• Sonuç bulunamadı

srail Lübnan Sava ve Türkiye’nin Lübnan’a Asker Göndermesi

2.2. TÜRK YE CUMHUR YET ’N N ORTADO U POL KALARI

2.2.4. So uk Sava Sonras Dönem (1991–2001)

3.2.3.2. srail Lübnan Sava ve Türkiye’nin Lübnan’a Asker Göndermesi

Lübnan zay f siyasî, sosyal yap ve yapay s rlar ndan dolay d müdahalelere aç k durumdad r. Lübnan son 30 y lda iki kere (1979 ve 1982) srail i galine u ram r. Lübnan’da ya anan kaotik durum tüm müdahalelere ra men önlenememi ve bu durumdan tüm bölge ülkeleri zarar görmü tür. ABD ve srail’in as l kayg ise Lübnan’da özellikle Hizbullah üzerinden artan ran etkisini kontrol alt na almakt r. Hizbullah’a bir daha toparlanamayacak ekilde bir darbe vurmak ve askerî kaynaklar tahrip etmek ve olas bir ran operasyonu öncesi Hizbullah tehdidini ortadan kald rmak srail’in öncelikli hedefleri aras ndad r. Geni kapsaml de erlendirilirse bu hedefler, Ortado u’yu etnik, dinsel ve mezhepsel aç dan bölerek yeniden ekillendirme giri imine yönelik somut bir ad m olarak görülebilir.248

246

Muratl , “Irak’ta K r…” s.1.

247

Fuller, Yükselen Bölgesel Aktör…, s.192.

248

Talha Köse, SETA Lübnan Raporu; Lübnan’da stikrar Aray lar , Ankara, Siyaset Ekonomi ve Toplum Vakf , 2006, s.27.

srail’e yönelik sald lar devam ettiren Hizbullah, 12 Temmuz 2006’da srail s r muhaf zlar na kar giri ti i sald da sekiz srail askerini öldürmü ve ikisini de kaç rm r.249 17 Temmuz 2006’da Knesset’te bir konu ma yapan dönemin srail Ba bakan Ehud Olmert, askerî operasyonu sona erdirme artlar ; kaç lan askerlerin geri dönmesi, tam bir ate kes sa lanmas , Lübnan ordusunun Güney Lübnan’a yerle mesi, Hizbullah’ n silahs zland lmas ve bölgeden ç kart lmas , BM Güvenlik Konseyi’nin 1559 say karar n uygulanmas250 olarak s ralam r.

Ülke içinde popülaritesi zay flayan Olmert, Hizbullah’a kar tavizsiz politikas ile srail’in güvenli ini ve ç karlar en iyi ekilde savunabilece ini ispatlama ve kamuoyunun güvenini kazanma çabas na giri mi tir. Ancak srail’in hedeflerine ula amadan sava a son vermek zorunda kalmas , kamuoyunun deste inde de imlere ve sava n güçlü bir siyasî amac n ve güvenlik gerekçesinin olmad yönünde ele tirilere yol açm r.251

Bunun üzerine srail, Lübnan’a hava ve kara sald lar ba latm ve ülkenin limanlar denizden ablukaya alm r. srail’in, Lübnan’a kar giri mi oldu u bu sald n amac n kaç lan iki askerini kurtarmak oldu unu aç klamas na ra men icra etti i operasyonun bu amaçla örtü medi i ve harekât s ras nda kaç lan askerlerden neredeyse hiç bahsedilmedi i görülmü tür. Harekât n sonunda srail’in gerçek amac n, Lübnan’ n güneyinde konu lanan Hizbullah militanlar n srail’e s zmas engellemek, Hizbullah füzelerinin srail’e ula ma menzillerini azaltacak yakla k 25 kilometrelik bir güvenlik ku olu turmak ve Hizbullah’ n lojistik yollar kesmek üzere altyap tahrip etmek oldu u anla lm r.

13 Temmuz 2006’da yap lan ilk sald da Beyrut havaalan hasar görmü ve uçu lara kapat lm r.252 Bu günden ba layarak srail Hava Kuvvetleri dört hafta boyunca gece ve gündüz sürekli olarak Lübnan’daki ii nüfusun ço unlukta oldu u köy ve mahalleleri bombalam r. Ayr ca güney Lübnan’daki alt yap tamamen kullan lamaz duruma getirilmi tir. Bu bombard manlarda ço u kad n ve çocuklardan olu an 1300 ki iden fazla insan hayat kaybetmi tir ve Lübnan hükümeti dört haftal k bombard man n verdi i

249

“Hizbullah, Mahkûmlar Serbest B rak ls n”, Hürriyet, 12 Temmuz 2006,www.hurriyet.com (15.03.2009).

250

Madam Speaker, “Prime Minister Ehud Olmert’s Address to the Knesset During the Conflict in the North”, 17 Temmuz 2006,http://www.knesset.gov.il/docs/eng/olmertspeech2006_eng.htm (15.03.2009).

251

Köse, SETA Lübnan…, s.27.

252

zararlar n yakla k 2.5 milyar dolar oldu unu aç klam r.253

Hizbullah- srail çat mas n taraflar aras nda sava n kazanan yoktur. 33 gün süren çat malar sonunda taraflar a r kay plar vermi ler ve bu çat maya girerken amaçlad klar hedeflerin hemen hiçbirine ula amam lard r. K smî olarak daha fazla zarar gören taraflar bulunsa da bunu Hizbullah’ n bir zaferi olarak sunmak gerçekçi de ildir. lk bak ta öyle bir tablo gözümüze çarpmaktad r; srail BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 say karar yla belli kazan mlar elde etmi tir, ideolojik aç dan Hizbullah Lübnan halk nezdinde me ruiyetini ve Ortado u halklar aras ndaki popülaritesini art rm r. Ekonomik aç dan sava taraflar n tümü için bir y m olmu tur, taraflar n güvenlik konusundaki kayg lar artarak devam etmektedir. ki taraf da hedeflerine sadece askerî yöntemlerle ula amayacaklar bir kez daha anlam lard r. Uluslararas kamuoyu ve büyük güçler bu krizde iyi bir s nav verememi ler, Beyrut’un yerle bir edilmesine seyirci kalm lard r. srail halk ise uzun süredir hissetmedi i düzeyde kendisini tehdit alt nda hissetmi tir.254

Kriz Hizbullah, Suriye ve ran’ n i ine yaram gibi gösterilmektedir. Ancak bu gerçekçi bir yakla m de ildir. Krizin insanî boyutu, sivil halk n gördü ü zarar ve altyap ya vurulan darbe ayn zamanda Lübnan’ n gelece ine vurulan bir darbedir. Ac bilânço incelendi inde ortaya iç aç bir tablo ç kmamaktad r.255

Tüm amaçlar na kar n gerginli in sonuçlar srail aç ndan da hesaplanan gibi olmam r. Hizbullah’ n yo un direni iyle kar la an srail, muhtemel bir ran operasyonu için bundan sonra daha ihtiyatl davranacakt r. Operasyonun hedeflerinden biri de Hizbullah’ Lübnan halk ndan koparmak olmu tur. Bu nedenle vurulan hedeflerde sivil askerî hedef ayr gözetilmemi tir. srail’in planlar n tersine bu süreçte Hizbullah, Lübnan halk nezdinde toplumsal me ruiyetini ve güvenilirli ini art rm r.256 Hizbullah gibi direni örgütleri bölgede devlet yap lar n giremedi i alanlara nüfuz etmekte ve daha sonra toplum içinde me ru siyasal ve sosyal hareket haline gelmektedirler. Terörist örgüt adland rmas art k bu örgütleri tan mlama aç ndan gerçekçi ve yeterli de ildir. Hizbullah’ n kendine ait

253

Hakk Y lmaz Ç yan, Manda daresinden Sonra Lübnan ve Lübnan-Türkiye li kileri, F rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Elaz , 2007, s.156.

254

Köse, SETA Lübnan…, s.21.

255

Köse, SETA Lübnan…, s.21.

256

televizyonu, gazetesi, sosyal yard m kurulu lar , bayra , mar lar , liderleri, ideolojisi ve silahl güçleri bulunmaktad r.257

Di er taraftan yapm oldu u sald lar srail’in uluslararas arenadaki imaj na da önemli ölçüde zarar vermi tir. slam dünyas ndaki etnik ve mezhepsel çat ma tehlikesi önemli bir tehdit olarak var olmaya devam etmektedir. Bu operasyondan uluslararas normlar ve kurumlar da önemli ölçüde yara alarak ç km r. BM, kendi personelinin srail taraf ndan aleni olarak hedef al nmas kar nda somut bir yapt m uygulayamam hatta k nama bile yay nlayamam r.258 ABD’nin de deste i ile srail’in bütün dünyan n gözü önünde icra etti i bu operasyona kar uluslararas tepkiler yeterince güçlü olamam r. srail’in bombard man n ba lamas ndan üç gün sonra 15 Temmuz 2006’da BM taraf ndan haz rlanan ate kes karar tasla dahi ABD’nin engellemeleriyle bir ay boyunca kabul edilememi tir.259 BM Güvenlik Konseyi 14 A ustos 2006’da kabul etti i 1701 say kararla ate kesi resmî olarak ilân etmi tir. Bu kararla ate in derhal kesilmesi ve Lübnan’ n srail s na BM Bar Gücü (UNIFIL-II) konu land lmas öngörülmü tür. Bu karardan sonra srail; Hizbullah’ ezdiklerini ve art k devlet içinde devlet olamayacaklar aç klarken, Suriye Devlet Ba kan Be er Esat ise zaferin Hizbullah taraf ndan kazan ld aç klam r.260

srail sald lar s ras nda AB Dönem Ba kan Finlandiya, srail’i orant z güç kulland ndan dolay k nasa da AB üyesi ngiltere ba ta olmak üzere baz Avrupa ülkeleri ise

srail’in kendini savunma hakk n oldu unu savunmu lard r.261

Lübnan’a sald lar sürerken 59. Hükümetin Ba bakan Tayyip Erdo an, srail’i Lübnan’a kar uygulad orant z güç kullan ve hava sald lar ndan kaynaklanan sivil kay plar nedeniyle ele tirmi tir. Di er taraftan Lübnan’da görev yapan BM Bar Gücü’ne asker göndermek için gerekli olan tezkerenin 5 Eylül 2006’da TBMM taraf ndan onaylanmas ve Türk birliklerinin BM Bar Gücü bünyesinde Lübnan’da göreve ba lamalar , Türkiye’nin bu konuda kararl ve istekli oldu unun bir göstergesidir. Bu karar Türk kamuoyunun baz kesimlerince ele tirilmi olsa da uluslararas arenada Türkiye’ye puan getirmi tir.262 Daha da önemlisi tezkere geçtikten sonra Türkiye’nin BM Bar Gücü’nün i leyi iyle ilgili artlar 257

Talha Köse, “De en Ortado u Denkleminde srail-Lübnan Krizi ve Türkiye’nin Rolü” Akademik Orta

Do u Dergisi, Cilt 1, Say 2, 2007, s.64.

258

Köse, SETA Lübnan…, s.21.

259

“Dünya Dur Diyor- srail Vuruyor”, Hürriyet Gazetesi, stanbul, 15 Temmuz 2006, www.hurriyet.com

(15.03.2009).

260

“Zafer Kazanan Kim”, Hürriyet, 15 A ustos 2006,www.hurriyet.com (15.03.2009).

261

Ç yan, Manda daresinden Sonra…, s.134.

262

müzakere etme konusunda pazarl k gücü artm r. Türkiye’nin asker gönderme konusunda bölgesel bar ve istikrar için Filistin’i de kapsayacak geni kapsaml bir paketi uluslararas kamuoyuyla payla mas tezkereye gösterilebilecek iç tepkilerin yat mas sa lam r. Bu maddelerin yaln zca tart ma ortam na dâhil edilmesi bile önemli bir hamle olarak görülebilir. Türkiye’nin Lübnan’a bar gücü birli i göndermesi gündeme geldi inde konunun Türkiye gündeminde tart lma biçimi k sa vadeli bir bak aç yla ele al nm r. Basit ç kar maliyet hesab üzerinden Türkiye’nin bu süreçten ne elde edip ne kaybedece inin teorik bir dökümü yap lmam r. Türkiye’nin Lübnan’a asker gönderme kar nda K br s ve PKK konular nda baz kazan mlar elde edebilece i, Ortado u Dörtlüsü’nün (AB, ABD, BM, RF) be incisi olarak Ortado u sürecine daha aktif bir ekilde eklemlenebilece i öngörülmü tür.263

Türkiye’nin Lübnan’da görev yapan BM Bar Gücü’ne asker göndermesiyle ilgili kayg lar gidermek için aç klamalarda bulunan Ba bakan Recep Tayyip Erdo an konuyla ilgili u artlar öne sürmü tür: Türk birlikleri Hizbullah’ n silahs zland lmas nda rol almayacak ve Hizbullah’la kar kar ya gelmeyecektir, Türkiye, ABD ve srail’in bölgedeki planlar nda yer almayacakt r ve Lübnan halk na insanî yard mda bulunacakt r. Bu artlarda problem ya an rsa Türk askeri geri çekilecektir, UNIFIL bünyesinde muharip güç olarak yer almayacakt r.264 O günün artlar nda Türkiye’nin Lübnan’a bar gücü birlikleri göndermesi konusunda Lübnan içerisindeki tüm ilgili aktörlerin istekli oldu u görüntüsü mevcuttur.

lerini rahatlatan etkenlerin ba nda da bu gelmektedir.265

Nitekim bu isteklerine kar k bulan Türkiye bölge istikrar n bozulmas n kom u ülkelerinin zarar na olaca belirterek BM’nin 1701 say karar memnuniyetle kar lam r. Yeni kurulan BM Bar Gücü’ne kat lmak üzere, tahrip olan altyap tesislerini onarmaya ve kullan r hale getirmeye yönelik olarak takviyeli bir istihkâm bölü ü kadar kuvvetini ve bir sava gemisini bölgeye göndermi tir. BM Bar Gücü emrine görevlendirilen Türk birli i Ekim-Kas m 2006’da görev bölgesi olan Lübnan’ n güneyinde konu lanmas tamamlam r.

BM Bar Gücü’nün konu lanmas ile bölgeye bir sükûnet gelmi olsa da bölgedeki temel sorunlar çözülmeden bu türden çat malar n tekrarlanmayaca garanti edilemez. E er Lübnan iç sava a yeniden sürüklenirse, Lübnan’ n bu sefer iki veya daha fazla parçaya

263

Talha Köse, “De en Ortado u Denkleminde…”, s.80.

264

“Erdo an: Askerimizi Çekeriz”, Hürriyet, 2 Eylül 2006,www.hurriyet.com.tr (15.03.2009).

265

bölünmesi kaç lmaz olacakt r.266

Türkiye’nin BM Bar Gücü’nde yer almas n Ortado u ve d politikas aç ndan çe itli kazan mlar sa lad aç k ve nettir. Nitekim 59. Hükümet bu durumu en uygun ekilde de erlendirmi ve kendi isteklerinin gerçekle tirilmesi halinde bölgeye asker göndermenin sa layaca kazan mlar da dikkate alm r. Lübnan’a asker göndermenin AB ile ili kiler sürecinde olumlu getirileri olmu tur. Türkiye’nin BM Bar Gücü’ne katk da bulunmas , AB’nin Türkiye ile ili kilerini de erlendirirken dikkate alaca yeni bir unsur olmu tur. Türkiye’nin AB için en büyük önemi stratejik konular olagelmi tir. AB, belli bölgelerde daha etkin rol aray içindeyken bunu Türkiye arac yla yapabilece ini dü ünmektedir. Bu güce kat m AB’ye bu konuda bir yakla m olarak görülmü , Türkiye askerî kapasitesini sergileme imkân bulmu tur. Türkiye’nin sadece hava sahas , limanlar ve havaalanlar kulland rmas bile jeopolitik konumunun ne kadar büyük bir önem ta somut olarak göstermi tir. Türkiye askerî harekât kapasitesine ve deneyime sahip bir ülke olarak Lübnan krizinde AB’ye, kendi arac yla bölgede nas l daha etkin bir rol oynayabilece ini gösterme imkân bulmu tur.

Uluslararas toplumun çe itli kesimleri de srarla Türkiye’nin katk n önemini vurgulam lard r. Bunda Türkiye’nin Müslüman bir ülke olu u ve Arap dünyas ile ili kileri etkilidir. Bundan da önemlisi, Türkiye’nin varl ran ve Suriye’nin bölgede konu lanan güce yönelik politikalar olumlu etkilemi tir. Bu ülkeler, görev alan BM Bar Gücü’ne kar bir eyleme giri meyi dü ünürlerse, Türkiye önemli bir engelleyici faktör olabilecektir. Daha sonraki a amada diplomasinin etkin kullan yla Türkiye’nin katk somut getirilere dönü türülebilmi tir. PKK, Kuzey Irak, AGSP içindeki konumumuz267 bu ba lamda ilk akla gelen kazan mlar olmu tur.

Türkiye, bölgesel hatta küresel güç olma iddias ta yan bir ülkedir. Bu nedenle Ortado u co rafî, tarihsel, kültürel nedenlerle Türkiye’nin etkin olmak istedi i bölgelerden birisidir. Bölgedeki istikrars zl k Türkiye’nin güvenli ini do rudan etkilemektedir. Bunlara siyasal ve ekonomik gerekçeler de eklenebilir. Etkinlik aray varsa ve bölge Türkiye’yi do rudan etkiliyorsa, çat malar n d nda kalmak bu amaçlara hizmet etmeyecektir. BM Bar Gücü’ne kat m Türkiye’yi bölgede daha önemli bir aktör konumuna getirmi tir.

266

Köse, SETA Lübnan…, s.25.

267

Oytun Orhan, “Türkiye’nin Lübnan’a Asker Göndermesi: Riskler ve F rsatlar”, 02.Ekim.2006,

Türkiye’nin Ortado u’daki etkinli i tart rken sürekli olarak hem Bat , hem Arap dünyas ve hem de srail’le iyi ili kilere sahip olma hassasiyeti gündeme getirilmektedir. Bu önemli olmakla birlikte, kimi zaman bu hassasiyet nedeniyle srail-Filistin sorununda görüldü ü gibi, ciddî bir etkinlik sa lanamam r.268 Daha fazla rol ve sorumluluk üstlenebilmenin yolu çat an taraflar ve bölgedeki aktörlerle yak n ili kiler geli tirmekten ve onlar n karar alma mekanizmalar etkileyebilme kapasitesinden geçmektedir. Lübnan’da bulunmak Türkiye’ye bu aç dan bir f rsat sunmu tur. Lübnan hükümetiyle ve içerideki farkl gruplarla somut ili kiler kurulmu , bu durum Türkiye’yi bölgede daha etkin bir konuma yükseltmi tir.

Genelkurmay eski Ba kan Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün ifadesiyle, o döneme kadar Türkiye bölgede stratejik üstünlü ünü kaybetmekteyken269 ran, Hizbullah arac yla etkinli ini Lübnan’a da yaymaktayd . Hizbullah’ n siyasalla mas , silah b rakmas konusuna bu aç dan bak labilir. Asker gönderme karar na, Türkiye’nin bölgesel üstünlü ünü korumas ve ç karlar aç ndan yakla lmas daha do ru olacakt r. Asl nda Türkiye’nin bölgedeki as l amac istikrar n sa lanmas na katk da bulunmak olmu tur. Çünkü artan sorunlar Türkiye’nin de yak n gelecekte büyük tehlikelerle kar la aca n sinyallerini vermi tir. Sonuç olarak 59. Hükümet, srail-Lübnan çat malar esnas nda AB ile ayn dili kullanm fakat çat malar n sona ermesinin ard ndan BM Bar Gücü’ne asker gönderme karar alarak sadece AB ülkelerinde de il tüm uluslararas kamuoyunda bölgede stratejik ve söz sahibi bir ülke imaj olu turmu tur.

3.2.3.3. 59. Hükümetin Bölge Ülkeleri le li kileri

a- ran

ran, 11 Eylül sald lar ndan sonra ABD taraf ndan Irak ve Kuzey Kore ile birlikte er

Ekseni içerisinde tan mlanm r. ABD’nin Irak i galinden sonra uluslararas kamuoyunun gözleri ran’a ve Suriye’ye çevrilmi tir. Her ne kadar bu durum Irak i gali sonras nda bizzat ABD taraf ndan yalanlanm sa da, ran’a kar da Irak i gali için ileri sürülen gerekçelere ba vurulmaktad r. Uluslararas güvenli i tehdit eden silahlar bulundurmak veya geli tirmekle suçlanan ran gibi geçmi te Irak da kitle imha silahlar bulundurmakla suçlanm . Bugün ran’ n nükleer silah üretti i iddia edilmektedir. ran’ n El Kaide mensuplar n ran üzerinden geçi yapmalar na göz yumdu u iddias ise somut gerekçelere

268 Serhat Erkmen, “Türk- srail li kilerinde Yeni Bir Dönem mi?”, Stratejik Analiz, Cilt 5, Say 62, Haziran 2005

, s.8

269 “En Çok Tehdit Bu Dönemde”, Radikal, 29 A ustos 2006

dayand lmam r.270

ran’ n nükleer politikalar , asl nda d politikada tehdit alg lamalar bertaraf etmek amac yla askerî tehdidin bir araç olarak pek çok yerde kullan ld bir istikamet izlemi ve izlemeye devam etmektedir. Bunun yan s ra bölgede srail’in varl tan mayan ve haritadan silinmesi gere ini dile getiren bir ülke olmas itibariyle de ran, de im yanl politikalar ortaya koyan bir devlet olarak da de erlendirilmektedir.271

ABD’nin ran ve Suriye aleyhine yapt mlar uygulanmas hususunda dünya kamuoyundan destek beklentisi kar k bulmam r. Dönemin ABD Ba kan Bush, dönemin Rusya Federasyonu Devlet Ba kan Putin ve AB üyelerinin yöneticileri ile defalarca bir araya gelerek mevcut Irak i gali ve tasarlanan ran ve Suriye i gali hususunda bu muhataplar ndan da arad deste i bulamam r. Putin, ‘‘nükleer çal malar yapmak bir devletin tekelinde olmamal r’’ diyerek ABD’nin ran’a müdahalesini desteklemeyece ini aç kça beyan etmi tir.272 AB ülkeleri ise Ortado u’daki dönü üm için öngördükleri yumu ak güç stratejisi ve ran ile aralar nda var olan ticarî ili kileri göz önünde bulundurarak ABD’nin ran’a müdahalesinin me ru bir zemine oturtulmas gerekti inden bahisle ve öngörülen müdahalenin tarz bak ndan buna destek vermemi lerdir. Ancak ran, bugün itibariyle ABD’nin i gali alt nda bulunan Afganistan ve Irak’ n co rafî aç dan tam aras nda yer almaktad r. Dolay yla ABD ç karlar aç ndan ran stratejik bir noktada bulunmaktad r.273 ABD, küresel sistemle zay f ba lara sahip ran’ n nükleer silahlara sahip olmas n bugün olmasa bile gelecekte ran’a müdahaleyi imkâns zla raca n; ran ise bu tür bir donan n ABD’nin muhtemel bir sald için emin bir kalkan olaca n idrakindedir.274 ki taraf n srarc tutumlar n arka plan nda bu dü ünceler yatmaktad r. Di er taraftan 59. Hükümetin ABD’nin olas bir ran sald nda Türkiye’nin kesinlikle taraf olmayaca yönündeki aç klamalar bu operasyonu olanaks z k lm r.275

Türkiye ile ran aras ndaki ili kilerde sözü edilen sorunlara kar n genellikle pragmatizm ve sa duyu egemen olmu tur. Bu tutum özellikle 59. Hükümet döneminde daha 270

Deniz Tansi, “Irak’ ran Üzerinden Okumak” Jeopolitik Ayl k Strateji Dergisi, l: 4 Say : 14, 2005, s.31.

271

Gonca O uz Gök, “11 Eylül Sonras Dönemde Türk-Amerikan li kileri: ran’ n Nükleer Faaliyetleri Ekseninde Bir De erlendirme”, Akademik Orta Do u Dergisi, Cilt 2, Say 2, 2008, s.75.

272

Sinan Ogan, “Bush Putin Zirvesi”: Analiz Yorum, 2005, s.2,www.avsam.org/tr/analizler (15.03.2009).

273

Tansi, “Irak’ ran Üzerinden...”, s.31.

274

Yasar Hac salihoglu,“Suriye ve ran Oda nda Yeni Hesaplar” Jeopolitik Ayl k Strateji Dergisi, l: 4 Say :14, 2005, s.29.

275

“Turkey as a US Security Partner”, April 2008,

da belirginle mi tir. Örne in, Türkiye do algaza ihtiyaç duymakta ve bu konuda Rusya’ya olan ba ml alternatifsizlikten kurtarmak dü üncesi ile kaynaklar çe itlendirmek istemektedir.

Nisan 2007’de Türkiye ve ran enerji alan nda ortak giri ime dayal stratejik bir ittifak planlad klar ilan etmi lerdir. Söz konusu proje yeni petrol ve gaz kuyular aç lmas ve Türkiye’den geçen mevcut boru hatlar kullanarak Yunanistan üzerinden Avrupa’ya enerji aktar lmas kapsamaktad r. Türkiye ran do algaz n pazarlanmas ve ta nmas için 2 milyar dolar yat m vaat etmi tir ve ayn zamanda ran petrolünün boru hatlar yoluyla Akdeniz’deki Ceyhan terminaline aktar lmas i ini kolayla rmay planlamaktad r. Avrupa Birli i, Rus enerji kaynaklar na a ba ml ktan kurtulmak için ran enerjisini ithal etme projesini hararetle desteklemekte ancak Washington bu projeye iddetle kar ç kmaktad r.276

59. Hükümetin ran politikas nda enerji ihyac d nda ran ile AB ve ABD aras nda söz sahibi ülke konumuna dönük bir rol aray n izlerini de bulmak mümkündür. Ayr ca ran’ n PKK gibi konularda ve enerji alan nda Türkiye’ye sundu u olanaklar Türkiye aç ndan kaç lmayacak f rsatlar olarak görülmü tür. PKK’n n uzant PJAK’ n varl ndan ran’ n duydu u rahats zl k ortak ç kara dayal kar kl yak nla may geli tirmi tir. 59. Hükümet ran ile kar kl diplomasi trafi ini geni letmi ve AB’nin ran ili kilerinde