• Sonuç bulunamadı

Siyasi partilerin seçim harcamalarının denetimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Siyasi partilerin seçim harcamalarının denetimi"

Copied!
253
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABĐLĐM DALI

SĐYASĐ PARTĐLERĐN SEÇĐM HARCAMALARININ

DENETĐMĐ

DOKTORA TEZĐ

DANIŞMAN Prof. Dr. Yavuz ATAR

HAZIRLAYAN Özlem ÇELĐK

054134001003

(2)
(3)
(4)

iii ÖZET

Demokratik bir sistemde siyasi partilerin görevlerini yerine getirebilmeleri, politikalarını halka duyurabilmeleri ve en önemlisi de seçim dönemlerinde kampanyalarını yürütebilmeleri, mali açıdan büyük bir külfeti de beraberinde getirmektedir. Siyasi partilerin finansmanına ilişkin tartışmalar ise, genellikle iki konu üzerinde odaklanmaktadır. Bunlar, siyasi partilerin gelir ve giderlerine ilişkin olarak yapılan düzenlemeler ile siyasi partilerin finansmanının denetimi konularıdır. Siyasi partilerin finansmanının mali denetimi konusunda, partilerin rutin faaliyetleri ile seçim kampanyası faaliyetlerinin finansmanı konusunda ayrım yapılmaktadır. Siyasi partilerin rutin faaliyetleri hakkında yapılan denetim genellikle yıllık olarak yapılmaktadır. Siyasi partilerin seçim kampanyası faaliyetleri ile ilgili denetim ise, kanunla belirlenmiş seçim süreci boyunca partilerin gelirleri ve harcamaları ile ilgili olarak yapılmaktadır.

Dört bölümden oluşan bu çalışmada, siyasi partilerin seçim harcamalarının denetimi konusu incelenmiştir. Birinci bölümde, genel olarak siyasi partilerin mali kaynakları konusu üzerinde durulmuştur. Đkinci bölümde, siyasi partilerin seçim harcamalarının düzenlenmesine ilişkin olarak benimsenen kurallar ve başta denetim mekanizmaları olmak üzere bu kuralların uygulanmasına yönelik olarak alınan tedbirler incelenmiştir. Üçüncü bölümde, siyasi partilerin veya adayların seçim harcamalarının denetimiyle ilgili düzenleyici bir sistem oluşturan ülkeler, örnekleme yoluyla seçilip incelenmiş ve bu sistemlere ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır. Son bölümde ise, Türkiye’de siyasi partilerin mali denetimi konusu ve seçim harcamalarının denetimine yönelik güncel gelişmeler incelenmiştir. Ayrıca, Türkiye’de seçim harcamalarının denetimiyle ilgili oluşturulması muhtemel sisteme ilişkin önerilere yer verilmiştir.

(5)

iv SUMMARY

In a democratic system to sustain their functions, to announce and publicize their policies to the public and above all to sustain their campaigns during elections bring great financial expenses to the parties. The discussions on the financing of the political parties generally focus on two topics. These are the regulations on the incomes and expenses of the political parties and the control of the financing of the political parties. There is a distinction between routine activities of the political parties and election campaign costs related to the financial control of the political parties. The control on the routine activities of the political parties is carried out annually. The control on the election campaign expenses of the political parties, on the other hand, is carried out during the election period stated by the legislation on the income and expenses of the parties.

In this study which is made up four sections the subject of control on the expenses of political parties is dealt with. In the first section, generally financial sources of the parties are examined. In the second section the rules accepted for the regulation of the expenses of political parties and precautions that were accepted to control the implication of the afore mentioned rules. In the third section countries that have regulative systems on the election expenses of the candidates and parties were randomly selected and examined and evaluations on the system have been made. In the last section, contemporary changes on the control of the election expenses and financial control of the political parties have been examined. In addition, suggestions on the possible system to be performed on the control of the election expenses were made.

(6)

v ĐÇĐNDEKĐLER

TEZ KABUL FORMU... i

BĐLĐMSEL ETĐK SAYFASI... ii

ÖZET ... iii

SUMMARY ... iv

KISALTMALAR... ix

GĐRĐŞ... 1

BĐRĐNCĐ BÖLÜM SĐYASĐ PARTĐLERĐN MALĐ KAYNAKLARI I. GENEL OLARAK SĐYASĐ PARTĐLERĐN VE ADAYLARIN MALĐ KAYNAKLARI ... 3

II. SĐYASĐ PARTĐLERE SAĞLANAN KAMUSAL DESTEKLER... 6

A. Siyasi Partilere Doğrudan Devlet Desteği ... 14

1) Doğrudan Devlet Desteklerinin Çeşitleri... 14

a) Siyasi Partilere Düzenli Olarak Sağlanan Mali Destek ... 14

b) Siyasi Partilerin Seçim Kampanyalarına Sağlanan Devlet Desteği ... 16

c) Siyasi Partilerin Parlamento Gruplarına Sağlanan Devlet Desteği ... 17

2) Türkiye’de Siyasi Partilere Doğrudan Sağlanan Destekler ... 18

a) 1961 Anayasası Dönemi ... 18

b) 1982 Anayasası Dönemi ... 21

B. Siyasi Partilere Dolaylı Olarak Sağlanan Devlet Desteği ... 28

1) Dolaylı Olarak Sağlanan Devlet Desteği Çeşitleri... 28

(7)

vi

b) Seçim Kampanyalarında Kamusal Kitle Đletişim Araçlarından Yararlanmak ... 29

c) Siyasi Partilere ve Gerçek Kişi Bağışlarına Uygulanan Özel Vergiler... 30

d) Diğer Dolaylı Destekler ... 31

2) Türkiye’de Siyasi Partilere Sağlanan Dolaylı Destekler ... 32

III. BAĞIŞLAR VE YARDIMLAR... 37

A. Bireysel Bağışlar... 42

B. Şirketler Tarafından Yapılan Bağışlar ... 44

C. Çıkar Gruplarının Yaptığı Bağışlar... 47

D. Yabancı Ülkelerin Yardımları ... 51

E. Anonim Nitelikteki Bağışlar... 54

F. Üye Aidatları... 54

IV. PARTĐ MALVARLIĞINDAN ELDE EDĐLEN GELĐRLER ... 59

V. DĐĞER GELĐRLER ... 60

ĐKĐNCĐ BÖLÜM SĐYASĐ PARTĐLERĐN SEÇĐM HARCAMALARI I. GENEL OLARAK ... 64

II. SĐYASĐ PARTĐLERĐN SEÇĐM KAMPANYASI GELĐR VE HARCAMALARININ DÜZENLENMESĐ ... 69

A. Seçim Kampanyası Gelirleri ... 70

1) Seçim Kampanyası Gelirlerinin Aleniyeti... 70

2) Seçim Kampanyalarına Yapılacak Bağışların Sınırlandırılması... 71

B. Seçim Kampanyası Harcamaları... 72

1) Seçim Harcamalarının Aleniyeti ... 73

(8)

vii

3) Siyasi Yayın Ödemelerinin Sınırlandırılması ... 76

C. Siyasi Partilerin Seçim Harcamalarının Sınırlandırılması Konusundaki Görüşler.... 77

1. Harcamaların Sınırlandırması Gerektiğine Đlişkin Görüş ... 78

2. Harcamaların Sınırlandırılmasına Yönelik Eleştiriler ... 81

3. Sınırlandırmanın Özgürlükler Üzerindeki Etkisi... 86

D. Üçüncü Kişiler Tarafından Yapılan Harcamalar ... 89

III. SĐYASĐ PARTĐLERĐN SEÇĐM HARCAMALARININ DENETĐMĐNE ĐLĐŞKĐN DÜZENLEMELER ... 92

A. Genel Olarak Siyasi Partilerin Mali Denetimi ... 92

B. Siyasi Partilerin Seçim Kampanyası Gelir ve Giderlerinin Açıklanması Suretiyle Kamu Denetiminin Sağlanması... 95

1) Kamuyu Aydınlatma Yükümlülüğü ... 95

2) Bildirim Zorunluluğu... 99

B. Siyasi Partilerin Seçim Harcamalarının Denetimine Đlişkin Esaslar ... 102

1) Denetim Konusunda Sorumlu Otorite ... 105

2) Denetim Otoritesinin Üyelerinin Belirlenmesi ve Bağımsızlığı ... 107

3) Denetim Otoritesinin Görev ve Yetkileri ... 111

4. Denetimin Yerine Getirilmesi ... 114

C. Denetim Sonucunda Uygulanan Yaptırımlar ... 116

1) Sorumluluğun Belirlenmesi ... 117

2) Yaptırımların Uygulanması ... 119

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA SĐYASĐ PARTĐLERĐN SEÇĐM HARCAMALARININ DENETĐMĐ I. GENEL OLARAK ... 121

(9)

viii

II. AMERĐKA BĐRLEŞĐK DEVLETLERĐ ... 122

III. KANADA ... 132 IV. POLONYA ... 140 V. FRANSA ... 149 VI. ĐNGĐLTERE... 157 VII. AVUSTRALYA ... 163 VIII. DEĞERLENDĐRME... 169 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TÜRKĐYE’DE SĐYASĐ PARTĐLERĐN MALĐ DENETĐMĐ I. GENEL OLARAK ... 175

II. SĐYASĐ PARTĐLERĐN HARCAMALARINA ĐLĐŞKĐN DÜZENLEMELER... 176

III. SĐYASĐ PARTĐLERĐN MALĐ DENETĐMĐNE ĐLĐŞKĐN ESASLAR ... 186

A. Tarihsel Gelişim ... 186

B. Mali Denetim... 188

1. Đlk Đnceme Aşaması ... 191

2. Esasın Đncelenmesi Aşaması ... 193

3. Mali Denetim Sonucunda Uygulanacak Yaptırımlar ... 194

IV. TÜRKYE’DE SEÇĐM HARCAMALARININ DÜZENLENMESĐNE ĐLĐŞKĐN GELĐŞMELER ... 197

A. Seçim Harcamalarının Düzenlenmesine Đlişkin Kanun Önerileri ... 197

B. Türkiye’de Seçim Harcamalarının Denetimi Konusunda Öneriler ... 206

SONUÇ ... 215

KAYNAKÇA ... 225

(10)

ix KISALTMALAR

AEC Avustralya Seçim Komisyonu, (Australian Election Commission)

AMKD Anayasa Mahkemesi Kararları Dergisi AUD Avustralya Doları

AÜHFD Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

AÜSBFD Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi BGL Bulgaristan Lev’i

Bkz. Bakınız

BSA Yayıncılık Hizmetleri Kanunu, Avustralya (Broadcasting Services Act)

C. Cilt

CCFP Siyasi Finansman ve Kampanya Hesapları Ulusal Komisyonu, Fransa, (Commission Nationale des Comptes de Campagne et des Financements Politiques)

CEA Avustralya Seçim Kanunu (Commonwealth Electoral Act) CEO Chief Electoral Officer, Kanada

dn. Dipnot

E. Esas

EA Kanada Seçim Kanunu (Canada Elections Act) EC Kanada Seçim Komisyonu (Elections Canada) EEA Election Expenses Act, Kanada

E.T. Erişim Tarihi

FEC Federal Seçim Komisyonu, ABD, (The Federal Election Commission)

(11)

x FECA Federal Seçim Kampanyaları Kanunu, ABD, (Federal Election

Campaign Act)

K. Karar

K.T. Karar Tarihi

m. Madde

NRA Ulusal Silah Derneği, (National Rifle Association)

PAC Siyasi Faaliyet Komitesi, ABD, (Political Action Committee) PLN Zloti (Polonya para birimi)

PPERA Siyasi Parti, Seçim ve Referandumlara Đlişkin Kanun, Đngiltere, (Political Parties, Elections and Referendums Act)

PSK Parlamento Seçimleri Kanunu, Polonya

RG Resmi Gazete

s. Sayfa

S. Sayı

SK Sayılı Kanun

SPK Siyasi Partiler Kanunu

T. Tarih

TRT Türkiye Radyo Televizyon Kurumu

Vol. Volume

X CFR Başlık X, Code of Federal Regulations. X USC Başlık X, United States Code.

YUHK Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun

(12)

GĐRĐŞ

Demokratik sistemlerde siyasi partiler, farklı siyasi görüş ve çıkarları ortak bir zeminde uzlaştırarak temsil eden kuruluşlardır. Ayrıca partiler hem toplumu yönetme hem de toplumu yöneten iktidarları denetleme görevini de yerine getirmektedir. Demokratik sistemin devam ettirilmesi konusunda yerine getirdikleri bu gibi işlevler sebebiyle siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak nitelendirilmektedir. Siyasi partilerin bu temel görevlerini yerine getirebilmeleri için ülke çapında örgütlenip, politikalarını seçmene ulaştırabilmeleri gerekmektedir. Bunu sağlamak için siyasi partiler harcama yapmak ve dolayısıyla gelir elde etmek zorundadır. Partilerin ihtiyaç duydukları gelirleri, üye aidatlarından, bağışlardan, parti faaliyetlerinden veya partiye ait bazı materyallerin satışından elde etmeleri mümkündür.

Siyasi parti faaliyetlerinin özel bir türü olan seçim kampanyalarının yürütülmesinde, partinin günlük faaliyetlerini sürdürmek için ihtiyaç duyduğu kaynaklardan farklı miktar ve türde kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır. Partilerin bütün faaliyetleri dolaylı yoldan da olsa seçim kazanma amacına yönelik olmasına rağmen, parti faaliyetleri özellikle seçim dönemlerinde yoğunlaşmaktadır. Bu nedenlerle genellikle seçim kampanyası faaliyetleri, sıradan parti faaliyetlerine göre farklı bir mali rejime tabi tutulmaktadır. Ancak parti faaliyetlerinin her iki türünün finansmanı için oluşturulan kurallar genellikle birbirinden esinlenir. Zira hem seçim kampanyası harcamaları hem de rutin parti faaliyetleri için oluşturulacak finansman sistemleri aynı avantaj veya dezavantajları kapsayacaktır. Bu nedenle çalışmamızda, seçim kampanyası harcamaları esas alınmakla birlikte zaman zaman rutin parti faaliyetleri için yapılan harcamalar üzerinde de durulacaktır.

Siyasi partilerin seçim kampanyalarının finansmanı, hakkında yapılan çalışmalar genellikle gelirler üzerine odaklanmakta ve siyasi partilere yapılan bağışlar ile siyasi yolsuzluklar arasındaki ilişki irdelenmektedir. Ancak kampanya finansmanı, seçim harcamalarını da kapsamaktadır ve harcamalar vasıtası ile yapılan siyasi yolsuzluklara da oldukça sık rastlanmaktadır. Ayrıca, seçim kampanyası harcamaları ile siyasi partilerin gelirleri arasında doğrudan ve yakın bir ilişki vardır.

(13)

2 Zira siyasi partiler, temelde seçim kampanyalarında kullanmak üzere kaynak sağlamaya çalışırlar. Bu nedenle seçim kampanyası finansmanın denetimi, gelirlerin ve harcamaların denetimi şeklinde iki farklı boyutta gerçekleşmektedir.

Seçim harcamalarının denetimi ile ilgili kurallar, her ülke açısından farklılık göstermektedir. Bu durumun temelinde ise, ülkelerin farklı özellikleri yatmaktadır. Örneğin aday odaklı bir seçim sisteminin olduğu ABD’de, seçim kampanyaları neredeyse tümüyle adaylar tarafından ve partilerden bağımsız bir şekilde yürütülmektedir. Bu nedenle seçim kampanyalarında parti harcamalarından çok, adaylar tarafından harcama yapılmaktadır. Bu durum seçim harcamalarının, diğer ülkelere nazaran daha fazla olması ile sonuçlanmıştır. Buna karşılık parlamenter sistemin uygulandığı diğer ülkelerde siyasi yarışmanın ana unsuru siyasi partilerdir. Bu nedenle de seçim dönemlerinde yapılan harcamalar çoğunlukla partiler tarafından yapılmaktadır. Ancak siyasi partilerin veya adayların seçim harcamalarının denetimine ilişkin olarak oluşturulan kurallar neredeyse birbirinin aynıdır. Ülkemizde de seçimler genel olarak parti odaklıdır bu nedenle adayların harcamalarına yönelik düzenlemelerden çok siyasi partilerin harcamalarının düzenlenmesi ve denetimine ilişkin kurallar bu çalışmanın içeriğini oluşturmaktadır.

Dört bölümden oluşan bu çalışmada, yukarıda belirtilen çerçeve dahilinde, siyasi partilerin seçim harcamalarının denetimi konusu incelenecektir. Birinci bölümde, genel olarak siyasi partilerin mali kaynaklarının neler olduğu konusunun üzerinde durulacaktır. Đkinci bölümde ise, siyasi partilerin seçim harcamalarının düzenlenmesine ilişkin olarak benimsenen kurallar ve başta denetim mekanizmaları olmak üzere bu kuralların uygulanmasına yönelik olarak alınan tedbirler incelenecektir. Üçüncü bölümde ise, siyasi partilerin veya adayların seçim harcamalarının denetimiyle ilgili düzenleyici bir sistem oluşturan ülkeler, örnekleme yoluyla seçilip incelenecek ve bu sistemlere ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır. Son bölümde ise, Türkiye’de siyasi partilerin mali denetimi konusu ve seçim harcamalarının denetimine yönelik güncel gelişmeler incelenecektir. Ayrıca, Türkiye’de seçim harcamalarının denetimiyle ilgili oluşturulması muhtemel sisteme ilişkin önerilere yer verilecektir.

(14)

3 BĐRĐNCĐ BÖLÜM

SĐYASĐ PARTĐLERĐN MALĐ KAYNAKLARI

I. GENEL OLARAK SĐYASĐ PARTĐLERĐN VE ADAYLARIN MALĐ KAYNAKLARI

Siyasi partiler “halkın desteğini sağlamak suretiyle devlet mekanizmasının kontrolünü ele geçirmeye veya sürdürmeye çalışan, sürekli ve istikrarlı bir örgüte sahip, siyasal topluluklardır”1. Siyasi partilerin iktidarı ele geçirme amaçlarının bulunması, ülke çapında sürekli ve yaygın bir örgüte sahip bulunmaları onları diğer sosyal gruplardan ayırmaktadır2. Partilerin bu amaçlarını yerine getirebilmeleri için seçimler vasıtası ile halkı etkileyebilmeleri gerekmektedir. Ayrıca, seçim kampanyalarının dışında da partilerin, varlıklarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan bina, sürekli personel, araç gereç gibi masraflarının da karşılanması gerekir.

Partiler, devlet gücünü ele geçirmek ya da en azından etkilemek amacıyla, çıkarlarını ortak bazı noktalarda birleştiren kişiler tarafından oluşturulan, tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Benzer çıkarlar etrafında toplanan bu sosyal gruplar, zamana ve toplumsal gelişmelere paralel olarak değişme göstermiştir. Dolayısıyla siyasi partiler de büyüklüklerinden üyelerinin niteliklerine, teşkilatlanma usullerinden felsefelerine kadar birçok konuda değişime uğramıştır3. Modernleşme ile birlikte sosyal grupların siyasal olarak örgütlenme ve iktidarı etkileme çabaları da artmış, artan siyasal katılma ile birlikte siyasal örgütlenme de gelişmiştir4. Sonuç olarak partilerin toplumla birlikte sürekli olarak bir gelişme içerisinde olduğunu ve bununla birlikte partilerin ilgilenmesi gereken alanların da genişlediğini söylemek mümkündür. Bu da kaçınılmaz olarak, partilerin daha fazla para ve mali güce ihtiyaç duymalarına yol açmıştır5.

1 Özbudun, Ergun, Siyasal Partiler, Ankara, 1974, s. 4. 2

Kapani, Münci, Politika Bilimine Giriş, Ankara, 2000, s. 160.

3 Yücekök, Ahmet N., “Siyasi Partilerin Masraf Denetimi”, AÜSBFD, C. 27, S.2, 1972, s.66. 4 Kapani, s. 163.

5

Yücekök, Ahmet N., “XIX. Yüzyılda Toplumsal Sorunlar Karşısında, Đngiliz Partilerinin Evrimi”, AÜSBFD, C.22, S. 4, 1968, s. 289.

(15)

4 Siyasi partilerin varlığı ve iktidarı ele geçirmek için serbest bir ortamda yarışmaları demokrasi ilkesi açısından vazgeçilmez bir durumdur6. Bu durum aynı zamanda partilerin örgütlenmelerinin engellenmemesini de gerektirir. Demokratik bir sistemde siyasi partilerin bahsedilen görevlerini yerine getirebilmeleri, politikalarını halka duyurabilmeleri ve en önemlisi de seçim dönemlerinde kampanyalarını yürütebilmeleri kuşkusuz ki mali açıdan büyük bir külfeti de beraberinde getirmektedir7. Partiler arasındaki yarışmayı devam ettirmek için mali kaynakların tüm partiler tarafından ulaşılabilir olması, ayrıca organizasyon ve gönüllü olarak faaliyet gösteren üyelerin bulunması gerekir. En önemlisi partilerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için yeterli mali kaynaklarının bulunması gerekir. Bu noktada modern siyasal sistemlerin karşı karşıya olduğu; toplumdaki farklı etnik, dini ve diğer sosyal ve ekonomik grupların statü ve refahlarını etkileyecek kararlara ve siyasal sürece katılmada fırsat eşitliğinin temin edilmesi sorunu karşımıza çıkmaktadır. Politikada para genellikle modern yarışmacı siyasi sistemin itici gücü olarak görülmektedir. Önem derecesi farklı olmakla beraber çoğu yazar, paranın siyasetteki rolüne vurgu yapmaktadır. Böylece siyasetin finansmanı sorunu en az seçim sistemin başarısı, hükümet sistemi gibi konular kadar önemli hale gelmiştir.

Siyasi partilerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan mali kaynak sağlama yöntemleri partilerin örgütlenme, üyelik ve liderlik yapısını da önemli ölçüde belirlemektedir. Örneğin mali kaynaklarını büyük ölçüde üye aidatlarına dayandıran bir partide üyelerin kararlara katılma oranı da artacak bu da parti içi demokrasinin yükselmesine yol açacaktır. Yine bir partiye düşük miktarlarda ancak farklı kaynaklardan bağış yapılmasından ziyade, tek bir kaynaktan yüksek

6 Siyasi partilerin demokratik bir toplum için önemini vurgulayan görüşün yanında, partilere, çatışmaları tetikleyeceği ve toplumun bütünlüğünü bozabileceği düşüncesiyle karşı çıkanlar da vardır (Heywood, Andrew, Siyaset, (Çev. B. Berat Özipek, Bircan Şahin, Mete Yıldız, Zeynep Kopuzlu, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla), Ankara, 2006, s. 381). Ancak, geçmiş deneyimler partilerin demokrasilerdeki yerini giderek sağlamlaştırdığını göstermiştir ve gelecekte partilerin olmadığı bir demokrasinin düşünülemeyeceğini söylemek mümkündür.

7 Siyasi partiler; ulusal ve yerel düzeyde seçim kampanyalarını yürütmek, faaliyetlerini devam ettirmek için gerekli olan binaları tesis etmek, parti çalışmalarında kullanılacak işgücü istihdam etmek, parti görüşlerini açıklamak için yayın yapmak, politika belirlemek için araştırma yapmak gibi nedenlerle mali kaynaklara ihtiyaç duyar (Gençkaya, Ö. Faruk, “Siyasi Partilere ve Adaylara Devlet Desteği, Bağışlar ve Seçim Giderlerinin Sınırlandırılması, Karşılaştırmalı Bir Đnceleme ve Türkiye Đçin Bir Öneri”, Siyasi Partilerde Reform, Çarkoğlu, Ali (Koordinatör), Đstanbul, 2000, <http://www.tesev.org.tr/ projeler/proje_siyasi_parti.php>, E.T. 30.08.2005, s. 7).

(16)

5 miktarlarda bağış yapılması, partiyi bazı çıkar gruplarına bağımlı hale getirebilecektir8.

Siyasi partilerin gelirleri konusunda, parti içi-parti dışı gelirler şeklinde bir ayrım yapmak mümkündür. Bu ayrıma göre parti içi gelirler “partinin kendi üyelerinden ve öz kaynakları ile sosyal faaliyetlerinden kendi çabası ile elde ettiği” gelirlerdir. Buna göre üye aidatları ile parti kaynaklarından ve etkinliklerinden elde edilen gelirler parti içi gelirlerdir. Partilerin öz kaynakları ve aidatlar haricinde elde ettikleri gelirlerden oluşan parti dışı gelirlerin kapsamına ise bağışlar, borç ve krediler ile devlet yardımları girmektedir 9. Ancak bazı gelir türleri hem parti içinden hem de parti dışından elde edilebileceği için, bu sınıflandırma yetersiz kalmaktadır. Örneğin partiye yapılacak bağışlar parti dışından da parti içinden de gelebilir. Gelirlerin parti içi ve dışı olarak sınıflandırıldığı bu ayrıma göre, parti içinden yapılan bağışlar da parti dışı gelir olarak kabul edilmektedir. Burada partinin gelir elde etmede bir çabası ve zorlaması olmadan bağış yapan kişi serbest iradesiyle bağış yaptığı için; bu tür bağışlar parti dışı gelir olarak değerlendirilmektedir.

Siyasi partilerin gelir kaynakları arasında, parti içi finansmanın geleneksel kaynağını oluşturan üye aidatları, parti taşınmazlarından ve parti faaliyetlerinden elde edilen gelirler (gazete veya diğer parti yayınlarının gelirleri, parti tarafından düzenlenen gelir sağlayıcı faaliyetler, eğlenceler ve diğer sosyal olaylar gibi) yer almaktadır. Yine partilere yapılan bağışlar da parti gelirleri arasında önemli bir paya sahiptir. Ancak, büyük firmalar tarafından partilere yapılan bağışların artmasıyla birlikte önemli hale gelen bu gelir türü, devlet yardımlarının ortaya çıkması nedeniyle eski önemini yitirmiştir. Partilerin, yüksek miktarlarda bağış yapan kişilerin etkisi altına girmesini önlemek için bir tedbir olarak düşünülen devlet yardımları da günümüzde parti gelirlerinin büyük bir kısmını oluşturmaktadır.

8 Özbudun (1974), s. 61.

9

Eren, Abdullah, Türkiye’de Siyasi Partilerin Mali Denetimi, Đstanbul, 1996, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s. 62-63.

(17)

6 Türkiye’de 1982 Anayasası ile birlikte başlayan halkın siyasetten uzaklaştırılması çabaları ve bu yönde Anayasaya konulan kurallarla birlikte10, siyasi faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan mali kaynakların sağlanması konusundaki yük neredeyse tümüyle partilere kalmıştır. Türkiye’de partilerin elde edebileceği gelirler Siyasi Partiler Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre siyasi partilerin gelirleri, üyelik giriş aidatı ile üyelik aidatı, milletvekilliği aidatı, aday adaylarından alınacak özel aidat, parti bayrağı, flaması, rozeti ve benzeri rumuzların satışından sağlanacak gelirler, parti yayınlarının satış bedelleri, üye kimlik kartlarının ve parti defter, makbuz ve kağıtlarının sağlanması karşılığında alınacak paralar, partice tertiplenen balo, eğlence ve konser faaliyetlerinden ve parti mal varlığından elde edilecek gelirler, bağışlar ve devletçe yapılan yardımlardır (SPK, m. 61/2).

II. SĐYASĐ PARTĐLERE SAĞLANAN KAMUSAL DESTEKLER

Modern demokrasilerde, seçim kampanyalarında kitle iletişim araçlarının ve masraflı kampanya tekniklerinin kullanılmasının bir sonucu olarak siyaset gittikçe pahalı bir uğraş haline gelmiştir. Halkın geleneksel siyasetten uzaklaşmasıyla birlikte partiler için ücretsiz olarak çalışan ve kampanya faaliyetleri yapan gönüllülerin sayısı azalmıştır. Partiler bunu telafi etmek için kampanya faaliyetlerini yürüten profesyonellere yüksek ücretler ödemek zorunda kalmıştır11. Üye sayılarında önemli bir azalma olmasıyla birlikte partilerin, önemli bir gelir kaynağı olan üye aidatlarından elde ettikleri gelirler iyice azalmıştır. Bu noktada siyasi partilere yapılan devlet yardımları, demokratik politikanın gittikçe artan maliyetlerini karşılamada ve iç finansmandaki azalmayı telafi etmede partilere yardımcı olacak bir

10 1982 Anayasası’nın 69. maddesinin 2. fıkrası’nın 4121 Sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki ilk hali; “Siyasi partiler, kendi siyasetlerini yürütmek ve güçlendirmek amacıyla dernekler, sendikalar, vakıflar, kooperatifler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile siyasi ilişki ve işbirliği içinde bulunamazlar. Bunlardan maddi yardım alamazlar” hükmünü içermekteydi. Yine aynı kanunla değiştirilmeden önce 68. maddenin 6. fıkrası partilerin “kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar” oluşturmasını ve vakıf kurmasını yasaklayan bir hüküm içeriyordu.

11 Örneğin, ABD’de federal ve yerel düzeydeki seçim giderleri 1960 yılında 175, 1964 yılında 200, 1972 yılında 400 milyon dolar iken, 1988 yılında 1 milyar dolara yükselmiştir. Yapılan bir araştırmaya göre 1970’li yıllarda bir temsilcinin temsilciler meclisine seçilebilme masrafı 70.000 dolar ve bir senatörün seçilebilme masrafı 1.5 milyon dolar iken, yakın zamanlarda bu masraflar temsilciler meclisi için 600.000 dolara, senato için ise 3.5 milyon dolara yükselmiştir (Teziç, Erdoğan, Anayasa Hukuku, Đstanbul, 2009, s. 334).

(18)

7 yöntem olarak düşünülmüştür. Devlet yardımları, özellikle yeni kurulan demokrasilerde güncel bir konudur. Bu durum, demokrasi öncesi otoriter ve totaliter rejimlerde, siyasi yarışma ortamının oluşması ve siyasi katılma engellendiği için, devlet yardımlarına alternatif olabilecek kaynakların oldukça az olmasından kaynaklanmaktadır12.

Seçim kampanyası dönemlerinde yapılan harcamaların gittikçe artması sonucunda partiler bağış sahiplerine bağımlı hale gelmektedir13. Ancak partilerin tek bir kaynaktan yüksek miktarlarda bağış almalarını önlemek suretiyle bu konudaki sakıncaların büyük ölçüde giderilmesi mümkündür14. Ayrıca devlet yardımları da partileri, üye aidatlarına bağımlılıktan kurtarmanın bir yolu olarak değerlendirilmektedir15. Ancak üye katkılarının devlet yardımlarına oranla daha demokratik bir kaynak olduğu düşünüldüğünde bu görüş de tartışmaya açık hale gelecektir.

Günümüzde siyasi partilerin gelir kaynakları arasında önemli bir yeri olan devlet destekleri, doğrudan veya dolaylı yollarla birçok ülkede uygulanmaktadır. Siyasi partilere devlet yardımı yapan ülkeler aslında üç ana sebebe dayalı olarak bu yardımları yapmaktadır. Birincisi siyasetin ekonomik gücün etkisi altına girmesini önlemek, ikincisi özgür ve adil bir siyasi yarışma ortamı sağlamak, sonuncusu ise gittikçe büyüyen maliyetler karşısında azalan kaynakları dengelemektir.

Siyasi partilere yapılan devlet yardımlarının birinci amacı siyasi yolsuzlukların ve siyasetin paranın etkisi altına girmesinin önlenmesidir16. Bu durum

12

Biezen, Ingrid van, Financing Political Parties and Election Campaigns – Guidelines, Strasbourg: Council of Europe, 2003, s. 35-36.

13 Gençkaya, s. 13.

14 Siyasi partilere yapılan bağışlar ile ilgili düzenlemeler aşağıda daha ayrıntılı bir şekilde inceleneceğinden, burada daha fazla açıklama yapılmamıştır.

15

Gençkaya, s. 13.

16 Siyasal partilere devlet yardımının amacı “partilerin işlevlerini sosyal ve ekonomik güç odaklarından bağımsız bir biçimde yerine getirmesini sağlamaktır” (Sağlam, Fazıl, “Siyasal Parti Özgürlüğü”, Đnsan Hakları, Đstanbul, 2000, s. 200-201). Anayasa Mahkemesi 1971 yılında verdiği bir kararda bu görüşe katılmamıştır. “Çalışmalarını üyelerinin olağan yardımlarıyla sürdüremeyen siyasi partilerin paraca güçlü bir takım kişi ve kuruluşların etkisi ve baskısı altında düşerek soysuzlaşma tehlikesiyle karşılaşacakları yolunda söylenebilecekler Devletçe para yardımı yapılabilmesi halinde de ileri sürülebilir. Böyle bir durumda etki ve baskının iktidar partisi yönünden gelebileceğini ve bu tehlikenin ötekinden daha hafif sayılamayacağını kolayca

(19)

8 da partilere düzenli gelir sağlamak suretiyle gelir ve giderlerin denetlenmesi ve kamuoyunun bilgisine sunulması ile mümkündür17. Üye aidatları ve bağışlarla seçim harcamalarını karşılayamayan partilere kamusal destek sağlanması, partilerin özel bağış sahiplerinin etkisi altına girmesine engel olmaktadır. Parti gelir ve giderlerinin denetlenmesi ve partilerin gelir kaynaklarının aleniyetinin sağlanması da bu amaca yönelik tedbirlerden biridir.

Siyasi partilere devlet yardımı yapılmasının bir diğer amacı ise, eşit siyasi yarışma, adalet ve eşit fırsatlar gibi kavramlarla açıklanmaktadır18. Bu görüşe göre bütün partiler siyasi faaliyetlerini yürütebilmek için mali kaynaklara ulaşmada eşit değildir. Bu durum özellikle küçük partiler, parti programı yerleşik çıkar grupları için cazip olmayan partiler ve çıkar örgütleriyle bağlantısı zayıf olan yeni kurulmuş partiler için söz konusudur. Devlet yardımları bu tür partilerin, baskın ve mali açıdan ayrıcalıklı partilerle daha eşit bir düzeyde yarışmalarını kolaylaştırmaya hizmet etmektedir19. Aslında bu düşünce kampanya harcamalarının seçim sonuçları üzerinde büyük ölçüde etkili olduğu varsayımına dayanır. Bu nedenle de, seçimlerde etkili olabilecek parti ve adaylara kaynaklar eşit bir şekilde sağlanmalıdır. Örneğin nisbi

savunmak mümkündür. Kaldı ki Devlet yardımının siyasî partilerin başka yollarla başka

kaynaklardan çıkar sağlamalarını engelleyemeyeceği de ortadadır. Gerçi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası çok partili demokratik düzeni öngören bir temel yasadır. Ancak unutulmamalıdır ki siyasî parti her şeyden önce bir insan topluluğudur. Partiyi yaşatacak, geliştirecek olanlar da o partinin görüşlerine inanmış, bağlanmış kimselerdir. Anayasa’nın değer ve önem verdiği partilerin gerçek anlamda siyasî parti olmaları, yani ortak siyasî düşüncelere sahip yurttaşların samimî çabalarıyla oluşturdukları, kendi öz kaynaklarıyla ve çalışmalarıyla yaşatabildikleri birer kuruluş niteliğinde bulunmaları zorunludur. Adları siyasî parti olmakla birlikte Devlet yardımıyla ayakta durabilen, böylece yurttaş ilgisinden ve desteğinden yoksun olduklarını açığa vuran sunî kuruluşlar Anayasa’nın öngördüğü nitelikteki demokratik siyasî partiler olarak benimsenemeyeceği gibi Devlet yardımı ile siyasî parti kavramım birbiriyle bağdaştırmanın yolu da yoktur”. E. 1970/12, K. 1971/13, K.T. 02.02.1971, AMKD, S. 9, s. 285-286.

17 Siyasi partilerin harcamalarının denetlenmesindeki temel düşünce olan yolsuzlukların ve yozlaşmanın önüne geçmek için para ve politika arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde, birinci yöntem partilere düzenli gelir sağlamaktır. Diğer yöntem ise bağışlar üzerinde yasaklar konulması, harcama sınırlarının belirlenmesi gibi düzenleme politikalarıdır. Para ve politika arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi çerçevesinde iki farklı tercih olan –aynı zamanda bir arada da kullanılabilen- bu iki yöntem dağıtım ve düzenleme politikaları şeklinde ifade edilebilir. Aynı yönde bkz., Pinto-Duschinsky, Michael, Political Financing in the Commonwealth, Commonwealth Secretariat, Londra, 2002, s. 7.

18

Siyasi yarışma ve katılmada eşitlik fikri, özellikle komünizm sonrası yeni kurulan ülkelerde özel bir öneme sahiptir. Bu ülkelerde devlet destekleri, Komünist Parti’nin maddi ve mali açıdan güçlü haleflerinin karşısında yeni kurulan partilerin dezavantajlarını telafi etmek için uygulanmıştır (Biezen (2003), s. 36).

(20)

9 temsilin uygulandığı bir ülkede tek bir sandalyeye sahip olan partiye bile yardım yapılmalıdır20.

Siyasi partilere yapılacak devlet desteğinin bazı sakıncaları da vardır. Örneğin gelirlerinin büyük bir kısmını devlet yardımlarının oluşturduğu bir partinin devlete bağımlı hale gelmesi, üyeleri ve halkla ilişkilerinin zayıflaması hatta kopması mümkündür 21 . Devlet yardımları, devletin siyasi partiler üzerindeki kontrol yeteneğini arttırabileceği gibi partileri değişime kapalı ve statükocu bir hale getirebilmektedir. Partilere yapılan devlet yardımları siyasi partilerin birer kamu kurumu olarak görülmesi gibi bir sonuç da doğurabilir. Siyasi partilere devlet yardımı yapılmasının diğer bir sakıncası ise, vergi ödeyen vatandaşların belki de siyasi açıdan tasvip etmedikleri bir partiyi mali açıdan desteklemek zorunda bırakılmalarıdır. Bunlara ek olarak devlet yardımlarının, yeni partilerin var olan parti sistemine girmelerini daha da zorlaştırarak mevcut durumu koruduğu iddia edilebilir. Devlet yardımları temsil edilen vatandaş ile siyasi elitler arsındaki mesafeyi artırabilir. Yine devlet yardımları seçilmiş ve halihazırda görevde bulunan adaylar lehine, siyasi yarışmadaki eşitlik ilkesine zarar verebilir. Genellikle yardım miktarlarının seçim başarısına göre belirlendiği de göz önünde alındığında, siyaset sahnesine yeni çıkan aday veya partiler ile küçük partiler aleyhine bir durum ortaya çıkacaktır. Bu suretle devlet yardımlarının temelinde yatan eşitliği sağlama düşüncesi, sonuçta eşitsiz şartlar ortaya çıkaracaktır. Yeni partiler ve bağımsız adaylar ya hiç yardım alamayacak ya da en iyi ihtimalle büyük partilere oranla oldukça az yardım alacaktır.

Partilere doğrudan yapılan yardımların genellikle parti merkez örgütlerine verilmesi, merkez örgütlerinin güçlenmesine sebep olmaktadır. Yine düzenli devlet yardımları nedeniyle tabanda demokrasi zayıflamakta, parti için gönüllü çalışanların yerini profesyonel kadrolar almaktadır. Bu durumun parti üyeliğini olumsuz etkilediği ileri sürülmektedir22. Ayrıca yeni kurulan partiler devlet yardımlarından daha az yaralandığından, siyasi partilere yapılacak devlet yardımları özellikle büyük

20 Gençkaya, s. 12-13.

21

Sağlam, s. 201. 22 Gençkaya, s. 14.

(21)

10 ve yerleşik partilerin lehine olacaktır23. Ayrıca siyasi partilere yapılan düzenli yardımların belirlenmesinde iktidar parti veya partileri daha etkin olması da, siyasi partilere yapılacak devlet yardımlarının sakıncalarından biridir. Bir diğer sakınca ise, yardım alabilmek için parlamentoda belli sayıda sandalyeye sahip olma şartı nedeniyle milletvekili transferlerinin artması ihtimalidir.

Siyasi partilere devlet yardımı yapılması kabul edildiğinde, bu yardımların hangi partilere, nasıl ve ne zaman yapılacağı meselesi ortaya çıkmaktadır. Örneğin, devlet yardımlarının bütün partilere eşit bir şekilde dağıtılması halinde, seçmen desteğinin yüksek olduğu partilerle, düşük olduğu partilerin aynı miktarda yardım alması adalet ilkesine aykırı olacaktır. Bu nedenle devlet desteklerinin dağıtılması konusunda objektif, adil ve makul ölçütler uygulanması gerekmektedir. Devlet yeni partilerin siyasi sisteme girmelerine ve yerleşik partilerle adil şartlarda yarışmalarına imkan tanımalıdır. Devlet yardımı miktarları ise, genellikle partilerin seçimlerde elde ettikleri oy miktarları, parlamentoda kazandıkları sandalye sayıları veya her ikisi birleştirilerek belirlenmektedir. Siyasi uygulamada çok fazla yaygın olmamasına rağmen, bu konuda partilerin üye sayıları gibi başka ölçütlerin uygulanması da mümkündür.

Devlet desteklerinin dağıtılması konusunda iki temel ilke vardır. Birincisi “ölçülülük” ilkesidir. Bu ilkeye göre kamusal destekler partiye yönelik seçmen desteği ile ölçülü olarak dağıtılır. Yardımlar, genel seçimlerde partilere veya adaylara verilen oylar ile ve/veya partilerin parlamentoda elde ettikleri sandalye sayıları ile orantılı olarak verilir. Diğer ilke ise “eşitlik” ilkesidir. Bu ilkeye göre de her bir parti veya aday, seçimlerdeki başarısına ve milletvekili sayılarına bakılmaksızın eşit miktarda devlet yardımı alır. Devletler genellikle seçim kampanyaları veya rutin parti faaliyetlerini desteklemek için, eşitlik ve ölçülülük ilkelerini birleştirerek farklı sistemler uygulamaktadır. Bu da oldukça karmaşık düzenlemelere yol açmıştır. Örneğin Macaristan’da rutin parti faaliyetleri için devlet yardımının yüzde yirmi beşi parlamentoda sandalyeye sahip tüm partilere eşit bir şekilde dağıtılıyorken, kalan yüzde yetmiş beşi parlamento seçimlerinin ilk turunda elde edilen oylar temel

(22)

11 alınarak dağıtılmaktadır. Bu sistem biraz da olsa küçük partilerin yararınadır. Çek Cumhuriyeti’nde ise çok daha karmaşık bir sistem uygulanmaktadır. Geçerli oyların en az yüzde üçünü alan partilere yardım yapılmaktadır. Geçerli oyların yüzde üçü ila yüzde beşi arasında oy alan partilerin, yüzde üçün üstündeki her bir oy için bu miktar binde bir oranında arttırılmaktadır. Ancak partiler geçerli oyların yüzde beşinden daha fazlasını almışsa yardım miktarı aynı seviyede kalmaktadır. Yüzde beşi aşan partiler ayrıca her bir milletvekilliği için her yıl yardım almaktadır24. Portekiz’de ise ulusal yasama seçimlerinde devlet yardımının yüzde yirmisi partilere eşit bir şekilde dağıtılıyorken, kalan yüzde sekseni seçim sonuçları ile orantılı olarak dağıtılmaktadır25.

Kural olarak eşitlik ilkesi, ölçülülük ilkesine nazaran sistemin daha çok küçük partilerin lehine olmasını sağlar. Ancak, küçük partiler için bazı dezavantajlar barındıran, tamamen seçim başarısına dayalı olarak devlet yardımlarını tahsis eden sistemlerde de bazı tedbirler alınarak bu durumun yumuşatılması mümkündür. Örneğin Almanya’da partilerin seçimlerde elde ettikleri oyların ilk dört milyonu için aldıkları destek (0.85 €), geriye kalan oylar için aldıkları destekten (0.7 €) daha fazladır. Ayrıca, eşitlik ilkesine dayanan bir sistemde bile devlet desteği miktarlarının kanun ile düzenlenmemesi durumunda, büyük partilerin sistemi kendi çıkarları için kullanmasına fırsat verilmiş ve böylece daha küçük olan partiler cezalandırılmış olur. Örneğin Avusturya’da 1975’de dört milyon Avusturya şilini olan miktar, 1985’de on dört milyona çıkarılmış, 1987’de Yeşiller Partisinin sekiz temsilci ile parlamentoya girmesiyle birlikte bu miktar üç milyon şiline düşürülmüştür26.

Partilere devlet yardımı yapılması için belirlenen eşik, genellikle belirli bir oy oranı (yaklaşık yüzde bir veya yüzde iki) veya belirli sayıda sandalye (genellikle sadece bir) temel alınarak belirlenebileceği gibi bu ikisinin birleşimi ile de

24 Biezen (2003), s. 44; Biezen, Ingrid van, Political Parties in New Democracies, Hampshires, 2003, s. 179.

25

Biezen (2003), s. 49; Biezen, Ingrid van/ Kopecký, Petr, “On the Predominance of State Money: Reassessing Party Financing in the New Democracies of Southern and Eastern Europe”,

Pan-European Perspectives on Party Politics, Lewis, Paul G./Webb, Paul (Editör), Netherlands,

2003, s. 101. 26 Biezen (2003), s. 45.

(23)

12 belirlenebilir. Örneğin Avusturya’da yıllık destekler parlamentoda en az beş sandalyeye sahip veya oyların yüzde birinden fazlasını toplayan partilere verilir. Bazen çok yaygın olmamasına rağmen, eşik belirli bir oy miktarına bağlı olarak da belirlenmektedir. Örneğin Portekiz’de yıllık destekler için eşik, elli bin oy olarak belirlenmiştir. Bu uygulamada seçmenlerin yaklaşık binde altısına eşittir. Partilere yapılacak devlet desteği miktarını sandalye sayılarına göre belirleyen sistemlerde, seçim sistemine bağlı olarak eşik yükselebilmektedir. Örneğin Đspanya’da partilerin devlet yardımı alabilmesi için belirlenen eşiğin çok yüksek olması (seçim bölgesindeki oyların yüzde üçü) ve seçim sisteminin kendine has özellikleri nedeniyle partilere sağlanan devlet destekleri arasındaki orantısızlık artmıştır. Çoğunluk seçim sistemi sebebiyle, 1996 seçimlerinde yaklaşık 6.8 milyon oy alarak ulusal düzeyde üçüncü parti olan Sol Birlik Partisi (Izquierda Unida) parlamentoda sandalye elde edemediği için herhangi bir mali destek alamamıştır27.

Siyasi partilere yapılacak devlet yardımları ve partilerin gelirleri ile ilgili düzenlemelerin, siyasi partilerin bağımsızlığına zarar vermesi ihtimali yüksektir. Dolayısıyla, bu alanda yapılan düzenlemeler ile, devletten veya vatandaşlardan kaynaklanan herhangi bir desteğin siyasi partilerin bağımsızlığı ile çatışmasına engellenmelidir. Bir partinin bireysel bağışlara aşırı derecede bağımlı olması, demokratik süreci bazı kişisel çıkarların lehine çarpıtabilir. Partilerin devlet yardımlarına aşırı derecede bağlı olması ise partiler ve seçmen arasındaki bağlantıların zayıflamasına yol açar. Bu nedenle partilerin seçmenlerinden mali destek sağlaması devlet tarafından özendirilmelidir. Partilerin toplum ile olan bağlantılarının aşınması, partilerin meşruluğuna zarar verir ve bu durum sonunda partilerin varlığını da tehlikeye atabilir. Bu nedenle, partilerin toplumla kurulacak yapısal ilişkilerini özendirici ve tamamıyla devlete bağımlı olmalarına engel olacak bir sistem oluşturulmalıdır28.

27 Biezen (2003), s. 46-47.

28

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Siyasi Partilerin ve Seçim Kampanyalarının Finansmanında Yolsuzluğa Karşı Ortak Kurallara Đlişkin Rec(2003)4 Sayılı Tavsiye Kararı

(Recommendation Rec(2003)4 of the Committee of Ministers to member states on common rules against corruption in the funding of political parties and electoral campaigns), (“Tavsiye Kararı”

(24)

13 Kamusal destekler ve bireysel bağışlar arasında sağlıklı bir denge kurmak için birkaç yol vardır. Bunlardan birisi, kamusal destek miktarları üzerinde yasal sınırlar koymaktır. Örneğin Portekiz, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu ve Slovak Cumhuriyeti gibi pek çok ülkede bütün devlet desteği miktarları yasa ile düzenlenmiştir29. Siyasi partilerin elde edebileceği kamusal destek miktarları üzerinde yasal sınırların olmadığı ve yardım miktarlarının yıllık olarak kararlaştırılarak ulusal bütçeden aktarıldığı sistemlerde, destek miktarları üzerinde iktidar partisi veya partilerinin büyük bir etkisi olacaktır. Her ne kadar devlet bütçesinin parlamento tarafından onaylanması zorunlu olsa bile, bu durum hükümetlerin kamusal destekleri serbestçe ayarlamalarını mümkün hale getirmektedir. Örneğin Đspanya’da 1987 bütçesinde siyasi partilere ayrılan miktarlarda %150 oranında bir artış görülmüştür30. Devlet destekleri miktarının kanun koyucu tarafından düzenlenmemesi durumunda, özellikle parlamentoda çoğunluğa sahip tek parti hükümetleri ölçüsüz bir şekilde avantajlı konuma gelmektedir.

Aslında ne kadar düzenleme yapılırsa yapılsın, sonuçta devlet desteği miktarları üzerinde karar verecek olan yine siyasi partilerdir. Partilerin de sonuçta, kendi gelirlerinin artmasını tercih edecekleri şüphesizdir. Ancak, siyasi partilerin elde edebileceği devlet desteği miktarlarının yasal olarak düzenlenmesi, devlet kaynaklarının kontrol altında tutulmasına yardım eder. Bu aynı zamanda partilerin devlete aşırı bağlı olmaları ve tabanları ile bağlantılarını ihmal etmeleri gibi ihtimalleri de azaltır.

maddesi de benzer şekildedir. Bu maddeye göre, “Devletin ve vatandaşların siyasi partileri

desteklemeye hakkı vardır. Devlet siyasi partilere destek sağlamalıdır. Devlet desteği makul miktarlar ile sınırlandırılmalıdır. Devlet desteği mali olabilir. Devlet desteğinin dağıtımı ile ilgili objektif, adil ve makul ölçütler uygulanmalıdır. Devlet, devletten ve/veya vatandaşlardan gelen herhangi bir desteğin siyasi partilerin bağımsızlığı ile çatışmamasını temin etmelidir”.

29

Demokratikleşme sürecinin başlamasıyla birlikte, Portekiz 1977 yılında siyasi partilere devlet yardımını kabul etmiştir. Bu yardımlar Đlk olarak partilerin günlük faaliyetlerinin desteklenmesi şeklinde başlamıştır. 1993 yılında seçim kampanyalarının ve siyasi partilerin finansmanına ilişkin kanun ile yeniden belirlenen kurallar ile seçim kampanyası masraflarının da karşılanması öngörülmüştür. Portekiz’de bütün devlet yardımları kanun koyucu tarafından ulusal asgari ücret ile ilişkilendirilmiştir. Örneğin partilerin rutin faaliyetleri için verilen yıllık destekler, oy miktarları baz alınarak en son seçimlerde elde edilen her bir oy için yıllık asgari ücretin 1/225’i miktarında verilmektedir (Biezen (2003), s. 49; Biezen/Kopecký, s. 100 ve dn.13).

(25)

14 Kamusal destekler ve bireysel bağışlar arasında bir denge kurmak için diğer bir yol ise, partilerin aldıkları bireysel bağışlar ile orantılı olarak devlet yardımının sağlandığı sistemdir. “Matching funds” (denk fonlar) olarak adlandırılan bu sistemin en iyi örneği Almanya’da uygulanmaktadır. Almanya’da partiler, her bir 1€ bireysel katkı için, 0.38 € devlet desteği almaktadır ve dolayısıyla herhangi bir partiye verilen devlet yardımlarının toplamı, bireysel bağışların toplam miktarını aşmamaktadır31.

Siyasi partilere devlet yardımı yapılması çeşitli şekillerde olabilir, ancak devlet yardımlarını doğrudan veya dolaylı destekler olarak iki başlık altında incelemek mümkündür32.

A. Siyasi Partilere Doğrudan Devlet Desteği 1) Doğrudan Devlet Desteklerinin Çeşitleri

Modern demokrasilerde siyasi partilere sağlanan doğrudan devlet desteği parti faaliyetlerinin üç temel türü ile ilişkili olarak uygulanmaktadır. Birincisi partilerin rutin işletme faaliyetlerini desteklemek şeklinde gerçekleşirken diğerleri ise seçim kampanyası faaliyetlerini ve parlamento gruplarını desteklemek şeklinde gerçekleşir33.

a) Siyasi Partilere Düzenli Olarak Sağlanan Mali Destek

Siyasi partilere düzenli olarak sağlanan devlet yardımları, seçim kampanyalarında da kullanılabilmelerine rağmen asıl veriliş amaçları partilerin günlük olağan faaliyetlerini yerine getirmelerini sağlamaktır34. Bu tür yardımlar 1960’ların başlarından itibaren Batı Avrupa demokrasilerinde uygulanmaya başlanmıştır. Đlk olarak geçici ve sınırlı bir nitelik taşıyan bu yardımlara daha sonra

31 Biezen (2003), s. 50; Nassmacher, Karl-Heinz, “Comparing Party and Campaign Finance in Western Democracies”, Campaign and Party Finance in North America and Western

Europe, Gunlinks, Arthur B. (Editör), 2000, s. 251.

32 Biezen (2003), s. 33.

33 Batı Avrupa’da doğrudan devlet destekleri genellikle adaylardan ziyade partiye yönelik olarak yapılır. Ancak tek isimli çoğunluk seçim sistemlerinin uygulandığı bazı ülkelerde devlet desteği adaya yönelik olarak da yapılabilmektedir (Biezen (2003), s. 37).

34 Bu faaliyetler, parti çalışanlarının maaşlarının ödenmesi gibi, doğrudan seçim amacına yönelik olmayan parti faaliyetlerdir. Bu tür devlet yardımları, parti organizasyonun sürdürülebilmesi amacıyla verilir (Biezen (2003), s. 38).

(26)

15 seçim giderlerinin geri ödenmesi de eklenmiş, son olarak bu yardımlar enflasyona karşı korunarak kurumsallaştırılmıştır. 1954’de Batı Almanya’da partilere yapılan bağışların vergiden düşülmesi kabul edilmiş, ancak Anayasa Mahkemesi bu hükmü iptal etmiştir. Bu kararın ardından Batı Almanya’da siyasi partilere düzenli olarak devlet yardımı verilmeye başlanmıştır35. Birçok ülke Almanya örneğini takip ederek siyasi partilere devlet yardımı yapmaya başlamıştır36. Genellikle ilk olarak partilerin parlamento gruplarına yapılan destekler daha sonraları partilerin merkez teşkilatlarına da yapılmaya başlanmıştır37.

Đsviçre Batı Avrupa demokrasileri arasında kamusal desteğe yer vermeyen tek ülkedir. Đrlanda ve Đngiltere’de (Kuzey Đrlanda istisna olmak üzere) ise yalnızca partilerin parlamento grupları desteklenmekte, parti merkez teşkilatına herhangi bir doğrudan yardım yapılmamaktadır. Đngiltere’de siyasi partilere devlet yardımının bazı şekilleri yeni Siyasi Partiler, Seçimler ve Referandum Kanunu çerçevesinde oldukça geniş bir şekilde tartışılmış ancak sonuçta reddedilmiştir38.

Devlet yardımlarının miktarı genel olarak partilerin oy oranlarına ya da meclisteki sandalye sayılarına göre belirlenir. Ancak Avusturya, Belçika, Đtalya ve Đsveç gibi ülkelerde devlet yardımları tüm partilere eşit olarak dağıtılmaktadır. Ayrıca, partilerin gelirlerinin büyük çoğunlukla devlet yardımlarına bağlı olmasını önleyecek tedbirler de alınmaktadır. Örneğin, Almanya’da siyasi partilere yapılacak devlet yardımları, partilerin diğer gelirlerinin yüzde ellisini aşamaz39.

35 Gençkaya, s. 18.

36 Abdulhakimoğulları, Erdal, “Türkiye’de Siyasi Partilere Yapılan Devlet Yardımı ve Siyasi Partilerin Mali Denetimi”, Liberal Düşünce, Yıl 7, S. 27, (Yaz 2002), s. 170; Siyasi partilere yapılacak devlet yardımı ile ilgili düzenlemeler genellikle yasal düzenlemelere konu olmuştur. Avrupa Birliğine üye ülkelerden sadece Yunanistan bu konuyu anayasal olarak düzenlemiştir (Gençkaya, s. 18).

37

Bkz. Tablo 1. 38 Biezen (2003), s. 33.

39 Gençkaya, s. 19; Arnim, Hans Hebert von, “Campaign and Party Finance in Germany”,

Campaign and Party Finance in North America and Western Europe, Gunlicks, Arthur B.

(27)

16 b) Siyasi Partilerin Seçim Kampanyalarına Sağlanan Devlet Desteği Siyasi partilerin veya adayların seçim kampanyalarına sağlanan devlet desteği ilk olarak 1967 yılında Batı Almanya’da, daha sonra Đsrail, Kanada, Đtalya, Đspanya ve ABD’de uygulanmıştır. Türkiye’de ise 1988 yılından sonra milletvekili genel seçimlerinde ve yerel seçimlerde partilere yardım yapılmaya başlanmıştır. Seçimlerde belli bir oranda oy sağlayan partiler devlet desteği alabilmektedir. Bu oran ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte, en düşük oran yüzde bir olarak Đsrail’de, en yüksek oran ise yüzde on beş olarak Kanada’da uygulanmaktadır. Devlet tarafından seçim kampanyalarına sağlanan desteğin partinin seçim harcamalarının belli bir yüzdesini oluşturmasına da dikkat edilmektedir. Bu oran yüzde yirmi beş ile yüzde yetmiş beş arasında değişmektedir40.

Seçim kampanyasına yapılacak desteklerin miktarı genellikle sandalye sayısına veya oy oranlarına göre belirlenmekle birlikte farklı sistemlerin uygulandığı ülkeler de vardır. Örneğin Đtalya’da kampanyalara yapılacak devlet desteği için ayrılan miktarın beşte biri partilere eşit olarak dağıtıldıktan sonra, kalanı partilerin oy oranlarına göre dağıtılmaktadır. Fransa’da ise her adaya eşit miktarda yardım yapılmaktadır. Kanada’da partilerin ve adayların seçim harcamaları belli bir oranda ve fatura karşılığında devlet tarafından geri ödenmektedir41.

ABD’de başkanlık seçimlerindeki finansman kaynaklarından biri de federal fonlardır (denk fonlar-matching funds). ABD’de başkanlık seçimleri için sözkonusu olan devlet yardımları, Kongre seçimleri için öngörülmemiştir. Bu yardım partilere değil, başkan adaylarına verilmektedir. Başkan adayları belirli bir bağış eşiğini geçip, kendi finanssal kapasitelerini ispat ettikten sonra kamusal destek almaya hak kazanabilirler. Ayrıca bu yardımlardan faydalanıp faydalanmamak adayların tercihine bırakılmıştır.

Almanya’da devlet yardımının miktarı siyasi partilerin aldıkları oy oranlarına göre belirlenmektedir. Ayrıca Alman Federal Yüksek Mahkemesi’ne göre bir partinin devletten alacağı yardım miktarının kendi kaynaklarından sağlayacağı geliri

40

Gençkaya, s. 19-20. 41 Gençkaya, s. 20.

(28)

17 aşmaması gerekir. Yine Mahkeme’ye göre, siyasi partilere devlet yardımı yapılması seçim giderlerinin ya da partilerin rutin faaliyetlerinin karşılanması şartıyla mümkün olabilir42.

c) Siyasi Partilerin Parlamento Gruplarına Sağlanan Devlet Desteği Partiler, parlamento gruplarının faaliyetlerini desteklemek için de devlet desteği alırlar. Avrupa demokrasilerinin çoğunda parlamentodaki parti gruplarının devlet tarafından desteklenmesi devlet yardımı türlerinin en eskisidir. Partilerin parlamento gruplarına sağlanan devlet desteği bir çok ülkede parti merkez organizasyonuna yapılan yardımlarla birlikte uygulanmaktadır. Ancak Đngiltere ve Đrlanda’da yalnızca partilerin parlamento grupları desteklenmekte, parti merkez teşkilatına herhangi bir doğrudan yardım yapılmamaktadır. Đngiltere’de siyasi partilere düzenli olarak devlet yardımı yapılmamakta bunun yerine sadece muhalefet partisinin parlamento çalışmaları özel fonlarla finanse edilmektedir43. Bu yardımlar, muhalefet partilerine parlamentodaki görevlerini yerine getirmelerinde yardım etmek ve iktidar partisinin avantajlı bir konuma gelmesini engellenmek amacıyla yapılmaktadır.

Yasama faaliyetlerini desteklemek için partilerin parlamento gruplarına yapılan yardımlar, genellikle meclis içtüzüklerinde düzenlenmiştir. Bu ad altında

42 Venice Commission, Report on the Financing of Political Parties, (II.Guiding principles, paragraf A), <http://www.osce.org/odihr/37843>, E.T. 01.03.2010, Federal Mahkeme bir kararında siyasi partilerin tüm faaliyetlerinin finansmanında devlet yardımı yapılmasını anayasaya aykırı bulmuş ancak seçim kampanyası harcamalarının devletçe karşılanmasını kural olarak kabul edilebilir bulmuştur. “…Anayasa Koyucu özgür ve demokratik bir düzeni kurmakla yurttaşların irade ve düşüncelerini özgür ve açık olarak kurma sürecini de öngörmüş olmaktadır. Partinin tüm siyasal eylemlerinin Devlet eliyle finansmanı Anayasa’nın bu anlayışı ile bağdaşmaz… Partilerin tüm siyasal eylemleri için Devlet tarafından yıllık veya aylık ödemelerle desteklenmeleri, gerçi partileri Devlet organlarına tabi kılmaz ama onlarla kucaklaştırır, onlara düğümler…Böyle bir finansmanla, Devlet organları, yurttaşların irade ve düşünce kurma sürecine Anayasa’ya uygun düşmeyen bir etkide bulunmuş olurlar… Partilerin serbestliği ve şans eşitliği ilkelerine uymak kaydıyla partilerin seçim mücadelesi için gerekli giderlerin Devlet eliyle karşılanması ise Anayasa hukuku açısından olanaklı görülebilir…Şans eşitliği ilkesi, seçimlere katılacak her partinin malî araçların dağıtımında gözetilmesini gerektirir. Bu araçların salt parlamentoda temsil edilmiş partiler için öngörülmesi şans eşitliği ilkesi ile çelişir” (Serozan, Rona, “Alman Federal Anayasa Mahkemesi Kararları”, MHAD, 1970, Y. 4, S. 6, s. 245). 43 Bu fonlar Avam Kamarası için “short money”, Lordlar Kamarası için “cranborne money” olarak

adlandırılmaktadır. Bu sistemler isimlerini, oluşturuldukları tarihte, Avam Kamarası başkanı olan Hon Edward Short’dan, Lordlar Kamarası başkanı olan Viscount Cranborne’dan almışlardır (Barnett, Hilaire, Constitutional&Administrative Law, Abingdon, Oxon, 2011, s. 357).

(29)

18 sağlanan yardımlar resmi olarak parti finansmanı kapsamında değildir. Bu sebeple parlamento gruplarına yapılan yardımlar, genellikle partilerin mali hesaplarında yer almazlar. Ancak parlamento faaliyetleri ve parti faaliyetlerini birbirinden ayırmak kolay değildir. Parlamento çalışmaları siyasi partilerin en önemli faaliyetlerinden birini oluşturmaktadır. Bu sebeple, parlamento gruplarına sağlanan destekler de parti finansmanının bir unsuruymuş gibi görülmektedir. Bu durum her ne kadar parti hesapları ile partinin parlamento grup hesaplarındaki bütünleşme eksikliğinden kaynaklansa da parti hesaplarının saydamlığı konusunda şüphelere sebep olmaktadır44. Parlamento gruplarına yapılan destekler genellikle onların yasama görevlerini yerine getirmelerine yardım etmek için yapılmasına rağmen, yardımların bir kısmı parti amaçları için kullanılmaktadır. Böylece aslında siyasi partilere dolaylı devlet desteği için fazladan bir kaynak oluşturulmaktadır.

Đngiltere’de parlamento gruplarına yapılan yardım miktarlarının hesaplanmasında, milletvekillerinin aldıkları oylar ile muhalefet partilerinin parlamentodaki sandalye sayıları göz önüne alınmaktadır. Devlet yardımından faydalanmak isteyen partilerin talepte bulunması ve alacakları yardımı parlamento çalışmalarında kullanacakları konusunda taahhütte bulunmaları gerekmektedir. Ayrıca partiler her yıl aldıkları yardımları nasıl harcadıkları konusunda parlamento başkanlığına bir rapor vermek zorundadır45.

2) Türkiye’de Siyasi Partilere Doğrudan Sağlanan Destekler a) 1961 Anayasası Dönemi

Türkiye’de siyasi partilere devlet yadımı yapılmasına ilişkin ilk düzenleme 648 sayılı Siyasi Partiler Kanunu46 ile yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre bir partinin devlet yardımı alabilmesi için ülke genelinde geçerli oyların en az yüzde beşini sağlaması gerekiyordu. Kanun’un 74. maddesinde düzenlenen kurallara göre

44 Biezen (2003), s. 39.

45

Aydın, Mesut, “Türkiye’de Siyasal Partilere Devlet Yardımı”, AÜHFD, C. 54, S. 4, s. 243. 46 RG, T. 16.07.1965, S. 12050.

(30)

19 partilerin oy oranları arttıkça alacakları devlet yardımı da artmaktaydı47. 74. madde 1968 yılında 1017 sayılı Kanun48 ile değiştirilmiştir. Bu değişiklik ile milletvekili genel seçimlerine henüz girmemiş ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az yüzde beşine sahip olan partilere il ve ilçe merkezlerinin az üçte birinde partinin yönetim kurullarını kurmuş olan partilere de devlet yardımı yapılacağı belirtilmiştir49. 1017 sayılı Kanun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Mahkeme, siyasi partilere devletçe mali yardım yapılmasını ilke olarak Anayasa’ya aykırı bulmamış50, ancak partilerin bir bölümünün devlet yardımı kapsamının dışında bırakılmasını adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı bulmuştur51. Yine

47

Örneğin, ülke genelinde geçerli oyların yüzde beşinden onuna kadar oy alan siyasi partilere beş yüz bin lira; yüzde on birinden yüzde yirmisine kadar oy alan siyasi partilere bir milyon lira; yüzde yirmi birinden yüzde otuzuna kadar oy alan siyasi partilere iki milyon lira; yüzde otuz birinden yüzde kırkına, kadar oy alan siyasi partilere iki milyon beş yüz bin lira ; yüzde kırk birinden yüzde ellisine kadar oy alan siyasi partilere üç milyon lira; yüzde ellisinden fazla oy alan siyasi partilere üç milyon beş yüz bin lira devlet yardımı her yıl yapılmaktaydı (648 sayılı SPK, m. 74).

48 RG, T. 29.02.1968, S. 12839. Bu düzenleme CHP’den ayrılan milletvekillerinin kurduğu Güven Partisi’ne verilen devlet yardımının kamuoyunda tartışılması üzerine bahsedilen yardımı kanuni bir temele dayandırmak ve sürekli kılmak üzere yapılmıştır (Teziç, s. 336).

49 1017 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 74. madde tamamen değiştirilmiş ancak ilk fıkra aynen korunurken ikinci fıkra olarak şu hüküm eklenmiştir: “Milletvekili genel seçimlerine henüz girmemiş bulunan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az yüzde beşine sahip olup da, il merkezlerinin en az üçte birinde ve (merkez ilçeler dahil) ilçe merkezlerinin keza en az üçte birinde işbu Kanun ve parti tüzüğü hükümleri uyarınca partinin yönetim kurullarını kurmuş olan siyasi partilere de her yıl beş yüz bin lira, Hazinece ödenir”.

50 “Siyasi partilere Devletçe yardım edilmesi yolunda bir ilkenin kabulü bunlara Devlet Hazinesinden yani yurttaşların vergi ödevini yerine getirerek Devlete verdikleri paralardan ödemelerde bulunulması sonucunu doğurur. Anayasa’nın vergi ödevini koyan 61. maddesi, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğunu hükme bağlamıştır. Demek ki Anayasa’nın 61. maddesine dayanılarak kanunlarla konulmuş malî yükümlerden elde edilen paraların ancak kamu giderlerinin karşılanması yolunda kullanılması düşünülebilir… Kamu yararına olan sürekli faaliyetlerin siyası partileri kamu yararına çalışan kuruluşlar durumuna getirdiğinden de şüphe edilmez. Siyasî partilere bu niteliği kazandıran yalnız çalışmaları da değildir. Aslında Anayasa, yukarıda değinildiği üzere, koyduğu hükümlerle onları böyle bir niteliğe ulaştırmıştır. Öte yandan çalışmalarını üyelerinin olağan yardımlarıyla sürdüremeyen siyasî partiler, paraca güçlü bir takım kişi ve kuruluşların etki ve baskısı altına düşmek ve soysuzlaşmak tehlikesiyle de karşılaşırlar. Böyle bir tehlikeyi Devletin yardımı uzaklaştırabilir. Yardımda bu bakımdan da kamu yararına bulunduğu söz götürmez”. E. 1968/26, K. 1969/14, K.T. 18 ve 19 Şubat 1969, RG, T. 25.02.1970, S. 13430.

51 “Görülüyor ki dâva konusu hüküm, koyduğu bir takım kayıtlarla siyasî partileri ikiye bölmüş, bunlardan bir bölümüne Devletçe yardım edilmesini sağladığı halde öteki bölümünü böyle bir olanaktan yoksun bırakmıştır. Siyasî partilere Devletçe yardım, bir zorunluluğun sonucu ise bu zorunluluk siyasî partilerin bir bölümü bakımından değil tümü bakımından var demektir. Bunlardan bir bölümünün Devlet yardımı kapsamının dışında bırakılması adalet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaştırılamaz. Anayasa, herhangi bir ayırım gözetilmeksizin siyasî partileri, iktidarda veya muhalefette, büyük ve güçlü, yahut küçük ve güçsüz olsunlar, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurları saymıştır. Devlet yardımında siyasî partiler arasında ayırıma

(31)

20 bu kararda Mahkeme, siyasi partileri kamu yararına çalışan kuruluşlar olarak nitelendirmiş, yardımın siyasi partilerin kamu yararına olmayan iş ve hizmetlerinde harcanması ihtimali taşıdığı gerekçesiyle, iptal kararı vermiştir52.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının ardından SPK, 1219 sayılı kanun ile yeniden değiştirilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki gerekçeler de göz önünde bulundurularak devlet yardımına ilişkin ilkeler yeniden belirlenmiştir. Bu düzenlemeye göre son milletvekili genel seçimlerine katılan ve ülke genelinde yüzde beş oranında oy sağlayan partilere devlet yardımı yapmak üzere her yıl altı milyon beş yüz bin lira mali ödenek ayrılacaktır. Bir partinin son milletvekili genel seçimlerinde aldığı oy ile tüm partilerin aldıkları oy arasındaki oran doğrultusunda bu ödeneğin dağıtılacağı belirtilmiştir. Ayrıca devlet tarafından yapılacak yardımların sadece parti ihtiyaçlarında ve çalışmalarında kullanılabileceği belirtilmiştir. 1219 sayılı Kanun’un da Anayasa’ya aykırılığı iddia edilmiş, Anayasa Mahkemesi bu kez siyasi partilere devlet yardımı yapılmasını Anayasa’ya aykırı bularak Kanun’u iptal etmiştir53.

gidilmesi; yardımın kapsamı dışında bırakılmaları demokratik siyasî hayatın vazgeçilir unsurları

durumuna düşürür. Böyle bîr tutumun Anayasa’nın koyduğu ilke ile (Madde 56) uyuşması mümkün değildir…Hele nesnel ve değişmez olmayan böyle ölçüler Türkiye Büyük Millet Meclisinde oyçokluğunu elde tutan topluluğun dilediği, biçimde belirli bir siyasî partiyi kayırma veya güç duruma düşürme yahut bu iki ereği birden gerçekleştirme olanağının sağlanmasına yol açar ve Devlet yardımım keyfiliğe doğru yöneltir. Böyle bir durumun ise siyasî partiler arasında genel olarak ayırım gözetmeyen Anayasa’ya aykırılığı ortadadır”. E. 1968/26, K. 1969/14, K.T. 18 ve 19 Şubat 1969, RG, T. 25.02.1970, S. 13430.

52 “Yukarıda da açıklandığı üzere siyasî partilere Devletçe yardım edilmesinin Anayasa’ya aykırı olmaması bu paraların kamu giderleri arasında yer alabilmesine bağlıdır. Bu da ancak yardım paralarının siyasî partilerin kamu yararına olan faaliyetlerine harcanması ile sağlayabilir. Siyasî partilerin çeşitli işleri ve giderleri vardır. Bunların hepsinde kamu yararı bulmak mümkün değildir. 1. madde ise, herhangi bir sınırlamaya yer vermediği için, Devlet yardımının siyasî partilerin kamu yararına olmayan iş ve hizmetlerine harcanması olanağı ve olasılığını taşımaktadır”. E. 1968/26, K. 1969/14, K.T. 18 ve 19 Şubat 1969, RG, T. 25.02.1970, S. 13430. 53 “Anayasa’nın vergi ödevini koyan 61. maddesi, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere malî

gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğunu hükme bağlamıştır. Demek ki Anayasa’nın 61. maddesine dayanılarak kanunlarla konulmuş malî yükümlerden elde edilen paraların ancak kamu giderlerinin karşılanması yolunda kullanılması düşünülebilir. Böyle olduğuna göre sorunun çözülebilmesi için siyasî partilere Devletçe ödenecek yardım paralarının kamu giderleri arasında yer alıp alamayacağının araştırılması zorunludur. Bu zorunluluk önce ve özellikle siyasî partilerin ve gördükleri işlerin niteliği üzerinde durulmasını gerekli kılar. Çünkü siyasî partilerin kamu hizmeti gören birer kamu kurumu olduğu, hiç değilse kamu yararına çalıştıkları saptanıp kabul edilmedikçe bunlara Devletçe yardımda bulunulabilmesi düşünülemez… Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı siyasi partileri kamu hukuku kurumlan olarak nitelemiş ve onlara Devlet örgütü içinde yer tanımış değildir. Tam tersine gerek parti kurma hakkına ilişkin

Referanslar

Benzer Belgeler

Temel eğitim kapsamında örgün öğretimin esas alınacağını, 2011 Seçim Bildirgesinde olduğu gibi temel eğitimde tüm öğrencilerin tam gün eğitime

Yüksek Seçim Kurulu, 29 Mart 2009 günü yapılacak mahalli idareler seçiminde siyasi partilerin, belediyelerin ve bağımsız adaylar ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, seçimlerde oy kullanırken seçmenlerden kimlik numarasının istenmeyeceğini belirterek &#34;Seçmen kütüğüne kayıtlı herkes

Temel ver i yılı olarak 1999, 2002 ve 2007 olmak üzere üç tane Milletvekili Genel Seçimlerinin ele alındığı çalışmamızda, 1998- 2008 arasındaki on yılda makro

Çalışmanın ana amacı TBMM’de grubu bulunan beş siyasi partinin 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi öncesinde

İşçi Partisi gibi AB’ye karşı olan Vatan Partisi 2018 seçim beyannamesinde Türkiye’nin Ankara’dan yönetileceğini ve Washing- ton ve Brüksel’den yönetime son

Steroid ilaç kullanan hastaların ilaç yan etkileri ve güçlükleri ile baş etmesi için sağlık personelinin, özellikle hemşirenin hastaya uygun hemşirelik

Siyasal pazarlamada dağıtım, siyasi ürünlerin ve bunlara ilişkin mesajların (parti programı, lider, aday, uygulamalar, örgüt) seçmen kitlelerine en kısa yoldan, en