• Sonuç bulunamadı

61 numaralı şeri'yye sicil defterine göre "Ankara'da ictimai ve iktisadi hayat" (1680-1682)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "61 numaralı şeri'yye sicil defterine göre "Ankara'da ictimai ve iktisadi hayat" (1680-1682)"

Copied!
351
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNiVERSiTESi SOSYAL BiLiMLER ENSTiTÜSÜ TARĐH ANA BĐLĐM DALI YENiÇAĞ TARiHi BiLiM DALI

61 NUMARALI ŞERi’YYE SiCiL DEFTERĐNE GÖRE “ ANKARA’ DA ĐCTĐMAĐ VE ĐKTĐSADĐ HAYAT ” ( 1680-1682 )

YÜKSEK LiSANS TEZi

DANIŞMAN

YARD.DOÇ.DR . MUSTAFA GÜLCAN

HAZIRLAYAN

FUAT TEZAL

(2)

ĐÇĐNDEKĐLER

ÖNSÖZ... ...IV KISALTMALAR ... V

GĐRĐŞ... ... 1

I. BÖLÜM

I. ANKARA’NIN COĞRAFĐ ,TARĐHĐ VE ĐDARĐ YAPISI...6

A. Ankara’nın Coğrafi ve Tarihi Durumuna Genel Bakış...6

B. Sicil Kayıtlarına Göre H.1091-1092 ( M 1680-1682) Ankara’nın Đdari Yapısı.... 8

1. Đdari Yapıda Mahallenin Tanımı ve Ankara'daki Mahalleler ...8

2. Sicillerde Đsmi Geçen Ankara’ya Bağlı Karyeler...10

3. Đdari Görevliler ...13 a-Müteselim...13 b-Kadılar...14 c-Naibler... ...15 d-Mübaşir... . ...15 e-Kassam ... ...16 f-Muhtesib...16

4. Asayiş Görevlileri...17 Subaşı... a-Subaşı...17

(3)

II. BÖLÜM

I. ANKARA'DA SOSYAL HAYAT ... 19

A. Aile Hayatı ... 19

1. Nişan , Nikah Akdinin Bozulması ,Evlenme ve Boşanma ... 20

2. Vasî ve Nâzir Tayini ... 23

3. Nafaka ve Kisvebaha Tayini ... 25

4. Vasiyet...26

5.Miras ( Tereke )... 26

B. Toplum Düzenini Bozan Olaylar ... 32

1. Eşkıyalık ve Gasp Davaları ... 33

2. Hırsızlık... 34 3. Ölüm ve Yaralama Olayları ... 34 4. Zina...36 5. Tazir Olayları... ...36 6. Diyet Davaları...37 C. Vakıflar ... ...38

D. Müslim ve Gayrı Müslim Ahali...40

E. Köleler...41

F. Şer’iyye Sicillerinde Geçen Đsimler ,Lakap ve Eşya Đsimleri...42

1. Belgelerde Geçen Đsimler...42

2. Kişi Mesleklerine Bağlı Lakaplar...43

3 .Kişinin Fiziki Özelliklerini Yansıtan Lakaplar...44

4. Sicil Kayıtlarında Geçen Eşya Adları...45

a. Ev Eşyaları...45

b. Giyim Kuşam Eşyaları...46

(4)

III. BÖLÜM

I. ANKARA'NIN TĐCARÏ VE ĐKTĐSADÎ YAPISI... 47

A. Gayr-i Menkul Alım-Satım Olayları ... 47

B. Alacak ve Borç Davaları...49

C. Hibe...51

D. Anlaşmazlıklar ve Đhtilaflı Durumlar...51

E. Ticaret ve Esnaf Gurupları ...54

F. Para Durumu ve Narh Fiyatları...55

G. Vergiler... 59

SONUÇ...60

H. 1091-1092 TARĐHLĐ 61 NUMARALI ŞER‘ĐYYE SĐCĐLĐNĐN TRANSKRĐPSĐYONU ...61-341 KAYNAKÇA... 342

(5)

ÖNSÖZ

Tezimin konusu , Ankara’nın H. 1091-1092 (M. 1680-1682 ) tarihli şer‛iyye siciline göre 17. yüzyılda Ankara’da içtimai ve iktisadi hayattır. Bir bölgenin idari, sosyal , ekonomik , kültürel , etnik konumunu aydınlatmamızı sağlayacak unsurlardan en önemlilerini şer‛iyye sicilleri oluşturmaktadır. Şer‛iyye sicillerinde toplumun sosyal ve kültürel durumunu en ayrıntılı biçimde görmek mümkündür , şer‛iyye sicillerinin bu özelliklerinden faydalanarak 17. yüzyılda Ankara’da içtimai ve iktisadi hayatın ne şekilde cereyan ettiğini aydınlatmaya gayret ettim.

Tezimde 17. yüzyılda Osmanlı Devletinin genel, siyasi durumu ve Ankara’nın dönem içerisindeki askeri idari teşkilatını, sosyal ve ekonomik hayatını genel hatlarıyla anlatmaya çalıştım.

Tezimin hazırlanmasında benden yardımını esirgemeyen saygıdeğer Yard.Doç. Dr. Mustafa Gülcan’a ve aynı zamanda tezimi hazırlamamda desteğini esirgemeyen eşim Emine Tezal’a teşekkürü bir borç bilirim.

Fuat Tezal

(6)

KISALTMALAR

A.Ü. : Ankara Üniversitesi

A.Ü.H.F. : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

a.g.e. : Adı geçen eser

a.g.m. : Adı geçen makale

bkz. : Bakınız

c : Cilt

DTCFD : Dil ve Tarih Coğrafya Fakütesi Dergisi

G.Ü. : Gazi Üniversitesi

H : Hicrî Tarih

iA : Đslam Ansiklopedisi

iÜEFD : Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi iiED : Đslami Đlimler Enstitüsü Dergisi

M : Miladi Tarih

ODTÜ : Orta Doğu Teknik Üniversitesi

S : Sayı

s : Sayfa

SBFD : Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi

TAD : Tarih Araştırmaları Dergisi

TDAV : Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı

v.b. : ve benzeri

(7)

GİRİŞ

ŞER‘ĐYYE SĐCĐLLERĐ VE H. 1091- 1092 TARĐHLĐ ANKARA ŞER‘ĐYYE SĐCĐLi

A. Genel Olarak Şer‘iyye Sicillerine Bakış

Osmanlı Tarihinde belli başlı kaynaklardan biriside "Şer‘iyye sicilleri ”dir. Şer‛iyye sicilleri kadıların kazalardaki muamelâta dair vazifeleri gereğince tutmuş oldukları defterlerdir.

Şer’iyye sicillerini tutan kadıların görevleri arasında ise miras, evlilik akdi , boşanma , vasi tayini, alacak-kefâlet gibi senetlerin tanzimi , köle ıtlakı , nafaka tayini , sui-zan davaları , hırsızlık, gasp , adam yaralama gibi medenî ve cezaî davalara bakmak ve naib, mütevelli, hâs ve mukataaların kontrolü, narh tespiti ve sâir mülkî ve idarî işleri düzenlemek yer alıyordu.

Zira mahkeme kararları genellikle her devirde ve günümüzde ait olduğu devletin kültürünü ve tarihini yakından takip eden ve yansıtan önemli tarih belgeleridir.

Özellikle belli bir bölgeye ait birbirinin devamı olan bütün sicil defterleri ele geçirildiği takdirde o bölgenin tarihi hayatı hakkında bize hiçbir kaynak bunlardan daha teferruatlı bilgi veremez. 1

Şer‘iyye sicilleri Osmanlı Tarihinin anlaşılması bakımından son derece önemli bir kısım malumâtı da ilim erbabının hizmetine sunmaktadır. Sosyal, idarî, malî, iktisadî, beledî askerî ve siyasî alanlarda tarihimizin bilinmeyen yönleri ve geçmiş devirlerin yaşama şartları ve imkanları kadı sicilleri sayesinde doğru olarak ortaya çıkmaktadır.

1 Halil Đnalcık, “ Osmanlı Tarihi Hakkında Mühim Bir Kaynak” , DTCF Dergisi , C.1 ,Sayı II Ankara 1942 , s. 89

(8)

Şer’iyye sicillerinden sosyal , iktisadi , askeri, idari bilgilere ulaşmak mümkün olmakla birlikte ,şer‛iyye sicillerinde bulamayacağımız bilgilerin olduğu da hakikattir. Mesela konar-göçerler ve köylüler hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. 2

Elimizdeki defterde ırza tecavüz , hırsızlık ve cinayet gibi meselelere çok sık rastlanmaz . Osmanlı toplumunda teba bu tür olayları mahkemeye aksettirmeden kendi aralarında çözmeye çalışırdı. 3.

Şer‘iyye sicilleri Osmanlı cemiyetinde sosyal olayların hangi kanun ve değerler çerçevesinde gerçekleştiğini göstermesi bakımından büyük öneme sahiptir.

Bunun yanı sıra vakıfların kuruluş ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olabileceğimiz kadı sicillerinden Osmanlı müessese ve medeniyet tarihi içinde faydalanabileceğimiz gibi Osmanlının dünya görüşünü ve topluma verilen değeri görmek mümkündür.

Sicillerde vakıflarla ilgili belgelerden ise , vakıfların kuruluşu, işleyişi ,gelir ve giderleri hakkında önemli bilgilere ulaşılmaktadır.

Şer‛iyye sicillerindeki esnafa dair yazılmış zabıtlar, o dönemde ekonomik ve ticari faaliyetlerin ne şekilde ve kimler tarafından yürütüldüğünü, nasıl değiştiğini göstermesi bakımından da önemlidir.

Tımar tevcihleri, has ve mukataaların denetimi, iltizâmı, muhtelif konulara dair halkın şikayeti neticesinde padişahtan sadır olan emr-i şerifler, Osmanlı Devleti'nin iç teşkilâtını en ince ayrıntısına kadar inceleme imkânı sağlamaktadır.

(9)

Müslim ve gayrimüslim halkın birbirleriyle olan ilişkileri de yine Şer‛iyye sicil kayıtlarından öğrenilebilmektedir.

Sicillerde isimleri geçen han, hamam , kervansaray , cami , mescit , medrese, imaret hane vs. gibi yapıların isimleri kültür tarihimiz açısından önemlidir.

Sicillerde geçen giyecek ,yiyecek ve eşya isimleri ise Osmanlı tarihini dil ve kültürel yönden incelememize ve karşılaştırma yapmamıza imkan vermektedir.

Şer‛iyye sicillerinde beylerbeyi , sancakbeyi , kethüda , kadı , naib , muhzır , mübaşir , çavuş , subaşı gibi devlet memurların görevleri hakkında da bilgi sahibi olmaktayız.

Sicillerden Đslam hukukunun ne dereceye kadar uygulandığı , örfi hukukun uygulama alanları kısacası Osmanlı hukuk yapısını öğrenmekteyiz .

Anlaşıldığı gibi Osmanlı tarihinin aydınlatılması bakımından çok önemli olan şer‛iyye sicillerine gereken önemin verilmemesi teknolojik imkanların yetersiz oluşu savaşlar , yangınlar , su baskınları ve muhafaza edildikleri yerlerde dış etkenlerin tahribatıyla bir çoğu yok olmuştur.

Günümüze ulaşan Şer‛iyye sicil sayısı 20.000 adet olup büyük çoğunluğu Milli Kütüphanede muhafaza edilmektedir.

B. H. 1091-1092 Tarihli Ankara Şer‛iyye Sicili

Elimizdeki defter H. 1091-1092 ( 1680 -1682) tarihli belgeleri içermektedir. Defterimiz 86 varak , 172 sayfa , 352 belgeden oluşmuş olup farklı katipler tarafından kaleme alınmıştır.

Đncelemiş olduğumuz belgeler genel olarak okunaklı olmakla birlikte , bazı varakların kenar kısımlarında nemlenmeden dolayı karışıklıklar mevcut olup, defterin üçüncü , dördüncü ve altıncı sayfaları mikro filmden çekilen fotokopi sonucunda diğer sayfaların aksine okunamamıştır.

(10)

Üzerinde çalıştığım şer’iyye sicilinde , çok çeşitli mahkeme kararlarıyla karşılaştım. Bu belgelerde Ankara’nın

döneme ait tarihine net bir şekilde ışık tutan sosyal , kültürel , iktisadi olaylarını gösteren aynı zamanda örfi ve dini hukuka ait bilgilere ve Osmanlı Devletinin yönetim biçimini aydınlatan belgeler bulunmaktadır.

1091-1092 tarihli Ankara Şer’iyye Sicilinde konulara göre belgeleri şu şekilde tasnif ettim .Đlk önce Ankara’nın idari yapısından bahsederek 82 tane mahalle , 114 tane karye ismi geçmektedir.

Ankara’da sosyal hayat başlığı altında aile hayatından bununla alakalı olarak nişan , nikah akdinin bozulması , evlenme ve boşanma ile ilgili 13 belge yer almaktadır.

Altmışbir numaralı sicilde 14 adet vasi ve nazır tayinine ait belge, 22 adet nafaka ve kisve-baha tayini ile ilgili belge bulunmaktadır, 2 adet belgede de vasi değişikliğinden bahsedilmiştir ,1 adet vasiyetle ilgili belge yer almıştır, 53 adet belgede mirastan bahsetmektedir, 5 adet de mirasçısı bulunmayan şahısların mirasının beytü’l-mala kaldığını gösteren belge yer almıştır.

Toplum düzenini bozan olaylar başlığı altında , eşkıyalık ve gasp davalarına ait 3 adet , hırsızlığa ait 2 adet , ölüm ve yaralama olaylarına ait 7 adet , sui-zan davalarına ait 6 adet , sui-hal ile ilgili 1 adet , zina olaylarıyla ilgili 1 adet belge bulunmaktadır.

Şer’iyye sicillinde ayrıca adı geçen idari görevliler mütesellim , mübaşir, kadı, subaşı ,yasakçı , muhtesibtir.

Defterde vakıflarla ilgili 16 belge vardır. Vakıfların işleyişi ,vakıf alacakları , vakfa ait arazilerin işgali , vakıf arazisine mütevelli tayini , vakıf arazisinin kullanımı, ekilen vakıf arazisinden aşar talebi , mütevelliler arası anlaşmazlık konuları yer almıştır.

(11)

Sicilde köle azadı ile ilgili de 12 adet belge bulunmaktadır. Bu belgelerde azad edilen kölenin fiziki özellikleri yanında milliyeti de ifade edilmektedir.

Şer’iyye sicilinde kadın -erkek isimleri , kadın –erkek ünvanları da yer almaktadır. Mesleğe bağlı lakaplarda göze çarpmaktadır. Kişilerin fiziki özellikleri ve lakapları da incelediğim sicilde yer almaktadır. Zümre isimleri , eşya isimleri , takı isimleri , giyim-kuşam isimleri de belge de mevcuttur.

Ankara’nın ticari ve iktisadi yapısıyla alakalı döneme ait gayr-i menkul alım – satım olayları 36 ev , 14 bağ –bahçe, 3 değirmen , 1 ahır –samanlık , 2 dükkan satışıyla ilgili belge bulunmaktadır. Bu satışlar bir kısmı mirastan dolayı , bir kısmı alacak ve borçtan dolayı , bir kısmı ortaklar arası anlaşmazlıktan dolayı olabildiği gibi belli bir sebebe bağlı olmayan satışlarda yer almıştır.

Ticaretle ilgili olarakta 25 adet alacak ve borç davalarını içeren belge bulunmaktadır. Bu borçlanmaların içerisinde ipotek ve kefillikle alakalı belgelerin bulunması da dikkat çekicidir.

Defterde yer alan bir diğer konu da hibe olup , hibeyle alakalı da 9 adet belge mevcuttur.

Belgelerde ayrıca para durumu ve narh fiyatları ile ilgili 2 belge bulunup, bu belgeler döneme ait piyasa ile ilgili bilgi vermektedir. Ayrıca vergilerle ilgili olarak da 8 adet belge bulunmaktadır.

Đncelediğim belgelerde 7 adet berat , 4 adet buyuruldu , 14 adet ferman , 1 adet tezkire ,1 adet tımar tahvili yer almıştır.

Görüldüğü üzere bu belgelerde sosyal , iktisadi , idari döneme ait bilgileri incelemek ve dönem hakkında , halkın yaşantısı hakkında net bilgilere sahip olmak mümkündür.

(12)

I. BÖLÜM

I. ANKARA'NIN COĞRAFĐ, TARĐHĐ VE ĐDARĐ YAPISI

A. Ankara'nın Coğrafi ve Tarihi Durumuna Genel Bakış

Ankara, konum itibariyle Đç Anadolu'nun kuzeybatısında, Kızılırmak ve Sakarya Nehirleri arasında yer alır. Sınırları ise kuzeyde Çankırı, doğuda Kırşehir ve Kırıkkale, güneyde Konya ve batıda Bolu ve Eskişehir ile çevrilmiştir. Kuzey kısımları dağlık ve ormanlık güneyi ise yüksek tepelerden ibaret Ankara'nın batı tarafında "Ankara Ovası" denilen geniş bir vadi bulunur. 4

Ankara'nın tarihi hakkında yapılan araştırmalara bakılırsa, bu kentin geçmişinin oldukça gerilere M.Ö. VII. yüzyıla kadar uzandığı görülür. Değişik zamanlarda ve Ankyra, Ancyre, Engürü, Angara, Angora gibi muhtelif adlarla tarihe geçen Ankara, eski çağ medeniyetlerinden Hittit, Frigya ve Galatlara iskan sahası oluşturduğu gibi aynı şekilde orta ve yeniçağlarda büyük Türk islam devletlerinden Selçuklular ve Osmanlılar için önemli yerleşim merkezlerinden biri olmuştur.

XI. asrın sonlarına doğru Bizans imparatorluğu ile Selçuklu Devleti arasında yapılan mücadelelerin neticesinde Türkler lehine ilhak edilen Ankara'nın Selçuklu sultanları tarafından müstahkem bir mevkii olarak telâkki edilip surlarının dâima onarılması ve buraya daha çok askerî bakımdan önem verilmesinin sebebi, Ankara'nın uzun müddet elden ele geçmesi ve bir hudut şehri olarak kalması şeklinde izah edilebilir.

(13)

16.yy.'dan itibaren kurum ve kuruluşları bakımından tam manasıyla örgütlenmiş bir devlet olarak karşımıza çıkan Osmanlı Đmparatorluğu'nda teşkilatlanma ile ilgili olarak tutulmuş olan defterlerde Ankara hakkında daha sıhhatli bilgiler bulabiliyoruz. Tarihi çalışmalarına bu şekilde yön veren araştırmacılardan bazıları mesela tahrir defterlerinden istifâ ile XVI. asrın başlarında Ankara şehrinde 2000'den fazla Müslüman ve 120 kadar Hıristiyan ve 30'a yakın Yahudi evi olduğunu ve bunun hâne olarak 2200'e tekabül ettiğini belirterek neticede bu zamanda şehrin nüfusunun 10-12 bin civarında olduğunu kaydetmektedir .5

Bunun yanı sıra Ankara, seyahatnamelerde ilginç resimlerle de sergilenmiştir. Dar ve toprak zeminli sokaklar, kerpiçten ve toprak damlı düzensiz evler ve tabii ki Ankara halkının büyük geçim kaynağı olan tiftik keçisi (Ankara keçisi) en çok anlatılanlar arasında yer almaktadır. "Süt gibi beyaz", "ipek gibi yumuşak", "ipekten âlâ" gibi ifadelerle vasıflandırılan keçi tüyünden ve bunun işlenerek iplik haline getirildiğinden bahseden seyyahlar bu iplikten sof ve şâli gibi dokumalar yapıldığını kaydederler. Kudüs'ten yurduna dönerken (1618) Ankara'ya uğrayan ve burada bir ay kadar kalan Polonyalı Simeon, ikiyüz Ermeni evi olan şehir halkının tamamen sofculuk ile uğraştığını, bu sofun dünyanın en iyi cins sofu olduğunu ve başka ülkelere sevk edildiğini yazar.6

Buraya kadar ulaştığım bilgiler Ankara’ya ait yapılan çeşitli çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan bilgiler olmakla birlikte, 61 numaralı defteri incelediğimde döneme ait farklı bilgilere ulaşabileceğimi ümit ediyorum.Tezimde Ankara’nın sosyal, ekonomik , idari yapısı hakkında elde ettiğim bilgileri ortaya koymaya çalışacağım.

5 Nejat Göyünç, "Onaltıncı Yüzyılda Ankara", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi Say›: I (1967) s. 71-75 6 Semavi Eyice, "Ankara'nın Eski Bir Resmi", Atatürk Konferansları IV, Ankara 1971, s. 71

(14)

B- H. 1091-1092 M. (1680-1682) 61 Numaralı Sicile Göre Ankara'nın Đdari Yapısı

Osmanlı Devleti'nde idari yapı, eyalet , sancak , kaza , nâhiye ve köylere ayrılarak yönetilmesi şeklinde zuhur eden karakteristik bir özellik taşımakla beraber daha da önemlisi bu birimleri yönetenlerin, yetkileri oranında başta devlet olmak üzere birbirlerine ve reayaya karşı almış oldukları vazife ve sorumlulukları tam manasıyla yerine getirmeyi gerektiren bir hassasiyette idi.

XVII. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti dahilindeki eyaletlerin sayısını 30 civarında gösterilmekte iken ,bu sayı ülke sınırlarının genişlemesiyle birlikte 17. yüzyılın ortalarından itibaren 34'e yükselmiştir. Yine bu dönemde sancak sayısı da 316 olarak kaydedilmiştir. 7

1. İdari Yapıda Mahallenin Tanımı Ve Ankara’daki Mahalleler Mahalle kelimesi devamlı veya geçici olarak ikamet etmek için kurulan küçük yerleşim birimlerini ifade eder. Mahalle Osmanlı Đmparatorluğunda olduğu gibi diğer Đslam devletlerinde de küçük değişikliklerle aynı anlamda kullanılmıştır.

İslam şehirlerinde mahallelerin oluşmasında dinin önemli bir etken olduğu görülmektedir. Bu bağlamda mahalle aynı mescitte ibadet eden cemaatin aileleriyle birlikte yerleştiği şehir kesimi şeklinde tanımlanmıştır. 8

Mahalle Osmanlı vilayet kanununda mahallerdeki ev sayısı dikkate alınarak en az 50 haneden oluşan bir yerleşim birimi şeklinde tarif edilmiştir. 9

1091-1092 ( 1680-1682 ) tarihleri arasında Ankara’da bu tanımlara uygun doksan civarında mahalle adı kaydetmek mümkündür.

7 Şerafettin Turan ,XVII.Yüzyılda Osmanlı Đmparatorluğu’nun Đdari Taksimatı, Atatürk Üniversitesi 1961,s201-209

(15)

61 Numaralı Ankara Şer‛iyye sicilinde geçen mahalle isimlerini aşağıda şu şekilde sıralayabiliriz:

- Âhi Yakub -Hacı Mansur - Âli Bey -Hacı Musa - Bademli (lü) -Hacı Seydi - Baklacı -Halife Bayezid - Beybazarı -Hallaç Mahmud - Behlül -Halvacı

- Belkıs -Hatun-i Hatun - Boryacı -Hendek - Bestani -Hoca Paşa - Boyacı Ali -Hocendi - Börekçiler -Đbn-i Gökçe - Celâl Kattanin -Đğneci - Çakırlar -Đmam Yusuf

- Çeşme -Đmaret - Çavundur -Kafir köyü - Debbağın -Kattanin - Dellal Karaca -Kayabaşı - Dibek -Karaağaç - Dodurga -Karun Ali

- Hacet Tepesi -Kepkebir-i Müslim

- Hacı Arab -Kepkebir-i Zımmi

- Hacı Bayram Veli - Keçeli - Hacı Ashâb - Kengi - Hacı Doğan - Keyyalin - Hacı Halil - Kızılbey - Hacı ivaz - Kırış

(16)

- Hacı Mahmud - Koçhisar - Konurca -Rüstem Ni'âl - Kul Derviş -Sabuni - Leblebici -Sarâç Sinan

- Makrameci -Şehabeddin (Ankara Kalesi) Dahilinde - Mihriyâr. -Şemseddin

- Molla Büyük -Şeyh Đzzeddin - Mukaddem -Şurba

- Mürûri -Teke Ahmed - Öksüzce -Tiflis

- Papani. -Tur Ali -Toluca -Ürgüb -Valtarin -Yenice -Yusuf Hubbâz -Yakub Ni'âl -Yakub Harad

2. 61 Numaralı Sicilde Đsmi Geçen Ankara’ya Bağlı Karyeler

Tarihçiler tarafından tercih edilen tanıma göre köy , ziraatle uğraşan ve üzerinde yaşadıkları toprak parçasıyla organik bir bütünlük oluşturan insanların oluşturduğu bir iskan merkezidir.

Osmanlı idari taksimatı içinde en küçük birimi köyler teşkil etmektedir. Fiziki ve etnik şartlar ve yerleşim şartları , kültür , politik , askeri faktörler köylerin büyüklüğünü küçüklüğünü yerleşim modelini ve ekonomik faaliyetlerini belirler.

Osmanlı toprak ve vergi kanunlarının etkisi altında köylerin özel bir karakter kazanmış olmasından dolayı Osmanlı Đmparatorluğuna özgü bir köy tipinden söz edilebilir. 10

(17)

Defterde Geçen Ankara’nın Karyeleri Şunlardır:

- Afşar - Çiftlik (Kalecik) - Âhi Mesud - Çoğlu (Murtazâbâd) - Ahmedli - Çokviran (şorba)

- Akçalu (Beypazarı) - Demirciviran (Murtazâbâd)

- Akpınar - Dikmen (Ankara)

- Alacalar (şorba) - Dodurga (şorba) - Ali Dede (Yabanâbâd) - Eğrikova (Ankara) - Altıviran (Yabanâbâd) - Elvan (Ankara)

- Babal Ömer - Gökçe

- Baba Yakub (Polatlı) - Gökçenlik - Bademlü (Yabanâbâd) - Güllü

- Badıçlı - Güzelcekale (Haymana) - Bağluca (Kızılcahamam) - Hacı (Kalecik)

- Balçıkhisarı - Hasanoğlan (Ankara) - Balgat (Ankara) - Halaçlı (Ankara) - Bali kapucu (Kızılcahamam) - Hisarlukaya

- Bavlum - Đbrahim şeyh

- Bayındır - Đlgazi (Ankara)

- Beyevi -Đsa Hacılı

- Boğanlar - Đvedik (Ankara) - Buldaklı (Ankara) - Karaağaç

- Cemşid - Karaca Hasan

- Çakırlar - Karacakaya (Kalecik) - Çalış (Ankara) - Karakışla

- Çapraz (Haymana) - Karaoğlan (Ankara) - Çatak (Yabanâbâd) - Karapürçek (Ankara) - Çayırkabı - Karataş (Çubuk)

(18)

- Karakusan (Ankara) - Katıaltı (Ayaş) - Katrancı (Ankara) - Kayacık - Kayaş (Ankara) - Kepür (Keskin) - Kızılcaimer (Yabanâbâd) - Kiçiviran (Ankara) - Koçhisar (Ankara) - Konuş - Kurbağa (Ankara) - Kurbağa (Ankara) - Kutludigin - Küçük Đstanos - Kürteli (Ankara) - Lala (Ankara) - Lodumı (Ankara) - Macun (Ankara) - Memlik (Ankara) - Menteşehacılı (Haymana) - Mirahur - Müezzinler - Musabeyli - Nefeslü - Nenek - Odabaşı - Oğulbeyli - Orta - Ovalu (Haymana) - Peçenek (Ankara) - Pursakak (Ankara) - Tutak

- Sahikli (Bâcı) - Uzağıl - Salmanlı (Haymana) - Virancık - Saraycık (Kızılcahamam) - Yakacık - Seferi-Siferi - Yallahan - Sincan (Ankara) - Yalıncak - Solfasol (Ankara) - Yassıviran - Sufiler - Yenişeyh - Susuz (Çubuk) - Yozgat - Şahviran - Yumru - Tanrıvermiş - Yuva - Taşpınar (Ankara) - Zerve - Teberik

- Teşrek (Murtazâbâd) - Tilküler

(19)

3. Đdari Görevliler a. Mütesellim

Mütesellim sözlükte teslim eden , teslim edileni alan ve vergi tahsildarı gibi manalara gelmektedir. Mütesellim diğer bir ismi ile “ kaimakam” diye anılmaktadır. Mütesellimler sancağın hem mali hem de idari işlerini yürütürken karşılık olarak da gelirin bir kısmını kendilerine ayırıyorlar ya da belirli bir parayı peşin alarak mutasarrıfa ödedikten sonra sancağın gelirlerini kendi adlarına topluyorlardı.

18. yüzyıldan itibaren belgelerde mütesellim ismi geçmeye başlamıştır. Yine bu dönem itibariyle tımarlı sipahileri ve sancak beyleri yerlerini mütesellimlere bırakmışlardı. Devlet bazı toprakları hazineye direk olarak bağlayıp başına da mütesellim adı verilen kişileri görevlendirmekte idi.11 Bu dönemde Ankara mütesellimi Mehmed Beğ ibn-i Osman Paşa idi.12

Mütesellimlerin bir başka görevinin ise asker toplama işi ile ilgili devlet memurlarından birisi olmasıdır. Bundan ötürü mütesellimler eski sancak beyleri gibi asker besleme asli görevi yerine devlet hazinesine ait gelirlerin zamanında toplanıp gönderilmesinde vergi yükümlüleriyle hazine arasında aracı durumuna gelmiş bulunuyorlardı. Kendilerine yüklenen görev gereğince bazı dönemlerde haksız vergi tahsilatlarını görmekte mümkündür. Örnek olarak belgede adı geçen mütesellim Mustafa Bey ibn-i Osman adı geçen şahıslardan fazla vergi toplaması nedeni ile dava edilmiştir. 13

11 Musa Çadırcı “ II. Mahmud Döneminde Mütesellimlik Kurumu ” DTCFD cilt XXVIII Ankara 1970 s. 288

12 Belge no: 13 / 2 13 Belge no: 12 / 3

(20)

Bir başka belgede ise mütesellimin halka zulmetmemesi için uyarılmasından ve kendisine halka zulmetmemesi için tenbihde bulunulduğu belgedir.14

Yine farklı bir belgede mütesellimin görevlerinden birisi olan mübaşir tayin edilmesinden ve bu mübaşirin yaptığı ölüm keşfinden bahsedilmektedir. 15

Belgelerden de anlaşıldığı üzere vergi toplamakla görevli devlet memurlarının dolayısıyla mütesellimlerin de bu dönemde vergileri adil almadıkları ve halktan fazla para talebinde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda ise en fazla zararı halk görmüştür.

b. Kadılar

Kadı sözlük anlamı itibariyle şeriat hükümlerini uygulayan hakim şer‛i mahkeme başkanı şeriat hükümlerine göre yargılayıp hüküm veren anlamına gelmektedir. Đslam hukukuna göre kadının asli görevi halk arasındaki anlaşmazlıkları çözümlemektir. Kadılar sultanın emrettiği her hususta hüküm vermekle yetkili olduklarından idari , mali , askeri , beledi işlerle de uğraşmaktaydılar. Kadıların nereye, ne kadar süreyle tayin olacakları kadıasker tarafından düzenlenir , ruzname denilen defterlere yazılırdı. Kadının tayini için padişahtan onay alındıktan sonra tayin işlemi tamamlanmış olurdu. 16

Kadıların kendi bölgelerinde meydana gelen olayların araştırılmasında ve olayların ortaya çıkartılmasında önemli bir rolü vardır. Kadılar Osmanlı idari teşkilatındaki önemli yerlerinden dolayı padişahla direkt olarak haberleşme yetkisine sahipti. Kadılar gelirlerini gördükleri davalardan aldıkları harçlardan sağlarlardı. Mahkemeden maaş almaz , yaptıkları işlerden harç adı altında para alırlardı. 17

14 Belge no: 69 /2 15 Belge no: 32 / 1 16 Özer Ergenç a.g.e s. 81

(21)

155 / 1 nolu belgede cizyelerini ödemeyen gayri müslimlerden cizyelerin ödenmesi için Đstanbul Kadısına ve diğer yetkililere verilen emirden bahsetmektedir. 18

c.Naibler

Kadıların en büyük yardımcıları naibler dir. Kadılar kendi hüküm bölgelerindeki nahiyelerin yönetimi için naib adıyla yardımcı atıyorlardı. Kadı naib tayin ettiği kişiye tayin tarihini mahkeme ve askeri işlerle birlikte kazayı zabt etmesini ve şeriata aykırı hiçbir şeye izin vermemesini belirtirdi. Đncelemiş olduğumuz sicilde naiblerle alakalı örnek olarak 24 Muharrem 1092 tarihli 1 / 2 nolu belgede Ankara’ya naib tayin edilen şahsın iki akçeyle vazifesine Çınar Ahmed Paşa Camiinde hitap ederek başlamıştır. 19

Naiblerle ilgili olarak belge no 170/ 1 ‘de Ankara kazasında na’ibü’ş-şer olan Mevlana Mustafa Zide ‘ye Ankara Kalesinde haps olunan şahısların serbest bırakılmaları içün gönderilen fermandan bahsetmektedir.

d. Mübaşir

Sözlükte bir işe başlayan ve başlayıcı manalarını ifade eden mübaşir Osmanlı adliye teşkilatında , mahkemelerde celb ve tebliğ işlerinde kullanılan memurlardır.

Örneğin 14 Zilhicce 1091 – 1680 tarihli belgede iki tarafın diyet üzerinde sulh olması için Çakaloğlu Özür Ali nam kimesnenin mübaşir getirilmesi ve sulhun sağlanması. 20

18 Belge no: 155 / 1 19 Belge no: 1 / 2 20 Belge no: 101 / 1

(22)

e.Kassam

Kassam ise ölen kişinin mülkünün mirasçılarına dağıtılmasını sağlayan memura verilen isimdir. Her kadılık da müstakil bir kassam defteri vardır. Ölen şahsın terekesi kassamın huzurunda tespit edilir kalem kalem bu deftere kaydedilir, sonra değerleri bilir kişi tarafından taksim edilirdi.

Kassamların alacağı ücret vefat edenin terekesi üzerinden verilirdi. 21 Ayrıca kadıaskerlere bağlı askeri sınıfın terekesini mirasçılar arasında taksim eden kadıasker kassamlar her kazada veya birkaç kazada ayrı ayrı bulunurlardı. 22

69 /1 nolu belgede Ankara’nın Börekçiler Mahallesinde vefat eden Şaban’ın verasetinin mirasçılarına defteri kassam tarafından taksim edilmesi 23

f.Muhtesib

Osmanlı Devleti'nde muhtesibler çarşı ve pazarlarda esnafı teftiş ederek para raiyicine dikkat eder ve alış-verişin bu rayic üzerinden yapılmasını sağlarlardı. Diğer bir deyişle pazara gelen mallara narh koyma işlemini kadının denetimi altında muhtesib üstlenmişti. Örnek olarak Ankara’nın 5 Zilhicce sene 1091 tarihli Şer‛iyye sicilinde 156 / 1 nolu belgede muhtesiblerin vergilerini ödeyen ermeni taifesini rahatsız etmemelerini buyurmaktadır. 24

Bu dönemde muhtesib yanında ticaret hayatı içerisinde yer alan ve esnaflığı kendisine iş edinen subaşı, bâzârbaşı, yeniçeri serdarı ve kethüda yerini de saymak gerekir. Çünkü akçenin değerini günden güne yitirmesine mukâbil devletin ödemiş olduğu sabit değerlerle geçimlerini temin edemeyen yeniçeriler bir yandan da ticaret işleriyle ilgilenir oldular. Fakat askerînin esnaf ilişkilerine karışması ve muhtesib, bazarbaşı gibi esas görevlilere müdahale etmesi yüzünden Ankara'da ticaret hayatı bir hayli geriledi 25

21 Ahmed Akgündüz “ Şer‛iyye Sicilleri Mahiyeti ,Toplu Katoloğu ve Seçme Hükümler ” s. 75 22 Đ.Hakkı Uzunçarşılı “ Đlmiye ” s. 122

23 Belge no: 69 / 1 24 Belge no: 156 / 1

(23)

4. Asayiş Görevlileri a . Subaşı

Kadının toplumda asâyişi sağlama işlerinde en büyük yardımcısı bir nevi adli polis makamında olan subaşılar idi. Subaşı kadının hükmü ile suçluları cezâlandırır ve görev yaptığı sahada suç olaylarına engel olurdu. 26

Subaşılar iki önemli görevi ifa ediyorlardı. Birincisi mali görev diyebileceğimiz bâd-ı hevâ adı altında cürm-i cinâyet, niyâbet, resm-i arûsâne gibi "vergileri toplamak", ikincisi de yargı ile alâkalı olan şehirlerdeki "asâyişi sağlamak" göreviydi. Subaşılar toplumda asayişe hakim olmaları nedeniyle bazen bu imkanlarını kötüye kullanıp halka zulm etmişlerdir. Ankara’nın 20 Şevval 1091 tarihli şer‛iyye sicilinde 58 / 1 nolu belgede mütesellimlerle birlikte halka zulm eden subaşılarından bahsedilmektedir. 27

Görevlerini ifa için asesler ve mahalle bekçilerinden yardım alabilen subaşılar görevleri karşılığında subaşılık maktu’unu alırlardı. Şer‛iyye sicillerinde subaşıların ifa ettikleri görevleri bütün ayrıntılarıyla görmek mümkündür. 28

b.Yasakçılar ( asesler )

Şehirlerdeki güvenliğin sağlanması konusunda subaşının yardımcıları ise yasakçılar (asesler) idi. Bunlar geceleri çarşı ve pazar yerlerini beklerler ve hırsızlık olaylarına mâni olurlardı.

26 Đlber Ortaylı “Osmanlı Kadısının Taşra Yönetimindeki Rolü Üzerine” 1977 s. 100 27 Belge no: 58 / 1

(24)

Yasakçılar normal düzende subaşı ve yanındaki örf mensupları tarafından yürütülen kolluk görevini 16. Yüzyılın sonlarında duyulan ihtiyaç karşısında takviyesi suretiyle meydana gelmiştir. 29

23 Rebi’ül-ahir 1091 tarihli 156 / 1 nolu belge de yasakçı vergisini ödeyen zımmilerin giyim kuşamlarıyla ve gezip dolaşmalarına engel konulmaması buyurulmuştur . 30

29 Özer Ergenç a.g.e. s. 72 30 Belge no: 156 / 1

(25)

II. BÖLÜM

I. ANKARA'DA SOSYAL HAYAT

A. Aile Hayatı

Genel bir ifade ile bir kızla bir erkeğin baba ocağını terk ederek yeni bir ev kurmalarına evlenme , evlenen karı , koca ve çocuklardan oluşan çekirdek topluluğa da aile adı verilmiştir. 31

Aile toplumun en küçük sosyal kurumudur. Ailenin toplumu şekillendirmedeki rolü itibariyle önemli bir yeri vardır. Bizim bir toplumu anlayabilmemiz için ilk önce aile yapısına bakmamız gerekir.

Osmanlı Cemiyetinde aile hayatı, aileyi meydana getiren unsurlar bakımından, bir taraftan eski Türk âdet ve gelenekleri ve diğer taraftan Đslâm hukuk anlayışının birleşmesiyle şekillenmiş ve gelişmiştir. Aileyi dolayısıyla toplumu ilgilendiren nişan akdi, evlenme, boşanma, nafaka, vesayet, veraset, nezâret gibi konuların 1680-1682 tarihlerinde Ankara mahkemelerine ne suretle intikal ettiğini incelemiş olduğumuz sicil kayıtlarına dayanarak bu bölümde görmeye çalışacağız.

(26)

1. Nişan , Nikah Akdinin Bozulması , Evlenme ve Boşanma

Đslam hukukunda önemli bir mani bulunmadığı müddetçe evlenmek, dini bir vecibe olarak kabul edilmiştir.

Evlenmeyle alakalı 3 tane belge bulunmaktadır. Aslı olmayan nikahın reddi ile alakalı 1 adet, nikahın geçerli olup olmadığına dair 1 adet , nişanlıdan ayrılıp başkasıyla evlenme 2 adet , 6 adet boşanma ile alakalı belge bulunmaktadır.

Evlilik , nişan akdi ve nişandan ziyade boşanma ile ilgili belgelerin daha fazla olduğunu görmekteyiz. Evlenme çoğunlukla mahkemeye başvurmayı gerektirecek bir konuma sahip değilken , boşanma ise tarafların aralarındaki problemlerden dolayı şer’iyye sicillerinde daha fazla yer almıştır.

Osmanlı Devletinin kültürel yapısı gereği ihtilaflı haller dışında evlenme, boşanma , nikah akdi gibi konuların halkın kendi arasında mahkemeye gitmeye gerek kalmayacak şekilde çözüldüğü görülmektedir. Elimizdeki 350 civarındaki belgeden 6 tanesinin boşanma ile alakalı olduğunu düşündüğümüzde dönem itibariyle toplum yapısının boşanma olaylarıyla sıklıkla karşılaşmadığı göze çarpmaktadır.

Ankara 1091-1092 tarihli Şer‛iyye sicilinde yukarıda bahsettiğimiz konularla alakalı bazı örnekleri burada vermek mümkündür.

Nişan ile alakalı belgeler :

54 / 2 nolu belgede Cennet bint-i Bayram isimli kadının Deli Hasan isimli kimse ile nişanlı iken nişanı bozup , Ahmet bin Recep adlı şahısla evlenmesi. 32

99 / 1 nolu belgede Seyyid Hüseyin Efendi isimli şahsın Fatmana isimli kadınla nişanlarını bozmaları sonucunda ,nişan akdiyle verilen malların geri iadesinden bahsedilmiştir. 33

32 Belge no: 54 / 2 33 Belge no: 99 / 1

(27)

Evlenme ile alakalı belgeler:

131 / 2 nolu belgede Kızıl Beğ sakinlerinden Ayşe bint-i Mehmed isimli kadın kocası Kürt Ömer isimli şahsın muharebeye gidip Yakacık isimli karyede vefat ettiğinin bölge halkı tarafından bildirilmesiyle evlenme izni istediğinden bahsedilmiştir. 34

135 / 2 nolu belgede Teke Ahmed Mahallesinde oturan Saime isimli kadın kocası Đvaz bin Abdullah’ın ahere gitmek istediğini 1 sene boyunca gelmezse kendisinden boş olmasına izin vermesi ve iki sene olmasına rağmen Mısır Kahire’de olmasından dolayı şartların yerine gelmesinden dolayı başkası ile evlenebilme izni istemekte olduğu belgedir. 35

Bu belgelerden de anlaşıldığı üzere evlenme ile alakalı bu gibi problemler dışında 1091-1092 sicil kayıtlarında evlenme ile ilgili başka bir belge bulunmamaktadır. Nikah ile alakalı belgeler:

43 / 3 nolu belge Mehmed bin Mustafa isimli şahsın Neslihan adlı kadını ve kocası Hasan bin Mahmud’u dava ederek Neslihan adlı kadının aslında kendisinin 4000 akçe mihr-i müeccel vermesi üzerine kendisinin nikahlısı olduğunu iddia ederken kendisine yemin teklif edilen Neslihan’ın nikahı kabul etmemesi üzerine nikahın geçerli olmadığına dair belgedir. 36

116 / 1 nolu belgede Habib bin Đsmail isimli şahıs Selcen isimli kadını dava

edip Selcen’in babasının Selcen 7 aylık iken kendisinin ise 2 yaşında iken birbirlerine nikah eylediğine , Selcen’in ise 16 yaşına gelince nikahı kabul etmemesinden dolayı yemin ettirilmesi ve nikahın geçersiz sayılmasıyla alakalı belgedir. 37

Nişan ve evlilik akdinde olduğu gibi nikahla alakalı belgelere yansıyan konuların problemli konular olup, bunların dışında her hangi bir nikah davasının belgelere konu olmadığını görmekteyiz.

34 Belge no: 131 / 2 35 Belge no: 135 / 2 36 Belge no: 43 / 3 37 Belge no: 116 / 1

(28)

Yine nikahla alakalı ikinci belgeden (116 / 1 nolu belge ) anlaşıldığı üzere günümüzde beşik kertmesi ismiyle adlandırılan adetin o günlerde de icra edildiği fakat mahkeme tarafından sahih bulunmayıp nikahın reddi ile sonlandırıldığı görülmektedir.

Boşanma ile ilgili belgeler:

Örneğin yukarıda adı geçen şer‛iyye sicilinin 2 / 4 nolu belgesinde Yahudi Taifesinden Salamon’un iki sene içerisinde memlekete dönemezse hanımı Sara’yı boş kabul etmesi .38

Ankara’da Behlül mahallesinde sakin olan Kaya nam zımmi Marta bint-i Kirekos nam Nasraniye’yi anlaşamamalarından dolayı talak beyan ederek boşamıştır. (22 Receb 1091 tarihli 9 / 2 nolu belge) 39

Ankara’da Teke Ahmed mahallesi sakinelerinden Emine bint-i Ebubekir Beşe nam Hatun ,Mehmed bin Ahmed’le olan evliliğini aralarında muhabbet kalmamasından dolayı sulh ile boşanmayı talep etmiştir.( Sadis Aşer Ramazan 1091 tarihli 31 / 1 nolu belge )40

Ankara’da Börekçiler mahallesinde oturan Emine bint-i Maksud nam Hatun Abdülkadir ibn-i Mehmed adlı kimseden boşanmak istemiştir. ( 24 Ramazan 1091 belge no 36 / 2 ) 41

Bu dönemde boşanma sebepleri : evli çiftlerden erkeğin uzak beldelere uzun süreli yolculukları veya uzun süreli muharebe savaş gibi sebepler , bunun yanında evli çiftlerin aralarında muhabbetin sona ermesi sebepleri gösterebiliriz.

38 Belge no: 2 / 4 39 Belge no: 9 / 2 40 Belge no: 31 / 1 41 Belge no: 36 / 2

(29)

2. Vasî ve Nâzır Tayini

Vasî, ölen bir kimsenin çocuklarına bakmak ve onlar akıl- baliğ oluncaya kadar terekelerini tasarruf etmekle mükellef kimsedir. Yani yetim kalan çocukların mallarının koruyucusu ve tasarruf edicisidir. Nâzır ise vasinin yapacağı tasarruflara nezâret etmekle yükümlüdür.

Bir kişinin vasi olabilmesi için akıllı , baliğ , hür ve tasarrufundaki tüm yetkileri kullanabilir olması gerekir. Vasi tayin edilecek kişinin bu işin üstesinden gelmeye muktedir olması ve çocuğun mallarını koruyabilecek özelliklere sahip olması belirtildikten sonra vasi tayin ediliyordu. Ve bu kabul huccet-i şer‛iyye’ye kayd ediliyordu.

Vasi tayiniyle alakalı Ankara 1091- 1092 tarihli şer‛iyye siciline 14 adet kayda rastlamakta olup bunlarla alakalı bazı örnekleri aşağıda göstereceğiz.

Ankara’da Yenice Mahallesinde Ohan isimli zımminin oğlu Kirkora kendisinden kalan malının Agob , Boramis , Nikos , Merkik isimli zımmilerin vasi tayin edilmesine ve onlarında vaseyeti kabul etmesine karar verilmiştir. 42

Ankara’da Kebkebür Müslim Mahallesinde Ohan nam zımminin oğullarına vasi tayin edilen şahsın azl edilip yerine yeni vasilerin tayin edilmesi konusu işlenilmiştir. 43

Ankara’da Çubukabad kazasına tabi Kavaklı nam karye sakinlerinden Receb adlı kişinin oğlu Mevlüd ve kızı Fatma için bir vasi tayin edilmesi alakalı bir başka belgedir. 44

42 Belge no: 12 / 1 43 Belge no: 25 / 1 44 Belge no: 30 / 2

(30)

Ankara’da Đmaret Mahallesi sakinlerinden iken vefat eden Osman Halife ibn-i Ali’nin oğulları Ali ve Ahmed için Şerife Havva bint-i nam vasi tayin edilmiştir. 45

Ankara’da Hacı Doğan Mahallesi sakinlerinden vefat eden Hali bin Đbrahim’in Hasan adlı oğluna Fatma bint-i Mehmed nam Hatun’un vasi tayin edilmesi. 46

Ankara’da Kengi Mahallesi sakinlerinden iken vefat iden Hasan Efendi’nin Şerife ve Saide ‘nin vasi tayin edilmesi . 47

Đncelediğimiz defterde vasi tayini ile alakalı 14 adet belge bulunurken, 2 adet belge ise tayin edilen vasinin azlinden bahsetmektedir.

25 / 1 nolu belgede gayr-i müslim ahaliden Bedros’un kendilerine bakmakla yükümlü olduğu çocuklara karşı gereken vazifesini yerine getirmediğinden dolayı hıyanetle suçlanıp bugüne kadar ki hesabının görülüp yerine başka bir vasinin tayini talep edilmektedir. 48

33 / 1 nolu belgede Ahi Yakup Mahallesinde Habibe bint-i Bayram adlı kadının vasilik için gerekli hizmete ve güce sahip olmadığından dolayı çocukların dayılarına teslimi talep edilmiştir. 49

Bu belgelerden anlaşıldığı üzere Osmanlı toplumunda vasilik müessesesi güncel bir konumda olup işlerliği denetlenen ve vasilik yapan kişinin vasiliğin kurallarını yerine getirmemesi üzerine görevinden alınarak yerine başkasının getirilmesi sonucunda yeni yetişen çocukların mallarıyla ve yaşantılarıyla toplum hayatına düzgün bir işleyişle kazandırılması sağlanmıştır.

121 / 1 nolu belgede ise reşit yaşa gelen şahsın vasisinden kendisine ait olan mallarını istemesi söz konusu edilmektedir. 50

45 Belge no: 43 / 2 46 Belge no: 51 / 2 47 Belge no: 52 / 3 48 Belge no: 25 / 1 49 Belge no: 33 / 1

(31)

3. Nafaka ve Kisve- baha Tayini

Nafaka sözlükte çıkmak sarf etmek manalarına gelmektedir. Eşlerin boşanma veya ölümleri sonucunda çocukların nafakalarını karşılamak eşlerin nikah akdiyle üzerlerine aldıkları sorumluluklardan bir tanesidir. Ölüm veya boşanma gibi bir sonuçta vasi ve nazır tayin edilen kişi çocukların gıda ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayamadığı takdirde bu ihtiyaçları karşılayabilmek için mahkemeye başvuruyordu. Kadıda bu ihtiyaçları giderecek paranın temini için nafaka ve kisve-baha adı altında bir belgeyi ona vererek günlük belli bir miktar belirliyordu.

Đncelemiş olduğumuz sicilimizde nafakayla alakalı 22 adet belge mevcuttur. Bunlardan bazılarına şu şekilde örnek verebiliriz.

Ankara’da Makrameci Mahallesi sakinlerinden Nazlı bint-i Kirekos adlı Hıristiyan kadın kocası Mikail’den olan oğlu Aslan kızları Anna ve Marta’nın ihtiyaçları için nafaka talep etmiştir. 51

Ankara’da Đmaret mahallesinde sakin olan Belkıs hanım eşi Ömer bin Mustafa’nın kendisini terk etmesinden dolayı ihtiyaca mebni olarak nafaka tayini istemiştir. 52

Ankara’da Mukaddem Mahallesi sakinlerinden Hanife bint-i Ebibekir adlı kadın kızım Fatıma terbiyemde olup zaruret icabı nafakaya ihtiyacım var diye beyanda bulunmuştur. 53

Ankara Solfasol köyünde Hızır bin Seydi Ali isimli zat vefat eden hanımı Cennet Hatundan olan oğlu Minnetin kendisinde olup nafakaya ihtiyacı vardır diyerek talepde bulundu. 54

Ankara’da Yenice Mahallesinde Kirekos nam zımminin oğlu Simgon ve kızı Nazlı’nın evinde kalmakla birlikte ihtiyaçtan dolayı nafaka talebinde bulunmuştur. 55 51 Belge no: 19/ 2

52 Belge no: 23 / 3 53 Belge no: 14 / 1 54 Belge no: 42 / 1 55 Belge no: 48 / 2

(32)

94 / 3 nolu belgede bir nafaka takdirinden bahsedilip nafakanın günlük 8 akçe olarak takdir edilmesiyle bir bedel ortaya konmuştur. 56

Vasi tayin olan kişinin çocukların gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılayamama durumunda, mahkemenin kendisine verdiği belge ile günlük ihtiyaçlarını giderip, çocukların muhtaç duruma düşmesini engelleyip çocukların uğrayabileceği mağduriyet bizzat devlet tarafından takdir edilen nafaka ile önlenmekteydi.

4. Vasiyet

Defterde vasiyetle alakalı 1 adet belge bulunmaktadır. 73 / 1 nolu belgede Hızır Çelebi ibn-i Eş-şeyh Đlyas isimli şahıs sıhhatindeyken şöyle vasiyet edip bütün malımdan yüz esedi kuruşu Şeyh Pınarı isimli harabe çeşmenin su yolunun imar edilmesi için sarf edilmesini vasiyet etmiştir. 57

Bu belgeden de anlaşıldığına göre Osmanlı Toplumunda vasiyet müessesesi sıklıkla işletilen bir müessese değildir.

5. Miras ( Tereke )

Miras sözlükte geçmek,intikal etmek, devam eylemek gibi manalara gelmektedir. En dar manasıyla ölene ait olan malların akrabalarına kalmasıdır. Đslam hukukunda miras taksimi ölen kişinin mirasının 2/3 sinin erkeğe 1/3 ininde kıza verilmesi şeklindedir. Osmanlı’ da da bu hüküm aynen geçerli olmuştur.

Bir kişinin ölümü üzerine mahkeme görevlilerinden bir tanesi bu taksimi yapmakla görevlendirilirdi. Bu kişi ölenin terekesinin neler olduğunu sayıları ve değerleri ile tespit ediyordu . Daha sonra kişinin borcu veya mihri müecceli tespit edilip ölen kişi için harcanacak tezhic , tekfin , telkin masrafları ile katibiye , kalemiye vs. gibi mahkeme görevlileri için alınan ücretler çıkarıldıktan sonra kalan miktar ailesine bölüştürülüyordu.

(33)

Đnclediğimiz sicilde 53 adet mirasla alakalı belge bulunmaktadır.

Kızılbeyde vefat eden Mehmed’in veraseti karısı Huri bint-i Hızır annesi Fatıma kızı Ayşe ve Asiye ve kardeşi arasında paylaştırılmıştır. 58

Ankara’da Hacı Doğan Mahallesinde sakin Kirkor’un veraseti hanımı Yazgül oğlu Agob ve Asrades kızı Horsimi Papaz Ohanis arasında paylaştırılmıştır. 59

Ankara’da Gülyaz bint-i Banos adlı kadının mülkü Askender Serkis isimli kocası Meryem ,Anna ve Marta isimli kızkardeşleri ve Arayil isimli erkek kardeşi arasında paylaştırılmıştır. 60

Ankara’da Boryacı Ali Mahallesinde vefat eden Kalaycıoğlu Mustafa’nın mirası yakınları tarafından paylaşılmıştır. 61

Ankara’da Öksüzce mahallesinde vefat eden Ümmü bint-i Hasan adlı kadının veraseti kocası , kız kardeşi arasında pay edilmiştir. 62

Kasba-i Kalecik’de Kevni Mahallesinde vefat eden Agob isimli zımminin veraseti oğulları Hatır Bali ve Ohan ile Horsimi ve Ağsebet arasında paylaşılmıştır. 63

Ankara’da Hacı Arab Mahallesi sakinlerinden vefat eden Usül bint-i Ebibekir nam Hatunun veraseti kocası ,annesi ,erkek kardeşi ve kız kardeşi arasında paylaşılmıştır. 64 58 Belge no: 2 / 1 59 Belge no: 11/ 2 60 Belge no: 16 / 2 61 Belge no: 18 / 2 62 Belge no: 19 / 1 63 Belge no: 40 / 1 64 Belge no: 43 / 1

(34)

Ankara’da Debbahane Mahallesi sakinlerinden vefat eden Abdülkadir’in veraseti hanımı , kızları , kız kardeşi arasında paylaşılmıştır. 65

Ankara’da Hatuni Mahallesi sakinlerinden Volenşa’nın kocası Ananyus’tan kırk esedi kuruş hakkı olup bunu talep etmesi. 66

Ankara’da Yenice Mahallesi sakinlerinden vefat eden Ümmühan’ın veraseti kocası ,kızkardeşi , oğlu , kızları arasında pay edilmiştir. 67

Aşağıdaki belgede bir miras paylaşımını örnek olarak gösterdim.

Belge 153 / 1

Kul Derviş Mahallesinden Ahmed bin Şa‛ban’ın Terekesi ve mirascıları tarafından paylaşımı.

11 Muharrem 1092

menzil der mahalle-i mezbure kıymet esedi 50

Tancere ma‛a kapak Divâni sahın Tabe Sahın Karare 1 1 1 1 7

kıymet kıymet kıymet kıymet esedi esedi esedi esedi 1,5 1 1 2 rub

Tas Sağir sini Bilâs Don Leğeni Kilim 1 1 3 1 1 kıymet kıymet kıymet kıymet kıymet esedi esedi esedi esedi esedi

0,5 0,5 2 2,5 1

65 Belge no: 46 / 1 66 Belge no: 47 / 1 67 Belge no: 48 / 3

(35)

Mezru ‛ Buğday Merkeb Karasığır Öküzü Serâvil Keyl 10 2 2 1 kıymet kıymet kıymet kıymet esedi esedi esedi esedi 6 5 12 30

Köhne Çağşir Kayma Mai Köhne Çuka Köhne Kavuk 1 1 1 2

kıymet kıymet kıymet kıymet esedi esedi esedi esedi

0,5 1,5 2,5 20 Saç ayağı Keçe Köhne Döşek Köhne Yorgan Yasdık

meblağ 1 1 1 2 3 kıymet kıymet kıymet kıymet

10 esedi esedi esedi 1 1 1 Minder Köhne Altun saçbağı Saman Araba ---

2 1 1 Hocaoğlu Ali kıymet miskâl 4 kıymet esedi esedi kıymet esedi 1,5 0,5 esedi 1 7 Nükûd Hırdavathâne esedi kıymet 10 esedi 2 Cem‛an Yekûn esedi 115 Minel-ihrâc

Techîz ve Tekfin Resm-i Kısmet Nakl-i Kadem ve Katibiye esedi esedi esedi

3 2,5 0,5

ihzariye rub‛ 1

(36)

Cem‛an yekûn esedi 6 Rub‛ 1

Sahhul-bâki esedi 108,5 Rub‛ 1

Hisse-i ibn-i Şaban Hisse-i bint-i Ayşe Hisse-i bint-i Şehnisâ esedi akçe esedi akçe esedi akçe

54 70 27 37 27 37

Dönem itibariyle sınırlarını devletin çizdiği müslim ve gayr-i müslim ahalinin özel mülkiyet hakkına sahip olduğu ve bu mülkiyetin ölenin terekesinin paylaşımı şeklinde varislere intikal ettiğini görmekteyiz.

Mirasla ilgili belgeler incelendiğinde miras başlığı altında birçok konunun örneğin : satış , hibe ,borç , alacak ,anlaşmazlık vs. gibi konular karşımıza çıkmaktadır.

53 belgenin dışında, 6 adet belgede de kimsesi olmayıp da mirası devlete yani beytü’l mâla kalan davalarla alakalıdır.

Örneğin 83 / 1 nolu belgede Şeyh Kari isimli kadının varisi olmamasından dolayı beytü’l mâla intikalini konu almaktadır. 68

164 / 2 nolu belgede Yorgi Veled-i Paskal isimli zımminin görünürde varisi olmadığından dolayı beytü’l mâla intikalini konu almaktadır. 69

68 Belge no: 83 / 1 69 Belge no: 164 / 2

(37)

Aşağıda 150 / 1 nolu belgede yine ahirde varisi olmayan mirasın beytü’l mâla intikalini tablo ile gösterilmiştir.

Belge 150 / 1

Defteri oldur ki medine-i Ankara’da Bestâmi Mahallesinde sakin iken bundan akdem vefât iden Ayşe nam Hatunun veraseti zevce-i metrûki Seyyid Ali nam kimesneye münhasıra olup zahirde varisi-i aheri olmamağla muhallefâtı beytü’l-mâl Emini Halil Ağa iltimasıyla tahrir olunur ki zikr olunur .

9 Muharrem 1092

menzil der mahalle-i mezbure Tas Tabe Kebir ve Sağir sahan Tancere kıymet 1 1 2 1 esedi kıymet kıymet kıymet kıymet 20 akçe akçe akçe akçe 50 50 100 100

Kırmızı Papuç Köhne Kürk Kapama Pelas ( pilas) Köhne yorgan

1 1 kıymet 3 2 kıymet kıymet 150 kıymet kıymet 20(akçe) 50 (akçe ) 150 esedi 1,5

Beledi Döşek Yasdık Heğbe ve küpecik Bulgur Odun ve Kemre 1 6 kıymet kıymet kıymet kıymet kıymet 50 100 150 esedi 150

Demir Tarak Balta Hırdavat Hâne 1 kıymet esedi kıymet 50 2 30

(38)

Beyne’l-ihrac

Resm-i Kısmet ve Harc-ı mahkeme Nakl-i kadem ve Katibe ve hidâme esedi esedi 4 1,5

ve ihsâriye sahhü’l - bâki akçe esedi

50 25

Hisse-i Seyyid Ali-i El-mezbûr Baki Teslim ile’l-emirü’l mezbûr esedi esedi

12,5 12,5 B. Toplum Düzenini Bozan Olaylar

1680-1682 yıllarında Ankara'da toplumsal düzeni bozan olaylar Osmanlı ülkesinin bulunduğu genel iç vaziyete paralel olarak çeşitlilik ve yoğunluk arz etmektedir. Zira Osmanlı Devleti bilhassa XVII. yüzyılda hudutlarını saran bir mesele değil birçok gâile ile uğraşmak durumunda kalmıştır. Bilhassa merkezi idarenin bozulması eyâlet ve sancaklardaki yönetimi de etkilemiş ve devletin bu birimlerinde çeşitli vesilelerle görev yapan ehl-i örf, idarenin bu gevşekliği ve kayıtsızlığı yüzünden kendilerine mümkün mertebe menfaat sağlayacak ortamı kolayca elde etmişlerdir.

Buna mukabil, önemli mevkilerde ve mansıplarda bulunan sancak beyi, beylerbeyi, kadı, subaşı... gibi devlet memurlarının bu tutumları reaya tarafından sık sık şikâyet konusu olmuş fakat pek fazla bir tesiri olmadığından halk da kendiliğinden bu bozuk düzene uymuştur.

61 numaralı Ankara sicil kayıtlarına göre, Ankara halkının huzurunu bozan ve mahkeme sicillerine kaydedilen en mühim hadiseler, Celâli izlerini taşıyan eşkıya taifesinin gasb ve soygunları, hırsızlık olayları, adam yaralama ve öldürme ve bunun tesbiti, hakaret (ta‘zir) suçları, zina ve komşular arasındaki anlaşmazlıklar ve benzeri konulardan müteşekkildir.

(39)

1. Eşkıyalık ve Gasp Davaları

Đncelediğimiz defterde eşkıyalık ve gasp davalarıyla alakalı 3 adet belge bulunmaktadır.

7 Şaban 1091 tarihli belgede Ankara’nın Şorba kazasına tabi Bayır karyesinde oturan Süleyman ibn-i Mustafa adlı kimse adı geçen kazada Çerkeş Mehmed Ağa ibn-i Ahmed tarafından 15 nefer atlı ile kendisine ait olan menzilinden çıkartılarak Bazar yeri adlı karyeye götürülüp cebren ve kahren 150 kuruş kıymetli bir at ile otuz kuruş kıymetli katırımı ve 20 esedi kuruşumu gasp ettiler diye davacı olmuştur. 70

Ankara’nın Şorba kazasına tabi Bayır karyesinde Mustafa adlı kimse adı geçen kazada Kapukıran Bölükbaşı diye bilinen Hasan bin Đbrahim’i dava ederek kendisini evinden zorla çıkarıp Abdülkadir Ağanın çiftliğine götürüp 20 guruşumu alıp zulm etmiştir diye davacı oldu. 71

Eşkıyalık ve gaspla alakalı 3 tane belgenin olması dönem itibariyle Osmanlı Devletinin Ankara’da merkezi teşkilatının güçlü olduğunun kanıtıdır. Gasp ve eşkıyalık yapanlarında kuvvetli nüfuz sahibi insanların oldukları,halkın birbirleriyle olan ilişkisinde gasp ve eşkıyalık gibi olayların vuku bulmadığını görmek mümkün iken, bu sonucu sadece devlet teşkilatının kuvvetli olmasıyla açıklamak kanaatimce mümkün değildir. Şer’i hukukun halk üzerinde önemli bir etkisinin olması,insanların birbirlerinin mallarına , canlarına , namuslarına kast etmelerini engellemekteydi.

70 Belge no: 15 / 2 71 Belge no: 17 / 1

(40)

2. Hırsızlık

Elimizdeki sicil kayıtlarında 2 adet hırsızlık hadisesine rastlanmıştır.

Ankara’da Hacı Doğan Mahallesi sakinlerinden Ayşe bint-i Abdullah adlı kadının Gülistan bint-i Abdullah’ı hırsızlıkla itham edip kendileri Hüseyin Beşe’nin evinde iken davalı Gülistanın saçımda takılı bulunan incülü saç bağımın on payesini saçımdan kat eylediğini diyerek davacı olmuştur. (23 Muharrem 1092 ) 72

Ankara’da Hısnı Mahallesi sakinelerinden Fahrünnisa isimli kadın, Ayşe isimli kadını dava edip Ayşe’nin kendisine ait bir çok değerli eşyasını alarak Şahbola isimli Nasraniye teslim ederken kendisinin de olaya şahit olmasıyla hırsızlık meydana çıkmıştır. 73

Đncelediğimiz belgelerde 2 tane hırsızlık olayıyla karşılaşmamız toplumda hırsızlığın her dönemde olduğu gibi bu dönemde de kötü adlandırılıp , döneme ait başka hırsızlık olayları varsa bile bunların sicil kayıtlarında bulunmaması yukarıda bahsettiğimiz gibi ya belgelere yansıtılmak istenmemiş yani mahkemeye başvurulmamış halk kendi arasında bu sorununu çözmüş ya da dönemin Osmanlı Devletinin merkezi idare de güçlü olduğu bir dönem olması ve şer’i hukukun uygulanırlığının net bir şekilde karşımıza çıkmasındandır.

3. Ölüm ve Yaralama Olayları

Ankara’ya ait incelemiş olduğumuz 61 numaralı sicilde yaralama,ölüm olaylarıyla ilgili 7 adet belge bulunmaktadır. Bu belgelerde yaralama ve ölümün tespiti için mahkemeye başvuruluyor. Mahkeme araştırma yapmak için bir görevli tayin ediyor bu görevli de keşif raporu hazırlıyor ve bu şekilde olayın aydınlatılması sağlanmaya çalışılıyor.

72 Belge no: 118 / 2 73 Belge no: 138 / 1

(41)

Kızılbeğ’den Hasan Beşe ibn-i Ali ve Ahmed Beşe bin Hızır adlı kimseler Ali Beşe ibn-i Şaban adlı kimseyi Yan Ova mevziinde yaralı bulup yaralı şahıs ikibuçuk gün içinde vefat ediyor. 74

Ankara civarında Etlik Yakasında bağlar ahalisinden Veliyüddin ve Yusuf Efendi adlı şahıslar mahkemeye gelip Kırış Mahallesi sakinlerinden Es-Seyyid Mehmed bin Musli adlı şahsın ölü olarak bulunduğunu bildirmişlerdir. 75

Ankara’nın Kasaba Nahiyesine tabi Çaşnıgir isimli karyesinde yaşayan Abdulkadir isimli şahıs erik ağacına çıkıp erik toplarken düşmesi sonucu vefat etmesini konu alan belgedir. 76

Ankara’nın Tiflis Mahallesi ahalisinden Arton ve Boğos meclis-i şer’a gelip tanımadıkları bir adamın Tahtü’l Kal’a Hamamı’nın duvarı dibinde öldüğünü beyan edip olay üzerine keşif çıkarıldığı dair belgedir.77

Ankara’nın Şemseddin Mahallesinde Mustafa isimli şahsın önüne geçen şahıslar sol kaşının üzerinden kılıç ile darb ederek Mustafa adlı şahsı yaralamışlardır. Yine Musa isimli şahsı da alnından ve sağ elinin baş parmağından yaralamalarıyla alakalı belgedir.78

Ankara’nın Murtaza Abad kazasına tabi Đstanos isimli karye sakinlerinden Đlgisan adlı şahıs kardeşi Agop isimli zımminin Küçük Đstanos ile Cemşid mabeyninde öldürüldükten sonra kendine ait katırın üzerine cesedi yüklenip geceleyin Đstanos’a gönderildiğiyle alakalı belgedir.79

74 Belge no: 1 / 7 75 Belge no: 4 / 1 76 Belge no: 13 / 2 77 Belge no: 32 / 1 78 Belge no: 68 / 1 79 Belge no: 102 / 1

(42)

Defterde daha ziyade yaralanma ,faili meçhul ölümler ve bunların tespiti ile alakalı prosedür ve bu olaylardaki gelişmelerden bahsedilmektedir. Ölüm ve yaralama olaylarına müslim ahaliden daha çok gayr-i müslim ahalinin karıştığını görmekteyiz.

22 / 2 nolu belgede Đsrail bin Himmet adlı şahıs Elmadağ isimli bölgede Hüseyin isimli şahsı balta ile vurup öldürmesiyle alakalı belgedir. 80

Đncelediğimiz belgelerin bir tanesinde kasten adam öldürmeden bahsedilmektedir. Osmanlı toplumunda kasten adam öldürmenin bu denli az olması şer’i hukukun caydırıcılığındandır.

4. Zina

Elimizdeki sicilde zina ile alakalı 1 tane belge bulunmaktadır.

Ankara’da Mehmed Çelebi evkafı mezbure reayasından Đvaz bin Hüseyin nam şab emred ile Emine bint-i Yusuf nam hatunun mahkemeye başvurarak Đvaz isimli ecnebinin Emine ile karı-koca muamelesi edip bekaretini bozmakla Emine’nin Đvaz’dan hamile olduğu anlaşılmıştır. Đvaz Emine’den zuhur eden hamileliği bendendir deyip ikrar etmiştir.( 4 Şevval 1091) 81

Zina olayı da hırsızlık gibi yüz kızartıcı bir suç olmasından dolayı mahkeme kayıtlarında fazlaca yer almamaktadır.

5.Tazir Olayları

Đncelediğimiz belgelerde tazir davalarıyla alakalı 8 adet belge bulunmaktadır.

Ankara Sofiler karyesinde sakin Cennet bint-i Himmet adlı kadının kötü hal üzeri olduğu iddası üzerine şahitliklerinde bu halin vuku bulmadığını belirten Veli bin Rıdvan ve Hüseyin isimli kimselerin beyanıdır. 82

80 Belge no: 22 / 2 81 Belge no: 42 / 3 82 Belge no: 53 / 1

(43)

Ankara’nın Eymir karyesinde Ahmed bin Yusuf’un hırsızlıkla itham edilip şahitlik edenlerin Ahmed bin Yusuf şahsında iyi halini bildirmeleri. 83

Bağlum isimli karyede sakin olan Hasan isimli şahıs yine aynı karyedeki Şaban isimli şahıstan davacı olarak , ailemle beraber sakin olduğum evimin sokak kapısında Şabanı gördüm diyerek davacı olurken karyenin ahalisi Şaban’ın kendi halinde bir adam olup şimdiye kadar kötü haline şahit olmadıklarını belirttikleri belgedir. 84

Ankara’da Hacı Seydi Mahallesi sakinlerinden Kasım isimli adam kızı Ayşe için kötü ilişkisi var denmesi üzerine şahitler göstererek , şahitlerin Ayşe isimli kızın ve annesi Neslihan Hatun’un kendi hallerinde iyi insanlar olduklarını ve kötü hallerine rastlamadıklarını belirttikleri belgedir. 85

6. Diyet Davaları

Diyet : sözlük manası ile kan bahası demektir. Đncelemiş olduğumuz belgelerde 4 adet diyet davasıyla karşılaştım.

Örnek olarak 9 / 1 nolu belgede su kuyusunda cebren boğulan oğlunun kan davasını güden kadının davalı tarafla yaptığı anlaşma sonucunda aldığı diyet sonucunda davasından vazgeçmesini anlatmaktadır. 86

Bir başka belgede cirit oynarken rakip tarafından atılan ciritin gözünü çıkarmasından dolayı diyet talebinde bulunan ciritçinin davasından bahsetmektedir. 87

Diğer bir belgede kardeşinin katl edildiğini , katilden diyet talep etmesi ve sonuçta sulh olmasından bahsedilmektedir. 88

83 Belge no: 67 / 2 84 Belge no: 70 / 1 85 Belge no: 95 / 2 86 Belge no: 9 / 1 87 Belge no: 100 / 1 88 Belge no: 101 / 1

(44)

Bir başka belgede de kemik ile sol gözü çıkan bir zımminin diyet talebi söz konusu edilmiştir. 89

C. Vakıflar

Vakıf, Arapça bir kelime olup sözlükte hapseylemek, alıkoymak, durdurmak mânasındadır. Uygulanış itibariyle bir kimsenin mülkiyetindeki maldan feragat ederek o amme menfaatine ebedi tahsis etmesi anlamına gelmektedir. 90

Istılâhta ise Đslâm dininin hayır yapmak ,gelir getirebilecek bir kaynağı dinî ve içtimaî gâyelere istinâden bir başka deyişle hayra vesile olacak şekilde kullanmaktır. Kur‘ân-ı Kerim'de “Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Siz, hayır işlerde yarışın. Nerede olursanız olsun, Allah hepinizi bir araya toplayacaktır şüphesiz Allah her şeye kadirdir ” âyeti ve buna benzer bir çok âyet vakfetmenin amaç ve ehemmiyetin ortaya koymaktadır. 91

Müessese olarak, VIII. yüzyıl ortalarından itibaren Türk-Đslâm ülkelerinin sosyal ve iktisadî hayatında önemli bir rol oynayan vakıflar, bilhassa Osmanlı Devleti'nde daha uzunca bir müddet XIX. yüzyıl sonuna kadar varlığını sürdürmüş ve bu bakımdan Osmanlı Devlet teşkilâtında ayrı bir yere sahip olmuştur.

Đncelediğimiz sicil kayıtlarında Vakıflarla ilgili 16 belge bulunmaktadır. Bu kayıtlarda vakfın alacaklarının tahsili ,vakıf görevlilerinin tayini ve vakıf ile ilgili çeşitli konular bulunmaktadır.

16 Muharrem 1092 tarihli kayıtta Bestani Mahallesinden Mehmed Ağa bin Mahmud’un Avarız vakfından 110 esedi kuruş deynim var diye ikrarı. 92

89 Belge no: 118 /3

90 Ahmet Akgündüz “ Đslam Hukukunda ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müessesesi” Ankara 1988 s.29 91 Bakara Suresi 148 . ayet

(45)

22 Ramazan 1091 tarihli belgede Ankara’da Ahi Yakub Mahallesinde saki iken vefat eden Abdülkerimin oğlu Bayramın vasisi ve dayısı olan Ahmed Çelebi adı geçen kazada Habibe bint-i Bayram hatun tarafından Ahi Yakub Vakfından 9 seneden beri beratı şerifle mütevelli olup lakin hizmeti yerine getirmek iktidarına sahip olmamakla 9 senede 240 esedi kuruş bali olmakla 90 kuruşunu zaman içinde vakfın masrafı için sarf edip 150 kuruşu ise diğer odaları tamir ettirmiştir. 93

10 Şevval 1091 tarihli belgede Ankara’da Đmaret Mahallesinde Cami Vakfında mütevelli olan Abdulkadir bin Osman vefat eden Osman Halife ibn-i Ali adlı kişinin oğlu Ahmed ve Mehmed’den ve anneleri Şerife’den 90 esedi kuruş talep edilmiştir. 94

Ankara’da Tuluce Mahallesinde bulunan mescidi şerifin mihrabına mütevelli nasb olunan Ali bin Mustafa adlı kimse bundan evvel camiye imam olan Mirza Efendi zimmetine 72 kuruş geçirmişken vefat etmiştir oğlundan bu paranın talebi .95

Ankara’da Bulunan Bazı Vakıfların Đsimleri -Ahi Yakub Vakfı

Ahi Yakub Mahallesinde bulunmaktadır. 96

- Mahmud Paşa Vakfı 97

- Lala Vakfı 98

- Đğneci Vakfı 99

- Yeğen Beğ Vakfı 100

93 Belge no: 33 / 2 94 Belge no: 48 / 1 95 Belge no: 56 / 2 96 Belge no: 33 /2 97 Belge no: 53 / 2 98 Belge no: 57 / 1 99 Belge no: 92 / 1 100 Belge no: 107 / 2

(46)

D. Müslim- Gayr-ı Müslim Ahali

Osmanlı Ülkesinin pek çok bölgesinde olduğu gibi Ankara’da da Müslüman ahalinin yanında gayr-ı müslim ahali yaşamakta idi. Fetihlerle ele geçirilen büyük topraklar farklı ırk ve dinden pek çok insanın bir arada yaşamasına vesile olmuştur. Osmanlı Devletinde gayr-ı müslimler daha ziyade sanayi ve ticarette önemli bir yere sahip olmuşlardır. Osmanlı Đslamın hoşgörüsü itibariyle kendi toplumunda Đslam hukukunu kullanırken gayr-ı müslimler etnik ve dini farklarla farklı hukuklar kullanmışlardır. Osmanlı bu durumu çok hukukluluk ilkesini uygulayarak çözmüştür. Osmanlı topraklarında yaşayan zımmiler Đslam özel hukukunun onlara uygulanmamasıyla beraber , Đslam ceza hukuku tatbik edilir. 101

Osmanlı Devletinde yaşayan zımmilerin medeni hukuka ilişkin davaları cemaat mahkemeleri tarafından görülürdü.

Örnek olarak 22 Receb 1091 tarihli belgede Ankara’da Behlül Mahallesinde Kaya isimli zımmi Marta isimli zımmiden boşanma talep etmiştir. 102

23 Receb 1091 tarihli belgede Ankara’da Hacı Doğan Mahallesinde vefat eden Kirkor isimli zımminin verasetinde çıkan miras anlaşmazlığından bahsedilir. 103

25 Receb 1091 tarihli belgede Ankara’da Debbağin Mahallesi sakinlerinden Serkisin David adlı zımmi ile aralarındaki ev satışı. 104

26 Receb 1091 tarihli belgede Ankara’da Yenice Mahallesinde Ohan nam zımminin oğlu Kirkor’a vasi tayini. 105

101 Bilal Eryılmaz “ Osmanlı Devletinde Gayr-ı Müslim Tebaanın Yönetimi ” Đstanbul 1966 s. 25 102 Belge no: 9/ 2

103 Belge no: 11 / 2 104 Belge no: 11 / 3 105 Belge no: 12 / 1

Referanslar

Benzer Belgeler

Medîne-i Sifrihisar mahallâtından Gedik mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem vefât eden Hüseyin bin Ali'nin verâseti zevce-i metrûkesi Rahime binti Osman ve sulb-i

Medine-i Kalecik mahallâtından Halil Ağa Mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem fevt olan AiĢe bint Mustafa nâm müteveffiye merkûmenin verâseti zevci Hacı Ġsmail

Dârü’l-cihâd ve’l-mücâhidîn Medîne-i Vidin mahallâtından Çavuş mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Ahmed Ağa bin Alî ibn Abdullah’ın verâseti

Medine-i Ayıntab‟da Cevizlice Mahallesi ahâlisinden iken bundan „akdem fevt olan Es Seyyid Arab Çelebi ibni Hasan‟ın verâseti zevce-i menkûha-i metrûkeleri Hanım binti

Eğin kazâsı mahallâtından Bağçe mahallesi sâkinlerinden olup bundan akdem vefât iden Mustafa Efendi ibn-i Mehmed bin Abdullah'ın verâseti zevce-i menkûha-i

Medine-i Ayntab’da Mestancı mahallesi ahâlisinden iken bundan akdem fevt olan Muhsin-zâde Ahmed Ağa el-Hâc Ahmed Ağanın verâseti zevce-i menkuhe-i metrukesi

Zaferan Borlı kurâsından Çiftlik-i Süfla karyesi ahâlîsinden iken bundan akdem vefât iden Ali Emuca Oğlu İsmâîl bin Ali nâm kimesnenin verâseti Zaferan

Medîne-i Kayseriyye'de Hasbek Mahallesi sükkânından iken bundan akdem fevt olan Ali bin İbrahim’in verâseti zevce-i metrûkesi Rukiye binti el-Hac İsmail ile sulbî