veri toplama aracı olarak kullanılacak ölçeklerin, değişkenleri en az sıralama ölçme düzeyi duyarlılığında ölçtüğü varsayılmıştır. Başka bir deyişle, ölçeklerde yer alan maddelerin her birindeki değerler arasındaki farklılık katılımcılar tarafından ayırt edilebilecektir.

- Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan ölçeklerin (Seyahat acentaları, konaklama işletmeleri ve turistik bölgeler) konuya ilişkin tüm detayları kapsadığı varsayılmıştır.

(22)

- Söz konusu ölçeklerin uygulanmasında katılımcıların (bedensel engellilerin) ölçekte bulunan her bir ifadeyle ilgili gerçek durumu yansıtacak şekilde cevap verdikleri varsayılmıştır.

- Bu hususa ek olarak, araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anketlere cevap verenlerin, mantıklı yanıtlar verebilmeleri için, engelliler ile ilgili yasaları, seyahat acentalarının, konaklama işletmelerinin sunduğu hizmetler ve turistik bölgelerin yapısal özellikler hakkında yeterli bilgi sahibi oldukları varsayılmıştır.

1.6. Terimlerin ve Kısaltmaların Tanımlanması

Araştırmada kullanılması düşünülen terimler ve kısaltmalar aşağıda tanımlanmıştır: - ADA: Americans with Disabilities Act (Amerika Engelliler Yasası)

- AAPD: Americans Association of People with Disabilities (Amerika Engelliler Birliği) - DDA: Disability Discirimination Act (Engelliler Ayrımcılık Yasası)

- DİE: Devlet İstatistik Enstitüsü - Sektör: Turizm Sektörü.

- WTO: World Tourism Organization (Dünya Turizm Örgütü) - WID: World Institute on Disability (Dünya Engelli Enstitüsü) - TSD: Türkiye Sakatlar Derneği

- TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği

- EDF: European Disability Forum (Avrupa Engelliler Forumu)

- SATH: Society For Accessible Travel & Hospitality (Erişilebilir Seyahat ve Konaklama Derneği)

- TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu - EAE: Engelliler Araştırma Enstitüsü - f: Frekans.

- N: Evren büyüklüğü (hacmi).

- n: Örneklem büyüklüğü (örnekleme dahil edilecek birey sayısı). - p: Anlamlılık (önemlilik) testine ilişkin olasılık değeri.

- s.s. : Standart sapma. - vd.,: Ve diğerleri. - %: Yüzde.

(23)

II. BÖLÜM

KURAMSAL VE KAVRAMSAL LİTERATÜR

Çağdaş toplum oluşturulmasında, özürlü insanların, yaşamın tüm kesimlerine uyumlarının sağlanması çok önemli bir göstergedir. Bu insanlarında diğer insanlar gibi gezmeye, tatil yapmaya ve farklı yerler görmeye ihtiyaçları vardır.

Bu bölümde turizm gelirleri, özürlü turizminin ekonomiye katkısı ve özürlüler için seyahat acentelerinde, otellerde, tatil köylerinde, kentsel kullanım alanlarında, müzeler ve diğer turistik alanlarda, ulaştırma sektöründe genel ve teknik düzenlemeler araştırılmıştır. Araştırmanın başında önce engelliliği tanımanın doğru olacağı düşünülmüştür;

2.1. Engelliliğe İlişkin Tanımlamalar ve Engelliliğin Sınıflandırılması

Yalnız bizim dilimizde değil diğer birçok dilde de engelli ve engellilik anlamına gelen birden fazla sözcük bulunmaktadır. Örneğin Türkçe'de genel düzeyde engelli, özürlü, sakat sözcükleri aslında aralarında anlam fakları olduğu halde aynı anlama gelmek üzere kullanılmaktadır. Genelde tüm engelliler için yaşanan bu karmaşa belirli engelli kümeleri için de geçerlidir. Örneğin kör, âma, görme engelli, görme özürlü, az gören gibi kavramlardır. Bu sözcükler değişik anlamlar taşıdıkları gibi yer yer aynı anlama gelmek üzere de kullanılabilmektedirler. Bu da bir zihin karışıklığı yaratabilmektedir. Adlandırmadaki bu farklar, zaman zaman öyle çok tartışmaya neden olmaktadır ki, bu tartışmalar, gerçek sorunların önüne bile geçebilmektedir. Engellinin kim, engelliliğin de ne olduğu açık bir biçimde ortaya konmayınca, engellilere yönelik geliştirilecek politikaların, yasaların ve hizmetlerin kapsamı da belirsizleşmektedir. Bu belirsizlik de uygulamada pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Adlandırmadaki karmaşa ve tanım güçlüğü engellinin kendisini anlatmasını ve diğerlerinin de onları kolayca anlamasını zorlaştırmaktadır.

(24)

2.1.1. Engelliliğin Tanımı

Engelliliğe ilişkin farklı birçok görüş ve tanımlama bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü‟nün (WHO) 1980 yılında yayınlamış olduğu bildirgesinde engellilikle ilgili temel kavramlar tanımlanmış ve engelliliğin sağlık boyutuna ağırlık veren bir sınıflandırmayla bu konuda üç ayrı kategoride tanımlama geliştirilmiştir.

a- Yetersizlik (Impairment): Fizyolojik, psikolojik veya anatomik yapının kaybını ya da normalden sapması halini ifade eder. Bu tanım özellikle organ düzeyindeki bozuklukları ifade eder.

b- Özürlülük (Disability): Bu tanım fiziksel ve zihinsel yeti kaybını ifade etmektedir. Sağlığın bozulması sonucu oluşan yetersizlikten dolayı bir yeteneğin normale oranla azalması veya kaybedilmesi olarak tanımlanır.

c- Engellilik (Handicap): Yukarıda açıkladığımız yetersizlik veya özürlülük halleri nedeniyle kişinin yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel düzeyinde göre normal kabul edilen yaşam gereklerini yerine getirememesidir (ÖİB, 2005: 95). Bu tanımdan da hareketle engellilik bedensel yetersizlik olarak tanılanabilir ( Özçelik, 1982:48)

Ülkemizde 01.07.2005 tarihinde Resmi Gazete‟de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Özürlüler Kanunu‟nun 3. Maddesi‟ne göre;

“Özürlü, doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, akım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiyi” ifade etmektedir.

Türk Standartları Enstitüsü ise, engelli bireyi; vücut fonksiyonlarını kullanmada fiziki ve zihinsel kısıtlılık veya kayıp halinde olan kişi olarak tanımlamaktadır (TS, 1999:1).

Engellilik kavramı ayrıntılı olarak incelendiğinde konuyla ilgili farklı kurumsal yaklaşımların da geliştirildiği görülmektedir. Bu yaklaşımları medikal ve sosyal model olarak iki başlıkta incelemek mümkündür:

Medikal model: engelliliği biyolojik yapıya bağlı olarak açıklamaktadır. Modelin temelinde ise tüm engellilerin kısıtlı olduğu varsayımı bulunmaktadır.

(25)

Sosyal model ise; engelliliğin toplumsal olarak yapılandırıldığını ve çeşitli bozuklukları olan insanlara dayatılmış bir olgu olduğunu savunurken aynı zamanda engelli bireyler üzerinde bu şekilde baskı yaratıldığını ileri sürmektedir (Kumtepe, 2001:8).

Medikal modelin odak noktası özürlülüktür. Bir başka deyişle, insanların fiziksel durumudur. Tıbbi model engelliliği onarılabilir daha da önemlisi onarılması gereken bir durum olarak görmektedir. Dünyada meydana gelen özürlü hakları hareketi başlangıcında bu modeli toplumdan dışlanmanın, sağlıklı insanların üstünlüğü ve engelli insanların marjinalleşmesinin ana kaynağı olarak görmektedir. İkinci safhada engelli hakları hareketi, bu modelin egemenliğini kırmak ve bunu yeni bir modelle değiştirmek üzere oluşmuş bir harekettir. Engelli hakları hareketiyle engellilik durumu için yeni bir model üretilmiştir (Winter, 2004:348 )

Engelli hakları hareketinin şekillendirdiği bu model ise iki kabule dayanmaktadır:

1- Sosyal koşullar engelli insanı değil engelliğin kendisini bir engellilik durumuna dönüştürmektedir.

2- Engellilerle ilgili çabaların esas noktası engelin kendisi değil bu insanların kişilikleri ile birlikte nasıl yaşayacaklarına dair bağımsız kararlar alma hakkı olmasıdır. Söz konusu olan “engelli bir insanın refahı” değil “engelli insanların insan haklarıdır” (Winter, 2004: 348).

Engelli hareketinin önerdiği sosyal modelin benimsendiği yerlerde engelli insanlar ezilmek yerine teşvik edilir. Onların marjinalleştirilmesi yerine topluma dahil edilmeye çalışılır. Bu modele göre engelli insanların haklarını garanti edece yasaların engelli insanların kendi başarılarından veya başarısızlıklarından sorumlu olabilecekleri yaşam merkezlerinin de oluşturulması gerekmektedir (Winter, 2004: 349).

Sosyal modelden hareketle, engele rağmen birey toplumla bütünleşebiliyor ve yaşam rollerini yerine getirebiliyorsa engelli kabul edilmemektedir (Mintaze ve Tunca, 1995:33). Bu görüşten yola çıkarak turizm sektörünü oluşturan unsuların, engellilerin özgürce, kendi başlarına karar verdikleri ve hareket ettikleri bir ortam haline getirilmesi gerekliliği üzerine değinilmelidir.

(26)

2.1.2. Engelliliğin Sınıflandırılması

Engel türlerinin sınıflandırılmasına ilişkin çeşitli yaklaşımların bulunduğunu belirtmiştik. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı ve T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından 2002 yılında yapılan Türkiye özürlüler araştırmasında engellilik altı ana başlık altında incelenmiştir. Bunlar:

1- Ortopedik Özürlü 2- Görme Özürlü 3- İşitme Özürlü

4- Dil ve Konuşma Özürlü 5- Zihinsel Özürlü

6- Süreğen Hastalık (DİE, 2004; ÖİB, 2005).

Araştırmada sadece bedensel engelliler konu alındığından engel gruplarının tamamını değil sadece ortopedik özürlü (bedensel özürlü) kavramını açıklayarak araştırmaya devam edilecektir.

2.1.2.1. Ortopedik Engelliler

Ortopedik engel; sinir sisteminin zedelenmesi, hastalıklar, kazalar ve genetik problemler nedeniyle kas, iskelet ve eklemlerin işlevlerini yerine getirememesi nedenleriyle oluşan hareket ile ilgili yetersizlikler olarak tanımlanmaktadır (Kobal, 2005: 362).

Türk Standartları Enstitüsü ise bu tanımlamayı iki gruba ayırarak oluşturmuştur. Bu tanımlamaya göre öncelikle bedensel engellilik; normal insan hareketliliğine sahip olmayan ve hareket organlarında eksiklik bulunduğundan yardımcı cihazlarla hareket edebilen kişi olarak tanımlanmakta olup bu tamın tekerlekli sandalye kullanan engelliler ve yürüyebilen engelliler olarak iki başlık altında kategorize edilmektedir (TS,1999).

Tekerlekli sandalye kullanan engelliler, yürümesi sakıncalı görülen veya yürüme engeli olan kişi olarak tanımlanırken yürüyebilen engelli ise baston, koltuk değneği, protez gibi araçlarla hareket edebilen kişi olarak tanımlanmaktadır (TS,1999).

(27)

2.2. Engelli Turizmi

Birleşmiş Milletler verilerine göre bugün dünyada 600 milyondan fazla insan fiziki ya da zihinsel bir engel ile yaşamaktadır. Çoğu yerde özürlü insanlar önceleri saklanan, unutulan veya alt sınıf olarak görülen bir kesimdir. Ne yazık ki hâlen özürlülere böyle yaklaşılan toplumların varlığı da bir gerçektir. Özürlü insanların da diğerleri gibi istihdam, seyahat, turizm, alış veriş, boş zaman uğraşları gibi yaşamın birçok kesitlerinde yer alabileceği düşüncesi çok az ilgi görmüştür. Bu nedenle de turizm altyapısını oluşturan ulaşım, konaklama ve diğer öğelerin özürlü insanlar tarafından kullanımı oldukça zayıftır (Artar ve Karabacakoğlu, 2003:7).

Seyahati engelliler için bir hak olarak kabul eden modern toplumlar ve toplumun tüm kesimlerinin bu doğrultuda örgütlenmesi yolunda adımlar atılmaktadır. 1981 yılının Birleşmiş Milletler tarafından „‟Uluslararası Özürlüler Yılı‟‟ olarak ilân edilmesiyle, bu gruptaki insanlara yönelik davranışlarda önemli ölçüde anlayış değişikliği gözlenmiştir. Bu değişikliği pekiştirmek amacıyla, yine Birleşmiş Milletlerce 1983-1992 yılları „‟Özürlü İnsanlar On Yılı‟‟ olarak belirlenmiş, bu dönemde belirginleşen ve “Özürlü İnsanlara Yönelik Dünya Eylem Programı” ile daha da gelişen anlayış, günümüzde çağdaş toplumun vazgeçilmezleri arasına girmiştir (Artar ve Karabacakoğlu, 2003:8).

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, 1997 yılındaki Dünya Engelliler Günü nedeniyle verdiği mesajında engellileri dünyanın "en büyük azınlığı" olarak nitelemiştir. Diğer yandan dünyanın en büyük azınlığı olarak nitelenen engelliler turizm endüstrisi için dünyanın en büyük özel pazarı anlamına gelmektedir. Engelliler için yıllardır ihmal edilmiş etkili yasal düzenlemelerin bir çok ülkede (özellikle de gelişmiş ülkelerde) hayata geçirilmesi ve bu yasal düzenlemelerin yavaş yavaş etkisini göstermeye başlaması eskiye oranla çok daha mobil hale gelmiş, çeşitli ekonomik ve sosyal olanaklara kavuşmuş engelliler toplumunu seyahat etmeye giderek daha da yakınlaştırmıştır. Her beş vatandaşından birinin engelli olduğu ABD'nin bu alandaki önde gelen sivil toplum örgütleri arasındaki Engelliler İçin Seyahati Geliştirme Derneği'nin “Society for Accessible Travel and Hospitality” (SATH) 1999 yılında Florida'da düzenlediği Dünya Engelliler Seyahat Konferansı, ABD'deki engellilerin toplam nüfusunun 50 milyona yaklaştığını ve bu kesimin alım gücünün 175 milyar dolara ulaştığını belirtmektedir. Engellilerin Avrupa nüfusu içinde nasıl bir yeri olduğuna ilişkin çok kesin rakamlar bulunmasa da, 1992 yılında Avrupa'nın

(28)

istatistik örgütü durumundaki EUROSTAT tarafından yayınlanan verilere göre Avrupa'nın yetişkin nüfusunun yüzde 11'i resmen engelli olarak tanımlanmaktadır. Bu orana 15 yaşının altındaki engelli çocuklar, 4,6 milyon ileri safhada hamile kadın ve 65 yaşın üzerinde hareketlerinde zorluk yaşayan yaşlı nüfus gez önüne alındığında ise bu oran yüzde 13 olmaktadır. Söz konusu orana bağlı olarak Avrupa‟nın toplam engelli nüfusunun 50 milyonu aştığı söylenebilir. Fakat bu 50 milyon nüfusun tümü sağlık veya ekonomik nedenlerle seyahat edebilecek durumda değildir. Engelli nüfusun önemli bir oranı ne yazık ki işsiz statüsünde bulunmaktadır. Bu unsular göz önüne alındığında Avrupa‟da seyahat endüstrisi için verimli olabilecek bu pazardaki nüfusun 36 milyon kişi olduğu belirlenmektedir (Mengüç, 2002:78).

Avrupa Komisyonu‟nun yaptırdığı bir araştırmaya göre Avrupa‟da her yıl 8 Milyon engellinin en az bir kez yurtdışı seyahate, 15 milyon engelli Avrupalının kendi ülkesinde seyahate, 22 milyon engellinin de kendi ülkelerinde günübirlik gezilere çıkmakta olduğu tespit edilmiştir (TURSAB, 2008). Bu arada, engellilerin büyük bölümünün en az bir refakatçi ile seyahate çıkıyor olduğu düşünüldüğünde Avrupa‟daki bu özel seyahat pazarının 35 milyon seyahat ve 630 milyon geceleme ürettikleri ortaya çıkmaktadır (TURSAB,2008).

Amerika‟da ve Avrupa‟da 100 milyonu aşan ve giderek artmakta olan engelli nüfusu turizm sektörü için, ilginin giderek arttığı bir pazar haline gelmektedir (Brnett ve Baker, 2001:4). Ayrıca bu nüfusun da 2030 yılına kadar ikiye katlanacağı beklenmektedir (Lach, 1999:22). Bunlara ek olarak farklı ülkelerden de örnek vermek gerekirse, The Australian Bureau of Statistics (ABS) 2004 araştırmaları Avusturalya‟da engelli nüfusunun 1988‟den 2003‟e kadar %15‟den %20‟lere çıktığını göstermektedir (Darcy vd, 2008:8), ayrıca bunlara ek olarak Çin‟de 60 milyon (çalışabilir durumda 25 milyon) ve gelişmiş Japonya‟da 5 milyon (18 yaşında üzerinde 3 milyon) engelli bulunduğunu söylenebilir. Özetle özürlü insanlara eşlik edecek kişiler de dikkate alındığında pazarın boyutları oldukça büyümektedir. Bu büyümenin nedeni, özürlü insana sunulan her turizm olanağının aynı anda bu insanın eşine, çocuklarına, ailesine ve arkadaşlarına sunuluyor olmasıdır.

Görüldüğü üzere sayıları azımsanmayacak kadar çok olan ve dünyanın en büyük seyahat pazar dilimini oluşturan engellilerin de dinlenmek, eğlenmek ve gezip – görmek amacıyla seyahate katılmaları diğer normal insanlar gibi en doğal haklarıdır. Bu hakkın etkin kullanılabilmesinin ön koşulu yeterli altyapının olması ile turizm sektöründe hizmet

(29)

sunanların yeterlilikleridir (Öztürk ve Yaylı, 2006:). Buradan hareketle Türkiye‟nin turizm sektörünü oluşturan unsurların engellilere yönelik hizmet sunabilmedeki yeterliliklerini ortaya koymaya yönelik araştırmaya devam edilmektedir.

2.2.1. Türkiye’de Engelli Turizminin Genel Durum ve Özellikleri

Özürlü insanların daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşturulması toplumsal bir sorumluluktur. Engellilerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi yaşam standartlarının yükseltilmesiyle mümkün olacaktır. Turizmin de insanların yaşam kalitesi üzerine etkisi kesinlikle yadsınamaz. Yapısal özelliği gereği dinamik bir sektör olan turizm hızla gelişirken, sayıları azımsanmayacak kadar çok olan engelliler için aynı durum geçerli değildir. Sektör kendini sürekli yenilemekte fakat engelliler için yapılan düzenlemeler sadece yasal yaptırımlardan ibaret kalmaktadır. Buna rağmen, Öztürk ve Yaylı‟nın (2006) yaptığı araştırmaya göre son 20 yılda engellilerin seyahatlerde karşılaştıkları bütün olumsuzluklara rağmen, artık günümüzde engelliler için oluşturulan turizm faaliyetlerinde bazı olumlu değişmeler göze çarpmaktadır. Bu olumlu değişimde ABD ve İngiltere başta olmak üzere oluşturulan lobi faaliyetleri ve hukuki düzenlemelerin büyük biri payı vardır (Yau vd., 2004: 953). ABD‟de 1990 yılında çıkan Engelli Amerikalılar Yasası (ADA) ve İngiltere‟de 1995 yılında kabul edilen Engelliler Ayrımcılık Yasası (DDA)‟nın olumlu etkileri özellikli turizmde hızla ortaya çıkmıştır.

Ülkemiz de ise uzun yıllar taslak halinde bekleyen ve 01.07.2005 tarihinde kabul edilen, 07.07.2005 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 5378 sayılı kanunla, özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmak, amaçlanmıştır (Madde 1). Devletin bu yasayı çıkarmakla engellilere yönelik turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi yönünde büyük bir adım attığı görülmektedir.

Türkiye‟de engelli turizminin durumunun anlatılmaya çalışılacağı bu bölüm, araştırma konusuyla bağlantılı olarak, turizm faaliyetlerini oluşturan unsurlar ve bedensel engellilerin turizm faaliyetlerine katılmasının önündeki aşılması gereken engeller bazında değerlendirilecektir. Öztürk ve Yaylı (2006)‟ya göre engellilerin seyahat faaliyetlerini

(30)

engelleyen faktörleri içsel ve dışsal olmak üzere iki gurupta toplamak mümkündür, içsel faktörler de kendi içinde iki şekilde ele alınabilir. İlk sırada, kişilerin özürlerinden kaynaklanan esas nedenler; yeterli bilgiye sahip olmama, sosyal beceriden yoksun olma, sağlığa bağlı nedenler, fiziksel ve psikolojik nedenlere bağlı faktörler, seyahatin bir hak olarak görülmemesi vb. ikincil nedenler ise, daha çok ekonomik nedenlere dayanmaktadır; seyahati karşılayabilme gücü, gelir farklılıkları, engellilerin seyahatlerinde birilerine ihtiyaç duymaları gibi.

Engellilerin seyahatlerini etkileyen ikinci önemli faktör ise, dışsal nedenlere dayanmaktadır. Özellikle tarihi mekanlara, konaklama işletmelerine ulaşmada karşılaştıkları problemler, seyahat acentelerinin engellilere yönelik faaliyetlerinin yetersizliği vb. Bunlara çarpık mimari yapılaşma, olumsuz doğal koşullar, ekolojik çevreden kaynaklanan problemleri de eklemek mümkündür. Birbirini etkileyen etmenlere bakıldığında ise; bazı engellilerin konuşma yeteneğinin, aktivitelere katılma cesaretinin olmaması, seyahat ve konaklama işletmelerinde çalışan personelin davranışları dışsal faktörlere ilave olarak sayılabilir.

Engelli insanların boş vakitlerini değerlendirmede ve turizm faaliyetlerine katılmada, kişilerle ilişki kurmada herhangi bir engelinin bulunmadığı düşünüldüğünde, Turco vd., (1998)‟nin de tespitte bulunduğu gibi fiziksel engellilerin turizm faaliyetlerinden daha iyi faydalanabilmeleri için yapılması gerekenler vardır. Bunlar seyahat acentelerinin, konaklama işletmelerinin, ulaşım sektörünün engellilere yönelik sunduğu hizmetler ve kentsel kullanım alanlarındaki düzenlemeler ve buralarda çalışan personelin engellilere yönelik kaliteli hizmet verebilme hususunda eğitilmesi olarak sıralanabilir. Fiziksel engellilerin turizm faaliyetlerine katılmalarının önündeki en önemli engelin ekonomik problemler olduğu da düşünüldüğünde, yukarıdaki unsurlara ilave olarak, araştırmada engellilerin ekonomik durumlarının da ortaya konmasının doğru olacağı düşünülmüştür.

2.2.2. Türkiye’de Engellilerin Ekonomik Durumu

Toplumsal yaşamda “çoğunluktan farklı olma” hali, beraberinde birçok dezavantajlılık durumu yaratmaktadır. İnsan hakları yaklaşımına göre; farklı ırktan olmak, kadın olmak, farklı bir dili konuşmak, özürlü olmak gibi “azınlık olma” durumlarının getirdiği birtakım dezavantajlılıklar, insan hakkı ihlallerini ortaya çıkarmaktadır. Çünkü insan hakları, yalnızca insan olmaktan kaynaklı olarak sahip olunan haklardır.

(31)

İnsan hakları yaklaşımına göre, özürlülerin fiziksel ve ruhsal yetersizliklerinin toplumsal yaşamda yarattığı sorunlar ve toplumsal önyargılar bir insan hakkı sorunu yaratmaktadır.

“Özürlü bir kişinin bağımsız bir şekilde hayatını sürdürebilmesi, fiziki çevrenin yeteneklerini kısıtlamamasına bağlıdır. Bununla birlikte geleneksel olarak özürlünün toplum içerisindeki ekonomik ve sosyal yaşamında, içinde barındığı evde, ulaşım sisteminde vs. birçok problemi vardır. Dolayısıyla, özürlü kimsenin insan hakları sınırlanmış bir durumdadır” (Uşan, 2000:552).

Özürlülerin sorunlarının toplumsal bir hareket olarak somutlaşmasında hak talebinin, hak arayışının önemli bir yeri vardır. Özürlü hakları ihlalleri konusunda farkındalık sağlanmasıyla, 1960‟lı yıllarda temelleri atılan ve 1970 ve 1980‟lerde daha görünür hale gelen özürlü hakları hareketi, özürlü bireylerin haklarının politik eylem platformunda dile getirilmesi, savunulması, güçlendirilmesi ortak amacı etrafında toplanmıştır (Arıkan, 2002:15). Buna ilave olarak, ABD‟de 1990 yılında çıkan Engelli Amerikalılar Yasası (ADA), İngiltere‟de 1995 yılında kabul edilen Engelliler Ayrımcılık Yasası (DDA)‟nın ve Ülkemiz de ise uzun yıllar taslak halinde bekleyen ve 01.07.2005 tarihinde kabul edilen, 07.07.2005 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 5378 sayılı kanun çıkarılmasının olumlu etkileri hızla ortaya çıkmış ve turizm üzerinde de olumlu etkisi hızla artmaktadır.

Bütün bu gelişmelere rağmen fiziksel engellilerin turizm faaliyetlerine katılabilmelerinin önündeki en büyük engellerden biri ekonomik durumdur. Engellilerin ekonomik durumlarından bahsedebilmek için öncelikle engellilerin gelir elde etmelerinin önündeki zorluklardan bahsetmek gerektiği düşünülmektedir. Özürlü bireyler, gerek çalışma yaşamına katılmada yaşadıkları sıkıntılar gerekse gelir elde etme açısından ekonomik ve toplumsal tabanlı engeller sebebiyle, yaşam standartlarını üst seviyelere taşıyamamakta ve gitgide daha kötü maddi şartlara sürüklenmektedir.

Modern endüstriyel toplumlarda çalışma yaşamı içinde olmak, üretmek, iş gücü piyasasına dâhil olabilmek, aynı zamanda toplumsal yaşamın dışında kalmamak anlamına gelir. Bu da kişinin özgüven sahibi olması, toplumsal yaşam içinde var olabilmesi mevcut sisteme tutunabilmesi demektir. Özürlü bireyin de kentsel yaşam içinde istihdam

Şekil

Tablo 1: Engellilerin Coğrafi Bölgelere Göre Oransal Dağılımı  Bölge  Yüzde  Marmara  22,7  Ege  13,1  Akdeniz  13  İç Anadolu  17,3  Karadeniz  14,9  Doğu Anadolu  8,8  Güneydoğu Anadolu  10,1  Toplam  100  Kaynak: TÜBİTAK, 2009
Tablo  2:  Araştırmada  Kullanılan  Ölçekte  Yer  Alan  Bölümlerin  Güvenilirliğine  İlişkin  İstatistiki Sonuçlar
Tablo 3: Araştırmaya Katılan Bedensel Engellilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Frekans  ve Yüzde Dağılımı (n= 415)  Değişkenler  Gruplar  F  %  Cinsiyet  Erkek  262  63,1 Bayan 153 36,9  Medeni Durum  Evli  118  28,4 Bekar 265 63,9  Dul/Boşanmış  32
Tablo  4:  .  Engellilerin  Turizm  Hareketlerine  Katılımı  ile  Bir  Turizm  İşletmesinden  Hizmet  Almalarına İlişkin Frekans ve Yüzde Değerleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Aile içinde başlayan şiddet, topluma yayılıp meşrulaşırken; bir çok toplumda kadına ve çocuğa yönelik ilkel, çağdışı uygulamalar, geleneksel kültürün

10 kontrollü çalýþmanýn gözden geçirildiði bir derlemede, 9 çalýþmada diyabetlilerde saðlýklý kontrollere göre depresif bozukluk ya da depresif semptomlarýn belir- gin

By an empirical method of finding the self potential moment of the slag or gallery and thereby proceeding to the calculation of the spurious effect.. 1 — METHOD OF

1. Antalya İlimizde yapılan turizm çeşitlerinden hangisi daha çok gelişmiştir? A) Yaz Turizmi C) Sağlık Turizmi B) Termal Turizm D) Yayla Turizmi 10... D-

Bu çalıĢmada aerobik bakteriler için kullanılan klasik kültür yöntemiyle ülkemizde bulunan bazı sert kene türlerinin bakteri florasının (bakteriyom)

The ANN'&apo s;s ability to discriminate outcomes was assessed using receiver operating characteristic (ROC) analysis an d the results were compared with a

酷暑大軍來襲,北醫附醫傳統醫學科唐佑任醫師教您慎防「冷氣病」上身 2018 年 6 月 21

For a conclusion, the edema’s prognostic value couldn’t be determined on the survival in the retro- spective analysis of our homogeneous group formed from isolated GBM patients.