• Sonuç bulunamadı

2.2. TÜRK YE CUMHUR YET ’N N ORTADO U POL KALARI

2.2.3. So uk Sava Dönemi (1950–1991)

II. Dünya Sava ’ndan sonra Türkiye kendisini dünya dengelerinin hassasla ve bölgesel kutupla man n ön plana ç kt bir So uk Sava döneminin içinde bulmu tur. Ortado u’daki güçler dengesinde de önemli de iklikler olmu tur. II. Dünya Sava öncesi bölgede aktif rol oynayan ve bölge politikalar na yön veren ba ca üç devlet ngiltere, Fransa ve Sovyetler iken sava sonras iki kutuplulu un sonucu olarak ABD ve Sovyetlerin etkinli i artm r.

Türk d politikas da bu konjonktürde geli en So uk Sava döneminde birkaç konu etraf nda ekillendi;

i. Türkiye’nin Bat yla bütünle me misyonunun gerçekle tirilmesi, ii. Bat ’n n özellikle ABD’nin ekonomik deste ini almak,

iii. NATO’ya üyeli in gerçekle tirilmesi ve ili kilerin geli tirilerek sürdürülmesi, iv. Yunanistan ve K br s konusunda Türk ç karlar n korunmas

v. Sovyet tehdidinin bertaraf edilmesi.135

Aç kças , Bat kamp na kat lman n as l nedenleri sadece komünizm tehlikesi veya Sovyet sald rganl de ildir. Bu tercih Türkiye’nin bir yüzy ld r Bat ’ya kar besledi i ku kular n ancak onlar n saflar nda yer al rsa giderilebilece i dü üncesinden ve Türkiye’nin Bat ’ya ba lanmas n tek ç kar yol olarak görülmesinden kaynaklanmaktayd .136 Zihinlerde ABD ile özde le en NATO, muhtemel Bat veya Sovyet emperyalizmini önleyecekti. Türkiye ancak bir askerî ittifak içinde olursa herhangi bir büyük güç kendisi üzerinden pazarl k

135

Alan Makovsky ve Sabri Sayar , Türkiye’nin Yeni Dünyas , Çev: Güldü Hür, stanbul, Alfa Yay nlar , 2002, s.1.

136

yapamazd .137

14 May s 1950 genel seçimlerinde 27 y ll k CHP’nin tek parti iktidar na son veren Demokrat Parti (DP), iç politikada liberalle me yolunu seçerken d politikada CHP’den devrald politikay sürdürerek yüzünü yine Bat ya dönük tutmu tur. Daha da belirginle en bir ekilde ABD ile beraber hareket etmi tir. Bunda genel parametrelerin yan s ra Stalin’in II. Dünya Sava ’n n hemen ertesinde Kuzeydo u Türkiye ve Bo azlar üzerindeki talepleri etkili olmu tur. Stalin’in bu tutumu Atatürk ve Lenin taraf ndan tesis edilen Türk-Sovyet dostlu una son verirken Ankara’y Bat yla ittifak kurma hususunda daha istekli davranmaya itmi tir.138 D politikada de iklik olmay d politikan n partiler ve hükümetler üstü yani “devlet politikas ” olarak alg lanmas ndan kaynaklanmaktad r.

Bat ittifak na girme çal malar n h z kazand dönemde ABD ile sanayile me veya tar m ülkesi olarak kalma konusunda ihtilaf ya anmas na ra men diyalog boyutunda önemli bir sorunla kar la lmad . D politikada yo unla an bu yönelimin neticelerinden biri de Cumhuriyet tarihinde “radikal bir karar”139 olarak nitelenebilecek Kore Sava ’na Türkiye’nin kat lmas r. Bu karar Türkiye’nin 741 ehit vermesine ve 2147 askerimizin gazi olmas na sebep olmu sa da bu sayede 1952’de NATO’ya girilmi tir.

NATO’dan sonra DP, ABD ile ili kileri kar kl ba ml a dönü türmek için bir rsat yakalad . Bu f rsat Amerikal lar n NATO ülkelerine nükleer ba k ta yabilen Jüpiter140 füzelerini konu land rma teklifiydi. Sovyetlerle uzun bir s r payla an Türkiye için risk füzelerin tahrik unsuruydu. Buna ra men, 18 Eylül 1959’da NATO Savunma Birliklerinin Silah Modernizasyonu ad alt ndaki anla ma ile füzelerin konu land lmas na karar verildi. 1959’da kimse 1962’de patlak verecek olan Küba Füze Krizi’ni öngörmemi ti. Sovyetlerden gelen tehditkâr notalara ra men al nan karar gere i 1959’dan ba layarak füzeler konu land lmaya ba land .

Türkiye, NATO’ya kat ld ktan sonra milletleraras tüm geli meleri bu te kilât aç ndan de erlendirmi ve Bat ’n n kendisi için uygun gördü ü “s r karakolu” rolüne haz r oldu u mesaj vermi tir. Bat ’n n Ortado u’daki ç karlar , Menderes hükümetleri taraf ndan Türkiye’nin kendi güvenlik ç karlar yla özde le tirilerek Menderes’in 27 May s 1960’ta

137

Esenbel, Türkiye’nin Bat ile…, s.9.

138

Makovsky –Sayar , Türkiye’nin Yeni…, s.2.

139

Erge, Türkiye’nin Bat ile…, s.101.

140

askerî darbe ile iktidardan dü ürülmesine kadar geçen süre içerisinde al nan tüm kararlarda etkili olmu tur.141 Bu ba lamda önemli geli melerden biri de 1948’de kurulan srail’in on bir ay sonra resmen tan nmas r. Türkiye, srail’i tan yan son Avrupa ülkesi ama ilk tan yan halk Müslüman ülkedir. Bu konu Türkiye’nin Arap ve slam dünyas ile ili kilerini y pratm ve srail faktörü Türkiye’nin Ortado u politikas n temel parametrelerinden biri haline gelmi tir. Öte yandan Türkiye, srail’i Avrupa ve ABD ile paralel politikalar çerçevesinde tan mak zorunlulu u içindeydi. Zira bu dönemde Sovyet tehdidini dengelemek için maruz kal nan ABD etkisi Türkiye’de ciddî ekilde hissedilmekteydi. Zorunluluklar çerçevesinde Ortado u politikas geli tirmek zorunda kalan Türkiye için Arap ülkeleri, “ABD’nin Ortado u jandarmas ” yak rmas yapmaktayd .142

Türkiye’nin srail’i tan ma nedenleri aras nda farkl bir sebep daha vard . II. Dünya Sava boyunca her türlü çat maya girmekten kaç nan Türkiye toprak bütünlü ünü korumay ba arm sa da sava sonunda büyük bir yaln zl a itilmi tir.143

BM’nin kurulmas amac yla 25 Nisan 1945’te toplanan San Francisco Konferans ’nda kurulacak olan bu yeni örgütün esas itibariyle sava kazanan devletlerin istek ve ç karlar do rultusunda olmas , sava boyunca aktif tarafs zl k politikas izleyen Türkiye’nin gölgede kalmas na sebep olmu tur. Bu s rada, Bat devletlerle Sovyetler aras nda geli en ili kilerin sava i birli i etkisinde bulundu u dü ünülür ve ABD’nin Postdam Konferans ’nda Bo azlar rejiminin de ebilece i, toprak isteklerinin de bu iki devleti ilgilendiren bir sorun oldu u biçimindeki kay ts z tutumu göz önüne al rsa144 Türkiye’nin II. Dünya Sava ’ndan hemen sonra içine dü tü ü yaln zl k daha iyi anla lacakt r.145

II. Dünya Sava ’n n ertesinde Türkiye, kuzeyden gelen Sovyet tehdidini derinden hissetmi tir. Dönemin Sovyet D leri Bakan Molotov, 19 Mart 1945’te Sovyet Hükümeti’nin günün artlar içinde ortaya ç kan Yeni Dünya Düzeni kar nda, 17 Aral k 1925 tarihli Türk-Sovyet Dostluk ve Tarafs zl k Antla mas ’n feshetti ini bildirmi tir.146

141

Hüseyin Ba , “Demokrat Partinin Ortado u Politikas ” Türk D Politikas n Analizi, Der: Faruk

Sönmezo lu, stanbul, Der Yay nlar , 2001, s.101.

142

Önder Duru, 11 Eylül Sonras Türkiye’nin Orta Do uya Yönelik D Politikas , Abant zzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Bolu, 2005, s.35.

143

Ay egül Sever, So uk Sava Ku atmas nda Türkiye: Bat ve Orta Do u (1945–1958), stanbul, Boyut Yay nlar , 1997, s.19.

144

Selim Deringil, Denge Oyunu: II. Dünya Sava ’nda Türkiye’nin D Politikas , stanbul, Tarih Vakf Yay nlar , 2003, s.254.

145

Mehmet Gönlübol ve Di erleri, Olaylarla Türk D Politikas , Ankara, Siyasal Kitabevi, 1996, s.191,195,196.

146

Feridun Cemal Erkin, Türk-Sovyet li kileri ve Bo azlar Meselesi, Ankara, Ba nur Matbaas , 1968, s.246,247.

Molotov, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Selim Sarper ile yapt görü mede, iki ülke aras nda anla ma sa lanabilmesi için; bo azlar n Türkiye ile Sovyetler Birli i taraf ndan ortakla a savunulmas ,147 bunun sa lanabilmesi için de Sovyetler’e deniz ve kara üslerinin verilmesi, Montreux Antla mas ’n n de tirilmesi, Kars ve Ardahan’ n Sovyetler Birli i’ne teslim edilmesi gerekti ini ileri sürmü tür.148

So uk Sava döneminde Ortado u’da gerçekle en bütün örgütlenmelerde dikkat çeken iki önemli unsur vard . Birincisi, ABD-SSCB aras ndaki ç kar çat mas n bu bölgeye kaymas neticesinde di er mücadele hesaplar n ortadan kalkmas ve di er tüm devletlerin karlar na ula mak için ABD veya SSCB endeksli politikalarda yer almak zorunda kalmalar idi. Bu çerçevede Türkiye ba ms z politikalar üretmek ve yürütmekten çok uzakt .149 Türkiye’nin bölgedeki tek Arap müttefiki Irak idi. Fakat 1958 Irak Darbesi ile bu müttefik de yitirilmi oldu. Dolay yla ve zorunlu olarak Türkiye’nin Ortado u menfaatleri ABD ve Bat lehine terk edildi. Böylece, So uk Sava dönemi boyunca Ortado u’da yürütülen d politika Bat endeksli olmaktan kurtulamad . Bu iradî bir yönelim olmaktan çok konjonktürden kaynaklanan mecburi bir yöneli ti.

Bat ’ya endeksli Ortado u politikas muhafaza edip geli tirmek kayg içindeki Türkiye ilk kez bu dönemde hassas bir ekilde Ortado u üzerine e ilmi tir. Menderes, 1955 Haziran’ nda Ortado u’daki tüm büyükelçileri Ankara’ya ça rarak bölge politikas tart r. Bu Türkiye tarihinde “bölge politikas ” geli tirmek için at lan ilk ad m olup bir zamanla “gelenek” halini alm r.

Türkiye’nin Ortado u ile ili kileri her ne kadar Bat endeksli ise de bu Ortado u politikas n tekdüze bir seyir izledi i anlam na gelmez. Bunun önemli örneklerinden biri, Türkiye’nin KÖ’ye üyelik karar r. 22 A ustos 1969’da Kudüs’teki El Aksa Mescidi’ne yönelik kundaklama giri imi slam dünyas nda büyük bir yank uyand rd . Dönemin Ürdün Kral Hüseyin’in ça üzerine ayn gün 14 slam ülkesinin D leri Bakanlar bir araya gelerek slam ülkelerinin en k sa zamanda toplanmas na karar verilmi ve bu konuda ça yap lm r.150

Mescid-i Aksa’ya yap lan bu kundaklama giri imine Türkiye de büyük tepki

147

evket Süreyya Aydemir, Menderes’in Dram , stanbul, Remzi Kitabevi, 1969, s.317.

148

Deringil, Denge Oyunu…, s.251-252.

149

George S. Haris, “ ABD-Türkiye li kileri, ” Der: Alan Makovsky ve Sabri Sayar , Türkiye’nin Yeni

Dünyas , Çev: Güldü Hür, stanbul, Alfa Yay nlar , 2002, s.263.

150

Ayaz Akkoyun, 1980-83 Dönemi Türkiye’nin Ortado u Politikas ve Günümüze Etkileri, Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ortado u ve slam Ülkeleri Enstitüsü, Siyasi Tarih ve Uluslararas li kiler Anabilim Dal , stanbul, 2002, s.16.

göstermi ve slam dünyas n yan nda yer ald dönemin Ba bakan Süleyman Demirel’in ndan ilan etmi tir. 22–25 Eylül 1969 günlerinde, Fas’ n ba kenti Rabat’ta yap lan slam Zirvesi Konferans na da Türkiye D leri Bakan Ça layangil arac ile kat ld .151

Türkiye, Arap dünyas ile ili kileri geli tirmek ad na bir ad m daha atarak 1967 Arap- srail Sava ’nda Araplar desteklerken ncirlik Üssü’nün ABD taraf ndan srail lehine kullan na izin vermemi tir. Türkiye sava sonras nda 242 say BM karar n uygulanmas n yani srail’in i gal etti i tüm topraklar bo altmas n gere ini aç klam r. Ayr ca, srail’den dönemin Türkiye büyükelçisi çekilip diplomatik temsil maslahatgüzarl k seviyesine indirilirken di er ili kiler de minimize edilmi tir. Benzer bir tutum 1973 sava nda da sergilenmi tir.

Bat ’ya endeksli bir Ortado u politikas takip eden Türkiye, ilk zamanlar KÖ ile ili kilerinde mesafeli davranm r. Hatta bugün bile Türkiye’nin KÖ üyeli i TBMM’de sa lanmam r. srail ile ili kileri dolay yla ele tiriye maruz kalan Türkiye, bu ülke ile ili kilerini kesmesi yönündeki talepleri olumlu kar lamam r. 1975’e kadar KÖ içinde pasif kalmay tercih eden Türkiye, bu y llarda ortaya ç kan geli meler dolay yla ili kilerin seyrini olumlu yönde de tirme e ilimi göstermi tir. Petrol fiyatlar ndaki yükseli petrol ihracatç Arap ülkelerinin önemini art nca Türkiye çekincelerinin yersiz oldu unu ve fayda sa lamad görmü tür. Daha da önemlisi, K br s sorunu çerçevesinde geli en ABD silah ambargosu dolay yla Araplar n deste i elde edilmek istenmi tir. KÖ VII. Konferans 1976’da stanbul’da toplanm r. Bu toplant da Filistin meselesi konusunda Arap ve di er

slam ülkeleri ile birlikte hareket edilece inin alt çizilerek ili kilerin geli tirilmesi karar al nm r. Türkiye, özellikle K br s konusunda KÖ üyesi ülkelerin deste ini al rken 1980 sonras geli en liberalle me e ilimi ile slam ülkeleri ile ticarî ili kiler de artm r.152 Özal, 1983 sonunda hükümeti kurdu unda, hükümetin ekonomik aç dan Ortado u’ya yönelece ine dair yayg n bir görü geli mi tir.153 Özal’ n Ortado u ülkelerine ilgisi bölgedeki ideolojik ve politik e ilimlerden öte ekonomik aç dan bask n olmu tur. Bunda Avrupa ile ili kiler önemli rol oynamaktayd .154

Türkiye’nin önemli d politika konular ndan biriside yakla k 50 y ll k geçmi iyle AB

151

Fahir Armao lu, 20. Yüzy l Siyasi Tarihi, Ankara, Alk m Yay nlar , 2004, s.848.

152

Akkoyun, 1980-83 Dönemi…, s.16.

153

hsan Da , “Özal’l Y llarda Türk Siyaseti: nsan Haklar , Demokrasi ve Avrupa Birli i”, Kim Bu? Özal:

Siyaset, ktisat, Zihniyet, (Ed: hsan Sezal ve hsan Da ), stanbul, Boyut Yay nlar , 2001, s.250.

154

üyelik sürecidir. Bu süreç Türkiye’nin Ortado u politikas da ekillendirmi tir. Avrupa’ya odaklanan Türkiye, So uk Sava döneminde Ortado u’yu ihmal eden bir görüntü çizmi tir.

Ortado u’da Camp David Anla malar ile bar rüzgârlar eserken Türkiye 12 Eylül 1980’de askerî darbeyi ikinci kez ya yordu. Darbe yönetiminin srail ile ili kilerde ba taki çekingen ve so uk tavr srail’in Türk diplomatlar öldüren ASALA örgütünün kamp bombalayarak ASALA liderini öldürmesiyle yerini s cak ili kilere b rakm r.155

1983 seçimlerinde Anavatan Partisi’nin (ANAP) iktidara geli i ile lideri Turgut Özal Türk d politikas partiler üstü olmaktan ç kard . Bunda belirleyici unsur lider profili ve uluslararas konjonktürdü. Neo-liberal politikalar n ve dolay yla serbest piyasan n yayg nla mas gibi geli meler Özal’ n d politika yönelimine uygun bir ortam haz rlad .

Özal d politikaya “ekonomi gözlü ü” ile bakmas yla d siyasette önemli mesafeler kat etmi tir. Bu dönemde ran ve Irak pazarlar zorlan rken ayn politika ABD ile de gerçekle tirilmeye çal yordu.156 Bunun yan s ra Özal “aktif politika” ile d politika geleneklerinden uzakla maktan çekinmedi. Türkiye, uluslararas arenada ba ms z ve kal , etkinli i yüksek politikalar üretebilen ve bunu hedefleyen bir ülke konumuna ilerlemi tir.

Özal, Cumhurba kanl döneminde (1989-1993) meydana gelen Körfez Sava ’nda Irak’a kar ikinci bir cephe açma fikrini ta makta idi. Fakat ordu, böyle bir hamlenin Türkiye’nin güneyinde bir Kürt devletini tahrik edebilece ini hesaplam . Kürt sorunu ise ülkenin Do u ve Güneydo u bölgesinde ciddî askerî sorunlar ya anmas na sebep olmas n yan s ra iç ve d politikada ciddî bir sorun te kil etti. ç politikada Özal’ n konuya yakla , politikada oldu u gibi geleneksel çizgiye ayk bir yakla m idi. Özal, Kuzey Irak’taki Kürt liderlerle görü tü. Kürt kökenli vatanda lar n kültürel varl klar daha özgür ve güvenceli bir ortamda ya ama haklar ndan, özel radyo-televizyon, Kürtçenin serbest kullan gibi konulardan ilk kez bahsetti. Kürt meselesinin iç politikadaki en büyük etkilerinden biri de Türk milliyetçili inin tepkisel güçlenmesi olmu tur. Zira iç politikada ba layan bu yo unluklu de im etkilerini zamanla d politikada da gösterecekti. Suriye ile ili kilerde bu mesele y llar boyunca Suriye taraf ndan Türkiye’ye kar bir koz olarak kullan lm r.

Di er taraftan Berkey’in de belirtti i gibi Türkiye’nin Ortado u ülkeleriyle ili kilerini geli tirmesinin dört temel nedeni vard r. Birincisi, hem ülkenin do u ve güneydo usundaki 155

Çakmak, Filistin Sorunu Özelinde…, s.53

156

PKK terörü, hem de Irak, ran ve Suriye ile ili kilere etkisiyle bölgesel ba lamlardaki Kürt sorunu, Türkiye’nin Ortado u politikas ekillendirmi tir. kincisi 1980’lerden beri s kça konu ulan “su sorunu” bölgenin önemli bir siyasî ve stratejik sorunu olarak Türkiye’nin bölge siyasetinden kopamayaca göstermektedir. Türkiye 1980’li y llarda “bar suyu projesi” ile Arap srail sorununda söz sahibi olmaya ve katk da bulunmaya çal r. Üçüncüsü stratejik, jeopolitik ve jeoekonomik dengelerde meydana gelen küresel de imler ve bu de imlerin Ortado u’daki etkileri bölgesel hesaplar alt üst etmi tir. Son olarak Irak’ n gelece inin belirsizli i, Körfez’deki istikrars zl k, Arap srail çat mas n iddetlenerek devam etmesi gibi bölgenin devam eden sorunlar Türkiye’ye bölgesel bir rol oynama f rsat vermektedir.157

nsan haklar ihlalleri, anayasal haklarla ki i hak ve hürriyetlerinin sa lanmas ve korunmas , etnik kültürlere sayg duyularak bunlar n korunmas gibi Avrupa Birli i ile diyalog a amas nda Avrupa Birli i’nce dikkat edilen üzerinde hassasiyetle durulan birçok konuda s nt lar ya anmas nda, ülkenin Do u ve Güneydo u bölgelerinde ya anan kimi nt lar n abart larak uluslararas kamuoyuna aktar lmas nda etkin lobi çal malar yapan PKK etkili olmu tur. Bu çerçeveden hareketle birçok Avrupa ülkesi (özellikle Almanya, Fransa, sveç, Hollanda), ABD ve Rusya’da etkin lobicilik çal malar yapan PKK, bu ülkelerle ili kilerde gerginliklere sebep olman n yan s ra bu ülkelerin kamuoylar nda da Türkiye hakk nda olumsuz bir imaj olu mas na sebep olmu tur.

So uk Sava boyunca Bat eksenli bir d politika yürüten Türkiye, bu dönemin sona ermesi ile Bat nezdinde önemini yitirece i, uluslararas dengeler içinde kaybolaca korkusuna kap lm r. Fakat Türkiye’nin bu kayg lar So uk Sava sonras dönemde meydana gelen geli meler ile artan önemi neticesinde giderilmi tir.

So uk Sava döneminde Türkiye’nin Ortado u politikas nda meydana gelen de ikliklerde sadece 12 Eylül 1980 darbesi de il, 1983 y nda Özal hükümetinin i ba na gelmesi de etkilidir. Bu dönemde Türkiye’nin geleneksel “arka koltukta oturma” politikas terk ederek bölgesel d politikas yeniden yap land rmaya çal görmekteyiz. 1990’lara gelindi inde, So uk Sava n bitmesi, Do u Avrupa’da komünist rejimin çökmesi ve 1989–1991 aras nda Sovyetlerin bölünmesi dünyadaki dengeleri alt üst etti i kadar 157

Henri d Barkey, “Turkey and the New Middle East: A Geopolitical Exploration,” in Henri J. Barkey (od.)

Reiuctant Neighbor: Turkey's Role in the Middle East, WasNngton, D. C: US Institute of Peace Press, 1996,

s.25-43’den Aktaran; Muhittin Ataman, “Türkiye’nin Orta Do u’daki Politikalar Belirleyen Temel Unsurlar”, stratigma.com Ayl k Strateji ve Analiz Dergisi, Say :11, 2003, s.3.

Türkiye’yi de etkilemi tir. Türkiye’nin Bat ittifak na kat lmas n ba ca nedeni olan Sovyet tehdidi de sona ermi tir. A da da görülece i gibi So uk Sava sonras Türk d politikas n belirlenmesinde en önemli etken küresel de imler olacakt r.