• Sonuç bulunamadı

58. ve 59. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin Ortadoğu politikası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "58. ve 59. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin Ortadoğu politikası"

Copied!
129
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES SOSYAL B MLER ENST TÜSÜ

ULUSLARARASI LER ANA B MDALI

ULUSLARARASI LER B MDALI

58. VE 59. TÜRK YE CUMHUR YET HÜKÜMETLER

N

ORTADO U POL

KASI

YÜKSEK L SANS TEZ

DANI MAN

DOÇ. DR. MURAT ÇEMREK

HAZIRLAYAN MAHMUT SAM ALDUR

(2)
(3)
(4)

ÖZET

Ortado u, gerek stratejik konumu gerekse yeralt kaynaklar bak ndan tüm dünyan n dikkatinin yöneldi i bir bölgedir. Bu co rafyada sürekli ya anan gerilimler Ortado u’nun devaml dünya gündeminde kalan bir bölge olmas haz rlam r. Bu sorunlardan en bilinenleri kronik hale gelen srail-Filistin çat mas , srail-Lübnan gerginli i ve ABD’nin Irak i gali sonras ülkenin içine sürüklendi i iç sava r. Sorunlar n sadece ba klar yla uzun bir liste olu turulabilecek Ortado u’da Türkiye sorunlar n çözümüne katk sa lamaya çal r.

1980 sonras nda Ortado u’da daha aktif bir rol aray na giren Türkiye’nin I. Körfez Krizindeki tutumu nedeniyle ekonomik anlamda ya ad kay plar n telafisi güç olmu tur. 11 Eylül sonras nda yine Ortado u bölgesinde ortaya ç kan olumsuz geli meler Türkiye’yi bu co rafyada aktif bir politika izlemeye yöneltmi tir. ktidarda olan 58. ve 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin Ortado u’da sergiledikleri aktif politikalarla, ülkenin bölgesel güç olma hedefi ba lam nda önemli yol kat etmesi sa lanm r. zlenen Ortado u politikas nedeniyle iç ve d kamuoyunda ele tirilmi olmakla birlikte her iki hükümet de geli tirdikleri çok yönlü aç mlar ve uygulad klar pro-aktif diplomasi ile uluslararas arenada Türkiye’den söz ettirmi lerdir.

58. ve 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin iktidar dönemi, tarih sahnesinden çekili i yüz y bulmam Osmanl Devleti’nin stratejik iktidar alanlar ndan olan Ortado u’da yürütülecek çok yönlü politikalarla Türkiye’nin hareket kabiliyetinin geli ece inin görüldü ü bir dönem olmu tur. Tarihsel süreç içerisinde bir çat ma alan olarak kar za ç kan Ortado u bölgesinde 58. ve 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri döneminde ya anan geli melere ili kin yürütülen politikalar n incelendi i bu tez Türkiye’nin yak n gelecekte bölgede üstlenmesi muhtemel role k tutmaktad r.

(5)

ABSTRACT

The Middle East, due to its strategic position and underground resources, has taken the primary attention of the world. The continuous tension in the region has made the Middle East a region of cardinal interest in the world. The most well known among these problems is the invasion of Iraq by US forces which led to the breakout of a civil war in the country and serious turmoils of Israel-Lebanon and Israel-Palestine conflicts. The Middle East defined through a long list of problems has produced a vicious circle of unsolvable quarrels. Turkey has tried to find solutions to resolve those conflicts in this neighborhood.

In the post-1980 Turkey searched ways of being more active in the Middle East although Turkey has been unable to reclaim the economic losses it suffered due to its stance in the Gulf War I. After 9/11 negative developments in the region has redirected Turkey to pursue a vigorous political strategy. As a result, Turkey has earned its position as the most influential country in the Middle East. Active political approaches pursued in the Middle East by the 58th and 59th Turkish governments led Turkey to become a regional power. Due to the political views of these governments, some domestic and foreign criticisms have been harsh, but the diplomacy that they followed and their political views have settled Turkey in a new place within the international arena.

The Middle East, was one of the most important region of the Ottoman Empire has become one of the most important areas for the 58th and 59th Turkish governments just after less than a century of the dismemberment of the Ottoman Empire. The active political approaches reinforce the weight of the Turkish Republic in the Middle East. This thesis analyzes the policies of the 58th and 59th Turkish governments concerning the Middle East and try to show the role that Turkey can play in this region in the future.

(6)

NDEK LER

ÖZET ...i

ABSTRACT ...ii

NDEK LER... iii

KISALTMALAR...vi

...1

NC BÖLÜM ORTADO U BÖLGES GENEL ÖZELL KLER 1.1. ORTADO U BÖLGES TANIMI SINIRLARI ...4

1.1.1. Ortado u’nun Tan ...4

1.1.2. Jeopolitik Konumu...5

1.1.3. Etno-Linguistik ve Dini Yap ...7

1.1.3.1. Musevilik...8

1.1.3.2. Hristiyanl k ...9

1.1.3.3. Müslümanl k...10

1.2. ORTADO U BÖLGES 'N N EKONOM K VE SOSYAL YAPISI ...11

1.2.1. Petrol ve Yeralt Kaynaklar ...11

1.2.2. Ortado u Ülkelerinin Ekonomik Yap lar ...12

1.2.3. Ortado u Ülkelerinin Toplumsal Yap lar ...15

(7)

1.3. ORTADO U BÖLGES 'N N STRATEJ K ÖNEM VE GÜVENL K

SORUNLARI...20

1.4. ABD VE AB’N N ORTADO U POL KALARI...22

1.4.1. ABD’nin Ortado u Politikas ...22

1.4.2. AB’nin Ortado u Politikas ...25

NC BÖLÜM TÜRK YE’N N ORTADO U POL KALARI 2.1. OSMANLILAR ZAMANINDA ORTADO U...30

2.2. TÜRK YE CUMHUR YET ’N N ORTADO U POL KALARI ...32

2.2.1. Atatürk Döneminde Türkiye’nin Ortado u Politikas ...32

2.2.2. Tek Parti Dönemi (1938–1950) ...38

2.2.3. So uk Sava Dönemi (1950–1991) ...40

2.2.4. So uk Sava Sonras Dönem (1991–2001) ...47

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 58. VE 59. TÜRK YE CUMHUR YET HÜKÜMETLER N ORTADO U POL KALARI 3.1. 58. TÜRK YE CUMHUR YET HÜKÜMET VE ORTADO U POL KASI ....54

3.1.1. 58. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti (18.11.2002–14.03.2003)...54

3.1.2. 58. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Genel D Politikas ...57

3.1.4. 58. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Ortado u Politikas ...59

(8)

3.2.1. 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti (14.03.2003–22.07.2007)...65

3.2.2. 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Genel D Politikas ...66

3.2.3. 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Ortado u Politikas ...70

3.2.3.1. ABD Irak Sava ve Türkiye’nin Politikas ...70

3.2.3.2. srail Lübnan Sava ve Türkiye’nin Lübnan’a Asker Göndermesi ...76

3.2.3.3. 59. Hükümetin Bölge Ülkeleri le li kileri ...82

3.2.3.4. 59. Hükümet ve KÖ le li kiler...96

3.2.3.5. 59. Hükümet ve K K le li kiler...97

3.2.3.6. 59. Hükümet ve Arap Birli i (Arap Ligi) le li kiler ...98

3.3. 58. VE 59. TÜRK YE CUMHUR YET HÜKÜMETLER N ORTADO U POL KALARININ GENEL DE ERLEND LMES ...99

SONUÇ ...103

(9)

KISALTMALAR AB Avrupa Birli i

ABD Amerika Birle ik Devletleri AET Avrupa Ekonomik Toplulu u

AGSP Avrupa Güvenlik Ve Savunma Politikas AK Parti Adalet ve Kalk nma Partisi

ANAP Anavatan Partisi

BAE Birle ik Arap Emirlikleri

BAAS Arap Sosyalist Yeniden Do Partisi O Bar çin Ortakl k Projesi

BDT Ba ms z Devletler Toplulu u BM Birle mi Milletler

BOP Büyük Orta Do u Projesi [Greater Middle East Initiative] CHP Cumhuriyet Halk Partisi

CIA Amerikan Merkezi Haber Alma Te kilat [Central Intelligence Agency]

DP Demokrat Parti

FKÖ Filistin Kurtulu Örgütü GOP Geni Orta Do u Projesi IBKY Irak Bölgesel Kürt Yönetimi

slam Konferans Örgütü G/ICI stanbul birli i Giri imi

(10)

KDP Kürdistan Demokrat Partisi KYB Kürdistan Yurtseverler Birli i

MUS AD Müstakil Sanayici ve adamlar Derne i

NATO Kuzey Atlantik Anla ma Örgütü [North Atlantic Treaty Organization]

OECD Ekonomik Kalk nma ve birli i Örgütü [Organisation for Economic Cooperation and Development]

OPEC Petrol hraç Eden Ülkeler Örgütü [Organization of Petroleum Exporting Countries]

PKK Kürdistan çi Partisi [Partiya Karkeran Kürdistan] RF Rusya Federasyonu

SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birli i TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TSK Türk Silahl Kuvvetleri

TÜS AD Türk Sanayicileri ve adamlar Derne i

UNIFIL Birle mi Milletler Lübnan Geçici Gücü [United Nations Interim Force in Lebanon]

(11)

Ortado u, Cumhuriyetin kurulu undan itibaren belirgin bir ekilde Türkiye d politikas aç ndan en sorunlu bölgelerden biri olmu tur. arkiyatç bak aç Türkiye’nin Ortado u’ya yönelik d politikas nda belirleyici unsur olmu tur. Bunun yan s ra, Türkiye’nin Ortado u halklar ile tarihsel ve kültürel ba lar olmas ya da bir ba ka deyi le Osmanl Devleti dönemindeki dört as rl k birliktelik tarihin yükünü de eklemek suretiyle ili kileri karma kla rm r.

Türkiye stratejik konumu nedeniyle Amerika Birle ik Devletleri (ABD), Avrupa Birli i (AB) ve Ortado u bölgesi ülkeleri aras nda hassas bir politika benimsemi tir. Türkiye ile srail aras nda geli tirilen ili kiler ve bölgede kurulan Partiya Karkeran Kürdistan (PKK) kamplar konusu Ortado u ülkeleri ile Türkiye’nin ili kilerini olumsuz yönde etkilemi tir. ABD ve AB Türkiye’yi demokratik yönetim yap nedeniyle bölge için “örnek ülke” olarak görseler de, bölge ülkelerine müdahalelerinin lojistik ülkesi olarak alg lam lard r.

So uk Sava n sona ermesi ile iki kutuplu uluslararas sistem ortadan kalkm ve Yeni

Dünya Düzeni olu turma çal malar ba lam r. Tabiî ki bu ortamda her ülke art k bloklar olmad için kendi ç karlar daha fazla gözetir hale gelmi tir. So uk Sava boyunca SSCB’ye kar bir cephe ülkesi konumunda oldu undan d politika önceliklerini bu ko ullara göre belirleyen Türkiye, konjonktürün de mesiyle güvenlik ve d politika anlay yeni döneme uyarlamak zorunda kalm r. Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Ortado u’da statükonun bozulmas , bu co rafyalar n ortas nda bulunan Türkiye’yi kaç lmaz olarak daha aktif bir politika izlemeye itmi tir. Öte yandan, SSCB’nin da lmas n ard ndan Türkiye için tehdit alg lamalar giderek kuzeyden güneye kaymaya ba lam r. ran’ n rejim ihrac na yönelik çabalar ve PKK’ya verdi i destek, Suriye ile ya anan su sorunu ve yine Suriye’nin PKK’ya yard ile Irak’ n Kuveyt’i i gali ile ba layan ve koalisyon güçlerince Kuveyt’ten çekilmek durumunda b rak lmas yla olu an Kuzey Irak sorunu Türkiye’nin güvenli i ile ilgili tehdit alg lamalar n bu bölgede yo unla mas na neden olmu tur. Türkiye’de ayr kç Kürt milliyetçili inin en büyük iç tehdit olarak öne ç kmas ve Kürt topluluklar n Ortado u’daki di er devletlerde varl bu sorunu daha karma k hâle getirmi tir.

Türkiye, 1990’larda Ortado u kom ular Suriye, Irak ve ran ile ili kilerin yo unla hareketli bir döneme girmi tir. Bu dönem Türkiye’nin kom ular yla ili kilerinde i birli inden

(12)

daha çok problemlerin öne ç kt bir dönem olmu tur. Buna kar n ayn dönemde Türkiye’nin s r kom ular yla ili kilerinin tersine srail ile i birli i alanlar n geni ledi i gözlenir. Özellikle Suriye ile gerginli in t rman a geçti i bir dönemde, srail ile askerî ve ekonomik i birli i anla malar imzalanarak ili kiler geli tirilmi tir. Türkiye’nin bu dönemde srail ile geli tirdi i politikalar özellikle srail-Filistin sorunu çerçevesinde ini li ç bir yap ya bürünmü tür. Türkiye hem Araplarla hem de ABD’nin destek oldu u srail ile denge politikas izlemeye çal ve bu politikay yürütmekte zorlanm r. Özellikle srail-Filistin çat malar n yo unla dönemlerde Türkiye’nin politik ba lamda s nt lar ya ad bilinmektedir.

11 Eylül sald lar ve müteakip süreçte Afganistan ve Irak’ n i gali, Büyük Ortado u Projesi (BOP) gibi yeni geli meler de Türkiye’nin bölgeye yönelik aktif politikalar zorunlu lm r. Özellikle ABD’nin 11 Eylül sonras Afganistan ve Irak’a yönelik operasyonlar bölgede tansiyonu yükseltmi tir. Bu geli meler sonras Türkiye’nin Ortado u’da nas l bir politika izleyece i net de ilken on y a n süren koalisyon hükümetlerinden sonra Türkiye ilk kez tek partili bir hükümet yap yla kar za ç kmaktad r.

Recep Tayyip Erdo an’ n lideri oldu u Adalet ve Kalk nma Partisi’nin (AK Parti) ilk hükümeti olarak bilinen ve Abdullah Gül’ün Ba bakanl nda kurulan 58. Hükümet k sa görev dönemi içerisinde d politikay kavrama sürecine girmi tir. AK Parti taraf ndan yap lan ilk Anayasa de ikli inin konusu Anayasa’n n milletvekili seçilme yeterlili ini düzenleyen 76. maddesiyle ilgili olmu tur. Ara seçimleri düzenleyen Anayasa’n n 78. maddesi de de iklik kapsam na al nm r. 78. maddeye “…bir ilin veya seçim çevresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) üyesinin kalmamas halinde, bo almay takip eden 90 günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yap r” f kras eklenmi tir. 3 Kas m 2002 erken genel seçimlerinde yasa nedeniyle aday olamayan Erdo an’a TBMM yolu böylece aç lm r. 9 ubat 2003’te Siirt’te gerçekle tirilen yenileme seçimlerinde aday olan Erdo an’ n Meclise girmesini takip eden süreçte 58. Hükümetin Ba bakan Gül istifas sunarak Erdo an Ba bakanl nda kurulan 59. Hükümet görevi devralm r.

59. Hükümet d politikaya, gelece e dönük iddialar olan, Türkiye’nin menfaatlerinin öncelikli k nd ba ms z bir d politika söylemiyle ba lasa da, güçler dengesini kabul eden bir yakla ma yönelmi tir. Bu bir anlamda geleneksel Türk d politikas na dönü tür. Fakat bu dönemde art k eski Ortado u politikas n devam etmeyece i söylemleriyle de yeni bir d politikan n sinyalleri verilmi tir.

(13)

Nitekim 58. ve 59. hükümetlerin göreve geldikleri dönemde Ortado u’daki temel öncelik ya anan i gal sebebiyle Irak olmu tur. Irak’ n istikrar ve toprak bütünlü ü ile PKK’yla mücadele Türkiye’nin Irak politikas n temellerini olu turmu tur. Irak’ n parçalanmas ve kuzeyde ba ms z bir Kürt devletinin kurulmas ihtimali Türkiye’nin rm çizgilerini tehdit eder bir hâl alm r. Bölgesel olarak AB ve Ortado u ülkeleri aç ndan gücünü gösterme f rsatlar yakalayan 58. ve özellikle 59. hükümetlerin Ortado u politikalar çok tart lmaktad r. Burada akla gelen soru, Türkiye’nin bu hükümetler döneminde Ortado u’ya yönelik politikas nda ne gibi kazan mlar elde etti idir? Eskiye nazaran Türkiye’nin bölgede aktif bir rol üstlenmesi söz konusu mudur? Di er taraftan Türkiye art k “köprü” de il küresel ya da en az ndan bölgesel bir güç mü olacakt r?

Tez bu sorular n cevaplar birinci bölümde ararken Ortado u tan mlamalar ve bölgenin özelliklerine yer verilen kavramsal çerçeve incelenmi tir. Bu bölümde detayl olarak ele ald z konu Ortado u’nun co rafî, siyasî ve fizikî özellikleri ile bölgenin ba ca sorunlar r.

kinci bölümde ise Türkiye’nin Ortado u politikas ele al nm r. Cumhuriyetin kurulu undan ba layarak 58. hükümet dönemine kadar Türkiye’nin Ortado u’daki halklar ve devletlerle geli tirdi i ili kiler ve yürütülen politikalar konu edilmi tir.

Çal mam n üçüncü ve son bölümü ise, 58. hükümetin göreve geldi i Kas m 2002’den 59. hükümetin görevinin sona erdi i Temmuz 2007’ye kadar Ortado u’daki geli melere paralel olarak uygulanan d politikalar n analizine ayr lm r.

Sonuç bölümünde ise dönemsel çerçevede geli en hadiselere paralel olarak uygulanan “çok yönlü diplomasi” irdelenirken Türkiye’nin bölgedeki halklar nazar nda nüfuzunun ve

stratejik derinli inin verdi i imkânlar 58. ve 59. hükümetlerin avantaja dönü türerek

(14)

NC BÖLÜM

ORTADO UNUN GENEL ÖZELL KLER

1.1. ORTADO U TANIMI VE SINIRLARI

1.1.1. Ortado u’nun Tan

Dünya üzerindeki en eski yerle im bölgelerinden olan Ortado u zengin yeralt kaynaklar , stratejik konumu ve brahimî dinlerin be i olmas yla tarih boyunca önemini korumu ve birçok mücadelede odak noktas olmu tur. Bölgenin her dönem dünyan n dikkatini çekmesi medeniyet tarihinin burada ba lamas ndan kaynaklanmaktad r.1

Ortado u üzerine birçok tan m yap lmaktad r. Ortado u kavram üzerine geni bir çal ma yapan Davison bu kavramla ilgili olarak geçen asr n sonundan günümüze kadar yap lan tan mlar inceledikten sonra Ortado u’yu “ slam dini etraf nda olu an jeopolitik bir birim” olarak tan mlam r.2 Ortado u, Balkanlar ve Kafkasya gibi objektif bir co rafi kavram olmaktan çok Avrupa-merkezli (Eurocentric) sübjektif unsurlar bar nd ran jeokültürel bir ayr m kavram r.3Ar ise “Ortado u’yu, daha yayg n kullan itibariyle bat da M r, kuzeyde Türkiye ve ran’ n yer ald , do uda Umman Körfezi, güneyde ise Aden Körfezi ve Yemeni içine alan bölge” olarak tan mlamaktad r.4

XX. yüzy lda bölgenin petrol ile öneminin daha da belirginle mesi, Ortado u’yu büyük aktörlerin dikkatlerini kendine çeken bir cazibe merkezi haline getirmi tir. Siyaset, ekonomi, terör gibi konularla bölgenin stratejik konumu da tan mlamalarda çe itlili inin artmas na neden olmu tur.

Ortado u kavram ilk olarak ngilizlerin XX. yüzy l ba lar nda kullanmaya ba lad klar görüyoruz. Ancak terimi ilk olarak Amerikal deniz stratejisi uzman ve teorisyeni Alfred Thayer Mahan kullanm r.5 ngilizler kavram olarak Ortado u’yu Osmanl

1

Tayyar Ar , Geçmi ten Günümüze Ortado u: Siyaset, Sava ve Diplomasi, Bursa, Marmara Kitap Merkezi, 2008, s.26.

2

Ahmet Davuto lu, Stratejik Derinlik: Türkiye’nin Uluslararas Konumu, stanbul, Küre Yay nlar , 2003, s.132.

3

Muzaffer enel, “Avrupa Birli i’nin Ortado u Bar Sürecine Etkileri”, Filistin: Ç kmazdan Çözüme, (Der. M. brahim Turhan), stanbul, Küre Yay nlar , 2003, s.134.

4

Ar , Geçmi ten Günümüze…, s.25

5

Mustafa B kl , “Bir Merkez Dünya Olarak Afriavrasya Stratejiler Çemberinde Türkiye ve Orta Do u”,

(15)

Devleti’ni aç klayan Yak n Do u (Near East) kavram n yetersizli ini dü ünerek geli tirmeye ba lam lar ve Ortado u (Middle East) kavram ekillendirmi lerdir. üphesiz kavram n kendisinden de anla ld gibi kavram daha dar ve merkezî bir bölgeyi tan mlamak için kullan lm ve bölgenin gelece inin ekillenmesinde yol gösterici bir rol oynam r.6 Bu tan mlama da Avrupa merkezci (Eurocentric) arkiyatç bir yakla n uzant r.

Mahan Ortado u kavram Arabistan ve Hint yar madalar aras nda kalan bölge için kullanm sa da kavram I. Dünya Sava s ras nda ortaya at lan Ortado u Kumandanl projesi ile birlikte kullan larak yayg nl k kazanm r.7

1.1.2. Jeopolitik Konumu

Ortado u’nun nereyi kapsad önemli bir tart ma konusudur. Konuyla ilgili çal malarda Ortado u olarak adland lan bölgenin de iklik arz etti i görülmektedir. Bu de ikli in bölgenin stratejik önemi, etnik yap ve daha birçok etkenden kaynakland söylenebilir. Ortado u’nun tan mlanmas ndaki farkl klar s rlar n belirlenmesinde de göze çarpmaktad r.

Günümüzde Ortado u olarak adland lan co rafya Türkiye’nin de içinde oldu u ran, Afganistan, Arap Yar madas , Bereketli Hilal denen Irak, srail, Ürdün, Lübnan, Suriye ve r’dan müte ekkildir. Ortado u bölgesinin geni li i yakla k 8 milyon km²’dir. Bu alanda 16 devlet bulunmaktad r. Bölgenin en köklü devletlerinden olan ran ve Türkiye haricinde bölge; Irak, Ürdün, Suriye gibi XX. yüzy n ilk yar nda bölgede özellikle ngilizlerin ba çekti i sömürgeci devletler taraf ndan olu turulmu tur. Bölge devletlerinin alfabetik

ralamas Afganistan, Bahreyn, Birle ik Arap Emirlikleri (BAE), Filistin, Irak, ran, srail, Katar, Kuveyt, Lübnan, M r, Suriye, Suudi Arabistan, Türkiye, Umman ve Yemen’dir.8

Ar ’ya, göre Ortado u; bat da Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Somali, Etiyopya, Sudan ve r’dan ba layarak do uda Umman Körfezi’ne kadar uzanan Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar, BAE, Umman içine alan, kuzeyde Türkiye, Kafkasya ve Türk Cumhuriyetleri’ni kapsayan, ayr ca ran, Afganistan ve Pakistan’ n da dâhil oldu u, güneyde ise Suudi Arabistan’dan Yemen’e uzanan Arap Yar madas ’n çevreleyen ve ortada Suriye, Lübnan, Ürdün, srail ve

6

H. Hadi Kad lu, “Dünün Musul’u Bugün’ün Kuzey Irak’ Kar nda Türkiye”,www.baremdergisi.com

(10.02.2009)

7

Davuto lu, Stratejik Derinlik…, s. 130

8

(16)

Filistin’in yer ald bir co rafya olarak s rland lmaktad r.9

Ortado u dar anlamda Suriye ve Irak’ n da içinde oldu u Mezopotamya ve Arap yar madas ifade etse de genel olarak Ortado u M r, Türkiye, ran ve Afganistan’ içine alacak ekilde tüm Arap yar madas kapsayan bir co rafyad r. Bu ba lamda Ortado u Türkiye, ran, Suudi Arabistan, M r, Irak, Lübnan, Ürdün, srail, Yemen, Umman, Sudan ve BAE’den olu maktad r.10

Ortado u s rlar ndaki ülkeler Suriye, Türkiye, Irak, Ürdün, srail, Lübnan, ran,

Filistin, Suudi Arabistan, BAE, Umman, Kuveyt, Bahreyn, Yemen ve r’d r. Baz kaynaklarda br s da Ortado u’ya dâhil edilir.

Modern literatürde Ortado u, Hint Yar madas ’n n bat ndan ba layarak Asya’n n güneybat ndan M r’ n da dâhil oldu u Kuzey Afrika aras nda kalan bölge için kullan lmaktad r.11

En dar anlamda Ortado u; M r, Türkiye ve ran aras nda kalan üçgeni kapsayan devletleri ifade etmektedir. En geni anlamda da Kuzey Afrika, Sudan, Somali ve Afganistan’a ula an bir co rafyan n ad r. Ancak bilim adamlar n genel kabulüne göre Ortado u Arap devletlerine Türkiye, ran ve srail’in eklenmesi ile ortaya ç kan bölgedir.12

Küresel petrol rezervinin büyük bölümün bulundu u Ortado u s rf bu özelli iyle bile dünyan n görmezden gelemeyece i bir co rafyad r. Bölgede ç kan petrolün yüksek kalitesi ve üretim maliyetinin dü üklü ü petrole ba ml devam eden devletlerin dikkatlerini çekmektedir. Bölge sanayile memi olmas na ra men petrol aç ndan merkez konumundad r. Bölgenin bulundu u konum da stratejik avantajlar sa lamaktad r. Tarihî pek Yolu bölgeden geçmekte ve co rafî anlamda bir kesi me noktas olan Ortado u önemini her zaman korumaktad r. Ortado u özellikle XV. ve XVI. yüzy llardan itibaren büyük sava lara sahne olmu , So uk Sava s ras nda ABD taraf ndan üçüncü bir cephe olarak mütalaa edilmi tir. So uk Sava sonras dönemde ya anan geli meler bölgenin stratejik öneminin günümüze kadar devam etmesini sa lam r.13

9

Ar , Geçmi ten Günümüze…, s.25.

10

Ekrem Memi , Kaynayan Kazan Ortado u, Konya, Çizgi Kitabevi, 2002, s.8.

11

Davuto lu, Stratejik Derinlik..., s. 119.

12

Oral Sander, Siyasi Tarih (1918–1990), Ankara, mge Kitabevi, 1991, s.46–47.

13

Tayyar Ar , Irak, ran ve ABD, Önleyici Sava , Petrol ve Hegemonya, stanbul, Alfa Yay nlar , 2004, s.67-69.

(17)

Yukar da say lan tan mlamalardan anla laca üzere bölgenin s rlar n belirlenmesi oldukça zordur. Sonuç olarak Ortado u için bölgesel bir s rlama yaparken, söz konusu co rafyada öncelikle co rafî bütünlük, kültür birli i veya kültürel yak nl k ve bu co rafî bütünlü ün de er ta yan bir stratejik konuma sahip olmas gerekir. Günümüz ko ullar nda Ortado u’nun Türkiye, ran, Basra Körfezi, Arap Yar madas , M r ve K br s’ ihtiva eden co rafya olarak tan mlanmas uygun bir tespit olabilir.

1.1.3. Etno-Linguistik ve Dinî Yap

Ortado u’da etnik ve dinî aç dan çe itlilik göze çarpar. brahimî gelenekten beslenen Musevîlik, Hristiyanl k ve slam gibi sahip üç semavî dine be iklik yapan Ortado u’da ortak kutsal yerler de mevcuttur. Örne in Kudüs her üç dinin mensubu için de kutsal mekânlardan biridir. Hristiyanlar n Kudüs’te Hacc , Musevilerin A lama Duvar ve Müslümanlar n da ilk

blesi Kudüs’tedir.

Etnik aç dan Ortado u nüfusunun büyük ço unlu unu Araplar olu turmaktad r. Nüfus aç ndan, Araplardan sonra s ras yla Türkler, ranl lar, Pakistanl lar, Kürtler, Yahudiler, Afganlar, Ermeniler, Asurîler, Belucîler ve K ptîler gelmektedir.14

Mezhepsel aç dan inceledi imizde ise Müslümanlar n 2/3’ü Sünnî, 1/3’ü ise iî’dir. Sünnî ve iî mezheplerin d nda, slam dini kökenli farkl topluluk olarak Haricîler, Nusayrîler ve Dürzîler de bölgede ya amaktad rlar. Hristiyan mezhepleri bak ndan ise stanbul, Antakya, Kudüs ve skenderiye Patrikhanelerine ba Ortodokslar ço unlu u olu turmaktad r. Ortodokslar n d nda, Gregoryen Ermeni, K ptî, Nasturî, Süryanî ve Marunî kiliselerine ba olanlar ve Melkit Katolik, Ermeni Katolik, K ptî Katolik ve Keldanî kiliselerine ba olanlar bölgede varl sürdürmektedirler. Ayr ca Protestan mezhebi ve Roma Katolik kilisesine do rudan ba olan bir grup Hristiyan da bulunmaktad r.15 Museviler ise srail s rlar dâhilinde ço unlukta olmakla birlikte ran, Türkiye, Suriye ve M r gibi di er Ortado u ülkelerinde çok küçük az nl k gruplar olu turmaktad rlar.

14

Gamze Güngörmü Kona, “Orta Do u’da Terör ve Türkiye’ye Etkileri”, TÜRKSAM, 2008, s.4-17,

www.turkocagi.org.tr (10.02.2009).

15

Melek F rat - Ömer Kürkçüoglu, “Ortado u’yla li kiler” Editör: B. Oran, Türk D Politikas , Kurtulu

Sava ndan Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (1919–1980), Cilt 1, stanbul, leti im Yay nc k, 2006,

(18)

1.1.3.1. Musevilik

Musevilik Hz. brahim’den Hz. Musa ve Hz. Harun’u da içeren peygamberlerin bildirmi olduklar dinî esaslar temel alan tek Tanr bir dindir. Tek Tanr inanc benimseyen Musevilik Yahudilerin benimsedi i bir tür ulusal din olmu tur. Bunda Yahudilerin Tanr taraf ndan “seçilmi kavim” olarak kendilerini di er insanlardan üstün tutmalar olmu tur.16

Bölgenin bilinen yaz tarihi srail peygamberlerinin imdiki Filistin topraklar na geli i ile ba lar. Kenanl lar n ya ad bölgede Yahudi varl M.Ö. 1300’lerden itibaren görülmektedir.17

M.Ö. 1300’lü y llarda Yahudiler Hz. Musa önderli inde M r’dan kaç p Ölü Deniz k lar na yerle mi ler, Hz. Musa’n n ölümünden sonra Kenan Devleti’ni i gal etmi lerdir. M.Ö. 586 y nda Babilliler, M.Ö. 928 y nda ikiye bölünmü olan srail’in kuzeyini i gal edip Yahudileri sürgün etmi lerdir. Yahudi diasporas da bu tarihten itibaren ba latmak mümkündür.18

Sürgün edilen Yahudiler Mezopotamya bölgesine yerle mi lerdir. Bu sefer de M.S. 70 nda bölgeyi i gal eden Romal lar, Süleyman Mabedi’ni y karak Yahudileri imparatorlu un dört bir yan na sürgün etmi lerdir. Sürgün edilmeleri Kudüs Edebiyat ’n do urmu tur. Bu edebiyat sonralar Ortado u’yu derinden etkileyecek Yahudiler için yeniden bir vatan kurulmas na destek verenYahudi Milliyetçili i Siyonizm’e kaynakl k etmi tir. Bölgede slam hâkimiyetinin tesis edilmesinden sonra Yahudilerin refah seviyelerinin artt , ancak Kuzey Afrika’ya, oradan da spanya’ya göç eden Yahudilerin bu kadar ansl olmad görüyoruz. Zamanla Yahudiler Müslümanlar n kendilerine gösterdikleri ho görüyü unutup Hristiyanlarla ittifak kurmu lar ve bu ittifak G rnata’n n dü mesi ile geçersiz say lm r.19 Bundan sonra Yahudiler Hristiyanl k dinini seçmek veya ölmek aras nda seçime zorlanm lar, onlara yard m yine bir slam devleti olan Osmanl Devleti’nden gelmi tir. Yahudiler Osmanl Devleti’ne narak, ba ta Selanik ve stanbul olmak üzere devletin di er bölgelerine yerle tirilmi lerdir.20

16

Türkiye- srail li kilerinin Dünü-Bugünü-Yar , stanbul, Harp Akademileri Bas m Evi, 1997, s.1.

17

Fahir Armao lu, Filistin Meselesi ve Arap srail Sava lar , Ankara, Türkiye Bankas Yay nlar , 1991, s.5.

18

Süleyman Özmen, Ortado u ‘da Etnik, Dini Çat malar ve srail, stanbul, 1Q Kültür Sanat Yay nc k, 2001, s.28–29.

19

Ali Burhan, Filistin- srail Çat mas ve Hamas, Süleyman Demirel Üniversitesi S.B.E. Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2008, s.17.

20

Ömer Turan, Medeniyetlerin Çat Nokta Ortado u, stanbul, Yeni afak Gazetesi Yay , 2003, s.20– 21.

(19)

Musevilikte temel inanç tek Tanr ’n n varl r ve yaln zca ona tap r. Tanr nsana, dü ünme ve yaratma, do ru ile yanl aras nda seçim yapma, ibadet ederek Tanr ’yla ili kiye geçebilme yetenekleri ve ölümsüz bir ruh ba lam r. Musevili i di er tek tanr dinlerden ay ran iki özelli i vard r. lki, ulusçu bir din olmas ve emirlerinin sadece srailo ullar na seslenmesidir. Di er özelli i ise tek bir peygamber taraf ndan getirilmeyip birçok peygamberin bildirmi oldu u emir ve yasaklardan olu mas r.21

1.1.3.2. Hristiyanl k

Hristiyanl k, Asya, Avrupa ve Afrika k talar n ve medeniyetlerinin kesi im noktas ndaki eski Filistin’de do up ya am ve orada vefat etmi oldu u bilinen Yahudi as ll

sa’n n ahs nda kayna bulmaktad r. Hristiyanl k,Ortado u kökenli,tek tanr ve brahimî bir dindir. sa’n n ad na atfen sevîlik, memleketine atfen Nasranîlik de denir. Hristiyan sözcü ünün kökeni, Mesih kelimesinin Yunanca kar olan “hristos” kelimesine dayan r. Hristos olarak adland lan sa’ya inananlara ilk olarak Antakya/Tarsus bölgesinde Hristiyan denmeye ba lanm r.22

Hz. sa Roma mparatorlu u içinde ayr bir statüsü olan Filistin topraklar nda do mu tur. Vahiy burada gelmi ve Hristiyanl k ilk olarak buradan yay lmaya ba lam r. Yahudilerin k rtmas ile burada çarm ha gerilmeye çal lm ve gökyüzüne kald lm r. Hz. sa’n n üç y l gibi k sa peygamberlik süresinden sonra Hristiyanl k Roma içerlerine kadar zla yay lm , Roma’n n tamamen Hristiyanla mas sa lanm r. Hristiyanl k içinde ya anan ayr malar çe itli mezheplerin do unu haz rlam r. Bölgede Müslümanl n ortaya ç kmas ve bütün Ortado u’yu egemenli i alt na almas ile Hristiyanlar huzur ve refah ortam na kavu mu lard r. Yüzy llar süren bar ortam Osmanl Devleti’nin y lma süreciyle bozulmu tur. Özellikle Balkanlarda ya ayan Hristiyanlar n tedhi hareketleri iki taraf n ili kilerinin bozulmas na neden olmu , bu durum Ortado u bölgesinde ya ayan Hristiyanlar da etkilemi tir. Ya anan iddet olaylar huzur ortam tamamen bozmu tur.23

Ortado u’da Hristiyan az nl klar bugün de varl klar sürdürmektedir. K ptîler Ortado u Hristiyanlar n en büyük kesimini olu turur.24

21

Zekeriya Çakmak, Filistin Sorunu Özelinde Türkiye’nin 1990’l Y llar ve Sonras ndaki Ortado u

Politikas , Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2007, s.28

22

Aziz Koluman, Ortado u’da Süryanilik, Ankara, ASAM Yay nlar , 2001, s.4-5

23

Turan, Medeniyetlerin Çat …, s.24-26

24

(20)

1.1.3.3. Müslümanl k

Müslümanl k, tek tanr bir din ve Hristiyanl ktan sonra dünyan n en yayg n ikinci dinidir. slam, peygamberi Hz. Muhammed arac yla VII. yüzy lda yay lmaya ba lam r. Müslümanl n kutsal kitab Kur’an’ olu turan sureler Cebrail ad ndaki melek arac yla sözlü olarak peygambere vahyolunmu tur. En büyük iki mezhebi, s kl kla siyasî mezhep olarak tan mlanan Sünnîlik ve iîlik’tir. Bunlar n d nda itikat gibi (Mürcie, Mutezile,

arîlik,Matüridîlik ve Selefîlik) çe itli kategorilerde birçok mezhebi içinde bar nd r. slam dininin temelinde tevhid prensibi yatar ki bu kavram Allah’ n birli ine ve tekli ine inanmak anlam na gelir.25 Hz. Muhammed, slam dinini yaymas n yan s ra kurdu u devletin yöneticili ini de yapm daha sonra bu slam devleti farkl hanedanlarca uzun süreler boyunca yönetilmi tir. Bu devletlerin yöneticileri “halife” unvan ta lard r. Farkl bölgelerdeki halklar slam’ benimsemeye ba lay nca yeni Müslüman devletler de olu mu tur.26

Ortado u’daki üç büyük dinin en son ortaya ç kan ve bölgedeki nüfus bak ndan en güçlü olan slamiyet’tir. slam dininin Peygamberi Hz. Muhammed 571 y nda Mekke’de do mu , 40 ya ndayken kendisine ilk vahiy gelmi , vefat y olan 632’ye kadar slamiyet hemen tüm Arap yar madas na hâkim olmu tur.27

Halife Ömer zaman nda Suriye, Irak ve M r al rken slam ordular ran içlerine hatta Kafkasya’ya kadar ilerlemi tir. 1071’de slam’ kabul eden Türklerin Anadolu’ya girmesi ve Konstantiniye’yi 1453’te fethederek stanbul k lmalar ile Ortado u tamamen slamiyet egemenli i alt na girmi tir. Peygamberin vefat ndan yakla k 1400 sene geçmesine ra men bölgede % 95 gibi bir oranla slam sosyal anlamda hâkimdir. slam’ n ilk y llar nda ya anan hakem olay Müslümanlar üç ana gruba bölmü tür. Muaviye taraftarlar Sünnîler, Hz. Ali taraftarlar iîler ve tarafs zlar Haricîler. Haricîlerin etkinliklerini neredeyse tamamen yitirdi i günümüzde Sünnî- iî ihtilaf halen sürmektedir.28

25

Mustafa Sinano lu, “ slâm - Son lâhî Din”, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi, Cilt: 23, stanbul,

Diyanet Vakf Yay nlar , 2001, s.1.

26

Hayrettin Karaman, slam lmihali, stanbul, Diyanet Vakf Yay nlar , 1998, s.13.

27

Hakk Dursun Y ld z, Do tan Günümüze Büyük slam Tarihi, Cilt I, stanbul, Ça Yay nlar , 1992, s.191

Hz. Ali, 657 y nda Muaviye’nin üzerine yürüdü. S ffin Sava ’nda Muaviye’nin hile yapmas üzerine sonuç al namad ve hakeme ba vuruldu. Hakemler Muaviye’nin entrikas sonucu onu halife seçti bunun neticesinde Müslümanlar üç gruba ayr ld .

28

Hakk Dursun Y ld z, Do tan Günümüze Büyük slam Tarihi, Cilt II, stanbul, Ça Yay nlar , 1992,

(21)

1.2. ORTADO U BÖLGES N EKONOM K VE SOSYAL YAPISI

Genel olarak Ortado u devletleri despotik yönetimler taraf ndan yönetilmektedir ve petrol geliri birinci s ray alan Irak, Suudi Arabistan, ran, BAE, Kuveyt gibi devletlerdir.29 Bölgede yakla k olarak 350–400 milyon insan ya amaktad r. Çöl k mlar nda nüfus yo unlu u dü erken k eritleri ve büyük kentlerde yo unluk artmaktad r. E itim seviyesi oldukça dü üktür. Bölgenin genelinde okuma yazma oran oldukça azd r. Bölgede demokrasiyle yönetilen iki devlet olarak Türkiye ve srail yer al r.30

1.2.1. Petrol ve Yeralt Kaynaklar

Ortado u’da petrolün ilk kullan Sümerler, Asurlular ve Babilliler zaman ndan ba lar. Mezopotamya halklar petrolü yüzeye s zmas ndan dolay tan lar ve be bin y l önce F rat Irma k nda bulunan ve bugün Irak s rlar içinde bulunan Hit ba ca üretim merkezi olmu tur.31 Herodot M.Ö. 450’de Tunus ve Yunan adalar nda petrol s nt lar ndan bahseder. Bu dönemde petrol, ilaç, su yal m malzemesi ve sava larda yak madde olarak kullan lm r.32

Hristiyanl n ilk dönemlerinde de Araplar ve Persler ham petrolü dam tarak ayd nlatma gibi çe itli amaçlar da kullanm lard r. Petrol ayr ca gemilerde yak t malzemesi olarak da kullan lm ve Orta Ça ’da Latince olarak “petroleum” ad alm r. Petrol geni anlamda da ilk kez Rusya’da dam larak kullan lmaya ba lanm , Sanayî Devrimi ile de petrolün daha ucuz yollarla ve yeni kaynaklardan bulunmas yönünde çal malar ba lat lm r. Böylece petrol kömür gibi di er yak tlar n yerini alarak stratejik önem kazanm r.33 Ortado u’da a iret yap n hâkim olmas ve a iretlerin petrol üretiminin ba lamas ile uyu mazl a dü meleri, büyük petrol üreticilerinin kontrol kurmalar kolayla ran bir etken olmu tur.

Ortado u bölgesi hidrokarbon kaynaklar bak ndan dünyan n en zengin bölgesidir. Her ne kadar Hazar Denizi’nde ve Orta Asya’da yeni petrol rezervleri ke fedilse de Ortado u bölgesi hâlâ stratejik öneme sahiptir. Dünya petrol rezervlerinin yakla k üçte ikisinin (%65.3) bölgede bulunmas ve i leme maliyetinin dü ük olmas gerçe i, di er taraftan dünya bilinen do algaz rezervlerinin ise üçte birinden fazlas n (% 36.1) Ortado u’da bulunmas bölgeyi 29

Ömer Arvasi, ve Berk Özsalg r, “Politika”, içinde, Gamze Güngörmü Kona (Der), Ortado u Orta Asya ve

Kesi en Yollar, stanbul, IQ Yay nc k, 2003, s.37-38.

30

Memi , Kaynayan Kazan..., s.54-55.

31

Halime Gökçe, “Petrolün Kanl Tarihi”, Gerçek Hayat Dergisi, Say :124, Mart 2003, s.1.

32

“Genel Olarak Petrol”www.istanbul.edu.tr-genelolarakpetrol (20.02.2009).

33

(22)

cazibe merkezi haline getirmekte ve d güçlerin bölge politikas na müdahale etmelerini te vik etmektedir. Dünya petrol rezervlerinde % 65.3 gibi büyük bir paya sahip Ortado u, dünya do algaz rezervinde ise % 36.1’lik bir paya sahiptir.34

Tablo 1: Baz Ortado u Ülkelerinin Petrol Rezervleri

Kaynak: Yalç n Karabulut, Enerji Kaynaklar , Ankara Üniversitesi Yay , Ankara, 1999, s.64

Petrol zengini bir ülke olan Irak, 1990’da ihracat n % 99’unu petrolle gerçekle tirmi tir. hracatta bu oran petrole ba ml k aç ndan Suudi Arabistan’dan daha yüksektir.35 Irak, Kuveyt’i i gali ile dünya petrol rezervlerindeki pay % 9,9’dan, % 19,3’e karmay hedeflemi tir. Ortado u petrolü Avrupa ve Asya’n n enerji ihtiyaçlar n büyük bir bölümünü kar lamaktad r. Bat Avrupa’da tüketilen petrolün % 75’i, Japonya’da tüketilen petrolün % 90’ Ortado u’dan kar lanmaktad r. Bu stratejik özellik Ortado u’yu büyük güçlerin mücadele merkezi haline getirmi tir.

1.2.2. Ortado u Ülkelerinin Ekonomik Yap lar

Ortado u, tarihî ticaret yollar ve günümüzde de özellikle zengin enerji kaynaklar dolay yla önemli bir konuma sahiptir. srail d ar da tutuldu unda Ortado u’da bütün ekonomiler geli mekte olan ekonomiler s na girmektedir. Bununla birlikte toplam millî gelir ile ki i ba na dü en millî gelir aç ndan ülkelere bak ld nda büyük farkl klar dikkat çeker.36 Bunu petrol ihraç eden ülkeler ve petrol fakiri ülkeler olarak s fland rmak daha

34

Muzaffer B k, “2. Körfez Sava nda Türk D Politikas ”

www.konya.pol.tr/makaleler.html-494k-(20.02.2009).

35

Hayati Do anay ve Selçuk Hayli, “Irak’ n Ba ca Co rafi Özellikleri ve Petrol Yataklar ”, kinci Orta Do u

Semineri, (Elaz , 27-29 May s 2004), Elaz , 2008, s.238.

36

Davut Dursun, “Ortado u’nun Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Yap Özellikleri Üzerine Genel Tespitler” s.1258, iibf.kocaeli.edu.tr/ceko/ssk/kitap50/51.pdf (10.02.2009).

(23)

do ru olur. Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan, srail, Yemen ve M r petrol bak ndan nispeten yoksul say rlar. Petrol üreten Bahreyn, ran, Irak, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’nin toplam millî gelir ile ki i ba na dü en millî gelir rakamlar ndaki yükseklik petrol üretiminden kaynaklanmaktad r. Bu durum bölge ülkeleri aras nda büyük itsizliklere sebep olmaktad r. Ülkelerin do al ve demografik yap ndaki farkl k ekonomik yap lar nda da görülür. Nitekim bölge ülkelerinin ekonomik yap lar nda öne ç kan en önemli sektör petrol ve petrokimya sanayisidir.37

Daha önce iktisadî yap tar m ve hayvanc a dayal olan Suudi Arabistan’ n petrol bulunduktan sonra ekonomisinin petrole dayal hatta ba ml hale geldi i görülmektedir. Suudi Arabistan’ n belirlenen petrol rezervi 164 milyar varildir.38 Elinde tuttu u bu büyük rezerv ile hem OPEC hem de dünya piyasalar nda fiyat belirlemede etkinli i bulunmaktad r. Nitekim Suudi Arabistan 1980’li y llarda OPEC’in di er üyelerine yapt bask larla Bat lar n istedi i fiyatlar kabul ettirebilmi tir.39

Petrol üretimi ile Suudi Arabistan oldukça yüksek bir refah seviyesi yakalam ve OPEC’in güçlü üyelerinden birisi haline gelmi tir. Ülkenin di er gelir kaynaklar oldukça az ve ülkenin kendi ihtiyaçlar na cevap veremeyecek durumdad r. Ortado u ülkelerinden Suudi Arabistan dünya rezervinin yakla k %25-26’s elinde bulundurmaktad r. Petrolden sa lanan gelir ile petrokimya, çimento, çelik ve in aat sektöründe geli meler kaydedilmi tir. Di er devletlerden her y l Suudi Arabistan’a gelen hac lar ise ülkenin di er bir gelir kayna r.40

Suudi Arabistan gibi Irak’ n ekonomisi de petrole dayanmaktad r. Yakla k 5.12 milyar ton olarak tahmin edilen rezervi ile Irak dünya petrol rezervinin yakla k % 9’unu elinde bulundurmaktad r ve ülkede ayr ca zengin do algaz kaynaklar da vard r. 1990 y rakamlar na göre y ll k petrol üretimi yakla k 148 milyon tondur. Petrol yo un olarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye civar ndan sa lanmaktad r. Irak’ n tek tar msal ihraç ürünü hurmad r. Ayr ca tar m ürünlerinden arpa üretimi de önemli bir yere sahiptir. Ülke geli mi bir sanayiye sahip de ildir.41

ran da ekonomisi petrole dayanan di er bir Ortado u ülkesidir. Abadan Rafinerisi dünyan n say i letmelerinden birisidir. ran’ n ekonomisi son 40 y ll k dönem boyunca 37

Dursun, “Ortado u’nun Ekonomik...”, s.1258.

38

Hakk Dursun Y ld z, Do tan Günümüze Büyük slam Tarihi, Cilt 13, stanbul, Ça Yay nlar , 1993,

s.407.

39

Y ld z, Do tan Günümüze..., s.408.

40

Tufan Karaaslan, Ortado u’nun Co rafyas , Konya, Atlas Kitabevi, 1998, s. 54–55.

41

(24)

daima ham petrol fiyatlar na ba bir performans sergilemi tir. OPEC üyesi ülkeler içerisinde ikinci büyük üretici olan ran 97 milyar varil ile dünya petrol rezervlerinin yakla k %10’una sahiptir. Ayr ca do algaz rezervleri aç ndan da dünya ikincili ini elinde bulundurmaktad r.42 Ülkenin sanayisi geli memi tir. Di er önemli gelir kaynaklar ise tar m ve hayvanc kt r.43 ran’da genel olarak ekonominin %40’ devletin do rudan, %45’ini ise “bonyad” olarak adland lan ve adeta devlet içinde devlet gibi davranan bir tür slâmî esasl vak flar arac ile elinde tuttu u söylenebilir. Kalan %15’lik kesim ise, siyasal yelpazede muhafazakâr olarak tan mlanabilecek bir noktada duran ran özel sektörünün elindedir.44

Kuveyt dünya petrol rezervlerinin %10’u olan 97.3 milyar varil petrol rezervine sahiptir. Günlük petrol üretimi ise 2.1 milyon varildir. Kuveyt’in sahip oldu u bu rezerv u andaki üretim miktar devam etti i takdirde 100 y ldan daha fazla bir süre için yeterli olacakt r. Kuveyt dünya petrol üretiminde 13’üncü, petrol ihracat nda 8’inci s radad r. 2004 nda Kuveyt’in petrol geliri yükselen petrol fiyatlar nedeniyle % 30 art la 25 milyar dolar olarak gerçekle mi tir. 2004 y nda ihracat gelirlerinin % 90’ , bütçe kaynaklar n % 75’i ve GSY H’nin % 57’si petrolden sa lanm r.45 Petrolden elde etti i gelir ile oldukça yüksek refah seviyesi yakalam r. Di er gelir kaynaklar ise gemicilik ve sünger avc r.46

Yine Bahreyn de ekonomisi petrole dayal di er bir devlettir. Ülke gelirinin yakla k % 80’i petrole dayanmaktad r. Petrolden sonra en önemli gelir kayna denizciliktir. Umman, BAE ve Katar da ekonomisi petrole dayal devletlerdir.47

Suriye’de ise kaliteli petrol bulunamam r. Ancak ülkede yine de ç kar p kullan labilir petrol bulunmakta ve ihraç edilebilmektedir. Suriye ihraç etti i petrolden y ll k ortalama 1.5 milyar dolar gelir sa lamaktad r. Irak-Suriye boru hatt n kapat lmas ndan sonra Suriye ihtiyac ran’dan ithal etti i petrolden sa lamaya ba lam r.48 Di er Arap ülkelerinin boru hatlar da ülkeden geçmektedir ve bu hatlar Suriye’ye ekonomik avantajlar getirmektedir. Suriye, M r ve Türkiye’den sonra üçüncü pamuk üreticisi durumundad r.

42

As m Çal , ran Ülke Profili, Ankara, T.C. Ba bakanl k D Ticaret Müste arl hracat Geli tirme Etüd Merkezi, 2005, s.2.

43

Karaaslan, Ortado u’nun…, s.82.

44

Çal , ran Ülke…, s.4.

45

DE K, Kuveyt Ülke Bülteni, Ankara, D Ekonomik li kiler Kurumu, 2005, s.3.

46

Safa K ço lu - Nezihe Araz – Hakk Devrim (Edit), Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi, stanbul, Sabah Gazetesi Yay , Cilt: 12, 1992, s.98.

47

Karaaslan, Ortado u’nun…, s.143–148.

48

(25)

Endüstrisi fazla geli memi tir.49

Ortado u’nun en önemli ülkelerinden biri olan srail ise geçimini sanayi, tar m ve hayvanc k ile sa lamaktad r. srail, ABD ve Bat ülkeler ile geli tirdi i ili kiler sayesinde ileri bir sanayi seviyesine ula , teknolojik imkânlar tar m ve hayvanc kta kullanabilmesi ile oldukça ba ar sonuçlar elde etmi tir. Ülkede yeralt kaynaklar olarak da tuz, bak r, fosfat, petrol ve do algaz vard r.50

r bir tar m ülkesidir. 1967–1971 y llar nda aç lan Asuan Baraj ekili alanlar n sulanmas na büyük oranda katk da bulunmu tur. Bu durum M r ihracat nda % 80’lik bir oran olu turan pamu un üretimini de büyük oranda art rm r.51

M r’da da petrol bulunmaktad r ve bulunan petrol ihraç edilebilecek miktardad r. Petrol, ihraç mallar aras nda yakla k % 65’lik bir orana sahiptir. Ancak M r OPEC üyesi de ildir. Di er bir geçim kayna ise tar md r. Tar m alanlar Nil Nehri ve deltas boyunca yer al r. Turizm 7.0 milyar ve Süvey Kanal gelirleri 2.864 milyon dolar ile önemli gelir kaynaklar ndand r.52

Bölge ülkelerinin genel ekonomisi petrol etraf nda dönmektedir. Bölgenin ba ka kayda de er bir gelir kayna bulunmamaktad r. Ortado u ülkeleri genellikle tar m ve hayvanc a dayal bir ekonomi olu turmu lard r. Sanayile me azd r. Bu nedenle devletler genelde sanayi ürünlerini ithal eder. Kuveyt, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve srail gibi istisnalar bulunsa da bölge ülkelerinde ki i ba na dü en millî gelir genel olarak dü üktür.53

1.2.3. Ortado u Ülkelerinin Toplumsal Yap lar

Ortado u’nun nüfusu hiçbir zaman tam olarak tespit edilememi tir. K br s dâhil olmak üzere Ortado u’nun toplam nüfusu BM istatistiklerine göre 1940’l y llarda yakla k 56 milyon iken, 1980’lerde 178 milyon ve 1990’larda ise yakla k 241 milyondur. Günümüzde ise nüfus 311 milyon civar ndad r. Ortado u bölgesinde nüfus art lar % 1.7’lik bir oranla dünya genelinden yüksektir. Ancak bölgede ya anan sava lar ve çat malar Ortado u ülkelerindeki nüfus art lar belirsiz hale getirmi tir.54

49

Karaaslan, Ortado u’nun…, s. 72

50

Karaaslan, Ortado u’nun…, s. 98–99

51

Y ld z, Do tan Günümüze..., s.296

52

Karaaslan, Ortado u’nun…, s.118–119

53

Memi , Kaynayan Kazan..., s.60–61

54

Ramazan Özey, Dünya Denkleminde Ortado u ‘Ülkeler- nsanlar-Sorunlar, stanbul, Öz E itim Yay nlar , 1997, s.51–56

(26)

ran ise nüfus olarak Körfez Bölgesi’nin en kalabal k ülkesi durumundad r. Etnik bak mdan Arap olmayan tek Körfez ülkesidir. ran’ n en büyük etnik grubunu Farslar olu turmaktad r. Nüfusun yakla k % 50’sini olu turan Farslardan sonra ise yakla k % 25’ini olu turan Azerî Türkleri gelmektedir. Bunlara Af arlar, Ka kay ve ahsevenler de eklenirse Türklerin nüfus oranlar % 30’u geçmektedir. ran’da Türkiye ve Irak s nda ya ayan Kürtlerin nüfusa oran yakla k %10’dur. Azeri Türklerinin ço unlu u iî olmas na kar n Kürtlerin ço unlu u Sünnî’dir. Toplam nüfusun yakla k % 4’ünü ise Araplar olu turmaktad r. Ülkede dinsel olarak % 2 oran nda Hristiyan, Yahudi, Bahaî ve Zerdü t bulunmaktad r. Hristiyanlar aras nda Ortodoks Ermeniler en büyük gruptur. Hâlihaz rda ülkenin en büyük nüfusunu olu turan iîlerin 1979 Devrimi ile birlikte yönetimde mutlak egemenli i bulunmaktad r. Sünnîler ise rejim aç ndan ciddî bir tehdit olu turmamaktad r.55

Irak’ta ise nüfusun %96’s Müslüman’d r. Ülkede iîler nüfusta % 60 oran ve 2003 tahminlerine göre yakla k 25 milyon olan say lar ile en büyük gruptur. Yo un olarak ya ad klar yerler ise Basra, Kerbela, Necef ve Kaz meyn’dir. ran’da 1979 Devriminin olmas Irak’taki iî gruplar daha önemli hale getirmi tir. ran, devrimden sonra Irak iîleri ile sürekli temas halinde olmu sa da, bu geli menin siyasal sonuçlar Saddam taraf ndan etkisiz hale getirilmi tir. Irak’ta Sünnîler ise say ca az olmalar na ra men Osmanl Devleti’nin son dönemleri de dâhil olmak üzere sürekli iktidar olmalar ndan dolay en etkin gruptur. Ülkede Sünnîlik Türkmenler, Kürtler ve bir k m Araplar aras nda yayg nd r. Ülke nüfusunun % 75’ini Araplar olu turmaktad r. Araplar daha çok ülkenin güney bölgelerinde ya amaktad r. Araplardan sonra gelen en büyük etnik grup ise Kürtlerdir. Kürtlerin daha çok ya ad klar yerler ülkenin kuzey k mlar r. Kürtler rejime kar direni lerini uzun y llar Molla Mustafa Barzani önderli inde yürütmü ler, Mustafa Barzani’nin 1979’da ölmesi ile yerine o lu Mesut Barzani geçmi tir. Di er bir Kürt grup ise 1975’de Mustafa Barzani’nin hareketinin ba ar z olmas ndan sonra kendisinden ayr lan sol bir grubun olu turdu u ve günümüzde Irak Devlet Ba kan Celal Talabani’nin bir zamanlar önderli ini yapt Kürdistan Yurtseverler Birli i’dir (KYB).56

Suudi Arabistan’da nüfusun %85’ini Sünnî Müslümanlar olu turmaktad r. Ülkede Arap ço unluk egemendir ve nüfusun yakla k % 25’ini ise yabanc lar olu turmaktad r. Yabanc lar aras nda Yemenliler % 10 ile oransal olarak en yo un grubu olu turmaktad r. Arap olmayanlar n toplam nüfustaki oran yakla k % 13’tür. Ülkedeki Filistinliler ise ço unlu u 55

Ar , Irak, ran ve ABD…, s.109–110

56

(27)

çal an i gücünü olu turmalar dolay ile en aktif gruptur. Ülkenin do usunda bulunan petrol endüstrisi bölgesinde ise iî kesim önemli bir yere sahiptir. Ancak ülkedeki iî grubun günümüzde ciddî bir muhalefeti yoktur. Ülkede Vahhabî mezhebi yayg nd r.57

Ortado u’nun en önemli ülkelerinden biri olan srail 6.780.000 nüfusa sahiptir. Nüfusun ortalama y ll k art %1.5’tir. srail, kom usu ülkelerle kar la ld nda farkl ve geli mi bir ekonomiye sahiptir. srail, tekstil gibi geleneksel endüstrilerin yan s ra elektronik gibi alanlarda da son y llarda önemli ba ar lar göstermi tir. srail’in bugünkü ekonomik yap belirleyen en önemli unsurlar, iç pazar n küçüklü ü nedeniyle ihracata yönelme zorunlulu u, suyun az olmas nedeniyle tar m teknolojisini geli tirme gereklili i ve kalifiye Musevi i gücünün srail’e göçü olmu tur. Bu nedenle srail’de teknolojinin birçok alan nda önemli geli meler kaydedilmi tir.58

srail’de ehirle me oran % 90’d r. srail’e Osmanl Devleti’nin y lma sürecinden sonra dünyan n de ik yerlerinden göçler olmu , 1948 y ndan bugüne yakla k 100 de ik ülkeden iki milyona yak n Yahudi bölgeye göç etmi tir.59

srail ordusu askerî nitelikler aç ndan di er ordulardan farkl özellikler göstermektedir. Tarihsel olarak srail ordusunda kara ve deniz kuvvetleri ayr na gidilmemi tir. Bu kuvvetler ordunun birer alt koludur. Çok önemli sava lardan ba ar yla ayr lm r. srail’de kad nlar da 24 ay askerlik yapmakla yükümlüdürler. Erkeklerin askerlik süresi 36 ayd r.60 Böylece srail’de ya ayan her Yahudi sava makta, d ülkelerde ya ayan her Yahudi ise bu sava anlara yard m etmektedir.

Ortado u’da en büyük etnik grup olarak Araplar görülmektedir. 70 milyonluk bir nüfusla Türkler ikinci s rada yer al r. Türklerden sonra ise s ras yla ranl lar, Pakistanl lar, Kürtler, Yahudiler, Afganlar, Ermeniler, Asurîler, Belucîler ve K ptîler gelmektedir.

Tablo 2: Baz Ortado u Ülkelerindeki Etnik ve Dinî Yap u ekildedir

57

Ar , Irak, ran ve ABD…, s.114

58

Vural Çekinmez, srail Ülke Profili, Ankara, T.C. Ba bakanl k D Ticaret Müste arl hracat Geli tirme Etüd Merkezi, 2005, s.3

59

Özey, Dünya Denkleminde…, s. 123–124

60

(28)

Kaynak: F rat ve Kürkçüo lu, “Ortado u’yla ...”, s.196

Bölgede en yayg n konu ulan dil Arapçad r. Ülkelere ve bölgelere göre de ik lehçeleri olsa da Arapça bütün Ortado u’nun ortak dili konumundad r. Arapçadan sonra ise en yayg n dil Türkçedir. Türkçe, Türkiye’nin d nda ran, Irak ve Lübnan gibi ülkelerde az nl kta kalm Türk gruplar aras nda konu ulmaktad r. Ortado u’da dil, din ve etnik ayr malar sonucu grupla malar artm , iklim ve do a ko ullar n etkisi ile insanlar bölgeye uymak zorunda kalm ve bu gibi nedenler Ortado u’da çok say da grubun ortaya ç kmas na neden olmu tur. Ya am tarzlar genelde yerle ik ve göçebe olarak cereyan etmektedir. Oldukça güçlü a iret yap lar vard r.61

Sonuç olarak kültürel anlamda Ortado u bölgesi bir kavimler havuzudur. Bir ba ka deyi le farkl birçok kavimden, din ve mezhepten insanlar bir ekilde Ortado u’ya göç etmi ve buraya yerle mi lerdir.

61

(29)

1.2.4. Ortado u Ülkelerinin Siyasal Yap lar

Ortado u bölgesinin siyasal yap , ekonomik ve sosyal yap daki gibi çe itlilik arz etmektedir. Bölgenin en önemli özelli i olan geleneksel yap larla modern yap lar iç içe bir ekilde ve ayn anda/zamanda ya am imkân bulur. Bu durumu özellikle siyasal alanda da belirginlik göstermektedir. Siyasal bak mdan Ortado u denilince öncelikle monar iler, demokrasi d rejimler, darbeler, tek ki i yönetimleri, askerî yönetim, tek parti veya aile diktatörlükleri akla gelmektedir. Bu alandaki ciddî farkl klar do al olarak siyasal istikrars zl klara, bölgesel çat malara ve ciddî sorunlara yol açmaktad r.62 Ortado u’nun bugün sorunlar da haline gelmesinde XIX. yüzy ldan itibaren petrolün giderek önem kazanmas ve bölge unsurlar n dünyada yükselen milliyetçilik ak mlar ile tan malar önemli ölçüde etkili olmu tur.63

Bölge ülkelerinden Suudi Arabistan’da 1932 y ndan beri krall k rejimi yönetimdedir.64 Suriye’de de 1949 y ndan beri BAAS Partisi diktas iktidarda bulunmaktad r. ran’da ise yönetim 1979 y ndan 1998 y na kadar Mollalar n elindeydi. 290 üyeli ran Meclisi sadece bir yasama organ niteli inde olmay p devlet idaresinde önemli bir yer tutan ve “Velayet-i Fakih” olarak adland lan fetva istihsal organ olarak siyasal hayata hâkimdi. Siyasal partilerin kurulmas n ve faaliyet göstermesinin yasak oldu u 1998 y na kadar bu gücü tek ba na elinde tutan meclis siyasal partilere müsaade edilmesiyle birlikte yeni bir formasyon içine girmi tir.65 ran rejiminde devletin ad ran slam Cumhuriyeti olarak belirlenmi tir.66

Irak’ta da Osmanl egemenli i sona erdikten sonra 1921 y nda Britanya Emir Faysal’ iktidara getirmi tir. 1958 y na kadar monar i ile yönetilen Irak’ta ayn y l bir ihtilalle krall k y ld . Yönetim BAAS Partisi’nin eline geçti. 10 Nisan 2003’te ABD’nin Ba dat’a girmesine kadar Saddam yönetimindeki BAAS Partisi iktidarda kalmay ba ard . ABD’nin sava kazanmas ndan sonra ise siyasal belirsizlik hâlâ sürmektedir. Günümüzde ise eski Kürt liderlerden Celal Talabani Irak Devlet Ba kanl görevini yürütmektedir.

Bölgenin küçük ama müreffeh ülkesi Kuveyt ise Emirlerle yönetilen bir monar i sistemine sahiptir. Yönetim Sabah Ailesi’nin elindedir. BAE’de ise federasyon yap vard r. 62

Dursun, Dursun, “Ortado u’nun Ekonomik...”, s.1264,

63

F rat ve Kürkçüo lu, “Ortado u’yla ...”, s.196

64

Karaaslan, Ortado u’nun…, s. 50

65

Çal , ran Ülke…, s.4

66

(30)

BAE’yi olu turan Emirliklerin yönetim hakk ise soya göre ekillenmektedir. Bölge ülkelerinin genel idare ekli monar i veya di er parti diktatörlü ü eklindedir. Türkiye ve

srail ise demokrasi ile idare edilen devletlerdir.

srail Devleti kuvvetler ayr na dayanan parlamenter bir demokrasi ile yönetilmektedir. Ülkenin tek metin halinde düzenlenmi anayasas bulunmaktad r. Anayasa çe itli konularda yap lm anayasal düzenleme niteli indeki temel yasalardan olu an bir manzumeden ibarettir.67 Kuvvetler ayr na dayal parlamenter demokrasi ile yönetilen di er bir ülke ise Türkiye’dir. Demokratik Cumhuriyet Rejimi ilkesiyle yönetilen Türkiye bölgedeki benzer yönetimler M r, Ürdün, srail’den olu an ülkeler aras nda destekleyici bir rol oynamakta Ortado u ülkeleri aç ndan örnek te kil etmektedir.68

1.3. ORTADO U BÖLGES N STRATEJ K ÖNEM VE GÜVENL K

SORUNLARI

Ortado u, konumu itibari ile dünyan n merkezi, kalbi ve dünyay birbirine ba layan köprüsüdür. Hint Okyanusu’nu bat ya ba layan merkezdir. Zengin yeralt kaynaklar vard r ve bu özelli i ile büyük güçler için bir cazibe noktas r. Bölgenin ayr ca oldukça çe itli bir etnik ve dinî yap vard r. Bu farkl k bölgesel çat malar da beraberinde getirmektedir.

Günümüzde “ slamc terör” ad alt nda an lan hareketler, Ortado u bölgesi kapsam nda çe itli unsurlardan beslenmektedir. Bölge genelinde her geçen gün yayg nla an ve radikalle en slamî hareketler ve gruplar n olu mas nda öne ç kan olgu, bu unsurlar n Ortado u toplumlar nda Bat kültürel, politik ve ekonomik de erlere kar bir tepki olarak belirmesidir.69

Bölgeye yönelik genel ve bütünlük arz eden bir Bat politikas n oldu unu söylemek mümkün de ildir. Ç karlar ile ba lant olarak politikalar da de im göstermekte, farkl klar keskinle mektedir. Bölgenin artan stratejik önemi ile birlikte Japonya, Hindistan ve Çin’in bölgeye ilgisi her geçen gün artmaktad r. Bu durum Bat ülkeleri oldukça rahats z etmektedir. Bölgesel ç karlar na büyük önem veren ABD’nin bölgedeki askerî varl na dayanak olu turacak ittifaklara verdi i önem Türkiye, M r ve Suudi Arabistan’ n önemini 67

Ülkü Nazman tik, Türkiye’nin Ortado u Ülkeleri le Ekonomik ve Ticari li kileri Üzerine Bir

De erlendirme, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Sivas, 2008, s.54.

68

tik, Türkiye’nin Ortado u…, s.55.

69

Gamze Güngörmü Kona, “Ortado u’da Güvenlik Alg lamas ve Dâhili Risk Faktörlerinin Etkisi”, Akdeniz

(31)

oldukça art rm r. Bölgede varl k göstermeye çal an Rusya’n n engellenebilmesi Kafkasya ve Türkiye-Afganistan hatt ndaki siyasal geli melere ba r.70

Ortado u üzerinde yap lan hegemonya mücadelesi M r, Irak ve Suriye üzerinde yo unla maktad r. Bu da Bereketli Hilal’de Suriye’yi, Körfez’de Irak’ ve Do u Akdeniz ile ba lant bulunan M r’ stratejik aç dan önemli hale getirmektedir. Bölgede nüfus oran n büyük ço unlu unu te kil eden Araplar n birle melerini ve Pan-Arabizm idealini gerçekle tirmelerini Türkiye’nin, srail’in ve ran’ n varl bozmaktad r. Türkiye tarihsel geçmi i ve dinsel birlikteli i ile bölge devletleri ile ortak paydalarda bulu abilmektedir. Ancak bu durum srail için geçerli de ildir. deoloji temelli ayr malar iki taraf bir araya getirmedi i gibi bölgenin en önemli sorununu da ortaya ç karmaktad r. Ortado u bölgesine has olan bir di er iç faktör de slamî hareketlere do rudan ve aç k bir motivasyon olu turan Arap- srail çat mas r. srail gibi bir devletin bölgede varl yaln z devletleri de il toplumlar da rahats z etmekte, böylece tepki seviyesi hep yükseklerde seyretmektedir. Artan çat malar ve Filistin sorunu gibi akut sorunlar baz slamî gruplar teröre te vik etmekte, onlar da etkilerini her geçen gün art rmaktad r.71

Körfez Bölgesi Ortado u’nun di er sorunlar ndan birisidir. Körfez Bölgesi’ni ran, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Katar, BAE ve Umman olu turmaktad r. Körfez bölgesinde egemen olan etnik yap Araplar, Farslar, Türkler ve Kürtler olarak s ralan r. Körfez sava lar ndan önce bölgenin en önemli güçleri ran ve Irak iken bu iki devlet bölgede denetim kurma yönünde rekabet içinde olmu lard . Körfezin di er ülkeleri, kapasitelerinin ve güçlerinin yetersizli inden dolay yeni ittifaklar aramak ve güvenliklerinin sa lanmas için yüklü ödemeler yapmak durumunda kalm lard . ran, 11 ubat 1979’da gerçekle tirilen slam Devrimi’yle son bulan ah dönemi boyunca bu ülkelere destek vermesine ra men, bu devletler güvenlikleri için Saddam Hüseyin’e yüklü paralar ödemi lerdir. ran’daki slamî devrimden sonra yeni yönetim, bölgedeki iîleri kendi politikalar çerçevesinde yan na çekmeye çal ve Körfez eyhliklerini slamî bir çizgi üzerine oturtma gayreti içine girmi tir. Özellikle I. Körfez Sava ’ndan sonra bölgede Irak’ n güç kaybetmesi ile ran’ n hâkimiyet kurma giri imleri h z kazanm r. Bu ba lamda, Ortado u bar n bölgeyi Bat denetimine b rakaca kanaati ile ran bar a kar ç kmaktad r. 11 Eylül’den sonraki II. Körfez Sava süreci Irak ve Ortado u gibi Basra Körfezi’ni de belirsizli in içine sokmu tur.72 70

Yavuz Gökalp Y ld z, Global Stratejide Ortado u, stanbul, Der Yay nlar , 2000, s. 27–28.

71

Kona, “Ortado u’da Güvenlik…”, s.6.

72

(32)

llard r ya anan gerilimle derinle en çat malar ve bölgenin terör üreten bir kaynak halini alan yap da Ortado u’nun önemli sorunlar ndan birisidir. HAMAS ve El Fetih gibi Filistin halk ad na silahl mücadeleye giri en gruplar uluslararas medya ve Bat devletlerin dikkatlerini srail’in yay lmac politikalar na maruz kalan Ortado u’ya ve Filistin sorununa çekebilmek amac yla iddeti kullanm lard r. Bunun kar nda srail’in Filistinlilere kar uygulad “devlet terörü” halini alan uygulamalarla bölgedeki sorun daha da derinle mi tir.

1.4. ABD VE AB’N N ORTADO U POL KALARI

1.4.1. ABD’nin Ortado u Politikas

ABD’nin Ortado u’ya ilgisinin ba lang ba ms zl kazand 1770’li y llara kadar uzan r. ABD’nin kurucular ndan B. Franklin ve daha sonra Ba kan olan T. Jefferson ve J. Adams kendi dönemlerinde Ortado u’nun tek hâkimi olan Osmanl Devleti ile diplomatik ili ki kurmak ve antla malar yapmak arzusuyla giri imlerde bulunmu lard r. Bu çabalarda tatmin edici bir sonuca ula lamam r. Türk-Amerikan diplomatik ili kilerinin ilk y llar , Ba kan J. Monroe taraf ndan 2 Aral k 1825 tarihinde Kongreye mesaj nda aç klanan Monroe Doktrini’nin ortaya at ld y llara rastlar. Ancak, ad geçen doktrin Ortado u meselelerinde ABD taraf ndan çokça uygulanmam r.73 ABD, Osmanl topraklar yla ve dolay yla Ortado u’yla temaslar 1820’li y llardan itibaren misyonerlik çal malar ile ba latm r. Misyonerlik faaliyetlerinin ilk zamanlardaki amac Protestan Hristiyanl Osmanl Devleti’nin Hristiyan tebaas içinde yaymakt . Can, ilk misyonerler hakk nda unlar

yazm r:

“Hristiyanl yayma gibi bir davaya kendisini adam kimseden ba kalar bu uzak diyar n insanlar ile onlar n halleri ile neden ilgilensin idi? Bu dünyan n menfaatlerine tapan insanlardan hiçbiri bu i in ciddî zorluklar na ve tehlikelerine katlanmaz, kifayetsiz ücrete ve misyoner öncülerin yetindi i dar imkânlara kanaat etmezdi.”74

Zamanla misyonerlerin say artmaya, misyonerlik faaliyetlerinin amaçlar da çe itlenmeye ba lad . Ba larda Hristiyanl yaymak için çal an misyonerler zamanla Osmanl Devleti içinde bulunan az nl klar k rtarak devleti y kma faaliyetlerine giri mi lerdir. Misyonerlik okullar n amac , kendi kontrollerinde küçük devletçiklerin kurulmas sa lamak için etnik gruplar kendi etnik dillerinde e iterek onlara ayr bir millet

73

Mehmet Kocao lu, Uluslararas li kiler I nda Ortado u, Ankara, Genel Kurmay Bas mevi, 1995, s.98.

74

(33)

olma uurunu verme plan na dayan yordu. Osmanl Devleti içindeki Rum, Ermeni, Bulgar, Süryanî gibi Hristiyan gruplar na mensup çocuklar bu yolla e itilmeye ba lanm r. Neticede buradan Ermeni, Bulgar, Rum ihtilal önderleri yeti mi tir.75

Bu misyoner okullar na birçok Müslüman da ilgi göstermi tir. Ancak bu ilgi din kaynakl de ildir. Medreseler e itim ve ö retim alan nda iste e cevap veremedi inden bu okullardaki e itim seviyesinin yüksekli i ilginin temel sebebini olu turmu tur. Okullar n yan

ra aç lan hastane ve dispanserler de misyonerlik faaliyetlerini h zland rm r. Askerî gemilerin ziyaretleri ve Amerikal lar n özel teknik hünerleriyle ilgili sergiler, ABD ile Ortado u aras ndaki di er ili kilerdir. XX. yüzy n ba lar nda baz zengin Amerikal lar Osmanl Devleti’ne, M r’a ve bilhassa kutsal topraklara ticaret yapmak için giden turist say kabart yorlard .76

ABD, I. Dünya Sava ’n n ilk y llar nda sava a girip girmeme konusunda çekimser kalm r. I. Dünya Sava ’n n sonuna do ru ‘ABD’nin Avrupa i lerine kar mama’ ilkesi tamamen ortadan kalkm , Monroe’nun yerine Wilson Doktrini geçmi tir. 2 Nisan 1917’de sava a giren ABD sava sonras Avrupa haritas n belirlenmesinde önemli rol oynamakla kalmayarak Osmanl Devleti’nin da lmas nda, da lan topraklarda kurulacak devletlerin özellikleri konusunda da söz sahibi olmu , iki sava aras dönemde (1918-1939) Ortado u’daki yerel artlar de tirmek suretiyle dikte ettirilecek olu umlar için ciddî politikalar izlemi tir. Zaten II. Dünya Sava ve sonras nda petrol ç karlar nedeniyle ABD Ortado u’da ba aktör haline gelmi tir.77

II. Dünya Sava ’ndan sonra Sovyetler, ran üzerinden Ortado u petrolleri ve Basra Körfezi ile Hint Okyanusuna; Türkiye üzerinden Bo azlar ve Ege Denizi vas tas yla Akdeniz ve yine Yunanistan üzerinden Akdeniz’e do ru üç ana koldan yay lma çabalar na giri mi tir. Bu durumda hiçbir ey yapamayaca anlayan ngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ n Bat savunmas için önemini belirterek bu iki ülkeye kendisinin yard m yapamayaca ve ABD’nin ekonomik ve askerî yard m yapmak zorunda oldu unu belirtmi ve bunu 1947’de ABD’den talep etmi tir.78

ABD, ngiltere’nin b rakt bo lu u doldurmak ve Sovyet yay lmas önlemek üzere May s 1947’den itibaren Türkiye ve Yunanistan’a yard ma ba lam yla resmen Ortado u politikas na girmi tir. ABD’nin Ortado u giri imi Sovyetlerin 75

Kocao lu, Uluslararas li kiler..., s.100.

76

Can, Ortado u’da Amerikan…, s.59.

77

Kocao lu, Uluslararas li kiler..., s.101.

78

(34)

tepkisine yol açm r. Buna ra men ABD Marshall Plan ’n kabul ederek yard mlar bir program çerçevesinde geli tirerek sürdürmü tür.79

So uk Sava döneminde Ortado u, ABD aç ndan bu kutupla man n jeopolitik kar la ma hatt olu turan kenar ku n merkez bölgesini temsil etmesi yan nda, kapitalist Bat blo unun ekonomik varl ve üstünlü ü için hayati önemi haiz do al kaynaklar n jeoekonomik alan konumundayd . Ortado u’da kontrolü kaybetmek hem jeopolitik hem de ekonomi-politik aç dan küresel dengenin kar kutup lehine de mesi anlam na gelecekti.80

ABD’nin Ortado u’ya verdi i önemin nedenlerini ve bölgenin durumunu Ba kan Truman o günlerde öyle aç klamaktayd :

“Gözlerimizi Yak n ve Ortado u’ya çevirdi imiz zaman çok tehlikeli sorunlar gösteren bir bölgeyle kar la yoruz. Bu bölgede geni do al kaynaklar bulunmaktad r. En i lek kara, hava ve deniz yollar buradan geçmektedir. Bu bak mdan büyük ekonomik ve stratejik önemi vard r. Fakat bu bölgedeki uluslar n hiçbiri ne yaln z ne de beraberce, kendilerine yöneltilecek bir sald ya kar koyabilecek kadar güçlüdür”.81

Böyle olunca da Yak n ve Ortado u’nun bu bölgenin d ndaki büyük devletleraras nda bir rekabet alan olaca ve bu rekabetin birden bire bir çat maya yol açabilece ini kestirmek güç de ildir.82

So uk Sava döneminde d politikada iki kutuplu dünya düzenine uygun politika uygulayan Amerika, bu ba lamda di er ülkelerin görü lerini dikkate al p problemlerini önemserdi. Bu politikan n uygulanmas n nedeni, nüfuz alan SSCB kar nda art rmak istemesi ya da daha net bir ifadeyle kar kl rekabetti. Bu rekabet ekonomik, politik, askerî ve teknolojik alanlarda sürüyordu.83

So uk Sava n sona ermesi ABD’yi tek süper güç yapm r. ABD yönetimleri, Amerikan egemenli inde tek kutuplu bir yönetimin tesis edilmesi projesini yürürlü e koymu lard r. Bu projenin ba lang ç ve ilk test a amas I. Körfez Sava ile gerçekle mi ti. Amerika küresel ölçekte müdahale kabiliyetini ortaya koyarak yeni döneme damgas vuraca da aç kça göstermi tir. I. Körfez Sava ’ndan Amerika’n n yak n dönemdeki 79

Nihat Ersin, Ortado u Sava lar n Perde Arkas , stanbul, Gündem Yay nlar , 2003, s.58.

80

Davuto lu, Stratejik Derinlik…, s.342.

81

Ersin, Ortado u Sava lar n, s.58.

82

Ersin, Ortado u Sava lar n, s.59.

83

(35)

Afganistan operasyonu ve II. Körfez Sava ’na kadar varan bütün geli meler, bu söz konusu egemenlik tesisi mücadelesinin yap ta lar ve sonuçlar r.84 Di er yandan ABD Ortado u’da kar la direnci ve jeokültürel tehdidi önemsemekle birlikte Birle mi Milletler’i (BM) hiçe sayarak gerçekle tirdi i giri imin bölgeye demokrasi benzeri yönetim ekilleri getirme taahhüdüyle izah edilebilece ini dü ünmekteydi. Türkiye’nin de bölgeye model ülke olarak sunulmas bu çerçevede olmu tur.85

So uk Sava sonras nda ABD’nin Ortado u politikalar n dayand temelleri; So uk Sava döneminden devral nan petrol kaynaklar üzerinde denetimin sa lanmas ve dünya pazarlar na kesintisiz ula lmas , slamc hareketlerin etkisinin azalt lmas , ran ve Irak’ n çevrelenmesi, bölge ülkelerinin kitle imha silahlar na sahip olmalar n engellenmesi, bar sürecinin ba ar ya ula arak srail’in güvenli inin garanti alt na al nmas eklinde özetleyebiliriz.86

ABD Ortado u üzerindeki bu hedeflerini gerçekle tirmek için iddet uygulamaktan kaç nmam r. Temel politikas demokrasi ve insan haklar yaymak olarak ifade etmesine ra men, henüz ABD’nin Ortado u’da müdahale etti i yerlerin hiçbirinde demokrasiye, huzura, refaha ve insan haklar na rastlanmam r.

1.4.2. AB’nin Ortado u Politikas

Avrupal güçler, XV. ve XVI. yüzy llarda gerçekle tirdikleri Co rafî Ke iflerin ard ndan Uzakdo u’da ticaret ve misyonerlikte at mlara ba lad lar. Denizci güçleri sayesinde hem fetih ve hem de Hristiyanla rma çabalar na giri tiler. Portekiz, Hollanda, Fransa ve Britanya aras ndaki sömürgecilik rekabeti çok iddetli oldu. XVII. yüzy ldan itibaren Avrupa ülkeleri Hindistan’a s kl kla seferler düzenlediler. Sald lar n amac kendi imtiyazl irketlerini kurmakt . Yar kazanan büyük deniz gücüne sahip Britanya oldu.87 XIX. yüzy lda Britanya çok büyük bir sömürge imparatorlu u haline gelmi ti. Hindistan onun vazgeçemeyece i en önemli sömürgesiydi. Hindistan’a giden yollar n Osmanl Devleti’nden geçmesi Britanya için Osmanl Devleti’ni çok önemli k yordu.

84

Gökçe ve Dinçyürek, Ortado u Çang nda…, s.1.

85

Recep Kök, “ABD’nin Orta Do u Projesi ve Enerji Koridorlar n Merkezindeki Türkiye”

www.deu.edu.tr/userweb/recep.kok/dosyalar/ortadogu%20projesi.pdf(10.02.2009).

86

Gökben Özer, Günümüzde Ortado u’da Toplumsal Çat ma, F rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Elaz , 2005, s.68.

87

Şekil

Tablo 1: Baz  Ortado u Ülkelerinin Petrol Rezervleri

Referanslar

Benzer Belgeler

(135) Mu oaidnu dáid vuolggasajiide lea ahte ii leat vuođđu geahčadit man muddui Sárevuomi čearru njuolgut sáhttá čuoččuhit alddiset vuoigatvuođaid Vuođđolága

Hücre zar›n›n birçok görevi var: madde al›flverifli, hücreler aras› iletiflim, hücrelerin birbirlerini ve di¤er maddeleri ta- n›yabilmelerini sa¤lamak, hücre içindeki

Odalar, otel prensibinde olduğu gibi çift kapılıdır.. Her odanın balkonu

Yurt- d›fl›nda görev yapan bir hekim olarak ülkemizden böyle bir der- gi yay›nlanmas› beni çok umutland›r›yor.. Bir Eskiflehirli olarak bana ayr›ca

Devlet Demir Yolları işlerinin son senelerde büyük bir inkişaf göstermesi üzerine idare, mevcut binanın kifayetsizliğini görerek Ankara istasyonu ya-.. kınında yeni bir

 1998 yılında ikili ticaret hacmi, Irak’ın “BM Petrol Karşılığı Gıda ve İlaç Programı” çerçevesinde Türkiye’den yaptığı alımları diğer ülkelere

11 Eylül öncesine baktığımızda ABD‟nin saldırı taktiği caydırıcılık üzerinedir. 11 Eylülden sonra ABD savaş tanımını değiştirdi. Artık yeni stratejileri tüm

Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının (Afro-avrasya anakıtasının 8 ) merkezinde bulunan Orta Doğu, günümüzün rakipsiz küresel süper gücü olan ABD nezdinde bir çok