• Sonuç bulunamadı

BelirlenmiĢ amaç veya amaçlar, o amaçlara gidenler ve amaçlara gitmek için izlenen bir yol vardır. Bu yol ne kadar açık, kolay izlenir, dolaĢması olursa, o kadar çabuk ve düzenli bir Ģekilde amaca ulaĢılır. Yani öğretme-öğrenme etkinlikleri gerçekleĢtirilirken, uygun yöntemlerin seçilmesi gerektiği söylenebilir (Bozkaya, 2001, s.129).

Öğretmenin yöntem seçimini etkileyecek belli baĢlı faktörleri Ģöyle sıralamaktadır (Küçükahmet, 1986, s.35):

 Öğretmenin yönteme yatkınlığı,

 Dersin süresi,

 Fiziksel olanaklar,

 Maliyet,

 Konunun özelliği,

 Öğretim sonucunda öğrencide geliĢtirilmek istenen nitelikler,

 Programın niteliği,

 Öğrenci grubunun tutumları,

 Öğretmenin kiĢiliği olarak sayılabilir.

 Öğretmen bir yandan yöntemlerini seçerken etkileneceği faktörleri, diğer yandan seçtiği yöntemleri en iyi Ģekilde uygulayabilmesi için dikkat etmesi gereken hususları bilerek dersini iĢlemesi gerektiği düĢünülmektedir.

32

Öğretim yöntemi iyi seçildiği takdirde kısa zamanda birçok amaca eriĢilebilir, çok yönlü bir öğrenme sağlanabilir. Böylece amaçlar, uygun yöntemin bulunup, uygulanmasıyla ancak iĢlerlik kazanırlar. Bir yöntemin iyi olabilmesi için (Tan ve Erdoğan, 2000, s.25);

 Öğrenme, öğretim ve düĢünme ilkelerine uygun olmalıdır,

 Öğretmen ve öğrenciyi fazla yormamalıdır,

 Öğretmenin kiĢisel yaĢantılarıyla zenginleĢtirilmelidir,

 Öğrenciyi yaratıcılığa yöneltmeli, aktif kılmalı, kiĢiliğini geliĢtirmelidir,

 Öğretmenin, öğrencilerin ve konunun özelliklerine uygun olmalıdır.

3.3.1.Görsel Etkinlik (Demonstrasyon )Yöntemi

Duyu organlarının tamamı ya da bir bölümünü harekete geçirici görsel materyaller kullanılarak oluĢturulan yöntemdir (Artut, 2004). Öğrenmede en etkili yöntemlerden biri de, görsel araçlardan yararlanmadır. Görselliği ön planda olan resim sanatının öğretiminde, her türlü görsel eğitim araçlarından yararlanarak öğretim yapmak, öğrencilerin öğrenmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle slaytlar, filimler, tıpkı basımlar, sanat eserleri, açıklayıcı levhalar, sergiler vb. araçların çocuklarla karĢılaĢtırılması ve bu yolla amaca yönelik eğitim-öğretim etkinliklerinde bulunulması, sanatsal öğrenmede önemli katkılar sağlamaktadır. Konu ya da tekniğe yönelik bir bocalama yasayabilecek öğrencinin, bu durumuna olumlu katkı sağlayabilecek bir yöntemdir (Yolcu, 2004)

Bu yöntem ile yapılacak etkinliklerde öğretmen, gösterilecek örnekleri planlayarak hangi iĢi nasıl, nerede hangi araç gereçler kullanarak ne kadar sürede bitireceğini saptamalı, gerektiğinde iĢlem basamaklarını gösterir is yaprakları oluĢturmalıdır. Ayrıca öğretmen yaptıracağı çalıĢmanın uygulamasını da (deneme) önceden kendisinin yapmasında yarar vardır. Gösteri, düĢüncelerin, tanımların, anlatımın yetersiz olduğu durumlarda etkilidir. Öğrenciler bu yöntemle deneyerek, görerek, iĢiterek hem de yasayarak öğrenirler. Bu yöntem özellikle plastik sanatlarda son derece önemli ve etkilidir. Bu araĢtırma yapılırken öğrencilere yaptırılan uygulamalarda bu yöntemden faydalanılmıĢtır.

3.3.2. Anlatma Yöntemi

Bir konuya giriĢ yaparken, bilgi aktarırken ya da özetlerken sıkça baĢvurulan bir yöntemdir. Bu yöntemin uygulanmasında görsel ve iĢitsel araçlardan yararlanılmasına,

33

öğrencilere söz hakkı verilmesine öğrencilerin not tutmalarına ve soru sormalarına imkân verilmelidir. ĠĢlenilen konuların öğrencilerin yaĢantılarıyla bağlantısı kurulmalıdır. Basit kısa ve tam cümlelerle anlatım yapılmalıdır (Pekmezci, 2007, s.134).

3.3.3. Kopya Yöntemi

Kopya çağdaĢ sanat eğitiminde öğrenmeyi güçlendiren bir yol olarak yer alır. ―Sanatların doğadan çok kendilerinden önceki sanatlara çok Ģey borçlu olduğu‖ savından hareketle yapılan araĢtırmalar öğrenmenin yalnız modelden değil, resimlerden, fotoğraflardan yararlanılarak gerçekleĢebileceğini ortaya koymuĢtur. Kopyanın biçimi önceden saptanan hedeflere göre seçilmelidir. Kılı kırk yararcasına bir yapıttan kopya, kiĢiye daha çok çözülmüĢ problemleri ve hazır sonuçları öğretir, teknik beceriyi güçlendirir. Konuya ön bilgiyle yaklaĢılan kopyalar ise, kiĢiye sorun çözmede ipuçları sunar ve böylece onun yaratıcılığına olanak verir.

Kopya sanat eğitiminde bir amaç değil, bir yoldur. Her araç gibi öğretmenler elinde yerinde kullanılırsa değiĢtirici, geliĢtirici ve hatta yeteneği olanlarda geliĢimi hızlandırıcı olabilir. Bunun tersi ise kopyaya karĢı olanları haklı çıkartacak kadar engelleyici ve köreltici olur. Amaç sanatı öğrenmektir. Bu amaca giden yolda kopya tek yöntem değil, yöntemlerden ancak bir tanesidir (KırıĢoğlu, 2005, s200).

Sanatın okullara ders olarak girdiği yıllarda doğru çizme, gördüğünü doğru yansıtma resim derslerinde amaçlanan bir davranıĢtı. Ancak sanatın bir disiplin bir konu olarak yer alması gerektiği görüĢü son yıllarda sanatın her boyutta öğretimini de gündeme getirmiĢtir. Doğalcı, algıcı yaklaĢımların kopyayı yaratıcılık geliĢiminde engelleyici görerek reddetmesine karĢılık ―sanata doğru eğitim‖ ya da ― disiplin odaklı görsel sanatlar eğitimi‖ kopyaya geliĢtirici bir yol olarak bakmaktadır .(KırıĢoğlu, 2005, s.195).

Bilinen çeĢitli kopya yöntemleri Ģunlardır; 1. Uygulamalı Kopya Yöntemleri

a. Modelden Kopya(ÇeĢitli obje ve nesnelerden bakarak etüt etme.) b. Karelere Ayırarak Kopya

c. Karbon Kağıdı Ġle Kopya

34 2. Baskı Teknikleri Ġle Kopya (Çoğaltma) Yöntemleri a. Özgün baskı (Damga, Mühür, Gravür, Serigrafi..vb. )

b. Kalıp alma (Seramik, Heykel End. Sanat, Giysi, Aksesuar vb.)

c. Röprodüksiyon (Sanatçıların yapıtları): Çoğaltılarak günümüze aktarılması. d. Fotokopi yoluyla kopya.

e. Fotoğraf tabı yoluyla kopya.

3.3.4.Kolaydan Zora Yöntemi

Basitten karmaĢığa, bilinenden bilinmeyene ilkesine bağlı olarak geliĢtirilen bu yöntemde, daha sağlam ve etkin olacağı inancıyla önce çocuğun yakın çevresinden sanat eğitimine baĢlanır. Çocuğun bildiği, tanıdığı, tecrübe edindiği nesnelerden ve yakın çevresinden edindiği izlenimlerden yola çıkılarak sanat eğitimine baĢlamak, bu yöntemin ilkelerindendir (Yolcu, 2004)

Bu yöntem görsel sanatlar eğitimini en basitten alıp öğrencinin seviyesine göre kolaylaĢtırarak ve değiĢtirerek en karmaĢığa doğru geliĢtirmeyi amaçlamaktadır. Ġlk ve orta öğretimde sanat dersleri konuları genellikle birbirinden farklı teknik ve uygulamalar Ģeklinde yürütülmektedir. Örneğin bir gün suluboya ise bir baĢka gün el becerilerine dayalı üç boyutlu (kesme, ölçme, yapıĢtırma vb.) etkinlikler Ģeklindedir Bu anlayıĢ bir ölçüde öğrencilerin ilgilerini yüksek tutabildiği düĢünülmektedir. Ancak anlamlı bir sanat öğretimi sistematik disiplinli bir öğrenme sürecini gerektirir. Dolayısıyla verilen konu ve tekniklerin kavratılmasında ilkesel, anlamlı bir ardıldığın olması gerekmektedir. Böylece süreç içinde, iĢlenen konuların içeriği ve kullanılan araç gereçlerin olanak ve iĢlevselliğinin yeterince tanınmasına fırsat verilmiĢ olmaktadır (Artut, 2001, s.102).

3.3.5. Müzikli Yöntem

Müzikli yöntemin ilk ortaya çıkısı 1927‘dir. Bu yıllarda Almanya‘da uygulanmaya baĢlayan bu yöntemin özü, imgesel çağrıĢımlar yaptırmak, kiĢinin iç dünyasını harekete geçirerek duygularının geliĢmesine yardım etmek, anlatımlarına yaratıcı etkinliklerle fırsat vermekti. Önceleri merkezinde müzik olmak üzere, yaratıcı güç ve yetilerin geliĢimi ve korunmasına yönelik olan bu anlayıĢın, daha sonraki yıllarda ve bir süre için plastik

35

sanatlar eğitimiyle kaynaĢtığı görülür. 1945 yılından itibaren baĢlayan bu kaynaĢma ve bütünleĢmeyle müzikten bu amaçla yararlanılmaya çalıĢılmıĢtır (Yolcu, 2004).

Bu yöntem, resmin müzikle iliĢkisi düĢünülerek sırf müziğe dayalı olarak yapıldığı gibi, müziğin yaratıcılığa etkisi düĢünülerek derslerde müzik dinletilmesi Ģeklinde de yapılmaktadır. Müzik ile motive olan ritimler simgesel öğelere dönüĢtürülebilir. Bu yöntemin uygulanmasında uygun koĢulların çok iyi hazırlanması gerekmektedir. Dinletilecek müziğin seçimi, öğretmen ve öğrencinin konsantrasyonu, fiziki koĢullar sonuçta etkili olabilmektedir (Artut, 2004, s.114).

3.3.6. Sanat Yoluyla Eğitim

Ġngiliz sanat ve estetikçisi Herbert Read, ―Sanat Yoluyla Eğitim‖ adlı kitabında ortaya koyduğu bu yöntem, 30 yıl sanat eğitiminde etkili olmuĢ; bugün de hala etkisini sürdürmektedir. Read‘e göre sanat, çocuğun da sanatçının da kendiliğindenlikle, üzerinde düĢünmeden ortaya koydukları bir olgudur. Her sanat ürünü bir kiĢiliğin ve o kiĢiliğin özelliklerinin (huy, mizaç) anlatımıdır. Sanatçı huyunu ve algılamasını sanatında bilinçsizce yansıtır. Yaratma ne kadar özgürce yapılırsa, o kiĢilik (üslup) o kadar belirgince ortaya çıkar. Onun için sanat eğitim biliminde Özgür ifadeyi engelleyip kütleyecek her türlü etmeni ortadan kaldırmak, yeti ve güçlerin özgürce geliĢip serpilmesini sağlamak gerekir. O‘na göre, sanat eğitiminin asıl amacı, kiĢiliğin uyumlu geliĢmesinin, dolayısıyla uyum içinde bir toplumun sağlanmasıdır (San, 2003).

3.3.7. Bellek Yöntemi

Bilindiği gibi bellek ―yaĢananları, öğrenilen konulan, bunların geçmiĢle iliĢkilerini bilinçli olarak zihinde saklama gücü ‖dür. Çevreyle iliĢki kuran birey, duyu organları yoluyla algılarının bir kısmını zihninde bilinçli olarak saklar ve zamanı geldiğinde ya da ihtiyaç duyduğunda bunları kullanır. Ġsten, bellek eğitimi yöntemi, amaçlı olarak bellekte depolanan ve kullanım için hazır halde tutulan izlerin, çocuğun sanatsal yaratıcılığında kullanılmasını hedefleyen bir yöntem olarak ortaya atılmıĢtır.

19. yüzyıl basından itibaren Pestalozzi‘nin görüĢlerinden etkilenen, resim derslerinin gözü ve eli eğittiği inancına dayanan bir eğitim yöntemidir. BaĢlangıçta öğrenciye geometrik biçimlerle ölçme-çizme alıĢtırmaları yaptırılır. Bu eğitimi alan öğrenci nesneleri geometrik

36

bir biçime dönüĢtürerek ölçülü çizimler gerçekleĢtirir. Daha sonra serbest çizimlere geçilir. Öğrenci belleğindeki biçimleri ve konuları çalıĢarak, baĢlangıçtaki katılıktan kurtulur.

3.3.8. Gözlem ve Ġnceleme Yöntemi

Bu yöntemde, konu dikkatle incelettirilir. Önemli noktaları belirtilir. Bir takım açıklama ve krokilerden yararlanarak, gözlemi yapılan yerin varlığı veya olayın resmi yaptırılır. Ġlköğretimde olduğu gibi orta öğretimde de uygulama yöntemlerinden biridir.

3.3.9. Proje Yöntemi

Belli bir amaç için bir araya gelmiĢ bir kümenin bu amacı gerçekleĢtirmek için yaptıkları çalıĢmaların bütününe proje çalıĢması denir. Proje çalıĢması belli bir ders kapsamında olabileceği gibi belli sınıflar yada bütün okulun katılımı ile gerçekleĢtirilebilir.

Bu proje çalıĢmasına baĢlamadan önce aĢağıdaki hazırlıkların yapılması gerekir. Projenin amacı saptanır.

Projeye uygun bir ad bulunur.

Projenin amacını gerçekleĢtirmek için, yapılacak etkinlikler planlanır. Projede çalıĢanlar aralarında iĢ bölümü yaparlar.

Projenin baĢlangıç ve bitiĢ tarihleri saptanır.

Projede kullanılacak yöntem ve teknikler kararlaĢtırılır. Projenin maliyeti hesaplanır.

Proje yapılan ön hazırlıklara olabildiğince uyularak gerçekleĢtirilir. Sonuç bir rapor haline getirilir.

Bir yöntem olarak sanat eğitimi çalıĢmalarında ―projeler ile iĢlenen Tema‘lar öğretmen adaylarına, sanat eğitimcisi olarak yaklaĢım metodunu getirirken, neyi, nasıl öğreteceğini öğretip, grup çalıĢmalarının önemini ve burada ne öğretip, nasıl çalıĢacağını kavramasını sağlamaktadır (Sürür, 2004).

37

3.3.10. Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi (ÇASEY)

Yaparak-yaĢayarak öğrenme yöntemiyle hazırlanan öğretim programlarının uygulama, sanat tarihi, eleĢtiri ve estetikle birlikte verilmesi, sanat (grafik tasarım) eğitimini çekici kılabilir. Sanat, ―öğrencilerin öznel duygu ve düĢüncelerini de dile getirebileceği bir müstesna alan‖ olurken, sanat eğitimi, salt gerçeklere ve kuramsal bilgilere ya da salt uygulamalı çalıĢmalara ağırlık vermemelidir (Boydas, 2004).

Bu nedenle sanat eğitimi konusunda sanat tarihini, eleĢtiriyi, estetiği ve uygulamayı içine alan bütüncül bir egitim-ögretim programı benimsenmiĢtir. Sanat eğitiminin, sanat tarihini, eleĢtiriyi, estetiği ve uygulamayı içine alan bütüncül bir konu alanı olarak değerlendirilmesi geliĢmiĢ olan ülkelerde daha erken baĢlamıĢtır. Nitekim Amerika BirleĢik Devletlerinde, ―eğitimin geliĢtirilmesi çalıĢmalarında ve dengeli olması gereken okul ders programları içinde sanata gereken önemin verilmediğini tespit eden ve genel eğitim içinde sanatın merkezi bir konuma sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmayı amaçlayan Getto Güzel Sanatlar Eğitim Merkezi, içeriğini sanatsal uygulamalar, sanat tarihi, sanat eleĢtirisi ve estetiğin oluĢturduğu dört disiplinin uyumlu bileĢkesini öngören bir görsel sanatlar eğitimi yaklaĢımını 1982 yılında benimsemiĢtir (Özsoy, 2007).

Getty Güzel Sanatlar Eğitim Merkezinin benimsemiĢ olduğu dört disiplinin uyumlu bileĢkesini öngören görsel sanatlar eğitimi yaklasımının son 10-15 yıl içerisinde Türkiye‘yi de etkilediği söylenebilir. Özsoy (2007), bu modelden etkilenerek ve sanat eğitiminde kültürler arası bir boyutun da olması gerektiği inancıyla projelere dayalı bir görsel sanatlar öğretim programının 1997–1998 akademik yılından itibaren Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalında uygulamaya koyulduğunu belirtmektedir (Atan, 2007).

3.3.11. Bilgisayar Destekli Yöntem

Bugün görsel ve iĢitsel anlamda bilgisayar teknolojisi yeni bir boyut getirmiĢtir. Eskiden sanat derslerinin daha etkin ve kalıcılığının sağlanmasında kullanılan diğer araçlara artık oldukça çeĢitli grafiksel paket programları (yazım, çizim ve boyama) eklenmiĢtir (Artut, 2004, s.116).

38

Benzer Belgeler