• Sonuç bulunamadı

İlköğretim 6.Sınıf Öğrencilerinin Hayalden İnsan Figürü Çizimlerine Görsel Sanatlar Eğitiminin Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlköğretim 6.Sınıf Öğrencilerinin Hayalden İnsan Figürü Çizimlerine Görsel Sanatlar Eğitiminin Etkisi"

Copied!
122
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

ĠLKÖĞRETĠM 6.SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN HAYALDEN ĠNSAN FĠGÜRÜ ÇĠZĠMLERĠNE GÖRSEL SANATLAR EĞĠTĠMĠNĠN ETKĠSĠ

Sıddıka GÖKMEN

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(4)

i

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Sıddıka Soyadı : GÖKMEN Bölümü : Resim-ĠĢ Öğretmenliği Ġmza : Teslim tarihi : TEZĠN

Türkçe Adı : Ġlköğretim 6.Sınıf Öğrencilerinin Hayalden Ġnsan Figürü Çizimlerine Görsel Sanatlar Eğitiminin Etkisi

Ġngilizce Adı : Summary An Essay About The Effects Of Vısual Art Educatıon On 6th Class Students‘ Imagınary Human Drawıngs

(5)

ii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Sıddıka GÖKMEN Ġmza: ………..

(6)
(7)

iv

TEġEKKÜR

Ġnsan, geçmiĢten günümüze sanatın her alanına konu olmuĢtur. Sanat eğitiminde de insan bir anlatım aracı olarak kullanılmıĢtır. Ressamlar resimlerinde, eğitimciler öğretimlerinde, öğrenciler etkinliklerinde ifade biçimlerine göre insan vücudunu ele almıĢlardır.

Dinamik bir yapı olarak insan vücudu, karmaĢık bir örüntüdür, onun karmaĢık yapısını tanımlayabilmek bir Ģekil, biçim, hareket, vermek eğitimciler için olduğu kadar çocuklar için de pek kolay olmamıĢtır, olmamaktadır da. Çocuklar eğitim sürecinde, kendini, insanı, yaĢamı tanımaya ve eğitim faaliyetleri içerisinde zihninde oluĢan imgeleri sanatsal bir süreçte ifade etmeye çalıĢır.

Bu araĢtırma Görsel Sanatlar Eğitiminde çalıĢma kağıdı uygulamalarının öğrencilerin hayalden insan figürü çizimlerine etkisinin saptanması amacı ile yapılmıĢtır. AraĢtırmada 6.sınıf öğrencilerinin hayalden insan figürü çizimleri incelenmiĢ, bu doğrultuda öneriler geliĢtirilmiĢtir. Elde edilen bulgularla hayalden insan figürü çizim uygulamalarının görsel sanatlar öğretim programında ki farklı kazanımlarda da kullanılabileceği, görsel sanatlar ders müfredatının uygulanmasında karĢılaĢılan güçlükleri azaltabileceği düĢünülmüĢtür. Benzer çalıĢmalarla görsel sanatlar eğitiminin zenginleĢmesi yeni öğretim uygulamlarına örnek teĢkil etmesi umulmaktadır

BaĢta akademik birikimiyle, kiĢiliğiyle örnek alınacak sevgili hocam ve tez danıĢmanım Prof. Dr. Alev Çakmakoğlu KURU ‗ya yardımlarından dolayı teĢekkür ederim.

AraĢtırmada görüĢlerine baĢvurduğum değerli hocalarım Yrd. Doç. Dr. Güzin AYRANCIOĞLU ve Prof. Dr Serap BUYURGAN‘a, maddi manevi destekleyen aileme, okul müdürüme, sevgili eĢime en içten dileklerimle teĢekkürü borç bilirim.

(8)

v

ĠLKÖĞRETĠM 6.SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN HAYALDEN ĠNSAN

FĠGÜRÜ ÇĠZĠMLERĠNE GÖRSEL SANATLAR EĞĠTĠMĠNĠN ETKĠSĠ

(Yüksek Lisans Tezi)

Sıddıka GÖKMEN

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Ocak 2016

ÖZ

Tezimizde yapılan araĢtırma Ortaokul 6.sınıf Görsel Sanatlar Dersinde kullanılabilecek çalıĢma kağıtlarının öğrencilerin hayalden insan figürü çizimine etkisi incelenmiĢtir. Ankara Ġl Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan resmi izin belgesiyle Sincan Ġstiklal Ġlköğretim okulunda uygulama çalıĢması incelenmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma 2013-2014 eğitim – öğretim yılında 35 kiĢilik 6.sınıf öğrencisi ile yürütülmüĢtür.AraĢtırmada, görsel sanatlar eğitimi, sanatta figürün yeri, sanatsal düzenleme ilke ve elemanları, öğretim yöntemleri ile bu konuların birbirleri ile olan bağlantıları bölümler halinde incelenmiĢtir. Ġlköğretim müfredatında verilen kazanımlar dikkate alınarak bir değerlendirme ölçütü hazırlanmıĢ, değerlendirme ölçütü hazırlanırken üç uzman eğitimciden yardım alınmıĢtır. ÇalıĢmaların puan değerlendirmesi uzmanlar tarafından yapılmıĢtır. Yapılan bu çalıĢma deneysel desen türlerinden, Tek Grup Ön Test- Son Test (Öne Grup Pres Test-Post Test Design) Modelinde tasarlanmıĢtır. Bu modelde eldeki tek grup üzerine bağımsız değiĢken uygulanarak oluĢturulan etkinin bağımlı değiĢken üzerine ne derece bir farklılık oluĢturduğu incelenir. AraĢtırmada önce klasik anlatım yöntemi ile öğrencilerde ―……yapan bir insan çiziyorum.‖ konulu hayalden insan figürü çizimi ön uygulama çalıĢması yaptırılmıĢtır. Daha sonra görsel sunum ve hazırlanan çalıĢma kağıtları ile öğretim yöntemi yapılarak aynı konu tekrar anlatılmıĢ ve son olarak son uygulama çalıĢması yaptırılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda öğrencilerin ön uygulama ve son uygulama çalıĢmaları uzmanlar tarafından değerlendirilmiĢtir. Değerlendirilen uygulamalar istatistik programında incelenmiĢtir. Ġlköğretim okulunda yapılan çalıĢmalar sonucunda elde edilen verilerin giriĢi Excel ortamında yapılmıĢ olup, analizinde istatiksel paket SPSS (Statistical

(9)

vi

Package for the Social Sciences) kullanılarak analiz edilmiĢtir. Elde edilen sonuçlarda öğrencilerin hayalden insan figürü çiziminde baĢarı gözlenmiĢtir.

Bu araĢtırmdaçalıĢma kağıtları ile öğretim uygulamalarının öğrencilerin hayalden insan figürü çizimine katkısı olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Sanat Eğitimi, Görsel Sanatlar Eğitimi, Figür Sayfa Adedi : 103

(10)

vii

SUMMARY AN ESSAY ABOUT THE EFFECTS OF VISUAL ART

EDUCATION ON 6TH CLASS STUDENTS’ IMAGINARY HUMAN

DRAWINGS

(M. Sc. Thesis)

Sıddıka GÖKMEN

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

January 2016

ABSTRACT

In this essay, effects of visual activities in visual arts lesson on 6th class students‘ imaginary human drawings was studied. With the approbation taken from Provincial Directorate Of Natioanal Education of Ankara, a practice was implemented in Sincan Elementary School. This essay was carried out with a group of 6th class students in 2013-2014 education season. In the essay visual arts education, figure‘s place in art, artistic arrengement principles, education methods and the connections among them were studied fascicularly. An assessment criteria was prepared regarding given gainings in elementary education curriculum. While assessment criteria was being prepared, support was received from three expert educators. The assessment points of the essay were valuated by the experts. This essay used ―One Group Pre Test-Post Test Design‖ experimental model. In this model independent variable (argument) is implemented on one group and effects of this are examined on response variable. In this essay, fistly, according to classical expression method pre practice was made regarding ―I am drawing a human doing…..‖ imaginary human drawing. Then with visual presentation and prepared work sheets the topic was explained second time and post practice was made. Results of pre practice and post practice were examined by the experts at the end of the essay. Examined results were surveyed in statistic programme. Datas obtained from works were entered via Excel and analysed with SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) which is used frequently in social sciences fields. The datas showed that there is a success for the students to draw imaginary human. This is concluded that this practice is helpful for the troubleshooting of cannot draw imaginary human.

(11)

viii Science Code :

Key Words : Art Education, Visual Arts Education, Figure Page Number : 103

(12)

ix

ĠÇĠNDEKĠLER

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU ... i

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

Jüri Onay Sayfası ... iii

TEġEKKÜR ... iv

ÖZ ... v

ABSTRACT ... vii

ĠÇĠNDEKĠLER ... ix

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xiv

SĠMGELER ve KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xv

BÖLÜM 1 ... 1 GĠRĠġ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 2 1.1.1. Alt Problemler ... 4 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 5 1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 5 1.4. Sınırlılıklar... 6 1.5. Varsayımlar ... 7 1.6. Tanımlar ... 7 BÖLÜM 2 ... 9 ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR ... 9 BÖLÜM 3 ... 11 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 11

3.1. Görsel Sanatlar Eğitimi ... 11

3.1.1 Görsel Sanatlar Eğitiminin Önemi ... 11

(13)

x

3.1.3. Temel Tasarım Ġlke ve Elemanları ... 16

3.1.3.1 Temel Tasarım Elemanları ... 16

3.1.3.1 Temel Tasarım İlkeleri ... 21

3.2. Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programı... 25

3.2.1. Görsel Sanatlar Eğitiminin Ġlkeleri ve Genel Amaçları ... 25

3.2.2. Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programın Uygulanmasında Öğretmenin Rolü ... 27

3.2.3 Ġlköğretim II. Kademe Öğrencilerinin Sanatsal Yönelimleri ... 29

3.3. Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Yöntem ve Teknikleri ... 31

3.3.1.Görsel Etkinlik (Demonstrasyon )Yöntemi ... 32

3.3.2. Anlatma Yöntemi ... 32

3.3.3. Kopya Yöntemi ... 33

3.3.4.Kolaydan Zora Yöntemi ... 34

3.3.5. Müzikli Yöntem ... 34

3.3.6. Sanat Yoluyla Eğitim ... 35

3.3.7. Bellek Yöntemi ... 35

3.3.8. Gözlem ve Ġnceleme Yöntemi ... 36

3.3.9. Proje Yöntemi ... 36

3.3.10. Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi (ÇASEY) ... 37

3.3.11. Bilgisayar Destekli Yöntem ... 37

3.4. Sanatsal GeliĢim Sürecinde Çocukların Çizgisel GeliĢim Evreleri ... 38

3.4.1. Mantık Çağı (11 ila 13 yaĢ) ... 38

3.4.2. Ergenlik Evresi (13 yaĢ ve ötesi) ... 40

BÖLÜM 4 ... 43

YÖNTEM... 43

4.1. AraĢtırmanın Modeli ... 43

4.2. ÇalıĢma Grubu ... 44

4.3. Verilerin Toplanması ... 45

4.3.1.Veri Toplama Aracı ... 45

4.3.2.Veri Toplama Aracının GeliĢtirilmesi ... 45

(14)

xi

BÖLÜM 5 ... 49

BULGULAR ve YORUM... 49

5.1. Ön Test - Son Test Verilerin Dağılımı... 49

5.1.1 Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 49

5.1.2. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 51

5.1.3. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 53

5.1.4. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 56

5.1.5. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 58

5.1.6. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 60

5.1.7. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 62

5.1.8. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 65

5.1.9. Alt Problemlere Ait Bulgular ve Yorumlar ... 66

BÖLÜM 6 ... 69

SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 69

6.1. Öneriler ... 73

KAYNAKLAR ... 75

EKLER... 79

EK 1. Ankara Ġl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Alınan Resmi Ġzin Belgesi ... 80

EK 2. Ortaokul 6.Sınıf Kara Kalem Hayalden Ġnsan Figürü Ġnceleme Kriteri ... 81

EK 3. Ortaokul 6.Sınıf Karakalem Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ġnceleme Kriteri 82 EK 4. Uygulama Sonrası Değerlendirme Ölçeği - Ön Uygulama Karakalem Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Değerlendirme Kriteri ... 83

EK 5. Uygulama Sonrası Değerlendirme Ölçeği - Son Uygulama Karakalem Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Değerlendirme Kriteri ... 84

EK 5. Ön-Test Son-Test Verilerinin Uygulama Alanı MEB Ġstiklal Ġlkokulu ... 85

EK 6. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Uygulama Sınıfı ... 86

EK 7. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ön Test Sonrası ÇalıĢma Kağıdı Örneği-1 ... 87

EK 8. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ön Test Sonrası ÇalıĢma Kağıdı Örneği-2 ... 88

EK 9. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ön Test Sonrası ÇalıĢma Kağıdı Örneği -3 ... 89

(15)

xii

EK 11. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ön Test Sonrası ÇalıĢma Kağıdı Örneği -5 ... 91 EK 12. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ön Test Sonrası ÇalıĢma Kağıdı Örneği-7 .... 92 EK 13. Hayalden Ġnsan Figürü Çizimi Ön Test Öncesi ve Sonrası Öğrenci

(16)

xiii

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Kompozisyonu OluĢturabilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 51 Tablo 2. Kompozisyona Uygun Ġnsan Figürü Kullanabilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı

Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 53 Tablo 3. Kompozisyonda Perspektifi Kullanabilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı

Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 55 Tablo 4. Kompozisyonda Bütünlük Ġlkesini Kullanabilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı

Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 58 Tablo 5. Figürlerin Hareketlerini Konuya Uygun Verebilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı

Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 60 Tablo 6. Figürlerin Hareketlerini Destekleyen Biçimsel ve Çizgisel Öğeler Kullanabilme

DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 62 Tablo 7. Figürlerin Çiziminde Basit Geometrik Yapıyı Verebilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma

Kağıdı Uygulamalarının Etkisinin Testi ... 64 Tablo 8. Portrede Ġfadeyi Yansıtabilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı Uygulamalarının

Etkisinin Testi ... 66 Tablo 9. Figürlerde Oranlara Dikkat Etme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı Uygulamalarının

(17)

xiv

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1. Hayalden insan figürü çiziminde kompozisyonu oluĢturabilme değiĢkeni çalıĢma kağıdı öncesi ve sonrası puanları ortalamaları ... 50 ġekil 2. Hayalden insan figürü çiziminde kompozisyona uygun insan figürü

değiĢkeni çalıĢma kağıdı öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 51 ġekil 3. Hayalden insan figürü çiziminde kompozisyonda perspektif kullanabilme

değiĢkeni çalıĢma kağıdı öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 54 ġekil 4.Hayalden insan figürü çiziminde kompozisyonun bütünlük ilkesini

kullanabilme değiĢkeni çalıĢma kağıdı öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 56 ġekil 5. Hayalden insan figürü çiziminde figürlerin hareketlerini konuya uygun

verebilme değiĢkeni çalıĢma kağıdı uygulama öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 58 ġekil 6. Hayalden insan figürü çiziminde figürlerin hareketlerini destekleyen

biçimsel ve çizgisel öğeler kullanabilme değiĢkeni çalıĢma kağıdı uygulama öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 60 ġekil 7. Hayalden insan figürü çiziminde figürlerin çiziminde basit geometrik yapıyı

verebilme değiĢkeni çalıĢma kağıdı uygulama öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 62 ġekil 8. Hayalden insan figürü çiziminde portrede ifadeyi yansıtabilme değiĢkeni

çalıĢma kağıdı uygulama öncesi ve sonrası puan ortalamaları ... 65 ġekil 9. Hayalden insan figürü çiziminde figürde oranlara dikkat etme değiĢkeni

(18)

xv

SĠMGELER ve KISALTMALAR LĠSTESĠ

MEGEP Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi

SPSS Statistical Package for the Social Sciences

SHÇK Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu

YÖK Yüksek Öğretim Kurulu

(19)

1

BÖLÜM 1

GĠRĠġ

―20.Yüzyılın baĢından bu yana sanat eğitimi kavramı, toplumsal ve genel anlamda, sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve okul dıĢı yaratıcı sanatsal eğitimi tanımlamaktadır‖(San, 2003, s.17). Eğitim sürecinde sanat eğitimi çok önemli rol oynamaktadır.Birey sanat eğitimi sürecinde kendinde var olan yaratıcılığın farkına varır.Bu nedenle okulda alınan eğitim sanat eğitimi ile desteklendiğinde öğrenmenin daha kalıcı olacağı düĢünülmektedir.

―Sanat, çocuklara sorunların birçok Ģekilde çözülebileceğini öğretir. Çocukların sanat yaklaĢımındaki özgürlük, merak ve macera duygusu bir kez bastırılırsa tekrar öğrenilmesi kolay olmaz‖ (Striker, 2005, s.11). Bu nedenle eğitimcilerin çocukların sanat faaliyetlerinde çok dikkatli olmalıdır. Çocukların duygularını, düĢüncelerini ve hayallerini yansıttıkları çalıĢmalar üzerinde asla baskı kurulmamalı,çocuklara verilen sanat eğitiminde sanatsal geliĢimlerine dikkat edilmelidir.

Sezer(2001), ilköğretim 6.7.ve 8.sınıf öğrencilerinin resme iliĢkin geliĢimlerini Ģöyle açıklamıĢtır:

Çocukluğun son yılları, ergenlik çağının baĢlangıcıdır. Bireysel farklılıklar artmıĢtır. Kimi hala çocukken, kimi gençliğe adım atmıĢtır. Duygusal yönden sağlıklı veya tam tersi olabilir. Duyguları dengesizdir, kavgacıdır. Bu dönem kız ve erkekler ergenlik çağına girer. Bu dönemde öğretmenlerin, akılcı-adil, hoĢgörülü olması açık davranması, bireysel ayrılıkları göz önünde bulundurması geçiĢi kolaylaĢtırır ve baĢarıyı arttırır.Kızlarla, erkekler arasında fiziksel farklılıklar hızla artar. Bedensel değiĢimler, büyüyen el, kol ve bacaklar yaĢamlarını zorlaĢtırır. Oyun ve bedensel iĢlerde çabuk yorulurlar. Önceleri baĢarılı olan öğrencilerde, kısa süren baĢarısızlıklar görülebilir. Bu dönemde rehberlik çok yararlı olur. Bireysel çalıĢmaktan hoĢlanmazlar, küme halinde veya 2-3 arkadaĢlarıyla

(20)

2

çalıĢmaktan hoĢlanırlar. Her derste olduğu gibi görsel sanatlar dersinde de isteksizlik ve baĢarısızlık görülür. HoĢgörülü olmak, eleĢtirilerden kaçınmak öğretmenin yapması gereken davranıĢlardır. Resim derslerinde yetenekler belirlenmeye baĢlar. Çok baĢarılı öğrenciler görülür. Bunlarla özel olarak ilgilenmek gerekir. Estetik sezgi ve bilgileri yoğundur. Resim bilgileri yakından–uzağa, kolaydan–zora doğru olmalıdır. Birbirlerine resimleri örnek gösterilmemelidir. Soyut düĢünmeye yönelir. Resim konusu olarak modelden resim yaptırılabilir. Resimlerde konu, renk, oran yönünden gerçeğe uygunluk vardır. Resim bilgilerini uygulayabilir, doğadan da resim yaptırılabilir.

Görsel sanat eğitiminde ergenlik evresindeki öğrenciler için Buyurgan(2007), Verilen eğitim sürecinde çizimlerinde doğru yönlendirilmeyen çocukların sanata ilgisi azalabilir. Sanat eğitiminin okul içi ve dıĢı tüm sanatsal faaliyetleri kapsadığını düĢünürsek eğitim sürecinde öğrencilerin sanata olan ilgisinin arttırılması ya da sanatsal baĢarısının arttırılması önem arz etmektedir.

Ġlköğretim öğrencilerinin yaptıkları çalıĢmalar incelendiğinde çizgisel geliĢim dönemlerine paralel olarak resimlerinde perspektif kavramının geliĢtiği, insan figürlerinin hareketlilik kazandığını görmekteyiz. Buyurgan ve Buyurgan‘a (2007, s.140) göre öğrencilerin bu özelliklerini en iyi ifade edebilecekleri konular ise hayali resim - imgesel çalıĢmalardır. Sanat eğitiminde görsel çalıĢmalar ile amaçlanan da hayatımızın içerisinde olan, günlük olarak yaptığımız insan davranıĢlarını veya hareketlerini resim yoluyla anlatmaktır. Örneğin; okula gitmek, markette alıĢveriĢ yapmak, spor yapmak gibi. Bu yaptığımız etkinlikler insansız düĢünülemez,. bu yüzden resim çalıĢmalarında figür kullanımı vardır.

1.1. Problem Durumu

Eğitim terbiye aracı, mesleki yeterlilik kazandıran kurum, toplumun kültürünün geleceğe aktarım aracı olarak görülmüĢtür. Eğitim her bilim adamı için farklı tanımlamalarla açıklamıĢtır.Bir çok kaynakta karĢımıza çıkan Demirel, ġerefoğlu ve Yağcı‘nın (2001, s.1) ifadesiyle eğitim bireyde davranıĢ değiĢtirme sürecidir. Bu süreç içerisinde kiĢilerin davranıĢlarında meydana gelebilecek değiĢimlerin istenilen yönde olması beklenir.Sanat eğitimi de, eğitim sürecinde kiĢilerin davranıĢlarında meydana gelen bu değiĢimlere yardımcı olmakta ve eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir.Sanat eğitimi yaratıcı bir süreç olarak çocuğu özgür düĢünmeye, özgür çalıĢmaya yöneltmeye çalıĢır.

(21)

3

Üreten, seçen, beğenen, kendisini ifade edebilen çocuk içinde yasadığı toplumun bir üyesi, geleceğinin temsilcisidir (Buyurgan ve Buyurgan, 2007).

Eğitim sürecinde birey kendinde var olan yeteneklerini bulmaya çalıĢırken birçok evreden geçer. Ergenlik evresinde ruhsal ve beden sel açıdan ilgisini eğitimini sekteye uğratacak baĢka alanlara yöneltebilir. Doğru iletiĢim ile bireyin ilgisinin baĢka alanlara kayması önlenebilir. Bireye yöneltilen bilimsel ve sanatsal faaliyetler etkili iletiĢim aracı olacaktır. Çocuklar iç dünyaları ve çevreleri arasında kolay bir anlatım aracı olan resim ile kendini baĢarılı hissetmektedir .Resimleriyle kendisinin bir parçasını yansıtmakta, olaylar hakkındaki izlenimlerini bize sunmaktadır. Sanat Eğitimcisi çocuktaki bu heyecanın, değiĢimlerin ve üretkenliğin devam etmesi için, çocuğun geliĢim evrelerine uygun eğitim uygulaması yapması ile çocuğun ilgisini çekebilir.

Ergenliğin baĢlangıcına rastlayan çocukların giderek doğal çevrelerinden haberdar oldukları dikkati çeker. Çocuk ya da ergen bu dönemde yakın çevresinde gördüğü objelerin orantılarını, boyutlarını, derinliklerini çizgilerine yansıtmaya çalıĢır (Yavuzer, 1995, s.

67).Ġlköğretim öğrencilerinin yapmıĢ oldukları imgesel çalıĢmaları

incelediğimizde.karĢımıza çıkan çizimlerde insan figür kullanımıdır. Fakat öğrenciler yaptıkları imgesel çalıĢmalarda insan figürü kullanmaktan kaçınmaktadırlar. Bu onların yaratıcılıklarını ve çizgisel geliĢimlerini etkilemektedir. Her öğrenci insan figürü çizimi yapabilir, bu çizimler zaman içerisinde bolca egzersiz yaparak ve çizim yöntemlerini öğrenerek geliĢtrilebilir. Çizim yeteneği geliĢen öğrenci hayal ettiği her Ģeyi çizebileceğine inanmakta yeni ve özgün düĢünceler ve hayaller kurmaya baĢlamaktadır. Hayal gücü öğrencinin geliĢiminde önemlidir Zevkle yapılan çalıĢmalar öğrencilerin yaratıcılığını olumlu yönde etkilemektedir.

Öğrencinin yaratıcı gücünü ortaya çıkarmak,çizim becerilerini geliĢtirmek, çizimler yoluyla gördüğü gerçek, hayalindeki çizimlerinin geliĢtirilebileceğinin farkına varmasını sağlamak gerekmektedir.Buna yönelik hazırlanan çalıĢma kâğıtlarının etkililiği varsayılmıĢtır.Öğrencilerin hayalden insan figürü çizim baĢarısı üzerinde olumlu katkı bırakması beklenmektedir.

AraĢtırmadaki temel amaç, görsel sanatlar dersinde öğrencilerinin resim yaparken karĢılaĢtıkları insan figürü çizememe sorununa çalıĢma kağıtlarının etkisini belirlemek ve ürün ortya çıkarmada uygulanabilirliliğini nicel yöntemlerle sorgulamaktır.Genel bir çerçeve ile bu tez çalıĢmasında 6.sınıf öğrencileri ile insan figürü çizimi uygulama

(22)

4

çalıĢmaları yapılmıĢ, öğrencilerin çalıĢmaları uzmanlar tarafından belirlenen kazanımları karĢılama durumlarına göre puanlandırılmıĢtır.Burada elde edilen bulgular yorumlanmıĢ ve sonuçlar elde edilmiĢtir.

AraĢtrımanın problemi; Ortaokul 6.sınıf öğrencilerinin görsel sanatlar dersinin öğretiminde kullanılan çalıĢma kağıtlarının hayalden insan figürü çizimine etkisinin olup olmadığını saptamaktadır.

1.1.1. Alt Problemler

 Kompozisyon oluĢturabilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmalarının arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Kompozisyon uygun insan figürü kullanabilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Kompozisyonda perspektif kullanabilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmalarıarasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Kompozisyonun bütünlük ilkesini kullanabilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Figürlerin hareketlerini konuya uygun verebilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Figürün hareketini destekleyen biçimsel ve çizgisel öğeler kullanabilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Figürlerinin çiziminde basit geometrik yapıyı verebilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Portrede ifadeyi yansıtabilme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

 Figürde oranlara dikkat etme değiĢkeni için, Öntest-Sontest çalıĢmaları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

(23)

5

1.2. AraĢtırmanın Amacı

Ġnsanoğlu geçmiĢten günümüze doğayı anlamak ve anlamlandırmaya çalıĢmak için çeĢitli sorunlara çare aramıĢtır.Görsel sanatlar dersinin temelinde insanların yaĢadığı çevreden baĢlayarak dünyayı anlamlandırabilmek,edindiği bilgileri yaĢantısında kullanabilecek donanıma sahip olmak, estetik bir bakıĢ açısı kazandırabilmek vardır. Görsel Sanatlar Dersi diğer disiplinlerle birlikte eğitim amaçlarındaki bütünlüğü kurmaya bireyin kendini gerçekleĢtirilmesine katkıda bulunmaktadır.Fakat Görsel Sanatlar Ders müfredat programının yoğun, ders zamanının az olması kazanımların iĢlenmesini zorlaĢtırmakta, öğretmenleri daha pratik ve anlaĢılır yöntemler kullanmaya yöneltmektedir.Dersin iĢleniĢini ilgi çekici hale getirilen öğrenme öğretme yöntem ve teknikleri ile zenginleĢtirilmesi gerekmektedir.

Sanat derslerinde çizim yapmak çocuğun doğasında olan bir durumdur.Sanat öğretmeninin derslerde yeni teknikler kullanması, kısa süreli ders etkinlikleri yapması, disiplinler arası iliĢkinin geliĢmesine vesile olabilmektedir..Öğrencinin resim yapmaya yönelik becerilerinin geliĢmesine katkıda bulunacaktır.

Bu araĢtrımanın temel amacı görsel sanatlar eğitiminin öğretiminde ,insan figürü çiziminin nasıl öğretileceği konusunda çalıĢma kağıtlarının etkililiğini denemektir.Eğitimin diğer alanlarında kullanılan çalıĢma kağıtları uygulamalarıyla Görsel Sanatlar Dersinde etkili öğrenme ortamı oluĢturulmak istenmektedir.Yapılan uygulamalar ile öğrencilerin hayalden insan figürü çizim baĢarısının artması beklenmektedir. Bu amaç doğrultusunda aĢağıdaki soruya yanıt aranmıĢtır.

 Görsel sanatlar dersinde anlatım yöntemine göre öğrenim gören tek grup öğrencilerin ön uygulama baĢarıları ile çalıĢma kağıdı kullanılarak öğrenim gören tek grup öğrenclerinin son uygulama baĢarıları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Öğrenme çocuk için önemlidir. Öğretmen ona rehberlik eder. Görsel Sanatlar Dersi de öğrencinin eğitiminde önemlidir. Bireyleri estetik duyarlılığı geliĢmiĢ, üretken, düĢünen, yaratıcı bireyler olarak topluma kazandırmak sanat eğitimi ile mümkün olmaktadır. Öğrenciye verilen sanat eğitimi disiplinli ama öğrencide yaratıcı gücünü

(24)

6

sınırlandırmayacak ölçüde olmalıdır. ―Temelinde yaratıcılığın geliĢtirilmesi amacı yatan sanat dersleri, akıl ve duygunun en verimli kullanıldığı bir karakterde olmalıdır‖ (Etike,1995, s.50).

Yaratıcılık çocuk geliĢiminde çocukların eğitimlerinin her aĢamasında önemlidir. Özellikle ilköğretimde görsel sanatlar dersi müfredat programı etkinlikleri, öğrencilerin yaratıcılığını arttırmaya yönelik hazırlanması gerekmektedir. Hayali çalıĢmalarda çocuklar gözlemledikleri ve farkına varmadan hafızalarına aldıkları birtakım bilgileri çalıĢmalarına aktarırlar. Bunu nasıl yapacaklarını önceden düĢünürler. Bu süreçte yaratıcı gücün geliĢmesini sağlar.

Özellikle ortaokul öğrencilerinin yaptıkları çalıĢmalarda çizgisel geliĢmelerine paralel olarak, insan figürü çizimlerinde hareketlilik ve çeĢitlilik kazandığı görülür, figürü bir anlatım aracı olarak kullanır. Bunu baĢaramadığını hissettiğinde de figüratif çalıĢmalardan vazgeçer. Sanat eğitimi ile bu sorun ortadan kaldırılabilir. Buyurgan (2007) sanat eğitimi, çocuğun çok yönlü düĢünmesini sağlamayı,yalnızca kendi bildikleri ve sevdiklerinin güzelliğinin yetersiz olduğunu öğretmeyi amaçlar.Çocukların yaptıkları çalıĢmaların hazzını duyabilmeleri,bir sonraki çalıĢmaya daha istekli baĢlamaları ortaya koydukları çalıĢmaların onlarda uyandırdığı mutluluk duygusundadır der. Bu araĢtırma ile görsel sanatlar dersinde yapılan resim çalıĢmalarında öğrencilerin figür çizememe sorununa pratik ve uygulanabilir bir çözüm sunması beklenmektedir.

1.4. Sınırlılıklar

Bu araĢtırma;

1.―Hayalden insan figürü çizimi‖ konusu ile sınırlıdır.

2. AraĢtırma 2013-2014 eğitim öğretim yılı, Ankara ili Sincan ilçesindeki Ġstiklal Ġlköğretim okulunda öğrenim gören 35 kiĢilik 6.sınıf öğrencisi ile sınırlıdır.

3. AraĢtırmada kullanılan değerlendirme ölçeğinde kullanılan değiĢkenlerin kapsam geçerlilikleri konu içeriği ile sınırlıdır.

(25)

7

1.5. Varsayımlar

1. Yapılan eğitim uygulamasına katılan öğrencilerin sanat eğitiminde belirli seviyede bir alt yapısı olduğu varsayılmıĢtır.

2. AraĢtırmaya katılan öğrencilerin uygulamaları içtenlikle yaptıkları varsayılmıĢtır. 3.AraĢtırma kapsamında öğretim elemanlarının öğrenci ürünlerine verdikleri puanların gerçeği yansıtacağı varsayılmıĢtır.

1.6. Tanımlar

Sanat: Sanatın kesin tanımını yapamk mümkün olmamaktadır.Ġnsanoğlu geçmiĢten

günümüze sanatı farklı algılamıĢ ve farklı tanımlamıĢtır.Eflatun sanatı bir kopyayı tekrar kopya etmek, Eflatun‘un öğrencisi Aristo‘ya göre ise maddeye güzelliği veren insan elinin duyarlılığı olduğu görüĢünü ortaya atmıĢlardır.Rönesans döneminden sonra sanatın yansıtma olduğu düĢüncesi önem kazanmıĢtır.Onlara göre sanat;genel doğanın yansıtılması ve idealleĢtirilmiĢ doğanın yasıtılmasıdır.(Özsoy, 2007, s.22-23).

Figür: Resim ve Heykel sanatlarında betimlenmiĢ, doğada rastlanan ya da düĢsel her tür

varlık ve nesnenin genel adı. (Sözen ve Tanyeli, 1994, s.84) Figürü bir baĢka ifadeyle de Ģöyle tanımlayabiliriz; genel anlamda ve tek baĢına söylendiği zaman, sanata konu olan herhangi bir nesnedir. Ağaç, çiçek, kus, sandalye, hayvan, bardak, vb... Ancak, plastik sanatlar da figür, özellikle insanı nitelendirir. (Mülayim, 1994, s.60)

Ġnsan ve hayvan resimleri. (Buyurgan ve Buyurgan, 2007, s.290)

Obje (Nesne): Bir sanatsal çalıĢmada anlatılmak üzere seçilen nesne (Artut, 2004, s.322). Kompozisyon: Bu sözcük bugün çok anlamlı olarak kullanılmaktadır. Kompozisyonun

genel anlamı, parçaların bir bütün içinde, bir düzen gösterecek biçimde bir araya getirilmesi‘ olarak açıklanmaktadır. Resimde kompozisyon çok kez figürlü bir tertip olarak düĢünülmüĢtür. Fakat bugün bir tabloda kompozisyon, renklerin, siyah beyaz değerlerin ve çizgilerle yüzeylerin belli yüzey içinde dengeli ve armonili olarak bir araya getirilmesine denmektedir. Kompozisyon sözcüğü eskiden, çoğu kez insani öğelerin bir araya getirilmesi olarak kullanılmıĢtır (Turani, 2000, s.73).

Kompozisyon kelimesinin genel anlamı düzen ve düzenlemedir. Bir amaç için seçilmiĢ, bir araya getirilmiĢ elemanlarla oluĢturulan yeni bir düzendir. Resimde ve desende

(26)

8

kompozisyon, sanatçının sanat anlayıĢı ve konunun özelliğine göre, resim içinde yer almasını isteyerek seçtiği resim elamanları ile, resim yüzeyinde kurduğu bir düzendir. Sanatın genel tanımı içinde en önemli öğesi kompozisyondur. Sanatta kompozisyon, sanatçının bir konu ile ve sanatsal elemanlarla oluĢturduğu yepyeni bir düzendir. Kompozisyon resmin yapısı ve kurgusudur (Pekmezci, 2006, s.41).

Kurulusuna göre kompozisyon ikiye ayrılır; kapalı ve açık kompozisyondur.

Kapalı kompozisyonlarda, konuya iliĢkin öğeler ve kompozisyon elemanları tespit edilen

resim alanı içinde düzenlenmiĢ ve gözün resmin içinde gezineceği bir hareket düzeni kurulmuĢ olmalıdır. Kapalı kompozisyonda konu resim içinde baĢlar ve biter. Görsel anlamda kapalı kavramı, kontrollü, sınırlı olmayı, bütünlüğü kavramayı ve konunun tümünü kapsamayı ifade eder. Açık kompozisyonlarda, konunun anlatılmasında ve kompozisyon elemanlarının kullanılmasında yaratılan izlenimle konu, resim alanının dıĢında devam ediyormuĢ etkisi uyandırır. Göz resim alanının dıĢında konunun devamını arar. Açık kavramı, serbestliği, enginliği, geniĢliği, engelsizligi, sınırsızlığı ifade eder. Ġzleyicinin resimden aldığı etki ile oluĢan görsel imgenin, resmin dıĢında da hayal edilmesini sağlar. Böylece izleyici, kendi hayal dünyasını zenginleĢtirerek devam ettirebilir. (Pekmezci, 2006, s.42).

Perspektif: Turani‘ye (2000) göre ise; ‗Resmin iki boyutlu ortamından, üçüncü boyut

yanılsaması vermek için kullanılan tekniktir.‘ Pekmezci‘nin (2006) tanımladığı perspektif; Yalın bir tanımla bakıĢ açısına göre, nesnelerin olduğundan büyük veya küçük görünmesidir. Bir baĢka tanımla da ‗Düz bir yüzeyde derinlik ve yanılsama yaratmaktır.‘ Varlıkların derinlik ya da nesnelerin iki boyutlu yüzey üzerinde üç boyutlu görünmesi (derinlik) olayına perspektif denir. Ġnsan figürü çiziminde konu insan olunca onu bir mekan dıĢında düĢünmek mümkün değildir. Ġnsanın çevrede bulunan düğer insan ya da objelere olan mesafelerini ayarlamak çok önemlidir. Ġnsan vücudunu, oranlara bölerek ve geometrik alanlara yerleĢtirerek çizmek iĢi kolaylaĢtıran teknik özelliklerden bir kaçıdır. Mekan içerisinde insan sayısı arttıkça derinlik yani perspektif kavramı daha belirgin hale gelir. Derinlikte yer alan iki insan figürünün birbirine uzaklıkları ufuk çizgisi ve bu çizgi üzerinde belirlenecek bakıĢ noktasına göre tayin edilir. Perspektif kurallarına göre çizilen insan figürü daha sonra gölgelendirilir.(Geçimli, 2006, s.32)

(27)

9

BÖLÜM 2

ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

Bu bölümde, çocukların hayalden insan figürü çizimleri ile ilgili yapılmıĢ çalıĢmalara ve yayınlara yer verilmektedir.

Çizimle ilgili bir çalıĢmada Court (1989) Kenyalı çocukların çizimlerindeki artistik ve sosyokültürel yönleri incelemiĢ ve bu çizimleri Batılı çocukların çizimleriyle karĢılaĢtırmıĢtır. Sonuçta Batılı çocukların çizimlerinin ben-merkezci olmalarına karĢın, Kenyalı çocukların çizimlerinde sos yo-merkezci bir durumun söz konusu olduğu, çocukların yaĢantılarındaki önemli kiĢilerin de çizimlerin içinde yer aldığı bulunmuĢtur. Ġnsan figürü çizimleri ile ilgili bir baĢka çalıĢma Gilchrist (1991) tarafından yapılmıĢtır. 5-6 yaĢlarındaki kız ve erkek anaokulu öğrencilerine önce insan figürü çizdirilmiĢ, ardında birbirini izleyen beĢ gün boyunca geometrik Ģekillerin tekrar edildiği kısa bir eğitim programı uygulanmıĢtır. Eğitim sonunda çocuklardan tekrar insan figürü çizmeleri istendiğinde kız ve erkek çocukların Ġ.F.Ç.‘de geometrik Ģekillerin sayısının ve figürlerdeki detayların arttığı bulunmuĢtur.

Çocukların insan figürü çizimlerinin Piaget‘in biliĢsel geliĢim aĢamalarıyla olan iliĢkisini araĢtıran Chappel ve Steitz‘in (1993) çalıĢmalarında; yaĢa ve cinsiyete bağlı olarak çocukların yaptıkları insan figürü çizimini incelemiĢtir. ÇalıĢmada küçük yaĢtaki çocukların daha az parçalı insan figürü çizdikleri, buna karĢın büyük yaĢtaki çocukların biliĢsel geliĢime bağlı olarak daha detaylı ve daha çok parçalı insan figürü çizdikleri bulunmuĢtur.

Bayram (1993) ‘ıh hazırladığı ―Ortaokul (12-15 yaĢ) Çocuğunun Resim-ĠĢ Dersine BakıĢ Açısını Belirleyen Etkenler‖ isimli yüksek lisans tezinin amacı ortaokul çocuğunun resim-iĢ dersine bakıĢını, ilgisini, tutumunu belirleyen etkenleri araĢtırmıĢtır. AraĢtırmada ortaokul çocuğunun resim-iĢ dersine bakıĢ açısını etkileyen etmenleri genel eğitim anlayıĢı,

(28)

10

Ortaokul Resim-ĠĢ dersi Müfredat Programı, sürenin darlığı, anne ve babaların sanat kültürü birikimlerinin olmaması .olarak açıklamıĢtır.

Çelebi (2000), ―SHÇK‘e Bağlı Kurum Yuvalarında Kalan Korunmaya Muhtaç BeĢ-Altı YaĢ Grubu Çocukların Ġnsan Figürü Çizimlerine Görsel Sanat Eğitiminin Etkisinin Ġncelenmesi‖ üzerine yazdığı tezinde, korunmaya muhtaç 5-6 yaĢ grubu çocukların insan figürü çizimlerine sanat eğitiminin etkisini istatistiksel olarak değerlendirilmiĢtir. Verilerin analizinde bağımlı ki-kare testi kullanılmıĢtır. AraĢtırmada gruplara aĢamalı olarak figür çizimi eğitimi verilmiĢtir.AraĢtırma sonucunda gruplar karĢılaĢtırılmıĢtır.Sanat eğitiminin öğrencilerin zihinsel geliĢimleri ve seviyelerine uygun verilmesi ile doğru orantılı bir mesafe kat edileceği ortaya çıkmıĢtır.

Polat (1996), 6-11 yaĢlarındaki kız ve erkek çocukların hamile anne figürü çizimlerindeki cinsiyete bağlı farklılıkları incelemiĢtir. ÇalıĢmanın sonunda kız ve erkek çocuklarda cinsiyetle ilgili farklılaĢmanın çok erken yaĢlarda baĢladığı ve cinsiyet ayrımının yaĢla birlikte daha da belirginleĢtiği görülmüĢtür. Çocukların serbest insan figürü çizimlerinde de öncelikli olarak kendi cinsiyetlerine yönelik çizimleri tercih ettikleri ve saç, elbise, pantolon gibi özelliklerden yararlanarak figürün cinsiyetini belirledikleri bulunmuĢtur. Göksu (2006) ‘nun hazırladığı ―Ġlköğretim Görsel Sanatlar Dersi Öğretmenlerinin Görsel Sanatlar Dersini Değerlendirmeye Yönelik GörüĢleri‖ üzerine yaptığı tezinde öğrenci velilerinin derse karĢı ilgisizliği, öğrenciyi de etkilemekte ve öğrencilerin sanat derslerine karĢı ilgi ve istediği azalmaktadır. Dersin iĢleniĢinde zaman azlığı ,malzeme yetersizliği, çevrenin bakıĢ açısı vb. sanat eğitimini engellediği ve her bir soruna genel bir çerçevede yaklaĢarak çözüm bulmak gerektiği belirtilmiĢtir.

Toklucu (2010) ‘nun ―Ġlköğretim 6.7.ve 8.sınıflardaki Ġmgesel ÇalıĢmalarda Figür Kullanımına ĠliĢkin Öğretmen ve Öğrenci GörüĢleri‖ üzerine yazdığı tezinde öğrencilerin imgesel çalıĢmalarında insan figürü kullanmaya istekli olmalarına rağmen, insan figürü sınırlı kullanmaktadırlar. Çünkü zorlanmaktadırlar. Figür çizimini imgesel çalıĢmalarda kullanmalarında çevreyi daha iyi gözlemleyebilmeli, yeterli bilgi ve deneyime sahip olunması gerektiği sonucuna varılmıĢtır.

(29)

11

BÖLÜM 3

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.1. Görsel Sanatlar Eğitimi

Bütün sanatları ve bu sanatların birbiriyle iliĢkisini düĢünsel boyutta, sanatçı, izleyici, toplum, kültür ve eğitim bağlamında inceleyen kuramsal çalıĢmalara ―Güzel Sanatlar Eğitimi denir. Görsel Sanatlar, resim, heykel, mimarlık, grafik sanatlar, endüstri tasarımı, uygulamalı sanatlar, sinematografı, fotoğraf, tekstil, moda tasarımı, seramik gibi geniĢ bir alanı kapsar. Bu dalların tümüyle ilgili olarak okul öncesinden yükseköğrenime kadar her aĢamadaki sanat eğitimi ve öğretimiyle ilgili kuramsal ve uygulamalı çalıĢmalara ―Görsel Sanatlar Eğitimi ya da yalnız ―Sanat Eğitimi ‖diyebiliriz (KırıĢoğlu, 2005).

3.1.1 Görsel Sanatlar Eğitiminin Önemi

Sanat Eğitimi bireylerin yaĢantılarında önemli yere sahiptir. Ġnsanın temel gereksinimlerinin yanı sıra (yeme, içme vb.) sanat da insanlar için olmazsa olmazlardan biri haline gelmiĢtir. Hayatımıza baktığımızda, biz fark etmesek de sanat bizi çevrelemiĢtir. Sanatla insan yaĢadığı toplumun beğenilerini, kültürünü, tarihini, geleneğini, değerlerini öğrenir ve onu gelecek nesillere taĢır.

Ġnsanlık tarihine baktığımızda, sanatın baĢlangıcından beri bizlerin bir parçası olduğunu görüyoruz. Ġlk insanların ataları için söyledikleri ilk Ģarkılardan, yaptıkları ilk danslardan ve avcıların ilk kez mağara duvarlarında resmetmelerinden; anne ve babaların çocukları için ilk kahramanlık hikâyelerini anlatmaya baĢlamalarından bu yana sanat, insan yaĢantısının betimlenmesini ve anlatılmasını sağlamıĢtır. Ġnsanlar her zaman bazı Ģeyleri anlamaya ihtiyaç duymuĢlar; bu yolla ruh ile bedeni, zekâyla duyguyu, zamanla mekânı ve yaĢantılardaki olayları birbiriyle iliĢkilendirebilmiĢlerdir. Ġnsanlar açıklayamadıkları Ģeyleri ifade edebilmek için sanatı keĢfetmiĢler, yaratmıĢlardır. Nasıl ki, hava olmadan nefes almak düĢünülemez ise, bugün artık sanatsız bir toplum veya ulus da düĢünülemez.

(30)

12

Bunu Atatürk‘ün veciz Ģu sözü de ifade etmektedir: ―Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuĢ demektir‖ (Özsoy, 2007, s.19).

Sanat eğitimi dünyadaki geliĢim ve değiĢime ayak uydurmalıdır. Pekmezci 2002‘de yayımlanan çalıĢmasında, sanat eğitiminin kiĢilik eğitimine ve insani değerler birikimine yansımasını ve katkılarını Ģu baĢlıklar altında toplamıĢtır:

 Öğrenciye kimliğini ve kiĢiliğini kazandırma, kiĢilik eğitimi, öğrencinin kendi cevherini keĢfetme ve onu geliĢtirme ve bu cevheri baĢkalarına ve topluma sunma,

 Ben yerine biz diyerek, bireyci ve bireysel çıkarcı insan yerine paylaĢımcı insan tipi yaratma,

 Toplumunu-insanını, ülkesini, doğasını, tarihi ve doğal zenginliklerini tanıma, ona sahip çıkma,

 Körü körüne tekrarlama yerine tarihini, edebiyatını, sanatını tanıma, sorgulama, tahlil etme, onu geliĢtirme ve yüceltme,

 DüĢüncelerini, ideallerini, inançlarını baĢkalarının güdümüne ya da ipoteği altına koymadan, yani beynini, inançlarını tutsak etmeden kendi doğrularını bulma,

 Dünyanın sadece kendi çapı kadar olmadığının, dünyayı tanımanın, evrensel kültürü tanımanın kaçınılmaz olduğunun farkında olma,

 Üretime, emeğe saygının, bu ülkeye ve dünya insanlığına katkıda bulunan herkese karĢı vefa göstermenin bir etik değer olduğu,

 Bilimin, kültür ve sanatın vazgeçilmez ve öncelikli insani değerler olduğuna inanma. Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak, sanat eğitiminin öncelikli amacının sanatçı yetiĢtirmek değil de, topluma ve çevreye duyarlı ve yararlı bireyler yetiĢtirerek bireylerin kendi öz kimliklerini kazanmasına yardımcı olmak olduğu anlaĢılmaktadır.

Ülkemizde Sanat Eğitimi denince ilk akla gelen Görsel Sanatlar Dersidir. Görsel Sanatlar Dersi ile öğrencilere sanatın ve sanatçının öneminin yanında, kendi geliĢimleri içinde yararlı olan temel sanat eğitimi bilgileri verilmektedir. Bu nedenle ilgili kurumlarca sanat eğitiminin çocuğa ve gence kazandırdığı değerler dikkate alınarak, eğitimin her aĢamasında uygun programlar hazırlanması sağlanmalıdır. Her ne kadar ülkemizde eğitim denilince çocukları sınavlara hazırlayan dersler akla gelmekteyse de, bir çocuğun geliĢiminde bu dersler kadar Görsel Sanatlar Dersi de önemlidir. Bilimsel araĢtırmalar

(31)

13

ortaya çıkarmıĢtır ki, beyinin sağ ve sol yarım kürelerinin farklı özellikleri vardır. Beyinin sol yarım küresi sözel, çözümsel, sayısal, mantıksal, akılcı düĢünme biçimlerini geliĢtirirken, sağ yarım küresi ise sözel olmayan, sentezci, akılcı olmayan, sezgisel düĢünme biçimlerine yöneliktir. Eğitim programları tek yönlü hazırlanırsa çocuğun geliĢimi yarım kalır. Ġnsan beyni her iki yarım küresiyle bir bütündür. Eğitim sistemi içerisinde alacağı nitelikli bir sanat eğitimi, hangi alanda olursa olsun onun geliĢimine artılar katacaktır (S.Buyurgan ve U.Buyurgan, 2007, s.17-18).

3.1.2. Figür

Tarih öncesi çağlardan baĢlayarak günümüze dek sanatın en önemli konusu insan biçimi olmuĢtur. Ġnsan, dünyaya geldiği andan itibaren çevresini ve kendisini gözlemler ve yaĢantısı boyunca kendisine benzeyene yakınlıkduyar. Çevresini ve kendi görselliği dıĢındakileri anlamlandırmada her zaman kendi varlığını ölçüt olarak kullanır. Ġnsan figürü betimlemeleri farklı zamanlarda farklı toplumların sanatlarında, farklı anlayıĢlarla iĢlene gelmiĢtir (Erman, 2008, s.50).

Sanatın ―yaĢamının yerini tutması‖, insanla çevresi arasında bir denge kurması. Sanatın niteliğini ve gerekliliğini –az da olsa- tanıyan bir düĢünce bu. Üstelik insanla çevresi arasında sürekli bir dengenin varlığı en geliĢmiĢ toplumlarda bile düĢünülemeyeceğine göre, sanat geçmiĢte olduğu gibi gelecekte de gerekli olacak demektir. Dolayısıyla sanat, yaĢamın ayrılmaz bir öğesidir; yaĢama anlam ve önem kazandırır.

Ġnsanlığın ilk dönemlerinde insan doğayı yeni gözlemlemeye baĢlamıĢ, nedenselliği yeni bulmuĢ, toplumsal iĢaretlerden, sözcüklerden, kavramlardan, alıĢkanlıklardan bilinçli bir dünya kurmaya yeni baĢladığı için, elbette sayısız hatalar yapmıĢ, örneklemeler yüzünden yanılgıya düĢmüĢtür. Gücünü arttırmak, yaĢantısını zenginleĢtirmek için sanatı keĢfetmiĢtir. Ġlkel insanların ava çıkarken yüzlerini sürdükleri boyalar ve atılan savaĢ çığlıkları savaĢçıyı kararlı hale getirmiĢtir. Mağaralara yaptıkları hayvan resimleri, av sahneleri avcıya gerçek bir güven ve avına karĢı üstünlük duygusu kazandırmıĢtır (Geçimli, 2006, s.1-5) .

Yapılan çalıĢmalar ve bulunan kemik ve taĢtan yapılmıĢ kaba araçlar; mağara duvarlarında yer alan hayvan resimlerini onları avlayan ve bu yüzden de onları çok iyi tanıyan kimselerin resmettiğini veya kazıdığını, giderek daha kesin bir Ģekilde ortaya koymuĢtur (Gombrich, 1999, s.40).

(32)

14

Mağara duvarlarındaki resimlerden sonra Mısır figüratif resimleri karĢımıza çıkmaktadır. Eski Mısır‘da figüratif resimleri yazı ile birleĢtiren (hiyeroglif) bir yazı türü ile tapınakları ve mezar yapıları olan, piramitleri süslemek amaçlı kullanmıĢlardır. Resimlerde tanrıların yaĢamı veya kendisini bizzat tanrı saydıkları firavunun hayatı ile ilgili konulara değinilmiĢtir.

Mısırlılar figür resimlerinde basit ama etkileyici bir sistem olan ―frontal‖ duruĢ tekniğini kullanarak resimlerini yapmıĢlardı. Frontal duruĢ tekniğine göre figürlerde yüz profilden gözler önden, vücutta omuzlar kalçaya kadar cepheden iki omuzda görünecek Ģekilde, bacaklarsa profilden çizilirdi. Bu resimlerde kullanılan figürlerin ilkel bir sistemle yapılmıĢ olmasına rağmen resimlerde genel olarak grafiksel bir kompozisyon kullanılmıĢ ve bu kompozisyonun öğeleri çok düzgün Ģekilde yerleĢtirilmiĢtir (Çevgen, 2007, s.29).

Mısır figüratif resminden sonra Yunan Sanatında da figüratif çalıĢmalarla karĢılaĢmaktayız. Yunan Sanatının zaman içerisinde üç ayrı dönemi görülmüĢtür. Bu dönemler Arkaik Dönem, Klasik Dönem ve Helenistik Dönemdir.

Arkaik Dönemde Mısır ve Mezopotamya sanatlarının etkileri görülmektedir. Frontal duruĢ Yunan sanatına da hâkimdir. Yunanlı heykelciler insan figürünü imgeleĢtirmek için yeni teknikler, yeni yollar buldular. Birisi bedeni keĢfediyor, bir baĢkası heykelin daha bir canlılık kazanması için ayaklarının ikisini birden yere pek sağlamca basmaması gerektiğini buluyordu‖ (Gombrich, 1999, s.78).

Klasik Dönemde vücut ağırlığının iki ayağa eĢit olarak dağıtılması yerine ağırlık bir bacağa bindirilmiĢ ve böylece bünye düz bir hat yerine eğri bir hat çizerek daha gerçekçi bir görünüm kazanmıĢtır.

Helenistik Dönemde ise resimlerde ve özellikle heykellerdeki figürlerin tanrısal ifadeleri ortadan kalkmıĢ, insan karakteri ve duyguları iĢin içine girmiĢtir. Bunun nedeni ―Yunanlıların tanrılarını insan fizik yapısı içerisinde tasvir etmeleri ve bu tasvir esnasında yapılan çalıĢmalarda tanrılara yakıĢır en kaslı ve en düzgün erkek vücudu (kro) ve en narin, en güzel kadın figürlerini (kros) kullanmalarıdır‖ (Çevgen, 2007, s.31-32). Bizans‘ta ise, Erken Hıristiyan Sanatı ve Ortaçağ Sanatlarında figürler çok basit düzeyde kalmıĢtır. Bu dönemde Hz. Ġsa‘nın hayatından kesitler ve basit freskolar resmedilmiĢtir.

Figüratif resim tekniğinde büyük ilerlemeler gösteren Rönesans Resim Sanatında kapalı form sistemi temel alınarak resimler yapılmıĢtır. Kapalı form; bütün figürlerin tablonun dört köĢesi içinde düĢünüldüğü, figürlerin devamlı bir çevre çizgisiyle mekândan

(33)

15

sınırlanarak ayrıldığı bir resim tekniğidir. Bütün çizgiler hep devam eden açık bir Ģekilde çizilmiĢtir ve her biri adeta kendisinin güzel bir çizgi olduğunu ve yol arkadaĢlarına uyması gerektiğini biliyor gibidir. Hepsi plastik Ģeklin hareketlerine uyarlar ve sadece Ģeklin gölgesinin çizgilerinde Ģekilden ayrılırlar (Wölfflin,1995, s.48).

Barok Dönemde en üstün seviyesine ulaĢtığını düĢündüğümüz figür resmi, ilerleyen zamanlarda ortaya çıkan akım ve dönemlerde tekrar incelenerek günümüze kadar birçok ressamın elinden özgün formlara ulaĢırken hem klasik bir resim unsuru olmuĢ, hem de sanatçının kendini ifade ettiği bir biçim halini almıĢtır.Barok Dönemin ardından gelen Rokoko akımında figüratif düĢünce belli oranda önemini yitirmeye baĢlamıĢtır. Neo-Klasik Dönem ise nitelikli figüratif çalıĢmalar ve ağır kompozisyon anlayıĢı ile Barok ve Rönesans‘ın devamı olarak görülmüĢtür. Bu dönemi takip eden Romantizm akımında ne kadar konular ön plana çıksa da figürden vazgeçilmemiĢtir. Realist ressamlar ise Romantizmin seçkin tabakaya hitap eden yapısına karĢı çıkarak köy yaĢantısı içerisinde çalıĢan köylü insanların resimlerini yaparken tekrar figürü ön plana çıkarmıĢlardır.

ÇağdaĢ Sanat akımlarından Fovist ve Empresyonist akımlarda figür resmi ile direkt olarak karĢılaĢılmamaktadır. Neo-Empresyonist akımda ise daha renkli daha farklılaĢmıĢ çalıĢmalar görülmektedir. Picasso‘nun oluĢturduğu Kübist akımda bütün nesneler gibi figürler de birçok bakıĢ açısından aynı anda gösterilerek geometrik formlara ayrılmıĢtır. Sürrealistler ise dönemlerindeki akımlara göre daha figüratif çalıĢmalar yapmıĢlardır. Dönemimizde resim, fotoğraf ve bunların yanı sıra yeni oluĢan video art, performans gibi disiplinlerde de insan bedeni sanat tarihinde olduğu gibi yine ön plandadır (Çevgen, 2007, s.41-44).

Resim Sanatının temel unsurlarından olan ―figür resmi‖ yüzyıllardır ressamların da kendilerini ispatlaması gereken en önemli öğe olmuĢtur. Sanatçılar temel eğitimlerinde en uzun zamanı figür çalıĢmalarına ayırmıĢlardır.

Sanat öğrencileri nesnelerle baĢladıkları eğitimlerine canlı modelden desen çalıĢmaları ile devam ederler; çünkü insan anatomisi estetik bir varlıktır. Estetik olan bir varlığın çizilmesi insanların her zaman ilgisini çekmiĢ ve cezb etmiĢtir.

(34)

16

3.1.3. Temel Tasarım Ġlke ve Elemanları

Amerikalı ünlü görsel sanatlar eğitimcilerinden Arthur Wesley Dow, sanat eğitimi ve sanat öğretimi yöntemlerinden etkilendiği Tokyo Güzel Sanatlar Akademisindeki programlara dayanarak Sanatsal Düzenleme (Tasarım) Elemanları ve Ġlkelerini içeren ―Kompozisyon‖ adlı kitabını 1899 yılında yayımlamıĢtır. Daha sonra bu öğe ve ilkeler sanat eğitiminde yaygın bir Ģekilde kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Sanatsal düzenleme öğeleri çizgi, Ģekil, renk, doku, mekan, değer, ton ve biçim olarak; sanatsal düzenleme ilkeleri ise, bütünlük, ritim, oran ve orantı, denge, hareket, zıtlık, örüntü ve vurgu olarak sıralanabilir.

Sanatsal düzenleme (tasarım) öğeleri ve ilkelerini görsel sanatlar öğretmenleri ve/veya atölye eğitimcileri öğrencilerine doğrudan konular olarak verip çalıĢtırmamalı, özellikle sanat eleĢtirisi, estetik sorgulama, bilgilenme ve baĢta temel tasarım olmak üzere sanatsal uygulamalar yapılırken bunlardan yararlanılmalıdır (Özsoy, 2006, s.135).

3.1.3.1 Temel Tasarım Elemanları

Tasarım ilke ve elemanları bazı kaynaklarda Görsel Düzenleme Ġlke ve Elemanları, Sanatsal Düzenleme Ġlke ve Elemanları ve Temel Tasarım Ġlke ve Elemanları olarak da karĢımıza çıkmaktadır. Bu araĢtırmada konu Temel Tasarım Ġlke ve Elemanları baĢlığı altında incelenmiĢtir.

Bir sanat eserini oluĢturan ve kendi baĢına da var olabilen parça, unsur, öğe. Örneğin resimde, renk ve çizgi birer elemandır(MEB, 2012: 258). Tasarım elemanları , Çizgi, Valör(Değer), BoĢluk, Form ve ġekil, Doku, Renk, Leke, Mekân olarak sekiz alt baĢlıkta incelenmiĢtir.

Çizgi: Çizgi teknik bir tanımla, iki nokta arasındaki en kısa iz olarak anlatılsa da, sanatta çizgiyi hareketin sürekli izi olarak tanımlamak gerekir (EczacıbaĢı Sanat Ansiklopedisi,1997: 410).

Çizgi, noktaların aynı veya değiĢik yönlerde sınırlı veya sınırsız olarak ard arda dizilmesinden elde edilen Ģekildir. Tasarım elemanı olarak çizgi, tek baĢına yüzey ve hacim etkisi göstermeyen, bulunduğu yere göre ince, uzun ve belli yolları izleyen görsel değerlerdir. Çizginin çizildiği malzemeye göre eni ve boyu vardır. Ancak en ve boy arasındaki farkın büyük olmasından dolayı çizgiyi yalnız uzunluk boyutuyla tek boyutlu olarak algılarız (Balcı ve Say, 2003, s.10)

(35)

17

Tasarım eyleminin vazgeçilmez elemanı çizgi, yüzeylerin kesiĢmesi veya noktaların birleĢmesiyle oluĢabilir. En ve derinliği olmayan uzunluğu olan tek boyutlu bir elemandır. Görsel algıları ve düĢünceleri aktarmanın yalın bir yolu olan çizgi; hareketi, durağanlığı,hızı doğrudan ifade edebilir. Çok atılan ve tekrarlanan çizgiler desenler ve dokular üretebilir ve değer/ton yaratabilirken bir biçimin dıĢ konturlarını da belirleyebilir. Bu özellikleri ile tüm anlatım unsurlarının temeli olma niteliğindedir (Tepecik, 2002, s.99). OluĢum biçimlerine göre ise çizgiyi üç grupta toplayabiliriz. Bunlar;

1. Dik ve Yatay Çizgiler, sakin ve hareketsiz etki uyandıran 2. Kırık Çizgiler, hareketli ve dinamik etki uyandıran

3. Eğik Çizgiler. yoğunluğuyla parelel olarak hareketi artıran ve zenginleĢtiren çizgilerdir.Tüm bu çizgi grupları farklı incelik ve kalınlıklarda çizerek çizginin etkisini güçlendirmektedir. Bu duruma çizgisel renklilik denmektedir. Çizgi çalıĢmalarında kullanılan araç ve gereçler olarak; kurĢun kalemler, çeĢitli tükenmez keçeli ve dolma kalemler, tarama uçları, fırçalar, pastel boyalar, kibrit çöpü, kürdanlar ve bunlara benzer birçok malzeme bulunmaktadır (S.Buyurgan ve U.Buyurgan, 2012, s.131).

Valör (Değer): Desende koyu açık değerler iki Ģekilde değerlendirilir: Resim düzlemi içinde lekelerin ve değerlerin oranları; iç devinim, zıtlık iliĢkileri; ilgi ve odak noktalarına göre değerlerin kompozisyon içindeki dağılımları açık, orta ve koyu etkilerle sağlanır. Bu anlayıĢ da ıĢık ve gölgenin yönü, bunun nesneler üzerindeki etkileri düĢünülmez. Resim yüzeyindeki leke, hareket ve ritim dağılımı amaçtır. Ġkinci anlayıĢ da ıĢık ve gölgenin nesne ve nesneler grubu üzerinde bıraktığı tüm değerlerin resim sel anlatıma katılması amaçtır. IĢık ve gölgenin sağladığı açık, orta, koyu değerlerin niteliği nesneyi, mekanı ve üçüncü boyutu tanımlar. Anlatımın baĢarısı ıĢık gölge ile hacimlendirme(modle) etkisine göre değerlendirilir (Pekmezci, 2006, s.36).

Valör bir baĢka tanımla, seçilen bir rengin, siyah, beyaz gibi nötr renkler ve diğer birçok renkle karıĢımı ile ortaya çıkan ve çok değiĢik renk değerlerinden oluĢan bir renk yelpazesidir(S. Buyurgan ve U. Buyurgan, 2007, s.118).

IĢık, varlıkların her tarafını aynı ölçüde aydınlatmadığı için, açık koyu farkları meydana gelir .Örneğin aynı renkte olan bir eĢya ya baktığımızda, ıĢığın geldiği yönde olan kısımların açık ve parlak olduğunu; gölgede kalan kısımların ise koyu ve sönük olduğunu görürüz. Açık- koyu ile ıĢık- gölge terimlerini birbirine karıĢtırmamak gerekir. Açık- koyu, bir rengin ıĢıktan gölgeye geçerken aldığı ton dereceleridir (valörlü). Yani herhangi bir rengin, ıĢıkta ne derece açık tonda ya da gölgede de ne kadar koyu gözükeceği durumudur.

(36)

18

Halbuki ıĢık- gölge, renkli resimde, soğuk ve sıcak renklerin kullanılıĢı ile sıkı sıkıya ilgilidir. Örneğin ıĢıklar sarı, turuncu, gölgeler ise koyu mavi ve mor renklerle anlatılır. Bir rengi ıĢıklı göstermek için, beyazla açmak yerine, sarı ya da turuncu renkleri karıĢtırarak yapmalıdır. Gölgede göstermek için de, mavi ya da mor renklerle karıĢtırmalıdır (Kılıçkan, 1996, s.98).

Pekmezci‘ye(2006) göre ; Açık- koyu değerlerin desen kompozisyonu içinde, hem sanatçı hem de onun eseri olan resim açısından meydana getirdiği etkileri, baslıklar halinde toplamak mümkündür:

 IĢık ve gölge oyunları maddelerin üç boyutlu, form etkisi ortaya çıkmaktadır. Formun üzerinde açıktan koyuya doğru değerler oluĢur.

 Formun boĢluktaki ve mekandaki yerini, açıktan koyuya doğru giden kontrast değerlerin derecesi oluĢturur.

 Açık koyu değerler, yüzeyde biçimlerin ve dokuların görsel olarak tanımlanmasında, hac imlenmesinde ve ifade kazanmasında yaratıcı temel elemandır.

 Resmin açık, aydınlık, neĢe dolu atmosferi veya keyfi kaçıran koyu, karamsar etkisi sanatçının vurguladığı ıĢık ve ton değerleri ile sağlanır.Karamsar etkisi sanatçının vurguladığı ıĢık ve ton değerleri ile sağlanır.

Doku: Bir nesnenin yapı özelliklerine bağlı, onun tümünü kapsayan veya temsil eden; görülebilen dokunulabilen görsel ve dokunsal etki (MEB, 2012, s.260).

Sanatsal anlamda doku, maddelerin doğal yapısının dıĢ yüzeyindeki görüntüsü olarak görülmektedir. Görsel sanatlar olarak adlandırılan resim, heykel, seramik, grafik, tekstil, mimari gibi sanat dallarındaki uygulamalarda etkin biçimde kullanılan dokular, yapılan çalıĢmalara estetik bir görüntü kazandırmaktadır (S.Buyurgan ve U.Buyurgan, 2012, s.132).

Her varlığın kendine özgü bir yapısı bulunmaktadır. Ayrıca yüzeyi bir doku türü ile örtülüdür. Doğada dokusuz yüzey bulunmamaktadır. Elimizle algıladığımız doku türleri, dokunduğumuz yüzeyin niteliğini belirlemektedir. Dokunun, sert, yumuĢak, pürüzlü, tüylü, kaygan, düz gibi özellikleri bulunmaktadır. Varlıklara dokunulduğunda elimizle algılayabildiğimiz dokulara gerçek doku denilmektedir. Dokunma duyumuzla hissettiğimiz halde yalnızca gözümüzle algılayabildiğimiz dokulara ise, görsel doku adı verilmektedir. Bir sanat eserinde gerçek ve görsel dokular ayrı ayrı ya da birlikte kullanılmaktadır. Doku,

(37)

19

doğayı zenginleĢtirdiği gibi, sanat eserini de zenginleĢtirdiği, pek çok sanatçının kendi tarzında vazgeçilmez bir eleman olduğu görülmektedir. Ayrıca, büyük coĢku ve duyarlılıklakullanıldığı bir öğe olarak karĢımıza çıkmaktadır (Yılmaz, 2010, s.35).

Plastik sanatlarda, model olarak kullanılan varlıkların yüzeyini kaplayan örtünün görünüm ve niteliğine doku denir. Doğadaki her maddenin yüzeyi bir doku türü ile kaplıdır. Bu örtünün görünümü o cismi karakterize eder ve tanıtımına yardımcı olur. Örneğin; cam, mermer türü eĢyanın yüzeyi parlak ve kaygan; halı, kilim gibi olanlarında pütürlü ve yumuĢaktır. Dokunma ve görme duyularımızla algıladığımız bu özellikler, plastik sanatlar alanında üreteceğimiz yapıtları önemli ölçüde etkiler. EĢyaların yüzeyindeki dokuyu iyi tanımak, gözlemlerimizi güçlendirir, yapacağımız esere ruh ve canlılık katar (Kılıçkan, 1996, s.101).

Form ve ġekil: Form ;IĢık, gölge, renk, anatomi, çizgi ve doku gibi elemanların hepsinin

birden oluĢturulduğu görünüm (MEB, 2012, s.258).

Resim sanatında biçim, üç boyutlu görünüm kazanabilir. Biçimin iki boyutlu görünümü onu formdan ayırır. Yani form, üç boyutlu ve gerçek bir nesnedir. Formun iki önemli özelliği vardır. Bunlar, kütle ve hacimdir Kare biçim, küp ise hacimli olduğundan formdur. Çember biçim küre formdur (BoydaĢ, 2004, s.19).

Buyurgan‘a göre form ve Ģekiller geometrik ve organik olarak ikiye ayrılır. Form ve Ģekiller simetrik, asimetrik, durgun, hareketli vb. yapılarda bulunabilirler.

a. Geometrik formlar : Küp, küre, prizma, dikdörtgen prizma vb.

b. Organik formlar: Ġnsan, hayvan, bitki (S. Buyurgan ve U. Buyurgan, 2007: 111) Her varlığın temel bir sekli vardır. Örneğin top yuvarlak, yumurta oval, kutu dikdörtgendir. Resmi yapılacak modellerin karsıdan görünüĢü, kare, dikdörtgen, üçgen, çember, oval gibi geometrik yüzeylerden temel seklini alır. Bir modelin resmini yaparken, onun temel seklinin ne olduğuna karar vermelidir. Model üç boyutlu görünüme geçiyorsa, Ģekiller hacim kazanıyor demektir. Böylece modelin yapısı küp dikdörtgen prizma, koni, silindir, küre gibi biçimlere dönüĢecektir. Burada geometrinin, çizgi ve desen çalıĢmalarında ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Resim sanatının çağ atladığı Rönesans döneminin Talha‘sında, bazı resim atölyelerinin kapısının üstünde ‗Geometri, matematik bilmeyen buraya girmesin‘ diye yazdığı söylenir.(Kılıçkan, 1996, s.38).

BoĢluk: Üç boyutlu Ģekil ve formların arasında oluĢan boĢluklar denilebilir. Kompozisyon çalıĢmalarında boĢluklar ile resmin etkisini arttırmak mümkündür.

(38)

20

Ugulama çalıĢmalarında,konunun daha etkili gelebilmesi için boĢluk-doluluk(konu-mekan) iliĢkisinin iy ayarlanması gerekir.ÇalıĢma yüzeyinin tümü çeĢitli Ģekillerle soluksuz doldurulursa resmin etkisi az olur.Resimde,konuyu daha iy ortaya çıkarabilmek için gözü dinlendiren boĢ alanlara da ihtiyaç vardır.bu nedenle kompozisyonda boĢluk-doluluk iliĢkisi iyi düĢünülmelidir.Yani konu ve konuyu çevreleyen mekan resmimizin daha etkili olması için gereklidir. (S.Buyurgan ve U.Buyurgan, 2007, s.113).

Renk: Renk, yaĢamımızın her anında, dekorasyonda, giyimde, mimaride iç içe olduğumuz bir öğe durumundadır. Algılanabilmesi için ıĢığın varlığına ihtiyaç bulunmaktadır. IĢığın cisimlere çarpması ile yansıyan ıĢınların gözümüzde oluĢturduğu her bir duyuma renk adı verilmektedir. Renk, fizik biliminin bir dal olmakla birlikte insanda uyandırdığı sayısız etkilerden ve anlam gücünden dolayı görsel sanatların da en önemli öğesi olmaktadır. Renkler, duyusal olarak öncelikle algılanırlar. Resimlerdeki vurgular ister içerik, ister biçim olsun sanatçının kaygısı da çoğu kez rengi oluĢturmaktadır. Sanatçı çoğu kez konuyu resimden atıp, yalnızca renk üzerinde durduğu belirtilmiĢtir (Yılmaz, 2010,s.31).

Ġnsan gözünün görebildiği ıĢık tayfının dalga boyu(Üzerine ıĢık düĢen her nesne ıĢık tayfının belli bir kısmını emer ve diğer kısmını yansıtır. IĢığın yansıyan kısmı renk olarak ortaya çıkar)(MEB, 2012,s 262).

Renk yaĢantımızı etkileyen önemli bir unsurdur. Renk çemberinde üç ana renk ve onların karıĢımından oluĢan üç ara renk vardır. Ana renkler sarı, kırmızı, mavi, ara renkler ise; yeĢil, turuncu ve mordur. Herhangi bir rengin siyah ve beyazla karıĢtırılarak elde edilen renklere ise ton denir. Valör ise, bir rengin nötr renkler ve diğer birçok rengin karıĢımıyla ortaya çıkan ve çok değiĢik renk değerlerinden oluĢan bir renk yelpazesidir(Yılmaz, 2007, s.32).

Rengin üç esas özelliğinden birisi olan Valör‘ün bu özellikleri ise, rengin ton, kroma ve valör değerleridir. Bir rengin matlık, parlaklık Ģiddetini belirlemesine kroma değeri, rengin en açığından en koyusuna kadar olan tüm değerlere ise valör değeri denir.Diğer bir Ģekilde tanımlayacak olursan valör, seçilmiĢ bir rengin siyah beyaz gibi nötr ve baĢka birçok renkle karıĢımı ile meydana çıkan ve çok farklı renk değerlerinden oluĢan bir renk yelpazesidir (Buyurgan ve Buyurgan, 2012,s. 137).

Leke: Bir yüzey üzerindeki bir rengin farklı ton değerleriyle kullanılmasına leke denir.Bu değerler açık orta ve koyu lekelerdir. ÇeĢitli tonlamalardan oluĢan bu lekeler bir rengin kendi içerisindeki tonları olabileceği gibi, farklı renklerin birbirleriyle olan ton iliĢkileri Ģeklinde de karĢımıza çıkabilir(S. Buyurgan ve U. Buyurgan, 2007,s. 110)

(39)

21

Koyu (gölge) ve açık (ıĢık) lekelerin modelde dengeli bir biçimde yerleĢtirilmesi, yapıtın-kompozisyonun anlamlı olmasına zemin hazırlar(Artut, 2009,s. 160).

Bir yüzey üzerinde yüzeyin renk ve tonundan daha farklı renk ve tonda fark edilen daha küçük yüzey(MEB, 2012,s. 260).

Mekan: Sanatta mekân iki ya da üç boyutlu olabilir. Fon ile objeler ve figürler arasında ki

her türlü iliĢki(MEB, 2012,s. 260).

BoĢluk veya espas nesnelerin içinde altında arasında etrafında veya üstündeki mekân, alan olarak tanımlanır. Sanatta mekân iki ve üç boyutludur. ġiirde, müzikte, konuĢmada susmaların karĢılığı mekândır. Mozart‘a göre bestelerin en güzel kısmı susmalardır. Resimde pozitif ve negatif öğeler yan yanadır. Resimde boĢ alanlar, özgürlük olarak yorumlanabilir (BoydaĢ, 2004,s: 20).

Konunun daha etkili bir duruma gelebilmesi için, uygulama metotlarında boĢluk doluluk iliĢkisinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Resmin etkisinin az olmaması içinçalıĢma yüzeyinin tamamı farklı Ģekillerde aralıksız doldurulması gerekir.Resimde,konunun daha net anlaĢılabilmesi için gözü dinlendiren boĢ alanlara da ihtiyaç duyulur. Busebepten dolayı kompozisyonda boĢluk-doluluk iliĢkisi iyi düĢünülmelidir. Bunun sebebi ise, konu ve konuyu çevreleyen mekân resmin daha etkili olması için önemli bir etkendir. (Buyurgan ve Buyurgan, 2012: 135).

Konunun daha etkili bir duruma gelebilmesi için, uygulama metotlarında boĢlukdolulukiliĢkisinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Resmin etkisinin az olmaması için çalıĢma yüzeyinin tamamı farklı Ģekillerde aralıksız doldurulması gerekir. Resimde,konunun daha net anlaĢılabilmesi için gözü dinlendiren boĢ alanlara da ihtiyaç duyulur. Bu sebepten dolayı kompozisyonda boĢluk-doluluk iliĢkisi iyi düĢünülmelidir. Bunun sebebi ise, konu ve konuyu çevreleyen mekân resmin daha etkili olması için önemli bir etkendir. (Buyurgan ve Buyurgan, 2012: 135).

3.1.3.2 Temel Tasarım İlkeleri

Sanatın ilkeleri eserlerin düzenlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olur. Sanatçılar eserlerini ortaya koyarlarken, sanat ilkelerini temel alırlar.(BoydaĢ, 2004: 21), sanatın ilkelerini yedi ana baĢlıkta incelemiĢtir. Bunlar, denge, vurgu, ahenk, değiĢiklik, hareket ve ritim, oran orantıdır.

Şekil

ġekil  1.  Kompozisyonu  oluĢturabilme  değiĢkeni  hayalden  insan  figürü  çizimi  çalıĢma  kağıdı öncesi ve sonrası puanları
Tablo incelendiğinde kompozisyonu oluĢturabilme değiĢkeni için p değeri 0,05‘den küçük  olduğundan  dolayı,  Ön  test-Son  test  puanları  arasında  fark  olduğu  söylenebilir.Bu  farkın  hangi testin lehine olduğunu belirlemek için puan ortalamaları incel
ġekil  3.  Kompozisyonda  perspektif  kullanabilme  değiĢkeni  hayalden  insan  figürü  çizimi  çalıĢma kağıdı öncesi ve sonrası puanları
Tablo 3. Kompozisyonda Perspektifi Kullanabilme DeğiĢkeni Ġçin ÇalıĢma Kağıdı  Uygulamalarının Etkisinin Testi
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Avrupa Üroloji Derneği Testis Tümörleri kılavuzuna göre; seminomatöz tümörü olan hastalarda rete testis tutulumu ve tümör boyutunun >4cm olması prognostik

The results of this study are as the following: 1.Customer perspectives: the satisfaction score of residents’ relatives for the nursing home had improved after implementing

黃帝內經.靈樞 逆順肥瘦第三十八 原文

Remove from heat, pour the boiling milk over it and then cover. Now allow the mixture to simmer over a very low flame, preferably with a mat over the burner, until all

The aim of this work is to produce zinc oxide semiconductor based composite materials and study the optical, structural and electrical properties of oxide

A novel folic acid-imprinted quartz crystal microbalance (QCM) nanosensor in order to detect folic acid depending on the fabrication of folic acid-imprinted polymer film on a

Reklam basın ilanlarına yönelik sayfa düzeni türleri açısından bakıldı- ğında yıllar içerisinde “Resim Çerçeveli Sayfa Düzeni” ve “Metin Ağırlıklı Sayfa

Bu şekilde Türk sanatında oluşan insan ikonografisi ve onun önce İslam seramik sanatına yansıması, daha sonra Büyük Selçuklu dönemi seramik ve çini sanatında tek