• Sonuç bulunamadı

Denetim Otoritesinin Üyelerinin Belirlenmesi ve Bağımsızlığı

B. Siyasi Partilerin Seçim Harcamalarının Denetimine Đlişkin Esaslar

2) Denetim Otoritesinin Üyelerinin Belirlenmesi ve Bağımsızlığı

Siyasi partilerin tüm mali işlemlerinin denetimi konusunda yetki sahibi olacak olan denetimden sorumlu otoritenin, bağımsızlığının sağlanması için gerekli güvencelerin bulunması şarttır. Zira, parti finansmanını kontrol edecek kurumun yetki ve özerkliğinin, denetimin üzerindeki etkisi büyüktür. Ayrıca denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığının yüksek olması, siyasi sürece olan kamusal güveni arttırdığı gibi parti finansmanın meşruluğunu da sağlamaktadır. Denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığını sağlamaya yönelik tedbirlerin başında, üyelerin atanması ve bağımsızlıklarına ilişkin güvencelerin varlığı gelmektedir.

284

Tjernström, s. 187.

285 Araştırılan 71 ülkenin 21’inde siyasi finans düzenlemelerinin uygulanması ve yönetiminden sorumlu iki veya daha fazla organ varken, 51 ülkede tek bir sorumlu organ vardır. bkz. Tjernström, s. 185-187, Tablo 1.

108 Denetimden sorumlu otorite ile ilgili en önemli ve çözümlenmesi zor olan sorun ise bu otoritenin tümüyle bağımsız olmasının sağlanıp sağlanamayacağı meselesidir. Bağımsızlık, denetimden sorumu otoritenin siyasi partilerin etkilerinden tamamen uzak olması anlamına gelmektedir. Denetimden sorumlu otoriteyi, siyasi partilerin özellikle de iktidar parti veya partilerinin etkilerinden koruyan bazı tedbirlerin alınması mümkündür. Üyelerin kanuni statüsü, denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığı ile ilgili kamusal beklenti veya bu konuda yerleşik bir geleneğin olması, denetimden sorumlu otoritenin azınlık veya muhalefeti de kapsayacak şekilde çok partili olması, komisyon üyelerinin yeniden atanamaması, hükümetin müdahalelerini arttıran bütçe kısıtlamalarının olmaması, personel atamalarında parti veya hükümet müdahalelerinin veya siyasi baskıların bulunmaması bu tedbirlerden bazılarıdır.

Seçim komisyonları üyelerinin belirlenmesi konusundaki yaklaşımları dört başlık altında incelemek mümkündür. Bunlardan birincisi siyasi dengeye dayanan yaklaşımdır. Bu konuda Amerikan Federal Seçim Komisyonu’nu örnek göstermek mümkündür. Federal Seçim Komisyonu’nda tarafsızlığı sağlamak amacıyla Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Partinin Komisyon’da eşit bir şekilde temsil edilmesi sağlanmıştır. Ancak bu Komisyon üyeleri arasında, ihlallerin araştırılmaması konusunda gizli bir uzlaşma oluşması suretiyle denetimin etkisizleştirilmesi mümkündür. Đkinci bir yaklaşım ise, atamalarda tarafsızlığın sağlanmasına yönelik düzenlemeleri içerir287. Bu konuda Đngiltere uygulamasının örnek gösterilmesi mümkündür. Đngiltere’de Seçim Komisyonu’nun üyeleri, Avam Kamarası’nın önerisi ile Kraliçe tarafından atanır ve üyelerden biri başkan olarak görevlendirilir. Üçüncü bir yaklaşım ise atama ile ilgili sorumluluğun bölünmesi şeklindedir. Örneğin Rusya Federasyonu Merkez Seçim Komisyonu, on beş üyeden

287 Đngiltere’de, Komisyon üyelerinin bağımsızlığını sağlamak için bazı tedbirler alınmıştır. Buna göre, kayıtlı bir partiye üye olanlar, bir partinin yöneticisi veya memuru veya muhasebe biriminde görevli olanlar, görevlisi seçimle atanan memuriyet ile bir bağı olanlar Seçim Komisyonu’na üye olarak atanamazlar. Ayrıca geçmiş on yıl içinde herhangi bir zamanda bir partinin yöneticisi veya memuru veya muhasebe biriminde görevli olanlar, görevlisi seçimle atanan memuriyet ile bir bağı olanlar ve bir partiye bağışta bulunanlar da Seçim Komisyonuna üye olarak atanamayacak kişiler arasındadır. Seçim Komisyonu Başkan veya üyeleri yeniden atanabilir (PPERA, Kısım I, m. 1/1-3 ).

109 oluşur. Bunlardan beşi Federasyon Başkanı tarafından, beşi yasama organı tarafından, beşi ise Federal Konsey tarafından atanır288. Diğer bir yaklaşım ise seçim komisyonu üyelerinin yargıçlar arasından belirlenmesine dayanmaktadır. Örneğin Polonya’da Ulusal Seçim Komisyonu üyeleri, üç Anayasa Mahkemesi yargıcı (Anayasa Mahkemesi Başkanı tarafından belirlenen), üç Yüksek Mahkeme yargıcı (Yüksek Mahkeme Başkanı tarafından belirlenen), üç Yüksek Đdare Mahkemesi yargıcından (Yüksek Đdare Mahkemesi Başkanı tarafından belirlenen) oluşur289. Fransa’da ise, Siyasi Finansman ve Kampanya Hesapları Ulusal Komisyonu (Commission Nationale des Comptes de Campagne et des Financements Politiques,

CCFP) seçim kampanyası harcamalarını ve siyasetin finansmanı ile ilgili diğer

konularda denetim yapmak için oluşturulmuştur. Komisyonun dokuz üyesi vardır ve bu üyeler beş yıllık bir süre için atanır. Üyeler; Danıştay başkan yardımcısı, Yargıtay başkanı ve Sayıştay birinci başkanının göstereceği üçer aday arasından hükümet tarafından atanır290. Uygulamada, tamamıyla tarafsız ve partilere bağlı olmayan bir denetimden sorumlu otorite oluşturmak oldukça zordur. Ancak, Fransız Seçim Komisyonu gibi, parlamento ve hükümetten bağımsız çeşitli kuruluşların temsilcilerinden meydana gelen bir denetim organının diğerlerine oranla daha bağımsız olacağını söylemek mümkündür. Örneğin, Belçika’da denetim komisyonu, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun eşit sayıda üyesinden oluşmaktadır. Bu durum, denetim organının bağımsızlığı hakkında şüphelere sebep olmaktadır291.

Denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığı konusundaki en belirgin olumsuz örnek olarak doktrinde, Zimbabve Seçim Komisyonu gösterilmektedir. Bu ülkede Komisyon; başkan, kayıt memuru ve sayıları iki ila on arasında değişebilen üyeden oluşmaktadır. Seçim komisyonu başkanı, Devlet Başkanı tarafından atanmaktadır, kayıt memuru memuriyet nedeniyle resen üyedir ve komisyonun diğer üyeleri de adalet bakanı tarafından atanmaktadır. Bu durumda da seçim

288

Lopez-Pintor, Rafael, Electoral Management Bodies as Institutions of Governance, New York, 2000, s. 55.

289 IFES, s. 37. 290

Nassmacher (2003/2), s. 146. 291 Biezen (2003), s. 64-65.

110 komisyonunda muhalefetin katılımını sağlayacak şartlar yeterli değildir292. Ancak Anayasa’da 2005 yılında yapılan bir değişiklik ile seçim komisyonunun yapısı değiştirilmiş ve bu sakıncalar ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Zimbabve Anayasası’nın 61. maddesine göre Seçim Komisyonu bir başkan ve altı üyeden oluşur. Komisyon başkanı, Yüksek Mahkeme veya Anayasa Mahkemesi yargıçları veya bu görevlere atanma niteliklerine sahip kişiler arasından Devlet Başkanı tarafından Adli Hizmetler Kurulu’na (Judicial Service Commission) danışılarak atanır. Altı üye ise, en az üçü kadın olmak şartıyla, Đçtüzük Komisyonu’nun

(Committee on Standing Rules and Orders) sunduğu dokuz kişilik bir listeden atanır

(Zimbabve Anayasası, m. 61). Zimbabve Đçtüzük Komisyonu ise, her iki meclisin başkan ve başkan vekillerinden ve her iki meclisin gizli oyla seçeceği üyelerden oluşur. Komisyonda seçilmiş üyelerin sayısının atanmış üyelerden fazla olması şarttır 293 . Bu suretle Seçim Komisyonu’nda muhalefetin de temsil edilmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

Denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığının sağlanması için, üyelerin görev süreleri konusunda yeterli güvencelerin de sağlanması şarttır. Örneğin Đtalya’da denetçiler tüm yasama dönemi için atanır. Đngiltere’de Seçim Komisyonu üyeleri en fazla on yıllık bir süre için atanır ve yeniden atanmaları mümkündür. Üyelerin görevden çıkarılmaları ise sadece, Seçim Komisyonu Başkanlar Kurulu’nun

(speaker’s committee) çıkarılma sebeplerinden en az birinin gerçekleştiğine karar

vermesi halinde, Avam Kamarası’nın talebi ile mümkündür. Denetçilerin görev sürelerinin uzun olması, yer değiştirmenin zor olması, tekrar seçilebilmelerinin mümkün olmaması da denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığını güçlendirecektir. Ancak, denetçilerin uzun görev sürelerine sahip olması ile siyasi partiler karşısında özerk olmayan nispeten zayıf bir denetim otoritesiyle birleştiğinde, denetim sürecinin bağımsızlığı ve şeffaflığı için tehlikeli olabilir.

292 National Democratic Institute for International Affairs, The Public Funding of Political Parties,

An International Comparative Study, Washington, 1998, s. 20.

111 Denetimden sorumlu otoritenin bağımsızlığı konusunda, nitelikli personel ve mali kaynaklara294 sahip olması da önemlidir. Kampanya harcama raporlarının etkili denetiminde yeterli personelin bulunmamasının oluşturabileceği baskılar hakkında, Hindistan Seçim Komisyonu’nun örnek gösterilmesi mümkündür. Hindistan Seçim Komisyonu’nun, yönetim, soruşturma, adli takibat, hüküm verme gibi önemli yetkileri bulunmasına rağmen, personelinin yetersiz olması sebebiyle kampanya harcama sınırları üzerindeki etkisi çok azdır 295 . Amerika’da, Federal Seçim Komisyonu’nun görev alanının genişlemesine yönelik yeni düzenlemeler yapılmasına rağmen, verilen mali kaynakların arttırılmaması, Komisyon’un görevlerini yerine getirmesini zorlaştırmaktadır296.

Denetimin etkili olabilmesi için denetimden sorumlu otoritenin yeterli maddi kaynaklara ve nitelikli personele, özellikle denetçilere, sahip olması şarttır. Denetimden sorumlu otoritenin, siyasi partilerin hesaplarındaki ve seçim kampanyalarındaki yolsuzluklarla mücadele edebilmesi için uzman bir kadrosunun bulunması gerekir (Tavsiye Kararı m. 15).