• Sonuç bulunamadı

3.4.1. Mantık Çağı (11 ila 13 yaĢ)

Bedensel ve psikolojik geliĢim ve değiĢkenlerin kritik olduğu bir dönemdir. Temel eğitimin ikinci kademesine de sarkan bu döneme ―gruplaĢma‖ veya ―baĢkaldırma‖ dönemi de denmektedir. Gerçekçi bir anlayıĢın geliĢtiği katı gerçekçi yansımalar belirgin bir Ģekilde görülür. Planlama, derinlik (perspektif) renk ve oran kavramları netleĢmiĢtir (Artut, 2004, s.224).

KırıĢoğlu‘ndan aktaran Buyurgan(2007), Kendisi ya da çevresi ile ilgili konularda bir çıkıĢ yoku arar.Bunu bulduğunda bu davranıĢını sürdürür. Bu yol bazen kendi kendine bulduğu yoldur.Kimi zaman da bazı kaynaklardan yararlanarak kendine bir yol bulmaya çalıĢır. Bu ikinci yol genelde öğretimin yetersiz kaldığı durumlarda oluĢur.Çocuğun kendine özgü anlatımlarına yine kendine özgü çıkıĢ yolu bulduğu durumlara okullarda sıkça rastlanmaz. Bunlar yetenekli çocuar olarak bilinirler.Yansıtma becerisine sahip ama santsallıkta yetersiz kalanlar ikinci grubu olĢturur.Üçüncü grüpta ise her iki yöndeki ihtiyaçalrı yönlendirmeyi ve doyurumayı bekleyen öğrenciler yer alır.

Bu çağlar yaklaĢan gençliğin bunalımının bir habercisidir. Çocuk ―baĢkaldırma‖ devrinden çıktığı an, zekâ ve mantığının yardımı ile bazı güçlükleri çözebilme yeteneğine sahip olduğu halde, yine de büyük bir anlamda çocuk kalmıĢtır. Onda zengin bir yaratma gücü vardır. Oysa bir yetiĢkin, imgelem ile iliĢkisini, eleĢtirme bilinci yüzünden yaratıcılığını yitirmiĢtir. Öyle ise en önemli sorun Ģöyle olabilir: Bu çağdaki çocuğu oluĢan eleĢtirme bilincine karĢı yaratıcılığını yitirmemesi içi nasıl eğitmeliyiz? Bu çocuk ilgisini yaptığı iĢin bitmiĢ haline toplamaktadır, ilerleyen yaĢlardaki sonuç büyük bir önem taĢır.

Bu grupta iki tip göze çarpar:

—NESNEL gözle görülen Ģeylerle ilgilenen tip (Görsel)

—ÖZNEL, ĠÇSEL, duygu yoluyla etkilenen tip (Görsel olmayan)

―Ortaokullarda öğretmenin, çocukları, bu iki tip insanı her an göz önüne alarak eğitmesi gerekir. Ġnsan resminin gerçek fikrine daha çok gözle görülen Ģeylerle ilgilenen çocuğun kendi öz çaba ve isteğiyle eriĢtiği görülmüĢtür. Bu çağa dek çocuk insan giysisini yalnız kız ve erkeği ayırmak için çizmekteydi; oysa Ģimdi vücudun verdiği eylemle giysinin bazı kıvrımlarını görüp resmine aktarmaktadır. Perspektif önemli bir sorun ortaya koyar.

39

EĢyaların uzaklık ve yakınlığını boĢluktaki yerlerini ve biçimlerini resimlendireceğini düĢünen çocuğun bu yöndeki eğitimine özenle eğilmek gerekir. Öğretmen optik oyunlara bağlı bilgileri perspektif yolu ile üç boyutlu görüntü ile göstermeye çalıĢmamalı, matematiksel bilgiler vermekten kaçınmalıdır. Batıda Rönesans öncesi, Yeniçağ, doğu Mısır sanatı, minyatür, Hitit, Asur, Sümer, Mezopotamya sanatı, Uzakdoğu Japon ve Çin estampları üzerine bilgiler vermeli ve onları öğrencisine sevdirmelidir. Ön ve arka plan fikrine uyan kolaj resimleri yardımı ile ve kolektif bir çalıĢma uygulayarak büyük boyutlu duvar resimleri yaptırmak yararlı sonuçlar verir. Renk, görsel duyusu ağır basan çocukta lokal renklerin uyumu ile belirgindir. Oysa öznel olan çocuk renkleri duygularına dayanarak uygular‖ (Kehnemuyi,1995, s.17-39) .

Yukarıda da belirtildiği gibi bu dönemde, çocuğun gerçekçilik ve mantık kaygısının baĢlıca sebebi, eleĢtiriden kaçınması ve çekinmesidir. Artut‘un da belirttiği üzere; ―Resimlerinde hareketli figürler sıkça görülmeye baĢlar. KoĢan, yürüyen, oynayanlar gibi. Nesneler arka planda sıra sıra dizili irili ufaklı (perspektifin oluĢumu) olarak dikkat çeker. Mekân anlayıĢı geliĢmiĢtir, her Ģey yerine göre, anlam ve amacına uygun olarak yerleĢtirilmeye özen gösterilir. Çoğunlukla erken yıllarda olduğu gibi bağımsız, özgür bir Ģekilde gördüklerini resimlerine aktarma eğilimi içindedirler. Diğer yandan da, genel geliĢimin getirdiği gerçeklere uyma, çevrenin istemlerine yanıt verebilme ikilemini yaĢamaktadırlar. Örneğin, çizim veya boyama iĢlemlerinde ―Acaba resimlerim beğenilir mi?, YanlıĢ yapar mıyım?, BoĢ yerleri boyamasam olmaz mı?‖ Ģeklinde korku ve çekingenliğin gözlendiği bir dönemdir. Ġyi bir sanat eğiticisinin konuya iliĢkin duyarlılığı bu tür sorunları kolaylıkla aĢabilir.‖ (Artut, 2004, s.245-247)

Yine Artut(2004), bu yaĢ grubuna giren çocuk resimlerinin ortak özelliklerini aĢağıdaki Ģekilde özetlemiĢtir:

 Olaylar, eĢyalar ve gerçekler arasında iliĢki kurabilme, plan yapabilme yetisi büyük ölçüde geliĢmiĢtir.

 Kız ve erkekler arasındaki cinsiyet farklılığından kaynaklanan konuların seçimi ön plana çıkar.

 Perspektif etkileri görülür.

 Geometrik çizgilerden uzaklaĢılmıĢtır.

 Resimlerinde katı gerçekçilik egemendir.

40

 Renk kavramının geliĢtiği, renkleri anlam ve amaçlarına uygun olarak tercih ettikleri görülür.

Detaylarıyla incelediğimiz bu yaĢ gruplarını özetlemek gerekirse, çocuk her ne kadar büyüdükçe bilgileri artıp yetenekleri geliĢse de, eğilimleri yaptığı çalıĢmaların ve resimlerin sınırlarını ve kapsamlarını belirlemektedir. ―Çocuklar olgunlaĢtıkça belli alanlardaki yaratıcılıkları artarken (meselâ, aynı renklerden farklı anlatımlar ortaya çıkarma) baĢka alanlardaki yaratıcılıkları geri plana atılmaktadır. Wen ve Ġner (1980) tarafından yapılan bir araĢtırmada beĢ ve on yaĢlarındaki çocukların çizimleri sanatçılara gösterilmiĢ ve hangi yaĢ grubuna ait çizimlerin daha fazla sanatsal içerikli olduğu sorulmuĢ ve beĢ yaĢ grubuna ait çizimler daha sanatsal bulunmuĢtur. Fakat bu, çocukların büyüdükçe sanatsal yeteneklerinden bir Ģeyler kaybettikleri anlamına gelmez. Bu değiĢiklik sanatsal yeteneklerinde görülen azalmadan ziyade çocukların ilgilerindeki değiĢimle alâkalıdır. On yaĢındaki çocuklar 5 yaĢındakiler kadar özgün, hayâl gücünü yansıtan çizimler yapabilirler ama bunun yerine daha gerçekçi resimler yapma eğilimindedirler‖ (Keskin, 2006, s.17) Bu dönemde çocuk, çevresi ve çevresini oluĢturan nesneler ile iliĢkisini keĢfetme gereksinimi içindedir; ne çizeceğini uzun uzun düĢünür, yaptığını beğenmez, cesaretini yitirip güzel çizemeyeceği kaygısına kapılır. 11 yaslarındaki çocuk henüz perspektif, ıĢık ve gölge kurallarını tam öğrenmemiĢ, üçüncü boyutu yaratma becerisine sahip olamamıĢtır. Yasadığı çevre, gittiği okul ve içinde yasadığı kültür çocuğu bu konuda yönlendiren etmenlerdir.

3.4.2. Ergenlik Evresi (13 yaĢ ve ötesi)

KırıĢoğlu‘ndan aktaran Buyurgan(2007) ,KiĢiliği hızla geliĢen, sosyalleĢen genç çevresi ile daha yoğun bir iletiĢim içine girer. GeliĢen olayları kendi yorumu ile yansıtabilir. Gencin kendi çalıĢmalarına ve baĢkalarının çalıĢmalarına karĢı eleĢtirel davranıĢı geliĢir önceleri okul çağında ve ön ergenlik çağında bu eleĢtirel yaklaĢım güvensizlikten kaynaklanan bir yaklaĢımla yalnız gerçeği yansıtma becerisine yönelmiĢken,bu yaĢtan sonra giderek santsal değerlere yönelir.KiĢisel ve toplumsal değerlere ilgileri artar.bireysel iliĢkiler,duygusal yaklaĢımlar içine giren genç kendine bazı hedefler belirler.Bu hedefleri baĢarmaya çalıĢır.Bu evrede baskın olan daranıĢ bireysel kimliği bulma ve anlatımlarda öznelliği yakalamaktır.

41

Bu evrede resimsel sorunlar öğrenilerek çözülür. Soyutlama, çok yönlü görüĢ kazanır. Renk iliĢkileri, çizgisel renklilik oluĢur. Ġlköğretim çağında resimde kaybolan bütünlük tekrar kazanılır. Genç, öğrenerek kendini ifade etmede çıkıĢ yollarını daha kolay bulur.Bunun için ona gerekli mekan ,malzeme sunulmalı, motivasyon ve bilgilendrime yapılmalıdır.Öğrencilere sadece uygulama yaptırılmamalı,öğrenciler, sant tarihi,estetik konularında bilgilendirilmeli ve sanat eserlerine eleĢtirel bakıĢ açıları da geliĢtirilmelidir. (S.Buyurgan ve U.Buyurgan, 2007, s.66).

IĢık, renk, gölge ve oran gibi faktörler üzerinde çok dururlar. Ġmgesel ve taklit çizimlere eğilim gösterirler. YetiĢkinler gibi çizme ve boyama arzusu içindedirler. Ünlü sanatçıların yapıtlarını merak ederler ilgi duyarlar (Artut, 2004, s.227).

―Çocuk bu dönemde kendisinin ve arkadaĢlarının resimlerine karsı eleĢtirel bir gözle bakar ve bu eleĢtiri, eğitimine koĢut sanatsal değerler çerçevesindedir. Resimsel sorunları araĢtırma yöntemi ile çözmeye çalıĢan çocuk, çok boyutlu bir öğrenim sürecindedir. Küçük kas geliĢimini tamamlayan bu yas dilimi çocukları ya da gençleri, hatasız cam kesebileceklerinden vitray çalıĢmaları yapabilirler. Tahta oyma, seramik ve mozaikle uğraĢmak onları ruhsal olarak rahatlatacak, ergenliğe geçiĢ sürecinden kaynaklanan duygusal sarsılmaları, sanatsal yaratımları sayesinde daha kolayca aĢacaklardır. Çizgi, desen, renk ve dokudan oluĢan kompozisyon ve estetik soruları, çocuğun kiĢiliği ile bağlı olduğu için teknik yönden açıklamaya çalıĢmak zararlı olabilir. Kompozisyon, eğitmenin verdiği kurallarla değil, gencin bireysel coĢkusu, sınırsız düĢ gücü ve içtenliği ile kendiliğinden oluĢmalıdır. Bireysel iliĢkilerin ve duygusal yaklaĢımlarında devreye girdiği yaĢamında, sorumluluklarının bilincinde olan çocuk, sanatın bütün kurallarını öğrenme dönemine girdiklerinden okul dıĢı etkinliği olarak her türlü sanat kursuna rahatlıkla katılabilirler. Ebru, tezhip, hat, minyatür, heykel, gravür ve yağlı boya çalıĢmalarını okul dıĢındaki dil sanat kursunda alacakları kuramsal ve uygulamalı derslerle baĢarabilirler. Batı ve doğu sanatının tanıtılması ve sevdirilmesi gereken bu dönemde çocuklardan grup oluĢturularak, ön ve arka plan fikrine uyan kolaj çalıĢmaları ve büyük boyutlu duvar resimleri yaptırmak olumlu sonuçlar verecektir‖ (Gürtuna, 2003, s.89,90).

43

BÖLÜM 4

YÖNTEM

AraĢtırmanın bu bölümünde araĢtırmada izlenen bilimsel yaklaĢım, ―araĢtırmanın modeli‖, ―çalıĢma grubu‖, ―verilerin toplanması‖ ve ―verilerin analizi ile ilgili bilgi verilmiĢtir.

Benzer Belgeler