• Sonuç bulunamadı

Soruşturma Aşamasında Olan Dosyalar Açısından Uygulama

Uzlaştırma hükümlerinin hukuki niteliği konusunda ilk bölümde gerekli açıklamaları yapmıştık. Bu konuda iki görüş olduğunu belirtmiştik.

İlk görüşe göre; uzlaştırma kurumu ceza muhakemesi kurumudur. Bu nedenle de usul hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesi ilkesi uyarınca, uzlaştırmayla ilgili hükümlerin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağı şeklinde bir sonuç ortaya çıkacaktır. Bu durumda suç tarihinde yürürlükte olsa dahi, bir eylem hakkındaki soruşturmada henüz uzlaştırma girişiminde bulunulmadan önce eylem uzlaştırma

156 kapsamından çıkarılmışsa artık uzlaştırma işlemlerine girişilmeden soruşturma ve kovuşturma sonuçlandırılacaktır. Yine temyiz aşamasında ise bu husus bozma nedeni sayılmayacaktır.

İkinci görüşe göre, uzlaştırma hükümlerinin yalnızca ceza muhakemesi kurumu olduğu kabul edilmemekte uzlaştırma kurumunun maddi ceza hukukunu da içine alan hem usuli hem de maddi ceza hukuku kurumunu içine alan karma nitelikli bir kurum olduğu ileri sürülmektedir. Bundan dolayı uzlaştırma kurumuyla ilgili olarak yürürlüğe giren maddeler bakımından TCK 7/2. maddesi gözetilerek lehe kanun değerlendirilmesi yapılması gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse, daha önce uzlaştırma kapsamında olmayan bir suçun uzlaştırma kapsamına alınması durumunda uzlaştırma hükümlerini bu eylem için uygulanması gerekmekte, dosya temyiz aşamasında ise bu husus bozma nedeni olarak görülmesi gerekecektir.

Yukarıda da değindiğimiz üzere ve bizimde katıldığımız ikinci görüşe göre ve Yargıtay kararlarına göre de uzlaştırma karma nitelikli bir kurum olarak kabul edilmiştir. Nitekim bundan dolayıdır ki 5560 sayılı kanunla uzlaştırma kapsamında yapılan değişikliklerde geçici 1. maddesinde; “bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle hükme bağlanmış olmakla beraber henüz kesinleşmemiş olan dosyalarda, uzlaştırma kapsamının genişlediğinden bahisle bozma kararı verilemez” hükmü getirilerek kanun koyucu da uzlaştırma kurumunun karma nitelikli bir yapı olduğunu dolaylı yoldan ortaya koymuştur.

Bu açıdan değerlendirildiğinde 5560 sayılı kanunla ilgili olarak yapılan değişikliklerle birlikte Yargıtay aşamasında olan dosyalarda uzlaştırma uygulanmadığı şeklinde bozma sebebi yapılamayacak ancak başka bir sebepten dolayı bozma kararı verilmiş ise bu durumda artık uzlaşma hükümlerinin de uygulanması gerekecektir 357 . Ancak Yargıtay aşamasında olmayan dosyalar açısından 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı kanun ile lehe olan hükümler bu tarihten önce işlenen suçlar bakımından da uygulanabilme olanağı doğacaktır. Nitekim belirtmek gerekir ki 5560 sayılı kanunla 253/1. maddesi ile önceden uzlaşma kapsamında olan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile etkin

357

157 pişmanlık hükümlerine yer verilen şikayete tabi suçlar uzlaşma kapsamı dışına çıkarıldığı, bu durumda henüz soruşturma sonuçlanmamış ya da kamu davası hükme bağlanmamış iken yasa değişikliği ile kapsam dışına alınmış olan bu suçlardan dolayı, uzlaştırma girişiminde bulunulması zorunlu olduğu nitekim Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu belirtmek gerekmektedir358.

Yukarıda da belirttiğimiz üzere bizimde katıldığımız uzlaştırma kurumunun karma nitelikli bir yapı olduğu kabul edildiği takdirde, lehe kanun

358

“ … sövme ve cinsel taciz eylemlerine ilişkin temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; sanığa yükletilen sövme ile 5560 sayılı yasanın 24. Maddesi ile değişik 5271 sayılı CYY’nin 253/3 maddesinde cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaşma yoluna gidilemeyeceği öngörülmüş ise de, lehe yasa (5237 sayılı TCY m. 7) ve kazanılmış hak (1412 sayılı CYY. m.326/son) hükümlerinin uygulanması zorunluluğu karşılığında cinsel taciz eylemlerinin uzlaşma kapsamında kalması nedeniyle 5271 sayılı CYY nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırıdır. Y4CD., 18.04.2007,1650/3612 KAYMAZ/GÖKCAN, s. 146; Yine başka bir Yargıtay kararında da bu hususa vurgu yapılmıştır. “5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” biçimdeki kural uyarınca, olaya her iki yasanın ilgili tüm hükümlerinin karma uygulamaya yer verilmemek suretiyle tatbiki neticesi ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini ve bunların karşılaştırılmasını gerekli kılmaktadır. Ancak bu karşılaştırmada, hükmün tesisi aşamasında uygulanması gereken normlar esas alınacak, hükmün infazına ilişkin normlar değerlendirme konusu yapılmayacaktır.

Yerel Mahkemece tüm suçlar yönünden, lehe yasa değerlendirmesinin duruşmalı yapılarak, hükümlünün hukuki durumunun incelenmesi zorunluluğu bulunduğundan, uyarlama yargılaması için duruşma açıldığında, öncelikle taraflar yargılamadan haberdar edilip, 5271 sayılı CMY’nın 253 ve 254. Maddeleri hükümlerince, uzlaşma kapsamında yer alan suçlar yönünden, uzlaşma girişiminde bulunulacak, başarılı olunması halinde, uzlaşma koşullarına göre o davaların düşmesine veya koşulların varlığı halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecek, bu şekilde uzlaşma kapsamındaki suçlarla ilgili uyuşmazlık sonuçlandırılacaktır. Uzlaşma girişiminin başarısız olması halinde ise, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesine göre, lehe yasa belirlenerek hükümlünün hukuki durumu hükme bağlanacaktır.

Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığının uzlaşma kapsamında yer alan suçlar yönünden, öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması gereğine işaret eden itiraz nedeni yerinde olup, bu yöne

ilişkin itirazın kabulüne karar verilmelidir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

1-Yargıtay C.Başsavcılığının ek kararın kesinleşmediğine yönelik (1) nolu itiraz nedeninin REDDİNE,

2- Kesinleşen kararlar bakımından da uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik (2)

nolu itiraz nedeninin KABÛLÜNE,

3-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13.06.2007 gün ve 4984-5662 sayılı kararının kesinleşen kararlar bakımından uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin yasa yararına bozma isteminin

reddine ilişkin bölümünün KALDIRILMASINA,

4- Alaşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 19.10.2005 gün ve 42-100 sayılı uyarlama hükmünün bu

nedenle de yasa yararına BOZULMASINA,

5-Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 30.10.2007 günü oybirliği ile karar verildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas No : 2007/4-200 Karar No : 2007/219 İtirazname : 85443).

158 değerlendirilmesinin yapılması gerektiği ve yeni kanunla beraber uzlaştırma kapsamına alınmış olan eylemlerde henüz soruşturma sonuçlanmamış veya kovuşturma sonlanmamış ise uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucu ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla devam eden soruşturma konusu suçun uzlaştırma kapsamında olduğu anlaşılıyor ise 6763 sayılı Kanun ile getirilen usul hükümlerine göre uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekmektedir. 6763 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki usule göre uzlaştırma işlemleri başlayıp bitmiş ise (örneğin şüpheliye veya mağdura uzlaşmak isteyip istemedikleri sorulmuş ve taraflar uzlaşmak istemediklerini beyan ettiklerinden veya uzlaştırmacının yaptığı görüşmeler sonucunda uzlaştırma işlemi başarısızlıkla sonuçlanmış ise) yeni kanunda daha farklı bir usul öngörüldüğünden bahisle uzlaştırma işlemlerinin tümü ile yenilenmesine gerek olmadığı kanısındayız. Zira işlemler yapıldığı tarihte yürürlükte olan usul hükümleri uyarınca geçerli şekilde yapılmış ve tarafların uzlaşamadıkları belirlendiğinden tekrardan uzlaştırma hükümlerinin uygulanması emek, masraf ve zaman kaybından başka bir faydası olmayacağı kanaatindeyiz. Yeni kanunda bu durumdaki soruşturmalar bakımından bir geçiş hükmü de getirilmediğine göre yapılan işlemler geçerli sayılmalıdır. Ancak bu hususla ilgili olarak Yargıtay uzlaştırma işlemlerinin baştan yapılması gerektiğini belirtmiştir359.

359

…Sanık Fuat hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen hükme yönelik temyize gelince;02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 116/1-4 maddesi kapsamındaki konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş… Yargıtay 4. Ceza Dairesi Esas No: 2014/19013 Karar No : 2017/19224, Uyap Ağından Alınmıştır.

Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK'nın 86/2. maddesi uyarınca hükmolunan kasten yaralama olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen bu suç önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, kasten yaralama suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin

159 Halen uzlaştırma bürosunda bulunan dosyaların uzlaştırma işlemleri bittiği takdirde dosyaların soruşturma bürolarına gönderilip gönderilmeyeceği hususu her başsavcılık bakımından işbölümüne ilişkin bir durumdur ve takdir işbölümü konusunda yetkili olan mercie aittir. İşlemler ister genel büroda isterse uzlaştırma bürosunda yapılacak olsun, uzlaştırma işlemleri başlamış ancak bitmemiş ise veya hiç başlamamış ise uzlaştırma işlemlerinin artık 6763 sayılı kanun hükümlerine göre yapılması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Aynı şekilde iddianame henüz düzenlenmediği durumlarda söz konusu iddianame konusu suçun uzlaştırma kapsamına alınmış ise bu durumda artık iddianame CMK’nın 174. maddesi gereğince iade edilmelidir. Ancak mahkeme eylemin ileride uzlaştırma kapsamına gelebileceği kanaatinde olması durumunda iddianameyi kabul ederek değerlendirmeyi yargılama aşamasında yapmalıdır360.