• Sonuç bulunamadı

Hz. peygamber (SAV)'in uyguladığı Şer'î cezalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hz. peygamber (SAV)'in uyguladığı Şer'î cezalar"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI

İSLÂM TARİHİ BİLİM DALI

HZ. PEYGAMBER (S.A.V)’İN UYGULADIĞI

ŞER’Î CEZALAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ZÜBEYDE ŞEN

DANIŞMAN:

PROF. DR. M. BAHAÜDDİN VAROL

(2)
(3)

H a

T.C.

* 2

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü SOSYAL BİLİMLER

KONYA ENSTİTÜSÜ

Bilim sel E tik Sayfası

Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı ZÜBEYDE ŞEN Numarası

158110021003 Ana Bilim / Bilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI / İSLÂM TARİHİ Programı Tezli Yüksek Lisans X

Doktora

Tezin Adı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V)’İN UYGULADIĞI ŞER’Î CEZALAR

Bu tezin hazırlanmasında bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(4)

T.C.

NECM ETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

2 W

z

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı Z Ü B E Y D E ŞEN Numarası

158110021003

Ana Bilim / Bilim Dalı İSL Â M TA R İH İ V E S A N A T L A R I / İSLÂ M T A R İH İ Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı PRO F. D R. M. B A H A Ü D D İN V A R O L

Tezin Adı HZ. P E Y G A M B E R (S .A .V )’İN U Y G U L A D IĞ I Ş E R ’Î C E Z A L A R

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “Hz.Peygamber (s.a.v)’in Uyguladığı Ş er’î Cezalar” başlıklı bu çalışma 13/06./2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

(5)

ÖNSÖZ

Son peygam ber Hz. M uham m ed (s.a.v) ile birlikte kem âle eren, günüm üze kadar ulaşm ış ve kıyam ete kadar da varlığını sürdürecek, yegâne din İslâm ’dır. İlk insan ve ilk peygam ber, insanlığın atası Hz. Â dem (a.s) ile başlayıp daha sonra gönderilen peygam berlerle devam etmiş olan İslâm, K u r’ân-ı K erîm ’in indirilm esi ile birlikte evrensel b ir boyuta ulaşarak tüm çağlarda yaşayan insanlık için bir kurtuluş olmuştur.

İnanç, ibadât, m uâm elât gibi tem el ilkelerle kişilerin ve toplum ların iki dünyada da huzur ve m utluluğunu hedefleyen İslâm hayatın sınırlarını çizmiştir. Tevhit tem eli üzerine kurulu olan son din şirkten uzak, yaratılış gayesine uygun, ahlaklı bireylerin yetişmesini am açlamıştır. H angi fiilleri yerine getireceğim iz hususunda yön veren K u r’ân nelerden uzak durm am ız gerektiğini de bizlere bildirm iş bu yasaklarla bireyin ve toplum un huzurunu am açlam ıştır. Çizilen sınırların dışına çıkıldığı durum larda çeşitli yaptırım lar uygulanacağı son ilâhî kitap K u r’ân ’da belirtm iş İslâm H ukukunun da “U kûbât” bahsini oluşturm uştur. İslâm H ukukunda ukûbât şeklinde isim lendirilen ‘cezalar’ bölüm ü sosyal düzenin korunm ası hususunda büyük önem arz etmiş gerek K u r’ân ’ın ilk m uhatabı Hz. Peygam ber gerekse daha sonraki Râşid H alifeler başta olm ak üzere m uhtelif zam anlarda uygulanagelm iştir.U kûbât bahsine konu olan bu cezalar m üstakil başlıklarlaözellikle İslâm

hukuku araştırm acılarına konu olmuştur.

Y apm ış olduğum uz araştırm am ız, Hz. Peygam ber (s.a.v)’in kendi dönem inde uygulam ış olduğu K u r’â n ’a dayalı cezaları içerm ekle birlikte K u r’ân ’ın açıklayıcısı, dinin tem el kaynaklarından biri olan sünnette yer alan cezalar konusunu da kapsam ıştır. A yrıca Hz. Peygam ber (s.a.v)’in dönem inde bir benzeri olmadığı halde, gerçekleşm esi durum unda nasıl cezalandırılacağı konusunda verdiği emirleri de içine almıştır.

Giriş ve iki bölüm den oluşan çalışm am ızın giriş kısm ında; lügat ve terim anlam larıyla birlikte cezanın anlam ve kapsam ına açıklık getirilm iştir. A yrıca ceza çeşitleri,m ünferit başlıklar halinde verilip her birisi gerek sözlük anlamı gerek terim anlam ları ile açıklığa kavuşturulm uş; cezaların hangi durum larda ne kadar uygulanacağı hususu izah edilm e cihetine gidilmiştir. Birinci bölüm de Hz. Peygam ber (s.a.v)’in kendi

(6)

dönem inde K u r’ân’da bizzat em redilen cezaları ve bu cezaları uyguladığı kim seler üzerinde durulm uştur. Çalışm am ızın ikinci bölüm ünde ise Hz. P eygam ber’in dönem inde gerçekleşen, ancak hükm ü K u r’ân ’da yer almayan, kendisi tarafından karar verdiği cezalar ve bu cezaların kim lere tatbik edildiği açıklanm ıştır. A yrıca çalışm am ızın bu bölüm ünde Hz. Peygam ber’in em rettiği ancak dönem inde tatbik etmediği ve uygulanm adığı cezalar başlıkları üzerinde de durulmuştur.

Rahm etli Prof. Dr. A hm et Ö N K A Lhocam la başladığım ancak geçirdiği sağlık problem leri ve ardından gelen vefat haberi üzerine yarım kalan bu çalışm am vesilesiyle A hm et Ö N K A L hocam ıza A llah’tan rahm et diliyorum. Çalışm am ın devamını hazırlam am da kıym etli vakitlerini ayırarak, beni yönlendiren, rehberlik eden saygıdeğer danışm an hocam Prof. Dr. M. B ahaüddin V A R O L ’a şükranlarım ı sunuyorum. A yrıca gerek ders dönem inde gerek ders dönemi sonrasında emeği geçen fakülte hocalarım a da sonsuz teşekkürlerim i arz ediyorum.

Zübeyde ŞEN K onya-2019

(7)

T.C.

N EC M ETT İN ER B A K A N Ü N İV ER SİTESİ Sosyal B ilim ler Enstitüsü M üdürlüğü

ÖZET Ö ğ r e n c in in

Adı Soyadı ZÜBEYDE ŞEN

Numarası 158110021003

Ana Bilim / Bilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI / İSLÂM TARİHİ BİLİM DALI

Programı

Tezli Yüksek Lisans X Doktora

Tez Danışmanı PROF. DR. M. BAHAÜDDİN VAROL

Tezin Adı HZ. PEYGAMBER (S.A.V)’İN UYGULADIĞI ŞER’Î CEZALAR

Bu çalışma Hz. Peygamber’in uygulamış olduğu şer’î cezaları içermektedir. Hz. Peygamber yaklaşık yirmi üç yıllık tebliğ görevini gerçekleştirirken her zaman rahmet yolunu seçmiş, muhatabına yumuşak davranmıştır. Şahsî meselelerinde intikam duygusundan uzak durmuş affetme yolunu seçmiştir. Ancak toplumun düzeni için, hak ve hukuk adına Hz. Peygamber’in bazı cezalar uyguladığını görmekteyiz. Hz. Peygamber’in uygulamış olduğu bu cezalar K ur’an’da yer alan cezalar ve Allah rasûlünün dinin açıklayıcısı ve devlet yöneticisi vasfı ile uygulamış olduğu cezalardan oluşmaktadır. Cahiliye dönemi gibi sosyal adalet ve düzenin zayıf olduğu bir topluluğu, saadet asrına ulaştıran Hz. Peygamber’in uygulamaları günümüz toplumunda ahlaksızlıkların açıkça yaşandığı, cinayetlerin adam yaramalarının arttığı hak ve hukukun ihlalinin yaşandığı bir toplum için son derece önem taşımaktadır. Zira toplum düzenini bozan, kişi hak ve hürriyetlerini ihlal eden kimselere hak ettiği cezâ-i müeyyideleri uygulamadan, caydırıcı bir takım cezalar vermeden huzurlu bir toplumun olması mümkün değildir.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

(8)

T C .

N E C M ETT İN ER B A K A N Ü N İV ER SİTESİ Sosyal B ilim ler Enstitüsü M üdürlüğü

ABSTRACT A u th o r ’s

Name and Surname ZÜBEYDE ŞEN Student Number 158110021003

Department Deparment of Islamic History and Arts / Programme In IslamicHistory

Study Programme

Master’s Degree (M.A.) X Doctoral Degree (Ph.D.)

Supervisor PROF. DR. M. BAHAÜDDİN VAROL

Title of the

Thesis/Dissertation The Religious Punishments Imposed by The Prophet Muhammad

This study covers the religious punishments implemented by the Prophet Muhammad. W hile performing his twenty three years of practice of revelation, the Prophet Muhammad always followed the path of mercy, and acted kindly towards his interlocutor. For his personel affairs, he always avoided yengeance and chose to be merciful. However, we see that the Prophet used some religious punishments in order to preserve the social order. These punishments which were implemented by the Prophet are comprised of punishments stated in the Quran and punishments practiced by the Prophet as the interpreter of the religion and ruler of the state. His practices which carried his society from jahiliyyah to the era of bliss has so much to do with today’s society, where immoral things are openly practiced; murders, assaults are higly common and social rights and laws are violated. Because, without punishing the offenders in a proper way and implementing deterring punishments; it is impossible to have a peaceful society.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

(9)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI………I YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU……….II ÖNSÖZ………...III ÖZET……….V ABSTRACT……….…VI

İÇİNDEKİLER ... VII

KISALTMALAR ... IX

GİRİŞ ... 2

1. ARAŞTIRMANIN KONUSU, ÖNEM VE SINIRLARI ... 2

2. ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI ... 3

3. CEZA KAVRAMI, ANLAM VE KAPSAMI ... 3

3.1. Ceza Çeşitleri ... 4

3.1.1. Hadd Cezaları ... 6

3.1.1.1 Hadd-i Zina ... 5

3.1.1.2. Hadd-i Kazf ... 6

3.1.1.3. Hadd-i Sirkât ... 7

3.1.1.4. Gasp, Yol Kesme, Bozgunculuk ve Eşkiyalık Gibi Suçların Cezası ... 7

3.1.2. Kısas ve Diyet Cezaları ... 8

3.1.2.1. Kısas Cezaları... 8

3.1.2.2. Diyet Cezaları ... 9

3.1.3. Ta’zîr Cezaları ... 10

BİRİNCİ BÖLÜM ...12

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) DÖNEMİNDE UYGULANAN KUR’ÂN’A DAYALI CEZALAR ...12

1. KISAS ve DİYETLER ... 13

1.1. Uraynîlere Uygulanan Kısas ... 13

1.2. Bir Yahûdîye Uygulanan Kısas ... 15

1.3. Hâris b. Süveyd b. Sâmit’e Uygulanan Kısas ... 16

1.4. Zeynep bnt. Hâris’e Uygulanan Kısas ... 16

1.5. Cenînin Diyeti ... 17

1.6. Katili Meçhul Kimsenin Yakınlarına Verilen Diyet ... 18

1.7. Mikyes b. Subâbe’ye Ödenen Diyet ve Ardından Uygulanan Kısas ... 20

2. HADDLER ... 21

(10)

2.1. Hadd-i Sirkât ... 21

2.2. Hadd-i Kazf ... 23

2.3. Hadd-i Zinâ ve İffetsizlik Cezaları ... 24

İKİNCİ BÖLÜM ...27

HZ. PEYGAMBER (S.A.V)’İN KARAR VERDİĞİ ŞER’Î CEZALAR ...27

1. İÇKİ İÇME CEZASI ... 27

2. RECM CEZASI ... 29

3. SÜRGÜN CEZASI ... 32

4. BOZGUNCULUK ÇIKARAN KİMSELERE VERİLEN CEZALAR ... 34

4.1. Nadr b. Hâris’in Öldürülmesi ... 35

4.2. Ukbe b. Ebû Muayt’ın Öldürülmesi ... 37

4.3. Ebû Azze’nin Öldürülmesi ... 39

4.4. Muâviye b. Muğîre’nin Öldürülmesi ... 40

4.5. Hâlid b. Süfyân el-Hüzelî’nin Öldürülmesi ... 41

4.6. Ebû Afek’in Öldürülmesi ... 41

4.7. Asmâ bnt. Mervân’ın Öldürülmesi ... 42

4.8. Ka’b b. Eşref’in Öldürülmesi ... 43

4.9. İbn Süneyne’nin Öldürülmesi ... 44

4.10. Ebû Râfi’nin Öldürülmesi ... 45

4.11. Kinâne b. Rebî’ b. Ebu’l-Hukayk’ın Öldürülmesi ... 46

4.12. Abdullah b. Hatal’ın Öldürülmesi ... 47

4.13. Huveyris b. Nukayz’ın Öldürülmesi ... 48

4.14. Hâris b. Tulâtıla’nın Öldürülmesi ... 48

4.15. Kuraybe / Ernebe’nin Öldürülmesi ... 49

4.16. Ümmü Sâre’nin Öldürülmesi ... 49

5. HZ. PEYGAMBER (SAV)’İN OLMASI MUHTEMEL SUÇLARA KARŞI EMRETTİĞİ CEZALAR .... 50

5.1. Zinâda Israr Eden Cariyenin Cezası ... 50

5.2. Şarap İçmekte Israr Eden Kimsenin Cezası ... 51

5.3. Hırsızlık Yapan Kölenin Cezası ... 52

5.4. Livâtanın (Lût Kavminin Ameli) Cezası ... 52

5.5. Hayvanlarla Cinsî Temasta Bulunanın Cezası ... 53

5.6. Sihirbazın Cezası... 53

5.7. Ganimeti Çalan Kimsenin Cezası ... 54

5.8. Mahremi İle Zina Eden Kimsenin Cezası ... 55

SONUÇ ...56

BİBLİYOGRAFYA ...60

(11)

KISALTMALAR

as : A leyhisselâm

A ÜİFD : A nkara Ü niversitesi İlahiyat

b. : İbn

bnt. : Binti

bs. : Baskı

çev. : Çeviren

D İA : D iyanet İslâm A nsiklopedisi Haz. : H azırlayan

Hz. : Hazreti

md. : M addesi.

r.a. : Radiyallâhü anh

s. : Sayfa

sav : Sallallahü aleyhi ve sellem

rh.

ş Ş e rh

ter. : Tercüme

thk. : Tahkîk

ty. : Tarih yok

vb. : V e benzeri

vs : V esâire

Yay. : Yayınları yy. : Y ayınevi yok

(12)

GİRİŞ

1.ARAŞTIRMANIN KONUSU, ÖNEM VE SINIRLARI

İnsan, yaratılış gereği sosyal ve m edeni bir varlık olması sebebiyle her zam an hem cinslerine ihtiyaç duymuş; bu ihtiyacın neticesinde de toplu şekilde yaşam ıştır. Yaratılan her bireyin farklı özelliklerde olm ası toplum un bir arada intizam lı bir şekilde yaşam asını zam an zam an güçleştirebilm iştir. Bu durum, oluşan topluluklar arasında bir düzenin kurulm asını zorunlu kılmıştır. Toplum da oluşan gerek dinî gerek örfî kurallara uym ayıp m evcut düzeni bozan kim seler ise bir takım ceza-i m üeyyidelerle karşı karşıya kalm ışlardır. Tarih boyunca m uhtelif hukuk sistem lerioluşm uş, her toplum diğer toplum larla zam an zam an benzer veya birebir aynısını uygularken zam an zam an da farklı yaptırım larla genel düzeni bozan kim seler cezalandırılm ıştır. Tem elinde bir takım farklılıklar olsa da her bir cezanın amacı m evcut olan toplum düzenini korum ak olmuştur. D olayısıyla her bir uygulam a düzenli bir toplum un inşâsını hedeflem iştir.

İslâm dini de inanç, ibadet, m uam elât alanlarında belirtilen tem el ilkelerin uygulam asını sağlamak, K u r’ân ve sünnette belirtilen em ir ve yasakların ihlalini önlemek, her yönüyle hayatı ıslah edip iki dünyada da toplum ları huzur ve m utluluğa ulaştırm ak m aksadıyla bir takım özendirici, caydırıcı tedbirler almıştır. Bu çalışm am ızda K u r’â n ’ın ilk m uhatap ve açıklayıcısı olan Hz. Peygam ber (s.a.v)’in K u r’ân ışığında em redilen cezaları tatbik edişi ve asr-ı saadette dinin diğer bir önemli kaynağı olan kendi uygulam ası (sünnet)ile belirlediği cezaları kapsam aktadır.M âlum konunun İslâm tarihi açısından sınırlı olarak ele alınm ış olması bu araştırm anın önem ini ortaya koymaktadır.

Hz. Peygam ber (s.a.v) hiç şüphesiz K u r’ân ’ın belirttiği üzere insanlığa rahm et olarak gönderilm iş bir peygam berdir.'A ncak o yalnızca m üşfik bir peygam ber değil; aynı zam anda bir devlet yöneticisi, iyi bir kom utan vs. gibi vasıfları ile asr-ı saadet gibi bir toplum un inşasını sağlam ış bir şahsiyettir. Elbette bu saadet asrının oluşm asının b ir menşei de Hz. Peygam berin gerek K u r’ân tem elli uyguladığı cezalar, gerekse kendi uyguladığı cezalardır. Bu bağlam da uygulanan cezalar her dönem in kaçınılm az b ir ihtiyacı olduğu gibi günüm üz toplum unun da olm azsa olmazı durum undadır.C ahiliye dönemi gibi sosyal adalet ve düzenin zay ıf olduğu b ir topluluğu, saadet asrına ulaştıran Hz. Peygam ber (s.a.v)’in

(13)

uygulam aları günüm üz toplum unda ahlaksızlıkların açıkça yaşandığı, cinayetlerin, adam yaralam alarının arttığı hak ve hukukun ihlalinin yaşandığı bir toplum için de son derece önem taşım aktadır.

2. ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI

Çalışm anın hazırlanm asında konuya yeterli m uhteva kazandırm ak için kaynak olarak öncelikle yüce kitabım ız K u r’ân-ı K erim ’den istifade etm eye çalıştık. Hz. Peygam ber (s.a.v)’in K u r’ân ’a dayalı uygulam ış olduğu cezaları tesbit etm ek için K u r’ân m eallerinden faydalandık. H er konu başlangıcında izaha ihtiyacı olan kavram ların sözlük anlam larının tespit için belli başlı lügatler tercih edilmiştir. Râğıb el- Isfehânî’nine/-

M üfredât f î G a rîb i’l-K u r ’ân, İbn M anzûr’u n L isâ n u ’l-A rabveH üseyin K azım K adri’nin Türk Lügatı isim li eserleri yararlanılan lügatleri oluşturm aktadır. A yrıca Ö m er N asuhi

B ilm en’in H ukuk-ı Islâm iyye ve Istılahât-ı Fıkhiyye K âm usu adlı eserinden K u r’ân ’a dayanan cezaların veya suçların lügat ve terim anlam larına bakılarak kavram lar açıklanm a yoluna gidilmiştir.

H er konu hakkında derli toplu bilgiler nakleden D iya net İslâm Ansik/opedisi, kavram ların lügatteki izahlarından sonra yararlandığım ız en temel kaynaklardan birini oluşturm uştur. A lanında uzm an araştırm acılar tarafından hazırlanan bu m addeler, ilgili kavram lar hakkında belli başlı bilgileri nakletm esi sebebiyle en çok istifade ettiğim iz kaynakların başında gelmiştir. K onum uzun İslâm hukukunun ilgi alanına girmesi sebebiyle bu alandaki kaynaklardan da yeri geldikçe genel hatlarıyla faydalandık. A ncak olayları İslâm Tarihi açısından ele aldığım ızdan İslâm hukukuna kaynak olan eserlerden teferruatlı faydalanm ayı gerekli görm ediğim izi ifade edebiliriz.

İslâm dininin ikinci kaynağı olan hadisler çalışm am ızda sıklıkla kullandığım ız kaynaklar arasında yerini almıştır. B uhârî ve M üslim başta olm ak üzere K ütüb-i Sitte’nin tam am ındaki kaynakların K itâ b ü ’l-H udûdve K itâ b ü ’d-D iyâtbolüm lennden Hz. Peygam ber (a.s)’in uyguladığı cezalar tespit etme yoluna gidilmiştir. U ygulanan cezaların tarihî süreci ve diğer dinlerdeki uygulam a şekilleri hakkında bilgi edinmek, R asûlüllah (s.a.v)’ın ehl-i kitaba verdiği hüküm leri değerlendirm ek için Tevrat ve İncil’den faydalanılm ıştır.

İslâm T arihi’nin tem el kaynakları olan siyer, m eğâzî ve tabakât kitapları çalışm am ıza yön veren diğer tem el kaynaklarım ızı oluşturm uştur. İbn H işâm ’ın es-S îretü ’n-

Nebeviyye isim li eseri başta olm ak üzere tem el İslâm Tarihi kaynaklarından faydalanılm ış;

(14)

açıklam a yoluna gidilm iştir. T aberî’n in T a rîh u ’l Ümem v e ’l M ü lû k adlı eserinde m üellifin ilgili rivayetlerin tam am ını aktarması, konu ile ilgili tüm rivayetlere ulaştırm a açısından kolaylık sağlamıştır.

Hz. Peygam ber (s.a.v)’in ceza uyguladığı kim seler hakkında İbn Sa’d ’ınet-

T a b a kâ tü ’l-K übrâ isim li eseri başta olm ak üzere B elâzûri’n in E n sâ b ü ’l-E şrâ f İbnü’l-

E sîr’in Ü sd ü ’l-G â b e f M a ’r ife ti’s-Sahâbe, İbn H acer’inel-İsâbe f i T em yîzi’s-Sahâbe veİbn A bd i’l-B err’inel-İstîâb f i M a ’r ife ti’l-Ashâb isim li tabakat kitaplarından bilgi edinm iş olduk. Ziyadesiyle istifade edilen eserler arasında B ütün Yönleriyle A sr-ı Saadette İslâm isim li eseri zikretm em iz yerinde olacaktır. Farklı yönlerle asr-ı saadeti ele alan bu çalışm a ile Hz. Peygam ber (s.a.v)’in uyguladığı cezalar hakkında kısm î bilgiler elde etme imkânı bulduk. M uham m ed H am idullah’ınİslâm Peygam beri adlı eseri ile rahmetli A hm et

Ö nkal’ın R asû lü llah’ın İ s lâ m ’a D avet M etodu bu çalışm am ızı hazırlam am ızda bize ışık

tutan diğer eserler arasında yerini almıştır.

Çeşitli tezler ve ilm î dergilerde yayınlanan m akaleler, çalışm am ızda istifade ettiğim iz diğer kaynakları oluşturm uştur. A llah rasûlünün ölüm cezasına çarptırdığı şahısların isim lerini tespit noktasında yararlanılan Veysel A ktürk’ün Hz. Peygam ber

D önem inde Ö ldürülm eleri Em redilenler ve Ö ldürülm e Nedenlerive M ithat E ser’in Hz. P eygam ber D önem inde B eşerî Yönleriyle A shabın K onum uisim li yüksek lisans tezi

yararlandığım ız çalışm alardandır. A yrıca M ehm et Şim şir’in Hz. P eygam ber D önem inde

Suikastlerve İsmail H akkı A tçeken’in Hz. P ey g a m b e r’in Yahudilerle M ünasebetleriadlı

çalışm aları faydalanılan diğer çalışm aları oluşturm uştur. Çalışm am ızın İslam H ukuku ile yakından ilgili olm ası sebebiyle bu alanda hazırlanm ış yüksek lisans tezleri de faydalanılan diğer kaynakları oluşturm uştur. Sami E rgin’in İslâm H ukukunda T a ’zîr Suçlar, M ehm et B oynukalın’ın İslâm H ukukunda Zina Suçu ve Cezası, M üm ine A rslan’ın İslâm

H ukukunda K effaret Cezaları isim li yüksek lisans tezleri bunlar arsında zikredilebilir.

3. CEZA KAVRAMI, ANLAM VE KAPSAMI

A rapça bir kelim e olup lügatte yapılan bir davranışın karşılığını vermek, yetecek kadar verm ek, yetinm ek, yeterli olan, yeterli gelen,2m ücazat, mükâfat, bir am ele müsavisi ile karşılıkta bulunm ak, tâatin sevabı, m a’siyetin de azabı, ıkabı3iyilik ve kötülük

2 Râğıb el-Isfehânî, Ebu’l-Kâsım el-Hüseyin b. Muhammed, el-Müfredât fî-garîbi’l-Kur ’ân,Dâru’l-Kitâbi’l- Arabî, Kahire 1973, s.91.

(15)

neticesinde verilen ivaz ve m ükâfat, ecir4anlam larına gelenceza kelim esi hem m ükâfatlandırm ak hem de yaptırım uygulam ak anlam larında kullanılm ıştır..5

Istılahta fâilin fiiline göre m ükâfat ve m ücazat m anasını içeren ceza kavram ının İslâm literatüründe bir genel b ir de özel olm ak üzere iki m anada kullanıldığı görülm ektedir. Sözlük anlam ıyla da ilişkili olan ceza, genel anlam da dünyevî veya uhrevî m ahiyette özendirici veya caydırıcı m üeyyide; özel anlam da ise dünyada hukuk düzeni tarafından suçluya uygulanacak maddi ve m anevi m üeyyideden ibarettir.6M ezheplerce de

suçluya tatbik edilecek m üeyyide olarak özel anlam ına yakın bir ta rif yapılm ıştır. Bu

manadaki cezayı Arap dilinde “u k û b e ” kelim esi karşılam aktadır.7“U kûbe” kavram ı da sözlükte pek çok m ânâ barındırm aktadır. B u m analarından biri de cezadır.Bir farklı mânâsı ise bir şeyden sonra gelip önce geleni takip eden şey demektir. Cezanın bir anlam ının da ukûbe olm asının sebebi işlenen bir suçu takiben suçluya uygulanm ası hasebiyledir.8“U kûbe”, dünyada uygulanan ceza için kullanılırken, aynı kökten türeyen “ıkab” kelim esi ise ahirette verilecek cezalar için kullanılm ıştır.9K u r’ân-ı K erim ’de de ceza kelim esi türevleriyle birlikte 100’ü aşkın ayette yer alm akta10 çeşitli hadislerde de kullanılm aktadır.11

3.1. Ceza Çeşitleri

İslâm hukukunda cezaî yaptırım lar m u h telif yönlerden bazı ayrım larla sınıflandırılm ıştır. M iktarları belirtilm iş cezalar, m iktarları belirtilm em iş cezalar, cezanın uygulanacakları yerler açısından gruplandırıldığı g ib i12; suçun ağırlığına göre cezalar gibi başlıklarla cezaî m üeyyideler farklı yönlerden açıklanm a cihetine gidilm iştir.13

K u r’ân-ı K erîm de ifade edilen ve Hz. Peygam berin uygulam aları doğrultusunda cezaları üç ana başlıkta incelem em iz m üm kün olacaktır: H add cezaları, kısas ve diyet cezaları, ta ’zîr cezaları.

4 Kadri, Hüseyin Kazım, Türk Lügatı, Devlet Matbaası, İstanbul 1928, II, s. 300.

5 İbn Manzûr, Ebu’l-Fadl Cemâluddîn Muhammed b. Celâliddîn Ebi’l-Azm, Lisânu ’l-arab, thk. Amir Ahmed Haydar,Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 2009, I, 53.

6 Bebek, Adil, “Ceza”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1993,VII, 469.

7 Uslu, Rıfat, “İslâm Hukukunda Suç ve Ceza Kavramı”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, İstanbul, 8/37(2015):1049-1063.

8 Uslu, “İslâm Hukukunda Suç ve Ceza Kavramı”, s. 1057.

9 Behnesî, Ahmet Fethî, el-Mevsûatü ’l-cinâiyye f i ’l-fıkhı’l-lslâmî, Lübnan 1991, IV, 73.

10Abdülbâkî, Muhammed Fuad, el-Mu’cemü’l-müfehres li-elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm,e\-Mek.tebetü’l-

İslâmiyye, İstanbul 1982, “czy” md.

11 Wensinck, Arent Jean, el-Mu ’cemü ’l-müfehres li-elfâzi’l-hadisi’n-nebevî, “czy” md.

12 Udeh, Abdülkadir, et-Teşriü’l-cinâiyyü’l-lslâmi: mukarenen bi-kânûni’l-vaz’î, Dârü’t-Türas, Kahire 1963, I,78.

(16)

3.1.1.Hadd Cezaları

Lügatte m en etmek, engel olmak, iki şeyin arasını ayırm ak anlam larını taşıyan hadd kavram ı 14;genel olarak fıkıhta, A llah hakkı olarak yerine getirilm esi gerekli olan, m iktar ve keyfiyeti nass ile belirlenm iş cezaî m üeyyideleri ifade eder.15 Istılahta İslâm hukukçuları tarafından farklı şekillerde tanım ı yapılm ış olan hadd, H anefilere göre “A llah hakkı olarak tatbik edilm esi gerekli ve miktarı belirlenm iş olan cezalar” şeklinde ta rif edilm ektedir.16H anefilere göre yapılan bu tanım da kul hakkı ile ilgili olan kısas ve ta ’zîr cezaları hadd cezalarının dışında kalm aktadır.D iğer m ezhep âlimleri ise “hadd, ister A llah hakkı ister kul hakkı olsun tatbik edilmesi gerekli, miktarı da belli olan ceza” 17 şeklinde ta rif etmektedirler.

K u r’ân-ı K erîm ’de toplam da on dört yerde zikredilen “hudûd” kelim esi; on üç yerde A llah ’a, bir yerde ise18A llah’ın rasûlüne indirdiği vahye izafe edilmiştir. Toplam on dört yerde zikredilen had19 kelim esinin çoğulu olan hudûd lafzına m üteakiben K u r’ân ’a göre bu grupta dört cezadan bahsedilm ektedir:H add-i zina, hadd-i kazf, hadd-i sirkât ve gasp, yol kesm e, bozgunculuk ve eşkıyalık gibi suçların cezası.

3.1.1.1 Hadd-i Zina

B ir erkeğin aralarında nikâh bağı bulunm ayan bir kadınla önden cinsel birleşm esi,20 şer’î bir akit olm adan kadınla yapılan cinsel ilişki21 anlam larına gelen zinâ, had cezalarından birini oluşturm aktadır.

Tarih boyunca en ilkelinden gelişm iş toplum lara kadar evlilik dışı ilişkiler hoş karşılanm am ış, bir suç olarak kabul edilm iş ve farklı yöntem lerle bu işi yapan kim seler cezalandırılm ışlardır.22 Aynı şekilde ilâhî dinlerde de zina yasaklanm ış, suçu işleyenlere bazı cezalar uygun görülm üştür. T evrat’ta yer alan on em irden birisini de “zina etm eyeceksin”23 ilkesi oluşturm uştur. Zina eden Y ahudilerin taşlanarak öldürülm esi em redilm iştir.24 H ristiyanlıkta da zina vb. cinsel suçlar toplu halde kötülenm iş ve onlara

14 Bilmen, Kâmus, III, 14.

15 Bardakoğlu, Ali, “Had”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1993, XIV, 547.

16 Merğınani, Ebü’l-Hasen Ali b. Ebu Bekr, e/-Hidâye şerhu bidâyeti’l-mübtedi,İdarati’l-Kur’âni ve’l-Ulûm, Pakistan 1996, IV, 78.

17 Zuhayli, Vehbe, e/-Fıkhu ’l-İslâmi ve edilletüh, Dâru’l-Fikr, Dımeşk 1985, VI, 12. 18 Tevbe, 9/97.

19Abdülbâkî, e/-Mu ’cemü ’l-müfehres li-elfâzi’l-Kur ’âni’l-Kerîm, “hdd” md. 20 Cürcânî, Ta’rifât, 184.

21 Isfehânî, Müfredât, 540.

22 Hasanov, Eldar, “Zinâ”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2013, XLIV, 444. 23Kitâb-ı Mukaddes, Çıkış 20:14.

(17)

yasak getirilm iştir. 25K avram ve hüküm olarak Y ahudi şeriatı devam ettirilm iş ancak bazı ayrıntılar getirilm iş, kapsam ı genişletilm iştir. İnsanın karşı cinse bakışı dahi kalbin zinası olarak düşünülm üştür.26

H er devirdeki dinlerde ve topluluklarda olduğu gibi İslâm dininde de büyük günah ve suç olarak kabul edilmiştir. N eslin korunm asını ilke edinen İslâm, zina vb. cinsel suçları yasaklam ış bunları yapan kim seleri m edenî durum larına göre had uygulanm asını em retmiştir. K u r’ân-ı K erîm ’de zina kelim esi beş ayette yer almış; ayrıca zina kelim esine yakın m analar içeren “ açık hayâsızlık” anlam ındaki fahşâ (fuhuş) / fâhişe kelim eleri de farklı ayetlerde yer almıştır. Y alnızca zina etmeyi yasaklam ayan İslâm, kişileri zinaya sevk edecek davranışlara karşı da uyarm ış, “Zinaya yaklaşm ayın ” emri ile bunu açıkça ifade etmiş, zinanın, hayâsızlık ve kötü b ir yol olduğunu belirtm iştir.27 K u r’ân-ı K erîm ’de iki yerde ise zina; A llah’ın en sevmediği işlerden biri olan şirk, adam öldürm e,28hırsızlık, iftira29gibi suçlarla birlikte zikredilm iş böylece büyük günahlardan biri olarak belirtilm iştir. B u üç ayette zinanın çirkin b ir amel, kötü bir yol olduğu belirtilip, ondan uzak durulm ası istenm iş, m uhatap bilgilendirilm iştir. İki yerde ise zina suçunu işleyenlere uygulanacak had cezası ve zina edenlerin kim lerle evlenebileceği belirlenm iştir. B una göre K u r’ân-ı K erîm zina eden kim selerin cezasını kadın ve erkeğin her birine y ü z sopa vurulm ak suretiyle cezalandırılm asını em retm iştir:30

3.1.1.2.Hadd-i Kazf

H ad gerektiren suçlardan biri olan ve lügatte bir şeyi atm ak m ânâsına gelen kazf, ıstılahta b ir kim seyi ayıplam ak ve kötülem ek am acıyla zina isnadında bulunm ak şeklinde tanım lanm ıştır.31

İslâm dini, insanın kişilik hakları kapsam ında onur, şeref, iffet, haysiyet dokunulm azlığına ayrı bir önem vermiştir. Bu bağlam da iffet sahibi, nam uslu kadınlara zina atfetm ek suç kabul edilmiş; bu cürüm ü işleyen kim selere de dört şahit getirem edikleri takdirde seksen sopa vurm ak suretiyle cezalandırılm ası ve sonraki yaşam larında da şahitliklerinin kabul edilm em esi em redilm iştir.32

25Kitâb-ı Mukaddes, Markos 10:19. 26Kitâb-ı Mukaddes, Matta 5:27-28. 27 İsrâ 17/32.

28 Furkân 25/68. 29 Mümtehine 60/12. 30 Nûr, 24/2-3.

31 Bilmen, Kâmus, III, 18. 32 Nûr, 24/4.

(18)

3.1.1.3. Hadd-i Sirkât

H ad cezalarından birini teşkil eden ve “s -r -k ” kökünden türeyen sirkât, lügatte; uğruluk, çalma, hırsızlık, başkasının malını gizlice alm a anlam larına gelm ektedir.33 İslâm ceza hukukunda kullanılan anlamı ise; birinin, hakkı olm ayan bir şeyi gizli olarak alması; belli bir yerden belli b ir m eblağın alınm ası şeklinde tanım lanm ıştır.34 Şartları m evcut ve usulü dairesinde sabit olan bir sirkatten dolayı hırsız hakkında k at’ı uzuv suretiyle uygulanacak olan cezaya ise hadd-i sirkât denilm iştir.35

İnsanlık tarihi kadar uzun bir geçm işi olan sirkât suçunun ilk zam anlarda yaşayan insanlar arasında nasıl karşılandığı veya bu suçu işleyenlere ne şekilde bir ceza uygulandığı hakkında yeterli ve sağlam bilgiler bulunm am aktadır. Ö nceleri ferdî boyutta bir suç iken yerleşik yaşam a geçilip, toplum arasında m ülkiyet düzeninin kurulm asıyla beraber kam u düzenini ihlâl eden bir suç kabul edilerek bu yanlışı yapan kişiler cezalandırılm aya başlanm ıştır. B ütün toplum larda hırsızlık suç kabul edilm iş ancak hangi fiillerin bu kapsam da olduğu veya nasıl b ir ceza-i yaptırım uygulanacağı toplum lara ve dönem lere göre değişiklik gösterm iştir.36

İlâhî dinlerden biri olan Y ahudilikte de on em irden biri “Ç alm ayacaksın” buyruğu olm uştur.37 Bu em re uym ayıp hırsızlık suçunu işleyenlere ise çaldığı m alın m isliyle ödetilm esi öngörülm üştür.38 H ristiyanlıkta ise hırsızlıkla ilgili açık bir ceza belirtilm em iş; hırsızlığın yasak olduğu ifade edilip, bu işi yapanların terk etmesi istenerek ahlâkî öğütler verilm iştir.

K u r’ân-ı K erîm ’de: “H ırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık bir ceza,

A llah ’tan bir ibret olarak ellerini kesin. A llah güçlüdür, hikm et s a h ib id ir.”39buyurarak

hırsızlık suçunu işleyenlerin ellerinin kesilm esi emredilm iştir.

3.1.1.4. Gasp, Yol kesme

,

Bozgunculuk ve Eşkıyalık Gibi Suçların Cezası

Lügatte bir kim seye üstün gelmek, bir şeyi zorla alm ak anlam ına gelen gasb; bir malı sahibinin veya yetkili kişilerin izni dışında zor kullanarak alm a anlam ına gelm ektedir.40

33 Bilmen, Kâmus, III, 22. 34 Isfehânî, “Müfredât”, 578. 35 Bilmen, Kâmus, III, 14.

36 Bardakoğlu, Ali, “Hırsızlık”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1998, XVII, 384. 37Kitâb-ı Mukaddes, Çıkış 20:15.

38Kitâb-ı Mukaddes, Çıkış 22:1-5 39 Mâide, 5/38.

(19)

Kişi hak ve hürriyetlerini güvence altına alan İslâm, toplum da huzur ve refahı am açlamıştır. Bu bağlam da canı, aklı, malı, dini ve nesli korum a konusunda zorunlu tedbirler almıştır. Toplum huzurunu ciddi anlam da tehdit eden eşkıyalık, gasp, yol kesme gibi suçlar da İslâm dini tarafından yasaklanm ış, gerçekleştirenlerin ise cezalandırılm ası em redilm iştir. Kişi hakkını gözetm eyip, toplum düzenini sarsan bu neviden suçlar aynı zam anda m evcut devlet otoritesine de bir başkaldırı kabul edilmiştir. P ek çok hususta kişi hak ve hukukunu tehlikeye sokan, m evcut düzeni bozan bu kavilden suçlar A llah tarafından da şu ayetle yasaklanm ıştır. “A lla h ’a ve peygam berine karşı savaşanların ve

yeryüzünde bozgunculuk çıkarm aya çalışanların cezası ancak y a öldürülm eleri veya asılm aları ya h u t el ve ayaklarının çapraz olarak kesilm esi y a da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları aşağılayıcı cezadır. A hirette ise onlar için büyük bir azap vardır. A n ca k onları yenip ele geçirm enizden önce tövbe edenler müstesna. B iliniz ki A llah çok bağışlayıcı, ço k esirgeyendir. ”41

3.1.2.Kısas ve Diyet Cezaları

3.1.2.1.Kısas Cezaları

Sözlükte bir şeyin izine tâbi olmak, onun mislini vermek, m isillem e, eşitlem ek (müsâvat), yaptığı işte birinin yolunu takip etm ek42 anlam larını ifade eden kısas; H ukukta kasıtlı olarak adam öldürm eye veya yaralam a suçunun (m üessir fiil) failinin işlediği fiilin cinsinden ve ona denk olan b ir ceza ile cezalandırılm asını ifade eder. İslâm hukukunda ise kasten öldürdüğü kişiye karşılık failin öldürülm esini, kasten işlediği m üessir fiil sonucu m ağdurda bedenî-fizikî zarar veren kim senin benzeri şekilde cezalandırılm asını şeklinde ta rif edilm iştir.43

K apsam ı, çerçevesi, uygulam a şekli toplum lar arasında farklılık gösterm ekle birlikte şahsın kendisine, yaşam ına karşı işlenen kasıtlı suçların cezasının kısas olarak günüm üze kadar ulaştığını ve en eski hukuk m etinleri olduğunu söylem ek müm kündür. İlkçağ m edeniyetlerine kadar uzanan bir m aziye sahip olan kısas cezaları, “cana can, göze göz, dişe diş” şekliyle form üle edilm iş ve bu tarihsel süreçte kabileler arası sorum luluk bu cezalarla şahsileştirilm iştir.44

40 Aydın, M. Âkif, “Gasp”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1996, XIII, 387. 41 Mâide, 5/33, 34.

42 Bilmen, Kâmus, III, 18.

43 Dağcı, Şamil, “Kısas”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2002, XXV, 488. 44 Dağcı, “Kısas”, DİA, XXV, 488.

(20)

Farklı toplum larda tezahür eden kısas cezası, ilahî dinlerin de ortak noktalarından birini oluşturm uştur. T evrat’ta adam öldürm enin ve m üessir fiil denilen adam yaralam a suçlarının“Cana can, göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak, yanığa yanık, yaraya yara” şeklinde kısas cezası ortaya konulm uştur.45 H ıristiyanlıkta ise Hz. İsa’nın T evrat’ta yeralan “G öze göz, dişe diş” ilkesine dikkat çektikten sonra affetmeyi öğütlem esi46 kısas cezasının H ristiyanlıkta da devam ettiğini gösterm ektedir.

K u r’ân-ı K erîm ’de dört yerde yer alan kısas kelim esi b ir yerde “denklik”47 diğer yerlerde ise İslâm ceza hukukundaki terim anlam ıyla kullanılm ıştır48. H aksız yere adam öldürm e, A llah’ın dokunulm az kıydığı cana kıym a büyük günahlar arasında zikredilerek yasaklanm ış ve cezasının içinde devam lı kalacakları cehennem olduğu belirtilm iştir. D ünyada ise haksızlıkla öldürülen kim selerin velisine yetki verilm esi gerektiği açıkça belirtilm iştir.49 Ö ldürülenler hususunda kısasın gerekliliğinden50bahseden ve kısasta hayat olduğunu51 vurgulayan A llah kısasa bir alternatif, bir bağışlanm a hükm ünde diyeti ödem enin gerekliliğinden bahsederek tarafların anlaşm ası durum unda b ir kolaylık sağlam ıştır.52

3.1.2.2. Diyet Cezaları

A rapça’da ödemek, verm ek anlam ındaki“vedy” kökünden türem iş bir kelim e olan diyet,İslâm hukukunda işlenen bir cinayet suretiyle vuku bulan, cinayette m aktulün nefsine bedel ödeme, uzuvlarda yapılan cinayette yaralanan veya kesilen uzva bedel olarak suçlu kim senin ödem ekle sorum lu olduğu mal olarak tanım lanm ıştır.53

İslâm ceza hukukunun bir bölüm ünü oluşturan kısas ve diyet cezaları, şahıs hak ve hukukunu gözeten, korum a altına alan yaptırım lar olarak belirlenm iş; A llah hakkı olarak yerine getirilm esi gereken had cezalarından da bu yönüyle ayrılmıştır. İslâm hukukunda adam öldürm e ve yaralam alarda m ağdur olan tarafa ceza ve kan bedeli olarak ödenen malı tem sil eden diyetin, insanlık tarihi uygulam asında uzun bir geçm işi olmuştur. K ısas ile birlikte anılagelm iş olan diyet; kısasın hafifletilm iş ve m addî şekli olarak yerini almıştır.

45 Kitâb-ı Mukaddes, Çıkış 21:23. 46Kitâb-ı Mukaddes, Matta 5:17. 47 Bakara, 2/194. 48 Bakara, 2/178, 179; Mâide, 5/45. 49 Nisâ, 4/93; İsrâ, 17/33. 50 Bakara, 2/178. 51 Bakara, 2/179. 52 Mâide, 5/45; Bakara, 2/178. 53 Bilmen, Kâmus, III, 13.

(21)

Şahsî intikam hakkı ve kısas İbranilerde, eski Yunan, M ezopotam ya, R om a ve G erm en hukuklarında yaygın şekilde görülm üş; bazı farklılıklarla da diyet uygulanm ıştır. Tarihî seyir içerisinde toplum un şartlarına bağlı olarak zirâi alet, ehl-i hayvan veya para olarak ödendiği bilinm ektedir. Toplum ların şahsî intikam dan ihtiyâri diyete, daha sonra da cebrî kısas ve diyete geçm eleri D oğu ve Batı toplum larında benzeri bir seyir ile hayli bir zam an almıştır. Ö ldürm elerde şahsî intikam dan bir bedel karşılığı caym a usulü yerleşm eye başlam ış, bu ödenen bedel ise öldürülenin sosyal statü ve vasfına göre farklılık gösterm iştir. VII. yüzyıldan itibaren A lm an hukukunda öldürülen kim se için bir kan bedeli ödenm esi ve bu husustaki esasların kanunlaştırılm asına karar verilm iştir.

İslâm ceza hukukunun önemli bir kısm ını oluşturan kısas ve diyet cezalarında K u r’ân-ı K erîm , bir önceki bölüm de de belirttiğim iz üzere öldürülenler üzerinde kısası gerekli görm üş;54 ancak tarafların anlaşıp, kısas hakkında vaz geçm esini tavsiye buyurup böyle yapıldığı takdirde diyetlerin ödenm esi em redilm iştir.D iyet cezaları İslâm hukukunda öldürm ede diyet ve yaralam a-sakat bırakm a da diyet şeklinde iki grupta ele alınmıştır. N asıl ki m aktulün yakınları kısas cezasını affedip b ir alternatif, A llah’ın bir hafifletm esi olarak diyet cezasına dönüştürebiliyorsa aynı şekilde diyet hukukundan da isteğe bağlı olarak vazgeçebilir. Zira kısas ve diyet cezaları, had cezalarındaolduğu gibi A llah ’ın hakkı olan cezalar olm ayıp tam am en şahısları ilgilendiren bir ceza-i m üeyyidedir.55

3.1.3. Ta’zîr Cezaları

Lügatte kınam ak, azarlam ak, paylam ak, bir şeyi yapm ayı reddetm ek, m en etmek, çevirmek, alıkoymak, edeplendirm ek, tahkir etm ek anlam larına gelen ta ’zîr, te f’îl babındaki “azzera” kökünden türem iş b ir mastardır. İslâm hukukunda ise hakkında m uayyen bir ceza, bir hadd-i şer’î bulunm ayan, cürüm lerden dolayı tatbik edilen ceza anlam ında kullanılan bir kavram dır.56A rapça’daki ezdâd (zıt anlam lı) grubundaki kelim elerdendir.57Bu bağlam da bazı yerlerde azarlamak, kınam ak anlam larında kullanılırken; bazen de edeplendirm ek, çevirm ek gibi anlam larda kullanılabilir. Böylece kullanıldığı yere göre farklı durum da karşıt anlam yüklenebilir.

Terim anlamı ise hakkında had ve keffaret cezaları bulunm ayan ve herhangi bir ceza belirlenm em iş, cezası hâkim in veya devlet yöneticisinin yetkisine bırakılm ış,

54 Bakara, 2/178.

55 Bardakoğlu, “Diyet”, DİA, IX, 478.

56Cürcânî, Ebü’l-Hasan Seyyid Şerif Ali b. Muhammed b. Ali, Kitâbü ’t-ta ’rifât, Dâru’n-Nefâis, Beyrut 2003, 125; Bilmen, Kâmus,III, 24.

(22)

hatalardan dolayı verilen cezalar olarak ta rif edilm iştir.58 D olayısıyla ta ’zîr A llah tarafından b ir sınır çizilm emiş, K u r’ân ’da açık bir hükm ü olmadığı halde, toplum un düzeni, ıslahı için, yeryüzündeki fesada engel olm ak am acıyla yöneticilerin veya hâkim lerin verm iş olduğu cezâ-i yaptırım lardır. Bu tür cezaların miktarı da yargının takdirine bırakılm ıştır.

T a’zîr cezası gerektiren suçların sayısı; had, kısas ve diyet cezası gerektiren suçlarda olduğu gibi sınırlı değildir. Zira bu n ev ’iden suçların sınırlandırılm ası pek m üm kün gözükm em ektedir. İçinde yaşanılan toplum un şartları zam ana göre değişiklik arz edeceğinden bugün toplum a zarar verm eyen fiiller, ilerleyen zam an dilim inde toplum için ciddî sorunlar teşkil edebilir. Bu sebeple İslâm hukukunda ta ’zîr cezasını gerektiren suçların bir kısm ı belirtilirken, büyük çoğunluğunun tespit ve takdiri devlet yöneticisine bırakılm ıştır. D evlet başkanları, bu suçları ve bu suçlara uygulanacak cezaları tespit ve tayin ederken, İslâm ’ın genel ilkelerine, hüküm lerine uygun hareket etmelidir. Çünkü İslâm hukukunda bu tür suçların belirlenm esi ve bu suçlara uygulanacak olan cezaların tayini devlet başkanına bırakılırken, toplum un çıkarlarının gözetilm esi, toplum un düzene sokulması, toplum fertlerinin doğruya yöneltilip, ıslahı için gerekli önlem lerin alınması am açlanm ıştır.59

T a’zîr cezalarını gruplam a cihetine gidilecek olursa dört kısım da incelenebilir: Ölüm ve sopa vurm a gibi cezalardan oluşan bedenî cezalar,hapis ve sürgün cezaları türünden oluşan hürriyeti kısıtlayıcı cezalar, duruma, cezaya göre uygulanan m a lî cezalar ve kam u veya özel kurum larda çalışan kim selere uygulanankınam a ve m ahrum iyet cezaları bu tür cezaları oluşturm aktadır.60

58Ergin, Sami, İslâm Hukukunda Ta’zîr Suçlar, Yüksek Lisans tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya 2007, s. 4.

59 Başoğlu, Tuncay, “Ta’zîr”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2011, XL, 198; Çalışkan,İbrahim, “İslâm Hukukunda Ceza Kavramı ve Hadd Cezaları”, A ÜİFD, Ankara, XXXI, 367-397. 60 Başoğlu, “Ta’zîr”, DİA, XL, 200.

(23)

BİRİNCİ BÖLÜM

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) DÖNEMİNDE UYGULANAN

KUR’ÂN’A DAYALI CEZALAR

İnsanı en güzel şekilde yaratan A llah hiç şüphesiz yarattıklarını başıboş bırakm am ış ve her yönü ile şahısları m uhafaza altına almıştır. Tüm ilâhî dinlerin gayesi fertleri can, mal din, akıl ve nesil yönünden korum ak olmuş; bu m aslahatlara uygun davranm ayanlar bazı yaptırım larla cezalandırılm ıştır. Bu yaptırım lardan birini kısas ve diyet cezaları oluşturm uştur.

İnsanın can güvenliğini koruyan, toplum da refah ortam ını uygulam a noktasında önemli bir yer teşkil eden kısas ve diyet cezaları A llah’ın belirlediği cezalar olm akla birlikte zarara uğrayanın kendisi veya yakınları tarafından affedilm esi sonucunda geçerliliğinin kalktığı cezalar olmuştur. Farklı toplum larda görülen kısas ve diyet uygulam ası, Arap yarım adasında da sıkça yapıla gelm iştir.H erhangi bir siyasi birlik ve m erkezi gücün olm ayıp,toplum sal düzeni sağlam ada asabiyet unsurunun yer aldığı cahiliye dönem inde m evcut olan düzeni korum ada kabile büyüklerinin ve şehir eşrafının önemli roller üstlendiği görülm üştür. A sabiyet duygusunun zirve yaptığı bu dönem de iki ayrı kabileye m üntesip kişiler arasında vuku bulan cinayetlerde kısas ve diyet söz konusu olmuştur. Ö ldürülen kim senin intikam ını alm ak her iki kabilenin m üşterek ve kutsal bir görevi kabul edilmiş; bundan kaçınm ak ise hem ar hem de uğursuzluk olarak telakki edilmiştir. Böylesi durum larda kabileler arasındaki kan davaları ve bitm ek bilm eyen savaşlar kısas ve diyet cezaları ile son bulm uş, cahiliye dönem inin m evcut düzeni bu şekilde m uhafaza edilm iştir.61 A yrıca cahiliye dönem inde savaşta esir düşenler, kaçırılan kadın ve çocuklar için de bir bedel ödenm iş bu bedel de fidye ism iyle anılm ıştır.62Bu dönem de A raplar arasında cinayetlerde kasıt veya hata ayrımı yapılm am akla birlikte diyet

61 Bardakoğlu, Ali, “Diyet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1994, IX, 473. 62 Öğüt, Salim, “Fidye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1996, XIII, 55.

(24)

genelde kasti cinayetlerde kendini gösterm iş ve bedeli deve olarak ödenm iştir. A raplar arasında önemli bir yer edinm iş olan deve, ortak bir değer ölçüsü kabul edilmiş ve mal tabiriyle deveyi kastetm işlerdir. A ncak o dönem deki toplum sal yapı ve sınıf farklılıklarının doğal b ir sonucu olarak diyet m iktarında da değişiklikler yaşanm ıştır.63İslâm iyet’in doğuşuna yakın dönem lerde A raplar arasında diyet miktarı 100 deve idi. Bu geleneği başlatan A bdülm uttalib olmuştur. H âris’ten başka oğlu olm ayan A bdülm uttalib, K ureyş’in ileri gelenleri tarafından rahatsız edilmekteydi. B u durum a üzülen A bdülm uttalib on oğlu olduğu takdirde birisini kurban edeceğine dair adakta bulunm uştur. On oğlu dünyaya geldiği zam an hangisini kurban edeceğini belirlem ek için k u r’aya başvurm uştur. K u r’a A bdullah çıkınca on deve sayısı bedel konularak tekrar k u r’aya başvurulm uştur. N eticede deve sayısı arttırılarakçekilen k ur’a sonucunda A bdullah’ın yerine yüz deve kurban edilmiştir. Böylece b ir insanın canına bedel olarak yüz deve diyeti A bdülm uttalib ortaya koym uştur.64Şahıs aleyhine işlenip, ölüm le sonuçlanm am ış yaralam a ve sakat bırakm alarda m ağdura ödenecek mali karşılığı ifade eden erş, Cahiliye dönem inde de kullanılm ış bir kavram olm uştur.65

K u r’ân-ı Kerîm, pek çok konuda Arap toplum unun m evcut uygulam alarında köklü değişiklikler yapm a cihetine gitm em iş, bunun yerine var olan uygulam alardan yanlış aksaklıkları kaldırıp ıslahat etme yolunu tercih etmiştir. İslâm ceza hukukunun önemli bir kısm ını oluşturan kısas ve diyet cezalarında da K u r’ân-ı K erîm , A raplarda m evcut olan bu sistemi sürdürm üştür.K ur’ân ’ın en iyi açıklayıcısı olan Hz. Peygam berin sünnetine bakıldığında diyet hususunda b ir hayli ayrıntının m evcut olduğu görülür. Hadis kitaplarında “K itâbu’d-diyât” başlıklı m üstakil bölüm lerde Hz. Peygam berin ve sahabenin uygulam alarından bahsedilm iştir:

1.KISAS ve DİYETLER

1.1. Uraynîlere Uygulanan Kısas

Hz. Peygam ber (s.a.v), hiç şüphesiz insanlık için en güzel örnek, K u r’ân ’ın ilk m uhatabı ve açıklayıcısı, A llah’ın em irlerini tatbik etme noktasında em salsiz b ir şahsiyet olmuştur. O, hiçbir vakit kendi hevâsından hüküm verm em iş; her zam an ilâhî emirleri uygulayarak yaşadığı vakti, saadet asr-ı olarak bırakm ıştır. Y üce A llah’ın toplum daki

63 Bardakoğlu, “Diyet”, DİA, IX, 474.

64İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdülmelik, es-Sîratü’n-nebeviyye, Beyrut 1971, I, 164; İbn Sa’d, Ebû AbdullahMuhammed b. Sa’d b. Menî’ ez-Zührî, et-Tabakâtu’l-kübrâ, Beyrut 1978, I, 89.

(25)

huzur ve sekîneti sağlam ak üzere koym uş olduğu cezalardan biri olan kısas ve diyeti de A llah resûlü (s.a.v), yeri ve zam anı geldiğinde uygulam aktan geri durmam ıştır.

H adis kaynakları başta olm ak üzere İslâm tarihi kaynaklarım ızın da yer verdiği R asûlüllah’ın K u r’ân ’a dayalı uyguladığı cezalardan birisi Ukl ve U rayn kabilelerine uyguladığı cezadır. Hz. Peygam ber (s.a.v)’in yanında uzun yıllar kalmış, onun hizm etinde bulunm uş olan Enes b. M âlik (r.a) kanalıyla gelen hadis rivayetine göreolay şu şekilde cereyan etmiştir: Bahsi geçen bu kabilelerden sekiz kişi66R asûlüllah’ın huzuruna gelerek M üslüm an olm uşlardır.67 İbn H işâm ise gelen bu grubun M üslüm an olup olm adıklarına dair herhangi bir bilgi verm em iştir.68M edine’nin havası ağır gelince rahatsızlanm ışlardır. H astalıklarının hum m a hastalığı olduğu hususunda V âkıdî ’de geçen bir bilgi bize yardım cı olm aktadır.69İbn H işâm ise adları geçen bu kabilelerin veba ve dalak hastalığına tutuldukları, R asûlüllah’ın huzuruna böyle geldiklerini zikretm ektedir.70 A yrıca gelen bu kabile üyeleri m ide rahatsızlığından ötürü M ed in e’de kalm ak istem em işlerdir.71Bu durumu Hz. P eygam ber’e arz etmeleri üzere R asûlüllah aleyhisselam onları on beş adet sağmal zekât develerinin bulunduğu K ubâ civarındaki Z ü ’l-C edr denilen yere gönderm iştir.72 Hz. Peygam berin tavsiyesi ile buradaki hayvanların süt ve idrarlarından içerek sağlıklarına kavuşm uşlardır. A ncak daha sonra bu grup azgınlık ederek develerden birini boğazlam ışlardır. Çobanlardan biri aynı zam anda R asûlüllah’ın mevlâsı olan Y esâr’ın73 elini ve ayağını kesm işler; diline ve gözlerine diken batırarak ölünceye kadar kızgın güneşin altında bırakm ışlar, develeri de sürüp götürm üşlerdir. Sağ kalan çoban hâdiseyi haber verince R asûlüllah (s.a.v) yirm i kişilik bir süvâri m üfrezesinibunları takip üzere gönderm iştir. M üfrezeye K ürz b. Câbir el-Fihrî’yi görevlendirm iştir.74 Bu birlik bir m üddet sonra suçluları yakalayarak R asûlüllah’ın huzuruna getirm işler ve işledikleri suçtan dolayı onlara da kısas yapılarak cezalandırılm ıştır.75A rdından da H arre denilen yere terk edilmişlerdir.

66 Buhârî, “Kitâbü’d-diyât”, 21(38); Müslim, “el-Kasâme ve’l-muhâribîn ve’l-kısâs ve’d-diyât” , 2 ^1671); Ebû Dâvud, “Hudûd”, 3 (4364); İbn Mâce, “Hudûd” , 20 (2578); İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 93.

67 İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 93. 68 İbn Hişâm, es-Sîre, IV, 236.

69Vâkıdî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer b. Vâkıdî el-Eslemî, Kitâbü’l-meğâzî, thk.Marsden Jones, Âlemü’l-Kitâb, Beyrut 1984, II, 569.

70 İbn Hişâm, Es-Sîre, IV, 236. 71 Zehebî, Târîhu’l-lslâm, II, 357. 72 İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 93. 73 Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 569.

74 İbn Hişâm, es-Sîre, IV, 237; Halebî, Alî b. Burhâneddîn, es-Siretü ’l-Halebiyye, İnsânü ’l-Uyûn f i Sîreti’l-

Emîni’l-Me’mûn, Beyrut, el-Mektebetü’l-İslâmiyye, ty, II, 157.

(26)

M eşhur Em evî valilerinden H accac b. Y u su f es-Sekafî, Enes b. M âlik’e b ir mektup yazarak R asûlüllah’ın verdiği en büyük cezayı sormuş, Enes (r.a) ise, bu hâdiseyi haber verm iştir.76

R ivayetlerdehicretin 6. yılı Şevval ayında gerçekleşen; azgınlık, gasp, adam öldürm e, işkence gibi olum suz m uhtelif suçları işleyen bu grup, Hz. Peygam ber (s.a.v) tarafından bu şekilde kısas ile cezalandırılm ıştır.77Giriş kısm ında “H ad C ezaları” bölüm ünde de yer verdiğim iz M âide Suresi 33. âyet-i kerim e bu olay neticesinde nâzil olm uştur.78 Bu ayet-i kerim eye göre Hz. Peygam ber (s.a.v), A llah’a ve rasûlüne karşı gelen, bozgunculuk edip, taşkınlık çıkaran bu gruba nâzil olan ayete göre had uyguladığı gibi sahabelere yapılanların aynısını uygulayarak kısası da yerine getirmiştir.

1.2. Bir Yahûdîye Uygulanan Kısas

Enes b. M âlik kanalı ile bize ulaşan, Buhârî ve M üslîm başta olm ak üzere K ütübü’s-Sitte’nin tam am ında m evcut olan rivayetlere göreHz. P eygam ber’in (s.a.v), bir Y ahudi’ye kısas cezası tatbik etmiştir. İsmi kaynaklarda yer alm am akla birlikte Yahudi olduğu belirtilm iştir. Câriyenin de aynı şekilde ismi zikrolunm am akla birlikte Ensârdan olduğu ifade edilmiştir. 79Bu cariyenin değerli eşyalarına göz koyan bir Yahudi, kadının eşyalarını alabilm ek için câriyenin canına da kast ederek başına taşla vurm uştur. Câriye kadın, can çekişirken Hz. Peygam ber (s.a.v)’in huzuruna getirilm iştir. A llah rasûlü kadına: “bunu ya p a n fila n kişi m id ir ? ” sorusunu yönetm iştir. K atilin kim olduğunu tespit etm ek isteyen Hz. P eygam ber (s.a.v), kadından hayır cevabını alm asına rağm en bu sorusunu üç kez tekrarlam ıştır. Ü çüncüde kadından evet cevabının gelmesi üzerine Hz. Peygam ber, bu Y ahudi’nin başını taşla ezilerek öldürülm esini em retm iştir.80 Farklı bir tarikle gelen rivayette H z Peygam ber’in kadına üç defa farklı şahıslara işaret ettiği anlaşılıyor. İlk verdiği iki kişi, kendisine zarar verenler olm adığı için kadın ilk iki soruda Hz. Peygam ber (s.a.v)’e hayır cevabını verm iştir. Ü çüncüde A llah rasûlünün katile işaret etmesi üzerine kadın, kendisine vuran kişinin işaret edilen şahıs olduğunu belirtm iştir.81

76 Ebû Dâvud, “Hudûd”, 3 (4369).

77 İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 93; Zehebî, Târihû ’l-lslâm, II, 356.

78Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 570; İbn Kesîr, Ebû’l Fidâ’ İsmâil b. Ömer, Tefsîru’l-Kur’ân’il-Azîm, Dâru’l- Endelüs, Beyrut 1966, II, 555.

79 Müslim, “Kasâme”, 15 (1672).

80 Buhârî, “Kitâbü’d-diyât”, 6 (18); Müslim, “Kasâme”, 15 (1672); Tirmizî, “Diyât”, 6 (1394); Dârimî,

“Diyât,4 (2360); Ebû Dâvûd, “Diyât”, 10 (4529); İbn Mâce, “Diyât”,24 (2666) ; Nesâî, “Kasâme”, 11

(4661).

(27)

Zaten yaralı olarak Hz. Peygam ber (s.a.v)’e getirilen kadın bir m üddet sonra öldüğü için katili olan Y ahudi’ye kısas uygulanm ıştır.

1.3. Hâris b. Süveyd b. Sâmit’e Uygulanan Kısas

Sahabeden Cülâs b. Süveyd’in kardeşi olan H âris b. Süveyd, Evs kabilesine m ensuptur.82H icret ile birlikte M üslüm an olmuş, ancak İslâm ’ın getirilerinden biri olan İslâm kardeşliğini uygulam ada sıkıntı çekmiştir. İbn H işâm yaptıklarından ötürü olsa gerek ki H âris’i “M ünafık bir kim se” olarak vasıflandırm ıştır.83

Evs ve H azrec İslâm ile şereflenm eden önce birbiri ile sürekli çekişm e halinde olan iki kabile idi. B u iki kabile arasında bitm ek bilm eyen savaşların en şiddetlisi ise Buâs savaşı idi.84R asûlüllah (s.a.v)’in M ed in e’ye hicretinden sonra bu düşm anca ilişkiler yerini barışa bırakm ıştı.85 Evs kabilesine m ensup olan H âris de hicrete m üteakip İslâm ’a girmiş, ancak İslâm öncesinden kalm a bir kan davası intikam ını kalbinden b ir türlü atamam ıştır. Babası Süveyd b. Sâm it’in katili H azrecli M üzeccer b. Z iyâd’ı M üslüm an olm asına rağm en bir türlü affedem em iştir. U hud savaşında hazır bulunarak b ir fırsatını bulup M üzeccer b. Z iyâd’ı öldürm üştür.86 A rdından irtidat ederek M ek ke’ye kaçan ve yaptığından pişm anlık duyan H âris b. Süveyd gelen ilahi em irler87üzerine affedilm iştir.88 H âris b. Süveyd, İslâm ’dan rücû etmesi üzerine pişm anlık duymuş, tekrar M üslüm an olmuştur. A ncak onun işlediği sabit bir suç vardır ki o da cahiliye dönem inden kalm a kan davasını sürdürüp M üzeccer b. Z iyâd’ı öldürm esidir. Bunun cezası ise kısastır. Hz. Peygam ber (s.a.v) kısas gereği H âris b. Süveyd’i em ir vererek öldürtm üştür.89

1.4.Zeynep bnt. Hâris’e Uygulanan Kısas

Benî N adîr Y ahudilerinden olan Zeynep bnt. H âris’e, H ayber G azvesinde öldürülen Sellâm b. M işkem ’in karısı90, Y ahudilerin ünlü savaşçısı M erhab’ın yeğenidir. H ayber’in M üslüm anlar tarafından fethedilm esi üzerine Hz. Peygam ber (s.a.v)Y ahudiler tarafından öldürülm ek istenm iştir.91 Görevi üstlenen ise Zeynep bnt. H ârise olmuştur. Bu kadın Hz.

82 Uğur, Mücteba, “Cülâs b. Süveyd”, Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansikopedisi, İstanbul 1993, VIII, 107. 83 İbn Hişâm, es-Sîre, II, 125.

84 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 39. 85Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 145, 149. 86 İbn Hişâm, es-Sîre, II, 125.

87 Âl-i İmrân, 3/86-89. 88 İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 1295.

89Aktürk, Veysel, Hz. Peygamber Döneminde Öldürülmeleri Emredilenler ve Öldürülme Nedenleri, BasılmamışYüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2009, s. 46. 90 İbn Kesîr, Ebû’l-Fidâ’ İsmâil b. Ömer, el-Bidâye ve ’n-Nihâye, Mektebetü’n-Nasr, Beyrut 1966, IV, 454. 91 Uyar, Gülgün, “ Zeyneb bint Hâris”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2013, XLIV, 360.

(28)

Peygam ber (s.a.v)’e zehirli bir koyun hediye etmiştir. H ediye olarak takdim ettiği bu koyunun en fazla but ve paçasına zehir katm ıştır. Bunun sebebi ise daha önce yaptığı araştırm a neticesinde Hz. Peygam ber (a.s)’in etin en fazla bu kısmını sevdiğini öğrenmiş olmasıdır. Hz. Peygam ber kendisine sunulan bu etin paçasını alıp bir parça kopararak yem iştir. A rdından B işr b. B erâ isim li sahâbî de bir et parçası alarak sıyırm aya başlam ıştır. Bunun üzerine Hz. Peygam ber elini yem ekten çekmiş, ashabına da bunu emretmiştir. Bişr b. Berâ, yediği ette bulunan zehrin etkisi ile yerinden kalkam am ış, rengi bem beyaz olmuştur. Sancıları devam edip yerinden kalkam az hâle gelen Bişr, yediği o lokm adan dolayı ölmüştür. Hz. Peygam ber, kendisine düzenlenen bu suikast başarısız olduğu için kadını bundan ötürü cezalandırm am ıştır.92A ncak ortada vefat eden b ir sahabinin olması neticesinde A llah resûlü bu kadına kısas uygulayarak öldürtm üştür. K ısacası bu kadın Hz. P eygam ber’e suikast düzenlediği için değil B işr b. B erâ’nın öldürülm esi neticesinde kısas uygulanarak cezalandırılm ıştır.93

1.5. Cenînin Diyeti

“Örtmek, örtünm ek, gizlenm ek” anlam ındaki cenn kökünden türeyen cenin; sözlükte “gizli olan şey, anne karnındaki çocuk” gibi anlam lara gelm ektedir. D ünyaya gelm em iş çocuklar doğum vakti gelene kadar anne karnında korunup, saklandığı için cenin denm iş94, kelim e âyet95ve hadislerde96de bu anlam da kullanılm ıştır.

Hz. Peygam ber (s.a.v)’in uygulam ış olduğu bir yaptırım da cenin için diyet istem esidir. H adis kaynaklarım ızda diyetler bahsinde, M üslim ’in ise K asâm e içerisinde açtıkları m üstakil bab başlığı olarak zikredilen “Cenînin D iyeti” m eselesinde Ebû H ureyre ve M uğîre b. Şu’be kanalıyla rivayet edilen hadislerde Hz. Peygam berin uygulam ış olduğu b ir diyet cezasını görm ekteyiz:H uzeyl kabilesinin Lihyan kolundan H am el b. M âlik b. N abiga el-H üzelî isim li bir şahsın iki nikâhlısı97arasında tartışm a yaşanm ıştır. R ivayetlerin genelinde H uzeyl kabilesi ifadesi yer alırken birkaç rivayette Lihyan kabilesinin geçtiğini görmekteyiz. B unlar farklı iki kabile olm ayıp Lihyan, H üzeyl’in bir koludur.98Bu kadınların isim leri M üleyke ve Ü m m ü G a tîftir.99Bu iki kadın arasında çıkan tartışm a

92 İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 350-355.

93Şimşir, Mehmet, Hz. Peygamber Döneminde Suikastler, I. bs. Kitap Dünyası Yayınları, İstanbul 2018, 77. 94 Uzunpostalcı, Mustafa, “Cenin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1993, VII, 369. 95 Necm, 53/32.

96 Buhârî, “Ferâiz”, 10 (17); Müslim, “Kasâme”, 11 (1681). 97 Tirmizî, “Diyât”, 15 (1411).

98 Müslim, Haccâc Ebu’l-Hüseyn el-Kuşeyrî, Sahîh-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, ter. ve şrh. Ahmed Davudoğlu, Sönmez yay., İstanbul 1977, VIII, 328.

(29)

neticesinde biri diğerine taş atarak kadını ve karnındaki cenini öldürm esi üzerine Hz. Peygam ber (s.a.v) ceninin diyetini bir gurre olarak belirlem iştir.100 H adislerin büyük bir çoğunluğunda diyetin b ir gurre olduğu belirtilm ekte b ir rivayette ise beş yüz koyun101 lafzı geçm ektedir. Beş yüz koyun lafzından sonra R asûlüllah (s.a.v)’ın taş atmayı yasakladığı belirtilm iştir. İslâm hukukçuları, ceninin diyetinin annenin diyetinin onda biri (tam diyetin yirm ide biri), yani beş deve, 50 dinar veya 600 dirhem (H anefîlere’e göre 500 dirhem) olduğunu ifade etmişlerdir. Bu m iktar bir bakım a Rasûl-i E krem ’in cenin için takdir ettiği gurrenin deve, altın veya güm üş cinsinden değeridir.102 D olayısıyla Hz. Peygam ber ölen cenin için b ir gurre diyet istem iştir dem em iz doğru olacaktır. Farklı rivayette ise gurre m iktarının istenilenle aynı olduğunu ifade etm em iz müm kündür. Hz. Peygam ber ölen kadının diyetini de (suçlunun) asabesine hükm etm iştir. Cenînin diyetine H am el b. M âlik itiraz da bulunm uş ceninin henüz yem emiş, içm em iş bir canlı olduğunu dile getirerek bu diyeti gereksiz görmüştür. Bunun üzerine Hz. Peygam ber H am el b. M âlik’in itirazını, nesir içerisinde yer alan kafiyeli söz anlam ında sec’îye benzeterek bu itirazına olum lu cevap verm em iş ve diyeti ödem esini em ir buyurm uştur.103

1.6. Katili Meçhul Kimsenin Yakınlarına Verilen Diyet

Sözlükte “yem in etmek, yem in eden topluluk” gibi anlam lara gelen “kasâm e” İslâm hukukunda, suçlunun kesin delille belirlenem ediği bir cinayet işlendiği vakit, suç ortam ından sınırlı sayıda bir topluluğun kendilerine isnad edilen suçu yapm adıklarını ifade etm ek ya da ölen kim senin yakınlarının suç isnadında bulunm ak am acıyla m ahkem e huzurunda yaptığı özel yem inin adıdır.104

Ceza hukukunun birçok kurum unda olduğu gibi kasâm e de İslâm öncesi dönem Arap toplum undan alınarak iyileştirilen bir usul olup kökü Sâmî geleneğine kadar uzanan b ir sistem dir.105Tevrat’ta da faili m eçhul cinayetlerde, katilin bulunabilm esi am acıyla daha önce boyunduruk altına girm em iş bir ineğin boğazlanıp, m aktulün bulunduğu en yakın şehirde yaşayan ihtiyarların inek üzerinde elini yıkayarak ellerinin kan dökm ediğine dair yem in etmesi usulünden bahsedilm esi, Yahudi hukukunda da kasâm enin bir benzerinin

100Gurre; düşürülen cenin sebebiyle verilmesi gereken malî tazminattır.(Koçak, Muhsin, “Gurre”, Türkiye

Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1996, XIV, 211.)

101 Ebû Davud, “Diyât”, 19 (4578). 102 Koçak, “Gurre”, DİA, XIV, 211.

103Buhârî, “Kitâbü ’d-diyât”, 25 (48); Müslim, “Kasâme”, 36 (1681); İbn Kayyim, Şemsuddîn Ebû Abdillah Muhammed el-Cevziyye, Zâdu ’l-Me’âd, Mektebü’l-İslâmî, Beyrut 1981, III, 200.

104Bardakoğlı, Ali, “Kasâme”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2001, XXIV, 528. 105 Bardakoğlu, “Kasâme”, DİA, XXIV, 528.

(30)

olduğunugösterm ektedir.106 Câhiliye A rapları tarafından uygulanan kasâm eye K u r’ân-ı K erîm ’de yer verilm ez. A ncak İsrâiloğulları arasında gerçekleşm iş b ir cinayette suçlunun bulunabilm esi için Y ahudi hukukundaki kasâm eye benzer bir şekilde ineğin kurban edilm esinden, yem ine yer verilm eksizin bahsedilir.107

Câhiliye dönem inde ilk olarak kasâm e uygulam asını başlatan Ebû Tâlib olmuştur. H adis ve İslâm tarihi kaynaklarında İbn A bbas’tan gelen rivayette Ebû Tâlib, H âşim oğullarından bir işçinin katledilm esi üzerine şüpheli şahsın m ensup olduğu kabileden üç husustan birini tercih etmelerini istem iştir: Y üz deve diyet ödeme, kavm inden elli kişinin bu cinayeti işlem ediğine dair yem in etmesi ya da kısas yapılarak katilin öldürülmesi. Bu seçeneklerden kabileden elli kişiye yem ine edilmesi hususu tercih edilmiştir. İşte bu olay câhiliye dönem inde ki ilk kasâm e uygulam asıdır.108

Hz. Peygam ber (s.a.v)’in uygulam ası ile câhiliye dönem inde uygulanan usül aynıdır. Sehl b. Ebî H asm e’den rivayet edilen hadiste R asûlüllah (s.a.v)’in kasâm e konusunda hüküm verdiği olay şöyledir: A bdullah b. Sehl b. Zeyd, A bdurrahm ân b. Sehl b. Zeyd, H uveyyisa b. M es’ûd b. Zeyd ve M uhayyisa b. M es’ûd b. Zeyd olarak isim leri zikredilen bu ensar topluluğu H ayber’e akrabalarının yanına gitmiştir. İsim lerinin tam olarak zikredilm esinin sebebi bu dört kişiden A bdullah ve A bdurrâhm an kardeş, diğer iki şahıs ise bunların am ca çocuklarıdır.109 B u topluluk bir süre sonra şahsî işlerini halletm ek üzere birbirlerinden ayrılmışlardır. B ir süre sonra M uhayyisa, ansızın A bdullah b. Sehl’i ölü olarak bulm uş ve defnetm işlerdir. K atillerin H ayber Y ahudilerinin olabileceğini düşünerek R asûlüllah (s.a.v)’a durum u arz ettiler. A bdurrahm ân b. Sehl’in konuşm aya başlam ası üzerine Hz. Peygam ber, yaşça büyük olanın durum u izah etmesini istemiştir. Topluluktan H uveyyisa olanları anlatmıştır. A llah Rasûlü ise onlara bu işi Y ahudilerin yaptığına dair elli yem in verm elerini istemiş, ancak onlar hâdiseye şahit olm adıklarını, bu sebeple yem in verem eyeceklerini söylem işlerdir. U ygulam a gereği Hz. Peygam ber karşı taraftan yani Y ahudilerden elli yem in verm elerini istemiş, onlar ise kâfir bir topluluğun yem inlerini kabul etmeyi uygun görm em işlerdir. M evcut başka hadis rivayetlerinde Hz. Peygam ber (s.a.v)’in Y ahudilere bir m ektup yazdığı bu m ektupta ölen kişinin diyet bedelini istediği, şayet diyet ödem ezlerse harbe hazır olduklarını ifade etmiştir. A ncak Y ahudiler ‘vallahi onu biz öldürm edik’ dem eleri üzerine Hz. Peygam ber ölen A bdullah b.

106 Kitâb-ı Mukaddes, Tesniye 21:1-9. 107 Bakara, 2/72-73.

108 Buhârî, “Menâkıbü ’l-ensâr” 26 (65); İbn Habîb, Ebû Ca’fer Muhammed b. Habîb b. Ümeyye, Kitâbü ’l-

muhabber,thk. Ilse Lichtenstadter, Dârü’l-Âfâki’l-Cedîde, Beyrut ty, s.335.

Referanslar

Benzer Belgeler

Destek m ktarının %25’ , varsa uygun mal yet olmayan harcamaların kes nt ler yapıldıktan sonra, f nal raporun onaylanmasını tak p eden 15 ş günü çer s nde

5.Bunu sağlamak üzere özel ligde spor kulübü düzenlemesi ve sponsorluk düzenlemesi ile diğer spor ilçe ekiplerini bir araya getiren spor kanunu veya

Bu sayede ulaşmak istediğiniz asıl hedef kitlenin , ürününüzle doğrudan buluşmasını sağlıyor ve tüketicinizin ürününüzü denemesi için fırsat yaratmış oluyoruz..

30 Aralık 1994 tarihinde, polise ifade veren başvuran, polis memuru Ender’in kontrol sırasında aracına ait evrakları kendisine iade etmediğini ve Belediye’ye

Küresel ısınma etkin değilken Fırat'tan Türkiye saniyede 500 metre küp su vermek- teydi ve bütün Gap arazisi sulanmaya açılsa Fırat ve Dicle'nin suyunun 4/1'i olan 5

Eşit ağırlık alanının temel dersi olan Coğrafya soru sayısının arttırılması ve daha adil bir dağılım yapılması gerekmektedir... • Kuruluş görev ve vizyonu

XT panel panel bir bağımsız alarm sistem olarak kullanılabilir ama aynı zamanda kontrol panelini Kurmak /Cözmek için tasarlanmış girişlere, 9-12 voltaj sağlayabilen mevcut

KÖSE, VELİ: Theoretical Approach for the So-Called Mycenaean Migration in Turkey