• Sonuç bulunamadı

İkinci ürün silajlık mısır yetiştiriciliğinde azotlu ve fosforlu gübrelemenin verim ve, agronomik özellikler ve npk kapsamına etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İkinci ürün silajlık mısır yetiştiriciliğinde azotlu ve fosforlu gübrelemenin verim ve, agronomik özellikler ve npk kapsamına etkisi"

Copied!
197
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TOPRAK ANABİLİM DALI

İKİNCİ ÜRÜN SİLAJLIK MISIR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AZOTLU VE

FOSFORLU GÜBRELEMENİN VERİM, AGRONOMİK ÖZELLİKLER VE NPK KAPSAMINA ETKİSİ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan: Selma ÖZTEKİN

Danışman: Prof. Dr. M. Rüştü KARAMAN

(2)

İKİNCİ ÜRÜN SİLAJLIK MISIR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AZOTLU VE

FOSFORLU GÜBRELEMENİN VERİM, AGRONOMİK ÖZELLİKLER VE NPK KAPSAMINA ETKİSİ

Selma ÖZTEKİN

DOKTORA TEZİ TOPRAK ANABİLİM DALI

(3)

Bu Araştırma Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (Proje No: 2004/10) Komisyonu Tarafından Desteklenmiştir.

(4)

ÖZET

İKİNCİ ÜRÜN SİLAJLIK MISIR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AZOTLU VE FOSFORLU

GÜBRELEMENİN VERİM, AGRONOMİK ÖZELLİKLER VE NPK KAPSAMINA ETKİSİ

Selma ÖZTEKİN

Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı

Doktora Tezi 2007, 182 Sayfa

Danışman : Prof. Dr. M. Rüştü KARAMAN

Jüri : Prof. Dr. Abdülreşit BROHI Jüri : Prof. Dr. Kadir SALTALI Jüri : Doç. Dr. Selahattin İPTAŞ Jüri : Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Bu araştırma 2003 ve 2004 yıllarında Tokat koşullarında ikinci ürün silajlık mısır yetiştiriciliğinde azotlu ve fosforlu gübrelemenin verim, agronomik özellikler ve NPK kapsamına etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, MF-714 (FA 500) silajlık mısır çeşidinde, 5 farklı azot dozu (0, 6, 12, 18, 24 kg N/da) ve 3 fosfor dozu (0, 6, 12 kg P2O5/da) kullanılarak, tesadüf bloklarında faktöriyel deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak yürütülmüştür.

(5)

Araştırma sonuçlarına göre, Taşlıçiftlik denemesinde azot dozları arttıkça bitki boyu, yaprak sayısı, sap oranı, koçan oranı, yeşil ot verimi, kuru madde verimi, kuru madde oranı, yaprak azot kapsamı, sap azot kapsamı, koçan azot kapsamı, yaprak ham protein oranı, sap ham protein oranı, koçan ham protein oranı yükselirken; yaprak oranı, hasat indeksi, yaprak fosfor kapsamı, sap fosfor kapsamı, koçan fosfor kapsamı, yaprak potasyum kapsamı, sap potasyum kapsamı ve koçan potasyum kapsamı azalmıştır. Fosfor dozları arttıkça bitki boyu, yaprak sayısı, yaprak oranı, sap oranı, yeşil ot verimi, kuru madde verimi, hasat indeksi, sap azot kapsamı, sap ham protein oranı, yaprak fosfor kapsamı, sap fosfor kapsamı, koçan fosfor kapsamı yükselirken; koçan oranı, yaprak azot kapsamı, koçan azot kapsamı, yaprak ham protein oranı, koçan ham protein oranı, yaprak potasyum kapsamı, sap potasyum kapsamı ve koçan potasyum kapsamı azalmıştır.

Güryıldız denemesinde ise azot dozları arttıkça, bitki boyu, yaprak sayısı, sap oranı, koçan oranı, kuru madde oranı, yeşil ot verimi, kuru madde verimi, hasat indeksi, yaprak ham protein oranı, sap ham protein oranı, koçan ham protein oranı, yaprak azot kapsamı, sap azot kapsamı, koçan azot kapsamı yükselirken, yaprak oranı, yaprak fosfor kapsamı, sap fosfor kapsamı, koçan fosfor kapsamı, yaprak potasyum kapsamı, sap potasyum kapsamı ve koçan potasyum kapsamı azalmıştır. Fosfor dozları arttıkça, bitki boyu, yaprak sayısı, koçan oranı, yeşil ot verimi, kuru madde verimi, hasat indeksi, yaprak ham protein oranı, sap ham protein oranı, koçan ham protein oranı, yaprak azot kapsamı, sap azot kapsamı, koçan azot kapsamı, yaprak fosfor kapsamı, sap fosfor kapsamı, koçan fosfor kapsamı, yaprak potasyum kapsamı, sap potasyum kapsamı yükselirken, yaprak oranı, sap oranı, kuru madde oranı ve koçan potasyum kapsamı azalmıştır.

(6)

ABSTRACT

EFFECT OF NITROGENOUS AND PHOSPHORUS FERTILIZER APPLICATION ON YIELD, AGRONOMIC PROPERTIES AND NPK CONTENTS IN CROPPING OF

SILAGE MAIZE AS THE SECOND CROP

Selma ÖZTEKİN Gaziosmanpasa University

Graduate School of Natural and Applied Science Department of Soil Science

Ph D Thesis 2007, 182 Pages

Supervisor: Prof. Dr. M. Rüştü KARAMAN

Jury: Prof. Dr. Abdülreşit BROHI Jury: Prof. Dr. Kadir SALTALI Jury: Doç. Dr. Selahattin İPTAŞ Jury: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

This study was conducted to determine the effect of nitrogenous and phosphorus fertilizer application on yield, agronomic properties and NPK contents in cropping of silage maize as the second crop in Tokat Conditions during the years of 2003-2004.

The experiment design was in a factorial randomized block with two factors and four replicates. In the research, three ratio of phosphorus (0, 6, 12 kg P2O5/da) and five ratio of nitrogen (0, 6, 12, 18, 24 kg N/da) were used on the variety of MF-714 (FA 500) silage maize.

(7)

In the Taşlıçiftlik experiment, when the doses of nitrogen fertilizer increased, plant length, leaf number, stalk ratio, cob ratio, gren grass yield, dry matter yield, dry matter ratio, leaf nitrogen content, stalk nitrogen content, cob nitrogen content, leaf crude protein ratio, stalk crude protein ratio, cob crude protein ratio increased; whereas leaf ratio, harvest index, leaf phosphorus content, stalk phosphorus content, cob phosphorus content, leaf potassium content, stalk potassium content and cob potassium content decreased. When the ratio of phosphorus fertilizer rises plant length, leaf number, leaf ratio, stalk ratio, gren grass yield, dry matter yield, harvest index, stalk nitrogen content, stalk crude protein ratio, leaf phosphorus content, stalk phosphorus content, cob phosphorus content rises; cob ratio, leaf nitrogen content, cob nitrogen content, leaf crude protein ratio, cob crude protein ratio, leaf potassium content, stalk potassium content and cob potassium content decreased.

In the Güryıldız experiment, when the ratio of nitrogen fertilizer rised, plant length, leaf number, stalk ratio, cob ratio, dry matter ratio, gren grass yield, dry matter yield, harvest index, leaf crude protein ratio, stalk crude protein ratio, cob crude protein ratio, leaf nitrogen content, stalk nitrogen content, cob nitrogen content rised, leaf ratio, leaf phosphorus content, stalk phosphorus content, cob phosphorus content, leaf potassium content, stalk potassium content and cob potassium content decreased. When the doses of phosphorus fertilizer increased, plant length, leaf number, cob ratio, green grass yield, dry matter yield, harvest index, leaf crude protein ratio, stalk crude protein ratio, cob crude protein ratio, leaf nitrogen content, stalk nitrogen content, cob nitrogen content, leaf phosphorus content, stalk phosphorus content, cob phosphorus content, leaf potassium content and stalk potassium content increased leaf ratio, stalk rate, dry matter ratio and cob potassium content decreased.

(8)

TEŞEKKÜR

Tezimin her aşamasında, bilgi ve tecrübeleriyle bana yol gösteren, değerli hocalarım Prof. Dr. Abdülreşit BROHI ve Prof. Dr. M. Rüştü KARAMAN’a, çalışmalarım sırasında bilgi, deneyim ve önerileri ile, yakın ilgisi ve desteğini gördüğüm sayın hocam Doç Dr. Selahattin İPTAŞ’a, Tez izleme komitesinde yer alan ve tezimin devam ettiği sürece her zaman yardımlarını gördüğüm hocam Prof. Dr. Kadir SALTALI’ya şükranlarımı sunarım.

Bu süreçte emeğini esirgemeyen ve desteğini hep hissettiğim sevgili arkadaşlarım, Arş. Gör. Buket YETGİN ve Arş. Gör. Saniye DEMİR’e çok teşekkür ederim.

Yaşamımın her devresinde olduğu gibi, bu çalışmamda da sürekli yanımda olan sevgili annem Birsel ÖZCAN ve babam Rahim ÖZCAN’a, ayrıca tez çalışmamın her aşamasında sonsuz destek ve emeğini gördüğüm eşim Tekin ÖZTEKİN’e yürekten teşekkürler.

Selma ÖZTEKİN TOKAT-2007

(9)

İÇİNDEKİLER Sayfa No

ÖZET... i

ABSTRACT... iii

TEŞEKKÜR... v

İÇİNDEKİLER... vi

ÇİZELGELER LİSTESİ... viii

1. GİRİŞ... 1

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ... 4

2.1. Azotlu Gübrelerin Mısır Bitkisinin Verim ve Bazı Agronomik Özelliklerine Etkisi... 4 2.2. Fosforlu Gübrelerin Mısır Bitkisinin Verim ve Bazı Agronomik Özelliklerine Etkisi... 14

3. MATERYAL VE METOD... 21

3.1. MATERYAL... 21

3.1.1. Araştırma yerinin genel özellikleri ... 21

3.1.2. Araştırma süresi ve yeri... 21

3.1.3. Araştırma yerinin iklim ve toprak özellikleri... 22

3.1.3.1. İklim özellikleri... 22

3.1.3.2. Toprak özellikleri ... 23

3.1.4. Denemede kullanılan mısır çeşidi... 25

3.2. METOD... 25

3.2.1. Deneme deseni... 25

3.2.2.Denemenin kurulması ve yürütülmesi... 26

3.2.3. Bitki örneklerinin alınması... 27

3.2.3.1. Bitki analizleri... 27

3.2.3.2. Toprak analizleri... 28

3.3. Araştırmada incelenen özellikler... 29

3.4. Araştırmada elde edilen verilerin değerlendirilmesi... 31

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA... 32

4.1. Taşlıçiftlik Denemesi Sonuçları... 32

4.1.1. Bitki boyu (cm)... 32

4.1.2. Yaprak sayısı (adet/bitki)... 37

4.1.3. Yaprak oranı (%)... 41

4.1.4. Sap oranı (%)... 44

4.1.5. Koçan oranı (%)... 48

4.1.6. Kuru madde oranı (%)... 51

(10)

4.1.8. Kuru madde verimi (kg/da)... 60

4.1.9. Hasat indeksi (%)... 65

4.1.10. Yaprak azot kapsamı (%)... 68

4.1.11. Sap azot kapsamı (%)... 72

4.1.11. Koçan azot kapsamı (%)... 75

4.1.13. Yaprak ham protein oranı (%)... 77

4.1.14. Sap ham protein oranı (%)... 80

4.1.15. Koçan ham protein oranı (%)... 82

4.1.16. Yaprak fosfor kapsamı (%)... 84

4.1.17. Sap fosfor kapsamı (%)... 87

4.1.18. Koçan fosfor kapsamı (%)... 90

4.1.19. Yaprak potasyum kapsamı (%)... 92

4.1.20. Sap potasyum kapsamı (%)... 96

4.1.21. Koçan potasyum kapsamı (%)... 98

4.2. Güryıldız Denemesi Sonuçları... 102

4.2.1. Bitki boyu (cm)... 102

4.2.2. Yaprak sayısı (adet/bitki)... 105

4.1.3. Yaprak oranı (%)... 108

4.2.4. Sap oranı (%)... 110

4.2.5. Koçan oranı (%)... 113

4.2.6. Kuru madde oranı (%)... 116

4.2.7. Yeşil ot verimi (kg/da)... 118

4.2.8. Kuru madde verimi (kg/da)... 121

4.2.9. Hasat İndeksi (%)... 124

4.2.10. Yaprak ham protein oranı (%)... 126

4.2.11. Sap ham protein oranı (%)... 129

4.2.12. Koçan ham protein oranı (%)... 131

4.2.13. Yaprak azot kapsamı (%)... 134

4.2.14. Sap azot kapsamı (%)... 137

4.2.15. Koçan azot kapsamı (%)... 139

4.2.16. Yaprak fosfor kapsamı (%)... 141

4.2.17. Sap fosfor kapsamı (%)... 144

4.1.18. Koçan fosfor kapsamı (%)... 146

4.1.19. Yaprak potasyum kapsamı (%)... 148

4.2.20. Sap potasyum kapsamı (%)... 150

4.2.21. Koçan potasyum kapsamı (%)... 152

5. SONUÇ ve ÖNERİLER... 155

KAYNAKLAR... 159

(11)

Çizelgeler listesi

Çizelge No Sayfa No

3.1. Tokat ilinde, deneme yıllarına (2003-2004) ve uzun yıllara ait mayıs-

ekim aylarındaki iklim değerleri... 22 3.2.Deneme alanları topraklarının buğday hasadından sonrasına ait bazı

fiziksel ve kimyasal özellikleri... 24 3.3. Deneme alanları topraklarının mısır hasadından sonrasına ait bazı

fiziksel ve kimyasal özellikleri... . 25 Taşlıçiftlik denemesine ait sonuçlar... 32 4.1. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda bitki boyuna etkileri ile ilgili

varyans analiz sonuçları... 32 4.2. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda bitki boyuna etkileri ile ilgili

ortalama değerler (%)... 33 4.3. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak sayısına etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 37 4.4.Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak sayısına etkileri ile ilgili

ortalama değerler (%)... 38 4.5. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak oranına etkileri ile ilgili

varyans analiz sonuçları... 41 4.6. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak oranına etkileri ile ilgili

ortalama değerler (%)... 42 4.7. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap oranına etkileri ile ilgili

varyans analiz sonuçları... 45 4.8. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap oranına etkileri ile ilgili

ortalama değerler (%)... 46 4.9. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan oranına etkileri ile ilgili

varyans analiz sonuçları... 48 4.10. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan oranına etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 49 4.11.Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde oranına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 52 4.12. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde oranına etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 52 4.13. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yeşil ot verimine etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 56 4.14. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yeşil ot verimine etkileri ile

(12)

ilgili ortalama değerler (%)... 56 4.15. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde verimine etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 60 4.16. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde verimine etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 61 4.17. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda hasat indeksine etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 66 4.18. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda hasat indeksine etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 66 4.19. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak azot kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 69 4.20. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak azot kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 69 4.21. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap azot kapsamına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 72 4.22. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap azot kapsamına etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 73 4.23. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan azot kapsamına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 75 4.24. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan azot kapsamına etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 76 4.25. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak ham protein oranına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 78 4.26. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak ham protein oranına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 78 4.27. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap ham protein oranına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 80 4.28. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap ham protein oranına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 81 4.29. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan ham protein oranına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 82 4.30. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan ham protein oranına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 83 4.31. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 84 4.32. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 85 4.33. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap fosfor kapsamına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 87 4.34. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap fosfor kapsamına etkileri

(13)

4.35. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 90 4.36. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%) ... 91 4.37. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 93 4.38. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 94 4.39. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 96 4.40. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 97 4.41. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 99 4.42. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 100 Güryıldız denemesine ait sonuçlar... 102 4.43. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda bitki boyuna etkileri ile ilgili

varyans analiz sonuçları... 102 4.44. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda bitki boyuna etkileri ile ilgili

ortalama değerler (%)... 103 4.45. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak sayısına etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 105 4.46. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak sayısına etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 106 4.47. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak oranına etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 108 4.48. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak oranına etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 109 4.49. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap oranına etkileri ile ilgili

varyans analiz sonuçları... 110 4.50. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap oranına etkileri ile ilgili

ortalama değerler (%)... 111 4.51. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan oranına etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 113 4.52. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan oranına etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 114 4.53. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde oranına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 116 4.54. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde oranına etkileri

(14)

4.55. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yeşil ot verimine etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 119 4.56. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yeşil ot verimine etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 119 4.57. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde verimine etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 121 4.58. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda kuru madde verimine etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 122 4.59. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda hasat indeksine etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları... 124 4.60. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda hasat indeksine etkileri ile

ilgili ortalama değerler (%)... 125 4.61. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak ham protein oranına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 127 4.62. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak ham protein oranına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 127 4.63. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap ham protein oranına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 129 4.64. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap ham protein oranına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 130 4.65. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan ham protein oranına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 132 4.66. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan ham protein protein

oranına etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 132 4.67. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak azot kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçlar... 134 4.68. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak azot kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 135 4.69. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap azot kapsamına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 137 4.70. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap azot kapsamına etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 138 4.71. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan azot kapsamına etkileri

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 139 4.72. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan azot kapsamına etkileri

ile ilgili ortalama değerler (%)... 140 4.73. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçlar... 142 4.74. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 142 4.75. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap fosfor kapsamına etkileri

(15)

ile ilgili varyans analiz sonuçları... 144 4.76. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap fosfor kapsamına etkileri .

ile ilgili ortalama değerler (%)... 145 4.77. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 147 4.78. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan fosfor kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 147 4.79. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 149 4.80. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda yaprak potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 149 4.81. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili varyans analiz sonuçları... 151 4.82. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda sap potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)... 151 4. 83. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan potasyum kapsamına etkileri ile

ilgili varyans analiz sonuçları...

153 4.84. Azot ve fosfor dozlarının silajlık mısırda koçan potasyum kapsamına

etkileri ile ilgili ortalama değerler (%)...

153

(16)

1. GİRİŞ

İnsanımızın daha sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için bitkisel ve hayvansal ürünlerin artırılması gerekmektedir. Hayvansal ürünlerin artırılması bitkisel üretimin artırılmasına bağlıdır. Bitkisel üretimin artırılması için yeni tarım alanlarının üretime açılması veya mevcut tarım arazilerinin veriminin yükseltilmesi için gerekli teknik ve bilimsel yöntemlerin uygulanması gerekmektedir. Hayvansal üretimin artırılabilmesi için de ıslah çalışmalarının yanı sıra yeni yem kaynaklarının araştırılması ve kaliteli yem kaynakları üretimine önem verilmesi zorunludur. Türkiye için en önemli kaba yem kaynakları çayır-mera alanları ile tarla tarımı içinde üretilmesi gereken yem bitkileridir. Ancak çayır-mera ile yem bitkileri üretimleri ihtiyacı karşılamaktan oldukça uzaktır.

Yıllardan beri her fırsatta yem kaynaklarının yetersizliği nedeniyle hayvansal üretimde istenilen düzeye ulaşılamamasından şikayet edilmektedir. En önemli kaba yem kaynağımız çayır meralar, aşırı ve zamansız otlatma nedeniyle elden çıkma aşamasına gelmiştir. Bu alanlardaki otlatma yoğunluğunu azaltmak amacıyla yem bitkileri tarımının artırılması gerekmektedir. Hayvanların toplam kaba yem ihtiyacı ülke düzeyinde ele alındığında, çayır mera, yem bitkilerinden sağlanan bölümünün % 25.98, tarla tarımı artıklarından karşılanan bölümün ise % 43.51 düzeyindedir (Kılıç, 1997).

Tokat ve yöresi hayvancılık yönünden önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, birim hayvandan elde edilen verim, yetersiz beslenmeden dolayı oldukça düşüktür. Hayvanların yem ihtiyacı büyük oranda kalitesiz ve yem değeri düşük kaynaklardan sağlanmaktadır. Yörede kaliteli kaba yem ihtiyacının sağlanması için öncelikle tarla tarımı içinde yem bitkileri ekim alanı, işlenen tarla alanı içinde % 4.7’lik bir alana sahiptir. Oysa hayvancılıkta ileri ülkelerde bu oran ortalama % 20-70 arasındadır (Anonim, 2003). Uzun yıllar aşırı ve kontrolsüz olarak kullanılan mera alanlarında yapılacak ıslah ve amenajman yöntemleriyle hayvan baskısı azaltılacak ve bu alanların tekrar üretime kazandırılması mümkün olacaktır.

Kaliteli kaba yem üretiminin artırılmasında bir çok alternatif bitki bulunmaktadır. Bu bitkiler içinde en önemlisi mısırdır. Mısır daha çok tane üretimi amacıyla yetiştirilen fakat son

(17)

yıllarda süt hayvancılığının gelişmekte olduğu bölgelerde yem bitkisi olarak önem kazanmaya başlamıştır. Mısır birim alan veriminin yüksekliği, silaj yapımına uygunluk, besleme değeri ve lezzetliliği gibi özelliklerinden dolayı çok değerli bir bitkidir (İptaş ve Acar, 2003). Sulama imkanı olan yerlerde mısırın birinci veya ikinci ürün silajlık olarak ekim sisteminde yer alması, kaliteli kaba yem ihtiyacının giderilmesinde çok önemli bir kaynak oluşturacaktır (İptaş ve ark., 1996).

Birim alandan daha çok ürün alabilmek için, her şeyden önce toprakların verimliliklerinin artırılması ve korunması gerekir. Toprakların verimlilik güçlerini artırmanın en önemli yollarından birisi de gübrelemedir (Saraçoğlu, 1984).

Gübreleme modern tarımın vazgeçilmez bir unsurudur. Ancak gübrelemeden maksimum faydanın sağlanabilmesi, ekonomik koşulların da dikkate alınarak bilinçli yapılmasına bağlıdır. Her şeyden önce yapılan gübreleme ile, bitki besin elementleri toprakta iyi dengelenmiş ve bitkinin ihtiyacını tam olarak karşılayabilecek miktarlarda toprağa ilave edilmiş olmalıdır. Bu işlem yapılırken de iklim ve toprak faktörleri dikkate alınmalıdır.

Mısır topraktan fazla miktarda besin elementi kaldıran ve toprağı zayıflatan bitkilerdendir. Özellikle kök sisteminin saçak olması nedeniyle daha çok toprağın üst tabakasını zayıflatır. Bunun yanı sıra iri yaprakları ve iri gövdesi ile fazla miktarda besin maddesine ihtiyaç duyar. Yüksek verim ve kalite için iyi bir gübreleme yapılmalıdır. Mısır için iyi bir gübrelemede; kullanılacak gübre çeşidi, gübre miktarı, gübreleme zamanı ve gübreleme metodu önemlidir (Azgün, 1987). Mısır bitkisi toprağa verilen azotlu gübreden koşullara bağlı olarak ancak % 50’sinden faydalanabilmekte ve önemli bir bölümü kayba uğramaktadır (Kırtok, 1998).

Fosforun ise tarım topraklarındaki miktarının genellikle az olması (% 0.04-0.30), ayrıca topraklarda çok değişik şekillerde reaksiyona girmesi ve büyük bir kısmının toprakta bitkilerin yararlanamayacağı türden değişik formlarda tutulması nedeniyle önemli bir makro besin elementi durumundadır (Sezen, 1991). Bitkiler ihtiyaç duydukları fosforun büyük bir bölümünü gelişme dönemlerinin başında almaktadır (Kacar ve Katkat, 1998). Dünya fosfat kaynaklarının günden güne azalması (McConell ve ark. 1986), gübre fiyatlarının artması (Aydeniz ve Brohi, 1991), bitkisel üretimi artırma çabalarının yoğunlaşması ve çevre

(18)

kirliliğinin ciddi boyutlara ulaşması, kullanılacak fosforlu gübrelerin çeşit, miktar ve uygulanma şeklinin mevcut şartlara en uygun şekilde belirlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Tokat ve yöresinde kışlık tahıl hasadından sonra silajlık mısır ekiminin hızla yaygınlaşmasıyla, mısıra uygulanacak en uygun azotlu ve fosforlu gübre dozlarının belirlenmesine gerek duyulmuştur. Yörede bu konuda yapılmış herhangi bir çalışma yoktur. Bölgede daha çok tane mısır üretiminde kullanılacak azotlu gübre miktarlarının belirlenmesi ile ilgili araştırmalar yapılmıştır (Öztürk ve Aydın, 1983; Sencar, 1988).

Tokat şartlarında yürütülen bu çalışma ile; buğday-mısır ekim sistemi içinde kışlık tahıl hasadından sonra ikinci ürün silajlık olarak yetiştirilen mısıra uygulanacak en uygun azotlu ve fosforlu gübre dozlarını belirlemek, ayrıca bu gübrelerin mısırda verim, bazı agronomik özellikler ile bitkide azot, fosfor ve potasyum içeriğine etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır.

(19)

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ

2.1. Azotlu Gübrelerin Mısır Bitkisinin Verim ve Bazı Agronomik Özelliklere Etkisi

Toprak ve bitki bünyesinde azot, organik ve inorganik formda bulunmaktadır (Kacar ve Katkat, 1998). Bitkiler toprak çözeltisinden azotu NO3- ve NH4+ şeklinde absorbe etmektedirler (Kacar ve Katkat, 1998; Güneş ve ark., 2004). Bitki kuru maddesinin % 2- 4’ünü oluşturan azot, aminoasit, protein, DNA, RNA, klorofil, nükleik asitler, hormon ve vitaminlerin yapısını oluşturan temel elementtir (Bozcuk, 1986; Reuter ve ark., 1997; Haktanır ve Arcak, 1997; Güneş ve ark., 2004).

Mısırın azota olan tepkisini; toprak tekstürü, nemi, organik maddesi ve diğer besin elementlerinin durumu belirlemektedir. Kumlu ve organik maddece fakir topraklarda azota daha fazla ihtiyaç duyulurken (Leonard ve Martin,1963), yağış ve sulamanın yeterli olduğu topraklarda bitki azottan daha iyi yararlanmaktadır (Kırtok, 1998).

Mısır gübrelemesinde miktar olarak ilk sırayı azot almaktadır. Mısır bitkisi, birim alanda ürettiği toplam kuru madde miktarı yüksek olduğundan, topraktan fazla miktarda besin elementi kaldırmaktadır (Azgün, 1987). Toprakta azotun fazla olması durumunda bitkinin alımı büyüme ile alakalı iken, düşük olması durumunda ise alım, morfolojik ve fizyolojik kök karakteristikleriyle ilgilidir (Engels ve Marschner, 1995). Durieux ve ark. (1994), yaptıkları çalışmada kök gelişmesinin azot alımını etkilediğini ve azot uygulaması ile de mısırın kök gelişmesinin etkilendiğini belirtmişlerdir. Erkenci mısır çeşitlerinin yeterli düzeyde ürün vermek için daha aktif bir kök sistemine ihtiyaç duyduklarını, en hızlı kök gelişiminin, ekimden 8 hafta (tepe püskülü dönemi) sonra olduğunu ifade etmişlerdir (Anderson, 1987).

Mısır bitkisi birim alanda yüksek miktarda organik madde ürettiğinden, topraktan fazla miktarda besin elementi kaldırmaktadır (Kün 1994). Bu sebeple yüksek verim ve kalite için iyi bir gübreleme programına ihtiyaç duyulmaktadır (Uslu, 1999). Mısır gübrelemesinde kullanılacak gübre çeşidi, gübre miktarı, gübreleme zamanı ve gübreleme metodu önemlidir. Kullanılacak gübre miktarı bitki sıklığına (Sencar,1988) ve çeşide göre değişmektedir Ülger,1998).

(20)

Bitkilerin azotlu gübre ihtiyaçlarını belirlerken, yetiştirme ortamına giren ve ortamdan çıkan azot miktarlarını dikkate alarak; uygulanacak azot miktarının doğrudan doğruya yetiştirilen bitkinin azot gereksinimi ile, dolaylı olarak ta azot kullanım randımanı ile ilgili olduğunu, ayrıca gübreleme öncesinde mineralizasyon ve artık azotun etkileriyle toprakta bulunan azot miktarının da göz önüne alınarak gübreleme programının yapılması gerektiği bildirilmiştir (Meisinger, 1984).

Mısırda gübreleme çalışmalarında incelenen özelliklerden biri bitki boyudur. Genellikle bitki boyu azotlu gübrenin etkisiyle artarken (Sencar, 1988; Ping ve ark., 1993), daha çok çeşide (Sencar ve ark., 1999) bağlı olarak değişir.

Ping ve ark. (1993), azot, fosfor ve potasyum gibi besin elementleri içinde bitki boyunu belirleyen en önemli besin elementinin azot olduğunu bildirmektedirler. Azotlu gübreler, mısırda boğum aralarının dip kısımlarında bulunan meristem hücrelerinde büyüme ve gelişmeyi hızlandırarak boğum aralarının dolayısıyla bitki boyunun uzamasını sağlamaktadır (Sezer ve Yanbeyi, 1997).

Sharma (1973), Hindistan’da yapmış olduğu mısır bitkisine uygun azot gübresi çalışmasında 0, 5, 10 ve 15 kg N/da uygulamış ve sonuçta gübre dozu arttıkça bitki boyunda da bir artış olduğunu ifade etmiştir.

Sağlamtimur ve ark. (1987), Adana’da 0, 8, 16, 24 ve 32 kg N/da dozlarını kullanarak yaptıkları bir çalışmada, en düşük bitki boyunun azot verilmeyen parsellerden elde edildiğini, azot dozlarının bitki boyunu kontrole göre önemli ölçüde artırdığını, ancak gübre dozları arasındaki farkın önemli olmadığını saptamışlardır.

Yılmaz (1994), en yüksek bitki boyunun 257.5 cm ile 18 kg N/da uygulamasından, en düşük bitki boyu değerinin (248.2 cm) ise 0 kg N/da dozundan elde edildiğini bildirmiştir. Sezer ve Yanbeyi (1997), azot uygulamasının bitki boyunu istatistiki olarak artırdığını ve en yüksek değerlerin 16 ve 24 kg N/da dozlarından sağlandığını bildirmektedirler.

Kahramanmaraş ekolojik koşullarında Tüfekçi (1999) ve Uslu (1999) mısırda 0, 15, 25 ve 35 kg N/da dozlarıyla yapılan iki ayrı çalışmada, azot uygulaması bitki boyunu önemli ölçüde artırmış ve en düşük bitki boyu azot uygulanmayan parsellerden, en yüksek bitki boyu

(21)

ise 35 kg N/da dozundan elde edilmiştir. Kara ve ark. (1999), Ordu ekolojik şartlarında üç bitki sıklığı (10, 20 ve 30 cm sıra üzeri) ve altı azot seviyesinin (0, 6, 12, 18, 24 ve 30 kg N/da) silajlık mısırda bitki boyuna etkilerinin incelendiği çalışmada, bitki boyunun farklı bitki sıklığı ve azot dozlarından etkilenmediği tespit edilmiştir.

Alp (2000), yapmış olduğu çalışmada, en kısa bitki boyunu (172.8 cm) kontrol parselinde elde etmiş, uygulanan azot dozlarındaki artışa bağlı olarak bitki boyu artmış ve 28 kg N/da dozunda ise bitki boyunun maksimuma (186.6 cm) ulaştığını bildirmiştir.

Yılmaz (2005), azot dozlarının bitki boyuna etkisinin çok önemli olduğunu; en yüksek bitki boyunu (231.6 cm) 25 kg N/da uygulamasından elde ettiğini, en düşük bitki boyunu (197.0 cm) ise kontrol parselinden elde ettiğini bildirmiştir.

Mısırda azotlu gübrelemenin yaprak sayısını artırdığı ancak artan azot dozlarının yaprak sayısına etkisinin sürekli olmadığı yapılan bir çok araştırmada (Ragheb ve ark. 1987; Gözübenli, 1997; Çullu ve ark., 1999; Yılmaz, 2005) bildirilmektedir. Ancak yapılan bazı araştırmalarda ise azot dozlarının artmasıyla yaprak sayısında önemli bir değişimin olmadığı ifade edilmektedir (Yılmaz, 1994; Kara ve ark., 1999).

Yılmaz (1994), uyguladığı azot dozları ile yaprak sayısının 15.0-15.2 adet/bitki arasında değiştiğini, en yüksek yaprak sayısını 12 kg N/da, en düşük yaprak sayısını ise 18 kg N/da uygulamasından elde ettiğini bildirmiştir.

Şentürk (1999), en fazla yaprak sayısını (13.5 adet/bitki) 15 kg N/da, en az yaprak sayısını ise 30 kg N/da dozunda elde ettiğini ifade etmektedir. Çullu ve ark. (1999), araştırmasında artan azot dozlarının yaprak sayısını önemli düzeyde artırdığını, XL-72.AA çeşidinde yaprak sayısının en fazla olduğunu bildirmiştir.

Mısırda yaprak oranına azot dozlarının etkisine ait yapılan araştırmalarda farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. El-Hattab ve ark. (1980) ile Kang ve ark. (1986)’nın yapmış oldukları araştırmalarda azot dozlarının artmasıyla mısırda yaprak alan indeksinin ve dolayısıyla yaprak oranının arttığını bildirmişlerdir. Ancak Yılmaz (1994), artan azot dozlarının yaprak oranına etkisinin önemli olmadığını ve genellikle azot dozlarının artmasıyla yaprak oranının azaldığını, yaprak oranının % 15.2-16.0 arasında değiştiğini bildirmiştir. En yüksek yaprak oranını 0 kg N/da dozu ile elde ederken, en düşük yaprak oranını 6 kg N/da

(22)

uygulamasıyla elde ettiğini ifade etmiştir. Saruhan (2002), farklı azot dozlarının yaprak oranı üzerine istatistiksel olarak önemli etkisinin olmadığını, farklı azot dozlarıyla elde edilen yaprak oranı değerlerinin % 17.9-18.4 arasında değiştiğini bildirmiştir.

Yılmaz (2005), azot dozlarının artmasıyla yaprak oranının azaldığını bildirmiştir. En yüksek yaprak oranını (% 20.3) 0 kg N/da, en düşük yaprak oranını (% 17.3) ise 20 kg N/da dozundan elde ettiğini ifade etmiştir.

Yılmaz (1994), uyguladığı azot dozlarında sap oranının % 27.5-29.5 arasında değiştiğini, en yüksek sap oranının 6 kg N/da dozunda, en düşük sap oranının 18 kg N/da dozunda elde edildiğini bildirmiştir. Saruhan (2002), azot dozlarının sap oranına etkisinin önemli olmadığını bildirmektedir. Farklı azot dozlarıyla elde edilen sap oranı değerleri % 53.9-54.7 arasında değiştiğini ifade etmişlerdir. Yılmaz (2005), azot dozlarının sap oranına etkisini istatistiksel olarak çok önemli bulmuştur. En yüksek sap oranını (% 36.3) 0 kg N/da, en düşük sap oranını (% 31.5) ise 20 kg N/da uygulamasından elde ettiğini ifade etmiştir.

Saruhan (2002), azot dozlarının artmasıyla koçan oranında önemli bir artışın olmadığını bildirmektedir. Yılmaz (2005), silajlık mısırda 0, 5, 10, 15, 20 ve 25 kg N/da dozları kullanılarak yaptığı çalışmada, azot dozlarının 20 kg N/da’a kadar artmasıyla koçan oranında artış görüldüğünü, 10, 15, 20 ve 25 kg N/da dozları arasında önemli bir farklılığın olmadığını saptamıştır. Azot dozları arasında en yüksek koçan oranını (% 51.2) 20 kg N/da, en düşük koçan oranını (% 43.4) ise 0 kg N/da uygulamasından elde ettiğini bildirmiştir.

İkinci ürün silajlık mısır ekimlerinde vejetasyon süresi sınırlı olduğundan eylül ayının ortalarından ekim ayının sonuna kadar sıcaklığın düşmesiyle generatif devre gelişimi (koçanda tane oluşumu) zayıf olmakta ve bitkiler vejetatif gelişmeye devam etmektedirler. Bu durumda genel olarak mısırın yeşil ot verimi fazla nem içerdiğinden yüksek olmaktadır (Rutger, 1969). Mısır bitkisinin artan azot dozlarına tepkisi bir çok araştırmacı tarafından bildirilmektedir (Thiraporn ve ark., 1987; Ogunlela ve ark., 1988; Yılmaz, 1994; Kara ve ark., 1999).

Yılmaz (1994), Çukurova koşullarında yaptığı bir çalışmada, en yüksek yeşil ot veriminin 18 kg N/da uygulamasından elde ettiğini ifade etmiştir.

Ülger ve ark. (1996), ikinci ürün silajlık mısırda en yüksek yeşil ot verimini üç yıllık ortalama olarak sırasıyla 5752.2, 4950.9, 5545.1 ve 5416.1 kg/da ile 30 kg N/da

(23)

uygulamasından elde etmişlerdir. Araştırmacılar, azot dozu arttıkça mısırda yeşil ot veriminin arttığını, ancak bu artışın 20 kg N/da seviyelerine kadar hızlı olduğunu, bu noktadan sonra doz artışının devam etmesine karşılık, verim artış hızının yavaşladığını ifade etmişlerdir.

Kara ve ark. (1999), farklı bitki sıklığı ve azot dozlarının (0, 6, 12, 18, 24 ve 30 kg N/da) silaj mısırda yeşil ot verimi ve bazı özelliklere etkisini araştırmışlar ve silajlık mısırda artan azot dozunun yeşil ot verimi üzerine arttırıcı yönde etkisi olurken, genellikle 24 kg N/da dozundan sonra azotun etkisinin azalan yönde olduğunu ifade etmişlerdir. Saruhan (2002), azotun mısırın vejetatif aksamını artırarak yeşil ot verimini artırdığını bildirmiştir.

Yılmaz (2005), azotlu gübre uygulamasının yeşil ot verimine etkisinin çok önemli olduğunu bulurken, azot dozları içinde en yüksek yeşil ot veriminin 7790.8 kg/da ile 20 kg N/da dozundan alındığını, ancak 20 ve 25 kg N/da dozları arasında önemli farklılıkların olmadığını ifade etmiştir.

Gonske ve Keeney (1969), kuru madde verimleri üzerine azotlu gübrelerin etkisini çok önemli bulmuşlardır. Verimde dikkate değer artışın sulanmayan denemede 10 kg N/da ilavesiyle artış gösterdiğini ancak artışın azaldığı ve bir çok durumda verimdeki azalmanın ilave edilen azotun artmasıyla gerçekleştiğini bildirmişlerdir. Ayrıca kuru madde verimlerinin silajlık mısırı erken hasat etmeye göre geç hasat etmede daha yüksek çıktığını ifade etmişlerdir.

Kamprath ve ark. (1982), Kinston’da (ABD) üç melez mısır çeşidi ve üç azot dozu (5.6, 16.8 ve 28 kg N/da) kullanarak yaptıkları çalışmada, kuru madde miktarının çeşit ve azot dozuna göre farklılık gösterdiğini artan azot dozlarıyla birlikte kuru madde veriminin de arttığını ifade etmişlerdir

Hills ve ark. (1983), mısır bitkisinde azotlu gübre kullanımını belirlemek için yaptıkları çalışmada, en yüksek toplam kuru madde verimini 22.4 kg N/da dozunda elde etmişler, 28 kg N/da dozunda ise düşmenin olduğunu ifade etmişlerdir.

Ragheb ve ark. (1987), azotlu gübre dozlarının mısır bitkileri ve organlarında kuru madde depolanması ve vejetatif gelişme oranına etkisini araştırdığı çalışmada üç mısır çeşidi ve beş azot dozu (7.5, 9.0, 10.5, 12.0 ve 13.5 kg N/da) kullanmışlardır. Araştırmada azotlu

(24)

gübrelemenin mısır çeşitleri arasında kuru madde birikimi bakımından önemli farklılıklar görülmemesine karşın, bitkide yaprak sayısı ve bitkide kuru madde üzerine önemli etkide bulunduğu belirlenmiştir.

Muchow ve Davis (1988), silajlık mısıra uyguladığı 0, 60, 120 ve 240 kg N/da dozlarında kuru madde verimlerinin sırasıyla 650, 1200, 1500 ve 1600 g m-2 olarak çıktığını bildirmişlerdir. Dane dolum periyodu boyunca yaprak alanının uzun süre korunması ve vejetatif gelişme boyunca, yaprak alan gelişimini artırmak için yüksek azot oranlarında yüksek kuru madde verimlerinin alındığını bildirmiştir.

Jokela ve Randall (1989), Minnesota’da (ABD) iki bölgede azot dozu uygulama zamanlarının mısırda kuru madde verimi, azot alımı ve azot kullanım etkinliğini incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada; Mt. Carrol bölgesinde 7.5, 15, 22.5 kg N/da, Webster’da 10, 20 ve 30 kg N/da uygulamışlardır. Webster bölgesinde tane verimi ve toplam kuru madde verimi 1982’de 30 kg N/da, 1984’te 20 kg N/da dozuna kadar arttığını ifade etmişlerdir

Cox ve ark. (1993), mısır için maksimum kuru madde verimlerini 15 kg N/da uygulamasından elde etmişlerdir. Bununla birlikte silajlık mısırın kalitesinin, 0’dan 20 kg N/da’a kadar azot dozlarının artmasıyla arttığını tespit etmişlerdir. Mısırda azot dozunun artmasıyla kuru madde veriminin arttığı bildirilmiştir (Nnoham ve Odurukwe, 1987; Pare ve ark., 1993).

Kara ve ark. (1999), azot dozlarının artmasıyla kuru madde veriminin arttığını fakat 6, 12 ve 18 kg N/da dozları arasında istatistiki olarak farklılığın olmadığını bildirmektedirler. Çullu ve ark. (1999), artan azot dozlarına karşı mısır çeşitlerinin kuru madde üretimlerini genellikle artırdıkları ancak bu artışların azot dozlarının artışına paralel olarak gerçekleşmediğini, düzensiz artışlar olduğunu ifade etmişlerdir.

Cox ve Cherney, (2001) yaptıkları çalışmada, maksimum kuru madde verimlerini 15 kg N/da dozunda elde ettiklerini bildirmişlerdir. Saruhan (2002), azot dozlarının artmasıyla kuru madde verimindeki artışın yıllara göre değişebildiği, en yüksek kuru madde veriminin 2717.8 kg/da ile 30 kg N/da uygulamasından, en düşük değerin ise 2134.8 kg/da ile 0 kg N/da uygulamasından elde edildiğini ve azot dozu arttıkça kuru madde veriminin de arttığını bildirmiştir.

(25)

Yılmaz (2005), silajlık mısırda 0, 5, 10, 15, 20 ve 25 kg N/da dozları kullanarak yaptığı bir araştırmada, azot dozlarının artmasıyla kuru madde veriminde belirgin bir artışın ortaya çıktığını, 20 kg N/da dozuna kadar kuru madde veriminin arttığını ancak 25 kg N/da dozunda ise bir düşmenin olduğunu ifade etmiştir.

Nimje ve Seth (1988), Hindistan Yeni Delhi’de (Hindistan) mısır bitkisine 0, 6, 12 kg N/da uygulamalarıyla yürüttükleri çalışmada hasat indeksinin azot uygulamalarıyla arttığını bildirmiştir. Muchow (1988b), mısırın hasat indeksinin 0’dan 12 kg N/da oranlarına doğrusal bir tepki verdiğini ancak 12’den 42 kg N/da’da sabit kaldığını ifade etmiştir. Ogunlela ve ark. (1988), hasat indeksinin 5 kg N/da dozuna kadar arttığını, yüksek dozlarda ise azalma gösterdiğini ifade etmişlerdir.

Graybill ve ark. (1991), hasat indeksinin mısırın silajlık kalitesini etkilediğini bildirmişlerdir. Cox ve ark. (1993), silajlık mısırda azot dozlarının artışına bağlı olarak hasat indeksinin de arttığını, en yüksek hasat indeksi değerlerini 12 ile 14 kg N/da dozlarından elde ettiklerini bildirmektedirler. Gözübenli (1997), bazı ticari melez mısır çeşitlerinin farklı azot dozu uygulamalarında azot kullanım etkinliğini belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmasında azotlu gübre miktarı arttıkça hasat indeksinin de arttığını bildirmiştir. Cox ve Cherney (2001), çalışmalarında maksimum hasat indeksi değerini (% 43) 16.7 kg N/da dozunda elde ettiklerini bildirmişlerdir.

Yılmaz (2005), azotlu gübre uygulamasının hasat indeksini artırdığını, en yüksek hasat indeksinin (% 31) 20 kg N/da uygulamasından elde edildiğini bu dozdan sonra hasat indeksinde bir düşme olduğunu bildirmiştir.

Mısır çeşitlerinde kuru madde oranının olgunlaşma sürelerine göre değişkenlik gösterdiği bildirilmiştir (Schmid ve ark., 1976; Vatikonda ve Hunter, 1983). Russell ve ark. (1992), erkenci özelliğe sahip olan çeşitlerin kuru madde oranlarının, geçci çeşitlere göre daha yüksek olduğunu bildirmektedir. İptaş ve Acar (2003), yaptıkları iki yıllık çalışmada en yüksek kuru madde oranını (% 34.1 ve % 24.7) ile P.3163, en düşük Arifiye (% 28.4 ve % 21.8) çeşitlerinde belirlemişlerdir. Arifiye çeşitinin olum süresinin fazla ve koçan oranının düşük olması kuru madde oranının düşmesine neden olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca silaj amacıyla yetiştirilen mısır çeşitlerinde kuru madde oranının yüksek olmasını önermişlerdir.

(26)

İptaş ve ark. (2004), ikinci ürün mısırda en yüksek kuru madde oranını % 21.4 ile TTM-813 çeşitinde, en düşük % 16.2 ile LG-55 çeşidinde tespit etmişlerdir. Ayrıca ikinci ürün ekimlerinde vejetasyon süresi yeterli olmadığı için çeşitler erkenci olsalar bile kuru madde oranının oldukça düşük olduğunu bildirmişlerdir.

Yılmaz (2005), azot dozlarının kuru madde oranına etkisinin önemli olmadığını, koçan oranı ile kuru madde oranı arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu ifade etmiştir. 0 kg N/da dozunda % 25.4 olan kuru madde oranının, 10 kg N/da dozunda % 25.6, 15 kg N/da dozunda % 24.6, 20 kg N/da dozunda % 25.6, 25 kg N/da dozunda ise % 25.0 olarak tespit ettiğini bildirmiştir.

Mısırda azotlu gübreleme, ham protein oranını artırmaktadır Cox ve ark. (1993). Silajlık mısırla yapılan bir çalışmada, azotlu gübre uygulamasının ham protein oranına etkisi çok önemli bulunmuş ve azot dozları içinde en yüksek ham protein oranı % 7.8 ile 25 kg N/da dozundan elde edilmiştir (Yılmaz, 2005).

Sencar (1988), araştırmasında giderek artan miktarda uyguladığı azotlu gübrenin tane protein oranını düzenli olarak artırdığını bildirmiştir. 1987 ve 1988 yıllarının ortalaması olarak 0, 7, 14, 21 ve 28 kg N/da uygulamasıyla ortalama tane protein oranları sırasıyla % 7.9, % 8.5, % 9.1, % 9.8 ve % 10.1 olarak elde ettiğini ifade etmiştir. Yılmaz (1994), azotlu gübre miktarını artırdıkça yapraktaki ham protein oranının da arttığını bildirmiştir. En yüksek yaprak ham protein oranını % 10.1 ile 18 kg N/da dozunda, en düşük ham protein oranını ise % 7.9 ile 0 kg N/da dozunda elde ettiğini ifade etmiştir. Yine farklı azot dozlarının sap ham protein oranını değiştirmediğini; en yüksek sap ham protein oranının 6 kg N/da uygulamasında (% 6.0), en düşük 18 kg N/da uygulamasında (% 5.3) elde ettiğini bildirmiştir. Farklı azot dozlarının koçanda ham protein oranı yönünden gruplar arasındaki farkın önemli olduğunu bildirmiştir. Uygulanan dozlarda en yüksek koçanda ham protein oranı 18 kg N/da uygulamasından (% 9.9), en düşük 0 kg N/da uygulamasında (% 8.8) olarak tespit etmiştir.

Suphot ve Kitima (1977), Tayland’da yaptıkları çalışmada dört mısır çeşidi ve dört azot dozu (0, 3, 9, 14 kg N/da) kullanmışlardır. Bu çalışmada tane verimi ve tanede protein içeriği bakımından çeşitler ve azot dozları arasında farklılıklar bulunmuştur. Tane verimi ve tanede protein içeriğinin azot dozunun artmasıyla arttığını bildirmişlerdir.

(27)

Bataev ve Magomedov (1991), mısır bitkisiyle yaptıkları çalışmada, 6, 9, 12 ve 15 kg N/da uygulayarak sırasıyla 2.3, 2.5, 2.9 ve 2.8 ton/ha tane verimi almışlardır. Uygulanan azotun mısır bitkisinin tane protein içeriklerini artırdığını bildirmişlerdir.

Mısır üretiminde azotun temel bir element olduğu bilinmekte olup artan azot dozlarının, yapraklardaki azot ve potasyum içeriğini artırdığı, fosfor miktarını ise düşürdüğü ifade edilmiştir (Shukla, 1971).

Walburg ve ark. (1982), iki yıllık araştırmalarında artan azot dozlarıyla birlikte mısır yaprağının azot içeriğinin arttığını bildirmişlerdir. Richard ve William (1983), mısır yaprağındaki yüzde azot seviyesinin iyi bir ürün için % 2.2 ile % 2.8 arasında olması gerektiğini ve özellikle % 2.8’lik oranın maksimum ürün için yeterli olduğunu bildirmişlerdir. Kaplan ve Aktaş (1993), artan miktarlarda azotlu gübrelemenin mısır bitkisi yapraklarının yüzde azot kapsamı üzerine olumlu etki yaptığını, 10 kg N/da dozundan daha yüksek düzeylerdeki azot uygulamaları arasındaki farkların ise önemli olmadığını bildirmişlerdir.

Staley ve Perry (1995), silajlık mısırın toplam azot alımı ve azot içeriğinin artan azot dozuyla birlikte arttığını, en yüksek azot içeriğinin (%1.4) 22.4 kg N/da, en düşük azot içeriğinin (% 0.7) ile 0 kg N/da dozundan elde edildiğini bildirmişlerdir.

Thiraporn ve ark. (1983), mısır çeşitleriyle yaptıkları çalışmada sapta toplam azot içeriğini % 2.1-3.6, tanenin azot içeriğini ise %1.2-1.8 arasında tespit etmişlerdir.

Azotlu gübre uygulamasının ekim zamanından, 4 ile 12 yapraklı safhaya kadar geciktirilmesi bitkinin tane kısmındaki azotun yüksek oranıyla sonuçlanacağını bildirmektedirler (Olson ve ark., 1964; Bigeriego ve ark., 1979; Russelle ve ark., 1981).

Jokela ve Randall (1989), tane azot alımının 1983 ve 1984 yıllarında sırasıyla 15 ve 22.5 kg N/da’a kadar azot oranlarıyla arttığını bildirmişlerdir. Stevenson ve Baldvin (1969), araştırmalarında tanenin azot içeriğini % 1.2 ile 1.8 arasında tespit etmişlerdir.

El-Hattab ve ark. (1980), Kahire Üniversitesinde (Mısır) 1973-74 yıllarında yürüttükleri, farklı azot dozlarında tanenin kimyasal içeriği, tane verimi ve verim unsurları ile ilgili çalışmalarında, artan azot dozunun çiçeklenme süresini kısaltıp tanede ham protein, toplam azot ve fosfor içeriğini artırdığını belirlemişlerdir.

(28)

Anderson ve ark. (1984), tane azot içeriğinin % 1.2-1.8 arasında olduğunu bildirmişlerdir. Cerrato ve Blackmer (1990), tanedeki azot konsantrasyonlarının azot uygulama oranlarındaki artışlarla artma eğilimi gösterdiğini bildirmişlerdir.

Azot, bitkilerde özellikle de tahıllarda verimi en çok etkileyen bitki besin elementidir (Delogu ve ark., 1998). Mısırda azotlu gübre miktarı arttıkça tane veriminin de arttığı bildirilmiştir (Viets, 1948; Krantz ve Chandler, 1954; Rouf ve Islam, 1983). Onken ve ark. (1985), ABD’de Texas Tarımsal Araştırma İstasyonunda uygulanan azot ve topraktaki azot miktarının mısırın tane verimine etkisini belirlemek için 1976-1981 yılları arasında 6 yıl süreyle 0, 4.5, 9.0, 18 ve 22.5 kg N/da uygulaması ile yaptıkları çalışmada uygulanan ve toprakta bulunan azotun tane verimini önemli ölçüde etkilediğini tespit etmişlerdir.

Kang ve ark. (1986), silajlık mısırla yaptıkları çalışmada, en yüksek verimin 40 kg N/da dozundan elde edildiğini bildirmişlerdir. Amoruwa ve ark. (1987), Nijerya’da mısırın besin içeriği ve tarımsal özellikleri üzerine azotlu gübreleme ve bitki sıklığının etkisini araştırmak için yürüttükleri çalışmada, beş azot dozu ( 0, 5, 10, 15 ve 20 kg N/da) ile üç ekim sıklığı (2500, 5000, 7500 bitki/da) uygulamışlar ve azotlu gübrelemenin 15 kg N/da dozuna kadar tane verimini artırdığını tespit etmişlerdir.

Thiraporn ve ark. (1987), Tayland’da yapmış oldukları araştırmada azot gübrelemesinin (0-18 kg N/da) mısırda tane verimi ve tanedeki N, P, K birikimine etkisini araştırmışlardır. Araştırmada tane verimi ve hasıl verimi 18 kg N/da azot uygulamasında artmış, daha fazla azot uygulamalarında ise hasıl verimi artmamış, yalnızca tane verimi artmış, ayrıca tanedeki N, P, K oranının da arttığı gözlenmiştir.

Alkan ve Güçtemur (1989), Ankara yöresinde 0, 6, 12, 18, 24 ve 30 kg N/da uygulanarak yapılan gübreleme denemesinde, en yüksek tane verimi 24 kg N/da uygulamasından elde edilmiştir. Ancak yapılan çoklu karşılaştırmada dekara 12, 18, 24, 30 kg azot uygulanan işlemlerin aynı gruba girdiği bildirilmiştir.

Aydın (1991), Adana’da II. ürün mısır bitkisinde değişik azot dozları (10, 20 ve 30 kg N/da) ve sıra arası mesafelerinin (50, 60, 70 ve 80 cm) verim ve verim unsurlarına etkisini belirlemek amacıyla yürütülen çalışmada, en yüksek tane verimi 30 kg N/da dozunda tespit edilmiştir. Özer (1993), Şanlıurfa’da 1989-91 yılları arasında ikinci ürün mısırın azotlu gübre

(29)

isteğini belirlemek amacıyla üç yıl süreyle yürüttükleri çalışmada TTM.8119 melez mısır çeşidini 1989 ve 1990 yıllarında 0, 7.5, 15, 22.5 ve 30 kg N/da uygulamalarıyla, 1991 yılında ise 0, 6, 12, 18 ve 24 kg N/da uygulamalarıyla yetiştirmişlerdir. Yapılan çalışmada tane verimi yıllara göre farklılık göstermekle birlikte 1989 ve 1990 yıllarında 22.5 kg N/da dozuna kadar artmış 30 kg N/da dozunda ise düşme gözlenmiştir.

Azot, hayati bir bitki besin elementidir ve mısır üretimi için ihtiyaç duyulan temel verim belirleyici faktördür (Adediran ve Banjoko, 1995).

Szalka ve Schmidt (1998), kışlık buğday veya mısırdan sonra yetiştirilen mısır bitkisine 5 kg P205/da, 10 kg K2O/da ve 0, 5, 10, 15, 20 ve 25 kg N/da uygulamışlardır. Yıllar ortalaması olarak her iki bitkiyi takip eden en yüksek tane verimi 8-9 ton/ha 15 kg N/da dozu ile elde edilmiştir. Daha yüksek azot oranlarında ise tane veriminin azaldığını tespit etmişlerdir.

Kogbe ve Adediran (2003), mısır veriminin çeşitten çeşite, yerden yere ve aynı zamanda gübrelerin uygulamasına ve toprakta besin elementi statüsü gibi faktörlere bağlı olarak değiştiğini bildirmişlerdir. Araştırmacıların, Nijerya’da mısır verimi üzerine azotlu, fosforlu ve potasyumlu gübre uygulamalarının etkisini inceledikleri çalışmada, mısır veriminin Ilora ve Makva’da azot oranlarındaki artışla arttığını ve mısır veriminin 10 kg N/da dozunun üzerindeki oranlarda arttığını bildirmişlerdir.

2.2. Fosforlu Gübrelerin Mısır Bitkisinin Verim ve Bazı Agronomik Özelliklere Etkisi

Toprak ve bitki bünyesinde fosfor, organik ve inorganik formda bulunmaktadır (Blair, 1993; Chacon ve Dezzeo, 2004). Bitkiler toprak çözeltisinden fosforu H2PO4- ve HPO4= şeklinde absorbe etmektedirler (Ragothama, 1999; Smith, 2001). Bitki kuru maddesinin % 0.3- 0.5’ini oluşturan fosfor, nükleik asitlerin, fosfolipidlerin yapısında ve ATP ile ilgili reaksiyonlarda bitki gelişimi için mutlak gerekli bir besin elementi olarak görev yapmaktadır (Kacar ve Katkat, 1998; Ragothama, 1999; Smith, 2002 ; Güneş ve ark., 2004).

(30)

Bitkilerin fosfor alımı, topraklardaki fosfor formlarına, bitki çeşidine, bitkinin katyon absorbsiyon özelliğine, kök gelişmesi ve kök tüylerinin uzunluğu gibi faktörlere bağlıdır (Kacar ve Katkat, 1998). Topraklarda toplam fosfor kapsamı normal bazen de yüksek düzeyde bulunduğu halde, yarayışlı fosforun azlığı ve uygulanan fosforun fikse edilmesi sonucunda bitkiler birçok morfolojik, fizyolojik ve biokimyasal adaptasyon mekanizmaları geliştirmektedirler (Ragothama, 1999; Plaxton, 2004). Bitkiler köklerinden salgıladıkları organik asitlerle toprakta düşük çözünürlülükte olan besin elementlerinin yarayışlılıklarını artırmaktadırlar (Vance ve ark., 2003; Plaxton, 2004). Bitkiler fosfordan yararlanabilmek için özellikle kök yapılarında değişikliğe giderek kök yüzey alanını, kök ağırlığını ve miktarını artırmakla birlikte kök tüyleri ve organik salgılar vasıtasıyla da düşük fosfor yarayışlılığını artırmada önemli rol oynamaktadırlar (Stone ve ark., 2003). Machado ve Furlani (2004), mısır bitkisinin kök yapısında değişiklik yaparak ya da kök salgıları vasıtasıyla rizosferde kimyasal değişiklikler sağlayarak topraklarda fosfor yarayışlılığını artırabilme yeteneğine sahip olduğunu bildirmişlerdir. Bitkiler fosfordan yararlanamadıkları durumda fosfor yaşlı dokulardan genç dokulara doğru bitki bünyesinde hareket etmeye başlamaktadır (Kacar ve ark., 2002).

Bitkiler tüm gelişim dönemleri boyunca fosforu absorbe etmektedirler. Ancak gelişimlerinin erken aşamalarında fosfora çok fazla ihtiyaç duymaktadırlar (Kırtok, 1998). Erken dönemde, bitkiler tarafından alınan yeterli miktardaki fosfor, tahılların büyüme ve gelişmesini hızlandırmaktadır (Matarn ve Brown, 1989). Bitki gelişiminin erken aşamalarında yeterli düzeyde fosforun bulunması üreme organlarının oluşabilmesi için önemlidir (Güzel ve ark., 2002). Fosfor bakımından mısır bitkisinin en kritik döneminin mevsim başlangıcı olduğunu, mısırın normal büyüyebilmesi için bitki gençken (bitki 60-65 cm boylanmadan önce) dokularında daha yüksek oranda fosfora ihtiyaç duyduğunu bildirmiştir (Kırtok, 1998). Barry ve Miller (1989), fosfor beslenmesi açısından, mısırın kritik döneminin ekim ile 6. yaprak dönemi arasında olduğunu ifade etmişlerdir.

Mısır hızlı gelişen ve kök absorbsiyon yüzeyi geniş olan bir bitki olduğundan topraktaki fosforu daha fazla almaktadır (Kacar, 1979). Mısır bitkisi çimlenmeden sonra sap, yaprak ve koçan yapılarını geliştirmeye başladığında fosfora ihtiyaç duymaktadır (Jones,

(31)

1985). Mısır bitkisinin fosfora ihtiyacı tepe püskülü döneminden başlayarak koçanın gelişmesine kadar artış göstermektedir (Zabunoğlu ve Karaçal, 1986). Bitkiler bir gelişme mevsimi boyunca toplam kuru madde üretimlerinin % 25 kadarını tamamladıklarında toplam fosfor gereksinimlerinin % 75 kadarını almış olmaktadırlar (Kacar ve ark., 2002).

Dünyanın işlenebilir arazilerinin % 30-40’ındaki ürün verimi fosfor alınabilirliğince sınırlanmaktadır (Runge-Metzger, 1995; Von Uexküll ve Mutart, 1995). Fosfor alınabilirliği, mısırın erken gelişme ve büyümesinde önemli bir etkiye sahiptir (Hajabbasi ve Schumacher, 1994). Bitkilerin yeterli fosforla beslenmesini sağlamak için, toprakların bitkice alınabilir fosfora yeterince sahip olması gerekmektedir (İbrikçi ve ark., 2005). Fosfor alınabilirliği, topraktaki kil miktarı ve tipinin yanı sıra toprak çözelti pH’sına, fosfor konsantrasyonuna, metal (Fe, Al ve Ca) ve organik asitlerde dahil anyonların rekabetine bağlıdır (Sanyal ve De Datta, 1991; Hinsinger, 2001). Yüksek kil, kireç, yüksek pH ve düşük organik madde içeriğine sahip topraklarda fosforun bitkiye yarayışlılığının önemli ölçüde sınırlandığını bildirmişlerdir (Gallet ve ark., 2003). Yüksek kil, kalsiyum karbonat ve demir oksit içerikli topraklarda bitki fosfor alınabilirliği ve fosforlu gübre randımanı sınırlanmaktadır (Afif ve ark., 1993). Mısırın fosfor kullanım etkinliği, toprakta alınabilir fosfor oranı arttıkça azaldığını bildirmişlerdir (Kogbe ve Adediran, 2003). Nziguheba ve ark. (2002), yaptıkları çalışmada aşırı fosfor gübrelemesinin bitki gelişimi için gerekli ve elverişli olmadığını bildirmişlerdir. Bitkilerce alınabilir fosfor seviyelerinin, makul fosforlu gübre uygulama oranlarıyla korunabileceği ifade edilmiştir (İbrikçi ve ark., 2005).

Sahrawat (2000), toprağa uyguladıkları fosforlu gübrelerle toprakların inorganik fosfor içeriklerinin arttığını ve ilk yıl uygulamasından sonra topraklarda artık etkinin oluştuğunu bildirmiştir. (Matar ve ark., 1992), topraklardaki artık fosfor bitkilere fosfor sağlanması açısından önemli rol oynamaktadır. Gallet ve ark. (2003), uygulanacak olan fosforlu gübre miktarlarının belirlenmesinde artık fosfor miktarının dikkate alınması gerektiğini ve bitkilerin artık fosfordan % 22.5 ile 62.7 oranında faydalandığını belirtmişlerdir. Amrani ve ark. (1999), yüksek miktarlarda uygulanan fosforlu gübrelerin topraklarda artık etkilere sahip olduğunu bu sebeple gübreleme yapmadan önce toprakta mevcut bulunan fosforun mutlaka dikkate alınması gerektiğini bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar buğday-mısır-buğday rotasyonunda

(32)

fosforlu gübrelerin ve artık fosforun bitki gelişimi üzerine olan etkilerini araştırmak için yaptıkları çalışmada, topraklardaki NaHCO3-P test seviyesinin 6 mg P kg-1’da az olduğunda mısırın artık fosfora önemli tepki gösterdiğini, 9-14 mg P kg-1 arasında olduğunda tepkinin çelişkili olduğunu, 14 mg P kg-1’da fazla olduğunda ise herhangi bir tepkinin ortaya çıkmadığını ifade etmişlerdir.

Fosfor, bitkisel üretimi ve kaliteyi etkileyen temel besin elementlerinden birisidir (Khasawneh ve ark., 1980). Liu ve Zhang (2000), fosforlu gübrelerin uygulanmasıyla toplam toprak fosforu ve inorganik fosforun arttığını ve çoğunlukla toprakta biriken fosforun inorganik fosfor olduğunu bildirmişlerdir. İbrikçi ve ark. (2005), fosforlu gübrelerin ve artık fosforun mısır üzerine olan etkilerini araştırdıkları çalışmada, topraklara artan dozlarda verilen fosforun (0, 33, 66 ve 99 kg P ha-1) sadece 33 kg P ha-1 dozunun verimde bir artışa yol açtığını tespit etmişlerdir. Dört yıl boyunca sürdürülen denemelerde, sadece yağışın az olduğu yıl hariç, diğer yıllarda hem artık hem de uygulanan fosforun mısır üzerine önemli etkilerinin olduğunu bildirmişlerdir. Öktem ve Ülger (1998), mısır bitkisinin fosfor kullanım etkinliğini belirlemek amacıyla farklı dozlarda (0, 4, 8, 16 kg P2O5/da) fosfor uygulaması yapmışlar ve kontrol uygulamasından başlamak üzere artan doz ile birlikte tane veriminde artışlar olduğunu bildirmişlerdir. Optimum ürün gelişimi için 8 kg P2O5/da dozunu önermişlerdir. Duncan ve Ohlrogge (1958), fosforun tek başına ya da azot ve fosforun ayrı uygulanmasına göre azot ve fosforun birlikte banda verildiklerinde daha fazla kök gelişmesinin olduğunu bildirmişlerdir. Araştırmada mısırın tane veriminin TSP ile arttığını bildirmişlerdir. Mısırda artan fosfor dozlarına paralel olarak tane veriminde de artışların olduğunu bir çok araştırmacı (Barry ve Miller, 1989; Alptürk, 1993; Bayraklı ve ark., 1995) tespit etmiştir.

Fosforlu gübrelerle yapılan ilk çalışmalarda mısırın düşük fosfor oranına pozitif tepki verdiği ifade edilmiştir (Amon, 1965; Amon ve Adetunji, 1970). Yüksek oranda fosfor uygulamasının ise besin elementi dengesizliğine sebep olduğunu ve mısırda verimin düştüğünü bildirmişlerdir (Osiname, 1979). Çarşamba yöresinde en yüksek mısır veriminin 15 kg N/da ve 10 kg P2O5/da gübre dozlarıyla sağlandığı bildirilmiştir (Cengiz ve Başaran, 1986). Alkan ve Küçtemur (1989), Ankara yöresinde yetiştirilen XL-72-AA ve TTM 815 mısır çeşitlerinin azotlu ve fosforlu gübre isteklerini tespit etmek için yaptıkları çalışmada,

(33)

uygulanan fosforlu gübreyle TTM 815 çeşidinde verimin artış gösterdiğini ama bu artışın istatistiki açıdan önemli olmadığını, XL-72-AA çeşidinde ise 12 kg P2O5/da dozuyla en yüksek verimin (943 kg/da) elde edildiğini belirtmişlerdir.

Fageria ve ark. (1997), sera denemesinde 9 mısır çeşidine 0-150 mg/kg fosfor uygulamışlardır. Bitki yüksekliği, kök uzunluğu, filiz kuru ağırlığı, filiz:kök oranı, filiz ve köklerdeki fosfor konsantrasyonu, fosfor alımı ve fosfor kullanım etki parametrelerinin önemli bir şekilde fosfor uygulamasıyla etkilendikleri gözlenmiştir. Fosfor kullanım etkinliğinde, bitki yüksekliğinde, filiz kök kuru ağırlığı, filiz ve köklerdeki fosfor alımında dikkate değer çeşit farklılığı bulunmuştur. Kuru madde üretimi ve fosfor kullanım etkinliğine dayanarak çeşitler, etkili ve tepki verici olarak, etkili ve tepki verici olmayan, etkisiz ve tepki verici ve etkisiz ve tepkisiz olarak sınıflandırmışlardır. Ouyang ve ark. (1999), çalışmalarında mısır bitkisinin fosfor alımının ilave azotla (ya amonyum nitrat ya da üre) birlikte arttığını ancak fosfor konsantrasyonunun yalnızca üre ilavesiyle arttığını bildirmişlerdir. Azotun ilavesiyle mısır köklerinin gelişiminin arttığı ve fosfor alımının artmasına katkıda bulunduğunu ifade etmişlerdir. Shah ve ark. (1992), Hindistan’da killi tın toprakta Composite 8 mısır çeşiti, 1986-87 yağışlı mevsimlerinde Kontrol, 40 kg N+20 kg P2O5, 80 kg +40 kg P2O5, 120 kg N+60 kg P2O5/ha uygulamışlardır. 1986’da azot ve fosfor verilen ürünlerdeki verim 3.7-4.2 t/ha ve 1987’de 3.2-4.1 t/ha iken azot ve fosforlu gübre uygulamaksızın verim yaklaşık 2.2 t/ha olarak tespit etmişlerdir.

Fornasieri ve ark. (1994), Brezilya’da Sau Paula Jabaticabal’da koyu kırmızı latosol toprağında 1989-90 yıllarında yaptıkları çalışmada, Sam mısır çeşidine TSP olarak 0, 12, 24 kg P2O5/da ve 0, 0.3, ve 0.6 kg Zn/da, (ZnSO4) banda uygulamışlardır. Çinko ile 100 tane ağırlığı, yaprak ve toprak çinko içerikleri artmış, banda uygulanan en yüksek orandaki fosfor, toprak fosfor içeriğini artırmış, yaprak çinko içeriğini azaltmış ve tane verimini ise 0.80t’dan 1.18 t/ha’a kadar artırmıştır.

Zhihing ve ark. (1995), yaptıkları çalışmada, kışlık buğday yazlık mısır rotasyonuna dekara 0, 13.5 ve 27 kg azot dozları ve buğday tohumu ekilmeden önce 0, 12, 24 kg P2O5/da ve mısır tohumu ekilmeden önce azotun aynı oranlarının bileşimleri verilmiştir. Mısır verimleri buğday ekilmeden önce azot uygulamaksızın 6.2 t/ha’dan, azotun en yüksek oranıyla

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmada, Denizli Kızılcabölük ilçesi evlerinde ve müzesinde bulunan geleneksel Türk kadın kıyafetleri çeşitlerinden yakasız göynek, üçetek, cepken,

Ortaçağ’ın en önemli İtalyan matematikçilerinden biri olan Leonardo Fibonacci (1170-1250) özgün bir teori geliştirmiştir ki Fibonacci Dizisi veya Sayıları olarak anılan

Devlet Planlama Teşkilatı Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, s.. açılardan bağımsız çalışabilmelerini sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır. Kamu Đktisadi

Bu çalışmanın temel amacı, Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayımlanan dergilerde Amerikan kadını imgesini çözümlemek

Bu c¸alıs¸mamızda, kısa s¨ureli mikrodizi gen serilerinin analizi ve farklı veri kaynaklarından elde edilen gen bilgi- lerinin b¨ut¨unles¸tirilerek biyolojik

The linkage is performed in three steps. First, a Locality- Sensitive Hashing based filtering step reduces the number of entity pairs that needs to be considered for linkage. The

We report procedural success and clinical outcomes in patients with long segment coronary lesions that required more than one stent and treated with distal BRS (everolimus-

Oluşturulan deney modelinde DRG izole edilip kültüre edilmiş ve primer hücre kültürü yapılan bu nöron hücrelerinin aksonları laser ile (337 nm-UV) kesilerek