• Sonuç bulunamadı

Şikâyete Tabi Olmaksızın CMK 253/1-b Hükmü Uyarınca Uzlaştırma

Ceza Muhakemesi Kanununda, uzlaştırma maddesinin düzenleniş şekline bakıldığında, uzlaştırma müessesesinin kural olarak şikâyete bağlı suçlarda uygulanacağına ilişkin genel bir kural konulduğu, bunun haricinde ise şikayete tabi olmayan yani soruşturulması ve kovuşturulması resen, herhangi bir kimsenin şikayetine bağlı olmaksızın yapılan suçlarda da uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına istisnai olarak yer verildiğini görmekteyiz. Kanun koyucu 2 Aralık 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı yasa ile

65 CMK 253-1-b maddesinde belirtilen şikayete tabi olup olmadığına bakmaksızın uzlaştırmaya tabi olan suçların kapsamını daha da genişletmiştir.

Kanun koyucu uzlaştırma kapsamına giren suçların sayısında artışa gitmesini gerekçe de; “Kapsamın geniş tutulmasıyla, şüphelilerin doğrudan kamu davası ve cezai yaptırımlar yerine, ceza muhakemesinin onarıcı adalete dayanan kurumlarıyla karşılaşmaları amaçlanmaktadır. Böylelikle, suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzen, taraflar arasında sağlanan barış yoluyla yeniden tesis edilmektedir. Ayrıca, uyuşmazlıkların alternatif usuller uygulanarak mağdur odaklı bir yaklaşımla giderilmesi, geleneksel muhakeme yoluna nazaran yargı sistemini rahatlatan ekonomik faydalar da sağlamaktadır.” şeklinde açıklamıştır207.

Buna göre 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda şikayete tabi olup olmadığına bakılmaksızın uzlaşmaya tabi olan suçlar;

Kasten yaralama (Üçüncü fıkra hariç, Madde 86; Madde 88), Taksirle yaralama (Madde 89)

Konut dokunulmazlığını ihlali (Madde 116)

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (Madde 234)

Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (Dördüncü fıkra hariç, madde 239),

6763 sayılı yasa değişikliğiyle tehdit(TCK 106/1) 6763 sayılı yasa değişikliğiyle hırsızlık (TCK 141) 6763 sayılı yasa değişikliğiyle dolandırıcılık (TCK157)

Yukarıda belirtilen suçlar kanun koyucu tarafından şikayete tabi olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Burada şu hususa dikkat etmek gerekir. Soruşturulması ve kovuşturulması resen yapılan bir suçun uzlaşma kapsamına alınmış olması, o suçun şikayete tabi suçlar kapsamında olduğu anlamına gelmemektedir208. Zira şikâyet ve uzlaştırma kurumları birbirinden tamamen farklı kurumlardır. Bundan dolayıdır ki resen kovuşturulan ancak uzlaştırmaya tabi bir suçun şikayete tabi bir suç kapsamında değerlendirilmesi ne kadar yanlış olacaksa,

207

6763 Sayılı Kanun Gerekçesi 208

66 aynı şekilde uzlaştırmaya tabi bir suçun da direk şikayete bağlı suçlar kapsamında değerlendirilmesi şeklindeki kanı da bir o kadar yanlış olacaktır.

Yukarıda şikayete tabi olmaksızın kovuşturulan suçların uzlaştırma kapsamında düzenlendiği hususunu belirtmiştik. Resen kovuşturulan suçlarda şikâyetçinin şikâyetçi olmasının, soruşturma ve kovuşturma yapılması açısından bir önemi bulunmamaktadır. Bundan dolayıdır ki resen kovuşturulan ancak uzlaştırmaya tabi bir suçta şikâyetten vazgeçme davayı düşürmeyecek, yine bir kişinin şikâyetten vazgeçmesi onun uzlaştığı anlamına gelmeyeceği gibi aynı şekilde uzlaşmasının da şikayetten vazgeçme anlamını taşmadığını belirtmek gerekir. Yani mağdur şikayetten vazgeçtiği takdirde bu hususun uzlaştırma iradesi olarak algılamak yerinde bir yaklaşım olmayacaktır209. Zira uzlaştırma ile şikayetin sonuçları birbirinden farklı olmakla birlikte en önemli farkın uzlaşma iradesiyle beraber artık uzlaşan mağdur veya suçtan zarar görenin hukuk mahkemesinde dava açamayacak olması veya açmış olduğu bir davadan feragat etmiş sayılacağıdır(CMK m.253/19)210.

Bu durumda kısaca resen kovuşturulan ancak uzlaştırmaya tabi suçlar üzerinde duracağız. TCK 86/1’de düzenlenen kasten yaralama şikayete tabi olmamasına rağmen CMK 253/1-b hükmü uyarınca uzlaştırma kapsamına alınan suçlardandır. Ancak belirtmek gerekir ki TCK 86/1 kapsamında kalan bir yaralanmanın yanında TCK 86/3 nitelikli hallerine giren bir durum oluştuğu takdirde, bu durum madde düzenleniş şekline de bakıldığında uzlaştırma kapsamı haricinde bırakılmıştır. Örneğin kişinin eşini darp etmesi veya bir kişiyi sopa ile darp etmesi, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle darp etmesi gibi durumlarında yaralama 86/1 kapsamında kalmış olsa bile 86/3 kapsamına giren bir durum olduğundan dolayı uzlaştırma müessesesi bu durumlarda uygulanmayacaktır. Yine

209

KAYMAZ/GÖKCAN, s. 101.

210

CMK 253(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

67 TCK 87 de belirtilmiş olan nitelikli kasten yaralama suçları da uzlaştırma kapsamı dışındadır.

Türk Ceza Kanunu’nda 89. maddede düzenlenen taksirle yaralama suçu şikâyete tabi olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamında düzenlenmiştir.

Yine konut dokunulmazlığını ihlal suçu da şikayete tabi olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamında düzenlenmiştir. Ancak Yargıtay konut dokunulmazlığını ihlal suçu ile birlikte TCK 119’da belirtilen nitelikli hallerin bulunması durumunda, söz konusu suçun uzlaştırma kapsamı dışında kalacağını belirtmiştir. Söz konusu kararda; “…Sanıkların eylemi geceleyin birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturduğundan şikayete tabi olmayıp, bu nedenle CMK 253/1-a maddesi kapsamına girmemektedir. Bu durumda aynı madde ve fıkranın B-3 Bendindeki düzenleme a maddesi kapsamına girmemektedir. Bu durumda aynı madde ve fıkranın B-3 bendindeki düzenleme kapsamına girip girmediği önem kazanmaktadır. Kanun koyucu, CMKnın 2353/1-b maddesinde, şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın TCK da yer alan bazı suçları tek tek saymak suretiyle uzlaştırma kapsamına almış, bununla da yetinmeyerek ilgili kanun maddesini de parantez içinde madde metnine eklemiştir. Bu kapsamda, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu da uzlaştırma kapsamına alan kanun koyucu CMK’nın 253/1-b-3 maddesinde açıkça TCK nın 116 maddesini göstermiş, buna karşın 119.maddesini ise göstermemiştir. Bunun kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu aynı bendin 1 nolu alt bendindeki kasten yaralamaya ilişkin Kasten yaralama (Üçüncü fıkra hariç, madde 86. Madde 88) şeklindeki düzenlemeden de anlaşılmakta olup, bu düzenleme ile TCK nın 86 maddesinin 3. Fıkrası ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama başlıklı 87 maddesi uzlaştırma kapsamına alınmamıştır. Tercih edilen düzenleme şekli ile TCK nın 119. Maddesindeki hallerin gerçekleşmesi durumunda konut dokunulmazlığını ihlal suçunun uzlaştırma kapsamında olmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim Ceza Genel Kurulunca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin olarak verilen 30.03.2010 gün ve 43- 71 sayılı karar da bu kabulü teyit etmektedir. Bu nedenle, konut dokunulmazlığını ihlal suçunda TCK’nın sayılı karar da bu kabulü teyit etmektedir. Bu nedenle, konut dokunulmazlığını ihlal suçunda TCK’nın 116. Maddesiyle birlikte 119. Maddesinin

68 de uygulanması gereken ahvalde artık suç uzlaştırma kapsamı dışına çıkmış olacaktır” şeklinde açıklamıştır211.

Yeni düzenlemeyle birlikte, TCK’nin 106/1 maddesinin 1. fıkrasında yer alan tehdit suçu, TCK’nin 141/1 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun basit hali, TCK’nin 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun basit hali, uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Yani artık tehdit dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarının basit halleri de uzlaştırmaya tabi olacak, dolayısıyla dava şartı olan uzlaştırma işlemleri yapılmadan iddianame düzenlenmeyecek, kamu davası açılmayacaktır.

Kanaatimizce bu düzenleme yerinde bir düzenlemedir, zira uygulamaya baktığımızda neredeyse her kavgada tehdit kelimelerinin kullanıldığı ve yine son zamanlarda artan dolandırıcılık suçlarında uzlaştırma müessesesinin uygulanabilir hale getirilmesi mahkemeler üzerindeki iş yükünün ciddi şekilde azalmasına yol açacaktır. Yani uzlaştırma müessesesiyle hedeflenen amaç gerçekleştiği takdirde, kovuşturma organlarının iş yükü ciddi oranda azalacaktır. Ancak aynı şeyi soruşturma organları açısından söylemek doğru olmayacaktır. Soruşturma organları açısından CMK da yer alan “kamu davasının açılması için yeterli şüpheye ulaşıldığı takdirde uzlaştırmacıya gönderilir” hükmü gereğince iş yükü anlamında çok büyük bir değişiklik olmayacak, hatta aksine yeni kanun değişikliğiyle beraber uzlaştırma bürosuna dosyanın gönderilip uzlaştırmacıya teslim edilmesi hükmü getirildiğinden dolayı soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ve diğer personelin iş yükünün artacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Her ne kadar soruşturma organları açısından iş yükü artmış olsa da uzlaştırmaya tabi suçların kapsamının genişletilmesiyle şüphelilerin doğrudan kamu davası ve cezai yaptırımlar ile karşı karşıya kalması engellenmiş olacak, bunun yerine onarıcı adalet anlayışının bir yansıması olan uzlaştırma kurumuyla birlikte kovuşturma veya infaz aşamasına geçilmeden dosya tekemmül edip neticede soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, kovuşturma

211

69 aşamasında ise düşme kararı verilerek, şüphelinin veya sanığın sabıkalı olma durumu da ortadan kalkacaktır212.