• Sonuç bulunamadı

Ceza Muhakemesi Kanunu'nda uzlaştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ceza Muhakemesi Kanunu'nda uzlaştırma"

Copied!
231
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Selçuk Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Kamu Hukuku Anabilim Dalı

Ceza Muhakemesi

Kanunu'nda Uzlaştırma

Mehmet Ata Çam

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Dr. Öğr. Üyesi Murat Aksan

(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(11)

VII

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK ... I YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... II ÖZET ... III ABSTRACT ... V İÇİNDEKİLER ... VII KISALTMALAR CETVELİ ... XII

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM UZLAŞTIRMANIN ORTAYA ÇIKIŞI, UZLAŞTIRMA (UZLAŞMA) KAVRAMI, AMACI VE HUKUKİ NİTELİĞİ, MEVZUATIMIZDAKİ YERİ, MUKAYESELİ HUKUKTA UZLAŞTIRMA I. ONARICI ADALET VE BUNA BAĞLI OLARAK UZLAŞTIRMANIN ORTAYA ÇIKIŞI ... 3

II. Uzlaştırma (Uzlaşma) Kavramı, Amacı, Hukuki Niteliği, Mevzuatımızdaki yeri ... 10

1. Genel Olarak Uzlaştırma, Uzlaşma Kavramları ... 10

2. Uzlaştırma (Uzlaşma) Kavramının Mevzuatımızdaki Yeri ... 16

3. Uzlaştırmanın (Uzlaşmanın) Amacı... 21

4. Uzlaştırmanın Hukuki Mahiyeti (Niteliği) ... 27

III. Mukayeseli Hukukta Uzlaştırma Kavramı ... 32

IV. Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukundaki Temel İlkelerin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 38

1. Adil Yargılanma Hakkının Uzlaşma Kurumundaki Görünümü ... 39

2. Masumiyet Karinesinin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 41

3. Hak Arama Özgürlüğünün Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 43

(12)
(13)

VIII

5. Silahların Eşitliği İlkesinin Uzlaşma Kurumundaki Görünümü ... 47

6. Adalet İlkesinin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 47

7. Bağımsız Ve Tarafsız Hâkim İlkesinin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 49

8. Aleniyet İlkesinin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 50

9. Makul Sürede Yargılanma Hakkının Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 53

10. Re’sen Araştırma İlkesinin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü ... 53

11. Kamu Davasının Mecburiliğinin Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü .. 54

12. Maddi Gerçeğin Araştırılmasının Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü . 56 13. Kusur Sorumluluğunun Uzlaştırma Kurumundaki Görünümü... 57

İKİNCİ BÖLÜM UZLAŞTIRMANIN ŞARTLARI, SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARDA UZLAŞTIRMA, UZLAŞTIRMA USULÜ, UZLAŞTIRMANIN HUKUKİ SONUÇLARI I. Uzlaştırmanın Şartları ... 59

1. Suçun Uzlaştırmaya Tabi olması ... 59

A. Soruşturulması ve Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suçlar ... 59

B. Şikâyete Tabi Olmaksızın CMK 253/1-b Hükmü Uyarınca Uzlaştırma Kapsamında Olan Suçlar ... 64

C. Etkin Pişmanlık Kapsamında Düzenlenen Suçlar ... 69

D. Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar ... 71

E. Uzlaştırma Kapsamında Kalan Bir Suçun Uzlaşma Kapsamında Olmayan Bir Suç İle Birlikte İşlenmesi ... 72

2. Muhakeme ve Cezalandırma Şartlarının Bulunması ... 73

3. Mağdurun veya Suçtan Görenin Gerçek Veya Özel Hukuk Tüzel Kişisinin Olması ... 75

4. ÖnÖdemeye Tabi Suç Olmaması... 78

5. Suçun İşlendiği Hususunda Yeterli Şüphenin Bulunması ... 78

(14)
(15)

IX

7. Zararın Ya Da Oluşan Mağduriyetin Giderilmesi ... 88

8. Uzlaştırmanın Özgür İradeye Dayanması ... 92

II. Suça Sürüklenen Çocuklar Tarafından İşlenen Suçlarda Uzlaştırma ... 94

III. Uzlaştırma Usulü... 100

1. Soruşturma Aşamasında Uzlaştırma ... 100

A. Uzlaştırma Teklifinde Bulunulması ... 100

B. Mağdur, Şikayetçi, Suçtan Zarar Gören, Şüpheli, Sanığa veya Bunların Kanuni Temsilcilerine Uzlaşma Teklifinde Bulunmadan Önce ve Uzlaştırma Teklifinin Kabulü Halinde Uzlaştırma Görüşmeleri Sırasında Yapılması Gereken Bilgilendirmeler ... 111

C. Uzlaştırma Sürecinin Yürütülmesi (Uzlaştırma Müzakereleri) ... 115

2. Kovuşturma Aşamasında Uzlaştırma ... 123

3. Kanun Yolu Aşamasında Uzlaştırma ... 128

IV. Uzlaştırmanın Hukuki Sonuçları ... 130

1. Soruşturma Evresinde Uzlaştırmanın Hukukî Sonuçları ... 130

A. Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ... 130

B. Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı ... 130

C. Uzlaştırmaya Karşın Edimin İfa Edilmemesinin Sonuçları ... 131

2. Kovuşturma Evresinde Uzlaştırma Üzerine Verilecek Kararlar... 132

A. Edimin Def’aten Yerine Getirilmesi Nedeniyle Düşme Kararı ... 132

B. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı... 133

C. Edimin İfa Edilmemesi Nedeniyle Hükmün Açıklanması Kararı... 133

3. Uzlaştırmanın Ceza İlişkisinin Şahsi Hak Alacağının Sona Ermesi ... 134

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM UZLAŞTIRMA SÜRESİ, SONUÇLANDIRILMASI MÜZAKERELERİNİN GİZLİLİĞİ, UZLAŞTIRMACININ UYMASI GEREKEN ETİK İLKELERİ, ÜCRETİ VE UZLAŞTIRMACI SİCİLİ, ZAMAN BAKIMINDAN UZLAŞTIRMANIN UYGULANMASI, UZLAŞTIRMA KURUMUNA ELEŞTİREL BAKIŞ VE ÖNERİLERİ I. Uzlaştırma Süresi, Uzlaştırma Raporu Ve Uzlaştırma Belgesi ... 135

(16)
(17)

X

1. Uzlaştırma Raporu ... 135

2. Uzlaştırma Süresi ... 137

3. Uzlaştırma Belgesi ... 140

II. Uzlaştırma Müzakerelerinde Gizlilik ... 141

III. Uzlaştırmacının Uyması Gereken Hususlar, Etik İlkeleri Ve Ücreti ... 144

1. Uzlaştırmacının Uyması Gereken Etik İlkeler ... 144

2. Uzlaştırmacı Ücreti ... 147

IV. Uzlaştırmacı Sicilinin Tutulması, Uzlaştırmacı Siciline Kayıt Olma Şartları, Uzlaştırmacı Sicilinden Silinme Ve Uzlaştırmacı Eğitimi ... 148

1. Uzlaştırmacı Sicilinin Tutulması ... 148

2. Uzlaştırmacı Siciline Başvurma ve Sicile Kayıt Olma Şartları ... 149

3. Uzlaştırmacı Sicilinden Silinme ... 150

4. Uzlaştırmacı Eğitimi ... 151

V. Uzlaştırmanın Zaman Bakımından Uygulanması ... 155

1. Halen Görülmekte Olan Davalar Bakımından Uzlaştırma Hükümlerinin Uygulanması ... 155

A. Soruşturma Aşamasında Olan Dosyalar Açısından Uygulama ... 155

B. İlk Derece Mahkemesinde Olan Dosyalar Bakımından ... 159

C. İlk Derece Mahkemesinden Karar Verilen Ancak Henüz Kesinleşmeyen Dosyalar ... 160

D. İlk Derece Mahkemesinin Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı ile Sonuçlandırdığı Dosyalar ... 160

E. Bölge Adliye Mahkemesinde Olan Dosyalar ... 161

F. Yargıtay’da Olan Dosyalar Bakımından Uygulama ... 163

2. Kesinleşen Hükümler Bakımından Uzlaştırma ve Yeni Düzenlemenin Etkisi ... 169

A. İnfazı Tamamlanmış Dosyalar ... 169

B. Kesinleşen Fakat İnfazı Tümü ile Bitmeyen Dosyalar ... 170

3. Yargıtay Ve İstinaf Mahkemesinde İlk Derece Yargılaması Dolayısıyla Uzlaştırma Hükümlerinin Uygulanması ... 174

VI. Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı, Uzlaştırma Kurumuna Eleştirel Bakış Ve Öneriler ... 174

(18)
(19)

XI 1. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Alternatif Çözümler Daire

Başkanlığı ve Başkanlıkça Uzlaştırmaya İlişkin İş ve İşlemler ... 174

2. Uzlaştırma bürosu ... 180

3. Uzlaştırma Bürosuna Gönderme Kararı ... 183

4. Büroya Kayıt ve Soruşturma Bürosuna İade Kararı ... 185

5. Uzlaştırmanın Anayasaya Aykırılığı Sorunu ... 188

6. Uzlaştırma Kurumuna Eleştirisel Bakış ... 191

SONUÇ ... 194

(20)
(21)

XII

KISALTMALAR CETVELİ

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri AİHS : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

AK : Avrupa Konseyi Bkz :Bakınız BM : Birleşmiş Milletler C : Cilt CBS : Cumhuriyet Başsavcılığı CD : Ceza Dairesi

CGK : Ceza Genel Kurulu

CMK : 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

CS : Cumhuriyet Savcısı

ÇHDS : Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme

ÇK : 5941 Sayılı Çek Kanunu

ÇKK : 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu

E : Esas

HÜHFD : Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

K : Karar

KHK : Kanun Hükmünde Kararname

M : Madde

s : Sayfa

S : Sayı

SÜHFD : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

T : Tarih

TBK :Türk Borçlar Kanunu

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TCK : Türk Ceza Kanunu

TMK : Türk Medeni Kanunu

(22)
(23)

XIII

vb : ve benzeri

vs : vesaire

(24)
(25)

1 GİRİŞ

İlkel dönemlerde ceza hukukuyla konulan yaptırımlarla korunmak istenen ilk ve asıl süje mağdur olmasına rağmen, devlet denen olgunun ortaya çıkmasıyla birlikte cezalandırma hususuyla korunmak istenen ilk suje mağdur odaklı olmaktan çıkmaya başlamıştır. Devlet olgusunun toplumlarda yerleşmeye başlamasıyla birlikte artık cezalandırma hususunun devlet ve fail arasındaki ilişkiye dönüştüğünü söylemek yanlış olmaz1.

Ceza hukukunun en temel amaçlarından birisi de, suç işlenmesi suretiyle bozulmuş olan toplum düzeninin yeniden sağlanmasıdır. Bu amaç doğrultusunda suç işlenmesi neticesinde mağdurun uğramış olduğu zarar ve hissetmiş olduğu elem ve eziyet mukabilinde devlet, şüpheli veya sanığa eylemiyle orantılı bir yaptırım uygulayarak bir nevi mağduru psikolojik olarak tatmin edip insanların huzur içinde yaşamalarını sağlayarak, bu şekilde bozulmuş olan toplum düzeninin yeniden sağlanmasını hedeflemekteydi2.

20. yüzyıla gelindiğinde söz konusu eylemler ve suçlar nedeniyle asıl zarar gören, elem ve eziyet çeken mağdurun ihmal edildiğinin farkına varıldığı, bundan dolayı mağdur kavramının tekrardan gündeme gelmeye başlandığı ve bu süreçte özellikle mağdurun uğramış olduğu zararın tazmini veya elem ve eziyetin bir şekilde edim ve ahlaka uygun bir hareketle tatmini gündeme gelmeye başlamıştır3. İşte bu noktada mağdurun uğramış olduğu zararın giderilmesi ve suçlardan asıl etkilenen kişi olan mağdurun tekrardan korunması amacının ön plana çıkması sonucu onarıcı adalet anlayışı da gündeme gelmeye başlamıştır.

Klasik ceza anlayışı fail odaklı bir sistem olmakla birlikte, onarıcı adalet anlayışın da ise, suçun insanlara yani mağdura veya suçtan zarar görene, insanlar arası karşılıklı iletişime ve toplumsal barışa, huzura zarar verdiği gerçeğinden yola

1

SOYGÜT, Mualla Buket, Türk Ceza ve Ceza Usul Hukukunda Uzlaşma, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, s. 1.

2

SOYGÜT, s. 1.

3

ÖZBEK, Veli Özer/DOĞAN, Koray/BACAKSIZ, Pınar/TEPE, İlker, Ceza Muhakemesi Hukuku, 10. Baskı, Ankara 2017, s. 825; ÇOLAK, Haluk/TAŞKIN, Mustafa, Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhi, Ankara 2007, s. 1129; GÜMÜŞEL, Ebru, Ceza Usul Hukukunda Uzlaşma Kurumu, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2007, s. 9; SOYGÜT, s. 2.

(26)
(27)

2 çıkılarak, suçtan doğrudan etkilenen kişiler olan mağdur veya suçtan zarar görenin birinci derecede katılımı sağlanarak, oluşan maddi ve manevi zararın nasıl giderileceğini tespit eden mağdur odaklı bir yaklaşım ön plana çıkmaya başlamıştır4. İşte mağdurun uğramış olduğu zararı gidermek ve toplumsal barışı sağlamak amacıyla toplumların cezalandırmada kullandıkları sujelerin değişmesiyle birlikte, yaşanan değişikliklere paralel olarak kişilerin eylemlerinden dolayı farklı cezalandırma usulleri ortaya çıkması kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır5. Zira belirtmek gerekir ki suçlunun sadece cezalandırılması, mağdurların kaybettiklerini ve doğan ihtiyaçlarını karşılamayacağı gibi onları korkularından arındırmayacak, yaralarını sarmayacak, cezalandırma sadece mağdurların bir nevi psikolojik olarak tatmin edilmesini sağlayan bir araç olarak ortaya çıkar6.

Yukarıda da belirttiğimiz üzere mağdur odaklı anlayışın yer edinmesi neticesinde onarıcı adalet anlayışı ortaya çıkmış ve bu anlayışla birlikte farklı cezalandırılma şekilleri meydana çıkmıştır. Bundan dolayı uzlaştırma müessesinin daha iyi anlaşılması için onarıcı adalet anlayışı üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulması gerektiğini düşünmekteyiz.

4

KÖSE, Serkan, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaşma Kurumu, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2012, s. 2, ŞAHİN, Cumhur, “Ceza Muhakemesinde Uzlaşma”, SÜHFD, Prof. Dr. Süleyman Arslan’a Armağan, C. 6, S. 1-2, s. 228.

5

ÖZBEK/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE, 2017, s. 825.

6

(28)
(29)

3 BİRİNCİ BÖLÜM

UZLAŞTIRMANIN ORTAYA ÇIKIŞI, UZLAŞTIRMA (UZLAŞMA) KAVRAMI, AMACI VE HUKUKİ NİTELİĞİ, MEVZUATIMIZDAKİ YERİ,

MUKAYESELİ HUKUKTA UZLAŞTIRMA

I. ONARICI ADALET VE BUNA BAĞLI OLARAK

UZLAŞTIRMANIN ORTAYA ÇIKIŞI

Suçun, genel olarak devletin ya da toplumun amaçları ile çatışan insan davranışı olarak ele alınması; özel hukukta haksız fiillerde olduğunun aksine, suç oluşturan fiilin sadece kişiler arasında çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık olarak algılanmasının ötesine geçilerek devletin de her suçta, suçun genel mağduru olarak algılanması sonucunu doğurmuştur 7 . Bu algı sonuçlarını ceza muhakemesi sisteminde göstermiş ve özellikle suçun mağdurunun ve suçtan zarar görenin, cezalandırma ilişkisi bakımından ikinci plana itilmesine sebebiyet vermiştir8.

Toplumsal hayatın gelişimi ve karmaşıklığının artması suç olarak düzenlenen fiillerin sayısının da günden güne artış göstermesi, klasik görüşler temelinde örgütlenen ceza yargılama sistemini zorlayarak işlemez hale getirmeye başlamıştır. Bundan dolayı nitelik ya da nicelik olarak hafif kabul edilen kimi suçlarda, genel yargılama usullerinin dışına çıkılarak birtakım çözümler aranmaya başlanmıştır. Bu arayışın temel nedenlerinden birisi olarak mahkemelerin iş yükünün azaltılması gösterilmektedir. Son yıllarda bu alanda genel yargılama dışında çözüm bulunması isteği, temel bir düşünsel yaklaşımdan hareketle de gündeme gelmeye başlamıştır. İşte bu yaklaşım, cezanın kendisi ve amacına ilişkin temel bir farklılığı içeren bir gerekçeden hareket etmektedir ve genel olarak “onarıcı adalet” adı altında incelenmektedir9.

Onarıcı adalet anlayışı, klasik ceza hukuku yaklaşımında yer alan suça ve suç dolayısıyla faile verilecek asıl tepkinin ceza olması anlayışından belirli bir 7

Bkz., TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku Genel Kısım, Ankara, 2010, s. 95.

8

KETİZMEN, Muammer, “Uzlaşmanın Sirayet Etmezliği Sonucu Olarak Mağdurun Yargılanacak Kişiyi Seçebilme Yetkisi”, HÜHFD, C. 2(1), 2012, Sayı 1-10, s. 2.

9

(30)

4 uzaklaşmayı ifade etmektedir. Bu anlayışa göre, suç nedeniyle verilecek tepki, öncelikli olarak failin cezalandırılması değil, onarma (restorasyon)dır. Bu doğrultuda, onarıcı adalet anlayışı, suç işlenmesini izleyen dönem ve gelecekteki etkileriyle nasıl temas edileceği sorununa ilişkin olarak tarafların kollektif katılımıyla sonuçlanan süreci ifade etmektedir 10 . Amaç, suç mağdurları ve faillerinin, aralarındaki uyuşmazlıkları çözdüğü güvenli bir topluluğun oluşturulmasıdır. Bu yönüyle, suç olgusu veya bir uyuşmazlık, ceza hukuku kapsamında veya dışında, sadece devletin yetkili otoriteleri ve fail arasındaki bir ilişkiyle sınırlı değildir; böyle değerlendirilemez. Ortaya çıkan farklılığın en belirgin yanı, fail ile mağdur arasındaki ilişkiyi dikkate alma ihtiyacı biçiminde görülür11.

Onarıcı adalet anlayışında, suç nedeniyle ortaya çıkan, mağdur, fail ve devlet arasındaki ilişki esas alınır. Suçun işlenmesi ile devletten çok mağdura ve topluma verilen zararlar üzerinde durularak, suça farklı bir yönden yaklaşılır. Hatta daha da ileri gidilirse, onarıcı adalet anlayışının ortaya çıkmasının en büyük nedeni mağdurun tekrardan yaptırımlarla korunmak istenen ilk amaç konumuna gelmiş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca bu anlayış, öncelikli olarak suçlunun cezalandırılması değil, zararın tazmin ve telafisini amaçlamaktadır12. Onarıcı adalet anlayışının, ceza adalet sistemi önüne getirilen olay ya da fiillerin, kişilerarası ilişkilere dayalı ve manevi boyutları ile içinde bulundukları toplumsal bağlam kapsamında anlaşılması bakımından “toplumsal unsur”; ilgili tarafların katılımını öngören “katılımcı unsur”; bir kişiye (mağdura) verilen zarar ya da hasarı, verilen hizmetler ya da yararlı faaliyetlerin sağlanması yoluyla dengeleme anlamına gelen “iyilik unsuru” olarak üç unsura sahip olduğu ifade edilmiştir13.

Onarıcı adalet anlayışıyla suç failinin davranışının yanlışlığını kabul etmesi, sonuçları hakkında düşünmesi ve davranışının sorumluluğunu alması

10

KETİZMEN, s.3. 11

TARHANLI, Turgut, “Onarıcı Adalet”, Onarıcı Adalet, Mağdur- Fail Arabuluculuğu ve Uzlaşma Uygulamaları: Türkiye ve Avrupa Bakışı, (Derleyenler. JAHIC, Gama/YEŞİLADALI Burcu), 1. Baskı, İstanbul, 2008, s. 11.

12

KETİZMEN, s. 3.

13

(31)

5 sağlanmaktadır14. Böylelikle işlediği suç nedeniyle failin cezalandırılması yeterli görülmeyerek mağdurun zararlarının giderilmesi de amaçlanmıştır. Onarıcı adalet yaklaşımı, devletten ziyade suçun işlenmesiyle mağdura ve topluma verilen zarar üzerinde durur ve öncelik olarak failin cezalandırılmasını değil, zararın tazminini amaç edinir.

Onarıcı adalet anlayışına o kadar önem atfedilmiş ki Birleşmiş Milletler Çalışma Topluluğu da onarıcı adalet kavramını tanımlayarak bir nevi önemine vurgu yapmıştır. Birleşmiş Milletler Çalışma Topluluğunun yapmış olduğu tanıma göre; “onarıcı adalet, işlenmiş bir suçtan etkilenen tarafların tümünü, suçun ortaya çıkardığı zararlı sonuçları ve suçun geleceğe yönelik etkilerini nasıl giderecekleri konusundaki meseleyi toplu olarak çözmeleri için bir araya getiren süreç” olarak tanımlanmıştır15.

Bu açıklamalardan yola çıkılarak onarıcı adalet anlayışını şu şekilde tanımlamak mümkündür; “esasen adaletin, suçtan doğan zararın giderilmesi suretiyle yerine getirilmesine yönelik her türlü eylem” bir başka tanımla “Onarıcı

14

Bu hususa CMK tasarısının 265 maddesi gerekçesinde yer verilmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şu şekildedir: “Suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde onların yararlarını korumak amacını güden bir duyarlılığın gittikçe güçlenerek ortaya çıktığı görülüyor. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlarda ve cezaların ertelenmesi gibi bazı kurumlar yönünden söz konusu olabiliyordu. Oysa bugün batı ülkelerinde özel kanunlarda suç mağdurlarına veya ailelerine devletin tazminat ödemesi bile öngörülmektedir. XX1. Yüzyıl adalet sistemi, ceza adaleti yerine getirilirken, mağdurun tatmin edilebilmesi de ön plana çıkarmış bulunmaktadır. Suça karşı sadece ceza yaptırımı yeterli değildir, zararın giderilmesi ve onarım en başta gelen amaç sayılmalıdır. İşte böylece uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, hakim veya cumhuriyet savcısının ya da onların atayacakları bir uzlaştırmacının girişimleriyle çözmek hem adaleti sağlamak hem de mağdur tatmin etmektir. Böylece zarar giderilince fail ile mağdur arasında barış sağlanabilecektir. Gerçi uzlaşma dışındaki bir kısım yollarla da tazminatın sağlanması olanağı vardır. Ancak uzlaşma kurumunda zararın giderilmesi onarım yanında ayrıca bir moral unsurun da sağlanması olanaklı kılmaktadır. Uzlaşma böylece özel önleme işlevine yardım ettiği gibi genel olarak kamunun yararlarının korunmasını da sağlamaktadır. Uzlaşma ile fail işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek, suçun sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olmaktadır. Failin ceza sorumluluğu saptanıp zararın giderilmesi için gereken de yapılmış bulunacağından hem adalet yerine getirilmiş olacak, fiille ihlal edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliği vurgulanacak ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet edilecek ve ayrıca devlet, yaptırım uygulamak yönünden katlanacağı birçok masraftan da kurtulmuş olacaktır. Bu çeşit uygulamalara onarıcı adalet denilmektedir.” Gerekçe için Bkz. ŞENTÜRK, Candide, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaşma, Yüksek Lisans Tezi, İzmir 2009, s. 7;

15

GÜLTEKİN, Özkan, Öğretide ve Uygulamada İddianame ve İddianamenin İadesi, Ankara 2011, s. 268.

(32)

6 adalet, suçtan doğan zararın giderilmesine odaklanan; failin cezalandırılmasından ziyade, suç teşkil eden fiilin sorumluluğunu üstlenmesini sağlamayı ve topluma yeniden kazandırılmasını, mağdurun ceza adaleti sürecine aktif katılımını ve bu suretle, bozulan toplumsal barışın ve düzenin yeniden sağlanmasını amaçlayan uygulamaların tümü” şeklinde tanımlamak mümkündür16.

Yukarıda yapmış olduğumuz tanımdan yola çıktığımızda, onarıcı adalet anlayışında mağdur ile fail uzlaştırılarak, anlaşmakta barışmakta ve tarafların bu anlaşmalarına bağlı olarak genellikle bir edimin ödenmesi taahhüt edilmektedir. Dolayısıyla onarıcı adalet anlayışında mağdurun zararı giderilmektedir. Bu giderilme mağdurun zararının belli bir miktar parayı ödeme şeklinde olabileceği gibi toplumsal bir hizmette bulunması veya şüpheliden özür dileme şeklinde de olabilmektedir17. Belirtmek gerekir ki mağdurun zararının tazmininin yanında failin eyleminin sorumluluğunu kabul etmesi ve bu doğrultuda faile eyleminin sonuçlarını telafi etme imkânı tanınmış olmaktadır18.

Onarıcı adalet anlayışının bir sonucu olarak uzlaştırma kavramı19, XXI. yüzyıl adalet sisteminde, ceza adaleti yerine getirilirken mağdurun tatmin edilmesinin ön plana çıkarılması sonucu, günümüz ceza sistemimizde haksızlığı gerçekleştiren faile karşı tepki verme çeşitlerinden olan ve faile gerçekleştirdiği haksızlığın karşılığı olarak onarıcı bir karşılık verilmesi fırsatı verilen onarıcı adalet anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır20. Ancak uzlaştırma kurumu her ne kadar mağdurun ihmal edildiğinden ve onarıcı adalet anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmış olsa da uzlaştırma sonucunda fail ile devlet arasında da onarıcı bir durum ortaya çıkmakta, toplumsal düzen ve barış sağlanmaktadır21. Zira fail tarafından mağdura karşı yapılan haksız ve elem verici davranış ancak ve ancak devletin ve dolayısıyla toplumun onarıcı adalet anlayışını benimsemesi ve bunu 16 SOYGÜT, s. 17. 17 SOYGÜT, s. 17. 18 SOYGÜT, s. 17. 19

Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 30.03.2010 tarihli 30.03.2010 tarihli, 2007/16496 E.ve 2010/3347 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere uzlaşma, onarıcı adalet anlayışının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. GÜLTEKİN, s. 266-267.

20

ALBAYRAK, Mustafa, Notlu-Atıflı- Uygulamalı Ceza Muhakemesi Kanunu, Ankara 2014, s. 641.

21

(33)

7 uygulaması sonucu mağdurun uğramış olduğu zararın tazmini ile mümkün olup mağduriyet bu şekilde giderilebilecektir.

Uzlaştırma müessesesi, suçun işlenmesi sonucunda bozulan toplumsal barışın, suçtan zarar gören veya mağdur ile şüpheli veya sanığın anlaşma yoluyla yeniden tesisini amaçlayan, fail ile mağdurun suçtan kaynaklanan maddi ve manevi zararın giderilmesi hususunda anlaşmaları temeline dayanan ve sağlanan toplumsal barış karşılığında soruşturma aşamasının sonlandırılması ile sonuçlanan bir müessesedir22. Başta alternatif çözüm yolları olarak özel hukukta karşımıza çıkan belli bir edim karşılığı olan anlaşma, uzlaşma, artan iş yükü neticesinde ceza hukukunda da uygulanma ihtiyacı ortaya çıkarmış ve bunun neticesinde uzlaşma kavramı ortaya çıkmıştır23. Bugün artık batı mevzuatında yer alan ve yukarıda belirttiğimiz üzere Birleşmiş Milletlerce de mevzuata alınması tavsiye edilen uzlaştırma kurumu, ceza hukukumuza ilk defa 2001 yılında tasarı haline getirilen, 4.12.2004 tarihinde kabul edilen, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Usul Kanunu’nun 253- 255. maddeleri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/8 maddesi ile girmiştir24.

Uzlaştırma 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunuyla beraber hukuk sistemimize girmiş ve 06.12.2006 tarihli 5560 sayılı kanunla yapılan değişiklikle birlikte tamamen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen uzlaşma müessesesi, 5560 sayılı kanunla beraber bir ceza muhakemesi usulü kurumu haline getirilmiştir25. En son 2 Aralık 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yeni değişiklikle birlikte kenar başlığı “UZLAŞTIRMA” olarak değiştirilmiştir26.

2 Aralık 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı kanun ile yapılan değişiklerle birlikte Cumhuriyet savcısı, hakim veya 22 KÖSE, s.3. 23 SOYGÜT, s. 5; ÖZBEK/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE, 2017, s. 825. 24

ALBAYRAK, s. 641; MALKOÇ, İsmail/YÜKSEKTEPE, Mert, Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, İkinci Cilt, Ankara 2008, s. 1373; ÇETİN, Soner Hamza, “Ceza Muhakemesi Kanununda Uzlaşma”, TBBD, Sayı 82, 2009, s. 12; PARLAK, Engin, Türk Ceza Hukukunda Uzlaşma, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli 2006, s. 3.

25

PARLAR, Ali/HATİPOĞLU, Muzaffer, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu, İkinci Cilt, Ankara 2008, s. 1575.

26

(34)

8 mahkeme tarafından artık uzlaştırma işlemleri yapılamayacaktır. Bunun yanında Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından da artık uzlaştırma işlemlerinin yapılabilmesi için dosya uzlaştırmacıya verilemeyecektir. Yapılan değişikliklere göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderme kararı ile dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderecektir. Kovuşturma aşamasında da kovuşturma konusu olayın uzlaştırma kapsamında olması durumunda mahkeme dosyayı gönderme kararıyla birlikte, uzlaştırma bürosuna gönderecektir.

Son düzenlemelerle birlikte ceza muhakemesi kanununun 253. maddesinde belirtildiği üzere; her Cumhuriyet Başsavcılığı kendi bünyesinde bir uzlaştırma bürosu kuracak ve uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilecektir. Uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı soruşturma dosyasını uzlaştırmacıya bizzat kendisi verebileceği gibi uzlaştırma bürosunda görevli personel tarafından da Cumhuriyet Savcısının talimatıyla soruşturma dosyası uzlaştırmacıya verilebilecektir (Yönetmelik m. 14).

Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderecek. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet Savcıları tarafından sonuçlandırılacaktır.

Uzlaştırma sonucunda şüphelinin edimini defaten yerine getirmesi halinde, hakkında uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecek, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecektir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemeyecektir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaştırmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılacaktır. Uzlaştırmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle artık tazminat davası açılamayacak; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacaktır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılacaktır.

(35)

9 Kovuşturma aşamasında uzlaştırma gerçekleştiği takdirde mahkeme, uzlaştırma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verecektir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecektir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemeyecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanacaktır.

Uzlaştırma kurumunun ceza hukuku sistemlerine girmesi mağdurun tatmin edilmesinin yanında toplumsal barışın sağlanmasında da ciddi katkı sağlayacaktır. Ancak söz konusu kurumun ceza hukuku ilkeleriyle bağdaşmayan yönleri de bulunmaktadır. Bu bakımdan uzlaştırma kurumu, ceza hukuku ilkelerinden ceza hukukunun kusur sorumluluğu ilkesi, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi gibi ilkelerle bağdaşmadığı ileri sürülmektedir27. Zira aşağıda da ayrıntılı bir şekilde değinileceği üzere uzlaştırma görüşmelerinde şüpheli bir nevi üzerine atılı suçu kabullenmekte ve bu şekilde uzlaştırma görüşmeleri neticesinde eylemini kabul ederek, hukuka ve ahlaka aykırı olmamak kaydıyla mağdura belli bir edim veya anlaşacakları bir davranış taahhüt etmektedir. Burada şüpheli yargılama yapılmadan atılı suçu işlediğini kabul ettiğinden uzlaştırma kurumunun masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkı ilkeleriyle çeliştiği ileri sürülmektedir28. Aksi yönde düşünen yazarlar ise uzlaştırmanın anayasal ilke olan masumiyet karinesiyle çelişmediğini gerekçe olarak da uzlaştırma açısından önemli olan hususun failin suçlu olduğunu kabul etmesi olmayıp, suç teşkil eden eylemi gerçekleştirdiğini kabul etmesi ve bu eylemin sorumluluğunu üstlenmiş olduğunu ileri sürmektedirler29. Bu hususa aşağıda ayrıca değinilecektir. 27 SOYGÜT, s. 6. 28 SOYGÜT, s. 6. 29

ÇETİNTÜRK, Ekrem, Onarıcı Adalet ve Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, 1. Baskı, Ankara 2017, s. 377.

(36)

10 II. UZLAŞTIRMA (UZLAŞMA) KAVRAMI, AMACI, HUKUKİ NİTELİĞİ, MEVZUATIMIZDAKİ YERİ

1. Genel Olarak Uzlaştırma, Uzlaşma Kavramları

Uzlaştırma kurumu, özellikle Anglo Sakson Hukuk Sisteminde ortaya çıkmış olup Kanada, ABD, İngiltere, Yeni Zelanda ve Avustralya’da, oldukça yaygın olarak kullanılan bir kurumdur. Uzlaştırma kavramının Anglo-Sakson Menşeli bir kavram olması nedeniyle mukayeseli hukukta düzenleniş şekillerine aşağıda ayrıntılı bir şekilde değineceğiz. Şimdi ise uzlaştırma kavramı üzerinde durup uzlaşma, uzlaştırma kavramlarını tanımlayacağız.

Uzlaşma, “MEDIATION” Latince “MEDIARE” kökünden gelmekte olup “Orta Bir Durumda Olmak”, “Orta Yer Sağlamak” anlamındadır. 18. Lügat manası olarak “Mediation”, “Uzlaşma”, “Vasıta Olma”, “Ara Bulma”, Tavassut Etme anlamlarına gelmektedir30.

Uzlaşma kelime anlamı olarak “Uzlaşmak Durumu”, “Uyuşma”, “Uzlaşı”, “Uzlaşım”, “Mutabakat”, “Konsensüs”, ”Sulh Sözleşmesi”, “Sulh Akdi”, “Karşıtlar Arasındaki Anlaşmazlıkların Ortadan Kaldırılması Yoluyla Birlik Sağlama”, “Uygulanacak İşlerde Tartışma Yoluyla Bir Bütünlük ve Birliğe Varma“, ”Bireylerin ya da Toplumsal Kümelerin, Toplumsal Değerlerin Paylaşılmasında Karşılıklı Ödünlerle Aralarında Bir Anlaşmaya Varmaları”, “Tutum, Görüş, Kanıların Birbirine Uygun Düşmesi ya da Yaygın Kalıplarla Bağdaşma” anlamlarına gelmektedir31.

Alternatif çözüm yollarına ilişkin olarak doktrinde genellikle uzlaşma ve arabuluculuk kavramları eş anlamlı olarak kullanılmaktadır32. Uzlaştırma sisteminde taraflar bir anlaşmaya varabilmek için uzlaştırmacı, bir nevi arabulucu sıfatıyla hareket eden tarafsız bir üçüncü kişinin yardımına başvurmakta, ilgili kurumlar söz konusu uzlaştırmacıyı tarafları uzlaştırmak için görevlendirmektedirler33. Üçüncü kişi bu hizmeti ücret karşılığında yerine getirmektedir. Uzlaştırmacının mutlaka hukukçu olması da şart değildir. Uzlaştırmacı taraflara tavsiyede bulunup bunlara

30

KAYA, Mehmet, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaşma, Yüksek Lisans Tezi, Çankaya Üniversitesi, Ankara 2016, s. 10.

31

www.tdk.gov.tr (Erişim tarihi 30.12.2016) 32

KAYMAZ/GÖKCAN, s. 79.

33

(37)

11 uyma noktasında taraflardan kimseyi zorlayamayacağı gibi tarafların anlaşmaları noktasında herhangi birini zorlama yetkisine sahip değildir.

Doktrinde uzlaştırma, uzlaşma tanımlarına bakacak olursak;

Bıçak’a göre uzlaşma; “suç mağdurlarının haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri halinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreci ifade etmektedir”34.

Yurtcan’a göre uzlaşma; “Temelde fail ve mağdurun anlaşması nedeniyle, Ceza Yargılaması faaliyetinin yapılmaması ya da başlamış olan yargılamanın bu nedenle sona erdirilmesi anlamı taşır”35.

Demirağ’a göre uzlaşma; “Failin suçu kabul etmesi ve suçun işlenmesinden doğan zararın tümünü veya büyük bir kısmını gidermesi koşuluyla, mağdur ile failin suç nedeniyle aralarında meydana gelen çekişmeye, özgür iradeleri ve Cumhuriyet Savcısı veya mahkemece görevlendirilen uzlaştırmacı aracılığıyla son vermeleridir”36.

Yaşar’a göre uzlaşma; “Fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak; devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur”37.

Parlar/Hatipoğlu’na göre, uzlaşma; “Suçtan doğan zararın giderilmesi üzerine fail ile mağdurun anlaşmaları veya bağımsız bir arabulucu tarafından anlaştırılmaları halinde ceza soruşturması ve kovuşturmasının sona erdirilmesini ifade etmekte, bir başka anlatımla, devlet ve toplum, aslında ihtilafı gidermek ve barışı yeniden kurmak için faile bir fırsat verilmesidir”38. Uzlaşma kurumunun kabul

34

BIÇAK, Vahit, Suç Muhakemesi Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2013, s. 354.

35

YURTCAN, Erdener, Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhi, 6. Baskı, Ankara 2013, s. 1252.

36

DEMİRAĞ, Fahrettin, Açıklamalı Ceza Muhakemesi Kanunu, 1. Baskı, Ankara 2007, s. 487.

37

YAŞAR, Osman, Uygulamalı Ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, Üçüncü Cilt, Ankara 2009, s.2566.

38

(38)

12 edilmesiyle birlikte ceza hukukunun onarıcı adalet anlayışının bir yönü ortaya çıkmaktadır. 39

Centel/Zafer’e göre uzlaşma; “Yasa’da gösterilen suçlarda tarafların, olayla ilgisi olmayan üçüncü bir kişi önünde iradelerine uygun bir anlaşma yaparak ceza uyuşmazlığını gidermeleridir”40.

Yılmaza göre uzlaşma; “Anlaşma, uyuşma, pazarlık, pazarlıklı adalet, sulh gibi kavramlarla da ifade edilen uzlaşma, ceza muhakemesinde süjeler arasındaki işbirliğinin bir çeşididir. Uzlaşmada amaç, bir yargılama kararına ulaşılmasını sağlamak değil, tarafların işbirliği halinde belirli bir sonucu elde etmeyi denemeleridir”41.

Karaaslan’a göre uzlaşma; “İşlendiği konusunda kamu davasının açılması için gerekli ve yeterli şüphe bulunan bir suçtan dolayı, mağdurun tatmin edilmesi suretiyle fail ve mağdur arasındaki çekişmenin giderilmesini ve bu suretle soruşturma veya kovuşturmanın sonlandırılmasını hedefleyen bir müessesedir”42.

Yenisey’e göre uzlaşma; “Cezai bir uyuşmazlığın, mahkeme dışında ancak yargı organları tarafından görevlendirilen bir uzlaştırmacı tarafından, adil ve mağdurun zararının giderilmesini sağlayacak bir biçimde halledilmesidir”43.

Soyaslan’a göre uzlaşma; “Hafif ve nisbeten hafif suçların fail ve mağdurlarının bir araya getirilerek, mağdurun bir şekilde tatmin edilmesi sonucu fail hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi veya davanın düşürülmesidir”44.

Kunter/Yenisey/Nuhoğlu’na göre uzlaşma “Yeni ve “yaptırım benzeri” bir kurumdur. Uzlaşma, ağır olmayan suçlarda, toplumun suç ile bozulan kamu düzenini, “tarafların barışması” yolu ile yeniden ihdas eden, mağdurun zararının da giderilmesi suretiyle, adaleti yerine getiren, yeni bir yaptırım benzeri kurumdur”45.

39

PARLAR/HATİPOĞLU, s. 1576.

40

CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, 11. Baskı, İstanbul 2014, s. 494; CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, 14. Baskı İstanbul 2017, s. 535.

41

YILMAZ, Ejder, Hukuk Sözlüğü, 5. Baskı, Ankara 2014, s. 846.

42

KARAASLAN, Erol, Ceza Yargılamasında Uzlaşma, Adalet Dergisi, Eylül 2007, s. 29.

43

YENİSEY, Feridun, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaşma, İstanbul 2005, s. 247.

44

SOYASLAN, Doğan, Ceza Muhakemesi Hukuku, 5. Baskı, Ankara 2014, s. 352

45

KUNTER, Nurullah/YENİSEY, Feridun/NUHOĞLU, Ayşe, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku 16. Baskı, İstanbul 2008, s. 1232.

(39)

13 Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe’ye göre uzlaştırma, “şüpheli ile mağdur arasında, tarafsız bir uzlaştırmacının yaptığı, barıştırma, bir edim üzerinde anlaştırma ve zararı giderme yöntemidir”46.

Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Saygılar Kırıt/Alan Akcan/Özaydın/Tütüncü’ye göre uzlaştırma; “Uzlaşma kapsamındaki bir suç nedeniyle başlatılan ceza soruşturması veya kovuşturması sırasında, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırmacı olarak görevlendirilen kişinin şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar göreni, varsa mağdurun zararının giderilmesine, şüpheli veya sanığın da yargılamanın sonuçlarından kurtulmasına yönelik olarak anlaştırmak için bir araya getirilmesi suretiyle uyuşmazlığın yargı dışı yolla çözümünü amaçlayan bir kurumdur”47.

Ceza hukukumuz bakımından yeni bir kurum olan uzlaşma, aslında bir suçtan doğan mağduriyetin giderilmesi yöntemidir48.

6763 sayılı yasa ile birlikte uzlaşma müessesesinin kenar başlığı uzlaştırma olarak değiştirildiğinden dolayı uzlaştırma kavramı üzerinde de durulması gerekmektedir.

Uzlaştırma kelime anlamı olarak “Toplu iş uyuşmazlıklarında, uzlaştırma kurulu aracılığıyla işçi ve işveren arasında anlaşmaya varılmasını sağlama”, “Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi amacıyla yapılan yasal çalışmaların tümü”, “İki yanın birbirine uymayan isteklerinde karşılıklı yararları birbirine yakınlaştırma yoluyla karşıtları arasında bir anlaşma sağlama” anlamlarına gelmektedir49.

Yeni kanun değişikliğiyle beraber uyuşmazlığın iki tarafının kendi arasındaki bir etkinliği olan ve bu şekilde anlam kazanan uzlaşma kavramı yerine, uyuşmazlığın iki tarafının arasına giren bir başka kişinin uzlaştırıcı etkinliği ile tarafların uzlaşmasına vurgu yapan “uzlaştırma” kavramı benimsenmiştir. Zira ceza muhakemesinde benimsenen sistemde, genellikle tarafların kendilerinden uzlaşması,

46

ÖZBEK/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE, 2017,s.830.

47

ÖZTÜRK, Bahri/TEZCAN, Durmuş/ERDEM, Mustafa, Ruhan/GEZER SIRMA, Özge/KIRIT SAYGILAR, Yasemin F./ALAN AKCAN, Esra/ÖZAYDIN, Özdem/TÜTÜNCÜ ERDEN, Efser, Ceza Muhakemesi Hukuku, 11.Baskı. Ankara 2017, s. 59.

48

ÖZBEK, Veli Özer/DOĞAN, Koray/BACAKSIZ, Pınar/TEPE, İlker, Ceza Muhakemesi Hukuku, 6. Baskı. Ankara 2014, s. 905.

49

(40)

14 anlaşması mümkün olmamakta, araya giren üçüncü bir kişinin uzlaştırıcı etkinlikleri sonucunda uzlaşmakta yani uzlaştırılmaktadırlar. Ancak araya giren kişi tarafları uzlaşmak için zorlamayacağı gibi taraflara en fazla tavsiye niteliğinde beyanlarda bulunabilecektir. Aslında burada getirilen uzlaştırma kavramının kurumun kendisinin değil kurumun yapılış sürecine ilişkin olması nedeniyle, bu kurumun yapılmasına ilişkin işlemlerden bahsederken uzlaştırma, kurumdan ve uzlaştırma sonucundan bahsedilirken uzlaşma kavramının kullanılmasının yerinde olacağı kanaatindeyiz.

Örnek vermek gerekirse; TCK 125 maddesinde belirtilen hakaret suçunun uzlaşmaya tabi olduğu, yani uzlaşma kapsamında kalan bir suç olduğu söylenilmeli ancak; bu suç bakımından yapılan işlemlerin ise uzlaştırma işlemi olduğu belirtilmelidir. Esasen 6763 sayılı kanunun maddeye ilişkin gerekçesindeki anlatım biçimi de bu görüşü desteklemektedir50.

50

6763 Sayılı Kanun Madde Gerekçesinde; “MADDE 35- Madde ile, çağdaş ceza adaleti sistemlerinde en etkili onarıcı adalet uygulamalarından biri olarak kabul edilen uzlaşma, on yıllık uygulama sonuçları dikkate alınarak yeniden düzenlenmekte, kapsam ve yöntemi bakımından önemli değişiklikler getirilmektedir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçların yanı sıra şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma yoluna gidilebilecek suçların sayısının artırılması ve etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlamanın kaldırılması suretiyle uzlaştırma kurumunun uygulanma alanı genişletilmektedir. Bununla birlikte, şüphelinin çocuk olması durumunda, kapsamdaki suçlara ilave olarak üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlar bakımından da uzlaştırma yoluna gidilebileceği öngörülmektedir. Bu halde, mağdur veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması gerekmektedir. Mağduru belirli bir kişi olmayan suçlar bakımından uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği açıklığa kavuşturulmak suretiyle uygulayıcılarda oluşması muhtemel tereddütün giderilmesi amaçlanmaktadır. Kapsamın geniş tutulmasıyla, şüphelilerin doğrudan kamu davası ve cezai yaptırımlar yerine, ecza muhakemesinin onarıcı adalete dayanan kurumlarıyla karşılaşmaları amaçlanmaktadır. Böylelikle, suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzen, taraflar arasında sağlanan barış yoluyla yeniden tesis edilmektedir. Ayrıca, uyuşmazlıkların alternatif usuller uygulanarak mağdur odaklı bir yaklaşımla giderilmesi, geleneksel muhakeme yoluna nazaran yargı sistemini rahatlatan ekonomik faydalar da sağlamaktadır. Mevcut uygulamada uzlaşma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen başlıca iki faktör bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, taraflara uzlaşma teklifinin kolluk aşamasında çok erken yapılması ve olayın sıcaklığıyla teklifin çoğunlukla reddedilmesidir. İkincisi ise tarafların teklifi kabul etmeleri hâlinde, ilgili dosyanın bekleyen iş yüküne dönüşecek olmasının uygulamacılarda doğurduğu isteksizliktir. Söz konusu sakıncaların giderilmesi amacıyla soruşturmada öncelikle suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe sebeplerinin aranması esası benimsenmektedir. Böylelikle olayın sıcaklığıyla kolluk aşamasında uzlaştırma teklifi yapılmasının doğurduğu sakıncalar giderildiği gibi dayanaktan veya yeterli delilden yoksun iddialar üzerine bu usule başvurulmasının da önüne geçilmiş olacaktır. Maddenin dördüncü fıkrasında yapılması öngörülen değişikliğe göre, kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde Cumhuriyet savcısı tarafından dosya Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde kurulan uzlaştırma bürosuna gönderilecektir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacılar taraflarla irtibata geçmek suretiyle uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirecek ve işlemlerin sonucunu büroya bildirecektir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları uzlaştırma

(41)

15 Uzlaşmanın ve uzlaştırmanın tanımı ceza muhakemesi kanununda yapılmamıştır. Ancak 6763 sayılı kanunla beraber yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4. maddesinde uzlaşma ve uzlaştırma kavramları tanımlamıştır51.

Yürürlükten kaldırılan Uzlaştırma Yönetmeliğine göre uzlaşma; “uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin kanun ve bu yönetmelikteki usul ve hükümlere uygun olarak uzlaştırma süreci sonunda anlaştırılmış veya anlaşmış olmalarını” ifade eder.

Uzlaştırma ise; “uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin, kanun ve bu yönetmelikteki usul hükümlere uygun olarak uzlaştırmacı aracılığıyla ya da hakim veya cumhuriyet savcısı tarafından anlaştırılmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi sürecisini” ifade etmektedir.

Uzlaştırmacı ise; “Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından görevlendirilen hukuk öğrenimi görmüş kişiyi veya Cumhuriyet savcısı ya da mahkemenin isteği üzerine baro tarafından görevlendiren avukatı ifade eder”52.

2 Aralık 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı kanun değişikliğiyle birlikte, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Alternatif Çözümler Daire Başkanlığınca hazırlanan ve 5 Ağustos 2017 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği 4. maddesinde de uzlaşma, uzlaştırma ve uzlaştırmacı kavramları tanımlanmıştır. Buna göre;

Uzlaşma: “Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak anlaşmış olmalarını,

bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından sonuçlandırılacaktır. Maddenin yirmiikinci fıkrasında yapılması öngörülen değişikliğe göre uzlaştırmacılara Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tarifeye göre ücret ödenmesi esası benimsenmektedir.”

51

Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 26/072007-26594 52

Metinler ve ayrıntılı bilgi için b kz. BAL, Ramazan, Örnekli Soruşturma ve Yazışma Kuralları, 3. Baskı, Ankara 2008, s. 333.

(42)

16 Uzlaştırma: “Uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcisinin, Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi sürecini ifade eder.”

Uzlaştırmacı: “Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısının onayıyla görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi görmüş kişiyi ifade eder.”

Yukarıda yapmış olduğumuz tanımlardan ve açıklamalardan yola çıkılarak en geniş anlatımla uzlaştırma; failin mağdurla zararını gidermek suretiyle karşılıklı olarak anlaşması sonucunda cezalandırılması riskinden kurtulması ve fail ile mağdur arasındaki uyuşmazlığın sona erdirilmesini ifade eder. Diğer bir tanımla; soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi olan suçlar ile kanunda belirtilen suçlarda failin bir edimi yerine getirmeyi, mağdurun da bununla yetinmeyi kabul etmesi halinde soruşturma evresinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesini, kovuşturma evresinde ise davanın düşmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını sağlayan bir müessesedir53.

2. Uzlaştırma (Uzlaşma) Kavramının Mevzuatımızdaki Yeri

Uzlaştırma kurumu 21. yüzyıl adalet sisteminde onarıcı adalet anlayışının bir yansıması olarak hukuk sistemlerinde yer edinmeye başlamıştır. Özellikle yaşanan bu gelişmelerden sonra uzlaştırma kurumu uluslararası hukukta da yer bulmaya başlamıştır.

Uzlaştırma kurumu, ülkemizin de üyesi olduğu, Avrupa Konseyi’nin 15.09.1999 tarihli ve R(99) 19 sayılı Tavsiye Kararıyla uluslararası hukukta da kabul görmüştür. Daha öncesinde, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Adaleti Başvuruyu Kolaylaştırıcı Tedbirler Hakkındaki Tavsiye Kararına göre “uygun olduğunda, yargılama öncesi veya sırasında tarafların uzlaştırılması ve ihtilafların dostane bir biçimde çözümlenmesini kolaylaştırıcı veya teşvik edici tedbirler

53

(43)

17 alınmalıdır.” denilerek ADR usullerinin kullanılması gerektiği belirtilmiştir54. Bu karardan öncesinde de Avrupa konseyinin ADR usullerini tavsiye edici kararları bulunmaktadır.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Ceza Adaletinin Sadeleştirilmesi Hakkındaki Tavsiye Kararında mahkemelere intikal eden iş yükünün kabarıklığı ve özellikle hafif cezaları gerektirenler ile ceza yargılamasındaki gecikmenin ceza hukukunu zayıflattığı ve adalete ulaşma hedefini etkilediği belirtilerek ‘ithamda takdirilik’ ilkesinin uygulanmasını ve yargılama öncesi sade ve basit çözüm usullerinin etkinleştirilmesi gereği belirtilmiştir55. Avrupa Konseyi’nin bir başka tavsiye kararında da son yıllarda Avrupa’da ceza adaleti sisteminde karşılaşılan sorunların arttığı ve ciddi şekilde gecikmelerin olduğu gibi sorunlar dikkate alınarak bu sorunların aşılmasında katkısı olabilecek çözümlerden birisi olarak da ‘uzlaştırma’ önerilmiştir56.

Avrupa Konseyi 1998’de Aile Hukuku alanında da arabuluculuk (mediation) yapılmasını öneren tavsiye kararını almıştır57. 1999’da ise Avrupa Konseyi Ceza Hukuku alanında alternatif çözüm yollarına başvurmayı ve etkinleştirmeyi amaçlayan “Ceza Meselelerinde Arabuluculuk” tavsiye kararını açıklamıştır58. Bu karar ile Avrupa Konseyi üye devletlere tamamlayıcı nitelikte arabuluculuk usulünün benimsenmesini tavsiye etmektedir. Tavsiye kararının ikinci maddesinde ise; ceza hukuku alanında uygulanacak arabuluculuk faaliyetinin temel ilkeleri olarak şu anda da bir kısmı ceza muhakemeleri kanunumuzda da düzenlenen, tarafların özgür iradeleri ile anlaşmaları, müzakerelerin gizliliği ve tarafların kabulü olmaksızın müzakere faaliyetlerinde sunulan belge ve bilgilerin hükme esas alınamayacağı, genellik, her aşamada uygulanabilirlik ve arabuluculuk hizmetlerinin bağımsızlığı

54

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Adalete Başvuruyu Kolaylaştırıcı Tedbirler Hakkındaki R (81) 2 Sayılı Tavsiye Kararı, Adalet Hizmetlerinde Etkinlik Raporu, DPT Yayınları, Ankara 2000, s.77-79.

55

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Ceza Adaletinin Sadeleştirilmesi Hakkında (87) 18 Sayılı Tavsiye Kararı, DPT Raporu, s. 84-90.

56

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Ceza Adaletinin Yönetimi Hakkındaki (95) 12 Sayılı Tavsiye Kararı, DPT Raporu, s. 91-93.

57

GÜLTEKİN, s. 267. 58

(44)

18 şeklinde ilkeler belirlenmiştir. Ayrıca Üye devletlere kanun hükmü ile arabuluculuk faaliyetlerinin tanınması ve ayrıntıları düzenleyen bir de yönetmelik çıkarılmasının tavsiye edildiği mevzuatımıza da bakıldığında söz konusu yönetmelik hükümlerinin çıkarıldığını görmekteyiz. (Tavsiye Kararı m. 3).

Yukarıda da belirttiğimiz üzere uluslararası hukukta da kendisine yer bulan uzlaştırma kurumunun Türk Ceza Adalet Sistemimize girmesi, 2001 tarihli Dönmezer Tasarısında olmuştur. Tasarının 39/2 maddesinde getirilen uzlaştırmanın neden getirildiği kanun gerekçesinde belirtilmiştir. Buna göre;

“Ceza adalet sisteminde reform sayılabilecek bir kurum olarak uzlaşma kurumu tanımlanmıştır. Çağımızda suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde mağdurların yararları yönünde yeni bir duyarlılığın ortaya çıktığı görülmektedir. Ülkemizde bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlar bakımından söz konusu oluyordu. Bununla beraber Çağdaş Ceza kanunlarında diğer bir kısım suçlar bakımından da koruma ilkeleri meydana çıkmaya başlamıştır. 21. Yüzyıl adalet sistemi, mağdurun tatmin edilmesini de ön plana çıkarmış bulunmaktadır. Bu gün anlaşılmıştır ki suça karşı salt ceza yaptırımı yeterli değildir. Zararın giderilmesi ve onarım, hiç şüphesiz adaletin temel amacını oluşturmaktadır. Ancak bu tek görünüm değildir. Uzlaşmanın hedefi, suçun işlenmesinden sonra fail, ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Fail- Mağdur arasında uzlaşma dışında da tazminatın sağlanması olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir moral unsur da vardır. Bu nedenle fail- mağdur arasındaki uzlaşma suçun fail bakımından cezanın özel önleme fonksiyonuna yardım ettiği gibi, mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail uzlaşma ile işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunduğundan, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail- Mağdur arasındaki uzlaşma bundan başka kamuda da fiil ile ihlal edilmiş olan hukuk kurallarının

(45)

19 geçerliliğinin vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur.” şeklinde yazılarak uzlaştırmanın bir nevi getiriliş sebepleri gerekçe kısmında ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

Bu gelişmeler sonucunda 1 Mart 1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununu yürürlükten kaldıran ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 1 Nisan 1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükten kaldıran ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda ‘uzlaştırma’ ile ilgili düzenlemeler yapılmış ve böylece Türk Ceza hukuku sisteminde uyuşmazlıkların alternatif çözüm yolları ile giderilmesi usulü kabul edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 73 üncü maddesinin başlığı “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar, uzlaşma” şeklinde düzenlenmiş ve maddenin son fıkrasında uzlaşma;

“Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda ise 253, 254 ve 255 inci maddelerinde ‘Uzlaşma’ düzenlenmiştir59.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Tasarısının Gerekçesinde uzlaşmanın düzenlenmesinin amaçlarından bahsedilmiştir. Buna göre;

“Zarar giderilince fail ile mağdur arasında barış sağlanabilecektir. Gerçi uzlaşma dışındaki bir kısım yollarla da tazminatın sağlanması olanağı vardır. Ancak uzlaşma

59

Ceza Muhakemesi Kanununda Uzlaşma ‘Özel Yargılama Usulleri’ başlıklı Beşinci Kitap (m. 244-259) içinde düzenlenmiştir. Kanunun beşinci kitabı iki kısım olarak düzenlenmiştir. ‘Birinci kısım’, “Gaiplerin ve Kaçakların Yargılanması, Tüzel Kişilerin Soruşturmada ve Kovuşturmada Temsili, Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme Usulü” başlığı ile 244-252 maddeleri arasında düzenlenmiş; ‘İkinci kısım’, “Uzlaşma ve Müsadere” başlığı ile 253-259 maddeleri arasında düzenlenmiştir. İkinci kısımda iki bölüm olarak düzenlenmiştir. İkinci kısmın birinci bölümünde 253-255 maddeleri arasında Uzlaşma’; ikinci bölümünde ise 256-259 maddeleri arasında ise ‘Müsadere’ düzenlenmiştir.

(46)

20

kurumunda zararın giderilmesi onarım yanında ayrıca bir moral unsurun da sağlanmasını olanaklı kılmaktadır. Uzlaşma böylece özel önleme işlevine yardım ettiği gibi genel olarak kamunun yararlarının korunmasını da sağlamaktadır. Uzlaşma ile fail işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek, suçun sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olmaktadır. Failin ceza sorumluluğu saptanıp zararın giderilmesi için gereken de yapılmış bulunacağından hem adalet yerine getirilmiş olacak, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliği vurgulanacak ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet edilecek ve ayrıca devlet, yaptırım uygulamak yönünden katlanacağı bir çok masraftan da kurtulmuş olacaktır. Bu çeşit uygulamalara onarıcı adalet denilmektedir.” şeklinde belirtilerek uzlaştırmanın dünyadaki gelişmelere paralel bir şekilde hukukumuza girdiği kanun maddesinin gerekçesinden de anlaşılmaktadır60.

Özetle uzlaştırma kurumu mevzuatımızda 5271 sayılı CMK 253, 254 ve 254 maddelerinde düzenlenmiş olup, mevzuatımıza ilk defa 5237 sayılı TCK 73. maddesinin 8. fıkrası ve 5271 Sayılı CMK 253., 254., 255’inci maddeleri ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 24. maddeleri ile girmiştir. Ancak 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı kanun ile TCK 73. maddesinin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış olup, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 24. ve 5271 sayılı CMK 253 maddelerinde köklü değişiklikler yapılmıştır61. Yine 09/07/2009 tarihli ve 27283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 26/06/2009 kabul tarihli 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8’inci maddesi ile de 5271 sayılı yasada değişiklikler yapılmıştır. Netice itibariyle en son 6763 sayılı yasa ile birlikte 2 Aralık 2016 tarihinde RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve kenar başlığı “Uzlaştırma” şeklinde değiştirilen kanunla beraber, 5271 Sayılı CMK 253 maddesinde kapsamlı değişiklikler yapılmıştır.

Kanunun maddeye ilişkin gerekçesinde bu husus, “Madde ile çağdaş ceza adaleti sistemlerinde en etkili onarıcı adalet uygulamalarından birisi olarak kabul edilen uzlaşma, 10 yıllık uygulama sonuçları dikkate alınarak yeniden düzenlenmekte, kapsam ve yöntemi bakımından önemli değişiklikler getirilmektedir”

60

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Gerekçesi çıkarılmamıştır. Ancak Kanunun Tasarı halindeki gerekçesi bulunmaktadır.

61

(47)

21 şeklinde açıklanmıştır62. Yine son değişikliklerle beraber suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak uzlaştırma kapsamı genişletilmiştir.

6763 sayılı kanun değişiklikleriyle birlikte Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Alternatif Çözümler Daire Başkanlığınca, uzlaştırmada yapılan yeni değişiklerle beraber hazırlanan ve 5 Ağustos 2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği mevzuatımızdaki yerini almıştır63.

3. Uzlaştırmanın (Uzlaşmanın) Amacı

Yukarıda da ayrıntılı bir şekilde değinildiği üzere 21. yüzyıl ceza adalet sisteminde failin işlemiş olduğu fiilden dolayı cezalandırılmasının yanısıra mağdurun tatmin edilmesi fikri, yani uğramış olduğu maddi manevi zararların giderilmesi suretiyle de failin cezalandırılabileceği fikri ortaya çıkmaya başlamıştır64. Bu şekilde mağdurun tatmin edilmesi fikrini ön plana çıkaran onarıcı adalet anlayışı, bu yüzyılda ortaya çıkmış ve uzlaştırma kavramı da bu anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Uzlaştırma, onarıcı adalet anlayışının bir yansıması olarak tezahür ettiğinden uzlaştırmanın amaçları üzerinde durulurken onarıcı adalet anlayışının amaçları üzerinde de durulması faydalı olacaktır.

Onarıcı adalet anlayışı, suçtan zarar görenin, mağdur veya mağdurların, fail veya faillerin hepsinin uzlaştırma görüşmelerine aktif olarak katılmasını sağlamakta, katılım sayesinde, failin topluma yeniden kazandırılmasına yardımcı olmakta, mağdurlara zararın ödenmesi noktasında destek sağlamakta ve dolayısıyla toplumsal barışını sağlamaktadır65. Bu açıdan belirtmek gerekir ki; onarıcı adalet anlayışının amaçlarından birinin mevcut klasik ceza adalet sisteminin yerini almak yerine, aksine

62

6763 Sayılı Kanun Madde Gerekçesi 63

Uzlaşma: Uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırma süreci sonunda anlaştırılmış veya anlaşmış olmalarını,

Uzlaştırma: Uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin, Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırmacı aracılığıyla uyuşmazlığın giderilmesi sürecini,

Uzlaştırmacı: Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısının onayıyla görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi görmüş kişiyi, ifade eder. şeklinde tanımlanmıştır.

64

SOYSAL, Tamer, Türk Ceza Hukukunda Uzlaşma, İstanbul 2005, s. 14.

65

(48)

22 ceza adaleti sistemini tamamlayarak, asıl amaçlanan olan failin cezalandırılmasına ve mağdurun uğradığı zararı gidererek ceza adaleti sisteminin daha adil bir şekilde uygulanma imkanı sunmaktadır66.

Onarıcı adalet anlayışında, fail bir nevi suçunu, eyleminin sonuçlarını kabullenmekte, yaptığı davranışın yanlış olduğunu kabul etmekte ve bunun sonucunda mağdurun uğramış olduğu zararı, elemi ve eziyeti maddi ve manevi nitelikteki davranışları ile gidermeye, ortadan kaldırmaya çalışmaktadır67 Nitekim onarıcı adalet anlayışının üç temel fonksiyonu yerine getirmeye çalıştığı söylenmiştir. Bunlar sorumluluk (accountability), onarım (restoration) ve topluma geri kazandırma (reintegration) hususlarının başarılabilmesidir68.

Uzlaştırma kurumuyla birlikte, mağdurun veya suçtan zarar kişinin, kendisine karşı işlenen suçlar nedeniyle oluşan zarar elem, eziyete yönelik olarak mağdura veya suçtan zarar görene bir kısım haklar verilmesi amaçlanmıştır.

Ceza kanunlarının genel amacı, yasaklayıcı ve cezalandırıcı hükümleri ile toplum kurallarının ihlal edilmesini önlemek ve ihlal halinde de düzeni yeniden sağlamak için koyulmuş olan kurallar çerçevesinde, kuralları ihlal eden kişileri cezalandırarak yeniden toplum düzenini sağlamaktır. Belirtmek gerekir ki her ne kadar esas amaç bu olsa da, toplumda bu kuralları ihlal eden kişilere cezai anlamda yaptırım uygulayıp bırakmak, kuralları ihlal edenlerin tekrar tekrar ihlal etmelerine sebep olabilmektedir. Bundan dolayıdır ki bu hususun önüne geçebilmek için, infaz rejimleri kişilerin yeniden topluma kazandırılması için bu hedefe uygun düzenlemeler içermelidir69. Bu nedenle ceza yargılamasının amacı, ceza yargılaması sırasında, yargılama makamları tarafından yapılan soruşturma ve kovuşturma işlemleri sonucunda suç failinin bulunup yargılanması ve cezalandırılmasını sağlamaktır. Ancak ceza yargılamasının amacının her ne şekilde olursa olsun suçluyu bulmak ve cezalandırmak olduğu düşünülemez70. Bu açıdan klasik ceza muhakemesi anlayışında suçun failinin bulunup cezalandırılması amaç iken, modern ceza 66 MALKOÇ/YÜKSEKTEPE, s. 1374; GÜLTEKİN, s. 267. 67 SOYSAL, s. 15. 68 ALBAYRAK ,s. 642; SOYSAL, s. 15. 69 KAYMAZ/GÖKCAN, s.82. 70 EROL, s. 314; KAYMAZ/GÖKCAN, s.82.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mahkeme, iddianamenin ve soruĢturma evrakının verilmesinden sonra on beĢ gün içinde, soruĢturma evresine iliĢkin tüm belgeleri inceleyecek, soruĢturmaya konu

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın

hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli veya müdafii dinlenilmek

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın

uzlaştırma kurumunun, Türk ceza hukuku sisteminde ve diğer ceza hukuku sistemlerinde onarıcı adaleti geleneksel ceza adalet sisteminin tamamlayıcısı yapmak adına bir

Uzlaşma teklifi, “soruşturmaya ve kovuşturmaya konu suçun uzlaştırma kapsamında olması ve uzlaştırma hükümlerinin uygulanması için büroya gönderilmesi